Türkiye’ni yurt dışındaki en büyük askeri üssü açıldı

Türkiye'ni yurt dışındaki en büyük askeri üssü açıldı

-Somali'nin başkenti Mogadişu'da Türk askeri eğitim merkezinin açılışı yapıldı. -Şamil Tayyar ağır konuştu: İspat etmezsen o. çoçuğusun -11 yıldır kayıptı... Bahçede gömülü bulundu -Bilal Erdoğan: Biz niye bu gavurların peşindeyiz -Erdoğan'dan Kerbela mesajı! -IKBY: Biz karar almadıkça yapamazsınız! -Sınırlara eş zamanlı ortak operasyon -‘Milli gelir 2018’de 4 trilyon TL olacak’ -İBDA-C diyerek MHP’yi dinlemişler -Bakan Soylu: O yapılar tek tek yıkılacak -Müstekbirlerin oyuncağı oldular

01 Ekim 2017 - 07:44 - Güncelleme: 01 Ekim 2017 - 09:15

'ni yurt dışındaki en büyük askeri üssü açıldı

Giriş Tarihi: 30.09.2017 22:53 Güncelleme Tarihi: 01.10.2017 08:10
Türkiye'ni yurt dışındaki en büyük askeri üssü açıldı

'nin başkenti Mogadişu'da eğitim merkezinin açılışı yapıldı.

Başbakanı Hasan Ali Hayri, ülkeyi ziyaret eden yetkilileri ile yabancı ülke büyükelçilerinin katılımıyla Mogadişu'da Somali ordusunu eğitmek üzere kurulan eğitim merkezinin açılışını yaptı.

Açılışta konuşan Başbakan Hayri, 'nin, içinde bulunduğu zor şartların aşılması için kalkınma gücünü artırmada Somali'ye verdiği desteklerden övgüyle bahsetti.

Hayri, "Bu askeri üs, güçlü ve vatanı savunmaya muktedir bir ordu kurulmasının yolunu açacak. Aynı şekilde burada ordunun teröristlerle mücadele gücünün artırılması için eğitimler verilecek." dedi.

İki ülke arasındaki ilişkilerin yeni olmadığını, asırlara uzandığını belirterek, bu durumun Türkiye'yi Somali halkına ve hükümetine gerekli desteği sunmaya sevkettiğini dile getirdi. Türkiye'nin güvenlik sorunlarını aşması için Somali'ye destek vermeyi sürdüreceğini kaydetti.

Şamil Tayyar ağır konuştu: İspat etmezsen o. çoçuğusun

YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Twitter hesabından "Bylock kullanan AK Parti'lilerin tam listesi" başlığı ile bir liste yayımladı. Ortalık karıştı.

Şamil Tayyar ağır konuştu: İspat etmezsen o. çoçuğusun

Ömer Ağaoğlu yine sahnede. Üyelerinin yarısı FETÖ'cü çıkan YARSAV’ın kurucu eski başkanı hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu bugün bir liste yayınladı. İddiasına göre listedeki AK Partili isimler ByLock kullanıyordu.

Listede ismi olan AK Partililerden biri de Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar.

ŞAMİL TAYYAR: İSPAT EDEMEZSEN…

Tayyar, hukukçu kimliği ile kamuoyunun tanıdığı Eminağaoğlu'na bunu hatırlattığı sert bir cevap verdi.

Eminağaoğlu'na, “Sözümona hukukçusun!” diyen Şamil Tayyar sözlerine şöyle devam etti: “İspat etmezsen o. çoçuğusun. Pazartesi de dava açıyorum. Mutlaka hesap vereceksin ahlaksız herif!”

"KENDİMİ İHBAR ETTİM..."

Tayyar, daha öncede benzer bir liste yayımlandığını hatırlatarak "Daha önce bu sahte bylock listesi yayınlanınca Ankara C.Başsavcılığına kendimi ihbar ettim, bylock olmadığı için takipsizlik verdiler." dedi.

TAYYAR'DAN SAHTE LİSTE ÇAĞRISI

Gaziantep Millitvekili Tayyar bu sahte listelerle mücadele için "Değerli dostlardan ricam; sahte bylock listesi yayınlayan ahlaksızları bana bildirin, tazminatları şehit yakınları ve gazilere bağışlayalım." çağrısında bulundu...

İşte Şamil Tayyar'ın o tweetleri:

11 yıldır kayıptı... Bahçede gömülü bulundu

Eskişehir'de 11 yıldır kayıp olarak aranan her yerde aranan Hasan Çiloğlu’nun cesedi, arkadaşının evinin bahçesinde ortaya çıktı.

Kan donduran olay 2004 yılının nisan ayında yaşandı. M.Ç. isimli vatandaş, oğlu Hasan Çiloğlu'nun (33) 8 aydır kayıp olduğunu belirterek, aralık ayında polise müracaatta bulundu.

Kayıp şahıs olarak aranan Hasan Çiloğlu'nun en son Ayhan D. isimli arkadaşı ile görüldüğü tespit edilirken, bir televizyonda yayınlanan programa katılan Ayhan D.'nin kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplar polis ekiplerini şüpheye düşürdü.

Ayhan D. üzerine yoğunlaşan polis ekipleri, Hasan Çiloğlu'nun bu şahıs tarafından öldürülmüş olabileceği ihtimali üzerine çalışma başlattı. 

Ayhan D.'nin daha önce ikamet ettiği Erenköy Mahallesi Kınalı Sokak'ta bulunan ikametin bahçesi alınan kazı izniyle kazılmaya başlandı. Bahçede önceden su kuyusu olarak kullanılan ve üzeri betonla kapatılan alan iş makineleri ve işçiler yardımı ile açılırken, Hasan Çiloğlu'na ait olduğu değerlendirilen kafatası, kemik ve elbise parçaları bulundu.

Sakarya'da bulunan Ayhan D. bunun üzerine polis ekipleri tarafından yakalanarak Eskişehir'e getirildi.

Para yüzünden öldürmüş

Şüpheli Ayhan D., olay günü Hasan Çiloğlu'ndan alacaklı olduğu parayı istediğini, bu yüzden aralarında kavga çıktığını, kavga sırasında mutfağın camının kırıldığını ve yerden aldığı kırık cam parçasıyla Hasan Çiloğlu'nu boynundan yaraladığınısöyledi. Hasan Çiloğlu'nun ölmesinin ardından bahçesindeki su kuyusuna cesedi attığını itiraf eden Ayhan D., bugün adliyeye sevk edildi.

Bilal Erdoğan: Biz niye bu gavurların peşindeyiz

Bilal Erdoğan TÜGVA Giresun İl Temsilciliği’nin açılışına katılarak bir konuşma yaptı.

TÜGVA Giresun İl Temsilciliği’nin açılışına katılan Bilal Erdoğan, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi sanayisini oluşturmasının önemine değindi. Erdoğan "Avrupa özentilerine sesleniyorum. Biz niye bu gavurların peşindeyiz. Biz dünyaya millet nedir öğretmişiz" diye konuştu.

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bilal Erdoğan, TÜGVA Giresun İl Temsilciliği’nin açılışına katıldı.

'AVRUPA ÖZENTİLERİNE SESLENİYORUM...'

Erdoğan, Türkiye’de hiçbir şeyin ‘Milli’ olarak yapılmasına olanak tanımadığını belirtti: “Kendi sanayimizi oluşturmamız 

Avrupa’nın işine gelir mi. Avrupa özentilerine sesleniyorum. Biz niye bu gavurların peşindeyiz. Ne gerek var? Biz dünyaya millet nedir öğretmişiz. Biz dünyada zulümler olmasın diye kılıç kuşanan, at binen, ok atan bir ecdadın torunlarıyız.”

Erdoğan'dan Kerbela mesajı!

Erdoğan yayımladığı Kerbela mesajında 'Aşure gününün islam alemi ve tüm insanlık için huzura, barışa, refaha ve hayırlara vesile olmasını diliyorum' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kerbela mesajı yayımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yayımladığı Kerbela mesajında, "Aşure gününün islam alemi ve tüm insanlık için huzura, barışa, refaha ve hayırlara vesile olmasını diliyor, tutulan Muharrem oruçlarının kabul ve karin olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum" dedi.

Erdoğan şöyle devam etti "Kerbela olayından alınacak derslerle birlikte, gönüllerimizi kerbela çölü olmaktan kurtarmak için her zaman kardeşliğe, uhuvvete, kenetlenmeye ve muhabbete ihtiyacımız olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. 1378 yıl önce yaşanan Kerbela olayında, çeşitli işkencelere maruz bırakılarak şehit edilen Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hüseyin'le birlikte Ehl-i beyt mensuplarını rahmetle yad ediyorum" ifadelerine yer verdi.

IKBY: Biz karar almadıkça yapamazsınız!

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamentosu, Irak Parlamentosu'nun, 25 Eylül'deki referandum nedeniyle aldığı kararların yasalara aykırı olduğunu iddia etti

Parlamento'da yapılan olağan oturumda, Bağdat'ın Irak Sivil Havacılık Kurumunun talimatıyla Erbil ve Süleymaniye havalimanlarının uluslararası uçuşlara kapatılmasıyla Erbil yönetimine karşı uygulanan diğer kararlar ele alındı.

