Giriş Tarihi: 30.09.2017 012:33 Güncelleme Tarihi: 30.09.2017 13:52 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, "Halk, gıda güvenliği olan tüketim istiyor. Bu bağlamda halkın isteğine ayak uydurmak zorundayız. İnanıyorum ki kısa sürede organik gübre ve organik tarım Türkiye'de önemli bir yer tutacaktır." dedi."Organik Tarım Kısa Sürede Türkiye'de Önemli Yer Tutacak"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba:"Kimyasal gübre, toprağa ve yer altı su kaynaklarına zarar veriyor. Organik gübre kullanımıyla bunun önüne geçilebilir""Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak organik gübre üreten arkadaşlarımızı destekliyoruz. Kendimiz de üretiyoruz. TİGEM çiftliklerinde üretimimiz var. Çok kısa sürede organik gübre üretiminin çok daha fazla artacağını düşünüyorum""Halk, gıda güvenliği olan tüketim istiyor. Bu bağlamda halkın isteğine ayak uydurmak zorundayız. İnanıyorum ki kısa sürede organik gübre ve organik tarım Türkiye'de önemli bir yer tutacaktır"Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba: Organik tarım kısa sürede Türkiye'de önemli yer tutacak

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, "Halk, gıda güvenliği olan tüketim istiyor. Bu bağlamda halkın isteğine ayak uydurmak zorundayız. İnanıyorum ki kısa sürede organik gübre ve organik tarım Türkiye'de önemli bir yer tutacaktır." dedi.
Fakıbaba, AA muhabirine yaptığı açıklamada, organik gübre ile ilgili bakanlığın ciddi çalışmaları bulunduğunu söyledi.
Organik gübre kullanımının artırılması amacıyla çiftçilerin ve üreticilerin teşvik edilip desteklendiğini aktaran Fakıbaba, toplumun organik ve doğal ürünler konusunda bilinçlendiğini dile getirdi.
"Kimyasal gübre, toprağa ve yer altı su kaynaklarına zarar veriyor. Organik gübre kullanımıyla bunun önüne geçilebilir." diyen Fakıbaba, şöyle devam etti:
"Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak organik gübre üreten arkadaşlarımızı destekliyoruz. Kendimiz de üretiyoruz. TİGEM çiftliklerinde üretimimiz var. Çok kısa sürede organik gübre üretiminin çok daha fazla artacağını düşünüyorum. Halk, gıda güvenliği olan tüketim istiyor. Bu bağlamda halkın isteğine ayak uydurmak zorundayız. İnanıyorum ki kısa sürede organik gübre ve organik tarım Türkiye'de önemli bir yer tutacaktır."
"Doğal ürünler konusunda halkımız daha bilinçli"
Bakan Fakıbaba, halkın sağlıklı ürünler tüketme yönündeki taleplerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak duyarlılık gösterdiklerine işaret ederek, şunları söyledi:
"Doğal ürünlerin tüketilmesi konusunda halkımız artık daha bilinçli. Bir sağlıkçı olarak bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Artık tohum ihraç ediyoruz. Söylendiği gibi 'Tohumumuzu İsrail'den alıyoruz, şuradan alıyoruz, buradan alıyoruz' değil. İthal ettiklerimiz de var ama ihracatımız ithalattan çok daha fazla. Tohum Gen Bankası kapsamında TİGEM'in çalışmaları var. Ciddi araştırmalar yapıyoruz. Tohum Gen Bankamızda ciddi üretimler oluşuyor."
Suriyeli anne kızın katili yakalandı
Ailenin uzaktan akrabası olan şüpheli Ahmad Barakat’ın yakalandığı evde arama başlatıldı

Üsküdar’da, boğazlarından bıçaklanarak öldürülen Suriyeli muhalif aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat’ın katil zanlısı Ahmet Barakat, Asayiş Şube Cinayet Büro ekipleri tarafından kamera görüntülerinden yola çıkılarak Bursa’da yakalandı. Anne kızın akrabası olduğu bildirilen Ahmet Barakat’ın evinde polis arama yapıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nden gelmişti
Orouba Barakat, işkence gören rejim muhalifleri ile röportaj yapmış, belgeseller çekerek dünya kamuoyuna duyurmuştu. Suriye'de iç savaşın ardından İngiltere'ye giden Orouba Barakat, bir dönem Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşadıktan sonra istanbul'a gelmişti. Cinayet bürosu, evde yaptıkları incelemede anne ve kızını önce boğduğunu daha sonra bıçakladığını belirtmişti. Katillerin, cesetlerin kokmasını engellemek amacıyla detarjan kullandığı da öğrenilmişti.
