Giriş Tarihi: 29.9.2016 11:27 Son Güncelleme Tarihi: 29.9.2016 12:34
Muhtarlar Beştepe'de
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Son toplantı Haziran ayında gerçekleştirilmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Haziran'dan sonra ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde muhtarlara hitap etti.
Erdoğan, konuşması sırasında Lozan Anlaşması'na tepki göstererek "1920'de bize Sevr'i gösterdiler. 1923'te Lozan'a razı ettiler. Bu mu zafer? Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesimizin duyulacağı adaları verdik. Oralar bizimdi. Oralarda bizim hala camilerimiz var" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
"ARAMIZA BİR DARBE GİRİŞİMİNİN GİRECEĞİ AKLIMA GELMEMİŞTİ"
"Toplantılarımızı başlattığımı 2015 yılının Ocak ayından bu yana muhtarlarımıza özellikle şunu ifade ettim, sizlerle bir araya gelmek için bu buluşmalar çok önemli dedim. Aramıza bir darbe girişiminin de girmeye çalışacağı aklıma gelmemişti.
Maruz kaldığımız ihanetler içinde bu darbe girişimi çok farklı yere sahip. Daha önce doğrudan biz hedef oluyorduk. Ülkemiz ve milletimiz yaşananlardan dolaylı olarak etkileniyordu. Bu defa bizimle birlikte bizzat milletimizin kendisi hedef alındı.
Erdoğan: Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı
"MİLLET SOKAKLARA DÖKÜLÜRSE NE YAPARIZ DİYE DÜŞÜNMEDİLER"
Adını doğru koymak lazım, 15 Temmuz'da Türkiye örtülü bir işgal girişimine maruz kaldı. TSK içinde yuvalanan bir cuntanın eseri olmasından dolayı elbette bir darbe girişimidir. 15 Temmuz aynı zamanda bir terör saldırısıydı. Bunlar milletin imkanlarıyla bu işi başarırız zannediyorlardı. Ama bu millet şöyle ortaya çıkar, meydanlara dökülür, biz ne ne yaparız diye bunu düşünmemişlerdi.
Benim milletim çok yüzce bir millet. Çok aziz bir millet. Çılgın Türkler diyorlar ya işte o millet.
LOZAN MI ZAFER?
Benim milletim çok yüzce bir millet. Çok aziz bir millet. Çılgın Türkler diyorlar ya işte o millet. 1920'de bize Sevr'i gösterdiler. 1923'te Lozan'a razı ettiler. Bu mu zafer? Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesimizin duyulacağı adaları verdik. Oralar bizimdi. Oralarda bizim hala camilerimiz var. Ama şu anda hala Ege'de kıta sahanlığı ne olacak diye konuşuyoruz. Hala bunun mücadelesini veriyoruz. İşte o anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Veremedikleri için bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bu darbe başarılı olsaydı Sevr'i dahi arayacak noktada olurduk.
Eğer lider taşın arkasında saklanmazsa o millet dağın arkasına saklanmaz. O gece millemizle yürüdük. İstanbul'da milletimiz havalimanını kuşatmamış olsaydı FETÖ'nuın uçakları, tankları bize de ölüm kustururdu. Demek ki şehadet nasibimizde yokmuş ki bugün sizlerle buradayız. Ne mutlu o kutlu makama ulaşan kardeşlerimize.
Bu milletin ve bu devletin sabrını zorlayanların akıbetlerini öğrenmek istiyorsanız açın tarih kitaplarına bakın.....