Siyasi kriz nedeniyle faaliyete geçtikten sonra 2'nci oturumunu düzenleyen Parlamento, oy çokluğuyla bazı kararlar aldı.

"BİZ KARAR ALMADIKÇA UYGULAYAMAZLAR"

Parlamento'dan yapılan yazılı açıklamada, Irak Meclisi'ndeki özel oturumda alınan yaptırım kararlarının yasal olmadığı öne sürüldü.

Açıklamada, IKBY Parlamentosu tarafından herhangi bir karar alınmadığı sürece merkezi hükümetin yaptırım kararlarının bölgede uygulanmasının mümkün olmadığı iddia edildi.

IRAK PARLAMENTOSU'NUN KARARI

Irak Parlamentosu, geçen Çarşamba günü düzenlediği oturumda IKBY'nin 25 Eylül'deki gayrimeşru referandumundan dolayı Erbil yönetimine karşı bazı yaptırım kararları almıştı.

Bunların başında Erbil ve Süleymaniye havalimanlarının uluslararası uçak seferlerine kapatılması, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelere Irak ordusunun gönderilmesi gibi kararlar yer alıyordu.

Sınırlara eş zamanlı ortak operasyon

GÖKSEL ÇAĞLAV / ANKARA

Irak’ın merkezi Bağdat yönetimi, IKYB’nin kontrolündeki bölgelerde bulunan birisi Türkiye, ikisi İran olmak üzere 3 sınır kapısı için ortak operasyon kararı aldı. Eş zamanlı gerçekleştirilecek operasyon için Türkiye ve İran ile hareket edilecek. Bağdat savunma bakanlığının yaptığı açıklamaya göre nokta operasyonlarda İran ve Türk topraklarının kullanılması da masada. Ankara ve Tahran’ın desteğini alan Bağdat yönetimi IKBY’nin referandumunu yasa dışı ilan etmiş ve tanımadığını açıklamıştı. İsrail haricindeki ülkeler referandumu tanımadıklarını belirterek tepkilerini dile getirirken, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ülkesinin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin “tek taraflı referandumunu tanımadığını” duyurdu. Bu açıklamaların ardından gözler Bağdat yönetimine çevrildi. 

SINIR KAPILARINA EŞ ZAMANLI 

ORTAK OPERASYON

Irak hükümeti, bağımsızlık referandumu nedeniyle Kuzey Irak’taki kara sınırlarını kontrol altına almak için harekete geçerek, sınır kapılarının 30 Eylül itibarıyla teslimi için IKBY’ye çağrıda bulundu. Bu çağrı Kuzey Irak yönetimi tarafından cevaplanırken, hiçbir sınır kapısının Bağdat yönetimine teslim edilmeyeceği vurgulandı. Bağdat yönetimi, savunma bakanlığı aracılığıyla ajanslara açıklama yaparak, Türkiye ve İran ile birlikte sınır kapılarına yönelik noktasal operasyon gerçekleştireceğini duyurdu. Bağdat yönetiminin açıklamasının ardından IKYB’nin elinde bulunan, Habur sınır kapısına yönelik bir taarruza geçme durumu masada değerlendirme konusu olduğu belirtilirken, operasyonlar sırasında Türkiye ve İran topraklarının kullanılıp kullanılmayacağı da merak konusu oldu. Uzmanlara göre sınır kapısına yönelik olası bir operasyon durumunda, Doğudaki Hendek operasyonlarında olduğu gibi, tatbikat bölgesindeki kuvvetler, özel kuvvetler ile güçlendirilerek icra edilecek. Yine daha önce eğitim verilen Barzani güçlerinin askeri yeterliliğini en iyi şekilde bilen birliklerin bu operasyonlara dahil edileceği belirtildi. Bağdat yönetiminin cuma günü IKBY’ye uluslararası uçuş yasağı getirmesi de, operasyonlar sırasında bölgeden kalkabilecek uçaklarında kalkmasını engelleyecek.

Facebook'a yeni güvenlik önlemi

Popüler sosyal medya devi Facebook'un kendi 'yüz tanıma' teknolojisini geliştirdi.

Sosyal medya devi Facebook kendisine ait yüz tanıma teknolojisini geliştiriyor. Test sürecindeki özellik, kullanıcı hesabınızı geri kazanmak için kimlik doğrulamayı yüz tanımlama ile yapmayı planlıyor.

Facebook yüz tanıma özelliği ile hesabınızı geri kazanmak için kullanılacak bir güvenlik önlemi olarak geliştiriliyor. Hali hazırda kullanılan yöntemde kısa mesaj veya e-posta gerekli oluyor. Bu ikisine erişiminiz olmadığı zamanlarda oldukça işe yarayabilir. Şirket tarafından doğrulanan özellik sayesinde hesap kurtarma işlemi hızlı ve kolay bir hale getirileceği söyleniyor. Opsiyonel olarak sunulacak yüz tanıma özelliği için mevcut kullandığınız cihaz ile giriş yapmanız gerekiyor.

Yüz tanıma teknolojisi verimli bir şekilde kullanılmaya başlar ve hackerlar tarafından altadılmazsa, Facebook bu özelliği daha fazla kişi için kullanıma açmayı planlıyor. Sosyal medya devi yıllardır kilitlenen hesaplar içi farklı yöntemler sunmaya çalışıyor.

Biyometrik verilerle akıllı cihaz ve hesap güvenliği üzerine bir çok çalışma mevcut. Samsung'un retina taraması, iPhone X ile tanıtılan FaceID gibi teknolojiler hali hazırda kullanılıyor. Facebook'ta bu teknolojilere ayak uyduracağa benziyor.

Meclis yasama yılına Erdoğan’la başlıyor

TBMM, yeni yasama yılına bugün başlıyor. Bu yıl 27 Temmuz’da tatile giren Meclis, yoğun gündemle çalışacağı 26. Dönem 3. Yasama Yılı’na başlayacak. Meclis’in açılış programı saat 13.00’te TBMM Atatürk Anıtı’nda düzenlenecek törenle başlayacak. Genel Kurul, saat 14.00’de TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında toplanacak. Kahraman, birleşimi açmasının ardından sunuş konuşması yapacak, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Genel Kurula davet edecek. İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Erdoğan, açış konuşmasını yapacak. Saat 19.00’da ise resepsiyon gerçekleştirilecek.

‘Milli gelir 2018’de 4 trilyon TL olacak’

Başbakan Binali Yıldırım, “2018’de milli gelirimiz 4 trilyon lirayı da geçecek.

Kocaeli’de çeşitli temaslarda bulunan Başbakan Binali Yıldırım, “2018’de milli gelirimiz 4 trilyon lira olacak, 4 trilyon lirayı da geçecek. Türkiye 2020 yılından itibaren kişi başı milli gelirle birlikte üst gelir grubuna çıkan ülkeler arasında yerini alacak. 13 bin doların üzerinde milli gelirle artık orta gelir tuzağından da kurtulacak ülkeler arasında yerini alacak” dedi. Hasan Gemici Spor Salonu’ndaki AK Parti İzmit 4. Olağan İlçe Kongresi’nde konuşan Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

AB’Yİ SOLLADIK

Ekonomiye değinen Yıldırım, şunları dile getirdi: “Türkiye 2017’de, ilk çeyrekte, iki çeyrekte yüzde 5’in üzerinde büyüyerek Avrupa Birliği ülkeleri, hani Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi şikayet ettiği ülkelerden iki kattan daha fazla büyüdü. Dünyada, 2017’nin ilk yarısında ortaya koyduğu büyümeyle Türkiye, Çin ve Hindistan’tan sonra dünyada en yüksek büyüme oranını yakalayan ülke oldu. Kemal Bey, senin bunlardan haberin olmaz. Aç, oku, orada burada kulaktan duyma laflarla, yalan yanlış bilgilerle milletin kafasını karıştıracağını mı zannediyorsun?”

ZOR BİR YIL GEÇİRDİK

Kocaeli’de iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle de bir araya gelen Yıldırm, zamlarla ilgili ise şunları söyledi: “Son günlerde kamuoyunda ‘Efendim işte zamlar oluyor, şunlar oluyor, bunlar oluyor.’, çeşitli şeyler var. Doğru. Zam yapmak, yani nasıl söyleyeyim, çok makbul bir şey değil ama ülkenin ihtiyaçları, gerçekleri ortadaysa bazı tedbirleri de kalıcı ferahlık için almak gerekiyor. Son bir yıldan itibaren savunma sanayiinde çok ciddi gelişmeler sağladık, çok ciddi ihtiyaçlarımız var. Bu ihtiyaçlarımızı karşılamak ve savunma sanayinde yetkinliğimizi artırmak için ilave kaynağa ihtiyacımız var. Bunun bir kısmını kamuda tasarruf ederek, kamudaki bazı harcama önceliklerini yeniden gözden geçirerek sağlayacağız, bir kısmını da doğrusu tabii vergi artışı gibi yollarla karşılamış olacağız. 2018; 2015’de turizmdeki kayıplarımız, 2016’daki kayıplarımız, darbe dolayısıyla yaşadıklarımızın birikimidir. 2018, zor bir yıl olacak. O zorluktan hasar almadan çıkabilmek için bazı tedbirleri almak zorundaydık, bu tedbirleri alıyoruz ama 2019 ve sonrası için daha güçlü şekilde gireceğiz.”

