Halkbank ikinci kez kuşatma altında

Halkbank ikinci kez kuşatma altında

FETÖ'nün 17-25 Aralık kumpasına hedef olan ve hisselerde kısa süreli değer kaybına uğrayan Halkbank bir kez daha saldırı altında. ABD'nin skandal bir kararla Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'yı tutuklamasının ardından ortaya çıkan sonuçlar, 17-25 Aralık gibi ikinci bir saldırıyı gözler önüne seriyor. İlk verilere göre Halkbank hisseleri yüzde 10.6 düşüşle açıldı, ardından düşüş yüzde 16'yı da geçti.

29 Mart 2017 - 21:12

Tarihi: 29.03.2017 16:32 Son Güncelleme Tarihi: 29.03.2017 19:19

destekli savcı 'nın vekilinden skandal karar

FETÖ destekli savcı Bharara'nın vekilinden skandal karar

Fetullahçı Terör Örgütü'nün yapılanması tarafından desteklendiği belgelenen Savcı 'nın vekili Güney Bölge Savcısı Vekili Joon H. Kim tarafından gözaltına alınan 'ın Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Mehmet Hakan Atilla, ABD New York’ta bulunan John Kennedy Havalimanı’nda çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Savcı Kim, görevden alınan destekli savcı Bharara ile yıllarca birlikte çalışmış bir isim olarak biliniyor. Bu skandal karar, eski yönetimin Türkiye-ABD ilişkilerini bozmak için yaptığı son hamle olarak yorumlandı.

JFK havalimanında işadamı davasıyla ilgili olarak gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Atilla, New York Güney Bölge Mahkemesi'nde hakim James C. Francis'in karşısına çıkarıldı. Mahkemede Atilla'ya yöneltilen suçlamalar yüzüne okundu. Atilla'nın JFK havalimanından Türkiye'ye gitmek üzere ayrılacağı sırada gözaltına alındığı öğrenildi

VEKALETEN FETÖ DESTEKLİ BHARARA'NIN YERİNE GEÇMİŞTİ

Atilla'nın gözaltına alınmasına ilişkin dava dilekçesi, geçtiğimiz haftalarda Trump yönetimi tarafından görevden alınan tarafından desteklendiği belgelenen New York Güney Bölge Savcısı Preet 'nın yerine vekalet geçen 'li savcı Joon H. Kim tarafından yazıldı. ABD Adalet Bakanlığı'nın internet sitesindeki basın bildirisinde, söz konusu dilekçenin New York Güney Bölge Savcısı Vekili Kim ve FBI New York Birimi'nin Direktör Yardımcısı William F. Sweeney Jr. tarafından birlikte ifşa edildiği duyuruldu.

ESKİ YÖNETİMİN SON HAMLESİ

Savcı Kim, görevden alınan Bharara ile yıllarca birlikte çalışmış bir isim olarak biliniyor. Bu skandal karar, eski yönetimin FETÖ destekli Savcı Bharara'nın vekili Kim aracılığıyla Türkiye-ABD ilişkilerini sabote etmek için yapılan son hamle olarak yorumlandı.

FETÖ'CÜ HAİNLER SEVİNÇLE KARŞILADI

Genel Müdür Yardımcısı'nın ABD'de tutuklanması FETÖ'cü hainler tarafından sevinçle karşılandı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün ABD yapılanması üyeleri, tutuklama kararının hemen ardından mahkeme kararını sosyal medya üzerinden yaymaya başladı.

HALKBANK'TAN İLK AÇIKLAMA

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın görev için Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunduğu sırada New York JFK Havalimanı'nda gözaltına alınmasıyla ilgili Halkbank'tan yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:

"Sayın Mehmet Hakan Atilla'nın ilk duruşması yapılmış, iddianame hazırlanmak üzere savcılığa süre verilmiştir. Konuyla ilgili, Bankamızca ve devletin ilgili birimlerince gerekli çalışmalar başlatılmıştır. Bu konuda resmi bilgiye henüz ulaşılamamıştır. Bilgi temin edildiğinde, en kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu süre zarfında, Bankamızın ve yetkili makamların verdiği bilgiler dışındaki spekülatif haber ve yorumlara itibar edilmemesi hususunu kamuoyunun bilgilerine sunarız"

Halkbank ikinci kez kuşatma altında

FETÖ'nün 17-25 Aralık kumpasına hedef olan ve hisselerde kısa süreli değer kaybına uğrayan Halkbank bir kez daha saldırı altında. ABD'nin skandal bir kararla Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'yı tutuklamasının ardından ortaya çıkan sonuçlar, 17-25 Aralık gibi ikinci bir saldırıyı gözler önüne seriyor. İlk verilere göre Halkbank hisseleri yüzde 10.6 düşüşle açıldı, ardından düşüş yüzde 16'yı da geçti.

Halkbank Genel Müdür Yardımcılarından Mehmet Hakan Atilla'nın New York'ta tutuklandığı bildirildi. New York Güney Bölge savcılığından yapılan açıklamada, Atilla'ya işadamı Rıza Sarraf ve bazı diğer kişilerle birlikte 'ABD finans kuruluşlarını kullanarak ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delme' suçlaması yöneltildiği öne sürüldü.
 

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tutuklanmasının ardından Halkbank hisseleri yüzde 10.6 düşüşle açıldı, bu 18 Temmuz'dan beri en büyük düşüş oldu. Şu anda ise düşüş yüzde 16'nın üzerine çıktı. Halkbank hisseleri dün yüzde 5.2 yükselişle 9 Şubat'tan bu yana en yüksek kapanış seviyesi olan 12.06 liradan kapandı.

17-25 Aralık kumpasının aynısı
Halkbank'a dönük ABD'nin aldığı karar ve sonrasında yaşanan değer kaybı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık kumpasını akıllara getirdi.

Türkiye'yi hedef alan 17-25 Aralık kumpasıyla devre dışında bırakılmak istenen en 'stratejik' kurumlardan biri de Halkbank'tı. FETÖ yapılanmasının hedefi olan Halkbank hisseleri yüzde 12,34 değer kaybetmişti. Ardından önce günlük yüzde 4 değer kaybeden Halkbank hisselerinde düşüş ikinci seansta da hızlandı. Halkbank hisseleri yüzde 12,34 kayıpla 13,80 liraya düştü. Dün yaşanan olay, 17-25 gibi Türk ekonomisine karşı yeniden bir planlama yapıldığını gözler önüne serdi.

 

Hükümet'ten ilk tepki: Bharara'nın iddianamesi
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yarın Türkiye'yi ziyaret edecek ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile görüşmesinde Halkbank Genel Müdür Yardımcısı 'nın New York'ta tutuklanmasının da gündeme geleceğini söyleyerek, "Elbette gündeme getireceğiz. Kendisine bu konunun ne olduğunu da soracağız. Endişelerimizi de şu ana kadar yaşanan süreçte söylediğimiz erişimin engellenmesi konusunu da gündeme getireceğiz" dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Görevden alınan, FETÖ ile yakın olan Bharara'nın hazırladığı iddianameden yola çıkan, önceden hazır olduğu görülüyor. Hemen mahkemeye de çıkardılar. Biz süreci yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

 
  1. FETÖ ile yakın ilişkileri olan ve Türkiye karşıtı tavırlarıyla bilinen ABD'li savcı Preet Bharara, geçtiğimiz hafta istifa etmeyi reddettiği için görevinden kovulmuştu.
  2.  
Halkbank'taki ivme FETÖ'yü rahatsız etti
Yaygın şube ağıyla Avrupa'daki gücünü artıran Halkbank'ın Avrupa'daki faaliyetleri geçtiğimiz hafta büyük bir ivme kazanmıştı. Uluslararası bankacılık deneyimini Sırbistan ve Makedonya'ya taşıyan Halkbank'ın Avrupa'daki şube sayısı 65'i geçti.

 
  1. Halkbank'tan ilk açıklama
  2. Halkbank'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, şunlar kaydedildi:
  3. "Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcımız Mehmet Hakan Atilla, 28 Mart 2017'de görev için bulunduğu ABD'de gözaltına alınmış, ilk duruşması yapıldıktan sonra iddianame hazırlanmak üzere savcılığa süre verilmiştir. Konuyla ilgili olarak bankamızca ve devletimizin ilgili birimlerince gerekli çalışmalar başlatılmış olup bilgi temin edildiğinde en kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu itibarla, bankamızın ve yetkili makamların verdiği bilgiler dışındaki spekülatif haber ve yorumlara itibar edilmemesini kamuoyunun bilgilerine sunarız."
  4.  

ABD'nin Adil Öksüz'ü aradık açmadı yalanı
ABD Büyükelçiliği'nin vize iptali için aramıştık komik gerekçesine inanan çıkmadı. Telefonu açmadığı da yalan çıktı.

 ABD'nin Adil Öksüz'ü aradık açmadı yalanı

Akıncı Hava Üssüne ilişkin iddianamede Darbe girişiminden 6 gün sonra ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu adına kayıtlı telefon numarasından Adil Öksüz’ün cep telefonunun arandığı belirlendi.

