Erdoğan uyarmıştı! 4 trilyon dolarlık vana

Erdoğan uyarmıştı! 4 trilyon dolarlık vana

-Musul ve Kerkük’teki yaklaşık 4 trilyon dolar değerindeki petrolün çıkış kapısı Türkiye. -Sadabat Paktı yeniden gündemde -Türkiye'den Barzani'ye 5'li kıskaç -Otoparklardaki doluluk oranı telefondan görülebilecek -ABD: Erdoğan'ın sözleri tehdit gibi -Kurtulmuş açıkladı: 2019'a yetişecek -FETÖ'ye finans sağlıyorlardı! Karar verildi -İlk hamle! Twitter 280 karakter oluyor -Korkunç ihtimal! Farklı yerlere sürüklenecek -Bu belirtiler varsa dikkat!

27 Eylül 2017 - 15:00 - Güncelleme: 27 Eylül 2017 - 15:05

Erdoğan uyarmıştı! 4 trilyon dolarlık vana

Giriş Tarihi: 27.9.2017 02:51 Güncelleme Tarihi: 27.9.2017 09:11

Musul ve Kerkük’teki yaklaşık 4 trilyon dolar değerindeki petrolün çıkış kapısı Türkiye...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kuzey Irak yönetiminin bağımsızlık referandumuna karşı yaptığı, “vanaları kısarız” uyarısı yankı buldu. Uluslararası pazarlara Türkiye üzerinden çıkmak zorunda olan Kuzey Irak petrolü, trilyonlarca dolar değerinde.

Irak’ta tespit edilmiş 143 milyar metreküp petrol rezervi var. Bu rezervin 45 milyar metreküpü Musul’da, 10 milyar metreküpü ise Kerkük’te. Musul’daki petrol rezervinin değeri yaklaşık 2.5 trilyon dolar. Kerkük’te yaklaşık 1.5 trilyon dolarlık petrol var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, itirazlara rağmen referandum kararı uygulayan Kuzey Irak yönetimine, “Bundan sonra Kuzey Irak Yerel Yönetimi, bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak veya satacak? Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda o iş de bitti... Bütün adımları atacağız” sözleriyle seslendi.

Irak’tan Türkiye’ye gelen petrolde Kerkük - Ceyhan hattı kritik önemde. Irak petrollerini denizle buluşturan, Kuzey Irak yönetiminin gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan hat için, 2013’te IKYB ile Türkiye anlaştı.

ABD’nin garantör olduğu anlaşmayla, Türkiye’ye gelen petrolün satılmasıyla, petrol gelirlerinin Irak merkezi hükümeti (yüzde 83) ile IKBY (yüzde 17) arasında paylaştırılmasına karar verildi.

Gelir paylaşımı bir dönem krize neden olduysa da sonunda uzlaşı sağlandı.

Ancak şimdi referandum kararı sonrası petrol ile ilgili gelişmeler merakla bekleniyor.

Resim aşağıdakileri içerebilir: 1 kişi, gülümsemeler, ayakta ve metin

İŞTE PETROL SÜRECİ

Kuzey Irak petrolü bir dönem Irak yönetimi ile Türkiye arasında krize neden oldu. Gelir paylaşımındaki anlaşmazlık nedeniyle Bağdat yönetimi uluslararası tahkime gitti. Bu arada Kuzey Irak petrolü geliri de Halkbank’ta birikmeye başladı.

Bağdat hükümetinin baskısıyla Batı limanlarına kabul edilmeyen petrol tankerleri okyanusta gezerken, ABD’de bir mahkeme bir gemiye el koydu.

Kuzey Irak petrolü ile ilgili belirsizliğin sürdüğü dönemde otorite sağlamakta zorlanan Irak Başbakanı Nuri el Maliki, yerini Haydar el Abadi’ye bıraktı. Abadi yönetiminin de ilk işlerinden birisi, petrol konusunda Kuzey Irak yönetimiyle anlaşmak oldu. ABD gelişmeler karşısında memnuniyetini açıklarken, Türkiye de o ana kadar Halkbank’a 700 milyon dolar petrol parası yattığını bildirdi.

