Tarihi: 23.03.2017 23:32 Son Güncelleme Tarihi: 22:11.2017 07:19
Darbeci komutanlar halka ateş için mühimmat taşıdı!
FETÖ’cü teröristler, 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalktı. Hainlerin en önemli adresi Genelkurmay Başkanlığı’ydı. TAKVİM, o geceye ilişkin yeni görüntülere ulaştı. Buna göre, kalleşler Orgeneral Yaşar Güler’i kelepçeleyip itip kaktı. Rütbeli hainler, halkın üzerine ateş açan askerlere sandıklarla mühimmat taşıdı. İhaneti belgeleyen bu anlar, saniye saniye kameralara yansıdı

Terör örgütü FETÖ, özellikle emniyette, yargıda ve orduda yuvalandı. Kalleşlerin TSK'daki uzantıları, 15 Temmuz'da darbe girişimine imza attı. FETÖ'cü askerler, F-16'larla vatandaşların üzerine bombalar yağdırdı. Ancak 79 milyon tankların önüne yatıp, kanlı kalkışmayı ortadan kaldırdı. Darbe girişiminin en önemli adresi Genelkurmay Başkanlığı'ydı. TAKVİM, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay'da yaşananlara ilişkin yeni görüntülere ulaştı. Genelkurmay Karargahı'nın çeşitli noktalarına ilişkin görüntülerde en dikkat çeken bölüm, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in gözaltına alınmasıydı.
FETÖ'CÜ hainler, Genelkurmay Başkanlığı'nın bahçe duvarının dibinde siper alarak halka ateş açıyor. Rütbeli kalleşler ise silahı halka doğrultan askerlere sandıklarla mühimmat taşıyor.
Karargah'ta 15 Temmuz gecesi
Bu görüntüler ilk kez yayınlanıyor. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhında neler yaşandı? Darbeci Tümgeneral Mehmet Dişli o gece nasıl görüntülendi? Cuntacılar nasıl gözaltına alındı? Saat saat, isim isim o anlar…
Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek ile Özel İstihbarat Şefi Nazif Karaman, A Haber canlı yayınında 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Karargahındaki FETÖ'cüleri isim isim açıkladı...
İŞTE İSİM İSİM O FETÖ'CÜ DARBECİLER
TANKLAR ARAÇLARI EZE EZE İLERLEDİ
Görüntülere göre, Org. Güler darbeci Emir Subayı Binbaşı Mehmet Akkurt tarafından gözaltına alınıyor. Özel Kuvvetler'e ait askerlerin kolları arasında itilip kakılarak götürülen ve başına çuval geçirilen Güler, turnikelerden geçirilmek isteniyor. Turnikeleri tekmeleyerek açan darbeciler, komutanı sert hamlelerle çekerek binadan çıkarıyor. Genelkurmay'daki darbe gecesine ilişkin görüntülerde diğer önemli bir an ise 05.30 sıralarında yaşanıyor. Darbeciler, karargahın bahçe duvarı dibinde siper alarak halka ateş ediyor. Rütbeliler ise halka ateş açan askerlere sandıklarla mühimmat taşıyor. Bir başka görüntüde ise Genelkurmay'ın dış kısmına çıkan tanklar, sivil araçları ezerek yolunu açıyor. Öğlen 13.22'de ise darbe gecesi generalleri kelepçeleyen darbeciler, güvenlik güçleri tarafından kelepçeleniyor. Tek sıra haline dizilen hainler, kelepçelendikten sonra emniyete götürülüyor.
ABDURRAHMAN ŞİMŞEK- NAZİF KARAMAN
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni anlattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D - CNN Türk ortak yayınında Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı. Erdoğan, Anayasa değişikliğiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Üzerinde durmanın hakikaten gerekliliğine benim de inandığım husus şu. Bir defa ekranlarda veya sosyal medyada gerçekten bu hazırlanan yasa ile ilgili yaklaşım tarzlarını hazmedilerek gündeme getirilmediğini düşünüyorum. Bir gerçeği yakalamamız lazım; bu 18 madde nedir? 18 maddenin tamamıyla dışına çıkarak çok farklı şeyler konuşursak bu bir aldatmaca olur.
Biz ülkemizin geleceğiyle ilgili ciddi bir adım atıyoruz. Bu, 339 oyla parlamentodan geçti. AK Parti ve MHP, 339 oyla halk oylaması yolunu açtılar. Bundan sonraki süreç halkımızla. Milletimiz burada nihai kararı verecek, Söz, karar onların.
Birinci maddede yargının bağımsızlığına, tarafsızlığı ilave edilecek. Bu bir defa önemli bir aşama.
Milletvekili sayısı 550'den 600'ye çıkarılacak. Almanya'nın nüfusu 82 milyon. Milletvekili sayısı şu anda 667. 123 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Fransa'da 66 milyon nüfus var.Milletvekili ve senato 925 kişi. İspanya'da 44 milyon nüfus var, 616 kişi var parlamentoda. İtalya'nın 60 milyon nüfusu var, parlamento 952 kişiden oluşuyor. İngiltere'nin 65 milyon nüfusu var ama senato, milletvekili hepsine baktığımızda 1449... Geliyoruz bize. Şu anda 550... Nüfusumuz 80 milyon. 143 bin kişiye 1 tane düşüyor. Biz istiyoruz ki temsilde adalet gelsin.
MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YAŞININ 25'TEN 18'E İNDİRİLMESİ
Bugün çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Dinamik parlamentoyla gençliğimizin ufkunu genişletecektir. 51 ülkede milletvekili seçilme yaşı 18. Avrupa Birliği ülkelerinin yüzde 73'ünde milletvekili seçilme yaşı 18. Şu anda bizim 18 ila 25 yaş arasında bu seçimde oy kullanacakların sayısı yaklaşık 7.5 milyon. Ana muhalefet bu gençliğe güvenmiyor. Ben de diyorum ki bu gençliğe güvenin. Bu gençlik şunu biliyor; ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapattı, bir çağ açtı.
"HER GEÇEN GÜN YALAN MAKİNESİ ÜRETİM YAPIYOR"
"Kılıçdaroğlu onu tashih dense kendini kurtaramaz. Her geçen gün yalan makinesi üretim yapıyor. Biz 2 dönem başbakanlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Neden? Aynı ekolden geldiğimiz için. Sayın Gül'den önce sayın Sezer'le böyle bir uyumu yakalayamadık. Atamalarda özellikle bunların olmaması gerekirdi. Fakat atamalarda bu sıkıntıları yaşadık. Aynı ekolden geldiği halde ki ertesi gün bütün piyasalar alt üst oldu. Benim milletimin bunu görmesi lazım. Anayasa kitapçığının fırlatılması. Bu iki zat aynı ekolden gelmişti. Faturası ne?"
"SEÇİMLER 5 YILDA BİR"
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri artık 5 yılda bir olmak üzere ikisi birlikte yapılacak. Biz bileceğiz ki 5 yıl sonra şu gün bu ülkede cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimi olacak. Bu, istikrarı ve güveni getiriyor. Eksik de olsa 14 yıl içindeki en önemli sihir kavramlarımız istikrar ve güvendir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Rumeli-Balkan buluşmasında konuştu: Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok. Biz kardeşlerimizin, soydaşlarımızın tüm mağdur ve mazlumların haklarının, hukuklarının korunması için mücadele veriyoruz. Aslında bu mücadele bizimle birlikte tüm insanlığın ortak görevidir. Ama söz konusu Müslüman olunca, söz konusu Türk olunca maalesef dünyanın pek çok yerinde gözlerin yumulduğuna, kulakların tıkandığına, kalplerin karardığına şahit oluyoruz. Biz asla böyle davranamayız.
İşte son günlerde Hollanda başta olmak üzere Avrupa'da yaşanan hadiseleri görüyorsunuz. Vatandaşlarımıza yönelik insanlık dışı tutuma hep birlikte şahit olduk. Ne pahasına olursa olsun, elbette onların haklarını ve hukuklarını korumanın çabası içinde olacağız.
Şimdi bu Pazar, 26 Mart Pazar günü Bulgaristan'da seçimler yapılacak. Bulgaristan'a, oradaki soydaşlarımıza, kardeşlerimize baskı var. Bir taraftan 'demokrasi' diyeceksin ama öbür taraftan oradaki Türklere ciddi manada baskı yapacaksın, bu olacak iş değil.
Ana muhalefetin başındaki zatın bu konuda söylediklerini şöyle 20-25 maddelik liste halinde önüme koyup bakıyorum; sonra derin bir şüpheye düşüyorum. Acaba biz mi başka bir ülkede yaşıyoruz, yoksa bu zat mı? Çünkü söylediği hususların Anayasa değişikliği ile uzaktan yakından bir ilgisi yok.
Tutturmuş bir tek adamdır gidiyor. Sözünü ettiği tek adam nerede ben de bilmiyorum. Çünkü Anayasa değişikliğinde söz konusu olan seçimle iş başına gelen, görev süresi belli olan bir Cumhurbaşkanı. Ey Kılıçdaroğlu, senin partinin genel başkanlığını yapmış olan İnönü tek adamdı.
