Erdoğan-Biden görüşmesi öncesi The Wall Street Journal’dan...

Erdoğan-Biden görüşmesi öncesi The Wall Street Journal'dan dikkat çeken yazı: Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye'si değil

Kritik görüşmeden hemen önce, Amerikan The Wall Street Journal gazetesi, Biden yönetiminin Türkiye politikasının nasıl olması gerektiğine dair bir analiz yayımladı. Yazıda, Türkiye’nin hem Amerikanın en önemli müttefiklerinden biri olduğu hem de ABD’ye en çok zorluk çıkartan ülke olduğu belirtildi. "Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye’si değil" başlıklı Wall Street Journal gazetesindeki yazı, “Biden’ın Erdoğan ile görüşmesindeki işi, eski ABD-Türkiye ittifakını kurtarmak değil, yeni bir ittifak

14 Haziran 2021 - 10:15 - Güncelleme: 14 Haziran 2021 - 10:52

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Joe Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Giriş Tarihi: 14.06.2021 Güncelleme Tarihi: 14.06.2021 

Erdoğan- görüşmesi öncesi The 'dan dikkat çeken yazı: Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye’si değil

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı  ile 'de görüşecek. Yeni yönetimle liderler düzeyinde yapılacak ilk yüz yüze görüşmede gündem ikili ilişkiler olacak. Görüşme dünya basını tarafından da ilgiyle takip ediliyor. İki liderin ne mesajlar vereceği, alınan kararların bölgeyi nasıl etkileyeceği merak konusu.

Son dakika haberine göre;  zirvesi için 'de bulunan liderlerin gerçekleştireceği önemli ikili buluşmalardan biri de Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve  Başkanı  arasında olacak. Başkan Erdoğan, Biden ile görüşeceği konuları ve masadaki maddeleri açıkladı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Joe Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Başkan Recep Tayyip Erdoğan  Başkanı  ile gerçekleştireceği görüşmenin de olacağı 'ne katılmak üzere 'e hareketinden önce  Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi.

'Ama'sız bir yaklaşım bekliyoruz'

Erdoğan- görüşmesi öncesi The 'dan dikkat çeken yazı: Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye’si değil

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı  ile 'de görüşecek. Yeni yönetimle liderler düzeyinde yapılacak ilk yüz yüze görüşmede gündem ikili ilişkiler olacak. Görüşme dünya basını tarafından da ilgiyle takip ediliyor. İki liderin ne mesajlar vereceği, alınan kararların bölgeyi nasıl etkileyeceği merak konusu. Kritik görüşmeden hemen önce, n The  gazetesi,  yönetiminin Türkiye politikasının nasıl olması gerektiğine dair bir analiz yayımladı. Yazıda, Türkiye’nin hem Amerikanın en önemli müttefiklerinden biri olduğu hem de ABD’ye en çok zorluk çıkartan ülke olduğu belirtildi. "Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye’si değil" başlıklı Wall Street Journal gazetesindeki yazı, “Biden’ın Erdoğan ile görüşmesindeki işi, eski ABD-Türkiye ittifakını kurtarmak değil, yeni bir ittifakın temelini atmak.” cümlesi ile bitti.

Karşınızdaki dedelerinizin Türkiye’si değil

NATO Zirvesi'ne katılmak üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'e gelen Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelecek.

Erdoğan-Biden görüşmesi, Biden'ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra iki liderin baş başa bir araya geldiği ilk görüşme olacak.

Erdoğan başkanlığındaki Türk heyetinin NATO Zirvesi'ndeki öncelikli gündemi, Türkiye'nin bölgesindeki gelişmelere ilişkin egemenlik hakları ve güvenlik hassasiyetine saygı gösterilmesi olacak. Zirvede, Türkiye'nin bu konulardaki kararlılığı vurgulanacak.

