Giriş Tarihi: 19.10.2016 15:55 Güncelleme tarihi: 19.10.2016 18:49
Erdoğan sınırötesi operasyonların şifresini verdi

28. Muhtarlar Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırötesi operasyonlarla ilgili önemli bir şifre verdi. Uzun yıllardır uygulanan hatalı güvenlik anlayışına değinen ve başımıza ne geldiyse bundan dolayı geldiğini ifade eden Erdoğan, "Bu hatalı güvenlik anlayışı sona ermiştir. Bundan sonra bıçağın kemiğe dayanmasını beklemeyeceğiz. Bundan sonra terör neredeyse gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 28. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 93 yıldır başımıza ne geldiyse bu anlayıştan gelmiştir. Bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçemediğimizi görüyoruz. Rahat nefes aldığımız hiç olmadı.Siyasette büyük bedeller ödedik. Ekonomide büyük bedeller ödedik. İnsani olarak büyük bedeller ödedik. Bu hatalı güvenlik anlayışı sona ermiştir" dedi.
BUGÜNE KADAR 40 BİN TERÖRİST İMHA EDİLDİ
Erdoğan 28. Muhtarlar Toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye'nin uzun yıllardır mücadele ettiği terör sorununa ilişkin çok önemli bir açıklama yaptı. 30 yılı aşkın süredir 40 bin teröristin imha edilmesine rağmen terör örgütlerinin eylemlerinin durduralamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"Bundan sonra bıçağın kemiğe dayanmasını beklemeyeceğiz. Bundan sonra terör neredeyse gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz. 30 yılı aşkın süredir PKK ile mücadele ediyoruz. 40 bin mensubunu imha ettik ama eylemlerini durduramadık. Çünkü PKK bize saldırdığı zaman cevap veriyorduk şimdi hem içerde hem dışarıda inlerinde yok edeceğiz. Birer birer hepsini yok ediyoruz. Bölücü örgüte imkan veren kimse hepsini yok edeceğiz. Bak şimdiden söylüyorum biz gelip onları bulmadan nereye giderlese gitsinler. Rahat nefes alamayacaklar. Gittikleri her ülkenin devlet başkanları sürekli rahatsız edeceğiz. Önlerine dosyaları koyacağız. Bu ülkede kimsenin yaptığı ihanet yanına kar kalmayacak. Hiçbir teröristi bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha olacaklar ya teslim olacaklar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ya imha olacaklar ya teslim olacaklar"
"TÜRKİYE KİMSEDEN İZİN ALMADI"
Türkiye, Suriye ve Irak'ta da bu güvenlik anlayışına uygun bir duruş sergiliyor. PYD ve YGP karşımızda bayrak sallamaya başlayınca anladım ki bize kimseden fayda yok. Türkiye Cerablus operasyonuna başlarken kimseden izin almadı. Suriye'ye girince gördük Suriye'nin sorunu DEAŞ değil ortada bir taktik var. Orada bu oyunu bozan Türkiye'nin iki ay önce başlattığı Cerablus operasyonudur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye kimseden izin almadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan 28. kez Muhtarları ağırladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 28. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, dünyanın kilitlendiği Musul operasyonu ile gündeme gelen Misak-ı Milli konusuna değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Misak-ı Milli sizi niye rahatsız ediyor. Misak-ı Milli'yi gündeme getiren gazi Mustafa Kemal! Neden rahatsız oluyorsunuz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 28. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Maalesef hem batı hem de güney sınırlarımızda Misak-ı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Dönemin şartları itibarıyla bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışanlar olabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı reddediyoruz. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır." ifadelerini kullandı.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN GELİP BİZE SALDIRMASINI BEKLEMEYECEĞİZ
"Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeye rıza göstermeyeceğiz." diyen Erdoğan, "Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz. Bu örgütler, nerede faaliyet gösteriyorsa, nerede yuvalanıyorsa, gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Bölücü örgütüne destek veren, imkan sağlayan kim varsa hepsinin de kökünü kurutacağız. Şimdiden söylüyorum, biz kendilerini bulup yok etmeden, nereye gideceklerse gitsinler, bu kadar açık söylüyorum. Aynı şekilde yurt dışında üslendiği yerlerde rahat nefes alabildikleri tek günleri olmayacak." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"15 TEMMUZ 2. KURTULUŞ SAVAŞIDIR"
Kardeşlerim milletine efendi değil hizmetkar olan bir anlayış noktasında çok önemli bir aşama kaydettik. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına dikilen kahraman vatandaşlarımız ancak istiklaline karşı çıkarsa güvenli bir geleceği olacağını biliyor.Bunun için biz 15 Temmuz'a 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz.
Dün hocalarımızdan istirham ettim. Yavrularımıza tarihimizi iyi anlatalım bizi hep yalan söyleyen bir tarihle aldattılar. Malum son zamanlarda gündem olan olan Misak-ı Milli konusu bu sürecin nasıl yönetildiğinin en açık ifadesidir. Gençlerimizin Lozan'ı incelemesinden birileri rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsunuz? İncelensin, doğru yanlış bilelim...
Benim partimden birisi o anlaşmada vardı diye neden rahatsız olalım. Biz sorgulayan, araştıran bir gençlik istiyoruz. Ben gençliğimizi bal arısı gibir görmek istiyorum eşşek arısı gibi değil. Daldan dala çiçekten çiçeğe dolaşsın ve gelsin o balı yapsın ki millete faydalı olsun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşıdır"
MİSAK-I MİLLİ'Yİ GÜNDEME MUSTAFA KEMAL GETİRDİ
Misak-ı Milli niye rahatsız ediyor? Misak-ı Milli'yi gündeme getiren gazi Mustafa Kemal! Neden rahatsız oluyorsunuz. Burada bir tarih yok mu? Burada bir milletin geçmişi yok mu? Onun için de bunu öğrenelim bilelim dün neydi bugün ne? Bunu birileri anlamak istemiyor! Ama anlayanlar var hamdolsun. (Dünkü grup toplantısındaki açıklamalarından dolayı) Sayın Bahçeli'ye de teşekkür ediyorum. Siyasi hareketlerde doğruyu ortaya koymalıyız.