TÜRKİYE-İRAN-IRAK   ORTAK ÇALIŞIYORUZ

Başbakan, IKBY’deki gayrimeşru referanduma ilişkin de, şöyle konuştu: “Şunu herkes bilmelidir; Türkiye’nin güney sınırlarında olabilecek bir statü değişikliği, bir yapay devlet oluşturma çabası Türkiye’nin milli güvenlik meselesidir. Türkiye, milli güvenlik meselesi konu olduğunda her türlü hareketi, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan bütün haklarını kullanmakta asla tereddüt etmeyecektir. İran, Irak ve Türkiye olarak bölgede oynanan oyunları akamete uğratmak için koordinasyon içinde çalışıyoruz.”

İBDA-C diyerek MHP’yi dinlemişler

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internet ortamında yayımlanmasıyla ilgili FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 171 şüpheli hakkında hazırladığı iddianamede, MHP’li yöneticilerin İBDA-C mensubu gibi gösterilerek, sahte isimlerle ve usulsüz olarak dinlendiği belirtildi. 

Sahte isimlerle dinlediler

Buna göre, eski MHP’li Ahmet Deniz Bölükbaşı, İBDA/C kapsamında, Turhan Kaya, Faruk Can, Hasan Kara, Muharrem Demirtaş ve Haydar Baran gibi sahte isimlerle dinlendi. Bölükbaşı hakkında, bu sahte isimlerle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinden 2008 yılı Mart ayından 2009 yılı Kasım ayına kadar çeşitli aralıklarla usulsüz teknik takip ve dinleme kararları çıkartıldı.

Mahkemeden usulsüz dinleme kararı

Eski MHP’li Cihan Paçacı’nın da Yavuz Selim Aydoğan sahte ismiyle yine İBDA-C içerisinde üst düzey sorumlu olarak faaliyet gösteren Fazıl Duygun ve propaganda organlarıyla irtibatlı olduğu değerlendirilen Yavuz Selim Aydoğan isimli şahsın faaliyetlerinin deşifre edilmesi bahanesiyle dinlendiği ortaya çıktı. Şüphelilerin, sözde örgüt üyelerinin olası eylemlerinin önüne geçilebilmesi için dinleme yapılması gerektiğini savunarak, mahkemeden dinleme ve teknik takip kararları çıkardıkları anlaşıldı. Paçacı hakkında da bu şekilde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden 2009 Mayıs ayından itibaren 3 ay süreyle usulsüz dinleme ve teknik takip kararları alındı.

Müstekbirlerin oyuncağı oldular

Erzurum’a çıkarma yapan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, IKBY’deki gayrimeşru referanduma ilişkin, “Irak’ı ve Suriye’yi bölmek için her türlü oyunu sergileyen güçlerin, kendi ülkelerinde olağanüstü şartlarda elde edebildikleri birliği güçlendirmek amacıyla nasıl büyük bir gayret gösterdiklerini biliyoruz. Bağımsızlık başka bir şeydir, müstekbirlerin oyuncağı olmak bambaşka bir şeydir” değerlendirmesinde bulundu. 

K. IRAK’TA KANAYAN YARA AÇILIYOR

AK Parti Erzurum İl Danışma Toplantısı’na katılan Erdoğan, Yakutiye ilçesinde düzenlenen Büyükşehir Belediyesi Fuar Alanı, MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi açılış töreninde vatandaşlara seslendi. Erdoğan, İl Danışma Toplantısı’ndaki konuşmasında, “Kuzey Irak’ta bağımsız bir devlet kurulmuyor. Tam tersine birileri tarafından keyifle deşilecek, sürekli kanayan bir yara açılıyor. Bu gerçeği görmezden gelmek ne bize ne Irak’taki Kürt kardeşlerimize ne de diğer kesimlere hiçbir şey kazandırmaz” ifadelerini kullandı.

ERZURUM RUHU DEVAM EDİYOR

Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizim ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyerek sembolleştirdiğimiz yeni kurtuluş mücadelemizin ruhu Erzurum’da çizilen çerçeve ile aynıdır. Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla, Arnavutuyla, Boşnakıyla 80 milyon tek milletiz. Vatanımızı parçalayamayacaklar, vatanımızı bölemeyecekler. Erzurum Kongresi’nin Cumhuriyetimizle sonuçlanması gibi 2019 yılındaki başarımız da ülkemizi 2023 hedeflerine taşımakla kalmayacak, 2053 ve 2071 vizyonlarımızın önünü açacaktır.”

ERDOĞAN, DÜŞMANLARI KOKUTUYOR

Cumhurbaşkanı, “Maalesef ülkemizde, ‘AK Parti ve Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa Türkiye batsın’ gibi hastalıklı bir zihniyetin içinde olanlar da var. Bunların belki sayıları azdır ama etrafa yaydıkları cüruf, sebep oldukları kötü koku çok fazladır. AK Parti, kendini ülkesinin ve milletinin istiklaline, istikbaline, birliğine adamış serdengeçtilerin partisidir, bunu böyle bilelim. Sadece bireysel kariyeri için mücadele edenlerin bu partide yeri yoktur” dedi.

TANKIMIZI, TÜFEĞİMİZİ ÜRETİYORUZ

Cumhurbaşkanı Yakutiye’deki  konuşmasında ise, şunları dile gitirdi: “Hükümete gelir gelmez başlattığımız savunma sanayisi seferberliğimizin meyvelerini yeni yeni alıyoruz. İnsansız hava aracından füzeye, tanktan topa, uçaktan uyduya, tüfekten tabancaya kadar olan ihtiyacımız ne varsa kimseye bağımlı olmadan üretmeyi hedefliyoruz. Çok konuda ciddi mesafe aldık.”

Kerbela şehitleri anılıyor

İstanbul, Kars ve Iğdır’da, Peygamberimizin torunu Hazreti Hüseyin ve yarenlerinin Kerbela’da katledilmesinin 1378. yılı dolayısıyla anma programı düzenlendi

Kars’ta, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin ve yarenlerinin Kerbela’da katledilmesinin 1378. yılı dolayısıyla anma programı gerçekleştirildi.

Hazreti Ali Çarşı Camii önünde bir araya gelen, ellerinde Türk bayrağı ile Atatürk ve Hazreti Ali’nin posterlerini taşıyan yaklaşık 15 bin kişilik grup, anma programı kapsamında yürüyüş yaptı.

Caferilik İnancını Tanıtma Araştırma ve Eğitim Derneği (CAFERİDER) tarafından düzenlenen ‘’Evrensel Aşura Matem Merasimi’’ ise İstanbul Halkalı’da bulunan Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde gerçekleşti. Iğdır’da ise, “Aşura Merasimi” düzenlendi. Siyah elbiseler giyen, ellerinde “Ya Hüseyin” yazılı pankartlar taşıyan binlerce vatandaş, kentteki Zübeyde Hanım Bulvarı’na yürüdü.

Kerbela şehitlerini anmak için düzenlenen etkinlikler kapsamında birçok Müslüman Muharrem orucunu tutarken, çok sayıda belediye de vatandaşlara aşure dağıttı.

“Mezhepçilik hastalığını tedavi eden formül Kerbela”

Bu arada; İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, “Ders alabilseydik hiç çağdaş Kerbelalar yaşanır mıydı? Son birkaç yılda Yemen’de, Kahire’de, Musul’da, Şam’da, Halep’te yaşananların Kerbela’dan hiç de geri kalır katliamlar olmadığı kanaatindeyim. Kerbela’yı gündemden düşürmemeye çalışan biz Müslümanların sembollere takılıp kaldığımızı, ağlasak da dövünsek de yaşanmış felaketlerden, bu büyük imtihanlardan ahlaki dersler çıkartamadığımızı düşünüyorum. Bu açıdan bakarsak Kerbela, mezhepçilik hastalığını ‘azdıran’ bir unsur değil, bunu ‘tedavi eden’ bir formül işlevi görmelidir” dedi.

Büyükkara, “Hicret’in 61. yılındaki Kerbela hadisesinin tarihi de muharrem ayına denk gelince bu ayın kutsiyeti daha da arttı. Muharrem kültürünün içerisine tabiatıyla hüzün de girmiş oldu” dedi.

Emniyet'te flaş emeklilik kararları!

Emniyet Genel Müdürlüğü'nde 56 emniyet mensubu emekliliğe sevk edildi.

Edinilen bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı doğrultusunda 9'u 1. sınıf, 15'i 3. sınıf, 3'ü 4. sınıf olmak üzere 27 emniyet müdürü ile 29 emniyet amiri emekli edildi.

Emekliliğe sevk edilen emniyet müdürlerinin arasında eski Antalya Emniyet Müdürü Cemil Tonbul da bulunuyor.

