Giriş Tarihi: 01.11.2016 07:41 Son Güncelleme Tarihi: 01.11.2016 08:40
Akın Atalay hakkında yakalama kararı
Hakkında yakalama kararı çıkan Akın Atalay'ın Türkiye'ye dönüş biletini açığa aldığı öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, hakkında gözaltı kararı bulunan Akın Atalay'ın adreslerinde bulunamaması ve yurt dışında olduğunun belirlenmesi üzerine savcılıkça hakkında yakalama kararı çıkarılması talep edildi.
Talebi değerlendirerek kabulüne karar veren İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği kararında, şüpheli Atalay'ın adresinde bulunamadığı ve yurt dışında olduğunun tespit edildiği, bu nedenle delilleri karartma ihtimali ve kaçma şüphesinin bulunduğu belirtildi.
FETÖ VE PKK LEHİNE HABERLER..
Hakimlik kararında, şüphelinin Cumhuriyet Vakfı ile gazetenin yöneticisi olduğu, gazetede hem PKK hem de FETÖ/PDY örgütü lehine yayınlar yapıldığı, yine örgütün eylemlerini meşrulaştırıcı ve özendirici haberlerin yer almasıyla bu örgütler adına faaliyette bulunduklarının anlaşıldığı kaydedildi.
YAKALAMA KARARI
Şüpheli Atalay hakkında ''terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak'' suçundan yakalama emri düzenlenmesine hükmedildiği aktarıldı.
DÖNÜŞ BİLETİNİ AÇIĞA ALDI
Bu arada, şüpheli Akın Atalay'ın Almanya'dan uçakla Türkiye'ye dönüş biletini açığa aldığı öğrenildi.
Cumhuriyet’i yaktı kendisi kaçtı


Öte yandan, Cumhuriyet Vakfı yönetiminin Can Dündar ve Akın Atalay tarafından usulsüz şekilde ele geçirildiği iddiaları üzerine hazırlanan bilirkişi raporunun soruşturma dosyasına girdiği ortaya çıktı.
Bilirkişi A. Ç. tarafından hazırlanan 26 Ekim 2016 tarihli raporun sonuç kısmında, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu’nun 2 Nisan 2013 tarih ve 2013/4 nolu toplantısında, toplantı yeter sayısı olduğu halde, karar yeter sayısı olmadan seçilen üye Önder Çelik’in üyeliğinin yok hükmünde olduğu ve seçilmemiş sayıldığı ifade edildi.
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu’nun vakıf senedinde ifade edilen toplantı yeter sayısına ulaşmadan açılan 18 Şubat 2014 tarihli toplantısında alınan kararla seçilen yönetim kurulu üyelerinin de seçilmemiş sayıldığı kaydedilen raporda, bu durum dikkate alındığında vakfın 18 Şubat 2014 tarihinden beri fiil ehliyetini kaybettiğinin anlaşıldığı aktarıldı.
Raporda, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu’nun vakıf senedi hükümlerine göre oluşturulması ve vakfın fiil ehliyetini kazanabilmesi için, 18 Şubat 2014 tarihinden önceki yönetim kurulu üyelerinin, iki yıl süreyle görev yapacak yönetim kurulu üyelerinin seçimi gündemiyle acilen toplantıya çağrıldığı anlatıldı.
Raporda, “Vakıf senedi hükümlerine göre seçim yapılarak, iki yıl süreyle görev yapacak yönetim kurulunun seçilmesi, şayet vakıf senedinde şart koşulan 7 kişilik toplantı yeter sayısı ve vakıf senedi 10/b maddesinde belirlenen usule göre yönetim kuruluna seçilmede aranan karar yeter sayısı gerçekleşmez ise, Vakıf Yönetim organının oluşturulması gerektiği, görüş ve kanaatine varılmıştır” denildi.
Soruşturma kapsamında 13 isim gözaltında
Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, “FETÖ ve PKK adına suç işledikleri” iddiasıyla aralarında gazetenin genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da bulunduğu 13 isim göz atına alınmıştı. Gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında yurt dışında bulunduğu gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılmıştı. Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ile yöneticilerden Nebil Özgentürk’ün yurt dışında olduğu tespit edilirken, vakıf başkanı Orhan Erinç’in, hakkında yaşlı olduğu gerekçesiyle gözaltı kararı alınmamıştı.
İşte "Kılıçdaroğlu o gece neredeydi?" sorusunun yanıtı

Katıldığı bir TV programında 15 Temmuz gecesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sarfettiği sözler büyük tepki toplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kamu vicdanında sorgulanıyor. Ayrıca Kılıçdaroğlu bu kez cevabı kendi sözlerinde olan daha zor bir soruyla karşı karşıya... İşte Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'u...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kaldığı otel darbeciler tarafından savaş alanına çevrilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Beyefendi Marmaristeyken meclis topa tutuluyordu. Top atışları kurşun yağmurları arasında TBMM sabaha kadar çalıştı" sözleriyle tepki toplamış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Benim nerede olduğum belli. Peki sen neredeydin?" cevabını almıştı.
SOSYAL MEDYADA BİNLER SORDU: ASIL SEN NEREDEYDİN?
Neredeydin sorusuna cevap veremeyen Kılıçdaroğlu'na bugün de sosyal medyada binlerce tepki ve soru geldi. ##AsılSenNerdeydinKEMAL etiketi ile günün en çok konuşulanları arasına giren Kılıçdaroğlu kendisine yöneltilen soruya halen yanıt vermedi.
Peki Kılıçdaroğlu o gece neredeydi? İşte ayrıntılar...
KALKIŞMANIN AKIBETİ BELLİ OLANA KADAR YOKTU...
15 Temmuz akşamında köprülerin kapatılması ve benzeri gelişmelerin bir darbe kalkışması olduğu söylentilerinin çıktığı dakikalardan itibaren saatler gece yarısını geçene kadar CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'dan haber alınamadı.
23.15'TE İSTANBUL'A GELDİ!
DARBECİLER VARKEN ORADAN NASIL ÇIKTI?
Ancak Kılıçdaroğlu'nun o gece 22.00 uçağıyla İstanbul'a geldiği ve 23. 15 sularında Atatürk Havalimanı'na indiği ortaya çıktı. Bu saat diliminde darbeciler çoktan AHL'yi kapatmıştı. Kılıçdaroğlu'nun o gece askerlerin kapattığı Havalimanından nasıl çıktığı soru hala yanıt bulamadı.
'PEKİ SEN NEREDEYDİN?' SORUSUNUN YANITI KENDİ İFADESİNDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na yönelttiği "Benim nerede olduğumu herkes biliyor da peki sen neredeydin?" sorusunun yanıtı ise saat gece yarısından sonra NTV'de yaptığı bağlantıda gizli:
"İZLİYORUM"
Kılıçdaroğlu 246 vatandaşın şehit olduğu bin 535 vatandaşın yaralandığı 15 Temmuz gecesinde yaşananları izlemekle yetindiğini şu şekilde ifade etti: "Ben şuan İstanbul'dayım. 22.00 uçağıyla İstanbul'a geldim. Şimdi dikkatle izliyoruz ve arkadaşlar bilgilendiriyorlar."
DARBECİLERE "NEDEN DARBE?" DİYE SORDU!
O gece başka bir TV kanalına konuk olan Kılıçdaroğlu "Bu ülke darbelerden çekti mi? Çekti. Öyleyse neden darbe? neden darbe girişimi?" diye sorabilmiş, sokağa çıkma çağrısı yapıp yapmadığı sorulunca da net ifadeler yerine "Elbette yani yurttaşlar darbelere karşı çıkacaklarsa, demokrasiyi savunacaklarsa çıkmalılar" diyebilmişti.
2010'DA DEMİŞTİ Kİ: KİM DARBEYE KALKIŞIRSA...
Oysa aynı Kılıçdaroğlu 2010 referandumunda "Hayır" kampanyası yürütürken katıldığı Kral FM programında "Şuanda ben söylüyorum. Kim darbe girişiminde bulunacaksa o tankın önüne ilk ben çıkarım" demişti.TANKA SELAM VIP'TEN DEVAM
Ayrıca Gazeteci Yazar Murat Kelkitlioğlu CHP Liderinin o gece Havalimanı trafiğine ilişkin bir yazı kaleme almış ve Kılıçdaroğlu'nun da olduğu CHP ekibinin darbecileri selamlayarak Havalimanından uzaklaştığını iddia etmişti. O yazının ayrıntıları için
Darbecilerin OYAK’taki tazminatlarına el konulacak

