Katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor

Katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslam dışı örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor

03 Aralık 2016 - 11:35 - Güncelleme: 04 Aralık 2016 - 09:31

Giriş Tarihi: 03.12.2016 06:27 Son Güncelleme Tarihi: 03.12.2016 10:032

‘Katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor’

‘Katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslam dışı örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor

Cumhurbaşkanı ve Başbakan , dün Ankara Esenboğa Külliyesi'nin açılışını yaptı.
Erdoğan'ın açılışta yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:

Ortadoğu'da yaşananlar

ANKARA SAVAŞI: Esenboğa Külliyesi'nin bulunduğu Çubuk Ovası Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han ile Büyük Timur İmparatorluğu hükümdarı Timur arasında 1402'de Ankara Savaşı'nın yaşandığı topraklar. Her iki devlet de bu savaşta ağır yaralar aldı. Ama bu savaşın asıl bedelini Osmanlı ödedi. Savaştan sonra Osmanlı 11 yıl sürecek fetret dönemine girdi. 11 yıl boyunca Osmanlı ciddi bir beka sorunu yaşadı. İç istikrarsızlıklar, taht mücadeleleri, isyanlar ve toprak kayıplarıyla devlet, dağılmanın, yok olmanın eşiğin geldi. Çelebi Mehmet'in dirayeti sayesinde geride bırakılsa da Osmanlı'nın eski günlerine dönmesi uzun yıllar aldı. Ankara Savaşı'nın İstanbul'un fethini 50 yıl ertelediği kabul edilir.

"Üniversitelerimizin dışarıya açılmalarına çok önem veriyorum"

FETRET DÖNEMİ YAŞIYOR: Ben Ankara Savaşı'nın sebep ve sonuçları itibariyle günümüze ayna tuttuğuna, bizim için çok önemli dersler barındırdığına inanıyorum. Maalesef bugün de İslam alemi ve Türk dünyası siyasi, ilmi, kültürel, diplomatik açıdan büyük bir fetret dönemi yaşıyor. Bu fetret döneminin ilk bizden, yani Müslümanların bizatihi kendisinden, ikincisi de rakiplerimizden kaynaklanan sebepleri var.

"Hayırlısıyla milletin iradesi ne istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum"
ENERJİNİN TÜKENMESİ: Medeniyet içi çatışmalar, kardeş ülkeler arasındaki gerilimler, Müslümanların enerjisinin tükenmesine neden oluyor.
Sürekli kriz üreten, işbirliği yerine kavgayı, yapma yerine yıkmayı amaçlayan sığ bir anlayış coğrafyamızı esir almış durumda. Müslümanlar kendi kapı komşularını, yıllardır aynı bölgeyi, aynı değerleri paylaştıkları kardeşlerine adeta düşman nazarıyla bakıyor. Bu durumdan en büyük faydayı ise İslam dünyasının hasımları sağlıyor.

HER TÜRLÜ SENARYO: Böyle bir atmosferde Müslümanların güçsüz ve bitap kalmasını isteyen çevrelere gün doğuyor. Müslümanların kaynaklarını, altınını, petrolünü, madenini, alın terini sömüren ülkeler kazanç sağladıkları bu tablonun devamı için her türlü senaryoyu devreye alıyor. İşte Irak, işte Libya. Müslümanların ayağa kalkmaması, kendi içinde birlik sağlamaması için mevcut krizleri çözmek yerine, Irak ve Suriye'de olduğu gibi sorunlar daha da derinleşiyor.

HASIM KILDILAR: Yıllarca bize Arapların ihanet ettiği, bizi sırtımızdan hançerlediği söylendi. Aynı şekilde Arap kardeşlerimize de Osmanlı'nın onları senelerce sömürdüğü öğretildi. Yapay sınırlarla bir gecede iki farklı ülkenin vatandaşı haline gelen ailelerin, evlatların, gittikleri okullarda birbirine adeta düşman bir tarih okudular. Gerçek hadiseler yerine ikame edilen safsatalarla insanlar birbirine hasım kılındı.



KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRMA POLİTİKASI: Türkiye'nin doğu ve güneyindeki akrabalarıyla bağı kopartılmaya, araya korku duvarları örülmeye çalışıldı. Tüm Müslümanlar büyük güçlere mahkum ve mecbur edilmeye çalışıldı. 1.Dünya Savaşı sırasında tohumları ekilen, 2. Dünya Savaşı sonrasında perçinlenen bu kardeşi kardeşe kırdırma politikası sürekli güncelleniyor.

KATİLLERİN SIRTI SIVAZLANIYOR: DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslam dışı örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. Aynı şekilde DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor. Tüm farklıklarına rağmen her yıl Arafat'ta vakfeye duran, yönünü aynı kıbleye dönen, aynı Allah'a ve Peygamber'e inanan insanlar Şii, Sünni denilerek birbirine karşı kışkırtılıyor. Bizim sadece dini mübini İslam diye bir derdimiz ve aşkımız var. Biz İslam çatısı altında toplandık. Bunu parçalamak, bölmek istiyorlar. Biz buna prim vermeyeceğiz.

Yayını kesmek için STV’den gelmişler

Yayını kesmek için STV’den gelmişler

TÜRKSAT Genel Müdürü Cenk Şen, darbecilerin TÜRKSAT yayınını kesmek için dışarıdan dört sivili çağırdığını, bu sivillerin de eski STV çalışanları olduğunu söyledi.

TÜRKSAT'I ZİYARET ETTİLER

TBMM 15 Temmuz FETÖ/ PYD Darbe Araştırma Komisyonu, dün darbeciler tarafından basılarak tüm yayınlarını durdurmaya çalıştığı TÜRKSAT'ı ziyaret etti. Komisyon üyelerini kapıda karşılayan TÜRKSAT Yönetim Kurulu Başkanı Vecdi Gönül Türkiye'nin fevkalade önemli bir tehlike atlattığını söyledi. TÜRKSAT personelinin tarihi bir görev yaptığının altını çizen Gönül "15 Temmuz hareketinin en kritik noktası Cumhurbaşkanımızın ve başbakanın mesajıydı. Mesaj stüdyolara gitti. Mesajları halka ulaştıran bu kurumdu. 2 arkadaşımız hayatını kaybederken 4 arkadaşımız yaralandı" diye konuştu.

DARBE GECESİ STV ÇALIŞANLARINI GETİRMİŞLER!

Darbecilerin TÜRKSAT'a gelerek yayını kesmeye çalıştıklarını başaramayınca dışarıdan dört sivili çağırdıklarını kaydeden Şen "Siviller 'Destek için bizi çağırdılar' ifadesinde bulunuyorlar. Şüpheli hareketlerde bulunmaları üzerine gözaltına alınıyorlar. Gelen sivillerden Aydın Yavuz ve Burhan Güneş Şifa Hastanesinde teknik personel olarak bilgi işlemde çalışıyor ve TÜBİTAK eski daire başkan yardımcıları. Diğerleri Birol Baki ve Salih Mehmet Dağköy ise eski STV çalışanları. Bunlar bilgisayar ya da elektrik elektronik mühendisi. Yayını kesme konusunda uzmanlar" ifadesini kullandı.