Osmanlı öylesine büyük bir devletti ki, bu devin yıkılışı milletin üzerinde maddi ve manevi derin yaralar açtı. 1914 yılında, 2.5 milyon kilometrekare olan topraklarımız, 9 yıl sonra 780 bin metrekareye düştü. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedef Misak-ı Milli'ye sahip çıkmaktı.
Biz 780 bin metrekareye, 20 milyon metrekarelerden geldik. 2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Misak-ı Milli'yi gündeme Mustafa Kemal getirdi"
"YA İMHA OLACAKLAR YA TESLİM OLACAKLAR"
93 yıldır başımıza ne geldiyse bu anlayıştan gelmiştir. Bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçemediğimizi görüyoruz. Rahat nefes aldığımız hiç olmadı.Siyasette büyük bedeller ödedik. Ekonomide büyük bedeller ödedik. İnsani olarak büyük bedeller ödedik. Bu hatalı güvenlik anlayışı sona ermiştir. Bundan sonra bıçağın kemiğe dayanmasını beklemeyeceğiz. Bundan sonra terör neredeyse gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Tehditleri kaynağında yok edeceğiz.
30 yılı aşkın süredir PKK ile mücadele ediyoruz. 40 bin mensubunu imha ettik ama eylemlerini durduramadık. Çünkü PKK bize saldırdığı zaman cevap veriyorduk şimdi hem içerde hem dışarıda inlerinde yok edeceğiz. Birer birer hepsini yok ediyoruz. Bölücü örgüte imkan veren kimse hepsini yok edeceğiz. Bak şimdiden söylüyorum biz gelip onları bulmadan nereye giderlese gitsinler. Rahat nefes alamayacaklar. Gittikleri her ülkenin devlet başkanları sürekli rahatsız edeceğiz. Önlerine dosyaları koyacağız. Bu ülkede kimsenin yaptığı ihanet yanına kar kalmayacak. Hiçbir teröristi bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha olacaklar ya teslim olacaklar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ya imha olacaklar ya teslim olacaklar"
"TÜRKİYE KİMSEDEN İZİN ALMADI"
Türkiye, Suriye ve Irak'ta da bu güvenlik anlayışına uygun bir duruş sergiliyor. PYD ve YGP karşımızda bayrak sallamaya başlayınca anladım ki bize kimseden fayda yok. Türkiye Cerablus operasyonuna başlarken kimseden izin almadı. Suriye'ye girince gördük Suriye'nin sorunu DEAŞ değil ortada bir taktik var. Orada bu oyunu bozan Türkiye'nin iki ay önce başlattığı Cerablus operasyonudur.
Şimdi birileri bize akıl veriyorlar. Dabık'a girdiniz iyi tebrik ederiz ama daha aşağı gitmeyin! Aşağıda ne var El Bab. Kusura bakmayın biz oraya da gideceğiz. Bizim tehdit altında olduğumuz yer Dabık'la bitmiyor. Bizim Münbiç'i de kuşatma altına almamız lazım. Münbiç yüzde 90 Arap ve orayı PYD ve YPG işgal etmek istiyor. Rakka'da beraber hareket edebilir miyiz? dediler.. Biz buna da varız. Fakat şu anda benzer bir senaryo mezhep çatışması çıkarmak için Musul'da sergileniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye kimseden izin almadı"
"TÜRKİYE OLARAK KENDİ PLANLARIMIZI UYGULAYACAĞIZ"
İstiyorlar ki Türkiye yerinde otursun olup biteni izlesin. Suriye ve Irak'tan bize 3 milyon göçmeni gönderenler bizim bu sorun altında ezileceğimizi zannettiler bu olmayınca bu kez terör örgütlerini piyasaya sundular. FETÖ ve PKK da aynı oyunu oynuyor. Bağdat Hükümeti ve Esed rejimi eliyle terör örgütleriyle harekete geçirilen bu proje Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor. Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulayacağız.
Avrupa Birliği bize destek vereceğini söyledi. Temmuz başı itibariyle bu para bize gelecekti. Para bize de değil kendileri için geliyor. Ama sözlerinde durmuyorlar. Musul meselesini Musul'da çözmeliyiz. Musullu kardeşlerimizle birlikte tüm bölge bu süreçten çok zarar görecektir. Musul'un tamamı kahir ekseriyetli Arap Sunni ve bir miktar da Türkmen kardeşlerimiz var. Biz burada Şia'nın düşmanı değiliz. Ama ben mezhepçiliğe karşıyım. Şia Sunni bir din değildir. Din bunların üzerindedir. Bizim için İslam tektir. Diğerleri bir yorumdur. Şiiliği Sunniliği İslam'ın karşısına koyarsan bunun karşısında dururum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulayacağız"
"PUTİN İLE HALEP'İ KONUŞTUM"
Bölgede etkin olan ülkeler Türkiye'nin bu hakkına saygı göstermek zorundadır. Biz bu ülkelerle sınırdaş olacağız sınırı olmayanlar istediği gibi kesecek biçecek istediği elbiseyi yapacak. Biz kendi istiklalimizi korumak için mücadeleyi nerede yürümemiz gerekiyorsa yapacağız. Hava unsurlarımızın operasyonlara katılması konusunda koalisyonla anlaştık. Suriey'de 5 bin km'lık terörden arındırılmış güvebnli bölge projesisini hayata geçireceğiz
Dün akşam sayın Putin'le görüştüm. Halep'i konuştum. Saat 22.00 itibariyle hava bombardımanını durdurduklarını söylediler. Kendilerinini bizden bir ricası oldu. El Nusra'yı Halep'ten çıkarma konusunda aramızdaki bu mutabakatı konuştuk. Halep'i kendimizden ayrı görmedik göremeyiz. Halep nerenin sınırı Kilis Gaziantep. Halep'te bir göç başlarsa nereden bakarsanız bakın en az 1 milyon insan Türkiye'ye gelecek. Bunun bedelini biz ödeyemeyiz. Bunu tahrik edenler Türkiye ile masaya oturup konuşmak zorundadır. Ah canım Halep güzel Halep ne hale geldi. Artık orada taş taş üzerinde kalmadı. Halep'i iyi bilen bir insan olarak içimiz kan ağlıyor. Halep'te kalıcı güven için üzerimize düşeni yapacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Putin ile Halep'i konuştum"
"BİZİ MUSUL'DAN UZAK TUTMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Ülkemiz içindeki PKK ve DEAŞ saldırılarının yoğunlaşması, FETÖ'nün diri tutulması Suriye ve Irak'ta doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır. 15 Temmuz sonrası Türk ordusunun kabiliyetini yitirdiğini düşündüler. Cerablus ile böyle olmadığını gösterdik. Şimdi bizi PKK ile DEAŞ ile oyalayıp Musul'dan uzak tutmaya çalışıyorlar.
