Son dakika: Başkan Erdoğan'dan unutulmayan paylaşım: Milletin üstünde bir güç görmedik, tanımadık .

Anayasa Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım'ın dün akşam yaptığı skandal darbe imalı paylaşımına siyasilerden tepkiler çığ gibi büyürken akıllara Başkan Erdoğan'ın 12 Eylül'ün yıl dönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda yaptığı konuşmayı getirdi.

Erdoğan, her darbenin bir önceki darbenin eksiklerini, yarım bıraktıklarını, başaramadıklarını tamamlamak amacıyla gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, şöyle konuşmuştu:

"Vesayet dediğimiz yapı da darbeciler tarafından kurulan nizamın çeşitli yol ve yöntemlerle bürokrasi ve sivil siyaset çatısı altında sürdürülmesinden ibarettir. Türkiye'yi kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir yer olarak tarif edenler, ülkemizi doğrudan ve dolaylı ama mutlaka vasiler eliyle yönetmek için her yolu denemişlerdir. Milletimiz 15 Temmuz'da gösterdiği cesaret ve kahramanlıkla ortaya koyduğu dirayetli duruşla geçmişteki işte bu kirli ve kanlı senaryolarla da hesaplaşmıştır. Yine o gece görülmüştür ki millet kıyama kalktığı zaman darbecilerin tankı da topu da silahı da medyası da uluslararası destekleri de hiçbir işe yaramıyor."

AYM üyesinin skandal çıkışına peş peşe çok sert tepkiler!

Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım sosyal medyada büyük tepki çekti. Anayasa Mahkemesi binasının fotoğrafını paylaşan Yıldırım, “ışıklar yanıyor” mesajını yazdı. Darbeci zihniyetin uzantısı olarak değerlendirilen bu ifadeler sonrası AK Parti'den peş peşe tepkiler geldi. AYM üyesi Yıldırım daha sonra sosyal medya hesabından özür mesajı yayınladı.

GİRİŞ 14.10.2020 01:03GÜNCELLEME 14.10.2020 10:51

Vesayetçi anlayışın ve darbeci zihniyetin izlerini taşıyan göndermeli mesajıyla sosyal medyada gündeme oturan AYM üyesi Engin Yıldırım'a devletin üst kademesinden sert tepkiler peş peşe geliyor.

Anayasa Mahkemesi binasının fotoğrafını paylaşan Yıldırım, “ışıklar yanıyor” ifadesiyle darbeci zihniyetin sloganını kullandı. AYM üyesi Yıldırım daha sonra sosyal medya hesabından özür mesajı yayınladı.

ÖZÜR MESAJI YAYINLADI!

AK PARTİ'Lİ ÖMER ÇELİK'TEN ÇOK SERT AÇIKLAMA

AK Parti MKYK ve MYK Üyesi Ömer Çelik sosyal medya hesabından çok sert açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik, ''Demokrasimizi kimse tehdit edemez. Bir Anayasa Mahkemesi üyesi Türkiye’nin “HUKUK GÜVENLİĞİ”ni ihlal edemez. Cunta ağzıyla konuşanların anayasal düzenimizi hedef almasına müsaade etmeyeceğiz. Darbeci zihniyetin kurumlarımızda olmasına tahammül edemeyiz.'' ifadelerinde bulundu.

Sabah saatlerinde de bir açıklama yayımlayan Çelik, "Türkiye’ye geçmişte acılar yaşatmış müdahalelerin sloganının bir Anayasa Mahkemesi Üyesi tarafından kullanılması utanç verici bir saygısızlıktır. Hukuktan başka bir dili olmaması gereken bir AYM mensubunun hukuku katletmenin sembolü olan bir dille konuşması vahimdir. Müdahaleler anayasal düzeni yıkmış ve milletimize büyük acılar yaşatmıştır. Müdahalelerin neticesinde hukuk düzenimiz ortadan kaldırılmıştır. Varlık sebebi hukuk olan AYM’de bir üye ise hukuku katleden müdahalelerin diliyle konuşuyor... Bu kabul edilemez. Türkiye’nin gerçek hukukçuları en son 15 Temmuz darbe girişiminde teröristlerin müdahalesine güçlü bir direniş gösterdiler. Gerçek hukukçular demokrasiyi koruma mücadelesi verdiler. AYM Üyesi’nin kullandığı dil ise milleti tehdit etmenin ve hukuku yıkan müdahalelerin dilidir" ifadelerini kullandı.

