Giriş Tarihi: 04.01.2017 15:27 Son Güncelleme Tarihi: 04.01.2017 19:12
Erdoğan: Benim kadar karşı çıkan var mıdır bilmiyorum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye’de etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başka birisi var mıdır bilmiyorum. Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçmiştir'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 33’üncüsü düzenlenen ve 2017 yılının ilk Muhtarlar Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananlar karşısında öfkeli ve yaralı olduklarının altını çizdi. Erdoğan "Bu saldırıların asıl amacı bizi bir birimize düşürmektir. Toplumumuz içinde var olan fay hatlarını derinleştirme, kırma amacını güdenler her yöntemi kullanmaktan çekinmiyor, bu oyuna gelmeyeceğiz. Gerekirse ‘kan kusup kızılcık şerbeti içtik’ deme pahasına dik duracağız, soğukkanlılığımızı muhafaza edeceğiz" dedi.
"KAYBEDERSEK 100 YIL ÖNCE BAŞARILAMAYAN BİR SEVR TEZGAHI YENİDEN ÖNÜMÜZE GETİRİLECEK"
"Maruz kaldığımız terör saldırıları, yüreğimize düşürdükleri acı bir yana, ‘yel kayadan ne götürür?’ mesafesinde hadiselerdir" diyen Erdoğan, büyük acılarla yoğrularak bugüne gelen bir milletin, üç beş terör örgütü kullanılarak gerçekleştirilen saldırılar can yakıcı olmasına rağmen asla teslimiyet gerekçesi olamayacağını belirtti. Köroğlu’nun ‘mert dayanır, namert kaçar, meydan gümbür gümbürlenir, şahlar şahı divan açar, divan gümbür gümbürlenir’ sözünü hatırlatan Erdoğan "Kaçmak namertlerin işidir. Bizim milletimiz her zaman mert olmuştur, her zaman meydanları gümbür gümbür inletmiştir" diye konuştu.
Türkiye’nin yeni bir istiklal mücadelesi içinde olduğunun altını çizen Erdoğan "Bu mücadeleyi kazanırsak 2023 hedeflerimize de ulaşacağız, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı da şekillendireceğiz. Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgahı yeniden önümüze getirilecek. Tüm vatandaşlarımızın bu bilinçle meseleye yaklaşması, üslubunu, tavrını, sözünü ona göre belirlemesi gerekiyor. Bulundukları makamın gerektirdiği mesuliyetten tamamıyla uzaklaşarak, bu mesuliyetten uzak tavırlar ve ifadeler içinde olanların hezeyanları milletimizle birlikte elbette bizi de üzüyor. ‘Türkiye teröre teslim oldu’ demek teröristle, terör örgütleri ile aynı safta yer almaktır. Terör örgütlerinin tüm amacı birilerine işte bu sözü söyletmektir. Bu sözü ifade eden kişi siyaset yapmıyor, kendi ülkesinin karşısında oluşturulan şer ittifakının değirmenine de su taşıyor. Türkiye’nin kendi güvenliği için yürüttüğü mücadeleyi başka ülkelerin iç işlerine karışmak olarak gören bir kafa, olup bitenlerden hiçbir şey anlamıyor demektir" şeklinde konuştu.
"Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçti"
DEAŞ’a karşı en etkili mücadele veren Türkiye’yi terör örgütü DEAŞ’a destek olduğu imasıyla suçlamanın terör örgütleri üzerinden Türkiye’ye saldıranların istedikleri bir şey olduğunu belirten Erdoğan, bu zihniyetin sadece ülkesine iftira atmakla kalmadığını, milletin arasına fitne sokmak için her türlü yola başvurduğunu belirtti.
"Türkiye’de etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başka birisi var mıdır bilmiyorum. Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçmiştir" açıklamasında bulunan Erdoğan, Türkiye’de yıllarca ‘Kürt sorunu’ kavramını istismar edenlerin dertlerinin Kürtler olmadığının çukur eylemleri ile ortaya çıktığını kaydetti. Erdoğan "Bunların Kürt kardeşlerimizin sorunları ile bir alakası yoktu. Bunlar istismar ettiler, dürüst davranmadılar, yalan söylediler. Ama şimdi gerçekler ortaya çıkıyor" dedi.
Mezhepçilik üzerinden kendilerine alan açmaya çalışanların dertlerinin vatandaş olmadığının her cinayetle, kurulan her yeni ittifak ile ortaya çıktığını kaydeden Erdoğan "Bu meselede de yanlış yapan varsa hesabını adalete verir. Bölücü terör örgütüne, dinimizi istismar eden FETÖ, DEAŞ gibi örgütlere fiili, yazılı, sözlü destek verenlerle ne yapılıyorsa; mezhep ayrımcılığı, hayat tarzı üzerinden milleti istismar etmeye çalışanlara aynı muamele yapılacaktır" diye konuştu.
"TÜRKİYE’DE KİMSENİN HAYAT BİÇİMİ SİSTEMATİK BİR TEHDİT ALTINDA DEĞİLDİR"
Gaziantep ile Ortaköy saldırısı arasında bir fark olmadığının altını çizen Erdoğan "Ortaköy ile ilgili bu kadar fevvaren edenler, yazanlar, söylemde bulunanlar acaba Gaziantep’teki 56 kişi ile ilgili ne yazdılar, ne söylediler? O da büyük bir vahşet, büyük bir katliam değil miydi, orada niye sustunuz? Gaziantep’teki olay da, Ortaköy’deki, Beşiktaş’taki, Kayseri’deki olay da bizim canımızı yakar. Biz sorumluluğumuzun dört dörtlük farkındayız. Bunların hepsi de terör eylemidir. Gaziantep saldırısına gösterilmeyen bu türden tepkiler ve yapılmayan değerlendirmeler Ortaköy saldırısına yapılınca oraya soru işaretini koymamız gerekiyor. Bunu yaşam biçimlerine kaydırmanın hiçbir anlamı yok, bunlar tamamıyla ülkemizdeki siyasi iradeyi bir kenara ötelemek, ülkemizi bölme operasyonundan başka bir şey değildir, zihin karıştırmadan başka bir şey değildir. Saldırgan o gece orada değil de ertesi gün mesela bir pazar yerinde aynı eylemi yapsa, yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amacın Ortaköy’deki ölenlerin hakkını korumak, onların yasını tutmak değil, olaya atfedilen değerler üzerinden bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırmak olduğu açıktır. Bu gerçeği görmek için aynı çevrelerin her iki olayla ifadelerini yan yana koyup bakmak kafidir. En iğrenç istismar Ortaköy saldırısında olduğu gibi ölü bedenler üzerinden yapılmaya çalışılan istismardır. Türkiye’de kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir. Buna asla fırsat vermeyiz. Buna 14 yıllık iktidarımızda fırsat vermedik. Aksini iddia eden varsa somut örnekleri ile bunu ortaya koymak mecburiyetindedir. Ben daha yakın zamanda, 6-8 Ekim olayları sırasında sadece sakalından, kıyafetinden dolayı sokaklarda dövülen, hatta hayatını kaybeden insanlara dair örnekler verebilirim. Yine hala kıyafetleri yüzünden aşağılanmaya maruz kalmış kızlarımıza, kadınlarımıza dair örnekler verebilirim. Hayat tarzı hassasiyeti ile hareket edenlerin bu yöndeki iddiaları medyada günlerce işleniyor. Olay gerçekse faili kısa sürede tespit edilip, en ağır şekilde cezalandırılıyor. Bize göre de böyle olmalıdır. 79 milyon vatandaşımızın tamamının Cumhurbaşkanı olarak herkesin hakkını, özgürlük alanını korumak benim görevimdir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 2017 yılının ilk Muhtarlar Buluşmasına Adıyaman, Balıkesir, Bolu, Çankırı, Çorum, Düzce, Elazığ, Hatay, Isparta, Kayseri, Kırklareli, Ordu, Osmaniye, Samsun ve Şanlıurfa’dan gelen muhtarlar katıldı.
Başbakan Binali Yıldırım'dan son dakika 'kredi' ve 'sicil affı' müjdesi

