Tarihi reformda bütünleşelim

Tarihi reformda bütünleşelim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerek AK Parti, gerek MHP, gerek CHP tabanı ve hatta HDP’ye gönül vermiş tüm vatandaşlarım, gelin bu büyük tarihi reformda bir konsolidasyona gidelim. 16 Nisan’da lider, müreffeh bir Türkiye’nin temel taşlarını yerli yerine koyalım,

25 Şubat 2017 - 09:40 - Güncelleme: 26 Şubat 2017 - 06:26

Giriş Tarihi: 23.02.2017 03:49 Son Güncelleme Tarihi: 23.02.2017 09:39

Büyük çağrı

, “AK Parti, MHP, CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarıma sesleniyorum. Tarihi reformda konsolidasyona gidelim. Güçlü, Türkiye’nin temel taşlarını yerine koyalım” dedi..

    Büyük çağrı

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara'da Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından düzenlenen Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni'ne katıldı. Erdoğan, törende önemli açıklamalar yaptı:

    Bugünden geriye baktığımızda ülkemizin ne tür badirelerden, operasyonlardan geçerek bu aşamaya vardığını ne yazık ki bazen unutabiliyoruz.

    16 Nisan ile birlikte artık Türkiye'de yasama organı yok diyorlar. Ya dürüst ol. Siyaset eğer dürüst yapılırsa millet sizi bir yerlere getirir. Eğer siyaseti dürüst yapmazsanız sittin sene yine aynı yerde oturmaya devam edersiniz. Nerede yasama organı kalkıyor, böyle bir şey mi var? Yürütme sadece Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde toplanıyor.

    Yargı aynı şekilde konumunu yine koruyor. Yani yasama, yürütme, yargı var. Bunların hiçbirisinin ortadan kalkması diye bir şey söz konusu değil.

    Bazı gerçekleri de görmemiz lazım. Sadece Cumhurbaşkanı- Başbakan kavgaları dahi tek başına sistemi sorgulamak için yeterlidir. Bu ülkede bunu gördük. Sayın Sezer, Sayın Ecevit, bunlar dünya görüşü olarak da birbirlerine yakın insanlardı, belki de tıpa tıp aynıydılar. Ama rahmetli Ecevit'in yüzüne Anayasa kitapçığı fırlatıldı. Bir anda, ertesi gün döviz ne oldu, malum.



    Biz diyoruz ki bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bunun başka çıkışı yok. İşte Anayasa komisyonunda bacak ısırmadan burun kırmayı gördük.

    Dışişleri Bakanı arkadaşımı, istişarelerimizle Cumhurbaşkanlığı makamına getirdik. Sonra da gayet uyumlu bir şekilde yürüdük.

    Önceki Sayın Cumhurbaşkanı ile bu noktada sıkıntılar yaşadık. Gürültü, patırtı olmadıysa o da bizim sabrımızdan kaynaklanmıştır.

    Kandil 'Gelin hayırda buluşalım' diyor. Kim bunlar?

    Milletime, gerek AK Parti tabanı, gerek MHP tabanı, gerek CHP tabanı, oraya gönül vermiş olanlar, hatta HDP'ye gönül vermiş tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Gelin bu büyük tarihi reformda bir konsolidasyona gidelim ve böylece 16 Nisan'da birliği, beraberliği, bütünlüğüyle güçlü, lider, müreffeh bir Türkiye'nin sistem noktasında temel taşlarını yerli yerine koyalım.

    DEDİKODU YAPMAYIN
    , terörle, darbeyle, kaos denemeleriyle dize getirilemeyen Türkiye'yi ekonomiyle vurmaya çalıştıklarını belirterek, "Dedikoduya gerek yok. Türkiye'nin ekonomik anlamda ciddi sorunu yok" dedi.

    Tarihi reformda bütünleşelim

    Tarihi reformda bütünleşelim

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerek AK Parti, gerek MHP, gerek CHP tabanı ve hatta HDP’ye gönül vermiş tüm vatandaşlarım, gelin bu büyük tarihi reformda bir konsolidasyona gidelim. 16 Nisan’da lider, müreffeh bir Türkiye’nin temel taşlarını yerli yerine koyalım

    Cumhurbaşkanı , Meclis'te grubu bulunan 4 partinin tabanına seslendi, "Tarihi reformda konsolidasyona gidelim" dedi. Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından Sheraton Otel'de düzenlenen Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
    Tüm millete, gerek AK Parti tabanı, gerek MHP tabanı, gerek CHP tabanı, oraya gönül vermiş olanlar, hatta HDP'ye gönül vermiş tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Gelin bu büyük tarihi reformda bir konsolidasyona gidelim ve böylece 16 Nisan'da birliği, beraberliği, bütünlüğüyle güçlü, lider, müreffeh bir Türkiye'nin sistem noktasında temel taşlarını yerli yerine koyalım. Bunun rejim değişikliğiyle filan yakından uzaktan alakası yok. Hep söyledim, ilk defa bunun karşısında ben olurum dedim, yine söylüyorum.
    18 MADDEYİ TEK TEK OKUYUN: Muhalefet, Anayasa değişikliğini ısrarla hiç ilgisi, alakası olmayan konulara çekerek insanımızın kafasını hâlâ bulandırmaya çalışıyorlar. Her şey ortada. Anayasa değişikliği toplam 18 maddeden oluşuyor. Tüm vatandaşlarımdan ricam bu 18 maddeyi ellerine alıp teker teker okumalarıdır.

    "Sizlerden ricam 18 maddeyi teker teker okumanızdır"

    GERÇEK GÜVENOYU MİLLETE AİTTİR: Yeni yönetim sisteminin temel mantığı güven ve istikrardır. Bunu garanti altına alacağız. Güven, istikrar olmadan kalkınma olmaz. Türkiye'de gensorular Parlamentonun işlevini ortadan kaldırmıştır. Şimdi bu gensoru mekanizması kalkıyor, güvenoyu mekanizması kalkıyor. Çünkü gerçek gensoru, gerçek güvenoyu millete aittir ve millet huzuruna geldiği zaman gensoruyu da verir, güven oylamasını da yapar. Der ki başarılısın devam, der ki başarısızsın, hadi güle güle. Olay bu.
    BU SİSTEMİN GARANTİSİ MİLLET: Cumhurbaşkanı yürütmeden sorumlu olacak, Meclis de yasama görevini yerine getirecek, yargı da adaleti tesis edecektir. Herkesin görevi belli. Yürütmeden sorumlu olan Cumhurbaşkanı, yasama organı 600 kişiyle görevini yapacak, yargı da kendine ait görevi yapacak. Üçü de aynen çalışmasına devam. Böylece herhangi bir gücün diğeri üzerinde tahakkümü olmayacak. Bu sistemin en büyük garantisi millet. Çünkü milletimizin yüzde 50'den fazlasının desteğini almak demek, toplumunu tamamını kucaklamaya talip olmak, bunun için gereken programa, plana, projeye, çoğulcu anlayışa sahip olmak demektir. Ülkemizde kurucusu olduğum parti 10 yıldır hep yüzde 45'ler, sonunda 50 düzeyinde oy aldığı için sanıyorlar ki bu oranı elde etmek kolaydır. Kendi ailesindeki 10 kişiden 5'inin desteğini alamayacak olanların yüzde 50 oy oranını küçümsemesi gerçekten çok ama çok trajikomiktir.
    KANDİL HAYIR'DA BULUŞALIM DİYOR: İki saf var, bir evet safı, bir hayır safı. Kandil 'Gelin hayırda buluşalım' diyor. Kim bunlar? Bunlar ülkemizi parçalamak bölmek isteyen ve ülkemizi kan gölüne çevirmenin gayreti içinde olanlar. 40 yıldır bu ülke bunlarla mücadele ediyor. Şu anda bunların çağrısı hayır oyuna. Burası çok çok önemli, unutmayın kişi sevdikleriyle beraberdir.

    "Kandil gelin 'hayır'da buluşalım diyor"

    Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ayrıca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Türk bayrağını ve şehitlerin fotoğraflarını Amerika kıtasının en yüksek dağı olan And Dağları'nın zirvesine ulaştıran dağcılar Dilaver Kişli ve Çetin Bayram'ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Dağcılar, dağın en yüksek noktasından bir parçayı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye etti. Dağcılardan Çetin Bayram, "Yılanın başı Amerika'da olduğundan mesaj vermek için Amerika kıtasının en yüksek dağı olan Aconcagua'ya çıkmamız gerektiğini düşündük" dedi.
    Otomatik alternatif metin yok.
    10 YILDIR İŞLER SABRIMIZ SAYESİNDE YÜRÜDÜ
    Mevcut sistemin tıkandığı noktaları geçmiş dönem hükümetlerinde başbakan ve cumhurbaşkanlarının yaşadığı krizleri örnek vererek anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: Şimdi birileri diyor ki 10 yıldır işler yürüyor, bir sorun yok. Onu sen biliyorsun, bir de bize sor. Nerede? 10 yıldır sorun çıkmadan işlerin yürümesinin kerameti sistemde değil. Aynı siyasi ekolden gelen, aynı ideallere sahip, birbirini yakından tanıyan insanlar bu makamlarda olduğu için sorun çıkmadı. Bir önceki Sayın Cumhurbaşkanı ile (Ahmet Necdet Sezer) bu noktada sıkıntılar yaşadık. Gürültü, patırtı olmadıysa o da bizim sabrımızdan kaynaklanmıştır. Çünkü devletin tepesinde kavga gürültü olmaz diye inandık, sabrettik. Sabırla da hamdolsun işi bu noktaya kadar getirdik. Yarın öbür gün farklı iddiaları olan kişiler bu makamlara geldiğinde, mevcut sistem sürse seyredin gümbürtüyü. Ülkemizi göz göre göre böyle bir kaosa atamayız.