Bize söylenen yalanlara daha fazla tahammül gösteremeyiz. Türkiye'ye karşı PYD YPG gibi teröristlerin Esed gibi katilin yanında olanalara sesleniyorum. Yanlış yoldasınız. Tutuşturduğunuz ateş siziyakar. Bağdat ordusu kalkıp kendi ordusunu bir açıklasın. Nüfusunuzdaki mezhebi oran neyse gelin şu ordunuzu ona göre oluşturun dediğimde sesini çıkarmadılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bizi Musul'dan uzak tutmaya çalışıyorlar"
ERDOĞAN ALİYA İZZETBEGOVİÇ'İ UNUTMADI
Bugün Aliya İzzetbegoviç'in 13. ölüm yıldönümü. Aliya'nın Bosnalı müslümanlara yaptığı liderlik Avrupa'nın göbeğindeki İslam topluluğunun ilelebet kalmasını sağlamıştır. Bu büyük insanın hatırasını yaşatmak her müslümanın vazifesidir. Müslüman toplumların en büyük eksiği Aliya gibi bilge insanlara sahip olamamasıdır. Zaferin yolu niçin savaştığınızı bilmekten geçer. Aliya gibi insanlar niçin savaştığını bilirler. Aliya'nın mütevazı mezarında "HER ŞEYE KADİR OLAN ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ KÖLE OLMAYACAĞIZ" yazar. Ve onlar köle olmadılar. Bizlere düşen görev de gerektiğinde ölümüne mücadele etmek ve asla köle olmamaktır. Bir kez daha Aliya İzzetbegoviç'e Allahtan rahmet diliyor ve diyorum ki; Ey Aliya unutma Türkiye'de de öyle bir millet var ki! Onlar F - 16'ların, tankların, topların karşısında istiklal şairimizin de ifade ettiği gibi "Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın siper et gövdeni dedi" ve kendilerini siper ettiler.
"Türkiye kimseden izin almadı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. Muhtarlar Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan "Şimdi birileri bize akıl veriyorlar. Dabık'a girdiniz iyi tebrik ederiz ama daha aşağı gitmeyin! Aşağıda ne var El Bab. Kusura bakmayın biz oraya da gideceğiz" dedi.
Türkiye Suriye ve Irak'ta da bu güvenlik anlayışına uygun bir duruş sergiliyor. PYD ve YGP karşımızda bayrak sallamaya başlayınca anladım ki bize kimseden fayda yok. Türkiye Cerablus operasyonuna başlarken kimseden izin almadı. Suriye'ye girince gördük Suriey'nin sorunu DEAŞ değil ortada bir taktik var. Orada bu oyunu bozan Türkiye'nin iki ay önce başlattığı Cerablus operasyonudur.
Şimdi birileri bize akıl veriyorlar. Dabık'a girdiniz iyi tebrik ederiz ama daha aşağı gitmeyin! Aşağıda ne var El Bab. Kusura bakmayın biz oraya da gideceğiz. Bizim tehdit altında olduğumuz yer Dabık'la bitmiyor. Bizim Münbiç'i de kuşatma altına almamız lazım. Münbiç yüzde 90 Arap ve orayı PYD ve YPG işgal etmek istiyor. Rakka'da beraber hareket edebilir miyiz? dediler.. Biz buna da varız. Fakat şu anda benzer bir senaryo mezhep çatışması çıkarmak için Musul'da sergileniyor. NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ?
Erdoğan'ın sözünü ettiği Misak-ı Milli nedir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Misak-ı Milli'yi anlarsak Musul'u da anlarız' dedi ve Musul'u kendi terörün ve işgalcilerin eline öylce bırakamayacağımız gerçeğine işaret etti. Peki nedir Misak-ı Milli? İşte ayrıntılar...
Irak'ın Musul kentinde bulunan terör örgütü DAEŞ'ten temizlemek için başlatılan operasyonlarda Türkiye'nin yer alıp almaması gündemin birinci maddesi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasında gündeme getirdiği Misakı Milli sınırları vurgusuyla, Türkiye'nin bu operasyonda yer alması gerektiğini ifade etti. Erdoğan "Misak-ı Milli'yi anlarsak Musul'u da anlarız. Yeni nesile bunu anlatmak en önemli görevlerimizden" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Misak-ı Milli vurgusu
Peki Misakı Milli sınırları nelerdir, Misakı Milli kararları nelerdir? İşte ayrıntılar...
1- Misakı milli sınırları;
2- Günümüz Türkiye sınırları;
Misakı Milli nedir?
Misak-ı Millî (Günümüz Türkçesi ile Milli Yemin) Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan altı maddelik bildirinin adıdır. İstanbul'da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920'de oy birliği ile kabul edilmiş ve 17 Şubat'ta kamuoyuna açıklanmıştır.
BARIŞ İÇİN ASGARİ ŞARTLARIMIZI İÇERİYOR
Bildiri, I. Dünya Savaşı'nı sona erdirecek olan barış antlaşmasında Türkiye'nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içerir. Toplantıdan çıkan kararlar arasında, özellikle Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyesi milletvekillerinin yoğun çabasıyla gizli bir oturumda daha önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından hazırlanan Misak-ı millinin kabul edilmesi vardır (28 Ocak 1920).
Bildiri mecliste Ahd-ı Millî Beyannamesi adıyla kabul edilmiş, ancak daha sonra "Misak-ı Millî" olarak anılmıştır. Her iki deyim Ulusal Yemin anlamına da gelir.
İŞTE MİSAKİ MİLLİ KARARLARI
1. Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş bölgeler kesin Türk yurdudur, parçalanamaz.
2. Kars, Ardahan ve Batum'da (Elviya-i Selase) gerekirse referanduma gidilecektir.
3. Araplar kendi geleceklerini kendileri belirleyecektir. (Arapların çoğunlukla yaşadığı yerlerde referandum yapılacaktır.)
4. Batı Trakya'nın geleceği referandum ile belirlenecektir.
5. İstanbul, Marmara ve Halifenin güvenliği sağlandığı takdirde, Boğazlar trafiğe açılacaktır.
6. Azınlıklara, diğer ülkelerdeki Türk azınlığa tanınan haklar tanınacaktır.
7. Siyasi, mali ve adli gelişmemizi engelleyen sınırlamalar kabul edilemez. (Kapitülasyonlar).
AK Parti'den referandum için tarih
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, başkanlığın Ocak ayında Meclis'e götürüleceğini Nisan ayında halka sorulacağını söyledi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı.
Hayati Yazıcı, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yazıcı, 12-15 maddeyi içeren bir teklifle başkanlık sisteminin hayata geçirilebileceğini söyledi.
TARİH VERDİ
Söz konusu teklifin Ocak’ta TBMM’de görüşebileceğini dile getiren Yazıcı, “Nisan ayında referanduma gidilebilir” dedi.
AK Parti'den referandum için tarih

