Giriş Tarihi: 19.9.2016 08:45 Güncelleme Tarihi: 19.9.2016 10:11
Erdoğan: Şimdi haklıymışsınız diyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD gezisi öncesinde Suriye'de DAEŞ ve PYD ile mücadeleye ilişkin önemli mesajlar verdi.

Açıklamasında Tel Abyad'ın yer Arapların yerleşim bölgesi olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, DAEŞ'in zamanla elde ettiği yerleri PYD/YPG'ye bıraktığını, hedefin Haseke ile Afrin'in bütünleşmesiyle Akdeniz'e açılmak olduğunu söyledi.
Gaziantep olayından sonra 'artık yetti' dediklerini ifade eden Erdoğan ABD'ye, Rusya'ya "Biz Münbiç operasyonunda 'PYD/YPG olmayacak' dedik" diye konuştu.
Erdoğan şunları söyledi:
"15 GÜNDE İŞ BİTTİ"
"Burası Araplara ait olmasına rağmen PYD/YPG ait göstermek istediler. 3-4 ay sürer dediler, 15 günde iş bitti. Ne oldu? 'Haklıymışsınız' diyorlar. Haklı olmak bir şey getirmiyor. Bölgeyi bilen biziz, bizi dinleyin. NATO'da birlikteyiz, stratejik ortaklığımız var. El ele verelim bu pisliği temizleyelim. Bizim, buraları tehdit unsuru olmaktan çıkarmamız gerekiyor".

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, ÖSO mensuplarnın ABD'li askerleri kovmasına ilişkin soruya "Özel kuvvetler ÖSO tarafından istenmedi. ÖSO'ya yönelik ABD'li yetkililerin davranışları süreci bu yöne itti. Bizim yetkililerimiz, bizim özel kuvvetler mensuplarımız 30 kadar ABD'li özel kuvvetleri oradan çıkardı" yanıtını verdi.
Erdoğan: Askerlerimiz ABD'li özel kuvvetleri oradan çıkardı VİDEO
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"TÜM DEVLETLERİN KATILMASI BEKLENİYOR"
"BM'nin 71'inci genel kurul görüşmelerine katılmak için arkadaşlarımızla birlikte New York'a hareket edeceğiz. Tüm ülkelerin devletlerin katılması bekleniyor. Katılımcı ülkelerinin birçoğu devlet başkanları, dışişleri bakanları nezdinde katılıyor. Sayın Veysi Kaynak, Bekir Bozdağ, Fatma Betül Sayan, Ömer Çelik, Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekci, Berat Albayrak ve milletvekillerimiz eşlik ediyor.
20 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu'na hitap edeceğim. Konuşmamda Türkiye'nin BM'deki aktif rolüne vurgu yaparak, terörle mücadele, mülteci sorunu ve tabiiki 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirme durumunda olacağım. Bunu gerek genel kurulda, gerekse ikili görüşmelerde paylaşacağım.
OPERASYONLAR
Türkiye bir taraftan 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sararken bir taraftan Fırat Kalkanı operasyonunu yürütüyor. Sınırlarımızda FETÖ, DAEŞ ve uzantılarına karşı başarılı operasyonlar yapıyoruz. İşin Suriye, Irak, her ne kadar bu coğrafyada gerçekleşiyorsa PKK'yı zikretmeden geçmek mümkün değil.
Genel Kurul'a hitabım 15 Temmuz darbe girişimi teşebbüsü ve 241 kişinin kanını döken FETÖ'nün dünyaya anlalatılması için vesile olacaktır. Dostlarımızı uyarmaya devam edeceğiz. Örgütün inine girmeye devam edeceğiz. Dünyanın hiçbir ülkesi, bölgesi FETÖ için güvenli bir sığınak değildir. Konuşmamda, BM yapısındaki sorunları, 'Dünya 5'ten büyüktür' dediğimiz reform ihtiyacını yineleyeceğim.
Düzenlenecek üst düzey toplantılarında ABD Başkanı Obama tarafından düzenlenecek toplantılarda mültecilere yönelik yardımlar görüşülecek"
“15 Temmuz’da gaza bilincimizi gösterdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini canı pahasına engelleyen Türk milletinin gaza bilincini tüm dünyaya bir kez daha açıkça ilan ettiğini söyledi
Bugün 19 Eylül Gaziler Günü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e mareşal rütbesi ve gazi unvanının verilmesinin 95'inci yıldönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir mesaj yayımladı. Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: "Bu millet, gazi millettir. Bu vatan şehitlerin ve gazilerin bizlere emanetidir. Bu millet 15 Temmuz'daki darbe girişimini canı pahasına engellemesi ve iradesine sahip çıkmasıyla, gaza bilinci bir kez daha gösterdi. Medeniyetimizin en mümtaz vasıflarından olan gaza inancı, bize 1071'de Anadolu topraklarını verdiği gibi Çanakkale'de, İstiklal Harbi'nde ülkemizin ve milletimizin ilelebet var olacağını dünyaya açıkça ilan etmiştir. Gaziler Günü'nü en içten duygularımla kutluyor, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum."

MİLLETİN YUMRUĞU
Başbakan Binali Yıldırım mesajında, "Gazilere hassasiyet göstermeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise "Tehditler karşısında kendilerini siper ederek mücadele eden gazilerimize borçluyuz. Gazilere şükranlarımı iletiyorum" dedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da "Millet demir yumruğuyla 15 Temmuz'daki ihanet girişimini ve aralarında işbirliği yapan bütün terör şebekelerinin hain saldırılarını ezdi. Şehitliğe niyet eden ve gazilik rütbesine yükselen kahraman gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum" ifadesini kullandı
ÖSO birlikleri EL Bab yolunda IŞİD'i temizleyecek
Fırat Kalkanı harekâtı kapsamında ÖSO’ya bağlı grupların El Bab’a ilerleyişi sürüyor.

