Giriş Tarihi: 17.10.2016 07:55 Güncelleme Tarihi: 16.10.2016 09:20
Türkiye, Erbil’le hareket edecek

Peşmerge’nin Hazer Üssü’ndeki 10 bin kişilik gücü Başika’daki Türkiye’nin eğittiği birliklerle koordineli olarak terör örgütü DEAŞ’a karşı savaşacak
Türkiye Musul operasyonu ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında geçen hafta yapılan güvenlik zirvesinde Musul operasyonunun askeri, siyasi, güvenlik, diplomatik boyutları masaya yatırılarak, izlenecek strateji şekillenmişti. Bu çerçevede Irak hükümetinin Türkiye'ye yönelik tutumunun ardından, Erdoğan'ın altını çizdiği alternatif planlar ortaya kondu. Türkiye, operasyonda koalisyonla birlikte hareket etme kararlılığını korurken B Planı'nı da geliştirdi. Buna göre Ankara, Erbil'le birlikte hareket edecek. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'ne bağlı Peşmerge'nin Hazer Üssü'ndeki 10 bin kişilik gücü, Başika'da Türkiye'nin eğittiği birliklerle koordineli olarak terör örgütü DEAŞ'a karşı savaşacak. Türkiye'nin Musul operasyonunda yer almak kararlı duruşunu koruduğunu, ABD'nin de bu konuda esneme gösterdiğini söyledi.
PKK'YA GEÇİT YOK
Bu arada terör örgütü PKK'nın Irak ordusu ya da Şii milislerin komutası altında operasyona katılmasına göz yumulmayacak. Sincar'a yerleşen terör örgütünün Telafer'le bu bölge arasında bir koridor açmasına izin verilmeyecek.......
Teröre karşı yeni konsept

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını verdiği terörle mücadelede yeni stratejinin ayrıntıları belli oldu. 30 yıllık mücadele deneyiminden yararlanılarak oluşturulan 5 maddelik strateji, STK’lardaki uzantılar, lojistik desteğin kesilmesi, kamu kurumlarındaki uzantılar, ekonomik desteğin kesilmesi ve sınır ötesi mücadeleyi öngörüyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 9. Avrasya İslam Şurası'nın açılışında, "Stratejimiz bundan sonra bu olmayacak. Daha farklı bir stratejiyle terörle mücadele üzerine gideceğiz" sözleriyle ipuçlarını verdiği yeni dönemin ayrıntıları netleşti.
Yeni strateji, Türkiye'nin 30 yıllık terörle mücadelesinde yaşanan tecrübeler üzerinden oluşturuldu. Bugüne kadar Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tüm terörist yapıların fotoğrafı çekildi. Son dönemde üreyen tehdidin kavramsallaştırılmasıyla, dini yapıların istismarına karşı önlem alınması da dahil İslam dünyasının başına bela olan tüm terör yapılarıyla mücadele çerçevesi çizildi.
SİYASİ SUİKASTLER SÜRECİ HIZLANDIRDI
Terörün kavramsal teşhisinin yanı sıra çözüm ve uygulama yöntemleri ayrıntılı olarak değerlendirildi.
Edinilen bilgiye göre, başta AK Partili yöneticiler olmak üzere Doğu ve Güneydoğu'da siyasi parti üyelerine PKK saldırıları üzerinde yapılan incelemeler, örgütün bu tür suikastleri, istihbari bilgi ve lojistik destek olmaksızın gerçekleştiremeyeceğini ortaya koydu. Yeni suikastlerin önüne geçmek için mücadele kapsamı genişletildi. Bugüne kadar üzerine etkin şekilde gidilmeyen çevreler de mercek altına alındı.
MİLLİ GÜÇ UNSURLARI DEVREYE SOKULACAK
Yeni stratejinin ilk yansıması, 15 Temmuz FETÖ saldırısının ardından Türkiye sınırları içinde farklı uygulamalarla kendisini göstermeye başladı. Savunma yerine taarruz yöntemi bunun örneklerinden biri oldu. FETÖ ile mücadele de yeni stratejinin bir ayağı olarak ortaya konuldu.
SİVİL UNSURLAR AYIKLANACAK
AK Partili yöneticilerin şehit edilmesi sonrası halkın içinde gizlenen terörün sivil yapısının ayıklanması için de harekete geçilecek. Terörle mücadelenin sadece güvenlik kuvvetleri ve istihbarat unsurlarıyla değil devletin diğer bütün milli güç unsurları kullanılarak, kamusal iradenin terörle mücadelede etkin olarak kullanılması, yeni stratejide öngörülen bir diğer kritik unsur oldu.
SINIR ÖTESİ DE VAR
Yeni stratejide terörün yurtdışı unsurlarına ilişkin önlemler de alınacak. Sınır ötesinde de 5 maddelik yöntem uygulanacak. Bu yöntemler; yurtdışına yapılacak askeri harekatlar, özel kuvvet operasyonları, komando operasyonları, istihbarat operasyonları, yüksek bilişim teknolojileriyle mücadele olarak sıralanıyor.
İŞTE O MADDELER
Oluşturulan yeni strateji kapsamında 5 maddelik bir model ortaya konuldu. Yeni stratejide terör örgütlerine fiziki yapı, lojistik veya ekonomik destek verenler ile sınır ötesi terörle mücadeleye ağırlık verilecek. 5 maddelik yeni strateji şöyle:
1-Sivil toplum içine yuvalanmış
unsurlarla mücadele.
2-Halkın içine gizlenmiş, örgüte lojistik ve istihbari destek veren kripto unsurlarla mücadele.
3-Belediyeler ve kamu kurumları içine sızmış unsurlarla mücadele.
4-Teröre, hangi sebeple olursa olsun ekonomik destek verenlerle mücadele.
5-Terör örgütlerine karşı sınır ötesi mücadele.
(Yeni Şafak)
‘Operasyonlara her katkıyı vereceğiz’