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, başkanlık sistemiyle ilgili teklifin Ocak ayında Meclis’e gelebileceğini belirterek, “Nisan ayında referanduma gidilebilir” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı.
Hayati Yazıcı, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yazıcı, 12-15 maddeyi içeren bir teklifle başkanlık sisteminin hayata geçirilebileceğini söyledi.
Söz konusu teklifin Ocak'ta TBMM'de görüşebileceğini dile getiren Yazıcı, "Nisan ayında referanduma gidilebilir" dedi.
Demirağ: FETÖ'nün cinsel istismarlarını tespit ettim

Yavuz Selim Demirağ, 15 Temmuz (FETÖ/PDY) Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda FETÖ evlerinde kalan öğrencilerin cinsel istismara uğradığını ileri sürerek "Bu örgüt sadece terör örgütü değil. O kadar çok cinsel istismar var ki. Bu örgütün içindeki cinsel istismar konusunun önemle yalvarıyorum size bu çetenin ağına düşmüş ortaokullu, ilkokullu çocuklarımız var. Bu çocukları kurtarmak için bu konunun üzerine ısrarla gidilmesi düşüncesindeyim" dedi.
Gazeteci-Yazar Yavuz Selim Demirağ, 15 Temmuz (FETÖ/PDY) Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda FETÖ evlerinde kalan öğrencilerin cinsel istismara maruz kaldığını iddia ederek şöyle konuştu:
?"ERGENEKON DAVASINDAKİ GİZLİ TANIK 'ABİLERİN EVİNDE TECAVÜZE UĞRADIM' DEDİ"
"Bu örgüt sadece terör örgütü değil. Cinsel istismar edilmesi duyarlı olunan konu. Ergenekon davasında bir gizli tanık vardı. Bu kişi hem tanık en sanık. Silivri'de verdiği ifadelerde ilginç şeyler ortaya çıktı. O tutanakları mutlaka komisyonun okumasını arzu ediyorum. Diyor ki 'Ortaokul talebesiydim, abilerin evlerine giderken orada cinsel istismara, tecavüze uğradım. Daha sonra ben büyüdüm, bende abi oldum. 24 kişiydi bilinen'. Yüz küsür sene hapis cezası var. Zekeriya Öz diyor ki gel gizli tanık ol, ceza indirimi yapacağım."
"TESPİT ETTİĞİM 40-50 CİNSEL İSTİSMAR HADİSESİ VAR"
Yavuz Selim Demirağ, "Bu örgütün özellikle bunun araştırılması bunlarla mücadeledeki psikolojik olarak çok önemsiyorum. O kadar çok cinsel istismar var ki. Ve aile içindeki ensest ilişkiler gibi bunlar saklanıyor. Bunlarla ilgili de keşke farklı bir araştırma yapılsa, farklı bir komisyon kurulsa. İnanıyorum ki benim bildiğim tespit edebildiğim 40-50 hadise var. Bu örgütün içindeki cinsel istismar konusunun önemle yalvarıyorum size bu çetenin ağına düşmüş ortaokullu, ilkokullu çocuklarımız var. Bu çocukları kurtarmak için bu konunun üzerine ısrarla gidilmesi düşüncesindeyim" dedi.
CHP'li Mahmut Tanal öz abisini aşağıladı