Milli Motosikletçi Kenan Sofuoğlu kaza geçirdi

Milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu, Fransa'da yarış esnasında kaza geçirdi. Sofuoğlu'nun hastaneye kaldırıldığı öğrenildi.

Dünya Supersport Şampiyonası'nda yarışan Milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu'nun sıralama turlarında yaptığı kaza sonrası bel ve kalçasında kırık tespit edildi.

Sofuoğlu'nun bu gece ambulans uçakla Türkiye'ye getirileceği öğrenildi.

Sünneti terk edip sadece Kur'an ile amel etmek yeterli midir?

Bazıları Kur'an'ı tek mezhep kabul edip, sünneti ve İslâm'ın diğer delillerini hafife alırken, işlerine gelen hadisleri kabul edip, gelmeyenleri reddediyor.

Bazı ehliyetsiz insanları görüyoruz ki, yalnız Kur'an-ı Kerim'in getirdiği İlâhî hükümleri kabul edip, dinin diğer temel kaynakları olan sünnet, icma ve kıyas'ı reddediyorlar. Maksatları ise, halkın itikadını bozmak ve saptırmaktan ibarettir. Bunlar, Kur'an'ı tek mezhep kabul edip, sünnet-i Peygamberiyeyi ve İslâm'ın diğer delillerini hafife alırken, işlerine gelen hadisleri kabul edip, gelmeyenleri reddederler. Şuurlu Müslümanları aldatamadıkları gibi takdir de göremezler, buna hakları da yoktur.

Malumdur ki, Müslümanlar Kur'an-ı Kerim'de nazil olan İlâhî hükümlere inanıp onlara uymaya mecbur oldukları gibi, hadislerle buyrulan dinî hükümleri de kabul etmeye mecburdurlar.

Bunlar, asırlardan beri tefsir, hadis, fıkıh ve diğer sahalarda yazılmış olan, bütün ilim ve fikir ehlinin takdirini kazanan çok kıymetli eserleri hiç dikkate almazlar.

Evet, Kur'an-ı Azimüşşan'ın gölgesine sığınarak yanlış yönlendirmede bulunan bir kimse, hiç olmazsa şunu bilmelidir ki, bir Müslüman ne kadar bilgisiz de olsa Kur'an-ı Azimüşşan'ın Allah kelamı olduğununa katiyyen şüphe ve tereddütü olmadığı gibi, sünnet-i seniyyenin de İslâm'ın ikinci bir delili ve dayanak noktası olduğunu kesin olarak bilir ve öyle de inanır.

Şu halde, "İslâm dininin esası yalnız Kur'an'dır, biz yalnız onda olan hükümler ile amel ederiz, onun haram dediğine haram, helal dediğine helal deriz." diyerek, sünneti dikkate almamak, ona kıymet vermemek, Peygamberimiz (asm)'in değerini ve görevini idrak etmemektir. Kur'an'ı tebliğ eden ve en başta tefsir eden O'dur.

Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:

"Bana Kur'an-ı Kerim ve onunla birlikte, bir onun kadarı daha (yani sünnet) verildi. Bir kişiye, koltuğuna yaslanmışken hadisim ulaşır da, 'Aramızda Allah'ın kitabı var, ondaki helali helal, haramı da haram sayarız.' derse (bilsin ki) Resûllullah 'ın haram kıldığı da Allah 'ım haram kıldığı gibidir." (Ebu Davud, Sünnet, 6, İmare 33; Tirmizi, İlim 10)

Ulemanın bir kısmı şöyle der: Sünnetin getirdiği her hükmün, uzak veya yakın, Kur'an'da aslı vardır. Sünnet, sonuçta Kur’ana’a ulaştırır. Onun öz hâlinde anlattığını açıklar, anlaşılmayan konuları ise açığa kavuşturur.

Şatıbî, Kur'an ile yetinme fikrine sahip olanların sünnetten ayrılan nasipsiz kişiler olduğunu söyledikten sonra, "Bid'at ehlinden bir çoğu hadisi terk edip Allah'ın kitabını yanlış yorumlayarak hem kendileri sapıttı, hem de başkalarını sapıttırdılar." der.

"Muhakkak ki, O zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz, şüphesiz O'nun hıfzedicisi de biziz." (Hicr, 15/9)

âyeti ile bu iki esastan Kur'an-ı Azimüşşan'ın lâfızları gibi manalarını da muhafaza etmeyi garanti altına almıştır. İslâm alimleri buradaki korumanın Kur'an'ı olduğu gibi sünneti de kapsadığını beyan etmişlerdir. Bu âyet-i kerime Kur'an'ın tefsir ve izahı mahiyetinde olan Peygamberimiz (asm)'in sünnet ve hadislerini de yani

"Biz sana Kur'an'ı, insanlara indirilen hükümleri beyan etmen için indirdik." (Nahl, 16/44)

âyeti ile teminat altına almıştır. Çünkü âyette bildirilen "beyan" Kur'an'ın manasındandır. Bu beyan ise ancak Peygamberimiz (asm)'in sünnet ve hadisleri ile olur.

"... Resûlullah'ın size getirdiklerine yapışınız. O'nun size yasak ettiği şeylerden de uzak olunuz. Allah'dan korkunuz. Çünkü Allah'ın vereceği ceza ağırdır." (Haşr, 59/7)

Elmalılı Hamdi Yazır Hazretleri tefsirinde bu âyete şöyle meal verir:

"Peygamber size her ne verdiyse onu alın, almayın dediğini almayın, yapmayın dediğini yapmayın ve Allah'dan korkun da Allah'ın ve Peygamber (asm)'in emirlerine karşı gelmekten ve birbirinizin hakkını yemekten, devlete hıyanet eylemekten sakının..."

Şu hâle göre Kur'an sünnetsiz, sünnet de Kur'ansız düşünülemez.Bunlardan birini ihmal etmek, İslâm dinini anlamamaktan doğan bir hastalıktır ve bir dalalettir. Tabiri caiz ise Kur'an bir güneş ise sünnet-i seniyye onun ziyasıdır. Birisi için diğeri feda edilmez.

Evet, nasıl Cenâb-ı Hak, hafızlar ile Kur'an'ı hıfz (muhafaza) etmişse, İslâm alimlerinin vasıtası ile de sünnet ve hadisleri muhafaza etmiştir.

(Sorularla İslamiyet)

Kerbela'yı ve Hz. Hüseyin'i anlattı... Şevki Yılmaz hem ağladı hem ağlattı!

Yazarımız Şevki Yılmaz, Akit Tv'de Milli Diriliş programında Kerbela'yı anlattı. Şevki Yılmaz "Kerbela'yı kimse anlamadı" dedi.

Dünya nüfusu yaşlanıyor... En fazla yaşlı hangi ülkede?

Dünya nüfusu, gelişmiş ülkelerde daha da fazla olmak üzere gittikçe yaşlanıyor. Doğurganlık oranlarının düşmesi ve tıptaki ilerlemelerle yaşlı nüfus artıyor.

Dünya nüfusu, gelişmiş ülkelerde daha da fazla olmak üzere gittikçe yaşlanıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu verilerine göre, dünya nüfusunun yüzde 12,3'ünü 60 yaş ve üstündeki insanlar oluşturuyor. Dünya nüfusunda 60 yaş ve üstü kişilerin oranının 2030'da yüzde 16,5 ve 2050'de yüzde 22'ye ulaşması bekleniyor.

Doğurganlık oranlarının düşmesi ve tıptaki ilerlemelerle yaşlı nüfus artmaya devam ediyor.

BM'nin 2015'te yayımladığı rapora göre, 60 yaş ve üstü kişi sayısı ciddi artış gösteriyor. Bu sayının gelecek yıllarda daha da artması bekleniyor.

Dünyada 2015 yılı itibarıyla 60 yaş ve üstü 900 milyon kişi yaşıyor. Bu rakamın 2030'da 1,4 milyara, 2050'de 2 milyara ulaşması öngörülüyor. 2015'te 80 yaş ve üstü kişi sayısı 125 milyon olarak kayıtlara geçerken, bu rakamın 2050'de 434 milyon olacağı belirtiliyor.

Yaşlı nüfus 2050'den önce gençlerin sayısını geçecek

BM verilerine göre, 2015'te her 8 kişiden birini 60 yaş ve üstü kişiler oluştururken, 2030'da her 6 kişiden birinin 60 yaş ve üstü olması bekleniyor.

Yaşlı nüfusun 2030'a gelmeden 0 ila 9 yaş çocuk nüfusunu, 2050'ye kadar da 10 ila 24 yaş genç nüfusu geçeceği tahmin ediliyor.

Gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfus daha fazla

Dünyada en fazla yaşlı nüfusuyla Japonya dikkati çekiyor. Japonya Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2016 yılında ülkede 100 yaşını aşanların sayısı 65 bine ulaştı.127 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 33'ünü 60 yaş ve üstü kişiler oluşturuyor. 2055'te yaşlı nüfus oranının yüzde 40'ı geçmesi bekleniyor.