Çobanbey’in doğusundaki büyük bölümün kontrolünü sağlayan muhalif güçler, Azez kırsalındaki terör örgütü IŞİD kontrolündeki Cekke, Baragidah, Tiral, Küçük Tiral, Büyük Tiral, Samandere, Yeni Yaban, Kefergan köylerine zırhlı ve topçu birliklerle operasyon başlattı.
HAVA HAREKATI VE TOPÇU ATIŞI VAR
Hava harekâtı ve tankların top atışlarıyla muhalifler karadan Savran, Akterin ve Dabık’ı ele geçirip El Bab’ı kuşatmayı hedefliyor. Diğer adı Mercidabık olan Dabık, Kefergan ve Savran alınırsa El Bab’a kısa sürede ulaşılacağı belirtiliyor.
Yerel kaynaklar, IŞİD militanlarının Hetimlet, Dabık, Savran ve Akterin bölgelerine çok sayıda patlayıcı ve mayın yerleştirdiğini, silah yığınağı ve savaşçı takviyesi yaptığını bildirdi.
IŞİD SURİYE'DEN SİLİNMİŞ SAYILACAK
IŞİD inancına göre, stratejik öneme sahip Dabık’ta kıyamet öncesi büyük bir savaş yaşanacak. IŞİD’in, Dabık’ı muhaliflerin kuşatmaması için bölgeye patlayıcı madde mayın yerleştirerek keskin nişancı ve mühimmat takviyesi yaptığı öğrenildi. Dabık muhalifler tarafından alınırsa Suriye’de IŞİD büyük güç kaybetmiş olacak ve El Bab’ın alınması kolaylaşacak. Türkiye sınırında IŞİD tehdidi de ortadan kalkmış olacak. Kilis’e roket mermilerinin atıldığı IŞİD mevzileri de muhaliflerin denetimine geçmiş olacak ve böylece Kilis, IŞİD’in menzilinden çıkacak.
FETÖ'cü hain askerleri bile bile ölüme göndermiş

Şırnak eski Tugay Komutanı vatan haini Tuğgeneral Ali Osman Gürcan’ın, askerleri bile bile ölüme gönderdiği ortaya çıktı.
15 Temmuz'daki kanlı darbe girişimiyle ilgili tutuklanan eski Şırnak Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın, 15 Nisan'da 17 askeri bile bile ölüme gönderdiği ortaya çıktı. Gürcan'ın, askerleri emniyetin risk haritasında 'el yapımı patlayıcı' bulunduğu belirtilen binaya soktuğu belirlendi. Kanlı darbe girişiminden 4 ay önce yaşanan bu olay sebebiyle çıkan tartışmada, emniyet personelinin Gürcan'a "hain" dediği öğrenildi.
FETÖ'NÜN "PARA KASASI" YAKALANDI
HARİTADAN SİLMİŞ
Eski Şırnak Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın ihanetinin FETÖ'nün darbe girişimine katılmakla sınırlı kalmadığı istihbarat raporlarına yansıdı. Raporlara göre, Gürcan'ın ihaneti 4 ay önce açığa çıktı. Şırnak'ta PKK'ya yönelik sürdürülen operasyonlar sırasında İsmetpaşa Mahallesi'ndeki bir bina, içinde 'el yapımı patlayıcı' bulunduğunun tespit edilmesi üzerine emniyetin risk haritasında 'P368' koduyla işaretlendi. Ancak Tuğgeneral Gürcan, binanın üzerindeki kodu operasyon haritasından sildi. Operasoyona katılan 17 asker ve Özel Harekat Timi'nde görevli bir grup polis, haritada riskli görünmeyen binaya girdiklerinde, PKK'lı teröristler daha önceden tuzakladıkları el yapımı patlayıcıyı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi. Kalleş saldırıda bir polis şehit oldu, 8 asker yaralandı.
FETÖ'cü hain askerleri bile bile ölüme göndermiş
HAİNLİĞİ YÜZÜNE SÖYLENDİ
Binanın üzerindeki risk kodunun operasyon haritasından silindiğinin fartedilmesi üzerine emniyet personeli le Tuğgeneral Gürcan arasında tartışma yaşandı. Operasyon Komuta Merkezi'nde yapılan toplantıda emniyet personeli, 'Neden bomba olduğunu söylediğimiz yere asker sokuyorsunuz. Ya çok büyük ihmal var ya da ikinci ihtimal hain olmaktır' dedi. Bunun üzerine Gürcan, bir daha emniyet görevlilerini toplantıya almadı. (Star)
İhanet şebekesine CIA şemsiyesi

Kanada Göçmenlik Kurumu’nda bulunan bir belgenin CIA’in FETÖ’cüleri koruma altına aldığı ve örgüt üyelerinin değişik ülkelere sığınma taleplerine referans olduğu ortaya çıktı.
Amerika'nın istihbarat teşkilatı CIA'nin 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan FETÖ örgütüne mensup üyelerine sahip çıktığı tespit edildi.
GÖÇ ETTİLER!
Kanada Göçmenlik Kurumu'nda bulunan bir belgede FETÖ-CIA ilişkisi resmen tescillendi. Belgeye göre Rusya'nın tüm kurumlarını kapatması üzerine buradaki örgüt üyelerinin Kanada'ya göçmen olarak sığındığı görülüyor.
CIA FETÖ'YE DÜNYANIN HER YERiNDE KALKAN OLUYOR
- Sığınma bürosunun hainler için bilgi istediği kurum Kanada'dabile değil!
- Düşünce kuruluşununverdiği bilgilere göre FETÖ'cüler masum gösteriliyor.
BİLGİLER DÜŞÜNCE KURULUŞUNDAN
- IRB'nin bilgilendirme yazısında en dikkat çeken nokta ise Kanada'nın resmi kurumunun ihanet şebekesi üyelerinin hakkındaki tüm bilgilerin ABD'de bulunan The Jamestown Foundation isimli düşünce kuruluşundan almış olduğu yer alıyor.
MAĞDUR GÖSTERİLİYORLAR
Sığınma bürosunun FETÖ'cüler için bilgi istediği kurumun ise Kanada'da yer almadığı belirtildi. Örgüt üyelerinin masum ve mağdur gibi gösterilen bilgiler veren isimlerin başında ise eski CIA Direktörü Michael V. Hayden, eski ABD'li Büyükelçi Matthew Bryza ve birçok ABD'li asker bulunduğu ifade edildi.
CIA, GÜLEN'İ NASIL KEŞFETTİ? MANUPÜLE İFADE
Amestown Foundation adlı düşünce kuruluşunun raporuna göre, FETÖ üyelerinin masum olduğu ve FETÖ'cülerin odaklandığı konuların eğitim, dinler arası ve kültürler arası diyalogdan ibaret olduğu yönünde ifadeler yer alıyor. Jamestown Foundation'in Kanadalı yetkilileri yanıltmaya yönelik verdiği bilgiler arasında FETÖ'nün okullarının Rusya'da "zorla" kapatıldığı ve kendileri hakkındaki tüm yargı kararlarının "siyasi nitelikli kararlar" olduğu gibi manupüle ifadeler içeriyor.
KANADA'YA SIĞINMA HİLESİ
Kanada Göçmenlik Kurumu'nun sitesindeki belgede 2008 yılında Rusya'daki FETÖ'cülerin Kanada'ya göçmen olarak sığınmaya çalıştıkları kaydedildi.
19 Şubat 2015 tarihli belgede, Rusya'dan Kanada'ya göçmen olarak gelmek isteyenler hakkında bilgi istendiği görüldü.
YER AÇMAYA ÇALIŞTILAR
Kanada'daki resmi kurum olan IRB'den örgüt üyelerinin neden Kanada'ya gelmek istedikleri hakkında bilgi talep edildiği bildirildi. Düşünce kuruluşunda yer alan eski CIA Direktörü Michael V. Hayden, ABD'nin Avrasya ve Türkiye uzmanı olan eski ABD'li Büyükelçi Matthew Bryza gibi isimlerin, Rusya'dan kovulan örgüt mensuplarına Kanada'da yer açmaya çalıştığı belirtildi. Söz konusu ABD'li diplomatların FETÖ mensubu üyelerinin Kanada'ya sığınması için Kanada Göçmenlik Bürosu'na yalan bilgiler gönderdikleri de açıkça ortaya çıktı. (Akşam)
"GÜLEN'İ 16 YAŞINDA MİT EĞİTTİ, MAAŞINI CIA ÖDEDİ"‘Bomba gübre’ye terör ayarı geliyor

