Giriş Tarihi: 22.01.2017 03:07 Son Güncelleme Tarihi: 22.01.2017 04:32
Evet kampanyası başlıyor
Anayasa değişikliğinin Meclis'ten geçmesiyle referandum süreci başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan sistemi halka anlatmaya devam edecek.
Hakkı KURBAN
Anayasa değişiklik teklifinin Meclisten geçmesiyle birlikte referandum hazırlıkları başladı. AK Parti ve MHP “Evet” kampanyasını hızla devreye sokacak. Hedef aynı olsa da, iki parti ayrı kampanya yürütecek. Referandum öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin önemini halka anlatmaya devam edecek. Türkiye için yeni modelin önemini yıllardır dile getiren Erdoğan’ın, bu süreçte de gerçekleştireceği programlarda Anayasa değişikliğinin önemine işaret edeceği belirtildi.
‘MİLLET İÇİN’ DENİLECEK
Düzenlemelerin, bir kişi veya parti için değil, millet için hazırlandığı vurgulanacak. Sistemin Türkiye’ye sağlayacağı katkılara işaret edilecek. Geçmişteki istikrarsız dönemlere işaret edilecek. 18 maddenin anlatıldığı kitapçıkların yanı sıra, CHP’lilerin “Tek adam yönetimi” iddialarına da yanıt verilecek.
Büyükşehirlerde ‘evet’ mitingleri
Kampanya kapsamında, büyükşehirlerde “Evet mitingleri” yapılacak. Başbakan Yıldırım’ın bazı illere de gideceği bildirildi. AK Parti ve MHP'nin ayrı propaganda çalışması yürüteceği öğrenildi. STK'lar, sanatçılar, sporcularla yapılacak değerlendirmelerle, toplumsal destek artırılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit cenazesine katıldı
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı; El Bab'da şehit olan Uzman Çavuş Selim Topal'ın cenaze namazına katıldı.

Fırat Kalkanı Harekatı'nda dün El Bab'da DEAŞ tarafından bombalı araçla düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Selim Topal'ın cenaze namazı Pendik 15 Temmuz Şehitler Camii'nde kılındı.
DEVLET KADEMESİ CENAZEDE
Şehit Topal'ın cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da katıldı.
BİNLERCE KİŞİ UĞURLADI
Öte yandan, 15 Temmuz Şehitler Camiisi'nde kılınan cenaze namazına binlerce kişi katıldı.
Şehit Selim Topal, Yıldırım ile aynı sofrayı paylaşmıştı
El Bab'da DEAŞ saldırısında şehit olan 5 askerden uzman Çavuş Selim Topal, 31 Aralık'ta Binali Yıldırım'la yemek yiyip sohbet etmişti.

Başbakan Binali Yıldırım 31 Aralık 2016 tarihinde askerlerle akşam yemeği yemek için Oğuzeli İlçesi'ndeki Geri Gönderme Merkezi'ne gitmişti.
SOHBET EDİP YEMEK YEMİŞLERDİ
Burada Başbakan Binali Yıldırım ile akşam yemeği yiyen askerler arasında El Bab'ın Suflaniyah bölgesinde DEAŞ tarafından bomba yüklü araçla saldırıda şehit olan 5 askerden uzman çavuş Selim Topal'ın olduğu öğrenildi.
AİLESİNİ DE ARAMIŞTI
Başbakan Yıldırım, yanına oturan uzman çavuş Selim Topal ile bir süre sohbet etmişti.
Daha sonra Başbakan Yıldırım, Selim Topal'ın ailesini arayarak telefonla görüştü.
CENAZESİNE KATILDI
Fırat Kalkanı Harekatı'nda dün El Bab'da DEAŞ tarafından bombalı araçla düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Selim Topal'ın cenaze namazı Pendik 15 Temmuz Şehitler Camii'nde kılındı.
Şehit Topal'ın cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da katıldı.
Türkiye yeni sıçrama noktasına ulaşacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ne yaptınız ki” diyenlere Meclis çok güzel cevap verdi. Şimdi millet nihai kararı verecek. Bu nihai kararla beraber Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul'da Kadıköy- Kartal metro hattının Pendik Tavşantepe'ye uzatılması nedeniyle düzenlenen törende konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
HAYIRLI OLSUN: "Ne yaptınız ki?" diyenlere, dün akşam sabah namazına doğru Parlamento güzel bir cevap verdi ama gerçek cevabı inşallah, beşer planında egemenlik milletindir, şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek. Bu nihai kararla beraber Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır. Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. El ele vereceğiz, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
DURMAK YOK: Sizlerden bir ricam var. Referandum kampanyasında inanıyorum ki gece gündüz demeden çalışarak geleceğe yürüyeceksiniz. Çünkü tek milletiz, tek bayrağız, tek vatanız, tek devletiz. Durmak yok, yola devam. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu BİRLİKTELİĞİMİZ RAHATSIZ EDİYOR: Türkiye'nin, yaşadığı sıkıntıları aşmasının yolu işte bu manzaradır. Sizlerle birlikte ortaya koyduğumuz güzel birlikteliktir. Şurada verdiğimiz mesaj, sizlerle birlikte ortaya koyduğumuz mesaj bizi huzursuz etmek isteyenlerin oyununu bozacak olan manzaradır. İstedikleri kadar lav silahı ile ateş etsinler, bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Bizler bu yola her şeyimizi koyduk.
İDAM TALEBİ: Referandum sürecinin ardından idam talebi parlamentoda gündeme gelecektir. Ve parlamentodan geçtikten ve önüme geldikten sonra ben peşinen söylüyorum ki ben bunu onaylarım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan metroda ilk sürüş! YENİ TÜRKİYE': George ne der, Hans ne der beni ilgilendirmez. Beni milletim ilgilendirir. Bu manzara, yeni Türkiye'nin doğuşu manzarasıdır. Siz şu an kardeşliğinizi, hep birlikte nasıl Türkiye olunacağını ortaya koyuyorsunuz.
İHYA EDECEĞİZ: Unutmayınız, onlar geleceğimizi karatmak isteyecek, biz yaptığımız her yatırımla istikbalimizi aydınlatacağız. Onlar, terör örgütlerinin silahları bombalarıyla yakacak yıkacak, biz inşa, ihya edeceğiz. Onlar ellerindeki finans imkanlarını spekülasyonlarla bizi dibe çekmeye çalışacak, biz hayata geçirdiğimiz projelerle zirveyi zorlayacağız. Onlar öldürmenin yolunu arayacak, biz yaşatmanın gayretinde olacağız. Çünkü birlikte Türkiye'yiz. Biz Rabbimizin huzurunda rükuda secdede eğiliriz. Bu millete zincir vurmak isteyen çok oldu ama başaramadı.
VATANIN TAPUSU: Yeni bir İstiklal Mücadelesi yürütüyoruz. Şehitlerimiz var evet, ama şehitler olmadan bu toprak vatan olmaz. Dün Suriye'de 5 şehidimiz, 9 gazimiz var. İnancımıza göre şehitler ölmez, onlar diridirler. Kimse şehitlerimiz için ölü demesin, onlar ne yaptığımızı, attığımız adımları takip ediyorlar. Onlar diridir, tenlerin ölmesi bir şey ifade etmez. Toprağa verdiğimiz her şehit, yüreğimizin bir köşesini dağlıyor. Şu gerçeğin de farkındayız; döktüğümüz her damla kan bu toprakların bize vatan olduğunu perçinleyen çividir, tapu belgesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Dün akşam sabah namazına doğru Parlamento güzel bir cevap verdi" İhanet çeteleri çökecek: Milletimiz, 15 Temmuz gecesi cesaret göstermeseydi, bu güne çıkabilir miydik? İstiklal şairimiz ne diyor; "Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın." Siz gövdenizi siper ettiniz. İmansızların karşısında, ehli iman kendini ortaya tam manasıyla koydu. DEAŞ, PKK, PYD, FETÖ hepsine karşı... Karşımıza çıkartılan ihanet çetelerinin hepsi çökecek.
KADIKÖY-PENDİK 35 DAKİKA
Kadıköy'den Kartal'a kadar giden metro hattı, açılan 4.4 kilometre uzunluğundaki 3 durakla birlikte Pendik Tavşantepe'ye kadar uzatıldı. Kadıköy-Kartal Köprüsü arasında halen 16 durağı bulunan metro hattına, Yakacık-Adnan Kahveci, Pendik ve Tavşantepe (Kaynarca) istasyonları eklendi. Böylece toplam durak sayısı 19 oldu. Yeni açılan duraklarla birlikte Kadıköy-Pendik arası ulaşım süresi 35 dakikaya düşürüldü. Hattın toplam uzunluğu ise 26.2 kilometreye çıktı.
SABİHA GÖKÇEN METROSU 2019'DA
"Açılışını yaptığımız Kadıköy- Tavşantepe metrosunun, Sabiha Gökçen Havalimanı'na kadar olan bölümü 2019'da tamamlanacak. Sabiha Gökçen Havalimanımız'ın ikinci pistininin devreye girmesiyle, kapasite büyük gövdeli uçakların da inişine uygun hale gelerek 70 milyona ulaşacak. Teknopark İstanbul, son derece başarılı hizmetler veriyor. Bugün açılışını yaptığımız bu hatla birlikte, İstanbul'daki raylı sistem uzunluğu 150 kilometreye ulaşmış olacak. İstanbul genelinde hala yapımı devam eden raylı sistemlerin uzunluğu 194 kilometreyi buluyor. Çok yakında bu uzunluk iki katına çıkacak. 260 kilometrelik raylı sistemi İstanbul'a kazandırmayı hedefliyoruz."
Halk oylamasına doğru
Anayasa Değişiklik Kanunu'nun Cumhurbaşkanı'na sunulmasıyla birlikte, halk oylamasına giden süreç de başlamış olacak.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, TBMM Başkanlığınca Cumhurbaşkanı'na sunulacak. Cumhurbaşkanı kanunu 15 gün içerisinde inceleyecek.
Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde, halk oyuna sunulmak üzere Resmi Gazete'de yayımlanacak.
HALK OYLAMASI NASIL YAPILACAK?
Halk oyuna sunulma işlemleri, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) yönetim ve denetiminde seçim kurullarınca yürütülecek. YSK, Anayasa değişikliklerinin halk oyuna sunulması için bütün tedbirleri alacak ve hazırlıkları yapacak. Kurul, halk oylamasının sağlıklı ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla gerekli ilke kararlarını almaya yetkili olacak.
Halk oylamasında beyaz renk üzerinde "Evet", kahverengi üzerinde "Hayır" ibareleri bulunan iki ayrı renkten oluşan birleşik oy pusulası kullanılacak. Halk oylamasına katılanlar, üzerinde özel işaret bulunan mühürü birleşik oy pusulasında tercih ettiği kısmın üzerine basarak oyunu kullanacak.
Anayasa değişikliğinin halkoylaması, kanunun Resmi Gazete'de yayımını takip eden 60. günden sonraki ilk pazar günü yapılacak.
Anayasa değişikliklerinin halka anlatılmasında, ilgili kanunun propaganda serbestliğine ilişkin hükümleri, halk oylaması gününden önceki yedinci günden başlayarak uygulanacak.
PROPAGANDA YAPILACAK
Anayasa değişikliklerinin açıklanması ve tanıtılması amacıyla, TBMM'de grubu bulunan siyasi partiler ve Cumhurbaşkanı, halkoylaması gününden önceki yedinci günden itibaren, halk oylamasından önceki gün saat 18.00'e kadar radyo ve televizyonla propaganda yapabilecek.
Oy verme kütüğü ile sandık listesinde kayıtlı olan ve oy kullanma yeterliği bulunan her vatandaş halk oylamasına katılacak ve oyunu kullanacak. Yabancı ülkelerdeki vatandaşlar, halk oylamasından 20 öncesinden başlayarak oylarını kullanabilecek.
Seçmen kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde halk oylamasına, hukuki veya fiili mazereti olmaksızın katılmayanlar, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından para cezası ile cezalandırılacak. Ancak, halkoylaması gününden itibaren üç ay içinde hukuki veya fiili mazeretini bildiren ve mazereti ilçe seçim kurulu başkanınca geçerli görülenlerden bu para tahsil edilmeyecek.
Sandık, ilçe ve il seçim kurullarınca düzenlenecek tutanaklarda; sandık listesinde kayıtlı olanların sayısı, halkoylamasına katılanların sayısı, geçerli olan oyların sayısı, geçerli olmayan oyların sayısı, Anayasa değişikliğine "Evet" ve "Hayır" oyu verenlerin sayısı ayrı ayrı gösterilecek.
İl seçim kurulları, ilçe seçim kurullarından gelen tutanakları toplayacak ve il birleştirme tutanağında beliren sonuçları derhal, YSK'ya bildirecek ve tutanağın onaylı bir örneğini gönderecek.
YSK, il seçim kurullarından gelen sonuçları birleştirerek ilan edecek. Geçerli oyların yarısından çoğu "Evet" ise anayasa değişikliği Türk milleti tarafından kabul edilmiş olacak.
Erdoğan'a elinizde referandumla ilgili anket var mı sorusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partili Cumhurbaşkanlığı ile ilgili elinde anketler olduğunu ve halkın sıcak baktığını söyledi..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyareti öncesi havalimanında açıklamalarda bulundu. Bir gazetecinin "Elinizde referandumla ilgili anket var mı? Sizin referandum tahminimiz nedir?" sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"HALKIMIZ REFERANDUMA SICAK BAKIYOR"
"Anketler var da erken olur. Halkımızın, milletimizin referandum ile birlikte Türkiye'de özellikle partili cumhurbaşkanlığına sıcak baktığı, ciddi manada bir oranla yaklaştığını görüyoruz. Böyle bir olmazsa, biz de böyle bir şey içinde olmayız."
"NORMAL SEÇİM SÜRECİ 2019'DA"
Erdoğan diğer yandan erken seçim ve Trump ile ilgili şunları söyledi:
"Paket onaylanırsa hemen seçim yok, normal seçim süreci 2019. Her ne kadar birileri rejim mejim dese de alakası yok, bu bir sistem değişikliğidir. 2019'da partili Cumhurbaşkanı seçilir.
TRUMP'IN ORTADOĞU'DAKİ TAVRI NE OLACAK? BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN BU
Trump birçok açıklamalar yapıyor. Trump'ın Ortadoğu'daki tavrı ne olacak? biz bunu düşünüyoruz. Biz toprak bütünlüğüne saygı duyulan bir Ortadoğu'dan yanayız, parçalı bir Ortadoğu'yu asla düşünmüyoruz. Sayın Trump'a yapacağımız ziyarette bunları kendileriyle müzekare edeceğiz, çünkü Ortadoğu'nun en güçlü ülkesi Türkiye'dir."
Başbakan Yıldırım'dan Bahçeli'ye teşekkür
TBMM’de onaylanan anayasa değişikliğiyle ilgili konuşan Başbakan Binali Yıldırım, MHP lideri Bahçeli'ye desteği için teşekkür etti.