Akrabaları ABD'de öldürülmüştü
Korkunç cinayeti dünyaya Orouba Barakat’ın kız kardeşi Shaaza Barakat duyurmuştu. Shaaza Barakat’ın Mavi Marmara yolcularından olduğu öğrenilirken, Şubat 2015’te Amerika’da katledilen 3 Suriye’linin de Barakat’ın akrabalarından olması dikkat çekti. Shaaza Barakat’ın yeğeni olan Deah Barakat, eşi Yusor Muhammed Ebu Salha ve eşinin kız kardeşi Razan Muhammed Ebu Salha, ABD’de 2015 şubatında silahlı saldırı sonucu katledilmişti. Shaaza Barakat, sosyal medyadan “Bıçaklamışlar... 40 seneden beri suçluları bulur, gazetelere manşet yapar, onları ifş a ederdi. Şimdi o ve kızı Halla’nın ismi manşetlerde... Bunu yapanlar, zulüm sizi bulacak” diyerek duyurmuştu.
Suriyeli aktivist anne ve kızını öldüren katil yakalandı!
Üsküdar'daki evlerinde öldürülen Suriye'nin önde gelen muhalif aktivisti Orouba Barakat ile 22 yaşındaki gazeteci kızı Halla Barakat'ı öldüren zanlı yakalandı.

Üsküdar’da, boğazlarından bıçaklanarak öldürülen Suriyeli muhalif aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat’ın katil zanlısı Ahmet Barakat, Asayiş Şube Cinayet Büro ekipleri tarafından kamera görüntülerinden yola çıkılarak Bursa’da yakalandı. Anne kızın akrabası olduğu bildirilen Ahmet Barakat’ın evinde polis arama yapıyor.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'NDEN GELMİŞTİ
Orouba Barakat, işkence gören rejim muhalifleri ile röportaj yapmış, belgeseller çekerek dünya kamuoyuna duyurmuştu. Suriye'de iç savaşın ardından İngiltere'ye giden Orouba Barakat, bir dönem Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşadıktan sonra İstanbul'a gelmişti. Cinayet bürosu, evde yaptıkları incelemede anne ve kızını önce boğduğunu daha sonra bıçakladığını belirtmişti. Katillerin, cesetlerin kokmasını engellemek amacıyla detarjan kullandığı da öğrenilmişti.
AKRABALARI ABD'DE ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
Korkunç cinayeti dünyaya Orouba Barakat’ın kız kardeşi Shaaza Barakat duyurmuştu. Shaaza Barakat’ın Mavi Marmara yolcularından olduğu öğrenilirken, Şubat 2015’te Amerika’da katledilen 3 Suriye’linin de Barakat’ın akrabalarından olması dikkat çekti. Shaaza Barakat’ın yeğeni olan Deah Barakat, eşi Yusor Muhammed Ebu Salha ve eşinin kız kardeşi Razan Muhammed Ebu Salha, ABD’de 2015 şubatında silahlı saldırı sonucu katledilmişti. Shaaza Barakat, sosyal medyadan “Bıçaklamışlar... 40 seneden beri suçluları bulur, gazetelere manşet yapar, onları ifş a ederdi. Şimdi o ve kızı Halla’nın ismi manşetlerde... Bunu yapanlar, zulüm sizi bulacak” diyerek duyurmuştu.
Siyah altından yılda on binlerce lira kazanıyor!
Kahramanmaraşlı Harun Sular, kendi kurduğu işletmesinde 30 milyon solucanla, yılda 350 ton organik gübre üretip 60 bin lira kazanıyor.

Kahramanmaraşlı girişimci, 30 milyon solucanla yılda yaklaşık 180 ton organik gübre üreterek 60 bin lira gelir elde ediyor.
Dulkadiroğlu ilçesi Dereköy Mahallesi'nde bin metrekare alana kurduğu tesisinde "siyah altın" olarak adlandırılan organik gübre üretimine 2 ton solucanla başlayan Harun Sular, 1 yılda 30 milyon solucana ulaştı.
