Giriş Tarihi: 11.01.2017 05:27 Son Güncelleme Tarihi: 11.01.2017 07:52
Reina saldırganı Türk düşmanı çıktı!.
Reina saldırganı Özbek asıllı terörist Masharipov’un geçen yıl Türklüğe ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği için dövüldüğü tespit edildi..İstanbul Beşiktaş'ta eğlence kulübü Reina'ya silahlı saldırı düzenledikten sonra kayıplara karışan Özbek asıllı Abdulgadir Masharipov'un geçen yıl İstanbul'da bir Uygur derneğinde DEAŞ propagandası yapıp Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhine konuşunca tekme tokat dışarı atıldığı belirlendi.
SABAH'ın ulaştığı bilgilere göre, DEAŞ'lı terörist Masharipov, radikal İslamcı fikirlerle çevresinde dikkat çekiyordu. İstanbul'da Özbek, Kırgız, Uygur gibi Türk Cumhuriyetleri'nden gelen vatandaşların kurduğu derneklere de gidip gelen Masharipov, tam bir Türk düşmanıydı. Hatta geçen yıl İstanbul'da Uygur Türkleri'ne ait bir dernekte küfürler edip Türklüğe hakaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine de konuşan Masharipov "fitneci"
diye dövülerek dışarı atıldı. Soruşturmayı derinleştiren emniyet güçleri, Masharipov'un DEAŞ'a karşı olanları bedbaht olarak nitelendirdiği ve Erdoğan'ın koltuğunun altına sığınmakla suçladığı belirtildi. Reina saldırısında 39 kişi hayatını kaybetmiş, 65 kişi de yaralanmıştı. Olayın ardından kayıplara karışan teröristi arama çalışmaları sürüyor..
Üzerine kan sürüp kaçtı
Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan dehşet gecesiyle ilgili ilk kez konuştu: Saldırgan tek kişiydi. Çok profesyoneldi. Bir kurşunu bile boşa harcamadı. Kaçarken üzerine kan sürdü, kendisine yara bile açtı
Türkiye'yi hedef alan terör 2017'nin ilk saatlerinde İstanbul'un en popüler eğlence mekanlarından Reina'da DEAŞ kılığında ortaya çıktı. Eli silahlı bir terörist gece kulübüne girerek kaleşnikofuyla dakikalarca etrafa kurşun yağdırdı. Saldırıda 39 kişi hayatını kaybetti, 69 kişi de yaralandı. Korkunç olay sonrasında mekan sahibi Mehmet Koçarslan röportaj vermekten kaçınırken, yazılı açıklamalar yapmakla yetindi. Koçarslan'ın ilk konuştuğu yer ise Kanada merkezli bir haber sitesi olan CBCNews oldu. Şu an karlar altında kalan eğlence mekanının içinde konuşan Koçarslan, "Şeytan taksiyle geldi" diyerek olay gününü anlattı. İşte o ifadeler:
TEK BİR KURŞUNU BİLE BOŞA HARCAMAMIŞ: Mekânın her bir tarafını kaydeden 200 kadar kamera var. Bunlar teröristin profesyonel bir tetikçi olduğu hissini verdi. Ancak birkaç yılda cephelerde kazanılabilecek bir ustalıkta. Tek bir kurşunu bile boşa harcamamış; hep geriye bakıyor, bel hizasından ateş ediyor...
ORTAĞIM SON ANDA KURTULDU: Ortağım Ali Ünal, tetikçiyle ilk yüz yüze gelenlerden... Kameralar tetikçi bir yandan ateş edip, bir yandan mekânın içine doğru ilerlerken onu da gösteriyor... Sağ kalmasını tetikçinin kapıdaki polisi öldürdükten sonra içeri girmeye yoğunlaşmasına bağlıyorlar...
TEK SALDIRGAN VARDI: Kameralar tek bir tetikçi olduğunu gösteriyor. Birilerinin iddia ettiği gibi, tetikçi kaçmadan önce mutfakta saklanmış da olamaz, kameralarda böyle bir görüntü yok.
BİR KURBAN ONU TEKMELEDİ: Cephanesi bitince tetikçi yere bir ses bombası bırakıyor. Ancak o da görünmeden kaçmasına yetecek kadar etrafı karıştırmaya yetmiyor. Bunun üzerine ölü sandığı birinin üzerine yatmaya çabalıyor. Ancak o kişi hayatta ve tetikçiyi tekmeleyerek üzerinden atmış...
ÜZERİNE KAN SÜRDÜ: Terörist bundan sonra hafif bir şaşkınlık yaşayıp başka birinin üzerinden aldığı kanı üzerine sürüyor. Bu sırada yaralı sanılsın diye sahte bir yara açıyor kendisine...
KAHRAMANLAR VARDI: O gece tanık olduğu kahramanlıkları unutamıyorum. Yaralı biri, üzerine ateş açılacağı belliyken iki kadın arkadaşını güvenilir bir yere götürmeye çalışıyorken öldürüldü.
REINA'YI TEKRAR NASIL AÇACAĞIM: Daha ilk günden "Hemen açın, teröre teslim olmayacağımızı gösterelim" diyenler oldu. Açmazsak terörizm kazanmış olacak... Açacak olsak... Orada 39 kişi öldü. Hayat nasıl devam edebilir ki?

TÜRK DÜŞMANI ÇIKTI
Reina saldırganı Abdulgadir Masharipov'la ilgili TAKVİM özel bilgilere ulaştı. Masharipov'un ailesini sorgulayan polis, onu tanıyan herkesin ifadesine de başvurdu. Buna göre; saldırgan geçen yıl İstanbul'da bir Uygur derneğinde DEAŞ propagandası yaptı. Türklüğe hakaret edip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhine konuştu. Ardından da tekme tokat dışarı atıldı.
Ortaköy'deki terör saldırısında yeni gelişme!

İstanbul Ortaköy'deki hain terör saldırısı öncesinde, gece kulübünün sosyal medya hesabına "Sizi istiyorum" ve "Dövüşe 5 kala" şeklinde mesaj yazdığı öne sürülen kişi tutuklandı.
İstanbul Ortaköy'de 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısı öncesinde, eğlence merkezinin sosyal medya hesabına "Sizi istiyorum" ve "Dövüşe 5 kala" şeklinde mesaj yazdığı öne sürülen kişi tutuklandı.
SON DAKİKA: REİNA SALDIRGANININ KİMLİĞİ BELLİ OLDUDüzce Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele ekipleri, Ortaköy'deki terör saldırısı öncesinde eğlence merkezinin sosyal medya hesabına "Sizi istiyorum" ve "Dövüşe 5 kala" şeklinde mesaj yazdığı belirlenen "Woo George" isimli hesabın kullanıcısı olduğu belirlenen Fırat Salih Metin, yaklaşık bir hafta önce evinde gözaltına alınmıştı.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Fırat Salih Metin, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Genel Kurulda 2. madde kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda anayasa değişikliği teklifinin ikinci maddesi 343 oyla kabul edildi.