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantısı nedeniyle ordudan atılan subayların, OYAK’ta biriken emekli tazminatları da askıya alındı.
Hükümetin yayımladığı son kanun hükmünde kararnameyle (KHK) birlikte 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantısı nedeniyle ordudan atılan subayların, OYAK'ta biriken emekli tazminatları da askıya alındı.
Hükümet, şehit ailelerinin, darbeci generallerin emeklilik işlemi sonucunda OYAK'ta biriken tazminatlarının ödendiği yönündeki şikâyetler üzerine 676 sayılı KHK'yla düzenleme yapıldı. Terörle Mücadele Kanunu'nun 20. maddesine atıf yapılan KHK'ya göre, tutuklu bulunan ve ordudan ihraç edilen subayların OYAK hesapları, savcıların talebi ve hâkim kararıyla dondurulabilecek.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının yardımlaşma ve emeklilik fonu olan OYAK, üyelerine, Anayasa'nın öngördüğü sosyal güvenlik sistemi kapsamında ve bir emeklilik fonu yöneticisi niteliğinde.
ZARAR KARŞILANACAK
Subayların, görev yaptıkları dönemde konumlarına ve çalışma sürelerine göre OYAK'taki emeklilik hesaplarında farklı tutarlarda paraları birikiyor. Bu paralar, darbe davaları sonuçlanana kadar dondurulabilecek.
Tuğgeneral için yaklaşık 250 bin-300 bin TL, korgeneral ve orgeneraller için de 700 bin TL'den başlayarak 1 milyon TL'ye yaklaşan tutarları bulan OYAK emeklilik hesaplarıyla ilgili tasarruf da davanın sonucuna göre netleşecek. Suçlu bulunanlardan darbe girişimi gecesinin zararı mahsup edilecek.
MAHSUPLAŞMA NASIL OLACAK?
Maliye Bakanlığı, tüm kurumlardan darbe gecesinin zararını çıkarmasını istedi. Kurumlardan gelecek bildirimlere göre Maliye Bakanlığı toplam zarar miktarını hesaplayacak. Davalar sonucunda suçlu bulunanlardan bu zararın mahsup edileceği öğrenildi.
Mahsuplaşmanın, hangi ölçütlere göre yapılacağı henüz netlik kazanmadı. Toplam zararın tespitinin ve yargılamaların sonuçlanmasının ardından bu sorunun yanıtının ortaya çıkabileceği kaydedildi.
İŞTE O KHK HÜKMÜ
676 sayılı KHK ile Terörle Mücadele Yasası'nın, terör suçlarıyla yargılanan kişilerin mal varlıklarına ve hesaplarına şerh konulmasına ilişkin 20. maddesinin A fıkrasına ekleme yapıldı. KHK ile bu maddeye, "Bu kişilerin yardımlaşma kurum ve sandıklarından olan alacaklarına tedbir konulmasına" ibaresi eklendi.
Böylece savcının talebi üzerine, hâkim kararıyla, terör suçlarından yargılananların mal varlıklarıyla birlikte yardımlaşma sandıklarında biriken paraları da dondurulabilecek. Bu hükmün bir milyon lirayı bulan OYAK hesaplarının dondurulması için getirildiği belirtildi.
Hafta sonu yayımlanan yeni kararname ile Öztürk ve Huduti gibi tutuklu generaller OYAK hesaplarındaki birikimlerine ancak aklandıktan sonra ulaşabilecek
KULLANILACAĞI OLASI ALANLAR
Yargılamalar sonucunda suçlu bulunanların dondurulan hesapları iade edilmeyecek. Paralar, darbe gecesi oluşan zararların tazmininde kullanılacak. Söz konusu paraların kullanılacağı olası alanlar şöyle:
- Darbe gecesi zarar gören TBMM, Jandarma Genel Komutanlığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Özel Harekât Daire Başkanlığı, TÜRKSAT, MİT gibi kurumların onarımı için
- Darbe girişimi gecesinde güvenlik güçlerinin araçlarında oluşan zararların tazmini amacıyla.
- Tankların altında kalan araçların onarımı için.
- TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Özel Harekât ve Jandarma Genel Komutanlığı gibi binalara havadan yapılan saldırılarda kullanılan ve zarar gören uçak ve helikopterlerin masrafları için.
- Ölenlerin yakınlarıyla yaralılara ödenen ve ödenecek olan tazminat ve maaşlar için kullanılacak. (Habertürk)
FETÖ için ABD “Masal”ının sonu!

