Kerkük'te sokağa çıkma yasağı ilan edildi!

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkenin karşı olduğu "bağımsızlık referandumu"nu gerçekleştiriyor. Tartışmalı referandumda oy verme işlemi devam ediyor. Kerkük'te ise gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen Kerkük'te araçların trafiğe çıkması da yasaklandı.
Irak'ın Kerkük kentinde Türkmen ve Arapların boykot ettiği anayasaya aykırı Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) yaptığı tartışmalı referandumun bitmesine çok az bir zaman kala araçların trafiğe çıkması yasaklandı.
Kerkük Polis Müdürlüğü Basın Sorumlusu Afrasyav Kamil, yaptığı açıklamada, kent merkezinde araçla trafiğe çıkılmasının yasaklandığını ifade etti.
Irak'tan flaş açıklama! 'Türk ordusu ile sınırda...'
Irak'tan yapılan açıklamada, Türk ordusu ile sınırda ortak manevralara başlandığı duyuruldu.

Irak, 'Türk ordusu ile sınırda ortak manevralara' başladığını duyurdu.
TSK ile Irak'tan ortak tatbikat
Irak Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Türkiye ile ortak manevralara başlandığı bildirildi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkenin karşı olduğu "bağımsızlık referandumu"nu gerçekleştirdi. Tartışmalı referandumda oy verme işlemi tamamlandı.
MANEVRALARA BAŞLANDI
Irak Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 8 gündür Silopi-Habur bölgesinde gerçekleştirilen operasyonuna ilişkin olarak "Türkiye ile sınırda ortak manevralara başladık" açıklamasında bulundu.
GENELKURMAY AÇIKLAMA YAPTI
Tarihte Bugün: Yıldırım Beyazıt'ın Haçlı ordusunu bozguna uğrattı
Yıldırım Bayezıt'ın bütün Niğbolu’da Haçlı ordusunu mağlup etti.

Tarihte bugün yaşanan olaylar arasında; Yıldırım Bayezıt'ın bütün Avrupa’yı Niğbolu’da dize getirmesi, İlk İslam Ülkeleri Zirvesi’nin sona ermesi, Celal Bayar’ın intihar girişimi var…
GÜNÜN OLAYI
Yıldırım Bayezit bütün Avrupa’yı Niğbolu’da dize getirdi (1396)
Osmanlı Devletinin giderek büyümesi, batıya doğru hızla ilerlemesi ve Bizans’ın sürekli yardım çağrıları Avrupa Hıristiyan dünyasını harekete geçirdi. Papa’nın çağrısı ile hazırlanan haçlı ordusuna bütün Avrupa ülkeleri en seçkin birliklerini göndererek katıldı. Haçlı ordusu Niğbolu önlerinde 25 Eylül 1396’da Yıldırım Bayezit tarafından bozguna uğratıldı. Bu yenilgi üzerine Haçlılar uzun süre kendilerine gelemediler. Bu tarihten sonra Osmanlı hükümdarları ‘’Sultan-ı İklim-i Rum’’ünvanı ile anılmaya başladılar.
GÜNÜN ÖNEMLİ OLAYLARI
Venedikliler Atina’ya Girdi (1687)
Bir çok Avrupa devletinin desteğindeki Venedik ordusu 25 Eylül 1687’de Atina’ya girdi. Venedikliler ve yanlarındaki Alman askerleri Türklerin hiç dokunmadığı hatta koruduğu eski Yunan eserlerinin bir çoğunu yerle bir ettiler. Atina’yı birkaç günde harabe haline getirdiler. Şehrin ahalisinin büyük bir kısmını Ortodoks hırıstiyan oldukları için sapık olarak nitelendirip kılıçtan geçirdiler. Atina halkı bir süre sonra Osmanlı’dan kendilerini kurtarmalarını talep edeceklerdir.