1. maddenin ardından 2. madde de kabul edildi. Oylamada 480 milletvekili oy kullandı.
343 Evet oyuna karşın Hayır diyenlerin sayısı 133'te kaldı. 2 boş oyun yanı sıra 1 oy geçersiz sayıldı.
Bu teklif milletvekili sayısını 600'e çıkarıyor.
3. MADDENİN OYLAMASI ERTELENDİ
Genel Kurulda 3. maddenin ertelenmesi Komisyon üyeleri olmadığı için bugün saat 14:00'e ertelendi.
CHP'NİN ÖNERGESİ
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, bu maddeyle ilgili anayasaya aykırılık önergesi üzerinde yaptığı konuşmada, partisinin gerçek anlamda kuvvetler ayrımının olduğu, hukuk devleti ilkesinin işlediği çoğulcu bir anayasayı savunduğunu belirterek, teklifin ise bu koşullara sahip olmadığını öne sürdü.
Önerilen düzenlemede gücün tek bir yere verildiğini iddia eden Bekaroğlu, "Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde demokrasi olamaz. Kontrol edilemeyen güç tehlikedir, tehdittir. Kim seçilirse seçilsin bu yetkilerle donatılan kişi diktatör olur. Bunu seçilecek kişinin, kişiliğinden bağımsız olarak söylüyorum." ifadelerini kullandı.
HDP'NİN ÖNERGESİ
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da önerge üzerindeki konuşmasında, iktisatta bir şeyin sayısının artmasının onun değerini artırmadığını, düşürdüğünü söyledi.
ÖNERGELER REDDEDİLDİ
Milletvekili sayısının yükseltilmesinin parlamentonun işlev ve değerini artırmayacağını ileri süren Paylan, teklif ile gücün başka bir elde toplanıp Meclisin adeta noter haline dönüştürülmeye çalışıldığı iddiasında bulundu.
Görüşmelerinin ardından CHP ve HDP'nin ikinci maddeye ilişkin önergeleri reddedildi.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, ikinci madde üzerindeki görüşmelerin tamamlandığını ve oylamaya geçileceğini dile getirerek, gizli oylama kurallarına hassasiyet gösterilmesini istedi.
Daha sonra anayasa değişiklik teklifinin 1. turunda ikinci maddenin gizli oylamasına geçildi.
Anayasa değişiklik teklifinin ilk iki maddesi kabul edildi

Anayasa değişiklik teklifinin 1. maddesi 347, 2. maddesi 343 oyla kabul edildi.
Anayasa değişikliği teklifinin 1. maddesi için 484 milletvekili oy kullandı. 1. madde için 347 kabul, 132 ret, 2 çekimser oy kullanılırken, geçersiz bir oy, boş 2 oy çıktı.
TBMM Genel Kurulunda anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda ikinci maddesine 343 kabul, 133 ret oyu verildi.
Genel Kuruldaki gizli oylamaya 480 milletvekili katıldı.
Oylamada 343 kabul, 133 ret oyu kullanıldı, 1 çekimser, 2 boş, 1 geçersiz oy çıktı.
TEKLİFİN BİRİNCİ MADDESİ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılması Dair Kanun Teklifi'nin birinci maddesine göre, Anayasa'nın "Yargı yetkisi" başlığında değişikliğe gidilecek.
Buna göre, yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağına dair hüküm, "Bağımsız ve tarafsız" mahkemelerce kullanılacağı şeklinde değişecek.
CEP TELEFONUYLA ÇEKİM GERGİNLİĞİ
TBMM Katip Üyesi ve CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi'nin kabinlerin yanında cep telefonuyla oy verme işlemini görüntülemesine AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi.
Bazı AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında kısa süreli gerginlik yaşanırken, Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın da Hakverdi'yi, yaptığının bir divan üyesinin gizliliği ihlal etmesi anlamına geldiğini belirterek, uyardı.
CHP milletvekillerinin oy verme işlemini cep telefonları ile görüntülemeleri tartışmalara yol açtı. CHP Grup Başkanvekilleri gerginliği önlemek için partilerinin milletvekillerine çekim yapmamaları konusunda uyarıda bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, oylarını kullanırken, beraberlerindeki milletvekilleriyle fotoğraf çektirdi.
Başbakan Yıldırım, oy tasnifi sırasında AK Parti sıralarında oturarak, partisinin milletvekilleriyle sohbet etti.
TEKLİFİN İKİNCİ MADDESİ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci maddesi ile milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak.
Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, oylama sırasında sık sık milletvekillerini kabinlerin ve kupaların önünde beklememeleri konusunda uyardı.
AK Parti'li ve CHP'li bazı milletvekilleri arasında oylamanın gizliliğiyle ilgili kısa süreli tartışma yaşandı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım oyunu kullanırken partisinin milletvekilleriyle fotoğraf çektirdi. Yıldırım oyunu verdikten sonra da bir süre CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP'li bazı milletvekilleriyle sohbet etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de oylarını kullandı.
Kılıçdaroğlu oyunu kullandıktan sonra Bahçeli ile tokalaşarak Genel Kurul Salonundan ayrıldı. Başbakan Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Bahçeli ise oylama sonucu açıklanıncaya kadar salonda kaldı.
TBMM Başkanvekili Aydın, ikinci maddeye ilişkin sonucun açıklanmasının ardından birleşime ara verdi. Aradan sonra komisyon ve hükümetin yerine oturmaması üzerine Aydın, bugün saat 14.00'te yeniden toplanmak üzere birleşimi kapattı.
Türkiye çok büyük bir saldırı altında

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İçten ve dıştan saldırılar zayıf olduğumuzdan değil güçlü bir ülke olmamız nedeniyle yapılıyor. Müttefiklik siz güçlü kalmazsanız sözden ibaret. Bunun için Türkiye ve hükümet olarak güçlü olmak zorundayız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ocak İdareciler Günü dolayısıyla Türkiye'nin 81 ilinden gelen kaymakam ve vali yardımcılarına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde öğle yemeği verdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasında gündemle ilgili yaptığı çarpıcı tespitler;
"Milli seferberlik çağrımın en önemli muhatabı sizsiniz" İÇERDE VE DIŞARIDA ÇOK BÜYÜK SALDIRI: Türkiye, içerde ve dışarıda çok büyük bir saldırı altındadır. Bu saldırı, zayıf bir ülke olduğumuzdan kaynaklanmıyor. Güçlü, güçlenen bir ülke olduğumuz için bu saldırılar yapılıyor. Suriye ve Irak'ta yaşanan her gelişme ülkemizi doğrudan ilgilendiriyor.
"Kollarını sıvayan her idareci benim yol arkadaşımdır" HALKIN ESENLİĞİ GİBİ BİR DERTLERİ YOK: Asıl çözümün Suriye ve Irak'ın yeniden güvene, istikrara, huzura kavuşması olduğu gayet açıktır. Bu yönde de çok ciddi gayret gösteriyoruz. Bölgedeki gelişmelere doğrudan veya dolaylı etkisi olan ülkelerin önemli bir bölümünün Suriye ve Irak halklarını esenliğe kavuşturmak diye bir dertlerinin olmadığı artık çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
NE ZAMAN SAHAYA İNDİYSEK: Biz bu anlayışla Suriye'de ve Irak'ta her türlü adımı atıyor, her türlü inisiyatifi alıyoruz. Bu ülkelerin güvenliği ve huzurunun, bizim güvenliğimiz ve huzurumuz anlamına geldiğinin gayet iyi farkındayız. Dikkat ederseniz biz ne zaman sahaya indiysek bu ülkelerle
ilgili tehdit değerlendirmeleri ve öncelikleri o anda değişti. NEREDEYSE DEAŞ'I HİMAYE ALTINA ALACAKLAR: Düne kadar DEAŞ'la mücadeleyi ilk sıraya koyan ülkelerin bugün neredeyse DEAŞ'ı himayeleri altına alacak hale geldiklerini ibretle takip ediyoruz. Bölgenin tarihi, dini, etnik, kültürel yapısını dikkate almadan, tamamen kağıt üzerindeki planlamalarla yürütülen projeler, birer birer çöküyor.