TCK’da yapılacak değişiklikle patlayıcı yapımında da kullanılan amonyum nitratlı gübreyle yakalananlar ‘tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması veya el değiştirilmesi’ suçundan cezalandırılacak.
Adalet Bakanlığı, terör örgütlerince patlayıcı hammaddesi ve güçlendiricisi olarak kullanılan nitrat içeren gübrelerle ilgili cezaları artıran kanun tasarısını Başbakanlığa gönderdi. Tasarıyla yetkililerin izni olmaksızın bu tür maddelerin ithali, satışı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suç olarak düzenleniyor. Bu suçu işleyenler "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi" suçundan cezalandırılacak.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın talimatıyla Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK)değişiklik öngören tasarı Başbakanlığa gönderildi. Tasarı ile getirilen önemli bazı düzenlemeler şöyle:
En az 4 yıl
Tasarıya göre, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis öngören tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçunu düzenleyen TCK'nın 174. maddesindeki cezanın alt sınırı 3 yıldan 4 yıla çıkarılıyor. 174'ncü maddedeki, "maddelerin imalinde, işlenmesinde veya kullanılmasında gerekli olan malzeme ve teçhizatı ihraç eden" ibaresi, "maddeleri imal etmek, işlemek veya kullanmak amacıyla, gerekli olan malzeme ve teçhizatı ithal eden, ihraç eden, satışa arz eden, başkalarına veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden veya bulunduran" şeklinde değiştiriliyor. Böylece patlayıcı hammaddesi ve güçlendiricisi amonyum nitrat gibi maddeleri yetkililerden izin almaksızın başkalarına veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden veya bulunduranlar da aynı ceza ile cezalandırılacak.
Dolandırıcı yanacak
Tasarı ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun basit halinin cezasının alt sınırı 1 yıldan 2 yıla, 158. maddesinde düzenlenen nitelikli halinin cezasının alt sınırı 2 yıldan 3 yıla çıkarılıyor. Tasarıyla ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyenler hakkında 5271 sayılı CMK'nın iletişimin tespiti ve teknik takibi düzenleyen 135 ve 140. maddelerinde yer alan koruma tedbirleri uygulanabilecek. Tasarıyla, failin kendisini; polis, hâkim, savcı, banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması, bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söyleyerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemesi halinde de en az 4 yıl hapis cezası verilecek.
Aynı tasarıda TCK'nın 179. maddesindeki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun cezasının alt sınırı 1 aydan 3 aya çıkarılırken, 228. maddedeki kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçunun alt sınırı 1 aydan 1 yıla, üst sınırı ise 1 yıldan 3 yıla çıkarılıyor. Aynı suçun adli para cezasının alt sınırı da 5 gün yerine 200 gün olarak belirleniyor.
Çocuğa cinsel istismarda kademeli ceza
Tasarıda TCK'nun 103. maddesinde düzenlenen çocuğun cinsel istismarı suçuyla ilgili olarak kademeli bir ceza verilmesi öngörülüyor. Tasarıya göre 103. maddenin birinci fıkrasının "Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir" şeklindeki birinci ve ikinci cümlelerinden sonra gelmek üzere "Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz" hükmü getiriliyor. Aynı maddenin ikinci fıkrası da, "Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, onaltı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza onsekiz yıldan az olamaz" şeklinde yeniden düzenleniyor. Tasarı ile mağdurun 12 yaşından küçük olması durumunda; sarkıntılık suçunun alt sınırı 3 yıldan 5 yıla, tasaddi suçunun alt sınırı 8 yıldan 10 yıla, nitelikli cinsel istismar suçunun altı sınırı 16 yıldan 18 yıla çıkarılıyor. (Milliyet)
Ahmet Keleş: CHP ve MHP’de uyuyan hücreler var