Başbakan Binali Yıldırım, TESK ve TESKOMB heyeti ile Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi. Başbakan Binali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, sadece 15 bin KOBİ'ye verileceği duyurulan KOSGEB kredilerine ilişkin önemli bir açıklamada bulundu. Başbakan Yıldırım, "Esnafa bir yıl ödemesiz, 3 yıllık destek veriyoruz. Bunun için bir kaynak var... 2016 için 15 bin esnafımıza bu imkanı verdik fakat müracaatlar 250 bine dayandı. Şartlara bakacağız tutturan kim varsa vereceğiz. Yani 15 bin kişinin üzerine bu kaynak çıkacak. Gerekirse başka kaynaklardan aktaracağız. Bunun bir planlaması var... Başka imkanlardan faydalanıyor mu? Tüm işlemler gözden geçirilecek" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, TESK ve TESKOMB heyeti ile Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğinde bir araya geldi. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, "Şu 6 ay içerisinde bir darbe geçirdik ki bu darbe başka ülkelerin başına gelseydi yerle yeksan olurdu. Ama biz, milletimizin, liderimizin, Cumhurbaşkanımızın sayesinde bu alçaklara bu bayrağı çiğnetmedik, bu vatanı teslim etmedik. Belli ki bunlar ders almamış, şimdi üçü, beşi birden geliyor. Alayı gelsin, hepsinin canına okuruz. Çünkü bizim arkamızda millet var." dedi.
KREDİ VE SİCİL AFFI MÜJDESİ!
TESK ve TESKOMB heyeti ile Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğinde bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, esnaf ve sanatkarlara çok önemli iki müjde verdi. Başbakan Binali Yıldırım, ilk olarak geçtiğimiz ay içerisinde sadece 15 bin kişi ile sınırlı kalan 50 bin lira faizsiz KOSGEB kredilerinin başvuru yoğunluğu göze alındığını ve şartları taşıyan herkesin bu krediyi alabileceğini söyledi. İkinci önemli konu ise yine milyonlarca esnafın beklediği sicil affı müjdesi oldu. Başbakan Binali Yıldırım, Sicil affı düzenlemesinin bu hafta mecliste görüşüleceğini ve yürürlüğe gireceğini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında şunları kaydetti:
Bizim esnafımız, sınırsız kar etme arzusunu yenmiş, iş ahlakından taviz vermeyen esnaftır. Türkiye ekonomik krizleri aşabildiyse burada sizin sağlam duruşunuzun çok büyük katkısı vardır. 2002'den beri gerçekleştirdiğimiz atılımlarda sizin katkınız çok büyüktür.Ak Parti olarak cumhurbaşkanımızın liderliğinde yola çıkarken dedik ki; İnsanı yücelt ki devlet yaşasın... 2002'den bu yana bütün düzenlemelerimizde insan merkezde oldu. İnsanın olmadığı yerde ne yaparsanız yapın kıymeti yoktur. Biz bu millete efendilik değil hizmetkarlık yapmaya geldik. Sosyal devlet vatandaşının sesine kulak veren, sesini duyuramayanları bulup ona destek olandır. Bugüne kadar yanınızda olduk, bundan sonra da yanınızda olmaya devam edeceğiz.
KOSGEB KREDİLERİ GENİŞLETİLECEK
Esnafımız için bir çok adım attık. Ana başlıkları ile şöyle: Sizin camianızın konuştuğu bir şey vardı; emekli olup dükkan açtığınızda vergi ödüyordunuz. Bunu kaldırdık. Geçte olsa kaldırdık. Kredi kullanabilen kooperatif sayısını iki katına çıkardık. Kredi kullanan esnaf sayısı 130 bine çıktı. Kadın kooperatifleri başlattık. Destek sistemini hayata geçirdik. Şimdi bir milyonun üzerinde esnafa 60 milyon lira kredi kullandırdık. Nereden nereye... Bunun da yarı faizini biz karşılıyoruz. Esnafa bir yıl ödemesiz, 3 yıllık destek veriyoruz. Bunun için bir kaynak var... 2016 için 15 bin esnafımıza bu imkanı verdik fakat müracaatlar 250 bine dayandı. Şartlara bakacağız tutturan kim varsa vereceğiz. Yani 15 bin kişinin üzerine bu kaynak çıkacak. Gerekirse başka kaynaklardan aktaracağız. Bunun bir planlaması var... Başka imkanlardan faydalanıyor mu? Tüm işlemler gözden geçirilecek.
SİCİL AFFI DÜZENLEMESİ BU HAFTA MECLİSTE
Hem bankaların verileceği krediler, hem devletin verdiği destekler... Bunların hepsinin sağlıklı işlemesi için esnafın sicilinin düzgün olması lazım. Bunun için sicil affı getiriyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Sicil affı düzenlemesi bu hafta mecliste görüşülecek ve yürürlüğe girecek.Esnafı, yeni kuracağımız esnaf ahilik fonu ile koruma altına alıyoruz. Anayasa görüşmelerinin ardından bu konuyu da genel kurula getireceğiz. Bütün bu uygulamalar esnafımıza, sanatkarımıza hayırlı, uğurlu olsun.
"BAKIN BUNLARIN HEPSİ TUZAK!"
Şu 6 ay içerisinde bir darbe geçirdik ki bu darbe başka ülkelerin başına gelseydi yerle yeksan olurdu. Ama biz, milletimizin, liderimizin, Cumhurbaşkanımızın sayesinde bu alçaklara bu bayrağı çiğnetmedik, bu vatanı teslim etmedik. Belli ki bunlar ders almamış, şimdi üçü, beşi birden geliyor. Alayı gelsin, hepsinin canına okuruz. Çünkü bizim arkamızda millet var. Bizi korkutacak olan bu milletin duasını, desteğini kaybetmektir. Kararlılığımız nettir, bunlar asimetrik eylemleriyle ne yapmaya çalışırsa çalışsınlar asla bizi durduramayacaklar. Tabi geleceğimizin teminat altına alınmasının önemli bir evresindeyiz. Anayasa değişikliği gündemimizde.. Anayasa değişikliği gündemde var, 'Efendim, anayasa değişikliğine ne hacet var', 'Niye anayasa değişikliği ile uğraşıyorsunuz, terör var' diyorlar. Bakın, bunların hepsi tuzaktır, tam da bugün anayasa değişikliği en büyük ihtiyaçtır. Neden anayasa değişikliği ile uğraşıyoruz: Bir düşünün eğer 15 Temmuz'da bir koalisyon hükümeti olsaydı, ne olurdu bu ülkenin hali? Türkiye güçlü olmak mecburiyetinde.. Türkiye hem ateşi söndürüyor, hem dimdik ayakta kalıyor. Vatandaş iki tane görev veriyor; diyor ki ey cumhurbaşkanı ben seni 5 yıllığına seçtim. "Bize vadettiğin işleri yap, bahane istemiyorum" diyor. Mevcut sistemde bir tek meclisi seçiyorsunuz, hükümetin kim olacağını bilmiyorsunuz. 7 Haziran'da ne oldu? Her kafadan bir ses çıktı! Allah'tan beş buçuk ay sürdü. Bu topraklarda kalıcı olmanın şartı, güçlü olmak... Başkanlık sistemi, Türk milletinin yönetim geleneğinin bir sonucudur. Efendim, bu başkanlık sistemi kimin sistemi? Hiç kimsenin sistemi değil. 600 yıllık Türkiye'nin, Türk milletinin yönetim geleneğinin bir sonucudur. Kimsenin sistemini de kopya etmeye ihtiyacımız yok. Bizim yeterince yönetim tecrübemiz vardır. Bizim yönetim geleneğimiz var. Biz her tarafın sistemlerini inceledik, iyi olan taraflarını aldık, çalışmayan taraflarını almadık. Bizde eyalet sistemi olamaz. Yeni sistemde cumhurbaşkanı seçiliyor, mecliste seçiliyor ancak aynı kişi 3 kere seçilebiliyor. Ülke kalkınmasında anahtar çözüm esnaf ve sanatkardır.
SON DAKİKA: Başbakan Yıldırım'ın kabulü