Rusya’ya Savaş İlan Edilmesi (1853)
Rusya Osmanlı Devleti üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için savaş bahaneleri arıyordu. Osmanlı Devletinin Ortodoks hırıstıyanların haklarını korumadığı gerekçesi ile 1853’te Eflak-Boğdan’ı işgal etti. Rusya’nın savaş için bahane araması ve uzlaşmaz tutumları sonunda Osmanlı Devleti 25 Eylül 1853’te kamuoyu desteğinide alarak Rusya’ya savaş ilanına karar verdi.
Sivil İtfaiye Teşkilatının Kuruluşu (1923)
1874 yılında tam donanımlı modern “Askeri İtfaiye” kuruldu ve Macaristan’dan gelen “Kont Szechynı Paşa “ dönemi başladı. 1922 Kont Szechynı Paşa’nın vefatından bir yıl sonra 25 Eylül 1923’de sivilleştirilerek “Belediye İtfaiyeleri” dönemi başladı.
SSCB’nin Boğazlar Konusundaki İstekleri (1939)
SSCB II.Dünya Savaşının hemen başında Moskova’ya giden Türk Dış İşleri Bakanı Şükrü Saracoğlu’na 25 Eylül 1939’da boğazlar konusundaki taleplerini bildirdiler. Bu isteklerden başlıcaları boğazların statüsünün değiştirilmesi ve boğazların ortak savunulması gibi ağır taleplerdi.
İlk İslam Zirvesi Sona Erdi (1969)
Kudüs’teki El Aksa camisinin yakılması üzerine Ürdün Kralı Hüseyin’in çağrısı ile Arap Birliği dışişleri bakanlarının katılımı ile Kahire’de bir Arap Zirvesi toplandı. Konunun Suudi Arabistan’ın önerisi ile yapılacak bir İslam zirvesinde ele alınması istendi. İslam Zirvesi 22-25 Eylül günlerinde Fas’ın Rabat kentinde toplandı. Bu zirvede Türkiye’yi Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil temsil etmiştir.Zirve sonunda İsrail’in Kudüs’ten çıkması ve Kudüs’e eski statüsünün geri verilmesi istendi.
Celal Bayar’ın İntihar Girişimi (1960)
Celal Bayar 26 Eylül 1960 gecesi kaldığı hücresinde kement şekline getirdiği kemerini tam boynuna geçirmişken, nöbetçi teğmen müdahale etti ve son anda kurtarıldı. İddialara göre o gün subayların alay etmelerine ve gülmelerine içerlemişti.
GÜNÜN DİĞER ÖNEMLİ OLAYLARI
1561- Şehzade Bayezid idam edildi.
1911- İtalya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
1930-İsmet Paşa başbakanlıktan istifa etti.
1956- İstanbul’da geniş çaplı istimlak çalışmaları başlatıldı.
1958-Kemer Barajı ve hidroelektrik santrali hizmete açıldı.
1959-SSCB lideri Krusçev ile ABD başkanı Eisenhower Camp-David görüşmelerine başladı.
1974- Bilim adamları, aerosol spreylerin ozon tabakasını tahrip ettiği konusunda uyarıda bulundu.
1982- Türkiye’nin ilk kadın Büyükelçisi Filiz Dinçmen, Amsterdam’da görevine başladı.
2001- Tekel’in Küba ile ortak kurduğu TEKA Puro Fabrikası İstanbul’da açıldı
Kaynak: Dünya Bülteni
Ak Parti'nin acı kaybı... Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel hayatını kaybetti
AK Parti Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Meclis'teki odasında çalışmalarını sürdürürken kalp krizi geçiren Abdulkadir Yüksel, ambulansla Güven Hastanesi'ne kaldırıldı.
Acil ameliyata alınan Yüksel, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
AK Parti'den 26'ncı dönem Gaziantep Milletvekili seçilen Yüksel, 10 yıl Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde belediye başkanlığı yaptı. Geçen yıl da Gaziantep'te geçirdiği trafik kazasında yaralanan Yüksel evli ve 3 çocuk babasıydı.
