Yargıtay'dan 25 Aralık kumpasına 'darbe' tescili! FETÖ'cü savcı ve polisler hükümeti hedef almıştı
Giriş Tarihi: 26.06.2023 Güncelleme Tarihi: 26.06.2023
Yargıtay'dan 25 Aralık kumpasına 'darbe' tescili! Amaç, mevcut hükümeti ve Erdoğan'ı devirmekti
Yargıtay'da terör davalarının incelemesini yapan 3. Ceza Dairesi, FETÖ'nün 25 Aralık kumpas soruşturması hakkında kesin kararı verdi. İlk derece mahkemenin, aralarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıkların da bulunduğu 65 sanık hakkında verdiği ağır müebbet hapis cezaları ile çeşitli suçlardan verilen cezaları onayan yüksek mahkeme, 25 Aralık kumpasının hükümete darbe olduğunu tescilledi.
Yargıtay'da terör davalarının incelemesini yapan 3. Ceza Dairesi, FETÖ'nün 25 Aralık kumpas soruşturması hakkında kesin kararı verdi. İlk derece mahkemenin, aralarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıkların da bulunduğu 65 sanık hakkında verdiği ağır müebbet hapis cezaları ile çeşitli suçlardan verilen cezaları onayan yüksek mahkeme, 25 Aralık kumpasının hükümete darbe olduğunu tescilledi.
FETÖ'nün 17 Aralık yargı- polis kumpası sürecinin ikinci dalga operasyon ayağı olan 25 Aralık'ta yaşananlarla ilgili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 65 sanıklı davada 10 sanığa ağır müebbet, diğer sanıklara çeşirli oranlarda hapis cezaları verilmişti. Terör davalarının incelemesini yapan Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, 25 Aralık davasında verilen cezaları onadı, 25 Aralık kumpasının hükümete darbe olduğunu tescilledi.
Yargıtay'dan 25 Aralık kumpasına 'darbe' tescili! Amaç, mevcut hükümeti ve Erdoğan'ı devirmekti
Son dakika haberi: Yargıtay'da terör davalarının incelemesini yapan 3. Ceza Dairesi, FETÖ'nün 25 Aralık kumpas soruşturması hakkında kesin kararı verdi. İlk derece mahkemenin, aralarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıkların da bulunduğu 65 sanık hakkında verdiği ağır müebbet hapis cezaları ile çeşitli suçlardan verilen cezaları onayan yüksek mahkeme, 25 Aralık kumpasının hükümete darbe olduğunu tescilledi.

Yargıtay'da terör davalarının incelemesini yapan 3. Ceza Dairesi, FETÖ'nün 25 Aralık kumpas soruşturması hakkında kesin kararı verdi. Yargıtay, 17 Aralık ve 25 Aralık sanıklarının eylemlerinin ve hizmet ettikleri amaçların benzer ve aynı olduğuna dikkat çekerek, sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma saikiyle hareket ettiklerini bildirdi.

Yargıtay, amaçlarının direnç oluşturduğunu kabul ettikleri kişi ve kurumları etkisizleştirmek ve ortadan kaldırmak, bu amaçla pek çok operasyon ve denemeden sonra operasyonlarını en büyük direnç noktası olarak gördükleri mevcut hükumete çevirdiklerini vurguladı.

Kararda, FETÖ/PDY terör örgütü tarafından yargı ve emniyetteki mensupları eliyle hükûmeti yıkma kastı ile 25 Aralık darbe girişiminin uygulamaya konulduğu, 17 Aralık darbe girişiminin etkileri devam ederken kamuoyu nezdinde oluşturulan yolsuzluk algısını devam ettirmek amacıyla örgüt mensubu Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından ikinci operasyon için düğmeye basıldığı belirtildi.