Türkiye'nin ittifak kapsamında üzerine düşen görevleri yerine getiren bir üye ülke olduğunun altı çizilerek muhataplara terörle mücadele ve insani krizlere etkin müdahale konusunda iş birliği teklifleri de tekrarlanacak.

NATO ve ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesi sonrasında yaşanabilecek terör tehdidine karşı NATO ve müttefiklerin bireysel desteğinin sürmesi gerektiği görüşünün de muhataplara iletileceği zirvede, Türkiye'nin bu kapsamda barış sürecinin başarılı yürütülmesi için üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceği vurgulanacak.

Başkan Erdoğan ile Biden görüşmesi bugün!



'KARŞINIZDA DEDELERİNİZİN TÜRKİYE'Sİ YOK'
Kritik görüşme öncesi The Wall Street Journal gazetesinde, Walter Russell Mead tarafından "Burası dedenizin Türkiyesi değil, Ankara, soğuk savaştaki gibi sadık bir şekilde Batı yanlısı değil, ama yine de önemli bir müttefik" başlıklı bir yazı yayımlandı.

Biden yönetiminin Türkiye'ye karşı nasıl bir politika izlemesi gerektiği üzerinde durulan yazıda, şu ifadelere yer verildi:

"TÜRKİYE ABD'YE EN ÇOK ZORLUK ÇIKARTAN MÜTTEFİK"
Türkiye, Amerika'nın en önemli müttefiklerinden biridir, ancak ABD'ye diğer NATO üyelerinden daha fazla zorluk çıkarmaktadır. Başkan Biden, bu ayın sonlarında Erdoğan ile ikili görüşmeye hazırlanırken, bu önemli ilişki hakkında yeni bir düşünme biçimi geliştirmesi gerekiyor.

"TÜRKLER ABD'NİN DARBE GİRİŞİMİNİ DESTEKLEDİĞİNE İNANIYOR"
Türkiye cumhurbaşkanına yakın bazı milliyetçiler ve İslamcılar, ABD'nin 2016'da Erdoğan hükümetini sarsan ve 251 Türk'ün ölümüne neden olan darbe girişimini desteklemiş olabileceğine veya en azından sempati duyabileceğine inanıyor.

"ABD TÜRKİYE'YE KARŞI YENİ VİZYON GELİŞTİREMEDİ"

Türkiye ve çevresi, ABD-Türkiye ilişkilerini hem daha önemli hem de daha karmaşık hale getirecek şekilde değişti, ancak Washington henüz yeni bir ortaklığın nasıl çalışabileceğine dair bir vizyon geliştirmedi.

"ANKARA'NIN DIŞ POLİTİKASI DAHA BAĞIMSIZ"
Ankara'nın dış politikası daha bağımsız ve daha az öngörülebilir olmaya devam edecek. Washington, Türkiye'nin Hollanda, Norveç veya İspanya gibi davranmasını beklerse, ilişki her iki tarafı da hayal kırıklığına uğratır.

"TÜRKİYE ARTIK BÖLGESEL BİR AKTÖR"
WSJ'nin görüşme öncesi kaleme aldığı analizi Hürriyet yazarı Nedim Şener de bugün köşesine taşısı. Şener'in bugünkü köşe yazısı şu şekilde:

Amerika'nın terör örgütü PKK/YPG'ye verdiği destek, Fetullahçı Terör Örgütü yönetimini topraklarında barındırması, Türkiye'nin kendi savunması için Rusya'dan S-400 alması sonrası aldığı yaptırım kararları başta olmak üzere çıkardığı birçok sorun masada duruyor.

DARBENİN ARKASINDAKİ AMERİKA
15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi sırasında ABD başkan yardımcısı olan Biden, bu kez ABD Başkanı sıfatıyla, Erdoğan ile karşı karşıya. Türkiye, 15 Temmuz'un arkasında Amerikan yönetiminin olduğuna emin ve bunu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamasıyla da tüm dünyaya duyurdu.