ABD, kanatları altına aldığı teröristbaşı Gülen’e ilk yakın operasyonu yaptı. FBI ajanları örgüt üyelerinin Pensilvanya’ya geçiş noktası olan New York’taki Masal Cafe’yi bastı. Mekanın sahibi Selahattin Karakuş’un evi de didik didik arandı… Müşteriler arasında ise Ekrem Dumanlı’dan Enes Kanter’e kadar tüm FETÖ’cüler vardı!
Türkiye, 15 Temmuz gecesi halkına bomba yağdıran hainlere yönelik hem yurt içinde hem de yurt dışında geniş çaplı operasyon başlattı. FETÖ'cü hainlerin firar ettiği ülkelerde diplomatik temaslar yoğunlaştırıldı. Bu ülkelerin başında ise Amerika vardı. Çünkü teröristbaşı Fetullah Gülen, ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki malikanesinde saklanmaktaydı. Yanında halkına kurşun yağdıran firari darbeciler de vardı.
ADINI GÜLEN KOYMUŞ!
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başta Gülen olmak üzere FETÖ'cü hainlerin iade edilmesi için geçtiğimiz günlerde ABD'ye gidip ABD Dışişleri Bakanı ile bir toplantı yaptı. İşte bu görüşmeden sonra önemli bir gelişme yaşandı. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanları Cuma sabahı New York'un Brooklyn bölgesindeki Gülen bağlantılı Masal Cafe'yi bastı. FBI ajanları kafede bir arama yaptı. Bilgisayarlara el koydu. Ajanlar aynı sıralarda mekanın sahibi olan Selahattin Karakuş'un da evini bastı. Her yeri didik didik aradı. Peki Masal Cafe, FETÖ yapılanmasında hangi noktadaydı.
TAKVİM'e konuşan New York'lu iki Türk bu konuda önemli açıklamalar yaptı. Söz konusu iki Türk, Karakuş'un Gülen'in ABD yapılanmasıyla yakından ilintili olduğunu belirtti. Öyle ki mekanın adını Fethullah Gülen bizzat koymuştu. Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin gizli kalmasını isteyen bir vatandaş, "Karakuş, Pensilvanya'ya her gittiğinde iyi kabul görür. Bu mekan Gülenciler için de popüler. Havalimanına yakın diye tercih ediliyordu" dedi. Daha önce Amerikan haber sitesi Buzzfeed, Gülen'in ABD siyasetine akıttığı paralarla ilgili olarak yaptığı bir haberde kafenin sahibi Karakuş'tan da bahsetmişti. Karakuş, Buzzfeed'e verdiği mülakatta Gülen hareketini desteklediğini belirtmiş ve FETÖ'nün ABD'deki önemli örgütlenmelerinden biri olan Türk Kültür Merkezi'nin (TCC) etkinliklerine sık sık katıldığını söylemişti.
2 KAPILI GİZEM
48 FBI ajanı Masal Cafe'yi bastı. Brooklyn'de yer alan bu kafenin içinde iki kapılı çok gizli bir oda olduğu ortaya çıktı. Bu odanın içinden 45 koli belgenin alındığı açıklandı. Öte yandan Brooklyn'de yaşayan bazı vatandaşlar, FBI baskınının büyük çaplı para hareketleri nedeniyle kaynaklandığını ileri sürdü. FBI'ın New York ofisi ise konuyla ilgili açıklama yapmadı. Fakat kimi sinyaller FBI'ın Gülen bağlantılı iş adamlarına yönelik daha geniş çaplı bir kovuşturma içine girdiklerini gösteriyor. Üst düzey bir Türk yetkili, FBI'ın kara para aklama suçlamalarından teröristbaşı Gülen'le bağlantılı pek çok işadamını araştırdığını söyledi. Başka bir diplomat ise FBI'ın Chicago'da bazı işadamlarıyla bu çerçevede görüşmeler yaptığını belirtti.
* FBI ajanları geçtiğimiz hafta Cuma sabahı, Masal Cafe'ye operasyon düzenledi. Operasyona FBI'ın en önemli birimi katıldı.
* Selahattin Karakuş'un sahibi olduğu mekanın müdavimleri arasında FETÖ'nün firari isimlerinden Ekrem Dumanlı da var.
* Gülen'in manevi evladı olan basketbolcu Enes Kanter de Masal'dan çıkmıyor.
* Karakuş, Beyaz Saray'da bir toplantıya girip Obama ile selfie çektirmişti. (Takvim)
Mazlumlara yardım dediler milyonları iç ettiler

FETÖ’nün itirafçı ‘abi’leri, örgütün ‘Kimse Yok Mu’ Derneği üzerinden Afrika ülkelerine yardım bahanesiyle topladığı 54 milyon lirayı örgüte aktardığını anlattı
Türkiye'nin dört bir yanında ve yurtdışında fakir fukaraya yardım bahanesiyle himmet toplayan 'Kimse Yok Mu Derneği'ne' yönelik savcılık soruşturmasında, FETÖ'nün itirafçı 'abi'leri, örgütün toplanan paraları nasıl iç ettiğini deşifre etti. İtirafçılar, FETÖ'nün kurban yardımı oyunuyla Afrika ülkelerinde milyonları kendi menfaatleri için harcadığını anlattı. İddiaya göre Afrika ve Somali için yapıldığı söylenen 9.4 milyon dolar (29 milyon lira) ve 25 milyon liralık yardımların yapılmadığı ortaya çıktı. İşte Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Kimse Yok Mu Derneği soruşturmasındaki gizli tanıkların anlattıkları:
Hasan Ç.: Kenan Ünal, FETÖ adına ve üniversite öğrencileri için burs parası topladı. Cemaate yakın işadamı Saki Kalender, 4 yıl önce Etiyopya'ya gitti. Her kurban başına 400 lira para toplandı. Paralarla yaklaşık 4 bin adet kurban kesilmesi gerektiği halde 100 liraya 100 adet zayıf ve cılız kurban kesildi. Geriye kalan para nereye gitti bilemiyorum.Tanık Fatih B.: 2012'de Libya'nın Trablusgarp iline cemaat adına faaliyet gösterecek bir okul açmak göreviyle gönderildim. Libya ülke imamı Nurettin Kaya'dır. Toplanan 55 bin dolar kurban parası kuryeyle bana geldi. Kaya, paranın küçük bir kısmıyla daha ucuza mal ettiği başka bir Afrika ülkesinde kurban kestirdi. Kalan para cemaat işlerinde kullanıldı. İtiraz ettiğim için önce Libya'nın Mısrata iline sürgün edildim. 2014'te Libya'dan da gönderildim.
Tanık Aydoğdu: Somali'de 3 kişiyle 'Türk Som' şirketini kurduk. FETÖ'nün Somali'deki imamı Bilal Çelik, yardımcılığını Murat Kılıç yürütüyor. Türkiye'de toplanan yardım paralarıyla Somali'de FETÖ'ye ait okullar, yurtlar ve hastaneler yaptırıldı. Bu kurumlar faal ve ticari olarak faaliyette bulundu ve yüksek miktarlarda kar elde etti. Eski fakülte inşaat işi için Nil Organizasyon yetkilisi Murat Kılıç'la anlaştım. Kimse Yok Mu Derneği İstanbul Şubesi hesabıma 100 bin dolar havale etti. FETÖ soruşturmaları başladıktan sonra inşaatın büyük bir kısmını tamamlamama rağmen işe devam etmeyeceklerini ve ödeme yapmayacaklarını söyleyerek beni 1 milyon dolar zarara uğrattılar.
'FETO İADE EDİLMESİN' DİYE PARALARI LOBİYE HARCADILAR
Soruşturma kapsamında savcılık, derneğin Afrika ve Somali ile bazı ülkeler için yaptığını iddia ettiği 9.4 milyon dolar ve 25 milyon TL yardımı yerine getirmediğini saptadı. Sadece 2011'de vaad edilen 2 milyona yakın kurbanın kesilmediği ve paraların FETÖ'ye aktarıldığı belirlendi. Paraların büyük kısmının Gülen'in Türkiye'ye iadesini engellemek maksadıyla ABD'de senatörlere ve son seçimde aday olan Hillary Clinton'a bağış adı altında gönderildiği ifade edilmişti.
Algı operasyonlarına yanıt: Yüzde 100 ByFETÖ