“MHP ve CHP içerisinde, başkalarının hiç hayal edemeyeceği yerlerde, örgütün en sağlam üyeleri yıllardır kendilerini belli etmeden bulunuyor.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan FETÖ çatı iddianamesinde yer alan ifadelerde örgütün MHP'nin yanı sıra CHP içerisinde de elemanlarının olduğu iddia edildi. İddianamede tanık olarak ifadesine başvurulan ve bir dönem örgüt içerisinde aktif rol oynayan Ahmet Keleş, örgütün MHP ve CHP'ye sızmasıyla ilgili dikkat çeken bilgiler verdi.
Keleş, MHP ve CHP içerisinde bulunan örgüt üyelerini yönlendiren kişinin KPSS şüphelisi Şerif Ali Tekalan olduğunu söyledi. İddianamede Keleş, Şerif Ali Tekalan'ın gidemediği durumlarda FETÖ'nün veliahdı olarak addedilen Mustafa Özcan'ın Tekalan'ın 'selamı' ile gidebildiğini ifade etti.
Keleş, "MHP ve CHP içerisinde, başkalarının hiç hayal edemeyeceği yerlerde örgütün en sağlam üyeleri yıllardır kendilerini belli etmeden bulunuyor" diye konuştu.
Örgüt aleyhine yapılan operasyonlar kapsamında gözaltına alınan örgüt üyeleri için sosyal medyada CHP ve MHP'nin içindeki paralelcilerin boş durmadığı belirtilen iddianamede, "Kelepçede simgeleşen kara propaganda bu unsurlar tarafından da dillendirildi" ifadeleri kullanıldı.
AKŞENER'E ÖVGÜLER
İddianamede, örgüt elebaşı Fethullah Gülen'e ait notlarda MHP ve CHP'yle ilgili emirler verildiği görüldü. Notlarda Gülen'in CHP ve MHP'li bazı kişileri beğenmediğine yönelik sözler söylediği, Meral Akşener'e karşı inisiyatifi ele alan bir tavır sergilediği dikkat çekiyor: "Bunların içine MHP ve KCK'yı da koyarak beddua ettim. CHP ve MHP'nin içi bundan sonra iyice karışacak. CHP ve MHP'nin başındakiler ve etrafı olduğu gibi yabancı."
Bir başka notunda ise "CHP ve MHP'nin sözcüleri konuşurken Türkçeyi katlediyorlar, yaşlı insanlar, acuze-i şemta, çok sevimsiz insanlar" diyen Gülen, AK Parti'nin kuruluş aşamasında yer alan ancak son dakikada kurucular kurulunda yer almayarak bu hareketten ayrılan Meral Akşener'in AK Parti'ye alınmamasıyla ilgili de değerlendirme yapıyor. Gülen, eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'yu kastederek, "Meral Akşener'i alabilirdi, cazibesi olan kimseler. Ama onun yerine ne olduğu belli olmayan Aksu'yu getirdi. Meral Hanım da o olduğu için girmedi. İyi bir aile mensubu değil. O başbakan kimseyi dinlemiyor" ifadelerini kullandı. (Türkiye)
Cuntanın şalterini indiren emir

