Terör örgütü PYD/PKK, Türk jetlerinin vurduğu Karaçok Dağındaki üssünde sakladığı ve operasyon sonrasında kaybolan ABD dolarlarının peşine düştü.

Suriye'nin Haseke ilinin Kamışlı ilçesindeki PYD/PKK, TSK'nın 25 Nisan'daki operasyonunun hemen ardından ortadan kaybolan büyük miktardaki parayı arıyor.

ÖRGÜT DÖVİZ SİMSARLARININ PEŞİNE DÜŞTÜ

Karaçok Dağındaki üste saklanan dolarların, enkaz kaldırma çalışmalarında bulunamaması üzerine, örgüt elebaşları, çok sayıda militanın ifadesini aldı. Ancak paraların izine rastlanmadı.

Bunun üzerine, örgüt ilçede döviz simsarlığı yaptığını bildiği kimselerin peşine düştü. Kaybolan dolarların seri numaralarını çıkartan örgüt, simsarların ifadelerini alarak üzerlerindeki dolarları incelemeye başladı. AA'ya bilgi veren yerel kaynaklar, teröristlerin simsarların üzerinde kontrol ettikleri dolarlarda is kokusu olup olmadığını da kontrol ediyor.

Terör örgütü mensuplarının ayrıca, ilçede son bir haftadır büyük miktarda dolar bozduranların peşinde olduğu öğrenildi.

Örgüt, miktarı ve kaynağı bilinmeyen kayıp paraları aramayı sürdürüyor.

49 TERÖRİSTİN ÖLÜDÜRÜLDÜĞÜ ÜS KULLANILAMAZ HALDE

TSK, Suriye'nin kuzeydoğusunda PYD/PKK'nın kontrolündeki Haseke ilinin Kamışlı ilçesinde, Irak sınırına yakın Karaçok Dağını, 25 Nisan'da hedef almıştı. Karaçok, yaklaşık iki yıldır PYD/PKK'nın Suriye'deki terör faaliyetlerinin planlanması ile Suriye-Irak hattındaki militan ve silah akışının sağlanmasında kullanılıyordu.

49 teröristin öldüğü ve üssün kullanılamaz hale getirildiği saldırının hemen ardından, ABD'nin bölgede görevli komutanı burayı ziyaret ederek örgüte desteğini göstermişti.

ABD'nin, terör örgütü PYD/PKK'ya, DAEŞ'le mücadele bahanesiyle parasal ve askeri yardım yaptığı biliniyor.

2014 yerel seçimlerinde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan ve katıldığı cenazeler haricinde ortalıkta gözükmeyen Mustafa Sarıgül, parti içinde yaşanan karışıklıktan istifade ederek yeniden ortaya çıktı. CHP'li 5 grubun tamamını eleştiren Sarıgül, CHP'de başkanlık yarışında 'ben de varım' mesajı verdi.

CHP'DEKİ BÜTÜN HİZİPLERİ ELEŞTİRDİ

Sarıgül, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

"Siyasetçinin görevi daha iyi bir ülke için vizyon oluşturmaktır. Ufuk çizgisini belirleyen kişidir siyasetçi. Gündemi, halkın gündemidir. Yegane derdi içinden çıktığı toplumu daha iyiye taşımaktır. Siyasetin gündemine bakıyorum; kısır çekişmeler, koltuk savaşları, iktidar mücadeleleri..."

CHP'DEKİ 6. HİZİP SARIGÜL MÜ?

Sarıgül açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bir gürültü patırtıdır gidiyor. Siyasete yıllarını vermiş biri olarak söylüyorum; yakın tarihin hiçbir döneminde, siyaset kurumu halkın gündeminden bu kadar ayrı düşmemişti.

Ülke meseleleri, hiçbir dönem sorumluluk sahipleri tarafından bu derece laubalilikle ele alınmamıştı. Ülkenin başında bunca sorun varken, bir an önce gerçek gündeme dönülmeli; halkın dertlerine merhem olacak çözümler üretilmelidir."

CHP'deki siyasi kavgaya üst perdeden bakarak bütün hizipleri eleştiren Mustafa Sarıgül'ün bu çıkışı "CHP'de 6. hizip mi doğuyor" şeklinde yorumlandı.