BAŞARININ ŞARTI: Uluslararası alanda ve sınırlarımız dışında verdiğimiz mücadelenin başarısının birinci şartı, ülkemizin içini sağlam tutmamızdır. Eğer, biz kendi topraklarımızın içinde huzuru, güveni, refahı temin edemezsek, dışarıda ne sözümüzün bir kıymeti kalır ne de tek bir adım atacak zemin bulabiliriz. Terör örgütlerini, adeta vardiya usulü ülkemizde eylem yapmaya teşvik edenler, işte bunu istiyor.
İSİMLERİ FARKLI AMA HEPSİ AYNI ÖRGÜT: 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere bu uğurda ellerindeki tüm malzemeyi kullandılar, kullanıyorlar. Zahirde birbirine düşman gibi gözüken örgütleri, kesimleri bu amaçla bir araya getirip işbirliği halinde çalıştırıyorlar. Açık konuşmak lazım. Türkiye'nin karşısında isimleri farklı harflerden oluşuyor ve söylemleri farklı görünüyor olsa da aslında aynı örgüt var. Biz bunların topuna birden terör örgütü diyoruz, mensuplarına da terörist diyoruz.
ÇAĞIMIZIN BARBARLARI: Maruz kaldığımız saldırılar gösteriyor ki bölücü örgütle DEAŞ, FETÖ ile DHKPC arasında bizim açımızdan herhangi bir fark yoktur. Hepsi de ülkemizin ve milletimizin düşmanıdır. Hepsi de gözünü kan bürümüş, ellerine fırsat geçtiğinde devletimizi yok etmeye ant içmiş, zihinlerini ve bedenlerini kiraya vermiş katiller güruhudur. Bu örgütler, yıllardır kullananları, sosyolojik tabanlarını oluşturan kesimleri dahi dehşete düşüren kan dökücülükleriyle çağımızın barbarları durumundadır.
TEK BAŞINA VE KENDİ EVLATLARIMIZLA TERÖRLE MÜCADELE:
Yaşadıklarımız bize şu gerçeği açıkça izhar etti. Türkiye terörle mücadelesini ve bunun için bölgesinde yürüttüğü tüm operasyonları tek başına kendi imkanlarıyla ve kendi evlatlarıyla yürütmek mecburiyetindedir. Bu durumu anlamayan veya buna karşı çıkan hakikatlere gözünü kapatıyor demektir. Dostluk, müttefiklik, iyi ilişkiler, dayanışma, işbirliği gibi hususlar ancak siz güçlüyseniz karşılık buluyor. Yoksa inanın sözden ibaret kalıyor. Bunun için Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız. Ülke, hükümet olarak güçlü olmalıyız. Askerimizle, polisimizle, istihbaratımızla, savunma sanayimizle hariciyemizle güçlü olmalıyız. Elbette en başta mülkiye teşkilatımızla güçlü olmak zorundayız.
'ŞEHİT YAKINLARINA SAHİP ÇIKIN' TERÖRİSTİN ETKİSİZ HALE GETİRİLMESİ KADAR ÖNEMLİ: Gerek FETÖ gerekse bölücü örgütlerin devlete sızmış elemanları sebebiyle yaşanan sıkıntılara karşı dikkatli olmalıyız. Terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin devletten temizlenmesi silah kullanan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi kadar önemlidir. Çünkü birinin desteği olmadan ötekinin hareket alanı elde edebilmesi mümkün değildir.
KAYMAKAMLAR GÖZÜMÜZKULAĞIMIZ: Sizler bir Hz. Ömer misali o kapıları çalıp işte kaymakam filanca geldi, duydum ki kömür ihtiyacınız var, kömürünüzü getirdim, gıdanızı getirdim. Duydum ki evde çocukların giyecek ihtiyacı var, giyeceğinizi getirdim demelisiniz. İşte bu kaymakam unutulmaz. Tayyip Erdoğan için el, göz, kulak, ayak sizsiniz. Başbakanımız için sizsiniz, bakanımız için sizsiniz. Siz varsanız bizim elimiz, ayağımız, gözümüz var. Siz yoksanız orada bizde olmayız. İlçesindeki, şehrindeki tek bir insanı, tek bir aileyi dahi mağdur, mazlum durumda bırakan idareci diğer konularda ağzıyla kuş tutsa benim nezdimde başarısızdır. Önce insan...
ALLAH İÇİN İSTİYORUM: Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize özel önem vermeliyiz. Bu vatandaşlarımızdan tek birinin incinmesine, gönlünün kırılmasına, kendini sahipsiz hissetmesine ben rıza gösterememem. Benim temsilcim olarak sizin de rıza göstermemesi lazım. Bunu sizlerden Allah için istiyorum."
RUTİN DEĞİL OLAĞANÜSTÜ DÖNEM Yaşadığımız dönem rutin bir dönem değildir, olağanüstü bir dönemdir. Bugün Türkiye unutmayın yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi vermektedir. Öyleyse çalışmalarımızı da bu olağanüstü hale mütenasip şekilde yürütmek durumundayız. Öncelikle hiçbir terör örgütüne karşı en küçük bir müsamaha göstermeyeceğiz. Mülki idari amirlerimiz merkezde, her ilimizde, ilçemizde isim isim, ev ev, bina bina, sokak sokak, mahalle mahalle her şeye hakim olmalıdır. Bir defa emriniz altındaki muhtarlarımızla birlikte çok iyi diyalog kurup, onlarla birlikte bu çalışmaları çok hassas yürütmelisiniz. Muhtarları asla ihmal etmeyiniz. Muhtarlar sizin için adeta uç beyi gibidir.
MİLLİ SEFERBERLİĞİN MUHATABI SİZSİNİZ (Kaymakamlara) Eğer görev yaptığınız yörelerde terör örgütleri taban buluyorsa, oradan bir teröristin çıkıp silahını size ve bu ülkedeki herhangi bir masuma doğrultması unutmayın kaçınılmazdır. Bu bakımdan işimizi savsaklama, hata yapma, gaflete düşme, rehavete kapılma hakkımız olmadığını çok iyi bilmemiz lazım. Hani milli seferberlik diyorum ya işte bu çağrının en başta gelen muhatapları sizlerseniz. Sizler bu milli seferberliğin en önemli planlayıcısı, uygulayıcısı olarak arazidesiniz.
3 AFRİKA ÜLKESİNİ FETÖ'YE KARŞI UYARACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22-25 Ocak arasında Afrika ülkeleri Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar'a ziyaret gerçekleştirecek. Mozambik ve Madagaskar'a Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyareti yapacak Erdoğan'a, bakanların yanı sıra kalabalık bir işadamı heyeti de eşlik edecek. Erdoğan, her üç ülkede devlet başkanlarıyla yapacağı görüşmelerde ikili ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve ülkeler arasındaki ticaret hacminin arttırılması konularını görüşecek. Erdoğan, ayrıca, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki FETÖ'nün bu ülkelerdeki yapılanmasıyla ilgili mevkidaşlarını uyaracak. Bu ülkelerde faaliyet gösteren FETÖ okullarının Maarif Vakfı'na devri konusu da ziyaretlerin önemli bir gündem maddesi olacak.

Kayıp Amerikalının üzerinden çıkanlar şoke etti!

İstanbul’a turist olarak geldikten sonra kaybolduğu düşünülen ABD vatandaşı Joe Yat Yung Chan, 24 Kasım'da Nusaybin'de polis tarafından gözaltına alındı.
İstanbul'a turist olarak geldikten sonra kaybolduğu düşünülen, ancak Kocaeli'nde 'Cinayete teşebbüs'ten tutuklandığı anlaşılan Amerikalı Joe Yat Yung Chan'la ilgili esrarengiz ayrıntılar ortaya çıktı.
Yaklaşık 10 gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne başvuran Amerikan Başkonsolosluğu, vatandaşları Joe Yat Yung Chan'ın İstanbul'da kaybolduğunu bildirdi. Başvuru üzerine harekete geçen İstanbul polisi, Chan'ın Kocaeli'nde cezaevinde olduğu bilgisine ulaştı. Kayıp Amerikalı turistin Türkiye'ye geldikten kısa bir süre sonra Kocaeli'nde karıştığı bir olayda 'adam öldürmeye teşebbüs' suçlamasıyla tutuklandığı belirlendi. Polis, bu bilgileri ABD Başkonsolosluğu'na iletti.
'CASUSLUK' GÖZALTISI
Cezaevinde bulunan Chan'ın 24 Kasım 2016'da Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde polis tarafından gözaltına alındığı da ortaya çıktı. Yol kontrolü sırasında 37 yaşındaki ABD'linin İstanbul plakalı aracından iki profesyonel kamera, bir yaka kamerası, bir küçük ve bir büyük drone, dokuz kayıt kaseti, fotoğraf makinesi, hard disk, flash bellek, düdüklü pusula ve laptop çıktı. Üzerinde de çelik yelek bulunan esrarengiz Amerikalının, işlemlerinin ardından 'casusluk faaliyetinde bulunduğu' iddiasıyla adliyeye çıkarıldığı, serbest bırakıldığı öğrenildi.
Sınırdışı edilmek üzere Göç İdaresi tarafından Kocaeli Geri Gönderme Merkezi'ne alındığı öğrenilen Chan'ın burada karıştığı bir olay sırasında polis memurunun silahını almak istediği ileri sürüldü. Bu olay nedeniyle tekrar gözaltına alınan Joe Yat Yung Chan'ın tutuklandığı bildirildi.
DEAŞ’ı bitirecek hamle