Darbeci reflekslerin gölgesindeki söylemler kabul edilemez. Bu ülkede darbeci karanlık kafaları aydınlatacak ışığın anahtarı tektir ve o da Aziz Milletimizin iradesidir. Gereken her durumda o irade sağduyu ile ışıkları açar ve lüzumsuzsa da kapar.

— Prof. Dr. Mustafa Şentop (@MustafaSentop) October 14, 2020

İÇİŞLERİ'NDEN 'IŞIKLARIMIZ HİÇ SÖNMÜYOR' MESAJI

İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda ise AYM üyesi Engin Yıldırım'ın mesajına cevap verildi. 

İçişleri Bakanlığı'ndan "Işıklarımız hiç sönmüyor" şeklinde bir paylaşımda bulunuldu.

İÇİŞLERİ'NDEN İSTİFA ÇAĞRISI

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ise, sosyal medya hesabından ''Dün 'Genelkurmay'ın ışıkları yanıyor' diyerek darbecilere selam çakanların bugün görevini üstlenenler bir saniye durmasın, istifa etsin!'' açıklamasını yaptı.

Türkiye İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, ''Vesayet özlemine milletimizin tepkisi böyle hesabı kilitletir... Ama yetmez İstifa gerekir, bekliyoruz.'' ifadelerinde bulundu.

ADALET BAKANI GÜL'DEN TEPKİ

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül resmi Twitter hesabından, ''Vesayet özlemi içinde olanlar, hukuk adına konuşma ehliyetini yitirirler. Işıkları Millet açar, Millet kapatır.'' açıklamasında bulundu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ''AYM üyeleri arasında belli ki vesayet özlemi çekenler var. Kimse merak etmesin; milletimiz feraset sahibidir, lüzumsuz ışıkları söndürmeyi iyi bilir.'' ifadelerini kullandı.

AK Parti Grup Başkanvekili  Mehmet Muş, ''Anayasa Mahkemesi üyesinin tehdit iması içeren "AYM'nin ışıkları yanıyor" sözlerini kınıyoruz. Hiçbir kurum yada kişi milli iradeye gözdağı veremez. Jüristokrasi heveslilerine bu millet fırsat vermez!'' dedi:

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, ''Bu saçma ve ucuz trollüğe önce AYM Başkanı ve diğer AYM üyeleri dur demelidir! AYM üyesi olmuş birinden devlet adabı, yargıç ağırlığı ve ciddiyeti beklemek hakkımız! Bı imalı ifadenin ne demek olduğunu bilmiyor muyuz?! Bu ne saçmalık, kendinize gelin!'' ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi,
Hiç unutmayalım ki Anayasamızın yani Millet iradesinin tezahürü ile inşa olunmuştur.
Varlık sebebi sadece ve sadece “Hukuk” ile aydınlatmaktır.
Bu idrakten yoksun olanlar Anayasa Mahkemesi üyesi olamazlar!

— Av. Özlem Zengin (@AvOzlemZengin) October 13, 2020

MHP'DEN 'IŞIK' GÖNDERMELİ PAYLAŞIM!

Üyesi olduğu kurumun ağırlığını ve ciddiyetini taşıyamayarak adete bir trol gibi işgal ettiği makama çok hafif gelen, AYM'nin saygınlığının ayaklar altına alınmasına zemin hazırlayan, mahkemeyi zan altında bırakan bu şahıs derhal istifa etmeli ve hukuk önünde hesabını vermelidir.

— Mustafa Destici (@Mustafa_Destici) October 13, 2020

İŞTE BÜTÜN TEPKİLER

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, ''Demokrasiye ve milletimize meydan okuyanların Kandillerini, tek tek söndürdük... Yine söndürürüz.....'' açıklamasında bulundu.

AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, AK Parti logosunu paylaşarak, ''Işığı hiç sönmüyor'' dedi.

AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak

AK Parti MKYK Üyesi Fatma Aksal

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 14 Eylül'de yaptığı bir açıklamada AYM Başkanı Zühtü Arslan’a "Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?" diye tepki göstermişti. 

Bu mesajın ardından AYM üyesi Engin Yıldırım, bisiklete binerken çekilmiş fotoğrafıyla yanıt vermişti.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten AYM üyesinin skandal paylaşımına tepki: Utanç verici bir saygısızlık

AYM üyesi Engin Yıldırım’dan skandal mesaj

• Darbe çığırtkanlığı yapan Engin Yıldırım'ın geri adımı A Haber'de masaya yatırıldı

Katar Emiri Temim'den Macron'a soğuk duş: Erdoğan benim babamdırTürkiye hazımsızlığıyla bilinen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Türkiye'nin yanında olmakla suçladığı Katar Emiri Şeyh Temim al-Sani'den tokat gibi bir cevap aldığı ortaya çıktı. “Türkiye ekonomik olarak çökecekti. Sen yardım ettin, onun üzerine Erdoğan kurtuldu” diyen Macron, al-Sani'nin “2017 Haziran ayında darbe girişimi yapılırken yanımda bir tek Tayyip Erdoğan vardı. O benim babamdır. Ölene kadar bu böyle olacak. Onunla birlikte olmaktan asla vazgeçmeyeceğim” sözleriyle şok oldu.