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Lozan'da masaya oturanlar o masanın hakkını veremedi

27. Muhtarlar Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada 15 Temmuz'un Türk halkı için ikinci bir kurtuluş savaşı olduğunu vurgulayarak, "1920'de Sevr'i gösterdiler, 1923'de bizi Lozan'a ikna ettiler. Ege'de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da Yunan'a verdik. Zefer mi bu? Lozan'da masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Onlar bu hakkı veremedikleri için şimdi biz sıkıntı yaşıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, 27. Muhtarlar Toplantısı'nda muhtarlara hitap etti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Hem projenin gerisindeki siluetler hem de darbenin başarılı olması halinde hayata geçirilecek niyetler itibarıyla 15 Temmuz, 1912'den 1923'e kadar geçen kısa sürede beşte bire düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. İşte, millet o toprakları bunlara teslim etmedi." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları başlıklar halinde şöyle oldu:
15 Temmuz şehitlerimiz arasında iki tane muhtarımız var. Muhtarlarımız ülkesine milletine sahip çıkma kararlılıklarını canlarıyla ortaya koydular.
Milltimiz demorkasimiz hedef alındı. Darbecilerin kullandıkları yöntemler itibariyle 15 Temmuz aynı zamanda bir terör saldırısıydı.
Bunlar milletin onlara emanet ettiği silahları zannediyorlardıki biz bunlarla bu işi başararırız. Düşünmedikleri, bu millet ortaya çıkar havalimanlarına dökülür de her şeylerini siper ederse biz naparız diye düşünmemişlerdi.
15 TEMMUZ İŞGAL GİRİŞİMİDİR
Hem projenin gerisindeki siluetler hem de darbenin başarılı olması halinde hayata geçirilecek niyetler itibarıyla 15 Temmuz, 1912'den 1923'e kadar geçen kısa sürede beşte bire düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. İşte, millet o toprakları bunlara teslim etmedi.
Benim milletim çok aziz, kararlı bir millet. Hani o çılgın Türkler diyorlar ya.. 15 Temmuz Türk milletinin ikinci bir kurtuluş savaşıdır.
1920'de Sevr'i gösterdiler 1923'de bizi Lozan'a ikna ettiler. Ege'de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da Yunan'a verdik. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Zafer mi bu?
Lozan'da masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Onlar veremedikleri için şimdi biz sıkıntı yaşıyoruz.
OYUNU BOZDUK!
15 Temmuz'da Türk milleti ülkesini bir işgalden kurtardı. Oyunu bozduk. Hani şair diyor ya: Millet yürüyecek arkandan mesele bu! Kardeşlerim unutmayın bir lider taşın arkasına saklanırsa millette dağın arkasına saklanır. Biz o gece milletimizle yürüdük.
Ne mutlu şehitlik makamına ulaşan kardeşlerimize, ne mutlu onların yakınlarına, ne mutlu gazilerimize. Şehitlerimizle ilgili öyle hikayeler var ki tüylerimiz diken diken oluyor. Bu milletin sabrını zorlamayın.
OHAL KONUSUNU SPEKÜLE EDENLER VAR
OHAL konusunu speküle edenler var. Bunu etraflıca sizlerle ve milletimle paylaşmak istiyorum. Birileri bir şeyi anlamıyor. Atanmış kim seçilmiş kim? Ben cumhurbaşkanı olarak seçilmişim benim muhtarım da seçilmiş. Demokrasi noktasında benim muhtarımla aramda bir fark yok. O da seçilmiş ben de!
KHK'lar sadece terör örgütleriyle mücadelede sınırlı kalacağı günlük hayatta uygulanmayacağını ilk günden beri ilan ettik. Bu işte rehavet olmaz. Terör organlarının uzantılarından bu devleti arındırmamız lazım.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün MGK toplantısında alınan OHAL kararının uzatılmasıyla ilgili konuştu. Erdoğan, "Bunun için dün yaptığımız MGK'da OHAL'in 3 ay daha uzatılması hükümete tavsiye edildi. Hükümetimizde gerekli adımları atacaktır." dedi.
İŞTE O AÇIKLAMA:
OHAL KONUSUNU SPEKÜLE EDENLER VAR
OHAL konusunu speküle edenler var. Bunu etraflıca sizlerle ve milletimle paylaşmak istiyorum. Birileri bir şeyi anlamıyor. Atanmış kim seçilmiş kim? Ben cumhurbaşkanı olarak seçilmişim benim muhtarım da seçilmiş. Demokrasi noktasında benim muhtarımla aramda bir fark yok. O da seçilmiş ben de!