Her sene kutlanan ve anneler için büyük öneme sahip olan Anneler günü heyecanla beklenmeye başladı. Annesine çeşitli sürprizler hazırlamaya devam eden vatandaşlar bir yandan da ''2017 Anneler günü ne zaman?'' sorusunun yanıtını araştırıyor. Anneler günü hangi güne denk geliyor diye aratan okuyucularımız ise doğru adreste. Bu başlık altında bulunan haberimizden en güzel hediyeleri ve Anneler günü ne zaman? sorusunun cevabını bulabilirsiniz.

ANNELER GÜNÜ NE ZAMAN - 2017

Her yıl kutlanan Anneler günü bu sene de heyecanla beklenmeye başladı. Annesine çeşitli sürprizler hazırlayan milyonlarca kişi ''Anneler günü ne zaman?' sorusunun yanıtını arıyordu. Bu önemli gün her yıl Mayıs ayının 14'ünde kutlanıyor.

ANNELER GÜNÜ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Anneler günü geleneği, Antik Yunanların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutluyorlardı.

ABD'de Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişledi.

Amerikalı genç Jarvis annesinin vefatının ardından yaşadığı acıyı atlatamamış annesinin yerini hiçbir şeyle dolduramamıştır. Her sene annesinin ölüm yıl dönümü geldiğinde eşsiz bir acı duyar ve bunu etrafındakilere de yansıtırmış. Yine annesinin bir ölüm yıl dönümünde yani Mayıs Ayı'nın ikinci Pazar günü etrafındaki herkesi bir araya getirerek " bu günün anneler günü olmasını çok istiyorum veAnneler Günü adıyla her yıl kutlanmasını kabul edermisiniz? diye sormuştur. Bu düşüncesi herkes tarafından kabul görmüştür ve artık her Mayıs ayının ikinci pazar günü anneler günü kutlanmıştır.

ANNELER GÜNÜ ALINABİLECEK HEDİYELER

Anneler Günü ne gibi hediyeler alabiliriz? Annelere özel alınabilecek hediyelerden birkaçı. Annemize alacağımız küçücük bir hediye onlar için büyük önem taşır. Annemize ona olan sevgimizi göstermemizin bir nişanesi olarak hediyeleri şunlardan seçebilirsiniz;

1) Buket Çicek
2) Kutu Çikolata (özel çikolatalı, çiçek mevyeler)
3) Küçük Ev Aletleri
4) Züccaciye, Mutfak Eşyaları
5) Giyim Eşyası6) Takılar (Kolye, Küpe, Saat.. vb.)
7) Fotoğraf Çerçevesi8) Duvar Saati
9) Annelere Özel Ödül Plaketleri (yılın annesi, yıldızım sensin vb.)

ANNELER GÜNÜ MESAJLARI

* Annem senin sevgin dünyamı ısıtan tek güneştir. Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum. Varlığınla mutluyum. Anneler günün kutlu olsun sevgili annem.

* Sen evimizin kraliçesi, başımızın tacısın.. en aziz varlığımız. Anneler günün kutlu olsun annem.

* Seni bir gün değil her canım yandığında, başım sıkıştığında seni çağırıyorum. Sesimi duyan tek insan sensin. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.

* Sınırsız bir sevgi, anlatılmaz bir sevgiyle beni seven annem, sana layık olmak için yaşıyorum. Anneler günün kutlu olsun.

* Dün, bugün ve yarın..daima seni sevdim, hep seveceğim. Bizimki bitimsiz, tanrısal bir sevgi.. Anneciğim anneler günün kutlu olsun.

* Hırçınlığımın tesellisi, şefkatine sığındığım, hayatımı gönüllü paylaşan annem.. hakkını nasıl öderim..

* Beni benden çok sevdiğine inandığım tek insan, annem. Ellerinden öperim.

* Kuzey rüzgarı da esse, kopsa da fırtına, sığınacağım tek liman sensin annem. Hakkını nasıl öderim.. Başımı dizlerine koymaya geldim.

* Senin kucağın, senin merhametin beni yaşama bağlıyor sevgili anneciğim. Anneler günün kutlu olsun..

* Annem senin sevgin dünyamı ısıtan tek güneştir. Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum.