Çok konuşuldu, çok yazıldı. “ByLock’ta yüzde 10 mağdur var” diyerek sulandırılmak istendi. Kafası karışanlara FETÖ’nün gizli yazışmasının kılavuzu hazırlandı...
ByLock'u herkes kullanabiliyor muydu?
Hayır. Uygulama, daha önce sisteme girmiş 'iki kullanıcının referansı' olmadan kullanamazlar. 2014 Mart'ından itibaren AppStore ve GoolePlay'dan tesadüfen indiren olsa bile kullanamazdı. Çünkü sistem sadece FETÖ üyelerinin birbirlerine referans olmaları halinde kullanılabiliyor. Ayrıca, uygulama başta standart internet bağlantısıyla kullanılırken, güvenlik kaygısıyla sonradan 'VPN ile kullanma' zorunluluğu eklendi. Bu da 'farkında olmadan kullanım' olamayacağını gösteriyor.
Referansla kullanım ne anlama geliyor?
ByLock, uygulamayı indiren kullanıcıya bir numara veriyor. Whatsapp gibi telefon rehberinden isim aranamıyor. Bu yüzden uygulamayı indiren kişi numarasını bir başka kullanıcı FETÖ üyesine bildiriyor, oradan bu numaraya 'iki referans' geliyor. Ancak o zaman diğer kullanıcılarla iletişime geçebiliyor.
Kullanıcılar birbirini nasıl buluyor?
Uygulama, FETÖ'nün 'herkes herkesi tanımamalı' ilkesine dayalı 'hücre' yapılanmasına göre yazılmış. Uygulamayı kullanmaya başlayan kişi esas olarak referans için numarasını verdiği kişiyi tanıyor. O numara diğer 'ilgili' kişilere verilerek listelerine eklenmesi sağlanıyor, böylece kullanıcı 'belirlenmiş' diğer kullanıcılarla iletişim kurabiliyor. Ancak kullanıcılar kendilerine 'nick name' yani 'kod isim' verebiliyor, örgüt içindeki konumlarını 'hoca', 'abi', 'albay' gibi isimlerle belirtebiliyorlar.

MİT ARŞİVE ULAŞTI
Bütün kullanıcılar birbiriyle konuşabiliyor mu?
Hayır. Sadece ByLock numarasını bildiği veya kendisini listesine ekleyenlerle konuşabiliyor. Ayrıca uygulama 'grup' oluşturma özelliği ile belli hücreleri bir araya getirebiliyor, talimatlar da bu hücrelere eklenmiş daha üst düzey iletişimi olan üyeler tarafından aktarılıyor.
Mesajlaşmalar şifreli mi?
Evet. Uygulama mesajları 3 gün sonra siliyor. Ancak örgüt, devletteki yapılanmalarında olduğu gibi 'herşeyin bir kopyasını kendilerine saklamak' için ana sunucuda 'arşiv' kaydı yapmış.
MİT, bu arşiv kaydına mı ulaştı?
Evet.
Ne zaman?
FETÖ'nün ilk büyük darbe girişiminin olduğu 17-25 Aralık 2013'ten itibaren, örgütün iletişimi takibe alındı. 2015 ortalarında örgüt üyelerinin Bylock programıyla haberleştiği, iletişimin de Litvanya'dan sağlandığı tespit edildi.
Ana sunucudan arşiv ne zaman alındı?
Litvanya'da bulunan sunucu 26 Aralık 2015'te, Noel günü ele geçirildi. Bu nedenle "FETÖ'ye Noel hediyesi" olarak adlandırıldı.
Kopyalama fark edilmedi mi?
Edildi. Ancak veri çekildiği anlaşılmasın diye kopyalama yavaş yapıldı; bir ay sonra Ocak sonunda fark ettiklerinde sunucuyu kapattılar, ancak kopyalama tamamlanmıştı.

