İşte 'Abdullah Gül ittifakının' perde arkası!
Giriş Tarihi: 25.4.2018 07:29 Güncelleme Tarihi: 25.4.2018 08:41
Mehmet Acet, Yeni Şafak gazetesindeki yazısında Abdullah Gül'ün muhtemel adaylığı ile ilgili dikkat çeken bir yazı kalem aldı. Gül'ün uzun süredir adaylık süreci yürüttüğüne dikkat çeken Acet, "Abdullah bey, büyük fotoğrafa bugün daha iyi bakmalı" uyarısında da bulundu.

Temel Karamollaoğlu, Pazartesi sabahı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüştükten sonra aile ortamında “CHP bizim adayımıza destek vermek istemiyor” gibi bir cümle kullanıyor.
Muhtemelen aile içinde olup da Tayyip Erdoğan’a muhabbetle bakan bir isim de orada olduğu için ‘şaşırtmaca taktiği’ uyguluyor.
Neden derseniz, işin gerçeği tam tersi istikamette.
O görüşmede Kılıçdaroğlu açık çek veriyor, “Çıkarın adayınızı destek vereceğiz” diyor.
Karamollaoğlu’nun vites büyütüp görünür alana çıkmasından sonra bir dost ortamında “Sanki kendisi değil de Abdullah Gül konuşuyor” diye cümle sarf etmiştim.

