Giriş:21 Temmuz 2016 10:26: DÜN'Ü UNUTMA
Başkomutan Erdoğan tam temizlik için düğmeye bastı
Beştepe dün tarihi günlerinden birini yaşadı. FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilk MGK ve Bakanlar Kurulu toplandı ve toplantıdan 3 ay süreyle OHAL kararı çıktı. Başkomutan Erdoğan, OHAL'i açıklarken, "Milletimizin ülkesine ve iradesine kararlı bir şekilde sahip çıkması karşısında darbecilerin silahları da tankları da helikopterleri de uçakları da işe yaramamıştır. Asker elbisesi giymiş teröristler karşısındaki dik duruşlarıyla memleketine ve geleceğine sahip çıkan milletimiz, gece boyunca kahramanlık destanları yazmıştır" dedi..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MGK ve Bakanlar Kurulu'nun ardından alınan Olağanüstü Hal (OHAL) kararını açıkladı. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar ise şöyle oldu:
MİLLETİN KENDİSİ AKAMETE UĞRATTI
Ülkemiz tarihinde ilk defa bir silahlı darbe girişimi milletin bizzat kendisi tarafından akamete uğratılmıştır. Türkiye, demokrasi ve hukuk devletine olan bağlılığını vatandaşlarının canı pahasına ispat etmiştir
3 AY OHAL İLAN EDİLDİ
MGK'da yaptığımız kapsamlı değerlendirme sonucunda, OHAL ilan edilmesini hükümete tavsiye edilmesi kararını aldık. Bakanlar Kurulu da, Anayasa'nın 120. maddesi uyarınca Türkiye'de 3 ay OHAL ilan edilmesini kararlaştırdı.
Bu uygulama kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir. Tam tersine bu, değerleri koruma ve güçlendirme amacına yöneliktir
Darbe girişiminde bulunanların açtıkları ateş sonucu sivil vatandaşlarımızdan, polislerimizden ve askerlerimizden şu an itibarıyla 246 masum insan hayatını kaybetmiş, bin 536 masum vatandaşımız da yaralanmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 3 ay OHAL kararı aldık
İSİMLERİNİ TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRDILAR
Savaş uçakları, helikopterler tepesinde dolaşıp bombalar atmasına, ağır silahlarla ateş etmesine rağmen sokakları, asker kılıklı teröristlerin hedef aldıkları yerleri boşaltmayan kardeşlerimin kahramanlığını ifade edecek kelime bulamıyorum. Darbe girişiminin bastırılmasının ardından başka birileri yeniden aynı cüreti gösteremesin diye günlerdir tüm şehirlerimizin meydanlarında demokrasi nöbeti tutan vatandaşlarımızın her biri, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdıklarını bilmelidirler.
POLİSLERİMİZİN FEDAKARLIKLARI HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR
Ankara'da Özel Harekat Daire Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü binalarında görev yapanlar başta olmak üzere, darbe girişiminde bulunanların ağır saldırıları altında kalmalarına rağmen bir an olsun tereddüt göstermeden görevlerinin başına koşan, mücadele eden polislerimizin fedakarlıkları, her türlü takdirin üzerindedir.
TARİHİMİZİN EN GÜÇLÜ DEVLET-MİLLET BİRLİKTELİĞİ
Türkiye, tarihinin en güçlü devlet-millet birlikteliğini 15 Temmuz darbe girişimi karşısında ortaya koymuştur. Milletimiz devletine, devletimiz de milletine sahip çıkmıştır. Demokrasi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler konusunda hiçbir vatandaşımızın, kurumun en küçük bir endişesi olmasın. Hükümetimizin ilan ettiği olağanüstü hal, bu değerleri, onlara yönelik saldırılardan koruma amacı gütmektedir.
ASLA BÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU YOK
Milletime şunu söylüyorum, 'Eyvah şimdi olağanüstü hal ilan edildi yoksa bu süreçte artık valiler devreden çıkıp silahlı kuvvetler mi yönetime el koyacak', asla böyle bir şey söz konusu değil. Tam aksine valilerimizin yetkileri, iradeleri bu süreç içerisinde daha da artacak.
Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 55 askerden 45'i daha tutuklandı.
Darbeci askerler böyle götürüldü
12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı ile 2. Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığına yönelik operasyonlarda gözaltına alınan ve Malatya'da yakalanan 52 askeri personel, emniyetteki işlemlerin ardından Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Polislerimizin fedakarlıkları her türlü takdirin üzerindedir
ERDOĞAN: OLAĞANÜSTÜ HAL SIKI YÖNETİM DEĞİLDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, telekonferans yöntemiyle Türkiye'nin çeşitli illerinde demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, olağanüstü hal uygulamasının sıkıyönetim olmadığı vurgulayarak, "Özgürlüklerin kısıtlanması söz konusu değildir. Vatandaşın ekonomik faaliyetleri değişmeyecek" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan önemli notlar şöyle oldu: Bizim kardeşliğimizi ne FETO ne de onun haşhaşileri bozamayacak. Buradan Pensilvanya'daki zata ve uşaklarına sesleniyorum: eğer hukuktan yanaysanız buyurun Türkiye'ye gelin.
OHAL SIKIYÖNETİM DEĞİL, FETÖ'CÜLERİ KAMUDAN TEMİZLEME HAREKETİDİR
Olağanüstü hal sıkıyönetim değildir. Sadece demokrasinin daha iyi işleyebilmesi için özellikle bu terör örgütü mensuplarını, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarını, hangi terör örgütü mensubu olursa olsun bunları kamudan temizlemek suretiyle devletimizi güçlü ellere teslim etme hareketidir.
VALİLERİN YÖNETİMİ ÇOK DAHA GÜÇLENECEK
Telekonferans yöntemiyle Türkiye'nin çeşitli illerinde demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan?, "OHAL sıkıyönetim değildirgüçlendirilmesi sürecidir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yine valilerimizin illerde emrinde olacak ve onlarla birlikte çalışmasını sürdürecektir. Olağanüstü hal sürecinde, temel hak ve özgürlükler noktasında asla bir kısıtlama söz konusu değildir. Böyle bir şey yoktur. Bunun garantörü biziz. Halkım çok daha huzurlu, güvenlikli olacak ve aydınlık yarınlara emin adımlarla yürüyecektir.
SPEKÜLASYONLAR YAPANLAR ÇIKABİLİR, SAKIN OYUNA GELMEYİN
Bir çok spekülasyonlar yapanlar çıkabilir, sakın bu oyuna gelmeyiniz. Şu anda üç ay süreyle olağanüstü hal ilan edilmiştir. Bu asla vatandaşımın ekonomik faaliyetlerine yönelik bir adım değildir. Bunlarda rahat olun. Uydurulan yalanlara asla sizler inanmayın. Zaten gerek Başbakanımız, gerek hükümet yetkilileri, zaman zaman bu konularda da gerekli aydınlatmaları yapacaklardır, biz de yapacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: OHAL sıkıyönetim değildir
ERDOĞAN: İSTİHBARAT ZAAFI OLDUĞU AÇIK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Al Jazeera kanalına canlı yayında çok önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan FETÖ darbesiyle igili bir soruya "İstihbarat zaafı olduğu açık. Doğru istihbarat olsaydı önüne geçilebilirdi." dedi.
"KISA SÜREDE HERŞEYİ KONTROL ALTINA ALDIK"
4-5 günlük bir tatil için Marmaris'e gitmiştim. Haber bana ulaştı, bu darbe girişimiyle ilgili. Ama önce beni eniştem haberdar etti. İlk önce ciddiye almadım. Ama sonra istihbarat ve çeşitli kanallardan teyit edilince gerekli adımları attık. O zaman Enerji Bakanı ile beraberdim. Otelden ayrılmak için gerekli adımları attık. Sonra Dalaman'dan İstanbul'a geldik. İstanbul'da da zor bir durum vardı. F-16'ların şehir üstünde alçak uçtuğunu gördük. Binlerce insan sokaklardaydı. Hızlı bir değerlendirme yapıp ek adımlar attık ve kısa sürede herşeyi kontrol altına aldık. Otelden ayrılıp İstanbul'a geldik. Onbinlerce insanın sokaklarda olduğunu gördük.
