Son dakika...Azerbaycan ordusu Şuşa'yı işgalden kurtardı!
Giriş Tarihi: 8.11.2020 16:37 Son Güncelleme: 9.11.2020 07:41
Son dakika haberine göre, Azerbaycan ordusu, Dağlık Karabağ'ın işgalden kurtarılmasında kritik öneme sahip Şuşa kentini işgalden kurtardı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, 28 yıldır Ermenistan tarafından işgal altında olan Şuşa'nın kurtarıldığını ilan etti. Ermenistan güçleri son 24 saatte ciddi darbe aldı. Fransız Le Monde gazetesi Şuşa'daki durumun belirleyici bir düzeye ulaştığını yazmıştı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Azerbaycan ordusu tarafından Şuşa kentinin işgalden kurtarılmasına ilişkin, "Yeni zaferleriniz mübarek olsun, Şuşa’nın kurtuluşu hayırlı uğurlu olsun" dedi. Azerbaycan Savunma Bakanlığı ise, çatışmalarda Ermenistan Ordusu’nun 22. Özel Kuvvetler personelinin, Azerbaycan askerleri tarafından kuşatılarak imha edildiğini bildirdi. Öte yandan Ermeniler Dağlık Karabağ'ın sözde başkenti olan Hankendi'yi tahliye etmeye başladı. İşte son dakika haberinin detayları...

Aliyev, "Daha işgal altındaki topraklarımız var, savaş davam ediyor... Bizi hiçbir güç durduramaz. Zafer yürüyüşümüz devam ediyor. Ermenistan yönetimini taleplerime yanıt vermezse sonuna kadar gideceğiz" diye konuştu. Aliyev, "Hocalı kurbanlarının kanı yerde kalmadı, şehitlerimizin intikamı alındı. İntikamımızı savaş meydanında aldık." dedi.
Şuşa'nın kurtarılmasının ardından Azerbaycan halkı tarihi zaferi kutlamak için sokaklara döküldü. Ancak, Ermenistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Artsrun Ovannisian, Aliyev’in tarihi zaferi dünyaya duyurmasının ardından Şuşa'de savaşım devam ettiğini ileri sürdü; "Beklemeye ve askerlerimize inanmaya devam edin." ifadelerini kullandı.
ŞEHRİ TAHLİYE EDİYORLAR
Şuşa'yı kurtaran Azerbaycan ordusu, Ermenistan işgali altında olan sözde başkent Hankendi'ye doğru ilerlerken, bölgeden gelen görüntülerde Ermeni sivillerin Hankendi'yi terk ettiği ve araçlarla uzun kuyruklar oluşturduğu görülüyor.
Şuşa zaferinin ardından Dağlık Karabağ'ın sözde lideri hezimeti itiraf etti
Azerbaycan ordusu tarih yazmaya devam ediyor. Dağlık Karabağ'ın kalbi olarak nitelendirilen Şuşa şehrini 28 yıl sonra işgalden kurtarırken, Arayik Harutyunyan'dan itiraf gibi bir paylaşım geldi. Dağlık Karabağ sözde lideri paylaşımında, "Bugün hayatımın en zor sabahını geçirdim. Bir ölüm kalım savaşı veriyoruz" dedi.
00:00 | 01:24
Use Up/Down Arrow keys to increase or decrease volume.
Azerbaycan ordusu, yaklaşık 30 yıldır işgal altında bulunan topraklarını kurtarmak amacıyla 27 Eylül'de başlattığı operasyonda ilerleyişini sürdürüyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Karabağ'ın kalbi olarak adlandırılan Şuşa kentinin Ermenistan işgalinden kurtarıldığı müjdesini verdi. Aliyev, "28 yıl sonra kurtarılan Şuşa'da ezan sesi duyulacak" dedi.
"BUGÜN HAYATIMIN EN ZOR SABAHINI GEÇİRDİM"
Şuşa'nın işgalden kurtarılmasının ardından ise sözde Dağlık Karabağ lideri Arayik Harutyunyan'dan itiraf gibi bir paylaşım geldi. Harutyunyan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Bugün hayatımın en zor sabahını geçirdim. Bir ölüm kalım savaşı veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Gelişmeler üzerine Ermeniler, Dağlık Karabağ'ın sözde başkenti olan Hankendi'yi tahliye etmeye başladı. Kentten gelen görüntülerde, yüzlerce insanın yola düşerek şehri terk etmeye başladığı görüldü.
Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise, çatışmaların, ağırlıklı olarak cephenin Ağdere, Ağdam, Hocavend ve Gubadlı yönlerinde devam ettiği belirtildi.
Son 24 saatte ciddi darbe alan Ermenistan güçlerinin cephenin bazı bölgelerinde personel ve askeri teçhizat kaybederek geri çekilmek zorunda kaldığı ifade edilen açıklamada, Azerbaycan ordusunun Ermenistan'a ait 4 T-72 tankı, 2 D-20 topu ve mühimmat dolu birkaç kamyonu imha ettiği vurgulandı.
10Açıklamada, Ermenistan ordusunun dün Terter, Berde, Ağdam, Ağcabedi ve Gubadlı illerine top atışı gerçekleştirdiği, sivil halk arasında ölü ve yaralıların olduğu kaydedildi.
Tüm cephe boyunca operasyonların sürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, durumun Azerbaycan ordusunun kontrolünde olduğunun altı çizildi.
Çatışmalarda Ermenistan Ordusu’nun 22. Özel Kuvvetler personeli öldürüldü. Azerbaycan Özel Kuvvetleri ve komandoları, Şuşa’nın güneyinden gelerek, şehri hem doğudan hem batıdan kuşattı.
Şehrin güney girişinde ve çevresinde çatışmalar şiddetli şekilde devam ediyor. Azerbaycan ordusu, Şuşa’nın güneydoğusunda bulunan Şeker köyünü de Ermeni güçlerden temizledi.
“Şuşa’yı alan Karabağ’ı kazanır” diyerek, Şuşa’nın stratejik önemine dikkat çeken Ermenistan, bu kapsamda kent merkezine uzun bir süredir ciddi yığınak yapmış durumdaydı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan Ordusu’nun 16 köyü daha Ermenistan’ın işgalinden kurtardığını duyurdu. Buna göre, Fuzuli’nin Yukarı Veyselli, Yukarı Seyitahmetli, Gorgan, Üçüncü Mahmutlu, Gacar ve Divanalılar; Cebrail’in Yukarı Mezre ve Yanarhac; Gubadlı’nın Gezyan, Balasoltanlı ve Merdanlı; Zengilan’ın Beşdeli; Hocalı’nın Karabulak ve Moşhmaat; Hocavend’in Atagut ve Tsakuri köyleri Ermeni unsurlardan temizlendi.
İMHA EDİLDİ
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, çatışmalarda Ermenistan Ordusu’nun 22. Özel Kuvvetler personelinin, Azerbaycan askerleri tarafından kuşatılarak imha edildiğini bildirdi.Bakanlık, “İşgal altındaki bölgelerimize konuşlandırılan Ermenistan’ın 178. bağımsız keşif taburu, askeri personelinin yarısını kaybetmiştir” bilgisini paylaştı.
Çatışmalar, ağırlıklı olarak cephenin Ağdere, Ağdam ve Hocavend yönlerinde devam ederken, Ağdere’de Ermenistan ordusunun 5. Dağ Muhrip Alayının mevzilerine yapılan top atışları sonucu birkaç araç ve havan topu imha edildi.
TARİHİ ZAFERİ LE MONDE YAZDI
Fransız yayını Le Monde, Şuşa savaşlarında "Ermeni güçleri ezildi ve Azerbaycan güçleri tarihi şehre ulaştı" diye yazmıştı.20Azerbaycan ordusunun üstünlüğü hakkında yazan gazete, "Şuşa'yı savunan güçlerin dağıldığını" belirtti. 28 yıldır işgal altındaki kent stratejik olarak önemli, çünkü Ermenistan ile Karabağ arasında ikmal yolu üzerinde bulunuyor. Üstelik bölgenin en yüksek noktası.
Makalede, "onlarca kanlı ve yorgun insanın" askeri ambulansların arkasındaki vadideki Hankendi (Stepanakert) hastanesine götürüldüğü belirtilmişti.
Le Monde, "Hankendi'deki yetkililer bunu inkar etse de, 6 Kasım Cuma günü Şuşa savaşları Azerbaycan güçlerinin lehine dönmüş görünüyor." ifadelerini kullanmıştı.
ERMENİSTAN'DA PANİK
Neredeyse her gün toprak kaybeden Ermenistan tarafında ise büyük bir panik var. Dağlık Karabağ'daki ormanlık alanda cepheye sürülen çocuk askerlerin papazlar tarafından kutsandığı görüntülerin yankısı bitmeden, yeni bir gelişme yaşandı.Rus medyası, askeri eğitim alan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın eşi Anna Akapyon ve yanındaki birçok kadının cephe hattına gitmeye hazır olduğunu bildiriyor.