15 Temmuz’da Hava Kuvvetleri’nde “şalteri indirin” emriyle, darbenin ana karargahının devre dışı bırakıldığı ortaya çıktı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve Korgeneral Güneykaya darbenin ana karargahı Harekat Merkezinin şalterlerini indirme emri vererek, darbecilerin gözünü kör etti. Şalter inince, Harekat Merkezi felç oldu. Bilgisayarlar, radar ekranları kapandı, elektrikler gitti. Merkeze girişler elektronik kart okuyuculu olduğu için kapılar kilitlendi ve darbeci generaller dışarıya çıkamadı. Darbenin hava harekatını yönlendirecek komutanlar kapana kısıldı.
FETÖ'cü hainlerin kanlı darbe girişimi ile ilgili soruşturmalar derinleştikçe yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Darbe gecesi İstanbul'da Korgeneral Mehmet Şanvendi'nin kızının düğününde bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve diğer üst düzey komutanlar, düğün salonunda kurdukları karargahta darbeciler tarafından derdest edilene kadar verdikleri emirlerle darbenin seyrini değiştirdiler. İşte o gece yaşananlar: 15 Temmuz saat 19.06 sıralarında Ankara'daki Harekat Merkezi, Orgeneral Abidin Ünal'a, Genelkurmay Harekat Merkezi tarafından uçuşların kesildiği ve havadaki uçakların inmesi gerektiği talimatının geldiğini rapor etti. Uçuş yasağını duyan Ünal, Genelkurmay'ı aradı. Hulusi Akar'ın yaveri Levent Türkkan, 'Tamam görüştüreceğim sizi ama şu an müsait değil' diyerek oyaladı. Ünal, sorun olmadığını düşünerek Mehmet Şanver'in kızının Moda Deniz Kulübü'ndeki düğününe katıldı. Bu sırada Genelkurmay'ın "havadaki uçakların inmesi gerektiği" talimatı da yerine getirildi.
MODA'DA KARARGAH KURDULAR
Darbe girişimi haberini düğündeyken alan Ünal, düğündeki havacı generalleri toplayarak karargah kurdu, ardından da Akıncı Hava Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'i aradı. "Uçakların indirilmesi" talimatı verdiği Tuğgeneral Evrim'den, "Mecburum. Can güvenliğim yok" karşılığını alan Ünal, bunun üzerine, "Birinizin üssünden uçak kalkarsa Divan-ı Harplik olursunuz" dedi. Harekat Merkezi'nin emre itaat etmemesi üzerine devre dışı bırakılması kararlaştırıldı. YAŞ'ta korgeneralliğe terfi eden İsmail Güneykaya, o sırada mesaide olduğunu bildiği Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli astsubayı aradı. Trafonun yerini tarif eden Güneykaya, Hava Harekat Merkezi'nin şalterinin indirilmesi talimatını verdi. Astsubay, "Niye yapayım?" diye sorunca devreye Abidin Ünal girdi. Ünal'ın, "Güneykaya komutanın bütün emirlerini yerine getir" talimatıyla astsubay şalteri indirdi.
(ABİDİN ÜNAL)
MERKEZ DEVRE DIŞI KALDI
Şalter inince, Harekat Merkezi felç oldu. Bilgisayarlar, radar ekranları kapandı, elektrikler gitti. Merkeze girişler elektronik kart okuyuculu olduğu için kapılar kilitlendi ve darbeci generaller dışarıya çıkamadı. Darbenin hava harekatını yönlendirecek komutanlar Harekat Merkezi'nde kapana kısıldı. Telefonlar da kesilirken, çalışan 2 telefon kaldı. Ankara'daki Hava Harekat Merkezi devre dışı bırakılınca komuta Eskişehir'e verildi. Ancak Eskişehir'deki darbeci generallerin de böyle bir duruma karşı hazırlıklı olduğu ortaya çıktı. Eskişehir'in Hava Harekat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Recep Ünal'ın, akşam mesaiden ayrılırken nöbetçi subaylara, "Bir şey olursa bana haber verin, Albay İsmail Üner'e haber vermeyin" emri verdiği öğrenildi. Emir komuta Eskişehir'e verilince, üsse çağrılan da Tuğgeneral Ünal oldu. Ünal, bütün telefonlara kendisi baktı, darbe karşıtı bütün talepleri oyaladı. Bu arada nöbetçi subaylar, Eskişehir Harekat Merkezi Harekat Komutanı Albay İsmail Üner'i arayarak, "Komutanım bir acayiplik var, bilginiz olsun" bilgisini iletti. Hemen harekete geçen İsmail Üner, üsse gitti. Karşısında Üner'i gören Recep Ünal panikledi. Rahatsızlanan Recep Ünal, sık sık odadan ayrılmak zorunda kaldı. Gelen telefonlara o ana kadar Recep Ünal cevap verirken, bir ara Ünal odada yokken telefon çalınca İsmail Üner açtı. Korgeneral Mehmet Şanverdi, emir komutanın Eskişehir'de olduğu, kalkışmaya kalkanlarla ilgili gerekli işlemlerin yapılması talimatını verdi.
(İSMAİL GÜNEYKAYA)
KARŞI OPERASYON
Şanverdi'nin talimatının ardından Eskişehir Harekat Merkezi darbecilere karşı operasyon başlattı. Eskişehir'in emriyle pistlerin ışıkları karartıldı. Darbeciler inecek pist bulamaz hale getirildi. Darbeci uçakların kalkışları da pistlere araçların çekilmesiyle engellendi. Ankara'da darbecilerin elindeki Hava Harekat Merkezi'nin işlevsiz hale getirilmesi, Ana Jet Üs ve diğer meydanlardan uçak kalkışlarının önlenmesi, tüm yetkilerin Eskişehir'e devredilmesiyle birlikte darbenin hava gücü tamamen devre dışı bırakıldı. Darbeciler ise sabaha karşı teslim bayrağını çekmek zorunda kaldı. Darbecilerin kontrolünde kalkan en son uçak da saat 08.00'de indirilerek darbeci hava unsuru kalmadı.
POLLMARK'IN YAPTIĞI 15 TEMMUZ ANKETİNİN AYRINTILARI PAYLAŞILDI
PİST ENGELİ PES ETTİRDİ
Pistlerin karartılması ve araçlar çekilerek devre dışı bırakılmasının darbe girişiminin bastırılmasında büyük etkisi oldu. Kayseri'den kalkan 7 nakliye uçağı, Ankara'ya götürmek üzere alacağı 550 komando için Çardak'a gitti. Ancak Çardak pisti karartıldığı için üsse inemedi. Böyle olunca Kayseri Üssü Herakat Komutanı Albay Erhan Baltacıoğlu uçakların Kayseri'ye dönmesini istedi. Bu durumdan ve Albay Baltacıoğlu'ndan şüphelenen Eskişehir Harekat Merkezi Harekat Komutanı İsmail Üner, 7 uçağın emir komuta altına alınması suretiyle uçakları Malatya'ya indirdi. 7 nakliye uçağı Malatya pistini kapatınca burada havalanmaya hazır dört adet F-4 uçağı da havalanamadı. Yine Malatya Üssü'nden nakliye uçaklarının yeniden kalkışı da engellendi. Pisti karartılan hava meydanları arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan ATA'nın Atatürk Havalimanı'na gitmek üzere havalandığı Dalaman pisti de yer aldı. Dalaman pisti, Erdoğan'ı taşıyacak uçak kalkıncaya kadar bir başka uçağın inmemesi için karartıldı. Pist, üzerine araçlar çekilmek suretiyle kullanılamaz hale getirildi. Meydan Komutanı Albay Murat Çol, darbeci uçakların inişine izin vermediği gibi, Tümgeneral İdris Aksoy ve beraberindeki darbeci komutanların iki F-16'nın kalkışı için "pisti aç" baskısına rağmen kalkışlara izin vermedi. Yine 15 Temmuz gecesi boyunca Diyarbakır'dan Özel Kuvvetler'in uçak talebi karşılanmadı. (Yeni Şafak)

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor - CANLI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Program kapsamında 20 Eylül günü BM Genel Kuruluna hitap edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulda Suriye ve mülteci sorununun yanı sıra 15 Temmuz darbe giriişimi ile iligli konulara değineceğini açıkladı.
Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
Sayın Veysi Kaynak, Bekir Bozdağ, Fatma Betül Sayan, Ömer Çelik, Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekci, Berat Albayrak ve milletvekillerimiz eşlik ediyor.
Türkiye bir taraftan 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sararken bir taraftan Fırat Kalkanı operasyonunu yürütüyor. Sınırlarımızda da FETÖ, DAEŞ ve uzantılarına karşı başarılı operasyonlar yapıyoruz.
İnşallah terörle ve terör örgütleriyle mücadelemiz yeni boyutlar kazanarak devam edecek.
15 Temmuz darbe girişimi gözlerin bir kez daha Türkiye'ye çevrilmesine neden olmuştur. FETÖ'nün tüm dünya kamuoyuna düzgün şekilde anlatılması gerekmektedir. Her tarafta bu örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz.
FETÖ'NÜN İNİNE GİRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
FETÖ'nün tüm dünya kamuoyuna düzgün şekilde anlatılması gerekmektedir. Her tarafta bu örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz. Bu saatten sonra dünyanın hiçbir ülkesi FETÖ için güvenli bir sığınak değildir ve olmayacaktır.
Artık şu gerçeği tüm dünyanın idrak ettiğine veya edeceğine inanıyorum. Suriye sorunu sadece Suriyelilerin veya Suriye'ye komşu birkaç ülkenin meselesi değildir. Bu kriz sonuçları, diğer bölgelere yansımaları itibarıyla küresel bir boyut kazanmıştır. Suriye krizini meşruiyet ve adalet temelinde çözüme kavuşturma noktasında kaybedilen her saniye, her dakika Birleşmiş Milletler için utanç kaynağıdır.
New York'ta bulunacağım süre zarfında ikili görüşmelerim olacaktır. 21 ylül günü DEİK ile Destek ajansı tarafından düzenlenen akşam yemeğinde ABD'li yatırımcılarla biraraya geleceğiz.
ABD'NİN SURİYE ASKERLERİNİ VURMASI
ABD'li yetkililere bu durumu soracağız.
PYD BİNALARINA ABD BAYRAĞI ASILMASI
Terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz.
FIRAT KALKANI OPERASYONU
Bize diyorlar ki El Bab'a kadar neden iniyorsunuz? Biz dedik ki bölgeyi sınırlarımız için tehdit olmaktan çıkaracağız. Bu bölgeyi en iyi tanıyan biziz. Burada bizi dinleyin. El ele verelim. Buradaki pisliği temizleyelim.
13 Temmuz’da deşifre olunca takvimleri şaştı