BİR AZINLIĞIN ÇOĞUNLUĞA HÜKMETMESİNE İZİN VERMEZDİK
Darbeciler bir azınlık. Bu bir terörist örgüt. Bir azınlığın çoğunluğa hükmetmesine izin veremezdik.
İSTİHBARAT ZAAFI VAR
İstihbarat zaafı var, çünkü eğer doğru istihbarat olmuş olsaydı, bunun önüne geçilebilirdi. Elbette ki kimse şunu söyleyemez, dünyadaki istihbarat örgütlerinin zaafiyeti yoktur diyemez ama dünyanın dört bir yanında olduğunu görüyoruz. Her zaman için zayıf noktalar nerededir, zaafiyetler nerededir, belirlemek gerekir ama istihbaratta insani unsur çok daha önemli benim görüşüme göre. Çünkü her şeyi mümkün kılan budur.
"MEVZUAT ÖNÜMÜZE ENGEL OLUYOR"
Geçmişe yönelik elimizde belli şüpheler vardı. Kanunlar ve mevzuatlar birçok şey yapmanızın önünde engel oluyor. Biz şunun farkındaydık, bazı insanlar böylesi bir teşebbüste bulunulursa bunun içine bazı insanların gireceklerini biliyorduk. Bağlantılarının nerede olduğunu da biliyorduk. Bunların hepsi belgelere de yansımış şeyler. Emniyet bazı bilgileri, polis bazı bilgileri elde ediyor, onlar belli soruşturmalar yapıyor. Birlikte çalışmak suretiyle şu anda çok önemli dökümana ulaştılar. Bunlar güvenilir şeyler. Çok sayıda insan tutuklandı. Bu iş peki şu anda bitti mi? Henüz daha sonuna gelmedik. Ve ben şuna inanıyorum ki bu gözaltılar ve tutuklamalar, birçok ismi beraberinde getirecek. Hukuk dairesi içinde çalışacağız çünkü biz demokratik bir ülkeyiz. Yargının elde edeceği bilgiler de kullanılacaktır. Bazı insanlar nasıl çalıştıklarını anlatmaya başladılar ve bağlantılarını ortaya koydular.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Pilotların Pensilvanya bağlantısı olabilir
"ABD İLE SÜRECİ BAŞLATTIK"
Ülkeler arasındaki ilişkiler duygulara, hislere göre olmaz. Mantığa göre olur. Elbette ki bu büyük bir hata olur. Bütün dökümanları ABD'ye veriyoruz, bakanımız eliyle. ABD ile bu süreci başlattık ve biz kararı bekleyeceğiz. Biz stratejik ortağız ve dayanışmamızı devam ettiriyoruz. Çünkü dayanışma çok kısa vadeli olmaz. Bizim uzun bir ilişki tarihimiz var.