Cumhurbaşkanı yetkisi ile hükümet faaliyetleriyle ilgili olarak anayasa ve yasalara uygun kararnameler çıkarmaktan ibarettir. Anayasaya ters kararname çıkaramaz, kanunlara ters kararname çıkaramaz. 'Canım istedi, çıkarırım' yok böyle bir şey. Anayasa ve yasalara uygun olacak. Buradan tek adamlık çıkması mümkün mü?
Hadi onu da geçtik, diyelim ki Cumhurbaşkanı nefsine yenildi, yoldan çıktı, gerçekten tek adımlık yapmaya kalktı. Her şeyden önce bu kişinin yakasına kim yapışır. Bu dünyada millet yapışır. Çünkü biz iki hesaba inanırız halk, Hak. Meclis soru önergeleri, araştırma ve soruşturma komisyonlarıyla yasama yetkisiyle bu kişiye dünyayı dar eder. Şayet ortada suç varsa iş Yüce Divan'a gider. Hatta daha kestirme yol olarak Meclis erken seçim ister, bu kişiye hesabı sandıkta verdirir. Böyle bir sistemde kim tek adamlığa cüret edebilir. Bu itham, safsatadan, mugalatadan, millete söyleyecek sözü olmamaktan kaynaklanan bir hezeyandır.
Almışlar yanlarına PKK'yı, DEAŞ'ı, FETÖ'yü onlarla beraber yürüyorlar. Bizimle baş edemeyeceksiniz. Birşeye bakıyorum, bakıyorum ki Kandil'dekiler hayır diyor. Kandil'de kim var, PKK'nın başları var onlar hayır diyor. PKK hayır diyor, FETÖ, Pensilvanya'dan sesleniyor hayır diyor. Burada hayır diye aldatılanlar ne anlama geliyor sizde onlarla berabersiniz. Bu ne demek kişi sevdikleriyle beraberdir. Olay bu.
KILIÇDAROĞLU'NA İDAM KARARI ÇAĞRISI:
(İdam isteriz sloganları üzerine) İBen kanaatimi söyledim, onaylarım. Çünkü devletin 249 şehidimiz sebebiyle onların katillerini affetme yetkisi yoktur. O yetki o şehitlerin kendi vasilerinindi. Sayın Bahçeli düşüncesini açıkladı, Sayın Yıldırım'ın kanaatini de biliyorum. Şimdi Kılıçdaroğlu da açıklasın bakalım. Diyor ki 'Tamam getirsinler, ben varım' diyor. Tamam, var mısın? 16 Nisan'dan sonra inşallah bunu görelim.
Cumhurbaşkanı grafikle yapılacak değişikliği anlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Anayasa'da milletvekili sayısının 600'e çıkmasını "temsilde adalet" diyerek grafikle anlattı.
Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu öncesinde CNN Türk-Kanal D ortak yayınında Hakan Çelik'in moderatörlüğünü yaptığı programda yapılacak değişiklikleri anlattı.
"TEMSİLDE ADALET İÇİN 600 MİLLETVEKİLİ"
Cumhurbaşkanı, yeni Anayasa'da milletvekili sayısının 600'e çıkmasıyla ilgili grafikle Avrupa'daki örneklerini göstererek; "Milletvekili sayısı 550'den 600'ye çıkarılacak. Almanya'nın nüfusu 82 milyon. Milletvekili sayısı şu anda 667. 123 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Fransa'da 66 milyon nüfus var.Milletvekili ve senato 925 kişi. İspanya'da 44 milyon nüfus var, 616 kişi var parlamentoda. İtalya'nın 60 milyon nüfusu var, parlamento 952 kişiden oluşuyor. İngiltere'nin 65 milyon nüfusu var ama senato, milletvekili hepsine baktığımızda 1449. Geliyoruz bize. Şu anda 550. Nüfusumuz 80 milyon. 143 bin kişiye 1 tane düşüyor. Biz istiyoruz ki temsilde adalet gelsin." diye anlattı.
Cumhurbaşkanı grafikle yapılacak değişikliği anlattı
Erdoğan: El aman diliyorlar ama yok...
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni anlattı
nlattıCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D - CNN Türk ortak yayınında Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı. Erdoğan, Anayasa değişikliğiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Üzerinde durmanın hakikaten gerekliliğine benim de inandığım husus şu. Bir defa ekranlarda veya sosyal medyada gerçekten bu hazırlanan yasa ile ilgili yaklaşım tarzlarını hazmedilerek gündeme getirilmediğini düşünüyorum. Bir gerçeği yakalamamız lazım; bu 18 madde nedir? 18 maddenin tamamıyla dışına çıkarak çok farklı şeyler konuşursak bu bir aldatmaca olur.
Biz ülkemizin geleceğiyle ilgili ciddi bir adım atıyoruz. Bu, 339 oyla parlamentodan geçti. AK Parti ve MHP, 339 oyla halk oylaması yolunu açtılar. Bundan sonraki süreç halkımızla. Milletimiz burada nihai kararı verecek, Söz, karar onların.
Birinci maddede yargının bağımsızlığına, tarafsızlığı ilave edilecek. Bu bir defa önemli bir aşama.
Milletvekili sayısı 550'den 600'ye çıkarılacak. Almanya'nın nüfusu 82 milyon. Milletvekili sayısı şu anda 667. 123 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Fransa'da 66 milyon nüfus var.Milletvekili ve senato 925 kişi. İspanya'da 44 milyon nüfus var, 616 kişi var parlamentoda. İtalya'nın 60 milyon nüfusu var, parlamento 952 kişiden oluşuyor. İngiltere'nin 65 milyon nüfusu var ama senato, milletvekili hepsine baktığımızda 1449... Geliyoruz bize. Şu anda 550... Nüfusumuz 80 milyon. 143 bin kişiye 1 tane düşüyor. Biz istiyoruz ki temsilde adalet gelsin.
MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YAŞININ 25'TEN 18'E İNDİRİLMESİ
Bugün çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Dinamik parlamentoyla gençliğimizin ufkunu genişletecektir. 51 ülkede milletvekili seçilme yaşı 18. Avrupa Birliği ülkelerinin yüzde 73'ünde milletvekili seçilme yaşı 18. Şu anda bizim 18 ila 25 yaş arasında bu seçimde oy kullanacakların sayısı yaklaşık 7.5 milyon. Ana muhalefet bu gençliğe güvenmiyor. Ben de diyorum ki bu gençliğe güvenin. Bu gençlik şunu biliyor; ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapattı, bir çağ açtı.
"HER GEÇEN GÜN YALAN MAKİNESİ ÜRETİM YAPIYOR"
"Kılıçdaroğlu onu tashih dense kendini kurtaramaz. Her geçen gün yalan makinesi üretim yapıyor. Biz 2 dönem başbakanlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Neden? Aynı ekolden geldiğimiz için. Sayın Gül'den önce sayın Sezer'le böyle bir uyumu yakalayamadık. Atamalarda özellikle bunların olmaması gerekirdi. Fakat atamalarda bu sıkıntıları yaşadık. Aynı ekolden geldiği halde ki ertesi gün bütün piyasalar alt üst oldu. Benim milletimin bunu görmesi lazım. Anayasa kitapçığının fırlatılması. Bu iki zat aynı ekolden gelmişti. Faturası ne?"
"SEÇİMLER 5 YILDA BİR"
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri artık 5 yılda bir olmak üzere ikisi birlikte yapılacak. Biz bileceğiz ki 5 yıl sonra şu gün bu ülkede cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimi olacak. Bu, istikrarı ve güveni getiriyor. Eksik de olsa 14 yıl içindeki en önemli sihir kavramlarımız istikrar ve güvendir.
Erdoğan'dan Steinmeier'a tepki: Teessüf ediyorum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D - CNN Türk ortak yayınında Hakan Çelik'in sorularını yanıtlıyor.. Erdoğan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in yaptığı mesnetsiz açıklamaları için "İyi arkadaş olduğumuz halde beni hedef alan bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı kendisine teessüf ediyorum. Keşke yapmamış olsaydı böyle bir açıklamayı." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Ağzı olan konuşuyor. 18 madde nedir önce buna bir bakalım. Önce hazmedelim. 18 maddenin tamamiyle dışına çıkmak suretiyle farklı şeyler konuşursak bu bir aldatmaca olur. Biz ülkemizin geleceğine yönelik, ülkemizin kaderiyle ilgili ciddi bir adım atıyoruz. Anayasa bu. 339 oyla parlamentodan referandum geçti. 367'nin de üzerinde olsaydı öyle de olsa millete gideceğiz. Nihai karar merci millettir. Böyle olmadı, AK Parti ve MHP dayanışma halinde 339 oyla referandum yolunu açtılar. Bundan sonraki süreç halkımızda. Milletimiz burada nihai kararı verecek. Söz onun karar onun."
VEKİL SAYISI NEDEN ARTIYOR?