Başbakan Binali Yıldırım'ın anayasa değişikliği teklifinin TBMM Genel Kurulunda kabulünün ardından Meclis'te basına kapalı gerçekleştirilen AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı teşekkür konuşması basınla paylaşıldı.
MHP lideri Bahçeli ile MHP'li milletvekillerine verdiği destekten dolayı teşekkür eden Yıldırım, şunları söyledi:
SENARYO YAZANLAR BİR KEZ DAHA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADILAR
“Konuşanlar, senaryo yazanlar bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar, bir kez daha tuş oldular. İnşallah milletimiz de bu mücadeleyi 'evet' oyuyla taçlandıracak, Türkiye yeni bir döneme girecek. Bir kez daha bu önemli kararın verilmesinde emeği geçen bütün kardeşlerimi, başta Sayın Cumhurbaşkanımızı olmak üzere tebrik ediyor, teşekkür ediyorum. 7 Şubat'ta enerji dolu, dipdiri olarak meydanlara inmek için sabırsızlanan bir grubu karşımda görmek istiyorum.
RAHMETLİ TÜRKEŞ İLE NECMETTİN ERBAKAN DA BU SİSTEMİ SAVUNDU
Rahmetli Türkeş bu sistemi istedi, rahmetli hocamız Necmettin Erbakan da bu sistemi savundu.
BAHÇELİ DESTEK VERDİ, YANIMIZDA OLDU
Danışman, koruma, hizmetli, çaycı, garson, bilumum çalışanlara teşekkür ediyorum. Teşkilatımızın her bir ferdine buradan selamlarımı gönderiyorum. Onlara da gönülleriyle bizimle beraber oldukları için teşekkür ediyorum. Anayasa Komisyonumuzun Başkanına ve üyelerine teşekkür ediyorum. Bu tarihi anın inşasına büyük katkı sağlayan MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye, MHP milletvekillerine ve MHP teşkilatına teşekkür ediyorum"
Son dakika: İstanbul'da terör operasyonu

Terör örgütü DHKP-C'ye yönelik operasyonda 3 kişi gözaltına alındı
İstanbul'da terör örgütü DHKP-C'ye yönelik operasyonda 3 kişi gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekiplerin terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Küçük Armutlu bölgesinde terör örgütü DHKP-C üyesi olduğu belirtilen 3 erkek şüpheli yakalandı.
Şüphelilerden A.K'nın "silahlı terör örgütüne üye olma", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet", "örgüt adına silahlı soygun, şantaj, şiddete başvurma"nın da aralarında olduğu çeşitli suçlardan kaydının bulunduğu, ayrıca 1 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası dolayısıyla arandığı öğrenildi.
Şüpheli F.S'nin de "kasten yangın çıkarma", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet", "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından kaydının bulunduğu tespit edildi. Hakkında kesinleşmiş 5 yıl hapis cezası bulunan şüphelinin arandığı belirtildi.
E.U'nun ise "silahlı terör örgütünü kurma-yönetme", "terör örgütü propagandası", "kamu malına zarar verme" suçlarından kaydının olduğu, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan arandığı kaydedildi.
Pişkinliğin böylesi! Kameralara gülerek poz verdi
İstanbul'da terör örgütü DHKP-C'ye yönelik operasyonda 3 kişi gözaltına alındı. Kameralara gülerek poz veren terörist dikkatlerden kaçmadı.

Yılbaşı gecesi ikiz saldırı planlanmış!

Reina saldırganı Masharipov’un incelenen ‘laptop’undaki yazışmalarda İstanbul’da yılbaşı gecesi ikinci bir saldırının daha planlandığı, ancak başarılamadığı ortaya çıktı.
Gece kulübü Reina'da yılbaşı gecesi 39 kişiyi öldüren ve 16 gün sonra yakalanan saldırgan Abdulkadir Masharipov'un sorgusu sürerken, incelenen laptopunda Rakka emiriyle talimat yazışmaları polis tarafından çözüldü. Esenyurt'ta saklandığı 'güvenli ev'de polisin amansız takibi sonucu yakalanan Masharipov'un cep telefonu ve bilgisayarı polis tarafından inceleme altına alınmıştı.
Bilgisayardaki dijital veriler üzerinde yapılan incelemede saldırıyla ilgili önemli detaylara ulaşıldı. Bu verilerde aynı gün içerisinde planlanan ikinci bir saldırının da ipuçlarını yakalandı.
Durakta buluştular
Bilgisayardaki sesli ve yazılı mesajları çözen polis, Reina saldırganı ile ikinci eylemi yapacak saldırganın İstanbul'da bir otobüs durağında görüştüğünü belirledi. 26 Aralık'taki görüşmeyi Masharipov'un, Rakka emirinin verdiği talimat doğrultusunda güvenlik kameralarının bulunmadığı bir durakta gerçekleştirdiği tespit edildi.
Emir'den talimat
İstanbul'da belirlenen beş noktadan ikisinde eylem yapılacağı bilgisine ulaşan polis, Rakka emirinin ilk saldırıyı Masharipov'un yapmasını istediğini tespit etti. İkinci saldırganın ise belirlenen başka bir noktada saldırıyı gerçekleştirmeye hazırlandığı kaydedildi.

Titreme krizine girmiş
Emniyette sorgusu süren Masharipov'un önceki gece birden titreme krizine girdiği ancak emniyete getiren doktorun yaptığı muayene sonucunda bir bulguya rastlanmadığı öğrenildi.
Bütün kameralar mercek altında
Polis, şimdi ikinci saldırganın izini bulmak için, Masharipov'un bulunduğu tüm yerlerin görüntüsüne ulaşmaya çalışıyor. Zeytinburnu ve Başakşehir'de Masharipov'un kameralara yakalandığı görüntüler mercek altına alınırken, tüm temasları da ayrıntılı olarak inceleniyor.
'Çeçen Ahmet'i tanır mısın?'
Masharipov'a, Atatürk Havalimanı'nı kana bulayan saldırının planlayıcısı olan Çeçen Ahmet Çatayev'le de ilgili sorular soruldu. Çatayev'i tanıyıp tanımadığı, bağlantısı olup olmadığı yönündeki tüm sorulara Masharipov'un yanıt vermediği öğrenildi. Yine Reina saldırısıyla ilgili olarak yanında başka biri var mıydı şeklindeki sorular karşısında da saldırganın suskunluğunu koruduğu öğrenildi. Saldırgan olayda kullandığı silahın kendisine Zeytinburnu'nda kaldığı evde saldırıdan iki gün önce verildiğini söylediği belirtilirken, polisin yaptığı tüm operasyonlarda DEAŞ'ın Türkiye'deki eylemlerde kullandığı lojistik destek ünitelerinin deşifre edildiği ortaya çıktı.
Başbakan Yıldırım 7 Şubat'ı işaret etti
Başbakan Binali Yıldırım, 7 Şubat'tan itibaren meydanlarda dipdiri grupları görmek istediğini söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
ENERJİ DOLU, DİPDİRİ..
Anayasa değişikliği teklifi ile ilgili konuşanların bir kez daha tuş olduklarını söyleyen Başbakan Yıldırım, 7 Şubat'ta meydanlarda enerji dolu, dipdiri grupları görmek istediği belirtti.
Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu; "Konuşanlar, senaryo yazanlar bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar, bir kez daha tuş oldular. İnşallah milletimiz de bu mücadeleyi 'evet' oyuyla taçlandıracak, Türkiye yeni bir döneme girecek. Bir kez daha bu önemli kararın verilmesinde emeği geçen bütün kardeşlerimi, başta Sayın Cumhurbaşkanımızı olmak üzere tebrik ediyor, teşekkür ediyorum. 7 Şubat'ta enerji dolu, dipdiri olarak meydanlara inmek için sabırsızlanan bir grubu karşımda görmek istiyorum."
Son sözü halk söyleyecek