Organik gübreye özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki üreticilerin yoğun ilgi gösterdiğini belirten Sular, organik gübrelerin başında bulunan solucan gübresinin, hem toprağın hem de elde edilen ürünün kalitesini arttırdığını söyledi.
Yılda ortalama 60 bin lira kazanan Harun Sular, gübrenin kilosunun 2 lira olduğunu ve gübreleri hem şehir içi hem de şehir dışına gönderdiğini belirtti. Sular, "Tesisimizi kurduk yaklaşık 2 milyon solucanla başladık. Fikir gayri ihtiyari başladı, arkadaşımız küçük bir alım yapmış, ben de gittim yerine baktım. Hoşuma gitti araştırmaya başladım ve 3 gün içinde karar verip 5 gün için de tesisimizi kurduk. 2 milyon solucanla başladım, şu anda 30 milyon solucanımız var. 30 milyon solucanla aylık 15 ton organik gübre üretiyoruz. Bu gübre yüzde 40 daha verim sağlıyor. Topraktaki dayanıklılık oranı bitkinin daha dayanıklı hale gelmesini sağlıyor. Solucanlarımızın yaşama ortamını daha güzel sağlarsak, ortalama 25 derece içerinin sıcaklığını sağlarsak, yılda 16 kat daha gübre veriyor" dedi.
Milli Takım aday kadrosu açıklandı
Milli Takım'ın 2018 Dünya Kupası elemeleri'nde karşılaşacağı İzlanda ve Finlandiya maçlarının aday kadrosu açıklandı.

A Milli Takımımızın 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu'nda 6 Ekim'de Eskişehir'de İzlanda ve 9 Ekim'de deplasmanda Finlandiya ile oynayacağı karşılaşmaların aday kadrosu açıklandı. Sabri Sarıoğlu uzun bir aradan sonra kadroya çağrıldı. Öte yandan Galatasaray'da sakatlığı nedeniyle Milli Takım'dan affı istenen Tolga Ciğerci de aday kadroda yer aldı.
A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu tarafından belirlenen kadroda şu isimler yer alıyor:
Etnik kimlik, İslâmi kimliğin önüne geçmemeli
Kaplan, "Etnik kimlik, İslâmi kimliğin önüne geçti. Bizim daha fazla parçalanmaya değil, bütün yapay sınırları zihnen ve fiilen parçalamaya ihtiyacımız var"dedi
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü'nün düzenlediği "Yusuf Kaplan ile Fikir Atölyesi" programı, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleşti. Kaplan, programda Müslümanların birleşmesi gerektiğine ve Müslüman şehirlerin inşa edilmesini gerektiren sebeplere değindi.
İSLÂM DÜNYASININ BİRLEŞMEYE İHTİYACI VAR
Müslümanların birlik içinde olmaları gerektiğini söyleyen Kaplan, "30 senedir yaşadığımız ırkçılık tavan yapmış durumda. Etnik kimlik, İslâmi kimliğin önüne geçti. Bizim daha fazla parçalanmaya değil, bütün yapay sınırları zihnen ve fiilen parçalamaya ihtiyacımız var. Daha fazla parçalanmaya değil toparlanmaya, bütünleşmeye, emperyalistlerin zihnen ve fiilen işgal ettikleri coğrafyamızı ve zihinlerimizi İslâmileştirmeye ihtiyacımız var. Yaşadığımız sorunu çok iyi tespit etmemiz lâzım. Biz bir şey yapacaksak, ülkenin veya bölgenin geleceğiyle ilgili sorunun ne olduğunu tespit ederek hareket geçmemiz lâzım. Müslümanların, etnik kimliklerini İslâmî kimliğin önüne geçirmeleri kendi ayaklarına kurşun sıkmaları anlamına gelen büyük bir felâkettir" şeklinde konuştu.
