Giriş Tarihi: 14.01.2017 04:47 Son Güncelleme Tarihi: 14.01.2017 07:02
Anayasa değişiklik teklifinin 11. maddesi kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin 11. maddesine 341 kabul, 134 ret oyu verildi.
Anayasa değişikliği teklifinin TBMM ve cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesini düzenleyen 11. maddesine 341 kabul, 134 ret oyu verildi.
TBMM Genel Kurulunda, teklifin 11. maddesinin gizli oylamasına 483 milletvekili katıldı. Oylamada 341 kabul, 134 ret oyu kullanıldı, 1 oy çekimser sayıldı, 5 oy boş, 2 oy geçersiz çıktı.
Teklifin 11. maddesine göre, TBMM, üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verilebilecek. TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte gerçekleştirilecek.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi durumunda cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabilecek.
Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam edecek.
Bu şekilde seçilen Meclis ve cumhurbaşkanının görev süreleri de 5 yıl olacak.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, 11. maddenin oylanması ve sonucunun açıklanmasının ardından bugün saat 14.00'te yeniden toplanmak üzere birleşimi kapattı.
Başbakan Yıldırım Bahçeli'yle fotoğraf çektirdi
Dün akşam Genel Kurulda Anayasa Teklifinin maddeleri görüşülürken Başbakan Yıldırım, MHP lider Bahçeli ile bir araya geldi.

Genel Kurulda karşılaşan liderler bir araya gelerek samimi görüntüler verdi.
Bu karenin ardından Anayasa Teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmeler devam etti.
Türkiye-Rusya yakınlaşması İran'ı rahatsız etti
Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, İran'ın, Suriye konusunda Türkiye-Rusya yakınlaşmasından rahatsızlık duyduğunu söyledi.

Türkiye-İran ilişkileri hakkında gazetecilere bilgi veren Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşmasından İran'ın rahatsız olduğunu belirtti.
İRAN TRUMP'I ENDİŞEYLE TAKİP EDİYOR
Türkiye-İran ilişkileri konusuna değinen yetkili, her iki ülkenin birbirinin farkında olduğunu, özellikle bölgesel konularda farklı görüşlere sahip olsalar da angajmanın kesilmemesinin yararına inandıklarını kaydetti.
ABD'deki Başkan Barack Obama yönetiminin İran için iyi bir fırsat olduğunu dile getiren yetkili, şu anda ABD başkanı seçilen Donald Trump gibi birçok bilinmezlik barındıran bir başkanın göreve gelmesinin İran'da merakla ve endişeyle takip edildiğini bildirdi.
Suriye'deki gelişmelere de değinen yetkili, İran'ın, "Suriye rejiminin kabul ettiği herşey bizim kabulümüzdür" tavrına sahip olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Yetkili, "Spesifik beklentimiz, son Suriye mutabakatında olduğu gibi belli konularda anlaştık, ateşkesi koruyalım ve siyasi süreci başlatalım. Siyasi anlaşma süreci sorasında ise Suriye’de kalıcı bir istikrarı sağlayalım." dedi.
İRAN, TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASINDAN RAHATSIZ
Fırat Kalkanı Harekatı'nda geçen ay Türk askerlerine yönelik saldırının İran yapımı insansız hava aracıyla yapıldığı yönündeki iddialar hakkında ise yetkili, bu konu gündeme geldiğinde İranlı yetkililerin bunu yapmadıklarını söylediklerini aktardı.
Harekat konusunda Tahran yönetiminin yaklaşımıyla ilgili yetkili, İran’ın bu harekattan memnun olmadığını kaydetti.
Yetkili, “Buradaki temel mesele de 'Orası bizim at oynattığımız bir bölge', 'Türkiye'nin güçlü askeri bir varlıkla oraya girmesini, onların gündemlerini ilerletmesini engelleyici' bir şey olarak görüyorlar. Orada varlık göstermemizden sadece Suriye'de değil Irak'taki Başika kampı da İran'ı çok rahatsız eden bir şey. Sır değil. Onun için o varlığın Türkiye sınırlarına çekilmesini istiyorlar hem Suriye’de hem Irak’ta." diye konuştu.
"İran, Türkiye'ye, Suriye'deki rejimle bir diyalog kurma önerisinde bulundu mu?" sorusuna ise yetkili bu önerinin zaten hep söylendiğini dile getirdi.
Yetkili, "Suriye'de siz bir şey yaparsanız rejimle iş birliğiyle yaparak yapın' diyorlar. Irak için de aynı şeyi söylüyorlar. İran, kendi varlıklarını inkar etmiyor. 'Ama biz danışmanlık yapıyoruz, savaşmıyoruz', iddia o. 'Fakat biz Suriye ve Irak'taki hükümetlerin resmi davetiyle oradayız. Siz öyle değilsiniz. Siz de öyle yapın.' diyorlar." dedi.
Uçak krizinin ardından Rusya ile Suriye konusunda hızlı aşama kaydedildiğine dikkati çeken yetkili, bunun da İran'ı rahatsız ettiğini kaydetti.
Yetkili, "İran, Suriye konusunda Türkiye-Rusya yakınlaşmasından da rahatsızlık duyuyor." ifadesini kullandı.
İRAN PKK VE PYD'Yİ TERÖRİST OLARAK GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLÜYOR AMA...
Suriye meselesinin çok karmaşık olduğuna ve meseleyle ilgili birçok farklı aktörün bulunduğuna işaret eden yetkili, bölgede İran ve Rusya'nın her ne kadar Suriye'de yakın iş birliği içerisinde olsalar da bölgedeki imaj ve çıkarlarının farklı olduğunu söyledi. İran'ın, Irak ve Suriye'de terör örgütleri PKK ve PYD ile ilişkisinin ne seviyede olduğunun sorulması üzerine yetkili, resmi görüşmelerde kendilerine kesinlikle bu örgütleri terörist olarak gördüklerinin söylendiğini anlattı.
PKK VE PYD İLE TEMAS ETTİKLERİ BİR SIR DEĞİL
Basında İran'ın PKK/PYD ile zaman zaman temas ettiği ve desteklediğine dair haberlerin yer aldığını belirten yetkili, bunların kendileri için önemli olduğunu, bu konuda hassasiyet duyduklarını ve İran tarafına bunu da yeri geldiğinde uygun bir şekilde söylediklerini kaydetti.
Yetkili, İran'ın söylemlerinin kesinlikle bunu yapmadıkları yönünde olduğunu belirtirken, "(İran'ın PKK/PYD ile teması) Onlarla temas ettikleri de bir sır değil." ifadesini kullandı.
BAŞİKA KRİZİNİN ARKASINDA İRAN'IN ETKİSİ VAR
İran'a bölgesel açıdan bakıldığında çok farklı bir söyleme rastlanmadığına vurgu yapan yetkili, İran'ın bölgesel politikasının şu an ülke içerisinde ciddi bir tartışma konusu olmadığını dile getirdi. Yetkili, Başika konusunda zaman zaman gerilimin artması noktasında İran'ın ciddi bir etkisinin olduğunu düşündüklerini belirterek, İran'ın Irak içerisinde etkili bir aktör olduğu ve Irak'taki Şii grupların da homojen bir yapıda olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
İran'ın Başika kampı konusunda çok büyük bir etkisinin olduğunun altını çizen yetkili, bir yandan da bu meselenin Irak Başbakanı Haydar el-İbadi tarafından geniş platformda destek alabileceği bir konu olarak kullanıldığını kaydetti.
İRAN'DA TÜRKİYE ALGISI
Yetkili, son iki sene içinde İran'daki Türkiye algısına ilişkin çok büyük bir değişikliğin gözlenmediğine işaret ederek, algıdaki asıl farklılığın Suriye krizi öncesi ve sonrasında oluştuğunu söyledi.
Yetkili, "Biz İran'ı mezhepçi bir ülke olarak görüyoruz ve bu yanlış bir değerlendirme değil. Mezhepçiliği anayasasına sokmuş bir ülke. Her ne kadar aksini iddia etse de İran'ın mezhepçi bir gündem izlediği aşikar. Onlar da ama bizi mezhepçi bir ülke olarak görüyorlar. Sünni mezhepçiliği olarak görüyorlar. Bu bir algılama. Bu algılamayı kırmamız lazım. Tabii kolay bir şey değil." dedi.
DOĞALGAZ'IN YÜZDE 22'SİNİ İRAN'DAN ALIYORUZ
Türkiye'nin doğal gaz ve petrolünün yüzde 22'sini İran'dan karşıladığını dile getiren yetkili, "Doğal gazda bir fiyat sorunumuz var. Tahkime gidildi. Tahkim Mahkemesi bizi haklı buldu ancak nihai aşamaya getirilmedi. Karar alındı ama uygulamaya geçmesi için ödenecek tazminat ne kadar, onu bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
9. ve 10. maddeler kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin 9. ve 10. maddeleri kabul edildi. 9. madde 343 oyla kabul edilirken teklifin 10. maddesine 343 kabul, 135 ret oyu verildi.
TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin dokuzuncu maddesine 343 kabul, 137 ret oyu verildi.
Anayasa değişikliği teklifinin 10. maddesi görüşülüyor
BMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda 'Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekalet ve bakanlar' ile ilgili onuncu maddenin görüşmelerine başlandı.

Anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda "Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekalet ve bakanlar" ile ilgili onuncu maddenin görüşmelerine başlandı.
Anayasa değişiklik teklifinde 9. madde kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda "Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu"nu düzenleyen 9. maddesi kabul edildi.

TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda "Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu"nu düzenleyen 9. maddesi, 137 red oya karşı, 343 evet oyla kabul edildi.
CUMHURBAŞKANINA SORUŞTURMA AÇILABİLECEK
Söz konusu maddeyle, Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek.
Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşüp ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verecek. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclis'teki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılacak.
Anayasa değişiklik teklifinin 9. maddesi kabul edildi
Anayasa değişikliği teklifinin 9. maddesi 343 oyla kabul edildi...
TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin dokuzuncu maddesine 343 kabul, 137 ret oyu verildi.
Söz konusu maddeyle, Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşüp ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verecek.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclis'teki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılacak. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunacak. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilecek.
TBMM'NİN ÜÇTE İKİ ÇOĞUNLUĞUYLA YÜCE DİVANA SEVK
Rapor, Başkanlığa verildiği tarihten itibaren 13 gün içinde dağıtılacak, dağıtımından itibaren 10 gün içinde Genel Kurulda görüşülecek. TBMM üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alınabilecek. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanacak, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilecek, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanacak.
Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamayacak. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkum edilen Cumhurbaşkanının görevi de sona erecek.
Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanacak.
YENİ SÜRE VERİLEBİLECEK
Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunacak. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilecek.
Reina saldırısı soruşturmasında flaş gelişme: 2 Tutuklama
Ortaköy’de 39 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin soruşturmada, saldırganla bağlantılı oldukları tespit edilen Uygur asıllı 2 Çin vatandaşı tutuklandı. Savcılığın sevk yazısında şüphelilerin Konya’dan bir otobüs firmasına makarna paketi içinde emanet edilen bir tabancayı teslim almak üzere Esenler Otogarında yakalandıkları belirtildi.
İstanbul Ortaköy’de yılbaşı gecesi bir gece kulübüne yapılan ve 39 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.
Saldırının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan Uygur asıllı Çin vatandaşları Omar Asım ve Abuliezi Abuduhamiti emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadeleri alınan 2 şüpheli, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘ruhsatsız ateşli silah satın alma ve taşıma’, ‘nitelikli şekilde kasten öldürme suçuna yardım’ ve ‘Anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs etme’ suçlarından tutuklama istemiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
TUTUKLANDILAR
Ortaköy’de gece kulübüne düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili mahkemeye sevk edilen yabancı uyruklu 2 kişi tutuklandı.
Savcılığın sevk yazısından DEAŞ’ın Türkiye’de gerçekleştirdiği 9 eylem hatırlatılarak, Ortaköy Reina’daki saldırıda ‘Ebu Muhammed El Horasani’ kod isimli saldırgan tarafından 39 kişinin öldürüldüğü çok sayıda kişinin de yaralandığı anlatıldı.
Sevk yazısından firari saldırgan El Horasani’nin şüpheli Omar Asım ile birlikte Konya’da konut kiraladıkları, Reina saldırganının Konya’da kiraladıkları konutun apartman görevlisi tarafından Omar Asım’la birlikte görüldüğünün tespit edildiği belirtildi. Omar Asım’a Konya Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında bulunan Mehmet Ekenler tarafından 15 Aralık 2016 tarihinde Konya Otogarından bir otobüs firmasına Esenler Otogarına bırakılmak üzere bir emanet bırakıldığının belirlendiği anlatılan yazıda, otobüsün muavini ve şoförünün emanet eşyadan şüphelendiği ve kontrol ettikleri vurgulandı.
Şoför ve muavinin bu kontrolde makarna paketine sarılı bir adet ‘Ziksauer’ marka tabanca buldukları kaydedilen yazıda, emaneti almak üzere Esenler Otogarına gelen Uygur asıllı Çin vatandaşları Omar Asım ve Abuliezi Abuduhamiti’nin Otogar’da yakalandıkları belirtildi.
Savcılığın yazısında ayrıca, Reina saldırganı Ebu Muhammed El Horasani kod adlı şüphelinin 15 Aralık 2016 tarihinde Konya’dan İstanbul’a geldiği hatırlatıldı.
Batman'da terör operasyonu
Belediye başkan vekillerine saldırı hazırlığı yaptığı belirlenen terör örgütü PKK mensubu bir kişi ile ona yardım eden ev sahibi tutuklandı
İçişleri Başkanlığı tarafından Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında görevlendirilen belediye başkan vekillerine saldırı hazırlığı yaptığı belirlenen terör örgütü PKK mensubu bir kişi ile ona yardım eden ev sahibi tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 155 Polis İmdat Hattı'na gelen "20 yaşlarında ismi A.Y olan şahıs Bismil'den gelmiş. Terör örgütü elemanıdır, Kayyuma saldırı için gelmiş" ihbarı üzerine belirtilen adrese operasyon düzenledi.
Operasyonda, "Çekdar Farkın" kod adlı PKK'lı terörist A.Y. ile evinde kaldığı H.Ç. gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerin ardından mahkemeye sevk edilen A.Y. ile H.Ç tutuklandı.
Öte yandan yakalanan teröristin daha önce Bingöl kırsalındaki operasyonlarda ele geçirilen dokümanlarda adının bulunduğu belirtildi.
Anayasa değişikliği teklifinin 9. maddesine, 343 kabul, 137 ret oyu verildi.
"Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunu" düzenleyen 9. maddenin gizli oylamasına 485 milletvekili katıldı.
343 milletvekili kabul oyu kullanırken, 137 milletvekili ret oyu verdi. 3 oy boş çıkarken, 2 oy da geçersiz sayıldı.
Madde, Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılmasını öngörüyor. Meclis, önergeyi en geç 1 ay içinde görüşüp, üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verecek.
Soruşturma açılmasına karar verilirse, Meclisteki partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının 3 katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekerek kurulacak 15 kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılacak. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu 2 ay içinde Meclis Başkanlığına sunacak. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona 1 aylık yeni ve kesin bir süre verilecek.
Rapor, Başkanlığa verildiği tarihten itibaren 13 gün içinde dağıtılacak, dağıtımından itibaren 10 gün içinde Genel Kurulda görüşülecek. TBMM üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilecek. Yüce Divan yargılaması 3 ay içinde tamamlanacak, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus 3 aylık ek süre verilecek, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanacak.
Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamayacak. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkum edilen Cumhurbaşkanının görevi de sona erecek.
Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanacak.
Firari darbeciler yüzü açık şekilde mahkemeye getirildi

Atina'dan geçilen fotoğraflarda, askerlerin yüzünü kapatmadığı ve kelepçeli halde mahkemeye getirildiği görülüyor.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra helikopterle Yunanistan'a kaçan askerlerden dördü daha, bugün yüksek mahkemede hakim karşısına çıktı.
KELEPÇELİ
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının başkent Atina'dan geçtiği fotoğraflarda FETÖ'cü askerlerin takım elbise giydikleri ve kelepçeli halde mahkemeye getirdikleri görülüyor.
KARAR NİHAİ OLACAK
Yunanistan Yüksek Mahkemesi, daha önce dört asker hakkındaki karar duruşmasını 23 Ocak tarihine ertelemişti. Mahkemenin vereceği hüküm, darbeci askerlerin iade süreçlerine yönelik nihai adım olacak.
Türkiye, geçen yıl yaz mevsiminden bu yana darbeci askerlerin iade edilmesini talep ediyor.
Sekiz askerden üçü hakkında daha önce temyiz mahkemesi tarafından iade talebi kabul edilmiş, beş asker için ise red kararı çıkmıştı. Beş askerin de iadesini isteyen başsavcı, söz konusu hükmü yüksek mahkemeye taşımıştı.