* Gökyüzünden bir yıldız kayar, dilek tutarız. Annem gözlerini kapar bütün dilekleri benim içindir. Ellerinden öperim.

Hakkari Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik sürdürülen çalışmaların devam ettiği belirtildi. Çukurca Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan soruşturma gereği, terör örgütü mensuplarının sadece kendi aralarında irtibat sağlamak üzere 'Bylock' isimli programı kullandığı tespit edilen ve daha önce bir suçtan kaydı bulunan F.Ö. ve PKK/KCK terör örgütü üyeliği bulunan eşi E.Ö.'nün Çukurca ilçesi Ormanlı mezrasında bulunan ikametine operasyon düzenlendi.

Açıklamada, "Çukurca İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği ekiplerince yapılan aramada bin paket gümrük kaçağı sigara, 30 paket halinde kaçak çay, hakkında Çukurca Sulh Ceza Hâkimliğince toplatma kararı bulunan ve üzerinde 'TE NA BE' ibaresi bulunan broşür ele geçirilmiştir. FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi F.Ö. ve PKK/KCK terör örgütü üyeliği bulunan E.Ö. isimli şahıslar, yasadışı yollardan yurt dışına kaçtığından yakalanamamış, arama sırasında evde bulunan T.Ö. isimli şahıs yakalanmıştır" denildi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün babası Ahmet Hamdi Gül, tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği sonucu 91 yaşında yaşamını yitirdi.

Ahmet Hamdi Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, TBMM Başkanı Kahraman'ın da katıldığı cenaze töreni ile son yolculuğuna uğurlandı.

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dün vefat eden babası Ahmet Hamdi Gül, Kayseri'de Melikgazi ilçesi Cami-i Kebir'de kılınan cenaze namazının ardından toprağa verilecek.



GÜL VE ERDOĞAN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Törende yan yana saf tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Gül gözyaşlarını tutamadı. Gül sık sık gözyaşlarını sildi.

Abdullah Gül'ün babasına veda

ABDULLAH GÜL'ÜN BABASI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYOR

GÜL VE ERDOĞAN TABUTA OMUZ VERDİ

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cenaze namazının ardından Ahmet Hamdi Gül'ün tabutuna omuz verdi.

ERDOĞAN, YILDIRIM VE KILIÇDAROĞLU CENAZE TÖRENİNE KATILDI

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün babası Ahmet Hamdi Gül'ün cenazesi için camiye ilk gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdullah gül ve kardeşi Macit Gül'e taziyelerini ilettikten sonra camiye girdi. Başbakan Binali Yıldırım da Gül ailesine taziyelerini ilettikten sonra camiye girdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da cenaze töreninde yer aldı.

GÜL TAZİYELERİ KABUL ETTİ

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sabah saatlerinde baba evinin önünde kurulan çadırda taziyeleri kabul etti.

Şırnak Valiliğinden yapılan açıklamada, "İlimiz Beytüşşebap ilçesi Kato Dağı bölgesinde 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı sorumluluğunda devam eden operasyonda 7 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Bölgede operasyonlar kararlılıkla devam etmektedir" denildi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Şırnak'ta devam eden operasyonu sırasında, güvenlik güçlerine saldırı hazırlığında olduğu belirlenen 7 terörist, düzenlenen hava harekatıyla etkisiz hale getirildi, bölücü terör örgütüne ait 4 silah mevzisi imha edildi.

Müslümanlar bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi olduğuna inanır. Bu konuda İslam peygamberi Hz. Muhammed'in bir hadisi vardır:

"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah-u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur." (İbn Mâce)

Ayrıca Berat gecesi, Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfûz'dan Dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna "inzâl" denir. Kadir Gecesi'nde ise Peygamber'e ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da "tenzîl" denir.

BERAT KANDİLİ DUALARI

Ey, kullarına sayısız lütuf ve ihsanlarda bulunan, onların karşılığına ihtiyacı olmayan Allah'ım!. Celal ve Kerem sahibi Rabbim! Biz âciz kullarına sonsuz nimet ve imkanlar bahşeden sensin! Senden başka ilah yok! Sana sığınıp yalvaranlara yardım edersin! Korkanların güvenip sığınacağı yegâne melcei yine Sensin!

