Giriş Tarihi: 14.9.2016 10:15 Güncelleme Tarihi: 14.9.2016 10:20
FETÖ'nün kara kutusu her şeyi itiraf etti
FETÖ elebaşı Gülen’in yakın ekibinden olduğu ve FETÖ/PDY içinde görev aldığı için tutuklanan iş adamı Alaaddin Kaya, ifadesinde örgüt içerisinde olan türlü çeşit sapkınlıklarla ilgili önemli itiraflarda bulundu. Edremit’te gizlendiği evde yakalandıktan sonra Ankara’ya getirilen ve sorgulanan Kaya, 28 Ağustos günü saat 07.00’de ilk ifadesini verdi. Bu ifadesinde FETÖ ile ilgili yapılanma ve yapılanlar hakkında sorulan tüm sorulara önce bilgim yoktur şeklinde yanıt veren Kaya'nın 1 Eylül günü saat 14.00'te beş sayfalık ek ifade verdiği ortaya çıktı.
Alaaddin Kaya, bu ifadesinde örgütün faaliyetleri, örgüt içindeki önemli isimleri ve örgüt içindeki tayinlerle alakalı önemli bilgiler veriyor. Milliyet gazetesinin ulaştığı ifadesinde Alaaddin Kaya, özetle şunları söyledi:
SAVCI YÜKSEL'E KUMPAS: Nuh Mete Yüksel'in DGM Savcısı olduğu dönemde Fetullah Gülen ile ilgili hazırladığı soruşturma safhasında hatırladığım kadarıyla Yüksel'i itibarsızlaştırma amacıyla kumarhaneler kralı Sudi Özkan'ın avukatına ait Ankara'da yerini bilmediğim bir mekânda bir kadınla uygusuz haldeyken bir çekim gerçekleşmiştir. O gün FETÖ'nün emniyet imamı olarak bilinen Kemalettin Özdemir bana olayı şöyle anlattı: "Bahse konu evde bulunan televizyon cihazının aynısı dışarıda temin edilmiş ve içine çekim yapabilecek özellikler taşıyacak tarzda teçhizat yerleştirilerek televizyonlar takas edilmiş, kapı açıldığında cihazın kayda gireceği şeklinde sistemin kurulduğunu" bana samimi şekilde anlattı.
AKIN İPEK: DİNLİYORLAR ABİ
İPEK AİLESİ: İpek ailesi, Kemalettin Özdemir'i aileden bir fert kabul etmiştir. Melek Hanım oğullarından öte 'Birinci oğlum Kemalettin'dir' diye her fırsatta söylemiştir. Bir mekanda Akın İpek'le yaptığım sohbette FETÖ elebaşı Gülen ile Kemalettin Özdemir anlaşmazlığı açıldığı zaman düşüncelerimizi söylüyoruz. Akın İpek "Kafam çok karışık abi" diye yanımdan ayrıldı. Bir gün örgütten bazıları "Ne söyledin Akın İpek'in kafasını karıştırdın" diye bana çıkışınca afalladım. İkimizin arasında geçen konuşmanın bu şekilde duyulmasına şaşırdım ve kızdım. Akın İpek'in yanına gittim ve sitem ederek, "Bu konuşmalarımızı nasıl başkalarına söyledin" deyince, "Kesinlikle ben kimseyle bu konuyu paylaşmadım. Kur'an üzerine yemin ederim. Dinliyorlar abi" dedi.
ÖZDEMİR'İN KASEDİ: İpek, Kemalettin Özdemir'e ait bir kadınla görüntüsünü içeren kasetin kendisine ulaştığını izlemekten utandığını, adamlarına teşhis etmek için rica ettiğini, onların da 'maalesef doğrudur' dediklerini duyuyor. Kemalettin Özdemir'in oğlu Ahmet Özdemir, Akın İpek ile "emir kipi" şeklinde konuşmalar yaptığını Ahmet Özdemir'in bazı isteklerde bulunduğunu söyleyerek rahatsızlığını ifade ediyor. Ben de bu vesile ile böyle bir kaset ve içeriğinden haberdar oluyorum.
'SÜT EMENLER VE EMMEYENLER' AYRIMI
YAKIN OLARAK 'EFENDİ': Teröristbaşı, örgüt içinde kendisine yakın ve itaati altında bulunanlara "efendi" diye hitap eder. Arasına mesafe koymak istediği kişiye, emir kipinde konuşmayacağı insanlara ise "bey" diye hatip eder. Örgüt içinde "Bizim mememizden süt emenler ve emmeyenler" diye ayrım vardır. Her işte bu ayrıma çok ciddi dikkat edilir. Tüm görevlendirmeler ve evlilikler bu çerçevede değerlendirilir. Süt emenler, kendisine sadık güven derecesi yüksek olanlar olarak değerlendirilir. FETÖ içindeki fertler, öz ve üvey evlat kriterine tabu tutulur.
'GEL DİYORLAR GELİYORUM'
FETÖ'NÜN TAYİNLERİ: Zaman gazetesi ve Samanyolu TV'nin sahiplerinin ayrı olmasına rağmen Naci Tosun her iki şirketin de genel müdürlüğünü yapmıştır. Daha sonra teröristbaşı tarafından 'tenzil-i rütbe' yapılarak Türkmenistan'a sürgün edildi. Bir müddet sonra yine FETÖ elebaşı Gülen tarafından taltif edilerek Kaynak Holding'in başına getirilmek istendiğinde ona "Bu işten anlamam" dese de, kendisine, "Bulunduğum yeri anlıyor muyum ki, gel diyorlar geliyorum. Sen de böyle yapacaksın" dedi.
PENSİLVANYA'DAKİ MALİKANE: Pensilvanya'daki devasa malikane Türkmenistan'da iş yapan Muhammet Taş isimli bir şahıs tarafından tek başına gerçekleştirilmiştir. Öyle ki malikanenin bitiminde peyzaj işlerini yürüten ekibini uzun zaman orada bıraktı.
MESİH OLARAK GÖRÜLÜYOR: Örgüt mensupları tarafından teröristbaşı Gülen'in 'Mehdi/Mesih' olarak görülmesi konusunu en tehlikeli konu olarak görüyorum. Bu işin tehlikesi de 15 Temmuz darbe girişimi ve benzeri olayları koşulsuz itaat olarak yapmalarıdır. Ben kendisini asla Mesih/Mehdi olarak görmüyorum. Gülen'in Türkiye'ye gelme imkânı olduğu halde gelememesindeki sebebi korkusuydu. Bu gelmemesindeki korkunun sebebi de fikrimce devletten korktuğudur. Böyle bir konuda karar verme yetkisi kendisinde midir? Yoksa başka güçlerin güdümünde mi hareket etmektedir?