ZARAR 7 MİLYON TL

Genel Müdür Şen, darbecilerin TÜRKSAT'a 4 bomba attığını ifade ederek "Meclis'e atılanlarla benzer bombalar. Televizyon yayınını engellemeyen antenleri bombaladılar. O sayede yayınlara devam edebildik. Sonra halkımız bize yardıma geldi" dedi. Şen, şirketinde çalışıp örgütle ilişkisi bulunanların kanunlar çerçevesinde kurumla ilişkisini kestiklerini belirterek "15 Temmuz sonrası toplam sayı 41 kişi. Ayrıca o günün bize maliyeti, zararı 7 milyon liraydı" diye konuştu.

Arif Erdem Gülen’i 289 kez aramış

Arif Erdem Gülen’i 289 kez aramış

FETÖ’nün futbol yapılanmasına ilişkin iddianameden: Firari Arif Erdem G.Saray’da FETÖ ağabeyiydi. Gülen’le 289 defa telefonla görüştü. G.Saray’daki bir grup da Lucescu’yu yollamaya çalıştı

FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin iddianame hazır... FETÖ'cü eski futbolcuların itiraflarının damga vurduğu iddianamede 22.5 yıla kadar hapisleri istenen eski milli futbolcular tutuklu İsmail Demiriz, tutuksuz Uğur Tütüneker ve firari Arif Erdem'in tüm FETÖ ilişkileri deşifre edildi. Buna göre; örgüt bir dönem Galatasaray'ı (GS) tamamen ele geçirmek istedi. FETÖ'cü futbolcular teknik direktör Lucescu'nun ayağını kaydırmaya çalıştı. Arif Erdem, cep telefonundan Fetullah Gülen'le 289 kez görüştü. İşte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 92 sayfalık iddianameden detaylar:

 

 

İLK GİREN SAĞBEK İSMAİL

ARİF ERDEM... Firari. Cep telefonundan Gülen'e ait telefon numarası ile 289 kez görüştü. HTS kayıtlarına göre, mesaj ve konuşma yoluyla sürekli FETÖ lideri ile irtibat halindeydi. Örgütün şifreli yazışma programı olan ByLock'u kullanıyordu.

İSMAİL DEMİRİZ... Tutuklu. GS'de oynarken örgüt içine ilk giren isimlerden. Örgütle bağı aktif. Aramalarda, FETÖ'cülerin birbirlerini tanımakta kullandıkları 1 dolar, örgüt lideri ile çekilmiş fotoğraflar ve Gülen'in baş harfleri yazılı gömlek ele geçirildi. İfadesinde özetle "Benim ABD'ye gitmemi sağlayan kişi M.E. Beni orada karşılayıp Pensilvanya'ya götüren kişi Burhan adında biri. Oraya gidenlere sembolik hediyeler veriliyordu bana da M.F.G. (Mehmet Fetullah Gülen) işlemeli bir gömlek hediye edildi" demişti.

UĞUR TÜTÜNEKER... Adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanıyor. Futbol içinde örgüt temsilcileriyle birlikte hareket etmek, onların desteğini almak, örgüte maddi yardımda bulunmakla suçlanıyor. "1994'te Gülen'le bir kez görüştüm" dedi.

LUCESCU'YA TUZAK...

Gizli tanık Mavi... Lucescu döneminde Arif Erdem GS'de imam diye tabir edilen ağabeydi. Arif Erdem, Emre Belözoğlu ve Okan Buruk, Lucescu'yu göndermeye çalıştılar. Bu üçü, gerek Avrupa'da gerekse Türkiye'de bulunan kamplarda sürekli olarak Gülen ağabeyi diye tabir edilen şahıslarla görüşüyorlardı. O şahıslar himmet ve kurban adı altında para toplamaya geliyordu. Emre, Arif ve Okan, Amerika'ya Gülen'i ziyarete gittiklerini bana söylüyorlardı.

SAVAŞ KOÇ 'HOCA' ABİSİYDİ

Savaş Koç, İstanbul'daki kulüplerin teknik direktörlerinden sorumlu cemaat ağabeyiydi. Koç, ülke imamlarıyla temas halinde ve Gülen'le görüşüp talimat alan şahıs. Ümit Bozkurt ise dışişleri bakanıyken Hillary Clinton ile görüştüğünü ve dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun İçişleri Bakanı olacağını söylemişti.

TANIKLAR ANLATIYOR

Onlardan değilim diye engellediler

MUSTAFA KOCABEY (Eski futbolcu): GS'de futbol oynadığım dönemde cemaatçi olarak bildiğim ilk kişi İsmail Demiriz'di. Daha sonra buna Uğur Tütüneker ve Hakan Şükür ile Cihat Arslan dahil oldu. O dönem FETÖ'ye yakın olmayan kişiler takım içinde yer bulamıyordu. 309 gol attığım halde Milli Takım'a çağrılmadım. Hiçbir TV kanalında yorumcu olarak çalışmadım. Bu yapının içinde olmadığım ve karşı duruşumdan dolayı engellerle karşılaştım.

PRİMLER HİMMET OLARAK ÖRGÜTE...

EVREN NURİ TURHAN (Eski futbolcu): 2008-2009'da Kayseri Erciyesspor'da oynarken futbolcuların yanına cemaat abisi olarak bir şahıs gelip gitmeye başladı. Futbolcular da prim ya da transfer taksitlerini, himmet olarak bu şahıs vasıtasıyla gönderiyordu. O dönem takımda olan Adem Dursun ve Gökhan, abi diye hitap edilen kişiyi çok iyi tanıyorlardı. Kendisiyle, 2010 veya 2011'de Milli Takım'ın kamp yaptığı otelde karşılaştım. "Senin ne işin var burada" diye sordum, İstanbul'a tayininin çıktığını söyledi. Bu şahıs bulunabilirse futbol camiası içindeki imamlara ulaşılabilir.

EMRE'NİN KULAĞINI ÇEKTİLER

SÜLEYMAN SAİT ALPSOY (FETÖ'nün eski futbol imamı): 5 yıl futbol ağabeyliği yaptım. O dönem futbolcuların FETÖ tarafından görevlendirilmiş Nusret adında bir imamları vardı. Ama İsmail Demiriz bu görevi gizli olarak benim yapmamı istedi. 2009'da Emre Belözoğlu beni arayarak, 1. Lig takımlarında FETÖ'den gizli İslami tebliğ yapmayı teklif etti. FETÖ ile de bu tarz işlerin yapılamayacağını, onların meseleyi tamamen paraya döktüğünü söyledi. Kabul ettim ancak birkaç hafta sonra Emre benden hızla uzaklaştı. Aramızdaki planın FETÖ tarafından deşifre edildiğine, Emre'nin kulağının çekildiğine inanıyorum.