KHK'lar sadece terör örgütleriyle mücadelede sınırlı kalacağı günlük hayatta uygulanmayacağını ilk günden beri ilan ettik. Bu işte rehavet olmaz. Terör organlarının uzantılarından bu devleti arındırmamız lazım.
"OHAL konusunu speküle edenler var"
OHAL'İN UZATILMASINI HÜKÜMETE TAVSİYE ETTİK
Bunun için dün yaptığımız MGK'da OHAL'in 3 ay daha uzatılması hükümete tavsiye edildi. Hükümetimizde gerekli adımları atacaktır.
Meclisin mevcut gündemi yeteri kadar ağır. Buna bir de OHAL kapsamındaki işleri ilave edemeyiz. Terör örgütü mensuplarının yurt dışına nasıl kaçtığını görüyoruz. OHAL'in uzatılması kararını milletimizin de destekleyeceğine inanıyorum.
Görüyoruz ABD Avrupa sokaklarında ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşabiliyorlar. Biz bunları onlardan istediğimiz halde onlar orada rahat rahat dolaşabiliyor.
"OHAL'in uzatılmasını hükümete tavsiye ettik"
ZİL TAKIP OYNAMAK İÇİN BEKLEDİLER
Kimse bize yol haritası tayin etmesin. Yol haritası belirlemesin. siz bir defa Türkiye'ye ne zaman dost oldunuz. Hepsi bu darbenin başarılı bir şekilde sonuçlanmasını bekliyorlardı. Zil takıp oynamak için bekliyorlardı.
Türkiye Fransa'da çok daha ağır bir şekilde bir darbe girişimine maruz kaldı. Ben burada bulunan muhtarlarıma sorsam, işte görüldüğü gibi ittifakla kabul!
Ülkemizdeki olay Fransa'dan farklı olduğu gibi dünyadaki birçok ülkede olan olaydan farklı. Görüyorsunuz bir yerde bir olay oluyor hemen OHAL ilan ediliyor.
"Zil takıp oynamak için beklediler"
PKK İLE FETÖ VE HATTA DEAŞ'IN NASIL İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE!
Çukur eylemleri PKK'yı bölge halkı nezdinde bitirdi. Daha da bitecekler. PKK'nın saldırılarının amacı FETÖ üzerindeki baskıyı dağıtmaktı.
PKK ve FETÖ'nün hatta PKK ve DEAŞ'ın nasıl işbirliği içinde olduğuna dair çok sayıda ifade var.
Suriye'de bölücü örgütün PYD YPG adıyla faaliyet gösteren unsurları Türkiye'ye karşı her türlü husumeti gösteriyor.
Hamdolsun Suriye'de başarılı bir operasyon yürütüyoruz. Bu operasyonla DEAŞ ile savaşan tek gücün kendileri olduğu balon söndü.
DEAŞ ile PYD ve rejimin birbirini besleyen yapılar olduğunu biz zaten biliyorduk. Şimdi dünyaya gösteriyoruz.
"PKK ile FETÖ ve hatta DEAŞ'ın nasıl iş birliği içinde olduğuna dair ifadeler var"
BUNLARI BM'DE DEĞİL DE NEREDE ANLATACAĞIZ?
Biz bunları BM'de anlatmayacağız da nerede anlatacağız. Bizim gibi bunları anlatan başka kimse yok. Bizim gibi 3 milyon mülteciyi topraklarında barından biziz. Şimdi de kalkıp utanmadan sıkılmadan farklı farklı şeyler söylüyor. Bunlar 3 milyon mülteciyi geri göndereceğiz diyenlerdi.
Benim milletim bir dilim ekmeğini paylaşır. Bunlarda böyle bir dert yok.