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu'nun yazısı şöyle:

Sözcü gazetesinin patronu, hakkındaki tutuklama kararı kaldırıldığı halde, aylardır yurtdışında yaşıyor..

Burdaki mahkemeler de kimi bulduysalar, onlara cezayı bastılar.

"Bunlar suçsuzdu, patron yerine bunlara ceza bastı" demiyorum.

O kaçak olduğu için, kendisini kurtardı.

"Burdakiler kurtulamadı" diyorum..

Yoksa..

Cezayı haketme noktasında, bir ihtilaf yok.

Hatta verilen ceza çok değil, az bile..

FETÖ ile iş tutuğu ileri sürülen AK Parti, o örgütün gerçek yüzünü görmüş.

O örgütü diskalifiye etmeye çalışıyor.

Örgüt, devletin tüm unsurlarına, sadece AK Parti iktidarında değil, taa 1980'lerden bu yana yerleşmiş.

Kılcal damarlarda hiç sezdirmeden dolaşan bu örgütün tasfiyesi sırasında, Emin Çölaşan "Şimdi cemaati savunma zamanı" diye köşe yazısı kaleme alıyorsa.

Kimse kusura bakmasın..

Bunun karşılığı 3 yıl 6 ay ile sınırlı olamaz..

Örgütü resmen savunan bir yazardan bahsediyoruz.

Tek bir yazıdan değil, onlarca yazıdan bahsediyoruz.

Hiç kaçarı olmayan yazının başlığını veriyorum.

Siz de diğerlerini, internette şu an dahi okuyabilirsiniz..

Bugün bir etkisi olmayabilir..

Ama düşünün..

FETÖ henüz teslim alınmamış.

Her gün farklı bir dinleme kayıtlarını çarpıtarak, meşru hükümeti devirmek için oyunlar tezgahladığı..

Yargının üçte bir üyesinin, FETÖ'cülerden oluştuğu. Yargıtay'ın yarıdan fazlası, Danıştay'ın yarıdan fazlasının FETÖ'cü üyelerden oluştuğu bir dönemde, siz "Şimdi cemaait savunma zamanı" diye yazı kaleme alıyorsanız..

Bunun karşılığı, kumpas kuran emniyet müdürlerine verilen, haksız dava açan, haksız tutuklama kararı verdiren savcıların aldığı cezalarla eşdeğer olamaz..

Olmamalı idi..

Aksini düşünen var ise..

yeniakit.com.tr'de, eski yıllardaki gazetelerin manşetlerini yorumladığım haberlere bir bakıversinler.

Ben onlardan son 4 gündeki üç haberi aktarayım..

Sözcü gazetesinin, FETÖ terör örgütüne nasıl yardım ettiğini, siz de görün..

Tarih: 13 Ekim 2014

Kemalistlik iddiasındaki Sözcü gazetesinin birinci sayfasındaki manşetin başlığı şöyle:

"TAYYİP YARGIYI DA ELE GEÇİRDİ"

Hani 2010 yılında bu başlığı atarlar.. Ki attılar zaten. O tarih için, "Abartılı. Haksız. Ama bir terör örgütüne destek yok" der, geçerim.

Ama..

Bu başlık..

2014 yılında atılmış ise.

FETÖ'nün HSYK'daki etkinliği kırılmak üzere yapılan seçimde, hain örgütün elemanları tasfiye edildikten sonra atılmış ise..

Sözcü gazetesinin yayın kuruluna sormam gerekir: Siz FETÖ'cülerin yargıdan temizlenmesine karşı mısınız?

Eğer o seçim yapılmasa idi.

Eğer o seçimde, AK Parti kazandı diye algı oluşturulan isimler üyeliği kazanmamış olsa idi..

Yerlerine FETÖ'cüler oturacaktı.

Ki, bir önceki HSYK üyelerinin çoğu da FETÖ'cü idi.

Adalet Bakanlığı, solcu ama gerçekten FETÖ'ye karşı olan hakim-savcılarla dirsek temasına geçerek, hazırlanan listede solculara da HSYK üyeliği vererek, FETÖ'cüleri tasfiye eden sonucu aldı.