Son dakika haberi: Sosyal medya hesapları mercek altında

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sosyal medyada terör yanlısı paylaşımlarda bulunduğu belirlenen 3 bin 861 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden bin 734'ü tutuklanırken, bin 317 kişi adli kontrol şartıyla, 810 kişi ise ifadeleri alındıktan sonra emniyetten serbest bırakıldı. Cumhuriyet Savcılıklarında gözaltı talimatı bekleyen 17 bin 862 dosyanın bulunduğu, 47 bin 24 sosyal paylaşım hesabının da kullanıcısının tespiti için çalışmalar sürüyor. Şüpheliler arasında Reina saldırısını "mezhep çatışmasına dönüştürmek isteyerek, infial yaratıcı paylaşımda bulunduğu" gerekçesiyle tutuklanan Barbaros Şansal ile yine yaptığı paylaşım nedeniyle aranan, Türkiye'nin ilk korku filmlerinden biri olan Dabbe'nin yönetmeni olan Hasan Karacadağ da bulunuyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından sosyal medyada terör yanlısı paylaşımlarda bulunduğu belirlenen 3 bin 861 kişi gözaltına alındı.
Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, güvenlik güçlerince terör örgütlerine yönelik operasyonlar kararlılıkla sürdürülürken, diğer taraftan da sosyal medya üzerinden yapılan terör yanlısı paylaşımlar da yakın takibe alındı.
47 BİN 24 HESABI KULLANAN ŞÜPHELİLERİN TESPİTİ İÇİN ÇALIŞILIYOR
Son 6 ayda sosyal paylaşım sitelerinden Facebook ve Twitter üzerinden bu yönde paylaşımlar yaptıkları gerekçesiyle 68 bin 774 hesap hakkında ihbarda bulunuldu. Bu hesaplardan 21 bin 723'ünün kullanıcısı tespit edilirken, 47 bin 24 hesabı kullanan şüphelilerin tespiti için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Yapılan tespitlerin ardından terör ekiplerince düzenlenen operasyonlarda internet üzerinden terör örgütü propagandası yaptığı tespit edilen 3 bin 861 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden bin 734'ü tutuklanırken, bin 317 kişi adli kontrol şartıyla, 810 kişi ise ifadeleri alındıktan sonra emniyetten serbest bırakıldı.
Konuya ilişkin çalışmaların sürdüğü ve Cumhuriyet Savcılıklarında gözaltı talimatı bekleyen 17 bin 862 dosyanın bulunduğu öğrenildi.
ARALARINDA ÜNLÜ İSİMLER DE VAR
Terör örgütü propagandası yapan, infial yaratıcı ve devlet büyüklerine hakaret içeren paylaşımlarda bulunan şüpheliler arasında Reina saldırısını "mezhep çatışmasına dönüştürmek isteyerek infial yaratıcı paylaşımda bulunduğu" gerekçesiyle tutuklanan Barbaros Şansal ile yine yaptığı paylaşım nedeniyle aranan, Türkiye'nin ilk korku filmlerinden biri olan Dabbe'nin yönetmeni olan Hasan Karacadağ da bulunuyor.
Şansal, Reina'ya düzenlenen terör saldırısının ardından twitter'dan "İşletmecisi ve tüm çalışanları Alevi olduğu için Noel Baba kılığındaki Sünni Müslümanlar insanları silahla taradı. Özeti budur" yazılı açıklama yaparken, Can Batuta adını kullanan Karacadağ ise yine twitter üzerinden "2017 Nisan-Mayıs. Suriye batağında Türk askerini bekleyen kimyasal saldırı. Takip edin yazacağım" şeklinde paylaşımda bulunmuştu.
Şansal ve Karacadağ'ın yanı sıra haklarında işlem yapılan kişilerden bazılarının bölücü terör örgütü elebaşının açıklamalarını yazdığı ya da terörist fotoğrafları altında örgüt propagandası yaptığı, bazılarının da infial yaratacak (İzmir'de neden patlama olmuyor? / Patlama ve PKK ayaklanmalarının olacağı iller) şekilde paylaşımlarda bulunduğu görüldü.
SOSYAL MEDYADA TERÖR PROPAGANDASINA TUTUKLAMAFETÖ'den tutuklanan kişinin telefonunda ilginç mesajlaşmalar