MÜSLÜMANCA ŞEHİRLER KURALIM
Müslümanca şehirlerin kurulması gerektiğini belirten Kaplan, "Müslüman şehirler yok artık. Müslüman şehir, Hz. Peygamber'dir. İstanbul’a kadar İslâm medeniyetinin bütün kurucu ve koruyucu şehirleri, henüz anlaşılamamış ve yeniden keşfedilerek insanlığa sunulmayı bekleyen muazzam örneklerle doludur. İçinde yaşadığımız çağı tanımlamamız lazım. İslâm dünyasının halkları, 'yeniden Müslüman Zihni’ne ve Müslümanca Yaşama Zeminine nasıl ulaşabiliriz' hayatî sorusunun izini sürmek yerine, başka soruların izini sürerlerse, felâkete sürüklenmekten başka bir şey yapmış olamazlar. Müslüman zihni ve Müslümanca yaşama zemini tesis edildiğinde, sadece İslâm dünyası değil, dünya da Sulh Yurdu’na dönüşecektir. Farklı dinlerin, kültürlerin, felsefelerin, mezheplerin, ırkların bütün farklılıklarını koruyarak yaşayabildikleri bir dünyayı yalnızca Müslümanlar armağan edebilmiştir insanlığa" ifadelerine yer verdi.
Ateşbaz etkinliklerinde gastro şov
“Ateşbâz-ı Velî Aşçı Dede Mutfak Kültürü Günleri” birbirinden güzel etkinlik ve şovlarla devam ediyor.
Etkinliklerin ikinci gününde et profesörü olarak bilinen Cüneyt Asan ve diğer ünlü yemek şeflerinin gastro şovları büyük beğeni topladı. Ayrıca Meram Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Bayat Ekmek Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri verildi.
“Ateşbâz-ı Velî Aşçı Dede Mutfak Kültürü Günleri” Meram Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve Anadolu Halk Mutfağı Derneği’nin katılımcılığında düzenleniyor. Etkinliklerin ikinci gününde Tantavi Ambarında düzenlenen et profesörü olarak bilinen Cüneyt Asan ve diğer ünlü yemek şeflerinin gastro şovları büyük beğeni topladı. Programa Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Gümüşhane Özkürtün Belediye Başkanı Aynur Zorlu Kaya, Ankara Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy, Eskişehir Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Akgün, Anadolu Halk Mutfağı Derneği Başkanı Adnan Şahin ve çok sayıda yerli ve yabancı davetli katıldı.
Programda ilk olarak Meram Belediyesi tarafından geçen hafta düzenlenen ‘Bayat Ekmek Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri verildi.
“BAYAT EKMEK YARIŞMASIYLA İSRAFA DİKKAT ÇEKTİK”
Geçen hafta ekmek israfı konusunda farkındalık oluşturmak için ‘Bayat Ekmekten Yemek’ yarışması düzenlediklerini hatırlatan Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, “Ülke geneline baktığımızda günlük 6 milyon ekmeğin israf edildiği biliniyor. Bu da ülke ekonomisi açısından 1.5 milyar TL’lik bir kayıp demek. Bu konuya dikkat çekmek için bu yarışmayı gerçekleştirmiştik. Ekmek israfının önlenmesi noktasında hepimize büyük görevler düşüyor” dedi.
CÜNEYT ASAN’DAN KONYA’YA ÖVGÜ
Et profesörü olarak bilinen Cüneyt Asan da, “Geçen sene de buradaydık ama organizasyon her yıl daha da güzelleşiyor. Etkinlikler her yönüyle muhteşem. Antepli olmamama rağmen bugüne kadar beni herkes oralı bilirdi. Çünkü her yerde Antep’i anlatırdım. Ülkenin rol modeliydi. Şimdi buradan döndükten sonra artık Konyalı diyecekler bana. Her yerde Konya’yı anlatacağım. Konya’ya gelip, buradaki güzel insanları görmeden Konya hakkında olumsuz fikirde bulunmamalarını söyleyeceğim. Bu duyguları edinmemizde en önemli sebep Başkan Fatma Toru’dur. İki gündür etkinlikler hiç aksama olmadan su gibi akıp gitti. Konya’yı çok seviyorum ve bundan sonra daha fazla burayı tanıtmaya çalışacağım” diye konuştu.
Misafir belediye başkanları da güzel bir organizasyona imza attığı için Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’ya teşekkür ettiler.
Programa katılan Türk mutfağının ünlü şefleri de, gelinen nokta itibariyle mutfağımızın dünya mutfakları arasında ön plana çıktığına dikkat çektiler.
Ünlü Türk mutfak şefi Cüneyt Asan ve diğer ünlü yemek şeflerinin gastro şovları büyük beğeniyle izlendi.
Çin, şimdi de Kur'an'a dil uzattı!