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan ile düzenlediği ortak basın toplantısında Musul operasyonuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin desteğinde Cerablus'tan başlayan operasonun emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Dabık bölgesi tamamen şu anda muhaliflerin eline geçti. Hedef El Bab'a kadar giderek, Münbiç bölgesini tamamen DEAŞ terör örgütünden kurtarmak" dedi. Musul operasonununu yerel kuvvetlerle Irak ordusunun gerçekleştirmesi, Peşmergenin de destek vermesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Koalisyonun içindeki ülkelerin özel kuvvetleri de bu yerel kuvvetlere ve Irak ordusuna destek versin. Kısa süre içinde nasıl Cerablus ve ötesinde DEAŞ temizlendiyse, Irak'ın tüm şehirlerinde, Suriye'nin tüm bölgelerinde DEAŞ temizlensin" diye konuştu. Çavuşoğlu, Türkiye olarak tüm operasyonlara her türlü katkıyı vereceklerini belirtti..
İlnur Çevik AB'yi uyardı: Ülkelerine sığınmacılar dolar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı İlnur Çevik, İsveç televizyon kanalı SVT'ye yaptığı açıklamada, Türk vatandaşlarına vize kısıtlamalarının kaldırılmaması durumunda Avrupa'ya sığınmacıların dolacağını söyleyerek, AB'nin darbe teşebbüsü ve terörle mücadele konularında Türkiye'ye karşı tutumunu eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı İlnur Çevik, İsveç televizyon kanalı SVT'nin 'Agenda' programında yayınlanan söyleşisinde, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile AB arasında imzalanan 'sığınmacılar anlaşması'ndan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle AB'yi uyardı. İsveç'te ses getiren söyleşide İlnur Çevik, Türk vatandaşlarına vize kısıtlamalarının kaldırılmaması durumunda "O zaman Avrupa Birliği bunun sonuçlarına katlanır. Ülkelerine sığınmacılar dolar" diye konuştu.
"İŞTE YUNAN ADALARI ORADA, İŞTE AB ORADA"
Bunun 'açık bir tehdit olup olmadığı' sorusunu da İlnur Çevik "Bu bir tehdit değil. Bu bir olgu. Biz bu insanları sürekli burada tutamayız. O zaman biz de onlara 'İşte Yunan Adaları orada duruyor. İşte AB orada duruyor' deriz" diye cevapladı.
OHAL'in uzatıldığı üç ay içerisinde Türk vatandaşlarına vize kısıtlamasının koşullarından olan terörle mücadele yasalarının ele alınıp alınamayacağı sorusunu cevaplayan İlnur Çevik, "Bu, AB'nin vize kısıtlamalarını kaldırmamak için bir bahanesi. Bir ülkenin teröristler tarafından tehdit edilmesi söz konusu. PKK her gün insanları öldürüyor. IŞİD bu ülkede insanları öldürdü. Niçin anti-terör yasalarını uygulamayalım ki?" dedi.
"AB, DARBEYİ DESTEKLEDİ"
Ankara'da gerçekleştirilen 'Agenda' programındaki söyleşisinde İlnur Çevik, 15 Temmuz darbe girişiminde AB ülkelerinin darbecilere karşı Türk Hükümeti'ni yeteri kadar desteklemediklerini ileri sürerek "Bu, AB için utanç verici. Bize destek vermeyerek gerçekte darbe girşimcilerini desteklemişlerdir" diye konuştu. İlnur Çevik 'AB'nin darbeyi desteklediğini mi söylüyorsunuz' sorusunu da "Evet, bunu yaptılar" diyerek cevapladı.
İlnur Çevik, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası açılan soruşturmalar, yapılan tutuklamalar ve tasfiyeleri savunarak "Biz sadece Türkiye'de terörü körükleyenlerin üzerine gidiyoruz. Ben terörizm derken, gerçekten terörizmi kastediyorum. Onlar bombalıyorlar ve insanları öldürüyorlar" dedi.
Tutuklanan gazetecilerle ilgili soruya da İlnur Çelik "Onlar teröristleri destekliyor. Ne yapmamızı istiyorsunuz ki, çiçek mi verecektik?" diye cevapladı..
Genelkurmay Başkanı Akar Washintgon’da
Akar, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği rezidansında ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'u ağırladı.

Terör örgütü DEAŞ ile mücadele eden koalisyon ülkelerinin genelkurmay başkanları toplantısı için Washington’da bulunan Orgeneral Akar, ABD’li mevkidaşı General Dunford ile bir araya geldi.
İKİ SAAT SÜRDÜ
Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği rezidansında Orgeneral Akar’ı ziyaret eden Dunford ile Akar arasındaki görüşme iki saate yakın sürdü.
IRAK'TAKİ HAREKATI KONUŞTULAR
Genelkurmay Başkanlığından, iki ülke genelkurmay başkanlarının görüşmesinde Suriye ve Irak’ta devam eden harekatlar konusunda bilgi ve görüş alışverişinde bulunduğu açıklaması yapıldı.
Açıklamada, Irak’ta kısa süre içinde başlaması beklenen Musul operasyonun da ele aldığı belirtilerek, “Görüşmede Musul Harekatı da gündeme gelmiş ve Musul Harekatı'nda sivillerin zarar görmemesi konusu özellikle vurgulanmıştır.” ifadesi kullanıldı.
TÜRKİYE'NİN B VE C PLANLARI ASKIDA BEKLİYOR
Aslında Akar'ın ABD'de muhatapları ile görüşmesi, Musul operasyonu için bir müzakere. Musul'a harekat sırasında Türk kuvvetlerine aktif olarak görev verilmemesi durumunda Türkiye'nin B ve C planları devreye girecek.
Orgeneral Akar ve Dunford'dan Musul açıklaması

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve ABD'li mevkidaşı Joseph ?Dunford, Musul'a yönelik operasyon ilgili, "Siviller zarar görmemeli" açıklamasında bulundu.?
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve ABD'li mevkidaşı Joseph Dunford, Musul'a yönelik operasyon ilgili, "Siviller zarar görmemeli" açıklamasında bulundu.
Irak'ta Musul ilini kurtarmak için Hazır Cephesi'nde konuşlanan Peşmerge güçleri ve ABD topçu birlikleri, farklı cephelerde DEAŞ hedeflerini vurdu.
Musul kent merkezinin 40 kilometre doğusunda bulunan Hazer Cephesi'ndeki Zerdek Dağı ve Hasanşam köyüne konuşlanan Peşmergeler ve ABD topçu birlikleri, DEAŞ hedeflerini karadan vuruyor. Operasyonda öncü gücün Peşmergeler olduğu görüldü. Irak ordusunun Peşmergenin açtığı alanda arkadan ilerleyeceği ifade edildi.