Adıyaman'da, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan bir kişinin cep telefonlarında örgütün mesajlaşma programlarından olan 'Eagle'de yer alan ilginç yazışmalar ortaya çıktı. Bu mesajlarda "Araçta yanıma Hz. Hatice annemiz oturdu", "Dün gece Peygamber efendimizi rüyamda gördüm" ifadelerinin yer aldığı belirtildi.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/ PDY'ye yönelik soruşturmada gözaltına alınarak tutuklanan kişilere ait cep telefonları İl Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki özel ekip tarafından inceleniyor. Soruşturma kapsamında tutuklanan ve ismi açıklanmayan bir kişinin cep telefonunda yer alan ve farklı sosyal medya uygulamalarının ikonlarıyla gizlenmeye çalışılan örgütün 'Eagle' ismi verilen mesajlaşma uygulamasındaki yazışmalara ulaşıldı.
Bu uygulamadaki yazışmalarda örgüt üyelerinin, 15 Temmuz darbe girişimini sonrası tutuklanan kişilerin yakınlarını motive etmek amacıyla cezaevinde olağan bir yaşam olduğu yönünde mesajlar paylaştığı belirlendi.
"YANIMA HAZRETİ HATİCE ANNEMİZ OTURDU"
Uygulamada yer alan ve örgütün memur hazırlama imamı olduğu iddia edilen M.G.'nin tutuklu bir şüphelinin araçta iken yanına Hazreti Hatice'nin oturduğu ve kendisine motive ettiği yönündeki bir mesaj ise dikkat çekti. Mesajda şu cümleler yazıldı:
"Eşim cezaevinde 70 gündür tutuklu. Açık görüşte paylaştığı bir hadiseyi nakletmek istiyorum. 8 kişilik bir koğuşta 23 kişi kalıyor. İçeride 8 aydan fazla kalan bacılarımız var. Son bir ayda bir doktor ablamız bunalmış ve sıklıkla ağlıyormuş, bu hafta hastaneye gitmiş. Elleri kelepçeli, morali daha da bozulmuş, döndüğünde eşim ablaya nasıl olduğunu sormuş. Abla, 'Hamdolsun çok iyiyim. Dönüşte araçta yanıma Hz. Hatice annemiz oturdu, cezaevine gidene kadar elimi hiç bırakmadı. Bana 'Kızım niye bu kadar ağlayıp kendini üzüyorsun, efendimiz ve biz sizinle beraberiz. Az kaldı sabır' demiş."
Mesajların birinde ise M.G.'nin, girdikleri sınavı kazanamama nedenini soranlara ise "Dün gece Peygamber Efendimizi rüyamda gördüm. Bana bir liste verdi, senin ismin yoktu. Dua et bir gün senin de ismini listeye yazsın, benim yapacağım bir şey yok." ifadeleriyle yanıt verdiği sözler yer aldı.
"Rum tarafının haritası kabul edilemez"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İsviçre'nin Cenevre kentindeki Kıbrıs müzakerelerinde Rum tarafının sunduğu haritanın kabul edilemez olduğunu belirterek, "Gerçekten kabul edilecek bir harita değil, bunu kabul edecek bir tek Kıbrıslı Türk de çıkmaz." dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Cenevre Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler gözetiminde pazartesi başlayan Cenevre müzakereleri ve dün düzenlenen uluslararası konferansa ilişkin bilgi verdi.
Kıbrıs müzakerelerinde teknik konuları konuşmak üzere 18 Ocak'ta devam edecek konferansta kendisinin Müzakereci Özdil Nami tarafından temsil edileceğini kaydeden Akıncı, tarafların yanı sıra garantör temsilcilerinin konferansa katılacağını belirtti.
"Kıbrıs Türk tarafı adına 20 aydır sürdürdüğümüz bu çalışmaların son aşamasına geldik." diyen Akıncı, henüz çözüme ulaşmamış konular olduğunu fakat bu konuların son aşamaya gelindiğinde çözüme ulaştırılacağına dikkat çekti.
- "BÖYLESİ BİR FIRSAT BİR DAHA ELE GEÇMEYEBİLİR"
Cumhurbaşkanı Akıncı, "Beşli Konferans bitti ya da belirsizlik var denilmesi doğru olmayacak. Çözüm süreci ucu açık bir yola havale edilmedi. 18 Ocak'ta başlayacak çalışmanın hemen ardından bir üst seviyede ikinci bir toplantı yapma kararlılığımız var." diye konuştu.
Garantiler ve güvenlik konularının yanı sıra diğer konuların da paralel giderilmesi ve sorunun artık sürüncemede kalmaması gerektiğini kaydeden Akıncı, "Buraya kadar getirilen sürecin başarısızlığa ulaştırılması büyük hata olur çünkü böylesi bir fırsat bir daha ele geçmeyebilir." dedi.
- "HALKIMIZ MÜSTERİH OLSUN"
Cenevre'deki müzakerelerin son gününde de tarafların sunduğu ve BM'nin çelik kasasına alınarak kilitlenen haritalara değinen Akıncı, söyle konuştu:
"Taraflar kendi hazırladıkları harita önerilerini sundular ve haritalar BM'ye teslim edildi ve kasaya kilitlendi. Bu noktada bir hususun altını çizmek istiyorum. Sayın Anastasiadis bizim sunduğumuz öneriyi kabul edilmez bulduğunu bir yazıyla BM Genel Sekreteri'ne duyurdu. Aynı şekilde biz de Rumların sunduğu haritanın Kıbrıs Türk halkı açısından yaratacağı büyük sıkıntıları dikkate alarak bunun kabul edilmez bir nitelikte olduğunu görerek bu yöndeki düşüncemizi ve kararımızı BM Genel Sekreteri'ne yazıyla ilettik."
Cumhurbaşkanı Akıncı, 50 yıldır Kıbrıs sorununun çözümü için beklediklerini, önümüzdeki Çarşamba düzenlenecek toplantıya kadar sabırlı olunması gerektiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizi buradan izleyen halkımıza şunu söylüyorum, müsterih olsunlar. Kıbrıs Türk halkının uluslararası hukukta içinde artık hakettiği yeri alması, Kıbrıs'ın içinde siyaseten eşit iki varlıktan biri haline gelmesi ve gelecek kuşakların çok daha iyi koşullarda yaşayabilmesi için çok büyük bir uğraş içindeyiz, çok büyük bir mücadele içindeyiz. Bunun için tabii ki karşılıklı adımların atılması gerekecektir. Ancak karşılıklı olarak atılacak adımlar uzlaşmayla sonuçlandığı zaman hiç kimsenin mağdur olmaması için tüm tedbirlerin alınacağını da burada vurgusunu yapmak istiyorum."
- "DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK KIBRISLI TÜRKLERİN OLMAZSA OLMAZIDIR"
Dönüşümlü başkanlıkla ilgili maddenin anlaşma metninde mutlaka yerini alması gerektiğini, aksi taktirde anlaşma metnine imza atmayacağının altını çizen Akıncı, "Dönüşümlü başkanlıkla ilgili öteden beri söylüyorum, bu konu Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitlik anlamında olmazsa olmazıdır. Dönüşümlü başkanlık konusu bir çözüm metninde mutlaka yerini alması gereken bir konudur. Eğer böyle bir husus eğer bir anlaşma metninde yoksa ben bunu Kıbrıs Türk halkının referandumda onayına sunulacak metin olarak göremem ve böyle bir metnin altına da imzamı da atmam. Bu çok net ve açık olan bir konudur." değerlendirmesinde bulundu.
- "BUNU KABUL EDECEK BİR TEK KIBRISLI TÜRK DE ÇIKMAZ"
Akıncı, Cenevre'deki müzakerelerin son gününde sunulan haritaların detayıyla ilgili bir soru üzerine de, Rum tarafının sunduğu haritanın ve bu konudaki tavrının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, şunları kaydetti:
"Sayın Anastasiadis haritaları incelemeye geldiğinde bir mektupla beraber geldi. Bizim haritamızı görmeden bile mektubunu hazırladı, işin gerçeği budur. O anda biz de sayın Eide'ye bunun kabul edilemez olduğunu, Sayın Anastasiadis'e de bunun kabul edilemez olduğunu söyledik. Gerçekten kabul edilecek bir harita değil, bunu kabul edecek bir tek Kıbrıslı Türk de çıkmaz. Ertesi sabah biz mektubumuzu Genel Sekreter'e Espen Eide aracılığıyla mektubumuzu verdik. İtiraz filan değil bu, kabul etmemedir, benimsememedir. Bu kadarını söyleyebilirim, daha ayrıntıya da girmek gerekmez."
Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş yeni anayasa açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan son dakika "Yeni anayasa" açıklaması. Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'deki anayasa görüşmelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bazı milletvekili arkadaşlarımızın orada gerçekten, bir milletvekili arkadaşımızın burnunu kırması, bir başka milletvekili arkadaşımızın afedersiniz ayağının dişlenmesi, bunları arzu etmezdik. Buradaki arkadaşlar milletin vekilleridir. Asıl değil, asıl bekliyor. 330 aşıldıktan sonra nihai kararı ben vereceğim diyor. Bu hafta içinde bu (anayasa değişikliği) biter ve bittikten sonra da işin zaten asıl sahibine gidecek. Asıl sahibi millet" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Hz. Ali Camisi'nde kıldı. Erdoğan, öğle saatlerinde Üsküdar Kısıklı'daki konutundan Hz. Ali Camisi'ne geçti. Burada cuma namazını kılan Erdoğan'a, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan eşlik etti. Vatandaşlar, cami çıkışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bazı vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş yeni anayasa açıklaması
"BU İŞ BU HAFTA İÇİNDE BİTER"
Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de devam eden anayasa görüşmelerinde yaşanan olaylara ilişkin, "Bazı milletvekili arkadaşlarımızın orada gerçekten, bir milletvekili arkadaşımızın burnunu kırması, bir başka milletvekili arkadaşımızın afedersiniz ayağının dişlenmesi, bunları arzu etmezdik. Buradaki arkadaşlar milletin vekilleridir. Asıl değil, asıl bekliyor. 330 aşıldıktan sonra nihai kararı ben vereceğim diyor. Bu hafta içinde bu (anayasa değişikliği) biter ve bittikten sonra da işin zaten asıl sahibine gidecek. Asıl sahibi millet" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
"Öyle ya da böyle 8 madde geçmiş bulunuyor. Bundan sonraki süreç de temenni ederiz ki sakin bir havada ve demokrasinin adabına uygun bir şekilde devam etsin"
"İkide bir tek adamcılık, tek adamcılık, tek adamcılık filan gibi laflar ediliyor. Bir defa Türkiye'de eğer tek adamcılık konuşulacaksa, tek adamcılığın tek bugüne kadar uygulamasını yapan siyasi parti ana muhalefet partisidir, Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Daha kuruluşundan beri tek adam üzerine gelmiştir zaten."
"Parlamento çalışamaz hale gelirse erken seçimden söz edilebilir. Samimi, dürüst bir şekilde, kavga gürültüye gerek yok. İlk turda görüldüğü kadarıyla 338-348 arasında gidiş gelişler oldu, şimdi de bu hafta içinde kalan maddeler bu şekilde müzakere edildikten sonra ikinci turu var. İkinci turda da parlamento aynı istikrarını ortaya koyarsa iş asıl sahibine gidecektir. Milletimiz de burada nihai kararı verecektir. Milletimizin vereceği karar neyse o karara da hepimiz 'evet' diyeceğiz ve saygı duyacağız. Olay bu."
KIBRIS'TA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
"Kuzey Kıbrıs yoğun bir çalışmanın içerisinde, samimiyet ortaya koyuyor ama Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan, hala bunlar farklı beklentiler içerisindeler. Türk askerinin çekilmesi söz konusu değil."
"Annan Planı'nın artık geçerliliği yok. Şimdi yeni bir müzakere sürecidir. Bire dört, yani bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi başkanlık yapacak, 4 dönem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi başkanlık yapacak, böyle bir şey de olamaz. Bunu daha önce de konuşmuştuk; 1'e 2, bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi liderliği alacak, iki dönem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yönetimi alacak. Adil olan budur. Yani biz orada adil, kapsayıcı bir barış istiyorsak ölçüsü budur."
DÖVİZDEKİ HAREKETLİLİK
"Bu hafta içinde biz ekonomideki, gerek hükümetteki arkadaşlarımız gerekse benim cumhurbaşkanlığındaki danışmanlarım tekrar bir değerlendirmeyi yapacağız. Burada ürkecek herhangi bir şey söz konusu değil ama ben milletime çağrıyı tekrar yapıyorum. 'Kimse yastığının altında şu dövizi biriktirmesin, bunları TL'ye dönüştürsün' diyorum. Eğer bunlar TL'ye dönüşürse inanıyorum ki piyasalar çok daha rahatlayacaktır."
"Yerli parayla ihalat ve ihracatın yapılması konusunda anlaştığımız ülkeler var. Bu çalışma başlayınca döviz üzerindeki ateşin düşeceğine inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Kıbrıs' açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cuma namazı çıkışı önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan Cenevre'deki Kıbrıs zirvesiyle ilgili "Kaçan taraf yine Rumlar olacak dedik yine oldu" dedi.
İşte Erdoğan'ın o konuşması;
"Garantör ülkeler istikrarlı bir yerde değil. Şimdi burada Kuzey Kıbrıs yoğun bir çalışma içerisinde. Samimiyet ortaya koyuyor. Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan hala farklı beklentiler içerisindeler. Garantiler, güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı garantörlüğü beklemeyin dedik. Güvenlikte de, biz daha önce belirlendiği gibi Güney Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni eşit oranda asker bulunduracağız. Daha önce konuşmuştuk. Hala açık Maraş-kapalı Maraş, Erenköy var. Eğer Maraş'ı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız bizim teklifimiz var, Erenköy ile Güzelyurt arası birleştirilerek Kuzey Kıbrıs'a bırakılır, diğer bölge de Güney Kıbrıs'a bırakılır. Yok Karpaz bize bırakılsın, yok orası bize bırakılsın, böyle bir şey olamaz dedik. Kaçan taraf yine Rumlar olacak dedik yine oldu"
TÜSİAD Başkanı'ndan döviz açıklaması

