SABAH’a tehdit

SABAH’a tehdit

Bir vatandaş, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in kitaplarını eleştirince, FETÖ yanlılarınca savcılığa şikâyet edildi. Okur, durumu SABAH muhabirine anlattı. Gazete, iddiaları 29 Kasım 2016'da 'Bizden para istiyorlar' başlığıyla haberleştirince FETÖ'cü 3 kişi SABAH'a 'incindik' diyerek dava açtı. Bu davada Wuppertal Eyalet Mahkemesi, SABAH aleyhine karar verdi. Anlaşılmaz ifadelerin bulunduğu karara göre SABAH, davacılara dönük bundan böyle "FETÖ'cü", "Yavuz Hırsız" gibi ifadeler kullanamayacak. Kulla

04 Şubat 2017 - 00:03

Giriş Tarihi: 04.03.2017 06:49 Son Güncelleme Tarihi: 04.03.2017 07:09

SABAH’a tehdit

TERÖRİSTLERDEN YANA TAVIR
Bir vatandaş, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in kitaplarını eleştirince, FETÖ yanlılarınca savcılığa şikâyet edildi.

SABAH’a tehdit
SABAH’a tehdit

Terör örgütlerine ve onlara destek veren gazetecilere kucak açan , SABAH gazetesini ise para cezası vermekle tehdit ediyor. Almanya bir yandan "Basın ve fikir özgürlüğü" naraları atarken diğer yandan da teröriste 'terörist' diyen ni "kışkırtıcı gazete" ilan etti. Almanya'da PKK ve gibi eli kanlı vahşi örgütler ile yandaşlarının ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koyan haberlere imza atan SABAH'ın bu cesur tavrını sindiremeyenler, açtıkları davalarla SABAH'ı susturmak istiyor. Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığına kendini kaptıran hâkimler, davalarda SABAH'ı tehdit ediyor. Bunun en net örneği geçtiğimiz haftalarda yaşandı:

TERÖRİSTLERDEN YANA TAVIR
Bir vatandaş, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in kitaplarını eleştirince, FETÖ yanlılarınca savcılığa şikâyet edildi. Okur, durumu SABAH muhabirine anlattı. Gazete, iddiaları 29 Kasım 2016'da 'Bizden para istiyorlar' başlığıyla haberleştirince FETÖ'cü 3 kişi SABAH'a 'incindik' diyerek dava açtı. Bu davada Wuppertal Eyalet Mahkemesi, SABAH aleyhine karar verdi. Anlaşılmaz ifadelerin bulunduğu karara göre SABAH, davacılara dönük bundan böyle "FETÖ'cü", "Yavuz Hırsız" gibi ifadeler kullanamayacak. Kullanması durumunda ise 250 bin euroya kadar para cezasına çarptırılabilecek. Terör sevici medya da fırsatı kaçırmayıp SABAH'ı hedef aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ahlaksız kültür yozlaştırır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ahlaksız kültür yozlaştırır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yerli ve milli kültür değerlerimizi evrensel bir dille yeniden keşfetmeliyiz. Kültürümüzden uzaklaştıkça kendimize yabancılaşırız

Cumhurbaşkanı , tarafından Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Milli Kültür Şûrası'nın açılışına katıldı. Şûranın 28 yıl sonra yeniden toplanmasını sağlayan Kültür ve Turizm Bakanı 'yı tebrik eden Erdoğan, şunları söyledi:
İrfandan yoksun bir kültür, açık konuşayım, hamallıktan başka bir şey değildir. Aynı şekilde ahlaktan yoksun bir kültür anlayışı bizi ancak yozlaşmaya götürür. Oysa sanat ve kültürün amacı, insanı akli ve ahlaki kemale ulaştırmaktır.

"Kültür ve sanat ürünleri insanı olgunlaştırır"


Unutmayınız siyasi iktidar seçimle, oyla, sandıkla olunabilir ama kültür iktidarı için çok daha farklı bir birikime, emeğe, çalışmaya, dirsek çürütmeye, alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Kültürel yabancılaşmaya ve kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel dille yeniden keşfetmeli, yeniden inşa etmeliyiz. Bir kültür ürününün formunun yerli ve milli olması, onun manasının ve mesajının evrensel olmasına asla engel değildir.

"Kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olmalıyız"


Kültür faaliyetleri adı altında niteliksiz, milli kültürümüze uymayan, kültür hayatımıza katkı sağlamayan etkinlikler konusunda dikkatli olmalıyız. Çağımızın en büyük sorunlarından biri kültürel sığlaşmadır. Hiçbir derinliği ve kalıcılığı olmayan, günlük üretilip, günlük tüketilen işlerle bir kültür ve medeniyet inşa edilemez. Kalıcı ve uzun vadeli işlere yoğunlaşmak zorundayız. Özellikle gençlerimizi, bir ustanın, bir üstadın dizinin dibinde oturtarak gerçek sanat ve kültürü öğrenmeye teşvik etmeliyiz. Benim siyasetteki tecrübem bunu gösteriyor.
Kültürümüz üzerinde kafa yorarken, medeniyetimizin inşası ve ihyası için de çaba sarf etmek zorunda olduğumuzu akılda tutmalıyız. Bu büyük mirasa hakkıyla sahip çıkabilmek için daha fazla çalışmalıyız. Burada sorumluluk sadece devlette değil. Toplum olarak, iş dünyası, STK'lar, üniversiteler, sanat ve kültür insanları el ele vermeli.

SOSYAL MEDYANIN KÜLTÜRÜMÜZÜ YİYİP BİTİRMESİNE GÖZ YUMMAYIN
TV'nin, internetin, özellikle de sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersine bu imkanları kültürümüzü yeni kuşaklara aktarmak için kullanma yolunu aramalıyız.
Diriliş Ertuğrul dizisine 6-7 yaşındaki torunum, 12-13 yaşındaki torunum tekrarını bile izlemek suretiyle buna aşina kesbediyorsa demek ki bunu kazanmışız. Öyleyse yatırımlarımızda bunlara çok daha yer vermek durumundayız. Teslimiyeti değil, tahkimiyeti esas alan bir yaklaşımla, milli kültürümüzü yaşatma ve geliştirme yolunda üzerimize düşenleri yapmalıyız.

"Torunum Diriliş dizisini tekrar tekrar seyrediyorsa"

PTT'DEN ÖZEL PUL
Cumhurbaşkanı Erdoğan 3'üncü Milli Kültür Şûrası anısına PTT tarafından özel olarak hazırlanan pulun tasarımının gösterildiği çerçeveye imza attı.


BAKAN AVCI: 17 BAŞLIKTA 17 KOMİSYON BELİRLENDİ
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, şûra açılışında yaptığı konuşmada şunları kaydetti: "Milli kültürün ihyası, zenginleştirilmesi ve çağın gereklerine uygun yeni kültür politikalarının üretilmesi hususunda bir milat olacak. İlki 1982, ikincisi 1989'da düzenlenen şûra ile aradan geçen uzun sürede yürütülen politikaların, gerçekleştirilen projelerin, hedeflenen atılımların, karşılaşılan sorunların gözden geçirilmesi, en geniş katılımla müzakere edilmesi bir zaruret olmuştur. 28 yıl sonra yeni bir ruh ve vizyonla harekete geçilmesi gerekir. Türkiye'yi kültür ve sanatta hak ettiği yere taşımak için bu hamleyi başlattık. Milli kültürün bütün alanlarını kuşatacak bir program hazırlayarak 17 başlık altında 17 komisyon belirledik. Komisyonların 5 Mart'ta kamuoyuna özetleyeceği rapor aynı zamanda kitap olarak basılacak."


Bakan Avcı, ressam Zeynep Aslı Türkeli'nin imzasını taşıyan bir eseri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'ya çok sert tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Almanya'ya çok sert tepki

Yeşilay'ın ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'nın skandal yasak kararlarına sert tepki göstererek "Ekonomi Bakanımızı konuşturtmuyorlar. Ben video konferansla oradaki bir meydan mitingine katılacağım, anında, dünyada görülmemiş ya, iki saatte Anayasa Mahkemesi karar alıyor ve benim orada konuşma yapmamı, video konferansla, engelliyor. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve Cemil Bayık orada konuşmasını yapıyor. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan bunların yargılanması gerekir. Olay bu kadar açık ortadadır." dedi.