Biden'ın Türkiye'ye karşı düşünceleri ve tutumu da sır değil. Henüz başkanlık seçim sürecinde, izleyeceği yolu şöyle anlatmıştı:

"Şu an ona (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi, bir yol haritamız olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz lazım, bedel ödemeli.

Yani çok endişeliyim. Ama bence daha önce benim yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hâlâ var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile. Dışarı atıldı. İstanbul'da dışarı atıldı, partisi dışarı atıldı.

Peki, biz ne yapıyoruz? Burada oturup boyun eğiyoruz.

Yapacağım en son şey, ona Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu. Kesinlikle en son şey. Ve onlarla, Kürtlerle ilgili olarak birkaç görüşmem oldu. O dönem henüz üzerlerine gitmiyorlardı.

BİDEN: 'BEDEL ÖDEMELİ'!
Yani şunu göstermemiz lazım. Türkiye, Rusya'ya bağımlı olmayı istemek zorunda değil. Yani çok endişeliyim. Hava üslerimiz ve onlara erişimimize dair de çok endişeliyim. Bence bölgedeki müttefiklerimizle bir araya gelerek, onun bölgedeki faaliyetlerini nasıl izole edeceğimizle ilgilenmek bizim için son derece fazla iş olacak.

Özellikle Doğu Akdeniz'de petrolle ilgili faaliyetleri ve görüşülmesi uzun sürecek olan çok sayıda başka şey. Ama cevabım: 'Evet, endişeliyim.'"

2019 yılı aralık ayında New York Times editörlerine yaptığı bu açıklamada olduğu gibi, "bedel ödetmek için" elinden geleni yapıyor.

NATO müttefiki olmasına rağmen talep ettiği halde Türkiye'ye Patriot füzesi satmayan Amerika, bu ihtiyacın Rusya'dan S-400 alınarak karşılanmasına anlamsız biçimde karşı çıkıyor. Elbette bir anlamı var; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "S-400 savunma sistemi, tehdit ve tehlikeye karşı ihtiyaç duyulduğunda kullanılır. Türkiye'ye karşı bir taarruz niyeti yoksa kimseye zararı yok" dedi.

Yani Türkiye'nin S-400 almasından ancak taarruz niyeti taşıyan düşmanları rahatsız olur.

S-400'ÜN ANLAMI
Amerikan yönetimi bugün yapılacak görüşmelerde de bu konuyu masaya getirecek. Ancak anlamadığı şey şu, S-400 konusu sadece bir savunma sistemi değil, Türkiye için siyasi bir karar. Zaten Amerika da bunun farkında, istediği şey 1940'ların sonundan itibaren Türkiye üzerinde kurduğu kontrolü kaybetmemek. Özellikle arkasında oldukları 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra, Türkiye-Amerikan ilişkilerinin eskisi gibi olması mümkün değil.

Türkiye artık, kendi hakkını korumak için strateji geliştiren, sonuç alan ve Amerika'nın Ortadoğu'daki emperyalist oyunlarını bozan bölgesel bir aktör.

Oysa eskiden işi çok kolaydı; 1960'larda haşhaş ekim yasağına direnen, 6'ncı filoyu denize döken yükselen sol hareketi bastırmak için 12 Mart 1971 muhtırasıyla yönetimi değiştirmişti. Yine, 1970'lerde haşhaş ekim yasağını kaldıran, 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı'nı yapan Türkiye'de, İncirlik Üssü'nün kapatılmasına karşı 12 Eylül 1980'de askeri darbe yaptırdı.

AMACI KONTROL ETMEK
Ancak, 2013'te Suriye konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimiyle yönetimi değiştirmek istedi. Başaramayınca, Biden'ın dediği gibi bu kez "darbe ile değil", "muhalefeti destekleyerek" yönetimi değiştirip eski günlere yani Türkiye'yi kontrol edebildiği o günlere dönmek istiyor.