    "10 yıldır işler yürüyor diyorlar! Gel de bize sor"

    16 NİSAN GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İÇİN MİLAT OLACAK
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter'dan yaptığı açıklamada geçmişteki cumhurbaşkanı, başbakan kavgalarına değindi. Erdoğan,"Ülkemizi göz göre göre kaosların, siyasi çekişmelerin ve istikrarsızlıkların içine atamayız. Bunun için sistemin temel taşlarının yerli yerine oturduğu, sorumlu ve güçlü bir yönetim anlayışını tesis etmeliyiz. Evet... Ben 16 Nisan'ın güçlü bir Türkiye için, lider bir Türkiye için, müreffeh bir Türkiye için bir milat olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

    BÜTÜN DARBECİLERDEN ŞİKÂYETÇİ OLDU
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na avukatı aracılığıyla dilekçe göndererek, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili suçlar nedeniyle tüm şüphelilerden şikâyetçi oldu. Kamu davası açılmasını talep eden Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, başsavcılığa 6 sayfalık suç duyurusu dilekçesi verdi. Dilekçede, Marmaris'teki sukast girişimine değinilerek, "Sayın Cumhurbaşkanımız, 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında şahsına yönelik olarak planlanan ve işlenen suçların yanında deruhte ettiği cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği Türk milletinin birliğine ve diğer değerlere yönelik işlenen suçlar nedeniyle de tüm şüphelilerden şikâyetçidir" denildi. AA

    KAHRAMAN'A GEÇMİŞ OLSUN ZİYARETİ
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçirdiği akciğer enfeksiyonuna bağlı olarak yoğun bakımda tedavi gördükten sonra tedavisine evde devam edilen TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı ziyaret edip 'geçmiş olsun' temennisinde bulundu. ANKARA

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kahraman'ı evinde ziyaret etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: En büyük zararı onlar verdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: En büyük zararı onlar verdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulundu. Erdoğan, darbelerin muhtıraların yol açtığı siyasi kaoslar ve ekonomik krizlerin ülkeye ağır bir maliyet yüklediğini belirtti.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben 16 Nisan'ın güçlü bir Türkiye için, lider bir Türkiye için, müreffeh bir Türkiye için bir milat olacağına inanıyorum" dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Açıklamasında geçmişteki cumhurbaşkanı, başbakan kavgalarına değinen Erdoğan, "Türkiye, yasama, yürütme ve yargı güçleri arasındaki çekişmelerden, yetki karmaşalarından çok büyük zarar gördü. Darbelerin, muhtıraların yol açtığı siyasi kaoslar ve ekonomik krizler ülkeye ağır bir maliyet yükledi.

    Sadece geçmişte yaşanan cumhurbaşkanı, başbakan kavgaları dahi tek başına mevcut sistemi sorgulamak için yeterlidir. Ülkemizi göz göre göre kaosların, siyasi çekişmelerin ve istikrarsızlıkların içine atamayız. Bunun için sistemin temel taşlarının yerli yerine oturduğu, sorumlu ve güçlü bir yönetim anlayışını tesis etmeliyiz. Evet... Ben 16 Nisan'ın güçlü bir Türkiye için, lider bir Türkiye için, müreffeh bir Türkiye için bir milat olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter'dan şu ifadeleri kullandı:

    İŞTE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ATTIĞI TWEETLER

    Türkiye enerji ihraç edecek

    , Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 15. Kuruluş Yıldönümü programında konuştu.

      Türkiye enerji ihraç edecek

      Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin yerli enerji kaynaklarına yöneleceğini belirterek, "Türkiye enerji için yılda 50 milyar dolar dışarı verirken daha az vermeye başlayacak. Bu, birilerini üzecek, sinirlendirecek ve farklı yolları denemeye itecek" dedi. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verdiklerini hatırlatan Albayrak, "Yılda ortalama 50 milyar doları enerji ve maden ithalatına veren bir ülkeden, bir bakmışsınız 10 sene sonra enerji ihraç etmeye başlamış bir ülke olmuşuz. Türkiye olarak enerjiyi daha kaliteli ve ucuz şekilde topluma kazandırma, ulaştırma hedefimiz var. Bunun ötesinde büyük Türkiye'nin artık bölgesel ve küresel noktada önemli bir hammadde olan enerjide, büyük resimde, söz söyleyen bir oyuncu olması gerekiyor" diye konuştu. Albayrak, "Sabah 9'da geleyim. Akşam 5'e kadar, 3 randevu vereyim. Odamı da kilitleyeyim. 2 kahve içeyim. 3 arkadaşımla sohbet edeyim dönemi bitti. O eski Türkiye'ydi" dedi.

      ‘Cumhurbaşkanımız ile ler olacak’

      ‘Cumhurbaşkanımız ile ortak mitingler olacak’

      Başbakan Yıldırım: Cumhurbaşkanımız ile büyük illerde lere katılacağız. Cumhurbaşkanımızın sahaya inmesi, dolaşması, teşkilata rehavet getirmez, aksine coşkuyu artırır. MHP ile bir-iki programda beraber bulunabiliriz

      Başbakan dün Çankaya Köşkü'nde gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenlerini ağırladı. Yıldırım, yaklaşık 2 saat 45 dakikalık sohbette gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Yıldırım şu mesajları verdi:

      ŞÜKREDERİZ: (Daha önce 'anlamlı bir evet bekliyoruz' demiştiniz) Anlamlı evet demek, millet gönlünden ne geçiyorsa, hangisi gönlünden geçiyorsa, anlamlı olan odur. Bizde vatandaşın verdiğine şükretmekten, teşekkür etmekten başka bir şey olmaz. Vatandaşın iradesine oran belirlemek bize yakışmaz. Onların iradesini yok sayamayız. Ama anlamlı bir evet beklemek hakkımız. Vatandaş olumlu yanıt verirse ne âlâ, vermezse başımız gözümüz üstüne.

      YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE BAŞKANLIK SİSTEMİ MADDELERİ NELER? - 2017 REFERANDUM NE ZAMAN?

      COŞKUYU ARTIRIR: (Cumhurbaşkanı'nın saha performansı rehavet mi oluşturuyor?) Cumhurbaşkanımız bu kampanyada etkin rol alacak. Bazı illerde birlikte olacağız. Cumhurbaşkanımızın sahaya inmesi, dolaşması, teşkilata rehavet getirmez, aksine coşkuyu artırır. Bütün kararsızların kararının evet yönünde olması için çalışıyoruz. Biz vekiller olarak vatandaşın önüne teklifi götürdük, bize verilen görev bununla sınırlı. Bundan sonrası seçmenin, vatandaşın işi.

      Başbakan Yıldırım'dan önemli açıklamalar

      ORTAK PROGRAM: MHP ile yapacağımız işleri işaret dili kullanarak yapmıyoruz, aleni yapıyoruz. Dolayısıyla, bu kampanya döneminde MHP ile ortak etkinlik yapma konusu şu anda karara bağlanmış bir şey değil. MHP'nin ayrı bir siyasi programı var. Bizim de ayrı bir siyasi programımız var ama burada bir hedef birliği var. Programları AK Parti olarak biz ayrı yapacağız, onlar ayrı yapacaklar. Belki süreç içinde bir iki programda beraber olabiliriz.

      BOZKURT İŞARETİ: (Bozkurt işareti) İzleyici, "Ülkücüleri unutmayın Başbakanım" diye bağırınca, ben de ülkücülerin işaretini yaparak karşılık verdim. Hepsi o. Bunda yanlış bir şey var mı? Herkesin işaretini yaparız. Türkiye'nin bütün renkleri bizim için aynıdır. 80 milyonu kucaklayacağız derken bunda tek istisna olan terör örgütleridir. Bu ülkenin parçalanmasını isteyen, bu ülke için kötü emelleri olanlar dışında herkesle beraber oluruz.

      İŞTE 21 MADDELİK YENİ ANAYASA TEKLİFİ

      CHP KAMPANYAYI YUMUŞATTI: CHP, kampanyasını yumuşatmış görünüyor. Bence kucaklayıcı olmak, ayrıştırmadan, sertleştirmeden insanları... Kan, hainlik gibi hiçbir şekilde vatandaşın hoşuna gitmeyen, vatandaşın hiç hak etmediği söylemler olmaması iyi bir gelişme. Demokraside ve ülkenin birliğinin, beraberliğinin muhafazasında bu söylemin daha doğru bir söylem olduğunu düşünüyorum.

      TERÖRÜ KAYNAĞINDA KURUTMAK İÇİN: Kılıçdaroğlu 'Rakka'da ne işimiz var?' diyor. Olayların derinliğini bilmeyince bu konuşmalar oluyor. Rakka'da sizin işiniz olmazsa onların sizin memleketinizde işi oluyor. Terörü kaynağında kurutmak için orada işimiz var. Türkiye'nin bölgede inisiyatifi arttı.

      ’ten ’ye teşekkür telefonu

      Ahmet Türk’ten Devlet Bahçeli’ye teşekkür telefonu

      MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, cezaevinden bir süre önce tahliye olan eski Mardin Belediye Başkanı 'ün MHP lideri ile görüştüğünü açıkladı. Yalçın, telefonda görüşen Türk ile Bahçeli'nin karşılıklı sağlık durumlarını sorduklarını, Bahçeli'nin Türk'e "Geçmiş olsun" dileğini iletirken, Türk'ün de Bahçeli'ye, tutukluluk sürecindeki insani çağrısından dolayı teşekkür ettiğini aktardı. Bahçeli, Türk'ün yaşlı ve hasta olduğunu belirterek, tutuksuz yargılanması çağrısında bulunmuştu.

      Darbeci üsteğmen: Ben ölüm makinesiyim

      Darbeci üsteğmen: Ben ölüm makinesiyim

      ndeki SAT komandosu Ali Sarıbey: ‘Gizli görev var’ dediler, sevinerek kabul ettim. Vali ya da kaymakam almaya gittiğimizi sandım

      Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'te kaldığı oteli basan 'cü askerlerin yargılandığı Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın üçüncü gününde, SAT komandosu Üsteğmen Ali Sarıbey savunma yaptı. Sarıbey, "Benim rütbemde birinin 'Ben darbeye karşıyım' diyerek direnç göstermesi mümkün değildir" dedi. 14 Temmuz'da SAT Grup Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşılar Özay Çöder ve Haldun Gülmez ile lojman kafeteryasında görüştüğünü anlatan Sarıbey şunları söyledi:

      'TSK YÖNETİME EL KOYDU'
      "SAT görevimin düşmemesi için eğitimlerimi aksatmamam gerekiyordu. Bu nedenle ikisine de her zaman göreve hazır olduğumu söyledim. 15 Temmuz'da Haldun Gülmez beni arayıp gizli bir görev çıktığını ve komutanın benim de katılmamı istediğini söyledi. Ben ölüm makinası olarak yetiştirildim. Ben bir ölüm makinasıyım. Seve seve görevi kabul ettim.