'dan 'ya çok sert

'ın ödül töreninde konuşan , 'nın skandal yasak kararlarına sert gösterirken referandum süreciyle ilgili muhalefete yüklendi

Cumhurbaşkanı Erdoğandan Almanyaya çok sert tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Bütün tehdit ve tehlikelerin vehameti karşısında dik durdular. Zor şartlar oldu ama yılmadılar. Bu mücadeleyi sürdürdüler. Bundan sonra da mevcut yöneticiler bunu sürdürecek ve böylece bu mücadeleden ben başarıyla çıkacağımıza inanıyorum. Burada şu gerçeğin altını çizmekte fayda var. Savaşlar sadece cephede olmaz. Asıl savaş manevi ve toplumsal alanda verilendir. Zira milleti çözen devleti çökerten asıl saha burasıdır."

"İŞGAL GÜÇLERİ GENÇLERİMİZE BEDAVA İÇKİ DAĞITIYORDU"
"Maneviyat, kültür alanıdır. Bu değerleri kaybederseniz, çökersiniz. Uğruna mücadele edecek kutsalı kalmayan bir milleti bir kez değil her zaman mağlup edersiniz. Bunun için işgal güçleri 1920 yılında İstanbul limanına demirledikleri gemilerden gençlerimize bedava alkollü içki dağıtıyorlardı. Kendileri bir gün çekilip gitse de en kalıcı zararın manevi tahribat olduğunu biliyorlardı"

"SENARYO AYNI SENARYO"
"O gün bedava içki üzerinden kimliksiz hale getirilen gençlik şimdi ideolojiler üzerinden kişiliksiz hale getiriliyor. Gezi olaylarında olduğu gibi gençlerimize bedava alkol dağıtmaktan geri durmuyorlar. Senaryo aynı senaryo. Sadece kendi çıkarını düşünüren bir nesil için ellerindeki tüm araçları kullanıyorlar. Bu sorun sadece ülkemize ait değil. Küresel düzeyde uyuşturucu kültürü özendirilerek farklı düzenlemelerle meşrularştırılarak toplumu ayakta tutan sütunlar dinamitleniyor. Türkiye güçlü aile yapısı sayesinde hamdolsun bu dalganın etkisini azaltabiliyor. Ama giderek büyüyen tehdit haline geldiğinin farkındayız. Bununla birlikte mücadeleyi yürütmemiz gerektiğine inanıyorum"

"EYYAMCI DEĞİL MİLLİ VE YERLİ GENÇLİK İÇİN..."
"Geleceğimizin teminatı olan gençlere yönelik hizmetleri çok değerli buluyorum. Onların ilgisini çekecek çalışmaların sayısını artırmalıyız. Çok daha fazla insana ulaşmamız, onların derdine derman olmamız gerekiyor. Eyyamcı değil milli ve yerli gençlik için herkesin gayret göstermesi şarttır. Sigara, puro şu bu vesaire aklınıza sadece gelmesin. Zihinleri bundan kurtaramazsak geleceğimiz elden gider. En basitini yapıyorum. Birisini sigara içerken gördüğümde yanına yaklaşıyorum, paketin üzerine tarihi yazıp imza attırıyorum. Sadece seni kurtarmıyorum. Eşini de kurtarıyorum. Çünkü sen eşine de zarar veriyorsun. Eşine zarar vermeye hakkın yok. Bu vücut Allah'ın emanetidir, ihanet etmeye hakkın yoktur. Bazıları uymuyor olabilir ama sözü alıyorum, paketi de alıyorum."

"TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMANIN PEŞİNE DÜŞTÜLER"
"Türkiye'deki belli kesimler sürekli sorunu başka taraflara çekmeye gayret etti. Alkol düzenlemesi gibi son derece masum bir meselede iftiralarla yalanlarla ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Hiç alakası olmadığı halde konuyu hayat tarzı tartışmalarına çekerek kendilerince yeni cepheler açmak istediler. Yaşam biçimimize müdahale ediliyor diye haftalarca gündemi meşgul ettiler. Hangi alkol satan yeri yasalara uygun olduğu halde kapattık? Böyle bir şey var mı? Biz sadece burada tebliğ görevimizi yaptık. Vatandaşımızın can, mal, akıl, nesil güvenliğini korumak için bu adımları attık. Bu tartışma üzerinden toplumu kutuplaştırmanın peşine düştüler. Milletimiz sağ duyusuyla bu kesimlerin ucuz politikalarına prim vermedi."

"ÇAMURLAR KENDİ SURATLARINA YAPIŞMIŞTIR"
"Bunlar çamur at, tutmasa da izi kalır mantığı ile hareket ediyorlar. O çamurlar kendi paçalarına, kendi suratlarına yapışmıştır. Sadece bu hadisenin dahi ülkemizdeki muhalefetin seviyesini göstermesi açısından ibretlik. Ülke ve milletin geleceği için attığımız adımlarda aynı söyleme çarpıtmalara şahit olduk. Bu ülkenin gazetelerinde televizyonlarında köşe başlarını tutanların bir kısmını hakikat güneşini yalanla perdeleyebileceklerini sanıyor. Makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam olarak gördükleri bu yiğit milleti hafife alıyorlar. Onlar bilmez, her şeyi biz biliriz mantığıyla hareket etmişlerdir. Milleti kendine düşman gören, milletin değerlerine düşmanlık eden zihniyetin temsilcileridir."

"BU ÜLKEDE DİKİLİ AĞAÇLARI YOK"
"Cumhurbaşkanlığı sistemine neden karşı çıktıklarını açıklayamadıkları için eski usullere başvuruyorlar. Yönetim sistemi değişikliğini rejim değişikliği olarak göstermeye çalışıyorlar. Yahu ne alakası var? İlk kez karşısında ben olurum. Bugünün işi değil 200 yıllık iştir. Biz yönetim sistemini değiştirmek suretiyle geleceğe farklı bir adım atıyoruz. Parlamentoda sürekli patinaj yapan bir sistemi değiştirmek suretiyle adeta uçmamız lazım. Bunun önünü açmamız lazım. Biz damdan düştük. Fakat bunu engellemek isteyenlerin bu ülkede sorumluluk diye bir şeyi olmadı. Olacağı da yok. Dikili ağaçları yok bu ülkede. Biz bu millete, ülkeye aşığız. Biz dertliyiz. Muasır medeniyler seviyesine lafla çıkılmaz, icraatla çıkılır"

"14 YAŞINDAKİ GENCİ KANDİL'E GÖTÜRÜRKEN GÜVENİYORSUN"
"Bu ülkeyi terörizme ve teröristlere teslim etmeyeceğiz bundan hiç endişeniz olmasın. Devletin rejimi olan cumhuriyet konusunda geri adım yoktur. Yürütmeyi doğrudan milletin emrine veriyoruz. Milletin vekalet verdiği kişiler parlamentoda akıllarına estikçe gensoru veriyor. Biliyor ki geçmez. Ama yine de veriyor. Dert hükümeti çalıştırmamak. Şimdi aslolan millet. Dolayısıyla 5 yılda bir millete gelecek. Millet memnunsa devam diyecek. Aslolan budur. En geniş manada oylama bu. Yargının bağımsızlığının yanına biz tarafsızlığını getirdik. Hem bağımsız hem tarafsız olacak. Kim, niçin karşı çıkar bunu da bilmiyorum. Çocuklara mı bırakacağız parlamentoyu diyorlar. Kendi gençliğine güvenmeyen zihniyet. Ama o gençleri 14 yaşındaki genci Kandil'e götürürken ona güveniyorsun?"

"GECENİN HÜKMÜ SABAHA KADAR"
"Diyarbakır Belediyesi'nin önünde günlerce ağlayan annelerin ahı hepsini tutacaktır. Seçmek mi zordur, seçilmek mi? Aslolan seçmek zordur. Bir zamanlar bir siyasetçi 'Ben Taksim meydanına dört ayaklı merkep koysam seçtiririm' diyordu. Biz 21 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı açan Fatih'in torunlarıyız. Yapılamaz diye bir şey yok. 24-25 yaşında dev firmaların CEO'larını tanıyorum. Onlar yapıyor da benim Ahmet'in, Mehmet'im neden yapamayacak? Hiç endişe etmeyin yapacak. Yürütmedeki çift başlılığın sonlandırılmasından istikrar ve güven ortamının garantiye alınmasından neden rahatsız oluyorsunuz? Gecenin hükmü, sabaha kadardır. Olay bu."