Ya Rabbi, Senin nezdindeki kitabında, Levh-i Mahfûz'da şayet beni kötü, mahrum, ilâhî rahmetten kovulmuş, fakir bir insan olarak yazmış isen fazlınla bu kötü kaderimi; âsî, mahrum, ilâhî huzurdan kovulmuş, darlık içinde hayat geçirmeye mahkum bir fakir insan oluşuma ait yazgımı siliver Allahım! Beni, nezdindeki ana kitapta iyilerden, salih kullarından, rızkı bol, zengin ve hayırlı işlerde yarışan ve muvaffak olan kullarından olarak yazıver.

Allah'ım! -Senin sözün haktır- Nebiyy-i Zişan'ın lisanı üzere gönderdiğin mukaddes Kitabında şöyle buyurdun: "Allah dilediğini siler. (Dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı O'nun yanındadır" (Ra'd Sûresi, 39)

İlahî! "Her hikmetli iş nezdimizde bir emir ile o zaman ayrılır" (Duhan, 4) buyurduğun mükerrem Şaban ayının 14. gecesi en büyük tecellin ile; bildiğimiz bilmediğimiz, Senin bildiğin bela ve musibetleri bizlerin üzerinden kaldırmanı diliyoruz. Şüphesiz Sen, sonsuz güç ve kuvvet sahibisin! Lütuf ve ihsanı bol olan Rabbimizsin!

Allahım! Seyyidimiz, Efendimiz Hazret-i Muhammed'e, âline, ashabına, evlâdına, ezvâc-ı tâhirâtına salât ü selâm eyle! Dualarımızı Habibin hürmetine kabul eyle!

BERAT KANDİLİNDE ORUÇ TUTULUR MU?

Bu konuyla ilgili net bir bilgi olmamakla birlikte, Peygamber Efendimizin şu hadisi konuyu açıklar nitelikte olmakta;

"Şaban ayının 15. gecesi olduğunda o geceyi ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece güneşin batışından fecre kadar (olan sürede) dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim! Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim!.. Başka isteği olan yok mu, ona da istediğini vereyim"

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki faaliyetlere ilişkin 534 kişi hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 19.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan tarafından hazırlanan iddianamede, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü ile TRT çalışanı 65 kişi müşteki olarak yer alıyor.

İddianamede, aralarında eski Alay Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 10'u sivil 534 şüphelinin, "Anayasal du¨zeni ortadan kaldırmaya tes¸ebbu¨s", "Tu¨rkiye Bu¨yu¨k Millet Meclisini ortadan kaldırmaya tes¸ebbu¨s", "Tu¨rkiye Cumhuriyeti Hu¨kümetini ortadan kaldırmaya tes¸ebbu¨s", "Cumhurbas¸kanına suikast", "Askeri komutanlıkların gaspı", "Silahlı tero¨r örgu¨tu¨ üyesi olmak" "Nitelikli olarak kis¸iyi hu¨rriyetinden yoksun kılma (66 kez) ve "Kamu malına zarar verme" suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmaları isteniyor.

Barış'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı, eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Kurmay Albay Muhammet Tanju Poshor, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Devlet Bilgi Koordinasyon Müdürlüğünde Genelkurmay Temsilcisi eski Kurmay Albay Hüseyin Gözebe, eski albaylar Harun Olgun ve Rahmi Okan Çifteler, TRT baskınına giden eski yarbaylar Ümit Gençer ve Ekrem Işık da şüpheliler arasında yer aldı.

İddianameye göre, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında görevli askerlerin darbe teşebbüsüne ilişkin faaliyeti, eski alay komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış'ın emir ve talimatlarıyla yönetildi.

Barış'ın talimatıyla eski Piyade Yarbay Ekrem Işık komutasındaki Muhafız Komando Taburunda görevli 124 askerin TRT'ye gönderildiği belirtilen iddianamede, bu taburla TRT'ye giden bir önceki Muhafız Alayı Komutanı eski Kurmay Albay Muhammet Tanju Poshor ve eski Kurmay Yarbay Ümit Gençer'in de yanlarındaki koruma uzman çavuşlarla TRT stüdyolarına girerek darbe bildirisini zorla okuttuğu bildirildi.