Amerikan yönetimi, bugünkü politikalar devam ettiği sürece Türkiye'yi eskisi gibi kontrol edemeyeceğinin farkında.

Nitekim, Amerikan Wall Street Journal gazetesinde Erdoğan-Biden görüşmesi öncesi yayınlanan bir analiz yazısının başlığı çok şey anlatıyordu: "KARŞINIZDA DEDELERİNİZİN TÜRKİYE'Sİ YOK"
 
Yani, istediğinizde haşhaş ekim yasağı koydurabildiğiniz, istediğinizde mektuplarla tehdit ettiğiniz, istediğinizde silah ve ekonomik yaptırımla boğabileceğiniz, istediğinizde başına çuval geçirebileceğiniz, desteklediğiniz terör örgütleri eliyle istikrarsızlaştırılabilecek, bölünebilecek Türkiye yok artık.

Wall Street Journal gazetesindeki yazı şu cümle ile bitiyor: "Biden'ın Erdoğan ile görüşmesindeki işi, eski ABD-Türkiye ittifakını kurtarmak değil, yeni bir ittifakın temelini atmak."

Biden yönetiminin bunu anlaması zaman alacak. Biden ve yönetimi, yeni durumu değil eskiyi yani Amerikalı dedelerini temsil ediyor. O yüzden, amacına Türkiye'deki yönetimi değiştirerek ulaşmak istiyor. Göreve başladığında yazdığım gibi, "darbe ile yapamadığını muhalefete el atarak tamamlamak" istiyor.

Son dakika haberi:  görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Son dakika... Türk ve Amerikan medyasının adeta kilitlendiği kritik görüşme için geri sayım sona erdi. NATO zirvesi için 'de bulunan liderlerin gerçekleştireceği önemli ikili buluşmalardan biri de Başkan  ve  Başkanı  arasında olacak. Başkan  ile görüşeceği konuları ve masadaki maddeleri açıkladı. İşte kritik görüşme öncesi son dakika haberleri

Son dakika... Başkan   Başkanı  ile gerçekleştireceği görüşmenin de olacağı NATO Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere 'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi. Biden ve diğer liderlerlerle yapacağı görüşmedeki gündem maddelerine ilişkin önemli konu başlıklarını açıklayan Erdoğan önemli son dakika açıklamalarında bulundu. İşte kritik görüşme öncesi önemli detaylar

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

SON DAKİKA GERİ SAYIM BİTTİ, KRİTİK GÖRÜŞME BUGÜN

Başkan  ve  Başkanı  bugün masada birçok başlığın olacağı, ilişkilerin gerilmesine neden olan f-35 konusundan Biden'ın sözde soykırım iddialarına kadar birçok alanda önemli konular liderler düzeyinde masaya yatırılacak.

Görüşme Türkiye saati ile 18.00'da gerçekleşecek.

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

ERDOĞAN: BU ÖNEMİN ALTINI ÇİZECEĞİZ

Başkan Erdoğan, "İttifakın önümüzdeki 10 yıllık yol haritasını belirleyecek NATO 2030 sürecine ilişkin kararların alınacağı önemli bir zirveye iştirak edeceğiz. Müttefiklerimizle birlikte ittifaka verdiğimiz önemin altını bir kez daha çizeceğiz." dedi.

NATO'nun farklılaşan tehditler karşısında kendisini güncellerken yeni şartlara da uyum sağladığını belirten Erdoğan, "Bu süreçte güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik başta olmak üzere ittifakın temelinde yer alan karar alma mekanizmalarından ve ilkelerden taviz verilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Zirvede de inşallah bu hususları vurgulayacağız. " diye konuştu.

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Başkan Erdoğan,  Başkanı  ile yapacakları görüşmeye ilişkin yaptığı son dakika açıklamalarında "Temenni ederim ki bu görüşmelerimizi aynı hassasiyet içerisinde yaparak 24 Nisan'ı unutturacak adımları da atmış oluruz." dedi.