Dünya nüfusunda en hızlı yaşlanma oranı Japonya'nın ardından Avrupa ülkelerinde görülüyor. Halihazırda en fazla yaşlı nüfusa sahip bölge Avrupa kıtası. Avrupa'da nüfusun yüzde 25'i 60 yaş ve üzerinde. 2050 yılında Afrika hariç tüm bölgelerde 60 yaş üzeri nüfusun yüzde 25'i aşması bekleniyor.

Almanya'da 2015'te genel nüfusun yüzde 28'ini 60 yaş ve üstü kişiler oluşturdu. İtalya'da bu oran Almanya gibi yüzde 28 olurken, Finlandiya'da yaşlı nüfus oranı yüzde 27 olarak kayıtlara geçti. Portekiz, Bulgaristan, İsveç, Letonya, Malta, Fransa, Danimarka ve Hırvatistan yaşlı nüfusun yüksek olduğu diğer ülkeler arasında yer alıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT), 2015 yılı raporuna göre, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde 80 yaşın üzerindekilerin sayısı 26,7 milyona ulaşırken, yaşlı nüfusun yaklaşık 3'te 2'si kadınlardan oluşuyor.

Avrupa'da 80 yaşın üzerindekilerin nüfusa oranının en yüksek olduğu ülke İtalya. 80 yaşın üzerindekilerin oranı İtalya'da yüzde 6,5, Yunanistan'da yüzde 6,3, İspanya'da yüzde 5,9 ve Fransa'da yüzde 5,8'i buluyor.

Uzmanlar, Avrupa'da nüfusun yaşlanmasına ilişkin iki ana husus üzerinde duruyor. İlki doğum oranlarının düşük olması. İkincisi de tıptaki ilerlemelerin ve gelişen yaşam standardının ortalama ömür süresini uzatmasıyla yaşlı nüfusun giderek artması.

Yaşlı nüfus kentlerde kırsal kesime göre daha hızlı artıyor. Dünyada 2000-2015 arasında 60 yaş ve üstü kişi sayısı kentlerde yüzde 68 oranında yükselirken, kırsal bölgelerde bu oran yüzde 25 artış gösterdi.

Dünya Yaşlılar Günü

Yaşlanan dünya nüfusunun sorunlarının ele alınması ve bu konuda farkındalık oluşturulması amacıyla BM tarafından 1990 yılından bu yana, 1 Ekim her yıl "Dünya Yaşlılar Günü" olarak anılıyor. Gün kapsamında, her yıl belirli bir tema çerçevesinde konferanslar ve etkinlikler düzenleniyor.

Afyonkarahisar şehidini uğurladı

Askeri uçakla Afyonkarahisar'a getirilen şehit uzman çavuş Ramazan Bağlan'ın cenazesi, memleketi Sinanpaşa'ya bağlı Kırka Bedesi’nde son yolculuğuna uğurlandı.

Askeri uçakla Afyonkarahisar Askeri Havalimanı'na getirilen şehit uzman çavuş Ramazan Bağlan'ın cenazesi, konvoy eşliğinde memleketi Sinanpaşa'ya bağlı Kırka Beldesi'ne getirildi.

Yüzlerce kişinin karşıladığı evli ve 1 çocuk babası şehit Ramazan Bağlan'ın cenazesi baba ocağına götürülerek helallik alındı. Helallik alınması sırasında baba İsmail ve anne Hüsna Bağlan ile kardeşleri ve diğer yakınları şehidin tabutuna sarılıp gözyaşı döktü. Daha sonra belde meydanındaki cenaze törenine geçildi.

Törene, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Afyonkarahisar milletvekilleri Ali Özkaya, Hatice Dudu Özkal, Burcu Köksal, Mehmet Parsak, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özdemir Şan, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Ak Partili Burhanettin Çoban, askeri ve mülki erkan ile binlerce vatandaş katıldı.

Şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu önünde, Bakan Veysel Eroğlu, baba İsmail Bağlan ile milletvekilleri Ali Özkaya ve Mehmet Parsak da şehidin kardeşleriyle kol kola saf tuttu.

Askeri törenin ardından akşam vakti cenaze namazı kılınan şehit Bağlan, belde kabristanında toprağa verildi.

Barzani iyice sıkıştı... Erbil havalimanı bomboş

IKBY yönetimi tüm dünyanın karşı çıkmasına rağmen gerçekleştirilen referandumun ardından Bağdat yönetiminin yaptırımları karşısında köşeye sıkışmış durumda.

İsrail hariç tüm dünyayı karşısına alan Barzani iyice köşeye sıkıştı. Kuzey Irak'ta gerçekleştirilen tartışmalı referandumun ardından Erbil yönetimi giderek köşeye sıkıştı. Başta Türkiye, Irak ve ABD olmak üzere pek çok ülkenin karşı çıktığı referandumun gerçekleştirilmesi üzerine tüm ülkelerden sert açıklamalar geldi.

Irak hükümetinin kararıyla dün Erbil ve Süleymaniye'de 18.00 itibariyle tüm uçuşlar durduruldu.

Barzani, Bağdat yönetimi ve BM'ye çağrıda bulunarak uçuş yasağının bir an önce kaldırılmasını istedi. AP'nin bugün Erbil uluslararası havalimanında çektiği karelerde havalimanının bomboş olduğu görülüyor. 

 Barzani'ye ait yayın organı Rudaw, Erbil yönetiminin Bağdat ve Birleşmiş Milletler'e (BM) çağrıda bulunarak uçuş yasağının bir an önce iptal edilmesini istediğini bildiriyor. Kararın tamamen siyasi olduğunu savunan Barzani'nin iptal talebindeki gerekçe, uçuş yasağının toplumu cezalandırması.

İmarda yeni dönem yarın başlıyor

Şehirlerde çarpık kentleşmeden kaynaklanan silüet bozukluklarının önlenmesi amacıyla imarda düzenlemeleri kapsayan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği başlıyor.

 Bakanlık tarafından 3 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanan ve yürürlük tarihi 1 Ekim olarak belirlenen yönetmelikte bazı düzenlemeleri içeren "Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yönetmelikte, otel veya benzeri bir yapıda ortası açık merkezi alanı kapsayan "atrium"un tanımı yeniden düzenlendi.

Ayrıca, yönetmeliğin emsal harici tüm alanların toplamının, parselin toplam emsale esas alanının yüzde 30'unu aşamayacağına ilişkin hükmünde, emsal dışı kalan alanlara ilişkin değişikliklere yer verildi.

Bu kapsamda, yapılması zorunlu olan yangın merdiveni ve korunumlu koridorun asgari ölçülerdeki alanı ile yangın güvenlik holünün 6 metrekaresi, son katın üzerindeki ortak alan teras çatılar, bahçede yapılan açık otoparklar, konferans, spor, sinema ve tiyatro salonları gibi özellik arz eden umumi yapılarda düzenlenmesi zorunlu olan boşluklar ile alışveriş merkezlerinde yapılan "atrium" boşluklarının her katta asgari ölçülerdeki alanı emsal harici sayılacak. Ortak alan niteliğindeki çocuk oyun alanlarının ve çocuk bakım ünitelerinin toplam 100 metrekaresi de bu hesaba dahil edilmeksizin emsal harici sayılacak.

Yönetmelik değişikliğiyle taban alan ve katlar alanı hesabına dahil edilmeyecek kullanımlar ve bahçe mesafelerine ilişkin de yönetmelikte düzenlemeye gidildi. Ayrıca müstakil konutlardaki bağımsız bölüm iç duvar kalınlıklarına ilişkin sınırlama da yönetmelik değişikliği ile ortadan kaldırıldı.

- İnşaat sektörüne "müktesep hak"

İnşaat sektörünün taleplerinin de dikkati alındığı yönetmelikte, bu kapsamda, "Yapı ruhsatına uygun olarak yapımına devam eden yapılarda, plan iptali olması halinde seviye tespiti yapılarak inşaat durdurulur. Mahkeme kararında yer verilen iptal gerekçeleri de dikkate alınmak koşuluyla hazırlanacak yeni imar planına göre mevcut haliyle ya da tadilatlı olarak korunması mümkün olan yapıların devamına izin verilir. Korunması mümkün olmayanların ise ruhsatları iptal edilerek inşaatın durdurulma tarihine kadar ruhsat ve eki projelerine uygun olarak yapılan kısmı müktesep hak kapsamında değerlendirilir." hükmü de iptal edildi.

Ayrıca, yapı ruhsatı işlemlerinde bir binada yer alan bağımsız bölümlerin birinde, emsal ve inşaat alanını, kullanım amacını, ıslak hacimlerin yerini, ortak alanları, diğer bağımsız bölümlerin arsa paylarını, diğer bağımsız bölümlerle olan duvar ve döşeme gibi ortak yapı elemanlarını değiştirmemek, binanın taşıyıcı sistem özellikleri ve güvenliği ile yangın güvenliğini olumsuz etkilememek kaydıyla yapılan tadilatlarda, tadilat yapılan bağımsız bölüm de diğer maliklerin muvafakati aranmadan malikin başvurusu yeterli olacak.