Ermenistan medyası tarafından ekrana getirilen görüntülerde, Şuşa çevresindeki çatışmalarda yaralanan Ermeni askerlerin cephe hattının gerisine taşınması yer aldı. AP ayrıca Hankendi'deki hastaneye getirilen yaralı askerlerin fotoğraflarını geçti. Hastanelerde yaşanan kaos AP'nin karelerine yansımış durumda.
BBC Rusça, asıl stratejik önemin Şuşa yakınlarındaki ve Dağlık Karabağ ile Ermenistan'ı birbirine bağlayan Laçın yolu yönündeki çatışmaların olduğunu bildiriyor. Şuşa'nın işgalden kurtarılmasıyla, Azerbaycan ordusu Dağlık Karabağ'da 27 Eylül'de çatışmaların başlamasından bu yana en önemli zaferini elde etmiş olacak.
Eurasianet tarafından Cuma günü yayınlanan bir raporda, Ermeni askerlerinin yolun savunması için hazırlık olarak yol boyunca hendek kazdığı belirtildi.
Ermeniler bir şekilde tutunup yükseklerde konumlarını koruyabilirse, durumu istikrara kavuşturma ve savaşı umutsuz hale getirme fırsatına sahip olacaklar.
Azerbaycan ordusunun işgalci Dağlık Karabağ yönetiminin savunma bakan yardımcısı albay Arthur Sarkisyan'ı öldürdüğü, Ermenistan tarafından Kasım ayının ilk günlerinde doğrulanmıştı.
30Dağlık Karabağ'da dört kez ilan edilen ateşkesler dakikalar içinde bozuldu. Söz konusu ateşkeslerin ikisine Rusya, birine ABD öncülük etti.
27 Eylül'den bu yana binlerce askerini kaybeden ve hezimeti durdurmayan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, bir kez daha Rusya lideri Vladimir Putin'den yardım istedi. Putin'e uzun bir mektup gönderen Paşinyan, Moskova yönetiminin Erivan'a sunabileceği desteğin görüşüleceği istişarelere başlanmasını istedi. Paşinyan, mektubunda yardımın gerekçesi olarak 29 Ağustos 1997 tarihli Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşması'nın ikinci maddesini gösterdi.
Ancak Rusya'nın Ermenistan'a yanıtı devlet başkanlığı seviyesinde değil, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov aracılığıyla oldu. Daha önce iki kez ateşkes ilan eden Lavrov, Paşinyan'a çatışmaların doğrudan Ermenistan'a taşınması halinde yardım edeceklerini söyledi.
Ermenistan, Rusya ve üç devletin daha imza koyduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CSTO), söz konusu ülkelere herhangi bir saldırı düzenlendiğinde diğerlerinin de devreye girmesini öngörüyor. Ancak Dağlık Karabağ, uluslararası hukuka göre Ermenistan toprağı değil ve işgal altında tutuluyor.
Paşinyan'ın mektubuna gelen yanıt Erivan'da kelimenin tam anlamıyla depreme yol açtı, Ermenistan'ın eski lideri Levon Ter-Petrosyan Rusya'nın kibarca kapıyı gösterdiğini söylüyor.
Yerel medyaya konuşan Ter-Petrosyan, şu açıklamayı yaptı: "Putin, Paşinyan'a Rusya Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla cevap verdi. Ne dediğini anlamıyor musun? Bunu anlamazsan, bugün bize yazıklar olsun.... Putin, tam bir samimiyet ve cömertlikle 'Ermenistan'ın tam güvenliğini sağlamaya mecbur ve hazırım ama sonunda anladım - Karabağ sorununu sizin için çözecek olan ben değilim' dedi."
Paşinyan ise Alman ARD kanalına verdiği röportajda Rusya'dan bekledikleri yardımı aldıklarını iddia etti.
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımış değil.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor. Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.40
Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.
Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri yaşamını yitirdi. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu söylüyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.
İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.
Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.
Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor. Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var.48
Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor. Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, ‘terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.
