Hayır’cılar millete güvenmiyor

Hayır'cılar millete güvenmiyor

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkanların güvensizliği cumhurbaşkanı seçilecek kişiye değil millete karşıdır. Mesele bu. Yeni sistemin tek adamlıkla ilgisi yok. Ülkemizde hükümetlerin ömrü 16 ay bile değil. Böyle ülke yönetilir mi? Yeni sistemde milletin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olmayan hiç kimsenin ülkeyi yönetme ihtimali yok

12 Şubat 2017 - 08:31 - Güncelleme: 12 Şubat 2017 - 10:04

Giriş Tarihi: 12.02.2017 05:29 Son Güncelleme Tarihi: 12.02.2017 08:09

Erdoğan, referandum öncesi yeni sistemi anlattı

Erdoğan'dan referandum açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu'nda konuştu.

Erdoğan, referandum öncesi yeni sistemi anlattı

"Biz burada sistem mücadelesi veriyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

İŞLERİ GÜÇLERİ ERDOĞAN, ERDOĞAN BAKİ DEĞİL FANİ YA..

"Sisteme karşı çıkanların özellikle güvensizliği cumhurbaşkanlığı seçilecek kimseye değil, millete karşıdır. Bu gerçeği ifade edemediklerinden olsa gerek şahıslar üzerinden ürettikleri yalanla kafa bulandırmaya çalışıyorlar. İşleri güçleri Tayyip Erdoğan, Tayyip Erdoğan fani ya... Benim 16 Nisan'a çıkacağımın garantisi var mı?

MİLLET NE DERSE, ALLAH NE DERSE O OLACAK

Biz burada sistem mücadelesi veriyoruz. Erdoğan'dan sonra ne olacak diye uğraşıyoruz. Millet ne derse o olacak, Allahne derse o olacak"Erdoğan, referandum öncesi yeni sistemi anlattı

Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları;

"Teoride parlamenter sistem monarşiye karşı verilen mücadelenin ürünüdür. Avrupa ülkelerinde kralların olduğunu görüyoruz. Japonya gibi Tayland gibi dünyanın başka yerlerinde de benzer durumlarla karşılaşılabiliyor. Birileri çıkıp bu monarklar semboliktir diyebilir. Devlet sisteminde bir makam varsa sembolik kalmaz. Kral varsa, kraldır. Öyle veya böyle ülkenin yönetiminde hak sahibir, söz sahibidir. Adı Cumhuriyet olduğu halde diktatörlük ile idare edilen yönetimler de mevcuttur.

25 GÜN ÖMRÜ OLAN HÜKÜMETLER OLDU

Her ülke kendi şartlarına özgü bir yönetim biçimine sahiptir. Bu süreçte ülkemiz savaşlar ve krizler ile sürekli erimiş, çürümüş çok ağır bedeller ödemiştir. Çanakkale'den aldığımız ilham ve güçle Kurtuluş Savaşı'nı verdik. Avrupa monarşi ile demokrasiyi bir arada yaşatırken biz hanedanı yurtdışına çıkardık. Cumhuriyet dönemi de yekpare değildi. Cumhuriyetin geçmişi 93 yıl iken şu anda 65. Hükümet işbaşında. Ülkemizde hükümetlerin ömrü 16 ay bile değildir. Türkiye böylesine kısa süreli hükümetler tarafından yönetilirken kalkınma yarışına girdiği ülkeler tarafından geçilmiştir. 25 gün ömrü olan hükümetler oldu. Böyle devlet yönetilir mi? Bu ülkede il başkanlarının vali olmasını heralde AK Parti yapmadı. Bunlar ana muhalefet partisinin geçmişine aittir.

PKK, KANDİL HAYIR DİYOR. ANA MUHALEFET DE HAYIR DİYOR

Kim hayır diyor, PKK hayır diyor. Kim hayır diyor Kandil hayır diyor. Kim hayır diyor bayrağımıza karşı çıkanlar hayır diyor. Kim hayır diyor, ne yazık ki milli ve yerli olanlara karşı çıkanlar hayır diyor. Ana muhalefet de hayır diyor mu? Temenni ederim ki onlar da kendilerini çek ederler.

TÜRKİYE VESAYET KURUMLARINDAN ÇOK ÇEKTİ

1950'de geçtiğimiz çok partili hayatın sık sık darbelerle, muhtıralarla kesintiye uğramasının gerisinde belli bir kesimin tek parti dönemine olan özleminin bulunduğunu ifade etmek herhalde yanlış olmaz. Bunu buradan açıklıyorum. Türkiye, gücü ve yetkiyi elinde bulunduran ancak millete karşı hiçbir sorumluluğu olmayan vesayet kurumlarının elinden çok çekti. Dikkat ediniz, ülkemizde ne zaman milli iradeye dayalı yönetimler güçlü bir şekilde iş başında bulunmuşsa o dönemlerde çok büyük sıçramalar yaşanmıştır.

YÖNETİM DOĞRUDAN MİLLETE VERİLİYOR

Bu değişim, dönüşüm sıradan bir olay olmayacak. Cumhurbaşkanlığı sisteminin özü, yönetimin doğrudan millete veriliyor olmasıdır. İşin aslı budur. Yürütme görevini ifa edecek olan cumhurbaşkanı, gücünü aldığı millete karşı sorumlu olacağı için attığı her adımda gözü kamuoyunun üzerinde olmak zorundadır. Utanmadan sıkılmadan ne diyorlar? 'Parlamento yok edilecek, parlamento olmayacak, yasama organı olmayacak.' Böyle bir saçmalık olur mu?"

Hayır’cılar millete güvenmiyor

Hayır’cılar millete güvenmiyor

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkanların güvensizliği cumhurbaşkanı seçilecek kişiye değil millete karşıdır. Mesele bu. Yeni sistemin tek adamlıkla ilgisi yok. Ülkemizde hükümetlerin ömrü 16 ay bile değil. Böyle ülke yönetilir mi? Yeni sistemde milletin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olmayan hiç kimsenin ülkeyi yönetme ihtimali yok

Cumhurbaşkanı Haliç Kongre Merkezi'nde 'nın düzenlediği Sempozyumu'nda konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından çarpıcı alıntılar:
25 GÜN ÖMRÜ OLAN HÜKÜMETLER BİLE OLDU: Cumhuriyet geçmişi 93 yıl iken, şu anda 65'inci hükümet iş başındadır. Hale bakın. Ülkemizde hükümetlerin ömrü 16 ay bile değil. 25 gün ömrü olan hükümetler olmuştur bu ülkede. Böyle devlet yönetilir mi? İşte şimdi biz bunu temelden düzeltiyoruz. Yeni sistemde milletin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olamayan hiç kimsenin ülkeyi yönetme ihtimali yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan"25 gün ömrü olan hükümetler olmuştur bu ülkede"

CUMHURİYETİ AVRUPA'DAN ÖNCE KURDUK: İstiklal Harbi'mizin başarıya ulaşmasının ardından Cumhuriyet'in ilanı geldi. Avrupa, monarşiyle devam ederken biz Cumhuriyeti kurduk. Önce tek partili sonra çok partili bir sistemle bugünlere geldik. Sonrasında demokrasimizi darbeler gölgesi altında ayakta tutmaya çalıştık. Bu sıkıntıları iliklerimize kadar yaşadık. Yaşanan çarpıklıkların sonucu istikrar ve güven ortamının tehdit altında olmasıdır.
BU FİKİR BİR GÜNDE ÇIKMADI: Cumhurbaşkanlığı sistemi konusu bir günde ortaya çıkmış değildir. Gerisinde derin ve düşündürücü bir arka plan var. Türkiye gücü ve yetkiyi elinde bulunduran vesayet kurumlarının elinden çok çekti. Ne zaman milli iradeye dayalı yönetimler olunca sıçramalar yaşandı. Tarihi okumalara da baktığımızda ülkemizin yeni anayasaya olan ihtiyacı ortaya çıkıyor.



TEK ADAM MESELESİ DEĞİL: Cumhurbaşkanlığı sisteminin tek adamlıkla ilgisi yok. Bu ülkede il başkanlarının vali olmasını herhalde AK Parti yaşamadı. Tek adamlık CHP'nin geçmişinde var.
MİLLET NE DERSE O OLACAK: Cumhurbaşkanlığı sisteminin tek güvencesi demokratik olmasıdır. Millete hesap vermek zorunda olan hiçbir yöneticinin, sisteme karşı çıkanların öne sürdüğü yanlışlara sapma ihtimali olamaz. Milletin gösterdiği yolu izlemezseniz, millet tarafından alaşağı edilirsiniz. Şahıslar üzerinden ürettikleri yalanlarla kafaları bulandırmaya çalışıyorlar. İşiniz gücünüz Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan baki değil fani. Biz burada sistem mücadelesi veriyoruz. 'Erdoğan'dan sonra ne olacak?' diyorlar. Millet ne derse o olacak. Bu sisteme karşı çıkanların güvensizliği cumhurbaşkanı seçilecek kişiye değil millete karşıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Millet ne derse o olacak. Allah ne derse o olacak"

HAYIR DİYENLER BELLİ: Tek millet, tek bayrak, tek devlet için "evet" diyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkanların işin ruhunu öğrendiklerinde sistemi kabul edeceklerdir.


SETA Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Serhat Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a vakfın yayımladığı Kriter dergisinin 15 Temmuz özel sayısının kapağının yer aldığı tablo hediye etti. Erdoğan daha sonra SETA Vakfı çalışanlarıyla birlikte aile fotoğrafı çektirdi.

MİLLETE SORUMLU OLACAĞIZ: Cumhurbaşkanlığı sisteminin özü, yönetimin doğrudan millete veriliyor olmasıdır. Başkanlık sisteminin olduğu ülkelerde yasama yok mu? Var. Bizimki Türk tipi bir sistem olacak. Aynısı olmak durumunda değiliz diğer ülkelerle. Yürütme de var. Cumhurbaşkanı temsil edecek, kabinesini kuracak. Hesabını da millete verecek.
GENSORUDAN ÇOK ÇEKTİK: Gensoru mekanizması parlamentoyu çalıştırmama mekanizmasıdır. Asıl, gensoru mekanizması milletin karşısında çalışacak. "Sen bu işi yürütemedin, yeni bir ekibi yürütmenin başına getiriyoruz" diyecek millet.
VEKİLLER ASIL İŞİNE BAKACAK: Yürütmenin iki başı tek olacak. Milletimiz kimden hesap soracağını bilecek. Milletvekilleri, iş takibi yapmaktan yasama vazifesine zaman bulamıyor. Yeni sistemle vekiller Meclis çalışmalarına yoğunlaşacak. Cumhurbaşkanı'nın bütçe dışında kanun teklifi getirme yetkisi yok. Yasama faaliyetleri tamamen milletvekillerine düşüyor.
YARGIYA BAĞIMSIZLIK: Darbe ve vesayet dönemlerinde yargı ile ilgili hafızalarda hoş olmayan görüntüler var. Yeni sistemde bunları da çözeceğiz. Yürütme, yasama ve yargı güçleri kendi alanlarına odaklanacak. Halka hakaret ederek, halkçılık yaptıklarını ifade edenlerin devri kapanıyor.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması salondaki gençler tarafından sık sık alkış ve tezahüratlarla kesildi.