"1. maddede yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilave edilecek. Türkiye Cumhuriyeti yargısı bağımsız ve tarafsız olacak. İkincisi milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkartılıyor. Bu konuyla ilgili olarak bazı ülkelerden de örnekler vermek istiyorum. Bir millevekiline düşen insan sayısı itibariyle özellikle Almanya'dan başlayalım. Almanya; nüfusu 82 milyon, milletvekili sayısı 667, 123 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Fransa; 66 milyon nüfusu var, fakat milletvekili ve senato 925, orada 75 bin kişiye düşüyor. İspanya; 44 milyon nüfusu var, 616 milletvekili var 64 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. İtalya; 60 milyon nüfusu var parlamento 952 kişiden oluşuyor, orada da 63 bin kişiye düşüyor. İngiltere; 65 milyon nüfusu var ama senato-milletvekili-avam kamarasına bakınca bin 449 ve 45 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Bizim 550, nüfus 80 milyon 143 bin kişiye bir tane düşüyor. Temsilde adaleti getiriyor mu, hayır. Biz bunun adımını atalım. Bundan rahatsız olmaya gerek yok"
"EN ÇOK İFTİHAR ETTİĞİM, EN ÖNEMLİ MADDE BU"
"Hakaret üstüne hakaretler, 450'ydi yetmiyor mu. Yeter yetmez ayrı şey. Parlamento ne işe yarar? Yasaların çıktığı yer değil mi? Bitti. Millet derse ki uygundur çıkacak. Uygun değil diyorsa zaten yapılacak bir şey yok. Öyleyse egemenlik kayıtsız şartsız milletinse o zaman çıkacak karara da evet diyeceğiz. Milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi var bir de. Benim de en çok iftihar ettiğim, olması gerektiğine inandığım en önemli madde bu. Niye? Bugün bizim çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Böyle bir parlamentoyu açtığımız zaman gençliğin ufkunu genişletecektir. Benim gencim benim için bu ülkenin kaderinde rol oynama imkanı var. Üniversitesini bitirdiği zaman, hatta okurken kalkacak siyasette varım diyecek, adımını atacak. Şu anda bizim geldiğimizde 30 yaş seçilme yaşıydı 25'e indirdik. Ama ben dünyayı geziyorum görüyorum, baktım ki dünya öyle değil. Sadece AB üyesi ülkelerde bile durum farklı"
"ANA MUHALEFET BÜTÜN GENÇLERE GÜVENMİYOR"
"Niye biz gencimize güvenmiyoruz? Şu anda bizim 18 ile 25 arasında bu seçimde oy kullanacak olanların sayısı yaklaşık 7 buçuk milyon. Bu gençliğe güveneceğiz ki gençlik de bir şeyleri yüklenecek. Dinamik parlamentoda diyelim ki 550, 600'e çıktı. Burada 600'ü de 18-25 olacak diye bir şey var mı? Yok. 25 ile 30 yaş arası şu an 5 kişi var. Neden bu kadar çekiniyoruz ya? Bu sayı 5 mi olur, 15 mi olur göreceğiz. Demek ki ana muhalefet bütün gençlere güvenmiyor. Bütün gençleri aday göstermekten de çekiniyor. Bu gençliğe güvenin. Tarihimizde gelen bir kaynağı var. Gençlik şunu biliyor benim ecdadım Fatih 21 yaşında çağ açtı. Sen yarınlarda bu ülkenin yönetiminde olacaksın ve bu ülkenin kaderine hükmedeceksin onun için iyi çalışın"
"BU İŞ SUİSTİMAL EDİLDİ"
"Yeni sistemde iki seçim 5 yılda bir yapılacak. Biz bileceğiz ki 5 yıl sonra şu gün bu ülkede cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimi olacak. Bu istikrarı ve güveni getiriyor bizim buna ihtiyacımız var. 14 yıl içindeki sihir kavramlarımız istikrar ve güvendir. Bunu kaybetmemeliyiz. Bakanlar Kurulu'na KHK yetkisi kaldırılıyor. Güvenoylaması kaldırılıyor. Çünkü güvenoylaması hakkı millet diyor ki benimdir. 5 yılda bir gerçek güven oylamasını o yapacak. Bundan sonra gensoru falan akşam yat sabah kalk yok böyle bir şey. Bu iş suistimal edildi. Şu ana kadar 484 gensoru verildi. Bunu verenler netice alamayacağını biliyor. Meclis'teki çalışmayı tıkamak için yapıyor. Bunlardan 4 tanesi kabul edildi, 480'i reddedildi. Niye parlamentoyu tıkıyorsun ya. Niye hızımızı kesiyorsun. Çok çalışmamız lazım. Bu ülkenin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması için sıçrama yapmamız lazım. İşleri güçleri gensorularla ön tıkamak oldu. Başaramadılar ama zaman kaybına uğradık"
"HER GEÇEN GÜN YALAN MAKİNESİ ÜRETİM YAPIYOR"
"Kılıçdaroğlu onu tashih dense kendini kurtaramaz. Her geçen gün yalan makinesi üretim yapıyor. Biz 2 dönem başbakanlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Neden? Aynı ekolden geldiğimiz için. Sayın Gül'den önce sayın Sezer'le böyle bir uyumu yakalayamadık. Atamalarda özellikle bunların olmaması gerekirdi. Fakat atamalarda bu sıkıntıları yaşadık. Aynı ekolden geldiği halde ki ertesi gün bütün piyasalar alt üst oldu. Benim milletimin bunu görmesi lazım. Anayasa kitapçığının fırlatılması. Bu iki zat aynı ekolden gelmişti. Faturası ne?"
"CUMHURBAŞKANI'NIN TBMM'Yİ FESİH YETKİSİ YOK"
"Cumhurbaşkanı'nın fesih yetkisi yok. Saf tipler var bazıları televizyonlara çıkıyor. Cumhurbaşkanı'nın böyle bir yetkisi yok. Yeni düzenlemeyle beraber böyle bir yetkiye sahip olmadığı gibi ülke erken seçime gitme durumundaysa kararı parlamento alır. Cumhurbaşkanı'nın erken seçime götürme yetkisi dahi yok. Bunu ancak Meclis'te yapabilir. Bunun da oranları var. O oranı yakalayamadığı takdirde bunu da sağlayamaz. Böyle bir seçime gitmek, sadece parlamento ya da cumhurbaşkanı değil. Aynı anda ikisi de. Böyle bir erken seçim. Sistem olarak uzlaşmanın içine itiyor. Bundan dolayı ülkede istikrar oluyor."
"100 YARDIMCI DİYE SAFSATA BİR ŞEY OLMAZ"
"Artık Başbakanlık yok. Türk tipi Cumhurbaşkanlığı'ndan bahsediyoruz. SAyın Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi kusura bakmayın, o da kusura bakmasın 100 yardımcı diye safsata şeyler olmaz ya. Biz göreve geldiğimizde 36 tane Bakan vardı. Bunu 25'e indirmek oldu ilk işim. Niye? Devlet Bakanları zaten icrai özelliği de yok, istedik ki icrai özelliğe dönüştürelim. Biz bu hizmeti bu anlayışı kabineye yerleştirmiş bir zihniyetiz. Boşta kalana bakanlık verelim anlayışıyla gelmedik. Onların hayal edemeyeceği bu uygulamaya koymak suretiyle çok daha pratik bir anlayışı getireceğiz"
ERKEN SEÇİM OLUR MU?
"Bu yapı 2019'un Kasım'ına kadar böyle gidecek fakat hükümetin Bakanlar için tasarrufu olabilir. Hükümet herhangi bir oylama yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Mevcut anayasa 16 Nisan'dan sonra bu hükümet kalkıp yerine yenisi gelmesi gibi zorlama söz konusu değil. Hükümet böyle bir karar alır mı hükümetin kendi tasarrufudur. Şu andaki görüntüde 2019 Kasım'a kadar gidecek bir hükümet var. Başbakan biz erken seçimi düşünmüyoruz diyor. Bana sorulsa ben de aynı kanaatteyim. Erken seçimlerle idare edilen ülkede istikrarı bulamazsınız."
"30 BÜYÜKŞEHİRDE ŞEHİR HASTANELERİ AÇACAĞIZ"
"Şu anda hala öğretmen açığımız var. Mali imkanı olmayan öğrencilere imkan sağladık. Bursaları gençlerimize verdik. Lisansüstü, doktora hepsine burs verdik. Bunlar üretimi gerçekleştirecek olan geleceğin temel taşlarıdır. Sağlıkta reforma gittik. İllerde değil, ilçelerde hastanelerimiz var. Yetmez dedik. Şehir hastanelerine girdik. Bakın Mersin'de, Yozgat'ta açtık. Isparta'da yine şehir hastanesi açıyoruz ve bu yıl sonuna kadar ciddi sayıda hastaneler açacağız. Asıl hedefimi 30 büyük şehirde açmak. Bunlar dünyaya bir mesaj. Bu dünya Türkiye'ye bu şekilde bakıyorsa beyin göçünü de buraya çekelim istiyoruz. Bu adımları bunun için atıyoruz. Tıp fakültelerinin ötesine geçtik. Sağlık üniversiteleri kuralım dedik. Hem devlet olarak hem özel sektör olarak kurduk. İstiyoruz ki süratle doktor sayımız artsın. Bununla da kalmayalım dedik devlet hastanelerindeki doktorlara kariyer yapma imkanını kolaylaştıralım dedik."