Abisi Ak Parti'ye üye olan CHP'li Mahmut Tanal onu 'okur yazar olmaması' üzerinden aşağılamaya kalktı. Bununla yetinmeyen Tanal öz abisinden "Bahsedilen kişi" olarak söz ederken "Haber değeri yok" ifadelerini kullandı
CHP'li Mahmut Tanal'ın abisi Mehmet Hanifi Tanal Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesinde bugün Ak Parti'ye üyelik için başvuru yaptı. Başvurusu Genel Merkez tarafından inceledikten sonra partiye kabul edilen ve resmen üye olan Tanal hakkında CHP'li kardeşi yakışıksız ifadeler kullandı.
FETÖ'YE KALKAN, AĞABEYE DÜŞMAN!
FETÖ'nün kapatılan ve kayyum atanan kuruluşlarının önünde adeta kalkan olan Mahmut Tanal'ın kendi öz ağabeyine karşı merhamet ve saygıdan yoksun bir tavır sergileyen Tanal abisinin AK Parti'ye üye olmasıyla ilgili olarak okur yazarlık üzerinden hakaret etti.
"OKUR YAZAR DEĞİL, HABER DEĞERİ YOK!"
Abisinden "bahsedilen" sıfatı ile söz eden CHP'li Mahmut Tanal, "O konuda bilgim yok. Bahsedilen ağabeyim, okur yazar değil. Yani onun haber değeri ne kadar var, ben onu bilemem" ifadelerini kullandı.
VEKİL OLDUĞUNDAN BERİ GÖRÜŞMEMİŞ!
Hanifi Tanal üye olmadan önce yaptığı açıklamada kardeşi Mahmut'un CHP Milletvekili olduktan sonra kendisiyle hiç görüşmediğini belirtti.
Sabah.com.tr
Kazakistan yönetimi FETÖ okullarına el koydu

Fetullahçı Terör Örgütü, en güçlü olduğu ülkelerin başında gelen Kazakistan'da büyük bir şok yaşıyor. Kazakistan yönetimi FETÖ okullarına el koyarken mütevelli heyeti başkanlığına Başbakan Yardımcısı İmangali Tasmagambetov atandı. FETÖ okullarının adı değişirken örgüt ile bağlantılı öğretmenlerin sınır dışı edileceği öğrenildi.
Kazak Türk Eğitim Vakfı KATEV, Kazakistan'daki FETÖ okullarının adının değiştirileceğini bildirdi. Kazakistan Cumhuriyeti Bağımsızlığının 25. Yıldönümü'ne denk getirilerek FETÖ okullarının adı, "Bilim İnovasyon Liseleri" olarak değişecek.
ÖĞRENCİ VE VELİLER KARARI DESTEKLİYOR
Bu kararın FETÖ ile birlikte anılmak istemeyen lise öğrencileri, ve veliler tarafından desteklendiği bildirildi.
Mütevelli Heyeti başkanlığına Başbakan Yardımcısı İmangali Tasmagambetov atandı. Eğitim ve Bilim Bakanı Erlan Sagadiyev de Heyet'te üye olarak yer aldı.
FETÖ'CÜ ÖĞRETMENLER SINIR DIŞI EDİLECEK
Kazakistan'da 27 FETÖ okulu bulunuyor. Mütevelli heyeti üyelerinin Kazak olduğu FETÖ okullarında görev alan öğretmenlerin de bu okullarda çalışmasına izin verilmeyeceği ve ülkeden gönderileceği belirtiliyor.
FETÖ'NÜN ORTA ASYA İMAMI ORHAN İNALDI BİR SÜREDİR KAZAKİSTAN'DAYDI
FETÖ'nün Orta Asya imamı olan Orhan İnaldı, uzun süredir Kazakistan yönetimi ile FETÖ okullarının kapatılmaması için görüşmeler yapıyordu. Kırgızistan vatandaşlığına geçerek, Kırgızistan pasaportu ile sık sık ABD'ye giden Orhan İnaldı, Türkiye'den firar eden FETÖ'cüleri bu ülkeye yerleştiriyordu.
Kaynak: Sabah.com.tr
Hakan Şükür'ün istifa dilekçesini FETÖ'nün 'Basın imamı' yazmış

Tokat'ta Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkartılan, kapatılan Zaman Gazetesi yazarı Süleyman Sargın'ın 'basın imamı' olduğu ve Hakan Şükür'ün AK Parti'den istifa dilekçesini yazdığı ileri sürüldü.
Tokat'ta 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma devam ediyor. Yürütülen soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan şüphelilerin beyanları üzerine geçen hafta örgütün üst düzey yöneticilerinden 13 kişi hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı.
Aralarında darbe girişiminden 15 gün sonra yurt dışına kaçtığı açıklanan örgütün Türkiye polis imamı 'Cemal' kod adlı T.S. ile birlikte en dikkat çeken isimlerden biri de Başsavcılık tarafından T.S.'den önce bu görevi yürüten ve yurt dışına kaçtığı belirtilen S.S. oldu.
SARGIN DA YURTDIŞINA KAÇMIŞ
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafında S.S. rumuzuyla belirtilen kişinin, kapatılan Zaman Gazetesi yazarı ve Irmak TV Genel Müdürü Süleyman Sargın olduğu öğrenildi. Sargın'ın darbe girişiminden sonra yurt dışına kaçtığı açıklandı. Ayrıca örgütün 'basın imamı' olduğu öğrenilen Sargın'ın, ABD'de bulunan AK Parti eski Milletvekili Hakan Şükür'ün partisinden istifa ettiği dönemdeki dilekçesini yazdığı öne sürüldü. Soruşturma sürüyor.
Denizli Valisi: Bir kurbanda 3 milyon!

Denizli’de, FETÖ/PDY'ye para aktardıkları ve kurban etlerini Afyonkarahisar’daki sucuk fabrikasına sattıkları ileri sürülen şirketin vurgunu da ortaya çıkmaya başladı. Denizli Valisi Ahmet Altıparmak, sosyal medyada firmaların bir kurban bayramında 3 milyon TL elde ettiklerini açıkladı.
Denizli'de, FETÖ/PDY tarafından kurulduğu belirlenen iki yemek şirketinin vatandaşlardan aldığı kurbanları Afyonkarahisar'daki sucuk fabrikasına sattığı, ayrıca şirketin kendi çalışanlarından her ay düzenli para aldıkları ortaya çıkmıştı. Konuyu sosyal medya hesabından paylaşan Denizli Valisi Ahmet Altıparmak, "Bir Kurban Bayramında sadece Denizli'den FETÖ'ye verilen kurbanlardan Afyon'da sucuk yapılanların fatura bedeli 3 milyon TL. Olay mahkemede" dedi.
ESKİ GÜNLER İÇİN DUA!
Şirkete yapılan operasyonda dün 16 kişi mahkemeye sevk edilmişti. Mahkemede ifadeleri alınan 16 şüpheliden 8'i tutuklanmış, 8'i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. FETÖ tarafından kurulan ve 3 yılda bir 'cemaat' tarafından değiştirilen şirket yöneticilerinin 17-25 Aralık'tan sonra örgüt lideri Fethullah Gülen'e bir şey olmasın diye kurban kestiği ve 'Gülen'e bir şey olmasın' 'beddualar yerini bulsun' 'hizmet hareketi eski günlerine geri dönsün' diye dua edildiği ileri sürülmüştü
DHKP-C davasında Dilek Kaya serbest bırakıldı