ERDOĞAN'DAN KÖRFEZ ÇIKARMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki sırasıyla Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar'ı kapsayan 4 günlük Körfez ülkeleri turuna bugün başlıyor. Görüşmelerde ülkeler arasındaki ekonomik ilişkiler, özellikle enerji ve turizm alanındaki işbirliğinin arttırılması ele alınacak. Siyasi olarak en önemli gündem maddesi ise Suriye meselesi olacak. Astana sürecinin yanı sıra Suriye'deki son gelişmeler liderler arasında görüşülecek. Ziyaretler sırasında üç ülkenin liderleriyle ülkeler arasındaki enerji ve turizm alanlarında işbirliğinin arttırılması konuları da görüşülecek.

'AMAÇ SİYASAL SİSTEM KRİZİNİ SONLANDIRMAK'
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu"nda konuştu. Duran, Türkiye'nin hükümet sistemi sorununu çözmek için 16 Nisan'da tarihi referanduma gittiğini ifade ederek, "Bu değişikliğin temel amacı Türkiye'nin siyasal sistem krizini sonlandırmaktır. Mevcut sistem uzun bir süredir ülkemizdeki siyasi istikrarsızlığın, hükümet krizlerinin, güçsüz yönetimlerin ve bürokratik vesayetin temel kaynağı oldu. Vesayetçi parlamentarizm ve zayıf koalisyon hükümetleri ülkemizin gelişimini engelledi" diye konuştu.

Referandum tarihi netleşti

YSK Başkanı Sadi Güven, 16 Nisan'da yapılacak olan referandumda pusuladaki renklere dikkat çekti.

Referandum tarihi netleşti

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulmasının Resmi Gazete'de yayımlandığını bildirdi.

YSK referandum takvimini belirledi

16 NİSAN KESİNLEŞTİ, PUSULALARI ANLATTI

Açıklamasında referandum tarihinin 16 Nisan Pazar günü olarak kesinleştiğini söyleyen Sadi Güven, pusuladaki renklerin dikkatini çekti:

"BEYAZ RENK ÜZERİNE EVET, KAHVERENGİ ÜZERİNDE HAYIR İBARESİ BULUNACAK"

"Yurtdışında kurulan temsilcilikte oy verme işlemleri 27 Mart-9 Nisan 2017 tarihleri arasında, gümrük kapılarında ise 27 Mart-16 Nisan 2017 tarihleri arasında yapılacaktır. Halk oylamasında beyaz renk üzerine ‘Evet’, kahverengi üzerinde ‘Hayır’ ibareleri bulunan birleşik oy pusulası kullanılacaktır.Referandum tarihi netleşti

"LİSTELER 18 ŞUBAT'TA ASKIYA ÇIKARILACAK"

Seçim takvimi 16 Şubat 2017 tarihinde itibaren uygulanmaya başlanacaktır. Hazırlanan seçim takvimine göre muhtarlık bölgesi askı listeleri 18 Şubat 2017 tarihinde askıya çıkarılacak, 26 Şubat 2017 Pazar günü askıdan indirilecektir. Halk oylamasının başlangıç tarihi itibariyle seçmen kütüğümüzü Mernisten ayıracağız. Halkımız askı dönemi ile itiraz döneminde Merniste mağdur olmadan adres değiştirme işlemini yapabilecektir”

YSK referandum takvimini belirledi

YSK referandum takvimini belirledi

Anayasa değişikliğinin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) toplanarak halkoylamasının detaylarını belirledi. Toplantı sonrasında açıklama yapan YSK Başkanı Sadi Güven, dün itibariyle yurt içinde 55 milyon 336 bin 960, yurt dışında da 2 milyon 929 bin 389 olmak üzere toplam 58 milyon 266 bin 349 seçmen bulunduğunu bildirdi. Yurt içinde yaklaşık 164 bin sandık kurulacağını belirten Güven, oy verme işlemlerinin yurt dışındaki temsilciliklerde 27 Mart-9 Nisan, gümrük kapılarında ise 27 Mart-16 Nisan tarihlerinde yapılacağını söyledi. Güven, halk oylamasında beyaz renk üzerine "evet", kahverengi üzerine "hayır" ibareleri bulunan 2 ayrı renkten oluşan birleşik oy pusulası kullanılacağını söyledi. Seçmen "tercih" yazılı mührü bu bölümlerden birine basarak oyunu kullanacak. Güven seçmen listelerinin 18 Şubat günü askıya çıkarılacağını, 26 Şubat pazar günü askıdan indirileceğini ifade etti.

İNTERNETTEN ÖĞRENİLEBİLECEK
Güven, yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin "secmen.ysk.gov.tr" ve "turkiye.gov. tr" adreslerinden seçim hakkındaki gerekli tüm bilgilere erişim sağlayabileceğini belirtti. Güven, kurumun internet sitesindeki "yurt içi seçmen sorgulama" ve "yurt dışı seçmen sorgulama" sayfalarına seçmenlerin e-posta ve cep telefonu bilgilerini girmeleri halinde seçmen ve sandık bilgilerinin mesaj olarak gönderileceğini de kaydetti. 16 Nisan Pazar günü yapılacak olan referandumda oy verme işlemi doğu bölgelerinde saat 07.00-16.00 arasında, diğer illerde 08.00-17.00 arasında gerçekleştirilecek.

Reina saldırganı Masharipov'dan oğluna şok tavsiye

Reina saldırganı Masharipov'dan oğluna şok tavsiye

Reina’da 39 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan saldırgan Abdulkadir Masharipov’un, 27 Aralık 2016 tarihinde bir veda videosu çektirdiği ortaya çıktı. Videonun aynı soruşturma kapsamında tutuklanan eşi Zarina Nurullayeva tarafından çekildiği ve Masharipov’un saldırıdan sonra DEAŞ tarafından kaçırıldığı öne sürülen oğluna intihar eyleminde bulunmasını tavsiye ettiği belirtildi.

Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarında Gökalp Kökçü tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Reina Saldırganı Abdulkadir Masharipov'un Hakimliğe sevk yazısında saldırıyla ilgili tüm detaylara yer verildi.

Sevk yazısında, Abdulkadir Masharipov'un örgüt içerisinde 'Abdul Kaviy' kod ismini oğlu Muhammed doğduktan sonra ise 'Ebu Muhammmed' kod ismini kullandığı, ülkesinde cihatçı şüphesiyle takibe alınması nedeniyle 2011 yılında Moskova'ya gittiği ve burada soruşturma kapsamında DEAŞ terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanan eşi Zarina Nurrullayeva ile evlendiği anlatıldı.

Saldırganın, Afganistan'da bulunan cihatçı gruplara katılmak amacıyla eşi Zarina Nurullayeva ile önce İran'ın Nimrus şehrine, burudan da illegal yollarla Afganistan'ın Veziristan bölgesine geçtiği belirtilen yazıda, "Masharipov Afganistan'dan önce Özbekistan İslami hareketine, daha sonra ise İslami Cihad İttihadı grubuna katıldı. Burada dini, siyasi ve silahlı eğitim alan Masharipov, Pakistan sınırları yakınında Pakistan askerlerine karış yapılan terörist saldırı ve çatışmalara katıldı" denildi.

O%C4%9Fluna+cihad+vasiyet+etmi%C5%9F

EŞİYLE ÜLKE ÜLKE GEZMİŞLER

Yazıda saldırganın 2014 yılında Afganistan'da biat ettiği, DEAŞ'ın sözde emiri 'Ebu Sayir' kod isimli örgüt mensubuna bildirerek DEAŞ terör örgütüne katıldığı anlatılarak "Örgüt organizesinde illegal yollardan 2014 yılının son aylarında eşi ile birlikte İran'ın Saravan kentine gitti. Burada Suriye'deki çatışma bölgelerine geçebilmek amacıyla 1 yıl bekledi. İran'dan Suriye'ye geçemeyince 2016 yılı Ocak ayında bir grup Afgan, Uygur ve Çeçen uyruklu şahıslarla birlikte Türkiye'ye giriş yaparak Van'a geldi" ifadelerine yer verildi.
Barınacağı örgüt evlerini 'Tulpar' kod adlı kişi ayarladı

Saldırgan Masharipov'un İstanbul'a gelince telegram uygulaması üzerinden saldırının planlayıcılarından olan 'Tulpar' ile buluştuğu belirtilen yazıda, Masharipov'un İstanbul, Konya ve Kayseri'deki barınacağı örgüt evlerini 'Tulpar' kod adlı kişinin temin ettiği, Masparipov'un 'Tulpar'ın temin ettiği Başakşehir'deki evde 31 Aralık gecesi gece saatlerine kadar ailesiyle birlikte kaldığı ifade edildi.
Telegram üzerinden konuşarak eylem için hazır olduğunu söyledi

Abdulkadir Masharipov'un 25 Aralık 2016 tarihinde telegram üzerinden DEAŞ terör örgütünün Suriye'deki çatışma bölgelerinde aktif faaliyet yürüten "Abu Şüheda" kod isimli örgüt mensubuyla haberleştiği vurgulanan yazıda, saldırganın 1 Aralık 2016 tarihinde yılbaşı gecesi silahlı eylem yapması için talimat aldığı belirtildi. Masharipov'un aynı gün Suriye Rakka'da faaliyet gösteren "Rahova" kod isimli DEAŞ militanı ile telegram üzerinden konuşarak eylemi gerçekleştirme kararı aldığı anlatılan yazıda, Masharipov'un tekrar "Abu Şüheda" kod isimli kişiyle telegram üzerinden konuşarak planlanan eylem için hazır olduğunu bildirdiği ifade edildi.
"EYLEM EMRİNİ EBU CİHAD SES KAYDIYLA GÖNDERDİ"

Yazıda, "DEAŞ terör örgütünün Türkiye'deki eylemlerin organize eden "Ebu Cihad" kod isimli kişi, Abdulkadir Masharipov'a ses kaydı gönderdi. Bu ses kaydı Masharipov'un kaldığı evdeki tabletten ele geçirildi. Ses kaydında eylem sonrası Masharipov'un ailesine DEAŞ örgütü tarafından sahip çıkılacağı, bu konuda endişelenmemesi, eylemden önce kendisi gibi başka bir kardeşi ile de görüşeceği bildirildi" denildi.
Ebu Cihad kod isimli örgüt mensubunun talimatları gereğince Masharipov'un 27 Aralık 2016 tarihinde günlüğü 100 TL'den 3 günlüğüne Medikule Residas'ta bir daire kiraladığı anlatılan yazıda, daire kiralanmasına rağmen Masharipov'un Başakşehir'de ailesinin bulunduğu konuta gittiği ve geceyi burada geçirdiği aktarıldı.

Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov tutuklandı

EŞİNİN ÇEKTİĞİ VEDA VİDEOSUNDA OĞLUNA İNTİHAR EYLEMİ YAPMASINI TAVSİYE ETMİŞ

Sevk yazısında, Masharipov'un kullandığı ve ifadesinde şifrelerini savcılıkla paylaştığı mail adresi üzerinde yapılan incelemeye de yer verilerek, "Masharipov 27 Aralık 2016 tarihinde saat 23:57 sıralarında bir veda videosu çekti. Video görüntülerinde istihşad (intihar) eylemi yapacağını, çocuklarının büyüyünce zorluk çıkarmamalarını ve oğlunun da büyüyünce kendisi gibi istihşad eylemi yapması tavsiyesinde bulunduğu tespit edildi" denildi. Bu veda videosunun ise Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva tarafından çekildiği tespit edildi.
Reina'ya saldırı anları

Saldırganın 31 Aralık günü mühimmat çantalarını Zeytinburnu'nda kameraların olmadığı bir yerde teslim aldığı anlatılan yazıda, "Saldırgan 1 Ocak 2017 günü saat 01.15 sıralarında Reina'nın önünde giriş kapısına yaklaşık 10 metre mesafede ticari taksiden planlanan eylem için inmiştir. Masharipov, 3 adet flash bangi montunun yan ceplerine koymuş, içinde ikişerli bantlanmış olarak hazırlanmış dolu şarjörlerin bulunduğu sırt çantasını sırtına yerleştirmiş, diğer çantada bulunan bantlanmış şekilde çift şarjör takılmış AK-47 otomatik kalaşnikof tüfeği, namlusuna mermi sürülmüş şekilde, ateşe hazır vaziyette eline alarak Reina'nın giriş kapısına doğru koşarak harekete geçmiştir" denildi.

Oğluna verdiği vasiyet şoke etti

"KUTLAMA YAPAN İNSANLARIN ÜZERİNE SOĞUK KANLI BİR ŞEKİLDE ATEŞ AÇMIŞ"

Şüpheli Masharipov'un, önce Reina'nın kapısında polis memuru Burak Yıldız ile Reina'nın özel güvenlik görevlisini otomatik silahla ateş ederek vurduğu anlatılan yazıda güvenlik kamerası görüntüleri incelemelerine yer verildi. Mekanın içindeki görüntülerde, "Şüpheli Abdulkadir Masharipov'un işletmenin içinde yeni yılı kutlayarak eğlenen, kutlama yapan insanların üzerine soğukkanlı bir şekilde otomatik tüfekle öldürmek kastıyla ateş ettiği, tüm mermilerini yerde yatan yaralılar dahil insanların üzerine boşattığı görülmüştür. Mermilerin tamamını kullanan şüpheli Abdulkadir Masharipov, üzerinde bulunan montu ve beresini de çıkarmış, son flash bangin pimini çekip yüzüne doğru tutarak elinde patlatmıştır" ifadeleri kullanıldı.
"Cesedim tanınmasın diye bomba sandığın flash bangi yüzüme doğru patlattım"

Sorgusunda neden son flash bangi yüzüne doğru tutarak patlattığı sorulan saldırganın "Sonradan flash bang olduğunu öğrendiği, bombaların kendisine DEAŞ terör örgütü mensubunca Amerikan malı kaliteli el bombaları olduğunu söylenmesi nedeniyle son bombayı intihar eylemi için kendisine sakladığı, tanınmaması, cesedinin teşhis edilememesi için yüzüne yakın bir şekilde patlattığını" söyleyerek cevap verdiği sevk yazısında vurgulandı.

İLK ÖNCE REİNA ÖNÜNDE ÖZEL HAREKAT POLİSLERİNCE YAKALANMIŞ

Bu patlama nedeniyle saldırganın elinden yaralandığı, yüzünde, saçlarında kaş ve kirpiklerinde yanıklar oluştuğu belirtilen yazıda, "Şüpheli Abdulkadir Masharipov, ölü ve yaralıların arasından soğuk kanlı bir şekilde çıkış kapısına doğru yürümüş, çıkış kapısı yakınlarında yere yatıp yaralı taklidi yaparak sürünerek Reiana' dan dışarıya saat 01.21 sıralarında çıktığında, Reina'nın kapısına gelen özel hareket polislerince yakalanmış, eylemin mağdurlarından zannedilip kollarından çekilerek kaldırıma oturtularak bırakılmış, sonrasında özel hareket polisleri tekrar Reinan ın giriş kapısına dönmüşler" denildi.

İKİ KEZ YARALI TAKLİDİ YAPTIKTAN SONRA POLİSİN ELİNDEN KAÇMIŞ

Serbest kalan şüpheli Abdulkadir Masharipov'un, bu kez sekerek yaralı numarası yapar şekilde Reiana'dan uzaklaşmaya başladığı sırada yaklaşık 10 metre kadar ilerde sivil polis memurlarınca durdurulduğuna dikkat çekilen yazıda, "Saldırganın kendi beyanına göre Reina'nın içinde neler olduğu sorulmuş, içeride bomba patlatıldığını söylemesi üzerine serbest bırakılmış, yürüyerek 100 metre mesafede ticari bir taksiye binerek olay yerinden uzaklaşmıştır" ifadeleri kullanıldı.

Masharipov'un 4 Şubat 2017 günü alınan savcılık ifadesinin bazı bölümlerine hatırlatmalar yapılan yazıda, "Saldırgan DEAŞ terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kafir olarak görmesi nedeniyle, cihat ilan ederek düşman olarak gördüğünü anlatmıştır. Örgütün söze halifesi Ebu Bekir Badadi ve örgütün sözde sözcüsü Ebu Hasan Muhacir'in de Türkiye'ye cihat ilan edip bunu medya üzerinden açıkladıklarını anlatmıştır" denildi.
Yazının son bölümünde ise, "DEAŞ Terör örgütünün Türkiye'deki eylemlerinde sorumlu Ebu Cihan kod adlı DEAŞ terör örgütü mensubunun görevlendirmesi ve talimatı üzerine istihşad (intihar) eylemini Reina'da gerçekleştirdiğini ikrar(tekrar) etmiştir" ifadeleri kullanıldı.

 

haberi: katliamcısıyla ilgili flaş gelişme

Son dakika haberi: Reina katliamcısıyla ilgili flaş gelişme

katliamcısıyla ilgili haberi geldi. Yılbaşı gecesi Ortaköy'de 39 kişiyi öldüren Reina canisi tutuklandı.

Yılbaşı gecesi 'da 39 kişiyi katleden yüzlerce kişiyi yaralayan Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov tutuklandı.

Yılbaşı gecesi Reina'daki katliamı gerçekleştiren ve 15 Ocak günü Esenyurt'ta saklandığı hücre evinde kıskıvrak yakalanan Özbekistan vatandaşı Abdulkadir Masharipov'un İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ndeki işlemleri tamamlandı.

HDP'lilerin yalanı çöktü

HDP'lilerin yalanı çöktü

Hdp'lilerin cezaevinde bulunan Ayhan Bilgen'e Kur'an'ı Kerim verilmediği yalanı çöktü.

Konuyla ilgili Adalet Bakanlığından konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:

Bazı basın yayın organlarında Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan "Ayhan Bilgen'e Kur'ân-ı Kerîm Verilmedi'' şeklinde yayınlanan ve tamamen gerçek dışı olan haberle ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmek açısından aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

06/02/2017 tarihinde tutuklu Ayhan Bilgen'in ziyaretine gelen eşinin tutukluya getirdikleri arasında Kur'ân-ı Kerîm bulunmamaktadır.

Adı geçen tutuklunun 09/02/2017 tarihli dilekçesine istinaden kurum kütüphanesinden talep etmiş olduğu Kur'ân-ı Kerîm aynı gün içerisinde kütüphane görevlisi tarafından kendisine teslim edilmiştir.

Ayrıca semavi dinlerin kutsal kitaplarıyla ilgili ceza infaz kurumlarında herhangi bir yasak getirilmesi sözkonusu bile olamaz.

Kamuoyunda algı oluşturmaya yönelik,tamamen gerçek dışı ve asılsız haberlere itibar edilmemelidir. "

’den 151 ’li vekile ‘kıyak gezi...’

FETÖ’den 151 ABD’li vekile ‘kıyak gezi...’

Pulitzer ödüllü Liz Essley Whyte: 2006-2015 arasında 151 ’li vekili, çok sayıda ücretsiz Türkiye gezisine çıkardı. 29 eyaletin vekilleri de 54 kararda FETÖ lehine tavır aldı

'de Kamu Entegrasyon Merkezi'nin yayımladığı bir makalede, 'nün 2006-2015 yıllarında 29 eyalette görev yapan 151 vekili, ücretsiz Türkiye gezilerine götürdüğü ortaya çıktı. Kıyak Türkiye turlarından sonra vekillerin Türkiye ile ilgili 54 karar tasarısının çoğunda FETÖ'yü övdüğüne dikkat çekildi. 2014'te Pulitzer Ödülü kazanan, CPI'dan (Center for Public Integrity) Liz Essley Whyte'ın kaleme aldığı makale, 2006-2015 yıllarında FETÖ'nün, ABD'nin birçok eyaletindeki yerel yöneticiler nezdinde ne tür çalışmalar yaptığını gözler önüne serdi.

23 EYALETTE 54 KARAR...
Uzun bir araştırma sonucunda ortaya çıkan makalede, 10 yıllık dönemde FETÖ'nün ABD'deki dernek ve vakıfları tarafından finanse edilen çok sayıdaki "Türkiye gezisine" götürülen vekillerin sayısının 151 olduğu bilgisi yer aldı. Makalenin devamında 29 farklı eyalette eyalet senatosu veya temsilciler meclislerinde görev yapan yerel politikacıları ücretsiz olarak bu seyahatlere götüren FETÖ'nün, kıyak turların meyvelerini almak için daha sonra bu kişilerin siyasi karar alma süreçlerinde kendi lehine adımlar atması için uğraştığına değinildi. Amerikan politikasıyla ilgili istatistikleri yayımlayan Quorum adlı online portalın rakamlarına göre, kıyak turlara katılan vekiller 2011'den bu yana 23 farklı eyalette Türkiye veya Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili gündeme gelen toplam 54 karar tasarısında FETÖ'den veya FETÖ kurumlarından yana tavır aldı.