Karabağ'a açılan kapı: Şuşa'nın işgalden kurtarılmasının önemi
Azerbaycan ordusunun Şuşa'yı işgalden kurtarması, bölge için önemli bir gelişme oldu. Bu zamana kadar sayısı yüzleri aşan yerleri kurtaran Azerbaycan'ın Şuşa'yı alması çok ses getirdi. Şuşa'nın önemi ve sürecin bundan sonra nasıl devam edeceğini uzmanlar Haber7.com'a değerlendirdi.
00:00 | 00:31
Use Up/Down Arrow keys to increase or decrease volume.
GİRİŞ 08.11.2020 17:41GÜNCELLEME 08.11.2020 18:49
Haber7- Enes Taha Ersen
Azerbaycan ordusu 28 Eylül tarihinden bu yana Karabağ'ı işgalden kurtarma hedefiyle operasyonlarını sürdürüyor. Bu operasyonlar kapsamında sayıları yüzleri aşan köy, kasaba, ilçeyi işgalden arındıran Azerbaycan orduları, bugün Karabağ yolunda çok önemli bir kazanım elde etti.
BÜYÜK SEVİNCE NEDEN OLDU
Karabağ'ın kalbi olarak da bilinen Şuşa, bugün öğlen saatlerinde Ermenistan güçlerinden kurtarılarak Azerbaycan tarafından yeniden kazanıldı. 28 yıl önce kaybedilen toprakların yeniden sahibi olan Azerbaycan'da Şuşa'nın alınması büyük sevince neden oldu. Bu zamana kadar pek çok yeri alan Azerbaycan için Şuşa'nın önemi çok farklı oldu. Öyle ki Bakü sokaklarında bile Azerbaycan ve Türk bayraklarıyla kutlamalar yapıldı.
İsmini haftalardır duyduğumuz ve harekat edefinin en önemli aşamalarından olan Şuşa'nın alınması neden bu kadar önemli. Azerbaycan'ın 28 yıl sonra yeniden buluştuğu Şuşa yanızca işgal altından kurtarılan bir toprak parçası değil. Özellikle askeri açıdan oldukça zor günler geçiren Ermenistan ordusu için kilit öneme sahip bu yer, Karabağ yoluna giden kapının anahtarı konumunda. Şuşa'nın önemini uzmanlar Haber7.com'a değerlendirdi. Güvenlik Uzmanları Coşkun Başbuğ ve Yusuf Alabarda, Araştırmacı Gazeteci ve M5 Dergisi Dijital Yayınlar Koordinatörü Mete Sohtaoğlu ile Azerbaycan İslahatçı Gençler Birliği Başkanı Ferit Şahbazlı "Şuşa'nın alınması ve Bundan sonra ne olacak" sorularını Haber7.com'a cevapladı.
ÇOŞKUN BAŞBUĞ: TÜRK DÜNYASININ GÖNLÜNDE YER ETMİŞ YER
"Şuşa uzun zamandır Ermenistan'daydı. Şuşa'yı Şuşa yapan üç ana etmen var: Psikolojik, sosyolojik ve kültürel etmenler. Kültürel yönden bir çok Azerbaycanlı sanatçının yetiştiği, sanatın kalbi ve beşiği diye adlandırılan, Türk Dünyasının gönlünde yer etmiş bir yeri konuşuyoruz Şuşa diyince. Kültürel anlamda bir başka özelliği Şuşa'nın iki yüz, üç yüz sene önceki Türk tarihine ışık verecek pek çok etkeni barındırması en önemli mevzudur. İşgal altındaki toprakların Türk toprağı olduğunu kanıtlayacak önemli izler barındırıyor bu topraklar. Ermenistan da bu izleri yok ederek uzun vadede tarihi bağları koparmayı ve kendine has bir toprak parçası gibi göstermeye çalışıyor. Ermenistan bunu bütün Karabağ'da uyguladı."
TÜRK İZLERİNİ SİLMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bugün Aliyev'in konuşmasında vurguladığı en önemli şeylerden biri de buydu. Yakmışlar, yıkmışlar ve yok etmişler. Bu cümle çok önemli çünkü Ermenistan'ın da haddini aşan bir akıl bu. Vahşi Batı dediğimiz, Emperyalist güçlerin en büyük taktiği; Osmanlı'dan kalma, tarihi bağları içeren izlerin hepsini yok etmek, kendi uygarlıklarına ait yapıları da, en ufak bir taşı dahi pamuklara sahip korumaktır. Bunun Anadolu'da da izlerini görürüz. Eski Osmanlı mimarisine baktığımızda İstanbul'da bir çok eserin katledildiğini, yok edildiğini görürüz. Ancak en ufak bir taş parçasının da onların kültürüne göre saklandığını görürüz. İşte Şuşa bu anlamda tarihin izlerini koruyan, Karabağ'ın gerçek sahibinin kim olduğunu gösteren net bir delildir. Azerbaycan bunu bildiği için hedef haline getirmiştir.