Başbakan Yıldırım, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Duncan'ı kabul etti
Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'ı kabul etti.
Çankaya Köşkü'nde, basına kapalı gerçekleşen kabul, 50 dakika sürdü. Kabulde, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore de bulundu.
Şamil Tayyar: Reina baskını CIA eylemidir

Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, bir televizyon kanalında yaptığı değerlendirmede, “Reina baskını bir CIA eylemidir” dedi.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, bir televizyon kanalındaki Son Söz isimli programda, Reina saldırısı ile ilgili çarpıcı bir iddiada bulundu.
Milletvekili Şamil Tayyar, son dönemlerdeki terör olaylarının birbiriyle bağımsız değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, "Reina baskını bir CIA eylemidir. Türkiye'de 12 Eylül şartlarının hazırlanması için atmosfer oluşturuluyor. Bu eylemler birbirinden bağımsız değerlendirmemeli" dedi. Sosyal medyada teröre destek veren mesajları da değerlendiren Tayyar, "Terör örgütlerinin amacına hizmet eden tweetler atan herkes teröre hizmet etmiş olur. Türkiye'yi bölmeye yönelik bir adım izleyenler bir sonraki adımın hedefi olurlar" ifadelerini kullandı.
"HAYAT TARZIMIZA MÜDAHALA EDİLİYOR DİYENLER..."
Kimsenin hayat tarzına müdahale edilmediğini vurgulayan Tayyar, bu konudaki eleştirilere ise "Hayat tarzımıza müdahale ediliyor diyenler kendi hayat tarzlarını başkasına dayatmaya çalışıyorlar" cevabını verdi.
Tayyar, Türkiye üzerinde oynanan kirli ve kanlı oyunlara verilecek cevabın birlik ve beraberlik olduğunu kaydederek, "Türkiye üzerindeki oyun kuruculara karşı verilebilecek en güzel cevap birlik beraberlik içinde olmamızdır" diye konuştu.
Van Büyükşehir Belediyesinde borç sıkıntısı

VAN Büyükşehir Belediyesi, kayyum atamasının ardından borç ve çalıştırılan personelle ilgili yazılı açıklama yaptı. Toplam borcun 749 milyon 166 bin lira olduğu, istihdam edilen toplam personel sayısının da 4 bin 477 kişi olduğu belirtildi.
Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın hakkındaki terör soruşturması kapsamında gözaltına alınıp, tutuklanmasının ardından kayyum olarak atanan Vali İbrahim Taşyapan, çalışmaların sürdürürken, belediyede yapılan çalışmalarla ilgili de Büyükşehir Belediyesi tarafından yazılı açıklama yapıldı.
Geçen süre içerisinde belediyenin içinde bulunduğu durum ile ilgili tespit çalışmaları yapıldığı ve bazı konuların kamuoyu ile paylaşılmasının şeffaf belediyecilik açısından uygun olacağının değerlendirildiği belirtilerek şöyle denildi:
KÜÇÜK ESNAFA ÖDEME YAPILDI
"İlk olarak Belediyemiz hizmetlerinin tarafsız, eşit ve kesintisiz olarak vatandaşlarımıza sunulması konusunda hassasiyet gösterilmiş ve tedbirler buna göre alınmıştır. Belediyemizin personel ve mali durumu ile ilgili tespit çalışmaları başlatılmış, ödemeler durdurulmuş ve bankalardaki mevcut durumun tespiti istenilmiştir. Personel ödemeleri ve kanuni süreli ödemeler yapılmaya devam ettirilmiştir. Mücbir sebep nedeniyle yıllardır ödenmeyen vergilerin yapılandırılması için son günler olması nedeniyle 94 milyon lira vergi borcu yapılandırılmıştır. Öncelik küçük esnafa olmak üzere belediyeden alacaklı olanlara 34 milyon 7 bin 258 liralık ödeme yapılmıştır. Belediyemizin genel hizmetlerini yürütmekle birlikte kar yağışı nedeniyle karla mücadele programı hazırlanarak hızlı ve etkili şekilde bir mücadele programı uygulanmıştır."
TOPLAM BORÇ 749 MİLYON 166 BİN LİRA
Van Büyükşehir Belediyesi'nin belediyeye iş yapmış kişilere olan borçlarının 197 milyon 493 bin 39, kurumlara olan borçlarının 550 milyon 466 bin 953, personel alacaklarından kaynaklı borçların 1 milyon 206 bin, toplam borç miktarının da 749 milyon 166 bin lira olduğu belirtildi.
Belediyedeki memur sayısının 536, işçi sayısı 654, sözleşmeli sayısının 250, hizmet alımı yöntemiyle çalıştırılan işçi sayısının 2 bin 679, şirketlerde çalıştırılan işçi sayısının 358 böylelikle istihdam edilen toplam personel sayısının ise 4 bin 477 olarak belirlendiği açıklandı.
SIFIR SİLAH VE MÜHİMMAT ELE GEÇİRİLDİ
Van'da bugün yapılan operasyonda, 12 Adet 85 mm. Anti tank RG7 roket mühimmatı, 3 adet roket sevk fişeği, 3 adet Kaleşnikof ile çok miktarda fişek ele geçirilirken silah ve mühimmatın sıfır olması dikkat çekti.
Kayseri'deki terör saldırısı hakkında 4 gözaltı!

Kayseri'de 14 askerin şehit düştüğü terör saldırısına ilişkin soruşturma kapsamında biri kadın 4 kişi, Adana'da gözaltına alındı.
Ayrıntılar geliyor...
'Woo George'a Reina gözaltısı

Saldırı öncesinde eğlence merkezinin sosyal medya hesabına "Sizi istiyorum" ve "Dövüşe 5 kala" şeklinde mesaj yazan kişi olduğu iddia edilen zanlı gözaltına alındı.
İstanbul Ortaköy'de 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısı öncesinde, eğlence merkezinin sosyal medya hesabına "Sizi istiyorum" ve "Dövüşe 5 kala" şeklinde iki mesaj yazan kişi olduğu öne sürülen zanlı gözaltına alındı.
Düzce Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele ekipleri, Ortaköy'de terör saldırısının gerçekleştirildiği eğlence merkezinin sosyal medya hesabına "Sizi istiyorummm" ve "Dövüşe 5 kalaa" şeklinde iki mesaj yazan "Woo George" isimli kullanıcıya yönelik çalışma yaptı.
Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, bu kapsamda, şüpheli F.S.M'nin Düzce'deki evine operasyon düzenledi. Operasyonda bazı belge ve dokümanlara el konuldu. "Woo George" isimli hesabın kullanıcısı olduğu öne sürülen F.S.M, ekiplerce gözaltına alındı.
"Dağa çık" baskısına ilk kurşun

Diyarbakırlı genç kendisini zorla dağa götürmek isteyen teröristi tek kurşunla öldürdü.
Mehmetçikten ağır darbe yiyen Kandil, artık terörist bulamıyor. PKK şehirdeki gençlerin beynini yıkamaya çalışıyor. M.İ. adlı hain, 18 yaşındaki A.E'yi "benimle dağa geleceksin. Yoksa aileni öldürürüm" diye tehdit etti. Direnen genç, PKK uşağını öldürüp polise teslim oldu.
Diyarbakır merkez Yenişehir İlçesi Şehitlik Polis Merkezi'ne giden A.E., kendisini zorla dağa götürmeye çalışan M.İ.'yi öldürdüğünü söyledi. Gözaltına alınan A.E.'nin verdiği bilgiler üzerine polis ekipleri, Yenişehir İlçesi Şehitlik Semti çöp arıtma tesisleri yakınlarına gitti. Burada yapılan incelemede, tren raylarının yanında M.İ.'nin başından tabancayla vurulmuş cesedi bulundu. (Türkiye)
Lokanta sahibi: Olayla ilgim yok