15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden 2 gün önce mahkemeye gönderilen FETÖ çatı davası iddianamesindeki “FETÖ, devletin silahlı unsurlarını kullanabilecek proje bir örgüttür” ifadeleri dikkat çekti
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminden 2 gün önce tamamlanan çatı iddianamesi; Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) tamamen deşifre edildiğini, tasfiyesi için son aşamaya gelindiğini ortaya koydu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde; FETÖ'nün emrindeki polis, asker ve bağlantılı terör örgütleri kast edilerek, "Demokratik hukuk devletinin özelliklerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş, en geniş ve büyük katılımlı silahlı terör örgütlemesidir" denildi.
YURT DIŞINDA KURGULANDI
FETÖ'nün yurtdışında kurgulandığına ve bir proje olduğuna dikkat çekilen iddianamede şu tespite yer verildi: "Ekonomik, sosyal, kültürel, dini, idari, istihbari ve uluslararası boyutlara sahiptir. Din kisvesi ile gizli çıkar örgütleri üzerinden Türkiye ve İslam toplumlarını, içinden dönüştürmek için yurtdışında kurgulanmış bir yapıdır. Suç ve çıkar örgütlerinden farklıdır. Türkiye ve İslam'ı yeniden biçimlendirmek için kurgulanmış toplumsal, politik mühendislik projesidir."
28 ŞUBAT SONRASI KÜRESELLEŞTİ
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası ikinci aşamasını tamamlayan FETÖ'nün korkunç bir deve dönüşmesi ve terörizme giden üçüncü aşamasının ise 28 Şubat 1997'deki postmodern darbe sonrası gerçekleştiği kaydedildi. İddianamede, "Bu evrede Fetullah Gülen yurtdışına kaçmış, cemaatin söylemi değişmiş, evrensel, küresel ifadeleri kullanmaya başlamıştır. Gülen, Türkiye'deki milliyetçi, devletçi retorik yerine dinler arası diyalog, vatan kavramı yerine birtakım dini sembollerle ifade edilen seyyar vatan ve insan hakları kavramı etrafında küreselleşme konseptine uygun yeni bir söylem geliştirdi" ifadeleri kullanıldı. Devletin kılcal damarlarına sızan FETÖ'nün emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki yapılanması ile üzerinde hakimiyet kurduğu silahlı terör örgütlerinden yola çıkılarak asıl amacına da vurgu yapıldı. Adeta 15 Temmuz'a işaret edilen o tespitte, şöyle denildi: "Demokratik hukuk devletinin özelliklerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş en geniş ve en büyük katılımlı silahlı terör örgütlenmesidir. Amaçlarını gerçekleştirmek için silahlı terör örgütlerini kullanabilenkiralayan, devletin silahlı unsurlarını emelleri için kullanabilen, devlet kademelerindeki silahlı güçler aracılığı ile operasyonel sonuçlar elde edebilen bir örgütlenmedir."
'12 EYLÜL DARBESİYLE HAYAT BULDU'
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) asıl gelişiminin, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Türkiye'de serbest pazar ekonomisine geçilmesiyle başladığına işaret edildi. İddianamede, "Liberal politikaların uygulanması ile liberalizme uygun hoca profili olarak Fetullah Gülen ve cemaati kendini göstermiştir" denildi. FETÖ'nün "milli, yerli, İslam" fikrini güncelleyip, devletçi bir rota izlediği anlatılan iddianamede, şu ifadeler dikkat çekti: "Örgüt ikinci aşamada 'okullaşma' ve 'kamu kurumlarındaki kadrolaşma hareketini' tamamlamıştır. Bu dönemin ikinci yarısı, aynı zamanda cemaatin yurtdışına açıldığı dönem olmuştur."
Koridor oyunu

ABD, önceki gün Suriye'nin Deyrezzor kentinde Esad rejimi güçlerinin üssünü vurdu. 4 hava saldırısıyla yapılan bombardımanda 68 rejim askeri öldü, 100'ün üzerinde asker yaralandı. 2 yıldır DAEŞ'in kuşatma altında tuttuğu rejim bölgesine yönelik saldırı, PYD'nin de koridor hattı üzerinde olduğu için, "ABD, YPG koridoru için Deyrezzor'u vurdu" değerlendirmesine neden oldu.
ÖRGÜTE ALAN AÇIYOR
Terör örgütü PYD/YPG'nin Menbiç'ten batıya ilerleyememesi üzerine ABD devreye girdi. Suriye ordusunun Deyrezzor'daki mevzilerinin vurulmasıyla YPG'nin daha güneyden terör koridorunu gerçekleştirmek için harekete geçebileceği belirtiliyor. ABD'nin de bu bölgede Esad güçlerini vurarak, YPG'yi daha güneye yönlendirmeye çalışabileceğine dikkat çekiliyor. YPG terör örgütünün daha güneye indikten sonra da Rakka'ya doğru ilerleyeceği belirtildi.
ÖSO'YU BÖLME TAKTİĞİ
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) desteğindeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da El Bab'a ilerliyor. Bazı ABD'li askerlerin Çobanbey'e gelerek ÖSO'ya "Bizim koordinasyonumuzda Bab'a ilerleyin. Koordinatları biz verelim" teklifi yaptığı öğrenildi. Ancak ABD'liler tepkiyle karşılandı. Bazı ÖSO kuvvetlerinin ise ABD ile çalışmak istediği öğrenildi. Fırat Kalkanı operasyonunun 26. gününde TSK 37 DAEŞ hedefine 142 atış gerçekleştirirken, çatışmalarda 7 ÖSO üyesinin şehit olduğu belirtildi.
O BAYRAK HâLâ İNMEDİ
Suriye'nin Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesinde terör örgütü PKK/PYD'nin gümrük binasının üstüne astığı ABD bayrağı yerinde duruyor. Daha önce terör örgütü PKK/PYD'nin çok sayıda militanının bulunduğu binaya asılan ABD bayraklarından 3'ü önceki gün indirilmişti. Suriye'de 2 Eylül'de Fırat Nehri'nin batısındaki Menbiç ilçesinde terör örgütü PKK/ PYD'nin çok sayıda militanının bulunduğu Rafi köyünde de çevreye ABD bayrakları asılmıştı. Bölgedeki yerel kaynaklar, teröristlerin ABD bayrağını "kalkan" olarak kullandığını belirtmişti.
FETÖ’ye dair belgeleri imha etmeye çalıştılar