"ŞUŞA ELE GEÇMEDEN HAREKAT YARIM KALIR"
"Aliyev'in harekatın ilk başladığında kurduğu kritik bir cümle var: "Şuşa ele geçmeden harekat yarım kalır" diyor. Bu önemli bir cümle. Esas niyette bu var. Bu cümle aynı zamanda Şuşa'nın psikolojik bir hedef olduğunu da göstermektedir. Buranın ele geçirilmesi Azerbaycan Türk milleti ve sayın Aliyev için büyük bir moral kaynağı olacaktır. Bu ara hedef olarak gösterilen yer ele geçtiğinde bütün üstünlük Azerbaycan'a geçmiştir. Dikkat ederseniz çok yer azad oldu, ama Şuşa'nın etkisi bambaşka oldu. Sokaklar canlandı, şenlendi. Türk bayrakları, Azerbaycan bayraklarıyla sevinç gösterileri yapıyor insanlar. Şuşa'ya psikolojik anlamda önem atfeden buydu."
ŞUŞA'NIN STRATEJİK ÖNEMİ
"Şuşa'nın Dağlık Karabağ'a giriş kapısı olduğunu söyleyebilirim. -ki buraya, Ermenistan'a gelen ikmaller hep bu yol üzerinden sağlandı. Bu yolun kontrol altına alınmasıyla Karabağ bölgesinde Ermenistan'a ve ona hizmet eden çapulcuların yollarının kesilmesi, abluka altına alınması demektir. Buranın ele geçirilmesi psikolojik olarak üstünlüğü sağladı. Artık Karabağ'ın müjdesine saatlerin kaldığını söyleyebiliriz."
ULUSLARARASI MÜDAHALE VE BARIŞ GÖRÜŞMELERİ
"Azerbaycan'ın barış görüşmelerine takılmadan, ancak bu seçeneğini de göz artı etmeden operasyonu sürdürmesi gerektiği kanaatindeydim. -Ki bunu da başarıyla uyguladılar. Bu durum mücadelede çok kazanç sağladı. Barış, diyalog meseleleri çok fazla sulandırıldığı için ben bir çözüm sağlanacağı kanaatinde değilim. Böyle bir çağrı olsa dahi bunun sahaya ne kadar karşılık sağlayacağını tartışmak gerek. Ancak tüm bunlara rağmen Azerbaycan doğru bir politika ile bu çağrıları da karşılıksız bırakmıyor, anında karşılık verdiği gibi harekatı da sürdürüyor. Doğrusu budur. Barış, diyalog gibi kulağa hoş gelen cümlelerle karşılaşılabilir. Ancak bu operasyonun durdurulacağı anlamına gelmez. Keşke bu süreç olumlu olarak devam ettirilebilse, ancak bunların tek amacı yalnızca ayak diremek, süreci sulandırmak."
YUSUF ALABARDA: STRATEJİK KİLİT NOKTA ŞUŞA
"Harekat başladığında Azerbaycan'ın harekatının son 24 yılda olduğu gibi, bir iki ufak yerde kalıp sonradan eski halindeki statükoya dönüleceği zannediliyordu. Ancak gelinen noktada Azerbaycan sadece işgal altındaki rayonların dışında artık Dağlık Karabağ'ın da Ermeni işgalinden kurtarılması yönündeki harekatını devam ettiriyor. Bu harekat esnasında bin yıllık Türk toprağı olan Hankendi'nin kurtarılmasındaki en önemli kilit, stratejik nokta Şuşa'dır. Şuşa'nın ele geçirilmesiyle birlikte Laçin koridorundan gelen her türlü destek, takviye ihtimali Ermeni işgalcileri açısından tamamen ortadan kalkmıştır. Olayın önemi buradan kaynaklanmaktadır. Bu vakitten sonra Hankendi ile Hocalı başta olmak üzere diğer bölgelerdeki işgalin ortadan kaldırılması önünde hiç bir engel kalmamıştır."