SURİYE MESELESİ YENİ BR SAFHAYA GİRİYOR
Gaziantep'deki olay bu işin ateşlenen fitili oldu. O ana kadar biz oralara girmedik. O günden sonra ılımlı muhaliflere dedik ki biz arkanızdayızSuriye meselesi artık yeni bir safhaya giriyor. Cerablus'ta nüfus 2 bine düşmüştü. Şimdi 30 bin oldu. Suriye halkının üzerindeki kara bulutların dağılacağı gün yakındır. Türkiye'nin güvenli bölge hamlesine diğer devletler de destek veriyor. Biz o terör koridorunu kaldıracağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Moody's'in skandal kararı hakkında "Bizim notumuzu düşürüverdiler. Düşürdüler de ne oldu? Bunların beklediğinin çok daha üzerinde ilgi oldu. İstediğiniz kadar düşürün, Türkiye'nin gerçeği bu değil. Bunların cebine üç beş kuruş para koy istediğini al" dedi.
AYAK OYUNLARI YEMEYİNCE EKONOMİ KARTINI MASAYA SÜRDÜLER
Türkiye'nin önünü ayak oyunlarıyla kesemeyeceklerini görenler ekonomi kartını masaya sürdüler. Gayretli çalışmalarımız neticesinde bu taarruzları boşa çıkarttık. 2008'deki küresel kriz nedeniyle o yıla maruz küçülme yaşadık.
DALGA GEÇTİLER AMA TEĞET GEÇTİ
Teğet geçecek demiştim ve birçok köşe yazarı da kendine göre dalga geçti, neticede öyle oldu. 2013 yılında Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık darbe girişimiyle ne yazık ki polisin içine sızmış olanlarla yargının müşterek operasyonu ve bölücü terör olaylarıyla, DAİŞ saldırıyla sürekli teyakkuz halindeyiz. Buna rağmen ekonomide kırılma yaşamadık.
BUNLAR SİPARİŞ ÜZERE NOT VERİRLER
(Uluslararası kredi kuruluşları) Bunlar sipariş üzere not verirler. Bakın daha birkaç gün önce yatırım yapılabilir diye Türkiye'ye not verdiler. Sonra birden bire Türkiye'nin notunu düşürdüler. İstediğiniz kadar notu düşürün. Türkiye yükselmeye güçlenmeye devam ediyor. Siz Türkiye'nin gerçeklerinden uzaksınız. Bunların cebine üç beş kuruş istediğin notu alırsın! Talimatların nereden geldiğini biliyoruz.
Ben bunu tüccarlara da söylüyorum. Ne ürettiğinizi ne sattığınızı siz biliyorsunuz. Dik durun! Siz bu ülkenin evladısınız. Bunu gösterin! Not ekonomik değerlere göre değil siyasi değerlere göre verilince kimse aldırmadı. Bu not işi yalancı çobanın hikayesine döndü. Biz onları ciddiye almayacağız. Biz reel ekonomiye bakıyoruz.
Darbe başarılı olsaydı Sevr'i dahi arayacak noktada olurduk
"OHAL'İN UZAMASI İÇİN TAVSİYE VERDİK"
MGK'nın tavsiyesi, hükümetin kararı ve Meclis'in onayıyla 3 ay süreyle OHAL ilan edilmiştir. OHAL konusunu sağa sola çekmeye gayret edenler var. KHK, OHAL vs. bu uygulamaların sadece terörle mücadele ile sınırlı kalacağı daha ilk günden açıkça ifade edilmiştir. Biz geldiğimizde OHAL vardı ama ülkemizin belli yerlerinde sokağa dahi çıkamıyordunuz. Şimdi böyle bir şey var mı? Günlük hayatın işlemesinde bir güvence var. Geçen iki ayı aşkın sürede OHAL tam da bu şekilde terörle mücadelenin etkinliğini artırma amacıyla uygulandı. FETÖ ile ilgili mücadelede, diğer terör örgütleri ile ilgili mücadelede bizim hızımızı artırıyor. 3 aylık sürenin yeterli olmayacağı görülüyor. 3 ay daha uzaması MGK'da tavsiye edildi. Hükümetimiz de gerekli değerlendirmeleri yapacaktır"
YORUMLAR