Ömer Halisdemir'e son nefesinde kurşun sıktılar

Ömer Halisdemir'e son nefesinde kurşun sıktılar

Cuntacı general Semih Terzi’nin ekibindeki 18 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, darbe girişiminin seyrini değiştiren kahraman Astsubay Ömer Halisdemir’in şehit edildiği anlar yer aldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 Temmuz gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı teslim almaya gelen cuntacı general Semih Terzi'nin ekibindeki 18 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, kahraman Ömer Halisdemir'in son nefesini verdiği anları anlatan iki önemli tanık ifadesi yer aldı. Tanık Yüzbaşı Vural Volkan Bal, 15 Temmuz gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı karargah binasında nöbetçi subay olarak görevli olduğunu belirterek, şunları anlattı:

YERDE YATAN ÖMER HALİSDEMİR'İ GÖRDÜM

"Tahminine göre 50-60 mermi atılan bir çatışmanın yaşandı. Bir süre sonra yine gözlem odasında bulunan arkadaşlar 'komutan girişinde yerde yatan bir adam var' diye söylediler. Çatışma sesleri bittikten sonra karargah binası yanına gelen ambulansı komutan girişine gönderdik. Kapı ağzından baktığında bina içinde mevzi almış silahlı personel olduğunu gördüm. 'Nöbetçi subayım vurmayın' diyerek ellerimi kaldırdım ve 'yaralı varsa yardımcı olalım' dedim. Ellerim havada karargah binasının komutan girişinden dışarıya çıkıp yerde yatan Ömer Halisdemir'i gördüm."

ÜSTEĞMEN ATMACA, HALİSDEMİR'İN GÖĞSÜNE 2 EL ATEŞ ETTİ

"Hemen nabzını ölçmek için yanına gittim. Bu sırada Halisdemir'in yakın civarında mevzi almış bir timin vardı. Halisdemir'in nabzının atmadığını değerlendirdim. Ancak ambulansla gelen sağlık personeli hafif nabız olduğunu söyledi. Bunun üzerine olay yerinde bulunan Tim Komutanı Üsteğmen Mihrali Atmaca, belinden tabancasını çıkartarak Halisdemir'in göğsüne 2 el ateş etti. Yerde yatan Halisdemir'in yakınında mevzilenen bir tim personeli de Atmaca'ya 'komutanım vurmasaydınız, hesap verseydi adalete' dedi."

ARAÇTAN SEDYE ÇIKARACAĞIMIZ SIRADA İSE 'GEREK KALMADI' DEDİLER

Özel Kuvvetler Komutanlığı Doğal Afetler Arama Kurtarma Taburunda Acil Müdahale Uzmanı olarak görev yapan Kamil Aksoy ise olay gecesi yaşananları televizyondan izlediğini belirterek, "Orada bulunan bir kişi, 'sedye çıkarın' dedi. Araçtan sedye çıkaracağımız sırada ise 'gerek kalmadı' dediler. Yüzbaşı bu defa yerde yatan kişiyi göstererek nabzını kontrol etmemizi istedi. Yatan kişinin nabzının oldukça hafif ve durumunun çok ağır olduğunu söylememiz üzerine yüzbaşı, 'kurtaralım' dedi. Müdahale ettiğimiz sırada ise tam teçhizatlı ve sonradan tim komutanı olduğunu öğrendiğim kişi (Mihrali Atmaca) yanımıza gelip gitti. En son geldiğinde silahını doldur boşalt yaparak, 2 el yerde yatan kişiye ateş etti. Bu sırada birisi 'niye vurdun konuştururduk' dedi. İsmini bilmediğim Yüzbaşı ise 'o iyi bir çocuktu niye vurdun' dedi" diye konuştu.

Muş'ta FETÖ'nün 3 mahrem imamı ve 3 subay gözaltına alındı

Muş'ta FETÖ'nün 3 mahrem imamı ve 3 subay gözaltına alındı

Muş'ta FETÖ/PDY operasyonunda, askeri birimlerde 'Mahrem İmam' adı altında faaliyet yürüten 3 kişi ve bu kişilerle irtibatlı olduğu anlaşılan 2 jandarma üsteğmen ile 1 hava pilot teğmen gözaltına alındı. Ayrıca Valilik tarafından yapılan açıklamada FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak Suçundan aranan 2 kişinin de yakalandığını belirtti.

Muş Valiliği'nden yapılan açıklamada;

"İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında; FETÖ/PDY Terör Örgütünün Askeri birimlerinde 'Mahrem İmam' adı altında faaliyet yürüten 3 şahıs gözaltına alınmıştır. Mahrem imamlarla irtibatlı olduğu anlaşılan 2 Jandarma Üsteğmen ile 1 Hava Pilot Teğmen yakalanmış ve şahıslarla ilgili adli soruşturma devam etmektedir. Ayrıca, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak Suçundan aranan 2 kişi yakalanmıştır. İlimizde her türlü suç ve suç oluşumlarına karşı mücadelemiz kesintisiz sürdürülecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" ifadelerine yer verdi.

ve belediyelerine operasyon

Yüksekova ve Çukurca belediyelerine operasyon

Hakkari'nin İlçesi DBP'li Belediye Başkan Vekili Adile Kozay gözaltına alındı, Belediyesi'ne de operasyon düzenlenerek arama başlatıldı.

Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Belediye Başkan Vekili Adile Kozay, bu sabah evine gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Evinde arama yapılan Kozay, Emniyet Müdürlüğü'ne götürülürken, belediyede de arama başlatıldı.

KOZAY, VEKALETEN GÖREV YAPIYORDU

Kozay, 15 Ekim 2015'te Belediye Eş Başkanı Ruken Yetişkin'in terör soruşturması kapsamında görevden uzaklaştırılması ardından vekaleten belediye başkanlığına seçilmişti.

ÇUKURCA BELEDİYE BAŞKANI DA GÖZALTINA ALINDI

Hakkari'nin ilçesinde düzenlenen terör operasyonunda, aralarında DBP'li Belediye Başkanı Servet Tunç ve Başkan Yardımcısı Hilal Duman'ın da bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı.

Çukurca Emniyet Müdürlüğü ekiplerince ilçedeki bazı adreslere eş zamanlı terör operasyonu düzenlendi.

Operasyonda DBP'li Belediye Başkanı Tunç, Başkan Yardımcısı Duman, Hıdır D, Mehmet K, Cumhur E, Ferhem A, Osman K, Kazım T. ve Remzi K. gözaltına alındı.

POLİS BİNADA ARAMA YAPIYOR

Zanlıların emniyetteki işlemleri sürüyor. Bu arada, polis ekipleri belediye binasında arama yapıyor

SABAH yazarları ABD’de 'nün içyüzünü anlattı

SABAH yazarları ABD’de FETÖ'nün içyüzünü anlattı

Washington’daki Kongre binasında düzenlenen geniş katılımlı panelde, SABAH ve DailySabah yazarları, üst düzey konuklara ’u anlattı, Batı’nın çifte standardını kanıtlarıyla ortaya koydu

SABAH Yazarları Kulübü, İngiltere'nin başkenti Londra'nın ardından ABD'nin başkenti Washington'daki Kongre binasında darbe girişimi hakkında geniş bir katılımla bir panel düzenledi. SABAH ve DailySabah yazarları , Kerem Alkın, ve 'un konuşmacı olduğu paneli, SABAH Washington muhabiri Ragıp Soylu yönetti. Washington'ın önde gelen haber sitelerinden Politico da panelde hazır bulunurken, diplomatik temsilciliklerden, Kongre üyelerinin ofislerinden ve çeşitli Türk-Amerikan toplumu üyelerinden temsilciler de izleyiciler arasındaydı.