ALMANYA'NIN TERÖRE YARDIM VE YATAKLIKTAN YARGILANMASI GEREKİYOR"
"İstikbal ve istiklal için, tek millet için, tek bayrak için, tek vatan için, tek devlet için 'Evet' diyorum. Allah'ın izniyle necip milletimizin desteği ile bu ülkeyi büyütmeye devam edeceğiz. Birçok yalanlar uyduruyorlar. 'daki son gelişmeleri görüyorsunuz değil mi? Bunlar yok bilmem temsilcisi içeri alınmış, ondan değil. 1 ay bu kişi PKK'nın temsilcisi olarak Alman ajanı olarak bu kişi Alman Konsolosluğu'nda saklanmıştır. Ve bunu bize teslim edin yargılansın dediğimizde vermediler. Bunu bana Merkel söylediğinde 'Sizdeki teröristler tarafımızdan isteniyor, bize ne diyorsunuz? Yargı bağımsızdır. Biz şu anda bağımsız ve tarafsız yargımıza güveniyoruz verin yargılansın'. Önce vermediler. Sonra nasıl olduysa verdiler ve yargı görevini yaptı, tutukladı. Şu anda yüzlerce terörist Almanya'da terör estiriyor. Benim Adalet Bakanım resmi görüşme yapacak, vatandaşlara şu kampanyayı anlatacak. Orası parka müsait değil diyor. Adalet Bakanımızı, Ekonomi Bakanımızı konuşturmuyorlar. Ben video konferansla meydan mitingine katılacağım, anında dünyada görüşmemiş, iki saatte Anayasa Mahkemesi karar alıyor. Konuşma yapmamı engelliyor. Cemil Bayık Kandi'den konuşabiliyor. Bunlar (Almanya) teröre yardım ve yataklıktan yargılanması gerekiyor. Sizin bütün bu yaptıklarınızı meydana dökeceğiz. Artık o eski Türkiye yok. Ayaklarının üzerinde duran bir Türkiye var"

"SENİN RAPORLARINI TANIMIYORUZ"
"Ne yaparsanız yapın avucunuzu yalarsınız. Hiçbir şey tutturamayacaksınız. Onlar bu kararı alıyor. 18 Mart Çanakkale Köprüsü ihale ediliyor. 10 milyar doların üzerinde bedelle yüzde 50'si yabancı, yüzde 50'si yerli ihale tamamlandı. Senin raporlarını tanımıyoruz, tanımayacağız da. Bu raporlar karşısında el pençe divan duran bir iktidar var sanıyorlar. Bizim tek gücümüz millet. Değerli kardeşlerim bu duygularla herkesi Yeşilay'a destek olmaya çağırıyorum"

İşte asker üniformalı teröristlerin vahşeti

İşte asker üniformalı teröristlerin vahşeti

15 Temmuz’a ilişkin çatı de yer alan yeni görüntülerde darbeci hainlerin o gece Genelkurmay Karargâhı’nda bir sivili vurduğu daha sonra ölmesini beklediği ortaya çıktı

ye giren görüntülerde Topçu Kurmay Albay Mustafa Çiçek'in, Genelkurmay Karargâhı'nda vurulan yaralı vatandaşın fotoğrafını çektirdiği ortaya çıktı.

Yaralı vatandaşın öldükten sonra karga tulumba taşınıp karargâh dışına çıkarıldığı görüldü.


BÖYLE DERDEST ETTİLER


İddianameye giren görüntülerde Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hulusi Akar'ın (1 numaralı) saat 23.03'te derdest edildiği tespit edildi (üstteki fotoğraf).

15 Temmuz 2016 günü saat 21.46'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda Kurmay Albay Fırat Alakuş'un (4 numaralı), Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Salih Zeki Çolak'ı yere yatırıp etkisiz hale götürdüğü görülüyor.

2 BİN 991'ER KEZ AĞIR MÜEBBET
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15 Temmuz nin Genelkurmay Karargâhı ayağına ilişkin yürüttüğü çatı iddianame tamamlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile derdest edilen Kuvvet Komutanlarının "mağdur" olarak gösterildiği iddianamede elebaşısı Fetullah Gülen 1 numaralı şüpheli olarak yer aldı. Başını tutuklu Akın Öztürk'ün çektiği 38 kişilik Yurtta Sulh Konseyi listesinde Mehmet Partigöç'ün yanı sıra Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı'nın ismine de yer verildi. Cuntacıların 1960 darbesini örnek aldığına dikkat çekildi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 20.22'de Karargâhtan ayrıldığına işaret edilen iddianamede, Partigöç'ün talimatıyla faaliyetin 20.30'da başladığı ifade edildi. Darbe girişiminin ilk toplantısının 27 Aralık 2015'te yapıldığı kaydedildi. Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosundan sorumlu Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen'in koordinesinde Cumhuriyet Savcısı Kemal Aksakal ve İstiklal Akkaya tarafından hazırlanan iddianamede FETÖ elebaşı Gülen ile sözde Yurtta Sulh Konseyi'ni oluşturan 38 şüpheli hakkında 2 bin 991'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede dikkat çeken diğer ayrıntılar ise şöyle:
Darbe girişimi sırasında öldürülen Orgeneral Yaşar Güler'in cuntacı emir subayı Mehmet Akkurt'un evinde yapılan aramada, yatak odasında bulunan bir ayakkabının içerisinde darbe planlamasına ve Güler'in kaçırılmasına ilişkin not kâğıdı ve krokiler ele geçirildi.

ÖRNEKLERİ 27 MAYIS
Bazı şüphelilerin adreslerinde 27 Mayıs darbesine ilişkin belge ve kitapların ele geçirildiği belirtildi. İddianamede, "Darbede 'Altın Nesil' diye tabir edilen, genellikle kurmay yarbay, kurmay albay ve tuğgeneral rütbesindeki personelin görev alması, Yurtta Sulh Konseyi'nin de 27 Mayıs 1960 darbesindeki Milli Birlik Komitesi'ndeki gibi 38 kişi olması örnek alındığı göstermektedir" denildi.

UTANÇ LİSTESİ
İddianamede darbenin planlanmasında ve icrasında görev alıp komutanlıklara talimat mesajları gönderen sözde "Yurtta Sulh Konseyi"nin 38 kişiden ve sadece askeri yapılanmadan oluştuğu ifade edildi. İşte o isimler: Akın Öztürk, Ahmet Bican Kırker, Ahmet Özçetin, Ali Kalyoncu, Ali Osman Gürcan, Ali Yazıcı, Bilal Akyüz, Cemil Turhan, Doğan Öztürk, Erhan Caha, Ertuğrul Terzi, Fırat Alakuş, Gökhan Şahin Sönmezateş, Hakan Evrim, Halil Gül, İlhan Talu, Kubilay Selçuk, Mehmet Dişli, Mehmet Partigöç, Mehmet Şahin, Muhsin Kutsi Barış, Murat Aygün, Murat Koçyiğit, Mustafa Barış Avıalan, Muzaffer Düzenli, Orhan Yıkılkan, Osman Kardal, Osman Kılıç, Osman Ünlü, Ömer Faruk Harmancık, Özcan Karacan, Özkan Aydoğdu, Ramazan Gözel, Savaş Kabaklı, Semih Terzi, Sinan Sürer, Turgay Sökmen ve Ünsal Coşkun.

İHANET KONSEYİ

PARTİGÖÇ'ÜN İTİRAF NOTLARI
Sanıklardan sıkıyönetim direktifinde imzası bulunan cuntacı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün sırt çantasından çıkan ve eşi ile çocuklarına hitaben yazdığı notlar da iddianamede yer aldı.