"EVRAKLARIMIZI GÖNDERMEMİZE RAĞMEN FETÖ ELEBAŞINI ALAMADIK, ALAMIYORUZ"
"Adalette, emniyette bütün fiziki şartları değiştirdik. Silahlı Kuvvetler, emniyet teşkilatı ve köy korucuları arasındaki bağ farklı noktaya geldi. Dünyanın hiçbir yerinde adalet sorun olmaktan çıkmaz. Mesela buyrun ABD. ABD'de adaletten şikayet etmemek gibi bir şey var mı? Avrupa'da var mı? Başta Almanya, Hollanda, İsviçre. Var mı? Şurada işte bu ülkede devleti yıkma eylemine giren teröristbaşı FETÖ'yü evrakları göndermemize rağmen alamadık. Alamıyoruz. Hala belge gönderiyoruz. Toplam 4 bin 500 dosya Almanya'ya verildiği halde PKK'nın teröristlerini Türkiye'ye teslim etmiyor. Nerede adalet? Sadece ülkemizi görüyoruz. Kusura bakmasınlar. Yargının bağımsız olduğuna inanıyorsak o zaman onların vereceği karara da herkes saygı duyacak. Ülkemizden kaçıp giden hakim ve savcılar o makamdaydı. O makamlarda bulundukları zaman yaptıkları yanlışlar nedeniyle şu anda tarafsız ve bağımsız yargı tarafından yargılanacaklarını gördükleri için kaçıp gittiler"
"ALMANYA CUMHURBAŞKANI'NA TEESSÜF EDİYORUM"
"Hayır kampanyası yapanlara kapını açıyorsun. Hatta Almanya'nın parlamentosundaki milletvekilleri hayır kampanyası yapabiliyor. Özellikle bunlar AB değerlerini çiğnediler. Bunu söyleyince rahatsız oluyorlar. Hiç istemezdim böyle olsun. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier iyi arkadaş olduğumuz halde beni hedef alan bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı kendisine teessüf ediyorum. Keşke yapmamış olsaydı böyle bir açıklamayı. Almanya'daki faşizan baskıları söylüyorsam tanımı içinde söylüyorum. Nazi diyorsam bunu tanımı içinde söylüyorum. Aynı şey Hollanda için de geçerli. Şansölye sahiplendi. Hani siz kadın haklarını savunuyordunuz. Bayan bakanımı araba içinde hapsedeceksin. Atlarını itlerini köpeklerini sosyal demokratik haklarını kullanmak üzere bulunan Hollanda vatandaşı Türk kardeşlerimin üzerine salacaksın, Trabzonlu Hüseyin'imi köpeklere ısırtacaksın. Doktorlar 3 ay çalışamazsın diyor. Kandil'deki sözde başı bakıyorsun video konferansla konuşma yapabiliyor. Ben Köln'de böyle bir toplantıda aynı şekilde konuşma rica ettiler, konuşamızı yasakladılar. Buna evrensel hukukta ne denir açıklasınlar. Teröristi konuşturuyorsun. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı'na yasak koyuyorsun. Ama benim de diyeceklerim var sana elbette"
"16 NİSAN'DAN SONRA SÜRPRİZLERLE KARŞILAŞABİLİRSİNİZ"
"Şu anda gündemimde Almanya'ya gitmek yok. 16 Nisan'dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Onlar da karşılaşabilir. Bir hafta 10 gün içinde 15 ülke dolaştım. Bütün gayretimi bunun için koydum. Aynı samimiyeti onlardan görmedik. O atağımızdan sonra bu bir sessiz devrimdir dediler. O zaman Liderler Zirvesine katılıyorduk düzenli olarak. Oradan kenara attılar Sarkozy'nin başkan olmasından sonra. Aynı şekilde Merkel o dönemde onlar girdikten sonra liderler arasına biz 3-4 ülkeydik. Bizleri kabullenmediler. Biz artık uzaktan seyretmeye başladık. Hala kabul ettik, ediyoruz gibi yarım yamalak bu tür şeyler yapıyorlar. Türkiye bunları kabullenecek bir ülke değil. Her şey olursa olur, olmazsa olmaz. Sorun bizden kaynaklanmıyor. Sorun tamamiyle AB ülkeleri bazılarından kaynaklanıyor. İçlerinde dürüst olanlar da var. İngiltere gitti referanduma ve çekildi"
"SİYASİ VE İDARİ ALANDA GÖZDEN GEÇİRME OLUR"
"Siyasi ve idari alanda gözden geçirmeler olur. Kendi ülkesine benim Dışişleri Bakan'ımı sokmayan anlayışı ve o AB'nin mensuplarının hiçbirinin kalkıp da benim Türkiye ile ilgili mesajı yayınlamamasını kabullenemeyiz. Bunlara karşı tavrımız olmayacak mı? Bizim için küstah diyorlar, aynaya baksınlar. Küstahlar bize küstahlık taslayamazlar. Bu kadar ileri gidenler aynen karşılığını bulurlar. Bunu bilecekler. Türkiye ile gayri ahlaki yarışa girilmez, aynen cevabını alırlar. Bir taraftan müzakere masaında olacaksın bir taraftan bunu yapacaksın."
Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliye'de geçekleştirilen Balkan-Rumeli buluşmasında PKK ve FETÖ teröristlerinin aman dilediğini ancak devletin şehid katilini affetmesinin söz konusu olmayacağını belirtti ve ekledi "İdamı onaylarım"
BİZİMLE BAŞ EDEMEYECEKSİNİZ! BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNZİ
Onlar çılgına dönüyorlar. Türkiye bunu nasıl yapıyor diyorlar. Almışlar yanlarına PKK'yı FETÖ'yü, DEAŞ'ı onlarla birlikte yürüyorlar. Bizimle baş edemeyeceksiniz! Biz milletimizle yürüyoruz. Evelallah hepsi bir tarafa bizim daha delinecek çok dağlarımız, inşa edilecek çok köprülerimiz, kurulacak çok fabrikalarımız, kepegi açılacak çok dükkanlarımız var. Onlar Güneydoğu Anadolu'da Kürt kardeşlerimin evlerininönüne çukurlar açtılar. Hendekler açıp bombalar yerleştirdiler. Utanmadan sıkılmadan hala el aman diliyorlar. Yok! Adalet neyse bedelini ödeyeceksiniz.
"Bizimle baş edemeyeceksiniz! Bedelini ödeyeceksiniz!"
İDAMI ONAYLARIM: DEVLETİN ŞEHİD KATİLİNİ AF YETKİSİ YOK
İdam konusunda kararımız söyledim. 16 Nisan'dan sonra parlamentomuz idam kararını verir gönderirse onaylarım. Devletin 249 şehidin katillerini affetme yetkisi yoktur.
Terör örgütü PKK'dan alçak tehdit
Bölücü terör örgütü PKK elebaşlarından Cemil Bayık, halk oylamasında karşıt görüşte durulması ve "Hayır" oyu verilmesine yönelik tehditlerde bulundu.
Bölücü terör örgütü PKK elebaşlarından Cemil Bayık, halk oylamasında karşıt görüşte durulması ve "Hayır" oyu verilmesi yönünde tehditlerde bulundu.
PKK REFERANDUM İÇİN "HAYIR" ÇAĞRISI YAPTI
Terör örgütlerinin 'Hayır' ittifakı
Bölücü terör örgütü PKK, halk oylaması öncesinde özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki seçmenlerin üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Bununla ilgili örgütün elebaşlarından Bayık'ın söylemlerinin bulunduğu görüntüler ortaya çıktı.
PKK VE CHP NEDEN 'HAYIR' CEPHESİNDE YER ALDI?
Seçmenleri "Hayır" oyu kullanmaları yönünde tehdit eden Bayık, sandık başına gitmeme eğiliminde olan Kürt seçmenlere de hakaret etti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde geçen sene halkın can ve mal güvenliğinin tesisine yönelik bölücü terör örgütüne karşı yapılan terör operasyonlarını, "Kürt halkına yönelik operasyonlarmış" gibi yansıtmaya çalışan terörist Bayık, örgüt mensuplarına, halk oylamasında "Evet" çıkmasının PKK'nın sonu olacağı mesajını da verdi.
Erdoğan'dan Steinmeier'a tepki: Teessüf ediyorum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D - CNN Türk ortak yayınında Hakan Çelik'in sorularını yanıtlıyor.. Erdoğan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in yaptığı mesnetsiz açıklamaları için "İyi arkadaş olduğumuz halde beni hedef alan bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı kendisine teessüf ediyorum. Keşke yapmamış olsaydı böyle bir açıklamayı." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Ağzı olan konuşuyor. 18 madde nedir önce buna bir bakalım. Önce hazmedelim. 18 maddenin tamamiyle dışına çıkmak suretiyle farklı şeyler konuşursak bu bir aldatmaca olur. Biz ülkemizin geleceğine yönelik, ülkemizin kaderiyle ilgili ciddi bir adım atıyoruz. Anayasa bu. 339 oyla parlamentodan referandum geçti. 367'nin de üzerinde olsaydı öyle de olsa millete gideceğiz. Nihai karar merci millettir. Böyle olmadı, AK Parti ve MHP dayanışma halinde 339 oyla referandum yolunu açtılar. Bundan sonraki süreç halkımızda. Milletimiz burada nihai kararı verecek. Söz onun karar onun."