"İHTİMAL ORTADAN KALKTI"
"Bu noktada Azerbaycan'ın nerede durduğu önemli. Azerbaycan Dağlık Karabağ'daki kuzey cephesi üzerinden değil, güney cephesi üzerinden yani Fuzuli, Kelbeker gibi bölgeler üzerinden harekatını devam ettirdi. Bunun anlamı şu: Ben işgal altındaki bölgeler ile Dağlık Karabağ'ı Ermeni işgalinden kurtarmak için öncelikli olarak işgal güçlerine yardım gönderen ülkelerden biri olan İran irtibatı kesmek zorundayım" dedi ve kesti. Şimdi Şuşa'nın da ele geçirilmesiyle Ermenistan'a gelebilecek her türlü yardım ihtimalini de ortadan kaldırdı. Bu saatten sonra Azerbaycan'ın harekatının engellenmesi noktasında tek bir alternatif kalmaktadır: O da Minsk grubu ülkeleri de dahil olmak üzere, Ermeni lobicilerine teslim olup Azerbaycan ile tıpkı Suriye Rakka'da olduğu gibi hava harekatlarıyla vurmadıkları müddetçe bu harekat durmaz. Niçin bu kadar ekstrem bir örnek veriyorum: Azerbaycan'ı da hava harekatlarıyla ne Rusya'nın ne ABD'nin durdurma noktasında bir askeri hareketliliğe imza atması anlamında ne uluslararası hukuk zemini ne de ahlaki bir zemin bulunmaktadır. Bu topraklar BM tarafından tanınan Azerbaycan toprağıdır. Dolayısıyla bu vakitten sonra Azerbaycan Cumhuriyeti, kaderini kendi ellerine alıp Ocak ayının 20'sine kadar işgal altındaki topraklarını kurtarma orundadır."
METE SOHTAOĞLU: AZERBAYCAN DAĞLIK KARABAĞ'I ALACAK
"Şuşa'nın alınması, harekatın tamamiyle Azerbaycan'ın planladığı doğrultuda devam edeceğinin bir göstergesidir. Azerbaycan Dağlık Karabağ'ı alacak. Netice bunu gösteriyor. Esas buradaki temel mesele, Laçin koridoru olarak bilinen bölgenin önemi, bura alındıktan sonra Nahçivan ile arada yalnızca bir koridorun kalıyor olması. Bu koridorun da kapatılması gerekiyor. Nahçivan ile Karabağ arasındaki bölgenin bir şekilde kapatılması gerekiyor. Sanıyorum o bölgeye gelindiğinde Rusya kendini daha görünür kılacak gibi görünüyor. Şuşa önemli. Dağlık Karabağ'ın tamamiyle alınması, Nahçivan ile birleştirilmesi en büyük hedef. Çünkü bu bölge de Azerbaycan toprağıdır Ermenistan işgali altında olan. Oranın da kurtarılması gerekiyor."
"DAĞLIK KARABAĞ AZERBAYCAN TOPRAĞIDIR"
"Çok büyük bir gerginliğe doğru da gidebilir bu bölge. Rusya, İran veya bir başka aktör muhtemelen müdahale edebilir buraya. Bunu önümüzdeki zamanlarda görebiliriz. Rusya, Suriye modeli bir ateşkes ile konuyu kapatmaya çalışıyor. Ermenistan'ın lehine bir ateşkes ile. Diğer taraflar yerlerinde kalsın, arada yalnızca devriye atılsın gibi bir formül içerisinde Rusya. Ancak bu durum ciddiyetten yoksun ve Karabağ gerçeklerine uymuyor. Çünkü Dağlık Karabağ bir Azerbaycan toprağıdır ve Ermenistan'ın işgali altındadır. Rusya bu noktada Ermenistan'ın yanında yer alırsa Türkiye'de garantör olarak Nahçivan'a müdahale eder. Azerbaycan ordusu Dağlık Karabağ tarafında, TSK da Nahçivan tarafında faaliyetler gerçekleştirir."