      Malzemeleri kuşanırken, Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, 'TSK yönetime el koydu' dedi. Emir komutanın Şükrü Seymen'de olduğunu ve VIP bir kişinin alınacağını söyledi ama kim olduğunu söylemedi. Bu arada Hava Kuvvetleri Komutanı'nın darbeye itiraz ettiği ve bacağından vurulduğu söylendi.
      Amatörce yapılmış bir görevdi. Çünkü adeta tüm birimler birbirine girmişti. Seymen'e nereye gideceğimizi sordum ama bir şey söylemedi. Daha önce Aksaz Deniz Üssü'nde görev yaptığım için helikopter alçalınca disko ışıklarından Marmaris olduğunu anladım. Cumhurbaşkanı'nın alınacağı hiç aklıma gelmedi. Vali, kaymakam veya emniyet müdürü sandım."

      25 BİN MERMİ ...
      Bu son sözleri üzerine mahkeme başkanı "25 bin mermiyle kaymakam, vali almaya mı gidilir?" diye sordu. Sarıbey, vatan millet için hizmet yaptıklarını anlatmaya başlayınca mahkeme başkanı bu kez de "Vatan millet diyenlerin ne yaptığını hep birlikte gördük" dedi.

      BEDDUACI YÜZBAŞI MARMARİS'E NİYE GİTTİKLERİNİ BİLMİYORMUŞ
      Yakalandığında üzerinde, "H.E. duaları" başlıklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve hükümete yönelik beddua çıkan eski Deniz Yüzbaşı Haldun Gülmez ise operasyonun içeriğinden haberdar olmadığını iddia etti. Gülmez "Helikopterle Dalaman'a gittik. Piste 2 kez iniş yapmak zorunda kaldık. İlkinde askerler mevzi alıp çatışma pozisyonuna geldiler. İkinci inişimizde ise zaten yakıt kalmadığı için pilotlar helikopterden indi. Oradaki görevlilerle ne konuştular bilmiyorum. Sonra bize yakıt verildi. Görev gereği bana helikopterde makineli tüfek kullanmam için talimat verildi" diye konuştu.

      Gülen darbe talimatını o tarihte vermiş

      Gülen darbe talimatını o tarihte vermiş

      FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 9'u firari, 15'i de tutuklu olmak üzere 24 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, diğer darbe girişimi iddianamelerinden farklı olarak örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in ismi ilk kez "şüpheli" olarak yer aldı. Bir numaralı şüpheli olan Gülen'in, "www.herkul.org" adlı sitede yaptığı konuşmalarla ilgili görüntülerin, örgütün "Colorado bölge imamlığı"nı yapan Hasan Polat'a izletildiği belirtilen iddianamede, Polat'ın yaptığı kriptolojik çözümlemeye göre darbe talimatını Gülen'in verdiğinin anlaşıldığı kaydedildi

      İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili firari FETÖ elebaşı Gülen'in ismi ilk kez yer aldı ve birçok suçtan 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen Gülen, "1" numaralı şüpheli olarak gösterildi.

      "KAMU GÖREVLİSİ GÖRÜNÜMLÜ ÖRGÜT MENSUPLARI"
      FETÖ/PDY'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisine diğer devlet kurumları gibi yıllar süren bir süreçte sızdığı belirtilen iddianamede, Türkiye için başlıca tehdit unsuru olan örgüt üyesi askerlerle bu askerleri yönlendirilen örgütün, 15 Temmuz'da "ağabey-imam" tabir edilen sivil unsurlar yönetiminde, mevcut anayasal demokratik düzeni hedef alan ve meşru hükümeti devirme amaçlı darbe girişimi gerçekleştirdiği hatırlatıldı.

      "Ancak darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine başta milletimizin ve güvenlik güçlerimizin demokrasiye sahip çıkarak, ferasetle dik duruşu ve karşı koyması neticesinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır." denilen iddianamede, elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarıyla, devlet kurumlarına sızan kamu görevlisi görünümlü örgüt mensuplarının birkaç yıllık süreçte ülkede istikrarsızlık yaratarak, devletin tüm kademeleriyle ele geçirilip kendi mensuplarından olmayanların tasfiye edilmesi ve sonunda mevcut hükümeti devirme amacı doğrultusunda gerçekleştirdikleri eylemlere yer verildi.

      İstanbul'daki darbe girişimiyle ilgili istatistiki bilgilerin de yer aldığı iddianamede, askerlerin eylemleri sonucu 2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil vatandaş olmak üzere toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği, kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açılarak öldürülmelerine teşebbüs edildiği, eylemlerin yöneldiği mağdurlardan 685'inin yaralandığı, 34'ünün yara almadan kurtulduğu, 155 kişinin yaralama kastıyla gerçekleştirilen eylemlerin mağduru olduğu, kolluk görevlileri dahil 148 kişiye karşı yağma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekleştiği, 214 özel şahsa ait mal ile askeri kurumlara ait olanlar hariç 25 kamu malının zarar gördüğünün tespit edildiği bildirildi.

      "EYLEME GEÇİLMESİNİ SAĞLAYAN TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ GÜLEN"
      Darbe sürecinde yurt genelinde ve İstanbul'da yaşanan olaylar, olayların değerlendirilmesi, darbeyi planlayan ve yönlendirilen FETÖ/PDY'nin yapısı ve işleyişi, terör örgütü niteliği, darbe girişiminin terör örgütünün bir eylemler dizisi olduğuna dair delillerin sıralandığı iddianamede, hukuki durumu eylemi gerçekleştiren asker şahısların eylemleriyle benzer olmasa da darbe planına bizzat onay verdikten sonra eyleme geçilmesini sağlayan terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in hukuki durumu irdelendi.

      Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 9 Eylül 2016'da "darbe girişiminin talimatını verdiği" gerekçesiyle Gülen hakkında, geçici olarak tutuklanması istemiyle ABD yetkili makamlarına hitaben talepname yazısı ile delil ve tespitlere yer verilen iddianamede, ABD'de ikamet eden terör örgütü elebaşı Gülen'in, Türkiye'de işlenen birçok suçun yanı sıra 15 Temmuz'da gerçekleştirilen kanlı darbe teşebbüsünün talimatını veren kişi olması nedeniyle tutuklanması için arandığı ve 15 Temmuz'da TSK içinde değişik rütbelerde görev yapan askerler tarafından Gülen'in emir ve talimatları doğrultusunda silahlı bir askeri darbe teşebbüsünde bulunulduğu anımsatıldı.

      Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen sanık ve gizli tanık beyanlarının da yer bulduğu iddianamede, "darbe" talimatını Fetullah Gülen'in verdiğine ilişkin anlatımlar sıralandı.

      Darbe girişimine katılan Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız'ın,"darbe girişiminden önce 9 günlük bayram tatilinde Ankara'da bir kısım askerlerle birlikte darbe planlamasına ilişkin toplantı yaptıkları, bu toplantıya katılan FETÖ imamı Adil Öksüz'ün kendilerine, 'ben bu çalışmaları Amerika'ya gidip Gülen hocama sunacağım' dediği, darbe planlaması yapılan toplantıda darbeye karşı olan bir kısım generalleri rehin alma görevinin kendisine verildiği, kendisinin de darbe girişimi sırasında bu generallerden ikisini rehin aldığı" yönünde beyanda bulunduğu aktarılan iddianamede, Adil Öksüz'ün en son darbe planlarını Gülen'in onayına sunmak üzere 11 Temmuz 2016'da uçakla Amerika'ya seyahat ettiği, darbe gerçekleşmeden 2 gün önce 13 Temmuz'da Türkiye'ye döndüğü ve 16 Temmuz'da darbe girişiminin idaresinin yapıldığı Akıncılar Üssü'nde yakalandığı bilgisi verildi.

      "GÜLEN, BİRİNCİ DERECEDEN SORUMLU"
      "Fetullah Gülen'in, Adil Öksüz aracılığı ile TSK'daki örgüt mensubu askerlere 15 Temmuz 2016'da darbe gerçekleştirmeleri konusunda talimat verdiği anlaşılmıştır." denilen iddianamede, FETÖ'nün yayın organı olarak faaliyette bulunan "www.herkul.org" adresinde kayıtlı video sitesinde, Gülen ile Adil Öksüz'ün birlikte görüntülerinin bulunduğu kaydedildi.

      Jandarmada albay rütbesiyle görev yapan Arif Kalkan'ın 14 Ağustos 2016'da verdiği ifadede, "askeri lise yıllarından itibaren FETÖ olarak tanınan örgütün içerisinde yer aldığı, bu örgütün lideri olan Gülen ile iki kez yüz yüze görüştüğü, askeri lise öğrencisiyken yaptığı bu görüşmelerden birisinde Gülen'in kendisine 'Baki' kod ismini verdiği, darbe öncesinde FETÖ üyesi askerlerle Ankara'da toplantı yaptıkları, kendisine Ankara Güvercinlik'te bulunan bir kısım generalleri rehin alarak darbe girişiminin merkezi olan Akıncılar Hava Üssü'ne götürme görevi verildiği, kendisine ve kendisi gibi Türk ordusunda görev yapan değişik rütbedeki darbeye katılan subaylara, Gülen'in Türkiye'de bulunan örgüt yöneticileri aracılığıyla talimatlar verdiği, kendilerinin de aldıkları bu talimatlar doğrultusunda hareket ederek, 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulundukları" yönünde beyanda bulunduğu belirtilen iddianamede, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da mağdur olarak verdiği 19 Temmuz tarihli ifadesinde, "Darbeci askerler tarafından rehin alındıktan sonra, darbecilerin karargah olarak kullandıkları Akıncılar Hava Üssü'ne götürüldüğünde, FETÖ üyesi olan darbeci askerlerden Hakan Evrim'in kendisine, 'dilerseniz, sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz' dediği" beyanı hatırlatıldı.