Reina'daki katliamı gerçekleştiren "Abu Muhammed Horasani" kod adlı teröristin, katliam sonrası geldiği Zeytinburnu'da bir çalışanından taksi ücreti için para aldığı iddia edilen lokantanın sahibi Şemsettin Dursun, ''Olayın benimle ilgisi yok. Olsaydı lokanta şimdi çalışmazdı'' dedi.
Ortaköy'deki hain saldırıyı düzenleyen "Abu Muhammed Horasani" kod adlı terörist, iddiaya göre katliamın ardından iki kez taksi değiştirerek Zeytinburnu'na geldi. Nuri Paşa Mahallesi Şuayip Seferoğlu Sokak'ta Uygur Türklerine ait ''Mölcer Dağ Cafe'' adlı lokanta çalışanlarından para alarak taksinin ücretini ödedi. Sonrasında ise kayıplara karıştı. Teröristin kaçış güzergahlarında bulunan tüm kamera görüntülerini teker teker inceleyen polis ekipleri, görüntülerden yola çıkarak lokantada çalışan 7 kişiyi gözaltına aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguya alınan 7 şüphelinin teröristle bağlantısı araştırılıyor.
TÜRKİYE BİZE KUCAK AÇTI
Söz konusu lokantanın sahibi Şemsettin Dursun, saldırıyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını söyleyerek, ''Benimle ilgisi olsaydı lokanta şimdi çalışmazdı. Polisler ifademi aldılar, daha sonra lokantanı açabilirsin dediler" diye konuştu. Teröristin taksiyle dükkanın önüne geldiği ve taksi ücreti için lokantadaki bir çalışandan para aldığı yönündeki iddialara ilişkin ise Dursun, "Bu konu hakkında bilgim yok. Ama biz şuan çalışmaktayız. Türkiye bize kucak açtı, yardımcı oldu. Uygur Türkleri tarafından böyle bir saldırının yapıldığına inanmak bile istemiyorum. İnşallah değildir. Çalışanlarımdan birkaçı gözaltına alındı. İnşallah onların da suçsuz olarak çıkacağına inanıyorum" dedi.
KAMERA GÖRÜNTÜLERİNE EL KONULDU
Lokantanın hemen yanında bulunan bir işyerinin sahibi Mehmet Tahincioğlu ise, güvenlik kamerası görüntülerini polisin aldığını belirterek, "Gece 03.00 ile 03:30 arasında bir taksiyle buraya geliyor. Burada birileriyle para alışverişi yapıyor. Daha sonra kayıplara karışıyor. İki gün önce polis ekipleri işyerimin güvenlik kamerasına ait kayıt cihazımı aldılar. Görüntülerde, bir taksinin yanaşıp birinin para vermesi ve taksinin uzaklaşması vardı." diye konuştu.
Barbaros Şansal'ın sınır dışı gerekçesi

Yılbaşı tatili için gittiği KKTC'den sınır dışı edilen ve getirildiği Atatürk Havalimanı'nda yolcuların saldırısına uğrayan modacı barbaros Şansal hakkında 8 vatandaşın Lefkoşa Polis Müdürlüğü'ne sunduğu dilekçe sonrasında işlem başlatıldığı bildirildi. SABAH'ın ulaştığı dilekçede, Şansal'ın devlete ve millete hakaret ettiği ve gereğinin yapılması istendi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne uyuşturucu maddeyle girdiği gerekçesiyle 2015'te tutuklanan ve 6 gün cezaevinde kalan modacı barbarosŞansal'ın 31 Aralık gecesi paylaştığı skandal video büyük tepki topladı. Videoda yeni yıl kutlamaları ışığında Türkiye ve Türk halkına yönelik alaycı ve hakaret dolu ifadeler kullanan ünlü modacının sözlerini içeren videonun sosyal medyada yayılması üzerine 8 vatandaş Lefkoşa Polis Müdürlüğü'ne giderek dilekçeyle şikayette bulundu.
SABAH'ın ulaştığı dilekçeye göre, Lefkoşa'da yaşayan Nazmi Pınar, Kenan Akın, Talip Sancar, Ahmet İşcan, Kansu Aksu, Kemal Altuncuoğlu, Mesut Ayar ve Mustafa Çaluda ortak imza attıkları dilekçede şu ifadelere yer verdi: 'nın ortak imzasıyla yazılan dilekçede şu görüşlere yer verildi: "Bizler aşağıda imza sahipleri olup, 1 Ocak 2017 tarihinde sosyal medyada yer alan KKTC'de ikamet eden Barbaros Şansal isimli TC vatandaşının video paylaşımında söylediği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni küçük düşürücü, alenen aşağılayıcı ve Türk Milletine hakaret eden sözlerinden dolayı şikayetçiyiz. 1 Ocak 2017 gecesinde İstanbul Reina gece kulübünde meydana gelen terör saldırısından önce saldırıya işaret edercesine bu videoda yer alan Barbaros Şansal'ın ithamlarının da tarafınızca özellikle dikkate alınmasını belirtmek isteriz..."
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DEVREYE GİRDİ
Barbaros Şansal'ın 2015'te tutuklandığı dönemde sınır dışı edilmesi yönünde karar alınmıştı. Ancak dönemin KKTC İçişleri Bakanı Asım Akansoy kararı durdurdu ve Şansal sınır dışı edilmedi. 31 Aralık'taki skandal paylaşımın ardından yeniden gündeme gelen sınır dışı talebi üzerine şimdiki İçişleri Bakanı Kutlu Evren devreye girince, 18 Kasım 2015'te alınan karar yürürlüğe konuldu.
POLİS SALDIRIDAN KURTARDI
Türk Hava Yolları'nın TK-963 sefer sayılı uçağıyla önceki akşam 22.30'de İstanbul'a getirilen Şansal, Atatürk Havalimanı'nda uçağın altında polisler tarafından gözaltına alınarak önce sağlık kontrolüne, sonra da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü götürüldü. Şansal'ın İstanbul'a getirilişi sırasında da uçakta olaylar çıktı. Uçaktaki yolcular Şansal'a tepki gösterirken arbede yaşandı. Arbede uçağın havalimanına inmesinin ardından da devam etti. Yolcular ile bazı havalimanı personeli Şansal'a uçak merdiveninden inişi sırasında saldırınca polis olayları sakinleştirmekte zorlandı. Şansal'a saldırdığı iddiasıyla Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü'nde 8 kişinin ifadesi alındı.
O VİDEODA NE DEMİŞTİ?
"Bana sefaletin adını yazabilir misin Abidin? Bu kadar gazeteci tutukluyken, bu kadar çocuk taciz ve tecavüz görürken, bu kadar yolsuzluk, rüşvet almış başını giderken, sizler hâlâ yeni yılı mı kutluyorsunuz? Ben kutlamıyorum ben şimdi bardaki evdeki tüm içkileri içeceğim. Tüm dolarlarımı İsviçre'ye götüreceğim, size bir peni bile vermeyeceğim. Şu anda ben Kıbrıs'tayım baskı olduğu için Kuzey Kıbrıs yeni yıla girdi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin girmesine daha bir saat var. Birazdan Nicosia'ya gideceğim, bir de orada kutlayacağım, orada da içeceğim. Öpmüyorum bile sizi, siz kutlamaya devam edin, bu kadar pisliğin, sefaletin içinde... " ifadesini kullandı. Sosyal medyadaki hesabından "B*kunda boğul Türkiye" ifadelerini kullanan Şansal "Tabii, tabii davası olmaz! 2017 hepinize g.., mutlu yıllar" ifadelerini kullandı.
İŞTE O DİLEKÇE
Reina teröristi için Kırklareli'nde alarm verildi

Ortaköy'de 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını gerçekleştiren teröristin yurt dışına kaçabileceği ihtimali üzerine Kırklareli'nde sınıra giden yolda önlemler artırıldı. Polis ekipleri, Bulgaristan'a ulaşımın sağlandığı Dereköy Sınır Kapısı yolunda araçlarda arama yapmaya başladı.
İstanbul Ortaköy'de 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını gerçekleştiren teröristin yurt dışına kaçabileceği ihtimali üzerine Kırklareli'nde sınıra giden yolda geniş güvenlik önlemleri alındı.
Kırklareli Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, kentin giriş çıkış noktalarında çelik yelek giyerek, uzun namlu silahlarla kontrollere başladı.
Ekipler, özellikle Bulgaristan'a ulaşımın sağlandığı Dereköy Sınır Kapısı yolunda güvenlik önlemlerini arttırdı.
Araçlarda arama yapan ekipler, yola kapan da kurdu.
Ekiplerin Dereköy Sınır Kapısında da geniş güvenlik önlemi aldığı öğrenildi.