Operasyonda ilk hedefin Musul'a bağlı Hamdani'ye ve Karakuş ilçelerinin DEAŞ'tan temizlenmesi olduğu kaydedildi. Peşmergelere karşı DEAŞ'ın henüz ciddi bir mukavemette bulunmadığını bildirildi.

HAVADAN DA VURULUYOR
Vertik Dağı'nın eteklerinde DAEŞ kontrolündeki bir köy, koalisyon uçakları tarafından bombalanıyor.
PKK üssünde FETO kitabı

Bitlis'te terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda, aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticilerinin de bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Valilikten yapılan açıklamada, terör örgütü PKK/KCK'nın faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik sürdürülen çalışmalar kapsamında, 15 Ekim'de Bitlis Belediyesi'ne ait eski tekel binalarının bulunduğu yerleşkedeki Nujin Kültür Sanat Merkezi'nde örgüt toplantısı yapıldığı ihbarı alındığı belirtildi. Bunun üzerine İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince bahse konu adrese düzenlenen operasyonda, aralarında DBP yöneticilerinin de bulunduğu 13 kişinin toplantı halinde yakalandığına yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi: Merkezde yapılan arama sonucunda 42 terör örgütü PKK/KCK gençlik yapılanması YDG-H'ye ait sözde bayrak, 17 terör örgütü PKK/KCK elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu bez parçası, 14 terör örgütü PKK/KCK sözde bayrağı ile FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'e ve iltisaklı yayın evlerine ait 14 kitap ele geçirilmiştir. Açıklamada, terör örgütleri ve bu örgütlerin gerçekleştirdikleri eylemlere karşı mücadelenin, halkın desteğini alan güvenlik güçlerince kararlılıkla devam edeceği vurgulandı.
Otel baskınını ByLock’tan yönetmişler

Tutuklanan Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem ve Albay Süleyman Yarayan’ın 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oteline yönelik hain saldırıyı ByLock’tan yönettiği ortaya çıktı
FETÖ'nün darbe girişimi soruşturmasında Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli 23 asker tutuklanırken, bunlardan 10'unun örgütün haberleşme programı Bylock'u kullandığı ortaya çıktı.
AKTİF KULLANICILAR
Programı kullananlar arasında Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem ile odasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otelin ve Okluk Koyu'nun haritası bulunan Albay Süleyman Yarayan'ın da olduğu öğrenildi. 15 Temmuz gecesinde haberleşmenin bu program üzerinden sağlandığı belirtildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü FETÖ darbe girişimi soruşturması kapsamında ihanette etkin rol alan Sahil Güvenlik Komutanlığındaki 23 şüphelinin tutuklanmasında etkili olan önemli bir ayrıntıya ulaşıldı. Cezaevine gönderilen şüphelilerden 10'un FETÖ'nün haberleşme programı "Bylock"u kullandığı tespit edildi. Telefon incelemesinin yanı sıra HTS kayıtları ve banka hesap hareketleri de araştırılan şüphelilerin MİT'in çözdüğü programın aktif kullanıcıları oldukları belirtildi. Savcılık, Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndaki darbecilerin talimatları, Bylock üzerinden aldıkları ve uygulamaya koydukları bilisini de soruşturma dosyasına ekledi. "Bylock" programını kullanan 10 kişilik listede darbe girişiminde aktif rol alan ve TSK'dan ihraç edilen 2 kritik isim dikkat çekti.
İHANET İÇİN ATIŞ TALİMATI VERDİLER
Bunlardan biri Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem diğeri ise odasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otelin ve Okluk Koyu'nun haritası çıkan Albay Süleyman Yarayan'ın olduğu öğrenildi. Yarayan'ın aynı zamanda darbe girişimi gecesi, Hakan Üstem'in emri doğrultusunda Marmaris'teki Sahil Güvenlik gemi ve botlarını arayarak, "Sağa sola belirsiz aralıklarla boşluklara atış yapın. Mühimmatı kullanın" talimatını veren kişi olarak biliniyor. Şüphelilerin ifadelerinde yöneltilen suçlamaları kabul etmediği öğrenildi.
FETÖ, yurtdışında mağduru oynuyor

Dünyada 150 ülkede Türkiye'nin dış yardımlarını organize eden TİKA Başkanı Serdar Çam, 15 Temmuz darbe girişimin ardından terör örgütü FETÖ'nün yurtdışı faaliyetleri konusundaki izlenimlerini SABAH'a anlattı:
TÜRKLERİ HEDEF GÖSTERİYORLAR: 15 Temmuz sonrası FETÖ yurtdışında Türk temsilcileri hedef göstermeye başladı. Aşırı agresif bir tutum sergiliyor. Büyükelçiler, koordinatörlerimiz hakkında iftira kampanyaları başlattılar. Aynı yöntemleri Asala ve PKK da uyguluyor. FETÖ'de aynı taktiği izliyor. Ancak giderek alanları daralıyor. TEMEL KARAKTERLERİ MÜNAFIKLIK: Şimdi yurtdışında mağduru oynuyorlar. Bulundukları ülkelerin devletlerine isterseniz okulumuzu size vereyim diyorlar. Bunların en temel karakteri takiye, yani münafıklık üzerine kurulmuş bir örgüt. O dışarıda gözüken masum yüzü ile arka plandaki vahşi yüzü ayırt edilemeyecek mekanizma kurmuşlar. Ona bir süre aldanabilecek ülkeler var. Genel olarak devletimiz bu örgütün ne kadar aşağılık olduğunu anlatıyoruz. Tümör olsa kesip atarsınız ama kanser hücresi gibi hücrelerin içinde dolaşıyor. Sabırlı olmak lazım 40 yıllık mekanizmayı birkaç yılda atmanız mümkün değil. Önce finans kaynaklarının çökertilmesi gerekiyor.
BAŞKA ETKİNLİKLERDE BULUNABİLİRLER: Millet olarak hedefe iyi konsantre olmamız lazım. FETÖ'yü kullananların arkasında başka bir mekanizma var. Bu mekanizma bunları kullanabildiği kadar kullanıp işi bitince de tasfiye edecek. Bir şekilde o mekanizma bunun yerine başka mekanizmalarla kuracak, ülkemizde başka etkinliklerde, başka girişimlerde bulunabilirler.
ASALA GİBİ DİYASPORA KURACAKLAR: Bundan sonraki hedefleri daha küçülmüş bir şekilde yurtdışında güçlü bir diyasporayı kurmak. Biz TİKA olarak görev yaptığımız yerlerde bunu hissediyoruz. Bu örgütün tepe yöneticileri Washington'da, New York'da, Paris'te. Bunlar, "Türkiye'de insan hakları ihlal ediyor, gazeteciler tutuklanıyor, ekonomi şöyle kötü böyle kötü" gibi propagandalar yaptırıyorlar. Sürekli Türkiye aleyhine haberler çıkması için televizyon programları yapılması için gösteriler yapılması için çalışıyorlar. Ama Bunlar içerde ve dışarıda ne yaparsa yapsın bize işlemez. Devlet kirli hücrelerden arındırılmış, milli duruşuyla yoluna devam ediyor
Gaziler el öpmez