"ŞUŞA SONRASI SÜREÇ VE TÜRKİYE-RUSYA GARANTÖRLÜĞÜ"
"Bir ateşkes meselesi gündeme gelecek Şuşa'dan sonra. Büyük bir alandan Ermensitan ordusunun çekilmesi beklenilmeli. Bu yedi rayondan beşinde ilk etapta Ermenistan ordusu çekilecek. Türk ve Rus barış güçleri bu bölgelerde konuşlanacak. Aynı zamanda Ermenistan'ın rayonları boşaltması da gerekiyor. 15 gün içerisinde ilk etapta iki rayonu boşaltması gerekiyor Erivan'ın. Burada koridorlar oluşturulacak. Bu koridorların ilki Ermenistan-Karabağ arasında öteki koridor da Nahçivan-Azerbaycan arasında. Böyle bir planlama var. Gene Türk-Rus güçlerinin koridoru koruma ve devriye atarak güvenliği koruması bekleniyor. Buradaki Ermenilerin statüsünün sorunu da var. Muhtemelen Azerbaycan bunlara kucak açarak Azerbaycan vatandaşlığı verecek, insanları kucaklayacak gibi duruyor. Hankendi meselesinde de sivil kayıpları önlemek için daha iyi bir planlamayla buradaki sivillerin ayrılması noktasında beklenti durumu söz konusu. Sonrasında ise Hankendi'ye harekat başlatılacaktır."
FERİT ŞAHBAZLI: TARİHİ BİR ZAFERDİR
"Şuşa'nın alınması tarihi bir zaferdir.Özellikle bu zaferi coğrafi olarak değerlendirmek gerekirse, şu an buranın alınması Dağlık Karabağ'ın kontrolünün büyük ölçüde Azerbaycan'ın eline geçmesi anlamına geliyor. Çünkü burası stratejik bir yükseklikte yer alıyor. Oranın alınmasıyla Hankendi tam olarak Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolüne girmiş oluyor. Bu anlamda buranın alınması Azerbaycan'ın kontrolü tamamen ele alması anlamına geliyor."
"ŞUŞA'YI KİM KONTROL EDERSE KARABAĞ'I DA O KONTROL EDER"
"Tepenin Azerbaycan'ın eline geçmesi, katil Ermeni rejiminin kuzeydeki güçlerini artık Hankendi'nin savunmasına getirmesiyle sonuçlanacak. Çünkü Hankendi katil Ermeni rejiminin sözde başkenti olarak adlandırılıyor. Bu anlamda, Kuzey'de Ermeni bölgeleri zayıflayacak. Azerbaycan ordusu için Hocabend ve Ağdere istikametlerinde daha hızlı bir ilerleme sağlanacaktır. Karabağ'daki rejimin lideri Hartunyan Şuşa'daki konuşmasında tüm Ermenileri Şuşa'nın savunmasına davet etmişti. "Şuşa'ya kim kontrol edecekse Karabağ'ı da o kontrol edecektir" demişti. Karabağ'ın kontrolünün büyük ölçüde Azerbaycanın elinde olduğunu artık söyeleyebiliriz. Bu tamamıyla Şuşa'nın coğrafi konumuyla ilgili bir avantaj."
ERMENİSTAN'IN KÜLTÜREL TERÖR FAALİYETLERİ
"Buranın kültürel ve ekonomik üstünlüğü de elbette vardır. Yalnızca Azerbaycan'ın değil, Kafkasya'nın da incisi sayılıyor burası. Azerbaycan'ın en önemli sanat adamları burada yetiştirmiştir. Çok önemli camiler, tarihi yapılar burada bulunuyor. Bu anlamda Şuşa her zaman Azerbaycan kültür ve medeniyetinin beşiği olarak adlandırılıyor. Manevi anlamda da Şuşa Azerbaycan için çok büyük öneme sahiptir. Şuşa'daki mimari abideler Azerbaycan'ın yüzlerce yıllık tarihinin, kültürünün, geleneğinin göstergesidir. Ermeniler burada yalnızca insanlara değil, kültürel unsurları hedef alan terör faaliyetleri de gerçekleştirmiştirler. İnsani, manevi unsurları, camileri, mezarlıkları dağıtıp talan etmişler. Cami ve Müslümanlara ait binaları Ermeni kiliselerine çevirmişlerdir. Ermeniler burada her anlamda vahşet gerçekleştirdi. Buranın alınması savaşın gidişatı için bir dönüm noktası olmuştur."
Ermenistan işgalinden kurtarılan Azerbaycan'ın Zengilan kentindeki karakollara bayrak çekildi
Azerbaycan, Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan İran sınırındaki Zengilan'a karakollar kurarak bayrağını göndere çekti. Albay Abbasov Afdandil, "Bugün bizim için mukaddes bir gündür. Biz, muzaffer başkumandanımızın, 28 yıl 6 ay sonra Şuşa'nın işgalden kurtulmasını bizlere haber vermesinin sevincini yaşıyoruz" dedi.