- Büyükşehir Belediyeleri "silüet onayı zorunluluğu" getirebilecek

Yapı projelerine ilişkin düzenlemeleri de içeren yönetmelik değişikliğiyle müstakil yapı adedi 30 veya daha fazla olan uygulamalar, bir parselde toplam yapı inşaat alanı 60 bin metrekareden fazla olan yapı veya yapılar topluluğu ile binanın herhangi bir cephesinden görünen en düşük kottaki bina yüksekliği 60,50 metreyi geçen yapılara ilişkin bu niteliklerden en az birini taşıyan yapı veya yapılar için büyükşehir belediyesince "avan proje zorunluluğu" kaldırılarak yerine "silüet onayı zorunluluğu" getirilebileceğine ilişkin hüküm eklendi.

Yönetmeliğe göre ayrıca özel mülkiyete tabi arsa ve binalarda, fenni mesuliyet üstlenilmek ve kanunun cezai hükümleri saklı kalmak, kat maliklerinin üçte ikisi ve gerekmesi halinde uygulamadan etkilendiği ilgili idaresince belirlenen bağımsız bölüm maliklerinin muvafakati alınmak, statik açıdan sakınca bulunmadığına dair inşaat mühendislerince hazırlanacak rapor ilgili idaresine sunulmak, bina estetiğini, görünümünü ve silueti olumsuz etkilememek kaydıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun uygun görüşü alınarak ruhsat alınmadan elektronik haberleşme istasyonu kurulabilecek.

Bina cephelerinde bu fıkrada aranan şartlara ilave olarak, sadece anten ve anten aparatları monte edilmek, cepheye bitişik olmak, dış cephe kaplamasıyla benzer görünümde olması ve anten boylarının 1,55 metreyi geçmemesi şartları da aranacak.

Fenni mesuliyet üstlenilmek ve kanunun cezai hükümleri saklı kalmak kaydıyla, sabit elektronik haberleşme altyapısında kullanılan, saha dolabı, varlık noktası (PoP noktası), menhol, ankesörlü telefon ve bina içi anahtarlama ekipmanları, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni alınmadan kurulabilecek.

- En küçük daire minimum 28 metrekare olacak

Yönetmelikte mevcut yapı ruhsatı başvurularına ilişkin de düzenlemeye gidildi. Bu kapsamda yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce riskli yapı tespiti yapılmış ya da riskli alan kapsamına alınmış, maliklerin en az üçte ikisi ile noter onaylı kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, yapı ruhsatı düzenlenmemiş yapıların ruhsat işlemleri, talep edilmesi halinde 1 Ekim'den önce yürürlükte olan yönetmeliğe göre sonuçlandırılacak.

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce ruhsatı alınan ve inşaatı devam eden yapılara ilişkin olarak da ruhsat süresi içerisinde yapılan tadilat ruhsatı başvuruları, talep edilmesi halinde ruhsatın düzenlendiği yönetmeliğe göre sonuçlandırılacak.

Yarın yürürlüğe girecek yönetmelikte yer alan düzenlemeler arasında, 1+0 stüdyo dairelerin bundan sonra imar projelerine dahil edilmemesi, yeni tip konut projelerinde en küçük dairenin 1+1 ve minimum 28 metrekare olarak tasarlanması gibi yenilikler yer alıyor.

Barzani'den büyük ihanet! "4 MİT'çiyi şehit verdik"

Kuzey Irak bağımsızlık referandumu gündemdeki yerini koruyor. Ateşle oynayan Barzani'nin karanlık geçmişine dair ayrıntılar da bir bir ortaya çıkıyor.

Bağımsızlık referandumunu yapan Barzani'nin bozuk siciline dair çarpıcı örnekleri Milliyet yazarı Tunca Bengin, bugünkü köşe yazısında sıraladı.

İsrail bayraklarının gölgesinde yapılan referandumda Barzani'nin tutarsızlıkları ve güven ciddi soru işareti oldu. Barzani'nin “Referandumun Türkiye milli güvenliğine bir tehdit olarak algılanmasını istemiyoruz. Kesinlikle sınırları değiştirmeyeceğiz” sözleri tartışma konusu oldu. Peki Barzani'ye güvenilir mi?

MİT'Çİ EYMÜR ANLATTI

Merak edilen sorunun yanıtını Milliyet yazarı Tunca Bengin, “Hiç güvenmem Barzani’ye, bize de kazıklar attı” diyen MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür'in anlattıklarını köşesine taşıdı.

MİT TÜRKMENLERİ ORGANİZE ETTİ, BARZANİ SADDAM HÜSEYİN'DEN YARDIM İSTEDİ

“Benim görevde olduğum yıllarda hem Barzani’nin Selahaddin’inde hem de Talabani’nin Süleymaniye’sinde görevli arkadaşlarımız vardı. Karşılıklı yardımlaşıyorduk ve adamlarımız onların güvencesi altındaydı. Talabani bölgesinde herhangi olumsuz bir olay olmamıştı. Ancak Barzani’nin kontrolü ve teminatı altındaki bölgede iki ayrı saldırıda dört arkadaşımız şehit oldu. Barzani PKK’nın yaptığını söyledi, ama failler hiçbir zaman yakalanmadı. MİT’in Müsteşarlık girişinde şehitler yeri var, orada isimleri yazıyor bu dört arkadaşımızın.

1994-95’te silah zoruyla Talabani’nin kontrolündeki Erbil’de bizim bayağı bir organizasyonumuz oldu. Orada Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye getiren özel harpçi Abdullah (Soyluoğlu) arkadaşımızla Türkmenleri topladık, düzenli bir kuvvet haline getirdik. Bundan Türk dostu gibi davranan Barzani rahatsız oldu ve Saddam Hüseyin’den yardım istedi. Tabii Talabani’yi de şikâyet etti. Saddam’ın ordusu geldi, Türkmenleri dağıttı, sürdü. Ondan sonra da Erbil’i Barzani’ye teslim eti. Yani bir düşman olarak gördüğü Saddam’la bile hemen anlaşabilen bir adam.”

2 UÇAKLA İSRAİL'E GÖTÜRÜLDÜLER

Barzani’ye bugün İsrail’den ve PKK’dan gelen desteğin sürpriz olmadığını belirten Eymür devam ediyor:
“İsrail bir anda ortaya çıkmış değil. 1994-1996’da anneleri Yahudi olan bölgedeki bazı insanlar Diyarbakır üzerinden 2 uçakla İsrail’e götürüldü. Bir kısmı sonradan değişik isimlerle geri döndüler, diğerlerinden bizim haberimiz bile olmamıştır ne yaptıklarından.
Barzani PKK ile çatıştı ama neticede dışarıya karşı birbirlerini koruyup kolluyorlardı. Hatta PKK’nın üst düzey adamlarını saklayıp taşıdığı bilgileri geldi. Türkiye Kuzey Irak’a girdiğinde PKK’lılara yardım ettiğine dair de çok bilgi aldık. Ama o PKK ile çatışırken TSK’dan yeterli lojistik destek alamadım diye bizim elemanlara yakınıyordu. Yani güvenilmez, kendi çıkarını düşünen bir adam.”

Nasıl güveniyordunuz?

“Ne yapalım, orada bir işbirliği gidiyor neticede. Ben de defalarca Kürt bölgesine gidip Barzani ile görüştüm. Ama bu PKK’nın yayın organında çıkmaya başlayınca biraz tedbirli gittik ondan sonra...”

Şok iddia: Özgecan Aslan'ın babasına tehdit!

Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın amcası Yaşasın Aslan, ağabeyi Mehmet Aslan’ın tehdit edildiğini ileri sürdü.

Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 günü vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan, Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’ın Özgecanlar Derneği’nden bazı yöneticiler tarafından istifa ettirildiğini ileri sürdü. Aslan, "Şimdi Özgecan Aslan Derneği hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bunu istemezdim, ancak benim de yeni öğrendiğim durumlar var. Ağabeyimin içinde bulunduğu duygusal zafiyetten yararlanarak şu anki Özgecan Derneği Başkanı Hediye Dalğıç ile bazı yöneticiler ağabeyimi istifa ettirerek Özgecan Aslan Derneğini bir süre önce ele geçirmişlerdir" dedi.

''AĞABEYİMİ DERNEKTEN KOVDULAR TEHDİT ETTİLER''

Ağabeyi Mehmet Aslan’ın çocuklarıyla tehdit edildiğini iddia eden Yaşasın Aslan, "Fakat daha sonraki dönemlerde Özgecan Aslan isim hakkını almak dahil olmak üzere şahsi çıkarlarına ve dernekle ilgili ağabeyimin hoşuna gitmeyen faaliyetlerle ilgili müdahale etmesi neticesinde tehdit edilmeye başlaması ile ilgili bir duyurudur bu. Zira bu konuyu konuşmak üzere Özgecan’ın babası, annesi ve ablası, Özgecan Aslan Derneği'ne gittikleri zaman kapının önüne atılmış ve kapının önünde de bıçaklı saldırıya uğramıştır. Bu konuyla ilgili yasal süreç devam ediyor. Fakat asıl mevzu buraya kadar sorun yok gibi gözüküyor. Asıl mevzu şu, en son yaptığı telefon görüşmesinde Özgecan’ın babası Mehmet Aslan’a Hediye Dalğıç, 'bir çocuğun katledildi, iki çocuğun var kendine dikkat et' şeklinde bir tehditle çılgınca bir hareket yapmıştır. Bunun bedelini ödemelidir. Ne yapmam gerektiğini günlerdir düşünüyorum, konuşuyorum ama en güzel şeyin bu olduğunu düşündüm. Umarım başta cumhuriyet savcıları olmak üzere Mersin valisi, siyasiler, kimin ilgisini çekiyorsa böyle acı yaşamış bir insanı çocuklarıyla sınamak çok acı bunu kaldıramıyorum. Umarım yarından itibaren bu şahıslar hakkında gereken yapılır" ifadesini kullandı.