Arşivdeki tüm kayıtlar çözüldü mü?
Toplam 18 milyon mesajlaşma yapılmış; tamamı kriptolu. Ancak çoğu çözüldü. Sadece az sayıda mesajlaşma ve veri halen araştırılıyor.
Mesaj trafiği nereden nereye?
Tüm trafiğin yüzde 98'i Türkiye'den yapılmış. Tüm trafiğin yüzde 99'u ise Türkçe. Yani yurt dışındaki kullanıcılar da Türk. Yüzde 2 trafik ise farklı ülkelerden. İlk dört sırada ABD, Almanya, Fransa ve FETÖ'nün yoğun yapılandığı Kırgızistan var.
HERKES KULLANICI MI
Darbeden önce kimlikler deşifre edilemedi mi?
İlk 40 bin kişinin kimliği 15 Temmuz darbe girişiminden önce deşifre edildi, ilgili kurumlara verildi. Bu kişilere yönelik görevden almalar başlamıştı, en son YAŞ kararıyla atılacaklar listesine de girdi. Ancak YAŞ'tan önce darbe girişimi oldu. Darbeden sonra 15 bin kimlik daha deşifre edildi. Bu nedenle TSK, yargı, emniyet ve bürokraside hızlı görevden almalar ve tutuklamalar yapılabildi. Daha sonra diğer isimler soruşturma makamlarına verildi.
"İnternet bağlantımı başkaları kullandı, o yüzden ByLock'ta görünüyorum" diyenler haklı mı?
Kısmen. Çünkü uygulamanın kullanıldığı telefon veya internet bağlantısının aboneliği başka kişilere ait olabiliyor. Kafe, lokanta veya komşu ağları kullanılabiliyor. Veya bir kişi GSM şirketlerinin 'memur paketi' gibi avantajlı aboneliklerden tanıdıkları için hat almış olabiliyorlar. Bu durumda da ByLock kullanmış gibi görünüyorlar.
Bu kişiler nasıl temize çıkacak?
ByLock, bağlantı tarih ve saatlerini veriyor. Bu durumda olan kişiler, soruşturma makamlarıyla işbirliği yaparak, kimlere hat aldıklarını veya internet bağlantılarını kimlerin kullandığını tespit ettirebilirler.
Bu sorun devam ediyor mu?
Hayır. Hata fark edilince, ilk 65 bin kişiden sonra ByLock kullanıcıları, abone, zaman ve mekan eşleştirmeleri yapılarak tespit edilmeye başlandı. Buna rağmen yanlışlıkla işlem yapılan kişi sayısı yüzde 1'i bile bulmaz.
Mağdur olduğunu iddia edenlerin çoğu Wi-Fi bağlantılarının kullanıldığını söylüyor?
Aslında ByLock kullanıcılarının en az kullandığı bağlantı wi-fi. En çok cep telefonu ve tablet üzerinden 3G/4,5G bağlantısı kullanıldı. Bu nedenle kullanıcılar net tespit edilebiliyor.
ByLock kullanmadığı halde 'kullanıcı' olarak işlem görenler oldu mu?
Evet. Son dönemde bir GSM şirketine kullanıcı IP'leri verildi, ancak gelen listede kullanmayan isimler de çıktı. Şirkette çalışan bazı FETÖ üyelerinin, mağduriyet yaratmak için kasıtlı olarak yanlış isimleri verdiği anlaşıldı, bu kişiler yakalandı.
ByLock, 15 Temmuz darbe girişiminde kullanıldı mı?
Hayır. Çünkü 2016 Ocak sonunda Litvanya'daki sunucunun kopyalandığı anlaşılınca kapatıldı.
Kaç kullanıcı var?
Uygulamayı kullanan tüm kişilerin kimliği deşifre edildi. Uygulama 230 bin kez indirilmiş. Bunlardan 215 bini tekil kullanıcı, 15 bini ise mükerrer kullanıcı; yani bir kişi hem cep telefonuna, hem tablet bilgisayarına indirmiş. Kullanıcıların 165 bini ayıklanarak FETÖ şüphelisi olarak devletin ilgili kurumlarına iletildi.
'ABİ'LERE YURT DIŞINDAN EAGLE'LI ÖZEL TELEFON
Türkiye'de Eagle uygulamasını indirenler tespit edilemiyor mu?
Edilebiliyor. Ancak önemli örgüt üyelerine, Eagle uygulaması yurt dışında yüklenmiş, sim kartı olmayan özel telefonlar gönderildi. Önce iletişim kurularak 'bir arkadaş sana hediye getirecek' deniliyor, ardından eve gönderilen bir çocuk paketle cep telefonunu ulaştırıyor. Sim kart takılmadığı için Türkiye'de kayda girmiyor bu telefonlar.
ÖRGÜTE GOOGLE KALKANI
FETÖ, ByLock gibi ele geçirilmesin diye Eagle için Google'dan kiraladığı sunucuyu kullanıyor, uygulamayı da 'Gmail' görüntüsü altında çalıştırıyor.
Eagle iletişim uygulaması nedir?
FETÖ üyelerinin, Türkiye'nin ByLock'u kopyaladığını anlayınca, Ocak 2016 sonunda kullanmaya başladığı bir başka iletişim uygulaması. ByLock'la benzer bir yazılım; Whatsapp gibi telefon numarası gerektirmiyor; sim kartla veya sim kartsız internet bağlantısı (Wi-Fi) üzerinden çalışabiliyor.
Darbe girişiminde kullanıldı mı, halen açık mı?
Kullanıldı, halen açık ve 50 bin civarında kullanıcısı var.
Eagle'ın güvenlik duvarı kırılabildi mi?
FETÖ, ByLock'tan sonra Eagle için özel sunucu kullanmadı; Google'dan sunucu kiraladı. Böylece Google'ın güvenlik şemsiyesine girmiş oldu. Ayrıca askeri şifreleme programları kullanılıyor. Ancak Eagle'da da bir kısım kullanıcı deşifre edildi. Aynı kişiler ByLock'ta da var.
Eagle'ın da FETÖ uygulaması olduğu kesin mi?
Evet. Yukarıdaki bilgiler de, başka veriler de bunu teyit ediyor. Ayrıca, örgüt üyeleri Eagle'ın telefonlarında görünmemesi için 'Gmail', 'Whatsapp' ve 'Tango' programlarının altına gizliyorlar. Ekranda bu programların görüntüleri olsa da, üzerine tıklandığında Eagle açılıyor. ByLock'tan tek farkı artık 'arşiv' tutmaması.
KENDİ ADAMLARINI TAKİP EDEMEDİĞİ İÇİN WHATSAPP KULLANMIYOR
FETÖ neden Whatsapp kullanmıyor?
Örgütün, tüm dünyada güvenilir bulunan ve mesajları çift taraflı şifrelenen Whatsapp gibi uygulamaları kullanması daha mantıklı görünüyor. Ancak FETÖ, yapısı gereği 'kendi üyelerinin haberleşmesini' de takip etmek ve arşivlemek istediği için 'kontrol edemediği, kayıtlarını alamadığı' programları kullanmıyor.
15 Temmuz'da neden Whatsapp kullanıldı?
Örgüt, Eagle'ı -Türkiye'de izlenmemesi için- tüm ByLock kullanıcılarına açmadı. Bu nedenle darbe girişiminde Whatsapp kullanıldı. Yakalanan bazı örgüt üyelerinin, Eagle kullanmak istediklerinde 'abi'lerinden 'sen kullanamazsın' cevabı aldıkları ifadelerine de yansıdı. (Star)
Ünlü işadamlarının da aralarında olduğu FETÖ davası başladı