TÜSİAD'ın yeni başkanı Erol Bilecik, döviz piyasasının mart ve nisan ayı gibi normale döneceğini öngördü.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, özel bir televizyon kanalına önemli açıklamalarda bulundu.
KUR DALGALANMALARI
Bilecik, dalgalanmaların yaşandığı döviz piyasasının mart ve nisan ayı itibariyle rahatlayacağını söyledi.
FAİZ ORANLARI
Faiz konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erol Bilecik, "Yüksek faiz geleceği tehlikeye sokar. Merkez Bankası siyasi iklimin içinde olmamalı" şeklinde konuştu.
YATIRIMDAN ÇEKİNMEYİN
Yatırımcılara seslenen TÜSİAD Başkanı, yatırımdan korkulmaması gerektiğini belirterek, "Türk Lirası'na güvensinler yatırımdan çekinmesinler" dedi.
TBMM Başkanvekili Aydın, hakkındaki iddiaya yanıt verdi

TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, "FETÖ teröristbaşı ile hayatımın hiçbir döneminde bırakın birini tanıştırmayı, yakından ve uzaktan dahi bile görmemiş olmama rağmen, bu yazılanlar gazetecilik ahlakının hiçbir yerinde yoktur." dedi.
Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugün bir gazetede hakkında çıkan haberle ilgili iddialara yanıt verdi.
"Adına köşe yazısı denen yazılarla gazete sütunlarında iftira ve yalan tellallığı yapılmasının" büyük bir ayıp olduğunu belirten Aydın, "Düzenlenen kurgunun zamanlaması ne büyük bir tesadüftür. TBMM'de anayasa görüşmelerinin yapıldığı haftada ve benim Meclis Başkanvekili olarak görev yaptığım ana denk gelmesi de ne manidardır." ifadesini kullandı.
Başkanvekili Aydın, "Demek ki bu görüşmelerde birilerine ne kadar zarar vermişiz, birilerinin ne kadar canını sıkmışız, birilerinin ne kadar canını acıtmışız. Akılla, fikirle, siyasetle, haya ve terbiye ile baş edemeyeceklerini anlayınca o birileri, ne büyük bir boşluğa düşmüşler. Yazıklar olsun." diye konuştu.
- "NE KADAR DOĞRU BİR İŞ YAPTIĞIMIZI BİR KEZ DAHA GÖRÜYORUM"
Ahmet Aydın, şöyle konuştu:
"Köşe yazısı diye yazılanlar, hiçbir dayanağı olmayan, tamamen siyaseten kayıplarını bertaraf etmek için şuursuz ve kendinden geçmişçesine atılan iftiralar, tamamen TBMM'deki hukuka dayalı tutumumu temel alarak kurgulananlar, adeta bir yalanlar kompozisyonu şeklinde oluşturulmak istenenler karşısında, ne kadar doğru ve hayırlı bir iş yaptığımızı bir kez daha görüyorum.
Aslında karakteri ve hayatı şer üstüne, yalan üstüne bina olmuş müfterilere cevap vermek bile fikri ve duruşu belli olana, hayatı ve safı her zaman daim olana bir zuldür. Lakin buradan kendilerine siyaseten kazanç sağlayacağını sananların milleti kandırmamaları için karşılarında durmak da milletin bize verdiği en asli görevdir. Buradan bir kez daha tekrarlıyorum ki FETÖ teröristbaşı ile hayatımın hiçbir döneminde bırakın birini tanıştırmayı, yakından ve uzaktan dahi bile görmemiş olmama rağmen, - yıllardır çizgisini dürüstlük üstüne kurmuş basın mensuplarını tenzih ederek ifade etmek isterim ki - bu yazılanlar gazetecilik ahlakının hiçbir yerinde yoktur."
Aydın, basın ahlak ve kuralları ayaklar altına alınarak yazılanların amacının, sadece ve sadece TBMM Genel Kurulundaki tutumuna karşı ihtiras dolu siyasetlerini temel alarak meseleleri bambaşka mecralara taşımaktan ibaret olduğunu söyledi.
"Aziz milletim bir kez daha bilsin ki bu çırpınışlar ve içten içe çürümüşlüğün verdiği bu hezeyanlar, ne siyasi ahlakımıza ne de geçmişten bugüne gelen ve hiçbir dönemde yalpalamayan, herhangi bir yan yola sapmayan yolumuza, bir çakıl taşı kadar dahi zarar veremeyecektir." diyen Aydın, hakkındaki bu iddia ve suçlamalara karşı hukuki olarak gerekli her türlü işlemi yapacağını sözlerine ekledi.
Son dakika: Milli Eğitim Bakanı Yılmaz yeni müfredatı açıkladı!