Cumhurbaşkanlığı sistemini ön gören anayasa paketi 339 oyla Meclis’te kabul edildi. Çift başlılığı ortadan kaldıracak olan sistemde, yürütme tek elde toplanacak. Yeni anayasa için son kararı ise nisanda planlanan referandumda halk verecek
Türkiye'de yeni bir dönem başlatacak olan- Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren anayasa paketi, 42 günlük Meclis maratonunun ardından 339 oyla kabul edildi. Oylamaya 488 milletvekili katılırken, 142 ret, 5 boş ve 2 geçersiz oy kullanıldı. Yeni sistemde başbakanlık makamı olmayacak ve yürütme tek elde toplanacak. Teklifin son gün görüşmeleri sabaha kadar sürdü. AK Partili vekiller son oylamalarda bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Teklifin kabul edilmesini AK Partili vekiller ayakta alkışlarken, CHP'liler teklifin kabul edilmesine tepki gösterdi. MHP sıraları ise kararı sakinlikle izledi.
REFERANDUM NİSANDA
Meclis ayağı tamamlanan teklifte gözler şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a çevrildi. Teklif Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayının ardından referanduma götürülecek. Referandum Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayı ve Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından 60 günü izleyen ilk pazar günü yapılacak. Referandumun nisan ayının ilk haftalarında yapılması bekleniyor. AK Parti ve MHP'nin desteği ile Meclis'te kabul edilen ve gelecekte karşılaşılması muhtemel krizleri kökünden çözüp Türkiye'nin önünü açacak 18 maddelik yeni düzenleme şunları içeriyor:
NELER DEĞİŞECEK? 5 YILDA BİR SEÇİM: TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 5 yılda bir aynı gün yapılacak. TBMM'nin bir sonraki seçimi ve cumhurbaşkanı seçimi, 3 Kasım 2019'da birlikte yapılacak.
600 VEKİL: Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak.
SEÇİLME YAŞI 18: Milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
MECLİS DENETİM YOLLARI: Meclis, denetim ve bilgi edinme yetkisini, "Meclis araştırması", "Genel görüşme", "Meclis soruşturması" ve "Yazılı soru" yoluyla kullanacak.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI: Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilmeyecek ve görev süresi 5 yıl olacak. Bir kişi en fazla 2 kez cumhurbaşkanı seçilebilecek.
ADAY GÖSTERME ŞARTLARI: Cumhurbaşkanlığına, seçimlerde geçerli oyların en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.
DEVLET BAŞKANI VE BAŞKOMUTAN: Seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek. Cumhurbaşkanı "Devlet başkanı" olacak, yürütme yetkisini üstlenecek, Başkomutanlığı temsil edecek
ATAMA VE GÖREVDEN ALMA YETKİSİ: Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atayacak ve görevlerine son verecek.
HALKA GÖTÜREBİLECEK: Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak.
MECLİS SORUŞTURMA İSTEYEBİLECEK: TBMM, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılmasını isteyebilecek.
SORUŞTURMA AÇILIRSA SEÇİM YOK: Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacak.
BİR VEYA DAHA FAZLA YARDIMCI: Cumhurbaşkanı, bir veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilecek. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve görevden alınacak.
YARDIMCILARIN VEKİLLİĞİ BİTECEK: Milletvekilleri, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erecek.
5'TE 3'LE SEÇİM: TBMM, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
OHAL YETKİSİ: Cumhurbaşkanı, kanunda düzenlenen şartların gerçekleşmesi halinde OHAL ilan edebilecek.
ASKERİ MAHKEMELER: Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak. Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kalkacak.
HSYK YERİNE HSK: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun adı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.
BÜTÇEYİ MECLİS'E SUNACAK: Bütçeyi Cumhurbaşkanı Meclis'e sunacak.
BAKANLAR KURULU OLMAYACAK: Bakanlar Kurulu olmayacak. Yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılıp yerine getirilecek.
1.5 AYLIK ZORLU MARATON
AK Parti'nin anayasa değişikliği teklifi, Meclis'teki yaklaşık 1.5 aylık maratonunu tamamlayarak yasalaştı. Meclis, teklifin kabul edildiği son gün, en kalabalık ve yoğun günlerinden birini yaşadı. Önceki günlerde Üyeler Lokantası ve kulislerde illerine özgü çeşitli ikramlarda bulunan milletvekilleri, son günkü görüşmelerde de temsil ettikleri bölgeye özgü lezzetleri ikram etti.
MAKAMLARINDA DİNLENDİLER Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, oylamalar süresince Meclis'te kaldı. Yıldırım, Genel Kurul Salonu'nda oyunu kullandıktan sonra bazen kuliste milletvekilleri ve gazetecilerle sohbet etti, kimi zaman da AK Parti Grubu'ndaki makamına geçti.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ise kuliste partili milletvekilleriyle sohbet etti, zaman zaman da makam odalarında dinlendi.
YÖRESEL LEZZETLER İKRAM ETTİLER Milletvekilleri kulislerde, seçim bölgelerine özgü ikramlarda bulunmak için adeta birbirleriyle yarıştı. Son gün kulislerde; AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal meyan kökü şerbeti, AK Parti Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz süt, AK Parti Isparta milletvekilleri gül lokumu, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız çiğ köfte ve mırra, AK Parti Osmaniye milletvekilleri de yer fıstığı dağıttı.
TBMM Üyeler Lokantası'nda da AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop ile AK Parti Tekirdağ Milletvekilleri Mustafa Yel, Ayşe Doğan ve Metin Akgün, Tekirdağ köftesi, piyaz ve Hayrabolu tatlısı ikram etti.
KARARNAME VE KANUN DENGESİ...
- Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.
- Kanunda açıkça düzenlenen konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak.
- TBMM'nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz olacak.
TEŞEKKÜR KONUŞMASI
Anayasa değişikliği teklifi görüşmelerinin sonunda Başbakan Binali Yıldırım AK Parti milletvekilleriyle MHP lideri Devlet Bahçeli ve ekibine ayrı ayrı teşekkür etti. Yıldırım konuşurken muhalefetten sadece CHP'li Deniz Baykal salonda kaldı.
BAŞBAKAN'DAN SÜT İKRAMI
Başbakan Yıldırım, Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz'in görüşmeler sırasında kuliste dağıttığı sütü, güğümden bardaklara doldurarak başta eski Anayasa Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu olmak üzere milletvekillerine ikram etti. MHP Grubu ise kuliste simit, peynir, zeytin ikramlarının dağıtımını yaptı. AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Yıldız, çorba, lahmacun, içli köfte ve tatlı; AK Parti Diyarbakır Milletvekili Bal burma kadayıf; AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ise kendi bahçesinde yetiştirdiği elma ve armudu ikram etti.
SANCAKLI'YA GEÇMİŞ OLSUN DİLEĞİ...
Son gün yapılan görüşmelere, eşi ateşli silahla yaralanan MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı da katıldı. 7 gün sonra Genel Kurul'a gelen Sancaklı'ya, Başbakan Yıldırım, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AK Parti milletvekilleri ile bazı CHP milletvekilleri "Geçmiş olsun" dileklerinde bulundu.
Anayasa değişiklik teklifi dün sabaha karşı parlamentodan geçti, artık son söz millette. 18 madde ve paketin tümü için 330’un üzerinde oy çıktı. AK Partili vekiller, oylama sonucunu ayakta alkışladı.
HAKKI KURBAN
Mecliste tarihi süreç tamamlandı.“Cumhurbaşkanlığı sistemi”ni içeren 18 maddelik Anayasa değişikliği teklifinin tamamı, vekillerden onay alırken, gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a odaklandı. Paketin gönderileceği Erdoğan’ın da “onayı” halinde 60 gün sonra Türkiye sandık başına gidecek.
Ya 26 Mart ya da Nisan
Referandumun 26 Mart, 2-9-16 Nisan tarihlerinden birinde yapılması netleşti. Kesin tarih ise Erdoğan’ın onayı durumunda, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından 60 gün sonraki ilk pazar referandum yapılacak. Anayasa değişikliği ikinci tur oylamaları, dün sabahın ilk saatlerine kadar sürdü. Teklifin 18 maddesinin de, referanduma yetecek çoğunlukla kabul edilmesinin ardından paketin tümü oylandı. Gizli oylamaya, 488 vekil katıldı. Oylamada 339 kabul, 142 ret oyu kullanıldı; 5 oy boş çıktı, 2 oy ise geçersiz sayıldı.
Alkışlarla kabul edildi
Meclis Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dedi ve oyların usulüne göre kullanılarak teklifin kabul edildiğini bildirdi. AK Partili vekiller kararı ayakta karşıladı.
Fire propagandası boş çıktı!
Anayasa değişikliği oylamaları öncesi, başta CHP olmak üzere bazı kesimler “fire” propagandası yapmış, AK Parti ile MHP içinde “Hayır” diyecek milletvekillerinin bulunduğunu öne sürmüştü.
Buna karşın tek tek maddelerin hepsine iki turda da verilen destek hiç 339’un altına inmedi.
Paketin tamamı da 339 “Evet” oyuyla kabul edilmiş oldu. Böylece paket, referandum için gereken 330’un üzerinde çoğunlukla geçti. Oylamalarda, en çok oyu, teklifin “yargı yetkisi” başlıklı 1. maddesi aldı.
340 bandında evet
Birinci turda maddenin oylamasına 484 milletvekili katılırken 347 milletvekili kabul oyu kullandı. İkinci turda ise maddede 345 vekil kabul, 140 vekil de ret oyu kullandı. Birinci turda en az “evet” 338 ile ilk gün teklifin maddelerine geçilmesi için yapılan gizli oylamada çıkarken, en az oyu 340 ile 7. ve 8. maddeler aldı. Maddelerin çoğu 340 bandında bir oy ile kabul edildi.
Son dakikaya kadar CHP tavrını sürdürdü
Başbakan Yıldırım’ın teşekkür için kürsüye geldiği sırada, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’dan söz istedi. Ancak, Bahçekapılı, Gök’e söz vermedi. CHP’liler bunun üzerine salonu terk etti. Genel Kurul’da sadece Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile Aydın Milletvekili Lütfi Baydar kaldı. HDP’liler de, Başbakan’ın konuşmasını bitirmesini beklemeden çıktı. Yıldırım ise, teşekkür konuşmasından sonra MHP sıralarına giderek, Genel Başkan Devlet Bahçeli ile tokalaştı.
KAVGALAR DAMGA VURDU
Anayasa değişikliği görüşmelerine milletvekilleri arasındaki kavgalar damga vurdu. İlk turda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin’in burnunun kırılması, Trabzon Milletvekili Muhammet Balta’nın ayağının ısırılmasının yanı sıra, Meclis kürsüsü de, CHP’lilerce işgal edildi. İkinci turda ise CHP’den ihraç edilen Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın kürsüdeki mikrofona kendini kelepçelemesi görüşmeleri engelledi, kadın milletvekilleri de kavga etti.
Flaş haber! Adıyaman'da büyük operasyon

TSK : 20 Ocak 2017 tarihinde saat 12:00-12:50 saatleri arasında, Adıyaman kırsalında Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerce kullanıldığı tespit edilen silah mevzileri, barınak ve sığınaklar Türk hava kuvvetlerine ait savaş uçakları ile hava harekâtı düzenlenerek imha edilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Adıyaman kırsalındaki bölücü terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatı düzenlendiğini açıkladı.
TSK'dan yapılan açıklamada, Adıyaman kırsalında bölücü terör örgütü mensubu teröristlerce kullanıldığı tespit edilen silah mevzileri, barınak ve sığınakların, 20 Ocak 2017 tarihinde saat 12.00-12.50 saatleri arasında Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları ile düzenlenen hava harekatında imha edildiği kaydedildi.
Görevlerini başarıyla icra eden savaş uçaklarının emniyetle üslerine döndükleri bildirildi.


Taşeron işbaşında

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve AK Parti İl Başkanlığı'na önceki gün yapılan saldırılar sonrasında dün de Esenyurt'ta polis ekibine silahlı saldırı düzenlendi. 1121. Sokak'ta devriye gezen polis ekibi, şüpheli gördüğü kişiye yaklaştı. Polisi fark eden zanlı, silahla ekip otosuna ateş etti. Polislerin karşılık vermesi üzerine çantasını bırakıp kaçan şüpheli, bir süre sonra yanındaki el bombasının pimini çekerek sokağa attı. Bomba şans eseri patlamazken, ekipler, el bombasını kontrollü şekilde patlattı. Şüphelinin bıraktığı çantada şarjör, silah ve eldiven bulundu. Öte yandan önceki gün Emniyet ve AK Parti binalarına düzenlenen saldırılarla ilgili araştırmasını sürdüren polis, 2 lav silahında da aynı parmak izine ulaştı. Parmak izinin terör örgütü DHKP-C üyesi Şerif Turunç'a ait olduğu tespit edildi. Saldırıları düzenleyen Turunç'un, DHKP-C'nin en çok aranan militanlarından olduğu, başına 300 bin lira ödül konan gri listede bulunduğu öğrenildi. İstihbarat birimleri, Şerif Turunç'un geçtiğimiz yıl 3 Şubat'ta Aydın Söke'de yakalanan İsmail Akkol ve Fadik Adıyaman'ın ardından Bülent Karpat adlı teröristle eylem yapmak için yurda girdiğinin tespit edildiğini kaydetti. Polis çifte saldırıya ilişkin 15 ayrı adrese operasyon düzenledi. Daha önce aranan DHKP-C üyesi Abdullah K., Fedi S. ve Eyüp U'nun da aralarında bulunduğu toplam 8 kişi gözaltına alındı.
Patlak frenle bariyere çarptı
İstanbul'da dün freni patladığı belirtilen kamyonet, Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinin etrafındaki bariyerlere çarptı. Kamyonetin durdurulması için havaya ateş eden polis, sürücüyü gözaltına aldı. Yapılan incelemede kamyonette suç unsuruna rastlanılmadı.
Bylock’çulara dev operasyon