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılanmasına başlandı.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, zanlılar Sıtkı Baş, Hacı Boydak, Memduh Boydak,Yılmaz Akansu, Hamdi Kınaş, Halit Gazezoğlu, İlhan Miraboğlu, Mehmet Yıldız, Mehmet Çetin, Necmi Somtaş, Ahmet Türkmen, Bekir Boydak, Şükrü Boydak, Mehmet Fındık, Abdurrahman Haskaraman, Ahmet Doğan, Ali Demir, Arap Ali Aksoy, Birol Çelebi, Bünyamin Aksoy, Cengizhan Bingöl, Engin Yanık, Erol Boydak, Eşref Coşar, Hacı Osman Büyükata, Hamza Çim, Hasan Basri Doğan, Haşim Emirdağı, Hüseyin Aydın, Hüseyin Alpay, Hüseyin Güngör, İbrahim Ülger, İsmail Tuna, Köksal Erdoğmuş, Mahmut Alak, Mahmut Mert, Mahmut Göncü, Mehmet Filiz, Mehmet Karakaya, Mehmet Albayrak, Mehmet Kocatürk, Mehmet İslamoğlu, Metin Gök, Metin Çiftçi, Murat Bozdağ, Mustafa Özdemir, Mustafa Ahi, Muzaffer Güner, Nurullah Sarıöz, Nurullah İlgün, Osman Hilmi Özdil, Ömer Pekşen, Ömer Geneci, Ömer Yazıcı, Salih Akay, Servet Demirel, Sinan Ekin, Şaban Çınar, Şadi Günek, Şahin Ekici, Tamer Oğuz, Yahya Karadeniz, Yunus Serin, Mustafa Boydak, Halit Bayhan, İlyas Boydak, Adem Çelik ve Erkan Yıldız, "Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini düşürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, hizmet sebebiyle emniyete suistimal, ÖSYM kanunu ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlamalarıyla yargılanıyor.
Duruşmanın yapıldığı, Kayseri Adliyesi konferans salonuna gazetecilerin bilgisayar veya cep telefonu gibi dijital materyalle girmelerine müsaade edilmedi. Mekanın kısıtlılığı gerekçesiyle her sanığın bir yakınının salona girmesine izin verildi. Boydak Holding yöneticileri Hacı, Memduh, Mustafa, İlyas ve Şükrü Boydak'ın duruşma salonuna geldi. Tutuklu bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla duruşmaya katıldı.
Duruşma, sanıkların kimlik tespitiyle başladı.
İddianame
Sanıklar hakkında 2014 ve 2015'te açılan çeşitli soruşturmalara ait dosyalar da bu dava çatısı altında birleştirildi. Davaya, dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da müşteki sıfatıyla müdahil oldu.
Davanın iki bölümden oluşan iddianamesinin ilkinde, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca düzenlenen rapor doğrultusunda silahlı terör örgütünün yapısı, işleyişi, ülke içerisindeki faaliyetlerine ilişkin bilgiler aktarılıyor. Örgütün hiyerarşik yapısı hakkında bilgiler paylaşılan iddianamede, FETÖ'nün kuruluşundaki yemin metni ve yemin eden örgüt üyelerinin uymaları gerektiği belirtilen "18 maddelik kurallar"a da yer veriliyor.
İddianamenin ikinci bölümünde ise FETÖ'nün Kayseri yöneticileri, örgüt üyeleri ve eylemleri delillerle anlatılıyor. Bu bölümde, örgüt liderinin Fetullah Gülen, "il imamı"nın Sıtkı Baş, üst düzey mütevelli heyeti (yöneticisi) üyelerinin Mehmet Yıldız, Hamdi Kınaş, Memduh Boydak, Hacı Boydak, Ahmet Türkmen, Halit Gazezoğlu, İlhan Miraboğlu, Necmi Somtaş, Mehmet Filiz, Mustafa Ahi ve Mehmet Çetin, diğer zanlıların ise FETÖ üyesi oldukları ifade ediliyor.
Suç tarihinin 15 Temmuz ve öncesi olduğu belirtilen iddianamede, sanıkların eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları isteniyor.
Askeri liselere giriş sınavlarında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla 2014'te başlatılan ve FETÖ üyelerine yönelik genişletilen soruşturma kapsamında, sanıklardan Hacı, Memduh, Bekir, İlyas ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş, Halit Gazezoğlu, Necmi Somtaş, Mehmet Fındık, Arap Ali Aksoy, Hacı Osman Büyükata, Nurullah Sarıöz, Yahya Karadeniz, Adem Çelik, İsmail Tuna, Mahmut Alak, Murat Bozdağ, Mustafa Ahi daha önce tutuklanmıştı. Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir, askeri liselere giriş sınavlarında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla ilgili soruşturma kapsamında mahkemeye ifade vermiş ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Kırgızistan'a kaçtığı belirlenen "il imamı" Sıtkı Baş'ın da aralarında bulunduğu zanlılardan 13'ü ise aranıyor.
Ak Parti'ye saldırıda 9 gözaltı

Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde AK Parti İlçe Başkanlığı'na düzenlenen ve 3 güvenlik görevlisinin yaralandığı saldırıyla ilgili devam eden soruşturmada, 9 kişi gözaltına alındı.
30 Ekim akşamı AK Parti ilçe binası önünde nöbet tutan polisler ve Tepebaşı Mahallesi'ndeki polis lojmanlarına teröristler tarafından el yapımı patlayıcı ve uzun namlulu silahlarla yapılan saldırının ardından güvenlik güçlerinin başlattığı soruşturma kapsamında, ilçedeki bazı adreslere operasyon düzenledi. Operasyonda, saldırılarla bağlantılı olduğu belirlenen 9 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ise çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi.
Teröristler tarafından AK Parti İlçe Başkanlığı önünde nöbet tutan güvenlik görevlileri ve Tepebaşı Mahallesi'ndeki polis lojmanlarına el yapımı patlayıcı ve uzun namlulu silahlarla ateş açılmış, saldırıda, 3 güvenlik görevlisi yaralanmıştı. Kızıltepe Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralıların hayati tehlikesi bulunmuyor.
Saldırıyla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
2017'de o tarihe kadar resmi tatil yok

Resmi tatil yapılan 29 Ekim cumhuriyet bayramı, yılbaşı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın üçü de hafta sonuna denk geliyor.
1 MAYIS 2017'YE KADAR RESMİ TATİL YOK
2017 yılından ilk olarak yalnızca 1 Mayıs İşçi Bayramı, Pazartesi gününe denk geldiği için resmi tatil yapılabilecek.
İŞTE 2017'NİN RESMİ TATİLLERİ
YILBAŞI: 1 Ocak 2017 - Pazar
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI: 23 Nisan 2017 - Pazar
EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ: 1 Mayıs 2017 - Pazartesi
ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK ve SPOR BAYRAMI: 19 Mayıs 2017 - Cuma
RAMAZAN BAYRAMI (AREFE): 24 Haziran 2017 - Cumartesi
RAMAZAN BAYRAMI 1. GÜN: 25 Haziran 2017 - Pazar
RAMAZAN BAYRAMI 2. GÜN: 26 Haziran 2017 - Pazartesi
RAMAZAN BAYRAMI 3. GÜN: 27 Haziran 2017 - Salı
ZAFER BAYRAMI: 30 AĞUSTOS 2017 - Çarşamba
KURBAN BAYRAMI (AREFE): 31 Ağustos 2017 - Perşembe
KURBAN BAYRAMI 1. GÜN: 1 EYLÜL 2017 - Cuma
KURBAN BAYRAMI 2. GÜN: 2 EYLÜL 2017 - Cumartesi
KURBAN BAYRAMI 3. GÜN: 3 EYLÜL 2017 - Pazar
KURBAN BAYRAMI 4. GÜN: 4 EYLÜL 2017 - Pazartesi
CUMHURİYET BAYRAMI: 29 EKİM 2017 - Pazar
Enver Paşa'nın torunu Osman Mayatepek hayatını kaybetti