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşan 15 Temmuz’un Üsküdar’daki 15 gazisinden Yüksel Akın: Cumhurbaşkanımız elini öpmeme izin vermeyince duygulandım. Ben de yanağından öptüm
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşan 15 Temmuz'un Üsküdar'daki 15 gazisinden Yüksel Akın, "Cumhurbaşkanımızın elini öpmek istedim. Gaziler el öpmez diyerek izin vermedi. Çok duygulandım. Ben de onu yanaklarından öptüm" dedi. 15 Temmuz alçak darbe girişimi sırasında Üsküdar'da vatan ve demokrasi uğruna gazi olan 15 gazi, geçen pazar şehit ailelerini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir sürpriz yaptı. Erdoğan, gideceği evlerden birinin adresini öğrenerek gelen gazilerle kucaklaştı. Burada gazilerle bir süre sohbet eden Erdoğan, hepsiyle birer birer ilgilendi ve hükümetin onların haklarını korumak için elinden geleni yaptığını söyledi. Erdoğan, son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'cüler hakkında 'mağdur' polemiği ile ilgili olarak gazilere, 'Sizin hakkınızı kimselere yedirmem. Bu vatan sizin sayenizde ayakta." dedi.
"NE KADAR ŞÜKRETSEK AZDIR"
Gazi Yüksek Akın, o gün yaşananları SABAH'la paylaştı: "Cumhurbaşkanımızın elini öpmek istedim. Fakat "Gaziler el öpmez" diyerek buna izin vermedi. Çok duygulandım. Ben de onu yanaklarından öptüm. Daha sonra aramızda beni şaşırtan bir konuşma geçti. Nasıl unutmadıysa, o gece darbecilerin tankından söktüğüm anten parçalarının bende olup olmadığını sordu. Bende olduğunu öğrenince o parçaları ileride yapılacak olan 15 Temmuz müzesine getirmemi istedi. Cumhurbaşkanımız bizlerle ilgili hiçbir ayrıntıyı unutmuyor. Neredeyse hepimizin hikayesini ezbere biliyor. Böyle bir Cumhurbaşkanımız olduğu için ne kadar şükretsek azdır. Allah onu başımızdan eksik etmesin" ifadelerini kullandı.
Tehdit nereden gelirse orada olacağız

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli'nde Gaziler Kültür Evi açılışına katıldı. Işık şunları söyledi: HAREKÂTI YAP, GERİSİ BİZDE:
Dabık'a girildi. Emir komutada en küçük zafiyet yok. (ÖSO'nun) ne ihtiyaçları varsa karşılıyoruz. Sen harekâtı yap, gerisini biz sana temin edelim. Bu anlayışı oturtacağız. SINIR İÇİNDE SAVUNMA DÖNEMİ BİTTİ:
Sınırlarımızdan yaklaşık 90 kilometre boyunca 20 kilometre derinliğinde bütün DEAŞ unsurlarını temizledik. İnşallah bunu daha da güneye taşıyacağız, 90'a 45'lik bölgeyi oluşturacağız. Nereden tehdit geliyorsa orada o tehdidin başını ezmek ve o tehdidi orada yok etmek artık önceliğimiz. ASKERİN İŞİ HAREKÂTTIR:
(GATA) Bir silahlı devletler düşünün, hastanesi, tersanesi, fabrikası, dikim evi, giyim evi var. Böyle bir silahlı kuvvetler asli işine yeteri kadar zaman ayırabilir mi? Ayıramadığını 15 Temmuz'da gördük. Tek hedefimiz, ordumuzu vatan savunması dışında gereksiz işlerle uğraştırmamak. Bu durum birilerini rahatsız etmiş, yaygara koparıp duruyorlar. GATA öncelikli olarak şehit yakınlarımıza, gazilerimize ve askerlerimize hizmet vermeye devam edecek. Bazı terörle mücadelenin yoğun olduğu bölgelerde belki hiç sivil alınmayacak.
Halep’in kuzeyi DEAŞ’tan temizlendi