Ankara’da ByLock’çu 180 TSK mensubu hakkında gözaltı kararı verildi. İstanbul merkezli 49 ilde ise 132 şüpheli gözaltına alındı. Yurt genelindeki operasyonlarda da 52 polis tutuklandı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandığı tespit edilen 180 TSK mensubu hakkında gözaltı kararı verdi. Gözaltı listesindeki isimlerin TSK'dan ihraç edildiği ancak haklarında daha önce adli işlem yapılmadığı tespit edildi. İstanbul'da 187'si emniyet personeli olmak üzere 235 şüpheliye yönelik 49 ilde gerçekleştirdikleri operasyonda, 132 kişiyi gözaltına aldı. Yurt genelindeki operasyonlarda da ByLock'çu 52 polis tutuklandı.
SAVCI UYAP'TAN İZ SÜRDÜ
Darbe soruşturmalarının NATO ve askeri ateşeler ayağına bakan Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Gökçe, ByLock kullanan bir şüphelinin izini sürerken önemli bir tespite ulaştı. Savcı Gökçe, soruşturduğu şüphelinin ByLock kullandığı bildiren askeri birime söz konusu bilginin dayandığını sordu. Bunun üzerine askeri birim savcılığa MİT'in hazırladığı ByLock listesini gönderdi. 823 kişilik listeyi inceleyen Gökçe, GATA'dan Sağlık Bakanlığı'na geçen iki şüpheli hariç tamamının TSK'dan ihraç edildiğini belirledi. Ancak bu isimleri UYAP'tan sorgulatan Savcılık, 180 isim hakkında daha önce adli işlem yapılmadığını tespit etti. Astsubay ve albay rütbesinde olan şüpheliden 123'ünün daha önce Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görev yaptığı öğrenildi. ByLock'u kullandığı tespit edilen 180 TSK mensubu hakkında gözaltı kararı verdi. Dün itibariyle 20 civarında şüphelinin gözaltına alındığı öğrenildi.
14 İLDE OPERASYON
Yurt genelinde düzenlenen operasyonlarda ise Bylock kullandığı tespit edilen 52 polis tutuklandı. Ankara'da geçen 29 Temmuz'da albaylıktan Tuğgeneralliğe yükseltilen Kara Havacılık Komutanı Tuğgeneral İdris Feyzi Okan, Tekirdağ'da aralarında eski İl Emniyet müdürü Ali Yılmaz'ın da bulunduğu 30 polis tutuklandı. Bilecik'te 22 polis, Uşak'ta Bylock kullandıkları belirlenen 19 şüpheli, Ağrı'da 2 öğretmen, Manisa Salihli'de belediye başkan yardımcısının da aralarında bulunduğu 5 kişi, Nevşehir'de 9, Konya'da 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'nda "Barış Kartalı" olarak bilinen 131. Filo'da görevli Yüzbaşı Murat İpek, Üsteğmen Süleyman Eroğlu ve astsubay İbrahim Özgen tutuklananlar arasında bulunuyor.
132 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri ise FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 187'si emniyet personeli olmak üzere 235 şüpheliye yönelik 49 ilde gerçekleştirdikleri operasyonda, 132 kişiyi gözaltına aldı.
Yüksel TEMEL - Alparslan KÖRÜKÇÜ-Mihriban KOÇAKER-Halit TURAN-Hayrettin YENEL-Hüseyin CUMALI-Ferhan KAYA-Hakan GÖKKAYA
Manisa merkezli FETÖ/PDY soruşturması

Adliyeye sevk edilen 11 kişiden 5'i tutuklandı
Manisa merkezli 2 ilde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen 11 zanlıdan 5'i tutuklandı.
Salihli Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Manisa'nın Salihli ilçesi ile Kütahya'da düzenlenen eş zamanlı operasyonda gözaltına alınan 11 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Adliyeye sevk edilen 11 zanlıdan 2'si savcılıktaki ifadesi ardından serbest bırakıldı.
Mahkemeye çıkarılan, aralarında Salihli Belediyesi başkan yardımcısı ve belediye meclis üyesinin de bulunduğu 9 zanlıdan Y.Ş, V.K, E.Y, B.K. ve M.Ö. tutuklandı.
Diğer zanlılar A.A, M.K, A.A. ve Y.G. adli kontrol kararıyla salıverildi.
Soruşturma kapsamında 3 kişinin daha arandığı öğrenildi.
Manisa merkezli 2 ilde, FETÖ/PDY'ye yönelik 16 Ocak'ta düzenlenen operasyonda 11 kişi gözaltına alınmıştı.
ByLock’la ilgili çarpıcı tespitler

FETÖ soruşturmasının BDDK ayağında hazırlanan iddianamede ByLock bilançosu yer aldı. Buna göre programı 215 bin 92 FETÖ üyesinin kullandığı, 184 bin 298’inin parolasının çözüldüğüne yer verildi
FETÖ'nün haberleşme programı "Bylock" kullandıkları tespit edilen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) çalışanı 26 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, programla ilgili çarpıcı tespitlere yer verildi. Buna göre şu ana kadar ulaşılan 215 bin 92 kullanıcıdan, parolası çözümlenebilen kullanıcı sayısının 184 bin 298 olduğu belirtildi. İşte İddianame yer alan çarpıcı tespitlerden bazıları:
215 BİN KULLANICISI VAR ByLock uygulamasına kayıtlı kullanıcı sayısı 215 bin 92, parolası çözümlenebilen kullanıcı sayısı 184 bin 298, oluşturulmuş toplam grup sayısı 31 bin 886, toplam mesaj içeriği 17 milyon 169 bin 632, çözümlenen mesaj içeriği 15 milyon 520 bin 552, verilerdeki toplam e-posta içeriği 3 milyon 158 bin 388, çözümlenen e-posta içeriği 2 milyon 293 bin 518, en az bir kez mesaj atmış ve/veya almış kişi sayısı 60 bin 473, sesli görüşmeyi kullanan kişi sayısı 78 bin 165, sadece sesli iletişim için kullanan kişi sayısı 46 bin 799.
Örgütün 15 Temmuz 2016'daki silahlı kalkışma-darbe teşebbüsü eyleminin hemen akabinde, 'ByLock silinsin, telefonlar formatlansın' talimatını vermesi, soruşturmalar kapsamında yakalanan tüm örgüt mensuplarının telefonlarını ya formatlattıklarının ya da yenilediklerinin tespit edilmesi, ByLock programının FETÖ/PDY'ye aidiyetini, programı kullananın da örgüte mensubiyetini gösteren en önemli karinedir.
Toplumda ve hatta teknik konularla ilgili insanlar arasından bilinirliği yok denebilecek seviyedeyken, istatistikler göz önünde bulundurulduğunda, diğer ülkelere kıyasla Türkiye'den kullanım değerlerinin açık, farklı, yüksek olması, (diğer tüm ülkelerin toplamından çok daha fazla) uygulamanın amacı hakkında fikir veren en önemli unsurlar arasında görülmektedir.
ByLock uygulamasının, global bir uygulama görüntüsü altında münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanımına sunulduğu sonucuna varılmaktadır.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen İddianamede, 21'i tutuklu 26 eski BDDK çalışanı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Sınır birliklerini ‘tören’ bahanesiyle çektiler

Hatay'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle ilgili hazırlanan iddianamede, 2. Hudut Alay Komutanlığı'nda 15 Temmuz'da yapılan sancak ve devir teslim törenine katılan tam teçhizatlı askerlerin törenin ardından sınır birliklerine gönderilmediği belirtildi. 45 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 5 yıldan 10 yıla kadar çeşitli hapis cezaları istemiyle hazırlanan 112 sayfalık iddianamede, tutuklu sanıklardan eski 2. Hudut Alay Komutanı Kurmay Albay Mehmet Ali Tuna tarafından 11 Temmuz 2016 günü yapılması gereken devir teslim töreninin geciktirildiği ve darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz tarihine denk getirildiği ifade edildi. İddianamede tören bahanesiyle görevli oldukları sınır birliklerinden çağrılan tam teçhizatlı askeri birliklerin ise tören sonrası sınırdaki görev yerlerine gönderilmeyerek bekletildiği ve darbe amaçlı kullanılmalarının amaçlandığı da kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne yaptınız diyenler bu sabah cevabını aldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tavşandere Metro İstasyonu'nda Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yaptınız ki diyenlere parlamento güzel bir cevap verdi. Şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek, Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır." dedi.
Tavşandere Metro İstasyonu'nda Pendik Belediyesince düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hamdolsun ne yaptınız ki diyenlere dün akşam sabah namazına doğru parlamento güzel bir cevap verdi, ama gerçek cevabı inşallah beşer planında egemenlik milletindir. Şimdi milletim inşallah gerçek kararı verecek. Nihai kararı verecek ve bu nihai kararla beraber Türkiye yeni bir sıçrama noktasına ulaşacaktır. Milletimiz için hayırlı olsun. Ülkemiz için hayırlı olsun" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Dün akşam sabah namazına doğru Parlamento güzel bir cevap verdi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
* Toplamda 926 trilyon yatırım bedeli olan 43 kalem eserin açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıları aşmasının yolu bu eserlerdir. Tüm bu yatırımlar bittiğinde İstanbul'un ulaşımı büyük ölçüde raylı sistem üzerinden gerçekleşecektir. Raylı sistemle boğaz geçişi konusunda Marmaray'ın ardından Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerindeki hattı da devreye almak suretiyle iki alternatifli bir imkanı oluşturmuş oluyoruz. Bu yatırımlarla verdiğimiz mesaj bu birlikteliğimizdir. Algı operasyonlarıyla, terörle ülkemizin huzurunu bozacak manzara budur. İstedikleri kadar Emniyet müdürlüğümüze lav silahı ile ateş etsinler, istedikleri kadar Ak Parti il binasına ateş etsinler, bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Bunu iyi bilsinler ki; kardeşlerim bizler bu yola her şeyimizi koyduk. Ben sizlere bu konudaki kanaatimi söyledim. Şu anda referandum sürecindeyiz, bu süreç milletimizin kahir ekseriyetiyle neticeye ulaşacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum"
BU MANZARA YENİ TÜRKİYE'NİN DOĞUŞUNUN MANZARASIDIR
* Bu manzara yeni Türkiye'nin doğuşunun manzarasıdır. Siz şu an kardeşliğinizi, hep birlikte nasıl Türkiye olacağınıızı ortaya koyuyorsunuz. Unutmayınız onlar geleceğimizi karartmak isteyecek, biz ise ihya edeceğiz. Onlar ellerindeki finansal imkanları kullanarak bizi dibe çekmeye çalışacak biz hayata geçirdiğimiz projelerle zirveyi göreceğiz. Çünkü biz, hep birlikte Türkiye'yiz. Şehitlerimiz var ama şehitler olmadan bu toprak vatan olmaz. Onun için yine İstiklal şairimiz ne diyor; Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda! Kardeşlerim dün Suriye'de 5 askerimiz şehit oldu. Dünkü kahramanlarımızla birlikte tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. İnancımıza göre şehitler ölmez! Rabbim ayetinde buyuruyor. Mesele bu! onun için kimse şehitlerimiz için ölü demesin. Onlar attığımız tüm adımları takip ediyor. Onlar ruhlarıyla bizi takip ediyor. Tenlerin ölmesi bir şey ifade etmez, onlar diridir. Müminler için öteki dünyada en büyük mükafat Peygamberimizle birlikte olabilmektir. Gazilerimizin yaşadığı acıları unutmamız mümkün değil! Döktüğümüz her damla kan bu toprakların bize vatan olduğu gerçeğidir. Onun için diyoruz; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır! Biz 1000 yıldır bu topraklara kanımızı döktüğümüz için göğsümüzü gere gere bu topraklar vatanımızdır diyoruz.
SİZ GÖVDENİZİ SİPER ETTİNİZ VE HAYASIZCA O AKIN DURDU
* İstiklal şairimizin dediğini siz aynen yerine getirdiniz. Siz gövdenizi siper ettiniz ve o hayasızca akın durdu. Bütün terör örgütlerine karşı kardeşlerim, coğrafyamızda verdiğimiz mücadelede bugüne kadar ihanet çeteleri nasıl çöktüyse yine öyle olacak. Geleceğe yönelik adımlar söz konusu olduğunda milletim 15 Temmuz'da olduğu gibi her şeyi yapacaktır. Referandumda sizler gece gündüz durmadan yürüyeceksiniz. Çünkü bizim Rabia'mız var! Öyleyse durmak yok yola devam! Allah yar ve yardımcımız olsun.
Referandum tarihi belli oldu