Kuzey Irak yönetimi ve Bağdat’ın, petrol gelirlerinin bölüşümü üzerinde anlaşmasıyla günlük 150 bin varil Kuzey Irak petrolünün, Irak’ın şirketi SOMO üzerinden ihraç edilmesine karar verildi. Irak’tan gelecek nakit parayla memur maaşlarını ödemeyi planlayan IKBY de anlaşmaya imza koymayı kabul etti. İmzalardan sonra ilk devreye giren Avrupalı petrol devleri oldu.

L’image contient peut-être : feu

Sadabat Paktı yeniden gündemde

Giriş Tarihi: 27.9.2017 02:51 Güncelleme Tarihi: 27.9.2017 09:11

İkinci Dünya Savaşı öncesi sömürgeci ülkelerin pervasızlığına en ciddi cevap olan Sadabat Paktı bugünlerde yeniden gündemde.

Sadabat Paktı yeniden gündemde

(Sadabat Paktı, 8 Temmuz 1937 tarihinde Türkiye, Irak, İran ve Afganistan devletleri arasında imzalanmıştır. Pakt üyesi olan ülkeler; karşılıklı olarak dostluk ilişkilerini koruma ve geliştirme ile Milletler Cemiyeti’ne bağlı kalma ve toprak bütünlüklerine saygılı olma konusunda birbirlerine söz vermişlerdir. Sadabat Paktı bu özellikleri sayesinde yaklaşan bir dünya savaşı öncesinde yayılmacı politikalarla doğu sınırımıza yönelik tehdit oluşturan İtalya’ya karşı doğu ve güney sınırlarımızı güvence altına almıştır. Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti’nin bölge devletleriyle iyi komşuluk ilişkileri kurarak uluslararası politikadaki saygınlığını artmıştır.)

Sadabat Paktı bugünlerde yeniden gündemde.
Sadabat Paktı bugünlerde yeniden gündemde.

Barzani’nin referandum girişimiyle Irak’ın toprak bütünlüğü tehlikeye girerken Irak, Türkiye ve İran, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) yaptırımlar konusunda ortak hareket etmeye başladı. Irak Merkezi Hükümeti’nin talepleri dahilinde Kuzey Irak’a karşı Türkiye ve İran’dan art arda yaptırım adımları geldi. Irak ve Türkiye, Habur Sınır Kapısı yakınında yaptıkları ortak tatbikatla, Barzani’ye karşı ortak müdahale kararlılığını vurgularken, İran da Kuzey Irak sınırında başlattığı askeri tatbikatla gözdağı veriyor. Batılı ülkelerin bölgedeki planlarına karşı 80 yıl aradan sonra üç ülke arasında ‘Sadabat Ruhu’ yeniden filizlenmeye başlamış durumda. Bölgenin bütünlüğü ve müdahalelerin önüne geçilmesi için bugün herkes yeni bir Sadabat Ruhu ve güç birliği gerektiğine işaret ediyor.

L’image contient peut-être : 2 personnes, costume

TÜRKİYE, IRAK, İRAN

Sadabat Paktı 1930’larda İngiltere, Fransa ve İtalya arasında Ortadoğu’da çıkar ve menfaat çatışmalarının başlaması üzerine sömürgeci devletlerin müdahalelerini sınırlamak için Türkiye-Irak ve İran arasında gündeme geldi. Afganistan’ın da dahil olduğu Sadabat Paktı 1937’de imzalandı. Sömürgeci ülkelerin tehlikesinden bölgeyi korumak için pakta imza atan ülkeler ‘birbirlerinin çıkarlarının zedelenmemesi ve korunması suretiyle ortak ve birlikte hareket etme’ taahhüdü verdiler. Yine Sadabat Paktı’nın 7. Maddesinde, tarafların birbirlerine karşı düşmanlık, terörist oluşum ve yaklaşımlardan kaçınmaları öngörülüyordu.