"BU İNSANLARDAN HER ŞEY BEKLENİR"
Meclis'imize karşı bombardıman yaptı bu insanlar ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni de bombaladılar. Bu insanlardan her şey beklenir. Bu tankların kendi halkının üzerinden geçmesi emrini veriyorlar. Bunlardan her şey beklenir. Helikopter çalıp Yunanistan'a kaçmış insanlar bunlar. Onların din anlayışı da çok farklı. Pensilvanya'daki terörist başı için bu insanlar şunu düşünüyorlar, kendilerinden bile onu üstün tutuyorlar. Bu dinden bile sapmak anlamına gelir. Her şeyin üstünde Allah vardır, bizim dinimize göre şah damarından yakın olan Allah'tır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Al Jazeera kanalına konuştu
"GEREĞİ NEYSE YAPACAĞIZ"
Demokratik parlamenter sistemin içinde kalıyoruz, hiçbir zaman bundan uzaklaşmayacağız ama halkımızın barışı için gereken neyse yapacağız. Öncelikle John Kerry bu ifadelerin hepsini yalanladı. NATO ile alakalı olarak şunu söyleyebilirim, NATO yüksek sesle bizim tarafımızda olduğunu belirtti. Başkan Obama bana şunu söyledi, sizin tarafınızdayım dedi. Bu görüşmelerin hepsini yaptık ve dolayısıyla diğer şeyler söz konusu bile değil. Benim ricam şudur, televizyonları başındaki insanlar bu uydurma beyanlara inanmasınlar.
HALK İDAM TALEBİNİ DİLE GETİRMİŞTİR
Bu konuyla alakalı olarak, kararı verecek olan sadece ben değilim. Halk bu talebi dile getirmiştir. Sokaktaki insanlar idam cezası ile ilgili sloganlar atmıştır ama TBMM'dir bu noktada kararı verecek olanç Parlamento böyle bir kararı verirse, burada bu cezanın hayata geçmesi için gerekli düzenlemeyi parlamento yapacaktır. Ben bunu onaylarım dedim ama bir noktanın altını çizmek lazım, dünya sadece Avrupa Birliği'nden ibaret değil. ABD'de, Rusya'da, Çin'de dünyanın bir çok ülkesinde var idam cezası.
"ÜLKEMİ TERK ETMEDİM HEP BURADAYIM"
Cuma gününden beri ben ülkemi terk etmedim, hep buradaydım. Ne Almanya, ne başka bir yer. Haber yapıyorlar, ve Erdoğan'ı farklı bir şekilde zor bir duruma düşürmeye çalışıyorlar, kendi mantıkları için. Sisi, bizim Türkiye'de mücadele ettiğimiz insanlar gibi, bir darbecidir. Mursi'yi silah gücüyle indirmiştir ve Mursi'nin Savunma Bakanı'ydı o. Bu davranışa saygı duyabilir miyiz? Bu insanın demokrasiyle hiçbir alakası yoktur..
CIA'den darbe itirafı....
15 Temmuz darbe girişiminde dış güçlerin rolü neydi? Özellikle de Amerika'nın haberi var mıydı? Şimdi bu sorulara yanıt aranıyor... Ancak arşivler bu yılın başından itibaren Amerika'da Türkiye'de darbe olacağı yönünde yoğun bir kara propaganda olduğunu gösteriyor.. İşte gerçekleşen kehanet olarak nitelenen o yazıların ayrıntıları.
CUNTACILAR DIŞ DESTEKLİ MİYDİ?
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından gözlerin çevrildiği ülkelerden biri ABD oldu..
Amerika'nın paralel yapının lideri Fetullah Gülen'i Türkiye'ye verip vermeyeceği, darbe girişimine karşı nasıl bir tavır alacağı merak ediliyordu..
Seçilmiş hükümetin yanında olduğunu açıkladı Beyaz Saray...
Ama Gülen'in iadesi konusunda kararlı bir tavır sergilemedi Amerika..
ABD'nin darbe girişiminden önceden haberi olup olmadığı ise hala tartışılıyor..
Bunun nedeni ise aylardır ABD'de Türkiye ile ilgili yayınlanan analizler..
O analizlerin ortak noktası Türkiye'de darbe olacağı kehanetinde bulunmalarıydı..
En ilginçlerinden biri bu yılın mart ayında American Enterprise Institute'ta yayınlanmıştı..
Yazarı 2000'lerde Pentagon'a ve başkan George W. Bush'a İran, Irak ve Türkiye konularında danışmanlık yapan analist Michael Rubin'di...