Önceki gün başlayan Dabık operasyonu dün akşam noktalandı. Savran, Dabık ve 10 kadar köy DEAŞ’tan alındı. Böylece Azez (Mare)-Cerablus arası kurtarıldı. Türkiye’nin talep ettiği “güvenli bölge” de fiilen kurulmuş oldu
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) desteklediği Özgün Suriye Ordusu (ÖSO), 24 Ağustos'ta başlayan Fırat Kalkanı Operasyonu'nda kritik noktayı ele geçirdi. Suriye Halep kuzeyini DEAŞ'tan kurtarmak için başlatılan ve önceki gün Dabık'a ilerleyen ÖSO güçleri, dün akşam saatlerine kadar Savran ve Dabık başta olmak üzere Al Salihiyah, Hawar Al Nahr, Tilalyan, İhtaymilat, Hawar Al Nahr köylerini ele geçirdi. Böylece 24 Ağustos'ta başlayan operasyon kapsamında hedeflenen Azez (Mare)-Cerablus hattı da tamamen kontrol altına alınmış oldu.
TAMPON BÖLGE OLUŞTU
Bölge aynı zamanda Türkiye'nin "Güvenli bölge" olarak adlandırdığı alanı kapsadığı için "fiili olarak güvenli bölge de oluşturulmuş oldu" değerlendirmesine neden oldu. "Halep cepi" olarak adlandırılan bölgeden tamamen temizlenen DEAŞ güçleri ise El Bab ve Rakka bölgesine çekildi. Yerel kaynaklara, bölgeden kaçan bazı siviller de otobüslerle Rakka'ya götürüldü. Amerika'nın Sesi (VOA) da operasyona geniş yer verdi. Yayın kuruluşu haberinde, "Türkiye tampon bölgesini genişletiyor" ve "Fırat Kalkanı, 4 Kürt kantonunu birleştirme umudunu yok etti" tespitlerine yer verdi.
ÖRGÜT İÇİN ANLAMI BÜYÜKTÜ
Bölgelerde DEAŞ bayrağını ÖSO bayrağı ile değiştiren muhalifler, Türk askerlerinin eşliğinde arazide mayın ve patlayıcı arama-tarama ve imha çalışmalarına başladı. Dabık'ın DEAŞ için sembolik anlamı da büyüktü. Bu nedenle örgütün, Avrupa edisyonu olarak çıkardığı derginin adı da bu köyden geliyor. DEAŞ, "küfür ordularına" karşı yapılacak "ahir zaman savaşının" (Melhameyi Kübra) Dabık'ta olacağını ileri sürüyor.
BİR YILLIK BİLANÇO: 690 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
Genelkurmay son bir yıllık bilançoyu açıkladı. Buna göre operasyonlarda karadan obüslerle 3 bin 537, tanklarla bin 128, zırhlı muhabere araçlarıyla 870, havanla bin 285 olmak üzere DEAŞ hedeflerine 6 bin 820 atış yapıldığını duyurdu. Atışlarda 500'den fazla binanın hedef alındığı 690 teröristin de etkisiz hale getirildiği duyuruldu.
TSK 84 HEDEFİ VURDU: 3 ŞEHİT 28 YARALI
Operasyonların dünkü bölümünde ÖSO güçlerine havadan ve karadan destek sağlandı. Genelkurmay, dün Arşak ve Dabık'a yönelik operasyon kapsamında DEAŞ'a ait 2 savunma mevzisi, 3 komuta merkezi olmak üzere 84 hedefin vurulduğu 7 teröristin de etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Çatışmalarda 9 muhalifin şehit olduğu 28'inin yaralandığı bildirildi
FETÖ’nün kara kutusu 3 aydır firari

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akıncı Üssü'nde gözaltına alınan ve serbest bırakıldıktan sonra sırra kadem basan darbe girişiminin kilit ismi firari Adil Öksüz sırra kadem basalı 3 ay oldu. 16 Temmuz'da Ankara'daki Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında yakalanan Öksüz, 18 Temmuz'da Sincan Batı Adliyesinde Hakim Köksal Çelik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Yılmaz'ın karara itirazını da Asliye Ceza Hakimi Çetin Sönmez delil yetersizliğinden reddetti. Öksüz, 21 dakika kaldığı Sincan'daki adliyeden çıkarak kayıplara karıştı. FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" olan Öksüz'ü arama çalışmaları sürüyor. Öksüz'ü serbest bırakan hakimler Çelik ve Sönmez'i geçici olarak görevden uzaklaştırdı. Her iki hakim hakkında başlatılan soruşturma FETÖ kapsamına alındı. Müfettişler hakimler hakkında açılan soruşturmayı Çelik ve Sönmez'in FETÖ bağlantıları üzerinde durarak yürütüyor.
Kalleş örgüt yine katletti

Van Erciş Belediye Meclis Üyesi ve Latifiye Mahallesi Muhtarı Mehmet Şerif Doğu, PKK'lı teröristlerin silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. İçişleri Bakanlığı'nca Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Erciş Belediye Meclis Üyeliği için görevlendirilen Latifiye Mahallesi Muhtarı Mehmet Şerif Doğu, evinin önünde yüzü maskeli teröristlerin silahlı saldırısına uğradı. Doğu, olay yerinde hayatını kaybetti. İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kaçan teröristlerin yakalanması için operasyon başlattı.
1 AYDA 4 CİNAYET
Terör örgütü 9 Ekim 2016'da Van'ın Özalp ilçesinde AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu'yu evinde çocuklarının gözü önünde katletti. 10 Ekim'de Diyarbakır'da AK Parti Dicle İlçe Başkanı Deryan Aktert'i, 11 Ekim'de Şırnak Beytüşşebap ilçesine bağlı Ayvalık köyünde, korucu başı Tahir Adıyaman'ın akrabası köy korucusu Ahmet Adıyaman'ı katletti. 12 Ekim'de de Hakkâri Şemdinli'de Köy Korucuları Derneği Başkanı Übeydullah Şen'i n evine el bombası ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Şen saldırıdan sağ kurtuldu.
Siirt'te çatışma: 2'si kadın 3 terörist öldürüldü

Siirt'te gerçekleştirilen operasyonda 3 terörist etkisiz hale getirildi.
Alınan bilgiye göre, Batman ve Siirt İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince ortaklaşa Siirt merkeze bağlı Güneşli köyü kırsalında gerçekleştirilen ve İnsansız Hava Aracının (İHA) da kullanıldığı operasyonda teröristlerle gece sıcak temas sağlandı.
Çıkan çatışmada 2'si kadın 3 terörist etkisiz hale getirildi.
Bölgede arama çalışmaları sürüyor.
John Bass'la ilgili şok 15 Temmuz iddiası