İş adamı mahkemede itiraf etti! 'FETÖ'ye 2 milyon bağışladım'
Etkin pişmanlıktan yararlanan iş adamı Mahmut Kesici, FETÖ davasında örgüte 2 milyon liraya yakın bağış yaptığını itiraf etti.
Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin davada, eski Bursa Valisi Şahabettin Harput ve bazı iş adamlarının da aralarında yer aldığı 28'i tutuklu 60 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın bugünkü duruşmasına 27 tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Tutuklu sanıklardan eski Vali Harput'un ameliyat geçirdiği bu yüzden duruşmaya katılmadığı öğrenildi.
Etkin pişmanlıktan yararlanan ve tutuklu yargılanmasına devam edilen Mahmut Kesici, kendisiyle ilgili dijital raporlarda emniyetin dikkati çektiği bazı hususları açıklamak istediğini söyledi.
Kesici, cep telefonunun telefon rehberinde Harput ve bazı sanıkların numaralarının bulunduğunu anımsatarak, "Eski vali Harput, Orhangazi Üniversitesinin mütevelli heyetindeyken ben de heyetteydim, o yüzden tanışıyoruz. Ayrıca bana atılan bazı maillerle ilgili de hususlar öne çıkarılmış, mesela Bank Asya'yla ilgili. Muhasebecilerimin attığı maillerde borçlu olduğumuz bankaların bilgileri vardı. Bunların içinde Bank Asya da vardı." diye konuştu.
Kendi isteğiyle etkin pişmanlıktan yararlanmak için başvurduğunu belirten Kesici, şunları kaydetti: "Aleyhimde ifade veren tanıklardan çoğu, aynı davada yargılanan sanıklardır. Onlar etkin pişmanlıktan yararlandığım için iftiraya varan suçlamalar yöneltmişler, ben zaten her şeyi itiraf ettim ve devletimin yanında yer aldığımı gösterdim. Bunların içine ben de insani duygularla girmiştim, bunu da itiraf ettim emniyette. Emniyet benim 116 bin lira bağış yaptığımı tespit edebilmiş Orhangazi Üniversitesine, çok saçma ben 2 milyon liraya yakın bağış yaptım. Bu örgütle ismimin anılmasından dolayı utanıyorum, pişmanım. Biz bu din simsarları tarafından nasıl kandırıldığımızı gördük bu hainlerin teşebbüsünden sonra, ben de bu konuda dersimi aldım. Eğer yardım yapmak istiyorsam devletimin gösterdiği, izin verdiği sosyal yardımlaşma unsurlarıyla yapmak gerektiğini anladım."
Kesici etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp tahliye olmak istediğini aktararak, "Ben bir hata edip bu yapıya girdim, pişmanım. Ben bu darbe teşebbüsünde bulunan soysuz hainlerle anılmaktan utanç duyuyorum. Benim gidecek başka bir yerim yok, bu devlet benim devletim, bu ülke benim ülkem başka bir ülkem yok." dedi. Kesici'nin avukatı da tahliyesini talep etti.
Anadolu'nun gönül dağı Neşet Ertaş vefatının 5 yılında anılıyor
"Bozkırın Tezenesi" olarak anılan, Türk halk müziğinin en önemli isimlerinden halk ozanı Neşet Ertaş, vefatının 5. yılında anılıyor.

Bozlak türkülerini feryat olarak nitelendiren Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesi, Abdallar (Kırtıllar) köyünde dünyaya geldi. Müzik hayatına kendisi gibi saz üstadı babası Muharrem Ertaş sayesinde başlayan sanatçının ilk çalgısı ise annesi Döne Hanımın çamaşır tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlama oldu.
Ertaş, müzisyen bir babanın oğlu olması sebebiyle çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrendi. Okula gidemeyen Neşet Ertaş, okumayı da abisi Necati Ertaş'dan öğrendi.