Komutan vekalet bıraktığı astını ikna edememiş

Erzurum'da darbe girişimine ilişkin açılan ilk dava kapsamında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince talimatla ifade veren dönemin İl Jandarma Bölge Komutanı olan Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Lapanta ile dönemin Jandarma Bölge Komutanlığında görevli bulunan Jandarma Genel Komutanlığında çalışan Albay Gül, 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin açılan ilk dava kapsamında talimatla ifade veren dönemin Jandarma Bölge Komutanı olan Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Ali Lapanta ve dönemin Jandarma Bölge Komutanlığında Emniyet ve Kaza Önleme Proje Subayı olan Jandarma Genel Komutanlığında görevli Albay Cüneyt Gül, darbe gecesi yaşananları anlattı.
Korgeneral Lapanta, darbe girişimiyle ilgili tutuklu sanıklar Murat Koçak ile Murat Yılmaz'ın yargılandığı Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava çerçevesinde talimatla ifade verdiği Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde, olay günü izinli olduğunu ve teşebbüsü kendisini telefonla arayan Ağrı İl Jandarma Komutanından öğrendiğini belirtti.
Konuşma esnasında darbe planı emri geldiğini bildiren Lapanta, "Ağrı İl Jandarma Komutanı, Murat Koçak'ın Erzurum Sıkıyönetim Komutanı olduğunu ifade etti." dedi.
"VEKALET BIRAKTIĞIM ASKER..."
Lapanta, komutana bu hareketin FETÖ tarafından planlanmış olabileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kendisine bağlı birimlere emir vermesini ve talimatım olmadan hareket etmemelerini söyledim. Vekalet bıraktığım Kurmay Başkanı Murat Koçak'ı aradım. Durumun ne olduğunu sordum. Darbe uygulama emrinin geldiğini, birlikleri kışlaya topladığını ve hazırlık yaptığını söyledi. Kendisine 'Oğlum bu normal silahlı kuvvetlerin inisiyatifinde olan bir faaliyet değildir' diyerek yanlış yapmamasını ve gelen talimatlara uymamasını söyledim. Bana aynen 'Komutanım ben askerim, ben gelen emri uygulamak zorundayım' deyip gelen emre uyacağını söyledi."
"Komutanım siz ve Kolordu Komutanım görevden alınmışsınız"
Telefonda Koçak'a, "Ben ve kolordu komutanı varken sıkıyönetim komutanlığı sana mı kaldı" sorusunu yönelttiğini anlatan Lapanta, "Komutanım siz ve kolordu komutanım görevden alınmışsınız. Jandarma Genel Komutanlığının emrine verilmişsiniz." yanıtını aldığını kaydetti.
Koçak'ı darbecilerin emirlerini yerine getirmemesi için ikna etmeye çalıştığını vurgulayan Lapanta, şöyle devam etti:
"Kendisi 'Ben askerim, gelen emirlere uyarım.' dedi. Kendisine ailesiyle ilgili bazı açıklamalarda bulundum. 'Oğlun daha yeni doğdu, baba demesini bilmiyor. Yapmış olduğunuz faaliyet darbeye teşebbüstür. Bunun cezası da müebbettir. Sakın ola yanlış yapmayın.' diyerek nasihatta bulundum."
Söylediklerine karşılık Koçak'ın "Emredersiniz." demesine rağmen kışla içerisinden personeli hazırlama ve dışarı çıkarmada ısrarcı olduğunu öğrendiğine işaret eden Lapanta, şu ifadeleri kullandı:
"Kurmay Başkanının durumunun şüpheli olduğunu öğrenmem üzerine İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Çelik'i arayarak durumunu sordum. Bir sıkıntı olmadığını, personeli göreve çağırmadığını, gelişmeleri takip ettiğini ifade etti. Ben de kendisine derhal Jandarma Bölge Komutanlığı karargahına giderek duruma el koymasını istedim ve gelişmelerden Valiyi haber etmesi talimatını verdim. Gelişen süreç içerisinde kolordu komutanımızı aradım. Kolordu komutanına, Murat Yılmaz, MEBS Şube Müdürü Yaşar Uçgun ve Mali Şube Müdürü Mehmet Karaman'ın yanlış hareket ettiklerini ve haklarında tutuklama kararı çıkarılması için askeri savcılığa bilgi verilmesi gerektiğini söyledim. Kendisi de gereğini yapacağını söyledi. Gece 2-3 sıralarında da askeri savcılık tarafından tutuklama kararı çıkarılmış ve merkez komutanlığınca gereği yapılmış."
Albay Gül'ün ifadesi
Dönemin Jandarma Bölge Komutanlığında Emniyet ve Kaza Önleme Proje Subayı Albay Cüneyt Gül ise ifadesinde, olay gecesi Erzurum Orduevi bahçesinde oturduğu ve darbe girişimini kız kardeşinin telefonundan öğrendiğini bildirdi.
Daha sonra televizyondan gelişmeleri takip ettiğini belirten Gül, ifadesinde şunları anlattı:
"Televizyondaki durumdan rahatsızlık duyarak komutanlığa gittim. Nizamiyeden içeriye girdiğimde karargahta görevli personelin hücum yeleklerini alıp silahlandıklarını gördüm. Yaklaşık 40-50 kişiydi. Hepsi rütbeliydi. Tanıyanlar bana 'Komutanım ne oluyor?' dediler. Ben de 'Bilmiyorum, içeri girip öğreneceğiz' dedim. Koçak'ın odasına gittim. 'Murat ne oluyor?' diye sorunca bana 'Komutanım sıkıyönetim ilan edildi.' dedi. Ben de ne 'Sıkıyönetim mi? Ne diyorsun?' deyince sıkıyönetim direktifi mesajı gösterdi."
Etrafındakileri darbe mesajına inanmamaları konusunda uyardığını vurgulayan Gül, şu bilgileri verdi:
"Murat'a 'Bu mesaja nasıl inanıyorsun, üç tane çocuğun var. Bu, karargahtaki Fetullahçının birinin oyunudur. Sakın kanma. 9. Kolordu ve Jandarma Genel Komutanını aradın mı?' diye sordum. Murat, bana kolordu komutanına ulaşamadığını, Jandarma Genel Komutanlığının da sıkıyönetim faaliyetini gerçekleştirmeye başladığını beyan etti. Bunun üzerine 'Murat, bunda yanlışlık var, kolordu komutanını aramadan bir şey yapma.' dedim. Bir ara odasından çıkıp geri geldim. Bu sırada bazı komutanları gördüm. Bana ne yapacağımızı sordular. Ben de onlara 'Bunlar kesinlikle Fetullah'ın oyunu. Tanıdığınız, güvendiğiniz adamlara yavaş yavaş yayın.' dedim. Koçak'ın telefonda Ali Paşamla konuştuğunu duydum. 'Murat emir veriyorum, o direktifi kaale almayacaksın.' dedi. Murat da kendisine 'Sizi genel komutanlık emrine aldılar.' dedi."
Gül, Murat Koçak'ı darbe emrini uygulamaması konusunda ikna etmeye çalıştığını dile getirerek, "Daha sonra Albay Mustafa Çelik geldi. Bana 'Murat'ı bir şekilde durdurmamız lazım.' dedi. Ben de kendisine 'Derdest etsek olur. Ancak kimin ona taraf olduğunu bilemiyorum. Biri silah çeker, kışla içerisinde kan gövdeyi götürür. Müsaadenizle içeride Murat'ı ikna edeyim. Siz de dışarıda personel ile konuşun, doğruyu anlatmaya çalışın' dedim." şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Emri aldıktan sonra içeri girdiğine değinen Gül, şunları kaydetti:
"İçerdi otururken Binbaşı Murat Yılmaz odaya gelerek 'Komutanım, Mustafa Albay personeli toplamış, konuşuyor.' dedi. Koçak hızlı bir şekilde bahçeye koştu ve içtimada bulunan rütbelilere 'Bu bir emirdir, isteyen gelir.' diyordu. Çelik, bundan önce kendisine 'Murat saçmalıyorsun.' şeklinde uyarıda bulunmuştu. Koçak da Çelik'e 'Komutanım bu emirdir, emri uygulayacağız.' dedi. Mustafa Albayın 'Sen o saçma mesajla gidip valiyi mi alacaksın?' diye sorması üzerine Koçak da 'Vali artık yok.' dedi. Personelin etrafımızda toplanması üzerine Koçak, Mustafa Albay ve Albay İsmail Güzel ile birlikte kamelyaya geçtik. Orada Murat'ın tutum ve davranışlarından bu işi yapamayacağını anladığını sezdim."
Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanı Korgenaral Harun Ocaklı'dan mesaj geldiğini işaret eden Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunun üzerine Koçak'ın yanına giderek 'Murat, Harun Paşa arıyormuş, ne dedi' diye zarf attım. Koçak da bana 'Kışladan çıkmayın.' diye emir verdiğini söyledi. Ondan sonra Koçak'ın hiçbir girişimde bulunamayacağı kanaati bende hasıl oldu. Gözaltına alınarak götürülmelerine kadar odasında televizyon izledi."
Erzurum'da FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında haklarında Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava süren tutuklu sanıklardan örgütün sözde "Erzurum Sıkıyönetim Komutanı" Murat Koçak ile sıkıyönetim komutanları atama listesinde ismi bulunan Murat Yılmaz'ın, üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 22,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Reina'ya saldıran terörist Konya'da ne yaptı?