15 Temmuz sonrasında, Marmara Sanayici İşadamları Derneği’ndeki FETÖ ile ilgili belgeleri imha etmeye çalışan dernek yöneticisi için dava açıldı
15 Temmuz sonrası emniyet tarafından açılan ihbar hatlarına, kısa süre önce ilginç bir ihbar geldi. Arayan vatandaş, "Giyimkent İş Merkezi'ndeki bir adreste, çöpe atılmış binlerce evrak ve kartvizit var. Kartların üzerinde din ile ilgili, evraklarda ise FETÖ ile ilgili yazılar yazılıyor" şeklinde bildirimde bulundu. İhbar üzerine olay yerine emniyet ekipleri geldi. İncelenen güvenlik kameralarında, söz konusu belgelerin, iş merkezinin 4. katında faaliyet gösteren ve FETÖ'ye ile bağlantısı belirlenen Marmara Sanayici İşadamları Derneği'den (MARİFED) çıktığı tespit edildi.
ASKERİ DOKÜMANLAR ÇIKTI
Evrakların üzerinde dernekle ilgili bir çok yazışma olduğu, askeri yazışmaların yer aldığı bir çok yırtık doküman ve "Himmet" adı altında bir çok kartvizit olduğu belirlendi. Dernekte, Fetullah Gülen'e ait yasaklı kitaplar da bulundu. İş yerinin mülk sahibi Metin Çadır'ın ifadesine başvuruldu. Çadır, işyerinin çok eskiden Ahmet Onural ismiyle kiralandığını anlattı. Polis tarafından güvenlik kameraları incelendi ve evrakları çıkartan kişinin Ahmet Onural olduğu tespit edildi. 31 yaşındaki Onural da olay günü derneğe gelerek evrakları imha etmeye çalıştığını itiraf etti.
10 YIL HAPİS İSTENİYOR
Savcılık yürüttüğü soruşturma sonunda, TUSKON'un alt yapılanmalarından olan MARİFED'e bağlı bir dernekte aktif şekilde FETÖ için çalıştığı belirlenen Onural hakkında iddianame hazırlandı. Ahmet Onural için 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
‘İsmailağa’ adına para topladılar!

Kamuoyunda İsmailağa cemaati olarak bilinen "İsmailağa Derneği" ile "İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı", savcılığa başvurarak cemaatin adını kullanarak 'paralel' oluşuma giden bir grubun, organize dolandırıcılık şebekesi kurduğunu bildirdi. Savcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesinde, şebekenin başındaki kişinin daha önce cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından 'kovulan' Masum Bayraktar olduğu belirtildi. Bayraktar'ın, sadece İstanbul'da 35 binden fazla esnafın işyerlerine kumbara bırakıp günlük binlerce lira para topladığı ve lüks içinde bir hayat sürdüğü belirtildi. Bayraktar'ın etrafına topladığı kişilerle "Fatih Medreseleri" adlı bir oluşum kurduğu ve "İsmailağa İlim, Hizmet ve Yaşatma Derneği" adında bir dernek kurduğu anlatıldı. Bayraktar'ın yanı sıra Murat Bayaral ve Hikmet Kahrıman ile "Fatih Medreseleri Vakfı", "İsmailağa İlim, Hizmet ve Yaşatma Derneği", "Hafızları Yaşatma Derneği"nin yöneticileri hakkında "organize suç örgütü oluşturma" ve "dolandırıcılık"tan soruşturma açılması talep edildi.
Valilikten açığa alınan öğretmenlerle ilgili flaş açıklama!

Diyarbakır Valiliği, açığa alınan öğretmenlerin göreve iade edildiği iddialarını yalanladı.
Diyarbakır Valiliği, kentte açığa alınan öğretmenlerden 4 bininin göreve iade edildiğine ilişkin bazı haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında yer alan iddiaları yalanladı.
Valilikten konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Bazı haber sitelerinde ve sosyal medyada 'Diyarbakır'da açığa alınan öğretmenler göreve iade ediliyor' şeklinde haberler yer almaktadır. Bilindiği üzere söz konusu öğretmenlerle ilgili soruşturma Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. Bu aşamada Bakanlık tarafından Valiliğimize ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze iletilmiş herhangi bir liste bulunmamaktadır. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından başlatılan çalışmalar titizlikle yürütülmektedir. Halkımızın resmi makamlarca doğrulanmamış haberlere itibar etmemesi önem arz etmektedir" denildi.
FETÖ'nün "para kasası" yakalandı

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında Kahramanmaraş'ta örgütün "para kasası" olduğu ileri sürülen Orhan Y, Kırşehir'de yakalandı.
Alınan bilgiye göre, Kırşehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ soruşturması kapsamında Kahramanmaraş'ta hakkında arama ve yakalama kararı bulunan Orhan Y'nin (46), yolcu otobüsü ile Ankara'ya gideceği ihbarı üzerine çalışma başlattı.
Ekipler, Mucur ilçe kavşağında yaptıkları uygulamada Kahramanmaraş'tan gelen bir otobüsü durdurdu. Otobüste kontrol yapan ekipler, saç ve sakalını keserek kendini gizlemeye çalıştığı belirlenen zanlıyı gözaltına aldı.
Zanlı, Kırşehir Emniyet Müdürlüğüne götürülerek sorgulandı. Üstünde ve çantasında yüklü miktarda döviz ve Türk lirası ele geçirilen Orhan Y'nin, emniyetteki işemlerinin ardından Kahramanmaraş'a gönderileceği belirtildi.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında hakkında arama ve yakalama kararı çıkarılan Orhan Y'nin örgütün Kahramanmaraş yapılanmasının "para kasası" olduğu ileri sürüldü.
Firari polis yakalanınca ‘Ben devletim’ dedi