İstanbul Sultanahmet'teki Turizm Polisi Şube Müdürlüğü önündeki nöbetçi kulübesine düzenlenen intihar saldırısında adı gündeme gelen ve 'canlı bomba' şüphesiyle aranırken, Şanlıurfa'da telefon kulübesinde yakalanarak tutuklanan Dilek Kaya, yargılandığı davanın ilk duruşmasında, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Terör örgütü DHKP-C üyesi olduğu ve 'canlı bomba' şüphesiyle aranırken, geçen 16 Şubat'ta, Şanlıurfa'da ankesörlü telefon kulübesinde görüşürken, Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince yakalanan Dilek Kaya, tutuklanarak Gebze'de cezaevine konuldu. Dilek Kaya'nın yargılanmasına Şanlıurfa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
BİR SONRAKİ DURUŞMA 2017'DE
Bugün ilk kez görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Dilek Kaya, Gebze'den jandarma eşliğinde mahkemeye getirildi. Avukatı Behiç Aşçı'nın da katıldığı duruşmada ilk kez ifade veren Dilek Kaya, her hangi bir eylemde yer almadığını ve almayacağını söyleyip hakkındaki suçlamaları reddetti. Mahkeme heyeti, Kaya'nın tutuksuz yargılanmasına karar verip duruşmayı 7 Şubat 2017'ye erteledi. 245 gün tutuklu kalan Dilek Kaya, tahliye işlemleri için Gebze'ye götürüldü.
'Cumhurbaşkanı FETÖ'ye karşı tek başına mücadele verdi'

Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, FETÖ ile mücadelede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yalnız bırakıldığını belirterek, "2012'den bugüne kadarki dönemde, FETÖ'ye karşı şimdiki Cumhurbaşkanı tek başına mücadele veriyor. 15 Temmuz öncesindeki süreçlerde Cumhurbaşkanın bazı konularda yalnız bırakıldığı kanaatindeyim" dedi.
Bursa'da katıldığı bir toplantıda konuşan Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, soruları yanıtladı.
'CUMHURBAŞKANI TEK BAŞINA MÜCADELE VERİYOR'
Kritik süreçlerdeki siyasi sorumluluklarının tartışılamayacağını belirten Başbuğ, "2012'den bugüne kadarki dönemde, FETÖ'ye karşı şimdiki Cumhurbaşkanı tek başına mücadele veriyor. 15 Temmuz öncesindeki süreçlerde Cumhurbaşkanın bazı konularda yalnız bırakıldığı kanaatindeyim. Tek başına mücadele verdi. FETÖ tehtidinin Türkiye'den silinmesi lazım. Bu tehditin ortadan kaldırılması lazım" dedi.