AHaber'de Memleket meselesi programında Ortaköy saldırısını gerçekleştiren terörist hakkında edinilen yeni ve çok önemli bilgiler paylaşıldı. Hücre evi ayrıntısının da ortaya çıktığı gerçekleri A Haber muhabiri İbrahim Doğan aktardı. İşte ayrıntılar
Az önce Konya otogarına girdik ve teröristin hangi isimle bilet aldığına dair net bilgilere ulaştık.Terörist 15 Aralık'ta Konya otogarına girdi. Bilet alacağı gişeye yöneldi kimliğini ifşa etmemek için burada farklı bir isim söylemesi gerekiyordu ve o isim "Ebu Muhammed".
YOLCU KAYITLARI İNCELENİYOR
Terörist Ebu Muhammed adıyla bilet aldı.Gişe görevlileri ve firma çalışanlarının ifadelerine de başvuruldu.Çalışanlar Ebu Muhammed ismiyle bilet aldığı bilgisini paylaştılar.Firma sadece İstanbul'a değil yurdun dört bir yanına bilet satıyor bu yüzden de saldırganın nereye gittiği konusunda net bir bilgi yok.Biz firmadan neresi olduğunu öğrenmek istedik ancak firma 2016 kayıtlarının kapandığını 2017 yılı kayıtlarının açıldığını,sistemi bilgi işlemci tarafından geriye taratacaklarını söylediler.
TERÖRİST NEREYE YOLCULUK ETTİ?
Hemen şu sıcak bilgileri aktaralım 15 Aralık'ta eğer terörist İstanbul'a geldiyse şayet firmanın o gün İstanbul'a giden sadece bir otobüsü bulunuyor.10.00 sularında otobüsün İstanbul'a gitmiş olabileceği bilgisini aktaralım. Güvenlik kameralarında net bir saat yok.
Son dakika: İşte Reina saldırısını gerçekleştiren teröristin kullandığı sahte isim
SİLAHLARI NEREDEN ALDI?
Terörist otogardaki güvenlik noktalarından kolayca geçti çünkü üzerinde taşıdığı çanta ve benzeri bir yük yoktu. Bu detayda bileti Konya'dan almadığına işaret ediyor. Terörist bu noktadan içeri girdi güvenlik kapısına yöneldi ve buradan kolayca geçti. Şu notu aktaralım elinde çantası yoktu. Silahı olmuş olsaydı eğer otogar özel güvenliği ve Emniyet Teşkilatı yetkilileri tarafından yakalanacaktı.Bu bilgi teröristin o silahı Konya'dan temin etmediğini gösteriyor. Konya otogarında bütün girişlerde güvenlik kontrolü yapılıyor. Ayrıca izlediğiniz görüntülerde de teröristin elinde çanta olmadığı açık bir şekilde görülüyor.
DEAŞ HÜCRE "EVLERİNDE" KALDI
Burada bulunduğumuz süre zarfında önemli bir bilgiye daha ulaştık. Teröristin Konya'ya ilk gelişi olmadığını birkaç kez Konya'ya geldiğini öğrendik. Saldırıyı gerçekleştirmeden Kasım ayının sonlarında da Konya'ya geldiği konusunda bilgi aldık. İddia edildiği üzere DAEŞ'in hücre evlerinde kaldığı bilgisi geldi fakat bu bilginin doğrulatabildiğimiz kesin bir bilgi olmadığına sizlerle paylaşmak isterim.
15 gün Konya'da üç farklı hücre evinde kaldı ve o hain saldırıyı gerçekleştirmeden birkaç gün önce o hücre evlerinin tamamen boşaltıldı. Saldırı planı Konya'dan yapıldı.Şu bilgiyi aktaralım teröriste kapılarını açanlar saldırıdan birkaç gün önce o evi terk ettiler.Ve polis baskın düzenlemek için o evlere yöneldiğinde kimseye ulaşamadı.
Fırat Kalkanı'nda, 1 asker şehit oldu

Fırat Kalkanı harekatında terör örgütü DEAŞ' ın saldırısında 1 askerin şehit olduğu, 4 askerin yaralandığı bildirildi.
Fırat Kalkanı harekatında terör örgütü DEAŞ' ın saldırısında 1 askerin şehit olduğu, 4 askerin yaralandığı bildirildi.
Reina katliamının ardından flaş gelişme! İzmir'de dev operasyon

Reina katliamında son dakika gelişmeleri... İstanbul Ortaköy'deki ünlü gece kulübü Reina'da yılbaşı gecesi katliam yapan DEAŞ'lı teröristle ilgili İzmir’de operasyon başlatıldı. Ortaköy'de 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla bağlantılı oldukları iddia edilen şüphelilere yönelik İzmir'de operasyon düzenlendi. Operasyonda, DEAŞ üyesi olduğu öne sürülen 11'i kadın 20 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin, Ortaköy'deki terör saldırısını gerçekleştiren zanlıyla Konya'daki hücre evinde birlikte kaldıkları iddia edildi.
İstanbul Ortaköy'de 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla bağlantılı oldukları iddia edilen şüphelilere yönelik İzmir'de başlatılan operasyonda DEAŞ üyesi olduğu öne sürülen 20 şüpheli gözaltına alındı.
4 ADRESE EŞ ZAMANLI OPERASYON
Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında, Ortaköy'deki terör saldırısıyla bağlantılı olduğu ileri sürülen şüphelilere yönelik, Bornova ve Buca ilçelerinde özel harekat polislerinin desteğiyle gece saatlerinde 4 adrese operasyon düzenledi.
MAHALLEYE GİRİŞ, ÇIKIŞLAR KAPATILDI
Polis ekipleri, operasyonların sürdüğü mahallelerde giriş ve çıkışları kapatarak geniş güvenlik önlemi aldı. Operasyonda, Dağıstan, Doğu Türkistan ve Suriye uyruklu 11'i kadın 20 şüpheli gözaltına alındı. DEAŞ üyesi olduğu öne sürülen zanlılar ile yanlarındaki 20 çocuk, emniyete götürüldü.
TERÖRİSTLE AYNI EVDE KALMIŞLAR
Şüphelilerin kaldığı evlerde yapılan aramada, keskin nişancı ve gece görüş dürbünü, palaska, sırt çantası, GPS, bazı askeri malzemeler ele geçirildi.
Zanlıların, Ortaköy'deki terör saldırısını gerçekleştiren zanlıyla Konya'daki hücre evinde birlikte kaldıkları iddia edildi.
Reina katliamının ardından İzmir'de dev operasyon!