      Bu ifadelerden Gülen'in darbe teşebbüsünün yöneticisi olduğunun en güçlü şekilde anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, "Tanık beyanları ve şüphelilerin itirafları incelendiğinde, darbe teşebbüsünün Gülen'in emir ve talimatları doğrultusunda hareket eden TSK içerisindeki FETÖ üyeleri tarafından gerçekleştirildiği, Türkiye'de darbe planlaması yapıldıktan sonra planlar onaylanmak üzere Amerika Birleşik Devletleri'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Gülen'e götürüldüğü, kendisinin darbe planına onay verdikten sonra darbe girişiminde bulunulduğu, Gülen'in darbe teşebbüsünü gerçekleştiren ve sivil halkı katleden FETÖ lideri olarak hem darbe teşebbüsünden hem de sivillerin ölüm ve yaralamalarından birinci derecede sorumlu olduğu açıkça anlaşılmıştır." değerlendirmesi yapıldı.

      "COLARADO BÖLGE İMAMI"NIN KRİPTOLOJİK ÇÖZÜMLEMESİ
      İddianamede, terör örgütünün muhtelif kademelerinde ülke geneli bölge imamlığı ve ABD'de muhtelif eyaletlerin bağlı olduğu "Colarodo bölge imamlığı" sıfatıyla yönetici olarak faaliyet gösteren, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan, örgüt ve faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulunan Hasan Polat'ın ifadesine de yer verilerek, örgüt içerisinde kriptoloji sorumluluğu görevini yapmasından dolayı Gülen'in darbe girişimi öncesi ve sonrasında örgüt üyelerine hitaben yapmış olduğu bir kısım konuşmaların tespit edildiği ve Polat'a kriptolojik çözümleme yaptırıldığı bilgisi yer aldı.

      Polat'ın, Gülen'in konuşmalarının yer aldığı görüntü çözümlemelerine, iddianamede şöyle yer verildi:

      "Fetullah Gülen'in 'www.herkul.org' isimli internet sitesinde, 13 Haziran 2009 tarihli konuşması; 'Örgütün ideolojisi doğrultusunda hareket eden mensuplarına devletin kamu kurumlarına sızılması talimatı verdi.' 4 Şubat 2016 tarihli konuşması; '15 Temmuz'da tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi öncesinde örgütüne mensup bir kısım asker şahıslara darbe yapılması talimatı verdi, düşman gördüğü Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı yapılan darbe girişimini 'düşmanını öldürme' şeklinde tanımladı, bu girişim esnasında ölenlerin şehit, yaralananların gazi olacağını beyan etti.' Yeşil-haki renkli cübbe giyerek yaptığı konuşması; 'Daha önceden haki renkli cüppe giydiğine hiç şahit olmadım. Konuşmasında örgütüne mensup asker şahıslara özellikli bir mesaj verdi.' 22 Temmuz 2016 tarihli konuşması; 'Darbe girişiminden sonra örgütünün ideolojisi doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına karşı yürütülen soruşturmalarda yakalanan, gözaltına alınan ve tutuklananlara konuşmamaları, susmaları, örgütü deşifre etmemeleri talimatı verdi, ayrıca darbe girişimine karşı çıkan ve engelledikleri zannettiği şeklinde tanımladığı vatandaşlar için (ahmak) kelimesini kullanarak hakaret etti."

      Hasan Polat'ın yaptığı tespitlerde herhangi bir tereddüdü olmadığını da söylediği belirtilen iddianamede, Gülen'in yeşil-haki cübbeyle yaptığı konuşmayla ilgili, "Gülen'in, internet sitesinden bugüne kadarki yapmış olduğu sohbet yahut dini bir vaaz gibi görünen konuşmalarında belirtilen tarihteki konuşması hariç, hiçbir konuşmasında genel itibarıyla askeri birimlerin kullanmış oldukları haki-yeşil renkli cübbe giymediği ancak 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbeye teşebbüs olaylarından kısa süre önce, 20 Mart 2016 tarihindeki sohbet yahut dini bir vaaz gibi görünen konuşmasında askeri kurumların kullanmış olduğu kıyafetlerde kullanılan haki-yeşil rengin kullanıldığı tespit edilmiştir." denildi.

      ’den ‘karayalan’

      Kandil’den ‘karayalan’

      Terör örgütü , 2002'de "hain" damgası vurup mağarada kuruşuna dizerek infaz ettiği PKK'nın üst düzey yöneticisi Topal Nasır kod adlı terörist Faruk Bozkurt'u 15 yıl sonra "kahraman" ilan etti.
      Örgütün iç yüzünü gösteren olay, Bozkurt'un Almanya'da yaşayan amcasının oğlu Ekrem Bozkurt'un, 3 yıl önce 'e yazdığı mektupla ortaya çıktı. Mektupta kuzeninin akıbetinin açıklanmasını isteyen Bozkurt'a Kandil'deki örgüt yönetimi, hafta başında aileye mektup gönderdi. Mektupta Bozkurt için, "İhanet sürecinde en önde mücadele eden bir arkadaştı. Dış ve iç ihanet sürecinin yaşandığı dönemde şehit düşmüştür. Bu açıdan arkadaşın şehadeti bize ağır geldi. Onun direnişçi ve baş eğmez kişiliğini mücadelemizde örnek alacağız" dedi. Üzerine birde aileye, Bozkurt'un örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan ile çekilmiş fotoğraflarını yolladı.
      İstihbarat birimlerince infaz edildiği bilinen Bozkurt'la ilgili bu ifadeler ise örgütün gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Diğer taraftan infaz kararının Cemil Bayık'ın başkanlığında ve Murat Karayılan, Duran Kalkan, Ali Haytar Kaytan gibi üst yönetimince alındığı tespit edildi.

      yi biliyordu

      PKK darbeyi biliyordu

      Terör örgütleri ve ’nün ilişkisi ile PKK’lı teröristlerin günler öncesinden girişiminden haberdar olduğu gizli tanık ifadesiyle ortaya çıktı

      Siirt Cumhuriyet Başsavcılığınca 'nün 15 Temmuz girişimine ilişkin eski asker 320 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede, terör örgütü ve FETÖ'nün ortak hareket ettiği gizli tanık ifadesi de yer aldı. Soruşturmada ifade veren gizli tanık, darbeden iki gün önce yanına gelen örgüt üyesinin kendisine "İki gün sonra darbe olacak" dediğini belirterek, "PKK'lı teröristler, '2 gün sonra Cumhurbaşkanı ile Başbakan öldürülecek, ülkede darbe yapılacak" dediğini anlattı.
      Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı'nca eski Siirt 3. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Şimşek, Yardımcısı Albay Alican Erkiletlioğlu ve Eruh 2. Komando Tabur Komutanı Yarbay İsmet Cehreli ile İl Jandarma Komutan Yardımcısı Necati Metin'in de aralarında bulunduğu 120'si tutuklu 320 kişi hakkında hazırlanan iddianame FETÖ ile PKK'nın ortak hareket ettiği tespiti yer aldı. Bu ortaklığa ilişkin, "PKK'lı teröristlerin, FETÖ üyeleri tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsünden önceden haberdar olduklarını, darbe teşebbüsünden bir gün önce PKK mensuplarınca il merkezinde gerçekleştirilen saldırıların, darbe teşebbüsü için hazırlık ve intikal gerçekleştiren askeri birliklerin bu çalışmaları terör saldırıları sebebiyle gerçekleştirdiği algısı yaratarak gerçek durumu kamufle etme amacı taşıdığını göstermiştir" tespitlerine yer verildi.
      İl imamı PKK'lılarla birlikte yakalandı
      Muş'taki FETÖ soruşturmasında hakkında yakalama kararı bulunan sözde Muş eski il imamı Muharrem S.'nin de yer aldığı 10 kişi, Manisa'da saklandıkları ahırda yakalandı. Vatandaşın ihbarı sonrası operasyon yapan polis şüphelileri gözaltına aldı. Şahısların yapılan sorgularında, bir kısmının terör örgütü PKK ve bir kısmının da FETÖ/PDY'ye üye oldukları ve yurt dışına kaçmak için hazırlık yaptıkları öğrenildi.

      ‘Ben yere yatmam isterseniz vurun!’

      ‘Ben yere yatmam isterseniz vurun!’

      Tanıklar: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri , ‘Yere yatmam isterseniz vurun’ diye meydan okudu. Darbeciler ‘Siz gittiniz, artık devlet biziz’ diye bağırıyordu

      FETÖ'cü darbecilerin 15 Temmuz akşamı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri 'yı kaçırırken, Muhafız Alayı'nda yaşananlar tanık anlatımlarıyla ortaya konuldu. Tanıklar, Kasırga'nın darbecilere, "Ben yere yatmam. Vurun beni" diye direndiğini anlattı. Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada ilk dinlenen tanık, Koruma Polis Memuru Orhan Öztuğ oldu. Öztuğ ifadesinde, kendisine Fahri Kasırga'yı alıp Külliye'ye götürmesi emri verildikten sonra Muhafız Alayı'ndaki Genel Sekreterlik konutuna gittiğini belirterek, olay anını şöyle anlattı: "Fahri Kasırga ile birlikte dışarıya çıkmak üzereyken, 4-5 uzman çavuş silahlarını bize doğrulttu. Başlarındaki üsteğmen 'Buradan çıkış yok' diye bağırıyordu. Bu sırada Fahri Kasırga, 'Ben sizin amirinizim. Siz kimden emir alıyorsunuz?' karşılığını verdi. Başlarındaki binbaşı Haydar Aktaş, Genel Sekreter'e, 'Devlet biziz. Darbe oldu. Artık yönetim bizim elimizde' diye bağırdı. O sırada Fahri Bey'i yere yatırmaya çalıştılar. Fahri Bey de, 'Ben yere yatmam. Vurun o zaman beni' diyerek aralarına doğru yürüdü."