KADIN KAHRAMANLAR...
DailySABAH yazarı Nagehan Alçı, 15 Temmuz'un isimsiz kahramanları arasında yer alan şehit kadın polislerin yaşamıyla ilgili yürek burkucu detaylar paylaştı. Alçı'nın bahsettiği kahramanlar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı ile pijamalarıyla sokağa çıkan ve eski adıyla Boğaz Köprüsü'nde şehit edilen Akın Sertçelik de vardı. Diğer kahramanlar ise Ankara'daki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda katledilen kadın polisler Demet Sezen ve Gülşah Güler'di. Alçı, 15 Temmuz sonrası Türkiye halkının kendini çok yalnız hissettiğini belirtip, "Bu yaşananlar hükümeti sevmek ya da nefret etmekle ilgili değildi. Hayatta kalmakla ilgiliydi" şeklinde konuştu.

Sabah Yazarları ABD Kongresi'nde 15 Temmuz'u anlattı

DEVLETE SIZMA HİKÂYESİ
SABAH yazarı Hilal Kaplan da 'nün 1970'lerden 2016'ya kadar devlet organlarına nasıl sızdığını detaylı bir şekilde izleyicilere aktardı. Hilal Kaplan, halkın yüzde 90'ının Fetullah Gülen'in darbenin arkasında olduğuna inandığını fakat yabancı basında Gülen'in 'barış isteyen iyi bir adam' gibi gösterildiğini vurguladı. FETÖ'nün önce eğitim sistemine ve Diyanet'e, sonra da ordu ve yargıya girdiğini anlatan Kaplan, bu örgütün ilk kumpaslarından birinin Gülen aleyhine dava açan Nuh Mete Yüksel'e karşı üretilen bir video olduğunu aktardı.

'BATI SINAVI GEÇEMEDİ'
DailySabah yazarı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç da Batı medyasının, darbe girişimine dair yanlı duruşunun yarattığı problemleri örneklerle anlattı. "Darbe, ABD ya da Fransa'da olsaydı insanlar kendi liderleri için canlarını tehlikeye atarlar mıydı?" diye soran Oruç şöyle konuştu: "NBC News'ten Kyle Griffin'in darbe gecesi Erdoğan'ın Almanya'dan sığınma istediğine dair attığı tweete bakmamız gerekir. İranlı gazeteci Arash Azizi ise Erdoğan'ın Tahran'a kaçtığını ve buradan Katar'a gideceğini söylemişti. Batı ülkelerinin demokrasi testini kaybettiğini gördük."

'PİYASALAR HEMEN AÇILDI'
SABAH yazarı Prof. Dr. ise 15 Temmuz girişiminin Türk ekonomisine olan etkisiyle ilgili detaylı bir sunum yaptı. "Her şeye rağmen Türkiye güçlü bir ekonomiye sahip ve darbenin hemen ardından pazartesi Türkiye'de finansal piyasalar açıktı" diyen Alkin, Türkiye'de 1980 yılında özel sektörün ekonomideki oranının yüzde 35 olduğunu ve bu oranın 2016 itibariyle yüzde 75'e çıktığını belirterek, "AK Parti iktidarı döneminde yaşanan büyüme ve gelir artışının ardından halk darbecilere 'Siz kimsiniz de bizi kimin yöneteceğini söyleyebiliyorsunuz' dedi" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'NİN 11 EYLÜL'ÜYDÜ"
2008-2010 arasında Türkiye Büyükelçisi olan James Jeffrey de paneli takip etti. Jeffrey, FETÖ'nün darbe girişiminin arkasında olmasıyla ilgili görüşlere olumlu yaklaştığını belirterek, "15 Temmuz Türkiye'nin 11 Eylül'ü benzetmesini uygun görüyorum. Fakat ABD ve Avrupalılar'dan bu konuyla ilgili garip tepkiler geliyor. Acaba bu Gezi Parkı sonrası hükümetin verdiği tepkiyle ilgili olabilir mi?" diye sordu. Hilal Kaplan bu soruya, Erdoğan'ın Gezi Parkı protestocularıyla buluştuğunu, Brezilya ile ABD'de 2013'te benzer büyük çaplı gösteriler olmasına rağmen bu kişilerin kendi ülkelerinin yöneticileriyle hiç buluşamadıklarını söyledi. Saadet Oruç ise darbe ve Gezi Parkı karşılaştırmasının doğru olmadığını söyledi.

FETÖ'CÜ MÜDÜRÜN KONUŞTURULDUĞU BİNADAN CEVAP...
Eylül ayında ABD Kongresi'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin düzenlediği 15 Temmuz panelinde, FETÖ'cü eski Emniyet Müdürü Ahmet Yayla davet edilmişti. Yayla'nın konuşturulduğu Temsilciler Meclisi Rayburn Ofis Binası'nda bu kez SABAH yazarları darbe girişimini ve FETÖ'nün gerçek yüzünü anlattı.

Yeni sigara fiyatları ne kadar oldu? - Sigaraya kaç tl zam geldi?

Yeni sigara fiyatları ne kadar oldu? - Sigaraya kaç tl zam geldi?

Son Dakika Gelişmesi: ÖTV zammı ile sigaraya zam geldi. İlgili karar bu sabah Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeni karar ile birlikte sigaraya ne kadar zam geldi? Sigaralar ne kadardan satılacak? İşte yeni yapılan zam oranları ve sigaraların ortalama satış fiyatları...

Sigaraya zam geldi. Geçtiğimiz yılbaşında yapılan sigara zammı ile birlikte sağlanan artışla sigara fiyatları ortalama yüzde 10 zamlanarak yaklaşık 1 TL ile 1.5 TL arasında zamlanmış oldu. Yeni zam ile sigara paketlerinde her bir dal sigara için belirlenen rakam toplamda pakete ne kadar olarak yansıyacak?

Sigaraya ne kadar zam geldi?

Buna göre sigarada asgari vergi tutarları değişmezken sigara paketi başına alınan maktu vergi tutarlarında artış oldu. Yani bir paket sigarada yeni zamlara göre her bir dal sigara için alınan vergi artışı 7 kuruş olarak gerçekleşti ve böylece paket başına alınan 5,1 liralık vergi miktarı 6,5 Türk Lirasına çıktı. Sigarada da artış yaklaşık yüzde 27,5 oldu.

PAKETTE NE KADAR ZAM GELMİŞ OLACAK?

Son sigara zammıyla birlikte bir paket sigarada yaklaşık 1.5 TL'lik artış olması bekleniyor. Bu rakamın maksimum rakam olduğu değerlendiriliyor.

ÖNCEKİ FİYATLAR NASILDI?