TEKSAS'TAN EN AZ 10 VEKİL
Kıyak Türkiye gezilerine katılan birçok vekilin imzalarının bulunduğu bu karar tasarılarının bazılarında FETÖ elebaşısı Gülen'in "dinler arası diyalogla" ilgili çalışmaları özellikle öne çıkarıldı. Makaleye göre, kıyak turlara FETÖ okullarının en yaygın olduğu Teksas eyaletinden en az 10 vekil katılmış. Bu vekillerin 4'ü ise eğitim komisyonlarında yer alıyor. Whyte'a göre, bu ilişkide asıl ilginç olan nokta ise "uluslararası meselelerle neredeyse hiç işi olmayan bir eyalet vekilinin, ücretsiz bir Türkiye gezisini niye kabul ettiği" sorusu... Whyte, ABD genelinde 160'a yakın sözleşmeli (charter) okulu bulunan ve "dini motivasyon" üzerine kurulduğu söylenen bir yapının organizasyonuna katılan vekillerin, daha sonra FETÖ lehine kararlar veya övgüler içeren tasarılara imza atmış olduklarının da altını çizdi. FETÖ'nün eyaletlerdeki bu çabalarını "geleceğe dönük siyasi adımlar" olarak gören Liz Essley Whyte, "Eyaletlerde görev yapan vekiller, bir gün Kongre'de ve ötesinde rol oynayabilecek liderlerin yetiştiği ortamı temsil eder" değerlendirmesinde bulundu. Ekim 2015'te de FETÖ'nün 2008- 2015 yıllarında ABD Kongre üyelerine en az 200 ücretsiz Türkiye gezisi düzenlediği ortaya çıkmıştı.

FETÖ’den 151 ABD’li vekile ‘kıyak gezi...’

GÜLEN 'KÜRESEL BARIŞA İLHAM' VERİYORMUŞ
Makalede ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'nin, "Onlar herhangi bir lobi veya siyasi operasyon gibi çalışıyorlar. Bunu da kendi amaçlarını gerçekleştirmek için yapıyorlar" sözlerine de yer verildi. Bir diğer ayrıntı ise, 2011'de Ilinois Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen bir kararda, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'den "küresel barış ve anlayışın yayılmasına ilham verici katkılar yapan biri" şeklinde bahsedilmesi oldu. 2008- 2012 arasında Illinois vekillerini Türkiye'ye götüren en az 32 gezinin gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.

/PKK ile Esad'dan Suriye'de kirli ittifak

PYD/PKK ile Esad'dan Suriye'de kirli ittifak

Fırat Kalkanı Harekatı'nın Bab'dan sonra kendine yönelmesini bekleyen /PKK, Esed ile birlikte tedbir alıyor. Rus üssünde Esed'in heyetiyle görüşen PYD/PKK, Suriye'nin kuzeyindeki 6 bölgeye göstermelik olarak rejim bayrağı çekecek. Böylelikle rejim ve örgüt, Fırat Kalkanı'nın Türkiye sınırında devam etmesini engellemeye çalışacak. Terör örgütü 6 bölgeyi elinde tutarak, Fırat nehrinin batısı ve doğusundaki hakimiyet bölgelerini birleştirmek istiyor.

Suriye'de, terör örgütü /PKK ile Beşşar Esed rejimi, Fırat Kalkanı Harekatı'nın Bab'dan sonra örgütün kontrol ettiği bölgelere yönelmesini önlemek için pazarlıklar yapıyor.

Fırat Kalkanı'nın Türkiye sınırına 30 kilometre uzaklıkta bulunan Halep'in Bab ilçesini terör örgütü DEAŞ'tan kurtarmak üzere olması, PYD/PKK ve rejimin endişelerini artırdı.

PYD/PKK, harekatın Bab'dan sonra gerek Münbiç ilçesi gerek Türkiye sınırındaki ilçesinin güney kesimlerine yönelmesinden korkuyor.

Terör örgütünün üst düzey yöneticileri ile Esed rejimi temsilcileri arasında dün Suriye'nin Lazkiye ilinde bulunan Hımeymim hava üssünde bir toplantı yapıldı.

Rusya'nın kontrolündeki üste toplantıya katılan bir kaynağın AA muhabirine verdiği bilgiye göre, Rus yetkililerin arabuluculuğunda gerçekleşen görüşmede taraflar Fırat Kalkanı Harekatı'nın sonraki aşamalarını değerlendirdi.

Örgüt, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin Azez ilçesisinin güneyindeki toprakları hedef almasına engel olmak için buralara Esed rejiminin bayrak çekmesini önerdi.

Rejim heyeti de TSK ve ÖSO hakimiyetinin genişlememesi için örgütün önerisini kabul etti.

Hımeymim üssündeki görüşmede, Tel Rıfat, Minnig, Meranaz, Deyr Cemal, Ayn Dakna ve Mayer yerleşim bölgelerine göstermelik olarak rejim bayrakları yerleştirilmesi konusunda PYD/PKK ile rejim anlaşmaya vardı.

PYD/PKK'NIN HEDEFİ

PYD/PKK, rejim bölgesi olarak göstermeyi planladığı 6 bölgeye, Fırat Nehri'nin batısı ile doğusunda hakim olduğu toprakları birleştirmek için ihtiyaç duyuyor.

Örgüt, söz konusu 6 bölgenin devamında Bab ilçesini DEAŞ'tan alarak Türkiye-Suriye sınırındaki terör kuşağını tamamlamak istiyordu. Ancak Bab merkezine sokulan Fırat Kalkanı, bu hedefe engel olmak üzere.

PYD/PKK, Hatay ilinin karşısına denk düşen Afrin ilçesinden başlayarak sınır boyunca uzanan ve Türkiye-Suriye-Irak sınırı üçgeninde sona eren bir hakimiyet bölgesi kurmaya çalışıyor.

AZEZ'DE PROTESTOLAR

Türkiye sınırındaki Azez ilçesine göç eden yüzlerce Tel Rıfatlı, PYD/PKK'nın bölgedeki köyleri rejime devredeceği haberleri üzerine protesto düzenledi.

Es-Selame çadır kentindeki gösteride, ellerinde devrim bayraklarını sallayan Suriyeliler, köyleriyle ilgili pazarlık yapılmasına tepki gösterdi. Tel Rıfatlı sakinlerden Beşşir Alito, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Rejim ve PYD aynı safta. Birbirinden farkı yok. Köylerimizin rejime bırakılmasını kabul etmeyiz. Oralara geri döneceğiz." diye konuştu.

Kapı açıldı

Kapı açıldı

Muhalifler, ‘Kapı’ anlamına gelen El Bab’a batı tarafından girdi. Birinci ve ikinci savunma hattı çöken ile ÖSO arasında kent merkezinde çatışmalar yaşanıyor

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Özgür Ordusu (ÖSO) ile birlikte 3 koldan başlattığı El Bab operasyonu tüm hızıyla devam ediyor. ÖSO savaşçıları yaklaşık 2 ay süren bir kuşatmanın ardından başlayan kapsamlı operasyon ile birlikte şehir merkezine doğru ilerlemeye başladı. 8 Şubat'ta başlayan operasyonla muhalifler önceki gün ve dün devam eden çatışmalarda 'ın elinde bulunan Akil Tepesi, Hastane Bölgesi, Gençlik Konutları, Baas Partisi binası, stadyum, düğün salonları, Batı Kavşağı, Zemzem Mahallesi, Zehra Camii, Pazar Yeri ve Silolar olarak adlandırılan bölgelerin kontrolünü sağladı. Siloların tepesine de ÖSO bayrağı çekildi. Böylece batı tarafından El Bab'a 1 kilometreye kadar şehir merkezine ilerleme sağlandı. Fransız haber ajansı AFP, El Bab'daki gelişmeleri "TSK El Bab'a girdi" şeklinde duyurdu. TSK ve muhalif unsurların El Bab'a girdiği saatlerde Rusya'dan da son dakika haberi geldi. Rusya Savunma Bakanlığı, "Suriye ordusu, Türkiye ile daha önce kararlaştırılan geçici sınır çizgisine ulaştı" ifadesini kullandı. Öte yandan El Bab'da DEAŞ'lı teröristleri havadan ve karadan vuran TSK, Fırat Kalkanı Harekâtı'nın 172'nci gününde, 245 DEAŞ hedefini ateş altına aldı. TSK, bu kapsamda 43 teröristin etkisiz hale getirildiğini, şehir merkezindeki çok sayıda tünel, gizli geçit ile 55 bina, ikişer karargâh binası ve toplanma noktası, birer karakol binası, mühimmat deposu ve telsiz istasyonunun imha edildiğini duyurdu. Genelkurmay Başkanlığı, El Bab'da dün çıkan çatışmalarda 1 askerin şehit olduğunu, 1 askerin yaralandığını bildirdi. Şehit askerin Denizlili Uzman Çavuş Emin Güngör olduğu öğrenildi.


Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçıları DEAŞ'ın elindeki bir çok bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Siloların tepesine de ÖSO bayrağı çekildi.

TSK BİLANÇOYU AÇIKLADI
TSK, muhalif unsurlarla birlikte geçen yıl 24 Ağustos'ta başlatılan 'na ilişkin bilançoyu da açıkladı. Buna göre operasyon boyunca DEAŞ üyesi 2 bin 705, / üyesi 344 terörist etkisiz hale getirildi. Son bir haftadaki kara ve hava harekâtlarında ise 223 DEAŞ'lı, 5 PKK/PYD'li terörist de etkisiz hale getirildi.

PYD ile Esad rejimi arasında Fırat Kalkanı pazarlığı

Terör örgütü PYD, Fırat Kalkanı Harekatı'nın Bab'dan sonra kontrol ettiği bölgelere yönelmesini engellemek için rejimin bayraklarını asacak.

PYD/PKK İLE ESAD, FIRAT KALKANI'NA KARŞI BİRLEŞTİ
FIRAT Kalkanı Harekatı'nın El Bab'dan sonra kendine yönelmesini bekleyen terör örgütü PYD/PKK, Beşşar Esad rejimi ile birlikte tedbir alıyor. Lazkiye'deki Hımeymim Hava Üssü'nde önceki gün Esad'ın heyetiyle görüşen terör örgütünün üst düzey yönetcileri, Suriye'nin kuzeyindeki 6 bölgeye göstermelik olarak rejim bayrağı çekecek. Böylelikle harekatın Türkiye sınırında sürmesini engellemeye çalışacak. PYD/PKK ayrıca 6 bölgeyi elinde tutarak Fırat nehrinin doğu ve batısındaki hakimiyet bölgelerini birleştirmek istiyor.

PYD ile Esad rejimi arasında Fırat Kalkanı pazarlığı

Fırat Kalkanı'nın Türkiye sınırına 30 kilometre uzaklıkta bulunan Halep'in Bab ilçesini terör örgütü DEAŞ'tan kurtarmak üzere olması, PYD/PKK ve  rejimin endişelerini artırdı.

PYD/PKK, harekatın Bab'dan sonra gerek Münbiç ilçesi gerek Türkiye  sınırındaki Azez ilçesinin güney kesimlerine yönelmesinden korkuyor.

HAVA ÜSSÜNDE BULUŞMA

Terör örgütünün üst düzey yöneticileri ile Esad rejimi temsilcileri  arasında dün Suriye'nin Lazkiye ilinde bulunan Hımeymim hava üssünde bir toplantı yapıldı. Rusya'nın kontrolündeki üste toplantıya katılan bir kaynağın AA muhabirine verdiği bilgiye göre, Rus yetkililerin arabuluculuğunda gerçekleşen  görüşmede taraflar Fırat Kalkanı Harekatı'nın sonraki aşamalarını değerlendirdi.