El Bab’da, terör örgütü DEAŞ’a karşı büyük operasyon öncesi asker takviyesi yapıldı. Şehir savaşlarında uzman özel eğitimli unsurlar bölgeye sevk edildi
Türk askerinin her adımda mayınlar, patlayıcılar, intihar bombacıları, bomba yüklü araçlara karşı şehir savaşı verdiği El Bab'da, terör örgütü DEAŞ'a karşı büyük operasyon öncesi asker takviye edildi. Şehir savaşlarında uzman özel eğitimli unsurlar bölgeye sevk edildi. Halen kış şartları, sisli hava koşulları ve çamurlu alanlarda mücadelenin zorluğu nedeniyle ağır ilerlendiğini belirten kaynaklar, bölgede sivillerin bulunması nedeniyle de sürecin daha hassas yürütülmesi gerektiğine işaret ettiler. Terör örgütü DEAŞ özellikle kentteki sivil nüfusu canlı bir kalkan olarak kullanıyor. DEAŞ geçtiğimiz günlerde ise kentten kaçmaya çalışan 30 sivili öldürmüştü. Bölge kaynakların "çok yakında" dediği büyük operasyon öncesi hazırlıklar neredeyse tamamlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, terörist örgüte karşı yeni planlamalarla harekete geçmeye hazırlanıyor. Şehir savaşlarında uzman eğitimli unsurlar bölgeye sevk edildi. Son görevlendirmelerle birlikte bölgedeki askeri varlığın da kısmi oranda arttığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, ABD ile de görüşmeler sürüyor. El Bab'da beklenen ABD desteğinin ise hava harekâtları kapsamında olacağı ifade ediliyor.
Son dakika haberi: Gaziantep Emniyeti'nde çatışma!

Gaziantep bugün bir saldırı girişimi ile karşı karşıya kaldı. Saat 15.23 sularında Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne saldırı girişiminde bulunan bir kişinin etkisiz hale getirildiği öğrenildi.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik saldırıya anında karşılık verildi, saldırgan ölü olarak ele geçirildi. Çatışma sırasında 1 polisin memuru ise yaralandı. Geçen mayıs ayında Emniyet Müdürlüğü'ne bomba yüklü araçla yapılan saldırıda 3 polis memuru şehit olmuştu.
SİLAHLA ATEŞ EDEREK EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNE GİRMEK İSTEDİ
Saat 15.20'de İncilipınar Mahallesi Şehit Yusuf Erin Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü önüne gelen terörist elindeki silahla ateş ederek Emniyet Müdürlüğü'ne girmek istedi. Bu sırada Emniyet Müdürlüğü girişinin yaklaşık 50 metre önündeki kontrol noktasında görev yapan polisler, teröriste anında ateş açarak karşılık verdi. Yaklaşık 2 dakika süren çatışmanın ardından terörist öldürüldü. Çatışma sırasında hafif yaralanan yaralanan 1 polis de hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı.
TÜM YOLLAR YAYA VE ARAÇ ULAŞIMINA KAPANDI
Saldırının ardından bölgeye çok sayıda sağlık ekibi ile resmi, sivil ve özel harekatçı sevk edildi. Polisler, bölgedeki sivilleri uzaklaştırıp Emniyet Müdürlüğü çevresindeki tüm yolları yaya ve araç ulaşımına kapattı.
BOMBA YÜKLÜ ARAÇ ANONSLARI
Bu arada saldırı sonrası polis telsizlerinden, saldırganlarla birlikte hareket ettiği değerlendirilen 2 araç plakası anons edilerek, bomba yüklü olabileceği uyarısı yapıldı. Anonslarda polislerin kendi can güvenliklerini sağlayarak, bomba yüklü olabileceği değerlendirilen araçların titizlikle takip etmesi istendi.
GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI FATMA ŞAHİN: ALLAH O POLİSLERDEN RAZI OLSUN
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne saldırmaya çalışan canlı bombanın polisler tarafından etkisiz hale getirilmesinden sonra kısa bir açıklama yaptı. Şahin, "Gaziantep Emniyeti'ne saldıran teröristlere haddini bildiren polislerimizden Allah razı olsun. Olayda yaralanan kahraman polisimize de Allah'tan acil şifa diliyorum." dedi.
GAZİANTEP VALİLİĞİ: 1 POLİS HAFİF YARALI
Gaziantep Valiliği, bugün gerçekleşen terör saldırısında 1 polis memurunun hafif yaralandığını açıkladı. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, saldırının saat 15.20 sıralarında Emniyet Müdürlüğü Hizmet Binası araç giriş kontrol bölümündeki polis noktasına yönelik olduğu belirtilerek şöyle denildi:"Saldırıya polis noktasında görevli polis memurlarımızca anında karşılık verilmiş ve saldırgan etkisiz hale getirilmiştir. Bu menfur saldırıda bir polis memurumuz hafif şekilde yaralanmıştır. Hastanede tedavi altına alınan polis memurumuzun hayati tehlikesi bulunmamaktadır. Yaralı polisimize Allah'tan acil şifalar diliyoruz. Emniyet teşkilatımıza ve şehrimize geçmiş olsun. Emniyet birimlerimizce söz konusu saldırıya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmalar başlatılmış olup gelişmelerle ilgili ayrıca bilgi verilecektir."
GEÇEN YILKİ SALDIRININ ARDINDAN EK ÖNLEMLER ALINMIŞTI
Geçen yıl 1 Mayıs günü bomba yüklü araçla yapılan 3 polisin şehit olduğu terör saldırısının ardından Emniyet Müdürlüğü çevresinde ek önlemler de alınmıştı. Emniyet Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü arasında yol olarak kullanılan bölge trafiğe kapatıldı ve bu yolun iki bölgesine kontrol noktası oluşturuldu. Emniyet Müdürlüğü çevresine beton bloklar örülürken, oluşturulan kontrol noktalarında da binaya gelenler x-ray cihazı ve üst aramasından geçirildikten içeri alınıyordu.Bugünkü saldırı da Emniyet Müdürlüğü'ne Göç İdaresi ve Vergi Dairesi Başkanlığı binasının da bulunduğu alandaki girişinde meydana geldi
ÇATIŞMA ANLARI AMATÖR KAMERADA!
Reina'daki ABD’li Jake Raak, yüzde yüz ajan