GÜNEŞ Gazetesi, kapalı kapılar ardındaki o ihanet senaryosunu ifşa ediyor. FETÖ, ancak şeytanın aklına gelebilecek bir oyunu sahneye koydu. Seçmenin gözü önündeki tüm adaylık açıklamaları, müzakereler ve vekil transferleri mizansenden ibaret. Örgüt, Gül ve Akşener’i aday yapıp Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini engellemek istiyor. Asıl amaç ise Gül’ü 2. turda Erdoğan’ın karşısına çıkarmak.
1- FETÖ’nün yazdığı senaryoya göre, Meral Akşener’in aday olarak çıkıp MHP’den oy çalması bekleniyor. İkiden fazla adayla gidilen seçimlerde, ilk turda Erdoğan’ın yüzde 50+1 oy alması engellenmek isteniyor.
KENDİNİ YEM ETTİ
Meral Akşener, 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında başarılı olamayacağının farkında. Ancak kendini yem olarak ortaya atıyor. FETÖ’nün planının bir parçası olarak, bile isteye Erdoğan’dan 3-5 oy azaltabilmek için sahneye çıkıyor.
2- İhanet çetesinin kaset kumpasıyla CHP’nin başına getirilen Kılıçdaroğlu’nun, vaatlerini gerçekleştirebilmesi için aday olması gerekiyordu. Ancak böyle bir adım atmadı. FETÖ, “Aday olmayacaksın” talimatını verdi. Dahası, Türk siyaset tarihine kara leke olarak geçen vekil satışını yaptırdı.
3- Meral Akşener, FETÖ bağlantısını gözler önüne seren sosyal medya paylaşımlarını silerek tüm dikkatleri üzerinde topladı. Oysa kendisi de iyi biliyor ki tweet silmek onları görünmez kılmıyor, sosyal medyada onlarca kopyası var.
4- Abdullah Gül, en başından beri Pensilvanya’nın adayı. Kemal Kılıçdaroğlu, Temel Karamollaoğlu, Meral Akşener ve karanlık odaklar, Gül’ü Erdoğan’ın karşısına çıkarma konusunda birleştirildi.
İşaret fişeğini 18 Ocak'ta ateşledi
15 Temmuz hain darbe girişimiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan Fetullah, sinsi planın ilk işaretini 18 Ocak’ta bu şiirle verdi:
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren GÜL
Gel, o bayıltan renginle gönlüme dökül
Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine GÜL
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren GÜL
Senaryonun şifreleri bu konuşmada
Şeytani kurgunun detaylarını, firari FETÖ’cü Emre Uslu açık etti. O terörist, Akşener’in seçimleri kazanamayacağını bildiğini, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kurtulmak için desteklenmesi gerektiğini söyledi: ‘Akşener’in kazanamayacağını bildiğim halde neden ona destek veriyorum?’ Meral Akşener’in dikmiş olduğu İyi Parti ağacı, son umudumuzdur. Ben bu ağaca su veririm.
Şimdi bu izlenimim bugün itibarıyla daha bir belirginleşmiş gibi görünüyor.
Bugünden geriye dönüp bakınca, herkesten daha fazla Kılıçdaroğlu’nun sahiplendiği “İlkeler ittifakı” lafının patent hakkının da Gül’e ait olduğu anlaşılıyor.
Demek ki, uzun süredir Gül için ‘adaylık tarlası’ sürülüyormuş.
Demek ki, Kılıçdaroğlu’nun üç hafta önce sorularımız yanıtlarken bahsettiği ‘gizli trafiğin’ odağında da Abdullah Gül’ün adaylığı varmış.
Gül cenahından gelen haberler, bu trafiğin son safhaya geldiğine işaret ediyor.
“Son pürüzler de giderilirse” deniyor, Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı için aday olduğunu açıklayacakmış.
Son pürüzlerden bir tanesi, Meral Akşener’in 100 bin imzayla aday olacağı açıklamasından henüz geri adım atmaması.
Bu arada Akşener’in henüz geri adım atmamış olması, Kılıçdaroğlu’nu yeni bir trafiğe zorladı. Akşam üzeri ortaya çıkan yeni bilgi, yeni bir Kılıçdaroğlu/Akşener görüşmesinin olacağına işaret ediyordu. Görüşmenin konusu artık saklanamayacak kadar aşikar hale gelmiş durumda:
Gül’ün adaylığının önünün açılması için Akşener’in adaylıktan çekilmeye ikna edilmesi. Dün akşama doğru televizyonlara bir başka son dakika bilgisi daha düştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis Eski Başkanı Bülent Arınç’ı genel merkeze davet ederek kendisiyle bir görüşme yapmıştı. Görüşme çıkışı bir açıklama yapan Arınç’ın sözleri, kendisinin muhtemel bir Erdoğan/Gül yarışında Arınç’ın Erdoğan’a yakın bir yerde duracağına işaret ediyordu.
E-MUHTIRAYI VERENLERİN GÖNLÜNDEKİ ADAY
Ankara’da Abdullah Gül’ün hafta sonuna kadar kararını netleştirip bir açıklama yapacağı beklentisi var.
Net bir bilgim yok ama Cuma gününün 27 Nisan’a denk gelmesi nedense aklıma düşmüş durumda.
Gül, 27 Nisan e-muhtırasının 11’inci yıl dönümünün kendisi için olumlu bir çağrışım yapacağını hesap ederek böyle bir günü tercih edebilir.
Ama 11 yıl önceki pozisyonu ile bugünkü durumu arasında o kadar büyük uçurumlar var ki…
Düşünsenize…
Dün ben bu yazıyı bilgisayara dökerken tam da 11’inci yılına denk gelen “Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşim” açıklamasının üzerinden 11 yıl geçtikten sonra, Gül’ün Erdoğan’a karşı aday olarak çıkmaya hazırlandığını, o günlerde kendisinin aday olmaması için o muhtırayı verip darbe tehdidinde bulunanların günün sonunda ‘gönlündeki aday’ durumuna düştüğünü.
Düz bakınca “Ama bu Aristo mantığı” denilip haksızlık yaptığım düşünülebilir.
Ama, o kesimler için niyetler/duruşlar/ilkelerden daha fazla sonuçlar önemlidir.
Futbolun final maçlarında ikinciler hatırlanmaz.
Bunu siyasete uyarlayacak olursak, insanlar, niyetleriyle, hedefleriyle değil, aldıkları kararların iyi ya da kötü sonuçlarıyla anılırlar.
11 yıl önce Abdullah Gül’e muhtıra verenler, kendisini çok sevdikleri için değil ama, alacağı kararın sonuçlarını düşünüp el ovuşturdukları için bu trafiğe destek oluyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun ve temsil ettiği zihniyetin, 15 Temmuz’u yapanların, Gül’ün adaylığına açık çek vermesinin iki sebebi olabilir.
1- Tayyip Erdoğan’ı kendileri açısından en iyi yöntem olan ‘içeriden devirme’ hesapları.
2- Erdoğan ve Gül’ün temsil ettiği mahalle içinde, onulmaz, geri dönüşü olmayan yaralar açmak.
Küresel 28 Şubat’ların yaygınlaştığı günümüzde, Abdullah Gül’ün adaylığı üzerinden yeni bir aşama kaydedip memleketi yeni bir Takrir-i Sükun atmosferine sokma niyeti taşıyanları ihmal edebilir miyiz?
Abdullah bey ne kadar hesap kitap yaparsa yapsın, günün sonunda kendisine destek verenlerin hesabı, kitabı bu.
İllaki bir hesap kitap üzerinden bu sürecin okumasını yapacaksak, Gül’ün seçimleri kazansa bile 25 Haziran sabahı karşı karşıya kalacağı tablonun Kılıçdaroğlu’na mahkum olmak dışında bir sonuç üretmeyeceği şimdiden görülebiliyor.
Demem o ki, zaman intifada zamanı değil.
Abdullah bey, görev üstlendiği dönemlerde başarılı bir şekilde odaklandığını bildiğimiz büyük fotoğrafa bugün daha iyi bakmalı.
Kimler benim üzerinden ne hesaplar peşinde sorusunu kendisine sorması halinde, o sorunun yanıtını kolayca bulabilecektir.
Abdullah Gül ile Karamollaoğlu ödül töreninde
Abdullah Gül ve Temel Karamollaoğlu, Erbakan Ödülleri 2018 törenine birlikte giriş yaptı.