Çocuk yaşlarında babasıyla yörenin eğlencelerinde saz çalıp türküler söylemeye başlayan "saz üstadı", Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat gibi birçok yeri gezdi.
TÜRKÜLERİNDE ANAOLU İNSANINI ELE ALDI
Babasıyla aynı ruhun insanı olduğunu belirten Ertaş, 14 yaşındayken İstanbul'a geldi ve babasının yazdığı "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adlı türküyle ilk plağını çıkardı. İstanbul Şen Çalar Plak'tan 1957'de çıkan bu çalışmasıyla halk tarafından çok beğenilen Ertaş, geniş kitlelere ulaşmayı başararak, tüm Anadolu'da dinlenen bir halk ozanı haline geldi.
"Türkülerin Babası", "Anadolu Efsanesi" ve "Abdal Müzisyen" gibi lakaplarıyla da bilinen sanatçı, İstanbul'da iki yıl yaptığı plak, kaset ve konser çalışmalarının ardından Ankara'ya yerleşti ve sanat hayatına burada devam etti. Ankara Radyosu'nda "mahalli sanatçı" unvanıyla programlar da yapan Ertaş, Ankara'da çalıştığı bir gazinoda Leyla Hanım'la tanışıp evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu.
Eşinden, 7 yıl sonra 1970'de ayrılan Ertaş, yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle enstrüman çalamaz hale geldi ve kardeşinin daveti üzerine tedavisi için Almanya'ya yerleşti. Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya'da ikamet etti.
Türkiye'de çıkarmış olduğu plaklar, yaptığı radyo programları, konserler ve düğün performansları sayesinde büyük bir üne sahip olan Neşet Ertaş, Almanya'daki birinci kuşak Türk göçmenlerin de gönlünü kazandı.
Gelenekten gelen türküleri kendi üslubuyla icra eden Ertaş, 2000'de İstanbul'da verdiği konserle sevenlerinin karşısına yıllar sonra yeniden çıktı.
DEVLET SANATÇILIĞINI KABUL ETMEDİ
Ertaş, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını ise "Herkes bu devletin sanatçısı" diyerek kabul etmedi. Abdallık kültürünün son efsanesi olarak bilinen Ertaş, hayatta olduğu dönemde "Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi" kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığınca "Yaşayan İnsan Hazinesi" ilan edildi.
Naim Süleymanoğlu komada!
Halterci Naim Süleymanoğlu, karaciğer yetmezliği sebebiyle yoğun bakıma alındı.

Rekorların adamı bitkisel hayata girdi. Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu haltercimiz Naim Süleymanoğlu karaciğer yetmezliğinden ölümle pençeleşiyor. Bakırköy Sadi Konuk hastanesinde yoğum bakıma alınan Naim Süleymanoğlu karaciğer nakli olmazsa hayatını kaybedebilir.
KARACİĞER NAKLİ ŞART
Naim Süleymanoğlu'nun yakın arkadaşı ve kişisel doktoru olan doktor Adnan Bağrıaçık'ın ulke.com.tr'ye verdiği bilgilere göre Naim Süleymanoğlu eğer karaciğer nakli olmazsa günleri sayılı.
Bağrıaçık, ''Naim Süleymanoğlu'nda karaciğer yetmezliği var. Kısa süre içinde acilen bir nakil merkezinde tedavi altına alınıp, karaciğer nakli olmazsa hayatını kaybedebilir. Sinan Şamil Sam süreci gibi bir süreç yaşıyoruz. Zaman çok kısıtlı. Naim Süleymanoğlu bu ülkeye sayısız madalyalar kazandırmış, sayısız rekorlar kırmış bir efsane sporcumuz. Şu anda yoğunda bakımda ve bilinci kapalı. Allah yardımcısı olsun'' dedi. Adnan Bağrıaçık basketbol milli takımımızın da turnuvalarda doktorluğunu yapmıştı.