Darbeci Öksüz’ün gelini de atıldı

FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu açığa çıkan Sakarya Üniversitesi’nde görevli Adil Öksüz’ün öğretmen olan akrabası Sahure Öksüz’ün de kamudaki görevine son verildiği ortaya çıktı.
FETÖ, kamuya sızmak amacıyla KPSS sorularını ele geçirmişti. Bu sızmanın ilk sinyali, 2010'daki KPSS'de ortaya çıkmıştı. Soruşturmada, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği'nde görevli Berat Koşucu'nun, soruları Isparta Yalvaç'ta tanıdığı Baki Saçı'ya gönderildiği tespit edilmişti.
Saçı, 2010'da gözaltına alınmasına ve ifadesinde cemaati itiraf etmesine karşılık dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Şadan Sakınan tarafından serbest bırakılmıştı. Yıllarca sürüncemede bırakılan soruşturma, Sakınan'ın HSYK tarafından görevinden alınmasından sonra hız kazanabilmişti. Sakınan, HSYK kararıyla da meslekten ihraç edilmişti.
6 YIL SONRA
Soruşturmayı devralan Savcı Yücel Erkman, soruların FETÖ mensuplarınca sızdırıldığını 6 yıl sonra ortaya çıkardı. Saçı hakkında Koşucu ile birlikte dava açıldı. Koşucu aranırken, Saçı iseBursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde öğretmenlik yapmaya devam ediyordu. Resmi gazete'de yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile binlerce kamu görevlisinin işine son verildi. İşine son verilenler arasında, Saçı'da yer aldı. Saçı bundan sonra öğretmenlik yapamayacak. Saçı ile birlikte hakkında dava açılan öğretmenler Yakup Yiğit (İzmir Menemen), Aynur Köse (Ankara Yenimahalle), Metin Buğday (Konya Kadınhanı), Mustafa Gökgul (Balıkesir Karesi), Nafi Yiğit (Diyarbakır Bağlar), Sadık Çınar (Ankara Keçiören), Serhat Kurğa (Ankara Keçiören), Hamza Eşit (Ankara Ayaş), Ahmet Mesut Zabun (Ankara Yenimahalle), Adnan Tosun (Bolu Merkez), Ahmet Ballı (Bursa Osmangazi), Ahmet Kart (Nevşehir Derinkuyu), Ali Ülker'in de (Bolu Gerede) görevine son verilenler arasında anlaşıldı.
KAÇAK ADİL ÖKSÜZ FUTBOLA DA EL ATMIŞ
120 SORUDA 120 DOĞRU!
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde yakalandıktan sonra serbest bırakılan ve FETÖ'nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu açığa çıkan Sakarya Üniversitesi'nde görevli Adil Öksüz'ün öğretmen olan akrabası Sahure Öksüz, 2010 KPSS soruşturmasından dolayı yakalanarak gözaltına alındı. Öksüz ailesinin gelini olduğu ortaya çıkan Sahure Öksüz'ün, soruları sızdırılan 2010 KPSS eğitim Bilimleri'nde 120'de 120 doğru yanıt verdiği, tekrarlanan sınavda ise net sayısını 70'e düşürdüğü ortaya çıktı. Muğla Yatağan'da öğretmenlik yapan Sahure Öksüz'ün de KHK ile görevine son verildiği anlaşıldı. Adil Öksüz'ün de işine son verilmişti. (Milliyet)
FETÖ'nün iğrenç yüzü!