11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Necmettin Erbakan Ödülleri Platformu tarafından düzenlenen Erbakan Ödülleri 2018 törenine katıldı.
TÖRENDE BULUŞTULAR
Beşiktaş'ta düzenlenen törene gelen Abdullah Gül'ü Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu karşıladı.
Abdullah Gül ile Karamollaoğlu ödül töreninde
İttifak talimatı FETÖ'den mi? CHP'de kurye rahatsızlığı
Kılıçdaroğlu’nun, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile teması FETÖ-ABD ilişkisini sağlayan Kasım Gülek’in kızı Tayyibe Gülek’in evinde kurması CHP’de krize yol açtı.

Kılıçdaroğlu ve Akşener görüşmesinin FETÖ-ABD ilişkisini kuran Kasım Gülek’in kızı Tayyibe Gülek'in evinde yapıldığının ortaya çıkması partide kriz yarattı. Bilgiyi doğrulatan partililer, Kılıçdaroğlu'nun bu görüşmesinden rahatsız oldu. CHP'liler, "FETÖ ile omuz omuza çalıştığı tescilli bir ismin kızının evinde bizim partimiz ile ilgili bir karar nasıl alınır?" şeklinde tepki gösterdi.
HAMLELERE DEVAM
Erken seçim kararı ile köşeye sıkışan muhalefet çıkış yolları arıyor. Kılıçdaroğlu, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eski ABD Başkanı George Bush'un seçim kampanyasını yürüten ve dünya Mason localarının en gözde siması, ABD'li siyonist şirketlerin Orta Doğu'daki en önemli ismi olan Ali Rıza Bozkurt ile görüşmesinden birkaç gün sonra partisinin adayını açıklamıştı. Yine üst akıldan talimat bekleyen Kılıçdaroğlu hamlelerine devam ediyor.
FETÖ BAĞLANTISI
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüşmesinin sır perdesi aralanan Kılıçdaroğlu'nun etekleri tutuştu. Talimatla 15 milletvekilini istifa ettirerek İYİ Parti'ye grup kurduran Kılıçdaroğlu'nun bu kararı aldığı ve Akşener ile görüşme yaptığı mekanın CHP’nin meşhur genel sekreteri, ABD ile ilişkisi bilinen, Türkiye’deki Mason yapılanmasının önde gelen ismi, Fetullah Gülen’i 1960’lı yıllardan ölünceye kadar kollayıp koruyan Kasım Gülek’in kızı Tayyibe Gülek’in İstanbul'daki evinde olması dikkatleri FETÖ bağlantısına çekti.
CUMHURBAŞKANI ADAYI FETÖ TALİMATI İLE Mİ?
Kılıçdaroğlu'nun sır görüşmesi aralanınca partideki rahatszılık arttı. Bilginin doğruluğunu öğrenen CHP'liler Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi. Bazı partililer, böyle bir görüşmenin neden gözlerden uzak ve FETÖ ile bağlantılı bir ismin kızının evinde yapıldığını anlamlandıramadığını belirtti. Partililer, "FETÖ ile omuz omuza çalıştığı tescilli bir ismin kızının evinde bizim partimiz ile ilgili bir karar nasıl alınır? Cumhurbaşkanı adayımız FETÖ talimatı ile mi belirlenecek. Bu kesinlikle kabul edilemez" değerlendirmesini yaptı