ABD ise telefon görüşmesi hakkında açıklama yaptı. ABD Büyükelçiliği'nin Adil Öksüz hakkındaki açıklamada "Vizesini iptal ettik. Arayarak bilgilendirme yaptık." denildi.

ABD'NİN ADİL ÖKSÜZ AÇIKLAMASI YALAN ÇIKTI

ABD'nin Adil Öksüz hakkındaki açıklamasının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.

 ABD'nin Adil Öksüz'ü aradık açmadı yalanı

 ABD'nin Adil Öksüz'ü aradık açmadı yalanı

Son dakika haberi: ABD Büyükelçiliği'nden Adil Öksüz açıklaması

Son dakika haberi: ABD Büyükelçiliği'nden Adil Öksüz açıklaması
ABD Büyükelçiliği'nden Adil Öksüz açıklaması
ABD Büyükelçiliği'nin Adil Öksüz hakkındaki açıklamada "Vizesini iptal ettik. Arayarak bilgilendirme yaptık." denildi.
ABD Büyükelçiliği'nden Adil Öksüz açıklaması

ABD Büyükelçiliği, FETÖ'den aranan Adil Öksüz'le ilgili bir açıklama yaptı.

ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ: ARAYARAK BİLGİLENDİRDİK

Açıklamada, "Adil Öksüz'ün vizesini iptal ettik ve ABD yasaları gereğince Öksüz'ü arayarak kendisini bu konuda bilgilendirmeye çalıştık" denildi.

ABD Büyükelçiliği'nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Amerikan-Türk emniyet güçleri arasındaki yakın işbirliğinin doğrudan sonucu olarak, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'ndan Adil Öksüz adına kayılı bir numaraya 21 Temmuz 2016 tarihinde bir çağrı gerçekleştirilmiştir. O gün (21 Temmuz) Emniyet Genel Müdürlüğü, ABD'nin Türkiye Temsilciliği'ni arayarak, Adil Öksüz'ün Türkiye'den kaçmasını engelleme konusunda yardı talebinde bulunmuştur. Bunun arkasından Öksüz'ün vizesini iptal ettik ve ABD yasaları gereğince Öksüz'ü arayarak kendisini bu iptal konusunda bilgilendirmeye çalıştık. ABD Başkonsolosluğu'nun, şüphe uyandırmaktan çok uzak olan bu çağrısı, darbe girişiminin ardından ABD ve Türk emniyet güçlerinin yakın işbirliğini sergilemektedir."

ABD Büyükelçiliği'nden Adil Öksüz açıklaması

ABD Büyükelçiliği'nden Adil Öksüz açıklaması

Öksüz'ü aradığını doğruladı!

ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinden, FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen 'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunca vizesinin iptal edildiğini bildirmek üzere arandığı açıklandı.

ABD Büyükelçiliği Öksüzü aradığını doğruladı!

ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinden, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) firarisi 'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'ndan 21 Temmuz 2016'da aranmasına ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, "Amerikan-Türk emniyet güçleri arasındaki yakın işbirliğinin doğrudan sonucu olarak, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'ndan Adil Öksüz adına kayıtlı bir numaraya 21 Temmuz 2016 tarihinde bir çağrı gerçekleştirilmiştir." denildi.

"VİZE İPTALİ KONUSUNDA BİLGİLENDİRMEYE ÇALIŞTIK"
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 21 Temmuz'da ABD'nin Türkiye Temsilciliği'ni arayarak, Adil Öksüz'ün Türkiye'den kaçmasını engelleme konusunda yardım talebinde bulunduğu savunulan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"Bunun arkasından Öksüz'ün vizesini iptal ettik ve ABD yasaları gereğince Öksüz'ü arayarak kendisini bu iptal konusunda bilgilendirmeye çalıştık. ABD Başkonsolosluğu'nun, şüphe uyandırmaktan çok uzak olan bu çağrısı, darbe girişiminin ardından ABD ve Türk emniyet güçlerinin yakın işbirliğini sergilemektedir."

Açıklamada, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu çalışanlarının Adil Öksüz ile görüşüp görüşmediğine ilişkin bilgi verilmedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynakları, 21 Temmuz 2016'da, saat 10.22'de ABD İstanbul Başkonsolosluğu adına kayıtlı numaradan, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Adil Öksüz'ün cep telefonunun arandığına dair kayıt bulunduğunu bildirmişti.

15 Temmuz Darbe Girişimi hakkında Türkiye gazetesinden Batuhan Yaşar çok çarpıcı bir yazıya imza attı.

Yaşar, yazısında darbenin beyni olan Adil Öksüz'ün ABD Konsolosluğu tarafından 21 Temmuz 2016, 10.22'de aranmasının iddianamede yer aldığını belirtti.

İşta Batuhan Yaşar'ın yazısındaki o kısım;

Akıncılar iddianamesi, Obama yönetiminin “hani nerede delil” gibi sürekli tekrarladıkları söylemleri de boşa düşürecek gibi görünüyor.

Sadece itiraflar, bilgi ve belgeler değil, görüntüler ve ses kayıtlarından oluşan iddianamede çok dikkat çekici bilgiler de yer alıyor.

15 Temmuz gecesi darbeyi Akıncılar Üssünden yöneten Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek’in yaptığı tüm telefon görüşmeleri de deşifre edildi.

Adil Öksüz’ün ABD konsolosluk santral numarasından aranması ise çok dikkat çekici. Herhâlde bu konuda ABD Büyükelçiliğinden bir açıklama yapılacaktır.

Ayrıca Öksüz’ün gece boyunca ABD ile yaptığı tüm telefon görüşmeleri de tespit edildi, kimlerle görüştüğü de kayıtlara alındı.

Deyim yerindeyse Akıncılar iddianamesi açıklandığında yer yerinden oynayacak.

Darbenin ardında hani nerede FETÖ diyenlerin gözleri fal taşı gibi açılacak..

Örgütün Türkiye’ye ihaneti tüm kanıtlarıyla ortaya konacak..

Yazdık, yine yazıyoruz.. Bakarsınız, FETÖ’ye “dinî ve seküler eğitim için çalışan sivil bir cemaat” diyenler özür dilemek zorunda kalır.. Biraz daha sabır...

ABD Konsolosluğu'nun Adil Öksüz'ü aradığı ortaya çıktı!
ABD Konsolosluğu'nun Adil Öksüz'ü aradığı ortaya çıktı!

Adil Öksüz'ün ABD konsolosluğuna kayıtlı telefondan arandığı ortaya çıktı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nun hazırladığı Fetullahçı Terör Örgütünün 15 Temmuz darbe girişimini yöneten Terörist Adil Öksüz hakkındaki iddianame tamamlandı. Buna göre ABD Konsolosluğu Adil Öksüz'ü 21 Temmuz'da aradı.

TESPİT EDİLDİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün Türk Silahları Kuvvetleri imamı olduğu iddia edilen firari Adil Öksüz'ün, 21 Temmuz 2016 tarihinde ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu üzerine kayıtlı bir telefondan arandığının tespit edildiğini açıkladı. Konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğü ve Adil Öksüz'ün darbe gecesi yakalandığı Akıncılar Üstü'ndeki faaliyetlere yönelik iddianamenin tamamlandığı öğrenildi.

O hainin kim olduğu ortaya çıktı

O hainin kim olduğu ortaya çıktı

Safitürk'ün şehit olduğu yı planlayan 'lının Ümran Cengiz olduğu açıklandı. İçişleri Bakanı , geçtiğimiz günlerde “O hain elimizde” diyerek duyurmuştu.

'in Derik İlçesi ı 'ün şehit edildiği yı planlayan teröristin, örgütün 'GAP-Ruha' olarak nitelendirdiği bölgenin sorumlusu 'Kurtay' kod adlı 'lı Ümran Cengiz olduğu açıklandı. Terörist Ümran Cengiz'in, Kızıltepe İlçesi'nde oturduğu ve tanınmamak için de takım elbise giyip, kravat taktığı belirtildi.

EYLEM HAZIRLIĞINDAYKEN YAKALANDI

Polisin önceki gün yaptığı başarılı bir operasyon sonucu yakalanan 2 terörist ve bunlara yardım yataklık ettiği belirtilen 3 kişi ile birlikte 5 kişi gözaltına alındı. Teröristlerin polisin takibinde olduğu ve eylem hazırlığı içerisinde oldukları belirtildi. Gözaltına alınan PKK'lı 5 teröristin sorgusu devam ederken, bir güvenlik yetkilisi, gözaltına alınanlardan birinin örgütün sözde GAP-Ruha sorumlusu Kurtay kod adlı PKK'lı Ümran Cengiz olduğunu bildirdi. Aynı yetkili, PKK'lı Cengiz'in, Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk'ün şehit edilmesi ve Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde adliye lojmanlarına yönelik saldırıyı planlayan kişi olduğunu kaydetti.