Parliament: Uzun, Kısa, Slims 12.50 TL

Marlboro: Uzun, Kısa, Blue: 12.00 TL - Touch Blue, Gray, Aqua, One: 11.00 TL

Murattı: Rooso, Azure, Tone, Mode, One: 10.00 TL - S-Mode, S-One: 10.00

Lark: Uzun, Kısa: 9.00 TL -Mode Blue: 8.50 TL

Chesterfield: Uzun, Kısa, Slims, Click: 8.50 TL - Blu, Gray: 8.00

L&M: Uzun, Kısa, Blue Line: 8.50 TL - Mode Red: 8.00 TL

Kaynak: Sabah.com.tr

Kardeş Kılıçdaroğlu: Ölüm tehdidi alıyorum

Kardeş Kılıçdaroğlu: Ölüm tehdidi alıyorum

AK Parti'nin FETÖ mücadelesine destek veren ve 'nin içerisindeki FETÖ yapılanmasının temizlenmesi için Söke'den 'e yürüyen, CHP lideri 'nun kardeşi , her gün yüzlerce ölüm tehdidi aldığını, bu nedenle de sokağa bile çıkamadığını söyledi. Didim'de kapısında polis korumaları olan ve demir parmaklıklarla çevrili bir evde başlattığı ölüm orucunda beşinci günü geride bırakan Kılıçdaroğlu, "Ben bu başkaldırışta ağabeyimi hedef almıyorum. Benim tek derdim, parti içindeki FETÖ'cülerin temizlenmesi. Ankesörlü telefonlardan ve gizli numaralardan aranıyorum. Telefondaki sesler beni ölümle tehdit ediyor. Ailemi de tehdit ediyorlar. Savcılığa suç duyurusunda bulundum" dedi.

 

in listesi yayınlanacak! 2 Aralık 2016

Göreve iade edilen öğretmenlerin listesi yayınlanacak! 2 Aralık 2016

'nın (MEB) kapsamında açığa alarak görevden uzaklaştırdığı lerin bir bölümünün daha göreve iade edildiği açıklandı. Buna göre haklarındaki araştırmalar tamamlanan 3 bin 592 öğretmen göreve iade edildi. Peki bugün in si yayınlanacak mı? İşte ayrıntılar...

(MEB) Fetullahçı Terör Örgütü FETÖ'ye yönelik önlem ve soruşturmalar kapsamında açığa alınarak görevden uzaklaştırılan 3 bin 592 in daha göreve iade edildiğini açıkladı. Açıklamaya göre söz konusu öğretmenlerin haklarındaki soruşturmalar tamamlandı ve mesleğe devam etmelerinin önünde bir engel kalmadı. MEB açıklamasında "Görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanan 3 bin 592 personelin bugün itibariyle görevden uzaklaştırma talebi kaldırılmıştır." ifadelerine yer verildi.

GÖREVE İADE EDİLEN ÖĞRETMENLERİN TAM LİSTESİ YAYINLANACAK MI?

Haberin alınması üzerine sosyal medyada in si beklenmeye başladı. Daha önce göreve iade edilen memurların listesini yayınlayan ilgili bakanlıklar gibi Milli Eğitim Bakanlığı da yeni listeyi göreve iade edilen öğretmenler listesine ekleyerek yayınlayacak.

Göreve iade edilen öğretmenlerin tam listesi nin yarın açıklanması bekleniyor

Bordo Berelilere rekor başvuru

Bordo Berelilere rekor başvuru

Milli Savunma Bakanlığı tarafından ilk defa dışarıdan personel alınan Özel Kuvvetler Komutanlığı için 35 bin 24 başvuru yapıldı. Komutanlığa 500 astsubay alımı yapılacak.

ASTSUBAY TEMİNİ İLK OLACAK

Özel Kuvvetler Komutanlığının dışarıdan ilk defa yaptığı personel alımı yoğun ilgi gördü. Bordo bereli olabilmek için 35 bin 24 kişi başvurdu. Özel Kuvvetler Komutanlığının personel ihtiyacının karşılanmasına yönelik Milli Savunma Bakanlığınca muvazzaf subay ve astsubay alımı gerçekleştirildi. Bakanlığın Personel Temin Dairesi Başkalığınca yapılan alım birçok açıdan ilk olma özelliği taşıdı. Milli Savunma Bakanlığının teşkilat yapısı ve görevlerine yönelik gerçekleştirilen düzenlemelerin ardından Özel Kuvvetler Komutanlığına ilk defa bakanlık tarafından personel alımı yapıldı. Söz konusu alım, komutanlığa dışarıdan subay ve astsubay temini bakımından da ilk olma özelliği taşıdı.

500 ASTSUBAY ALINACAK

Bu kapsamda komutanlığa 200 muvazzaf subay ve 500 muvazzaf astsubay alınması planlandı. Ay başında başlayan başvurular yoğun ilgi gördü. Kasım ayının sonunda biten Özel Kuvvetler Komutanlığının personel alımı için 35 bin 24 kişi müracaat etti. Bunlardan 12 bin 10'u muvazzaf subaylık, 23 bin 14'ü muvazzaf astsubaylık için gerçekleştirildi. Muvazzaf subaylığa başvurmak için en az lisans mezunu olmak ve KPSS ilgili puan türünden en az 50 alma şartı arandı. Astsubaylığa başvurular için ise en az ön lisans mezunu olmak ve KPSS ilgili puan türünden en az 50 alma şartı istendi. Başvuruların sona ermesinin ardından müracaatların değerlendirilmesi için hemen komisyonlar toplanacak. Güvenlik soruşturmaları ve mülakatı geçenlerden detaylı sağlık raporu istenecek.

El-Bab’dan sonraki hedef Menbiç

El-Bab’dan sonraki hedef Menbiç

Çavuşoğlu, Beyrut’ta SABAH’ın sorularını yanıtladı: ile Suriye’de çözüm için ortak bir yol haritası üzerinde çalışıyor. El-Bab’da yavaşlama stratejinin bir parçası. Şu an kuşatma sürüyor

Dışişleri Bakanı , Dışişleri Bakanı Sergey ile Antalya'da görüşmesinin ardından resmi ziyaret için geldiği Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta SABAH'ın sorularını yanıtladı. Rusya ile birlikte Suriye'de ateşkesi tesis etmek için ortak irade ve kararlığa sahip olduklarını ifade eden Çavuşoğlu bu adımları en kısa sürede neticelendirmeyi arzu ettiklerini ifade etti. Bakan Çavuşoğlu şunları kaydetti:

RUSYA İLE ORTAK YOL HARİTASI: Yol haritası üzerinde Rusya ile birlikte çalışıyoruz. Bu yol haritası yeni bir süreçten daha çok ateşkesin nasıl sağlanacağı, insani yardımların nasıl ulaştırılacağı, ateşkesin sağlanmasının ardından atılacak adımlar ve sonrasında siyasi çözümün sağlanması aşamasına nasıl geçilecek konularını kapsıyor.

ESAD'IN DURUMU ATEŞKESTEN SONRA GÖRÜŞÜLECEK: Görüşmemizde ana çerçeve ateşkesin sağlanması ve El Nusra ile ılımlı muhalefetin nasıl ayrılacağı konularına odaklanmış durumda. Siyasi çözümün nasıl olacağı konusunu ilk başta bir koşul olarak öne sürsek diğer konularda ilerleme sağlayamayacağımız için bu konuyu konuşmuyoruz. Fakat Esad'ın kalıp-gitmesi konusunda Rusya ile görüş ayrılığımız devam ediyor. 'nin Esad konusunda bir pozisyon değişikliği kesinlikle yok. Fakat Rusya ile müzakereler şu noktada Esad'ın geleceği konusunda birbirimizi ikna aşamasına gelmedi.