Darbeyi Şubat ayında bilen ABD’li gazeteci William Engdahl, 15 Temmuz hakkında şok bir tespitte bulundu: Biri çıkıp ‘Darbede ABD elçisinin parmağı vardı’ derse hiç şaşırmam
15 Temmuz'dan aylar önce "CIA, Gülen üzerinden Türkiye'de darbe yapacak" diyen ABD'li gazeteci, ekonomist William Engdahl konuştu. Darbenin CIA tarafından yapıldığını söyleyen Engdahl, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
DEMOKRASİ İMALATI
Şu sıralar üzerinde çalıştığım ilginç bir kavram var. Hatta bunun üzerine bir kitap da yaziyorum: "Demokrasi İmalatı". Washington ve Freedom House, Soros'un Açık Toplum Vakfı, sözüm ona insan hakları dernekleri bu imalatı yapıyor. Bu makine Washington'un hoşuna gitmeyen ve küreselleşme oyununun, siyasi ya da ticari emellerinin bir parçası olmayı reddeden seçilmiş hükümetleri görevden indirmeye yarıyor.
BÜYÜKELÇİLERİN RENKLİ DEVRİMLERİ
Önemli ülkelerdeki ABD büyükelçileri ciddi görevler alır. Son 30 yılda Washington'dan Ankara'ya gönderilen her büyükelçi, ABD'nin jeopolitikası üzerinde çok ciddi bir rol oynamıştır. Aynı şey Moskova, Kiev için de geçerlidir, Gürcistan'a yollanan büyükelçi için de geçerlidir. Bu kişiler birtakım uzmanları, bulundukları ülkelere getirerek mevcut hükümetleri devirip "renkli devrimler" olarak bilinen devrimlerin gerçekleşmesine ön ayak olmuşlardır.
BASS REJİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA UZMAN
ABD'nin bu ülkelerdeki elçileri, diplomasi konusunda değil rejim değişiklikleri konusunda uzmanlaşmışlardır. John Bass'ın özgeçmişine bakarsanız diplomasi konusunda değil rejim değişikliği konusunda uzman olan bir başka elçi göreceksiniz. Bu darbe girişiminin ardında onun isminin olduğuna dair elimde herhangi bir kanıt yok. Ancak elbette "Bu işte bir anlamda onun da parmağı var" dense kesinlikle şaşırmam. Onun, Erdoğan tarafından neredeyse Ankara'dan kovulacak olan selefinin (Ricciardone) Arap Baharı planında çok ciddi bir rol oynadığı ortaya çıktı.
PKK, YPG, DEAŞ... HEPSİNİ ABD KURDU
Büyükelçiler egemen iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek üzere değil Washington'da istihbarat birimleri içerisindeki belirli odakların ulusal güvenlik planlarını sahneye koymak üzere oradalar. ABD istihbaratı yıllardır Suriye ve Irak'taki Kürtler'le birlikte çalışıyor. ABD bu yönde karar verdiği takdirde Türkiye'ye çok daha ciddi hasarlar verebilecek güce sahip. Türk hükümetinin bu konuda yapabileceği en iyi savunma, ciddi bir istihbarat çalışmasıyla Washington'un bu olayların içerisindeki karanlık elini tespit etmek olur. Direkt olarak PKK'ya, YPG'ye, DEAŞ'a odaklanmamalısınız. Çünkü bu örgütlerin hepsi ABD tarafından kuruldu.
* William Engdahl, CIA ve Gülen'in ortaklığını TAKVİM'e anlattı.
11 EYLÜL'ÜN HARİTASINI ÇİZİYOR
DEAŞ, David Petraeus tarafından kuruldu. Eğitimlerini ABD istihbaratından aldılar. General Wesley Clark, 11 Eylül sonrası Donald Rumsfeld'in Pentagon'daki ofisinde gördüğü bir haritada Washington'un rejim değişikliği hedeflediği 7 ülkenin olduğunu söylemişti. Yani bu olaylar dünyanın en zengin enerji yataklarına ev sahipliği yapan Ortadoğu'nun askeriye tarafından kontrol edilmesini öngören uzun vadeli bir strateji.
(Takvim)
Erdoğan: Kusura bakmayın mağdur falan yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Adayları Kura Töreni'nde konuştu. Erdoğan "Zaman zaman 'Mağdurlar var' deniyor. Kusura bakmayın mağdur falan yok. Bütün mesele yargı, kolluk kuyvvetleri ile birlikte burada samimi davrandığı sürece burada mağdur yok." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
15 Temmuz bu ihanet çetesinin ilk darbe girişimi değildir. FETÖ ilk hamlesinin 17-25 Aralık'ta yaptı. Türkiye 15 Temmuz gecesinin ardından kaos yaşamamışsa 17-25'in önüne geçilmesine borçluyuz. Yargıda ve emniyette gerekli tedbirleri almamış oslaydık çok daha farklı olabilirdi. Yargının yardımı, milletin cesareti sayesinde ikinci kurtuluş savaşından milletimiz galip çıktı.
FETÖ başta olmaz üzere hukuk çerçevesinde saddece vicdanınızın sesini dinleyerek karar vermelisiniz.
Biz irademizi hakka teslim etmek zorundayız irademizi birlrilne ipotek verirsek yanarız.
"15 Temmuz bu ihanet çetesinin ilk darbe girişimi değildir"
KUSURA BAKMAYIN MAĞDUR FALAN YOK
Zaman zaman 'Mağdurlar var' deniyor. Kusura bakmayın mağdur falan yok. Bütün mesele yargı, kolluk kuyvvetleri ile birlikte burada samimi davrandığı sürece burada mağdur yok. Samimi davranılmıyorsa o haklar kendilerine iade ediliyor. Yanlışlar, hatalar olmuyor değil. Olabilir. Ama benim 241 şehidimin hesabını kim verecek. Onların aileleri mağdur değil, mazlum değil mi? Sadece şu Külliye'nin etrafında 29 şehidimin hesabını kim verecek?
"Kusura bakmayın mağdur falan yok"
ABD'YE SERT TEPKİ
Dünyadan bize akıl verenler var. Bu kadar ismi nereden biliyorsunuz, nasıl bunları bir anda içeri alıyorsunuz? Biz devletiz ya burası muhtarlık değil. Sen kalkacaksın savcılarını Türkiye'ye göndereceksin yedirip içirip göndereceksin. Sonra bizim masum vatandaşımızı orada içeri alacak ve diyecek ki bizde bağımsız yargı var. Kimse kusura bakmasın bizdeki yargı sizden daha bağımsız.
"Biz devletiz burası muhtarlık değil"
BUNDAN SONRA BÖYLE
Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz ama onlar bakın böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun? Neymiş yargı varmış, mahkeme kararı olmadan veremezlermiş. Olabilir, peki. Gün olan harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bir şeyler istediğiniz zaman bu defa da biz, (hakimlere hitaben) sizlere havale edeceğiz. Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz. Bundan sonra böyle.
HSYK'NIN YAPISININ DEĞİŞMESİ GEREKİR
Meslekten ihraçlar yoluyla yargı teşkilatımız terör örgütüne destek verenlerden büyük ölçüde temizlendi. Şimdi sizler gidince tam olarak temizlenecek. Ama cesur olacaksınız, bunun sonunda şehadet de vardır. Acaba şu olur mu bu olur mu yok. Hem adil olacaksınız hem ben de bir Selim olabilirim diyeceksiniz. Sistemdeki açıklar devam ettiği sürece yarın başka örgütlerin de böyle girişimlerde bulunmasının önüne geçilemez. Bunun için öncelikle HSYK'nın yapısının değişmesi gerekir. Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerimizden HSYK üyelerinin seçim yönteminin değiştirilmesi için gereken uzlaşmayı göstermelerini bekliyorum. Ülkemiz için böyle hayati bir konuda hiçbir ülkenin kendi siyasi görüşünü dayatarak ülkenin önünü tıkama hakkı yoktur.
"HSYK'nın yapısının değişmesi gerekir"
BİR TERÖRİST BAŞINI İADE ETTİLER, ÖTEKİNİ ALDILAR
FETÖ meselesi sadece bir şarlatanın hezeyanlarının peşinden gidenler konusunun ötesinde bir konudur. Bir terörist başını iade ettiler, ötekini aldılar. Oyun çok sinsi. Vermeme süreci uzarsa seslendireceğimiz çok hassas konular da olacaktır. Şu anda ABD Suriye'nin kuzeyinde PYD ve YPG'ye silah veriyor. Bunları bizzat Sayın Başkan'ın kendisine söylediğim için burada da söylüyorum. Silah vermeyin dedikten 3 saat sonra silah indirildi. Kobani'ye indirilen silahların yarısı PYD'ye, yarısı DEAŞ'a gitti.
"Bir terörist başını iade ettiler, ötekini aldılar"
HILLARY CLINTON'IN AÇIKLAMALARI
Herhalde derdimin ne olduğunu anlıyorsunuz değil mi? Suriye'de sayıları topu topu 10 bin civarında olan DEAŞ'ın yabancı savaşçıları ile mücadele eden 63 ülke, koalisyongüçleri olarak 10 bin DEAŞ'lıyı halledemiyoruz, PYD-YPG'ye diyoruz gelin şu DEAŞ'ı halledelim. Teröristin iyisi kötüsü olur mu, onlar da terörist. Demokratların adayı Bayan Clinton'un açıklamasını da çok talihsiz buluyorum. PYD-YPG'yi desteklemeye devam edeceğiz diyor. Siyasette bu tanımlamayı yapmanın amacı çok farklıdır. Ben bunu siyasi bir acemilik olarak görüyorum. Çok yanlış bir açıklamadır. Bu verdiğiniz silahlarla siz 600 bin insanın ölümüne neden olduğunuzun farkında değil misiniz?
Ankara garı saldırısında parmak izi