FETÖ'cü hainler devletin tüm kurumlarına saklandı. Kalleş yüzlerini gizleyip yıllarca tüm birimlerde kadrolaştı. Halkına kurşun yağdıran alçakların, aile kurumunu bile kirlettiği ortaya çıktı. FETÖ'nün firari Güney Afrika imamı Necdet İçel'in eski kayınpederi Yıldırım Acar'ın anlattıkları ise kalleşlerin nasıl kirli planlar içinde olduklarını bir kez daha kanıtladı. Acar, “Kızımla beraber 30 günlük torunum kazada hayatını kaybetti. Damadım ise eşinin 3-5 günlük acısına rağmen ‘akrabalık bağımız devam etsin’ diyerek ikinci kızıma talip olduğunu söyledi...” dedi.
İşte Acar'ın açıklamaları: "Bir süre yurt dışında çalıştım. Ardından memleketim Denizli'ye yerleştim ve ticaret yapmaya başladım. FETÖ üyesi oğlumun aracılığıyla 1989'da örgütün içinde vaiz olan Necdet İçel ile tanıştım. Ardından sohbetlere katıldım. Ancak İslam ile bağdaşmayacak davranışları gördüğüm için bir daha bu toplantılara gitmedim. Ticaretle uğraştığım ve iyi kazandığım için Necdet İçel ve FETÖ üyeleri bu durumdan faydalandı. Kızım 1990 yılında İçel ile evlendi. Bir süre sonra kızım ve ailesi Adana'dan Konya'ya dönerken trafik kazası geçirdi. Kızımla beraber 30 günlük torunum öldü. Cenazeleri defnettikten birkaç gün sonra Konya'da tedavi gören İçel'in yanına gittim. Eşinin 3-5 günlük acısına rağmen İçel 'Akrabalık bağımız devam etsin' diyerek ikinci kızıma talip olduğunu söyledi. Hangi vicdan, hangi insanlık ve hangi din adamına böyle bir şey sığar? Hangi mezhep, hangi dindensin sen? O an vurulmuşa döndüm, beynim bulandı."
DİLEKÇESİ İŞLEME KONMADI
Acar, devlet memuru İçel'in son yıllarda mal varlığının "şaşırtıcı" bir şekilde artış gösterdiğini de anlattı. Bununla ilgili daha önce Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu ancak konunun soruşturmaya gerek olmadığı gerekçesiyle dilekçesinin işleme konmadığını açıkladı. Acar, İçel'in satın aldığı gayrimenkulleri daha sonra başkalarının adına geçirdiğini belirtti.