Açıklamayı yaparken duygulanan Yaşasın Aslan, ağabeyi ve ailesinin bunu hak etmediğini söyledi.

''İDDİALARINI İSPAT ETSİNLER''

Öte yandan, Özgecanlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Dalğıç, iddialarla ilgili İHA'ya konuştu. Dalğıç, telefonla yaptığı açıklamada, iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek, suçlamaların hiçbirini kabul etmedi. Ortaya bir iddia atarak birilerini suçlamanın çok kolay olduğunu dile getiren Dalğıç, "İddialarını ispat etsinler. Bunların yapmak istediği şey ‘çamur at izi kalsın’. Ben anneyim, her şeyden önce iki kızım var. Yazık Özgecan’a. Bu kadar olmaz" dedi.

Mehmet Aslan’ın Özgecanlar Derneği’ni kurduğunu, ancak 1,5 yıl boyunca en ufak bir faaliyette bulunmadığını iddia eden Dalğıç, Baba Aslan’ın ısrarlı isteği üzerine, Aslan’ın üye kalması ve yönetimi kendisinin belirlemesi koşuluyla derneğin yönetimini Şubat 2017’de üstlendiğini söyledi. Aslan’a, "Biz projeler yaparız, hem kızınızın ismini yaşatırız hem de derneği bir yerlere taşımış oluruz" dediğini aktaran Dalğıç, yönetimi devraldığı günden bu yana da birçok proje ve faaliyet gerçekleştirdiklerini, öğrenci okuttuklarını anlattı. İçişleri Bakanlığına ‘Özgecan Yaşam Merkezi’, Kalkınma Bakanlığına da ‘Defne Yaşam Merkezi’ adıyla iki SODES projesi hazırlayarak sunduklarını, Kalkınma Bakanlığındaki projenin geçtiğini, İçişleri Bakanlığındaki projenin de sonucunu beklediklerini ifade eden Dalğıç, bu tür çalışmalar yaparken böyle iddialarla karşılaşmalarına tepki gösterdi.

BİR EVLADA BU SÖYLENİR Mİ?

Baba Aslan’ı ‘bir çocuğun katledildi, iki çocuğun var kendine dikkat et’ şeklinde tehdit ettiği iddiasını asla kabul etmediğini vurgulayan Dalğıç, "Olur mu böyle bir şey? Bunu bir insan söyleyebilir mi? Bırakın bir kadını, en kötü insan bile söyleyebilir mi? Ben böyle bir insan olabilir miyim? Hiç kimse bu kadar kötü olamaz. Bu iddialarını ispat edecek. Herkes gidip savcılığa her şekilde suç duyurusunda bulunabilir. Nasıl tehdit edebilirim? Ben bir kadınım. Hepsini bırakın Beste’ye ben bunu nasıl söylerim? Bir evlada bu söylenir mi?" diye konuştu.

Mehmet Aslan’ın dernekten istifa ettirildiği iddiasının kesinlikle doğru olmadığını da savunan Dalğıç, Aslan’ın halen dernek üyesi olduğunu, hatta kızı Beste Aslan’ın birinci yedekte olduğunu, yönetimden bir kişinin ayrılması üzerine Beste’nin şu anda yönetimde bulunduğunu söyledi.

Dernek önünde Aslan ailesinin bıçaklı saldırıya uğradığı olayını doğrulayan, ancak bu olayla kendilerinin hiçbir ilgisinin olmadığını belirten Dalğıç, "Saldırıyı yapan kişi hepimizin üzerine saldırdı. Bu kişi Çamlıbel’de tüm esnafın şikayetçi olduğu biri. Herkese saldıran biri. İmza toplayarak emniyete şikayet ettiğimiz biri. Bununla benim ne alakam var, anlamadım" ifadelerini kullandı.

24 Ekim’de olağanüstü genel kurula giderek derneğin adını değiştirecekleri bilgisini veren Dalğıç, "‘Özgecanlar’ adını bırakıyoruz. Mehmet Bey, kendisi bu adla derneğini kurabilir. Biz derneğin adını ‘Defne Kültür ve Yaşam Merkezi’ yapacağız. Bu ismi de mitolojide Defne kadınları temsil ettiği için ve Akdeniz’e özgü bir bitki olduğu için seçtik" şeklinde konuştu.

AK Partili vekil bir anda fenalaştı!

Erzurum'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı toplantıdan önce tansiyonu düşen AK Parti milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu rahatsızlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Erzurum İl Danışma Toplantısı'ndan ayrıldığı sırada salonda bulunan AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu aniden rahatsızlanarak bir anda yere yığıldı.

Partililer tarafından kaldırılan Milletvekili Taşkesinlioğlu koltuğa alınarak bir süre dinlendi. Taşkesenlioğlu'nun tansiyonun düştüğü öğrenildi.

FETÖ'nün 'kilit' noktası deşifre oldu

FETÖ/PDY'nin "Batı Karadeniz emniyet" yapılanması deşifre edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimi kapsamında tutuklanan ve aralarında "emniyet imamları"nın yanı sıra eski emniyet müdürleri, amirler, komiserler ve polis memurlarının bulunduğu 73 tutuklu sanık hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 22 yıl altışar aya kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, örgütün "Batı Karadeniz emniyet" yapılanması deşifre edildi.

Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Çiğdem Erdoğdu tarafından hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 330 sayfalık iddianamede, tutuklu 73 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olma veya silahlı terör örgütü yönetme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altışar aydan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istendi.

FETÖ/PDY'nin ülke genelinde bölgelere ayrıldığı, her bölgeye bağlı alt bölgelerin oluşturulduğu, Zonguldak il yapılanmasının da Marmara Bölgesi'ne bağlı Batı Karadeniz olarak adlandırıldığı belirtilen iddianamede, bölgenin Zonguldak, Bartın, Karabük, Düzce ve Bolu illerini kapsadığı, Batı Karadeniz sorumlusuna bağlı "bölge imamı", "bölge imam yardımcısı", "il imamları", "il imam yardımcıları" ve "ilçe imamları" olarak yönetici konumunda hiyerarşik bir yapının oluşturulduğu, bu yapıda emniyet mensuplarının yönetici konumundaki imamlara bağlı faaliyet yürüttüğü vurgulandı.

İddianamede, tutuklu "Sadık" kod adlı Ahmet Erdoğan'ın 2012 yılından darbe teşebbüsünden sonra gözaltına alındığı tarihe kadar "Marmara Bölgesi imamı'na bağlı "Batı Karadeniz Bölgesi akademili emniyet mensubu" kişilerin imamı olduğu anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Bu şahsın tutuklu 'Serdar' kod adlı Sedat Alperen'in yardımcısı olduğu, tutuklu Bolu imamının 'Kemal' kod adlı Ali Aktaşoğlu, firari Düzce imamının 'Murat' kod adlı Mustafa Özşahin, tutuklu Karabük imamının 'Alper' kod adlı Alpaslan Gürel, tutuklu Bartın imamının 'Yusuf' kod adlı İbrahim Çelik oldukları anlaşılmıştır. 'Akademili rütbeli emniyet yapılanması Zonguldak il imamı'nın ise 2014 yılı Haziran ayına kadar 'Akif' kod adlı tutuklu Mustafa Tunç, 2014 yılı Haziran ayından 2015 yılı Şubat ayına kadar 'Salih' kod adlı tutuklu 'Orhan Küçük, 2015 yılı Şubat ayından sonra 'Mahir' kod adlı Turan Arslan olduğu ve bu imama bağlı 'Hasan' kod adlı tutuklu Hüsnü Sarı, il imam yardımcısı ile akademili komiser yardımcılarından sorumlu il imam yardımcısının 'Selçuk' kod isimli tutuklu Savaş Kasap'ın yer aldıkları görülmüştür."