TÜM DENGELERİ BOZDU

Sadabat Paktı, Ortadoğu barışının güçlenmesini sağlayarak Batılı ülkeler nezdinde bölgedeki tüm dengeleri bozdu. Sadabat ruhu sayesinde, 2. Dünya Savaşı ortamında bile Ortadoğu’daki istikrar ve bütünlük korunabildi. Ancak 1979’da çıkarılan İran-Irak savaşıyla bu anlaşmanın ruhu tamamen yok edildi. Taşeron terör örgütleri eliyle bölgede etnik ve mezhepsel ayrışmalar körüklendi. Gelinen noktada Türkiye’nin sınır komşuları Suriye ve Irak parçalanmanın eşiğinde. Milyonlarca insanın evlerinden sürüldüğü coğrafya, küresel işgalciler tarafından talan edildi.

PARÇALAMA PLANLARI ÇÖPE GİDER

Türkiye, Irak ve Suriye’nin küresel istilacılar arafından parçalanmak istediği bu dönemde 1930’ların ‘Sadabat Ruhu’na yeniden ihtiyaç duyuluyor. Yeni Şafak'ın haberine göre, bölge dışı ülkelerin kurduğu planları bozacak yegane mekanizmanın Ankara-Bağdat-Tahran birliği olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir. Bölgede Barzani eliyle hayata geçirildiğine şahit olduğumuz referandum hamlesi, Büyük İsrail devletini kurma girişiminin bir ön adımı niteliğinde. Şii-Sünni, Türk-Kürt-Arap gibi ayrımlar üzerinden bölgenin zenginliklerini sömürmek için çatışma üreten güçlerin oyununu, üç ülkenin koşulsuz birlikteliği çözecek.

Türkiye'den Barzani'ye 5'li kıskaç

Ankara, referanduma giden Barzani’ye 5 aşamalı izolasyon stratejisi uygulayacak.

Türkiye, referanduma giden Barzani’ye 5 aşamalı izolasyon stratejisi uygulayacak. Bu kapsamda randevu talepleri reddedilecek. Hava trafiği kısıtlanacak. Ankara-Tahran-Bağdat ortak hareket planı hazırlanacak. Ekonomik yaptırım uygulanacak. Askeri operasyon kartı açılacak...

Resim aşağıdakileri içerebilir: bir veya daha fazla kişi, metin ve açık havada

5'Lİ KISKAÇ

Türkiye, Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu'nda alınan uyarılara rağmen gayrimeşru referandum yapan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) yönelik harekete geçti. Bu kapsamda 5 aşamalı "izolasyon stratejisi" belirlendi. İşte o stratejideki 5 başlık:

1) Türkiye'nin ilk adımı diplomatik olacak. IKBY yönetiminin randevu talepleri geri çevrilirken, Barzani ailesinin çok acil görüşme istekleri de dikkate alınmayacak.

2) Türkiye, Irak ve İran ortak hareket planı hazırlayacak. Ortak yaptırımlar da devreye sokulacak.

3) En kısa süre içinde Habur Sınır Kapısı kapatılacak. Hava trafiği kısıtlanacak.

4) IKBY'ye yapılan yardımlar kesilecek. Ekonomik yaptırımlar bölgedeki halkın hayatını etkilemeyecek şekilde devreye sokulacak.

5) Askeri seçenek en son kart olarak masada yer alıyor. Kerkük'te oldu bitti şeklinde bir kaosa müsaade edilmeyecek.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, referandumla ilgili dün önemli açıklamalar yaptı. Çavuşoğlu, "Biz aşama aşama adımlarımızı atacağız. KDP'nin temsilcisi burada olsaydı 'Ülkeyi terk et' diyecektik. Şu anda zaten Erbil'de olduğu için 'Gelme kardeşim' denildi. Burada olsaydı 'Ülkeden ayrıl' diyecektik" açıklamasını yaptı.

Takvim

Otoparklardaki doluluk oranı telefondan görülebilecek

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki İSPARK, kent genelindeki otoparkların tek merkezden yönetilmesi için çalışma başlattı.

İstanbul'da otoparklara yerleştirilecek bin 500'den fazla sensörden toplanacak veriler sayesinde bu alanlardaki doluluk oranları mobil cihazlara indirilen "ibb yol gösteren" uygulamasıyla sürücülere ulaştırılacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İSPARK'ın kent genelinde işlettiği otoparkların, merkezi otomasyona dahil edilmesini öngören sistem, sürücülere önemli kolaylık sağlayacak.

Korkunç olay! Ormanlık alanda bulundu

Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde, kimliği belirsiz bir cesede ait ayak ve vücut parçaları bulundu.