FETÖ'CÜ HAİNLERİN SUÇLARI:
-Anayasayı ihlal
-Cumhurbaşkanına suikast
-TBMM 'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs
-Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs

8 BİNDEN FAZLA TERÖRİST
İddianamede, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terör ve işgal saldırısında FETÖ'nün 8 binden fazla asker elbisesi giyen teröristi ile 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın hafif silah kullandığı belirtildi. Bu eylemler sonucunda ise, "183'ü sivil, 4'ü asker, 63'ü polis olmak üzere 250 vatan evladı, her türlü fedakârlığı yaparak ödedikleri vergilerle alınan silahların namlularından çıkan kurşunlarla şehit olmuş, 23'ü asker, 154'ü polis olmak üzere 2 bin 735 vatandaşımız da yaralanmıştır" denildi.

Suriye sınırına askeri sevkiyat!

ndaki Kilis'e yapıldı.

Çeşitli illerdeki birliklerden gönderilen tank, zırhlı personel taşıyıcı ve tırlardan oluşan askeri konvoy, ndaki Elbeyli ilçesine getirildi.

ABD'DEN ASKERİ SEVKİYAT

Güvenlik önlemleri altında sevk edilen silah ve askeri teçhizatın, Suriye sınırındaki askeri birliklere takviye amaçlı gönderildiği öğrenildi.

Türkiye kendi teknolojisini üretiyor

Türkiye kendi teknolojisini üretiyor

Her geçen gün Türkiye düşmanlarını kıskandıracak yeni bir gelişme daha yaşanıyor. Ekonomide hız kesmeden büyümeye devam eden Türkiye teknolojik alanında da kendi kendine yeten bir ülke olma yolunda önemli adımlar atıyor.

Türkiye 2023 hedeflerine emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Ülkemizin büyümesinden rahatsız olan çevreleri her gün kıskandıracak yeni bir gelişme yaşanıyor. Teknolojik alanda da dünya devleriyle yarışmak için kolları sıvayan Türkiye bu alanda büyük atılımlarını tüm hızıyla sürdürmek amacında. Her alanda 'kendi kendine yeten bir ülke' olma gayesini bir yol haritası olarak benimseyen Türkiye, yakın zamanda birçok yeni projeye daha imza atarak gücüne güç katacak.

İşte Türkiye'nin uluslararası arenada neden bu kadar hedef alındığını gösteren o istatistikler:




Hainin kaynağı 3 ’li vekil

Hainin kaynağı 3 CHP’li vekil

Alman basınında yayımlanan Türkiye aleyhtarı haberlerde sürekli aynı isimler öne çıkıyor. Türkiye karşıtı, PKK ve FETÖ yanlısı haberlerin kaynağı olarak ’li milletvekillerini işaret ediyor. ’in ve Alman basınının iftira amacıyla kullandığı haberlerde hep, CHP milletvekilleri , Eren Erdem, Barış Yarkadaş’ın adı geçiyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un haberinde, Berberoğlu'nun Ankara'da Alman gazetecilerle bir araya gelip, " nerede? Kendisine ulaşamıyorum" dediği belirtiliyor. Berberoğlu'nun yanı sıra bilgi verenlerin başında diğer Erdem ve Yarkadaş geliyor. Erdem Türkiye'ye "'a yardım ediyor", "DEAŞ petrolünü alıyor" iftiralarında önemli rol oynuyor.

TUTUKLU GAZETECİDEN SKANDAL TWEET'LER
İstanbul'da tutuklanan Die Welt Türkiye muhabiri Deniz Yücel'in Twitter'daki hesabında terörü destekleyen mesajlar attığı ortaya çıktı. Twitter'daki kişisel hesabında Türkçe, Almanca ve İngilizce paylaşımlarda bulunan Yücel, Almanca tweet'lerinde Erdoğan için "Führer" ifadesini kullanırken Türkiye ile ilgili ise "Tayyipistan" dedi. İstanbul Çamlıca'da inşa edilen dev cami için ise "ucube" diyen Yücel, YPG'ye alkış tutup, FETÖ'nün yayın organlarından Bugün gazetesini destekledi.

Demokrasi düşmanları

Demokrasi düşmanları

Her fırsatta Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye kalkan , 16 Nisan yaklaştıkça saldırılarını artırıyor. Bozdağ ve Zeybekci’nin toplantılarını engelleyen Almanya’ya öfke büyüyor

FETÖ ve PKK'ya kol kanat geren, , referandum yaklaştıkça Türkiye'ye saldırının dozunu artırdı. Adalet Bakanı 'ın, önceki gün Baden-Württemberg eyaletinin Gaggenau kentinde, konuşma yapacağı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) düzenlediği etkinlik Alman hükümetince "park yeri ve girişlerin yeterli olmadığı" öne sürülerek iptal edildi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin konuşacağı, Köln'de Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin yapacağı toplantı ise salon olmadığı gerekçesiyle iptal edildi. İptal üzerine Frechen kentinde yapılmak istenen toplantıya da polis engel oldu. Almanlar, referandumda 'hayır' oyu kullanacaklara ise kucak açtı. Almanya Federal Parlamentosu'nun haftalık gazetesinin tamamında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hedef alınarak, 'evet' oyunun demokrasi ve özgürlüğü baltalayacağı yönünde küstah iddialar ortaya atıldı. Alman Mahkemesi ise, Türkiye düşmanlarını haberleştiren SABAH'ı para cezası kesmekle tehdit etti. Tüm bunlara Türkiye'nin yanıtı ise net oldu: Yılmayacağız, susmayacağız..

AB BAKANI ÇELİK'TEN ALMANYA VE AP'YE TEPKİ

İKTİDAR VE MUHALEFETTEN ORTAK TEPKİ

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli: Almanya, Türkiye'nin, sesini kısarken terör örgütlerinekucak açmakta. Bu samimiyetsiz yaklaşım, hiçbir evrensel değerle, özgürlük anlayışıyla örtüşmemektedir.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan: Bu uygulama ne ifade özgürlüğüyle bağdaşır ne de demokratik hak ve hürriyetlerle... Bu son derece çirkin, son derece ayıp.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz: Bu Almanya'ya yakışmamıştır, Almanya'nın eski değerlerinden çok uzaktır, bu yanlış Almanya'nın değerini azaltır.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç: Bu antidemokratik yaklaşım kabul edilemez.
TBMM Almanya Dostluk Grubu Başkanı-AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal: Almanya bir kez daha Türkiye'nin değil teröristlerin yanında olduğunu gösterdi. Mızrak artık çuvala sığmıyor. Ne denebilir? Onlar yollarına biz kendi yolumuza.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Yıllardır HDP'lilere, PKK'lılara gösterdikleri müsamahayı maalesef T.C. devletinin bakanına göstermemişlerdir.

"Senin raporlarını tanımıyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Asla ve asla doğru değil. Hem dünyaya yeri gelir demokrasi dersi verirsiniz hem de bir ülkenin 2 bakanı konuşmak ister, siz o konuşmaları şu veya bu gerekçeyle yasaklarsınız. Herkes düşüncesini özgürce ifade edebilmeli.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Bir bakana, üst düzey diplomatik ilişkiler içinde olunan bir ülke tarafından adeta fiili sansür uygulanması, bir konuşmasının sudan sebeplerle iptal edilmesi kabul edilemez.
MHP Grup Başkanvekili Engin Akçay: Bu, aklın alacağı bir şey değil. Çok rencide edici bir tutum. Almanya'yı aklıselime davet ediyorum.
HDP Milletvekili Osman Baydemir: Siyasetçi dilediği yerde, dilediği fikrini ifade edebilmelidir. Ve fikrinden dolayı engellenmemeli, yasaklanmamalı, ötekileştirilmemelidir.

"Almanya'nın teröre yardım ve yataklıktan yargılanması gerekiyor"

ALMAN DERİN DEVLETİNİN SİSTEMATİK UYGULAMASI

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Bu, Alman derin devletinin sistematik uygulaması haline geldi. Türkiye sizin emrinizde bir ülke değil. Almanya'nın Türk toplumuna sistematik baskıları Türk toplumunu yıldırmayacak. Biz de hiç çekinmeden her türlü karşılığını veririz. O zaman gerisini siz düşünürsünüz.

TÜRKİYE'DE SUÇ İŞLEYENİN SIĞINAĞI OLDU
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: Çok net şekilde görülüyor ki bu belediyeyi de aşan bir karardır, skandal bir karardır, diplomatik nezakete aykırı bir karardır. PKK, FETÖ, DHKP-C üyeleri, Türkiye'nin aleyhine suç işleyen kim varsa Almanya bugün onların sığınağı olmuştur.