      'DEVLET BİZİZ'
      Koruma polisi Serkan Özcan da, Fahri Kasırga'nın darbecilere "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz. Ben sizin amirinizim. Siz beni nasıl vurabilirsiniz?" diye bağırdığını söyledi. Özcan, Kasırga'nın bu tepkisi üzerine Binbaşı Haydar Aktaş'ın "Siz gittiniz. Artık devlet biziz" diyerek zor kullanmaya devam ettiğini daha sonra 2 kişinin Kasırga'nın koluna girerek, ambulansa bindirip kaçırdıklarını söyledi.

      : EGM'den flaş açıklama

      Son dakika: EGM'den flaş açıklama

      Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Asayiş Dairesi Başkanlığı koordinesinde, aranan kişilerin yakalanması ve adalete teslim edilmelerini sağlamak amacıyla 81 il emniyet müdürlüğünce gerekli arama kararları alınarak bugün sabah erken saatlerde eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Emniyet Genel Müdürlüğünce aranan kişilerin yakalanmasına yönelik 10 bin 715 personelin katılımıyla ülke genelinde yapılan operasyonlarda bin 853 şüpheli yakalandı

      Emniyet Genel Müdürlüğünce aranan kişilerin yakalanmasına yönelik 10 bin 715 personelin katılımıyla ülke genelinde yapılan operasyonlarda bin 853 şüpheli yakalandı.

      Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Asayiş Dairesi Başkanlığı koordinesinde, aranan kişilerin yakalanması ve adalete teslim edilmelerini sağlamak amacıyla 81 il emniyet müdürlüğünce gerekli arama kararları alınarak bugün sabah erken saatlerde eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi.

      Operasyonlarda 3 bin 581 ekip ve 10 bin 715 personel görev alırken, 4 bin 863 ikamette arama yapıldı.

      Polis ekiplerince, 26'sı adam öldürmek, 224'ü hırsızlık, 25'i yağma, 42'si dolandırıcılık, 61'i uyuşturucu madde ticareti yapmak, 18'i Fetullahçı Terör Örgütüne üye olmak ve bin 457'si diğer suçlardan olmak üzere aranan toplam bin 853 kişi yakalanarak adli mercilere sevk edildi.

      Bunlardan 11'inin 20 yıl, 35'inin 10 yıl, 94'ünün 5 yıl, 227'sinin 2 yıl üzeri, 914'ünün 2 yıla kadar kesinleşmiş hapis cezası olduğu, 572'sinin ise haklarında yakalama emri bulunduğu için arandığı belirtildi.

      Öte yandan, operasyonlarda 3 ruhsatsız tabanca, 4 av tüfeği, 127 mermi, 11 kök Hint keneviri, 100 gram esrar, 25 gram eroin ele geçirildi.

      Böylece 1 Şubat ve 18 Şubat'ta yapılan operasyonlarla arandığı gerekçesiyle son 21 günde yakalanan kişi sayısı 5 bin 574'e ulaştı.

      çıkışı: İzin almak durumunda değiliz

      İran çıkışı: İzin almak durumunda değiliz

      Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü , lı yetkililerin Türkiye'nin 'de yürüttüğü operasyonlarla ilgili açıklamalarına sert tepki verdi. Kalın, Türkiye'nin ulusal güvenliği ve bölgenin, Suriye halkının geleceği için mücadele verdiğini belirterek, "Bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir unsur varsa bu ister Halep'te, El Bab'da, Rakka'da, Telafer'de olsun, Sincar'da olsun, Türkiye bunun gereğini her zaman yapar. Bunun için de bir başka ülkeden izin almak durumunda değildir" dedi.

      YÜZ YÜZE GÖRÜŞECEKLER
      Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın mayıs ayındaki NATO Liderler Zirvesi'nden önce yüz yüze görüşmeleri için çalışmaların sürdüğünü bildirdi. Güney Kıbrıs'ın 'enosis' kararını da eleştiren Kalın, "Umarız Rum tarafı bu kararından vazgeçer. Böyle bir dönemde bu kararın gündeme getirilmiş olması, elbette müzakereleri bundan sonra çok olumsuz yönde etkileyecektir. Adım atması gereken taraf Rum tarafıdır" diye konuştu.

      Ömer Halisdemir davasında sanık cuntacılar üç maymunu oynadı

      Ömer Halisdemir davasında sanık cuntacılar üç maymunu oynadı

      Ankara’da Halisdemir davasında savunma yapan darbeci sanıklar Diyarbakır’dan Ankara’ya gelişlerini ayrıntılarıyla anlatırken Ömer Halisdemir’in şehit edilmesi anını “Görmedim, bilmiyorum, hatırlamıyorum” diyerek geçiştirmeye çalıştılar. Bu ifadeler büyük tepkiyle karşılandı

      Cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak darbenin seyrini değiştiren Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin görülen davada sanıklar adeta üç maymunu oynadı. Sanıklardan Hasan Aksoy, Semih Terzi'ye ateş eden Halisdemir'e, Tabur Komutanı Fatih Şahin'in ateş ettiğini ve ekibe de baskın ateş talimatı verdiğini anlattı. Sanık Hüseyin Oğuz ise Tabur Komutanları Fatih Şahin'in olaydan sonra gelen kişiye, "Halisdemir'i öldürdüm" dediğini anlattı. Oğuz, kendisini arayan Ahmet Kemal yüzbaşının "Terzi ve Fatih Şahin haindir. onu vurun, etkisiz hale getirin" diye talimat verdiğini anlattı.

      'KONUŞMAK İSTEMİYORUM'

      Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın 2'nci gününde de sanık savunmaları alındı. Semih Terzi'nin ÖKK'ye gittiği ekibin içinde yer alan astsubay Furkan Aslanbay, sözlü savunma yapmak istemedi. Mahkeme başkanının, "Neyi anlatmaktan çekiniyoruz?" demesi üzerine ise sanık, "Burada konuşmak istemiyorum, hoşlanmıyorum" diye yanıtladı.
      Sıhhıyeci Astsubay Gökay Engin: "Semih Terzi kendisini karşılayanlarla birlikte karargaha doğru ilerlemeye başladı. Aramızda 50 metre vardı. Kapıya yaklaştıkları sırada silah sesi geldi. Herkes yere yattı. Kimin kimi vurduğunu göremedim. Semih Terzi'nin sesini duydum. Canı yandığı belliydi. Bu sırada ambulans geldi, o sırada Ömer Halisdemir karargahın girişinde yatıyordu. Yolu gözetlerken Mihrali Üsteğmen askerlerin sedye taşımasına yardım etmemi söyledi. Sedyeyi tam tuttum 2-3 el silah sesi geldi. Arkadan biri 'Tamam, tamam sıkıntı yok' dedi. Kimin dediğini hatırlamıyorum."
      Astsubay Kıdemli Başçavuş Halit Çelik: "Silah sesleri geldi. Daha sonra ağaçlık alana doğru kaçan kişinin arkasından çok seri bir şekilde ateş açıldı. Ben de bir el ateş ettim ama rahmetlinin kaçtığı yöne değil, sonra silahımı emniyete aldım. Ardından ağaçların arasından bir kişi 'tamam vurdum' diyerek geldi.Ben mevzide beklediğim sırada 2 el silah sesi daha geldi. Ağaçların arasında olduğum için bir şey göremedim."

      "FATİH ŞAHİN'İ ÖLDÜRECEKTİM"

      Darbeci Semih Terzi'nin yakın koruması sanık Astsubay Hasan Aksoy: "ÖKK'ye indiğimizde Semih Terzi'yi karşılayan ekibin yanında bulunan Ömer Halisdemir yanağımı sıktı. Bana 'Kim tugay komutanı' diye sordu. Ben de Semih Terzi'yi gösterdim. 'Ne oluyor abi' diye sordum. 'Ben de hiçbir şey bilmiyorum' dedi. Sonra yürüdü tugay komutanına doğru ateş etti. Tabur komutanı (Fatih Şahin) hem kendisi ateş etti hem de ateş baskısı diye emir verdi. Ama buna rağmen böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Her şey var görüntülerde. Halit Çelik'in çalılıklara doğru ateş ettiğini gördüm. İsmail Başçavuş Halisdemir'e yardıma gittiğinde ayağından çekecekti, gücü yetmedi ve beni çağırdı. O sırada ambulans geldi. Sıhhiyeci er 'Çok küçük bir nabız var' dedi. Ben de 'Hastaneye yetiştirelim' dedim. O sırada 2 el silah sesi duydum. Kafamı çevirdiğim anda, Mihrali Üsteğmen tabancasını yerine koydu Terzi'nin bilinci açıktı. Fatih Şahin'in kulağına bir şeyler söylüyordu. Fatih Binbaşı GATA'da Zekai Aksakallı ile konuşmaktan kaçındı. Tabur komutanını bizi böyle bir yalanın içine sürüklediği için o gece orada öldürmeyi düşündüm."
      'TERZİ VE ŞAHİN HAİNDİR, GEREKİRSE ÖLDÜRÜN'
      Sanık Hüseyin Oğuz: Semih Terzi'yi helikopterle GATA'ya götürdük. Bilinci açıktı. GATA komutanı ile Fatih Şahin arasında silahını bırakması konusunda tartışma yaşandı. Ancak tabur komutanı silahını bırakmayıp hastanede robokop gibi gezdi. GATA komutanı da 'Dışarıda yer yerinden oynuyor. Siviller sizi silahlı görürse linç eder. Ne haliniz varsa görün' diye bağırdı. Daha sonra beni arayan Ahmet Kemal yüzbaşı, 'Semih Terzi ve Fatih Şahin haindir. Ondan kurtulun, gerekirse öldürün' diye talimat verdi." Öte yandan duruşma sırasında şehidin eşi Hatice Halisdemir'in gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

      Kim bu iki sivil

      Hesap vermeye başlayan FETÖ’cü hainlerden şok bir itiraf geldi. baskınına katılan Başçavuş , “uçaktayken Semih Terzi’nin yanında 2 sivil vardı. İkisi de ekibin dışındaydı ” dedi.