FIRAT KALKANI ŞEHİTLERİ
Bu konuda da farklı görüşler var ve bir çeşit 'blame game' devam ediyor. Ama Ruslar net bir şekilde bu saldırıyı kendilerinin yapmadığını ifade ediyorlar. Fakat bölgede başka unsurlar da var. Bu sorunun cevabını titizlikle inceledikten sonra söyleyebiliriz. Şu aşamada herhangi bir ülkeyi itham etmek doğru olmaz. Ruslar doğrudan Suriye rejimi yapmadı demiyorlar ama rejimin o uçaklarının saldırı gücünün olmadığını ve rejimin İHA'sının olmadığını söylüyorlar."

EL- BAB , MENBİÇ, RAKKA PLANI
El-Bab çevresinde DEAŞ'ın direnişinin artmış olduğunu görüyoruz. El-Bab merkezinde de bu direnişin daha da artacağı tahmin ediliyor. Şu an izlenen stratejiye göre El-Bab çevresinin kuşatılıp, şehre başka unsurların da gelmesinin engellenmesi amaçlanıyor. El-Bab'ın DEAŞ'tan temizlenmesinin ardında da Fırat Kalkanı Menbiç'e doğru devam edecek. Menbiç'in de kontrol altına alınması ve bölgenin normalleşmesinin ardından diğer bölgelerdeki yerel güçler ile birlikte Rakka'ya yönelinecek. Menbiç'teki 200 kişilik gruptan bir kısmı daha çekildi. YPG'nin çekilmesinin koordine edilmesi için ABD ile bir ortak komisyon kurulmasını önermiştik, bunun yanında biz de kendi tespitlerimizi yaptırıyoruz

PKK'nın Erciş sorumlusu öldürüldü

PKK'nın Erciş sorumlusu öldürüldü

Van'ın Erciş İlçesi'nde güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada, terör örgütünün sözde Erciş İlçe sorumlusunun da aralarında bulunduğu 3 terörist öldürüldü.

Van Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, bugün saat saat 11.30'da Erciş İlçe Jandarma Komutanlığı'nca, Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla Düvenci Mahallesi'nde ev arası yapıldığı belirtildi.

Valilik açıklamasında, "Ev araması sırasında bir grup bölücü terör örgütü mensubunun kaçmaya çalıştığı fark edilmiş ve şahıslara teslim ol çağrısı yapılmıştır. Yapılan çağrılara ateşle karşılık verilmesi sonucu çıkan çatışmada sözde Aladağlar ve Erciş sorumlusunun da aralarında bulunduğu 3 terörist, 1 M16 uzun namlulu silah, 2 Kalaşnikof uzun namlulu silah, 2 tabanca, 1 el telsizi, 6 el bombası, patlayıcı düzenekleri ve bol miktarda mühimmatla birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir. Çatışmada ölü ele geçirilen sözde bölge sorumlusunun, 2015 yılında Erciş ilçemizde 1 köy korucumuzun şehit edilmesi, 2016 yılında ise Erciş ilçe merkezinde 1 muhtarımızın şehit edilmesi, Erciş Pay jandarma karakolumuza yönelik bombalı araç saldırısı sonucu 1 asker ve 1 köy korucumuzun şehit edilmesi ile benzeri çok sayıda eylemin planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğu değerlendirilmektedir."

FETÖ'nün öğretmenlerine Akşener motivasyonu!

FETÖ'nün öğretmenlerine Akşener motivasyonu!

'taki FETÖ'nün eğitim yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra itirafçı olan eski öğretmen M.Ö, örgütün telkinlerini anlattı. İtirafçı, dönemin müdürünün kendilerine, "İyi günler gelecek, 'in gelişi yeni bir heyecan, hükümet bitecek sabredin" yönünde konuşma yaptığını belirtti.

'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen itirafçı öğretmen M.Ö, ByLock mesajlarını okuyan müdürünün kendilerine, "İyi günler gelecek, 'in gelişi yeni bir heyecan, hükümet bitecek sabredin" yönünde konuşma yaptığını aktardı.

Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'nin "eğitim" yapılanmasına ilişkin yürütülen operasyonda gözaltına alınan bazı şüpheliler, örgütün, eğitim kurumlarındaki faaliyetlerini anlattı.

Gözaltına alınan zanlılar arasında bulunan FETÖ itirafçısı eski öğretmen M.Ö, polise verdiği ifadede, sözde örgüt yöneticilerinin, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesi FETÖ'nün eğitim kurumlarındaki öğretmenlerle tek tek görüştüğünü, hangi siyasi partiye oy verecekleri yönünde de telkinde bulunduklarını belirtti.

"MERAL AKŞENER'İN GELİŞİ YENİ BİR HEYECAN OLACAK"

Okul müdürü Cemalettin B. ile görüşmesinde, AK Parti dışında bir siyasi partiye oy vermesi yönünde okul müdürünün imada bulunduğunu kaydeden itirafçı M.Ö, "Kendisi bize ayrıca, 'AK Parti'ye oy vermeyeceğiz, bunun haricinde kime verirsen ver, yoksa bu okul kapanır eşin ve sen işsiz kalırsınız' dedi." ifadelerini kullandı.

Cemalettin B'nin, 1 Kasım seçimleri sonrası görüşmelerinde kendilerine örgütün şifreli mesajlaşma programı "ByLock" üzerinden gelen mesajları okuduğunu belirten itirafçı M.Ö, örgüt yöneticisinin, "İyi günler gelecek, Meral Akşener'in gelişi yeni bir heyecan, hükümet bitecek sabredin." yönünde telkinlerde bulunduğunu vurguladı.

ÖĞRENCİLERİ SINIFLANDIRDILAR

Kendisinin uzun yıllar FETÖ'nün darbe girişiminin ardından kapatılan özel okulda çalıştığını, bu kurumda öğrenim gören öğrencilerin ailelerinin araştırılarak 1'den 6'ya kadar numaralarla sınıflandırıldığını iddia eden M.Ö, örgütün üniversitelerine en çok öğrenci yerleştiren öğretmenlerin çeşitli hediyelerle ödüllendirildiğini dile getirdi.

İtirafçı öğretmen M.Ö, TEOG sınavları öncesi FETÖ'nün "serrehber" diye adlandırdığı öğretmenlerin öğrencileri bir araya getirerek toplantılar düzenlediğini bildirerek, öğrencilerin bu toplantılarda gidecekleri okullar ve seçecekleri mesleklerle ilgili yönlendirildiğine işaret etti.

M.Ö, sözde örgüt yöneticilerinin, FETÖ'ye ait eğitim kurumlarında çalışanların maaşlarından her ay 150 ile 250 lira arasında kesinti yaptığını anlattı.

Bu arada, okul müdürü Cemalettin B, FETÖ'nün eğitim imamlarından biri olduğu gerekçesiyle geçtiğimiz aylarda Manisa'nın Turgutlu ilçesinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı.

’deki şehit acısı ’ya düştü

Hakkari’deki şehit acısı Bursa’ya düştü

'nin Çukurca İlçesi Güvendağı bölgesinde, şehit düşen 3 askerden piyade sözleşmeli er 20 yaşındaki Servet Tomak'ın, 'nın merkez İlçesi’nde oturan ailesine acı haber verildi.