Enver Paşa’nın torunu, Alanya’nın Brezilya Fahri Konsolosu Osman Mayatepek yaşamını yitirdi.
Antalya'nın Alanya İlçesi'nde Alanya Kalesi'ndeki evinde yaşayan ve Brezilya'nın Alanya Fahri Konsolosu olan 66 yaşındaki Osman Mayatepek, çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaklaşık 10 gündür tedavi gördüğü Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dün günü akşam saat 22.20 sıralarında hayatını kaybetti.
Mayatepek ile son röportajı Alanya Kalesi'ndeki evinde DHA muhabiri Aynur Tattersall yapmıştı. Mayatepek son röportajında; "Dedem Enver Paşa çok idealist, inanılmaz cesaretli bir insandı. Ölüm mevhumunu anlamayan, ölümden korkmayan biriydi. İsmet İnönü beni 17 yaşımdayken yanına çağırmıştı ve bana; 'Mustafa Kemal, ben ve deden, üçümüzün arasında en cesur, gözü pek olan dedendi. 3'ümüz kurmay subaydık, biz karargahta görev istedik. Deden ise Bulgar dağlarında eşkıya peşinde koştu. 54 kere ölümle yüz yüze geldi' dedi. Dedemle hep gurur duydum" demişti.
Osman Mayatepek rahatsızlanmadan önce dedesi Enver Paşa'nın çizdiği resimleri ilk kez DHA'ya göstermiş, dedesinin yaşamı ile ilgili gerçekleri anlattığı ve 3. baskıya hazırlanan kitabı "Dedem Enver Paşa" ve 15 Temmuz darbe girilişimi hakkındaki düşüncelerini anlatmıştı.
Enver Paşa hakkında bilinen birçok yanlış olduğunu söyleyen Mayatepek, tek dileğinin dedesi Enver Paşa'nın gerçek kimliğinin anlaşılması olduğunu söylemiş ve yazdığı kitapta mümkün olduğu kadar nesnel davranmaya çalıştığını belirtmişti.
ENVER PAŞA, TEK AŞKININ PORTRESİNİ DE ÇİZMİŞTİ
Mayatepek, "Asker olmasaydı iyi bir ressam olabilirdi" dediği dedesi Enver Paşa'nın kara kalem çalışmalarını da ilk kez DHA'ya açıklamıştı. Mayatepek, Enver Paşa'nın tek aşkı olan Naciye Sultan'ın portresini de çizdiğini anlattı.
"DARBEYİ KINIYORUM. KORKU DOLU ANLARI ÇANKAYA'DA YAŞADIM"
Osman Mayatepek, "Bir paşa torunu olarak darbeyi kınıyorum. Demokratik seçimle başa gelmiş bir hükümeti darbe ile indirmek tasvip edilemez. 15 Temmuz'da korku dolu anları Çankaya'daki evimde yaşadım" ifadelerini kullanmıştı. Mayatepek, o gece Ankara Çankaya'daki evinde yaşadığı korku dolu anları "Darbeyi birebir yaşadım. Evim Çankaya'nın göbeğinde, uçakların bu kadar alçaktan geçtiğini görünce darbe olduğunu hemen anladım. Çok üzücü bir geceydi" sözleriyle anlatmıştı.
OSMAN MAYATEPEK KİMDİR
Osman Mayatepek, 1950 yılında İsviçre'nin Cenevre kentinde doğmuştu. Enver Paşa'nın kızı Türkan'ın oğludur. Osman Mayatepek'in anneannesi Osmanlı Hanedanı'ndan Naciye Sultan'dır.
Babası 1930'lu yılların Meksika Büyükelçisi olan Tahsin Mayatepek'in oğlu Hüveyda Mayatepek'dir. Georgetown Üniversitesi Dış İlişkiler Bölümü'nden mezun olan Osman Mayatepek, dedesi ve babası gibi diplomatlık yapmış, babasının diplomatlığı nedeniyle hayatının önemli bir kısmı yurt dışında geçirmişti. Mayatepek, 1983'ten itibaren Ankara'da ve Antalya'nın Alanya İlçesi'nde Alanya Kalesi'ndeki yaşıyordu.
1998 yılından beri Peru'nun diplomatik misyonluğunu yürüten ve Peru Fahri Başkonsolosu unvanı alan Mayatepek, ayrıca Brezilya'nın Alanya Fahri Konsolosu'ydu.
Aranan teröristler YPG safında öldü

300’er bin lira ödülle aranan 2 PKK’lı, Suriye’de YPG saflarında, 1 milyon ödülle aranan bir PKK’lı terörist ise Dağlıca’da ölü ele geçirildi
PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD'nin askeri kanadı YPG, isimlerini açıkladığı 22 teröristin, çeşitli tarihlerde Suriye'nin çeşitli kentlerinde öldürüldüğünü duyurdu. Listedeki teröristlerle ilgili olarak araştırma yapan istihbarat birimleri olan Vahdettin Uyanık ve Şerifa Naşa'nın, PKK üyesi olduklarını ve İçişleri Bakanlığı'nca 300 bin TL ödül verilen gri listede yer aldıklarını belirledi. Bu açıklama, PKK ile PYD arasındaki organik ilişkiyi bir kez daha gözler önüne serdi.
O HAİN DE 1 MİLYON ÖDÜLL Ü ÇIKTI
Hakkâri Dağlıca'da iki hafta önce eylem hazırlığı yaparken İHA'lar tarafından tespit edilen ve hava saldırısında öldürülen 9 terörist arasında ise başlarına 1 milyon TL para ödülü konan yeşil listede yer alan Diyarbakır, Hakkâri, Bitlis'te 12 ayrı silahlı saldırıda 8 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi suçundan aranan Çekdar Zinar Kod adlı Ahmet İpek'in de (28) bulunduğu belirlendi. PKK'dan YPG'ye geçen teröristlerin 3 yıl önce bu bölgeye giden "Bahoz Erdal" kod adlı Fehman Hüseyin ve "Sofi Nurettin" kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed'in götürdüğü belirlendi.
Özel güvenlikçilere operasyon

Operasyonda 20 silahlı özel güvenlik görevlisi gözaltına alındı.
İzmir ve Manisa'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan 20 silahlı özel güvenlik görevlisi gözaltına alındı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, ikisi Manisa'da 24 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi.
ONLARDA BYLOCK KULLANIYORDU
Operasyonda, FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle 20 silahlı özel güvenlikçi gözaltına alındı. Şüphelilerin kriptolu yazışma programı "ByLock"u kullandıkları belirtildi.
Adreslerde yapılan aramalarda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitaplar, örgütün finans kaynaklarına ilişkin belgeler ile örgütün yayın organlarının abonelik bilgileri ve çok sayıda dijital materyal ele geçirildi.
Şüpheliler sağlık kontrolünün ardından emniyete getirildi
16 FETÖ'cü için operasyon!