Eğitim-öğretimde devrim gibi değişiklik.. İki yıldır üzerinde çalışılıyordu... Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Güncellenen Öğretim Programları bilgilendirme toplantısında, 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde hayata geçirilecek olan "Yeni Müfredata" ilişkin bilgiler verdi. Bakan Yılmaz, "Önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren 1, 5 ve 9. sınıf öğrencilerimiz, yeni hazırlanmış müfredatla eğitime başlayacaklar. Dolayısıyla bu sene ve gelecek sene ve sonraki takip eden sene de değişen müfredattan dolayı TEOG, YGS veya LYS sınavlarında herhangi bir farklılık olmayacaktır" dedi.
Milyonlarca öğrenci için yenilenen müfredatla 51 programın ünite başlıkları ve içerikleri internet üzerinden görüşe açılacak. 10 Şubat'a kadar tüm paydaşların görüşü alınacak.
İki yıldır üzerinde çalışılan Yeni Müfredat'a geçildiği haberini veren Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Eğitime dair güncelleme, yenileştirme ve geliştirme çalışmalarımızın bir sonucu olarak taslak programlarımızı askıya çıkarıyoruz. Taslak program görüşlere sunulmaya ve görüşler doğrultusunda iyileştirmeye hazır hale geldi. Kamuoyunun katkılarını, paydaşlarımızın katkılarını alacağız, ortak aklın süzgecinden geçirerek öğrencilerimizin önüne getireceğiz. 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren de sınıflarımızda öğretmenlerimiz, bu çerçevelere uygun olarak derslerini yürütecekler" dedi.
Bakan Yılmaz açıklamasında şunları kaydetti:
HANGİ SINIFLAR YENİ MÜFREDATLA EĞİTİME BAŞLAYACAK?
"Yeni müfredat Eylül ayında başlayacak. Yeni müfredat ile ders sayıları azaltılacak, ders içerikleri sadeleştirilecek. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı itibariyle, bu sene ve gelecek sene hiçbir öğrencimiz değişen müfredattan dolayı TEOG ve LYS'den etkilenmeyecektir. 1. sınıf. 5. sınıf ve 9. sınıf öğrencilerimiz yeni müfredatla eğitim görecekler."
VELİLERİN VE ÖĞRETMENLERİN GÖRÜŞÜ ALINACAK MI?
"Kamuoyunun görüşlerine sunulan yeni müfredatla ilgili bu süreçte, programlarla veya ders programları ile ilgili söylenecek bir eleştiri varsa bu dönemde söylenmesini istiyoruz. Bugünden itibaren bir ay süre ile öğretmenlerimiz, velilerimiz ve bir görüşüm var diyen herkesin görüş ve önerilerini bekliyoruz. Web sayfamızdan yeni müfredata ulaşabilirsiniz. 10 Şubat'a kadar bütün halkımız yeni müfredatla ilgili görüşlerini bize sunmalı"
TASLAK PROGRAMLAR HAZIRLANIRKEN NELER DİKKATE ALINDI?
"53 farklı dersle ilgili taslak programlar hazırlanmıştır. 19 farklı ders ilköğretim için, 34 farklı ders ortaöğretim için hazırlanmıştır. Bu taslaklar askıya çıkarılmıştır. Bu programa 1000'in üzerinde arkadaşımız katıldı. Genel müdürlüklerin koordinatörlüğünde komisyonlar taslak programları hazırladı. Ülke genelinde uzmanlar girdi sağladı. Talim Terbiye Kurulu inceledi ve askı sürecine çıkarıldı. Taslak programa hazırlanırken, öğretim programlarıyla ilgili çalışmaların başlangıcında üniversite eğitiminde ve günlük hayatında başarılı olmaları için bilgi ve becerileri öncelik edildi. Dünya ölçeğinde eğitimde başarı göstermiş ülkerin tecrübelerinden faydalanıldı. Bunların ışığında bu taslak program milletimizin görüşlerine açıldı."
DERS SAATLERİ AZALACAK MI?
"Anadilde iletişim, bir diğer dilde iletişim, temel matematik, djital yetkinlik, öğrenmeyi öğrenmek, vatandaşlık ve sivil yetkinlik, kültürel dışa vurum... Öğrencilerimizin öz güveni olsun, kendini eleştirebilsin, kusur ve hataları görebilsin. Böyle olunca birlik ve beraberlik içinde yaşayabilir. Öğrencilerimize verilecek eğitimde bu ana başlıklar dikkate alındı. Programlar kesinleşip, halkımızın katkısını aldıktan sonra öğretmenlere programlar verilecek ve ondan sonra ders saatlerine karar verilecek. Bazı ağırlıklı derslerde az sayıda ders verdiğimiz durumlar var. Ders saati yerine konuları azaltmak lazım. Amacımız öğrenciye çok bilgi vermek değil, verilen bilginin hayatı boyunca ona yardımcı olması"
YARIYIL TATİLİNDE TELAFİ EĞİTİMİ OLACAK MI?
"Yarıyıl tatilinde telafi eğitimi koymuyoruz. Tatil tatildir. Şubat'tan sonra okul süreci başlayacak. Öğretmenler o ders saatleri içerisinde o günlerde kayıpları telafi edecekler."
Etrafa rastgele ateş açtı, ailesini rehin aldı

İzmir’in Buca ilçesinde etrafa rastgele ateş açan bir kişi, ailesi olduğu iddia edilen kişileri rehin aldı.
Edinilen bilgiye göre, Buca ilçesinde 548. Sokak'ta elinde pompalı tüfek bulunan bir şahıs, etrafa rastgele açarak ailesi olduğu iddia edilen kişileri rehin aldı. Olay yerine polis ekipleri sevk edildi. 3,5 saattir şahsı ikna çalışmaları sürerken, bölgeye özel harekat ekipleri de sevk edildi. Öte yandan İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın da olay yerine geldi.
FETÖ operasyonlarında son dakika haberi! 7 kişi tutuklandı

Gözaltına alınan 10 şüpheliden 7'si tutuklandı. Şüphelilerin, 17-25 Aralık sürecinden sonra otomobillerini satarak Bank Asya'ya yatırdıkları ve örgütün gizli haberleşme programı "ByLock"u kullandıkları tespit edildi.
Kırklareli merkezli 6 ilde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda gözaltına alınan 10 şüpheliden 7'si tutuklandı.
Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmada, Kırklareli merkezli Ankara, Uşak, Gaziantep, İstanbul ve Kayseri'de düzenlenen eş zamanlı operasyonda, FETÖ adına faaliyette bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan 10 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye götürüldü.
Şüpheliler savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildi.
A.K.D, M.K, M.K, M.Ş, R.D, H.T. ve A.G. tutuklandı, 3 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
BYLOCK KULLANDIKLARI TESPİT EDİLDİ
Şüphelilerin 17-25 Aralık sürecinden sonra otomobillerinin satışından gelen parayı Bank Asya hesaplarına yatırdıkları ve örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock''u kullandıkları tespit edildi.
Polis ekipleri, 1 şüphelinin daha yakalanması için çalışmalarını sürdürüyor.
Son dakika haberi: HDP'li Yüksekdağ'a kötü haber

Van'da çeşitli tarihlerde katıldığı toplantılarda sözde "öz yönetim" ilanına ilişkin açıklamalarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ hakkında, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Anayasa'da değişiklik yapılmasını öngören kanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, milletvekilleri hakkındaki dosyaların gönderildiği adliyelerde soruşturmalar sürüyor.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa değişikliği kapsamında dokunulmazlığı kaldırılan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ'ın 11 Nisan 2015, 30 Aralık 2015 ve 5 Mart 2016 tarihlerinde yaptığı konuşmayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
Hazırlanan iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
"DEMOKRATİK ÖZERKLİK, ÇATIŞMA ZEMİNİ OLUŞTURUR"
Sözde "demokratik özerklik stratejisi"nin terör örgütü tarafından hayata geçirilmesi durumunda başta Doğu ve Güneydoğu bölgeleri olmak üzere ülke genelinde toplumsal çatışma zemininin oluşabileceğinin kaydedildiği iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Özellikle terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, terör örgütüne müzahir olmayan şahıslara, gruplara ve siyasilere yönelik yoğun şekilde baskı uygulanacağı, ülkemizin batı ve doğu bölgeleri arasında sosyal çatışma zemininin yaşanabileceği ve göç alan bölgelerde bu çatışmaların daha kritik boyutlara ulaşabileceği aşikardır. 'Demokratik özerklik-öz yönetim' adı altında kurumsallaştırılan durumun ülkemizin mevcut anayasal sistemine aykırı olduğu, her alanda devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozacağı ortadadır."
Konuşmaların içeriği nedeniyle Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayetler üzerine soruşturma başlatıldığının belirtildiği iddianamede, Yüksekdağ'ın sözde "öz yönetim" taleplerine ilişkin ifadelerine yer verildi.
İddianamede, Yüksekdağ'ın terör örgütü PKK/KCK yöneticilerinin sıklıkla dile getirdiği sözde "öz yönetimi" milletvekili sıfatı ile kendi durumuna göre gerçekleştirmeyi amaçladığı ve mitingde konuşma yaparak eyleme geçtiği vurgulandı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 7,5 YIL HAPSİ İSTENİYOR
Yüksekdağ'ın konuşmalarının bir bütün olarak değerlendirildiğinde, PKK/KCK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde özerklik ve sonrasında bağımsızlık amaçlarını gerçekleştirmek için çalışma yürüttüğünün bildirildiği iddianamede, "Bu nedenle eyleminin TCK 302/1 madde ve fıkrasındaki suçu oluşturduğu neticesine varılmıştır. Propaganda, izah ettiğimiz devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu açısından da delil niteliğindedir. Çünkü açık bir şekilde 'şehitlerimize verdiğimiz sözü asla ve asla unutmayacağız, başkaldırmış olanlara verdiğimiz sözü asla unutmayacağız' demek suretiyle aynı amaç için çalıştıklarını ikrar etmiş durumdadır." ifadelerine yer aldı.
SAVCILIĞIN ÇAĞRISINA RAĞMEN SAVUNMAYA GİTMEDİ
İddianamede, şüphelinin, savunmasının alınması amacıyla usule uygun yapılan çağrı kağıdı tebliğine rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ifade vermeye gitmediği vurgulanarak, Yüksekdağ hakkında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
FETÖ'den ihraç edilenler nasıl askerlik yapacak? Milli Savunma Bakanı açıkladı