Olay, bugün saat 12.30 sıralarında Karapınar Mahallesi'nde meydana geldi. Çiftçilik yapan evli ve iki çocuk babası 60 yaşındaki Z.K.'den geçen Cuma gününden itibaren haber alamayan yakınları aramaya çıktı.

Yapılan aramalar sırasında vatandaşlar, Z.K.'nin evinin yakınlarındaki ormanlık alanda 2 ayak ve vücut parçaları bulunca durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine gelen jandarma ekipleri çevrede yaptığı araştırmadan sonra cesedin kimliğini belirlemek için parçaları Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Bulunan cesedin kime ait olduğu ve nasıl öldüğü yapılacak otopsinin ardından belirlenecek.

Bu arada Z.K.'ye ait olduğu iddia edilen koyunların 12'sinin Taşkesiği Mahallesi'nde, 8'inin de dağlık alanda bulunduğu belirtildi. Jandarmanın olayla ilgili başlattığı soruşturmayı sürüyor.

ABD: Erdoğan'ın sözleri tehdit gibi

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nauert, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bağımsızlık referandumuna giden IBKY'ne yönelik sözlerini 'tehdit' olarak değerlendirdi.

ABD gerçek yüzünü göstermeye başladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, başkent Washington'da düzenlediği basın toplantısında kendisine yöneltilen "Siz yapıcı diyalog görmek istediğinizi söylüyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, IKBY sınırını kapatmak ve petrol ihracatını durdurmaktan söz ediyor. Muslukları kapattığımızda, gelirleri kaybolacak yiyecek bulamayacaklar diyor. Sizce bu yapıcı diyalog mu?' sorusunu 'Bence bu kesinlikle Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından bir tehdit gibi görünüyor. Ama onun söyledikleri hakkında yorum yapmayacağım" diye yanıtladı.

"ŞİDDETE HER ZAMAN KARŞI ÇIKARIZ"

Nauert; IKBY'ye, Türkiye, İran ve Irak tarafından saldırı tehditleri olduğunu öne sürerek "Bu konudaki görüşünüz nedir" diye soru soran gazeteciye "Bakın, Irak halkı için güvenlik istiyoruz. Her kimden gelirse gelsin kesinlikle şiddete karşı duruyoruz. Bu çok açık. Şiddete her zaman karşı çıkarız. Bu referandumla ilgili çok büyük endişelerimiz var. Bu konuda daha önce de çok konuştuk. Bu referandumun Irak anayasasında ya da yasalarda bir dayanağı yok. Tek yanlı alınmış bir karar. Biz IŞİD üzerinde odaklanmak istiyoruz, hepsi bu" karşılığını verdi.

Bu belirtiler varsa dikkat!

Beslenme programıyla kontrol edilebilen basur, genelde cerrahi müdahale ister. Peki basurun belirtileri nelerdir? İşte cevabı...

Beslenme programıyla kontrol edilebilen basur, genelde cerrahi müdahale ister.

Oldukça yaygın bir hastalık olan basur, 50 yaş ve üzeri yetişkinlerin yüzde 40'ında görülür.

BASUR NEDİR?

Bir anüs hastalığı olan basur, kanama anlamını da taşır. Makat bölgesinde gerçekleşen hastalık, şiddetli ağrılara neden olur.

ERKEKLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülür.

YÜZDE YÜZ KALITSAL DEĞİL

Uzmanlara göre genetik bir hastalık olan basur, yüzde yüz kalıtsal değildir. Ancak anne ve babada basur var ise, çocukta da basur olma riski yüksektir.

ACI VE BAHARATTA AŞIRIYA KAÇMAYIN

Beslenme tarzları, basur hastalığını tetikler. Bu yüzden acılı ve baharatlı gıdaların fazla tüketilmemesi gerekir. Bu gıdaların aşırı tüketilmesi basurun belirtilerini tetikler.

EN NET ÇÖZÜM

İlaç tedavisinin yararsız olduğu hastalık için cerrahi müdahale en net çözümdür.

KISA SÜREDE TEDAVİ

Hastaneye giden vatandaşlar, narkoz almadan, ayakta süren 1 saatlik uygulamayla bu rahatsızlığından kurtulabilir.