Şüphelilerden eski piyade binbaşı Osman Koltarla komutasındaki Köşk Muhafız Komando Birliğinde görevli 103 askerin TRT baskınına destek için TRT yakınındaki Milli Savunma Bakanlığı Lojmanları'nda hazır bekletildiği kaydedilen iddianamede, eski binbaşı Fedakar Akça'nın da Muhafız Komando Taburunda görevli 108 askerle Genelkurmay Başkanlığı Karargahına sevk edildiği belirtildi.

İddianamede, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın ve eski Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'nun, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı sorumluluk bölgesindeki resmi konutlarından zorla derdest edilerek Akıncı Üssüne götürülmesine de yer veriliyor

Geçen, 21 Nisan günü Suruç ilçe girişinde polislerin takip ettiği ve durdurmak istediği 33 CFY 67 plakalı otomobildeki terörist, araçta bulunan bombayı infilak ettirdi. İstihbarat birimlerinin takip ettiği ve terör örgütü PKK'nın Suriye denetimindeki PYD bölgesinden geçtiği saptanan ve patlamada parçalanan teröristin, 23 Nisan ve 1 Mayıs törenlerinde saldırı planladığı ortaya çıktı.

Suruç'ta olası facianın önlendiği olayın ardından güvenlik güçlerinin araştırması ve patlamanın ardından cesede ait parmak izinden, bomba yüklü araçtaki teröristin 2008 yılında üniversiteyi bırakarak terör örgütü PKK'nın dağ kadrosuna katılan ve 'Yekta Varlı' kod adını kullanan Batman nüfusuna kayıtlı Ekin Deniz Fırat olduğunu belirledi.

Patlamada ölen teröristin cesedine ait parçaların ise halen Adli Tıp Kurumu morgunda olduğu öğrenildi.

İçişleri Bakanlığı, son bir haftada, ülke genelinde yürütülen operasyonlarda; 17 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, 1-8 Mayıs tarihlerinde, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Komando Birlikleri, Polis Özel Harekat (PÖH) ayrıca iç güvenlik operasyonları çerçevesinde 417 operasyon gerçekleştirildi. TSK'nın hava ve kara unsurlarınca yapılan operasyonlarda, örgüte yardım ve yataklık iddiasıyla 214 kişi gözaltına alındı. Ülke genelinde yürütülen bu operasyonlarda; 4'ü ölü, 6'sı teslim, 7'si sağ olmak üzere toplam 17 terörist etkisiz hale getirildi.

31 DEAŞ'LI VE FETÖ/PDY İLE İRTİBATLI 891 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Yabancı teröristlerle mücadele kapsamında, DEAŞ terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 31 kişi gözaltına alındı. FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında, FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 891 kişi gözaltına alınırken, sol terör örgütleriyle mücadele kapsamında; sol terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 28 kişi gözaltına alındı.

Öte yandan sokak satıcılarına yönelik olarak Kahramanmaraş, Mersin, Samsun, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman, Niğde, Batman, Antalya, Aydın, Kilis, Van ve İstanbul'da yapılan operasyonlarda 81 kişi gözaltına alındı.

SİBER SUÇLARLA MÜCADELE

İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ayrıca siber suçlarla mücadeleye ilişkin "FETÖ/PDY, PKK/TAK, DEAŞ gibi bölücü terör örgütleri başta olmak üzere terör örgütü propagandası yapan, bu örgütleri öven, terör örgütleri ile iltisaklı olduğunu alenen beyan eden, halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk eden, devlet büyüklerine hakaretlerde bulunan, devletin bölünmez bütünlüğüne ve toplumun can güvenliğine kast eden, nefret söylemleri içeren 261 sosyal medya hesabı ile ilgili çalışma yapılmış, tespit edilen 120 kişiden 41'i gözaltına alınmıştır" denildi

Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturması kapsamında 3 ilde düzenlenen operasyonda 4 eski kaymakam gözaltına alındı.

Daha önce çeşitli illerde FETÖ/PDY'ye yönelik operasyonlarda yakalanmalarının ardından adli kontrol kararıyla serbest bırakılan mülki amirler hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca gözaltı kararı verildi.