AK Parti, anayasa değişikliğine ilişkin kanunun halk oylamasının, en erken 26 Mart Pazar günü en geç de 16 Nisan Pazar günü yapılmasını planlıyor. Teklifin ikinci turu 18 ocak çarşamba günü başlayacak.
AK Parti, anayasa değişikliğine ilişkin kanunun halk oylamasının, en erken 26 Mart Pazar günü en geç de 16 Nisan Pazar günü yapılmasını planlıyor.
Alınan bilgiye göre, AK Parti, TBMM Genel Kurulunda görüşülen anayasa değişiklik teklifinin Mecliste kabulünün ardından, halk oylamasının, mart ayının sonu ya da nisan ayının başında yapılmasını öngörüyor.
Anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinin birinci turunun bugün tamamlanmasının ardından ikinci turun 18 Ocak Çarşamba günü başlatılmasını planlayan AK Parti, teklifin ikinci turunda günde 6 maddenin kabul edilmesini, teklifin tümünün de en geç 21 Ocak Cumartesi günü kabul edilerek kanunlaşmasını hedefliyor.
Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun 23-24 Ocak günlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayına sunulması planlanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kanunu onaylamak için kendisine tanınan 15 günlük yasal süreyi kullanmasına göre, halk oylamasının tarihi kesin olarak belirlenecek.
Anayasa değişikliğinin halk oylaması, anayasa değişikliğine ilişkin kanunun Resmi Gazete'de yayımını takip eden 60. günden sonraki ilk pazar günü yapılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine tanınan süre içerisinde kanunu onaylaması halinde halk oylamasının en erken 26 Mart Pazar günü en geç de 16 Nisan Pazar günü yapılmasını planlıyor.
Teklifin halk oylamasında kabul edilmiş sayılması için de kullanılan geçerli oyların yarısından bir fazlasının "evet" olması gerekecek.
Bu arada, işletmelere, yatırımcılara, ihracatçılara vergisel teşvikler getiren, memurların emekli ikramiyesine yönelik düzenleme yapan, görüşmeleri yarım kalan, 38 maddelik "torba tasarının" 17 Ocak salı günü görüşülmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanlığı'ndan AB'nin FETÖ raporu haberlerine sert tepki!

Dışişleri Bakanlığı, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında yanlış, temelsiz, yanlı ve cahilce iddialara ilişkin AB yetkililerinden izahat talep edildiğini bildirdi
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinin istihbaratçılarından oluşan bir merkezin kaleme aldığı, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında yanlış, temelsiz, yanlı ve cahilce iddiaların yer aldığı ileri sürülen bir raporla ilgili Birlik yetkililerinden izahat talep edildiğini belirtti.
''MUHATAPLARIMIZI UYARMAKTAYIZ''
Basında yer alan haberlerde, raporun "sızdırıldığı" iddialarına yer verildiği hatırlatılan açıklamada, "15 Temmuz terörist darbe girişiminin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) olduğu hususu kanıtlarıyla ortaya çıkmıştır. Bu terör örgütünün, ülkemizin ulusal güvenliğine, istikrarına, birliğine ve bütünlüğüne yönelik oluşturduğu tehdit hakkında AB ve AB ülkelerine her düzeyde bilgi verilmiştir. FETÖ'nün sadece Türkiye bakımından değil faaliyet gösterdikleri diğer ülkeler açısından da güvenlik riski taşıyan karanlık bir küresel ağ olduğu hususunda da muhataplarımızı uyarmaktayız." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, AB istihbarat kurumlarının böyle bir rapor hazırladığı iddialarında doğruluk payı olması halinde bunun, AB'nin kötü niyetli davrandığının en açık göstergesi olacağına işaret edilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
''NE KABUL EDİLEBİLİR NE DE VİCDANLARA SIĞAR''
"Diğer taraftan söz konusu raporun, AB'yi ülkemiz aleyhine tavır almaya yönlendirecek bir algı operasyonunun ürünü olabileceği de akla gelmektedir. Türk halkının, FETÖ'nün bu girişimi karşısında demokrasimizi korumak uğruna verdiği onurlu mücadeleye ve teröre kurban verdiğimiz şehitlerimize dahi saygı göstermekten uzak olan böyle bir yaklaşım ne kabul edilebilir ne de vicdanlara sığar. Söz konusu raporun Türkiye-AB ilişkilerine pozitif bir gündem kazandırılmasına yönelik gayretlerin yoğunlaştığı bir dönemde gündeme gelmesi de ayrıca manidar görülmektedir.?"
Yabancı basında, Avrupa Birliği istihbaratçılarının 15 Temmuz darbe girişiminden önce ordudan tasfiyeler yapılacağı iddialarının bulunduğu bir rapor kaleme aldığı ileri sürülmüştü.
Musul'da Dicle Nehri'ndeki DEAŞ botlarını vurdu

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Musul'un doğusunda Dicle Nehri üzerindeki 90 DEAŞ botu ile 3 mavnanın koalisyon güçlerince vurulduğunu açıkladı
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığından (CENTCOM) yapılan açıklamada, Musul'un doğusunda Dicle Nehri üzerindeki 90 DEAŞ botu ile 3 mavnanın koalisyon güçlerince vurulduğu bildirildi.
Yazılı açıklamada CENTCOM, söz konusu hava saldırısının 18-20 Ocak tarihlerinde gerçekleştirildiği ifade edildi.
Vurulan botlarda Musul'un doğusunu ele geçiren Irak güvenlik güçlerinden kaçmaya çalışan çok sayıda DEAŞ militanının olduğunu belirtildi. Ayrıca, Dicle Nehri'nin Musul kentine bakan 5 köprüsünün Irak güvenlik güçleri tarafından kontrol altına alındığı, bu sebeple bazı DEAŞ militanlarının kaçmak için nehri kullandıkları kaydedildi.
Açıklamada, Koalisyon Sözcüsü Albay John Dorrian, Musul'un doğusunun koalisyon güçlerinin de desteğiyle militanlardan temizlendiğini ve tüm kentin kurtarılması için mücadele ettiklerini ifade etti.
Son olarak, Musul operasyonun başladığı 17 Ekim 2016 tarihinden bu yana koalisyon güçlerinin Dicle Nehri üzerinde DEAŞ'a ait en az 112 deniz taşıtını imha ettiği belirtildi.
Vatikan yanında FETÖ binası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), İsrail ve Vatikan'da nasıl çalıştığı İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede anlatıldı. Sözde "Karşıyaka eyaleti"ne yönelik soruşturmanın ardından mahkemece kabul edilen iddianamede "Yeğen" kod adlı gizli tanık, örgütün Vatikan ile Kudüs arasındaki ilişkisini anlattı. Kudüs'e gidildiğinde örgütün "İsrail imamı" Harun Tokak ile "Kudüs imamı" olduğu söylenen, ismini bilmediği kişinin kendilerini karşıladığını anlatan "Yeğen" Kudüs'te örgüte tahsis edilen bina girişinde (kapatılan) Kimse Yok mu Derneği'nin flaması olduğunu söyleyerek, "Bu geziye gitmeden önce yapılan bilgilendirmede, İsrail'in vatandaşı olmayanlara bir çivi dahi çaktırmadığı, bir bina yapımının mümkün olmadığı anlatılmıştı" dedi. Tanık, "Bana, Vatikan binasının karşısındaki bu binada "Papa ve kardinaller ile örgüt iletişimi kurulduğu ve diyaloğun sağlandığı söylendi" ifadelerine yer verdi.
PAPAZLARA "DİYALOG GEZİLERİ" DÜZENLENDİ
Yeğen " kod adlı gizli tanık, örgütün dinler arası diyalog çalışmaları kapsamında FETÖ ile bağlantılı yabancı din adamlarının İzmir'de ağırlandığını ileri sürdü. Gizli tanık "Yeğen" şunları anlattı: Yabancı ülkelerden ülkemize gelen ve örgütle ile bir bağı olan yabancı din görevlilerini diyalog imamı olarak Ömer Mustafa Aytekin karşılardı.
Bu yabancı din görevlilerini İzmir'de ilçe imamına verilen talimat ile biz karşılardık, ikramlar yapar, gezdirir, yemek verir, ayrıca hediyeler takdim ederdik.
CHP’nin çakma ülkücüleri

Anayasa değişikliği teklifinde MHP tabanını genel merkeze karşı kışkırtma provokasyonu açığa çıktı. Genel Başkan Yardımcısı Öztürk “Gelen 100 mesajdan 95’i CHP’lilerden” dedi.
Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik Anayasa değişikliğinde kritik bir görev üstlenen MHP şer odaklarının hedefi oldu. Oylamada evet dememeleri için MHP milletvekillerine gönderilen mesajlarla ilgili de çarpıcı bilgilere ulaşıldı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, MHP tabanından geliyor gibi gösterilerek son günlerde MHP milletvekillerine gönderilen mesajlara da dikkat çekerek, "Telefonlarımıza 100 mesaj geliyorsa bunun 5'i MHP'lilerden, 95'i CHP'liler. Bakıyoruz mesajlara, klişe laflar, hemen kendini gösteriyor. Biz bu cepheye yeniden Atatürk'ü hatırlattığımız için. Atatürk'ün büstleri yerlerde kırılıp ayakkabılar üzerinde temizlenirken sesi çıkmayan CHP'lilere yeniden Atatürk'ü hatırlattığımız için, hayatları boyunca milliyetçilik kelimesini ağzına almayan bunlara milliyetçiliği hatırlattığımız için biz mutluyuz" diye konuştu.
KÜSKÜNLÜK OLMAZ
Parti tabanının Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin ne yapmak istediğini çok iyi anladığını belirten Öztürk. "Tabanımız, Genel Başkanının yanlış yapmayacağını, bugüne kadar hep isabetli kararlarla yarınları okuduğunu biliyor, görüyor. Dolayısıyla küskünlük söz konusu olmaz. Bu, bir takım müzmin muhaliflerin yaymaya çalıştıkları bir şeydir" diye konuştu.
FETÖ'nün algı operasyonu deşifre oldu! Baransu ve Uslu'nun "operasyon" tweetleri