Rubin, adeta bir senaryoyu andıran "Türkiye'de darbe olabilir mi?" başlıklı yazısında sanki 15 Temmuz darbe girişimini biliyormuş gibi kehanetlerde bulunmuştu..
ABD'nin bir darbeye sıcak baktığını ileri sürmüştü..
ABD CUNTACILARI DESTEKLEYECEK MİYDİ?
Pentagon Eski Danışmanı Michael Rubin, "Eğer Türk ordusu Erdoğan'ı devirir ve yakın adamlarını parmaklarının ardına atarsa, bu darbeyi yapanların yanlarına mı kalacak?
Analiz edilecek olursa, cevap: Evet. ABD'de seçimlerin yaklaştığı şu dönemde obama idaresinin darbe liderlerini kınamaktan öteye gitmeyeceği açık, hele bir de demokrasiyi yeniden inşa etmeye söz verirlerse. Erdoğan, Mısır'ın devrik lideri Mursi'nin sahip olduğu sempatiyi de oluşturamayacak." Demişti.
Rubin'in mart ayında yazdığı analiz bununla da sınırlı değildi. Yazdıklarının tahmin değil gerçekler olduğunu ileri sürmüştü..
RUBIN DARBE GİRİŞİMİNİ NASIL BİLDİ?
Rubin: Burada tahminde bulunmuyorum. Sadece Türkiye'nin içinde bulunduğu karışık durumu gözler önüne seriyorum. Türk ordusunun Abdulfettah Sisi'nin Mısır'da sahneye koyduğu planı benimsemesinin ciddi sonuçları olmayacağı gibi Türkiye'nin sert siyasetinin daha sertleşeceğini görenlerin şaşırmaması gerektiğini söylüyorum.
Ancak Türkiye'de darbe olacağı yönündeki kehanetler bununla sınırlı kalmadı..
Haziran ayında bu kez Amerikan dış politika dergisi Foreign Affairs'de çarpıcı bir yazı yayınlandı..
Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü Uzmanı Gönül Tol imzalı "Türkiye'nin gelecekteki askeri darbesi" başlıklı makalede 12 Eylül darbesinin şartlarıyla 2016'nın şartları kıyaslanıyordu..
ABD'Lİ UZMAN HAZİRAN'DA KEHANETTE BULUNMUŞTU
Ordunun yönetimi eline aldığı 1980'in kanlı sürecinde yaşanan darbede mesela, halkın büyük bir desteği söz konusuydu ve ordunun yönetime el koymasının düzeni yeniden inşa etmekte öneme sahip olduğu düşünülüyordu.
Fakat bugün, ordu gayet iyi biliyor ki %50 oy oranına sahip Erdoğan ve partisi AKP'ye karşı olası bir darbe girişimine karşı ufak ölçekli de olsa bir halk desteği ile karşı çıkılabilir ve toplumun yönetimini eline almaya kalkışan ordunun gayretleri boşa çıkabilir.
Sadece bir senaryodan ibaret olsa da, bir darbe olasılığı bugün de var.
Amerikan Dış Politika Dergisi Foreign Affairs Haziran ayında bir başka darbe kehanetine daha yer verdi..
Bu kez kehanetin sahibi Bush döneminde Neocon'ların lideri olarak tanınan başkan yardımcısı Dick Cheney'in ulusal güvenlik danışmanlığını yapan John Hannah'tı...
Hannah'a göre Türkiye ABD çıkarları için tehlikeli politikalar izliyordu ve bedel ödeyecekti..
ESKİ DANIŞMAN DA "DARBE OLABİLİR" YAZMIŞTI
"Türkiye'nin Erdoğan sorunu, yıllardır inşa halinde. ABD yetkilileri, yıllardır sorunun korktukları kadar kötü olmadığını ya da meselenin kendi kendine hallolacağını ve böylelikle yeryüzündeki en önemli jeo-stratejik toprakların bir bölümü üzerine kurulu eski bir müttefik hakkında zor kararlar alma durumuyla karşı karşıya kalmaktan kurtulacaklarını umdular. Ancak ihtiyat galip gelmedi. Tersine, Erdoğan problemi giderek kötüleşiyor, Metastas yapıyor (yayılıyor), ve ABD çıkarları için büyük tehlikeler yaratmaya devam ediyor. Er ya da geç bir hesaplaşma günü yaşanması ihtimal dahilinde. ABD, zararlarını azaltma hazırlıklarına şimdiden başlamalı."
