Zülfikar Genctürk
HANİ NEREDE BM?
Giriş 10 Temmuz 2012 19:11
17 Aydır Suriye de yaşananlar, bugün Suriye’ yi yönetenlerin kendi halkına karşı yaptıkları, zulüm, vahşet, katliamlar. Vahşet ve cehalet çağlarında bile görülmemiştir. Benzeri ormandaki vahşi hayvanların bile yapamadığı olaylara bakınız. Öldürücü kartallar şeklinde uçan araçlar, yıkıp yok edici tanklar, kimyasal silahlar masum halkın üzerine ölüm yağdırıyor.
Bütün bu yaşananlar karşısında BM, NATO, Demokrasi havarileri seyirciler. Şeytan üçgeni, Deccal, Yecüc ve Mecüc’ ün korkusundan kınama bile yapamıyorlar. Rusya’nın yüz yıllar boyu hasretini çektiği sıcak denizlere inmeye, eyaleti(Suriye) sayesinde gerçekleştirdi ve donanmasını Akdeniz’e konuşlandırdı, Çin’de donanmasını Akdeniz’e gönderiyor, ABD’de uçak gemisini Antalya açıklarına demirledi, İsrail ve İngiltere’de Akdeniz’de.
Sanayideki ilerlemenin yaralayıcı ve parçalayıcı korkunç aletleriyle bizi ürperten sonuçlara bakınız.. Bu gidişat her an kitle imha silahlarının kullanılabilirliğini gündeme getiriyor. Hepimizin malumu 1973 yılında Arap İsrail savaşı sırasında, İsrail kitle imha silahlarını uçaklara yüklemişti. ABD bu silahların Araplar’a karşı kullanılmasını son anda önlemişti. Bu küresel güçler için, demokrasi, insan hakları sadece lafta kalır her zaman.
Kendi çıkarları öncelikli, Suriye de Esed’in yerine Rusya’yı en az Esed kadar seven ve Suriye’yi Rusya’nın Eyalet valisi gibi yönetecek yeni bir oluşumun garantisi dışında, bu katliamlar devam edecektir. Emperyalistler İslam Ülkelerini, Türk Cumhuriyetlerini, İslam olmayan diğer ülkeleri uzun süre istila ettiler. Bu Emperyalist Ülkeler, istila edip sömürge haline getirdikleri ülkelerde tamamen kendilerine bağlı yerli bir nesil oluşturdular.
Bu ülkelerde demokratik seçim yapılsa da, ülke idaresine İslam’a yabancı, batıya bağlı idareciler yönetime gelmektedir. Suriye örneğinde gördük. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti dışında, Hiçbir İslam Ülkesi, yapılan katliamlarla ilgili sert açıklama bile yapamıyor? 22 Haziran’da uluslar arası sularda silahsız jetimiz düşürüldü? Rusya ve İsrail’in ortak bilgisi dâhilinde, en son geliştirilen silahlar denendi.
Kim ne derse desin Suriye konusunda sürecin başından bugüne kadar, Dışişleri Bakanımız Prof. Ahmet Davutoğlu hoca süreci en iyi şekilde götürmektedir.
Bunların asıl amacı Suriye üzerinden ülkemizi kargaşa ortamına sürüklemek istiyorlar. Öncelikli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve başında bulunduğu, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetini küçük düşürmek; çünkü 03-Kasım-2002 öncesi hükümranlığının sorgulandığı bir ülkenin, bugün İMF ye kredi verir duruma gelmesini bir türlü kabullenemiyorlar. Bütün hedefleri Ülkemizin Ekonomik ve Siyasi İstikrarını bozmaktır. Rusya dışişleri bakanı Lavrov’ un açıklamaları, 3.Dünya savaşının ayak sesleri, Akdeniz’ deki gelişmelerde bunu gösteriyor.
Bu savaş olursa bu savaşın hitamında, Dünya haritasında İsrail devleti olmayacak, 13 milyon km2 olan Rusya federasyonu tamamen dağılacak, Moskova’dan ibaret küçük bir eyalet olarak kalacak, İran'da ise dört küçük Devlet oluşacak. Tekrar İslam Dünya ya hakim olacak. “Hakim- i mutlak Allah tır” İşaretler bu yönde.. 10 -Temmuz-2012 / Zülfikar GENCTÜRK
Yukarıdaki yazıyı 10- TEMMUZ-2012 de yazmıştık. Bu günde aynı şeyi söylüyoruz. Suriye Konusunda sürecin başından beri Dışişleri Bakanımız Sayın Prof. Ahmet DAVUTOĞLU hoca süreci en iyi şekilde götürmektedir.