Terör örgütü FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik 29 şüpheli hakkında 196 sayfalık iddianame hazırlandı. FETÖ'nün medya üzerinden yaptığı algı operasyonlarına işaret edilen iddianamede; örgüte ait televizyon, gazete sosyal medyada nasıl bir yayın politikasına gidileceği, neler yazılacağı, dizilere nasıl müdahale edileceği ve kimlerin hangi tweetler atacağına FETÖ elebaşı Gülen'in karar verdiği açıklandı. Mehmet Baransu ve Emre Uslu'nun 17-25 Aralık darbe girişimlerinde nasıl rol aldıkları ve FuatAvni isimli hesabın nasıl provokasyon yaptığı da ortaya çıkmış oldu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 196 sayfalık iddianamede, FETÖ/PDY liderinin medya üzerinden üyelerine gizli veya açıktan talimatlar vermesi ele alındı.
Örgüt lideri tarafından medya organlarında yayımlanan "sohbet" adlı konuşmalarda, bazen örgütün diliyle gizlenmiş şekilde, bazen de açıktan talimatlar verildiği aktarılan iddianamede, "Sohbetlerde dini bir konu anlatılıyormuş¸ gibi yapılıp gerçekte siyasi, ekonomik, örgütün geleceği ile ilgili konular işlenmektedir." ifadelerine yer verildi.
Başsavcılıkça yürütülen bir soruşturma dosyasında, örgütün medya temsilcilerinin nasıl talimat aldıklarına ilişkin konuşma tespitlerinin olduğu, "özgür basın susturulamaz" kampanyasında sözde hiç medya kuruluşuyla ilgisi olmayan örgüt liderinin talimatının dikkati çektiği belirtilen iddianamede, Fetullah Gülen ile kapatılan Samanyolu TV yöneticisi Hidayet Karaca arasındaki konuşmanın bir bölümüne yer verildi.
- "Konuşmadan sonra 'Karanlık Kurul' oluşturuldu"
Gülen ile Karaca arasındaki konuşma sonrasında, "Şefkat Tepe" dizisinin formatının değiştirildiği ve dizide "Karanlık Kurul "un oluşturulduğu bilgisi verilen iddianamede, başka bir görüşmeden sonra da, örgütün basın organı Zaman gazetesinde ısrarla dershanelerle ilgili haberler yapılmaya başlandığı, bu ses kayıtlarının, örgüt üyelerinin medya alanındaki faaliyetlerini örgüt liderinin talimatlarına göre şekillendirdiğini gösterdiği ifade edildi.
Hüseyin Gülerce'nin 24 Ocak 2016'daki tanıklık ifadesinde, "1995'ten itibaren gazetede yayımlanacak olan yazıların önce Fetullah Gülen'e gönderildiği, yazıların onun kontrolünden geçtikten sonra yayımlandığı, kendisine gelen yazıları ekleme, çıkarma, değiştirme ve sansür dahil her türlü¨ işlemi yaptığı, Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni gibi davrandığı, Gülen'in onay vermediği hiçbir haberin ve yazının gazetede yer almadığı, sadece gazetede değil Samanyolu TV'de yayınlanan 'Tek Türkiye' adlı dizideki senaryo konuşmalarının da Gülen'e okunduğuna bizzat şahit olduğu, kendisinin de bazı yazılarına müdahale edildiği" beyanında bulunduğu anımsatılan iddianamede, örgüt üyelerinin lider talimatıyla hareket etmelerinin yanı sıra bu talimatların yerine getirilmesi ve operasyona dönüşme aşamasından da bahsedilmesi gerektiği ifade edildi.
- Baransu ve Uslu'nun "operasyon" tweetleri
İddianamede, örgüt adına yürütülen "Tahşiyecilere kumpas, Selam-Tevhid, 17-25 Aralık ve MİT tırlarının durdurulması" soruşturmalardan örnekler verilerek, örgüt üyeliğinden soruşturma açılan Mehmet Baransu'nun 17 Aralık 2013'te gerçekleşecek operasyonu kastederek, 2 gün öncesinden, 15 Aralık 2013'te, "Salı günü¨ de sürprizlerim olacak inşallah", Emrullah Uslu'nun da 24 Aralık 2013'te, "O tweeti hatırlatma günü¨, 'bakan çocuklarının adı yolsuzluğa karışmış¸ ise kim güler kim ağlar" seklinde tweetler paylaştıkları hatırlatıldı.
Samanyolu TV'de yayınlanan "Şefkat Tepe" dizisinde, 17 Aralık operasyonu talimatı sayılacak konuşmalar geçtiği ve operasyondan 4 gün sonra 21 Aralık'ta yayınlanan 131. bölümde ise oyunculardan birinin, "Hedefe aldığımız her ülkede olduğu gibi burada da etkin, yetkin adamları para ve mutayla ağımıza düşürüp, bizim istihbarata çalışmaları temin ettik, devletin kılcallarına sızdık. Hedefimiz bizi çözen, inancımızı sorgulayan camiadır." şeklinde konuşma yapıldığı belirtilen iddianamede, dizideki ikinci şahısın da, "Zaten zamanımızda önemli olan, bir ülkeyi işgal etmek değil, kılcalları ele geçirmektir. Bir ülkenin kalbi olan kılcalların içine sızmak ve ülkeyi kılcalların verdiği raporlarla yönettirme, asıl galibiyet budur." ifadesinin kullanıldığı bildirildi.
İddianamede, 17 Aralık sözde yolsuzluk operasyonunun, basında da es¸ zamanlı algı operasyonu ile devam ettiği ve bu bağlamda 18 Aralık 2013 tarihli bazı gazetelerde "yolsuzluk ve rüşvet operasyonuymuş¸" gibi anlatım yapıldığı kaydedilerek, ileriki zamanlarda da gazetelerde algının sürdürüldüğü aktarıldı.
- "Dizide, yapılması muhtemel MİT tırları operasyonu işlendi"
"Şefkat Tepe" dizisinde 11 Ocak 2014'te yapılması muhtemel MİT tırları operasyonuyla ilgili konuların işlendiği, tırların durdurulması ve öncesindeki algıda katkısı olanlarla ilgili kamu davası açıldığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Soruşturma aşamasında, Suriye'de yaşanan olaylarla ilgili her ülkenin kendi çıkarlarını gözeterek kendine özgü¨ devlet politikası sergilediği, Türkiye'nin de aynı şekilde sınır komşusu olan Suriye ve Irak'ta cereyan eden savaş¸ ve çatışmalara karşı ülke çıkarlarını gözeterek devlet politikası belirlediği, bu bağlamda Türkiye ile soydaş¸ Suriye'deki Türkmen vatandaşlarla yıllardan bu yana süregelen akrabalık ilişkilerinin doğal bir sonucu olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve hükümetinin de bu bölgede yaşama tutunmaya çalışan insanlara yardımda bulunduğu, bu insani yardımların da uluslararası bir yardım kurulusu olan I·HH aracılığıyla gerçekleştirildiği, bu yardımlar sayesinde IHH'nın bölge halkı tarafından takdir gördüğü, Türkiye'nin gerek Suriye'de gerekse Irak'ta savaş¸ şartlarından dolayı birtakım sıkıntılarla karşı karşıya kaldığının bilindiği (Musul Konsolosluğu rehin alma olayı, Türk tır şoförlerinin alıkonulması gibi), bölge halkı tarafından benimsenen IHH'nın ise bu sıkıntıların çözüme kavuşturulmasında aracılık yaptığının değerlendirildiği, FETO¨/PDY üyelerinin ise IHH'nın bu faaliyetlerinden haberdar olduğu, örgütün taktik ve stratejisi gereği uzunca bir süre İHH-MİT ilişkisinin takip edildiği, yapılanmaya mensup TSK içerisindeki örgüt üyelerinin ise bir kısım MIT personelini uyuşturucu kaçakçılığı şüphelisi olarak dinlediği ve izlediği, bu dinleme ve izleme faaliyetleri sonucunda Türkiye'nin Suriye'deki politikaları hakkında bilgi sahibi oldukları, 2013 yılı eylu¨l ayından itibaren sistematik olarak gizli bir şekilde MİT ve IHH üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni zor duruma düşürmek için bu eylemi gerçekleştirdikleri, kamuoyunda eylemin haklılığı yönünde algı oluşturmak için medyanın da kullanıldığı tespiti yapılmıştır."
Örgüt lideri Gülen'in tutuklu şüphelilerle ilgili tahliye talimatı vermesi sonrasında, örgüt üyeliği suçlaması kapsamında tutuklu şüpheliler hakkında örgütün yargıdaki üyeleri tarafından sözde tahliye kararlarının verildiği ifade edilen iddianamede, "Örgüt, devleti ele geçirme planını istediği gibi işletemeyince örgüt lideri tarafından etkili üyelerine, 'yurt dışına çıkma' talimatı vermesi ve üyelerin yurt dışına çıkmaları; darbe mesajı niteliğinde Zaman gazetesinin, sirenler altındaki harabe şehir ve akabinde gülen bebek reklamı, Sızıntı dergisinde asker kamuflajlı bir kişinin çiçek bahçesine açılan bir kapıyı açması ve 'bir ihtimal daha var' seklindeki gazete reklamı tamamen örgüt veya örgüt lideri tarafından verilmiş¸ mesajlar olup, tespitler dosya arasındadır." değerlendirmesi yapıldı.
- "Bulundukları konuma göre dedikodu yapan örgüt üyeleri"
Özellikle "Karanlık Kurul" diyalogları dikkate alındığında, örgüt mensuplarının "vatan delileri" olarak vasıflandırıldığı ve operasyonların bu kişilere karşı yapılacakmış¸ gibi işlendiği belirtilen iddianamede, "Yani ters algı operasyonu yapılarak hem örgüt mensupları masum olarak gösterilmekte hem de örgüt mensuplarının yapacağı operasyonlar ile ilgili talimat verilmektedir. Tüm örneklerde bu ters algı rahatça görülebilir." ifadesi kullanıldı.
FETÖ'nün medyadaki en temel faaliyetinin örgütün amacı ve stratejisi doğrultusunda algı operasyonu yapmak olduğu, örgütün bu yolla toplumdaki tepkiselliği yönlendirmek için kendisine meşruiyet alanı sağlamaya çalıştığı vurgulanan iddianamede, "Algı operasyonları yapılırken medya çok etkin kullanılmakla birlikte örgütsel faaliyet çerçevesinde toplumun her alanına sızmış¸ örgüt mensupları da bulundukları konuma göre dedikodu yaparak, istihbarat toplayarak, sahte delil üreterek, yargılama konularında örgüt menfaatini gözeterek veya maddi destek sağlayarak neticede her türlü¨ faaliyette bulunarak bu algıya destek olmaktadır. Yapılan bu algı sonucu bireyler objektif olmaktan uzaklaştırılıp örgüt gözüyle olayları yorumlamaya zorlanmaktadır." bilgisine yer verildi.
İddianamede, 17 Aralık 2013'ten önce emniyet ve yargı tarafından yapılan operasyonlarla ilgili örgüt üyelerince, "operasyonların hukuka uygun olduğu, yargı organlarının verdikleri kararlara saygı duyulması gerektiği, gazeteci veya medya mensubu olmanın insanların suç¸ işlemeyecekleri anlamına gelmeyeceği" şeklinde yayınlar yapıldığı da kaydedilerek, "17 Aralık 2013 sonrasında örgütle mücadele kapsamında yapılan medya ile ilgili operasyonlar, aynı televizyon kanalları tarafından günlerce canlı yayınlarla ve aynı konuklarla 'medyaya darbe' başlığı ile kamuoyuna sunulmuştur. Burada da örgütün ilkesel bir yayıncılık yerine tamamen stratejik olarak örgüt amacı doğrultusunda medyayı kullanmasının tipik bir örneği görülmektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.
- "FETÖ tarafından kurgulanan hayali Ergenekon Terör Örgütü"
Örgütün zaman zaman hedefi yok etmek adına kumpaslar kurduğu da belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"FETO¨ tarafından kurgulanan hayali bir örgüt ortaya atılmış¸, adına 'Ergenekon Terör Örgütü¨' denmiş¸, bu hayali örgütle ilgili basın yayın u¨zerinden iyi kurgulanmış¸ metinler defalarca tekrar edilmiş¸, sosyal medyada böyle bir örgüt varmış¸ gibi paylaşımlar yapılmış¸, örgütle iltisaklı köşe yazarları da bir anda örgüt medyası ile paralel yazılar yazmaya başlamıştır. Toplumda uyanan tehlikeli bir örgüt algısı üzerine, 'Ergenekon soruşturmalarına!' toplumsal destek sağlanmış¸ ve hedefteki kişilere karşı yapılan operasyonlara tepkisellik engellenmiştir. 19 Ocak 2011 tarihinde Zaman gazetesi, Soner Yalçın'ın gözaltına alınmasını işleyerek, ABD Büyükelçisine atfen 'Ergenekon dünyanın neresinde olsa yargılanır' haberini yapmıştır. 06 Mart 2011 tarihinde ise 'Odatv'deki belgelerden kaos taktikleri çıktı. Bu mu gazetecilik?' başlığı ile haber yapılmıştır. Oysa 2011 yılında yapılan Odatv soruşturması kapsamında Soner Yalçın, Barış¸ Pehlivan ve Barış¸ Terkoğlu adlı kişilere ve Ergenekon soruşturması kapsamında Ahmet Şık ve Nedim Şener (Fetullah Gülen yapılanması hakkında 'İmamın Ordusu' isimli kitap yazarak örgütün faaliyetlerini deşifre etmeye çalışan) adlı kişilere uygulanan yakalama-gözaltı işlemleri ve soruşturma süreçleri irdelendiğinde ise FETO¨/PDY'nin kamu kurumları içerisindeki üyelerinin kendisine muhalif olarak gördükleri medyayı etkisiz hale getirmek amacıyla harekete geçtikleri, Zaman gazetesinde de buna paralel olarak, adı geçen kişilerin basın faaliyetlerinden değil de örgütsel faaliyetler çerçevesindeki eylemlerinden dolayı yakalanarak tutuklandıklarına dair haberlerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Aynı süreçte yürütülen çeşitli isimlerdeki soruşturmalar ile TSK'daki örgüt, önünde engel gördüğü çok sayıda rütbeli tasfiye edilmiş¸ yerlerine kendi mensuplarını yerleştirmiştir."
İddianamede, FETO¨'nün elindeki gücü ve kamu imkanlarını kullanarak gerçekleştirdiği 17-25 Aralık sürecindeki operasyonun ne kadar haklı olduğunu, ayakkabı kutularındaki paralar, para kasaları, cinsellik ve benzeri konular çerçevesinde savunduğu, devletin müdahalesiyle operasyonunun başarılı olamaması sonucu bu defa örgütün, 2014 yılının ocak ayında, hemen her gün Başbakan'a ait olduğunu iddia ettiği ses kayıtlarını medyaya servis ederek itibarsızlaştırmayı ve istifaya zorlamayı denediğine dikkat çekildi.
Ses kayıtlarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca uzman kurumdan alınan raporda, "seslerin montajlandığı, Başbakan ve oğluna ait olmadıkları" tespitine yer verildiği hatırlatıldı.
- "Toplum, 'fuatavni' hesabıyla topyekun algıya maruz bırakıldı"
Özellikle Gezi Parkı olayları esnasında sosyal medyanın Türkiye'de çok etkin kullanılabildiğinin görüldüğü ve FETO¨ açısından ise 17-25 Aralık sonrası süreçte algı oluşturulması açısından sosyal medyanın etkin s¸ekilde kullanıldığına işaret edilen iddianamede, örgütün sosyal medyada çok sayıda propaganda hesabı olmasına rağmen özellikle "fuatavni" adıyla kullanılan hesabın, tüm diğerlerini de kapsayacak s¸ekilde sembol haline geldiği ve örgütün yayın, dedikodu yöntemiyle yaptığı algıyla aynı konuların es¸ zamanlı bu hesapta da işlendiğinin özellikle dikkat çekici bulunduğu aktarıldı.
İddianamede, şunlar aktarıldı:
"Örgüt toplumu germek, üyelerini motive etmek, algı oluşturmak, insanları sindirmek ve devlet kurumlarını aşağılamak, hakaret, tehdit, iftira gibi her türlü¨ suçu örgüt adına faili meçhul şekilde işlemek için oluşturduğu 'fuatavni' ve türevleri mahlaslı hesapların paylaşımlarını incelemek gereklidir. Zira bu s¸ekilde örgütün amacına ulaşmak için sosyal medyayı nasıl kullandığı görülecektir. 'Fuatavni' mahlaslı Twitter kullanıcısının sosyal medyayı kullanmasının en büyük nedeni, Türkiye'nin sosyal medyayı kullanmakta dünya üçüncüsü olmasıdır. Bu Twitter kullanıcısının kimliğinin toplum tarafından bilinmemesi herkes tarafından 'Kim bu fuatavni?' diye sorularak toplumun bilinçaltında merak uyandırması, örgüt mensuplarının bu hesabın dedikodularını yayması, atılan tweetlerde, 'korkma, titre' gibi kara mizahi üslup ile Sayın Cumhurbaşkanı'na sempati duymayan toplumun belirli kesimi için sempati uyandırması gibi bilinçli davranışlarla hesabın geniş¸ kitlelere ulaşması hedeflenmiştir.
Örgütün bu hesabındaki paylaşımları, halk içinde örgüt sempatizanları tarafından dedikodu yöntemiyle yayılmış¸, örgütün yazılı ve görsel basınına ve internet sitelerine taşınmış¸, köşe yazılarında işlenmiş¸ ve takipçileri vasıtasıyla geniş¸ kitlelere ulaşması sağlanmıştır. Halk nezdinde bu hesaptaki paylaşımlar örgütün söylemleri olarak düşünülmeye başlamış¸ ve neticede toplum örgütün hedefi doğrultusunda topyekun algıya maruz bırakılmıştır."
- Gülen'in, 'zorluk çıkarın' talimatıyla gerçekleşen eylemler
"Fuatavni" hesabının, açıldığı gün itibarıyla yaklaşık 230 kişi tarafından takibe alındığı ve tweetlerinin retweet yapıldığı belirtilen iddianamede, "Yani hiç¸ tanınmayan bir hesap açıldığı gün, trend topic hale getirilip diğer kullanıcıların takip etmelerinin yolu açılmıştır. Popülaritesi artırılan örgüt hesabı, kısa süre sonra yine örgütle irtibatlı internet sitelerinde haberleştirilmiş¸ ve ismi duyurulmuştur. Twitter ortamında hiç¸ tanınmayan, gerçek kişi olduğu dahi belli olmayan bir hesabın ilk açıldığı gün itibariyle ile yüzlerce kişi tarafından takibe alınması, örgüt üyeleri tarafından takip edilmesi konusunda birbirlerine tavsiyede bulunulması, normal şartlarda bir kişinin bilemeyeceği kadar değişik kurum-mahal-olay-kişi hakkında paylaşımlarda bulunması ve paylaşımlarının örgüte ait yazılı ve görsel basında gerçek ve doğru olduğu varsayımı ile duyurulması gibi hususlar dikkate alındığında bu hesabın örgüt adına bir 'proje hesap' olduğu sonucuna varılmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Devletin aldığı kararlara karşı örgüt üyelerinin medya u¨zerinden dayanışmaya çağrıldığı ve bazı soruşturmalarda "sıfır" yazılı tişört giyilip, "Fetullah Gülen'in yolunda biz sıfırız" mesajı verildiğine de dikkat çekilen iddianamede, devletin yaptığı işleme kitlesel olarak karşı çıkılması ve direnilmesi için çağrılar yapıldığı, muhalefet partileri ve bazı medya kuruluşlarına basın-yayın u¨zerinden mesajlar verilip destek istendiği, bunun da Gülen'in, 'zorluk çıkarılması' konusundaki talimatıyla gerçekleştiği belirtildi.
Özellikle televizyon kanalları ve basın yayın organlarının örgüt tarafından yönetim kadrosuyla hücreler arasında doğrudan iletişim aracı olarak kullanıldığı, algı operasyonları sonrasında örgüt mensupları ve algıya maruz kalmış¸ kişilerin, örgüt medyasının da yönlendirmesiyle kalabalık oluşturup belirlenen, medyada kullanılan sloganları attığı, pankartlar açtığı aktarılan iddianamede, "Örgütün kullanımında olan Bugün TV, Kanal Türk, Samanyolu TV ve Samanyolu Haber kanallarında da bu eylemler canlı yayınlanmıştır. Hakkında soruşturma yapılan FETO¨ mensupları örgüt kanallarının her birinde pes¸ peşe ekrana çıkarılmış¸, devlet yöneticileri ve soruşturmacı birimler ileride yargılanmakla tehdit edilmiştir. FETO¨'ye yönelik operasyonlar, 'makul şüphe adı altında yapılan hukuksuz operasyonlar' olarak nitelendirilmiştir. Hatta örgütle destek olmayıp canlı yayın yapmayan diğer medya kuruluşlarıyla ilgili de örgüt kanallarında 'bugünlerin unutulmayacağı' yönünde üstü örtülü¨ tehdit yapılmıştır. Haklarında örgüt üyeliği suçlaması ile soruşturma olan eski emniyet yetkilileri kanallara çıkarılıp örgütün propagandası yaptırılmıştır." değerlendirmesi yapıldı.
- "Örgütün emniyet ve basın ayağı birlikte hareket etti"
Kamuoyunda "Şike operasyonu" olarak bilinen operasyonda görevli üst rütbeli emniyet mensubu Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç ve diğer şüphelilerin kullandıkları telefon hatları ile Zaman gazetesinin bünyesinde bulunduğu Feza Gazetecilik AŞ'ye ait telefonlar arasında sık sık görüşmeler olduğunun tespit edildiği de vurgulanan iddianamede, böylece örgütün emniyet içindeki mensuplarıyla basın içerisindeki mensuplarının birlikte, aynı amaca yönelik hareket ettikleri kanaati oluştuğu ifade edildi.
İddianamede, örgüt medyasında çıkan, algıya yönelik diğer haberlere de yer verildi.
Jandarma ve Sahil Güvenlik'te başörtüsü yasağı kalktı

Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının Personel Yönetmeliği'ne göre Jandarma ve Sahil Güvenlik'te kadın personel, şapka, kep veya örgü bere altında, yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysileri giyebilecek. İçişleri Bakanı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında her kademedeki personel, geçici görevlendirmeyle görevlendirilebilecek.
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadın personeli şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysileri giyebilecek.
"Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Yönetmeliği" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yönetmelikle Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline ilişkin, ilgili kanunlarda bulunan hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlendi.
Personelin genel kolluk kuvvetleri arası geçici görevlendirmeler, personelin ödevleri, hak ve sorumlulukları, yasaklar, nöbet ve izinleri, değerlendirme ve ödüllendirmeler düzenlendi.
Buna göre, Jandarma ve Sahil Güvenlik'te kadın personelin şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysileri giymesine izin verilecek.
Resmi olarak görev yapan kadın personel, hamileliğini belgelediği takdirde resmi kıyafet yerine sivil kıyafetle görev yapabilecek.
GEÇİCİ GÖREVLENDİRMELER
İçişleri Bakanı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında her kademedeki personel, geçici görevlendirmeyle görevlendirilebilecek.
Geçici görevlendirilen personelin, aylık ve diğer mali, sosyal hakları kendi kurumunun bütçesinden karşılanacak ancak disiplin soruşturması fiilen görevli olduğu kurum bünyesinde yapılırken, soruşturma dosyası, işlem yapılmak üzere soruşturulan personelin mensubu olduğu kurumun yetkili disiplin amiri ve kurullarına gönderilecek.