Reina saldırısında bacağından vurulduğunu söyleyen ABD’li Jake Raak’ın röportajındaki ifadelerini beden dili uzmanları yorumladı: “Kim olduğunu bilemeyiz ama mimiklerine göre kesin yalan söylüyor”
Yılbaşı gecesini kana bulayan Reina saldırısından yaralı olarak kurtulduğunu ifade eden ABD'li Jacob Raak hakkındaki soru işaretleri de her geçen gün artmaya devam ediyor. Reina'da bacağından vurulduktan sonra ambulansa kaldırılırken verdiği röportajla dikkatleri üzerine çeken Raak, kaleşnikof kurşunu ile yaralanan bacağına yılbaşı süsü ile yapılan bandaj ve neredeyse gülerek verdiği röportajla akıllarda kalmıştı. Raak'ın bir Amerikan Kara Kuvvetleri'ne istihbarat üreten National Ground Intelligence Center (NGIC) adlı gizli istihbarat biriminde çalıştığı ortaya çıkarken, Pennsilvanya'da sahibi olduğu silah firmasının Pentagon'la ilişkileri de ortaya serildi. ABD medyası son olarak Raak'ın Türkiye'den ayrılırken verdiği röportajdaki beden dilini uzmanlara yorumlattı.
İşte o yorumlar:
MUTLULUK
Videonun hemen başında 5. saniyede saldırının trajedi olduğundan bahsederken dudak kenarları yukarı doğru kalkıyor ve göz kenarları kırışıyor. Yani William Jacob Raak'ın trajediyi anlatırken asıl hissettiği duygu mutluluktur. Mimikler, hissettiğimiz anlık duyguları biz bastırmaya çalışsak da bir şekilde yüzümüzde gösterirler. Raak da asıl duygusu olan mutluluğu saklayabilmek için dudaklarını birbirine bastırmaya, dolayısıyla mutluluğunu gizlemeye çalışıyor.
YALAN
Raak trajedi olduğunu belirttikten sonra 7. saniyeden 11. saniyeye kadar bekliyor. Raak beklerken ilk yaşadığı mutluluk ifadesini bastırmaya çalışıyor. İşte tam burada yalancıların en sık kullandığı ve kontrol etmekte zorlandıkları yüz ifadesi yüzünde beliriyor. İfadenin adı: Asimetrik tepki. Yüz, diğer tüm duygularda simetrik tepki verirken, sadece saklama ve yalan durumlarında bu asimetrik ifadeyi alıyor.
KÜÇÜMSEME
39. saniyede "Buradaki insanlar çok iyi" derken Raak'ın sağ dudak kenarı tek taraflı yukarı kalkıyor. Buradaki dudak kenarının tek taraflı yukarı kalkıp inmesi 1 saniyenin altında oluyor. Dolayısıyla "Buradaki insanlar çok iyi" derken aslında buradaki insanları küçümsüyor. Ayrıca yüzünde küçümseme gösterirken, sol omzu hızlıca yukarı kalkıp iniyor. Bu ise "Söylediklerime kendim bile inanmıyorum" manasına geliyor.
KORKU
41. saniyede Raak'ın alt çenesi geriye doğru çekiliyor ve gözlerindeki beyazlar ortaya çıkıyor. Bu iki tepki mikro ifadelerde korku duygusuna karşılık gelir. Peki yalan söyleyen kişi neden korkar? Tabii ki yakalanmak ve inanılmamaktan...
YALAN ÜSTÜNE YALAN
50. saniyede "7 kişi vuruldu bizden" derken, bir anda Raak'ın göz kırpma hızı artıyor. Normal bir insan dakikada ortalama 8 ila 20 kere gözünü kırpar. Yalan söylerken ise bu sayı artar. Raak, 54. saniyede ise "Güvenli olduğunda tekrar geleceğim bu ülkeye, çok güzel ülke, insanlar çok iyi" derken başı sağa sola sallanıyor. Yani sözleriyle 'Evet' derken başı 'Hayır' diyor.
HİTLER SELAMI VERDİ
Son olarak William Jacob Raak konuşmasını bitirip kontrol noktasına giderken sembolik bir selamla tepkisi gösteriyor. Tek el avuç içi aşağı gösterecek şekilde yukarı kalkıyor. Bu selamın altında ise "Benim kontrolüm altındasınız" mesajı yatıyor. Hitler selamı olarak bilinen bu hareket ayrıca anlam kazanıyor.
Takvim
Atama kararları Resmi Gazete'de

Bazı bakanlıklara ilişkin atama kararları Resmi Gazete'de yer aldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Maliye, Kültür ve Turizm, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlıklarına ilişkin atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Sosyal ve Güvenlik Kurumu Başkanlığı Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kuruca, bu görevlerinden alınarak bakanlık müşavirliğine getirildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanlığı Başmüfettişi Yahya Kırlangıç, Maliye Bakanlığına bağlı Mardin Defterdarı Zafer Güler, Çanakkale Defterdarı Mustafa Işık, Siirt Defterdarı Meral Dönmez, Şanlıurfa Defterdarı Ali Osman Karaköse ve Malatya Defterdarı Murat Yiğiter, başka görevlere atanmak üzere görevlerinden alındı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müşavirliğine ise Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanı Yusuf Suat Hasçiçek atandı.
Gaziantep'te polise ikinci saldırı iddiası!

Gaziantep'te, akşam saatlerinde devriye görevini yapan polis aracına içinde 3 kişinin bulunduğu otomobilden ateş açıldığı iddia edildi. Valilikten konuya ilişkin açıklama yapıldı
Bugün Emniyet Müdürlüğü'ne terörist saldırının gerçekleştiği Gaziantep'te ikinci bir saldırı olayının da saat 19.30'da devriye görevini sürdüren polis aracına gerçekleştirildiği iddia edildi. Gaziantep Valiliği ise olaya ilişkin bir açıklama yaparak ikinci bir saldırının sözkonusu olmadığını ifade etti.
VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI
Gaziantep Valiliği, akşam saatlerinde polislerin 'dur' ihtarına rağmen durmayan ve kaza sonucu duran çalıntı otomobil ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, olayın asayiş olarak değerlendirildiği belirtilerek şöyle denildi:
"Nizip ilçemizden bugün çalınan 03 UE 626 plakalı araç, saat 19.00 sıralarında Şahinbey ilçemiz Öğretmenevleri Mahallesi'nde görevli polis devriye ekiplerimizce tespit edilerek durdurulmak istenmiştir. Yapılan 'dur' ihtarına uymayan şüpheli aracın durdurulması için ekiplerimizce havaya ateş açılmak suretiyle takibi neticesinde, araçta bulunan 3 şüpheliden yaya olarak kaçmaya çalışan A.K. isimli şüpheli şahıs yakalanmış, diğer 2 şüphelinin yakalanması için çalışmalar devam etmektedir. Araçta yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır. Yakalanan A.K. isimli şüpheli şahıs ve kaçan 2 şüphelinin asayiş olaylarından suç kayıtlarının bulunduğu, meydana gelen olayın asayiş olayı mahiyetinde olduğu değerlendirilmektedir."
Başbakan Yıldırım TBMM'de Kılıçdaroğlu ile görüştü

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Anayasa Değişikliği teklifi görüşmeleri için geldiği TBMM'de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Anayasa değişikliği teklifi görüşmeleri için geldiği TBMM'de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.
Yıldırım, TBMM'ye gelişinde önce iktidar kulisinde partisinin bazı milletvekilleriyle bir araya geldi.
Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu ile görüştü
"10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret eden Yıldırım, ardından muhalefet kulisine geçerek, burada muhalefet partilerinin milletvekilleriyle selamlaştı.
Kuliste partisinin Grup Başkanvekilleri Gürsel Tekin ve Özgür Özel ile bulunan Kılıçdaroğlu'nun oturduğu bölüme gelen Yıldırım, burada oturarak bir süre sohbet etti.
Anayasa değişikliği teklifinin 1. maddesinin görüşmelerinin tamamlanması üzerine Yıldırım, buradan ayrılarak iktidar kulisine geçti.
‘FETÖ’nün karakutusu Şerif Ali Tekalan’

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki FETÖ/PDY çatı davasında tanık olarak ifadesi alınan Ahmet Keleş, sanıklardan Sait Aksoy'un, bu ihanetin en önde gelen hainlerinden, Ekrem Dumanlı'nın, örgütün beyin takımı üyesi ABD'de bir üniversiteye rektör olarak atanan firari Şerif Ali Tekalan'ın da örgütün "kara kutusu" olduğunu söyledi. Keleş "Tekalan, A'dan Z'ye Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, emniyeti, yargıyı, bürokrasiyi üst düzey kadro sayabilen; örgütün, legal, illegal diğer örgütlerin içinde görevlendirilen gizli isimlerini bilen kişiydi" dedi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtlayan Keleş, "Esnaftan öğrenciye, memurdan hakime kadar, nerede ne kadar örgütlenmeye ihtiyaç varsa bunların listesinin yapıldığını, akla gelecek tüm birimlerdeki açık alanların doldurulması için adımların atıldı. Örgütte hiçbir adım gereksiz, hesapsız atılmaz. Gerekli tüm hazırlıklar, gerektiği ölçüde atılır, tesadüfi bir adım atma asla söz konusu olamaz. Örgütün içinde sıradan bir kişinin Zaman gazetesine, Samanyolu televizyonuna müdür, temsilci, başkan olması kendiliğinden olan bir şey değil, Gülen'in okeyi ve onayı olmadan hiçbir icraat yapılamazdı" diye konuştu.
Elektronik sigarayı içene de satana da ceza!