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

"ABD İLE YENİ TANIŞMADIK"

Erdoğan, bir gazetecinin " yönetiminin 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımalarının Türkiye'ye karşı bir tutum olduğunu kabul edersek, bu zirveyle açıkladığınız hedeflerinize ulaşmanız ne kadar mümkün olabilir?" sorusuna şu karşılığı verdi:

"Amerika ile Amerika'nın liderleriyle yeni tanışan birisi değilim. Yani Bush döneminden itibaren, bu süreç içerisinde gerek Sayın Obama ile olan bir sürecimiz var, yine bu arada işte malum Trump ile olan bir sürecimiz var. Şimdi de Biden ile olan bir süreci yaşıyoruz. Bu süreç içerisinde de hepsiyle kötü günlerimiz oldu diyemem.

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Genelde çok çok başarılı çalışmalar yaptık. 'Bu başarılı çalışmalar esnasında Amerika gibi bir ülkeden Türkiye'nin beklentileri acaba tam manasıyla karşılığını buldu mu?' derseniz ona da 'Buldu' diyemem. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte bunu bulalım. Çünkü şu anda NATO ülkeleri içerisinde üzerine düşen görevleri yerine tam manasıyla getiren ülkelerden bir tanesi, ilk beşin içerisinde olmak suretiyle Türkiye'dir.

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

Bu tabii önemli bir durum. Bunu kendileri de takdir ediyorlar, kabul ediyorlar. Şu anda da benim Sayın Biden ile geçmişe yönelik görüşmelerimde ilk defa bir araya gelmeyeceğiz. Geçmişte kendileriyle gerek evimde ziyaret etmek suretiyle gerek Amerika'da bulunduğumuz yerde bir araya gelmek suretiyle birçok görüşmelerimiz oldu.

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

"AYNI KARARLILIK İÇERİSİNDE OLURUZ"

Yani kendisi Obama'nın yardımcısı olduğu dönemde de yine sık sık görüştüğümüz bir dostumuz. Şu anda da temenni ederim ki bu görüşmelerimizi aynı hassasiyet içerisinde yaparak 24 Nisan'ı unutturacak adımları da atmış oluruz. NATO ile ilgili de aynı kararlılık içerisinde oluruz. NATO'da da biz yapılan ödemeleri de yerine getiren ülkelerden, müstesnalardan bir tanesiyiz."

Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular

MASADA GÜNDEME GELECEK DİĞER BAŞLIKLAR

Erdoğan-Biden görüşmesinde ayrıca;

  • F-35 krizi
  • S-400 konusu
  • Doğu Akdeniz
Son dakika haberi: Erdoğan Biden görüşmesi bugün! İşte masadaki konular
  • Suriye meselesi
  • ABD'nin YPG-PKK terör örgütlerine verdiği destek
  • Libya gibi konuların da değerlendirilmesi bekleniyor

SON DAKİKA: Abdullah Gül'ün danışmanı Reşit Aydın istifa etti! Babacan ve Gül'ün Erdoğan'a kurduğu pusuyu anlattı

Giriş: 11.06.2021 23:20 Son Güncelleme:12.06.2021 09:43 

İstifa etti! Abdullah Gül'ü yaylım ateşine tuttu "HDP'ye verilen destek bardağı taşırdı".

Son dakika haberleri... 'ın 'ye üyeyken Başkan 'a karşı diğer cumhurbaşkanı adayları için çalışması ve Abdullah Gül'ün esine "evet" dediği halde 'te "hayır" denmesi için kulis yapması skandallarının ardından dikkat çeken bir istifa haberi geldi. Uzun yıllardır Gül'ün danışmanlığını yapan Reşit Aydın istifa etti. Aydın, istifa metninde Abdullah Gül ve Ali Babacan'ın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı kurduğu pusudan da bahsetti.

