"İslâm’la ilişkisi sıfırlanan bir kuşak geliyor"

"İslâm'la ilişkisi sıfırlanan bir kuşak geliyor"

"İslâm’la ilişkisi sıfırlanan bir kuşak geliyor" Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Yusuf Kaplan köşesinde 'Bu topraklardaki İslami varlığımız tehlikede' konulu yazısını kaleme aldı. Aydın Ünal, Mehmet Acet, Fatma Barbarosoğlu ve Süleyman Seyfi Öğün de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

31 Temmuz 2017 - 09:39 - Güncelleme: 31 Temmuz 2017 - 09:46

"İslâm’la ilişkisi sıfırlanan bir kuşak geliyor"

Giriş Tarihi: 31.7.2017 01:22 Son Güncelleme Tarihi: 31.7.2017 09:03
Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Yusuf Kaplan köşesinde 'Bu topraklardaki İslami varlığımız tehlikede' konulu yazısını kaleme aldı. Aydın Ünal, Mehmet Acet, Fatma Barbarosoğlu ve Süleyman Seyfi Öğün de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yusuf Kaplan, Aydın Ünal, Mehmet Acet, Fatma Barbarosoğlu ve Süleyman Seyfi Öğün'ün yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Basitlemeci yaklaşımlar hâkim oldu

"Toplumsal” alan , küreselleşme öncesi zamanlarda ekonomik ve siyâsal alanları hem içeren hem de onlardan farkılılaşabilen bir alan olarak algılanıyordu. Yâni  zannediyorduk ki; bir ekonomist olarak toplumsala bakmak mümkündü. Bu, toplumsalın ekonomik değişkenler üzerinden “okunması” manâsına gelirdi. Benzer bir şekilde; toplumsalı, “siyâsal” değişkenler üzerinden okumak da bir siyâsal bilimcinin işiydi. Toplumsalın bir de “kültürel” tarafları vardı. Bu da kültür bilimcilerin işiydi.  Toplumsalı ,en genel ve saf  manâda “toplumsal” olarak okumak da sosyologların işiydi. Onlar, belki de siyâset, ekonomi ve kültür sosyologlarının çalışmalarının ileri bir sentezini yapan veyâ  bu tarz çalışmalara  ilhâm kaynağı olan genellemeler, soyutlamalar, perspektifler  üreten  bir üst-teorik dünyânın temsilcileriydi. Küreselleşmenin az sayıdaki hayırlı taraflarından birisi de , toplumsalın teorik makaslarla istenildiği gibi kesilip biçilebilemeyeceğini;  tasarımının ve daha genel olarak mühendisliğinin yapılamayacağını bize öğretmesi oldu. Bir defâ şunu anladık ki, toplumsal alanlar arasında bizim zannettiğimiz gibi aşılmaz, sızdırmaz sınırlar yoktur. Bir ekonomistin siyâsetten anlamamak; bir siyâsal bilimcinin de ekonomiden anlamamak gibi bir lüksü olamaz. Kültürbilim çalışan birisinin de ekonomi veyâ siyâset bilmeme gibi bir özürü olamaz. Ya   zoru seçip; mevcutlardan da daha “bütünlüklü” (holistik) bir bakış geliştirecek veyâ işin kolayına kaçacak ve  mevcutlardan  daha “parçalı” (fragmante) bakışlar üretecektik. 1990’lı senelerin başlangıcındaki tablo buydu.

Süleyman Seyfi Öğün'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

Kaynak: Yeni Şafak
Bu haber 199783 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Ucuz ilan ile kimlik avı: Bakanlık uyardı, bu tuzağa sakın düşmeyin
Ucuz ilan ile kimlik avı: Bakanlık uyardı, bu tuzağa sakın...
 İsrailli bakanlara sert yanıt! Hollanda kapılarını kapattı: Irkçı bakanlar giremez!
 İsrailli bakanlara sert yanıt! Hollanda kapılarını kapattı:...