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ) soruşturması kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen Abdullah Gül Üniversitesinde (AGÜ) çalışan 16 kişiye yönelik operasyon başlatıldı.
Haklarında gözaltı kararı çıkarılan AGÜ'de görevli 16 personelin yakalanması için operasyon başlatıldı.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma çerçevesinde, FETÖ/PDY ile bağlantılı oldukları ve örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları belirlenen öğretim ve araştırma görevlileri ile memurlardan 16'sı hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü ekipleri, zanlıların adreslerine eş zamanlı operasyon düzenledi.
Gözaltına alınan zanlılar, sağlık kontrolü için Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü.
Devlet Bahçeli grup toplantısında - CANLI

15 FETÖ'cü daha tutuklandı

Uşak merkezi 26 ilde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen şüphelilerden 15'i tutuklandı.
Uşak Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince geçen hafta 26 ilde gözaltına aldığı 37 şüpheliden dün adliyeye sevk edilen 16'sı, tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye çıkarıldı.
Zanlılardan Kadir Fatih Y, Adem S, Mehmet K, Hasan Fatih Ö, Emre A, Mehmet T, Ali K, Hamza E, Yusuf Ç, Ferhat Ç, Abdullah E, Emrah Y, Fatih G, Hasan Hüseyin İ. ve Bülent O, "terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütüne yardım" suçlamasıyla cezaevine gönderildi, M.U. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Uşak merkezli 26 ilde 21 Ekim'de düzenlenen operasyonda 37 şüpheli gözaltına alınmıştı.
PKK Sincar'da okul açtı!

Terör örgütü PKK’nın, Sincar’da Ezidi çocuklara yönelik askeri ve siyasi dersler veren okullar açması halkın tepkisini çekti. Sincar’daki insan hakları aktivisti Kawe Edo “Militanların yetiştirilmesi için açılan bu okulların derhal kapatılması gerekiyor” dedi.
Terör örgütü PKK, Irak'ın Musul vilayetine bağlı Sincar ilçesinde Ezidi çocuklara yönelik askeri ve siyasi dersler veren okullar açması bölgedeki halkın tepkisiyle karşılaştı. Sincar Kaymakamı Mehma Halil, "PKK'nın askeri varlığına rıza gösterilmediği bir süreçte, örgütün okul açmasına müsaade etmeyeceğiz. Militanların bölgemizde okul açmasını şiddetle kınıyoruz" ifadelerini kullandı. Sincar'da örgüt tarafından açılan okulların perde arkasında militan yetiştirmek olduğunu dile getiren Halil, "Şengal'da (Sincar) Irak Kürdistan Hükümeti ve Irak merkezi hükümetinin dışında başka bir okulun açılması yasal değildir. Bu tür okulların amacı bölgede karışıklık çıkarmaktır" yorumunu yaptı.
Halil, "Ailelere çocuklarını bu okullara göndermemesi yönünde çağrıda bulunduk" dedi. Halil, askeri ve siyasi dersler veren okullara çocukların gönderilmesinin insan hakları ihlalleri arasına girdiğini de belirtti. Sincar'daki insan hakları aktivisti Kawe Edo da örgütün bu tür okullar açmasına ilişkin şunları kaydetti: "Militanların yetiştirilmesi için açılan bu okulların derhal kapatılması gerekiyor. "
AYM sadece kanunları iptal kararı verebilecek

AK Parti’nin anayasa paketinde AYM’nin kanunların yürürlüğünü durdurma yetkisi kaldırılacak. Sadece iptal kararı verebilecek
AK Parti'nin anayasa paketinde yeni detaylar ortaya çıkmaya başladı. AK Parti, MHP'ye tam başkanlık, Anayasa Mahkemesi (AYM), Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve seçim barajını içeren iki seçenekli teklif götürecek. 5 yılda bir seçilecek olan Başkan sadece bütçe ile ilgili kanun teklifi verecek. Bunun dışında kanunları yine mevcut sistemde olduğu gibi Meclis çıkaracak. Başkan adayları Cumhurbaşkanı seçimlerinde olduğu gibi propaganda döneminde hazine yardımı yerine bağış alacak. Partiler ise oy oranlarına göre hazine yardımı olmaya devam edecek. Başkan Meclis'ten çıkarılan bir kanun ile ilgili kararname çıkaramayacak. Meclis'ten çıkan kanunlar Başkan tarafından onaylanacak. Meclis veto edilen kanunun tekrar kabul ederse Başkan kanunu onaylamak zorunda kalacak. Başkan kanunun iptali için AYM'ye başvurabilecek. 2007'de AK Parti'nin, Cumhurbaşkanı'nı seçmemesi için öne sürülen 367 garabeti nedeniyle evet demek zorunda kaldığı milletvekili seçimlerinin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi ile ilgili yeniden düzenleme yapılacak. Seçimler yeniden 4 yıldan 5 yıla çıkarılacak.
AYM VE HSYK'DA DÜZENLEME
Pakette en dikkat çeken değişiklik ise AYM ve HSYK ile ilgili. AYM'nin kanunların yürürlülüğünün durdurulması yetkisinin kaldırılması planlanıyor. AYM sadece iptal kararı verebilecek. Yüce Divan yetkisi yine AYM'de kalacak. HSKY'nın yarı üyesini Meclis, yarı üyesinin Başkan seçecek. Yeni sistemde yüzde 10 barajının düşürülmesi veya kaldırılması düşünülüyor. AK Parti barajı yüzde 5, yüzde 3, yüzde 1 veya sıfır olması seçenekleri üzerinde çalışıyor. Baraj aşağıya çekilirse daraltılmış bölge sistemi, sıfır olursa dar bölge seçim sistemi uygulanacak. Yeni sistemde milletvekilleri daha bağımsız olacak. Kendi hazırladıkları kanun tekliflerini Meclis'e sunabilecekler. Milletvekillerine alanında uzman elemanlar tahsis edilecek.
YORUMLAR