MOSKOVA ŞAM Seferini yapan Yolcu Uçağı Ankara Esenboğa Hava alanına indirildi, yapılan incelemede savaş malzemesi çıktı, Ulaştırma Bakanımız Binali YILDIRIM Sivil Havacılık Kurallarına göre, Savaş Malzemesi taşıyacak Uçaklar 10 gün önceden Uçuş yapacağı hava sahasını kullanacağı ülkeye bildirmek zorunluluğu vardır dedi. Bütün bu gelişmeler, Hükümetimizin izlediği politikanın haklılığını ortaya çıkarıyor. Dışişleri Bakanımız Prof. Ahmet DAVUTOĞLU Hocanın yazdığı bir çok kitabı bütün dünyada ilgiyle okunmakta. Böyle değerli bilim adamına geri zekalı diyenler, kendileri geri zekalıdır..
Bugüne geldiğimizde ise,Türkiye'nin Suriyeye Müdahale etmesine mani hiç bir engel kalmadı,Çünkü Ülkemize Karşı yapılan yasa dışı her eylemin arkasında, Suriye'nin El Muhaberat teşkilatı çıkmakta 11 Mayısta Reyhanlı'da meydana gelen ve 51 vatandaşımızın öldüğü elim patlama, Dünya'nın En aşağılık, İstihbarat Örgütü El Muhaberat'ı işaret ediyor, İsrail,İran,Rusya,Irak Dünyadaki tüm istihbarat teşkilatlarının Hasseten Ülkemize karşı kullandıkları,Taşeron bir örgüttür.
Geçen ay Kuzey İrlanda'da 2 gün devam eden G-8 zirvesi sonrasında. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, zirveye katılan diğer 7,Pantolonlu O........ liderin eleştirilerine rağmen Suriye konusundaki tutumunu değiştirmedi.Putin Sivil Halkın katledilmesinin devamı için, 1,5 Milyar dolar yardım edilmesini emretti,ve bu patolonlu O.........lar emriniz başımızın üzerine dediler imzayı bastılar. ve para yardımını alan Esed kanlı katliamlarını devam ediyor..
Eylül Ayı Başında Rusya'da Yapılacak G-20 zirvesindende,Suriye, Mısır ve Bölge için yapıcı müspet hiç bir karar çıkmayacak, Bunların bütün gayret ve amaçları, İsrail'in bölgedeki gücünü tahkim etmek. Türkiye'nin bölgede küresel aktör olmasını önlemek Türkiye'yi saha dışına itmek. Suriye üzerinden Türkiye'nin İstikrarını bozmak, 2,5'yıldır başaramadılar bundan sonra'da inşallah başaramayacaklar.
132 Haftadır Bölgemizde ve Suriyede Yaşananlar, Suriye Üzerinden Türkiye'nin İstikrarını bozmak, Türkiye'nin Yeni komşusu Rusya.
Suriye'de, Mısır'da, ve Bölgedeki Olayların Baş Sorumlusu, Lenin, Stalin'in Yeni adı, Vladimir Putin, Efsanevi Gromiko'nun Yeni adı, Sergey Lavrov ve İsrail'dir.
Bebek katili
Suriye'deki isyan ateşini kanla bastıran Esad, en büyük katliam emrini verdi. Rejimin askerleri bebek, kadın ve yaşlı demeden herkesi katletti. Bini aşkın kişi 'sessizce' can verdi! Bu da vahşetin 'sarin gazıyla gerçekleştiği' iddialarını güçlendirdi
Tunus'tan sonra "Arap Baharı", Ocak 2011 yılında Suriye'ye sıçradı. 2 yılı aşkındır muhalifleri katleden Esad rejimi, en ölümcül katliam emrini dün verdi. Çoğu bebek tam bin 300 kişi, kimyasal silahlarla katledildi. İsyan ateşinin yandığı Suriye'de, Devlet Başkanı Başer Esad, ayaklanmayı kanla bastırmak amacıyla kolları sıvadı. Şimdiye kadar 100 binden fazla kişi öldü, 2 milyondan fazla kişi de yaralandı.
GÜNE UYANAMADILAR
Birleşmiş Milletler'den (BM) 20 kişilik ekip, "Saldırılarda kimyasal silah kullanıldı" iddialarını araştırmak amacıyla 2 gün önce Şam'a gitti. BM heyetinin Şam'da "kimyasal silah" incelemeleri yaptığı sırada, büyük bir katliam yaşandı. Dün sabah saat 03:00'ten itibaren, Şam'ın banliyölerine yönelik büyük bir saldırı başlatıldı. Tank, top ve havadan yapılan saldırılarda ölümcül sarin gazı yüklü roketler kullanıldı. Doğu Guta, Hammuriye, Arbin, Sepka, Kefaar Batna ve Muaddamiye bölgeleri, bir anda ceset yığınına döndü. Kurbanların çoğu ise ölüme sabah uykusunda yakalanan bebek, çocuk ve kadınlar oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Suriye Yerel Koordinasyon Komitesi (LCC) bin 300 kişinin öldüğünü, 5 binden fazla kişinin ise yaralandığını açıkladı.