HİMMET PARALARIYLA SERVET YAPTI
Acar, eski damadı İçel'in lüks düşkünü olduğunu belirtti. Bu nedenle sohbetlerde işadamı, sanayici ve esnafa önem verdiğini söyledi. Acar, şöyle konuştu: "Necdet İçel, kızımla evlendiği zaman serveti yoktu. İzmir'de vaizlik yaparken iki lüks villa ile Torbalı'da malikane aldı. Ayrıca zeytinyağı ve hac organizasyonu firmasına ortak oldu. Lüks arabaya binip şoför tuttu. Zengin ve fakiri dolandırarak himmet paralarıyla bu serveti yaptı. Bir vaizin bu kadar servete kavuşması oldukça düşündürücü.
FETÖ'nün üst düzey isimlerinden Necdet İçel'in özel sohbetlerinde yaptığı konuşmalar polis tarafından tespit edildi. Firardaki hain İçel'in konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öldürülmesi gerektiğini söylediği emniyet kayıtlarına geçti. Firardaki İçel'in ayrıca "Hizmet'te 100 kişilik bir heyet var. Hizmet'i bunlar idare ediyor. Bütün istişareler, fetvalar hep oradan çıkıyor" dediği tespit edildi...(Takvim)
İşte FETÖ'nün hain yapılanması

Türkiye’yi 15 Temmuz’da kana bulayan FETÖ’nün dünya ve Türkiye’de nasıl örgütlendiğine ulaşıldı. 8 kıtada faaliyet yürüten terör örgütünün en başında FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen ‘Kainat İmamı’ olarak yer alıyor.
İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 11 Eylül 2015'te aldığı bir ihbar üzerine Maltepe'de bir operasyon düzenledi.
Bir kamyonette yapılan aramada, FETÖ/ PDY mensuplarının imha etmek istediği gizli belgeler bulunup el konuldu. Belgelerde yapılan incelemelerde, örgüt yapılanması ve isimler deşifre edildi. İncelemelerin ardından Mali Polis, terör örgü- tünün işleyişini en ince detaylarına kadar gösteren bir şema hazırladı.
Örgü- tün şemasında, FETÖ/PDY'nin en üst noktasında 'Kainat İmamı" olarak belirtilen terör elebaşısı Fethullah Gülen yer aldı. FETÖ/PDY'nin devleti ve toplumu 'örümcek ağı' gibi nasıl sardığını gösteren belgelere ulaşıldı.
İşte dünyayı '8 kıta'ya ayırıp yayılan terör örgütünün 'küresel yapılanması'...