Bu operasyonu geçirenlerin bir süre evde istirahat etmesi gerekir.

BASURUN BELİRTİLERİ

Hastalığın en net belirtileri ise, şöyle sıralanabilir:

Kaşıntı
Ağrı
Kanama
Dışkı atımında ağır sancılar

Kurtulmuş açıkladı: 2019'a yetişecek

Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, İstanbul'da büyük bir alanı 'kültür havzası' haline dönüştürecek proje üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, İstanbul'da Süleymaniye'den Topkapı'ya kadar uzanan, tarihi Fransız Hapishanesi ile köşkleri de içine alan büyük alanı "kültür havzası" haline dönüştürecek proje üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Kurtulmuş, kültür-sanat muhabirleriyle bir araya gelerek, soruları yanıtladı, Bakanlığın çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bakanlık olarak Anadolu topraklarından yıllar önce yurt dışına kaçırılan 16 ülkedeki 57 eseri geri getirmek üzere çalışmalar yürüttüklerini anımsatan Kurtulmuş, eserin Türkiye topraklarına ait olduğunu kanıtlama ve iadesini isteme süreçlerinin titiz ve zorlu bir süreç olduğunu vurguladı.

"Bu sadece, çok da kolay karşılıklı iki tarafın davası gibi değil. Ülkelerin o günkü siyasi tercihleri gibi unsurlar da bu süreci etkiliyor." diyen Kurtulmuş, bu nedenle çalışmaları titizlikle yürüttüklerini kaydetti.

Fransa'daki dünyaca ünlü Louvre Müzesi'nde bulunan ve Türkiye topraklarına ait "Geyik Avı Kabartması"nın da iade çalışmaları kapsamında olduğunu bildiren Kurtulmuş, "Onun yazışmaları bitti. Şimdi onların yaklaşımını göreceğiz. Bu yaklaşıma göre de hareket edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, "Şimdi Suriye'deki iç savaş... Konuşuyoruz, ediyoruz ama göreceğiz, 3-5 sene sonra Halep'in, Şam'ın canım eserleri, Avrupa'da bir başkentte, bir müzede sergileniyor olacak. İşin bir de kaçakçılık tarafı var. Bu eserler, kitaplar, yazma eserler... Hala Türkiye'nin belki binlerle onbinlerle kayıp yazma eserleri var. Dolayısıyla zengin bir kültürümüz var. Burada temel şey, bizim bu kültürel zenginliğimizin kamuoyu tarafından bilineceği bir farkındalığı oluşturmak." dedi.

"TABİRİ CAİZSE 'DEVRİM' YAPMAMIZ LAZIM"

Kültürel ve sanatsal anlamda toplumun tüm kesimlerine ulaşılması açısından yürütülecek çalışmaların neler olduğuna yönelik soru üzerine Kurtulmuş, bu konuda zihniyet dönüşümünün önemine işaret etti. Geçmişte yıllarca kültürel değerleri yaşatma konusunda ihmallerin yapıldığına hatırlatan Kurtulmuş, "Uzun yıllar el yazması kitapların kese kağıdı olarak kullanıldığı bir ülkenin çocuklarıyız. Türkiye'de mesela Türk sanat musikisinin 1936-1938'de, 2 yıl TRT'nin radyosundan yayınlanması yasaklanmış. Anadolu'da birçok yerde tarihi eserlerin yüzüne bile bakmamışız, 'Bunlar heykel' diye bırakmışız." diye konuştu.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Şimdi bunların hepsini yeniden toparlama zamanımız. Onun için önce kültürel zenginliğin ortaya konulabilmesi zihinsel bir geçiş yapmamız, tabiri caizse 'devrim' yapmamız lazım. Anadolu topraklarına ait olan her şey bize aittir ve bunları sahiplenerek, milli kültürümüzün bir parçası olarak görmemiz gerekiyor. Tabii bu kolay değil. İnsanların zihinlerini değiştirmek en zor şeydir. Fakat iyi yolda gidiyoruz."