Konya’da yakalanan firari polis müdürü, “Ben emniyet müdürüyüm, ben devletim” diye bağırınca polisler cevap verdi: Sen teröristsin
Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan 3. sınıf emniyet müdürü, dün Konya'da yakalandı. Daha önce açığa alınan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan 3. sınıf emniyet müdürü Nihat Urgancı'nın, Yazır Mahallesi'nde olduğu tespit edilince, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, söz konusu adrese gitti. Polisi fark eden Urgancı, otomobiliyle kaçmaya başladı. Kısa süren kovalamacanın ardından aracı durdurulan Urgancı gözaltına alındı.
'SEN TERÖRİSTSİN'
Nihat Urgancı'nın, kendisini yakalayan polislere, "Ben emniyet müdürüyüm, ben devletim" dediği, polislerin de, "Sen teröristsin" şeklinde cevap verdiği ileri sürüldü. Şüphelinin daha önce Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı ve Diyarbakır Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yaptığı öğrenildi.
Suriye'nin kuzeyine hava harekatı

TSK savaş uçakları Baragitah ve Sandarah bölgeleri vurdu, 3 DAEŞ hedefi imha edildi.
TSK'dan yapılan açıklamada, 18 Eylül 2016 tarihinde 20.34-22.09 saatleri arasında Baragitah ve Sandarah bölgelerine Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları ile hava harekatı düzenlendiği belirtilerek; bölgede cephanelik, barınma alanı ve sözde karargah olarak kullanıldığı tespit edilenDAEŞ'e ait üç adet sabit hedefin ateş altına alınarak imha edildiği kaydedildi.
Hava taarruzunu icra eden savaş uçaklarının emniyetle üslerine döndükleri ifade edildi.
Bu millete bu salon yakışır!

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bünyesindeki halka açık olan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi, kapılarını ilk kez SABAH'a açtı. 15 Temmuz Şehitleri Anma etkinliğiyle açılışı yapılan, daha sonra da engelli vatandaşların kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilmelerine ilişkin atama ve kura törenine ve 2016- 2017 adli yıl açılış törenine evsahipliği yapan Kongre ve Kültür Merkezi, uluslararası standartlara uygun olarak tasarlandı. Avrupa ve Ortadoğu'daki en ileri düzey donanımlı çok amaçlı salonlardan biri olan Kültür ve Kongre Merkezi, klasik müzikten operaya, elektro-aküstik konserlerden müzikallere, konferanslara, prömiyerlere ve bunun gibi her türlü etkinliğe ev sahipliği yapabilecek.
SEYİRCİ RAHATLIĞI...
Salon, 3 katta yer alan 2 bin 41 seyircinin, sahnedeki her etkinliği konforlu şekilde izlemesine ve dinlemesine olanak sağlayacak şekilde tasarlandı. Bu özel tasarım, salonun en arka sırasında oturan bir seyircinin bile sahneyi rahat bir şekilde görmesi, 3D Elektro Akustik Ses Sistemi sayesinde sahnedeki gösteriyi veya konuşmayı rahatça dinlemesini sağlıyor. Salonda özel tasarım akustik asma tavanlar, özel tasarım ahşap ve kumaş kaplı duvar panelleri yer alıyor. Salondaki her koltuğun altında da havalandırma sistemleri var.

ENGELLİ DOSTU
Engelli rampalarının da bulunduğu salondaki 112 koltuk tekerlekli sandalyeli engellilerin kullanımı için hareketli olarak yapıldı. Salon, işitme engellilerin de etkinliği takip edebilmesi için gerekli sistemleri de barındırıyor. Ana salon haricinde binada, toplantı, konferans, eğitim, kurumsal ve devlet organizasyonları gibi etkinlikler için kullanılabilecek 300 kişi kapasiteli 9 adet küçük çok amaçlı salon yer alıyor.
1.5 YILDA TAMAMLANDI
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nin mimari Can Gökoğuz, kültür merkezinin 1.5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlandığını söyleyerek "Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi, işlevi, kabiliyeti, teknolojisi, akustik değerleri açısından Türkiye'deki en iyi iki salondan biri. Büyük gösteri ekipleri kültür merkezinde rahatlıkla sahne alabilir. Onların ihtiyacı olan teknik donanım mevcut" dedi.
SAHNEDE 90 MÜZİSYEN İÇİN ORKESTRA ÇUKURU VAR
350 metrekarelik sahne alanı 21 metre yüksekliğinde. Sahne arkasında 700 metrekarelik hazırlık alanı bulunuyor. Dev sahne 35 tonluk dekorasyon ve ekipman taşıma kapasitesine sahip. Sahne içerdiği akustik kabuk sayesinde, 120 kişi kapasiteye kadar çıkabilen büyük orkestralara performans yapma imkânı sağlayabiliyor. Sahnenin iki yanında senfonik orkestraların konserleri için gereken elektkroakustik panel yer alıyor. Ayrıca özel olarak tasarlanan çift orkestra çukuru 90 müzisyenin rahatça kullanabileceği şekilde tasarlandı.
DEV MÜZİKALERE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK
Salon hem kablolu hem kablosuz dağıtımla 12 dile kadar tercüme imkânı sağlayan çok dilli bir tercüme sistemine sahip. Sanatçılar için toplam 8 kulisin yer aldığı kültür merkezinin, yükleme alanı aynı anda 4 TIR'ın park edebileceği şekilde ve 30 konteynır depolama kapasitesine sahip şekilde yapıldı. Bu kapasite Phantom of The Opera, Lion King, Cats gibi dünyadaki büyük şovların hepsine ev sahipliği yapılmasına imkân sağlayabilecek.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi, kapılarını ilk kez SABAH'a açtı. Muhabirimiz Hasan Ay, salonu, Kültür Merkezi'nin idari sorumlusu Osman Kaplan ile birlikte gezdi.
MHP’de FETÖ kumpasını para akışları çözecek

YORUMLAR