'nin Çukurca İlçesi Güvendağı bölgesinde sabah saatlerinde güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada, aralarında piyade sözleşmeli er Servet Tomak'ın da bulunduğu 3 asker şehit oldu. Servet Tomak'ın şehit düştüğü haberi 'nın merkez İlçesi Üçevler Mahallesi Birinci Dişçi Sokak'ta oturan annesi Hacer Tomak'a evi ziyaret eden subaylar tarafından bildirildi. Şehit Servet Tomak'ın evi ve sokak bayraklarla donatıldı.


Tokmak Ailesi'nin bir süre önce Gaziantep'ten Bursa'ya taşındığı ve eşinden ayrılan Hacer Tomak'ın pazarlarda giysi satarak geçimini sağladığı öğrenildi. Servet Tomak'ın ailesine destek olmak için sözleşmeli er olduğu ve geçtiğimiz aylarda nişanlandığı belirtildi.
Şehit er Servet Tokmak'ın, sosyal paylaşım sitesindeki profiline yazdığı "Beyza'nın kara gözlüsü Vatan sevdalısı... Sen benden başkalarına sınırlarını çiz, söz vatan gibi korurum seni" sözleri yürekleri burktu.
Şehit er Servet Tomak'ın cenazesinin yarın Bursa'da toprağa verilmesi bekleniyor.

Konya'da ByLock operasyonu: 14 tutuklama

Konya'da ByLock operasyonu: 14 tutuklama

Konya'da FETÖ/PDY kapsamında örgütün haberleşme programı olan 'ByLock'u kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan 24 kamu personelinden 14'ü tutuklandı, 10 şüpheli de serbest bırakıldı.

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimi ardından FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Karayolları, Devlet Su İşleri, İşçi Kurumu, Kredi Yurtlar Kurumu, Müftülük, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Tarım İl Müdürlüğü gibi kamu kurumlarından 31 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Geçen salı günü eş zamanlı düzenlenen operasyonda 24 kişi gözaltına alındı.

Şüphelilerin örgütün haberleşme programı olan 'ByLock'u kullandıkları öne sürüldü. Polisteki işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. 14 şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, 2'sı savcılıktan, 8'i de adli kontrol kararı olmak üzere 10 şüpheli de serbest bırakıldı.

FETÖ elebaşı Gülen'in '17 Aralık' pmanlığı

FETÖ elebaşı Gülen'in '17 Aralık' pişmanlığı

'da, FETÖ/PDY'ye yönelik 28'i tutuklu 54 sanık hakkında hazırlanan iddianameye giren tanık ve müştekilerin ifadelerinde dikkati çekici bilgiler yer aldı.

'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 28'i tutuklu 54 sanık hakkında hazırlanan iddianamede yer alan ifadelerde, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in "17 Aralık" sürecinin ardından yaşadığı pmanlık anlatıldı.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında eski vali yardımcısıyla kamu kurumu müdürlerinin de bulunduğu 28'i tutuklu 54 sanık hakkında hazırlanan ve Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 226 sayfalık iddianamede, örgütün kuruluşu, amacı, sosyo kültürel ve zihinsel yapısı, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, kuruluşundaki "yemin" metni, haberleşmede kullandığı teknikler, istihbarat ağı, baskı oluşturma teknikleri, siyasi baskı ve propaganda araçları gibi bilgilerin yanı sıra tanık, müşteki ve zanlıların ifadelerine yer verildi.

Bir tanık ifadesinde, üst aklın ülkede operasyon yapılması kararı aldığı ve Türkiye'deki uzantılarına strateji verdiğini, 17 Aralık girişiminin ise kendine özgü bir karakteri olduğunu belirtti.

Ülkede 30 Mart seçimlerinden sonraki operasyonlara bakıldığında hepsinin ortak özelliğinin dönemin Başbakanını germek ve kızdırmak olduğunu kaydeden tanık, böylece toplumda umutsuzluk yaratmanın amaçlandığını ifade etti.

"GÜLEN, HUMEYNİ MİSALİ YURDA DÖNECEKTİ"

Başka bir şüphelinin ifadesinde de CIA ve FBI görevlilerinin, hükümete yönelik faaliyetlerine ilişkin geliştirdiği strateji gereği cemaate ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş kadroya değişik konularda eğitimler verdiğini belirtti.

Bunun en iyi örnekleri olarak 17 Aralık sürecinde savcılar ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonların sayılabileceğini vurgulayan zanlı, ifadesinde şu bilgileri paylaştı:

"Bu girişim, tamamen hükümeti ortadan kaldırarak devleti tüm kurumlarıyla zayıf düşürmek amacını taşımaktaydı. Bahsettiğim eğitimlere dahil olan adli ve güvenlik kurumlarında çalışan ancak cemaat kadrosu içerisinde yer alan şahıslar bu görevi üstlenerek harekete geçmiştir. Gülen, kendi yalan çevresine 17 Aralık süreciyle ilgili 'Keşke şimdi yapmasaydık diye söylediği' şeklinde bir duyumum olmuştur. Bu şekilde konuşmasının nedeni ise yapılan bu hareketten sonuç alınamamasıdır. Eğer bu girişim olumlu sonuçlansaydı Gülen, Humeyni misali yurda dönecekti. Bu başarısızlık aynı zamanda cemaatin Amerika ve İsrail nezdinde prestij kaybetmesine neden olmuştur. Bu nedenle Ayasofya konusu gündeme getirilmiş, Ayasofya konusunda hükümeti zayıf düşürmek amacıyla cemaat ve buna bağlı yayın organları tarafından kamuoyu oluşturmaya başlanmıştır."

"O İŞİ BIRAKIN, BU İŞİ YAPIN"

Bir başka kişi ise ifadesinde örgütün Humeyni yapılanmasını baz aldığına dikkati çekerek, "İletişim ağı kurmada ulak sistemini Humeyni modelinden almıştır." dediği aktarıldı.

Zanlılardan birinin ise özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde çalışma yapan cemaat sorumlularının katıldığı bir toplantıda " il imamı"nın kendilerine, "Yapmış olduğunuz iş hiçbir şeyle kıyaslanamaz, tarihi bir iş yapıyorsunuz. Hoca efendi dedi ki 'Bir vasıtanız var ve cennete adam taşıyorsunuz. Muvakkaten o işi bırakın, bu işi yapın, bu daha önemlidir.' dediğini belirtti.

Bir başka şüpheli de katıldıkları toplantıda Gülen'in kendilerine şöyle hitap ettiğini anlattı:

"Allah izin verirse bir gün gelecek bu dünyayı fethedeceğiz ama önümüzde Bedirler var, Uhudlar var, çetin geçeceğimiz yollar var. Bugünlere geldiğinde Hamzalar gibi doğranacak, kollarınız kesilecek, bedenleriniz kesilecek, kütüklerde doğranan etler gibi doğranacaksınız ama bu akan kanlarınıza rağmen arkadan gelenler aynı yoldan devam edip gidecekler.' diyerek bizleri motive etti."