Milli Savunma Bakanı Işık, "FETÖ soruşturmaları sebebiyle emniyet teşkilatımızdan ihraç edilenlerin askerlik yapma zorunluluğu var, bu bir mecburiyet." dedi. Bunlar bir terör örgütü mensubu olduğu için ihraç edildi, bunlar nasıl askerlik yapacak' sorusuna ise Bakan Işık şöyle yanıt verdi: Kamuoyunun eskiden 'sakıncalı piyade' diye bildiği, aslında askerlik yapması noktasında birtakım sıkıntıların olduğu isimlerle ilgili bir geri hizmet ve idari faaliyetlerde bunlar daha çok görevlendirilecek. Silahsız ve mühimmatsız nöbetlerde bulunacaklar. Ayrıca gözetim ve kontrol altında askerlik hizmetlerini ifa edecekler.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'tan FETÖ'den ihraç edilen emniyet personelinin askere alınması ile ilgili flaş açıklamalar...
"FETÖ soruşturmaları sebebiyle emniyet teşkilatımızdan ihraç edilenlerin askerlik yapma zorunluluğu var, bu bir mecburiyet. Öncelikle sayı olarak şu anda emniyetin bize ilk etapta gönderdiği sayı bin 590 ancak çalışmalar devam ediyor. Tespitler yapıldıkça askerlik görevini ifa etmesi için bu isimler bize gönderilecek ve biz de bu isimleri askere almak için gerekli çalışmaları yürüteceğiz.
NASIL ASKERLİK YAPACAKLAR?
(FETÖ soruşturmaları sebebiyle emniyet teşkilatından ihraç edilenlerin askere alınması) 'Bunlar bir terör örgütü mensubu olduğu için ihraç edildi, bunlar nasıl askerlik yapacak' sorusu da son derece önemli bir soru. Nasıl askerlik yapacakları konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin aslında geçmişe dayanan ciddi bir birikimi var.
"SAKINCALI PİYADE"
Yani kamuoyunun eskiden 'sakıncalı piyade' diye bildiği, aslında askerlik yapması noktasında birtakım sıkıntıların olduğu isimlerle ilgili bir geri hizmet ve idari faaliyetlerde bunlar daha çok görevlendirilecek. Silahsız ve mühimmatsız nöbetlerde bulunacaklar. Ayrıca gözetim ve kontrol altında askerlik hizmetlerini ifa edecekler.
FETÖ'den ihraç edilen polisler askerlik yapacak
Milli Savunma Bakanı Işık, FETÖ'den ihraç edilen polislerin askerlik yapacağını açıkladı.

15 Temmuz sonrası, FETÖ mensubu olduğu nedeniyle ihraç edilen polislerle ilgli önemli bir karar alındı.
ASKERLİK YAPACAKLAR
"FETÖ soruşturmaları sebebiyle emniyet teşkilatımızdan ihraç edilenlerin askerlik yapma zorunluluğu var, bu bir mecburiyet" diyen Işık, şunları söyledi:
"Öncelikle sayı olarak şu anda emniyetin bize ilk etapta gönderdiği sayı bin 590 ancak çalışmalar devam ediyor. Tespitler yapıldıkça askerlik görevini ifa etmesi için bu isimler bize gönderilecek ve biz de bu isimleri askere almak için gerekli çalışmaları yürüteceğiz.
TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ, NASIL ASKER OLACAK?
'Bunlar bir terör örgütü mensubu olduğu için ihraç edildi, bunlar nasıl askerlik yapacak' sorusu da son derece önemli bir soru. Nasıl askerlik yapacakları konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin aslında geçmişe dayanan ciddi bir birikimi var.
GERİ HİZMETTE KULLANILACAKLAR
Yani kamuoyunun eskiden 'sakıncalı piyade' diye bildiği, aslında askerlik yapması noktasında birtakım sıkıntıların olduğu isimlerle ilgili bir geri hizmet ve idari faaliyetlerde bunlar daha çok görevlendirilecek. Silahsız ve mühimmatsız nöbetlerde bulunacaklar. Ayrıca gözetim ve kontrol altında askerlik hizmetlerini ifa edecekler."
Reina saldırısı ile ilgili flaş gelişme

Yılbaşı gecesi Reina isimli eğlence merkezinde 39 kişinin öldürülmesi 65 kişinin de yaralanması ile ilgili saldırı yürütülen soruşturmada, katile yardım ettikleri belirtilen iki DAEŞ’li şüpheli tutuklamaya sevk edildi.
Yılbaşı gecesi Reina'da gerçekleştirilen ve 39 kişinin yaşamanı kaybettiği 65 kişinin ise yaralandığı silahlı saldırı ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı.
İKİ ŞÜPHELİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında saldırıda tetiği çeken Abdulkadir Masharipov'a yardım ettikleri belirtilen iki DAEŞ terör örgütü mensubu şüpheli emniyetteki işlemleri tamamlanması ardından İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü tarafından sorgulanan iki şüpheli tutuklanmak üzere Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderildi.
SALDIRGAN İLE İRTİBATLI ÇIKTILAR
Tutuklamaya sevk edilen O.A ve A.A. isimli şüphelilerin saldırgan ile irtibatlarının belirlendiği öğrenildi. O.A.'nın DAEŞ üyesi tetikçi Abdulkadir Masharipov ile Konya'da ev tuttuğu, evin kapıcısının tetikçi ile O.A'yı birlikte gördüğüne dair ifade verdiği belirlendi.
PAKETTEN ZİGSAUER ÇIKTI
Evi kiralayan ve Konya'da gözaltında olan bir kişinin 15 Aralık 2016 günü bu ilden İstanbul otobüsüne verilen bir pakette otobüs şoförünün şüphelenmesi üzerine Zigsauer marka silah yakalandığı, paketi İstanbul Otogarı'ndan O.A. ile birlikte A.A.'nın teslim almaya geldiği, ikilinin burada gözaltına alındıkları belirtildi.
İŞTE SUÇLAMALAR
DAEŞ üyesi oldukları belirtilen iki şüpheli hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Ruhsatsız ateşli silahlar ile mermileri taşıma veya bulundurma", "Nitelikli şekilde kasten öldürme suçuna yardım" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlaması kapsamında tutuklama talep edildi.FETÖ’ye abla operasyon: 55 gözaltı

Fetullahçı Terör Örgütü’nün ‘abla’ yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen 73 şüpheliden 55’i gözaltına alındı.
Edinilen bilgilere göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fetullahçı Terör Örgütü'nün "abla" yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 73 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı.
Karar üzerine harekete geçen İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah saatlerinde İstanbul merkezli birçok ilde çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında aralarında Bylock kullanıcılarının da bulunduğu 55 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilerek emniyete götürüldü.
Yunanistan'ın 28 adacık planına Türkiye'den yanıt geldi!