Örgüt mensuplarınca emniyet ve yargıyı adeta silah şeklinde kullanarak hazırlanan ve operasyona dönüştürülen soruşturmada; 61'inci hükümetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleri ve milletvekillerinin hedef şahıslarla yaptığı görüşmelerin tape haline getirildiği, böylelikle Başbakan ve 61'nci Hükûmet üyelerinin belli bir organizasyon dâhilinde rüşvet ve yolsuzluğa bulaştıkları, kamu ihalelerine fesat karıştırdıkları, El Kaide terör örgütüne yardım ettikleri yönünde ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde aleyhte ve olumsuz algı oluşturulabilmek için sözde delil toplama biriktirme sürecine giriştikleri belirtildi.

Ayrıca, "ikinci dalga" olarak adlandırılan 25 Aralık darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükûmetini itibarsızlaştırmak, soruşturmada şüpheli yapılan Yasin El Kadı üzerinden El-Kaide terör örgütüne yardım edildiği görüntüsü vererek uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmak için sözde soruşturma işlemleri gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.

GİZLİ TANIK USULSÜZ DİNLEMELERİ ANLATTI
Delil olarak dosyaya giren bir gizli tanığın ifadeleri ise dikkat çekici. Gizli tanık, dinlemelerde suç unsuru bulunmasına rağmen örgütün istemediği kişiler hakkındaki konuşmasını tape yaptırmadığını söyledi.
OPERASYONLARINI HÜKÜMET ÇEVİRDİLER
Yargıtay, 17 Aralık ve 25 Aralık sanıklarının eylemlerinin ve hizmet ettikleri amaçların benzer ve aynı olduğuna dikkat çekerek, sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma saikiyle hareket ettiklerini bildirerek; amaçlarının direnç oluşturduğunu kabul ettikleri kişi ve kurumları etkisizleştirmek ve ortadan kaldırmak, bu amaçla pek çok operasyon ve denemeden sonra operasyonlarını en büyük direnç noktası olarak gördükleri mevcut hükumete çevirdiklerini vurguladı.
Kararda, FETÖ/PDY terör örgütü tarafından yargı ve emniyetteki mensupları eliyle hükûmeti yıkma kastı ile 25 Aralık darbe girişiminin uygulamaya konulduğu, 17 Aralık darbe girişiminin etkileri devam ederken kamuoyu nezdinde oluşturulan yolsuzluk algısını devam ettirmek amacıyla örgüt mensubu Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından ikinci operasyon için düğmeye basıldığı belirtildi.
HEDEF KISIKLI'YI BASMAKTI
17 Aralık'ta 4 bakanın oğulları, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Reza Zarrab ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de aralarında yer aldığı 89 kişiyi FETÖ'cü savcıların yolsuzluk soruşturması gereçkesiyle gözaltına aldığı sürecin devamı 25 Aralık'ta devam ettirilmek istendi.
İkinci operasyon için düğmeye basan Akkaş'ın hedefinde bu kez Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki evi vardı. Bilal Erdoğan'ın ifadeye çağırılmasıyla emniyet içinde yaşanan tartışmalar bu kirli kumpasa engel oldu.
"BU DOSYA ONLARI GÖTÜRECEK"
Delil olarak dosyaya giren bir gizli tanığın ifadeleri dikkat çekici. Gizli tanık Fatih, soruşturmada Emniyet bir kişiyi dinlemek istediği zaman suçu olsun olmasın, dinleme kararı alabildiklerini, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'tan gece vakti bile dinleme talebi alabildiklerini belirtti. Ayrıca, telefon numaralarında suç unsuru olan bir konuşma varmış gibi bir rapor tuttuklarını kaydetti.
Gizli tanık, dinlenilen kişilerin Başbakan ve Bakanlar olduğunu, bunun sıkıntı olabileceğini üstlerine söylediğinde kendisine "Korkma böyle bir dosyada çalışmak herkese nasip olmaz, bu dosya bunları götürür bir sıkıntı yok" dediğini kaydetti.
17-25 Aralık kumpas soruşturmasında dinlemelerde görev alan bir gizli tanığın beyanında ise, Mehmet Fatih Yiğit'in fezleke yazımı sırasında Hüseyin Korkmaz'a "Ben dönemin Başbakan'ı yazıyorum" dediğinde Hüseyin'in bunu memnuniyetle karşıladığını ve onayladığını söyledi.
TALİMATI ELEBAŞINDAN ALDILAR
Müdür Yardımcısı Hamza Tosun'un 17 Aralık 2013'te ABD'de bulunan Fetö elebaşı Gülen'in yardımcısı Sinan Dursun ile telefon görüşmesi yaparak talimatlar aldı, "spark" adlı program üzerinden yapılan konuşmaların bunu destekler nitelikte olduğu kaydedildi.
Kolluk görevlileri Hüseyin Tokgöz ve Murat Kaya arasında geçen "spark" konuşmalarında, her ihtimale karşı tarihsiz bir fezleke düzenleyerek savcıya sunacaklarından bahsediliyor.
10 HAİNE AĞIR MÜEBBET
71 sanıklı 25 Aralık davasında eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, İsmail Arpacı, Arif İbiş, Mustafa Demirhan, Mehmet Habib Kunt, İbrahim Şener, Mehmet Fatih Yiğit ve Mehmet Akif Üner ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
FETÖ'cü terörist Yasin Topçu
Sanıklar Fetullah Gülen, eski emniyet müdürü Hamza Tosun, eski polisler Hüseyin Korkmaz, Alparslan Çalışkan, Sinan Sağyalavaç ve Hayri Akın'ın dosyalarının firari olmaları nedeniyle ayrılmasına hükmedildi.
GİZLİ TANIK USULSÜZ DİNLEMELERİ ANLATTI
Delil olarak dosyaya giren bir gizli tanığın ifadeleri ise dikkat çekici. Gizli tanık, dinlemelerde suç unsuru bulunmasına rağmen örgütün istemediği kişiler hakkındaki konuşmasını tape yaptırmadığını söyledi.