PKK'LI MAHSUM AY'IN YERİNE GETİRİLMİŞ

10 Temmuz 2016 tarihinde Kızıltepe İlçesi'nde güvenlik güçlerinin düzenlediği bir operasyonda etkisiz hale getirilen 'Firaz Bagok' kod adlı PKK'lı Mahsum Ay'ın yerine, 'Kurtay' kod adlı PKK'lı Ümran Cengiz'in Kandil tarafından görevlendirildiği kaydedildi. O tarihten bu yana Cengiz'in Kızıltepe İlçesi'nde yaşamaya devam ettiği ve günlük yaşamında dikkat çekmemek için takım elbise giyip, kravat taktığı belirtilen PKK'lı Cengiz, önceki gün güvenlik güçlerinin başarılı bir operasyonu ile gözaltına alınmıştı.

BAKAN SOYLU AÇIKLAMIŞTI

İçişleri Bakanı , önceki gün twitter hesabından, "Muhammet Fatih Safitürk, sana borcumuzu ödeyemeyiz. Ancak bil ki katliamını planlayanı aldık, elimizde... Sağ olun arkadaşlar. Bu sabah birisini yakaladık. Şerefsiz, kravat giyinmiş, takım elbise giyinmiş. Evlatlar, bu son Viranşehir patlaması var ya, o Viranşehir patlamasının o planını yapanı aynı zamanda da o bizim Muhammet Fatih Safitürk evladımız var ya sizin de evladınız, onun katlini planlayanı bu sabah böyle alıverdiler" paylaşımda bulunarak, operasyonu düzenleyen ekibi kutlamıştı.

Akşener'e şoku

Akşener'e FETÖ şoku

MHP'li  'in  hukuk danışmanlarından Avukat Nuri Polat, operasyonu kapsamında gözaltına alındı.

MHP'de destekli muhalefetin başını çektiği iddia edilen 'in hukuk danışmanlarından Avukat Nuri Polat'ın FETÖ operasyonu kapsamında gözaltına alındığı ortaya çıktı.

Örgütün avukat yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde terör polisi tarafından operasyonla gözaltına alınan Nuri Polat'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde sorguya alındığı ve halen burada gözaltında tutulduğu öğrenildi.

FETÖ'ye yakın kanalların Digitürk'ten çıkarılmasına tepki gösteren Polat, twitter'da Fetullah Gülen'in bir fotoğrafını paylaşarak "Digitürk'ten, kablolu tvden, tivibudan, Türksat'tan attınız, herkül sitesini engellediniz. Ama izlememize engel olamadınız" diye yazmıştı. Akşener ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Fetullahçı' suçlamasına ilginç bir karşılık vererek, Fetullahçı olmanın "gurur" olduğunu dile getirmişti.

Alman milletvekili Özdemir'e verilen fahri doktora unvanı geri alındı
Alman milletvekili Özdemir'e verilen fahri doktora unvanı geri alındı

Munzur Üniversitesinden, Alman milletvekili Özdemir'e verilen fahri bilim doktora unvanının, Türkiye Cumhuriyeti ve ulusu incitici tavır ve davranışları sebebiyle geri alındığı bildirildi.

Munzur Üniversitesinin resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Alman milletvekili Cem Özdemir'e 2008 yılında fahri bilim doktora unvanı verildiği anımsatıldı.

Açıklamada, bu unvanın geri alındığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye Cumhuriyeti'ni ve ulusumuzu incitecek tavır ve davranışlar sergileyen Alman milletvekili Cem Özdemir'e 28 Ekim 2009 tarihinde verilen fahri bilim doktora unvanı 29 Mart 2017 tarihli ve 12.1 sayılı senato kararıyla iptal edilerek fahri bilim doktora unvanı geri alınmıştır."

Demirtaş hakkında flaş gelişme!
Demirtaş hakkında flaş gelişme!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş' ın yargılandığı dava dosyası Diyarbakır'dan Ankara Ağır Ceza Mahkemesine nakledildi

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında terör soruşturması kapsamında açılan dava dosyasının "güvenlik" gerekçesiyle Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör soruşturması kapsamında tutuklanan Demirtaş hakkında açılan dava dosyasının, "güvenlik" gerekçesiyle nakli konusunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne talepte bulunulmuştu.

Nakil konusuna ilişkin talebi değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen kararda şu ifadeler yer alıyor:

"Sanık Demirtaş'ın üzerine atılı olan 'terör örgütü yöneticiliği', 'terör örgütü propagandası yapmak', 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet', 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik', 'halkı kanunlara uymamaya tahrik', 'suç işlemeye tahrik' ve 'suçu ve suçluyu övme' suçlarından Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan 2017/101 sayılı kamu davasının CMK'nın 19/2 maddesi uyarınca Ankara Ağır Ceza Mahkemesine nakline karar verilmiştir."

142 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca Demirtaş hakkında, açılan davada, üzerine atılı olan "terör örgütü yöneticiliği", "terör örgütü propagandası yapmak", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet", "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik", "halkı kanunlara uymamaya tahrik", "suç işlemeye tahrik" ve "suçu ve suçluyu övme" suçlarından 43 yıldan 142 yıla hapis ile cezalandırılması talep edilmişti.

Darbeci komutan: Hem FETÖ'cüyüm hem darbeci

Darbeci komutan: Hem FETÖ'cüyüm hem darbeci

15 Temmuz darbe girişiminde Mahmutbey Gişeleri kontrol altına almaya giden darbeci askerler hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı. İddianamede halkın ve polislerin kararlı duruşu karşısında teslim olmak zorunda kalan darbeci binbaşı Enver Muratoğlu'nun, "Evet doğrudur darbe yapmaya geldik, amacımız bu istasyonu alıp Hadımköy'de kalan birliğin sevkini buradan sağlamak ve Avrupa yakasındaki geçişleri kontrol altına almaktı" dediği belirtildi.

15 Temmuz darbe girişiminde Mahmutbey gişeler ile Ispartakule gişelerini kontrol altına almak için 66. Mekanize Piyade Tugayı'ndan zırhlı askeri araçlarla çıkan 10'u tutuklu 36 darbeci hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.

3'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI TALEP EDİLDİ

İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede tüm şüpheliler hakkında, "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Tüm şüphelilerin ayrıca, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan da 7.5 yıldan 15'er yıla kadar da hapis cezası ile yargılanmaları istendi.

14 TEMMUZ'DA TUGAY'DA DARBE TOPLANTISI YAPILDI

İddianamede 15 Temmuz darbe girişiminin TSK içerisinde yuvalanan bir kısım Fetullahçı Terör Örgütü mensubunca yapıldığı, bu kapsamda İstanbul'daki darbe girişiminde etkin olarak görev yapan birliklerden birinin de 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı olduğu belirtildi. Tugay Komutanı Tuğgeneral Nail Yiğit'in darbe girişiminden bir gün önce birlikte toplantı yaparak darbe girişiminin hazırlıklarını başlattığı kaydedildi. İddianamede Tabur Komutanı şüpheli Enver Muratoğlu komutasında, 36 askerin 5 adet zırhlı askeri araç ile yeterince mühimmat ve etkili silahlarla saat 21.30'da kışladan çıkış yaparak Mahmutbey gişeler ile Ispartakule gişelere hareket ettikleri belirtildi. Şüpheli Enver Muratoğlu'nun beraberindeki askerlerle Mahmutbey gişelerine saat 23.10'da vardıkları anlatıldı.

POLİSLER GİŞELERİ TIR'LARLA KAPATTI

İddianamde darbe girişimi nedeniyle emniyetin talimatı üzerine Mahmutbey gişlerde ve Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Şehit Şakir Koç İstasyon Amirliği'nde görevli polislerin Trakya tarafından gelerek darbe girişimine destek olacak birlikleri engellemek amacıyla her iki yöne TIR'lar çekilerek tedbirler alındığı kaydedildi.

DARBECİ KOMUTAN: BİZ DOST KUVVETİZ

Görevli polislerin bu tedbiri karşısında darbeci binbaşı Enver Muratoğlu'nun, "Biz dost kuvvetiz, takviye geldik. Yolu siz mi trafiğe kapattınız" dediği komiser yardımcı Tuncay Ayan'ın da "Talimat geldi biz kapattık" dediği aktarıldı. Darbeci komutanın bunun üzerine karşı yola (Güney yol) geçmek istediğini, gerekirse tankları bariyerlerin üzerinden geçireceğini söylediği, komiser yardımcısının da bariyerlerin paletleri tıkayacağını söylemesi üzerine darbecilerin yola devam ederek Ispartakule kavşağından gişelere dönüş yaptığı anlatıldı.