        Kim bu iki sivil

        15 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek isteyen 18 darbeci, tekrar hakim karşısına çıktı. Hepsi yine 3 maymunu oynadı. Aynı cümleleri sıraladı: Görmedim, duymadım, bilmiyorum!

        İçlerinden sadece Astsubay Kıdemli Başçavuş 'in söylediği bir cümle, duruşma salonunda şok etkisi yarattı! Herkes şaşırıp kaldı! İşte o hainin, davanın seyrini değiştirecek itirafları:

        Diyarbakır'dan Ankara'ya gitmek için toplandık. Havaalanı yolunda, bindiğimiz otobüse bir polis aracı eskortluk yaptı. Özel seçilen ekip, bir bir uçağa alındı! Tuğgeneral Semih Terzi de başımızdaydı!

        Ama yanında 2 sivil vardı! Daha önce hiç karşılaşmadığım, tanımadığım insanlardı! Terzi'nin darbeci olduğunu bilmiyordum. Ömer Halisdemir'i vuranı da görmedim! Darbeyi duymadım!


        Sanat Merkezi'ni kundaklayan kişi yakalandı

        Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kundaklayan kişi yakalandı

        İstanbul Kadıköy’de bulunan Sanat Merkezi’ni kundaklayan kişi yakalandı. Mehmet Ali A. isimli şüpheli İstanbul ’ne götürüldü.

        Olayı soruşturan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, güvenlik kamerası görüntülerini inceledi. İnceleme sonucu şüphelinin kimliği tespit edildi.Ekipler, şüpheli M.A.A'yı Sancaktepe'de gözaltına aldı.

        SUÇUNU KABUL ETTİ: ALKOLLÜYDÜM

        Zanlı M.A.A, Gezen'in, Osmanlı padişahlarından Abdülhamid Han'ın torununa hakaret ettiğini, buna tepki olarak alkollü olmasının da etkisiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği bildirildi. Sancaktepe'de yakalanan M.A.A'nın sorgusunda suçlamayı kabul ettiği belirtildi. M.A.A. işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilecek.

        MÜJDAT GEZEN SANAT MERKEZİ'Nİ KUNDAKLAYAN KİŞİ YAKALANDI

        Güçlü ve huzurlu Türkiye’ye EVET

        Güçlü ve huzurlu Türkiye’ye EVET

        , cumartesi günü ‘evet’ kampanyasının açılışını Ankara Arena’da yapacak. AK Parti teşkilatları ise il il, ev ev ‘evet’in gerekçelerini anlatacak

        Türkiye, 16 Nisan'da yapılacak una hazırlanırken, Başbakan başkanlığında önceki gün gerçekleştirilen MYK toplantısında 16 Nisan'da yapılacak referandum çalışmaları masaya yatırıldı. Toplantıda ilk kez görücüye çıkacak 9 şarkı ve klip MYK üyelerine izlettirildi. MYK'da tanıtım toplantısının detayları da paylaşıldı.
        , 25 Şubat Cumartesi günü Başbakan Binali Yıldırım'ın kampanya açılışını yapacağı Ankara Arena'da 40 bin kişinin katılacağı "büyük buluşma" ile tarihi dönüşümün startını verecek. AK Parti teşkilatları ise il il, ev ev neden 'evet'i anlatacak. Partinin referandum kitapçığında 'evet'in gerekçeleri şöyle sıralandı:
        GÜVENLİ VE HUZURLU TÜRKİYE İÇİN: Güçlü hükümet, huzurun, güvenliğin ve özgürlüğün teminatı olacak. Terörle mücadelemiz güçlenecek.
        İSTİKRAR İÇİN: İstikrarsızlığı tetikleyen koalisyon sistemi kökten değişecek. Yeni sistemde tek başına iktidar ve siyasi istikrar kalıcı hale gelecek. Millet hükümete doğrudan güvenoyunu verecek. İstikrarlı siyaset ekonomide de istikrar sağlayacak, krizler dönemi kapanacak.
        GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN: Güçlü hükümet sistemi, Türkiye'yi bölgesinde ve küresel siyasette daha etkili bir konuma yükseltecek.
        KESİNTİSİZ İCRAAT İÇİN: Devlet yönetiminde çift başlılık dönemi tarihe karışacak. Kurumların hızla çalışmasını sağlayan bir işleyiş hakim kılınacak. Sık sık hükümetlerin değişmesi yüzünden aksayan devlet kurumları hantallıktan kurtulurken, etkili ve hızlı icraat yapar hale gelecek.
        DEVLETE MİLLET DAMGASINI VURMAK İÇİN: Devletin gerçek sahibi millet olacak. Vesayet sistemi tamamen tasfiye edilecek, darbeler tarihe karışacak. Milletvekili kendi seçmeniyle sürekli temas halinde olduğu için, halkın beklentileri kanunlara daha fazla yansıyacak.
        KUVVETLER AYRILIĞINI GETİRMEK İÇİN: Yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı perçinlenecek. Yargı organları durumdan vazife çıkararak yürütmenin ve yasamanın alanına girerek karar vermeyecek. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir erkler sistemi gerçek manada hayata geçecek.

        Başbakan : Bölmeye kalkanlar boyunun ölçüsünü aldı

        Başbakan Binali Yıldırım: Bölmeye kalkanlar boyunun ölçüsünü aldı

        "(Kılıçdaroğlu'nun 'evet çıkarsa ülke bölünür' sözü) Ben de 'evet çıkmazsa ülke bölünür' dedim, kıyameti koparttı. Burada maalesef böyle bir çifte standart oluyor. Benim söylemimin sebebi şuydu; ülke daha güçlenecek dolayısıyla birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi çok daha kolay temin edeceğiz, daha kucaklayıcı olacağız. Cumhurbaşkanı yüzde 50 artı 1 oyla seçileceği için temsilde adalet daha yüksek olacak, istikrar sürekli olacak. Bunları anlattıktan sonra bunun olmaması halinde 'Türkiye'nin bölünme riski vardır' dedim. Ama bunu her gün tersinden Kılıçdaroğlu söylüyor, 'Evet çıkarsa ülke bölünür.' Çıksa da çıkmasa da bu ülkeye bir şey olmaz. Türkiye bölünmez, bölmeye kalkanlar boyunun ölçüsünü aldı, almaya devam edecek."

        FETO'NUN İADESİNDE İYİ ŞEYLER OLACAK
        ABD yönetiminin bizim açımızdan Feto'nun iadesini iyi anladığını düşünüyorum. Dedim ki; 'Türkiye kamuoyunda ABD karşıtlığının sona ermesini istiyorsanız mutlaka adım atmanız lazım.' İyi şeyler olacağını düşünüyoruz. Doğru olan iade edilmesi. elebaşısı orada oldukça ilişkileri düzeltemeyiz.
        (Suriye konusunda ABD'nin tutumu) Önceki yönetim ile yeni yönetim arasında yaklaşım farkı var. Ama yaklaşım farkının ne kadar bizim beklentimizi karşılayacağını yakında görürüz. Şu anda bizim beklentimizi ölçüyorlar. Tutumumuz çok açık. Bir terör örgütü ile başka bir terör örgütü yok edilemez. Cenevre'nin tekrar canlanması için ön ayak oluyoruz. ABD'nin tekrar görünür olması lazım. Rakka işi bizden çıkan bir iş değil. ABD, PYD/YPG ile ortak iş yapmaya çalışıyor. Biz buna engel olmak istiyoruz.

        "İZMİR MARŞI'NIN KULLANILMASI YANLIŞ"
        İzmir Marşı'nı hepimiz seviyoruz. Bu tür anlamlı şeyleri geçici kampanyalarda kullanmak doğru değil. İçinde Atatürk var. CHP ne yapmak istiyor? 'Hayır' çıkarsa Atatürk mü kazanmış olacak?
        Anketler havada uçuşuyor. Gerçek anket 16 Nisan'da. Hepimiz boyumuzun ölçüsünü alacağız.
        (Saadet Partisi'nin 'hayır' kararı) Onlar sonunda 'evet' verir. Parti tabanı gerekeni yapar.
        Referandumda ne çıkarsa çıksın kurultay 2018'de yapılacak.
        Gündemimizde erken seçim yok. Bizi seçime zorlayanlar kendi siyasi ömürlerini kısaltır.
        (Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ne saldırı) Hiçbir vatandaşın hedef gösterilmesi doğru değil. Bilinen simaların açıklamalarına dikkat etmesi lazım. Provokasyona dikkat etmeliyiz.

        BEDELİNİ ÖDERLER
        ile ilgili MİT'ten bilgi istedim. Milletvekili, siyasetçi, bakan ne varsa getirin dedim. Getirdiler bir şey yok. Benden bilgi mi saklıyorlar? Eğer öyleyse bedelini öderler. Bana öyle bir liste gelmedi, gelirse gereği elbet yapılır.
        (Üniversite hocalarının ihracı ve FETÖ mağduru gazetecilerin tutuklanması) Tehlike henüz geçmiş değil. FETÖ kapalı bir örgüt. Kurunun yanında yaş da yanıyor. 19 bin civarında göreve dönüş oldu. 100 bine yakın müracaat var. Maalesef süreci bazıları geçmişteki hesaplarını görmek için kullanıyor.
        (Akademisyenler itiraz komisyonuna başvurmuyor) Neden başvurmuyorlar ki? Gurur meselesi yapmanın gereği yok. Beğenmesek de hukuk hepimiz için lazım.
        (Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmesi) Türkiye bir hukuk devleti. Her kim olursa olsun, isimler önemli değil, kesinleşmiş cezası olan milletvekili için anayasa çok açık. Yapılacak işlem belli ve bu işlem yapılmıştır. Bundan sonra da aynısı yapılır.
        Vatandaşların yüzde 90'ı FETÖ ve 'ya karşı yapılan mücadeleyi beğeniyor, destekliyor.