KAİNAT İMAMI GÜLEN
FETÖ'nün dünyayı nasıl ele geçirmeye çalış- tığını gösteren haritanın en üstünde, FETÖ eleba- şısı Fethullah Gülen yer alıyor. Gülen, örgüt tarafından Mesih/Mehdi olarak kabul ediliyor. Terör örgütü, Gülen'in isminin altında 3 bölüme ayrılıyor: 'Özel Kalem', 'Mollalar Grubu' ve 'İstişare Heyeti' (Başyüceler).
'ÖZEL KALEM': Örgütün ilk ayağında bulunan bu grup, direkt Gülen'e bağlı ve terör elebaşısının 'mahrem işleri'ni üstleniyor. Bu gruptakiler, Gülen'in sırdaşı ve hizmetlisi gibi faaliyet gösteriyor.
MOLLALAR GRUBU: Gülen'in 25-30 yıldır yanından ayırmadığı, bizzat özel olarak ilgilenip yetiştirdiği 'Mollalar Grubu' da direkt Gülen'e bağlı çalışma yürütüyor. Her türlü dini konuları konuştuğu bu grup, alınan kararların duyurulmasında da rol üstleniyor. Mollalar, aynı zamanda müfettiş olarak faaliyet gösteriyor ve denetleme, sınama çalışmasını yürütüyor. Genellikle akademik kariyere sahip ilahiyat mezunlarından oluşuyor. Örgütün yönetiminde bu üst organ etkin rol üstleniyor. Alınan kararlar, meclis üyesi olan örgüt mensuplarınca silsile yolu ile en alt birimlere kadar iletiliyor.
İŞTE RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANAN İHRAÇ LİSTESİ
İSTİŞARE HEYETİ (BAŞYÜCELER KURULU): 'Özel Kalem' ve 'Mollalar Grubu' gibi direkt Gülen'e bağlı olarak faaliyet yürütüyor. Gülen'in başkanlık ettiği heyet, 16 kişiden oluşuyor. Talimatlara uyulup uyulmadığını kontrol eden, bilgi toplayan, rehberlik yapan, kontrol ve teftiş işlerini yürüten 'İstişare Heyeti', örgütü ikaz edip uyarabiliyor. Kıta sorumluları ve ülke imamları bu grubun altında şekillenirken, sadece Türkiye İmamı Mustafa Özcan direkt heyetle bağ kurabiliyor.
TAYİN HEYETİ: 'İstişare Heyeti'ne bağlı olarak 1995'te kurulan 'Tayin Heyeti', İstanbul Çamlıca'daki Çamlıca Camii yakınında inşa edilen binada faaliyet gösteriyordu. FETÖ'nün 'kıta sorumluları' ile 'ülke sorumluları' (imamları) da 'Tayin Heyeti'nin altında örgütleniyor. Türkiye İmamı dışında diğer ülke imamları- nın atamaları, yer değiştirmeleri bu yapı tarafından kararlaştırılıp icra ediliyor.
TÜRKİYE İMAMLIĞI
FETÖ'nün sözde Türkiye imamı Mustafa Özcan, hem 'İstişare Heyeti'nde bulunuyor hem de FETÖ/PDY'nin Türkiye ayağında legal ve illegal örgütsel yapılanmanın sorumlusu durumunda.
İLLEGAL ÖZEL YAPILANMA
YARGI İMAMLARI: 'Adalet'in her organında (hâkim, savcı, adliye çalışanı) örgütlenme faaliyetini yürüten grup.
EMNİYET İMAMLARI: Emniyet teştilatına sızan ve çalışan yapı.
TSK İMAMI: 15 Temmuz'un ardından Adil Öksüz'ün TSK İmamı olduğu deşifre oldu.
MİT İMAMI: İstihbarat teşkilatı içinde yer alıp bilgi toplama faaliyetini yürütüyor.
MÜLKİYE İMAMI: Vali, vali yardımcısı ve kaymakamları koordine ediyor.
DARBE İÇİN TEZ HAZIRLAMIŞ!
LEGAL YAPILANMA
SAĞLIK: Sema ve Şifa hastaneleri. STK'LAR: Vakıflar, sendikalar, dernekler, yardım kuruluşları.
EĞİTİM: Dershaneler, üniversiteler, kurslar ve diğer okullar.
MEDYA: Yazılı, görsel ve dijital medya.
FİNANS: Bank Asya, Kaynak Holding, bağış-himmet (kişi ve kurumlardan).
ÖĞRENCİSİ, SIRRA KADEM BASAN ADİL ÖKSÜZ’Ü ANLATTI
DÜNYAYI 8'E BÖLMÜŞLER
FETÖ'nün örgütlenmesinde dünyanın 8 kıtaya; Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Asya, Orta Asya, Pasifik, Ortadoğu ve Afrika'ya ayrıldığı görülüyor.
AVRUPA: Batı Avrupa, Balkanlar ve eski Doğu Bloku ülkelerinde 3 imam bulunuyor.
AMERİKA: ABD-Kanada ve Güney Amerika'da 2 imam faaliyet yürütüyor.
ASYA: Türk cumhuriyetleri, Uzakdoğu, Ortadoğu ve Rusya cumhuriyetlerinde 4 imam bulunuyor.
AFRİKA: 1 imam atandığı biliniyor.
Nihat Uludağ /Habertürk
Gazeteci Meriç helikopterden denize atılmış

İstanbul Polisi'nin 5 yıl sonra yeniden açtığı "Gazeteci Haydar Meriç cinayeti" dosyasında yeni bilgiler ortaya çıkmaya başladı. Fetullah Gülen'in ahlakdışı ilişkilerini anlattığı bir kitap hazırladığı için FETÖ yapılanmasının kurbanı olan Rumeli 39 Haber Sitesi'nin sahibi Haydar Meriç'in helikopterden denize atıldığı tespit edildi. Adli Tıp Kurumu'nun yaptığı incelemelerde, Meriç'in cesedinde sürüklenme izi olmadığı dolayısıyla kıyıdan denize atılmadığı belirlendi. Vücudunda çarpma izi tespit edilmesi, Meriç'in cesedinin helikopterden denize atılmış olabileceği sonucunu ortaya koyarken, şüpheler de havacılık işi yapan İbrahim Faruk Bayındır'a odaklandı.