"DOĞRUDUR DARBE YAPMAYA GELDİK"

Dönüş yaptıktan sonra gişelere 500 metre kala vatandaşların yolu kapatarak tepki göstermesi üzerine darbeci komutanın aracından indiği ve gişelere yürüyerek gittiği belirtilen iddianamede, komutanın buradaki polislerin kararlılık göstermesi üzerine teslim olmayı kabul ettiği, daha sonrada araçta bekleyen diğer rütbeli askerleri de arayarak polislere zorluk çıkarmadan teslim olmalarını emrettiği kaydedildi. Darbeci komutan Muratoğlu'nun burada komiser yardımcı Tuncay Ayan'a, "Evet doğrudur darbe yapmaya geldik, amacımız bu istasyonu alıp Hadımköy'de kalan birliğin sevkini buradan sağlamak ve Avrupa yakasındaki geçişleri kontrol altına almaktı" dediği aktarıldı. Yine tanık komiser yardımcısı Tuncay Ayan'ın beyanına göre binbaşı Enver Muratoğlu'nun yalnız kaldıkları sırada, "Evet darbeden haberim vardı. Burayı kontrol altına almaya gelmiştik. Ben de cemaattenim" dediği devamında da, "Bırakın askerlerle birlikte kışlaya dönelim" dediği anlatıldı.

ISPARTAKULE GİŞELERE GİDENLER DE HALKIN TEPKİSİYLE KARŞILAŞTI

İddianamede bir grubun da Ispartakule gişelerini kontrol altına almak için çıktıkları bu askerlerin başında ise şüpheli üsteğmen Serhat Serdar Bank'ın bulunduğu kaydedildi. 2 adet ZMA saat 23:30 sıralarında TEM otoyolu Edirne -İstanbul yönünde Ispartakule kavşağını kapattıkları anlatılan iddianamede şüpheli erlerin zırhlı araçlardan inerek silahlarını tam dolduruşa alıp çevreye konuşlandıkları, bu sırada üsteğmenin erlere, "Artık acımak yok, kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksınız, hiç bir yere kaçmayacaksınız, benim emrimden çıkmayacaksınız" diye emir verdiği gelen sivil araçlara da, "girişler yasaklandı, can güvenliğiniz için Edirne tarafına gidin' dediği belirtildi. Vatandaşların darbe haberlerini göstererek askerlere tepki göstermesi üzerine üsteğmenin havaya birkaç el ateş ettiği, vatandaşların çembere almaları üzerine de darbecilerin araçlara binerek ilerlemeye çalıştığı ancak önlerinin kesilmesiyle teslim oldukları anlatıldı.

İddianamede darbeci askerlerin vatandaşın linçinden korumak için gişelerdeki istasyon binasına alındığı daha sonra da Küçükçekmece Emniyet Müdürlüğü'nden gelen polislere teslim edildiği kaydedildi.

43 ByLock’çu emniyet mensubuna tutuklama istemi!

43 ByLock’çu emniyet mensubuna tutuklama istemi!

Fethullahçı Terör Örgütü’nün ByLock kullanan emniyet mensuplarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 43 şüpheli hakkında tutuklama talep edildi.

FETÖ/PDY'nin kriptolu haberleşme uygulaması ByLock kullanan emniyet mensuplarına yönelik yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.

Savcılık talimatıyla gözaltına alınan 45 emniyet mensubu işlemleri ardından adliyeye çıkarıldı. Savcılık sorguları alınan şüphelilerden 43'ü hakkında tutuklama talep edilirken etkin pişmanlıktan yararlanan 2 şüpheli hakkında da adli kontrol talep edildi. Şüphelilerin Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorgularının devam ettiği öğrenildi.

ERDOĞAN, CANLI YAYINDA BAKANLAR KURULU KARARNAMESİNİ İMZALADI

Beraberliğinizin daim olmasını işitiyorum. Evet, şimdi kararname hazır, Özel Kalem Müdürüm Hasan Bey nerede? Getir bakalım kararnameyi. Evet, Güzellik uzmanlarının tıbbi cihaz kapsamına girmeyen cihazları kullanarak tıbbi amaçlı olmayan işlemleri yapabilmesi ve bu uzmanların sahip olması gereken belgeleri düzenleyen Bakanlar Kurulu kararını imzalıyorum.

: 'in ilçesinde

Son dakika: İzmir'in Buca ilçesinde patlama

'in ilçesinde bir araç ile bir çöp konteynırında meydana gelen iki ayrı da bir kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. Buca İlçesi'nde korku ve panik yaratmak için eylem hazırlığında olan iki istin hazırladıkları el yapımı patlayıcıları belli noktalardaki çöp konteynırları ile yol kenarlarına bırakıp uzaklaşma planları, patlayıcılardan birisi ellerinde infilak etmesiyle sonuçlandı.

'in İlçesi'nde bir otomobilde meydana gelen da 1 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. Polis olayla ilgili inceleme yaparken, yakındaki bir çöp konteynırında da patlama meydana geldi.

Buca İlçesi Fırat Mahallesi'nde bugün saat 02.00 sıralarında bir otomobilde, patlama meydana geldi. Patlamada, araçta bulunan 1 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. Olayın ardından bölgeye çok sayıda polis ekibi ve ambulans sevk edildi. Yaralı, ambulansla hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı.

Olay yerinde güvenlik önlemi alan polis, inceleme yaparken, yaklaşık 300 metre mesafede, bir çöp konteynırında ikinci bir patlama meydana geldi.
Olayın olayı olduğu üzerinde duran polis, telsizden çöp konteynırladan uzak durulması konusunda uyarı yaptı.

OTOMOBİLDE ELİNDE PATLADI

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı polislerinin yanı sıra, İstihbarat Şube Müdürlüğü Bomba İmha Şube Müdürlüğü ile asayiş ekipleri, patlama yaşanan bölgelerde inceleme yaptı. İlk patlama yaşanan yerdeki kartal marka otomobilin içerisinde bir teröristin hayatını kaybettiği sürücü koltuğundaki diğer teröristin de yaralı olduğu saptandı. Yaralı terörist patlama yerindeki ilk müdahaleden sonra polisin gizli tuttuğu hastaneye götürüldü. Polisin araç içerisinde ve çevresindeki incelemesinde, teröristlerin el yapımı bombanın düzeneğini hazırladığı sırada patladığı saptandı. Bombanın da hayatını kaybeden teröristin kucağında bulunduğu tespit edildi. Patlamanın şiddetiyle Kartal marka otomobilin sağ tarafının tavan bölümünün ikiye yarıldığı belirlendi. Bu noktadaki araştırmayla aynı anda 300 metre uzaklıktaki ikinci patlama bölgesinde de araştırma yapan bomba ve terör uzmanları bu bombanın da yine el yapımı olduğunu otala çıkardı.

YARALI TERÖRİST BOMBA KOYDUKLARINI İTİRAF ETTİ

Bu arada yaralı teröristten alınan bilgiler doğrultusunda patlayıcıları farklı noktalara koyduklarını öğrenen polis, her iki alanın yanı sıra bölgedeki güvenlik çemberini genişletti. Otoyol ve kent içi yol kenarları, çöp konteynırları gibi patlayıcı konulması muhtemel alanlarda ekiplerin yanı sıra bomba uzmanı köpeklerde araştırma yaptı. Telsiz anonslarıyla çöp konteynırlarına yaklaşmamaları konusunda uyarılan Asayiş ekipleri, bölgedeki güzergahlar üzerinde önlem aldı. Buca Belediyesi Temizlik işçilerinin de, özellikle patlama yaşanan mahalledeki konteynırların, polislerle birlikte toplatılması konusunda uyarıldı.

sayfası 2017! - seçim yeri ve sandık sorgulama ekranı!

YSK seçmen sorgulama sayfası 2017! - YSK seçim yeri ve sandık sorgulama ekranı!

16 Nisan Pazar günü gerçekleştirilecek referandum öncesi heyecan dorukta. u'ndan yapılan açıklamada sistemi erişime açılmıştı. Sandığa gidecek milyonlarca seçmen sandık sorgulama ile ''nerede oy kullanacağım'' sorusunun yanıtını öğreniyor. seçmen yeri sorgulama 2017 sistemine erişmek için haberimizi inceleyebilirsiniz. Hangi okulda oy kullanacağım? İşte detaylar...

u'ndan yapılan açıklamaya göre seçmen yeri sorgulama sistemi erişime açıldı. Bu açıklamanın ardından vatandaşlar ''nerede oy kullanacağım?'' sorusunun yanıtını da öğrenmeye başladı. işlemi ile bu başlık altından kolaylıkla 16 Nisan Pazar günü hangi okulda oy kullanacağınızı öğrenebilirsiniz. 2017 YSK seçmen yeri sorgulama ve sandık numarası öğrenme işlemlerini haberimizden yapabilirsiniz. İşte tüm detaylar...

2017 YSK SEÇMEN YERİ VE SANDIK NUMARASI SORGULAMA!

16 Nisan Pazar günü Türkiye'nin heyecanla beklediği referandum için geri sayım başladı. Milyonlarca sandığa gidecek olan seçmen ysk.gov.tr adresinden seçmen sorgulama işlemi ile nerede oy kullanacaklarını öğrenmeye başladı. İşte YSK seçmen sorgulama sayfası;

YSK SEÇMEN SORGULAMA 2017 İÇİN HEMEN TIKLA

REFERANDUMUN İLK AYAĞI 27 MART GÜNÜ BAŞLADI

16 Nisan'da Türkiye genelinde yapılacak olan referandum oylaması sınır kapılarında bugün itibari ile başladı. Oylamanın ilk gününde Atatürk Havalimanı'nda uzun kuyruklar oluştu.