Örgüt, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin Azez ilçesisinin güneyindeki toprakları hedef almasına engel olmak için buralara Esad rejiminin bayrak çekmesini önerdi. Rejim heyeti de TSK ve ÖSO hakimiyetinin genişlememesi için örgütün önerisini kabul etti.

Hımeymim üssündeki görüşmede, Tel Rıfat, Minnig, Meranaz, Deyr Cemal,  Ayn Dakna ve Mayer yerleşim bölgelerine göstermelik olarak rejim bayrakları yerleştirilmesi konusunda PYD/PKK ile rejim anlaşmaya vardı.

PYD/PKK'NİN HEDEFİ

PYD/PKK, rejim bölgesi olarak göstermeyi planladığı 6 bölgeye, Fırat  Nehri'nin batısı ile doğusunda hakim olduğu toprakları birleştirmek için ihtiyaç  duyuyor.

Örgüt, söz konusu 6 bölgenin devamında Bab ilçesini DEAŞ'tan alarak  Türkiye-Suriye sınırındaki terör kuşağını tamamlamak istiyordu. Ancak Bab  merkezine sokulan Fırat Kalkanı, bu hedefe engel olmak üzere.

PYD/PKK, Hatay ilinin karşısına denk düşen Afrin ilçesinden başlayarak  sınır boyunca uzanan ve Türkiye-Suriye-Irak sınırı üçgeninde sona eren bir  hakimiyet bölgesi kurmaya çalışıyor.

AZEZ'DE PROTESTOLAR

Türkiye sınırındaki Azez ilçesine göç eden yüzlerce Tel Rıfatlı,  PYD/PKK‘nın bölgedeki köyleri rejime devredeceği haberleri üzerine protesto  düzenledi.

Es-Selame çadır kentindeki gösteride, ellerinde devrim bayraklarını  sallayan Suriyeliler, köyleriyle ilgili pazarlık yapılmasına tepki gösterdi. Tel  Rıfatlı sakinlerden Beşşir Alito, ''Rejim ve  PYD aynı safta. Birbirinden farkı yok. Köylerimizin rejime bırakılmasını kabul  etmeyiz. Oralara geri döneceğiz." diye konuştu.

PYD ile Esad rejimi arasında Fırat Kalkanı pazarlığı

Böylelikle harekatın Türkiye sınırında sürmesini engellemeye çalışacak. PYD/PKK ayrıca 6 bölgeyi elinde tutarak Fırat nehrinin doğu ve batısındaki hakimiyet bölgelerini birleştirmek istiyor.

AEÜ’de bylock operasyonu: 6 öğretim elemanı açığa alındı

AEÜ’de bylock operasyonu: 6 öğretim elemanı açığa alındı

Ahi Evran Üniversitesinde gerçekleşen FETÖ/PDY operasyonunda 6 öğretim elemanı açığa alındı.

Alınan bilgiye göre FETÖ Terör örgütünün mesajlaşma programı bylock'u kullandıkları ileri sürülen AEÜ görev yapan öğretim elemanları M.T.,R.L.,E.B.,M.S.,V.Y.,K.Ö.,açığa alındı.

Ahi Evran Üniversitesinde FETÖ yapılanması operasyonlarının ise devam ettiği öğrenildi.

olayını örtbas eden 'cü istihbarat müdürü yakalandı

Muhsin Yazıcıoğlu olayını örtbas eden FETÖ'cü istihbarat müdürü yakalandı

Aralarında 'nun helikopterinin düşmesi olayını örtbas eden eski İstihbarat Şube Müdürünün de bulunduğu 11 'cü eski gözaltına alındı.

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (/PDY) soruşturması kapsamında, meslekten ihraç edilen 11 gözaltına alındı.

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma çerçevesinde, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları iddiasıyla haklarında gözaltı kararı verilen ve meslekten ihraç edilen 17 polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

DİĞER 6 ZANLI ARANIYOR

Zanlılardan, aralarında BBP'nin Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesi olayını manipüle ettiği ileri sürülen eski Kayseri Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Orhan D'nin de bulunduğu 11 kişi, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince evlerinde gözaltına alındı.

Adreslerinde bulunamayan 6 zanlının yakalanması için çalışma başlatıldı.

Örtbasçı istihbarat müdürü yakalandı

Örtbasçı istihbarat müdürü yakalandı

KAYSERİ: ByLock kullandıkları iddiasıyla haklarında gözaltı kararı verilen ve meslekten ihraç edilen 17 polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Zanlılardan, aralarında BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasını örtbas eden dönemin İstihbarat Şube müdürü Ali Orhan D.'nin de bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. ByLock kullandıkları tespit edilen kısa dönem 3 asker de birliklerinde gözaltına alındı.
SAMSUN: Adliyeye sevk edilen 28 polisten 21'i tutuklandı.
KOCAELİ: Gebze'de gözaltına alınan 7 öğretmen tutuklanırken, 2 öğretmene ise ev hapsi verildi.
ÇANAKKALE: Adliyeye sevk edilen 9 şüpheliden 4'ü tutuklandı.
MANİSA: Işıkevlerine yönelik yapılan operasyonda 4 kişi tutuklandı.
KIRIKKALE: Gözaltına alınan emekli 6 polisten 4'ü tutuklandı.
BALIKESİR: İvrindi ilçesinde gözaltına alınan dershane müdürü tutuklandı.
MERSİN: Anamur ilçesinde 10 polis ve 8 öğretmen gözaltına alındı.

FİRARİ PİLOT ANNESİNİN EVİNDE YAKALANDI
EDİRNE: 15 Temmuz gecesi Ankara'da kobra helikopteri kullanan eski Pilot Binbaşı Ali Ercan annesinin evinde yakalandı.

Darbeci albayın odasında şok notlar

Darbeci albayın odasında şok notlar

ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ soruşturması kapsamında, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yapılan aramada, darbeci Kurmay Albay Murat Korkmaz'ın odasında, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un ismi ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Mustafa Varank'ın isimlerinin ve adreslerinin yazılı olduğu not ele geçirildi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'na giren Özel Kuvvetler Komutanlığı ekipleri arasında olduğu belirlenen ve tutuklanan Kurmay Albay Murat Korkmaz'ın, Özel Kuvvetler 2'nci Tugay Komutanlığı, 4'üncü Bölüm Tabur Komutanlığı'ndaki odasında, soruşturma kapsamında arama yapıldı.

3 İSMİN DARBE GİRİŞİMİ SIRASINDA KAÇIRILMASI PLANLANAN KİŞİLER OLDUĞU DEĞERLENDİRİLİYOR

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği'nin kararıyla Kurmay Albay Korkmaz'ın 2'nci Tugay Komutanlığı, 4'üncü Bölüm Tabur Komutanlığındaki odasında yapılan aramada bir zarf bulundu. Üzerinde rakamla '5' yazdığı belirtilen zarfın içerisinde, 'Tatbikat Hazırlığı (Radar)' başlığı adı altında 21 maddelik not bulunan A4 kağıdı çıktı. Notlarda, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un isminin, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı Varank'ın isimlerinin ve adreslerinin yazılı olduğu tespit edildi. Savcılık, not kağıdında ismi ve adresleri bulunan 3 ismin darbe girişimi sırasında kaçırılması planlanan kişiler olduğunu değerlendiriyor.

“16 Nisan’da ülkeye yeni bir bahar gelecek”

“16 Nisan’da ülkeye yeni bir bahar gelecek”

Başbakan Yıldırım: Ana muhalefet partisinin lideri FETÖ’cülerle, PKK’lılarla, HDP’lilerle aynı ağızdan konuşuyor. Ey Kemal Bey! Bırak terör örgütlerinin söylediklerine kulak vermeyi, milletin sesine kulak ver

AK Parti'nin 81 ildeki il, ilçe ve belde belediye başkanları Antalya'da buluştu. İstişare ve değerlendirme toplantısına Başbakan Binali Yıldırım'ın yanısıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ile AK Parti Genel Başkan Yardımcıları da katıldı. Yıldırım konuşmasında şu mesajları verdi:
TAÇLANLANDIRACAĞIZ: Biliyorsunuz önümüzde bir halk oylaması var. Tarih netleşti, 16 Nisan pazar günü bir kez daha milletimiz sandığa gidecek.Sandıkta gerekeni yapmaya hazır mısınız? Türkiye'yi dize getirmek için alçaklara millet dersi vermek için var mısınız? İnşallah 16 Nisan'da Türkiye'ye yeni bir bahar gelecek. Cumhuriyetimizi tam bir demokrasi ile taçlandıracağız. Bu süreçte vatandaşımızın aklına birşey takıldığında ilk bize ulaşacaklar. Bütün kapılarımız, telefonlarımız vatandaşa 7/24 açık olacak.
UYANIK OLUN: Yapılan algı operasyonlarının bizi çekmek isteyeceği tuzaklara karşı uyanık olmalıyız. Her zaman sağ duyulu davranacağız. Ve en önemlisi şehrin vicdanı olan kanaat önderleri, esnaf, manevi büyükleri düzenli olarak ziyaret edeceğiz, onların tavsiye ve dualarını almaktan geri kalmayacağız.
GÖKÇEN'E, FATİH'E SORUN: AK Parti bugüne kadar hep yapıcı tutum sergiledi. "Anayasa değişikliği kapalı kapılar arkasında oldu, hiç şefaffaf olmadı" deniliyor. Hiç olmadı Gökçen'e (Antalya Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç) sor bakalım ne kadar şeffaf olduğunu anlatsın sana. Sor Fatih Şahin'e (Genel Başkan Yardımcısı) ne kadar şeffaf olduğunu anlatsın sana. Muhammet Balta'yı söylemiyorum.
AYNI AĞIZDAN KONUŞUYOR: CHP toplumu kutuplaştırmak için her yolu denedi. Hala da aynısını yapıyor. "Efendim anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye bölünür." Hadi bakalım, Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ana muhalefet partisi genel başkanı adeta FETÖ'cülerle, PKK'lılarla, HDP'lilerle aynı ağızdan konuşuyor. Ana muhalefet partisi iktidarın alternatifidir, terör örgütlerinin gittiği yoldan gitmesi ana muhalefet partisine zarar veriyor.
MİLLETİN SESİNE KULAK VER: Bir partinin genel başkanı olarak değil bu ülkenin vatandaşı olarak ifade ediyorum, Ey Kemal Bey! Bırak bu terör örgütlerinin söylediklerine kulak ermeyi, milletin sesine kulak ver. Millet "birlik, beraberlik, kardeşlik, aydınlık Türkiye" diyor. Onun için bu kutlu yürüyüşte aynen Yenikapı ruhu gibi bir olalım, beraber olalım ve birlikte Türkiye olalım.