BİLGİLER USB BELLEK İLE SÖZDE SORUMLUYA İLETİLDİ

İddianamede, etkin pişmanlıktan faydalanan "Batı Karadeniz Bölgesi akademili emniyet mensubu" kişilerin imamı olduğu belirlenen Ahmet Erdoğan'ın ifadeleriyle ilgili şu bilgiler yer aldı:

"FETÖ/PDY yapılanmasının dini bir cemaat olmasından dolayı kendisinin bu yapı içerisinde yer aldığını, şahsın eylemleriyle hiyerarşik olarak kendisinin alt kısmında bulunan kişilerle ilgili bilgiler verdiği ancak kendisinin bağlı olduğu örgütün yapısının tamamen deşifre edilmesine ve üst yöneticileri hakkında bilgileri gizlediği, Zonguldak Emniyet Müdürlüğü'nün kritik ve önem arz eden İstihbarat, TEM, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele, Asayiş Şube Müdürleri ile Akademili Emniyet Personeli imamı ile birlikte Zonguldak ilinde kendisi bizzat toplantılar yapmıştır. Toplantıların mahiyetiyle ilgili herhangi bir bilgi edinilememiştir. İllegal olarak Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü içerisinde FETÖ/PDY'ye müzahir görevliler tarafından personellerin atamalarının bizzat örgüt tarafından Marmara Bölgesi sorumlusuna iletilerek alınan direktifler doğrultusunda personellerin atamalarının yine emniyet müdürlüğü içerisinde yer alan örgüt mensupları tarafından yürürlüğe konulduğu görülmüştür. 17/25 Aralık olaylarından sonra Marmara Bölge Sorumlusu tarafından verilen talimat gereği emniyet müdürlüklerinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün deşifresine yönelik yapılan çalışmalar ile ilgili olarak emniyet müdürlüklerinde görevli örgüt mensuplarından USB bellek, SD kartlar ile bilgiler aldığını, başka illerden ataması olan emniyet mensubu personeller ile ilgili kendilerine USB bellek ile gelen bilgileri bölge sorumlusuna iletildiği görülmüştür."

17/25 ARALIK SÜRECİ VE SONRASINA ATAMALAR YAPMIŞ

FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu rütbeli personelin görev yaptıkları önem arz eden şubelerde çalıştırılmak üzere personel alımı için örgütten personel isimleri istediği anlatılan iddianamede, "Gelen personel isimleri doğrultusunda, Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü'nde 2012 yılından 17/25 Aralık süreci ve sonrasına kadar Marmara Bölgesi sorumlu imamının talimatı ile atamalar yapmışlardır." ifadesi yer aldı.

Örgütün akademili emniyet personeli yapılanmasında "il imamı" olarak faaliyet gösteren kişilere "imam yardımcısı" olarak görevlendirmeler yapılarak yapı içerisinde yer alan emniyet mensubu şahısların gruplara ayrıldığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Ayrılan grupların sohbet adı ile adlandırılan toplantılarını birbirlerinden ayrı olarak yaparak örgütün mensuplarının birbirlerinin yapı içerisinde yer almaları hususlarında bilgilerinin olmamaları sağlanmıştır. Grupların önem arz eden şubelerde görev yapan TEM, KOM, İstihbarat ve Asayiş Şube müdürlerinin ayrı bir grup, pasif birimler olarak görülen silah ruhsat, eğitim, özel güvenlik şube müdürlerinin ayrı toplantılar yaptıkları belirlenmiş, bu kişilerden sorumlu olan imamlar ayrı ayrı görevlendirilmiştir."

İddianamede, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün akademili rütbeli personel yapılanması şeması şu şekilde yer aldı:

Kamuda tüm kurumların yetkileri yeniden belirlenecek

2019 yılında yapılacak seçimlerden sonra yürürlüğe girmesi planlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Orta Vadeli Programa (OVP) girdi.

Türkiye'nin 2018-2020 hedeflerini kapsayan OVP'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulama esaslarının ve yol haritasının hazırlanacağı belirtildi. OVP'ye göre 2020 yılına kadar yeni sistem çerçevesinde kamu idari yapısı yeniden düzenlenerek kurumlar arası görev, yetki ve sorumluluk payları netleştirilecek. Yeni sisteme uygun olarak idarelerin çalışma usul ve esasları ortaya konulacak.

YENİ KURUMLARA SINIRLAMA

Kamuda yeni kurum kurulması sınırlandırılacak, mevcut kurumlar ihtiyaç doğrultusunda yeniden yapılandırılacak. Cumhurbaşkanlığı Sistemi çerçevesinde kamu kurumları arasında ve idarelerin kendi içinde etkili koordinasyonunu sağlamaya yönelik mekanizmalar gözden geçirilecek.

Yine yeni sisteme uygun olarak kamu sermayeli kuruluşların özel sektör mantığıyla kurumsal yönetim ilkelerine uygun faaliyet gösterebilmelerini sağlayacak politikalar geliştirilecek.

Büyükşehir Belediye Kanunu tecrübeler ışığında aksaklıkları giderecek şekilde yeniden düzenlenecek. Büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyelerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile aralarındaki işbirliği esasları güncellenecek.

Bakan Soylu: O yapılar tek tek yıkılacak

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaylalardaki kaçak yapılaşmaya dikkat çekerek bunların tek tek yıkılacağını söyledi.

Trabzon’un Akçaabat ilçesi Yıldızlı mahallesinde bir otelin açılışı sırasında konuşan Bakan Soylu, muhtarlarla bu sabah yaptığı toplantıda söylediklerine vurgu yaparak “İfade etmeliyim ki onlara da söyledim burada sizlere de söyleyeceğim. Bakın hiç iyi olmayan bir rakam vereceğim. Aslında bu kendi İçişleri Bakanlığım görevini de hiç iyi yapamadığım anlamına da gelir. Bu sene 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren bizim yaylalarımızda kaçak bin 750’nin üzerinde yapı yapıldı. Bu normal bir şey değil vallahi değil. Bunu tespit ettirdik. Son bir ayda 1,5 ayda. Valiliğimiz jandarmamız tek tek tespit ettirdiler. Yaylalarımız bize bırakılan miraslardır. Bugün buraya gelecek, buradan bir günlüğüne yaylaya çıktığında neyle karşılaşacak ? 4,5 katlı hangar gibi bir evle karşılaşacaklar. Bu doğru bir şey değil. Bütün bildiklerimizi unutmaya başladık. Evet zenginleşiyoruz bu doğru. Ama bunu doğru bir istikamette yönetmemiz lazım. Paramızı da çarçur etmememiz lazım. İşin doğrusu bu” diye konuştu.

“Tüm tespitler yapıldı”

Yaylaya çıkan bir turistin yaylanın güzelliğini görmesi gerektiğini kaydeden Soylu “Buradan gittiği zaman buradaki estetiği yaylada da görebilmeli. Bunu da yaylada yaşayabilmeli. 3 katlı 3,5 katlı-2 katlı hangar gibi ve tamamen bir hazine arazisi. Bunun ötesine de geçmişler. Biz şikayet etme mekanizması değiliz bu doğru. Biz çözüm mekanizmasıyız bu da doğru. Ama bir gece de orada hemen bir katlı binayı, ertesi gece 2 katlı binayı dikiyor, kendinin olmayan araziyi de başkasına satıyor. Bir de yaylanın kendi otantiğine ait olmayan bir şekilde tel örgü veya duvarla çeviriyor. Yayla dediğimiz yer açık arazidir, özelliği budur zaten. Kendimize ait yeni işler icat etmeye başladık. Bunlarla ilgili tüm tespitler yapıldı. 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren yapılanlar yıkılacak. Hiç kimse kusura bakmasın. Bin 750-bin 750. Hiç kimse kusura bakmasın. Biz burayı geçmişimizden aldığımız emaneti kirleterek geleceğimize bırakamayız. Bunlar tek tek yıkılacaklar” diye konuştu.

“Bin 750 rakamını aldım; inanın kendimi sorgulamaya başladım”

“Ben bugün bin 750 rakamını aldım inanın kendimi sorgulamaya başladım” diyen Soylu “Demek ki biz terörle uğraşırken başka şeyleri biraz ihmal etmişiz. Kendi kendime kabahat buldum işin doğrusu Buraya ihtiyaç var. 1 milyon 520 bin kişi Trabzonumuza ziyaretçi olarak geldi hala gelmeye devam ediyor. Otellerimizin doluluk kapasitesi yüzde 95’in üzerindedir; Trabzon’da. Bu çok büyük bir rakamSadece 2 milyon 773 bin konaklama var, Trabzon adına bu büyük bir rakamdır. Özellikle çok tebrik ediyorum. Bir meseleyi daha paylaşmamız lazım. Arkadaşlarımız buradayken Yahya bey buradan ayrılanların memnuniyet derecelendirmesini yapmış arkadaşları ile beraber. Ben bunu çok önemsiyorum. Sabah kahvaltısından memnun mu ? veya çalışanların kendilerine hizmet yaklaşımlarından memnun mu ? ulaşımdan, trafikten memnun mu ? Bütün bunları yukarıdan aşağıya yaklaşımlarını ortaya koymuş. Ve bunlar bizim düzeltmemiz gereken, önümüzdeki sezonki konular diye önümüze koydu” ifadelerini kullandı.

Yapılan konuşmaların ardından otelin açılışı törenle gerçekleştirildi.

Bu haber 149245 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Mahmud Ahmedinejad'ın yıllar önce yaptığı açıklama  
Mahmud Ahmedinejad'ın yıllar önce yaptığı açıklama  
ALLAH (C.C.)
ALLAH (C.C.)