Elektronik sigara içen kişi sayısı her geçen gün artıyor. "Daha az zararlı" olduğu düşünülen ama gerçekte diğer tütün ürünleri kadar zararlı olan elektronik sigaraların başka riskleri de mevcut. Elektronik sigaranın gerek internet üzerinden gerekse bir işletmede satışına şahit olunması durumunda ihbar hattının aranması gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Daire Başkanlığı, elektronik sigarayla ilgili Habertürk'e önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin tütünle mücadelesi tüm dünya tarafından örnek gösteriliyor. Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye'nin sigarayla mücadelede başarılı olduğunu belirtiyor. Biraz açıklar mısınız? Türkiye'de tütün kontrolü çalışmalarının tarihi biraz daha gerilere gidiyor ama 2008 yılında dumansız hava sahası kampanyası ile çalışmalarımıza ivme kazandırdık. Aynı yıl Dünya Sağlık Örgütü, tütün kontrolü için bir yol haritası olarak kullanılabilecek bir politika paketi yayımladı. Biz, bu politika paketinde yer alan kriterlerin tamamını yerine getiren ve tütün kullanım oranında düşme sağlayan ilk ülke olduk ve Dünya Sağlık Örgütü de bu başarıya 2013 yılında yayınlanan raporlarında yer vererek bizi örnek ülke olarak gösterdi.
Peki, tütünle mücadelemiz devam ederken, elektronik sigaraların ortaya çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tütün endüstrisi yasaların engellediği alanlarda yeni çıkış noktaları yakalama, yeni pazarlama stratejileri geliştirme ve yeni hedef kitleler yaratma hedeflerine yönelik olarak çalışır. Elektronik sigara da bu stratejinin bir ürünüdür. Elektronik sigaralar da aynı pipo, puro, nargile gibi birer tütün ürünüdür ve tütün endüstrisi tarafından üretilmektedir. İçeriği geleneksel sigara ile benzerdir. Söylenmiş olduğu gibi 'sigaradan daha az zararlı' olduğuna dair sağlam bir kanıt sunabilen herhangi bir bilimsel araştırma yoktur. Oluşturulmaya çalışılan 'daha sağlıklı' algısı ile pazar payında muhtemel düşüş manüple ediliyor, bir B planı olarak gelecekte sigaranın yerini alması planlanıyor ve bütün çalışmalar bunun üzerine yapılıyor.
Elektronik sigara Türkiye'de yasak olmasına rağmen gün geçtikçe bu sigaraları kullanan kişi sayısında artış olduğunu görüyoruz. Yasal düzenlemelerde yapılan bir değişiklik yok değil mi?
Elektronik sigara konusunda Bakanlığımızın duruşu değişmemiştir. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca bugüne kadar kartuşu nikotin içeren herhangi bir elektronik sigara markası için ithalat izni verilmemiş ve ruhsatlandırılmamıştır. Dolayısıyla ülkemize sokulması ve her türlü ticaretinin yapılması yasaktır. Yine yasal düzenlemelerle tütün içersin ya da içermesin, tütün mamulünü taklit eder tarzda kullanılan her türlü ürünün (elektronik sigara, bitkisel nargile, vs.) 4207 sayılı Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilerek kamuya açık kapalı alanlarda kullanımı yasaklanmıştır. İhlali halinde Mezkûr Kanun hükümlerine göre gerekli cezai müeyyideler uygulanmaktadır.
ALO 184 SABİM'İ ARAYABİLİRSİNİZ!
Elektronik sigara yasak olmasına rağmen bu sigaraların satışı internet sitelerinde, sosyal medya hesaplarında bile yapılıyor. Elektronik sigarayı satana ve bu sigaraları içene herhangi bir cezai yaptırım uygulanacak mı?
Elektronik sigaranın ülkemize girişi kaçak yollarla, internet üzerinden ve kişisel kullanım amaçlı olarak yurtdışından yolcuların beraberinde getirmeleri ile olabilmektedir. Gerek internet üzerinden satış gerekse bir işletmede satışına şahit olunması durumunda ALO 184 SABİM hattı üzerinden ulaşılan Tütün İhbar Hattına bildirimde bulunulabilir. Elektronik sigara artık bir tütün ürünü olarak kabul edildiğinden tütün ürünlerine uygulanan mevzuat elektronik sigaralar için de geçerlidir.
Elektronik sigaranın, tütüne oranla daha az zararlı olduğu düşünülüyor. Sigarayı bırakmak isteyenler önce elektronik sigara alarak işe başlıyor. Gerçekten daha az zararlı mı?
Elektronik sigaralarda da diğer sigaralarda olduğu gibi çok çeşitli kimyasallar bulunmakta ve en az diğer tütün ürünleri kadar sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Elektronik sigara bir tedavi aracı ya da ilaç olarak tasarlanmış bir ürün değildir ABD da^hil olmak u¨zere pek c¸ok u¨lkede önceleri sigara bırakmaya yardımcı yo¨ntem olarak piyasada yer alsa da artık bu s¸ekilde lanse edilmemektedir. Elektronik sigara, içerdiği nikotin ve çeşitli aromalar nedeniyle sigaradan kurtulmaya değil bağımlılığın devam etmesine neden olmaktadır. Kanser hastalarıyla yapılan bir çalışma elektronik sigara kullanıcılarının takiplerde elektronik sigara kullanmayanlara göre 2 kez daha fazla sigara içtiklerini göstermiştir. Söz konusu ürünlerin içeriğinde yer alan propilen glikol ve diğer maddelerin solunum yolu ile kullanılmasının zararsız olduğuna veya daha az zararlı olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt yoktur.
En son ABD'nin California eyaletinde yolculuk yapan birinin cebinde elektronik sigara patladı ve kişi hastaneye kaldırıldı. Bunun başka örneklerini defalarca gördük. "Daha az zarar göreyim" derken, aslında başka riskler alıyoruz böylece değil mi?
Elektronik sigaranın tasarımı, solüsyonunun bileşimi, safsızlığı, güvenliği ve güvenli kullanım tavsiyeleri ile ilgili bir standart yoktur. Bu nedenle elektronik sigaraya 'güvenli' ürün denilmesi mümkün değildir. Elektronik sigaralar, normal sigaralar gibi kısa sürede tükenmemekte, daha uzun süre kullanılabilmektedir. Bu durum tüketicilerin yüksek dozda nikotine maruz kalma ve zehirlenme riskini arttırmaktadır.
Ayrıca tüketici, ürünü çok güçlü çektiği takdirde nikotin içeren solüsyonun tüketicinin oral mukozasından hızla emilerek nikotin zehirlenmesine yol açması mümkündür. Kartuşları değiştirilmesi ya da dolumu esnasında da solüsyonun deri ile teması sonucu nikotin emilimi ve toksisitesi gerçekleşebilmektedir. ABD'nin Colorado Springs kentinde elektronik sigarayı içine çekmesini takiben patlaması ile boynu kırılan, ön dişleri ve dudakları parçalanan bir bireyin omurilik operasyonu olmak zorunda kaldığına dair yayın da mevcuttur. Elektronik sigaraların yan etkilerine dair gün geçtikçe daha fazla yayın ve bilgi ortaya çıkmaktadır.
"DAHA FAZLA DUMANSIZ HAVA SAHALARI OLUŞTURMAK İSTİYORUZ"
Tütünle mücadelede kitle iletişim araçları çok etkin bir şekilde kullanılıyor. Elektronik sigara tehlikesini de konu alan yeni projeleriniz olacak mı?
Elektronik sigaraların halkımızın sağlığını korumaya yönelik gerçekleştirdiğimiz tütün kontrolü çalışmalarına yapabileceği olası etkiler öngörülerek Haziran 2013'de 4207 sayılı Kanuna eklenen bir madde ile "Tütün içermeyen ancak tütün mamulünü taklit eder tarzda kullanılan her türlü nargile ve sigara, tütün ürünü kabul edilir" denilmiş ve böylelikle elektronik sigaraların insanımızın sağlığına yönelik zararlı etkilerinin önüne geçilmesi için tedbir alınmıştır.
Ancak tütünle mücadele yalnızca mevzuat düzenlemelerinin tamamlanması, belli yasakların kamusal hayata geçirilmesi ve denetim mekanizmalarının oluşturulması ile değil, toplumun konuyu sahiplenmesi ve savunuculuğunu yapması ile başarıya ulaşır. Bu nedenle toplumun farkındalığını sağlamada kitle iletişim araçlarının çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle basınımızın bu mücadelede çok önemli roller üstlenebileceğini biliyoruz. Tütün ürünü kullanmayan vatandaşlarımızın haklarının korunması, seslerinin duyurulması, vatandaşların yeni bağımlılık araçlarına karşı farkındalıklarının artırılması noktalarında basın kritik önem taşımaktadır. Yeni dönemde sadece elektronik sigaraya odaklanmayıp tüm tütün ürünlerine yönelik mücadele kapsamımızı genişletmek, daha fazla dumansız hava sahaları oluşturmak istiyoruz. Bunu beraber başaracağımızı umuyoruz.
Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da olmaz