Kılıçdaroğlu’nun dördüncü danışmanı da FETÖ’cü çıktı
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 4’üncü başdanışmanı da FETÖ ile irtibatlı çıktı. Eski CHP PM üyesi olan başdanışman Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya KHK ile öğretim üyeliğinden ihraç edildi

CHP'de yeniden FETÖ'cü başdanışman skandalı patlak verdi. Daha önce 3 başdanışmanının FETÖ ile iltisaklı olduğu ortaya çıkan Kılıçdaroğlu'nun bir başka başdanışmanı eski CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya'nın 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyeliğinden ihraç edildiği ve bu durumu sosyal medya hesabından duyurduğu ortaya çıktı.
672 sayılı KHK ile terör örgütlerine veya MGK tarafından devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kamu kurumlarındaki çok sayıda çalışanın görevlerine son verilmişti. Yenidünya'nın 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nde Kastamonu'dan birinci sıradan milletvekili adayı olduğu, fakat kazanamadığı belirlendi.
BYLOCK'ÇU DANIŞMANLAR
Bilindiği gibi Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlığını yapan Fatih Gürsul'un FETÖ'nün kendi aralarında haberleşmek için kullandığı kriptolu haberleşme uygulaması ByLock'a 28 bin 66 kez giriş yaptığı öğrenilmişti. FETÖ'nün İstanbul Üniversitesi'ndeki akademik yapılanmasına ilişkin davada da tutuklu yargılan Gürsul, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçu kapsamında 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yine Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlarından Murat Aksoy, örgütün Millet gazetesindeki yazılarıyla tanınıyordu. FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin davada 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Aksoy, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesi çıktığı Halk TV'de yaptığı konuşmada, darbeyi çağrıştıran açıklamalarıyla gündem olmuştu. Geçtiğimiz günlerde ise Kılıçdaroğlu'nun üçüncü FETÖ'cü başdanışman skandalı ortaya çıkmıştı. CHP PM üyesi Alper Keten'in Bilim Platformu listesinden yönetime taşındığı KHK ile Hacettepe Üniversitesi'ndeki öğretim üyeliğinden atıldığı anlaşılmıştı. Metin Kılıç isimli FETÖ itirafçısı Hamit kod Eyüp Ruşen Heybet isimli FETÖ imamının kendisini Alper Keten'e götürdüğünü, Keten'in de kendisini CHP'ye yerleştireceğini söylediğini anlamıştı. ByLock kullanıcısı çıkan Keten'in yurtdışına kaçtığı, Almanya'da olduğu iddia edilmişti.



HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, cumhurbaşkanı seçimine kendi adaylarıyla gireceklerini söyledi. Temelli, Abdullah Gül ve Meral Akşener sorusuna da cevap verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada erken seçim süreci ile ilgili HDP’nin Akşener’e destek olasılığını değerlendirdi.
HDP’nin Akşener’e destek olasılığını değerlendiren Temelli, “Taban oy vermez. Tüm partiler ikinci turu dikkate alarak adayını belirlemeli. Yani belirleyecekleri aday herkesi kucaklayacak aday olmalı” diye konuştu.
Temelli, “Abdullah Gül’e oy verir misiniz?” sorusuna, “Bizim gündemimize düşmüyor. Ama saygın bir siyasetçi, değerlendirilebilir. Biz bir temas görmedik. Biz kendi adayımızı çıkartacağız. Adaylar havuzu oluşturduk. 3 Mayıs günü adayımız açıklanacak. Adaylar havuzunda Selahattin Demirtaş da var” yanıtını verdi.Zülfikar Gençtürk
15-temmuz.net haberleri
E-Posta: [email protected]..
YORUMLAR