Pasaport ve ehliyetlerde yeni dönem
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bundan sonra pasaport ve ehliyeti nüfus idaresinin vereceğini açıkladı.

Bakan Soylu, Antalya’nın Manavgat ilçesindeki bir otelde düzenlenen Türkiye Müfettiş Kurulu 2017 Yılı İnceleme-Araştırma Çalışmaları Programı’na katıldı.
“Vatandaşın bürokrasiyle karşı karşıya kaldığı süreçleri azaltmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını" kaydeden Bakan Soylu, “Vatandaşımız için bürokratik işlemlerde zaman ve mekan tasarrufunu iyi yapmalıyız. 11 milyon 100 bin nüfus idaremiz yeni çipli kartlardan verdiler. 1.5-2 ay patinaj yaptık. Yedi günde bunu sağlıyoruz. Bunu bir gün daha aşağı düşüreceğiz. Şehir merkezleri içinde beş güne ineceğiz. Vatandaşımıza kaliteli ve hızlı hizmet vermek için mücadele ediyoruz. Bundan sonra pasaport ve ehliyeti nüfus idaresi verecek. Vatandaş bir parmak basınca devlet sana bir daha parmak bas demeyecek. Hem vatandaşımız fazla zaman tüketmeyecek hem de kamu dairesindeki verimliği en üst noktaya çıkaracağız. Bütün bunlarla birlikte trafikteki tescili 2018 Mart’a yetişecek noterlere vereceğiz. Maliyet yükselmesi olmayacak."
İBB başkanlığı için dikkat çeken isim
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının kim olacağı ile ilgili öne çıkanlar arasında Av.Temel Başalan dikkatleri üzerine çekiyor.

Ak Partinin kurulmasıyla birlikte uzun yıllar aktif çalışmaları ile gündeme gelen Av. Temel Başalan son günlerde en çok konuşulan isimlerden olmayı başardı. Aslen Ordu Mesudiye’li olan Av. Temel Başalan İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş’tan boşalan koltuğa oturabilecek en donanımlı isimler arasında yerini alıyor. Mütevazili kişiliği ile herkesimin beğenisini kazanan Av. Temel Başalan 2014 yerel seçimlerinde İstanbul Eyüp belediye başkan aday adayı olmuş ve kesin başkan adayı olarak görülürken başkan adaylığı direkten dönmüştü.
Başkanlık Seçimi 28 Eylül 2017 Perşembe günü yapılacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlenen genel istişare ve değerlendirme toplantısına katıldı. Yaklaşık 4 saat süren ve basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıya ilişkin açıklama yapılmazken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin İBB Meclisi'nde Perşembe günü saat 16.00'da yapılacağı öğrenildi. Medyada bir çok isimin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacak gibi dolaştığının gerçeği yansıtmadığı başkanlık seçimi 28 Eylül 2017 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisinde saat 16.00 da yapılacak. Olacak seçim sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçilerek görevine başlayacak.
Av. Temel Başalan Kimdir?
Herkesin en çok merak ettiği Av Temel Başalan Kimdir sorusu oldu. Av. Temel Başalan “Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) hukuk danışmanlığı yapmıştır. Geçmiş dönemlerde İstanbul Büyükşehir belediye meclis üyeliği ve Kâğıthane belediyesinde belediye başkan yardımcılığı görevinde bulunan Av. Temel Başalan, İmar kanunu, İmar affı vb. kanunundan doğan ihtilaflarla ilgili adli bilirkişilik yaptı. Ordulular Birliği Hizmet Vakfı gibi hemşeri derneklerinin yanı sıra birçok Sivil Toplum Kuruluşlarında yöneticilik yaparak aktif hayatına devam etti. Ak Parti İstanbul İl Başkanlığında bir çok alanda aktif görevler aldı. Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili olarak görevini sürdüren Av. Temel Başalan evli 2 çocuk babasıdır.
'Utanma' nedeniyle tedavide geç kalınıyor!