Adı sık sık Uygur Müslüman Bölgesi'ne yaptığı baskılar ile anılan Çin'in son uygulaması bardağı taşırdı.

Asya'nın ve dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri olan Çin Halk Cumhuriyeti, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Müslümanlar üzerinde yaptığı dini baskılar ile dünyanın tepkisini sık sık üzerine çekiyor. Fakat yeni aldıkları bir karar artık bardağı taşırmış görünüyor. Çin'e göre Kur'an-ı Kerim artık (haşa) terörizm simgesi.
Uygur Bölgesi'nde yeni bir kararname yayınlayan Çin Hükümeti, Müslümanların elindeki tesbih ve Kur'an-ı Kerim'lerin artık 'terörizm simgesi' sayılacağını duyurdu. Çin, bölge Müslümanlarından ellerindeki tüm İslam ile ilgili materyalleri teslim etmesini istiyor.
Bölgede yaşayan Kazak asıllı bir Müslüman, Radio Free Asia'ya geçtiğimiz gün verdiği demeçte dünya Müslümanlarından yardım istediğini, çünkü bölgedeki her Müslümanın evinde tesbih ve Kur'an-ı Kerim dahil olmak üzere dini simgeler barındırdığını ve tutuklanacaklarını belirtti.
NY Post'un haberine göre Uygur Bölgesi'ndeki uygulamanın benzerinin Çin'in Kaşgar, Hotan gibi bölgelerinde de yapıldığına dair raporlar geliyor. Bölgelerdeki Müslümanlardan ellerindeki dini sembolleri teslim etmeleri, aksi halde sert yaptırımlar olacağına dair bilgiler paylaşıldı.
Türkiye'nin ilk milli hava füzeleri!
TÜBİTAK'ın geliştirme çalışmalarına devam ettiği GÖKTUĞ füze ailesi ile Bozdoğan füzeleri ilk yerli tasarım füzeler olma özelliği taşıyor.

Halen Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan AIM-120 AMRAAM ve AIM-9X Sidewinder füzesinin yerini alacak proje oldukça ileri bir gelişim düzeyine ulaştı. Uzun menzilli ve radar güdümlü olarak tasarlanan füze çoklu algılama ve güdüm sistemine sahip olacak ve bazı özellikleri ile sınıfında Dünyanın en iyilerinden biri olacaktır. Halen çok fonksiyonlu arayıcı başlığı geliştirme aşamasındadır.
2019 sonunda kabul testlerini bitirilmesi hedeflenen Göktuğ füzesinin Varyant-2 (Gökdoğan / Peregrine) füze modeli kullanıma alınacak ve F-16’lardaki “AIM-9X Sidewinder” füzesinin yerini alacak. Uzun menzilli olan Varyant-1 (Bozdoğan / Merlin) füzesi ise yerli savaş uçağı TF-X ile birlikte kullanıma sunulacak.
Füzelerin genel özellikleri
Göktuğ Bozdoğan / Merlin Uzun Menzilli RF Güdümlü Hava-Hava Füzesi
Halen Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan AIM-120 AMRAAM füzesinin yerini alacak proje oldukça ileri bir gelişim düzeyine ulaşmıştır. Uzun menzilli ve radar güdümlü olarak tasarlanan füze çoklu algılama ve güdüm sistemine sahip olacak ve bazı özellikleri ile sınıfında Dünyanın en iyilerinden biri olacaktır. Halen çok fonksiyonlu arayıcı başlığı geliştirme aşamasındadır.
Gökdoğan / Peregrine Kısa/Orta Menzilli IIR Güdümlü Hava-Hava Füzesi
Gödoğan / Peregrine füzesi, Türk Hava Kuvvetlerinin halen kullanımında olan kızılötesi güdümlü AIM-9 Sidewinder füzesinin yerini alacak, kısa/orta menzilli bir hava-hava füzesidir. Füze IRIS-T gövde yapısını kullanan, Hisar-A ve Hisar-O da kullanılan Aselsan IIR arayıcı başlığını kullanacaktır. Füzenin envantere girmesi, Hisar programı tarafından Aselsan tarafından geliştirilmekte olan IIR başlığın tamamlanmasının ardından çok kısa bir sürede gerçekleşebilecek durumdadır.
Lösemi Hastalarının Yaşam Süresi, Sağlıklı İnsanlarla Aynı!