Hiçbir çılgın ülkeyi geri götüremeyecek
Başbakan Yıldırım, Antalya'da toplam maliyeti 650 milyon olan 67 tesisin açılışını gerçekleştirdi, STK'larla buluştu. Yıldırım özetle şöyle konuştu:
Sözümüzü tuttuk, Alanya'ya üniversite kurduk. Şimdi bakanımız açıkladı, maşallah çok da cömert, 5 üniversitenin üzerine 5 üniversite daha... Ne diyelim ağanın eli tutulmaz.
Anayasa değişikliği ile artık hiçbir vesayetçi güç, hiçbir çılgın bu ülkeyi geriye götüremeyecek. İnşallah 16 Nisan'da sandık başındayız. Daha güçlü bir Türkiye için, adım adım yürüyoruz. Artık söz de, karar da sizin.
Her gittiğimiz ile yeni hizmetlerle, yeni açılışlarla gidiyoruz. Çünkü biz memleketimize aşkla bağlıyız. Çünkü biz Antalya'ya sevdalıyız. Türkiye aşığıyız. Biz Türkiye'nin dünü, bugünü, yarınlarıyız. Türkiye'nin aydınlık sabahıyız. Türkiye'nin sevinci, hüznü ve heyecanıyız. Türkiye'nin çiftçisiyiz, esnafıyız, işçisiyiz. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün. Büyük düşünüyoruz ve diyoruz ki, kararımız 'evet'. Yeni dönemde Türkiye'yi artık tutabilene aşk olsun.
(Partili Cumhurbaşkanı olmaz eleştirilerine) Tarafsızlık ayrı partili olmak ayrı. Önemli olan 80 milyonun başkanı olacaksın.

Tek derdimiz Türkiye'nin istikbali
"Bugün Amerika'nın en üst düzey yöneticileri, BM'nin Genel Sekreteri dünya turuna Türkiye'den başlıyor bunu görmüyorlar, Türkiye'nin hala birilerinin peşine düşen bir ülke zannediyorlar. Bizim bu teklifimizin önünde arkasında içinde dışında hiçbir yerinde kişisel bir ikbal yoktur. Memleket meselesi vardır. Bizim tek derdimiz Türkiye'nin istiklali ve istikbalidir. Bunların işi ise kafa karıştırıp kendilerine alan açmaktan ibaret. Bu millet bütün oyunları bozduğu gibi bu oyunu da bozacak."

Cumhuriyete muhalefet ediyor
"Sanki CHP iktidara değil, millete muhalefet ediyor. CHP sanki Türkiye'ye muhalefet ediyor. CHP cumhuriyete muhalefet ediyor. CHP aynı zamanda demokrasiye de muhalefet ediyor. Fikir üreteceği yerde hakaretin bini bir para. Türkiye'nin hangi meselesini çözmek için adım atsak yapıcı olmayan, sürekli eleştiren bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Anayasa değişikliklerine katkı vermeyeceksiniz, bir yandan da konuları çarpıtarak vatandaşın kafasını karıştırmaya çalışacaksınız. Vatandaşa gitmekten dahi korkuyorlar. Cumhurbaşkanı'nın onaylaması bir kaç gün gecikti diye "İnşallah Cumhurbaşkanı bunu geri gönderir" diye dua etmeye başladılar. Vatandaşa itaat et rahat et. Millet AVM'ye gidiyor, bunlar AYM'ye gidiyor."

Başbakan Yıldırım: Millet yarım kalan işi tamamlayacak

Yıldırım, yaptığı konuşmada, şu açıklamalarda bulundu:

"BUGÜN YAPTIĞIMIZ İŞ O GÜN YARIM KALAN İŞİN TAMAMLANMASIDIR"

Vesayet odaklarıyla mücadele ettiklerini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2002’de tek başına iş başına dedik, Allah sizden razı olsun bizi iş başına getirdiniz. Biz de sevindik. Ama Ankara’ya gittik, baktık ki her taraftan bir kafa uzanıyor. Hoş geldiniz biz sizin yeni ortaklarınız diyorlar. Ya kardeşlerim siz nerden çıktınız, biz oy isterken sizi hiç görmedik dedik. Vesayetçiler, haksız ortakçılar birden peyda oldu. İlk denemelerini 2007’de cumhurbaşkanı seçimlerinde seçemezsiniz dediler. 365 vekiliniz var 367 olması lazım dediler. CHP’de bunun sözcüsü oldu. Bunun üzerine sorunların çözüm adresi millettir. O gün karar aldık siz misiniz bize cumhurbaşkanı seçtirmeyen, biz de işin sahibine gideriz dedik. Ve 2007’de referandum yapıldı, yüzde 69’la millet tarafından doğrudan seçilmesi kararı onaylandı. Kim onayladı? Millet onayladı. Esasen bugün yaptığımız iş o gün yarım kalan işin tamamlanmasıdır.”

"15 TEMMUZ ÇILGINLIĞINI YAPANLARI GÖREMEYECEKSİNİZ"

Cumhurbaşkanını halk seçiyorsa, sorumlunun yine o olacağını belirten Başbakan Yıldırım, “Sanki bu değişiklik hiç konuşulmamış, hiç duyulmamış bir sürü senaryo, bir sürü şey aldı başını gidiyor. Bu değişiklikle birlikte rejim elden gidiyor diyorlar. Elden giden bir şey yok, elden giden vesayet, elden giden demokrasi karşıtı olan kişilerin hak etmeden iktidar olma hevesleri gidiyor. Bundan sonra 15 Temmuz çılgınlığını yapanları göremeyeceksiniz. Çünkü millet işe el koyuyor” ifadelerini kullandı.

"YA BUNLAR ANAYASAYI BİLMİYOR YA DA MİLLETİ BİR ŞEYDEN ANLAMAZ SANIYORLAR"

İstiklal Savaşını bu büyük milletin yaptığını dile getiren Başbakan Yıldırım, “Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları 1923’te rejimin adını koydu. Rejim Cumhuriyettir. Cumhuriyet kuruldu, demokrasiyle de taçlandı, şimdide devam ediyor. Rejim falan değişmiyor, değişime direnenler tarih sahnesinden yok oluyor. Neymiş cumhurbaşkanına meclisi feshetme yetkisi veriliyor diyorlar. Ya bunlar anayasayı bilmiyor ya da milleti bir şeyden anlamaz sanıyorlar. Feshetmek diye bir şey yok, karşılıklı seçim yenileme hakkı var. Yeni sistemde 5 yılda bir seçim yapılacak, aynı gün hem milletvekilleri, hem de cumhurbaşkanı seçilecek” dedi.

"CUMHURBAŞKANI SEÇİM KARARINA GİTMEK İSTEDİ, ALABİLİR, BU DEĞİŞİKLİKTE VAR"

5 senenin kulağa daha rahat geldiğini belirten Binali Yıldırım, seçimle falan uğraşılmadığını, fuzuli masrafın olmadığını söyledi. Yıldırım, “Ülkede hükümet kuruldu mu derdi de yok. Çünkü hükümeti siz kuruyorsunuz, siz karar veriyorsunuz. Niye güvenoyu yok, millet seçerken güven oyununu veriyor da o yüzden yok. Doğrudan güvenoyu var. Diyelim ki cumhurbaşkanı meclis ile anlaşamadı. Cumhurbaşkanı seçim kararına gitmek istedi, alabilir, bu değişiklikte var. Meclisi seçime götürürken, kendi de seçime gidiyor. Sistem, kardeşim oturun anlaşın diyor” diye konuştu.

"SİSTEM UZLAŞTIRAN VE KRİZİ ÇÖZEN BİR SİSTEM"

Sistemin uzlaştıran ve krizi çözen bir sistem olduğunu dile getiren Binali Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanının 2 sefer seçilme hakkı var, her seçim kararında bir hakkı gidiyor. Kolay kolay seçim kararı da alınmaz. Bu bir ilktir dünyada. Bir çok sistemlerde bu yok. Kardeşim ya anlaşırsın, ya da seçime gideriz. Seçim zor olacağı için bu sefer anlaşmaktan başka çare kalmıyor.”

Başbakan Yıldırım: Millet yarım kalan işi tamamlayacak

"MECLİS YETKİSİZ, GÜÇSÜZ HALE GELİYOR LAFLARININ GERÇEKLE ALAKASI YOK"

Meclis yetkisiz, güçsüz hale geliyor laflarının gerçekle alakası olmadığını söyleyen Yıldırım, “Meclis araştırması, genel araştırma, yazılı sözlü sorma, meclis soruşturması yeni sistemde bunların hepsi var, bir de

cumhurbaşkanını herhangi bir suçtan yargılama var. Yüce divana gönderme var. Mevcutta ne var? Cumhurbaşkanı ancak vatana ihanetten dolayı suçlanabilir. Türk hukuk sisteminde vatana ihanet suçu diye tarif edilmiş bir suç da yok. Nasıl yargılanacak. Bütün milletvekillerinin yüzde 75’i kabul oyu verirse ancak yüce divana gidiyor” dedi.

"MİLLETVEKİLLERİNİN GÜCÜ VE SAYGINLIĞI ARIYOR"

Yeni sistemde ise herhangi bir suçtan cumhurbaşkanı ve yardımcılarına, soruşturma açılabileceğini belirten Başbakan Binali Yıldırım, “Soruşturma sonucunda yüzde 66 yani üye sayısının 3’te ikisi nispetince kabul oyu gerekiyor. Hani neresi bunun meclisin yetkisini azaltıyor. Bütçeyi meclis kabul edeceksin. Bütçe hakkı meclisin. Yetmedi TBMM her bir milletvekili kanun teklifi verir. Hükümet kanun teklifi veremiyor yeni sistemde. Mevcut sistemde hükümetin istemediği hiçbir şey meclisten geçmiyor. Uygulaması budur. Ama yeni sistemde milletvekilleri daha bağımsız. Dolayısıyla hükümet milletvekilleriyle ilişkilerini iyi götürmek zorunda. Milletvekillerinin gücü ve saygınlığı artıyor” şeklinde konuştu.

"MECLİSTEKİ PARTİLER UZLAŞACAK"

Yargının bağımsız olduğunu ve onun üzerine bir de yargı bağımsız ve tarafsızdır diye ilave ettiklerini söyleyen Yıldırım, “Bu mu yargı bağımsızlığının zedelenmesi. Mevcut HSYK 22 kişi, 16’sı atanmış yargı bürokratlarından oluşuyor. Yeni sistemde bu sayı 13’e düşüyor. 13’ünün 2’si bakan ve müsteşar, 11’in 7 tanesini meclis atıyor. 5’te 3 çoğunlukla. Yani meclisteki partiler uzlaşacak. 7 tane üyeyi atayacaklar. Sizin seçtiğiniz meclis bu ülkede adalet dağıtacak kişileri seçiyor” dedi.

Yıldırım, partili cumhurbaşkanın tarafsız olmayacağı yönündeki eleştirilerine yönelik, “Menderes Türel tarafsız değil mi, bende başbakan değil miyim? Şimdilik? Herkesin gönlünde bir parti vardır ama önemli olan başbakanlık görevini yaparken 80 milyonun başkanı olacaksın. İnsanlarımız bunun ne demek olduğunu çok iyi biliyorlar” şeklinde konuştu.