Gizli tanık Fatih, soruşturmada Emniyet bir kişiyi dinlemek istediği zaman suçu olsun olmasın, dinleme kararı alabildiklerini, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'tan gece vakti bile dinleme talebi alabildiklerini belirtti. Ayrıca, telefon numaralarında suç unsuru olan bir konuşma varmış gibi bir rapor tuttuklarını kaydetti.

KORKMA, BÖYLE BİR DOSYADA ÇALIŞMAK HERKESE NASİP OLMAZ
Gizli tanık, dinlenilen kişilerin Başbakan ve Bakanlar olduğunu, bunun sıkıntı olabileceğini üstlerine söylendiğinde kendisine "korkma böyle bir dosyada çalışmak herkese nasip olmaz, bu dosya bunları götürür bir sıkıntı yok" dediğini kaydetti.

Kararda, soruşturmayı hazırlayan görevlilerin kanuni sebeplerle değil de, kendilerini yönlendiren örgüt imamlarının talimatıyla hareket ettiklerine de dikkat çekildi.

SPARK KONUŞMALARI KITALAR ARASI TALİMAT ALINDIĞINI GÖSTERİYOR
Emniyet Müdür Yardımcısı Hamza Tosun'un 17 Aralık 2013 tarihinde Örgüt Lideri Fetullah Gülen'in yardımcısı Sinan Dursun ile telefon görüşmesi yaptığı, bu görüşmenin ardından dinleme işlemlerine son verilmesinin kıtalar ötesinden bir talimat alındığını, "spark" adlı program üzerinden yapılan konuşmaların bunu destekler nitelikte olduğu kaydedildi.

Kolluk görevlileri Hüseyin Tokgöz ve Murat Kaya arasında geçen "spark" konuşmalarında, her ihtimale karşı tarihsiz bir fezleke düzenleyerek savcıya sunacakları, yurt dışından gelecek olan abi diye tabir edelin birinden bahsettiklerine dikkat çekildi.