Başbakan Yıldırım: AB’nin bizden istediği bazı şeyler var. Mesela terörle mücadele yasasının değiştirilmesi. Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Amansız bir mücadeleye girmişiz. Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da olmaz
Başbakan Yıldırım, 9. Büyükelçiler Konferansı için Ankara'da bulunan büyükelçileri Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğinde ağırladı. Yıldırım yaptığı konuşmada şunları söyledi:
PKK'YA İZİN VERİLİYOR: Avrupa Parlamentosu'nda DEAŞ'ın bayraklarını görebiliyor musunuz? Ama PKK'nın bayraklarını orada her yerde görebiliyoruz. Avrupa terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. PKK'ya gelince müsamaha, DEAŞ'a gelince değil. Terör örgütlerinden birini diğerine tercih etmek dünya barışına en büyük ihanettir.
ACILAR SONA ERECEK: (Suriye'de ateşkes) Bu geç de olsa önemli bir adım. Tekrar o mazlum, mağdur günahsız insanların geleceğe yönelik umutları yeşerdi, moralleri düzeldi. Eğer burada bir yol kazası yaşamazsak, bundan sonrası siyasi çözüme giden bir yolun başlangıcı olacak. Eminim ki yakın bir gelecekte artık bu acılar sona erecek. Dünyaya bakıyoruz, "Ya Türkler çok güzel iş yapıyor, hakikaten örnek bir ev sahipliği yapıyor." Sırtımızı sıvazlamaktan başka hiçbir şey yaptıkları yok.

ALGI OPERASYONU: 2016 kolay bir yıl olmadı. Türkiyemiz için en büyük bıraktığı iz, 15 Temmuz darbe girişimi. Türk milleti 15 Temmuz'da ikinci istiklal mücadelesini açık ve net bir şekilde kazanmıştır. FETÖ fakir fukaradan topladıkları paraları şimdi algı operasyonu yapmak, Türkiye'nin turizmine, ekonomisine, güvenliğine zarar verecek her türlü faaliyetler için oluk oluk harcıyor.
KANIMIZA DOKUNUYOR: Alınganlığımız şudur, FETÖ darbe girişiminden sonra yüksek bir sesle kınamak yerine "Darbecileri fazla hırpalamayın" demeleri bizim kanımıza dokunuyor. Önce darbeyi hiç tereddüde mahal bırakmadan kınayacaksınız, sonra da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna sonuna kadar inanacaksınız. Hukuk dersine Türkiye'nin ihtiyacı yok. (AB'nin) Bizden istedikleri var. "Efendim terörle mücadele yasasının değiştirilmesi". Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz. Ölüm kalım mücadelesine girmişiz, "Terörle mücadele yasasını değiştirin.Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da olmaz.
BİRİNCİ KONUMUZ: FETÖ mücadelesi birinci konumuz. Bulunduğunuz ülkede hiç yılmadan bu mücadeleyi yapacaksınız. Bu iş bitmiş değil, bu sadece bizim için tehdit değil. Aynı zamanda bulunduğunuz ülkeler için de tehdit. Bu farkındalığı oluşturmak en önemli önceliğimizdir. İkincisi ülkemizle bulunduğunuz ülkelerle aramızdaki ilişkileri nasıl geliştiririz, nasıl çeşitlendiririz.
SİSTEMİ DEĞİŞTİRİYORUZ: (Anayasa değişikliği) Burada biz hükümet sistemini değiştiriyoruz. Yani parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz. Bununla ilgili de size mutlaka sorular gelecek. Sorulara ilk ağızdan sizin en iyi cevapları vermeniz lazım. Bildiğimiz örgütler bunu istismar etmek için hazırlık içinde. Onlar hareket etmeden siz hareket edin ve bunu anlatın.
SİNCAR'DA TAVİZ VERMEYİZ: PKK'yı Sincar'da istemiyoruz. İkinci bir PKK kampına, ikinci bir Kandil'e izin vermeyiz. PKK'yı siz temizleyin, olmadı birlikte temizleyelim, olmadı biz temizleriz"

AB'NİN PROVASINI YAPALIM
"Adada adil, eşit bir yönetişim sistemi garanti altına alınmalıdır. Sadece toplumların birbirine güvenleri yetmez, geçmiş dönemlerde yaşanan acı tecrübelerin ışığında her şeyin teminat altına alınması lazım. 2004'teki işte bize kazık attılar, daha doğrusu Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar. 'Bu sefer aynı şeyi yapmayın' dedik. Eğer burada bir çözüm olacaksa Türk tarafı, Rum tarafı, Birliğin aynı anda üyesi olacaksa bu dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım. Siz Kıbrıs Türk tarafını AB'ye sokmuş oluyorsunuz. İnsanların, hizmetlerin, sermayenin serbest dolaşımının mutlaka Türkiye'ye de sağlanması lazım. Yani AB'ye girişin bir provasını Kıbrıs'ta başlatabiliriz."
Almanlar 15 Temmuz’u sordu

SABAH Yazarlar Kulübü, hain darbe girişimini dünya başkentlerinde anlatmaya devam ediyor. Berlin’deki panelde Alman katılımcıların sorularını yazarlarımız Türkiye gerçekleriyle yanıtladı
15 Temmuz sonrası Batı'da yürütülen dezenformasyona karşı paneller düzenleyen SABAH Yazarlar Kulübü'nün son durağı Almanya'nın başkenti Berlin oldu. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü(BYEGM) ve THY desteğiyle önceki gece gerçekleştirilen panele BYEGM Müdürü Mehmet Akarca, Daily Sabah Genel Yayın Yönetmeni Serdar Karagöz ve yazarlar Doç.Dr. Fahrettin Altun, Mahmut Övür, Şelale Kadak ve Ozan Ceyhun katıldı. Paneli Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın ve eski Türkiye büyükelçisi, eski Federal Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve ISPAT danışmanı Wolf-Ruthart Born'la ZDF, Der Spiegel, Der Tagesspiegel, Die Zeit, Funke Medien, Focus, Wachsmuthmedia, Regensburg Haber, ONS Media, Medya Berlin ve Newseu. com gibi Alman medyasının temsilcileri takip etti. Panelde "Almanya'nın yeni Türkiye'yi kavraması gerek" mesajı verildi. İşte özetle konuşulanlar:






FETÖ'YÜ ANLATAN KİTAP VERİLDİ
Panele Alman medyası ve STK'lardan ilgi büyüktü. Katılımcılar konuşmalar öncesi kendilerine verilen FETÖ'yü tüm detaylarıyla anlatan kitapları inceledi.