Son dakika haberi: AK Parti il binası yakınında hareketli dakikalar

Sütlüce'deki AK Parti İl Binası'na saat 21.30 sıralarında lav silahı ile saldırı düzenlendi. Polis ekipleri bölgede çalışma başlattı. Hain saldırıda İstiklal Marşı levhasını isabet alan mermi mucize eseri patlamadı
Sütlüce'deki AK Parti İl Binası'na saat 21.30 sıralarında lav silahı ile saldırı düzenlendi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) yetkililerinden edinilen bilgiye göre; AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'na yönelik tek atışlık lav silahıyla saldırı oldu. Olay yerine sevk edilen polis ekipleri yaptıkları incelemelerde mühimmatın 3. katta bulunan bir odadaki duvara saplandığını belirledi. Bina duvarını delerek içeri giren başlığın patlamadığı öğrenildi. Olay yerindeki polis ekiplerinin çalışmaları devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırı girişimine ilişkin bilgi aldı
AK Parti İstanbul İl Başkanı Temurci ile telefon görüşmesi yapan Erdoğan, geçmiş olsun dileklerini iletti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne saldırı girişimi sonrasında AK Parti İstanbul İl Başkanlığına yönelik saldırı girişimi hakkında da bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ile de telefonla görüştüğünü kaydetti.
Saldırıları kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, geçmiş olsun dileğinde bulunduğu öğrenildi.
İKİ SALDIRIDA DA AYNI TİP SİLAHLAR KULLANILDI
Emniyet kaynakları, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü binalarına 1,5 saat arayla meydana gelen her iki saldırıda da tek atımlık lav silahı kullanıldığını tespit etti..
Başbakan Yıldırım, İl Başkanı Temurci ile görüşerek saldırı hakkında bilgi aldı, kendisine geçmiş olsun dileklerini iletti
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci'ye, başkanlığa yönelik saldırı nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletti.
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yıldırım, AK Parti İl Başkanı Temurci ile telefonda görüştü.
Görüşmede Temurci'den AK Parti İstanbul İl Başkanlığına yönelik saldırı hakkında bilgi alan Yıldırım, geçmiş olsun dileğinde bulundu.
"DHKP-C SALDIRISI OLDUĞU YÖNÜNDE BİLGİLER VAR''
Temurci, gazetecilere yaptığı açıklamada, AK Parti İstanbul İl Başkanlığının alçakça bir terör eylemine maruz kaldığını söyledi.
Saat 21.20 sıralarında yaklaşık 25-30 metreden bir lav silahıyla il başkanlığının 3. katına ateş açıldığını belirten Temurci, lav silahının camları kırarak içerideki duvara saplandığını söyledi. Selim Temurci, lav silahının ucundaki roketin içerideki duvarda patlamadığını ve emniyet güçlerinin çok kısa bir süre içerisinde il başkanlığına intikal ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 10 dakika önce, patlamayan roket duvardan çıkartıldı. Binada ufak tefek tahribat var. Hamd ediyoruz, içeride sağılık komisyonumuzun toplantısı vardı, kardeşlerimiz buradaydı. Herhangi bir yaralımız yok ve bu anlamda bir sıkıntımız yok. Bugün aynı şekilde İl Emniyet
Müdürlüğümüze de benzer bir saldırı düzenlendi. DHKP-C olduğuna dair bulgular var. Biz AK Parti İstanbul İl Başkanlığında hep güzel şeyleri açıklamak için bu mikrofonların önüne çıktık. Biz yine buradan gecenin bu saatinde belediye ve ilçe başkanlarımızla, bütün kardeşlerimizle tekraren haykırıyoruz; Biz hep burada olmaya devam edeceğiz. Bu millet teröre karşı durmaya devam edecek. Nereden ve kimden gelirse gelsin dimdik ayaktayız. En kısa süre içinde terörün Türkiye'de kökünü kazıyacağız. İstanbul'da AK Parti'yi, kamu kuruluşlarımızı, milletimizi hedef alan bu terör olayını tekrar şiddetle lanetliyoruz. Rabbim, milletimizi, hepimizi bu tür tehlikelerden korusun diyorum. Durmak yok, mücadeleye devam diyoruz."
Temurci, Anayasa değişiklik paketinin 15. maddesinin oylandığını hatırlatarak, "İnşallah bu süreç de tamamlanacak, Türkiye ile mücadele etmek isteyenlere bu millet en kısa süre içerisinde referandumda gereken cevabı verecektir." dedi.
Saldırganların yakalanması için başlatılan sürece ilişkin bir soru üzerine Temurci, "İki kişi olduğu tahmin ediliyor. Şu anda emniyetimiz yoğun bir çaba içerisinde, arayışlarını devam ettiriyor. Ancak dediğim gibi ilk bulgular DHKP-C yönünde. Bunlar İstanbul'da zaman zaman bu tür eylemler içerisinde bulundular. Bildiğiniz üzere, terör olayları... FETÖ bırakıyor, PKK başlıyor, PKK bırakıyor, DHKP-C başlıyor. Bunlar hep aynı yerden emir alan malum yapılar. Bu mücadele devam edecek ve en kısa zaman içinde emniyet güçlerimiz gerekeni yapacak. Tekraren emniyet güçlerimize bugün göstermiş oldukları üstün gayret için teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve AK Parti İl Başkanlığına yapılan iki saldırının da birbirine benzediğinin hatırlatılması üzerine Temurci, "Aynı anda, planlı, programlı yapılan bir saldırı, bilinçli, benzer bir saldırı. Burada sadece işin benzerliğini söyleriz ama sonuçta iki saldırının da DHKP-C tarafından yapıldığına dair ciddi bulgular var." diye konuştu.
Bu arada İstanbul Valisi Vasip Şahin, saldırının ardından AK Parti İstanbul İl Başkanlığını ziyaret ederek, Temurci ile görüştü ve geçmiş olsun dileklerini iletti.
TBMM GENEL KURULU SALDIRIYI KINADI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve AK Parti İstanbul İl Başkanlığına yönelik saldırı, TBMM Genel Kurulunda kınandı.
TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, Başkanlık Divanı olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve AK Parti İstanbul İl Başkanlığına yönelik saldırıyı kınadı.
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, yapılan terör saldırılarının hiçbir zaman amacına ulaşamayacağını, devletin kararlılığı sayesinde terörün ülke gündeminden çıkarılacağını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de söz konusu saldırı haberlerini üzüntü ile öğrendiklerini, can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu belirtti.
Saldırganların kısa sürede yakalanmasını temenni ettiklerini vurgulayan Özel, "İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Teşkilatına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur. Tüm inancımızla ve nefretle kınıyoruz." dedi.
Sütlüce'de patlama sesi
SALDIRI SOSYAL MEDYADA GENİŞ YER BULDU!
"Astana görüşmeleri Rusya ve Türkiye'nin başarısı"

Rusya'da Duma milletvekilleri Kazakistan'ın başkenti Astana'daki Suriye görüşmelerinin Türkiye ve Rusya'nın çabaları neticesinde gerçekleşeceğini belirterek önemli mesajlar verdi. Komünist Parti Milletvekili ve Duma Dış İlişkiler Komitesi üyesi Sergey Şargunov, Türkiye ve Rusya'nın ara buluculuğunda Suriye topraklarında barışın sağlanabilmesi umudu doğduğunu söyledi.
Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma'da sandalyesi bulunan dört partinin milletvekilleri, Astana görüşmelerini değerlendirdi. Sergey Şargunov, Türkiye ve Rusya'nın ara buluculuğunda Suriye topraklarında barışın sağlanabilmesi umudu doğduğunu söyledi. Şargunov, kısa süre öncesine kadar birbirlerine sadece silahların ardından bakan tarafların, aynı masa etrafını oturacak olmasının bile başlı başına bir başarı kabul edilmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye ve Rusya'nın ara buluculuğunda Suriye topraklarında barışın sağlanabileceği umudu oluşuyor. Astana görüşmelerinin yapıcı geçeceğine inanıyorum." dedi.
"TÜRKİYE VE RUSYA'NIN ROLÜ ÖNEMLİ"
Adaletli Rusya Partisi Fraksiyon Başkan Yardımcısı Aleksey Çepa, Suriye krizinin çözümünde Türkiye ve Rusya'nın rolüne dikkati çekti.
"TÜRKİYE BÜYÜK ROL OYNUYOR"
Çepa, Suriye krizinin çözümünün zaman alacağını belirterek, "Ancak Astana'da taraflar pozisyonlarını yakınlaştırmaya çalışacaktır. Bu noktada, rejim üzerinde etkiye sahip Rusya ve muhalifler üzerinde etkiye sahip Türkiye büyük rol oynuyor." diye konuştu. Moskova ve Ankara'nın Astana görüşmelerini desteklediğine vurgu yapan Çepa, "Bu durumu göz önüne alırsak şüphesiz, Astana'nın laf olsun diye bir görüşmeden öteye geçeceğini büyük bir güvenle söyleyebiliriz. Astana'da bir ilerleme bekleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
"ASTANA BARIŞ GÖRÜŞMELERİ İÇİN İYİ BİR PLATFORM"
Liberal Demokrat Parti Fraksiyon Başkan Yardımcısı Yaroslav Nilov, Astana görüşmelerine iyimser baktığını dile getirdi. Nilov, "Astana'nın geniş bir katılımcı listesi var. Muhalif üzerinde etkisi olan Türkiye ile rejime baskı yapabilecek Rusya'nın ara bulucu olması önemli. Ayrıca Astana barış görüşmeleri için iyi bir platform. Kazakistan'ın hem Batılı hem de Doğulu politikacılarla iyi ilişkileri var. Tüm bunlar göz önüne alındığında oldukça iyimser olmak mümkün." dedi.
"SABIRLI DAVRANMAK GEREKİYOR"
Birleşik Rusya Partisi Milletvekili ve Duma Dış İlişkiler Komitesi üyesi Yelena Panina ise görüşmenin garantörleri olarak Türkiye, Rusya ve tüm katılımcılarının sabırlı davranması gerektiğine dikkati çekti. Panina, Astana'nın görüşmelerin yapılması için uygun bir platform olduğunu kaydederek, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in tecrübeli ve sezileri kuvvetli bir devlet adamı olarak sürece olumlu katkı sağlayabileceğine işaret etti.
ABD Astana'da büyükelçiyle temsil edilecek
ABD, Astana'da yapılacak Suriye görüşmelerine büyükelçi düzeyinde katılım gösterecek.

Kazakistan'ın başkenti Astana'da yapılacak olan ve 23 Ocak'ta başlayacak olan Suriye görüşmeleri öncesinde ABD tarafında önemli bir gelişme yaşandı.
ABD KATILMAYACAK
Reuter'in geçtiği habere göre; Amerika Birleşik Devletleri, Astana'da yapılacak Suriye görüşmelerine heyet göndermeyecek. Amerika'yı Kazakistan Büyükelçisi temsil edecek.
ASTANA GÖRÜŞMELERİNİN ÖNEMİ
23 Ocak Pazartesi günü başlayacak Astana görüşmelerinde Suriye'deki mevcut durum görüşülecek.
Astana görüşmeleri, daha önceki görüşmeleri siyasi muhalefetin katılmasına karşın bu kez doğrudan silahlı muhalif grupların davet edilmesi ve bu grupların da kabul etmesi nedeniyle ayrıca önem taşıyor.
Trump ilk ziyaretini CIA merkezine yaptı
ABD Başkanı Donald Trump, görevinin ilk gününde Merkezi Haber Alma Teşkilatının Virginia'daki merkezini ziyaret etti.

Rusya’nın Trump lehine ABD başkanlık seçimlerini etkilediği iddiaları ile gündeme gelen Trump-CIA kavgasının ardından yeni Başkan'ın ilk durağının CIA merkezi olması ilişkilerin yumuşayacağı sinyalini veriyor.
"YÜZDE BİN SİZİNLEYİM"
CIA çalışanları ile bir araya gelen Trump, "Ben yüzde 1000 sizinleyim. İstihbarat toplumu ve CIA’ye yönelik Donald Trump’tan daha güçlü hisleri olan kimse yok. Arkanızdayım. Daha çok arkanızda olacağım.” dedi.
"MEDYA İLE SÜREN BİR SAVAŞIM VAR"
ABD medyasını dürüst olmamakla suçlayan Trump, şöyle devam etti:
“İlk durağımın burası olmasının sebebi biliyorsunuz medya ile devam eden bir savaşım var. Onlar yeryüzündeki en haysiyetsiz şeyler. İstihbarat toplumu ile aramda bir kin olduğunu söylüyorlar. Benim burada olmamın sebebi bu iddiaların tam tersidir.”
Yaklaşık 400 CIA çalışanının katıldığı toplantıda Trump, “Sizi seviyorum, size saygı duyuyorum. Biz tekrar kazanmaya başlayacağız ve bunun da başını siz çekeceksiniz.” dedi.
Trump Ulusal Katedral'deki dini törene katıldı
ABD'nin yeni başkanı Donald Trump Amerikan geleneklerinde yer alan şekilde Ulusal Katedral'de dini törende yer aldı.

Dün Kongre'de yemin ederek ABD'nin 45. Başkanı olan Donald Trump, bu sabah Washington'daki Ulusal Katedral'de İslamiyet de dahil olmak üzere 26 farklı din ve mezhepten temsilcinin katıldığı dini törene katıldı.
İLK BAŞKAN'DAN BU YANA GELENEK
ABD'nin ilk başkanı George Washington'a kadar uzanan bir gelenek olan dini törene Trump, eşi Melania Trump, Başkan Yardımcısı Mike Pence ve eşi Karen Pence ile katıldı.
ABD'deki en etkili Müslüman organizasyonlardan ADAMS Center'ın Başkanı İmam Macid'in de katıldığı dini törende Hıristiyanlık, Yahudilik ve Hinduizm gibi farklı dinlerin temsilcileri yer aldı.
İSLAMAFOBİK SÖYLEMLERİ OLMUŞTU
Trump'ın dini merasimine katılması sebebiyle bazı kesimler tarafından eleştirilen İmam Macid, Amerikan medyasına yaptığı açıklamada, "yöneticiler de dahil herkese İslam'ın mesajının ulaştırılması gerektiğini ve bu yüzden bu merasimde yer almasının normal olduğunu" vurguladı.
Kampanya dönemindeki İslamofobik söylemlerinin bundan sonra ne tür politikalara yol açabileceği tartışılan Trump, dünkü yemin töreni konuşmasında da "radikal İslami terörizmi yeryüzünden sileceğini" dile getirmişti.
Trump ile Başkan Yardımcısı Mike Pence'in daha sonra ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) Virginia'daki merkezini ziyaret etmesi bekleniyor.
ABD'de Trump karşıtı gösteriler devam ediyor
ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın dün yemin edip resmen göreve başlamasının ardından Clinton destekçilerinin protestoları devam ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin 45. başkanı Donald Trump'ın dün yemin ederek resmen göreve başladı.
HILLARY'CİLER SOKAKLARDA
Trump'ın başkan seçilmesinin ardından başkanlık yarışındaki rakibi Hillary Clinton'ın destekçilerinin protestoları da devam ediyor.
Protestocular, Washington merkezli olmak üzere Boston, Chicago, New York gibi büyük kentlerde protesto gösterileri düzenliyorlar.
DÜNYANIN BÜYÜK KENTLERİNDE DE PROTESTOLAR VAR
Öte yandan Londra, Paris gibi Avrupa şehirlerinde de Donald Trump karşıtı protesto gösterileri var.
.
YORUMLAR