        ’çu 195 şüpheli yakalandı

        ByLock’çu 195 şüpheli yakalandı

        İstanbul'da soruşturmasında tutuklanan 91 şüpheliden itirafçı olanların ifadelerine göre 8 kişi daha gözaltına alındı. Örgütün "Abi"si de yakalandı. Bursa merkezli 7 ildeki operasyonda 72, Adıyaman'da 20, Elazığ'da 5, Rize'de 8, Hatay'da 26, İzmir'de 22, Karabük'te 12, Manisa'da 6 kişi şüpheli alındı. Ardahan'da 24, Kırklareli'nde 8, Şanlıurfa'da 8, Niğde'de ise 4 kişi tutuklandı.

        Emir SOMER- Erhan ÖZTÜRK- Metin HARIKÇI/SABAH

        'da u

        İstanbul'da terör operasyonu

        Emniyet Müdürlüğü ekipleri örgütü 'ye yönelik gerçekleştirdi.

        le Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Sultangazi, Şişli, Beyoğlu, Kartal, Ümraniye, Sancaktepe başta olmak üzere çok sayıda ilçede eş zamanlı gerçekleştirdi.

        Özel Harekat polislerinin de katılımıyla önceden belirlenen adreslere düzenlenen operasyona polis helikopteri havadan destek verdi.

        'nda Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'ndeki bazı adreslere yönelik çalışmalar sırasında ekipler çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Zırhlı araçlarla sokak başlarını tutan Özel Harekat polisleri de güvenlik önlemi alarak sokak girişlerini kapattı.

        Önceden belirlenen binalara kapıları koçbaşı ile kırarak giren Özel Harekat polisleri, bu evlerde arama yaptı. Bu sırada tedbir amaçlı olarak 112 Acil Servis ekipleri hazır bekletildi.

        Baskın düzenlenen evlerde bir süre arama yapan ekipler, çevrede bir süre daha devriye gezdikten sonra söz konusu bölgelerden ayrıldı.

        Operasyonda gözaltına alınan olup olmadığı konusunda henüz bilgi verilmedi.

        15 Temmuz'un en kritik ismiyle ilgili önemli gelişme

        15 Temmuz'un en kritik ismiyle ilgili önemli gelişme

        Karabük'te FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yürütülen soruşturmalar sonunda 171 şüpheli hakkında ayrı ayrı hazırlanan iddianamelerden 108'i kabul edilirken, 63’ünün ise hazırlık aşamasında olduğunu bildirildi. Şüpheliler arasında 'ün, Karabük Üniversitesi görevlisi eski akademisyen tutuklu kardeşi de bulunuyor.

        Karabük'te FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yürütülen soruşturmalar sonunda 171 şüpheli hakkında ayrı ayrı hazırlanan iddianamelerden 108'i kabul edilirken, 63'ünün ise hazırlık aşamasında olduğunu bildirildi.

        ADİL ÖKSÜZ'ÜN KARDEŞ AHMET ÖKSÜZ HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK

        Dava açılan şüpheliler arasında, FETÖ darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında örgütün "hava kuvvetleri imamı" olduğu iddia edilen 'ün, Karabük Üniversitesi görevlisi eski akademisyen tutuklu kardeşi ve yine darbe girişiminde Karabük sıkı yönetim komutanı olduğu iddia edilen dönemin Safranbolu 125. Jandarma Eğitim Alay Komutanı İstihkam Kurmay Albay Sedad Arıcan'da bulunuyor.

        171 ŞÜPHELİ HAKKINDA DAVA

        Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY örgütü soruşturması kapsamında tutuklu bulunan 16 akademisyen, 2 avukat, 2 asker, 70 polis, 31 öğretmen, 19 adliye ve cezaevi görevlisi ile diğer vatandaşlardan oluşan 171 şüpheli hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açıldığı belirtildi.

        BAŞSAVCILIK'TAN AÇIKLAMA

        Açıklamada ayrıca, "Başta örgütün şifreli haberleşme aracı Bylock programını kullananlar olmak üzere çeşitli kriterlere göre FETÖ/PDY'ye üyelik, mensubiyet (ilişkili), iltisak (birleşmiş), irtibat (bağlantı), aidiyet (ilişkinlik) bulunduğu iddia edilen kişiler ve kamu görevlileri hakkında adli işlem başlatılmıştı. 171 şüpheli hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açıldı. Açılan davalardan 108 adet iddianame kabul edildi. 63'nün ise değerlendirmesi devam ediyor. Duruşmalar aleni olacak ve vatandaşlar dava duruşmalarını takip edebilecek." denildi.

        İŞTE FETÖ'NÜN İHANET FABRİKASI ADİL ÖKSÜZ İÇİN 319 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR

        Darbe girişimi iddianamesinde dikkat çeken detaylar

        Darbe girişimi iddianamesinde dikkat çeken detaylar

        Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki ana darbe soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, 'nün, darbe girişimi öncesinde kullandıkları medya unsurları vasıtasıyla darbe girişiminin gerçekleşeceğini beyan edip devamında darbe girişimi günü toplumun darbeye karşı koymamasını telkin ederek, hükümetin darbe yoluyla düşürülmesini kanıksatma ve bu yönde algı oluşturma faaliyetlerinde bulunduklarına vurgu yapıldı.

        İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün yapılanması ve eylemlerine yer verilerek, örgütün ülke genelinde 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin bilgiler aktarıldı.

        Örgütün darbe girişiminde İstanbul'da faaliyet gösteren mensuplarına ve eylemlerine ilişkin iddianamede, şu değerlendirmede bulunuldu:

        ''Ülke çapında gerçekleştirilen darbe girişimi faaliyetlerinin İstanbul ili ile ilgili kısmıyla ilgili görevin Ankara ili Keçiören ilçesinde /PDY mensubu Neşet Gülener isimli şahsın ve şüpheli Kurmay Albay Onur Özden'in evinde yapılan toplantılar sonucunda Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığında yuvalanan terör örgütü mensupları merkezli icrası planlanan darbe girişiminin İstanbul ilindeki faaliyetleri açısından şüpheli Muzaffer Düzenli başta olmak üzere Murat Yanık, Onur Özden, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Uzay Şahin'in irtibat ve koordinasyon timi olarak görevlendirildikleri, bu aşamadan sonra adı geçen şüphelilerin İstanbul iline gelerek 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı ve 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığında yapılan toplantıları koordine ettikleri tespit edilmiştir.''

        İddianamede, şüpheliler Eyyüp Gürler, Murat Yanık, Özkan Aydoğdu, Mehmet Nail Yiğit ile Fethi Alpay'ın darbe planlamasından, İstanbul'da yapılan toplantılardan önce haberdar olduklarının anlaşıldığı anlatılarak, yine yapılan toplantılar sonucunda Kara Harp Akademisi öğrencilerinin İstanbul ili genelinde kontrol altına alınacak her noktaya gruplar halinde takviye edilmesi kararının alındığı, takviyenin amacının yetişmiş rütbeli personel olan Akademi öğrencilerinin sevk ve idarede görev alarak faaliyetin kolaylaştırılması olduğu, olay günü her noktaya gönderilecek grubu belirleme, sevk edilmelerini sağlama ve faaliyetlerinin emrini verme işini toplantılara katılan Kara Harp Akademisi Öğretim Başkanı Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın ifa ettiğinin belirlendiği kaydedildi.

        Ankara ve İstanbul'da yapılan darbe toplantılara katılan şüphelilerin kullandığı cep telefonu HTS kayıtlarının da incelendiği, kayıtlara göre söz konusu şüphelilerin aynı yerden telefonlarının sinyal verdiği belirtilen iddianamede, şüphelilerin darbe toplantısında aldıkları kararları eyleme geçirdikleri bildirildi.

        İddianamede, sıkıyönetim direktifinin, Personel Planlama Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından 21.30'da "Harekat Yıldırım" adı altında, "Yurtta Sulh Konseyi Başkanı" imzasıyla tüm askeri birliklere gönderildiği, söz konusu direktifte sıkıyönetim ilanı ile birlikte atama listesinin de belirlendiğine işaret edildi. İstanbul'da 15 Temmuz günü darbe girişiminin 22.10'da boğaz köprülerinin kesilmesiyle başlamasının ardından ertesi gün 13.00'e kadar süren tüm olayların dakika dakika anlatıldığı iddianamede, darbe girişiminin, Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, tam olarak 17 Temmuz saat 16.00'da bastırıldığının açıklandığı kaydedildi.

        İddianamede, İstanbul'da darbe girişimine katılan askerlerin ateş açması sonucu 2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil olmak üzere toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği, kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açıldığı ve bu kişilerden 685'inin yaralandığı, 148 kişiye karşı yağma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekleştiği, 214 kişiye ait mal ile kamu mallarının zarar gördüğünün tespit edildiği vurgulandı.

        ÖRGÜTÜN UYUYAN HÜCRELERİ
        Darbe girişiminin, devletin etkin mücadele kararı almasından sonra sosyal ve ekonomik anlamda zayıflayan Fetullahçı Terör Örgütü'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan mensupları aracılığıyla son bir hamlesi olarak değerlendirildiği iddianamede, FETÖ'nün 1984 yılından 2014 yılına kadar TSK içerisinde yuvalanmaya çalışıldığı belirtilerek, 1987'den itibaren FETÖ ile iltisaklı olduğu tespit edilen 400 subay-astsubayın ihraç edildiği ancak 2003 yılından sonra ise ihraçların gerçekleşmediği anlatıldı. Bu aşamadan sonra terör örgütünün faaliyeti olduğu belirlenen Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi kumpasa dayalı davalar aracılığıyla FETÖ mensubu olmayan ve örgütün kritik konumda gördüğü birçok askeri personelin tasfiyesinin sağlandığına dikkat çekilen iddianamede, bu durumun örgütün TSK içerisindeki kadrolaşmasına hız vermesini sağladığı ifade edildi.

        FETÖ'nün en önem verdiği kurumun TSK olduğunun altı çizilerek, darbe girişimine katılmayan ancak örgütün şifreli haberleşme uygulaması "ByLock"u kullanan 800 personelin varlığının tespit edildiği belirtilen iddianamede, bu kişilerin de darbenin başarısız olması durumunda ikinci bir darbe girişiminde kullanılmak üzere uyuyan hücreler olarak bekletildikleri değerlendirmesinde bulunuldu.