16 Nisan'da gerçekleştirilecek olan referandum oylaması bugün itibariyle sınır kapılarında başlatıldı. Oylamanın sınır kapılarında 16 Nisan tarihine kadar devam edeceği öğrenildi. Oy verme işleminin ilk gününde Atatürk Hava Limanı Dış Hatlar Terminali'nde oy vermek isteyen gurbetçiler tarafından uzun kuyruklar oluştu. Oy kullanan vatandaşlardan bazıları tatil için geldiklerini ve bu arada oy da kullandıklarını belirterek sonuçların vatana ve millete hayırlı olmasını dilediklerini belirttiler.

SANDIK BAŞINDA KİMLİK TESPİTİ ÖNEM TAŞIYOR

Sandık başına gelen seçmen; Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan; Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı(TCKK), Geçici Kimlik Belgesi, nüfus cüzdanı, resmî dairelerce verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, hâkim ve savcılar ile yüksek yargı organı mensuplarına verilen mesleki kimlik kartı, avukat, noter ve askerî kimlik kartı gibi kimliğini tereddütsüz ortaya koyan resimli, resmî nitelikteki belgelerden birini başkana verir ve seçmen sıra numarasını söyler. Bu belgelerden birini vermeyen seçmen oy kullanamaz. (298/87, 91).

Belediyeler ile köy veya mahalle muhtarlarınca düzenlenip onaylanan kimlik belgeleri seçmenin kimliğinin tespitinde geçerli değildir (298/87).

Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan resimli ve resmî bir kimlik belgesi ibraz eden seçmenin oy kullanabilmesi için, bu belgelerin yanında ayrıca seçmen bilgi kâğıdını veya nüfus müdürlüklerince verilmiş nüfus kayıt örneğini ibraz etmesi şarttır.

Ceza infaz kurumlarında tutuklu ya da taksirli suçlardan hükümlü bulunan seçmenlerden yukarıda sayılan kimlik belgeleri bulunmayanlar için, cezaevi idaresince verilmiş belge, kimlik belgesi yerine geçer (298/87).

Son dakika haberi: 2 ist yakalandı
Son dakika haberi: 2 terörist yakalandı

'ün Kiğı ilçesi kırsalında örgütü 'ya yönelik hava destekli da, biri sözde Yayladere sorumlusu 2 terörist yakalandı.

'ün Kiğı ilçesinde örgütü 'ya yönelik hava destekli da, biri sözde Yayladere sorumlusu İran uyruklu "Sinan Rojhilat" kod adlı Barış Alhani olmak üzere 2 terörist yakalandı.

Valilikten yapılan açıklamaya göre, bölgede keşif ve gözetleme faaliyeti yürüten İnsansız Hava Aracı (İHA) ile alınan görüntü üzerine Kiğı ilçesine bağlı Açıkgüney köyü kırsalında güvenlik güçlerince hava destekli operasyon başlatıldı.

Havadan ateş altına alınan bölgeye helikopterle asker sevkiyatı yapıldı.

Operasyonda güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada, biri yaralı 2 terörist silahlarıyla yakalandı.

Teröristlerden birinin örgütün sözde Yayladere sorumlusu İran uyruklu "Sinan Rojhilat" kod adlı Barış Alhani, diğerinin Diyarbakır nüfusuna kayıtlı "Zindan Devran" kod adlı Hüseyin Kan olduğu belirlendi.

: 'da terör saldırısı
Son dakika: Londra'da terör saldırısı

İngiliz parlamentosu yakınında kimliği belirsiz kişi yada kişiler tarafından çevreye ateş açıldı, parlamento içerisinde bir polis bıçaklandı. İngiliz polisi, başkent 'daki terör saldırısında 4 kişinin hayatını kaybettiğini, biri polis 20 kişinin yaralandığını bildirerek, "Saldırının bir kişi tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Saldırgan etkisiz hale getirildi." açıklamasını yaptı.

İngiliz parlamentosu yakınında kimliği belirsiz kişi yada kişiler tarafından çevreye ateş açıldığı ve parlamento içerisinde bir polisin bıçaklandığı bildirildi.

LONDRA POLİSİNDEN AÇIKLAMA

İngiliz polisinden yapılan açıklamada, parlamento yakınında kimliği belirsiz kişi yada kişilerce ateş açıldığı bildirildi.
polisi aksi kanıtlanana kadar terör saldırısı olarak değerlendirdiklerini söyledi.

4 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, 20 YARALI

İngiliz polisi, başkent Londra'daki terör saldırısında 4 kişinin hayatını kaybettiğini, biri polis 20 kişinin yaralandığını bildirerek, "Saldırının bir kişi tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Saldırgan etkisiz hale getirildi." açıklamasını yaptı.

SİVİLLERE ATEŞ AÇILDI

Görgü tanıkları parlamentoya yakın bölgede sivil vatandaşlara ateş açıldığını ifade ediyor.

Eş zamanlı ikinci saldırının ise İngiliz parlamentosu içerisinde yapıldığı, bir saldırganın parlamento içerisinde bir polisi bıçakladığı bildirildi.

Avam Kamarası Lideri David Lidington, parlamentoda bir polisin bıçaklandığı bilgisini doğruladı.

KORDONA ALINDI, METRO KAPATILDI

Bölge tamamen polis kordonuna alınırken, Westminister Köprüsü ve metro istasyonu kapatıldı.

Parlamentodaki oturumları takip eden AA muhabirleri kimsenin parlamentodan çıkışına izin verilmediğini belirtti.

KADEMELİ TAHLİYE

İngiliz Parlamentosu üzerinde helikopterler uçuş yaparken, güvenlik güçleri parlamentodakileri kademeli olarak tahliye ediyor.

SALDIRGAN ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Reuters haber ajansı, görgü tanıklarına dayandırdığı haberinde lı polislerin parlamento binası dışına doğru koştuklarını duyurdu. Polisi bıçaklayan saldırgan etkisiz hale getirildi.

LONDRA'DA PARLAMENTO BİNASI ÖNÜNDE SALDIRI!

ABD'DEN LONDRA'DAKİ SALDIRIYA İLİŞKİN AÇIKLAMA

ABD Başkanı Donald Trump'ın İngiliz parlamentosu ve civarında yaşanan saldırılarla ilgili bilgilendirildiği belirtildi. Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer, Twitter'dan yaptığı açıklamada Trump'ın Londra'daki saldırılarla ilgili bilgilendirildiği ve gelişmelerin takip edildiğini iletti. İngiliz Parlamentosu yakınında kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından ateş açıldığı, yaralıların olduğu ve parlamento içerisindeyse bir polisin bıçaklandığı bildirilmişti.

İNGİLETERE BAŞBAKANLIĞINDAN AÇIKLAMA

Başbakanlığı Başbakan Theresa May'in parlamento konutuna getirildiğini ve durumu takip ettiğini açıkladı.

İNGİLİZ POLİSİ'NDEN UYARI

İngiliz Polisi "Westminster bölgesinden uzakta bulunun" uyarsında bulundu. Polis dahil yaralılar olduğunu kaydeden İngilliz Polisi sayı vermekten kaçındı.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI TİLLERSON, SALDIRIYI KINADI

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen silahlı saldırıyı kınadı.

Tillerson, saldırıya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, ABD adına olayda hayatını kaybedenlere başsağlığı dilediğini belirtti.

"Amerikan halkı, İngiltere için dua ediyor." ifadesini kullanan Tillerson, "Bu dehşet saldırıyı kınıyoruz. Saldırının mağdurları için saldırganların akıl sağlığının yerinde olmaması ya da terörist olmaları bir şey ifade etmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer da sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından yaptığı paylaşımda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Londra'daki saldırılarla ilgili bilgilendirildiği ve gelişmelerin takip edildiğini iletmişti.

'dan lere espri savunması
Hanım Büşra Erdal'dan tweetlere espri savunması

'nün Balyoz ve Ergenekon davalarındaki tetikçi gazetecisi , attığı leri 'espri' diye savundu.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden bugünkü duruşmada toplam 7 sanığın daha savunması alındı. Duruşma kapsamında dünkü celseyle birlikte 15 sanığın savunması alınmış oldu.

"FUATAVNİ'Yİ SADECE İNTERNETTEN TAKİP EDİYORUM"
Tutuklu sanık ise, hiç alakası olmayan 'fuatavni' isimli bir trol hesap üzerinden iddianameye sokulduğunu belirterek, "Yıllar sonra bir trol hesap üzerinden örgüt üyesi sayılıp iddianameye konulmak, her türlü örgüt davasını gazeteci olarak takip etmiş biri olarak benim gururuma dokundu ama yapacak bir şey yok, yargının takdiri. Bu hesabı sadece internetten biliyorum. Kimin tarafından yönetildiğini, kimin tarafından kurulduğunu asla ve kata bilmem mümkün değil. Somut ya da soyut bir bağ öne sürülmemiş. Zaten, 'fuatavni'ye temas eden bir yazım veya twitim yok." dedi.