3 İLDE EŞ ZAMANLI OPERASYON

Bu kapsamda 3 ilde düzenlenen operasyonda eski Kastamonu-Azdavay Kaymakamı A.G, eski Ordu-Ünye Kaymakamı M.D, eski Trabzon-Ortahisar Kaymakamı M.Ş. ve eski Çorum-Laçin Kaymakamı M.E. gözaltına alındı.

BYLOCK KULLANICISI ÇIKTILAR

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin, terör örgütünün gizli mesajlaşma programı "ByLock"u kullandıkları öne sürüldü.

Zanlılar, emniyetteki işlemlerinin ardından "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan adliyeye sevk edildi,

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin davada yargılanan sanığa 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Ali Örer ve avukatı katıldı. Tutuklanmadan önce Foça Toplum Sağlığı Merkezinde çalıştığını beyan eden Örer, üzerine atılı suçlamaları reddetti.

''YANLIŞLIKLA'' İNDİRMİŞ

Örer, FETÖ mensubu olmadığını, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, programı Google Play'dan "yanlışlıkla" indirmiş olabileceğini iddia ederek, ByLock'taki mesajları kendisinin yazmadığını savundu.

Kapatılan Bank Asya'da hesabı bulunduğunu, buna ilişkin bilirkişi raporuna bir diyeceği olmadığını söyleyen sanık Örer, beraatini istedi.

Mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, ByLock'u etkin şekilde kullandığı belirlenen sanığın cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, üzerine atılı suçlamaları, özellikle ByLock programını kullandığını ısrarlı şekilde inkar etmesi, pişman olduğuna ilişkin herhangi bir söyleminin bulunmamasını göz önüne alarak, sanığı 9 yıl 9 ay hapse çarptırdı ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Foça Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 10 Ekim 2016'da düzenlenen operasyonda Foça Toplum Sağlığı Merkezi'nde görevli Ali Örer gözaltına alınmıştı.

Örer hakkında "silahlı terör örgütü üyeliği"nden 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde görev almayıp daha sonra yapılabilecek eylemler için kendilerini gizledikleri iddia edilen, aralarında muvazzaf asker ile merkeze alınan vali yardımcısının da bulunduğu 41'i tutuklu 45 sanığın yargılanmasına başlandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşında yapılan binada görülen duruşmaya, 41'i tutuklu 3 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Bazı sanık yakınları da duruşmayı takip etti.

Bütün sanıkların kimlik tespitinin yapıldığı duruşmada, iddianamenin özeti okunuyor.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca FETÖ'nün "TSK'daki uyuyan hücreleri"yle ilgili yürütülen soruşturma sonucunda 41'i tutuklu 45 sanık hakkında iddianame hazırlanmıştı.

İddianamede, örgütün asker yapılanmasının denetimini yapmakla görevlendirdiği belirlenen "murakıp" Hasan Pakır, merkeze alınan vali yardımcısı Şaban Erdoğan, Hasan Önder Demir, İsmail Sağızlı, Nihat Kaplan, Sezai Şaşmaz ve Mücahid Aydın'ın ''silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan 15 yıldan 22,5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Aralarında 11'i kurmay 28 albayın da bulunduğu 38 kişi hakkında ise ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

"ÜYELERİN TASFİYESİNİN ENGELLENMESİ AMAÇLANDI"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine katılmayan sanıkların ''kripto, uyuyan hücre'' olarak darbenin başarısız olması halinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde gizlendikleri değerlendirilen iddianamede, FETÖ'nün darbeye katılmayan üyelerinin tasfiyesinin engellenmesini amaçladığı vurgulanarak, soruşturma kapsamında örgütte bir dönem ''imamlık'' yapan Hasan Polat'ın ifadesi de yer aldı.

İddianamede, böylece FETÖ'nün darbeye katılmayan üyelerinin tasfiyesinin engellenmesini amaçladığına dikkat çekilerek, sanıklardan 14'ünün direkt olarak, 2 kişinin ise eşleri üzerinden ByLock kullanıcısı olduğu belirtildi?

Duran Akbulut'un vefatın

Aralarında iş insanı, siyasetçi, asker, bürokrat, sanatçı ve akademisyenin bulunduğu yaklaşık 8 bin üyenin bulunduğu Büyük Kulüp'te Metin Baylav ve Gündüz Kaptanoğlu arasındaki başkanlık yarışı sonuçlandı. Kulüp'ün yeni başkanı Kaptanoğlu oldu.