Giriş Tarihi: 08.11.2020 22:30Güncelleme Tarihi: 08.11.2020 22:34
BU ALBÜMÜ PAYLAŞ

Zengilan ilinde yer alan Minjivan, Soltanlı, Şerifan, Muğanlı, Tiri, Memmedbeyli karakollarında görevli askeri personel tarafından düzenlenen törenle, Azerbaycan bayrağı göndere çekildi, Azerbaycan Milli Marşı okundu.

Askerlerin hep bir ağızdan söylediği marşın ardından Azerbaycan Devlet Sınır Hizmetine bağlı askerler, karakolda görev yapmaya başladı.

"28 YIL 6 AY SONRA ŞUŞA'NIN İŞGALDEN KURTULMASININ SEVİNCİNİ YAŞIYORUZ"
Sınır karakolunda görev yapan Albay Abbasov Afdandil, yaptığı açıklamada, Şuşa kentinin işgalden kurtulmasından duyduğu sevinci dile getirerek, "Bugün bizim için mukaddes bir gündür. Biz, muzaffer başkumandanımızın, 28 yıl 6 ay sonra Şuşa'nın işgalden kurtulmasını bizlere haber vermesinin sevincini yaşıyoruz." ifadesini kullandı.

Sınırların tamamen işgalden kurtulmasını istediklerini kaydeden Afdandil, "Başkumandanımızın dediği gibi, bütün topraklarımız düşmandan azad olacaktır. Bu unutulmaz bir histir. Bulunmaz bir sevgidir. Bulunmaz bir sevinçtir. Şükürler olsun bu anı yaşatan başkumandanımıza ve Allah'ımıza." dedi.

Artık sınır hattının kendi korumalarında olduğunu vurgulayan Afdandil, 132 kilometrelik arazinin işgalden kurtulduğunu ve düşmandan temizlendiğini söyledi.

"Azerbaycan ve kardeş Türkiye halkına selamlarımızı iletiyoruz." diyen Afdandil, Karabağ'ın işgalden kurtulmasının ardından Azerbaycan halkıyla birlikte sevinçlerini yaşayacaklarını belirtti.

"BİZİM İÇİN ŞEREF VE GURUR GÜNÜDÜR"
Binbaşı Emin Soltanzade de, Şuşa'nın işgalden kurtulması dolayısıyla bugünün önemine değinerek, "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin esas sembolü olan bayrağımız bugün dalgalandı. Biz çok gururluyuz. Bizim için şeref ve gurur günüdür. Bayrağımızın dalgalanmasına iştirak eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e şükranlarımızı iletiyoruz." diye konuştu.

Azerbaycan halkına söz verdiklerini, en kısa sürede bütün bölgeleri alacaklarını belirten Soltanzade, şöyle devam etti:
"Devletimiz sınırlarımızı daha güzel hale getirecek. Çok mutlu bir his, çok seviniyoruz. Türkiye halkına selamlarımızı iletiyoruz. İki devlet bir millet. Onlar bizim kardeşimizdir, başka diyecek bir şey yok. İnşallah kısa bir müddette Karabağ Azerbaycan'ındır."

"İNŞALLAH BAYRAKLARIMIZ KARABAĞ'DA DALGALANACAKTIR"
Asker Nihat Guliyev ise, "Türkiye Azerbaycan'dır. İki devlet bir millet. Daima bir olsunlar. Gurur duyuyorum. İnşallah yolumuz Karabağ'dır. İnşallah bayraklarımız Karabağ'da dalgalanacaktır. Sevdiklerim yolumu gözlesinler inşallah, sağ selamet döneceğim." ifadelerini kullandı.

Azerbaycan ordusu, 27 yıl süren işgalin ardından Azerbaycan-Ermenistan sınırının 132 kilometrelik kısmını 22 Ekim'de tamamen kontrol altına almış, sınır hattının kurtarıldığını duyuran Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan halkının yanı sıra İran halkını da kutlamıştı.























.Aliyev, ulusa sesleniş konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Bugün Azerbaycan bayrağı Şuşa'da dalgalanıyor. 28 yıl sonra Şuşa'da ezan sesi duyulacak. 28 yıldır işgal altında olan Şuşa'nın Azerbaycan tarihinde hususi bir yeri var. Şuşa, sadece Azerbaycan'ın değil, tüm Kafkasya'nın incisidir."
YORUMLAR