Soldan sağa: Refik Soğukoğlu (Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği Basın Müşaviri), Dieter Bernarz (Der Spiegel Dergisi Editörü), Fahrettin Altun (SABAH Yazarı), Ozan Ceyhun (Eski AP Milletvekili), Mehmet Akarca (Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü), Wolf-Ruthart Born (Eski Almanya Ankara Büyükelçisi), Şelale Kadak, (SABAH Yazarı) Mahmut Övür (SABAH yazarı) ve Serdar Karagöz (Daily SABAH Genel Yayın Yönetmeni).
Son dakika: Kocaeli'de eylem hazırlığındaki PKK üyeleri ihbar sayesinde yakalandı

Terör örgütü PKK/KCK'nın talimatıyla Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne yapılması planlanan eylem, çağrı merkezine yapılan bir ihbar sayesinde önlendi.
Kocaeli'de, terör örgütü PKK/KCK'nın talimatıyla Emniyet Müdürlüğü'ne yapılması planlanan eylemin, çağrı merkezine yapılan bir ihbar sayesinde önlendiği öğrenildi.
Terör örgütü PKK/KCK'nın Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik önlenen eylem hazırlığına ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı. Söz konusu eyleme ilişkin savcılık soruşturması, çağrı merkezine gelen bir ihbarla açıldı ve bu kapsamda yapılan araştırmalarda şüphelilerin terör örgütüne lojistik bilgi sağlamak amacıyla farklı tarihlerde söz konusu bölgede fotoğraf ve keşif çalışması yaptığı anlaşıldı.
Çağrı merkezine 26 Kasım 2016'da gelen, "Şırnak'tan L. isminde biri geldi. Ağustos ayının başında Kocaeli Emniyetinin fotoğrafını çekti. 47 ... markasını hatırlamıyorum. Şahsın soy ismini bilmiyorum. Adana'da yaşanan olaylardan sonra uykularım kaçtı. Bu konuyu bildirmek istedim." şeklindeki ihbar üzerine, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, MOBESE ve PTS kayıtlarından ihbarda belirtilen araç ile 7 Ağustos 2016'da yaklaşık 1 saat boyunca Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nün çevresinde keşif ve fotoğraflama çalışması yapıldığını belirledi. Şüpheli M.D. üzerine tescilli olan aracın L.A. tarafından kullanıldığı ve yanında da Yalova'da ikamet eden yeğenleri F.A. ile C.A'nın olduğu tespit edildi. Bunun üzerine genişletilen soruşturma kapsamında MOBESE ve PTS incelemelerinde şüpheli L.A'nın 19 Eylül'de 3 saat, 20 Eylül'de 2 saat Emniyet Müdürlüğü'nün etrafında dolaştığı görüldü.
Şüphelilerle ilgili soruşturmada, PKK/KCK'nın Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik gerçekleştirmeyi hedeflediği saldırıya lojistik bilgi temini amacıyla farklı tarihlerde istihbarat, keşif ve fotoğraflama faaliyetleri yapıldığı belirlendi.
Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, 23 Aralık'ta Şırnak, Mardin, Yalova ve İstanbul'da düzenlenen operasyonda L.A, F.A, C.A, ve M.D'yi gözaltına almış, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden L.A. ile yeğenleri F.A. ve C.A. tutuklanmıştı.
Son dakika haberi: Gaziantep'teki hain saldırıya ilişkin hükümetten ilk açıklama geldi

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Gaziantep'teki olayın, İzmir'deki olaya benzer olduğunun anlaşıldığını belirterek, Türkiye'de terör örgütleri arasında hiçbir fark kalmadığını, aynı ofisin şubeleri, aynı merkezin yan kolları gibi çalıştığını söyledi.

Iraklı Türkmenlerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Türkiye'ye teşekkür!

Irak'ın Telafer ve Musul bölgesinden, DEAŞ ve Haşdi Şabi'nin saldırıları nedeniyle kaçarak Suriye üzerinden Türkiye'ye sığınan, çoğunluğu kadın ve çocuk yaklaşık 5 bin Türkmen, Kahramanmaraş'taki konteyner kente yerleştiriliyor. Iraklı Türkmenler, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ettiler, Türk halkına da 'memleketinize sahip çıkın' mesajı verdiler.
Terör örgütü DEAŞ ile Haşdi Şabi'nin saldırıları nedeniyle Musul ve Telafer'deki evlerinden göç etmek zorunda kalan Türkmenler, uzun süredir yaşadıkları Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki çadır kentten alınarak, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) tarafından temin edilen araçlarla Kahramanmaraş'a getirildi.
Kahramanmaraş'ta geçen ay faaliyete geçen konteyner kente alınan Türkmenler, kayıt işlemlerinin ardından kendilerine ayrılan konteynerlere yerleştirilmeye başlandı.
Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 5 bin Türkmen, konteynerlerini düzenlemenin heyecanını yaşıyor.
"ORALAR ÇOK KÖTÜ"
Türkmenlerden 80 yaşındaki Benin Abbas, Telafer'den kaçarak buraya geldiklerini söyledi.
Evlerinin bulunduğu yerlere uçaklardan bombalar atıldığını ifade eden Abbas, "Teyyare vurdu biz de buraya geldik. Allah korudu bizi. Allah Türkiye'yi de korudu buralara geldik. Oralar çok kötü. Memleketinize sahip çıkın. Allah Türkiye'yi korusun, bizi de tekrar memleketimize göndersin. Türkiye'yi biz çok severiz. Türkiye bizim başımız gözümüz üstüne. Bize ev sahipliği eylediniz. Hepinizden Allah razı olsun. Allah Türkmenleri de korusun Recep Tayyip Erdoğan'ı da korusun. Biz sizden çok razıyız Allah da razı olsun." diye konuştu.
"ALLAH, ERDOĞAN AĞABEYİMİZDEN RAZI OLSUN"
Mehmet Ali Türkmen de Irak'tan İslahiye'ye geldiklerini, orada çadırda kaldıktan sonra da buraya getirildiklerini söyledi.
Türkiye'ye teşekkür eden Türkmen, "Allah, Erdoğan ağabeyimizden razı olsun. Bize çok yardımcı oldu. İnşallah onun yardımını unutmayacağız. Bizleri topladı, babalık yaptı, ekmek verdi. Bize kardeşlik yaptı." dedi.
9 çocuk babası Fadıl Abbasi ise ailesiyle 2 yıl önce Musul'dan Türkiye geldiklerini söyledi. 2 yıldır İslahiye'deki çadırda yaşadıklarını aktaran Abbasi, kendilerine kucak açan Türkiye'ye teşekkür etti.
ABD’den kirli teklif

ABD Savunma Bakanlığı'ndan bir yetkili, El Bab operasyonunda Türkiye'ye destek vermeyi teklif ettiklerini, karşılığında terör örgütü PYD/ PKK'ya karışılmamasını şart koştuklarını iddia etti. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili "Bu yardım önerileri arasında silahlı insansız hava araçları, hava desteği ve DEAŞ'a karşı savaşan ılımlı muhaliflere mühimmat sağlanması gibi DEAŞ'a karşı etkili olabilecek şeyler var" ifadesini kullandı. Türk yetkililerin bu koşulları uzun süredir reddettiğini ifade eden yetkili, "Mesela El Bab'tan sonra Menbiç'e gidilmesin. DEAŞ ile mücadelede koalisyon ile tek bir koordinasyon merkezi üzerinden operasyon gerçekleştirilsin" diye konuştu. Öte yandan ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyonun sözcüsü Albay John Dorrian, İncirlik Üssü'nün ABD açısından çok önemli olduğunu belirtti. Dorrian, "İncirlik hem üs olarak hem de koalisyona sağladığı kapasite bakımından kesinlikle paha biçilmez. Tüm dünya, oradan yürütülen operasyonlar sayesinde daha güvenli hale getirildi" dedi.
Siirt'te 2 kadın terörist öldürüldü

Gece saatlerinde Siirt merkezde düzenlenen operasyonda PKK'lı 2 kadın terörist ölü olarak ele geçirildi
Siirt'te bir hücre evine düzenlenen operasyonda saldırı hazırlığında olan 2 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi.
Alınan bilgiye göre, kentte saldırı hazırlığında olan teröristlere ilişkin istihbari bilgi alan İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, teröristlerin bulunduğu Çal Mahallesi'ndeki adrese operasyon düzenledi.
Polisin "teslim olun" çağrısına teröristler silahla karşılık verince çatışma çıktı. Çatışmada terör örgütü PKK'nın dağ kadrosundan gelen 2 kadın terörist etkisiz hale getirildi.
Hücre evinde yapılan aramada birer kalaşnikof marka uzun namlulu silah ve hücum yeleği, ikişer tabanca ve anti-tank roket mühimmatı, üç anti-personel roket mühimmatı, 12 el bombası ile çok sayıda mühimmat ele geçirildi.
YORUMLAR