ALMANYA'DA KAHVE KAHVE DOLAŞIRIM
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci): Bana emrolan, sefere çıkmak, zafer ise Allah'ındır diyoruz. Biz baktık, gördük izin vermiyorlar, gerekirse kahve kahve, ev ev dolaşırım Almanya'da yine de vatandaşlarımızla buluşuruz kimse merak etmesin.

TÜRKİYE'NİN İÇ İŞLERİNE KARIŞMIŞ OLUYORLAR
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik: Vatandaşlarımızla bakanlarımızın buluşmasını engelleyerek Türkiye'nin iç işlerine karışmış oluyorlar. Bu yaptıkları duvar örmektir.

TÜRK BAKANDAN SÜRPRİZ DESTEK
Almanya'da daha önce sözde Ermeni soykırımı yasasına destek veren Türk kökenli Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz "halihazırda Ankara ile ilişkilerin kopmasını istemediğini" belirtti. Deutsche Welle Türkçe'ye göre, Özoğuz, bazı Alman politikacıların Türk hükümet yetkililerine Almanya'ya "giriş yasağı" uygulanması çağrılarına ilişkin olarak da "Biz hukuk devletiyiz. Tabii ki bakanlarla görüşmek isteriz. Tabii ki Almanya'ya gelinebilir" dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise bakanların engellenmesine ilişkin "Toplantı belediyenin iznine bağlı" demekle yetindi.

ALMAN GAZETESİNDEN BİR ÇİRKİN SALDIRI DAHA
Almanya Federal Parlamentosu'nca haftalık yayımlanan "Das Parlament" gazetesi, 27 Şubat sayısında 'Yeni Türkiye' adı altında 16 Nisan'daki referandumu hedef aldı. Alman siyasiler, yazarlar ve akademisyenler 20 sayfalık gazetenin neredeyse tamamında küstah bir dille 'hayır' propagandası yaptı. Türkiye ve Erdoğan aleyhinde ağır ifadeler kullandı. 20 sayfalık gazetede, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüklerinin olmadığı, azınlıkların haklarına riayet edilmediği, seküler düşüncedeki kesimlere karşı baskı yapıldığı, dini temelli düşüncenin empoze edilmeye çalışıldığına yönelik alçak iddialar aktarıldı.

"ALMANYA TERÖRE SİYASİ KAYYUM OLARAK ATANMIŞ"


BAKAN'A YASAK HAYIRCIYA SERBEST
Almanya, Türkiye'den iki Bakan'a yasak getirdi, ancak referandum karşıtlarına kucak açtı. Alman yetkililerin, Türkiye'den gelen siyasetçilere çifte standart uyguladığı belgelendi. CHP ve HDP milletvekillerinin katılımıyla Berlin Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen "Berlin Hayır Diyor" paneline izin verildiği ortaya çıktı. Panele CHP Milletvekili Ali Şeker ve HDP Milletvekili Müslüm Doğan katıldı. 24 Şubat'ta düzenlenen etkinliğin sponsorlarından biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ve terör propagandası nedeniyle RTÜK tarafından yayını durdurulan Yol TV oldu. Panelden görüntü almak isteyen Anadolu Ajansı (AA) muhabirlerine izin verilmedi. Daha önce CHP Milletvekili Mehmet Tüm ve HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, yine Yol TV'nin Köln'de düzenlediği etkinliğe katılmıştı. Berlin'de Türk nüfusun yoğun olduğu Kreuzberg semtinde düzenlenen, Şeker ile CHP PM Üyesi Avukat Sera Kadıgil'in katıldığı "Memleket için hayır" etkinliği de bir engelle karşılaşmadı. Bu arada Köln'de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin katılması planlanan etkinliğin, salonu işleten şirket tarafından iptal edildiği bildirildi.
Safure CANTÜRK - Betil BAŞ - Aslışah SARITAŞ - Sırrıberk ARSLAN - Tahir ÖZÇELİK - Ömer Faruk GÖRÇİN - DIŞ HABERLER - ANKARA

 

İçişleri Bakanı Soylu'dan önemli açıklamalar

İçişleri Bakanı Soylu'dan önemli açıklamalar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bugün biz buradayız yarın gençlerimiz bu kürsülerde olacaklar ama aynı şeyi konuşacaklar. Yine dertleri bu milletin refahını, huzurunu, birlik ve beraberliğini temin etmek olacaktır. Yine dertleri, dünyayı bir karanlığa sürüklemek isteyen terör destekçilerine dünyanın en güzel toprakları olan bu Anadolu topraklarına karşı devletimiz ve milletimizi savunmak olacaktır.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bugün biz buradayız yarın gençlerimiz bu kürsülerde olacaklar ama aynı şeyi konuşacaklar. Yine dertleri, bu milletin refahını, huzurunu, birlik ve beraberliğini temin etmek olacaktır. Yine dertleri, dünyayı bir karanlığa sürüklemek isteyen terör destekçilerine dünyanın en güzel toprakları olan bu Anadolu topraklarına karşı devletimiz ve milletimizi savunmak olacaktır." dedi.

Soylu, partisinin Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlediği İl Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, salonun her köşesinde asılı olan AK Parti bayrağının önemli anlamlar taşıdığını ve dün çizilmediğini vurguladı.

Şeklin, şemalin ve kişilerin değişebileceğine işaret eden Soylu, şöyle konuştu:

"Bugün biz buradayız yarın gençlerimiz bu kürsülerde olacaklar ama aynı şeyi konuşacaklar. Yine dertleri, bu milletin refahını, huzurunu, birlik ve beraberliğini temin etmek olacaktır. Yine dertleri, dünyayı bir karanlığa sürüklemek isteyen terör destekçilerine dünyanın en güzel toprakları olan bu Anadolu topraklarına karşı devletimiz ve milletimizi savunmak olacaktır. Yine dertleri bu Ortadoğu coğrafyasının kadim medeniyetini dışarıdan destekli terör odaklarına çiğnetmek isteyenlere karşı, 'biz bu toprakları hiç kimseye çiğnetmeyiz' diyen bir anlayışın sahipleri olacaktır. Bu bayrağı, davayı ve sevdayı iyi anlayın. Bu sevda ve aşk olmadan bu yol yürünmez."

"BİZİ BİRBİRİMİZE DÜŞÜRDÜLER"

Soylu, Türk milletinin çok sıkıntılar çektiğini ve badirelerden geçtiğini anımsattı.

Millete "Siz bu ülkeyi yönetemezsiniz, size bu ülkeyi yönettirmeyeceğiz" diyenlerin olduğunu anlatan Soylu, şöyle devam etti:

"Bu eziyeti ettiler. Bir gün terörizmle, bir gün anarşizmle, bir gün enflasyonizmle, bir gün o medya patronlarının gazete manşetleriyle terbiye etmeye çalıştılar. Bir gün 'Türk', bir gün 'Kürt', bir gün 'Sünni', bir gün 'Alevi', bir gün 'dindar', bir gün 'köylü' dediler ama her biri ezcümle bir şey söyledi 'size bu ülkeyi idare ettirmeyeceğiz'. Bu topluluğun önünde her zaman şükranla ve minnetle durdum. Çünkü tam 300 yıldır bunu en iyi bilen sizlersiniz. Tam 300 yıldır bu coğrafyaya gerileme dönemi yaşattılar. Kafamızı ne zaman yukarıya çıkartsak aramıza nifak soktular. Kafamızı ne zaman geleceğe doğru diksek, umutlarımı, hayallerimizi yeniden yeşertsek, ayağımıza çelme taktılar. Bizi birbirimize düşürdüler.