RAMİ KIŞLASI 'KİTAP VADİSİ' OLACAK

Bakan Kurtulmuş, gelecek süreçte hayata geçirilecek yeni projelere yönelik, "İstanbul'daki Rami Kışlası'nın birinci bölümü bitti, ikinci ve üçüncü bölümünün ihalesi yapılacak. Orası 8 milyon kitaplık büyük bir kütüphane olacak. Sadece kitaplık değil bir 'kitap vadisi' gibi olacak. Yani kitaba ait ne varsa inşallah oraya getireceğiz. Birkaç yıl içerisinde tamamlamayı ümit ediyoruz." dedi.

AKM 2019'A YETİŞECEK

İstanbul Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) yapılacak projenin de bitme aşamasında olduğunu açıklayan Kurtulmuş, "AKM inşallah son noktaya geldi. AKM'yi 2019'a yetiştirmeyi düşünüyoruz. Halka dokunan bir AKM olacak. Lansmanını ekim ayı içerisinde yaparız inşallah." ifadelerini kullandı.

FETÖ'ye finans sağlıyorlardı! Karar verildi

İstanbul'daki FETÖ'ye finansal destek sağladıkları iddiasıyla gerekçesiyle 6 kişi tutuklandı

Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) finansal destek sağladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 7 kişiden 6'sı tutuklandı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde, 18 Eylül'de 22 adrese operasyon düzenleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, örgüt üyesi oldukları ve örgüte finansal destek sağladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 7 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 6'sı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 1 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Şüphelilerin, FETÖ'ye müzahir şirketlerle çalışan taşeron firmaların alacaklarından himmet adı altında zorla para kesintisi yaparak örgüte aktardığı öğrenildi.

Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı bulunan diğer 13 kişinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.

Fabrikada patlama: 1 ağır yaralı

Kocaeli'nin Başiskele ilçesinde, fabrikada meydana gelen patlamada bir kişi ağır yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Ovacık Mahallesi Başyiğit Caddesi'ndeki bir fabrikanın gaz dolumunun yapıldığı bölümünde henüz belirlenemeyen nedenle patlama oldu.

Patlamanın şiddetiyle iş yerinin çatısının büyük bölümü çökerken, Kerim Selmi (27) ağır yaralandı.

Çevredekilerin haber vermesiyle olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi.

Yaralı, sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından, Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Gaz dolumu yapılan bölümde meydana gelen patlama ile ilgili soruşturma başlatılırken, patlamanın nedeninin araştırıldığı bildirildi.

Korkunç ihtimal! Farklı yerlere sürüklenecek

Bir grup bilim insanı, Kuzey Kore’nin okyanusta hidrojen bombası denemesinin sonuçlarının ne olabileceğini anlattı.

Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong-ho, ülke lideri Kim Jong-un’un Pasifik’te hidrojen bombası denemesini gerçekleştirme imkanlarını değerlendirdiğini açıklamıştı.

Motherboard dergisinin konuştuğu uzmanlar, bu adımın muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.

New York Üniversitesi’nden Prof. Dr. Oliver Buhler, patlama sonucu büyük dalgaların oluşacağını söyledi. Bunun havaya büyük miktarda buhar ve çöpün atılmasına yol açacağını belirten uzman, patlama dalgası ile radyasyonun yakındaki tüm canlıları öldüreceğini kaydederek şunu söyledi: “Örneğin 1946’teki nükleer denemeden sonra denizden yaklaşık 38 bin ölü balık çıkarıldı”. Diğer yandan Buhler, patlamanın oluşturacağı dalgaların tsunamiye yol açmayacağından emin.

'RADYASYON OKYANUS TARAFINDAN FARKLI YERLERE SÜRÜKLENECEK'

Okyanus uzmanı Matthew Charette, patlama sonucu okyanustaki radyoaktif madde konsantrasyonun insanlara zarar verecek kadar büyük olmayacağını iddia etti. Ancak Oşinografik Enstitüsü uzmanı Ken Buesseler, akımın radyoaktif suyu nereye götüreceğini tahmin etmenin mümkün olmadığını savunarak, “Radyasyon, reaktör kazasında olduğu gibi tek bir yerde kalmayacak. Okyanustaki akımlar tarafından farklı yerlere sürüklenecek” dedi.