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakan Yardımcısı Nektarios Santorinios'un Yunan parlamentosunda, Yunan hükümetinin Ege’de 28 küçük adacığa yönelik iskan ve bayındırlık planlaması yaptığı açıklamasıyla ilgili Türkiye'nin, Yunanistan'ın statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları kabul etmeyeceğini vurguladı.
Yunanistan'ın Ege'deki bazı adacıkları iskana açacağı yönündeki açıklama ve haberler hakkındaki bir soruya verdiği cevapta Müftüoğlu, şunları kaydetti:
"Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakan Yardımcısı (Santorinios), Yunan Parlamentosunda yöneltilen bir soruya verdiği yanıtta, Yunan hükümetinin Ege'de 28 küçük adacığa yönelik iskan ve bayındırlık planlaması yaptığına değinmiştir. Ancak, söz konusu planlamanın Ege'deki hangi adacıkları kapsadığı açıklanmamıştır."
Türkiye'nin, Yunanistan'ın statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları kabul etmeyeceğinin altını çizen Müftüoğlu, bunların hukuki açıdan hiçbir sonuç doğurmayacağını çeşitli kereler duyurduklarını belirtti.
Müftüoğlu, "Komşumuz Yunanistan'ın, gerek hükümetimiz, gerek kamuoyumuz nezdinde büyük hassasiyet arz eden bu konuda sağduyulu davranmasını bekliyoruz.?" ifadelerini kullandı.
FETÖ gitti, 5 milyon TL geliyor

FETÖ'den temizlenen Dicle Üniversitesi, 5 milyon TL ek gelire kavuşacak DÜ Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Kırbaş:“Son 6 ayda yapılan yeniliklerle hastanenin ciddi bir gelir artışı olacak”“
Başta Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç olmak üzere birçok yöneticisi Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik soruşturma çerçevesinde tutuklanan ve yönetimi değişen Dicle Üniversitesi (DÜ) atağa geçti. Yeni yönetim üniversiteye 5 milyon TL ek gelir sağlayacak projelere imza attı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından birçok üniversitede olduğu gibi Dicle Üniversitesi'nde de FETÖ'cülere yönelik soruşturmalar başlatılmıştı. Bu çerçevede, üniversitesinin eski Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, bazı rektör yardımcıları, hastaneler başhekimi ve birçok öğretim görevlisi açığa alınmış ya da tutuklanmıştı. FETÖ'den arındırılan üniversite atağa geçti. Yeni yönetim, son 6 içerisinde üniversiteye 5 milyon TL ek gelir sağlayacak projelere imza attı.
HASTALAR ANKARA VE İSTANBUL'A GİTMEYECEK
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Kırbaş, mevcut projelerle hem hastanenin gelirinde ortalama 5 milyon TL gibi bir artış olacağını hem de Diyarbakır ve çevresindeki hastaların Ankara, İstanbul gibi merkezlere gitmesine gerek kalmayacağını söyledi. Kırbaş, Dicle Üniversitesi Hastanelerinin sadece Diyarbakır'a değil çevresindeki 10 il ve ilçeye de hizmet verdiğini belirterek, "Bu il ve ilçelerle beraber 10 milyonluk bir nüfusa hitap ediyoruz. Burası büyük bir şehir hastanesi gibi çevreye hizmet veriyor. Hastanemizde toplam bin 233 tane yatak var. 2016 senesi içerisinde 900 bin hastaya poliklinik hizmeti vermişiz. Bizim amacımız hem hizmet alanlarını büyütmek hem de hastanemizin gelirini arttırmak. 2017 yılı için hedefimiz bu 900 bine bir 100 bin daha ekleyip 1 milyona ulaşmak. Polikliniklerimizin fiziki alanları artık sıkışmış durumda ama biraz kafa yorarak yeni çözümler üreterek poliklinik alanlarımızı arttırıyoruz. Hedefimiz polikliniklerimizin sayısını yüzde 20'lere varan bir değerde arttırabilmek. Bunun için poliklinik oda sayılarımızı arttırıyoruz. İhalesi yapıldı. İnşaatı devam ediyor" dedi.
"Yeni yoğun bakımlar açılıyor"
Hastanede 343 tane yoğun bakım yatağı olduğunu anlatan Kırbaş, "Bu yoğun bakım yataklarına 53 tane yeni yatak ekleyeceğiz. Bunların 20 tanesi yenidoğan yoğun bakımı olacak. Onun dışında endokrin, gastroentroloji, kulak-burun-boğaz, ortopedi, kadın doğum gibi farklı branşlarda da yoğun bakımları açıyoruz. 41 tane mevcut yoğun bakım yatağımızın seviyesini de birinci seviyeden ikinci seviyeye çıkartıyoruz. Yani bu daha ağır, daha ciddi vakaların bakılabileceği, takip edilebileceği 41 tane yeni yoğun bakım yatağı demek. Yoğun bakım yatakları çok değerli yataklar ve bulunmuyor. Bizim bölgemizde de özellikle yenidoğan açısından çok büyük ihtiyaç. Bu yaptığımız yeni yatırımlarla bu ihtiyaçları karşılamış olacağız" diye konuştu.
AYLARCA SIRA BEKLEMEYECEK
astaneye yapılan diğer bir yeniliğin ameliyathane gözleri sayısının arttırılması olduğuna dikkat çeken Kırbaş, bundan böyle hastaların uzun süre beklemeyeceğini vurguladı. Kırbaş, özellikle ortopedi, plastik, beyin ve çocuk cerrahisi gibi dört branşta hastaların çok ciddi bir bekleme süresi olduğunu ifade ederek, "Bu altı aya kadar uzayabiliyor. Yeni dört tane ameliyat gözü açıyoruz. Bu gözler bu dört branşa tahsis edilecek. Zaten hastalarımız şu anda mevcut. Ameliyat olmak için aylarca sırada bekliyorlar. Böylece hastalarımızı bekletmeden çok daha hızlı bir şekilde ameliyatlarını yapıp sağlıklarına kavuşturabileceğiz" ifadelerini kullandı.
Yeni açılacak palyatif bakım merkeziyle özellikle kemoterapi sonrası oluşan yan etkilerin ve reaksiyonların hasta tarafından evde tolere edilmesine gerek kalmayacağını aktaran Kırbaş, şunları kaydetti:
"Bu merkez aslında çok büyük bir ihtiyaç ama bu gruptaki hastalar bir şekilde kliniklerin dışında kalıyor. Hastalar kemoterapi sonrasında gelişen yan etkileri, reaksiyonları maalesef evlerinde tolere etmek zorunda kalıyorlar ve çok ciddi durumlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Biz palyatif bakım merkezinde bu hastaların kemoterapi sonrasındaki komplikasyonları ile mücadele edeceğiz. Onların sıkıntılarını azaltmaya çalışacağız. Yine onkolojik hastaların bir kısmında da çok ciddi ağrılar olabiliyor. Ağrı tedavisi gerekebiliyor. Bu hastalarımızın ağrılarını dindirmeye çalışacağız. Bir diğer hasta grubumuzda diyabetik hastalar. Bu hastalarda çok farklı komplikasyonlar gelişebiliyor. Bunlardan birisi diyabetik ayak. Şeker hastalarında kan dolaşımı bozulduğu için ayak parmaklarında ve ayaklarda kan dolaşımı bozulabiliyor. Kangrene gidip uzuvların kesilmesini gerektirecek kadar ciddi durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu palyatif bakım merkezinde de bu grup hastalarımızın da tedavisini yapacağız. İnanıyorum ki bu da bizim bölgemize ciddi bir yenilik ve önemli bir hizmeti yerine getirecek. Son yatırımımızda yeni bir tüp bebek merkezi açıyoruz. Bu bölgede devlete ait bir kurumda tüp bebek merkezi yok. Çocuk sahibi olmak isteyen aileler özele gidebiliyorlar ama devasa rakamlar karşılığında bu hizmeti alabiliyorlar. Bizim buradaki tüp bebek merkezimiz en son teknoloji ile donatılmış. Tıbbi cihazlarla donatılmış. Eğitimli personeli ile yeşil kartlı hastalarımızın bile hizmet alabileceği bir merkez olacak."
HİZMET ANLAYIŞI DEĞİŞİYOR
Bu yatırımların hastanenin gelirini arttıracağını anlatan Kırbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece hastanemizin ihtiyaçlarını karşılayıp daha ileri teknolojilere yatırım yapabileceğiz. Hastanemizin hizmet anlayışını daha da ilerilere götürebileceğiz. Diğer yönden de Diyarbakır'daki ve çevresindeki hastalarımızın da Ankara, İstanbul gibi merkezlere gitmesine gerek kalmadan evinden çıkıp hastanemize geldiklerinde ihtiyaçları olan hizmetleri karşılayabileceğiz. Bütün bu hizmetleri bir araya getirdiğimizde hastanemizin 5 milyon TL gibi ciddi bir gelir artışı olacak. Bu bahsettiğim yenilikler son 6 aylık yenilikler. Rektörümüz Talip Gül hocamızın inisiyatifinde, başkanlığında gündeme getirdiğimiz ve yaptığımız yatırımların sonucudur."
YORUMLAR