HDP'li Leyla Birlik hakkında tahliye kararı verildi

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım'da tutuklanan HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Birlik'in bulunduğu Silivri Cezaevinden bugün tahliye edileceği belirtildi.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım'da gözaltına alınarak tutuklanan HDP Milletvekili Leyla Birlik hakkında, Şırnak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşması bugün gerçekleştirildi. Silivri Cezaevinde bulunan HDP'li Birlik'in, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldığı duruşmada, mahkeme Birlik hakkında tahliye kararı verdi. Duruşmayı izleyen HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, Birlik hakkında verilen tahliye kararından sonra Birlik'in bugün Silivri cezaevinden tahliye edileceğini söyledi.
HAKKINDA 37 YIL İSTENİYOR
Leyla Birlik'in yargılandığı davada hazırlanan iddianamede, Birlik'in, 'terör örgütüne üye olma', 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme', 'suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunmak', 'hakaret' ve 'kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme ve yönetme' suçlarından 37 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Öte yandan dün Şırnak'ta kontrol noktasında gözaltına alınan Leyla Birlik'in eşi Mehmet Birlik ilgili işlemlerinin ise sürdüğü belirtildi.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Reina saldırganının kimliği belli oldu

AA Editör Masası toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İstanbul'daki terör saldırısını düzenleyen kişinin kimliğinin belirlendiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Reina saldırısına ilişkin, "Bu alçak saldırıyı bir kez daha kınıyoruz. Saldırganın kimliği belirlendi. Yakalanması ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bağlantıları ne, kimler yardım etmiş? Bu konularla ilgili İçişleri Bakanlığımız ve ilgili tüm kurumlarımız titizlikle çalışmalarını sürdürüyor ama saldırganın kimliği belli oldu" dedi.
2016 yılınızor bir yıl olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, 2017'nin daha iyi bir yıl olacağını ümid ettiklerini belirterek, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm projelerimiz 2017'de de devam edecek. Önümüzdeki aylarda önemli ziyaretler var. Önümüzdeki hafta başlayacak Büyükelçiler Konferansımıza önemli isimler gelecek" şeklinde konuştu.
FETÖ'ye yönelik operasyonlara uluslararası anlamda çalışmalara devam edildiğini ifade eden Çavuşoğlu, "PKK ve FETÖ ile ilgili tüm çalışmalarımız devam edecek. Terör örgütleri ile mücadelemiz devam edecek. Suriye'de ateşkese doğru gidiyoruz. Bölgesel barışı korumak için çalışmalarımız devam edecek" dedi.
Bakan Çavuşoğlu'nun AA Editör Masası'na açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:
TERÖRLE MÜCADELE-15 TEMMUZ
Türkiye karşıtları 15 Temmuz'un başarılı olmasını istedi. Batı uzun süre gelip ülkemizi ziyaret bile etmedi. İngiltere Avrupa Birliği Bakanı ilk olarak ülkemize o geldi. Sonra hata yaptıklarını anladılar ve arka arkaya gelmeye başladılar. Terör saldırılarının ardından Batı'dan dayanışma mesajları aldık. Ancak biz Batılı dostlarımızdan terörle mücadelede somut iş birliği istiyoruz. Biz artık kuru sözden çok somut adım istiyoruz Batılı dostlarımızdan. Teröre karşı dayanışma içinde olmazsak o terör örgütü bugün beni yarın seni vurur.
SURİYE'DE SON DURUM
Halep'ten masum insanların kurtarılması ve ateşkesin temin edilmesi konusunda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük çaba sarf ettik. Arazide farklı görüşlere sahip muhalif gruplar var, bir taraftan rejim var, bir taraftan Şii milisler var. Ateşkesten sonra ihlaller oluyor. Bu ihlalleri Şii milisler ve rejim yapıyor. Bu ihlalleri takip etmek için iki merkez kuruldu. Bu anlaşmaya göre herkesin olduğu yerde durması gerekiyor. Lavrov'u geçen hafta aradım... Muhalefet şu ana kadar sözünde durdu. Saldırılara ölçülü cevap veriyor. Bu ihlaller değerlendirilecek. Eğer bu ihlaller durdurulmazsa Astana süreci akamete uğrayabilir. İran'ın bu garantörlüğün gereğini yapması lazım. Bu ateşkesin tam olarak uygulanması için mekanizmalar kurduk. Rejimin garantörü Rusya, Muhalefetin ise Türkiye ve Rusya. ABD bu süreçten dışlanmadı. Kesin bir çözüm için herkesin desteğini almamız gerekiyor. O nedenle Moskova'daki ortak açıklamaya ve siyasi süreç mutabakatlarında kararlar mevcut. 23 Ocak'ta başlayacak Astana görüşmeleri. Dolayısıyla Lavrov ile ABD'nin de Astana'da olması yönünde kararlılığımız var. Astana'ya sadece aile fotoğrafına katılmak için gelmenin bir anlamı yok. Katkı sağlanması lazım. Ruslarla anlaştık uyguladık, şimdi herkesin destek vermesi lazım.
SURİYE'DE BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Sınırımızın diğer tarafından oluşabilecek terör tehditini yok etmemiz lazım. Tehdit oradan geliyor. Eğer bu tehdit Suriye'den geliyorsa orada yok etmemiz lazım. Suriye ilgili temennimizi söylüyoruz: Herkesi kapsayacak bir yönetim olması gerekiyor. Herkesi kapsayacak bir yönetim ile ilgili oturacaklar siyasi vizyonunu ortaya koyuyor. Muhalefet bu vizyonu tüm dünya ile paylaştı. PYD ve YPG konusunda tutumuzu Rusya çok iyi biliyor. Moskova'da da gördük ki burada YPG ya da PYD, Suriye'nin topraklarını bölmesine karşı. Buna İran da karşı. YPG'nin de Astana'da yer almaması gerektiğini en başta Rusya ile konuştuk. Rusya bunu çok iyi bir şekilde anladı.
MÜNBİÇ'TEKİ PKK VARLIĞI
Biz Cerablus'ta Cerablus'u kendi halkına teslim ettik. El Bab'da da aynı şey olacak. YPG etnik temizlik yapıyor. Biz YPG'nin hala Münbiç'te olduğunu biliyoruz. Bunu ABD'ye söyledik. Obama bizimle hem fikir olduğunu söyledi. Kendisinin bizzat Cumhurbaşkanımıza verdiği bir söz var. Bu unsurlar operasyon biter bitmez Fırat'ın doğusuna geri gidecek. Sözünü tutmaması çok garip. Nitekim silah verdiğin bir örgütün seni takmaması da garip. Eğer YPG çekilmezse biz burada gerekeni yapacağız. Başka seçenek yok.
"BÜYÜKELÇİYE SUİKAST DÜZENLEYEN SALDIRGAN FETÖ'YE BAĞLI"
Bizim elimizdeki bilgi ve belgelere göre bu şahıs, FETÖ terör örgütüne bağlı.