‘Yüreğim iki kez yandı’

‘Yüreğim iki kez yandı’

Kaymakam Kemal Şahin, El Bab şehidi Ömer Akkuş’un ailesine taziyedeyken, yeğeninin de aynı olayda olduğunu öğrendi. Şahin, “Onlar beni, ben onları teselli ettim” diyerek acısını anlattı

Fırat Kalkanı Harekâtı'nda olan askerlerden Ömer Akkuş'un ailesine acı haberi verdiği sırada gelen telefonla kendi yeğeni Mehmet Şahin'in de şehit olduğunu öğrenen Kaynarca Kaymakamı Kemal Şahin o an yaşadıklarını anlattı: "Yüreğim iki kez yandı. Onlar beni, ben onları teselli etmeye çalıştım"

TELEFONLA ŞOK YAŞADI
Suriye'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekâtı'nda görevliyken Rus savaş uçağının "kazaen" bombaladığı binada şehit olan askerlerden Sakaryalı Ömer Akkuş'un acı haberini ailesine vermek için Akkuş Ailesi'nin evine giden Kaynarca Kaymakamı Kemal Şahin gelen telefonla şok yaşadı. Kaymakam Şahin, aynı olayda yeğeni Mehmet Şahin'in de şehit olduğunu öğrendi. Kaymakam Şahin, yeğenini önceki gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde uğurladı. Kara Elbistan Mahallesi'nde kurulan taziye çadırında taziyeleri kabul edan Şahin 16 yıldır vali yardımcılığı ve kaymakamlık görevlerinde bulunduğunu ve birçok aileye acı haberleri vermeye gitmek durumunda kaldığını söyledi. "Acıyı haber vermek bu kadar zor iken, ailenin o an yaşadığı acıyı yeğenini kaybeden biri olarak ben de yaşadım" diyen Şahin şöyle anlattı:

O ANI SABAH'A ANLATTI
"Jandarma komutanımız, Belediye Başkanımız, müftümüz ile Akkuş Ailesi'nin Kaynarca'daki evine gitmiştik. Aileye acı haberi verip, başsağlığı diledik. O arada telefonum çaldı, bir yakınım bana 'Yeğenin Mehmet Şahin şehit oldu. Başın sağ olsun' deyince önce inanamadım. İsim benzerliği olabilir diye düşündüm. Jandarma komutanımız araştırdığında o şehidin benim yeğenim olduğunu öğrendim. Haber verdiğim ailenin acısını paylaşmaya çalışırken kendi acımı da yaşamaya başladım. Onlar beni, ben onları teselli etmeye çalıştım"

"SEVİNMESİNLER "
Kaymakam Şahin "Bu ülkede gözü olanlar, hainler sevinmesin. Bu vatan bu bayrak için bu millet seve seve canını verdi, Yeğenim Peygamber efendimize komşu oldu. Rütbelerin en büyüğüne şehitlik mertebesine ulaştı. Mehmet uzman çavuş olduğunda çok sevinmiş, sevincini telefonda benimle paylaşmıştı. 'na giderken de telefonla konuştuk" dedi.

Adana'da 5. kattan düşen 17 yaşındaki kız öldü

Adana'da 5. kattan düşen 17 yaşındaki kız öldü

Adana'da 5. katta bulunan evlerinin balkonundan düşen 17 yaşındaki kız hayatını kaybetti.

Edinilen bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesi Pınar Mahallesi 74036 Sokak'ta Deniz Anatça (17), 13 katlı apartmanın 5. katındaki balkondan henüz belirlenemeyen nedenle düştü.

Anatça, olay yerinde hayatını kaybetti.

Yapılan incelemenin ardından Anatça'nın cenazesi otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

MHP lideri Bahçeli'nin başkanlığında yapılan genel merkez yönetim organları ve vekillerinin katıldığı toplantıda referandum konuşulacak..

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

MHP, rutin olarak düzenlendiği 'Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Milletvekilleri Müşterek Toplantısı'nı bu kez Konya'da gerçekleştiriyor. Bugün bir otelde başlayan ve yarın sona erecek toplantı basına kapalı olarak gerçekleşti.

OKTAY VURAL EVET TOPLANTISINDA

Hayır oyu kullanacak olanların katılmadığı toplantıya, bir süredir Bahçeli'yle arası açık olan ve muhaliflerin safında olduğu iddia edilen Oktay Vural'ın da katılması, MHP yönetimiyle Oktay Vural arasındaki gerginliğin sona erdiğini ve Vural'ın da EVET cephesinde yer aldığını gösterdi.

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

"KONYALININ GÖZÜNDE GERÇEK KAHRAMAN DEVLET BAHÇELİ'DİR"

Toplantı öncesi selamlama konuşması yapan MHP Konya Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kalaycı, toplantıyla ev sahipliği yapmanın onur ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Konya’da genel Başkan Devlet Bahçeli ile görüşmek isteyenlerin sözünü de aktaran Kalaycı, ''Konya’da genel başkanımızla görüşmek isteyenlerin bir sözünü aktarmak istiyorum. Diyorlar ki Konyalının gözünde gerçek kahraman Devlet Bahçeli’dir'' diye konuştu.

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

"TOPLANTIMIZ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN KUTLU SONUÇLAR GETİRİR İNŞALLAH"

Milliyetçi hareketin Türklüğün bekası olduğunu ifade eden Kalaycı, şunları söyledi: ''Milyonlarca Türkiye sevdalısı üç hilalin gerçek hissedarıdır. Milliyetçi Hareket Türklüğün bekası, devletin devamlılığı ve milletin varlığı konusunda tarifsiz şekilde sürdürdüğü onurlu duruşunu her şartta muhafaza etmektedir, edecektir. Ülkemizin içinde bulunduğu zorlu dönemde Konya’da geçekleştirmekte olduğumuz bu toplantımızın ülkemiz milletimiz ve partimiz için kutlu sonuçlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum"

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

BAHÇELİ KÜRSÜYE ÇIKTI, TOPLANTI BAŞLADI

Yapılan selamlama konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli kürsüye çıkarken, toplantı basına kapalı olarak başladı. Bahçeli’nin yarın basın toplantısı düzenleyeceği belirtildi.MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

Bahçeli'den flaş referandum açıklaması

MHP'nin referandumda kullanacağı slogan belli oldu

MHP'nin referandumda kullanacağı slogan belli oldu

Milliyetçi Hareket Partisi'nin referandum öncesi Konya'da yaptıkları toplantıda referandum öncesi kullancakları slogan da belli oldu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, toplantıya ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda süreçle ilgili değerlendirmeler yapıldığını söyledi.

"YEMİNİMİZ VAR VAZGEÇİLMEZ"

Karakaya, partisinin yeni anayasa teklifinin referanduma götürülmesinde katkı verdiğini anımsatarak, şöyle konuştu: "MHP sahada 'Evet' kampanyasını yürütecek. Öncelikle kendi teşkilatlarından başlayacak ve süreç içinde vatandaşa, kamuoyuna açılarak çalışmalarını devam ettirecek. Sloganımız belli oldu: 'Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez'. Vatan, millet, bayrak ve Türklüğün bekası için 'Evet' diyoruz. Bu söylemle vatandaşın karşısına çıktığımızda bunu daha anlaşılır hale getirerek teşkilatlarımızla çalışma yapacağız. Eğiticilerin eğitimini yapacağız. Teşkilatlarımız sahaya inecek."

"DEVLET İÇİN EVET"

Bahçeli, Dedeman Otel'deki partililerde sohbetinde, referandum sürecinde partinin yol haritasını anlatırken, çıkardığı bir kağıda kendi eliyle farklı bir slogan daha çıkardı.

Bahçeli çizdiği notta, adından "d" ve "l" harflerini çıkartarak "Devlet için evet" sloganını yazdı.

MHP'nin referandumda kullanacağı slogan belli oldu

MHP Genel Başkan Yardımcısı, referandum sloganlarının; "Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez" olduğunu açıkladı.

Bahçeli'den flaş referandum açıklaması

MHP'nin sloganı belli oldu: Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez

MHP Genel Başkan Yardımcısı Karakaya, "MHP sahada 'Evet' kampanyasını yürütecek. Sloganımız belli oldu: Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez." dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, "MHP sahada 'Evet' kampanyasını yürütecek. Öncelikle kendi teşkilatlarından başlayacak ve süreç içinde vatandaşa, kamuoyuna açılarak çalışmalarını devam ettirecek. Sloganımız belli oldu: Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez." dedi.

MHP'nin sloganı belli oldu: Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez

MHP lideri Devlet Bahçeli referandum süreci hakkında açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli referandum süreci hakkında yaptığı açıklamada "Sürecin gerginliğini artıran söylemlerden kaçınmak lazım. Tedavisi güç olaylara neden olabilir" dedi.

"Sloganımız belli oldu"

Karakaya, partisinin yeni anayasa teklifinin referanduma götürülmesinde katkı verdiğini anımsatarak, şöyle konuştu:
"MHP sahada 'Evet' kampanyasını yürütecek. Öncelikle kendi teşkilatlarından başlayacak ve süreç içinde vatandaşa, kamuoyuna açılarak çalışmalarını devam ettirecek. Sloganımız belli oldu: 'Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez'. Vatan, millet, bayrak ve Türklüğün bekası için 'Evet' diyoruz. Bu söylemle vatandaşın karşısına çıktığımızda bunu daha anlaşılır hale getirerek teşkilatlarımızla çalışma yapacağız. Eğiticilerin eğitimini yapacağız. Teşkilatlarımız sahaya inecek."

Bahçeli'den sağduyu çağrısı

MHP Genel Başkanı; "Bu

Bahçeli'den sağduyu çağrısı

Türkiye referandum sürecine giderken parti liderlerinden de açıklamalar geliyor.

Partisinin kurmaylarıyla birlikte Konya'da bulunan MHP Lider Devlet Bahçeli bir açıklama yaptı.

"GERİLİM ARTMAMALI"

Bahçeli; "Bu süreçte gerilimi artırıcı sözlerden kaçınılmalı. Gerilimin artırılması telafisi güç olaylara yol açabilir" dedi.

gerilimi artırıcı sözlerden kaçınılmalı" dedi.

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

MHP’nin referandum toplantısı Konya’da başladı

YSK referandum takvimini belirledi

YSK referandum takvimini belirledi

Emniyet binası önünde

Emniyet binası önünde ateş açıldı

Konya'da emniyet binası önünde bir otomobilden havaya . Merkez Karatay İlçesi Adana çevreyolu üzerindeki emniyet binası önüne gelen bir otomobilden havaya ateş açıldı.

Emniyet binası önündeki kulübede nöbet tutan görevli memurlarının peşinden koştuğu araç, hızla olay yerinden uzaklaştı. Bölgeye çok sayıda sivil ve resmi ekibin yanı sıra saldırısı olabilir endişesiyle Terörle Mücadele Şubesi ekipleri sevk edildi. Olay yerinde yapılan incelemede, 8 boş kovan bulundu.

Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, bir süre sonra şüpheli, polis merkezine giderek teslim oldu.