Twitter'in sanal bir ortam olduğunu, modayı ya da başka konuları da buradan takip ettiğini ve 'fuatavni' hesabıyla irtibatını gerektirecek bir durum olmadığını anlatan Erdal, "Diğer trol hesapların da kim olduklarını bilmiyorum. Bir anda ortaya çıkan hesapları ne takip edip ne de retwitledim. Trollük üzerine her zaman bir mesafem olmuştur ve kendi saygınlığımı her zaman korumuşumdur." diye konuştu.

"SAVCI SİLİVRİ ESPRİMİ BEĞENMEYEBİLİR"
Savcının iddianameye 28 Mayıs 2012'de attığı bir twitini de suç unsuru olarak koyduğunu anlatan Erdal, şöyle devam etti:

"Okunduğunda sadece gülüp geçilen bir twit. Silivri üzerinden espirili bir twit attım.'Twitter'da promosyon zamanı, 500. takipçime Silivri'de konaklama' tarzı bir yazı. Her sabah saat 06.00'da kalkıp 100 kilometre Silivri'ye giden, sonra geri gelen biri olarak, hayatımın 5 yılı sabahlara kadar duruşma takip ederek geçti Silivri'de. Hayatımız orada geçtiği için esprilere konu olabiliyor. Gülücük işareti de var orada. Savcı esprimi beğenmeyebilir. Bunu iddianameye koymasının hiçbir anlamı yok. Kimseyi de konaklatmadım zaten. Her gün haber yazıyordum zaten işim gereği, bu twitin espriden öte bir amacı yok.

5 Mayıs 2011 tarihli twit ise, Silivri'nin gergin duruşma ortamında, düşünmeden atılmış bir twit. Tartışma programına çıkan gazeteciler, 'şunu tutuklayın, bunu tutuklayın' şeklinde yazan yazarlar, yaptıkları hatalarla ilgili, 'o zaman gençtik' diyorlar. Ben de, 'o zaman çok gençtik' diyorum. Köşe yazarı olmayan bir muhabir olarak, gazeteci olarak o davaları takip etmişim. Balyoz davasının gergin ortamında, düşünmeden atılmış bir twit. O twitimi kullanarak beni başörtümle ilgili aşağıladılar. Benim üzerimden sarışın birine hakaret etmişim gibi yazılmış. Ki o zaman başı açık bir insandım. Hacca gittim sonra örttüm başımı. Cemaat okulunda okumuşum, cemaat gazetesinde çalışmışım zaten başımı örtmemişim. Kişiliğim itibar suikastına uğradı. Bu da bizim mesleğin bir gereği. Zaman zaman hakarete uğradım Silivri'de, jandarma kontrolünden geçtim. Düşünmeden bir twit atmışım. Ben unutmuşum bile o twitimi. Hakikaten birini üzdüğümü fark etsem özür dilerdim. Daha ne yapabilirsiniz ki bu konuda?"

"GÜLEN'İN AÇIKLAMALARINI RT ETTİM"
Diğer twitleriyle ilgili de savunma yapan Erdal, savcının neredeyse hapşırmasını bile iddianameye koyacağını belirterek, paylaşımları gazetecilik faaliyeti kapsamında yaptığını ve suç unsuru taşımadıklarını öne sürdü.

"Her zaman öteki insanları savunmaya dönük bir refleksim vardır." diyen Erdal, bazı gazetecilerle ilgili mesleki dayanışma için yazılar yazdığını da belirterek, "17 Temmuz tarihli bir retwitim var. Buna iki defa iddianamede yer verilmiş. T24 sitesinin bir twiti. Halen daha yayında olan bir site diye duyuyorum. Uluslararası basın kuruluşları gidip o kişiyle röportaj yapıyorlar ve o kişinin beyanı var, ben de retwit ediyorum. Çok korkunç bir eylemin tarafı olarak gösterilen kişi açık bir şekilde. Gündemde idam tartışmaları da var. Siz retwit ediyorsunuz. Savcı, 'hem Gülen'in fotoğrafını koymuş, hem de röportaj gibi eklemiştir' diyor. Öyle yapılmışsa T24 yapmıştır. Ben sadece rt ettim. Twite katkıda bulunma gibi bir durumum yok, geçilen bir haberi rt ettim. T24'e bir soruşturma olduğunu duymadım. Savcı algı oluşturmak için onu iki kere koymuş." şeklinde savunma yaptı.

Zaman gazetesine kayyum atanmasıyla ilgili eleştirel yazılarının suç unsuru sayıldığını ve 14 yıl boyunca orada muhabirlik yaptığı için gizli tanık beyanıyla gazeteye el konulmasını eleştirmesinin normal karşılanması gerektiğini anlatan Erdal, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra attığı, 'işkence' twitiyle ilgili de, "Darbeleri lanetleyen bir insan olmuşumdur. İşkence görüntüleri, yaralı insanlar çıktı. Uluslararası mevzuat anlamında işkencenin bir suç olduğunu biliyorum. Hukuki bir duyarlılıkla bu twiti rt ettim. Görüntülerin hoş olmadığı noktasında. Yoksa başka bir amacım yok." diye konuştu.

"HAKSIZLIK YAPMAMAK İÇİN RT ETTİM"
Hanım Büşra Erdal, 14 Temmuz'da retwit ettiği bir paylaşımla ilgili de, "Bir savcılık bedduayı talimat sayarak soruşturma açmış. Hukukçu bakışla dikkat çekici bir şey olarak gördüm. Twitin sonunda 'oha' diye bir kelime geçiyor. Kendin paylaşsan, hırsızlık yapmış gibi olursun. O kelimeyle birlikte paylaşmak zorundasın. Haksızlık yapmamak için rt ediyorsunuz." ifadesini de kullandı.

"15 TEMMUZ'UN ŞOKUNU ATLATAMADIM"
Rahat bir yaşam tarzı olduğunu ve 15 Temmuz darbe girişimi gecesi evine geç bir vakitte gittiğini anlatan Erdal, "Twitter'dan köprünün kapatıldığını görüyorum, anlam veremiyorum, nedir yani. Terör deniyor falan. Araç bulamadım. Ne olduğuna anlam veremiyorum ben. Ailemi aradım, temas kurdum, 'bir durum olursa eve gidiyorum' diye. Eve varabildiğimde jetler uçmaya başlamıştı. Elim ayağım titriyor, ne olduğunu bilmiyorum. Twitter'da, 'çok korkunç şeyler oluyor' diye yazdım. Cumhurbaşkanının açıklamalarını falan sonradan gördüm. Hayatımda darbeyle karşılaşmış bir insan değilim. Şu anda en çok ailem için üzülüyorum. Hak etmedikleri bir şeye maruz kalıyorlar. Daha sonra ne Twitter'a girdim ne de yazdım. Halen o gecenin şokunu atlatamadım, korkunç bir geceydi." diyerek göz yaşı döktü.

"BEN ORGANİK GAZETECİYİM"
Zaman gazetesinde yer alan yazıların hiçbirinde suç unsuru olmadığını da savunan Erdal, "Lafı yerindeyse, ben organik bir gazeteciyim. Herkesle temas kurmuş bir kişiyim, muhabirlikten gelmeyim. İstanbul Barosu'nu en çok takip eden gazeteciyim. Balyoz davası zamanında barodan kovuldum ama sonra kovan kişi gönlümü aldı. Panel var ben varım, baro var ben varım, duruşmalar var ben varım. Aktif, her alanı hukukta severek takip eden bir muhabirdim. Bugüne kadar da utanacak ve art niyetli yaptığım hiçbir şey olmadı." ifadesini kullandı.

"BİR MUHABİRLE BU KADAR UĞRAŞILIR MI DİYE DÜŞÜNDÜM"
Takip ettiği Ergenekon, Balyoz davalarıyla ilgili konuşan Erdal, "Ben sadece adliyede çalışan bir yargı muhabiriyim. Ergenekon, Balyoz'un arkasında olsaydı mantık yürütmeyle ben de yürütebilirdim. Tamamen kanunen yetkili hakim savcılar tarafından görülmüş davalar bunlar. Ben onların arkasını görebilecek konumda değilim. DGM davalarını da takip ettim. Ergenekon ya da diğer davaların siyasi sonuçları beni aşan konulardır. Sadece yargısal bir süreci gazeteci olarak takip etmişim ben. Bu tür suçlamalar bana ve yaptığım işe aşırı bir şekilde anlam yükleme olur. Hakkımda 75 dava açıldı. Böyle bir örgüt yoksa bana nasıl her gün dava açılıyor, diye düşündüm, 'var galiba' dedim. 'Bir muhabirle bu kadar uğraşılır mı' diye mantık yürütüyorum sadece orada." şeklinde savunma yaptı.