ByLock’tan yakalananlar gelip bana ağlamasın

ByLock’tan yakalananlar gelip bana ağlamasın

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Partili vekilleri uyardı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün AK Parti'li bazı milletvekilleriyle Beştepe'de bir araya geldi. FETÖ ile mücadele konusunda kararlılık vurgusu yapan Erdoğan, ByLock programının soruşturmanın en önemli ayağını oluşturduğunu söyledi. Yürütülen soruşturmalarda 100 bin ByLock kullanıcısının tespit edildiğini kaydeden Erdoğan, "By Lock'tan yakalananlar 'Mağdurum' diye gelip bana ağlamasın" dedi. Konuşmasında AK Parti'li bir isimden örnek veren Erdoğan, bu partilinin ByLock çıkan oğlunu reddettiğine dikkat çekerek, "Herkesin böyle olması gerekiyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği konusunda da önemli mesajlar verdi. Önümüzdeki hafta Meclis'e gelmesi beklenen teklife AK Parti milletvekillerinin tamamının sahip çıkmasını isteyen Erdoğan, sağlanan uzlaşı ortamının önemli olduğuna vurgu yaptı. Erdoğan, bu süreçte AK Parti teşkilatlarının çok sağlam durması ve çok çalışması gerektiğini sözlerine ekledi. Tüm terör örgütleriyle mücadele kararlılığını vurgulayan Erdoğan'ın gündeminde, HDP'liler de vardı. Dokunulmazlıklar konusunda anayasa değişikliği öncesi cesur açıklamalar yapanların bugün kaçtığını kaydeden Erdoğan, "Terörle mücadelede kararlıyız. Teröre destek verme konusunda herkes hak ettiği cezayı bulacak" şeklinde konuştu. Erdoğan, Aladağ'da yaşanan ve 11'i çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği yurt yangınına ilişkin olarak da, "Ölen çocuklar bizim evlatlarımız, bize emanet. Yurt kime ait olursa olsun sorumluların üzerine gidilmeli" mesajı verdi.

kimdir? Süleymancılık ı

Süleymancılar kimdir? Süleymancılık tarikatı

Adana Aladağ'daki yangın sonrasında Türkiye'nin gündemine gelen bilmeyenlerin radarına girdi. Süleymancılar kimdir? Süleymancılık nedir? Kendilerini nasıl tanımlıyorlar? İşte Süleymancılar ya da topluluğuna ilişkin bilgiler ve ayrıntılar...

Adana Aladağ'da meydana gelen kız öğrenci yurdu yangını sonrasında Türkiye'nin gündemine gelen Süleymancılar bilmeyenlerin radarına girdi. Peki Süleymancılar kimdir? Süleymancılık nedir? Kendilerini nasıl tanımlıyorlar? İşte ya da olarak bilinen topluluğa ilişkin bilgiler ve ayrıntılar...

SÜLEMANCILIK NEDİR? SÜLEYMANCILAR KİMDİR?

Süleymancılar topluluğu Türkiye'de bir ir. Genellikle ortaokul ve lise çağlarındaki öğrenciler için açtıkları yurtlarla bilinirler. Kendileri okul açmak yerine yurtta barınma sağlarken buralarda kalan öğrencileri devlet okullarında okur.

"Süleymancılar" olarak anılmalarına rağmen kendilerini "Süleymanlılar" olarak tanımlarlar.

"SÜLEYMANCILIK" İSMİNİ NEREDEN ALIYOR?

İsmini "üstad" olarak andıkları İslam alimi Süleyman Hilmi Tunahan'dan alır.

SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN KİMDİR?

Medreselerin ve İslami eğitimin baskılandığı, adım adım yasaklandığı dönemde işçi olarak gösterdiği gençlere eğitim vermesi ile bilinen İslam alimi...

PROFESÖR VE HUKUKÇU...

Daha 30 yaşındayken profesör unvanı alan Süleyman Hilmi Tunahan, aynı zamanda hukuk fakültesini yüksek dereceyle bitirmiştir. Çok sayıda Kur'an kursu hocası, vaiz ve müftü yetiştirmiştir. Tunahan'ın en önemli eseri Kur'an okumayı kısa zamanda öğreten "Elif Cüzü"dür. Kendisi kitap yazmaktan çok kitapları yaşayacak "ayaklı kitap" yani talebeler yetiştirmeyi uygun görmüştür. 1970 yılında dönemin hükümeti tarafından öğrencilerinin oluşturduğu grupların çalışmaları serbest bırakılarak faaliyetleri resmen tanındı.

ÜNİVERSİTE YURTLARI DA VAR

Öğrencileri devlet okulunda okumasına karşın yurtlarında temel dini eğitim veren Süleymancılar bu anlamda ilerlemek isteyenlere de Emsile, Bina Maksut, Avamil olarak bilinen arapça medrese dersleri vermekte...

Ayrıca Süleymancıların son yıllarda üniversiteli öğrencilere yönelik yurtlar da açtığı biliniyor.

PKK’lı canlı bombanın ailesine tazminat davası

PKK’lı canlı bombanın ailesine tazminat davası

İçişleri Bakanlığı, Ankara’da 9 yıl önce gerçekleştirdiği saldırıda 9 kişinin ölümüne neden olan PKK’lı canlı bomba Güven Akkuş’un kardeşlerine zararın giderilmesi için dava açtı

İçişleri Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü avukatı Ayşe Erdenur Baykal'ın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı davaya göre, 22 Mayıs 2007'de Ankara Anafartalar Çarşısı önünde PKK'lı canlı bomba Güven Akkuş'un gerçekleştirdiği terör eyleminde ölenler için tazminat talep edildi. Saldırıda 1'i Pakistanlı 9 kişi hayatını kaybetti, 121 kişi yaralandı. Ölenlerden Selahattin Deniz'in ailesi, Ankara 14. İdare Mahkemesi'nde tazminat davası açtı. Deniz'in eşi Şengül Deniz ve 3 çocuğu, İçişleri Bakanlığı'ndan 135 bin lirası maddi 250 bin lirası manevi olmak üzere toplam 385 bin lira tazminat istedi. Davayı kısmen kabul eden mahkeme, 200 binin ödenmesine karar verdi. Aileye 2008'de faiziyle birlikte 212 bin lira ödendi. Bakanlık da aileye ödediği tazminatın tahsili için canlı bomba Güven Akkuş'un ailesine tazminat davası açtı. Bakanlık adına başvuruyu yapan İstanbul Muhakemat Müdürlüğü'nün dilekçesinde Akkuş'un saldırıda öldüğü için mirasçıları olan kardeşleri Yüksel Akkuş, Gürses Akkuş ve Aysel Avuloğlu'na dava açıldığı belirtildi. Dilekçede, "Saldırıda hayatını kaybeden Selahattin Deniz'in ailesine ödeme tarihimiz olan 1 Aralık 2015 itibariyle işleyecek yasal faiziyle 212 bin 314 lira 20 kuruşun Hazine'ye iadesine karar verilmesini istiyoruz" denildi.

Bu haber 202191 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Ziraat Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor'u 3-0 yenen Galatasaray kupanın sahibi oldu.
Ziraat Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor'u 3-0 yenen Galatasaray...
Ziraat Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor'u 3-0 yenen Galatasaray kupanın sahibi oldu.
Ziraat Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor'u 3-0 yenen Galatasaray...