Operasyon sırasında kendini patlatan Ebu Hafs kod adlı Mehmet Kadir Cebael'in Ankara Garı katliamı nedeniyle arandığı ortaya çıktı. Ankara Garı İddianamesi'nin 12. sırasında bulunan Cebael'in gar saldırısında kullanılan TNT patlayıcılarında parmak izi bulundu. DEAŞ'ın sözde Gaziantep sorumlusu 1986 Gaziantep doğumlu Cebael'in, 'Terörden Arananlar Listesi'nde 600 bin TL ödüllü "Turuncu" kategoride yer aldığını bildirildi. Cebael'in DEAŞ'ın Türkiye'deki bombalı saldırılarını organize eden Yunus Durmaz'ın, 19 Mayıs'taki operasyonda kendini patlatmasından sonra örgütte üst düzey yönetici olduğu belirtil
İçişleri Bakanlığı'ndan flaş 'canlı bomba' açıklaması!

Gaziantep'te DEAŞ'a ait bir hücre evine düzenlenene operasyonda ölü ele geçirilen, terör örgütünün sözde Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael'in, terörden arananlar listesinde "Turuncu" kategoride yer aldığı bildirildi. Gaziantep'te, DEAŞ terör örgütü mensuplarınca, Alevi Kültür Derneği ve HDP İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilecek olan organizasyonlar başta olmak üzere, birçok yere aynı anda silahlı saldırı ve canlı bomba eylemi gerçekleştirileceği istihbaratı alındığı belirtildi
İçişleri Bakanlığından, Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde DEAŞ'a ait bir hücre evine düzenlenene operasyonda ölü ele geçirilen terör örgütünün sözde Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael'in, Terörden Arananlar Listesinde "Turuncu" kategoride yer aldığı bildirildi.
İçişleri Bakanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Şahinbey ilçesinde, DEAŞ'a ait bir hücre evine saat 12.32 sıralarında düzenlenen operasyonda, bir örgüt mensubunun kendisini patlatması sonucu, 3 özel harekat polisinin şehit olduğu, biri ağır olmak üzere 5 özel harekat polisinin ve 4 Suriye uyruklu sivilin yaralandığı belirtildi.
Gün boyu sürdürülen operasyonlarda, terör örgütünün sözde Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael olmak üzere 2 teröristin ölü ele geçirildiği, bir terörist ile Cebael'in "Terör Nitelikli Kayıp Şahıs" olarak aranan eşi Fadile Cebael'in ise sağ olarak yakalandığı ifade edilen açıklamada, olayla ilgisi tespit edilen bir kişinin de gözaltına alındığı aktarıldı.
Gaziantep'te, DEAŞ terör örgütü mensuplarınca, Alevi Kültür Derneği ve HDP İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilecek olan organizasyonlar başta olmak üzere, birçok yere aynı anda silahlı saldırı ve canlı bomba eylemi gerçekleştirileceği istihbaratı alındığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalar neticesi, 16 Ekim 2016 tarihinde saat 12.32 sıralarında Şahinbey ilçesi Güneykent Mahallesi'nde bulunan bir adrese operasyon düzenlenmiştir. Yapılan operasyonda, bir örgüt mensubunun kendisini patlatması sonucu 3 özel harekat polisi şehit olmuş, biri ağır olmak üzere 5 özel harekat polisi ve 4 Suriye uyruklu sivil yaralanmış, bir terörist de sağ olarak ele geçirilmiştir. Devam eden gelişmelerde, hakkında canlı bomba eylemi gerçekleştirebileceği yönünde istihbarat bulunan ve 'Terörden arananlar turuncu listesinde' yer alan 1986 Gaziantep doğumlu Mehmet Kadir Cebael'in bulunduğu değerlendirilen adrese yönelik yapılan operasyonda, şahıs daire girişine tuzaklamış olduğu bomba düzeneğini patlatmış, daha sonra çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilmiştir. Şahsın ikamette bulunan ve 'Terör Nitelikli Kayıp Şahıs' olarak aranan eşi Fadile Cebael sağ olarak yakalanmış, olayla ilgisi tespit edilen bir kişi de gözaltına alınmış olup, çalışmalar devam etmektedir."
Açıklamada ayrıca, Türkiye'nin huzur ve güvenliği için, terör örgütlerine karşı yürütülen mücadelenin kararlı şekilde sürdürüleceği belirtilerek, şehitler Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı temennisinde bulunuldu..
Halisdemir’in öğrencisi: Gerçeği GATA'da öğrendik!