"YAPTIĞIM İŞTEN EMİNİM"
Sanık Erdal, kaçmaya çalıştığı yönündeki haberleri de yalanlayarak, "15 Temmuz'dan sonra fotoğraflarım yayınlanarak hedef gösterildim. Korktum ve gideceğim yer ailemin eviydi. Arkadaşlarıma giderek onların başını belaya sokmak istemedim. 18 Temmuz'da Manisa'daki ailemin evine gittim. Bir yerlerde vurularak hainler mezarlığında da olabilirdim. Kendimi korumak adına riskli ortamda ailemin yanına gittim. 25 Temmuz'da da babamın aradığı emniyet görevlileri gelip beni teslim aldılar. Yaptığım işten eminim, gazetecilik yaptım." dedi.

ABD Konsolosluğu'nun Adil Öksüz'ü aradığı ortaya çıktı!
ABD Konsolosluğu'nun Adil Öksüz'ü aradığı ortaya çıktı!

Adil Öksüz'ün ABD konsolosluğuna kayıtlı telefondan arandığı ortaya çıktı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nun hazırladığı Fetullahçı Terör Örgütünün 15 Temmuz darbe girişimini yöneten Terörist Adil Öksüz hakkındaki iddianame tamamlandı. Buna göre ABD Konsolosluğu Adil Öksüz'ü 21 Temmuz'da aradı.

TESPİT EDİLDİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün Türk Silahları Kuvvetleri imamı olduğu iddia edilen firari Adil Öksüz'ün, 21 Temmuz 2016 tarihinde ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu üzerine kayıtlı bir telefondan arandığının tespit edildiğini açıkladı. Konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğü ve Adil Öksüz'ün darbe gecesi yakalandığı Akıncılar Üstü'ndeki faaliyetlere yönelik iddianamenin tamamlandığı öğrenildi.

'li General nin sorusuna sinirlendi!

ABD'li General AA muhabirinin sorusuna sinirlendi!

öncülüğündeki DEAŞ Karşıtı Koalisyon Komutanı Korgeneral Stephen Townsend'in basın toplantısı gergin anlara sahne oldu. nin, ABD'nin terör desteğini yüzüne vurduğu sorusuna sinirlenen Townsend bakın neler söyledi...

öncülüğündeki DEAŞ Karşıtı Koalisyon Komutanı Korgeneral Stephen Townsend, ABD Savunma Bakanlığına (Pentagon) video konferans ile bağlanarak son zamanlarda Musul'un batı yakası ile Suriye'de koalisyon uçaklarının neden olduğu sivil kayıplar ve PYD ile ilgili soruları yanıtladı.

PYD elebaşı Salih Müslim'in "Rakka'nın, DEAŞ'tan kurtarılmasından sonra terör örgütünün Suriye'nin kuzeyinde inşa ettiği kantonlara katılmasını beklediklerine" ilişkin sözleri hakkındaki soruya cevap veren Townsend, Kürtlerin Suriye'nin kuzeyinde sadece yüzde 10 nüfusa sahip olduğunu ve bu kadar az bir nüfusla o bölgede federatif bir yapı inşa edemeyeceklerini öne sürdü.

AA MUHABİRİNİN SORUSU ZORUNA GİTTİ

Bu açıklamaları üzerine nin, "Siz, PYD orada sadece yüzde onluk bir nüfusu kontrol ediyor, dolayısıyla federatif bir yapı kuramaz diyorsunuz ama PYD orada kanton inşa etmiş, o kantonları birleştiriyor, onları bir arada tutmaya çalışıyor ve her fırsatta da politik ajandasını ilan ediyor. Söylediklerinizle PYD'nin yaptıkları ve söyledikleri arasında bir tutarsızlık var sanki. Onlara bu fikirlerinizi ifade ettiniz mi? Veya onlar size özel olarak bir şey mi söylediler de bu şekilde bir çıkarım yaptınız?" şeklindeki sorusuna ise Townsend tepki gösterdi.

"Sanırım senin politik bir ajandan var, çünkü sorduğun soru tarafsız değil. Beni bir cevaba zorluyorsun." diyen ABD'li korgeneral, PYD'nin öncülük ettiği SDG'nin çok geniş bir koalisyon olduğunu ve içerisinde Araplar, Türkmenler, Kürtler, Hristiyanlar ve daha başka unsurların olduğunu savundu. Townsend, bu grubun tek bir etnik köken üzerinden siyasi bir ajandaya sahip olamayacağını iddia etti.

Batuhan Yaşar: konsolosluğundan aranması dikkat çekici!

Batuhan Yaşar: ABD konsolosluğundan aranması dikkat çekici!

'ün konsolosluğu tarafından arandığını köşesine taşıyan Türkiye Gazetesi yazarı Batuhan Yaşar da konuyla ilgili bir değerlendirmede bulundu. İşte yazısından ilgili bölüm ve A Haber'e yaptığı analiz...

15 Temmuz Darbe Girişimi hakkında Türkiye gazetesinden Batuhan Yaşar çok çarpıcı bir yazıya imza attı.

Yaşar, yazısında darbenin beyni olan 'ün Konsolosluğu tarafından 21 Temmuz 2016, 10.22'de aranmasının iddianamede yer aldığını belirtti.

İşta Batuhan Yaşar'ın yazısındaki o kısım;

Akıncılar iddianamesi, Obama yönetiminin "hani nerede delil" gibi sürekli tekrarladıkları söylemleri de boşa düşürecek gibi görünüyor. Sadece itiraflar, bilgi ve belgeler değil, görüntüler ve ses kayıtlarından oluşan iddianamede çok dikkat çekici bilgiler de yer alıyor. 15 Temmuz gecesi darbeyi Akıncılar Üssünden yöneten Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'in yaptığı tüm telefon görüşmeleri de deşifre edildi.

Adil Öksüz'ün ABD konsolosluk santral numarasından aranması ise çok dikkat çekici. Herhâlde bu konuda ABD Büyükelçiliğinden bir açıklama yapılacaktır.

Ayrıca Öksüz'ün gece boyunca ABD ile yaptığı tüm telefon görüşmeleri de tespit edildi, kimlerle görüştüğü de kayıtlara alındı.

Deyim yerindeyse Akıncılar iddianamesi açıklandığında yer yerinden oynayacak.

Darbenin ardında hani nerede diyenlerin gözleri fal taşı gibi açılacak..

Örgütün Türkiye'ye ihaneti tüm kanıtlarıyla ortaya konacak..

Yazdık, yine yazıyoruz.. Bakarsınız, FETÖ'ye "dinî ve seküler eğitim için çalışan sivil bir cemaat" diyenler özür dilemek zorunda kalır.. Biraz daha sabır...

FETÖ'nün Öcalan planı ortaya çıktı!
FETÖ'nün Öcalan planı ortaya çıktı!

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 2 general ve 2 albayla ilgili hazırladığı iddianamede, tutuklulardan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Kurmay Albay Ali Durmuş'un Eskişehir'de görevli Pilot Yüzbaşı Yavuz İstek'i arayarak "PKK terör örgütü liderine operasyon yapılacağını" söylediği belirtildi.

İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın öldürülerek Türkiye'de bir iç savaş çıkarılmasını planladığı önü sürüldü. Savcılık sorgusunda Öcalan'ın öldürülmesi iddiası sorulan Albay Ali Durmuş ise, "PKK elebaşına yönelik bir operasyonla ilgili Yavuz İstek'e bir beyanım olmadı. Böyle birşey zihnimden dahi geçmedi" dedi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır'da görev yapan Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı 2 general ve 2 albaya yönelik soruşturmayı yürüten savcı hazırladığı iddianamede çarpıcı ayrıntılara yer verdi. İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün yapılanmasını anlatan savcı, dosyanın şüphelileri olan 2'nci Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı Tümgeneral Atilla Darendeli, 8'inci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Kurmay Albay Ali Durmuş ve 2'nci Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan'ın eylemlerini yazdı.

ASKERİ HATTAN PKK LİDERİNE OPERASYON TALİMATI

Hazırlanan iddianamede, Eskişehir'de görevli Pilot Yüzbaşı Yavuz İstek'in darbe teşebbüsünden sonra verdiği çarpıcı bir ifadeye de yer aldı. İfadesinde 12 Temmuz günü Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliğinde görevli Albay Ali Durmuş'un askeri hattan telefonla kendisini aradığını belirten İstek, "PKK terör örgütü liderine yönelik bir operasyon yapılacağını, benim de birikimimden yararlanmak istediklerini söyledi" dedi.