Bizi yüzde bin 600-bin 700 faizlerle terbiye etmeye, yüzde 150 enflasyonlarla terbiye etmeye, ülkemizin etrafından teröristlere karşı aldığımız insansız hava uçaklarını bozulunca yapan memleket İsrail'e gönderdiğimizde terörün en kızgın olan zamanında 'onları tamir edip, size göndermiyoruz' diyerek bize ne haliniz varsa görün diye bizi bir ezginlikle karşı karşıya bırakmak istediler. Liderimizi seçtik. Her birine ayrı muamele ettiler. Kimine iftira attılar. Yetmedi, kimini istiskal etmeye çalıştılar. Kimini milletin karşısında küçük düşürmeye, kiminden bir sapkın çıkartmaya çalıştılar. Bize mesaj vermeye çalıştılar. 'Sizin çocuklarınıza bu ülkeyi yönettirmeyeceğiz, vesayetle bu ülkeyi yöneteceğiz, sizi akıllandıracağız' diyenlere karşı hep dik durdunuz ve bir itirazı dile getirdiniz. Biz akıllanmayacağız, biz zengin, güçlü, özgür, dünyanın en büyük 10 devletinden birisi olacağız."

"BU ÜLKEYİ MİLLET YÖNETECEK"

Soylu, 15 Temmuz'da hainlerin, Pensilvanya'daki FETÖ hainini güzel ülke Türkiye'yi istilaya uğratabilmek için F16'larla, tanklarla, helikopterlerle bu mazlum milleti acımasızca katlettiğini bildirdi.

Kendisinin 15 Temmuz akşamı bakanlıkta çalıştığını anlatan Soylu, şunları söyledi:

"Hiçbirimiz bu sistemin yeniden önümüze büyük bir darbe çıkacağını, bu ülkeyi yeniden geri götürmek isteyenlere yeni bir fırsat sunacağını düşünmedik. Aynı 1960'da, 1971'de, 1980'de, 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da olduğu gibi hiçbirimiz ama hiçbirimiz düşünmedik. Biz artık yükselmek istiyoruz. Birinci sıçrayışımızı 21. asrın başından itibaren başlattık. Gerileme dönemini durdurduk. İlerleme, yükselme dönemine adımımızı attık. Şimdi ikinci hamlemize gitmek istiyoruz ama buna müsaade etmiyorlar, etmek istemiyorlar. Bir gün dolarla, bir gün avro ile bir gün başka bir şeyle bizi terbiye etmek istiyorlar. Bu salondan haykırmak istiyoruz. Bu ülkeyi biz idare edeceğiz, bu millet yönetecek."

"ARTIK MİLLETİN BORUSU ÖTECEK"

Soylu, AK Parti'nin başkaları tarafından sürekli eleştirildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyaseti kutuplaştırıyor' dediler. CHP'nin ağzından düşmedi bu söz. Muhaliflerin ağzından düşmedi bu söz. AK Parti kaç puanla siyasi hayata başladı, yüzde 34. Bugün yüzde 50'nin üzeri. Son yaptırdığımız anketlerde AK Parti'nin aldığı oy 50'nin üzeri. CHP, yüzde 24... Bir seçim 25, bir seçim 26, bir seçim 24, bir seçim 25... Bir ileri bir geri. Siyaseti kutuplaştıran kim? Kendi çizgisinde duran, kendi çizgisini ortaya koyan, ondan bir adım geri atmayan kim? Tabi ki yeni sistemi istemez. Yeni sistemde milletin ayağını gideceksin, proje üreteceksin, 2023'ü, 2053'ü, 2071'i ortaya koyacaksın. Yeni sistemde insanların düşüncelerini, fikirlerini bir şekilde ayırmayacaksın. Yeni sistemde illaki yüzde 50'nin üzerinde oy alacaksın. Yüzde 25 ile bir taraftan yargıyla, bir taraftan Anayasa Mahkemesi ile bir taraftan Yargıtay ile bir taraftan basınla, bir taraftan ihtilallerle, darbelerle borunu öttürmeyi hep sağlamışsın artık senin değil, milletin borusu ötecek."

Terör örgütleri evet ile bitecek

Terör örgütleri evet ile bitecek

Başbakan Yıldırım , Bartın mitingine Sinop’tan bağlandı

Başbakan Binali Yıldırım, yoğun sis nedeniyle uçağı Zonguldak Çaycuma Havalimanı'na inemeyince Bartın mitingini video konferansla yaptı. İkinci durağı Sinop'tan Bartın'a bağlanan Yıldırım şunları söyledi:

MİLLETİN KARARI: 14 yıldır sorumluluğumuzun gereğini hakkıyla yerine getirmeye çalıştık. Yapın dediniz yaptık, yapma dediniz durduk. Milletin kararı her şeyin üzerindedir. Türkiye'nin daha hızlı büyümesi için, terörün yok olması için halkımızın refahı için Türkiye'nin yeni hükümet sistemini 16 Nisan'da vereceğimiz evetler ile gerçekleştireceğiz. Dünya değişse CHP değişmez. Bu sistemi istemiyorlar çünkü CHP'nin çalışması gerekecek.

REJİM DEĞİŞMİYOR: Bu halk oylaması sadece ve sadece hükümet sistemi değişikliğidir. Ama ana muhalefet partisi iki lafından birinde "Rejim değişiyor, ülke elden gidiyor"' diyor. 15 yılda iki tane halk oylaması yaptık. Bunların ikisinde de "Rejim elden gidiyor, Türkiye bölünüyor" dediler. Türkiye'yi bölmek hiçbir gücün haddi değildir, buna da imkan yoktur. Cumhuriyete el uzatan dil, karşısında bizi görür.


Binali Yıldırım, Bartın'daki mitinge tele konferansla bağlanırken, Sinop'ta balıkçıları dolaştı vatandaşlarla konuştu.

VESAYETLERDEN MEDET UMAMAYACAK: 1960 darbesi sizin seçtiğiniz hükümeti alaşağı etti. Bir Başbakan iki bakan darağacına gönderildi. Anayasa ile meclisin yetkilerini budadılar. CHP o gün de değişime "hayır" dedi. Onlar aynı yerinde duruyor. Bu değişiklikle hem Meclis, hem de hükümet çok daha güçleniyor. CHP merhum Menderes'e, merhum Özal'a "Tek adam, diktatör" dediler. Şimdi Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a da aynısını söylüyorlar. Dünya değişse bunlar bir milim yerinden oynamazlar. Artık darbelerden vesayetlerden kumpaslardan medet umamayacak. Çünkü iktidarı sandıkta siz belirleyeceksiniz.

KALICI HALE GELECEK: AK Parti iktidarında var olan istikrarı, var olan güveni artık kalıcı hale getirmek gerekiyor. Bunun için de 16 Nisan çok önemli. Gelecek kuşakların, kadınlarımızın, 79 milyon vatan evladımızın, yurtdışındaki soydaşlarımızın, kardeşlerimizin de geleceğini garanti altına alacak. Yeni sistem bütün bu sorunları geride bırakacak. Kalıcı istikrar güçlü hale getirecek.


Başbakan Yıldırım: Türkiye'nin daha hızlı büyümesi, terörün yok olması, halkımızın refahı için Türkiye'nin yeni hükümet sistemini vereceğimiz 'evet'lerle gerçekleştireceğiz

GENÇLERE GÜVENİYORUZ: Anayasa değişikliğinde gençlerimizi de ihmal etmedik. Gençliğe güveniyoruz. 20 yaşında askere gönderdiğimiz sınırda güvenliğimizi teslim ettiğimiz gençlerimize aday olma, milletvekili olma zamanı gelince yok daha sen küçüksün bekle diyoruz. Hayırcılar buna da karşı çıkıyorlar. 18 yaşında milletvekili mi olur diye gençleri küçük görüyorlar. Biz gençlere güveniyoruz.



HALKIN SEÇTİĞİ DİKTATÖR OLAMAZ: İki sandık kurulacak. Biri Cumhurbaşkanını ve ülkeyi yönetecek hükümeti seçecek ve diğer sandıktan da vekiller seçilecek. Böylece bütün yetkiyi veren sizsiniz. Tek adam dediğiniz sizin oylarınızla seçtiğiniz, ülkeyi 5 yıl içinde iki sandık arasında yönetecek olan insandır. Beğenirseniz, yeniden seçeceksiniz. Beğenmezseniz, değiştirecek istediğinizi seçeceksiniz. Bu mudur diktatörlük. Halkın seçtiği insana diktatör demek bu mu demek oluyor? Bakın Amerika kurulduğu günden beri 228 yıl geçti. 228 yılda Amerika'da sadece 45 başkan geldi. 4 senede başkan seçtiler. Türkiye kurulalı 94 yıl geçti. Tam 65 hükümet kuruldu. Yani bir hükümet en fazla 17 ay görevde kalmış. 20-25 gün görevde kalan hükümetler var.