STRATFOR'DAN DARBE PROPAGANDASI
Darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz'da da ilginç haberler geldi ABD'den..
CIA'ye yakınlığı ile bilinen Stratfor düşünce kuruluşu o gece cuntacıların açıklamalarını detaylı bir şekilde paylaştı..
Türkiye'de ordunun sıkıyönetim ilan ettiğini ve yönetime el koyduğunun netleştiğini savundu..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemde otoriterleştiğini ileri süren Stratfor bu durumun darbeye giden sürece zemin hazırladığını iddia etti.
Hatta daha da ileri giderek cuntacıların Kuzey Irak'taki askerlerini geri çekme kararı aldığına dair bir mesaj yayınladı.
Ancak Stratfor ilerleyen saatlerde 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar'ın 'darbeyi desteklemiyoruz' açıklaması ile adeta şaşkınlığa uğradı.
Bu açıklamadan sonra sosyal medyada hükümetin açıklamalarına da yer vermeye başladı..
Hemen ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'ten İstanbul'a hareket ettiğini radar görüntüleri ile paylaştı.
Sanki cuntacılara yol göstermeye çalışıyormuş gibi bir tavır takındı.
Ancak darbe girişiminin başarısızlığı netleşince bu kez başarısızlığın sebebini sorgulamaya başladı..
Yayınladığı analizde darbe kalkışmasının Gülen'e bağlı bir grup tarafından yapılmış olabileceğinin işaretlerinin olduğunu belirten Stratfor milletin destek vermemesinin darbeyi başarısız kıldığı yorumunu yaptı.
ABD TÜRKİYE'NİN YANINDA YER ALACAK MI?
Peki Amerika'da Türkiye'deki durumu değiştirmenin tek yolunun bir 'darbe' olduğu yönünde yapılan yayın ve değerlendirmeler son bir kaç aydır neden artmıştı?
Sürekli darbe çağrıları yapılmasının sebebi neydi?
Amerika Türk milletinin demokrasi zaferine bundan sonraki süreçte nasıl bir destek verecek? Bu sorular cevap bekliyor.
John Bass'a soruldu: ABD Erdoğan'ı öldürmek istedi mi
ABD Büyükelçisi, ülkesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmek istediği iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu...
ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, CNN Türk'te Hande Fırat'ın konuğu oldu. FETÖ'cülerin askeri darbe girişimine ilişkin konuşan Bass'a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik düzenlenen saldırılar soruldu.
John Bass'a soruldu: ABD Erdoğan'ı öldürmek istedi mi
SOMUT VERİYLE DESTEKLENMİYOR DEDİ
Hande Fırat'ın "ABD Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmek istedi mi?" sorusuna cevap veren ABD Büyükelçisi, "Bu iddianın son derece ölçüsüz ve çirkin olduğunu, ve kesinlikle hiçbir somut veriyle desteklenmediğini düşünüyorum. Bir kez daha ifade edecek olursam; ABD'nin bu darbe girişimine dair önceden bilgisi yoktu. Bu iddialar kabul edilemez." şeklinde konuştu.
FETHULLAH GÜLEN
Bass, Fethullah Gülen ile ilgili ise şunları söyledi; "Gülen grubuyla bir bağ ya da bir görüşmemiz yok. Kuvvetli bir dava varsa, eminim ona uygun şekilde hareket edeceğiz. Yasadışı faaliyete ilişkin bir kanıt olup olmadığına bakacağız."
E-Posta: [email protected]
Facebook: [email protected]
Twitter: @zulfikargenctu1
YORUMLAR