BAYINDIR'I İŞARET EDEN DATA HATTI
Olayın kilit ismi TARKİM Havacılık'ın sahibi İbrahim Faruk Bayındır'ın data cihazıyla, Meriç'in telefon sinyalinin cinayetin işlendiği tarihte aynı anda kesildiği ortaya çıktı. Meriç'in telefon sinyaliyle sahibi belli olmayan "patates hat" olarak adlandırılan 2 numaranın sinyali ve bir "data" hattının sinyalinin eş zamanlı kesildiği anlaşıldı. Patates hatların sahibi bulunamadı ancak data hattının İbrahim Faruk Bayındır'a ait olduğu ortaya çıktı. CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP'li bakanlara kaset kumpası, Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazası olaylarına da adı karışan Bayındır'ın ABD'ye kaçtığı öğrenildi.
FETÖ ve DAEŞ’in ortak silahı Telegram

FETÖ’nün de tıpkı bir diğer terör örgütü DAEŞ gibi kullandığı şifreli mesaj programı Telegram, aynı anda 5 bin kişiye ileti yollayabiliyor. Şirket de kendi programına o denli güveniyor ki şifresini kırana 300 bin dolar ödül vaat ediyor
Avrupalı yetkililerin son dönemlerde en çok başını ağrıtan konulardan biri de terör örgütlerinin şifreli iletişim yollarını kullanması. Bunlara son örnek de hem DAEŞ, hem de FETÖ tarafından kullanıldığı tespit edilen Telegram adlı mesajlaşma programı...

Bedava indirilebilen uygulama hem şifreleme sistemi kırılamadığı için hem de çok sayıda kişiye aynı anda mesaj iletebildiği için terör örgütlerinin favorileri uygulamalarından biri haline geldi. Telegram, aynı anda 5 bin kişilik gruplara ileti yollayabiliyor, görüntü ve fotoğraf paylaşımı gerçekleştirebiliyor.
MUCİTLERİ: BİZ DE ÇÖZEMEYİZ
Uygulama aynı zamanda mesajların bir süre sonra kendi kendini imha etmesi özelliğine de sahip. Telegram'ın Rus mucitleri Pavel ve Nikolay Durov kardeşler, "Kullanıcıların mesajlarına biz bile erişemeyiz" diyor. DAEŞ terörüne en çok kurban veren Avrupa Birliği üyesi olan Fransa'da güvenlik yetkilileri bu konunun üzerine eğilmiş durumda. 29 yaşındaki Raşid Kasım adlı bir Fransız vatandaşının, Fransa'da eylem yapmaları konusunda 300 kişiye bu uygulama üzerinden emir verdiği söyleniyor. AFP'nin haberine göre iki polisi bıçakla öldüren Larossi Aballa ve temmuz ayında bir rahibi öldüren iki terörist, Raşid Kasım'ın Telegram'daki kişi listesinde yer alıyordu. Son olarak Paris'teki Notre Dame Katedrali'ne saldırı düzenlemeyi planlayan kadın teröristlerin de Kasım'ın kişi listesinde çıkması, basının bu uygulamanın daha da üzerine gitmesine neden oldu.
FRANSA'NIN KORKULU RÜYASI
Fransız istihbarat ajanları, Telegram mesajlarını edinmenin tek yolunun örgütlerin içine sızmak olduğunu söylüyor. Fransa İç İstihbarat Birimi (DGSİ) Başkanı Patrick Calvar, Whatsapp, Viber, Telegram gibi mobil haberleşme sistemlerinin takibinde güçlük çekildiğini belirtti. Telegram şirketi de şifreleme sistemlerine ne kadar güvendiklerini belirtmek için "Mesajlarımızın şifresini kırabilene 300 bin dolar ödül vereceğiz" vaadinde bulundu.
YASAL ÇERÇEVE TALEBİ
Almanya ve Fransa İçişleri bakanları Avrupa Komisyonu'ndan kriptolu haberleşme ağlarına yönelik yasal çerçeve hazırlamasını istemişti. Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, geçtiğimiz ay gerçekleşen bir AB zirvesinde "Telegram gibi bazı aplikasyonlar ile sistematik olarak mesajlaşma meselesi yasal çerçeveye girmeli. Bütün bunlar istihbarat görevlileri ve savcılar tarafından kanıt olarak kullanılabilmeli" açıklamasında bulunmuştu.
PKK ve FETÖ ihanette uzlaştı

YORUMLAR