LLMBİR Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami K. Toprak son yıllarda kan kanserlerinin tanı ve tedavisinde yaşanan olumlu gelişmelerin umut verici olduğunu belirtti.

Dünya KML (Kronik Miyelositer Lösemi) Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada Doç Dr Toprak, erişkinlerde sık rastlanan lösemi tiplerinden birisi olan KML’nin tedavisinde sevindirici gelişmelerin olduğunu söyledi: “Ağustos’ta Leukemia dergisinde yayımlanan ve 2002-2012 arasında yaklaşık 1600 KML hastası üzerinde yapılan bir bilimsel araştırmaya göre hastalarda 10 yıllık sağ kalımın yüzde 90’ın üzerinde olduğu kaydedildi. Bu çok önemli bir gelişme. Daha 20 yıl önce KML hastaları ölümcül vaka olarak görülürken, bugün hastalarımızın yaşam süresi sağlıklı insanlarla aynı seviyeye ulaştı.” Bu müthiş sonuçları olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında yine tanıdık bir düşman saptanmış: Sigara! Sigara içmek KML’de sağ kalımı belirgin olarak azaltıyor.
Yavaş seyirli kanser türleri arasında yer alan KML, yetişkinlerde görülen lösemilerin yaklaşık yüzde 10’unundan fazlasını oluşturuyor. Hastaların yüzde 50’si; başka bir rahatsızlık nedeniyle ya da rutin yaptırdıkları kan testinde lökosit sayılarının anormal çıkmasıyla tespit ediliyor. Doç. Dr. Toprak, ayrıca hastalığın aşırı yorgunluk, dalak büyümesi ve kemik ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkabildiğini belirtti.
KML Tedavisinde Artık İlaçsız İyilik Dönemine Çok Yaklaştık
Yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde uzun süredir neredeyse yaşam boyunca sadece bir hapla tedavi edilebilen hastalıkla ilgili son iki yılda pek çok yüz güldüren makale yayımlandı. Geniş hasta katılımlı beş büyük çalışmanın sonucunda, KML hastalarının yüzde 40 ile 60’ında ilacı kesmenin mümkün olduğu gösterildi. İlk tedaviden sonra uygun zamanda ilacın kesilmesinin ardından hastaların neredeyse %50’sinin 1-2 yıl boyunca hayatlarına sorunsuz devam edebildiklerini dile getiren Doç. Dr. Toprak şunları ekledi: “KML tedavisinde kullanılan ilaçlar başta kalp damar problemleri olmak üzere karaciğer, akciğer ve metabolik rahatsızlıklara neden oluyor. Diğer taraftan, ilaç maliyetleri ülke sağlık sistemleri açısından çok büyük bir yük. Hastaların ilaç kullanmadan yaşamlarını sürdürebilmeleri her iki bakımdan da çok olumlu bir gelişme.”
Peki ya ilaçsız dönem ardından hastalığı tekrar edenler? Doç. Dr. Toprak; geçen Temmuz’da Fransa’da sonuçları açıklanan bir araştırmaya göre ilaç kullanmadığı süreçte KML’nin geri geldiği yüzde 40 ile 60 oranındaki hastaların da ilaca yeniden başladıktan sonra tedavi edilebildiklerini belirtti. Üstelik tedavi sonunda ilacı yeniden, ikinci defa kesmek mümkün. Son yayımlanan makaleleri değerlendiren Doç. Dr. Toprak’a göre bilim dünyası KML hastalığında ilaçsız tedavi dönemine artık çok yaklaştı. Bununla birlikte Dr Toprak, hastaların doktor kontrolü ya da herhangi bir klinik çalışma kapsamında olmadan, kendi kendilerine aldıkları ilacı kesmeleri ya da doz azaltmalarının çok yanlış olacağını, bu durumun hayati kötü sonuçlar doğuracağını da özellikle vurguladı.
KML’nin 9 ile 22. kromozomların birer parçasının karşılıklı yer değiştirmesi sonucu ortaya çıktığını dile getiren Doç. Dr. Toprak bu kromozomların takvimdeki yerini sembolize eden 22 Eylül tarihinin Dünya KML Farkındalık Günü olarak ilan edildiğini sözlerine ekledi. LLMBİR Derneği bu özel tarihte her yıl Ankara’da hasta ve hasta yakınlarını bilgilendirme toplantıları düzenliyor.