FEZLEKEYİ HÜSEYİN KORKMAZ HAZIRLADI
Kararda, Mali Şubenin fezleke yazımının soruşturma özelinde ayrı bir odada gizlilik içerisinde yapıldığına da dikkat çekildi.

DÖNEMİN BAŞBAKANI YAZIYORUM
17-25 Aralık kumpas soruşturmasında dinlemelerde görev alan bir gizli tanığın beyanında ise, Mehmet Fatih Yiğit'in fezleke yazımı sırasında Hüseyin Korkmaz'a "ben dönemin Başbakan'ı yazıyorum" dediğinde Hüseyin'in bunu memnuniyetle karşıladığını ve onayladığını söyledi.

Yargıtay, FETÖ'nün hükümeti devirmeye yönelik yaptığı bütün kumpas soruşturmalarını anlattığı gerekçeli kararda, 17/25 Aralık operasyonunun nasıl yapıldığına dair bütün detaylara yer verdi. Yargıtay, eski emniyet müdürleri Yakup Saygılı, Yasin Topçu, Kazım Aksoy, Mehmet Akif Üner, Mustafa Demirhan, Arif İbiş, İsmail Arpacı, Mehmet Fatih Yiğit'in, Mehmet Habib Kunt ve İbrahim Şener hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan verilen cezaları onadı.
17-25 aralık yargı darbesi
GERÇEK HAYAT 25 ARALIK 2019
17 Aralık sabahı sadece FETÖ’cü polis ve savcıların haberdar olduğu, yolsuzluk kılıflı bir operasyonla hükümet düşürülmeye çalışıldı. 3 yıldır hazırlanan plan için binlerce kişi hukuksuz şekilde takip edilmiş, sahte deliller üretilmişti. Takvimler 25 Aralık’ı gösterdiğinde Türkiye aslında soruşturma dosyasında adları geçen 4 bakanın da yer aldığı kabinede yapılan köklü değişikliği konuşacakken, 17 Aralık’ta kısmen başarılı olunan darbe girişimin ikinci dalgası geldi. Bu seferki hedef; Bilal Erdoğan, Başbakan Erdoğan’ın danışmanları ve yakın çevresi ile bağlantılı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Turan Çolakkadı, Gerçek Hayat’ın 843. sayısında Emeti Saruhan’a verdiği röportajda 17-25 Aralık darbesini şu ifadelerle anlattı: “17 Aralık sabahı adliyeye giderken, yolda korumalarım radyoyu açtı. Haberleri dinliyoruz. Duyduk ki erkenden operasyonlar başlamış. 8.30 gibi mesai başlıyor. Vardığımda Zekeriya Öz bir bilgi notu getirdi. “Efendim böyle bir şey var. Operasyon başladı bugün” dedi. Hatırladığım kadarıyla emniyetin hazırladığı, bu olayları anlatan bir not. Dedim ki “Zekeriya Öz! Sabahın erken saatlerinde operasyon başlamış, bilgi notu ondan sonra mı getirilir. Ben şimdi televizyonu açsam bu nottan daha fazla bilgi var. Bu nasıl oluyor.” Her zamanki gibi kem küm etti. “Yaptığın çok büyük hata. Olay neyse bana getirmelisiniz, eskiden olduğu gibi masaya koymalıyız, tartışmalıyız. Hukuki alt yapısı nedir, delil nedir, ne yapmak gerekir. Gerekirse birkaç savcıyla ekip kurmalıyız, işin doğrusunu bulmalıyız” dedim. Kendi başınıza bir şey yapmışsınız, bizim hiçbir bilgimiz yok. Halbuki gizlemişler, izleme yapmışlar, yıllardır sürüyormuş. Tabi kendileri dışında kimsenin bilmesini istememişler.”
YORUMLAR