Ama Sözcü gazetesi, bu sonuçtan rahatsız..

O zaman, "Siz FETÖ terör örgütünün, neyisiniz" dememiz gerekmez mi?

İki liste var.

Birisi FETÖ'cülerden oluşuyor..

Diğeri ise, Adalet Bakanlığı'nın kontrolünde, muhafazakar hakim ve savcılarla, solcu hakim ve savcıların bir kısımının ortak çalışması..

FETÖ'cü olmayan birisi, ikinci listenin kazanmasından rahatsız olur mu?

Olmaması gerekir.

Ama Sözcü gazetesi rahatsız olmuş.

Bu vesile ile hatırlatalım.

AK Parti'ye çamur atmak isteyen bir kısım solcular, 2014 yılında, FETÖ'cülerle işbirliği yaparak, HSYK'yı ele geçirmeye çalıştılar..

Yani kendileri zaten, FETÖ'cülerin hain olduklarını taaa yıllar öncesinden bildiklerini iddia ediyorlar.

AK Parti 2010 yılında, FETÖ'cülere aldanmış, şimdi uyanmış, onlarla yolunu ayırmak istiyor.. Böyle bir ortamda.

FETÖ'cülerin hainliğini eski yıllardan beri biliyoruz diyen solcular, o hainlerle işbirliği yapıp, AK Parti'yi devirmek istiyorlarsa..

Burdaki hainlik, FETÖ'cülerin hainliğinden hiç de az değildir..

Devam ediyorum, Sözcü'nün unutulan manşetlerine..

Tarih: 10 Ekim 2015.

Sözcü'nün manşeti şöyle:

"DİGİTÜRK'E İPTAL YAĞIYOR"

Neymiş, ne yapmış Digitürk de tepki yağıyormuş?

2015 şartlarında, henüz darbe olmamış, henüz FETÖ'cü kanallar yayında iken. Digitürk kendi platformundan, "FETÖ ile mücadelede bizim de bir tuzumuz olsun" kabilinden bir karar ile o yapının televizyonlarını çıkarmış.

Samanyolu Haber'den başlayın, Mehtap Tv'ye kadar.

FETÖ'cü olmayan bir kişi, hele hele ulusalcı generallerin FETÖ tarafından cezaevine konulduğunu sabah akşam anlatıp, FETÖ üzerinden AK Parti'ye de çamur atan bir yayın organı..

FETÖ'cü kanallar Digitürk platformundan çıkarılınca ne yapması lazım:

"Geç kalmış bir karar" demesi lazım.

Peki bunlar ne diyorlar?

"İptal yağıyor" diyorlar.

Yani, FETÖ'cüler, kendi kanallarını platformdan çıkaran Digitürk'teki aboneliklerini iptal ediyormuş. Sözcü de bunun propagandasını yapıyor..

Bir haber daha.. Tarih: 9 Ekim 2015.

Başlık şöyle: "YARGI KARARI OLMADAN 7 KANALI DİGİTÜRK'TEN ATTILAR.. KUMANDA TAYYİP'TE"

Bu nasıl bir riyakârlıktır. Bu nasıl bir FETÖ aşıklığıdır..

Tamamen FETÖ'ye ait 7 televizyon kanalı, tümü ile de değil. Sadece özel bir şirketin platformundan çıkarılmış..

Avukatlığını yapmak da Sözcü gazetesine kalmış.

Yargı kararı gerekiyormuş..

Yargı kararı olmadan, özel bir şirket, hangi televizyon kanalına hizmet vereceğini kararlaştıramazmış..

Tabii bunun ardında neyin yattığını siz biliyorsunuz.

FETÖ'cü kanallar her ortamda kolayca seyredilsin ki. Örgütün propagandası, her yerde yapılmış olsun.

Bunu savunmuş, Sözcü..

Şimdi cezayı yiyince de.

"Biz ne yaptık ki?" diyorlar.

Daha ne yapacaksınız?

Daha ne yapacaktınız da yapamadınız, FETÖ'nün sözcülüğüne soyunan Sözcü?

• Sözcü Gazetesi davasında flaş gelişme! BAM cezaları onadı

• RTÜK'ten İP ve Sözcü'nün bağış yalanına yanıt: Hiçbir derneğe, vakfa ya da STK'ya bağışta bulunulmadı

• Sözcü Gazetesi ve muhabiri İsmail Saymaz'dan skandal haber! İnsan canını hedef alan trafik canavarını korudular

• Sözcü Gazetesi ve muhabiri İsmail Saymaz'dan skandal haber! İnsan canını hedef alan trafik canavarını korudular