Arakanlı Müslümanlar, yardımlarınızı bekliyor!
Yüzlerce yıldır baskı altında sürdürülen bir yaşam, her geçen gün şiddeti artan saldırılar, kayıplar, göçler ve daha niceleri…

Arakanlı Müslümanların, bu ciddi hayatta kalma mücadelelerine ve bölgeden yükselen sessiz yardım çığlıklarına kayıtsız kalmaksa, mümkün değil.
‘Arakan için bir el de sen ver’ sloganıyla yola çıkan Harem-i Hürrem Ahu Organizasyon, 26 Ekim tarihinde Hürrem Ahu ile dev bir sosyal sorumluluk projesine imza atmaya hazırlanıyor. Tekstil sektörünün öncü markalarının ve birçok sanatçının dahil olacağı organizasyon Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek.
Katılımcıların büyük bir bölümünün belirlendiği ve hala yoğun katılım talebi gören etkinliğe Kızılay Kadın Kolları Başkanı Zerrin Menteşeoğlu da destek veriyor. Tüm gelir ise Kızılay aracılığıyla Arakan’a iletilecek.
Özel stantlar, sektörün öncü isimleriyle söyleşiler, Niran Ünsal, Aslı Hünel, Lara, İpek Acar, Sevda Türküsev ve Umut Akyürek gibi sanatçıların ve yazarların da destek olduğu ‘Arakan için bir el de sen ver’ projesi için geri sayım başladı.
Unutmayın, katılımınız sizden çok uzaklarda yaşayan bir kişinin hayatta kalma mücadelesi için büyük bir umut niteliğinde. Mutlaka takvimlerinize ekleyin.
Etkinlik, 26 Ekim 2017 Pazar günü, 09:00 – 22:30 saatleri arasında Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecektir
AL Danışmanlık’tan, başarı için kulağa küpe 10 altın öğüt
AL Danışmanlık firması, 10. kuruluş yıldönümünü, dost ve iş dünyasının önde gelen simalarının katıldığı bir davette önceki gün kutladı.

10. yılını kutlayan AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, şunları söyledi:
“Bir araya geldiğim kişi ve kurumların; güçlü yönlerini fark ederek öne çıkarmalarında, güçlü olmayan yönlerini ise güçlendirmelerinde, bir yol arkadaşı, bir rehber, bir danışman olarak katkı sağlıyorum” dedi.
Perakende, gayrimenkul, otomotiv, üretim, hizmet, eğitim sektörlerinde önde gelen markalara danışmanlık yapan, eğitim ve insan kaynakları sistemleri kuran, kurumsallaşma projeleri yürüten Ayşen Laçinel, başarının sırrı için kulağa küpe 10 altın öğüt açıkladı.
Ayşen Laçinel’den başarının sırrı 10 altın kural
1-Sevilerek yapılan iş başarıyı getirir.
2-Başarı da maddi ve manevi takdiri sağlar.
3-Para için iş yapmayacaksın, değer katmak için iş yapacaksın.
4-Başkalarının, senin için veya hedeflerin için söylediği olumsuz sözlere inanmayacaksın. Yine de, eleştirilere açık ol ve anla.
5-Sen, sana söylenen değilsin. Bunu hep bileceksin. Tek ve biriciksin. Değerlisin.
6-Seni tek ve biricik yapan yeteneğini, ilgini fark et.
7-Başarısızlığın en büyük deneyim olduğunu hatırla. Bundan ders al ve hedef koy. Hep, hedeflerin olsun. Başaracağına inanmaktan ve çalışmaktan vazgeçme.
8-Mutlu olmayı, hedeflerin gerçekleştiğinde yaşayacağını sanma. Şimdi varsın ya; varolmanın huzur ve mutluluğunu, şimdiki zamanı fark et.
9-Seni, sevenler, beğenenler, hayranların olacaktır. Elbette bundan memnun ol. Bununla birlikte, hayranların giderse de, senin değerinin değişmediğini bil.
10-Hayat güzeldir, insanlar özel ve değerlidir. Değer verdiğini hissettir. Bazen üzülür, bazen sevinirsin. Aslolan yaşamak ille de yaşamak; kendini, çevreni, dünyayı varoluş amacını aramaktır.
YORUMLAR