UZUN VADELİ SONUÇLAR ÖNGÖRÜLEMİYOR

Bunun yanında hiçbir bilim insanı, hidrojen bombası patlamasının uzun vadeli sonuçlarını öngöremiyor. Bunun başlıca nedeni, 70 yıl önce denemelerin yapıldığı bölgelerin bugüne kadar iyileşememesi.

İlk hamle! Twitter 280 karakter oluyor

Sosyal paylaşım ağlarından Twitter'ın 140 karakterlik sınırlamasının genişletilmesi için ilk adım atıldı.

Twitter'ın 140 karakterlik sınırlamasının kalkmasını isteyen kullanıcılara iyi haber geldi. Kullancıların beklediği gibi sınırlama tam anlamıyla kalkmayacak ancak 280 karaktere çıkacak. Bu çalışma için Twitter'ın kurucularından Jack Dorsey, ilk tweeti de attı.

İngilizce paylaşımların yüzde 9'unun 140 karakter üst limitinde olduğuna dikkat çekilen açıklamada, buna karşın Japonca iletilerin sadece yüzde 0,4'ünün 140 karakter üst limitine ulaştığı vurgulandı.

3 DİL MUAF TUTULACAK

Açıklamada, Japonca, Çince ve Korece dillerinde tek bir karakterle İngilizce, İspanyolca, Portekizce ve Fransızcaya göre iki kat daha fazla bilgi paylaşılabildiğine değinilerek, İngilizce bir paylaşımın ortalama 34 karaktere, Japonca dilinde ise ortalama 15 karaktere sahip olduğu belirtildi.

Twitter kullanıcılarının kendilerini daha iyi ifade edebilmesi için karakter üst sınırının 280'e çıkartılacağı bildirilen açıklamada, Japonca, Çince ve Korece dillerinin bu yenilikten muaf tutulacağı kaydedildi.

İşte 280 karakterli ilk tweet:

Günün âyet ve hadisi

Sizler için seçtiğimiz günün âyet ve hadisini istifadelerinize sunuyoruz...

VAHYİN DİLİNDEN:

(Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla)   

  مَّا يَفْعَلُ اللّهُ بِعَذَابِكُمْ إِن شَكَرْتُمْ وَآمَنتُمْ وَكَانَ اللّهُ شَاكِرًا عَلِيمًا

"Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir."  (Nisa, 147)  

 Dinin samimi bağlıları yanında hemen her zaman, menfaatleri icabı inanmış görünen, vaziyeti kurtarmak için zahiren müminlerin yanında bulunan kimseler vardır; bunlara «münafıklar» denir.

Allah, dünyada değilse bile ahirette münafıkların sahte örtüsünü kaldıracak, nâmert kâfirler oldukları için onları cehennemin dibine koyacak, haklarında hiçbir şefâati kabul etmeyecektir.

146. âyet, münafıklıktan tevbe edip vazgeçenlerin üç vasfından bahsediyor ki bunlar aynı zamanda imandaki samimiyetin şart ve alâmetleridir:

1. Yalnızca sözle yetinmeyip halini düzeltmek,
2. Allah’a ve O’nun Kitap ve Sünnet’te tecelli eden iradesine sımsıkı bağlanmak,
3. Dinî hayatını insanların rızası ve dünya menfaatleri için değil, yalnızca Allah rızası için yaşamak. İşte bunlar samimi ve sağlam bir imanın tabiî neticeleridir.

ALLAH RASULÜ'NDEN  (Sallellahu Aleyhi ve Sellem)  

“Ümmetimden yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden cennete girecek.” Orada bulunanlar,

“Kim bunlar, Ey Allah'ın Resulü!” dediler. Efendimiz, 

"Onlar vücutlarını (kızgın demirle) dağlamayanlar; muska okuyup üflemeyenler ve ancak Rablerine tevekkül edenlerdir.” diye buyurdu.

(Müslim, İman, 371)

Bu haber 148657 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
MSB'den Çelik Kubbe açıklaması: Yapılan yatırımlarla katmanlı hava savunma tüm ülkeye yayılacak
MSB'den Çelik Kubbe açıklaması: Yapılan yatırımlarla katmanlı...
Mahmud Ahmedinejad'ın yıllar önce yaptığı açıklama  
Mahmud Ahmedinejad'ın yıllar önce yaptığı açıklama