VEKİL SAYISI NEDEN ARTIYOR?
"1. maddede yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilave edilecek. Türkiye Cumhuriyeti yargısı bağımsız ve tarafsız olacak. İkincisi milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkartılıyor. Bu konuyla ilgili olarak bazı ülkelerden de örnekler vermek istiyorum. Bir millevekiline düşen insan sayısı itibariyle özellikle Almanya'dan başlayalım. Almanya; nüfusu 82 milyon, milletvekili sayısı 667, 123 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Fransa; 66 milyon nüfusu var, fakat milletvekili ve senato 925, orada 75 bin kişiye düşüyor. İspanya; 44 milyon nüfusu var, 616 milletvekili var 64 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. İtalya; 60 milyon nüfusu var parlamento 952 kişiden oluşuyor, orada da 63 bin kişiye düşüyor. İngiltere; 65 milyon nüfusu var ama senato-milletvekili-avam kamarasına bakınca bin 449 ve 45 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Bizim 550, nüfus 80 milyon 143 bin kişiye bir tane düşüyor. Temsilde adaleti getiriyor mu, hayır. Biz bunun adımını atalım. Bundan rahatsız olmaya gerek yok"
"EN ÇOK İFTİHAR ETTİĞİM, EN ÖNEMLİ MADDE BU"
"Hakaret üstüne hakaretler, 450'ydi yetmiyor mu. Yeter yetmez ayrı şey. Parlamento ne işe yarar? Yasaların çıktığı yer değil mi? Bitti. Millet derse ki uygundur çıkacak. Uygun değil diyorsa zaten yapılacak bir şey yok. Öyleyse egemenlik kayıtsız şartsız milletinse o zaman çıkacak karara da evet diyeceğiz. Milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi var bir de. Benim de en çok iftihar ettiğim, olması gerektiğine inandığım en önemli madde bu. Niye? Bugün bizim çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Böyle bir parlamentoyu açtığımız zaman gençliğin ufkunu genişletecektir. Benim gencim benim için bu ülkenin kaderinde rol oynama imkanı var. Üniversitesini bitirdiği zaman, hatta okurken kalkacak siyasette varım diyecek, adımını atacak. Şu anda bizim geldiğimizde 30 yaş seçilme yaşıydı 25'e indirdik. Ama ben dünyayı geziyorum görüyorum, baktım ki dünya öyle değil. Sadece AB üyesi ülkelerde bile durum farklı"
"ANA MUHALEFET BÜTÜN GENÇLERE GÜVENMİYOR"
"Niye biz gencimize güvenmiyoruz? Şu anda bizim 18 ile 25 arasında bu seçimde oy kullanacak olanların sayısı yaklaşık 7 buçuk milyon. Bu gençliğe güveneceğiz ki gençlik de bir şeyleri yüklenecek. Dinamik parlamentoda diyelim ki 550, 600'e çıktı. Burada 600'ü de 18-25 olacak diye bir şey var mı? Yok. 25 ile 30 yaş arası şu an 5 kişi var. Neden bu kadar çekiniyoruz ya? Bu sayı 5 mi olur, 15 mi olur göreceğiz. Demek ki ana muhalefet bütün gençlere güvenmiyor. Bütün gençleri aday göstermekten de çekiniyor. Bu gençliğe güvenin. Tarihimizde gelen bir kaynağı var. Gençlik şunu biliyor benim ecdadım Fatih 21 yaşında çağ açtı. Sen yarınlarda bu ülkenin yönetiminde olacaksın ve bu ülkenin kaderine hükmedeceksin onun için iyi çalışın"
"BU İŞ SUİSTİMAL EDİLDİ"
"Yeni sistemde iki seçim 5 yılda bir yapılacak. Biz bileceğiz ki 5 yıl sonra şu gün bu ülkede cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimi olacak. Bu istikrarı ve güveni getiriyor bizim buna ihtiyacımız var. 14 yıl içindeki sihir kavramlarımız istikrar ve güvendir. Bunu kaybetmemeliyiz. Bakanlar Kurulu'na KHK yetkisi kaldırılıyor. Güvenoylaması kaldırılıyor. Çünkü güvenoylaması hakkı millet diyor ki benimdir. 5 yılda bir gerçek güven oylamasını o yapacak. Bundan sonra gensoru falan akşam yat sabah kalk yok böyle bir şey. Bu iş suistimal edildi. Şu ana kadar 484 gensoru verildi. Bunu verenler netice alamayacağını biliyor. Meclis'teki çalışmayı tıkamak için yapıyor. Bunlardan 4 tanesi kabul edildi, 480'i reddedildi. Niye parlamentoyu tıkıyorsun ya. Niye hızımızı kesiyorsun. Çok çalışmamız lazım. Bu ülkenin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması için sıçrama yapmamız lazım. İşleri güçleri gensorularla ön tıkamak oldu. Başaramadılar ama zaman kaybına uğradık"
"HER GEÇEN GÜN YALAN MAKİNESİ ÜRETİM YAPIYOR"
"Kılıçdaroğlu onu tashih dense kendini kurtaramaz. Her geçen gün yalan makinesi üretim yapıyor. Biz 2 dönem başbakanlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Neden? Aynı ekolden geldiğimiz için. Sayın Gül'den önce sayın Sezer'le böyle bir uyumu yakalayamadık. Atamalarda özellikle bunların olmaması gerekirdi. Fakat atamalarda bu sıkıntıları yaşadık. Aynı ekolden geldiği halde ki ertesi gün bütün piyasalar alt üst oldu. Benim milletimin bunu görmesi lazım. Anayasa kitapçığının fırlatılması. Bu iki zat aynı ekolden gelmişti. Faturası ne?"
"CUMHURBAŞKANI'NIN TBMM'Yİ FESİH YETKİSİ YOK"
"Cumhurbaşkanı'nın fesih yetkisi yok. Saf tipler var bazıları televizyonlara çıkıyor. Cumhurbaşkanı'nın böyle bir yetkisi yok. Yeni düzenlemeyle beraber böyle bir yetkiye sahip olmadığı gibi ülke erken seçime gitme durumundaysa kararı parlamento alır. Cumhurbaşkanı'nın erken seçime götürme yetkisi dahi yok. Bunu ancak Meclis'te yapabilir. Bunun da oranları var. O oranı yakalayamadığı takdirde bunu da sağlayamaz. Böyle bir seçime gitmek, sadece parlamento ya da cumhurbaşkanı değil. Aynı anda ikisi de. Böyle bir erken seçim. Sistem olarak uzlaşmanın içine itiyor. Bundan dolayı ülkede istikrar oluyor."
"100 YARDIMCI DİYE SAFSATA BİR ŞEY OLMAZ"
"Artık Başbakanlık yok. Türk tipi Cumhurbaşkanlığı'ndan bahsediyoruz. SAyın Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi kusura bakmayın, o da kusura bakmasın 100 yardımcı diye safsata şeyler olmaz ya. Biz göreve geldiğimizde 36 tane Bakan vardı. Bunu 25'e indirmek oldu ilk işim. Niye? Devlet Bakanları zaten icrai özelliği de yok, istedik ki icrai özelliğe dönüştürelim. Biz bu hizmeti bu anlayışı kabineye yerleştirmiş bir zihniyetiz. Boşta kalana bakanlık verelim anlayışıyla gelmedik. Onların hayal edemeyeceği bu uygulamaya koymak suretiyle çok daha pratik bir anlayışı getireceğiz"
ERKEN SEÇİM OLUR MU?
"Bu yapı 2019'un Kasım'ına kadar böyle gidecek fakat hükümetin Bakanlar için tasarrufu olabilir. Hükümet herhangi bir oylama yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Mevcut anayasa 16 Nisan'dan sonra bu hükümet kalkıp yerine yenisi gelmesi gibi zorlama söz konusu değil. Hükümet böyle bir karar alır mı hükümetin kendi tasarrufudur. Şu andaki görüntüde 2019 Kasım'a kadar gidecek bir hükümet var. Başbakan biz erken seçimi düşünmüyoruz diyor. Bana sorulsa ben de aynı kanaatteyim. Erken seçimlerle idare edilen ülkede istikrarı bulamazsınız."
"30 BÜYÜKŞEHİRDE ŞEHİR HASTANELERİ AÇACAĞIZ"
"Şu anda hala öğretmen açığımız var. Mali imkanı olmayan öğrencilere imkan sağladık. Bursaları gençlerimize verdik. Lisansüstü, doktora hepsine burs verdik. Bunlar üretimi gerçekleştirecek olan geleceğin temel taşlarıdır. Sağlıkta reforma gittik. İllerde değil, ilçelerde hastanelerimiz var. Yetmez dedik. Şehir hastanelerine girdik. Bakın Mersin'de, Yozgat'ta açtık. Isparta'da yine şehir hastanesi açıyoruz ve bu yıl sonuna kadar ciddi sayıda hastaneler açacağız. Asıl hedefimi 30 büyük şehirde açmak. Bunlar dünyaya bir mesaj. Bu dünya Türkiye'ye bu şekilde bakıyorsa beyin göçünü de buraya çekelim istiyoruz. Bu adımları bunun için atıyoruz. Tıp fakültelerinin ötesine geçtik. Sağlık üniversiteleri kuralım dedik. Hem devlet olarak hem özel sektör olarak kurduk. İstiyoruz ki süratle doktor sayımız artsın. Bununla da kalmayalım dedik devlet hastanelerindeki doktorlara kariyer yapma imkanını kolaylaştıralım dedik."