Kaynak’a soruşturması

Kaynak’a ByLock soruşturması

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (/PDY) bünyesinde faaliyet gösterdiği iddiasıyla 'e yönelik yürütülen soruşturma kapsamında örgütün şifreli haberleşme programı "" kullandığı tespit edilen 12 şüphelinin yakalanmasına yönelik İstanbul merkezli 5 kentte operasyon başlatıldı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu'nca, FETÖ/PDY bünyesinde faaliyet gösterdiği iddiasıyla Kaynak Holding'e yönelik yürütülen soruşturmada 12 şüphelinin "ByLock" kullandıkları tespit edildi. Bu kapsamda, şüphelilerin yakalanmasına yönelik İstanbul merkezli 5 ilde operasyon başlatıldı. Şüphelilerden 6'sının yurtdışında olduğu belirlenirken, 4'ü gözaltına alındı. 2 şüpheli ise aranıyor.

'de !

Tunceli'de terör operasyonu!

'de güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonda 2 adet mutfak tüpü içerisinde patlatılmaya hazır halde amanyum nitrat ile güçlendirilmiş ve elektrikli fünye ile tuzaklanmış el yapımı patlayıcı madde düzeneği ele geçirildiği bildirildi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, kent genelinde terörist unsurların bulunmasına ve etkisiz hale getirilmesine yönelik çalışmalara azim ve kararlılıkla aralıksız devam edildiği belirtildi.

Bu kapsamda bugün İl Jandarma Komutanlığı birliklerince operasyon düzenlendiği belirtilen açıklamada şu bilgiler pallaşıldı:

"İlimiz merkez ve Ovacık ilçesi mülki sınırları içerisinde farklı iki noktada 2 adet mutfak tüpü içerisinde patlatılmaya hazır halde amanoyum nitrat ile güçlendirilmiş ve elektrikli fünye ile tuzaklanmış el yapımı patlayıcı düzeneği ile el yapımı patlayıcı yapımında kullanılmaya hazır 4 adet piknik tüpü, 2 adet mutfak tüpü ve patlatma düzeneği ele geçirilmiştir."

Açıklamada, ele geçirilen el yapımı patlayıcı düzeneklerinin Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile bulunduğu yerde imha edildiği kaydedildi.

'dan skandal olayla ilgili ilk açıklama

Bekir Bozdağ'dan skandal olayla ilgili ilk açıklama

Adalet Bakanı , 'da konuşmasının iptal edilmesi üzerine, "ler kendini ifade edebiliyor, onlar için toplantı hakkı var, gösteri hakkı var ama demokratik bir ülkenin bakanı, bir toplantıda görüşlerini açıklamasına imkan ve izin verilmiyor. Bunun adı demokrasi değildir. Bu demokrasiyi içselleştirmemiş olmanın somut bir göstergesidir" dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ: " Maalesef bugün izinleri alınmış, her türlü çalışması yapılmış bir buluşmayı yapma fırsatı bulamadık. Her defasında insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü üzerine konuşmalar yapan ve kendileri dışındaki herkesi bu konudaki eksikleriyle suçlayan, bunu eleştiri haline getiren Alman makamlarının, Türk toplumun bir toplantı yapmasına tahammül etmemesi kabul edilebilir bir şey değildir."

BİZDE İPTAL ETTİK

" şehrindeki toplantıya gitmiş olsaydık Adalet Bakanı'nın talebi üzerine bir görüşmemiz olacaktı. Randevulaştık. 'de buluşup saat 18.00'de bazı konuları birlikte ele alma imkanımız olacaktı. Ancak Gaggenau'da yapılacak toplantı iptal edilince ben de Adalet Bakanıyla olan bu randevuyu iptal ettim. Bu toplantı olmayacak, buradan 'ye döneceğiz."

Bekir Bozdağ'dan çarpıcı açıklama

teslim etti

Almanya teslim etti

’in teslim edilmesini Başbakanı ’den istediğini belirten Erdoğan: Bu kişi PKK’nın bir temsilcisi, bir Alman ajanı

Cumhurbaşkanı dün akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'ne katıldı. ile ilişkilerde yaşanan son gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
Bunlar, dikkat edin, yok bilmem Die Welt'in buradaki bir temsilcisi içeri alınmış, bundan dolayı değil, bir ay bu kişi, PKK'nın bir temsilcisi olarak, bir Alman ajanı olarak, bu kişi Alman Konsolosluğu'nda saklanmıştır bir ay ve 'bunu bize teslim edin, yargılansın' dediğimizde de vermemişlerdir. Bunu bana Şansölye söylediğinde ben kendisine şunu söyledim: 'Sizdeki teröristler tarafımızdan isteniyor, bize ne diyorsunuz 'yargı bağımsızdır, tarafsızdır' diyorsunuz. Biz şu anda bağımsız ve tarafsız yargımıza güveniyoruz, verin yargılansın.' Önce vermediler, sonra nasıl olduysa verdiler ve yargı görevini yaptı, tutukladı. Şu anda yüzlerce, binlerce terörist Almanya'da terör estiriyor.
Düşünebiliyor musunuz benim Adalet Bakanım, hem resmi görüşmesini yapacak, hem de oradaki vatandaşlarımıza şu kampanyayı anlatacak, orası diyor 'otomobil parkına uygun değildir onun için müsaade edemeyiz' ve Adalet Bakanımızı konuşturtmuyorlar, Ekonomi Bakanımızı konuşturtmuyorlar. Ben video konferansla oradaki bir meydan mitingine katılacağım, anında, dünyada görülmemiş ya, iki saatte Anayasa Mahkemesi karar alıyor ve benim orada konuşma yapmamı, video konferansla, engelliyor. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve Cemil Bayık orada konuşmasını yapıyor. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan bunların yargılanması gerekir. Olay bu kadar açık ortadadır.
"Niye bu işi bu kadar köpürtüyorsunuz?" gibi söylemler var. Durun bakalım, daha işin başındayız. Daha çok uluslarası toplantılarda sizin bütün bu yaptıklarınızı tek tek meydana dökeceğiz.
Şimdi de Venedik Komisyonu Raporu'ndan bahsediyorlar. Bu Venedik Komisyonu Raporu dediğiniz ne biliyor musunuz? Sadece Avrupa Konseyi'nin bir teknik heyeti bu, grubu, oradan verdiği verdiği bilgiyi alıyor o kadar. Yani bunların bir kıymeti harbiyesi yok. İstediğin kadar rapor yaz, senin raporlarını biz tanımıyoruz, bunu bil.
Kim, niçin karşı çıkar, bilmiyorum. Çocuklara mı bırakacağız parlamentoyu diyorlar. Kendi gençliğine güvenmeyen zihniyet. Ama o gençleri 14 yaşındaki genci Kandil'e götürürken ona güveniyorsun?

YEŞİLAY ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, eşi Esra Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile Yeşilay Genel Başkanı Mücahit Öztürk katıldı.


Başbakan Yıldırım, 'siyaset' dalında verilen ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.

'da Org. 'ın götürüldüğü anın fotoğrafları ortaya çıktı

15 Temmuz'da Org. Akar'ın götürüldüğü anın fotoğrafları ortaya çıktı

FETÖ'nün oarbe girişiminin ana davasının 2581 sayfalık iddianamesi tamamlandı. İddianamede Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi ile kuvvet komutanları davacı olarak yer aldı. Ayrıca o gece Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın ciler tarafından Akıncı Üssü'ne götürüldüğü ana ilişkin fotoğraf da iddianamede yer aldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, girişimi sırasında Genelkurmay'ın basılıp Orgeneral Hulusi başta olmak üzere çok sayıda üst düzey askerin rehin alınarak Akıncılar Hava Üssü'ne götürülmesine ilişkin sürdürdüğü soruşturmayı tamamladı.

AKAR'IN GÖTÜRÜLME ANI...

Hazırlanan iddianamede, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndan çıkarılarak Akıncı Üssü'ne böyle götürüldüğü fotoğraflar da yer aldı.