Gül ve Babacan'ın Erdoğan'a kurduğu pusu anlatıldı

Ankara kulisleri üst üste gelen son dakika haberleriyle çalkalanıyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı CHP, İYİ Parti ve HDP'yle gizliden gizliye görüşmeler yapan ve ve tüm bu yaptıkları geçtiğimiz günlerde birer birer ifşa olan Abdullah Gül ile Ali Babacan'ı yakından ilgilendiren bir istifa daha geldi. İstifa açıklamasında da Gül ve Babacan'a adeta verdi veriştirdi.

REŞİT AYDIN KİMDİR?
İstifanın altında imzası olan isim ise Abdullah Gül'ün uzun süredir danışmanlığını yapan Reşit Aydın. Aydın iseminin bir diğer önemi ise Milli Görüş geleneğinden olması ve uzun yıllar sırasıyla Refah Partisi, Fazilet Partisi ve AK Parti'de görev yapmış bir isim olması.

İSTİFA MEKTUBUNDA ÖNE ÇIKAN KISIMLAR
15 Temmuz sonrası döneme dikkat çeken Aydın "Aramızdaki görüş ayrılıkları, kendilerinin önderlik ettiği yeni siyasi oluşum sürecinde arttı. Özellikle 15 Temmuz sonrası FETÖ ve işbirlikçilerinin Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırılarının siyasi partiler iltisaklıyla olduğunu müşahade ettim. Bu çirkinlikler ve hukuksuzluklara da her seferinde karşı çıktım." ifadelerini kullandı.

"BOĞAZİÇİ OLAYLARINDAN YENİ BİR GEZİ DENEMSİ BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU"
Gül ve Babacan'ın Boğaziçi Üniversitesi olaylarına destek vererek yeni bir Gezi denesi yaptıklarını belirten Reşit Aydın "Son olarak yeni bir "GEZİ" denemesi olarak sunulan , örgütlenen ve de ne yazık ki Abdullah Gül, Ali Babacan tarafından da desteklenen Boğaziçi Üniversitesi kalkışma eylemleri, bizim açımızdan bu ilişkiyi ürütülemez ve çekilmez hale getirdi." dedi.

"BASKILARA RAĞMEN TWEETLERİMİ SİLMEDİM SİLMEYECEĞİM"
Kendisine baskı yapıldığını belirten Gül'ün eski danışmanı "Şartsız ve koşulsuz Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında emrinde olduğumu, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik her türlü saldırının ve iftiranın karşısında açıkça duracağımı bil vesile belirtiyorum. Baskılara rağmen de tweetlerimi silmedim. Silemezdim. Silmeyeceğim..." ifadelerini kullandı.

Reşit Aydın'ın istifa metninin tamamı şu şekilde:

"Kamuoyuna Zaruri Açıklama

Milli Görüş geleneğinin içinde, Refah Partisi, Fazilet Partisi'nde görev aldıktan sonra AK Parti içerisinde İstanbul teşkilatlarında ve yerel yönetimlerde birdava adamı olarak vazifeler yaptım.

11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talebi üzerine, 2014 yılından başlayarak, bilabedel yaptığım danışmanlık görevini, bir süre önce 'fiilen' bitirmişti. Bu süre zarfında, Türkiye'nin yaşadığı bir çok siyasi, ekonomik ve sosyal kültürel vakalara 'hususi' manada da şahitlik ettim.

Ancak aramızdaki görüş ayrılıkları, kendilerinin önderlik ettiği yeni siyasi oluşum sürecinde arttı. Özellikle 15 Temmuz sonrası, FETÖ ve işbirlikçilerinin Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırılarının siyasi partiler iltisaklığıyla olduğunu müşahade ettim. Bu çirkinlikler ve hukuksuzluklara da her seferinde karşı çıktı.

Son olarak Türkiye'ye karşı yeni bir 'GEZİ' denemesi olarak sunulan, örgütlenen ve de ne yazık ki Abdullah Gül, Ali Babacan tarafından da desteklenen Boğaziçi Üniversitesi kalkışma eylemleri bizim açımızdan bu ilişkiyi yürütülemez ve çekilemez hale getirdi.