"EVRAKLARIMIZI GÖNDERMEMİZE RAĞMEN FETÖ ELEBAŞINI ALAMADIK, ALAMIYORUZ"
"Adalette, emniyette bütün fiziki şartları değiştirdik. Silahlı Kuvvetler, emniyet teşkilatı ve köy korucuları arasındaki bağ farklı noktaya geldi. Dünyanın hiçbir yerinde adalet sorun olmaktan çıkmaz. Mesela buyrun ABD. ABD'de adaletten şikayet etmemek gibi bir şey var mı? Avrupa'da var mı? Başta Almanya, Hollanda, İsviçre. Var mı? Şurada işte bu ülkede devleti yıkma eylemine giren teröristbaşı FETÖ'yü evrakları göndermemize rağmen alamadık. Alamıyoruz. Hala belge gönderiyoruz. Toplam 4 bin 500 dosya Almanya'ya verildiği halde PKK'nın teröristlerini Türkiye'ye teslim etmiyor. Nerede adalet? Sadece ülkemizi görüyoruz. Kusura bakmasınlar. Yargının bağımsız olduğuna inanıyorsak o zaman onların vereceği karara da herkes saygı duyacak. Ülkemizden kaçıp giden hakim ve savcılar o makamdaydı. O makamlarda bulundukları zaman yaptıkları yanlışlar nedeniyle şu anda tarafsız ve bağımsız yargı tarafından yargılanacaklarını gördükleri için kaçıp gittiler"
"ALMANYA CUMHURBAŞKANI'NA TEESSÜF EDİYORUM"
"Hayır kampanyası yapanlara kapını açıyorsun. Hatta Almanya'nın parlamentosundaki milletvekilleri hayır kampanyası yapabiliyor. Özellikle bunlar AB değerlerini çiğnediler. Bunu söyleyince rahatsız oluyorlar. Hiç istemezdim böyle olsun. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier iyi arkadaş olduğumuz halde beni hedef alan bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı kendisine teessüf ediyorum. Keşke yapmamış olsaydı böyle bir açıklamayı. Almanya'daki faşizan baskıları söylüyorsam tanımı içinde söylüyorum. Nazi diyorsam bunu tanımı içinde söylüyorum. Aynı şey Hollanda için de geçerli. Şansölye sahiplendi. Hani siz kadın haklarını savunuyordunuz. Bayan bakanımı araba içinde hapsedeceksin. Atlarını itlerini köpeklerini sosyal demokratik haklarını kullanmak üzere bulunan Hollanda vatandaşı Türk kardeşlerimin üzerine salacaksın, Trabzonlu Hüseyin'imi köpeklere ısırtacaksın. Doktorlar 3 ay çalışamazsın diyor. Kandil'deki sözde başı bakıyorsun video konferansla konuşma yapabiliyor. Ben Köln'de böyle bir toplantıda aynı şekilde konuşma rica ettiler, konuşamızı yasakladılar. Buna evrensel hukukta ne denir açıklasınlar. Teröristi konuşturuyorsun. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı'na yasak koyuyorsun. Ama benim de diyeceklerim var sana elbette"
Spectral filminde skandal Erdoğan düşmanlığı!
TRT 1 kanalında ekranlara gelen Pelin Çift'in sunduğu 'Gündem Ötesi' programında yorumlanan bu olay izleyenleri hayrete düşürdü. Hollywood yapımı 'Spectral' filminde 'düşman' karakteriyle ilgili ortaya atılan iddia dikkat çekti.
Spectral'da akılalmaz 'Erdoğan' sahnesi TRT ekranlarına damga vurdu. 'Gündem Ötesi' programında Hollywood yapımı 'Spectral' filmindeki 'düşman' karakteriyle ilgili çok çarpıcı bir iddia ortaya atıldı.
DÜŞMAN FİGÜRÜ ERDOĞAN MI?
Hollywood yapımı 'Spectral' filminin 01:36:20 dakikasındaki sahnede ABD ordusunun yok ettiği düşman figürü gösteriliyor. Konuklar ve Pelin Çift, figürün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı andırdığını belirterek olaya farklı bir boyut getirdi.
FİLMİN KONUSU DA İLGİNÇ
Erdoğan'ı andıran görüntü kadar filmin konusu da ilginç... Filmde ABD askerleri sorun yaşadıkları o 'düşman' ülkeyi işgal etmek için bir plan hazırlıyorlar. Ancak söz konusu ülkede görülmedik bir düşmanla savaşıyorlar. Bu düşman öyle ki ancak özel cihazlarla görülebiliyor. Bunun için de elektromanyetik silahlar kullanıyor ve düşmanlarını görüntülüyorlar. En sonunda bu görünmez düşmanların hepsini öldürüyor. İşte o sırada görünmez düşmanan görüntüsü beliriyor. Tam 12 saniye sürüyor bu sahne.
FETÖ valizle nakit para taşıdı
Alman istihbaratının başkanı Kahl’ın, 15 Temmuz’un arkasında FETÖ olmadığı yönündeki açıklamasına yalanlama ABD’den geldi. Gölge CIA olarak bilinen Stratfor FETÖ için “İstihbarat örgütü gibi... Yurtdışına valizle para taşıyorlar” dedi
ABD istihbarat teşkilatı CIA'nın birlikte çalıştığı ve "Gölge CIA" olarak adlandırılan Stratfor'un gizli belgeleri, Alman BND'nin başkanı Bruno Kahl'ın "FETÖ eğitimle uğraşan masum sivil toplum kuruluşu" saptamasına kuşkuyla bakılmasını sağlayan veriler ortaya koyuyor. Stratfor'a göre "FETÖ profesyonel bir istihbarat örgütü gibi. Örgüt yurtdışına valizle nakit para taşıyor."
GECE YARISI SADAKAT TESTİABD'deki özel istihbarat kuruluşu Stratfor'un yazışmasına göre, FETÖ yapılanması profesyonel bir istihbarat örgütünün çalışmasına benziyor. Örgüt, "hayırsever eğitim kuruluşu"nun başvurması gereken son yöntem olduğunu düşündürecek şekilde yurtdışına valizle nakit para taşımış. 2012'de Wikileaks tarafından ifşa edilen 5 milyondan fazla belge arasında yer alan FETÖ ile ilgili çarpıcı bilgiler, Stratfor çalışanlarından CNN International'da da yorumculuk yapan Reva Bhalla'nın bir e-posta yazışmasında yer alıyor. Reva, 2010'da merkeze gönderdiği bir e-postada "merkeze" FETÖ'nün askeri, güvenlik ve ekonomik yapılanmasına ilişkin şu önemli bilgileri verdi:


"PARA TAŞIDILAR"


Son dakika haberi: Başörtülülerin işsizlik maaşına kesinti!
Danimarka'nın en büyük belediyelerden ikisi, başörtüsünü çıkarmak istemediği için iş tekliflerini geri çeviren ve işsizlik maaşı alan kişilerin maaşlarında kesintiye gidiyor. Danimarka İslam Toplumu Başkanı Deniz, “Bu demokratik bir uygulama değil. İnsan haklarına aykırı. Evrensel insan hakları noktasında herkesin din hürriyeti, fikir hürriyeti, yaşama özgürlüğü var” dedi.
Danimarka'nın en büyük 10 belediyesinden ikisinin, başörtüsünü çıkarmak istemediği için iş tekliflerini geri çeviren ve işsizlik maaşı alan kişilerin maaşlarında kesintiye gittiği ortaya çıktı.
Çalışma Bakanı Troels Lund Poulsen, aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi tarafından sunulan soru önergesine verdiği yazılı cevapta bakanlık tarafından ülkenin en büyük 10 belediyesinde araştırma yaptıklarını belirtti.
Poulsen, araştırma sonucunda belediyelerden ikisinin, kendilerine önerilen işleri işverenin başörtülerini çıkarmalarını istediğini gerekçe göstererek geri çeviren kadınların işsizlik maaşlarında kesintiye gittiğini belirlediklerini söyledi.
Tüm belediyelere uyarı mektubu yollayacağını vurgulayan Poulsen, işsizlik maaşı alan kişilerin başörtüsü takmalarına izin verilmemesini gerekçe göstererek iş önerilerini reddedemeyeceğini kaydetti.