Darbeci Semih Terzi’yle Özel Kuvvetler’e giden ekipteki Astsubay Hasan Aksoy, 15Temmuz gecesini anlattı: “Çamların arasından Ömer Başçavuş çıktı. Kendisi kurs öğretmenimdi. ‘Hasan ne yapıyorsun, nereden geliyorsun?’ diye sordu. Yanağımı sıktı. ‘Ne oluyor abi?’ dedim. ‘Ben de bilmiyorum Hasan’ dedi”
15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde darbeci general Semih Terzi'yi vurarak kritik rol üstlenen şehit Astsubay Ömer Halisdemir ile ilgili önemli bir ifade ortaya çıktı. Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre; Semih Terzi ile Diyarbakır'dan uçakla gelip Özel Harekât Komutanlığı'nı ele geçirmek isteyen ekipte yer alan Astsubay HASAN Aksoy, hâkimlik ifadesinde o geceyi şöyle anlattı...
TABUR KOMUTANI ALARM VERDİ:
Özel Kuvvetler Komutanlığı 12. Tabur'da çalışmaktaydım. Diyarbakır'da görevliydik. 15 Temmuz günü Tabur Komutanı Binbaşı Fatih Şahin alarm verdi ve 'Bütün çantalar, sivil eşyalar dahil toplanacak, silahlar alınacak' dedi. Bana da 'M110 keskin nişancı silahını almamı' söyledi.
24 kişi olarak Diyarbakır Havalimanı'na geldik ve uçağa bindik. Tim komutanı da nereye gittiğimizi bilmiyordu. Tabur komutanı (Şahin) ile tugay komutanı (Semih Terzi) önde oturuyordu. Tim komutanı Ahmet Yüzbaşı şarjörlere mermi basmamızı emretti.
GENELKURMAY'A GİTTİĞİMİZİ DÜŞÜNDÜK:
Ankara Etimesgut Askeri Havalimanı'na indik. 2 helikopter bizi alanda bekliyordu. Tabur komutanı helikopterde, 'Silahlarınız hazır olsun, inişte bize ateş eden olursa karşılık verilecek' dedi. Helikopterin birine 14, diğerine 12 kişi binecek şekilde plan yaptık.Genelkurmay'a operasyona gittiğimizi düşündük.
Ama Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na indik. Diğer tim sürpriz bir şekilde gelmedi. Çevre emniyeti alınca tugay komutanı indi, onu birkaç kişi karşıladı.
YANAĞIMI SIKTI:
Tugay komutanı (Semih Terzi) ve tabur komutanı (Fatih Şahin) ön tarafta, biz de arkalarında emniyeti alarak yürüyorduk. Çamların arasından Ömer Halisdemir Başçavuş çıktı. Kendisi benim kurs öğretmenimdi. Yanıma geldi yanağımı sıktı. 'Hasan ne yapıyorsun, nereden geliyorsun?' diye sordu. Diyarbakır'dan geldiğimizi söyledim. 'Ne yapıyoruz, ne oluyor abi' dedim. 'Ben de bilmiyorum Hasan' dedi ama biraz sızlanıp Tugay Komutanı'nın yanına doğru gitti.
ONU, TABUR KOMUTANI VURDU:
Karargâh'ın kapısına yaklaşmıştık ki 2 el silah sesi geldi. Herkes panikledi. Ben ve birkaç arkadaşım havaya ateş ettik. Bir kişi (Halisdemir) koşuyordu. O kişiyi, tabur komutanının (Şahin) vurduğunu gördüm. Bayağı bir sıktı. Kaçanın o an kim olduğunu bilmiyordum. Birisi yere düşmüştü birisi de koşuyordu. Önümüzde yatanın tugay komutanı olduğunu sıhhiyeci gelince anladık. Tugay komutanını içeri taşıdık. Bir yüzbaşı vurulan şahsın (Halisdemir) yanına gitti. Onu sürükleyip kaldırımın üzerine çektik.
Nabzını kontrol etti. Öldüğünü söyledi. Ben orada gördüm Ömer Başçavuş olduğunu, çok şaşırdım. Olaylara hiçbir şekilde anlam veremiyordum. Helikopter geldi tekrar. Tabur komutanı; beni, Hüseyin ve Ali başçavuşları yanında istedi. Beraber tugay komutanını helikopter ile Hastaneye götürdük.
GERÇEĞİ GATA'DA ÖĞRENDİK:
GATA Kurmay Başkanı, Zekai Paşa'nın nerede olduğunu sordu, bilmediğimizi söyledik. Telefonla görüştü geri geldi. 'Arkadaşlar burası hastane, burada silahlı duramazsınız' dedi. Biz Hüseyin Başçavuş'la 'Tamam çıkarız ama silahlarımızı güvenli bir yere bırakalım' dedik. Ama tabur komutanı Şahin, silahını veremeyeceğini söyledi. GATA Kurmay Başkanı ile münakaşa ettiler.
Bir süre sonra Şahin gelip tugay komutanının öldüğünü söyledi. Özel Hava Alay Komutanlığı'ndaki timde yer alan Ahmet Kemal Yüzbaşı, Hüseyin Başçavuş'u arayıp, 'Tugay ve tabur komutanının hain olduğunu, emir almamamızı, Zekai Paşa'nın emri olduğunu, bir olay yaparlarsa öldürmemizi' söyledi. O sırada her şeyi öğrenmiş olduk.
FETÖ'cü komutan Semih Terzi'yi, Özel Kuvvetler Komutanlığı'na sokmayan Astsubay Ömer Halisdemir, Fatih Şahin tarafından şehit edilmişti. (Habertürk)
YORUMLAR