Erdoğan ve Putin ile o konuda mutabakata vardılar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün muhtarlarla yaptığı toplantıda Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile yaptığı telefon görüşmesine değindi. Erdoğan bu görüşmede, "El Nusra'yı Halep'ten çıkarmak ve Halep halkının bu noktadaki huzurunu sağlamak için bir çalışmanın içerisinde olalım' diye aramızda böyle bir mutabakatı görüştük" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Muhtarlar Toplantısı'nda Putin ile yaptıkları telefon görüşmesini aktardı. Erdoğan, Rusya Federasyonu Başkanı Putin'le yaptığı telefon görüşmesinde "Görüşmede Halep'i konuştuk. Saat 22.00 itibarıyla orada hava bombardımanlarını durduklarını ifade ettiler. El Nusra'nın orayı terk etmesi noktasında kendilerinin ricaları oldu. Arkadaşlarımıza bu konuda gerekli talimatı verdik, onlar da bu çalışmayı yapmak suretiyle, 'El Nusra'yı Halep'ten çıkarmak ve Halep halkının bu noktadaki huzurunu sağlamak için bir çalışmanın içerisinde olalım' diye aramızda böyle bir mutabakatı görüştük." açıklamasında bulundu.
"GÜVENLİ BÖLGE PROJESİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
"Bölgede etkin olan ülkeler Türkiye'nin bu hakkına saygı göstermek zorundadır. Biz bu ülkelerle sınırdaş olacağız sınırı olmayanlar istediği gibi kesecek biçecek istediği elbiseyi yapacak. Biz kendi istiklalimizi korumak için mücadeleyi nerede yürümemiz gerekiyorsa yapacağız. Hava unsurlarımızın operasyonlara katılması konusunda koalisyonla anlaştık. Suriye'de 5 bin km'lık terörden arındırılmış güvenli bölge projesisini hayata geçireceğiz."
"HALEP İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ"
"Dün akşam sayın Putin'le görüştüm. Halep'i konuştum. Saat 22.00 itibariyle hava bombardımanını durdurduklarını söylediler. Kendilerinini bizden bir ricası oldu. El Nusra'yı Halep'ten çıkarma konusunda aramızdaki bu mutabakatı konuştuk. Halep'i kendimizden ayrı görmedik göremeyiz. Halep nerenin sınırı Kilis, Gaziantep. Halep'te bir göç başlarsa nereden bakarsanız bakın en az 1 milyon insan Türkiye'ye gelecek. Bunun bedelini biz ödeyemeyiz. Bunu tahrik edenler Türkiye ile masaya oturup konuşmak zorundadır. Ah canım Halep! Güzel Halep! Ne hale geldi. Artık orada taş taş üzerinde kalmadı. Halep'i iyi bilen bir insan olarak içimiz kan ağlıyor. Halep'te kalıcı güven için üzerimize düşeni yapacağız.
İsrail'in esir aldığı Orhan Buyruk Sabah.com.tr'ye konuştu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 28 Eylül'den bu yana İsrail'de tutuklu bulunan 15 Temmuz Gazisi Orhan Buyruk'un serbest bırakıldığını açıkladı. 40 kişilik bir grupla turistlik amaçlı Kudüs'e giden 15 Temmuz Gazisi Orhan Buyruk İsrail'in kendisine uyguladığı işkenceyi ve 20 günlük esareti Sabah.com.tr'ye anlattı.
28 Eylül'den bu yana İsrail'de tutuklu bulunan 15 Temmuz Gazisi Orhan Buyruk serbest bırakıldı. Orhan Buyruk İsrail'in kendisine uyguladığı işkenceyi ve 20 günlük esareti Sabah.com.tr'ye anlattı.
Eylül ayının 28'inde Mescidi Aksa'ya ziyaret ve ibadet amacıyla turistik bir gezi gerçekleştiren Türk vatandaşı Orhan Buyruk İsrail güçleri tarafından gözaltına alınarak özgürlüğü kısıtlanmıştı. Giriş izni verdikten sonra, Orhan Buyruk'u 'Ajanlık' suçlamasıyla gözaltına alan İsrail makamları 2 kez mahkemeye çıkarılmasına ve bir delile ulaşılamamasına rağmen söz konusu iddia ile gözaltı süresini uzatmıştı.
İŞTE İSRAİL'İN ESİR ALDIĞI ORHAN BUYRUK'UN SABAH.COM.TR'YE ÖZEL AÇIKLAMALARI...
İsrail yetkilileri 20 gün boyunca ajanlıkla suçladılar, Küdüs ve Filistin için yaptığımız yardım çalışmaları ve Kudüs'teki işgalin sonlandırılması için katıldığım eylemlerden dolayı 20 günlük esarette aralıksız 30-40 saat süren sorgular sürdü.
KÜFÜR VE HAKARET
Psikolojik işkencenin hat safhada olduğu sorgularda hakaret ve küfürlere maruz kaldım. Esaret süresinde saatin kaç olduğunu gece veya gündüz ayrımını yapamıyordum. 20 günün ardından gün yüzünü ilk kez serbest bırakıldığımda gördüm.
MAHKEMEYE ÇIKMAK İÇİN HAZIRLANIYORDUM...
Bu sabah mahkeme olacak diye hazırlık yapılırken dışarı çıktığımda Büyükelçilik yetkilileri beni karşıladı ve özgürlüğüme kavuştum. Esaretten kurtulmam için çaba sarf eden Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Başbakan ve Dışişleri Bakanı'na teşekkür ediyorum.
Kaynak: Sabah.com.tr
Hakan Şükür "turuncu" listede

Eski milletvekili Hakan Şükür'ün, MİT tarafından deşifre edilen ByLock uygulamasını kullananlar arasında bulunduğu öğrenildi - ByLock'u aktif olarak kullandığı belirtilen Şükür, hazırlanan listede "turuncu" kategoride yer alıyor
Eski milletvekili Hakan Şükür'ün, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin kullandığı ve MİT tarafından deşifre edilen ByLock kullanıcıları arasında bulunduğu ve hazırlanan listede "turuncu" kategoride yer aldığı tespit edildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ mensuplarının tespitinde önemli bir kriter olarak görülen ByLock uygulamasına ilişkin çalışmalar devam ederken, MİT tarafından hazırlanan listede yer alan isimler de gün ışığına çıkıyor.
AKTİF OLARAK KULLANIYORMUŞ!
Eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür'ün de ByLock uygulamasını aktif olarak kullananlar arasında bulunduğu öğrenildi.
Uygulamanın MİT tarafından deşifre edilmesinin ardından hazırlanan ve aktif kullanım durumuna göre, "kırmızı", "turuncu" ve "mavi" şeklinde renk gruplarına ayrılarak hazırlanan listede Şükür'ün adı, "programı indiren ve normal yoğunlukta kullananların" bulunduğu "turuncu" kategoride yer alıyor.
Söz konusu listede "kırmızı" kategoride programı indiren ve çok yoğun kullanan, "mavi" kategoride ise programı indirip az kullanan örgüt üyeleri bulunuyor.
HALA ABD'DE
17-25 Aralık süreci öncesinde AK Parti'den istifa eden ve bağımsız milletvekili olarak TBMM'de yer alan Şükür'ün, 19 Kasım 2015'te Atatürk Havalimanından yurt dışına çıktığı belirlenmişti.
ABD'nin Kaliforniya eyaletine gittiği tespit edilen Şükür, "kaçtığı" yönündeki iddialar üzerine sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda, "spor akademisi kurmak için ABD'ye geldiğini" ifade etmişti.
Antalya'da şafak baskını: 50 gözaltı

Antalya’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 50 kişi gözaltına alındı.
Darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Grup Amirliği ekipleri, sabah saatlerinde FETÖ üyelerine yönelik operasyon düzenledi. Operasyonda aralarında kadınların da olduğu 50 kişi gözaltına alındı.
Sabah saatlerinde Sanayi Polis Merkezi Amirliği'ne getirilerek kimlik işlemleri yapılan şahıslar daha sonra sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Gözaltına alınan şahısların örgütün gizli haberleşme ağı Bylock kullandığı bildirildi.
Özkök: İnandığımız için çok çektik

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, 15 Temmuz'daki FETÖ'cülerin Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na geldi......
Hilmi Özkök darbe komisyonunda konuştu
15 Temmuz'u Araştırma Komisyonu Hilmi Özkök'ün açıklamalarını dinledi.