İşsizlik ödeneği alan kişilerin başörtüsünü gerekçe göstererek iş teklifini geri çevirmesi durumunda maaşlarında kesinti yapılması gerektiğini tüm belediyelere hatırlatacağını belirten Poulsen, "Dini, kültürel ya da manevi gerekçeler, iş piyasasından muaf tutulmak için kabul edilebilir nedenler değil." ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanının işverenlerin çalışanlara başörtüsü yasağı getirebileceği kararına atıfta bulunan Poulsen, işverenlerin iş yerlerinde iç kurallar uygulayabileceğini, herhangi bir sorun yaşanmasında ise karar mercinin yargı olduğunu belirterek, başörtüsünü çıkarması istenen çalışanların yargı yoluna başvurabileceklerini kaydetti.
"BU DEMOKRATİK BİR UYGULAMA DEĞİL"
Danimarka İslam Toplumu Başkanı Ahmet İhsan Deniz ise AA muhabirine yaptığı açıklamada "Bu demokratik bir uygulama değil. İnsan haklarına aykırı. Evrensel insan hakları noktasında herkesin din hürriyeti, fikir hürriyeti, yaşama özgürlüğü var." ifadelerini kullandı.
Avrupa'da artan İslam korkusu ile Müslümanların sabrının zorlandığını belirten Deniz, şöyle dedi:
"Başörtüsü İslam'ın bir simgesidir. Bunu kendi gönlüyle takmış olan bir kadın, işsizlik sendikasından ödenek alırken bu kişilere yapılan 'başını açmazsan iş vermeyiz' ya da 'paranı keseriz' tarzı dayatmalar insanın özgürlüğünü kısıtlamış oluyor."
Ülkedeki Müslümanların bir araya gelerek, bu tür kararlara karşı birlikte mücadele etmesi gerektiğine dikkati çeken Deniz, "Bu hususta da bir mücadele verilmesi lazım. Hem siyasiler nezdinde hem de insan hakları ile ilgili kuruluşlarda gereken girişimleri yapmak zorundayız." diye konuştu.
AB Adalet Divanının, "işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediğine" karar vermesi, başörtüsü yasağının önünü açmıştı.
Danimarka parlamentosunda 2009 yılında alınan bir kararla hakimlerin başörtü takması yasaklanmıştı.
Dışişleri'nden Rus maslahatgüzara: Kabul edilemez
Dışişleri Bakanlığı, Ankara’daki Rus mashalatgüzarına, sosyal medyadaki fotoğraflarda Rus askerlerinin PYD/PKK’lı teröristlerle bir arada görülmesinin kabul edilemez olduğunu iletti.
Dışişleri Bakanlığı, sosyal medyada terör örgütü PYD/PKK mensuplarıyla Rus asker ve subaylarını bir arada gösteren fotoğrafların yayınlanmasının ardından, Ankara'daki Rus maslahatgüzarına Türkiye'nin duyduğu "rahatsızlığı" iletti.
AA muhabirinin diplomatik kaynaklardan aldığı bilgiye göre, Dışişleri Bakanlığı, Suriye'de terör örgütü PYD/PKK işgalindeki bölgelerde yaşanan gelişmeler nedeniyle son iki gün içinde Rusya'nın Ankara Maslahatgüzarı Sergey Panov'a iki mesaj iletti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, haftalık olağan basın toplantısında, sınırdaki saldırının hemen ardından dün Rusya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'nın Bakanlığa davet edildiğini duyurmuştu. Müftüoğlu, "Kendisine öncelikle bu olaydan duyduğumuz ciddi rahatsızlık iletildi. Buna karşılık verildiği, bundan sonra benzer olayların yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapılması gerektiği, eğer yaşanırsa buna (terör örgütüne) misliyle mukabele edileceği kendisine aktarıldı." demişti.
PYD/YPG'YE İLİŞKİN TUTUMUMUZ GAYET İYİ BİLİNMEKTEDİR
Kaynaklara göre, Müftüoğlu'nun açıklama yaptığı sıralarda, Bakanlık yetkilileri, Rus Maslahatgüzarı Panov ile temasa geçerek, sosyal medyaya yansıyan fotoğraflarda Rus askerlerinin Halep'te Nevruz kutlamalarına katılarak, ellerinde PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG ve YPJ flamarıyla poz vermelerine, hatta bölgedeki Rus ordularının komutanı olduğu belirtilen bir tümgeneralin kutlamalar sırasında koluna YPG arması takmasına yönelik, Türkiye'nin tepkisini dile getirdi.
Rus Maslahatgüzarına, "PYD/YPG'ye ilişkin tutumumuz Rus tarafınca da gayet iyi bilinmektedir. Bu nedenle bu görüntüler bizi rahatsız etmiştir." mesajı verildi.
Müftüoğlu, basın toplantıda, Türkiye'nin Rusya'dan Moskova'daki PYD/PKK ofisini kapatmasını istediğini de yinelemişti.
Figen Yüksekdağ hakkında 10 yıla kadar hapis istemi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, hakkında kesinleşen hapis cezası nedeniyle parti üyeliği düşürülen eski HDP Van Milletvekili Figen Yüksekdağ'ın, Mersin'deki konuşmaları nedeniyle yargılandığı davada 10 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması talep edildi.
Terör soruşturması kapsamında Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Yüksekdağ, Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde "terör örgütü propagandası yapmak, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini alenen aşağılamak" suçlamalarıyla yargılandığı duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Mahkeme başkanı, bir önceki duruşmada İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava ile bu davanın birleştirilmesi talebinin dosyalarda yapılan incelemenin ardından reddedildiğini bildirdi.
TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI YAPMAK
Yüksekdağ da bir önceki duruşmanın çözüm tutanaklarının ilk 2 sayfasının kendisine ulaştırılmadığını belirterek, bu nedenle savunma için ek süre talep etti.
Mütalaasını veren savcı ise Yüksekdağ'ın davaya konu çeşitli programlardaki konuşmalarını anımsatarak, sanığın operasyonlarda etkisiz hale getirilen terör örgütü PKK/KCK mensuplarını sahiplenici ve övücü nitelikte sözleriyle terör örgütü propagandası suçunu işlediğini kaydetti.
Savcı, Yüksekdağ'ın "terör örgütü propagandası yapmak" suçunun birden fazla işlenmesi nedeniyle 8 yıl, "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini alenen aşağılamak" suçundan da 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaa hakkındaki savunması sorulan Yüksekdağ da eksik sayfaların kendisine ulaştırılmasının ardından savunma yapacağını söyledi.
Sanık avukatı ise mütalaaya katılmadıklarını vurgulayarak, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, ek süre talebini kabul ettiği Yüksekdağ'a eksik çözüm tutanaklarının ulaştırılmasına karar verip duruşmayı 20 Nisan'a erteledi.HDP'li vekil Nursel Aydoğan'a verilen ceza onandı
HDP'nin tutuklu Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'a verilen 4 yıl, 8 ay, 7 günlük hapis cezası, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandı.
Son dakika haberi: Adana'da yakalanan DEAŞ'lı Kanada vatandaşı çıktı
Son dakika haberi! Adana'da terör örgütü DEAŞ'ın üst düzey yöneticilerinden olduğu ileri sürülen Cezayir asıllı Kanada vatandaşı Wassim Bouhadou uçakta yakalandı. İfadesinin ardından adliyeye sevk edilen Wassim Bouhadou tutuklandı.
DEAŞ'lı Wassim Bouhadou'nun kaçak yollarla Suriye'den Türkiye'ye giriş yaptığı belirlendi. Teröristin Adana'dan İstanbul'a gideceği bilgisini alan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çalışma başlattı. Teröristin İstanbul'a,oradan da Avrupa'ya kaçacağı bilgisine ulaşan polis, harekete geçti. Zanlı, 10 Mart'ta bindiği uçakta kıskıvrak yakalandı. Adana Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulanan Wassim Bouhadou, 'silahlı terör örgütü üyesi olmak, örgüte eleman kazandırmak ve finans sağlamak' suçlarından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
AP'den utanç verici Daily Sabah kararı
Hollanda'lı Hristiyan Demokrat Avrupa Parlementosu (AP) Milletvekili Jeroen Lenaers'ın girişimleri sonrası, AP Başkanı Antonio Tajani Daily Sabah'ın parlamento içerisinde dağıtımını yasaklayan bir karar aldı. Yaptığı haberlere, AB'nin Türkiye'ye karşı tutumunu sorgulayan Daily Sabah, bizzat AP başkanı tarafından daha önce benzeri görülmemiş bir uygulamayla AP'de yasaklandı.
SABAH'a konuşan AP Basın Müdürü Marjory van den Broeke, gazetenin yasaklanmasını teyit etti. Alınan kararın gerekçesi hakkında yorum yapmaktan kaçınan Broeke, Daily Sabah'ın bir takım AP milletvekilleri tarafından istenmeyip, yasaklanmasını talep ettiğini belirtti.
SORUŞTURMA AÇILMIŞTI
Hergün onlarca gazetenin dağıtıldığı Parlemento'da, Daily Sabah Salı günleri okurlarıyla buluşuyordu. Geçtiğimiz hafta içerisinde, AP vekili Lenaers başkan Tajani'ye bir mektup yazarak Daily Sabah'ın AP'ye girişinin yasaklanmasını ve bir soruşturma açılmasını istemişti.