Büyük Kulüp'te, 21 yıl başkanlık yapan Duran Akbulut 23 Mart 2017'de vefat etmiş ve ardından yeni başkanı belirlemek üzere olağanüstü genel kurula gidilmişti.

Büyük Kulüp'ün yeni yönetimi şu isimlerden oluştu:

Gündüz Kaptanoğlu- DATİ Yatırım Holding ve Kaptanoğlu Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı
Melih Tavukçuoğlu- Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri (AYİDER) Başkanı
Atilla Kıyat-Emekli Koramiral
Prof. Dr. Mehveş Emeç Birol-Piyanist, Devlet Sanatçısı
Prof. Dr. Ethem Tolga- Galatasaray Üniversitesi Eski Rektörü
M. Erkan Ülker-Einhell İntratek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Kösedağ- Kösedağ Tel Örme-Çit San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Asım Kıncal- Sanset A.Ş. Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı
Aslan Gülçiçek- MG Gülçiçek International Fragrance Company CEO'su
Şimla Türker Bayazıt-Türker Proje Yatırım Geliştirme A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Nevhan Gündüz-Orge Elektrik Taahhüt A.Ş. CEO'su

1882 YILINDA KURULDU

Yaklaşık 8 bin üyesi bulunan Büyük Kulüp, 1882 yılında İngiltere Büyükelçisi Sir Alfred Sandison tarafından Cercle a'Pera ismiyle kurulmuştu. Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu'nda görev yapan yabancı elçiler ve ataşelerin üye olduğu bir kulüptü. İttihat ve Terakki döneminde önemli sayıda Türk üye kabul eden yapı, 1944'te Büyük Kulüp adını aldı.

Takvim yazarı Bülent Erandaç:

BÜYÜK KULÜB'ÜN KURUCULARI MASONDU!

1800'lerden beri 'Cemiyet hayatı'ndaki ayrıcalığı ve ağırlığı ile tanınan Büyük Kulüp, 130 yaşını sessiz ve buruk kutladı. Kimileri 'Baronlar Kulübü', kimileri 'Seçkinler Kulübü' der Büyük Kulüp'e... 130 yıllık geçmişi, 150 trilyonluk mal varlığı ile küçük bir imparatorluğu andıran, hükümetlerin kurulduğu ve devrildiği bir 'kapalı kutudur' burası. İttihat Terakki'den Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolların taşlarını döşeyen, yakın zamana kadar derin siyasi-ekonomik kararların alınmasında etkili olduğu düşünülen, Türkiye'nin 'Derin gücü' Büyük Kulüp' bir süredir sessiz.

BÜYÜK KULÜB NEDEN SESSİZ?

Nedendir acaba? Sorusuna cevap vermeden önce, 'Derin güç' denilen gurubun geçmişine bir göz gezdirelim:
BÜYÜK KULÜP'ün logosunun altında "1882 Cercle d'Orient" açıklaması var. Türkçesi "Doğu Çevresi" veya "Şark Çemberi" anlamlarına gelir. Circle d'Orient Fransızca bir terim olmasına rağmen onun 1882 yılında kuruculuğunu İngiltere'nin İstanbul Elçisi Sandison yapmıştır. İngiltere Kraliyet ailesinin, Osmanlı ülkesindeki en yetkili temsilcisi ve siyasi misyon şefidir.
Sandison, aynı zamanda Beyoğlu'ndaki "Grand Orient Mason Locasının" da kurucusudur. Cercle d'Orient ve Grand Masonlar Locası (yeni ismiyle Büyük Kulüp) uzun yıllar Beyoğlu Abraham Paşa apartmanında çalışmalarını sürdürdü.
Abraham Paşa'nın tarihi binasında aynı zamanda Osmanlı Masonlar Kulübü'de hizmetlerini sürdürüyordu.
Osmanlı Mason locasının da adı "Grand Orient" (Büyük Doğu) locası idi.