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü dinledi.
"HARP OKULUNDAYKEN NAMAZ KILARDIK"
Komisyonda konuşan Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök şu ifadeleri kullandı;
"Biz harp okulundayken namaz kılardık. Her terhis olan devrem mevlid okuturdu kışlada, şerbet dağıtırdı. Ama bu kullanıldı. Biz görevde iken dini konuların tamamen ayrı tutulmasını isterdik.
"İNANÇLI OLDUĞUMU SAKLAMADIM"
Ben de inançlı bir insan olduğumu hiçbir zaman saklamadım; onun için de başıma çok sıkıntılar geldi. Ama bir defa makamımda namaz kılmamışımdır, kimse de görmemiştir. O ayrı, o ayrı.
"UYARDIK"
FETÖ'ye karşı hükümeti 2004 yılında MGK kararıyla uyardık. Hükümeti kesin olarak bilgilendirdik ve durum iyi değil dedik. Orada bir karar alındı. Ona icra planı denildi. Hükümete tavsiye ediyor MGK bunu. Ne yapılıyor diye izledik, açıkça söyleyim pek fazla bir şey yapıldığını görmedik. Biz gene her toplantıda irtica ve bu örgütlerin tehlikesine dikkat çeken konuşmaları MGK'da kuvvet komutanları da var biliyorsunuz her zaman dile getirdik.
Duyduklarımızı her zaman elimizden geldiği kadar yaptık. Ama kaynağı nüfuz etmemiz mümkün olmadı. Hep bildiğimiz şeyi böylece hepimiz birlkte teklif ettik. Bir fikir birliği yapılmış olarak gidiliyor MGK'ya. Sonrasında bizim elimizde olan bir şey değil. Sonra 2006 yılında emekli oldum."
Meclis Komisyon üyeleri, 15 Temmuz'daki darbe girişimi ile eski Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök'ü dinledi.
Emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök şunları söyledi:
"Biz harp okulundayken namaz kılardık. Her terhis olan devrem mevlid okuturdu kışlada, şerbet dağıtırdı. Ama bu kullanıldı. Biz görevde iken dini konuların tamamen ayrı tutulmasını isterdik. Ben de inançlı bir insan olduğumu hiçbir zaman saklamadım; onun için de başıma çok sıkıntılar geldi. Ama bir defa makamımda namaz kılmamışımdır, kimse de görmemiştir. O ayrı, o ayrı"
Darbe öncesi Ankara semalarında darbe keşfi

Darbecilerin, darbe girişiminden birkaç gün önce “tazeleme” adı altında havalanıp keşif uçuşları yaptığı belirlendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ'cü darbe girişimine ilişkin yürüttüğü soruşturma konularından biri de darbe girişiminde aktif kullanılan helikopterlerin üssü Kara Havacılık Okulu. Söz konusu okuldan 15 Temmuz gecesi kalkan askeri helikopterler MİT Müsteşarlığı, Genelkurmay, Jandarma Genel Komutanlığı ve TRT civarında bomba yağdırmış, halka ve polislere makineli tüfek atışı yapmıştı. Helikopterler gece boyu da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar başta olmak üzere üst düzey komutanların Akıncı Üssü'ne nakli ile mühimmat ve asker sevkıyatı yapmıştı. Soruşturmada cuntacı pilotların darbe girişiminden birkaç gün önce "tazeleme" adı altında havalanıp keşif uçuşları yaptığı belirlendi. Bu uçuşların Özel Kuvvetler Komutanlığı, Özel Harekât Daire Başkanlığı, Emniyet Havacılık Daire Başkanlığı ve TÜRKSAT üzerinde yoğunlaştığı ortaya çıktı. Bir subay ifadesinde, "13 Temmuz gecesi komutanımız Uğur Kapan'ı (Akar'ı Çankaya Köşkü'ne götüren komutan) gördük. Yanında birliğimizden olmayan pilotlar Mustafa Cin, Muzaffer Kartopu ve Gökhan Çiçek de vardı. Birlikte tazeleme uçuşu yapacaklarını söylediler. Bu bana garip geldi" dedi. (Habertürk)
1.5 milyon Musullu için korkunç gerçek!

Musul sakinleri, Irak ve Kürt güçleri çevre köyleri ele geçirerek kente doğru ilerlemelerini sürdürürken, DEAŞ'ın sivilleri canlı kalkan olarak kullanmaya başladığını söylediler.
Reuters'ın haberine göre, telefonla bağlantı kurulan Musul sakinleri, koalisyon güçlerinin daha kente 20 ilâ 50 km uzakta olmaları nedeniyle, 100 kadar ailenin kentin saldırılara en açık güney ve doğu kesimlerinden merkeze taşındıklarını söyledi.
DEAŞ militanlarının kentten ayrılmak isteyenlere engel olduklarını söyleyen Musul sakinlerinden biri de, militanların sivilleri kendilerinin kullandığı ve yeni boşalttığı binalara gönderdiklerini söyledi.
DEAŞ İNSANLARI CANLI KALKAN OLARAK KULLANMAYA BAŞLADI
Musul üniversitesi yakınlarında oturan Ebu Mahir adlı Musullu, "Belli ki DEAŞ insanları canlı kalkan olarak kullanmaya başladı çünkü aileleri hedef olması muhtemel binalara yerleştiriyorlar" dedi.
HALK MUSUL'DAN AYRILAMIYOR
Washington'a ABD savunma bakanlığı sözcüsü Jeff Davis de sivillerin canlı kalkan olarak kullanıldığını bildiklerini söyledi. "Bu birkaç haftadır devam ediyor, sivillerin kentten çıkmalarının zorla engellendiğini ve Musul'dan ayrılamadıklarını biliyoruz" dedi.
MUSUL'UN ÇEVRE KÖYLERİNDEN KAÇIŞ BAŞLADI
KİMYASAL SİLAH KULLANILMASINDAN ENDİŞE DUYULUYOR
Musul'da halen 1.5 milyon nüfus var. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) İslam Devleti militanlarının on binlerce kent sakinini canlı kalkan olarak kullanabileceğini bildirdi. IOM, daha önce Iraklı Kürt güçlere karşı kimyasal silah kullandıkları bilinen örgütün, yine bu silahlarla saldırmasının olası olduğunu belirtti.
YORUMLAR