ESKİŞEHİR'DEN DİYARBAKIR'A PİLOT GETİRTİLDİ

Şüpheli Albay Ali Durmuş'un darbe planlaması doğrultusunda Eskişehir'de Pilot Yüzbaşı Yavuz İstek'i arayarak özel görev olduğunu söyleyip, Diyarbakır'a çağırdığını belirten savcı, 15 Temmuz günü F-16'ları gasp eden pilotlardan Yavuz İstek'in de bu istek doğrultusunda kendi birliğinden izin alarak Diyarbakır'a geldiğini kaydetti. Albay Durmuş'un, 14 Temmuz günü akşam saatlerinde tarifeli uçakla Diyarbakır'a geldiğini ifade eden savcı, şüphelinin aynı gün saat 23.30 sıralarında 182'nci Filo Komutanı İbrahim Yozgat'ın odasında savaş uçaklarını gasp eden 3 pilot ile toplantı yaptığını vurguladı. Toplantıda darbe girişimi ve gasp edilen savaş uçaklarının kalkışının planlandığını ifade eden savcı, Albay Durmuş'un sonraki gün tarifeli uçakla Ankara'ya döndüğünü kaydetti.

ÖCALAN'I ÖLDÜREREK İÇ SAVAŞ ÇIKARMA PLANI

Darbe girişiminde bulunan Fethullahçı terör örgütünün İmralı'da bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı öldürerek, Türkiye'de bir iç savaş çıkarılmasını planladığı belirtilen iddianamede, planlamayı yaptığı ileri sürülen Kurmay Albay Ali Durmuş'un bu konudaki ifadesi de yer aldı. Savcılık sorgusunda Öcalan'ın öldürülmesi konusu sorulan Albay Durmuş ifadesinde şöyle dedi:

"Yavuz İstek'i geri hizmet uçuşuna davet etmedim. Sadece Diyarbakır'da olup olmadığını sordum. PKK elebaşına yönelik bir operasyonla ilgili Yavuz İstek'e bir beyanım olmadı. Böyle birşey zihnimden dahi geçmedi."

DARBENİN HAVA KUVVETLERİ PLANLAYICISI CEZAEVİNDE TEHDİT ETMİŞ

Albay Ali Durmuş'un darbeye teşebbüsün Hava Kuvvetleri ayağının planlayıcısı olduğunu ve bu amaçla Akıncı Hava Üssünde bulunduğunu belirten savcı, gözaltına alınıp Diyarbakır'a getirilen şüphelinin burada tutuklandığını kaydetti.

Darbe teşebbüsü soruşturmasında tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Yüzbaşı Ali Osman Uzun'un "Albay Ali Durmuş'un normal görev yeri Eskişehir'dir. Bu geliş sebebinin normal olmadığını düşünüyorum. Benim tahminim bu kişinin geliş sebebi yapılacak darbe girişimine ilişkin bilgi verme amaçlıdır" diye ifade verdiğini belirten savcı, Yüzbaşı Uzun'un cezaevinde Albay Ali Durmuş tarafından tehdit edildiğini kaydetti.
Tahliye edildikten sonra 12 Ekim 2016 tarihinde savcılığa yeniden ifade veren Yüzbaşı Uzun'un "Darbeye teşebbüs olayıyla ilgili 3 ay cezaevinde tutuklu kalıp, tahliye oldum. Cezaevinde dosya şüphelilerinden Ali Durmuş ve Bülent Gürdoğan ile aynı koğuşta kaldım. Ali Durmuş cezaevinde bana 'Sen darbeyi engellemek için Başbakanlığın emriyle uçtun. Ama bak şimdi cezaevindesin. Bu hükümet devrilecek. Biz dışarı çıkacağız ama sen yine cezaevinde olacaksın' şeklinde tehdit etti" dediğini belirten savcı, Albay Ali Durmuş ile Albay Bülent Gürdoğan'ın kendi aralarında konuşmalarında sürekli olarak hükümetin devrileceğini ve kendilerinin çıkacağını söylediğin ifade etti.

destekli savcı 'nın vekilinden skandal karar

FETÖ destekli savcı Bharara'nın vekilinden skandal karar

Fetullahçı Terör Örgütü'nün yapılanması tarafından desteklendiği belgelenen Savcı 'nın vekili Güney Bölge Savcısı Vekili Joon H. Kim tarafından gözaltına alınan 'ın Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Mehmet Hakan Atilla, ABD New York’ta bulunan John Kennedy Havalimanı’nda çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Savcı Kim, görevden alınan destekli savcı Bharara ile yıllarca birlikte çalışmış bir isim olarak biliniyor. Bu skandal karar, eski yönetimin Türkiye-ABD ilişkilerini bozmak için yaptığı son hamle olarak yorumlandı.

JFK havalimanında işadamı davasıyla ilgili olarak gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Atilla, New York Güney Bölge Mahkemesi'nde hakim James C. Francis'in karşısına çıkarıldı. Mahkemede Atilla'ya yöneltilen suçlamalar yüzüne okundu. Atilla'nın JFK havalimanından Türkiye'ye gitmek üzere ayrılacağı sırada gözaltına alındığı öğrenildi

VEKALETEN FETÖ DESTEKLİ BHARARA'NIN YERİNE GEÇMİŞTİ

Atilla'nın gözaltına alınmasına ilişkin dava dilekçesi, geçtiğimiz haftalarda Trump yönetimi tarafından görevden alınan tarafından desteklendiği belgelenen New York Güney Bölge Savcısı Preet 'nın yerine vekalet geçen 'li savcı Joon H. Kim tarafından yazıldı. ABD Adalet Bakanlığı'nın internet sitesindeki basın bildirisinde, söz konusu dilekçenin New York Güney Bölge Savcısı Vekili Kim ve FBI New York Birimi'nin Direktör Yardımcısı William F. Sweeney Jr. tarafından birlikte ifşa edildiği duyuruldu.

ESKİ YÖNETİMİN SON HAMLESİ

Savcı Kim, görevden alınan Bharara ile yıllarca birlikte çalışmış bir isim olarak biliniyor. Bu skandal karar, eski yönetimin FETÖ destekli Savcı Bharara'nın vekili Kim aracılığıyla Türkiye-ABD ilişkilerini sabote etmek için yapılan son hamle olarak yorumlandı.

FETÖ'CÜ HAİNLER SEVİNÇLE KARŞILADI

Genel Müdür Yardımcısı'nın ABD'de tutuklanması FETÖ'cü hainler tarafından sevinçle karşılandı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün ABD yapılanması üyeleri, tutuklama kararının hemen ardından mahkeme kararını sosyal medya üzerinden yaymaya başladı.

HALKBANK'TAN İLK AÇIKLAMA

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın görev için Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunduğu sırada New York JFK Havalimanı'nda gözaltına alınmasıyla ilgili Halkbank'tan yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:

"Sayın Mehmet Hakan Atilla'nın ilk duruşması yapılmış, iddianame hazırlanmak üzere savcılığa süre verilmiştir. Konuyla ilgili, Bankamızca ve devletin ilgili birimlerince gerekli çalışmalar başlatılmıştır. Bu konuda resmi bilgiye henüz ulaşılamamıştır. Bilgi temin edildiğinde, en kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu süre zarfında, Bankamızın ve yetkili makamların verdiği bilgiler dışındaki spekülatif haber ve yorumlara itibar edilmemesi hususunu kamuoyunun bilgilerine sunarız"

Ülke genelinde aranıyordu: Adana’da bulundu
Ülke genelinde aranıyordu: Adana’da bulundu

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde bomba yüklü olduğu ileri sürülerek aranan şüpheli otomobil Adana polisi tarafından bulundu.

Adana Emniyet Müdürlüğü haber merkezinden dün sabah saat 06.30'dan itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'ndan bomba yüklü olabileceği bilgisi olan bir otomobil plakası verildi. Haber merkezi "Vereceğim plakayı takip edip alırken duyarlı olalım, bütün ekiplerin dikkatine" diye anons geçmeye başladı. Ekipler il merkezi ve ilçelerde harekete geçirildi. Saat 11.00'e kadar da haber merkezi otomobil ve plakasını sık sık anons ederek uyarıda bulundu. Bir süre sonra Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri otomobili Adana-Şanlıurfa otoyolunda aldıkları bilgisini anons etti. Hemen olay yerine terörle mücadele ekipleri de sevk edildi. Olay yerine gelen polisler otomobilde Irak uyruklu bir erkek ve üniversite öğrencisi bir kadın olduğunu tespit etti. Otomobilde yapılan aramada ise bir suç unsuruna rastlanmadı. Ancak polis tedbiri elden bırakmayarak kadın ve erkeği sorgulamak üzere emniyete götürdü. Otomobil de emniyetin bahçesine çekildi. Polisin otomobil ve şahıslar üzerindeki araştırması devam ediyor.

Bu haber 149901 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Yargının Kazandırdığı, Medyanın Kaybettirdiği Bir Hayat: Kemer altı Esnaflarından Nuri Yıldırım
Yargının Kazandırdığı, Medyanın Kaybettirdiği Bir Hayat:...
Başkan Erdoğan'dan CHP'ye ayar: 100 yıllık
Başkan Erdoğan'dan CHP'ye ayar: 100 yıllık "Halk" partisi olmuş...