Çelik Fransız basınına konuştu

AB Bakanı Ömer Çelik Fransız basınına konuştu

ve Başmüzakereci , Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin, "Türk halkı bu reformu geniş bir şekilde destekleyecektir çünkü ’daki darbe girişimi mevcut siyasi sistemin zayıflıklarını ortaya çıkarmıştır." dedi

    AB Bakanı Çelik Fransız basınına konuştu

    'teki temasları sırasında Fransız basınına röportajlar veren Çelik, gazetesi ve televizyon kanalına değerlendirmelerde bulundu.

    Çelik, Le Monde gazetesinde verdiği röportajda, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin bir soruyu yanıtlarken "Birlikte çalışmak için özellikle de kritik konulara ilişkin fasılları açmak gerekiyor. Avrupalı diplomatlar, Türkiye'deki Anayasa değişikliği reformunun içeriğini bilmeden konuşuyorlar. Avrupa'da uzun zamandır yabancı düşmanlığına ve İslamofobiye dayalı bir çeşit Erdoğanofobi var." dedi.

    Anayasa değişikliğindeki Cumhurbaşkanı yetkileri hakkında eleştirilere ilişkin bir soru üzerine Çelik, şunları söyledi:

    "Aslında Cumhurbaşkanı yetkilerini arttırmaktan ziyade bu reformla bazılarını bırakacak. Ayrıca cumhurbaşkanı eylemlerinden dolayı yargılanabilecek. Türk halkı bu reformu geniş bir şekilde destekleyecektir çünkü 'daki darbe girişimi mevcut siyasi sistemin zayıflıklarını ortaya çıkarmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise halkla beraber tanklara karşı."

    AB Bakanı Çelik Fransız basınına konuştu

    "DARBE SAPIK BİR DİNİ İNANIŞA BAĞLI BİR ÖRGÜT TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ"
    Çelik, France 24 kanalının 'nün darbe girişimi sonrası ordunun durumuna ilişkin bir sorusuna, "Generallerin yarısı darbeye karıştı. Bu darbe sapık bir dini inanışa bağlı bir örgüt tarafından gerçekleştirildi. Bunların lideri Pensilvanya'da bulunuyor. Teokratik bir yönetim arzu ediyor. Laik devlete karşı yapılmış bir darbe. Bir darbe girişimine karışan herkesi ordudan atarız." cevabını verdi.

    Bakan Çelik, kamudaki görevden almalarla ilgili birtakım yanlışlar yapılıyorsa bu yanlışları düzeltmenin yolunun da açık olduğunu aktararak Türkiye'nin konuya ilişkin Avrupa Konseyi ile işbirliği içinde olduğunu ve bazı mekanizmalar kurulduğunu hatırlattı.

    FETÖ'nün 50 yıllık bir çalışma sonucunda devlete yerleştiğine işaret eden Çelik, şöyle devam etti: "Bakanlıkların özel kalemlerine, bilgi işlem merkezlerine, personel merkezlerine yerleştirmişler. Ayrıca o askerlerin itiraflarını okuyun. Hakimlerin savcılık itiraflarını da okuyun. Örneğin yüksek bir hakimin savcılık itirafı var. 'Biz önemli dosyalarla ilgili Fethullah Gülen'den talimat alıyorduk' diyor. Bu örgüt çeşitli kademelerde örgütlenmiş ve çok geniş bir ağa sahip. Biz bunun haberleşme sistemini çözdük. Bunun üzerine bu işlemleri yapıyoruz."

    Darbeden bir süre sonra Türk ordusunun Suriye'ye girdiğini hatırlatan Çelik, "Bu ordu DEAŞ'a karşı operasyonlar yaptı ve ilk defa NATO sınırları DEAŞ'tan temizlendi. Ordumuz hiçbir şekilde zaafa uğramadı, daha çok güçlendi. Türk ordusu DEAŞ'a karşı etkili ve kararlı bir şekilde mücadele veriyor. Terörle mücadele konusunda bir zaaf yok." dedi.

    "TÜRKİYE'NİN RUSYA'YLA İYİ İLİŞKİLER GELİŞTİRMESİ AVRUPA BARIŞINA KATKI SAĞLAR"
    Türkiye'nin Rusya'yla ilişkilerinin normalleşmesi sonrası NATO'daki konumuna ilişkin bir soruya yanıt veren Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı:

    "NATO'nun güvenilir bir üyesi olmanın ötesinde, NATO'nun en güçlü ordularından birine sahibiz. Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden biriyiz ve OECD ülkesiyiz. Ayrıca Rusya'yla yakın ilişkiler gerçekleştirmemiz son derece doğal ve tarih boyunca biz Rusya'yla komşuyduk. Türkiye'nin hangi örgütlere üye olduğu belli. Türkiye'nin Rusya'yla iyi ilişkiler geliştirmesi, Avrupa barışına ve diyaloğuna da katkı sağlar."

    GERİ KABUL ANLAŞMASI
    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB ile imzalanan geri kabul anlaşmasıyla ilgili büyük bir liderlik gösterdiğini belirten Çelik, şunları söyledi:

    "Asıl tehdit Avrupalı liderlerden gelmiştir. Fransa'nın kabul etmesi gereken sığınmacı sayısı 17 bindir. Bugüne kadar Fransa 2 bin kişiyi kabul etti. Birçok Avrupa ülkesi hiç kabul etmedi. Türkiye'nin bu durumdan hiçbir kazancı yok. Kazanan sadece Avrupa. Vize serbestisi sağlanmadı. Ayrıca AB'den anlaşmadan vazgeçtik anlamına gelen sözler geliyor. Cumhurbaşkanımız buna tepki gösterdiği zaman onu suçluyorlar. Asıl sözünü tutmayan Avrupa, vadedilen 3 milyon avroluk yardım gönderilmedi."

    Çelik, AB'nin vize serbestisi için şart olarak öne sürdüğü terörle mücadele kanununa ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı: "Terörle mücadelemiz devam ederken bizden terör yasamızı değiştirmemizin talep edilmesi doğru bir yaklaşım olmaz. Suriye'de, Irak'ta terörle mücadele ediyoruz. Birçok ilimizde onlarca saldırı oldu. Terörle mücadele yasamızı değiştirmemizi istiyorlar. Bu Türkiye'nin ve Avrupa'nın güvenliğini tehlikeye atar."

    "TÜRK ASKERİNİN KIBRIS'TA OLMASI BARIŞI KORUR"
    Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin Türkiye'nin konumuna da değinen Çelik, şunları kaydetti: "Biz Kıbrıs'ta iki eşit devlete dayalı bir çözümü destekliyoruz. Oradaki şartlar gözetildiğinde barışın korunması önemli. Türk askerinin orada bulunması barışı tehdit etmez. Tam tersine barışı korur. Bu bir tartışma konusu değildir. Bunun sayısı konuşulabilir ama Türk askeri orada bir şekilde bulunacak."

    El Bab'ın yüzde 60'ında kontrol sağlandı

    TSK ve Özgür Suriye Ordusu güçleri, terör örgütü DEAŞ denetimindeki Suriye'nin El Bab kentinin yüzde 60'ında kontrolü ele geçirdi.

     

    El Bab'ın yüzde 60'ında kontrol sağlandı

    Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır güvenliğinin terör örgütlerinden temizlenerek güvenli hale getirilmesi için geçen 24 Ağustos'ta Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlatarak, Gaziantep'in Karkamış İlçesi'nin karşısındaki DEAŞ terör örgütü kontrolündeki Cerablus'a sınır ötesi harekat başlattı.

    Aynı gün Cerablus'ta kontrolü ele geçiren TSK tarafından desteklenen ÖSO güçleri, ilerleyişini sürdürerek kısa süre içerisinde Kilis'in Elbeyli İlçesi karşısında bulunan Suriye'nin Rai bölgesine ulaştı.

    El Bab'ın yüzde 60'ında kontrol sağlandı

    DEAŞ'lı teröristlerle çatışarak ve kurtarılan bölgelerde mayın ve el yapımı patlayıcıları temizleyerek ilerleyen Türk Silahlı Kuvvetleri askerleri ile ÖSO güçleri, geçen yıl 9 Aralık'ta, Rakka'nın ardından terör örgütü DEAŞ'ın ikinci merkezi kabul edilen El Bab kentine yönelik harekat başlattı.

    El Bab'ın yüzde 60'ında kontrol sağlandı

    Çok fazla tuzaklanmış patlayıcı ve sık sık bomba yüklü araçlarla yapılan saldırılar nedeniyle temkinli hareket ederek ilerleyen TSK destekli ÖSO güçleri, son bir aylık süreçte El Bab kentinin doğusundaki Bzaghah ve Kabbasin ile batısındaki Akil Tepesi ile hastane bölgesinde kontrolü sağlayarak dış mahallelerine ulaştı.

    1 ASKER ŞEHİT

    TSK tarafından akşam saatlerinde yapılan açıklamada; "El Bab bölgesinde DEAŞ unsurlarıyla çıkan çatışmada 1 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı." ifadelerine yer verildi.

    TSK destekli ÖSO güçleri, El Bab'ın batısında denetimi sağladı VİDEO

    El Bab'ın yüzde 60'ında kontrol sağlandı

    Son bir haftadır yoğunlaşan çatışmaların ve saldırıların ardından ilerleyişini sürdüren Türk askerlerinin desteklediği ÖSO unsurları, bugün yüzde 60'ında kontrolünü sağladığı El Bab'ın merkezine de girdi.

    TAMAMEN TEMİZLENMESİ AN MESELESİ

    Özgür Suriye Ordusu'nun ana çatısını oluşturan Türkmenlerden kurulu Sultan Murat Tümeni komutanları, El Bab'ın tamamen DEAŞ'lı teröristlerden temizlenmesinin an meselesi olduğunu söyledi. El Bab'ın yaklaşık 3 yıldır terör örgütü DEAŞ kontrolünde olduğunu belirten ÖSO güçleri, buranın denetiminin muhaliflere geçmesinin önemli olduğunu ifade etti. El Bab kentinin DEAŞ'tan temizlenmesi ile Azez-Cerablus hattının terör unsurlarından arındırılacağını kaydeden ÖSO güçleri, çok fazla tuzaklanmış patlayıcı, canlı bomba ve bomba yüklü araçlar ile yapılan saldırılar ve tünellerle kaçış yollarının kullanılması nedeniyle temkinli hareket ettiklerini, kentin tamamen denetimini sağlamalarının ise kısa sürede gerçekleşeceğini vurguladı.

    El Bab'ın yüzde 60'ında kontrol sağlandı

    (SAS/SAT komandoları El-Bab da operasyonlara katılıyor.)

    Bu haber 19569 defa okunmuştur.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum
    Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
    İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
    Susanlar katliama ortaktır: İslam İşbirliği Teşkilatı'nın harekete geçmesi için Gazze'de daha kaç çocuk ölmeli?
    Susanlar katliama ortaktır: İslam İşbirliği Teşkilatı'nın...
    Susanlar katliama ortaktır: İslam İşbirliği Teşkilatı'nın harekete geçmesi için Gazze'de daha kaç çocuk ölmeli?
    Susanlar katliama ortaktır: İslam İşbirliği Teşkilatı'nın...