HDP'nin kapatılmasına ilişkin davaya karşı geliştirilen ve ısrar edilen 'siyasi dil' ve HDP'ye destek açıklamaları da bardağı taşıran son damla olmuştur.

Kendi isteğimle ve kararımlaa bu nedenlerle; 11. Cumhurbakanı Abdullah Gül'ün danışmanlığı görevinden istifa ettiğimi ve de herhangi bir ilişiğim kalmadığı gereği hasıl olmuştur.

Şartsız ve koşulsuz Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında ve emrinde olduğumu, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik her türlü saldırının ve iftiranın karşısında açıkça duracağımı bil vesile belirtiyorum. Baskılara rağmen de tweetlerimi silmedim. Silemezdim. Silmeyeceğim...

Benim kararıma karşı yapılacak her türlü açıklamaya karşı hukuki haklarım saklı kalmak kaydıyla,

Kamuoyuna saygıyla bildiririm."

İstifa etti! Abdullah Gül'ü yaylım ateşine tuttu "HDP'ye verilen destek bardağı taşırdı"

 

Giriş: 11.06.2021 23:20 Güncelleme:12.06.2021 09:43 

11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanlığından istifa ettiğini duyuran Raşit Aydın, "HDP'nin kapatılmasına ilişkin davaya karşı geliştirilen ve ısrar edilen 'siyasi dil' ve HDP'ye destek açıklamalarının bardağı taşıran son damla oldu" dedi. Gül'ün talebi üzerine, 2014 yılından başlayarak, bilabedel danışmanlık görevinde bulunduğunu söyleyen Aydın, "Türkiye'ye karşı yeni bir "Gezi" denemesi olarak sunulan, örgütlenen ve de ne yazık ki Abdullah Gül, Ali Babacan tarafından da desteklenen Boğaziçi Üniversitesi kalkışma eylemleri, bizim açımızdan bu ilişkiyi yürütülemez ve çekilemez hale getirdi. HDP'ye destek açıklamaları da bardağı taşıran son damla olmuştur. Kendi isteğimle ve kararımla, bu nedenle 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanlığı görevinden istifa ettiğimi ve herhangi bir ilişiğim kalmadığını açıklama gereği hasıl olmuştur." açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Yasin Aktay, Raşit Aydın'ın bu açıklamalarını A Haber'de yayınlanan Memleket Meselesi programında yorumladı. Aydın'ın bu açıklamaları ne anlama geliyor? İşte gündeme bomba gibi düşecek o sözler...

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanlığından istifa eden Raşit Aydın, sosyal medya hesabından dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Aydın, HDP'nin kapatılmasına ilişkin davaya karşı geliştirilen ve ısrar edilen 'siyasi dil' ve HDP'ye destek açıklamalarının bardağı taşıran son damla olduğunu vurgulayarak, "Kendi isteğimle ve kararımla, bu nedenle; 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanlığı görevinden istifa ettiğimi ve herhangi bir ilişiğim kalmadığını açıklama gereği hasıl olmuştur" dedi.

Raşit Aydın'ın açıklamaları şöyle:

Milli Görüş geleneğinin içinde, Refah Partisi, Fazilet Partisi'nde görev aldıktan sonra AK Parti içerisinde İstanbul teşkilatlarında ve yerel yönetimlerde bir dava adamı olarak vazife aldım. 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talebi üzerine, 2014 yılından başlayarak, bilabedel yaptığım danışmanlık görevini, bir süre önce "fiilen" bitirmiştim. Bu süre zarfında, Türkiye'nin yaşadığı birçok siyasi, ekonomik ve sosyal kültürel vakalara "hususi" manada da şahitlik ettim.