MASON LOCASI BÜYÜK KULÜB ADINI ALDI

Cercle d'Orient'in çalışmalarına başladığı tarihi bina Osmanlı yönetiminde etkisi olan büyük işadamı Ermeni asıllı Abraham Paşa'ya aitti.
1909 yılında "Grand Orient Mason Locası" Talat Paşa başkanlığında Hür ve Grand Orient (Büyükdoğu) Mason locası diplomasi- Bağımsız Masonlar Locası olarak isim aldı. Talat Paşa aynı zamanda 'Circle d'Orient'in de üyesiydi.

Abraham Paşa'nın Büyük Doğu Mason locası ile Cercle d'Orient'in tarihi hizmet binası apartmanında Cercle d'Orient ile "Grand Orient Masonlar locasının" birlikte çalışması tesadüfî olamazdı. Cercle d'Orient'in adı içinde sadece "Masonlar" kelimesi yoktu.Ama kurucuları Masonlar idi.

BEYOĞLU'NDAN KADIKÖY HAVUZLU BAHÇEYE TAŞINDI

Circle d'Orient, 1936 yılında "Büyük Kulüp" adını aldı. 1960'lı yıllardan sonra Mason locaları ile Büyük Kulüp, Kadıköy Havuzlubahçe'ye deniz kıyısına taşındı. 2007 yılı Türkiye Cumhuriyet tarihinin ALTIN HARFLERLE anılacak çok önemli bir yılıdır. Tarihi dönüşüm ve değişimi işaret eder.
Küresel güçlerle çalışan büyük burjuvazinin zemin kaybettiği, halk kitlelerinin egemenliği ele aldığı bir tarihtir. İttihat Terakki'den Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna, 1923 'lerden 2007'li yıllara kadar Türkiye'yi halka rağmen sütre gerisinden idare eden güçler zemin kaybetmiş, bu güçlerin çatı kuruluşları bir sessizlik ve etkisizlik dönemine girmişlerdir. Nitekim güçlü TUSİAD gerilemiş, Anadolu Kaplanları (MÜSİAD-TUSKON) bayrağı taşımaya başlamıştır. Güçlü BÜYÜK KULÜP eski gücünü kaybetmiştir. Şimdi, Büyük Kulüp'ün sessizliğinin arkasında ne yatıyor?.

Sivas Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün emniyetten sorumlu mahrem imamı olduğu öne sürülen 11 kişiyi gözaltına aldı. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından Numune Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye götürüldü.

'BYLOCK' OPERASYONUNDA 8 GÖZALTI
Öte yandan Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandıkları tespit edilen ve aralarında dernek üyeleri ile öğretmenlerin de bulunduğu 16 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Sivas, Ankara, Kayseri, Samsun, Aydın ve Osmaniye'de düzenlediği operasyonlarda 8 şüpheli gözaltına alındı. Diğer 8 şüphelinin yakalanması için de çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

Sevgilisi 39 yaşındaki Denizhan Dener'in, kendisini istemek için Adana'ya çağırdığı yakınlarını katletmesinin şokunu yaşayan Hanım Kaya, cenazeden sonra izini kaybettirdi. Hanım Kaya, sevgilisi Denizhan Dener'in, emekli vali İsmet Metin ile kendisini büyüten halası Gönül Cengiz de dahil 5 yakınını öldürüp intihar etmesinin evlenmek istemeleri ile ilgisinin bulunmadığını polise verdiği ifadede söyledi.

Sevgilisi Deniz Dener'in cenazesinin ardından izini kaybettiren Hanım Kaya'ya, DHA muhabiri telefonla ulaştı. "Çok kötüyüm" diyen Hanım Kaya, 6 yıllık ilişkilerinin trajik bir şekilde sonlanmasıyla yıkıldığını söyledi.

Bir yakınının yanına yerleştiğini anlatan ve çevresinde 'Zeynep' adı ile tanınan Hanım Kaya, katliamı yapan sevgilisi için "Sevgi doluydu, bu yüzden de olanlara anlam veremiyorum. Kendimi çok kötü hissediyorum. Artık dermanım kalmadı" demekle yetindi.

Bu arada 13 yaşındayken babasını kalp krizinden, 18 yaşındayken de annesini kanser hastalığı sonucu kaybeden Denizhan Dener'i, yakınlarını katledip intihara götüren gerçek nedenin ne olduğu ise henüz aydınlatılamadı.