Cumhuriyet tarihinin en kritik gecesinden çarpıcı kareler

YAŞAR GÜLER'İN GÖTÜRÜLME ANI DA

Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in kaçırılma görüntüleri de iddianamede yer aldı. Güler kaçırılma anını şöyle savcılık ifadesinde şöyle anlatmıştı: "15 Temmuz 2016 saat 21.25 sıralarında makam odamda yalnız başıma çalışmaktaydım. Kapı çalındı. Girmesini söyledim. Birden bir patırtıyla 'Yere yat yere yat' sesleri yükseldi. Odamda yaklaşık eğitim kıyafetli silahlı, silahların hepsi üzerime çevrilmiş 10 personeli gördüm. İçlerinden biri tekrar 'Yere yat' şeklinde bağırdı. Ben de 'Siz kimsiniz' diye sordum. Tekrar 'Yere yat' diyerek üzerime saldırdılar. Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü. Bunun üzerine daha büyük bir öfkeyle üzerime çullandılar. Yüzükoyun yere yatırdılar, içlerinde bir tanesi kafama ayağıyla bastırdı. Ayaklarımı ve kollarımı ayırıp çekiyorlar. Ellerimi arkadan bağladılar. İlk başta ağzımı bantladılar.

"EMİR ASTSUBAYIM YÖNETİYORDU"

O vaziyetteyken sivil biri sırıtarak omzuma vurdu. 'Komutanım merak etmeyin bir tatbikat' diye alaycı ifadelerle konuşunca baktım benim emir subayım Mehmet Akkurt'tu. Ekibin yöneticisi olduğunu anladım. Kafama yüzümü kapatacak şekilde bere geçirdiler. Bu şekilde zorla beni kaldırdılar. Ben bu yapılanlara karşı direniyordum. Beni yerde sürükleyerek koridora çıkardılar." Hürriyet

törenle ibadete açıldı

Ömer Öztürk Camisi törenle ibadete açıldı

’da cami açılışına katılan “15 Temmuz, bu milletin kazanımlarına, değerlerine, inançlarına sahip çıkmak için ne denli azimli olduğunu gösterdi” dedi

Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) 50. Dönem Genel Başkanı Ömer Öztürk adına 'da yaptırılan, kesme taş ve mermer işçiliğiyle 16. yüzyıl Osmanlı mimarisini yansıtan , cuma namazı ile ibadete açıldı. Caminin açılışı dolayısıyla düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cami yapımında emeği geçenlere teşekkür mesajı okundu.
Caminin açılışına katılan (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) Yönetim Kurulu Üyesi konuşmasında emeği geçenlere teşekkür etti. "Camilerin kapatıldığı, satıldığı, ahır yapıldığı günlerden idari protokolüyle, milletvekilleriyle, belediye başkanıyla cami açtığımız günlere geldik" diyen Erdoğan "Bu kazanımlarımızı kaybetmemek için hem fiili hem kalbi dua etmek durumundayız. İşte 15 Temmuz, bu milletin bu kazanımlarına, değerlerine, inançlarına sahip çıkmak için ne denli azimli olduğunu gösterdi" şeklinde konuştu. İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz'ın yaptırdığı duanın ardından Bilal Erdoğan, AK Parti Genel Başkan wYardımcısı Erol Kaya ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci'nin de aralarında bulunduğu protokol üyeleri tarafından kurdele kesilerek caminin açılışı yapıldı.


Bilal Erdoğan, MTTB 50. Dönem Başkanı Ömer Öztürk adına yaptırılan caminin açılışında konuştu.

Ömer Coşkun'un kızından çarpıcı açıklama

Ömer Coşkun'un kızından çarpıcı açıklama

Uydu üzerinden yayın yaptığı televizyon kanallarında birçok hastalığa iyi geldiğini iddia ettiği bitkisel ilaçları satmasıyla tanınan ve dün böbrek yetmezliğinden 47 yaşında yaşamını yitiren Dr. Ömer Coşkun’un cenazesi, Adana’da toprağa verildi.

Dr. Ömer Coşkun, bir süredir böbrek yetmezliği nedeniyle ABD'de tedavi görüyordu. Dün Türkiye'ye gelen Dr. Coşkun, rahatsızlanınca kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Bu sabah memleketi Adana'ya getirilen Dr. Coşkun'un cenazesi, yakınlarının katıldığı törenle Kabasakal Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Dr. Coşkun'un doçentliği yabancı dil evraklarında sahtecilik gerekçesiyle elinden alınmıştı. Dr. Coşkun, Adana Tabip Odası'ndan da ceza alınca istifa etmişti.

KIZI KONUŞTU

Cenaze töreninde Dr. Ömer Coşkun'un yakınları güçlükle ayakta durabildi. Ömer Coşkun'un Kızı Fatmanur Coşkun, babasının 5 ay önce Amerika'ya kızı Sümeyra Coşkun'u ziyaret etmek için gittiğini ve orada rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını, hastanede de alerjisi olan bir antibiyotiğin verildiğini bu sebeple çoklu organ yetmezliği yaşadığı, en son İstanbul'da ameliyattan sonra hayatını kaybettiğini söyledi.

'de bazı yollar ulaşıma kapatıldı!

Tunceli'de bazı yollar ulaşıma kapatıldı!

merkezi ile Pülümür, Çemişgezek, Ovacık ve Hozat ilçelerinde bazı tali yolların ikinci duyuruya kadar araç trafiğine kapatıldığı bildirildi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması, il genelindeki huzur ve güven ortamının devamı ve vatandaşların terör eylemlerinden korunması amacıyla ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbirin alındığı belirtildi.

Açıklamada, bu kapsamda kent merkezi ile Pülümür, Çemişgezek, Ovacık ve Hozat ilçelerine bağlı bazı köy ve mahallelerdeki tali yolların ikinci duyuruya kadar araç trafiğine kapatıldığı kaydedildi.

Güvenlik güçlerinin hiçbir engellemesi yok

Güvenlik güçlerinin hiçbir engellemesi yok

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Malatya'da 'Gençlerin Gözüyle Yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu'nun açılışında konuştu. Bozdağ şunları söyledi: "Türkiye'nin hiçbir yerinde halk oylaması sürecinde bu oylamanın aleyhine çalışan, propaganda yapanlara devletin, hukuku uygulayanların, idarede bulunanların, güvenlik güçlerinin bir engellemesi yoktur. Kim aksini söylüyorsa bunu bize ifade etsin biz de onun gereğini yapalım."

FETÖ'cü Emniyet Müdürü Yunanistan'a kaçarken yakalandı

FETÖ'cü Emniyet Müdürü Yunanistan'a kaçarken yakalandı

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen eski Emniyet Müdürü M.S.Ç., Yunanistan'a kaçmak isterken Edirne'nin Keşan İlçesi'nde polis tarafından yakalandı. M.S.Ç.'nin kaçışına kılavuzluk yapan Y.A. da gözaltına alındı.

Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevliyken 15 Temmuz darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen 3'üncü sınıf Emniyet Müdürü M.S.Ç.'nin yasadışı yollardan Yunanistan'a kaçacağını belirledi. Polis, M.S.Ç.'nin İstanbul'dan bindiği ve FETÖ üyelerini yasadışı yollardan yurtdışına kaçırdığı gerekçesiyle hakkında arama kararı bulunan Y.A.'nın kullandığı otomobili takibe aldı. Sınır kesimlerinde önlem alan polis, M.S.Ç.'nin içinde bulunduğu otomobili Keşan İlçesi'nde durdurdu. M.S.Ç. ile otomobili kullanan Y.A., gözaltına alınarak sorgulanmak üzere Edirne İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye çıkarıldı. Savcılıktan mahkemeye sevk edilen eski Emniyet Müdürü M.S.Ç. ile ona kılavuzluk yapan Y.A. tutuklandı.

Bu haber 148192 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
FETÖ'nün dev emniyet arşivi çözüldü! 'Garson' soruları tek tek yanıtladı: Gülen'i sürekli bilgilendirmişler
FETÖ'nün dev emniyet arşivi çözüldü! 'Garson' soruları tek...
FETÖ'nün dev emniyet arşivi çözüldü! 'Garson' soruları tek tek yanıtladı: Gülen'i sürekli bilgilendirmişler
FETÖ'nün dev emniyet arşivi çözüldü! 'Garson' soruları tek...