        DARBE GİRİŞİMİNDE MEDYA UNSURU
        FETÖ'nün, darbe girişimi öncesinde kullandıkları medya unsurları vasıtasıyla darbe girişiminin gerçekleşeceğini beyan edip devamında darbe girişimi günü toplumun darbeye karşı koymamasını telkin ederek, hükümetin darbe yoluyla düşürülmesini kanıksatma ve bu yönde algı oluşturma faaliyetlerinde bulunduklarına vurgu yapılan iddianamede, ''Medya gücünün toplumdaki etkinliği nazara alındığında darbe girişimi faaliyetleri açısından belirleyici önem arz ettiği, terör örgütüyle organik bağları olduğuna dair tespitler bulunan medya unsurlarının örgütün faaliyeti olan darbe girişimini önceden bilmelerinin medya faaliyetiyle, ifade ve basın özgürlüğü kavramlarıyla açıklanamayacağı, bu durumun dahi başlı başına unsurların örgütle bağını ortaya koyduğu" anlatıldı.

        İddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce katıldıkları televizyon programında, darbe çağrışımıyla subliminal mesaj içeren söylemlerde bulundukları iddiasıyla tutuklanan Mehmet ve Ahmet Altan ile Nazlı Ilıcak'ın çeşitli televizyon programlarıyla köşe yazılarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldıkları ve darbeyle yönetimden indirileceği yolunda imalarda bulundukları savunuldu.

        İddianamede, kapatılan Today's Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni olan Bülent Keneş'in darbe girişimini ima eden tweetler attığı, yine kapatılan Zaman gazetesi yazarlarından olan ve en son ''zamanamerika.com'' sitesinde yazan Abdulkerim Balcı'nın darbeden bir gün önce yazdığı yazıda darbe girişimini ima ettiği, yine Emre Uslu, Osman Özsoy, Tuncay Opçin ve Ekrem Dumanlı'nın gerek sosyal medyada gerek örgüte bağlı internet sitelerinde yazdıkları yazılarla darbe girişimini önceden ima ettikleri ve darbe girişimi günü de örgüte destek mahiyetinde paylaşımlarda bulundukları kaydedildi.

        'da bin 200 le operasyon

        Ankara'da bin 200 polisle operasyon

        'da bin 200 in katılımıyla asayiş ve uyuşturucu operasyonu düzenlendi. Operasyonda çok sasyıda ve türde uyuşturucu madde ile kaçak sigara ele geçirilirken, 14 kişi gözaltına alındı.

        Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şubesi ekiplerinin koordinasyonunda Asayiş, Özel Harekât, Çevik Kuvvet, Organize Suçlarla Mücadele, Kaçakçılık ve Mali Şube ekiplerinin katılımıyla Altındağ semtinde ağırlıklı olmak üzere akşam saatlerinde asayiş ve uyuşturucu operasyonu düzenlendi. Bin 200 in katıldığı operasyonda ekipler şüpheli gördükleri kişiler üzerinde ve bazı ev ile araçlarda arama yaptı. Dedektör köpeklerinde kullanıldığı aramalarda esrar, uyuşturucu hap, eroin, kokain, 1 adet tabanca ve 82 bin paket kaçak sigara ele geçirildi. Operasyonda 14 şüpheli de gözaltına alındı.

        VALİ TOPACA: GENÇLERİ ZEHİRLEMEYE YÖNELİK FAALİYETLERE DEVLET OLARAK GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ

        Ankara Valisi Ercan Topaca, operasyonun ardından Altındağ ilçesi Uzunyol Sokağa gelerek basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Uyuşturucu satışı ve kullanımının kamu düzenini etkileyen olumsuz faaliyetlerin başında geldiğini kaydeden Ankara Valisi Ercan Topaca, "Gençleri zehirlemeye yönelik faaliyetlere devlet olarak göz açtırmayacağız. Operasyonların amacı sadece uyuşturucu ile mücadele değil. Kentin asayiş ve güvenliğinin sağlanması ile kamu düzenini bozan her türlü faaliyetin önlenmesi temel amacımız" şeklinde konuştu.

        Aldıkları tedbirlerin suç işlemeye yönelik faaliyetleri etkisiz kıldığını ama bunun tek başına yeterli olmadığını belirten Topaca, tüm vatandaşlara, çocuklara ve gençlere sahip çıkmaları çağrısında bulunarak anne, baba, öğretmenler ve okul yöneticilerinin de uyuşturucu kullanımı konusunda gençlerin bilinçlendirilmesine yardımcı olmaları gerektiğini ifade etti.

        için şartı

        Rakka için Menbiç şartı

        El Bab’da temizliğinin sürdüğünü belirten Savunma Bakanı , “ABD’nin taahhüdü var, ’ten unsurları çekilmeli. Yoksa bu durum operasyonunu etkiler” dedi

        Milli Savunma Bakanı , NTV'de katıldığı canlı yayında gündemi değerlendirdi. Suriye'nin El Bab kentinde 'a karşı sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda gelinen son durumla ilgili Işık, "Operasyon bitti ama temizlik harekatı sürüyor" dedi. Işık, El Bab'daki DEAŞ'lıların mahalle mahalle temizlenmesine çalışıldığını, şu anda sayılarının 100'ün altına düştüğünü ve bu kişilerin de çok tehlikeli adamlar olduğunu vurguladı.
        Bakan Işık, "Türkiye'nin önceliğinin mı yoksa mi olduğu" yönündeki soruya, "Menbiç ve Rakka birbirinin alternatifi değil. Türkiye'nin olmazsa olmaz noktalarından biri, Menbiç'teki PKK- varlığının kesinlikle sonlandırılması. Eğer bunu ABD yapmazsa, o zaman bu konuda Türkiye operasyonu mutlaka değerlendirecektir. Bu Rakka operasyonunu da etkileyecek bir gelişme" yanıtını verdi.

        "ABD DEĞİŞİYOR"
        "Kandil'den teröristlerin Menbiç'e gönderildiği" iddialarının sorulması üzerine ise Işık, "Menbiç'ten, PYDPKK unsurlarının çekilmesi bizim açımızdan önemli. Bunu ABD de biliyor. Detay verme imkanım yok. Şunu özellikle söyleyebilirim, orada bir tek PKK-PYD unsurunun kalmaması konusunda ABD'nin, Türkiye'ye taahhüdü var, bu taahhüdün yerine gelmesi için de şu anda birlikte çalışıyoruz" diye konuştu.
        Türkiye'nin, ABD'yi ikna edip etmediğine ilişkin değerlendirmesi sorulan Işık, "Pozisyonlarında bir miktar değişim olduğunu söylemek mümkün, en azından Türkiye'yi daha ilgiyle dinliyorlar. Onların tek endişesi, operasyonun gecikmesinin getireceği maliyet. Biz de operasyonun gecikmesinin maliyet getirmeyeceği, aksine operasyonun zamanında ve doğru aktörlerle yapılmasının hem bölge istikrarı hem de koalisyon açısından ciddi bir başarı olacağını söylüyoruz" dedi.

        Işık, "Neden Rakka operasyonuna Türkiye dahil olmak istiyor?" şeklindeki eleştirilere ilişkin, "Biz bölge ülkesiyiz, her gelişme Türkiye'nin güvenliğini doğrudan etkiliyor. Burada hepimizin en temel önceliği, bölgeyi istikrarsızlaştıran unsurların bölgeden çekilmesi. Türkiye, güvenliğine yönelik tehdit nereden gelirse gelsin o tehdide kendi imkânları ölçüsünde karşılık vermek zorundadır" değerlendirmesinde bulundu.
        Bakan Işık, Türkiye'nin hava füze savunma sistemi ihtiyacı ile ilgili de "Yapılan görüşmelerde en yakın Rusya'nın S-400 füzeleri görülüyor. Görüşmelerde belirli bir ilerleme sağlandı ama yarın da imza atacak noktada değiliz. NATO'nun anlayışıyla karşılayacağını düşünüyorum. Kaldı ki bazı NATO ülkelerinde de NATO dışı sistemler var" dedi.

        110 DEAŞ HEDEFİ VURULDU 14 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
        Türk Silahlı Kuvvetleri destekli Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin kuzeyindeki El Bab ilçe merkezinde ilerleyişini sürdürüyor. Fırat Kalkanı Harekatı'nın 183'üncü gününde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki topçu ve diğer ateş destek vasıtalarıyla terör örgütü DEAŞ hedefleri imha ediliyor. Fırat Kalkanı Harekatı'nda, önemli ölçüde kontrolün sağlandığı El Bab bölgesinde terör örgütü DEAŞ'a ait 110 hedef karadan ve havadan ateş altına alındı, 14 terörist etkisiz hale getirildi.

        PYD/YPG YERİNE PEŞMERGE FORMÜLÜ
        Başbakan Binali Yıldırım'ın hafta sonu Münih'te yaptığı görüşmelerde, Rakka operasyonuna peşmergenin katılıp katılamayacağı da gündeme geldi. Ankara "PYD/YPG olacağına peşmerge olsun" görüşüne sıcak bakarken, peşmerge lideri Mesud Barzani'nin ise devam eden Musul operasyonundan dolayı Rakka'ya gitmek istemediği belirtiliyor. Barzani'nin hafta başı Ankara'ya gelmesi bekleniyor, görüşmelerde bu konu da masada olacak. Ahmet TOPAL / ANKARA

        Bu haber 162296 defa okunmuştur.

        YORUMLAR

        • 0 Yorum
        Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
        İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
        Önder'in cenaze namazını vasiyeti üzerine İhsan Eliaçık kıldırdı
        Önder'in cenaze namazını vasiyeti üzerine İhsan Eliaçık...
        Özgür Özel'e saldıran provokatörün sicili kabarık çıktı! Hem evlat katili hem uyuşturucu bağımlısı! Zafer Partisi detayı
        Özgür Özel'e saldıran provokatörün sicili kabarık çıktı!...