REJİM 'SAPTIRMA' DEDİ
Cesetlerin üzerinde kurşun ve yara izi bulunmaması ise "kimyasal silah" iddialarını destekledi. Suriye yönetimi ise saldırılarda sarin gazı kullanıldığı yönündeki iddiaları yalanladı. Suriye Enformasyon Bakanlığı, "Kimyasal silah haberleri, Şam'da incelemler yapan BM heyetinin saptırma girişimidir. Aynı heyet daha önce de Suriye rejimi ile muhalifleri, birbirlerine kimyasal silah kullanmakla suçlamıştı" açıklamasını yaptı.
CAN ÇEKİŞEREK ÖLDÜLER
Şam' daki doktorlardan Halid Mahmud, çok sayıda kişinin sarin gazından etkilendiğini açıkladı. Yaralılarda nefes darlığı, kusma, göz bebeklerinde küçülme ve bilinç kaybı yaşandığını belirten Mahmud, acil tıbbi malzemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bayan Baker isimli hemşire ise "Hastaneye gelenlerin göz bebekleri küçülmüş ve ağızlarından köpükler geliyordu. Doktorlar bunların sarin gazının tipik semptomları olduğunu söylüyor" dedi.
BUZ KESTİK
Katliamın ardından ölen çocukların cesedi yan yana dizildi. Kefenlenmiş cesetler, morga dönüştürülen yerlerde muhafaza edildi. Sıcak hava nedeniyle cesetlerin kokmaması için üzerlerine buz kalıpları konuldu. Ortaya çıkan görüntüler ise kan dondurdu.
Sarin gazlı katliamın ardından toplu ölümler gerçekleşti. Ölen bebekler ve çocukların cesetleri aynı yerde toplandı. Üzerlerine konulan buzlar ise vahşetin kanlı kokusunu engellemek içindi!
SARİN GAZI BOMBADAN BETER
Esad'ın katliamda kullandığı iddia edilen sarin gazı, aşırı zehirli bir sinir ajanıdır. Vücuttaki sinir sistemlerinin dengesini bozar. Sinir sistemini felç ederek, saniyeler içinde insanı öldürür. Renksiz ve kokusuz olduğu için teşhisi zordur. Burun akması, göğsün sıkışması, görüşün zayıflaması, nefes almada güçlük, aşırı terleme, kusma, gözbebeklerinin küçülmesi, görüşte bulanıklık, sendeleme, şaşkınlık, uyuşukluk, hafıza kaybı, çırpınma, koma ve sonrasında ölüm gibi etkiler gösterir. Küçük bir damlası bile ölümcül olan sarin gazı, 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yasaklanmıştı.
KIRMIZI ÇİZGİ
Suriye'de kimyasal silahların kullanımını inceleyen BM Uluslararası Araştırma Komisyonu Başkanı Ake Sellstrom, dünkü zehirli gaz saldırısı iddiasının incelenmesi gerektiğini söyledi. Beyaz Saray'dan temmuzda yapılan açıklamada, "Şam rejiminin kimyasal silah kullanarak, kırmızı çizgiyi aştığı" bildirilmişti.
KATLİAM DİYETİ!
Esad'ın eşi Esma Esad'ın gündeminde katliam yoktu. Esma Hanım, şu sıralar formunu nasıl koruyabileceğine kafa yormaya başladı! Instagram'da yaptığı sosyal hizmetlere dair fotoğraflar paylaşan Esma Esad'ın koluna taktığı zayıflama bilekliği dikkat çekti. Bu bileklik kişiye kaç kalori yaktığını bildiriyor.
Mısır'da başta Rabiatul Adeviyye ve Nahda Meydanı olmak üzere birçok yerde barışçıl gösteri yapan darbe karşıtlarına ateş açıldı. Keskin nişancılar ve saldırganlar protesto yapanların üzerine mermi yağdırdı.
Katliam sonrası ölen kişi sayısı hakkında birçok kanattan açıklama gelirken en korkunç rakam ise Müslüman Kardeşlerden geldi. 5200 kişinin öldüğünü, 20 binden fazla kişinin yaralandığını açıklayan İhvan, bu sayının artabileceğini belirtti.
Mursi'nin darbeden önceki son konuşması adeta bir vasiyet gibi... Mısır'ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbeden önceki son konuşması sosyal medyada bir hayli ilgi uyandırdı. Mursi, bu konuşmasında şehitlerin kanıyla hep beraber kazanılan devrimi koruma çağrısında bulunuyor
YORUMLAR