Sabah gazetesini 'FETÖ'nün Hollanda yapılanması' haberinden dolayı gazeteyi nefret yaymakla suçlayan Lenaerrs, FETÖ'nün Hollanda imamı olduğu söylenen Turan Yazır'ın hedef gösterildiğini iddia ediyor. Birçok gurbetçinin Akyazılı Vakfı üzerinden dolandırılması olayına adı karışan Turan Yazır Rotterdam Anakent Belediyesi meclis üyeliğinden istifa etti. Hollanda'lı Türkler, 15 Mart seçimlerinde partisinin karlı çıkmasına rağmen, Yazır'ın istifasının sadece mağdur edebiyatı yapıp dikkatlari üzerine çekmek olduğunu söylüyor.
AP'den utanç verici Daily Sabah kararı
ZAMAN GAZETESİ'Nİ SAVUNMUŞTU!
Lenaers'ın daha önce Balyoz davasındaki kumpas soruşturmasında tutuklanan Mehmet Baransu'ya da sahip çıkan açıklamalar yaptığı ortaya çıktı. Mart 2015'te FETÖ'nün kapatılan Zaman gazetesine konuşan Lenaers basın özgürlüğünden dem vurup Baransu'nun salıverilmesi gerektiğini isterken, FETÖ kumpasları ve Baransu'nun şüpheli olarak çıktığı davalar hakkında bir yorumda bulunmamış.
Yasakçı vekil aynı zamanda FETÖ'nün kaçak gazetecisi Abdullah Bozkurt'un Daily Sabah hakkındaki mesnetsiz kara propagandasını resmi sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.
DAİLY SABAH HEDEFE KONULDU!
Daily Sabah'ın da içerisinde bulunduğu bir çok Türk gazetecinin Rotterdam'da maruz kaldığı polis şiddetini görmeyen Hollanda basının amiral gemisi De Telegraaf'ta geçtiğimiz hafta içerisinde Daily Sabah'ın hedef alındığı kampanyaya haberleriyle destek verdi. AP Başkanı Tajani'ye gönderilen mektubu haberleştiren De Telegraaf gazetesi, Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın sınırdışı edilmesi sonrası "Burada patron biziz!" diye bir manşetle çıkmıştı.
Turkuvaz Medya Grubu bünyesinde 2014 yılında yayın hayatına başlayan Daily Sabah, 3. yaşını geçtiğimiz ay içerisinde kutladı.
Hakan Şükür'den sır ziyaret
Gözaltına alınan Komiser O.A., Hakan Şükür'ün 17-25 Aralık operasyonlarından kısa bir süre önce Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’na geldiğini iddia etti.
Mardin İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar İle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Bylock kullandıkları için ihraç edilen FETÖ şüphelisi polislere yönelik operasyon düzenledi. Emniyet amiri, başkomiser ve komiserlerin de aralarında bulunduğu 21 kişi, gözaltına alındı.
Habertürk gazetesinin haberine göre gözaltına alınan Komiser O.A., ifadesinde " Hakan Şükür 17-25 Aralık operasyonlarından kısa bir süre önce Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı'na geldi. Burada birkaç saat kaldıktan sonra ayrıldı. Ben de o sırada TEM Dairesi'nde çalışıyordum" dedi.
Gözaltına alınan istihbarat şubesinde görevli polis memuru C.Ç. ise "15 Temmuz darbe girişimi gecesi sohbet abisi Eagle isimli program üzerinden mesaj göndererek, 'Arkadaşlar darbe oluyor. Asker gelirse silahlarınızı teslim edin, kardeş kanı dökülmesin. Bir sorun olursa Mehmet Partigöç'e xxx xxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsiniz' mesajı gönderdi" şeklinde ifade verdi.
Gözaltına alınan 21 kişi, sorgularının ardından savcılığa sevk edildi. 17 kişi, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kılıçdaroğlu'ndan 7 yenilgi eleştirisine yanıt
Katıldığı televizyon programında '7 kez seçim kaybettiniz, yine koltuktasınız, bu tek adamlık değil mi' şeklindeki soruya cevap veren Kılıçdaroğlu 'ben hep seçimle geldim' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de referanduma ilişkin soruları cevapladı.
TEK ADAMLIK YANITI: BEN HEP SEÇİMLE GELDİM
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "tek adamlık"la itham eden Kılıçdaroğlu, kendisinin 7 seçim kaybedip halen koltukta oturmasıyla ilgili soruya ise oldukça ilginç bir cevap verdi.
Deniz Zeyrek'in, "7 seçim kaybetti, halen koltukta oturuyor, bu tek adamlık değil mi" şeklindeki eleştirileri hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu "ben hep seçimle geldim" cevabını verdi.
"EVET ÇIKARSA İSTİFA ETMEYECEĞİM" SİNYALİ
Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'ın bir seçim değil, referandum olduğunu vurgulayarak, herhangi bir istifanın söz konusu olmayacağının sinyalini verdi.
FETÖ'cüler 6 tane F-16'yı kaçırmış
15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili Diyarbakır'da görev yapan Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı askerlere yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. FETÖ'cü pilotların 6 F-16 tipi savaş uçağını gaspederek, darbe girişimine destek amacıyla uçakları Ankara'ya götürdüklerini belirtildi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında TBMM'yi bombalayan uçakların kalktığı Diyarbakır'daki 2'nci Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı Tümgeneral Atilla Darendeli, 8'inci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Kurmay Albay Ali Durmuş ve 2'nci Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan hakkında 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
6 UÇAK GASP EDİLEREK ANKARA'YA GÖTÜRÜLDÜ
Hazırlanan iddianamede FETÖ/PDY terör örgütü ve darbe girişimini ayrıntılı olarak anlatan savcı, 15 Temmuz günü Diyabakır 8'inci Ana Jet Üssü'nden Yıldıray Korkmaz, Yavuz İstek, İbrahim Yozgat, Aziz Ersel Emanet, Ceyhan Karakurt, Fatih Şen, Ahmet Özdemir ve Erdem Erdoğan adlı pilotların 6 F-16 tipi savaş uçağını gaspederek, darbe girişimine destek amacıyla uçakları Ankara'ya götürdüklerini belirtti. Bu uçakların Ankara'da yapılan alçak uçuşlarda kullanıldıktan sonra darbecilerin karargahı niteliğinde olan Akıncı Hava Üssüne indiğini kaydeden savcı, darbeye teşebbüs ile ilgili olarak 8'inci Ana Jet Üssü'nde meydana gelen olaylara ilişkin yaklaşık 200 şüphelinin ifadesinin alındığını vurguladı.
BÜYÜK BİR KELLE ALACAĞIZ
8'inci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe'nin darbe girişiminin meydana geldiği gün saat 16.00 sıralarında Casa uçağıyla Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğün törenine katılmak üzere İstanbul'a gittiğini belirten savcı, şüphelinin darbeye teşebbüs sırasında düğünde olduğunu kaydetti. Kartepe'nin kendi ifadesine göre darbeciler tarafından rehin alınarak Fenerbahçe Orduevi'ne götürüldüğü belirtilen iddianamede, incelenen HTS kayıtlarına göre Kartepe'nin savunmasının doğrulamadığı ifade edildi.
Şüphelinin telefonunda yapılan incelemede darbe girişimine dair konuşma kayıtlarının olduğunu belirten savcı, darbeye teşebbüsün Hava Kuvvetleri ayağının planlayıcılarından olan Ali Durmuş'un, 14 Temmuz günü saat 23.00 sıralarında Diyarbakır'a geldiğini, direkt olarak şüpheli Deniz Kartepe'nin konutuna gittiğini, Deniz Kartepe'ye "Büyük bir harekat yapacağız, büyük bir kelle alacağız" dediğini vurguladı. Şüpheli Ali Durmuş'un bu ifadesi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişiminden söz ettiğini kaydeden savcı, 2'nci Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı şüpheli Tümgeneral Atilla Darendeli'nin telefonunda darbe girişimine ilişkin olabileceği değerlendirilen konuşmalarının tespit edildiğini; diğer şüpheli Ali Durmuş'un ise Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliğinde Koordinasyon Şube Müdürü olarak görev yaptığını ve darbeye teşebbüsün Hava Kuvvetleri ayağını organize ve koordine ettiğini kaydetti. Şüpheli Bülent Gürdoğan'ın saat 23.00 sıralarında darbeci Semih Terzi'nin yanında bulunan Özel Kuvvetler'e ait birliklerin Ankara'ya götürülmesi için 2 adet Casa tipi nakliye uçağının temin edilmesi konusunda gayret gösterdiği belirtilen iddianamede, şüphelinin darbeci olmaları nedeniyle Ankara'da tutuklanan hava kuvvetleri mensuplarıyla sürekli telefon irtibatında olduğu ifade edildi. Şüphelinin Semih Terzi ve özel kuvvetler birliğinin Ankara'ya götürülmesi için Albay Özkan Edip Akgülay'a baskı yaparak ikna etmeye çalıştığını belirten savcı, Bülent Gürdoğan'ın darbe teşebbüsü sırasında 8'inci Ana Jet Üssünde darbecilerin taleplerinin yerine getirilmesi konusunda aktif destek vererek onlarla birlikte hareket ettiğini kaydetti..
Zülfikar Gençtürk
15-temmuz.net haberleri
E-Posta: [email protected]
YORUMLAR