Ancak aramızdaki görüş ayrılıkları, kendilerinin önderlik ettiği yeni siyasi oluşum sürecinde arttı. Özellikle 15 Temmuz sonrası, FETÖ ve işbirlikçilerinin Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırılarının siyasi partiler iltisağıyla oluğunu müşahede ettim. Bu çirkinlikler ve hukuksuzluklara da her seferinde karşı çıktım.

"BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU"

Son olarak Türkiye'ye karşı yeni bir "Gezi" denemesi olarak sunulan, örgütlenen ve de ne yazık ki Abdullah Gül, Ali Babacan tarafından da desteklenen Boğaziçi Üniversitesi kalkışma eylemleri, bizim açımızdan bu ilişkiyi yürütülemez ve çekilemez hale getirdi.

HDP'nin kapatılmasına ilişkin davaya karşı geliştirilen ve ısrar edilen siyasi dil ve HDP'ye destek açıklamaları da bardağı taşıran son damla olmuştur.

Kendi isteğimle ve kararımla, bu nedenle 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanlığı görevinden istifa ettiğimi ve herhangi bir ilişiğim kalmadığını açıklama gereği hasıl olmuştur.

Şartsız ve koşulsuz Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında ve emrinde olduğumu, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik her türlü saldırının ve iftiranın karşısında açıkça duracağımı bil vesile belirtiyorum. Baskılara rağmen de tweetlerimi silmedim. Silemezdim. Silmeyeceğim...
Benim kararıma karşı yapılacak her türlü açıklamaya karşı hukuki haklarım saklı kalmak kaydıyla, Kamuoyuna saygıyla bildiririm."

"HDP ŞİMDİYE KADAR 50 KEZ KAPATILMIŞTI"

A Haber'de yayınlanan Memleket Meselesi programına konuk olan Prof. Dr. Yasin Aktay, yaşanan bu gelişmesi yorumladı. Aktay, "Prensip olarak AK Parti'de partilerin kapatılmasına karşı. AK Parti'nin değiştirdiği eski siyasi partiler mevzuatı geçerli olsaydı HDP şimdiye kadar 50 kez kapatılmıştı. HDP kapatılmadıysa AK Parti'nin getirdiği düzenlemeler sayesinde olmuştur. Çok sayıda insan bile olsa yasa dışı işler yapıyorlarsa o kişiler cezalandırılmalı, siyasi parti cezalandırılmamalı." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'Yİ TESLİM ALMAK İSTEDİLER"

Aktay, Gezi Parkı olaylarında vekalet savaşları verildiğini söyleyerek, "O dönem Başbakanımız önüne bir müterake listesi konuldu. Bu listeye göre 3.Havalimanı, 3. Köprü (Yavuz Sultan Selim), Kanal İstanbul ve Taksim Camii yapımında vazgeçilmesi şartı konulmuştu. Bu şartlarla resmen Türkiye'yi teslim almak istediler. Abdullah Gül, tüm bunlara rağmen bu hareketle empati içerisinde oldu. Boğaziçi eylemlerinde de aynı tutum sergilendi." dedi.

"MİLLET İTTİFAKI'NI BİR ARADA TUTAN BİR AKIL VAR"

Millet İttifakı (CHP, HDP, İYİ Parti) arasındaki tartışmalara dikkat çeken Aktay, "Bir akıl ve irade var, bunları bir arada tutmaya çalışıyor. Bu kadar uyuşmazlığa rağmen, birbirlerine hakaret ediyorlar, aşağılıyorlar, boşanmaları için tüm sebepler var ama onları bir arada tutan bir emir var. Trump'tan sonra göreve gelen Biden'ın muhalefet partilerine verdiği sinyale özellikle CHP atlıyor." dedi.

Bu haber 903425 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da darbeye direnenlere 'zibidiler' demişti
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da...
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da darbeye direnenlere 'zibidiler' demişti
CHP lideri Özgür Özel hakkında suç duyurusu! 15 Temmuz'da...