Ürolojik şikâyetleri olan kişilerin doktora başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli sebebi, utanma nedeniyle yakınmaların göz ardı ediliyor.

Üroonkoloji Derneği, 25-29 Eylül Dünya Üroloji Haftası nedeniyle, başta prostat kanseri olmak üzere ürolojik şikayetleri olanları doktora başvurmaya teşvik etmeyi ve toplumda bilinç oluşturmayı hedefliyor.
Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sinan Sözen, prostat kanserinin erkeklerde sık görülen kanserler arasında yer aldığını belirtti.
Prostat kanserine neyin sebep olduğunun tam olarak bilinmediğini aktaran Prof. Sözen, “Ürolojik şikâyetleri olan kişilerin doktora başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli sebebi de, utanma nedeniyle yakınmaların göz ardı edilmesidir” dedi.
ERKEN TANI İLE KANSERDEN ÖLÜMLER AZALIYOR
Prof. Dr. Sözen, tümörün başka organlara yayılmadan erken tanı almasıyla prostat kanserine bağlı ölüm oranının ciddi düzeyde düştüğünü vurguladı. Özellikle ailesinde prostat kanseri öyküsü bulunan 40 yaş üstü erkeklere ürolog muayenesinden geçmelerini ve özel bir kan testi olan PSA yaptırmalarını önerdiklerini aktaran Sözen, bu risk grubunda olmayanlarda ise kontrollerin 50 yaşında başlamasının uygun olduğunu bildirdi.
PROSTATTA "AKILLI BİYOPSİ" İLE KANSER TANISI
Son yıllarda prostat kanserinin tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler yaşandığını belirten Sözen, “Bu kapsamda klasik biyopsi yönteminin yanında hedefe yönelik biyopsiler ile sadece tümörü hedefleyen, diğer organların korunduğu fokal tedavi yöntemleri uygulanıyor. Bu gelişmeler, tanı ve teşhiste büyük başarılar elde edilmesine olanak sağlıyor" diye konuştu.
"MR İLE YAPILAN YÖNTEMLE, BİYOPSİ TEKRARI ORTADAN KALKIYOR"
Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı da prostat kanseri tedavisinde "MR füzyon biyopsisi" hakkında bilgi verdi. Hedefe yönelik uygulanabilen ve biyopsi tekrarını ortadan kaldıran yöntemin "akıllı biyopsi" olarak nitelendirilebileceğini belirten Eskiçorapçı, prostat organından doku biyopsisi yapılarak tanı konulduğunu ve bunun hala standart bir yöntem olduğunu söyledi.
“KESİN TANI İLE TEDAVİ HIZLI YAPILIYOR”
MR teknolojisinin kullanılmasıyla prostat kanseri teşhis ve tedavisinde önemli başarılar elde edildiğini dile getiren Eskiçorapçı, erken teşhis ve tedavi açısından avantaj sağlayan teknolojiler hakkında şunları söyledi:
"MR füzyon ile ultrason eşliğinde yapılan biyopsiler günümüzde özellikle ilk biyopsi negatif çıkan hastalarda, iç kısım tümörlerinde çok faydalı oluyor. Bu yöntemle, biyopsi tanısal etkinliği yüzde 90'ların üstüne çıktı. Biyopsinin birkaç kez tekrarlanmasını sağlayan yöntemle, tümör tespit edilerek 3 boyutlu olarak görüntüleniyor ve tek seferde biyopsi alınabiliyor. Böylece, daha doğru ve kesin tanı konarak tedavi çok daha hızlı planlanıyor. Son yıllarda, prostat kanserli bölgelerin tanısında kullanılan multiparametrik MR, ultrasona göre çok daha yüksek başarı göstermektedir. Üç farklı MR çekiminin tek seansta yapıldığı multiparametrik MR ile prostat içindeki tümörün yeri net şekilde belirleniyor."
YORUMLAR