AB Bakanı Ömer Çelik'ten satranç açıklaması

Bakan Çelik, "Ben satranç oynarım. Herkese de tavsiye ederim. Satrancın din adına yasaklanmasını da son derece akıl dışı bulurum" dedi.
"Cübbeli Ahmet" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün, "Satranç oynamaktansa ateşi tutmak daha hayırlı. Oynayanlar lanetlenmiştir" sözlerinin ardından başlayan tartışmayı, AB Bakanı Ömer Çelik özel bir televizyonda değerlendirdi.
SATRANCIN DİN ADINA YASAKLANMASI SON DERECE AKIL DIŞI
Çelik, "Hepimiz yeni yıl mesajları yayınlarız. Bunu Noel ile karıştırıyorlar. İnsanların elinden bunu almamak lazım, kutlamak isteyen kutlamaz. Bizde ağır kimlik problemi var. En sonunda satrancı getirdik. Ben satranç oynarım. Herkese de tavsiye ederim. Satrancın din adına yasaklanmasını da son derece akıl dışı bulurum. Bu aklın neşesidir. Aklın meydan okumasıdır. Doğu kültüründe satranca akıl ve kader aynı anda görüldüğü için son derece değer atfedilir" dedi.
Katliam öncesi Reina'nın sayfasına bunları yazdı, sonra sır oldu

Reina'nın yeni yıl mesajlarına ayırdığı sayfasına katliamdan kısa süre önce aynı kullanıcı tarafından "Sizi istiyorummm" ve "Dövüşe 5 kalaa" şeklinde 2 mesaj yazıldı. Esrarengiz mesajların yazılmasından sadece saatler önce açılan şüpheli hesap artık yok, kapalı. Ama aynı isim ve fotoğrafla açılan bir başka hesaba hala ulaşılıyor. Bu hesabın kapağında ise "Tiger's of İslam" yazılı, ellerinde silahlar olan üniformalı ve sakallı militanların yer aldığı bir fotoğraf var. Profil fotoğrafında ise yine aynı yüz ; Saçları kazılı, dilini çıkartarak ekrana bakan alaycı yüz..
Katliamın gerçekleştiği gece, Reina'nın yeni yıl mesajının paylaşıldığı sayfaya yazılan, hem de saldırıdan bir kaç saat önce yazılan 2 mesaj oldukça dikkat çekiciydi. Mesajların içeriği kadar, mesaj sahibinin profili, bu profilde katliamdan sonra yapılan değişiklikler dikkatli gözlerden kaçmadı. 'Woo George' ismini kullanan kişi art arda 2 mesaj paylaştı. Paylaşımın yapıldığı dakikalar yeni yılın ilk dakikalarıydı ve saldırgan henüz ortaya çıkmamıştı. O paylaşımınların ilkinde "Sizi istiyorummm" diye yazdı kullanıcı. Yeni yıl mesajlarına ayrılan sayfadaki en sıradaşı paylaşımdı. Aynı kullanıcı ikinci paylaşımını da hemen sonrasında yaptı. Bu kez ""Dövüşe 5 kalaa" diye yazdı.
MESAJLAR KATLİAMDAN SONRA "ANLAMLI" BULUNDU
O dakikalarda Reina'nın sayfasını kullananların dikkati çekmeyen mesajlar, katliamın gerçekleşmesinden sonra hem mevcut kullanıcıların hem de başsağlığı paylaşımı için sayfaya girenler tarafından "anlamlı" ve çok şüpheli bulundu.
DİL ÇIKARTAN ALAYCI YÜZ FOTOĞRAFIYLA
Dil çıkartan, alaycı bir yüzün profil fotoğrafı olarak seçildiği hesabın ayrıntıları ve hareketliliğine bakıldığında ortaya çok daha şüpheli bir durum çıktı. Açılış zamanına bakıldığında sırf bu paylaşımların yapılması için açıldığı anlaşılan hesap kısa süre sonra da silindi. Ancak tuhaflık bununla sınırla kalmadı.
AYNI İSİMLE BAŞKA HESAPTA SİLAHLI, ÜNİFORMALI MİLİTANLAR
Silinen hesapta kullanılan fotoğraf ve aynı isimle açılan bir başka hesap daha var platformda. Kapak fotoğrafında üniformalı, hepsi sakallı ve silahlı kişilerin olduğu bu hesaptaki fotoğraf ve kullanıcı adı aynı. Fotoğrafın üstünde "Tigers of İslam" (İslamın Kaplanları) yazıyor.
PAYLAŞIMI YAPANLAR ÖNCEDEN BİLİYOR MUYDU?
Bütün bunlar Reina katliamıyla ilgili olarak koskoca bir soruyu ortaya koyuyor; Bu iki hesabı kullanan kişi ya da kişiler katliamı, planlamasını, nasıl ve ne zaman yapılacağını çok önceden biliyor muydu ? Paylaşımlar bu yüzden mi yapıldı .
Darbe komisyonunun görevi bitti

15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek, "Darbe Komisyonu 141 kişiyi dinlemiştir. Bu dinlemeler, çalışma ziyaretlerinde aynen burada olduğu gibi ofis çalışma ortamı olarak tahsis edildi" dedi. Reşat Petek açıklamasında, “Cezaevinde bulunan en üst elemanlarının moral ve motivasyonlarını korumak için sürekli beslendikleri, FETÖ liderinden değişik yöntemler ile talimatlar geldiği, kendilerinin morallerinin bozulmaması noktasında ciddi bir motivasyon çalışması yaptıkları bilgileri elimize geliyor” dedi.
Raporla ilgili açıklama yapan Reşat Petek, "Darbe Komisyonu 141 kişiyi dinlemiştir. Bu dinlemeler, çalışma ziyaretlerinde aynen burada olduğu gibi ofis çalışma ortamı olarak tahsis edildİ. 142 saat 21 dakika çalışıldı" dedi.
"CEZAEVİNDE BULUNAN ÖRGÜT ELEMANLARINA ŞİFRELİ BİLGİLER ULAŞIYOR"
Bu 3 aylık süre zarfında yapılan çalışmaları yeterli gördüklerini kaydeden Petek, "15 Temmuz darbe girişimini aydınlatacak önemli bilgiler, FETÖ'nün 1966'dan bugüne kadar nasıl yapılandığı, hazırlandığı ve son aşamada da alınması gereken önlemler ile ilgili raporumuzda detaylı bilgilere yer vereceğiz. 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan FETÖ ve işbirlikçilerinin devlet kadrolarından temizlenmesi çalışması nihayete ermemiştir. Bu süreç devam ederken, öyle bir yapılanma ve örgütten söz ediyoruz ki; şuanda cezaevinde bulunan en üst elemanlarının moral ve motivasyonlarını korumak için sürekli beslendikleri, FETÖ liderinden değişik yöntemler ile talimatlar geldiği, kendilerinin morallerinin bozulmaması noktasında ciddi bir motivasyon çalışması yaptıkları bilgileri elimize geliyor. Sık sık tarihler veriyorlar ve şu tarihte çıkacaksınız, bunu yapanlardan hesap sorulacağı noktasında kendilerine şifreli bilgiler ulaştığı görülüyor. Rus Büyükelçi Korlov'a düzenlenen saldırının ardından Sakarya Emniyet Müdürü beni aradı ve komisyonda verdiğim bilgi işte buydu dedi. Hala emniyet içinde kripto FETÖ'cülerin tamamen kendisini gizlemiş olabileceğine dikkat çeken bilgiler gelmeye devam ediyor. FETÖ ile PKK'nın işbirliği yaptığı noktasında bilgiler vardı. Son bilgiler, FETÖ, PKK ve DEAŞ terör örgütünün işbirliği halinde çalıştığına dair somut bilgilerdir" ifadelerini kullandı.
Reşat Petek 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Raporuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında şunları kaydetti:
*Eski Cumhurbaşkanları ve Başbakanlara ve ilgili kişilere yazı ile sorular gönderildi. Bu soruların cevaplarını beklemekteyiz. Komisyon ve rapor yazım çalışmaları için görevlendirdiğimiz uzman sayımız 27. Uzmanlarımızın çalışmaları bizimle birlikte 3 aydır devam ediyor.
*Komisyon çalışmalarımız süresince uluslararası heyetler bizi ziyaret etti. Komisyonumuz Ankara, İstanbul ve Muğla illerimizi ziyaret ederek birinci elden önemli bilgilere ulaşmıştır.
*51 kahramanımızın şehiit olduğu Özel Harekat'ı ziyaret ettik ve 7 kişiyi dinledik. Ardından Özel Harekat Şube Müdürlüğünü ziyaret ettik ve 11 kişinin bilgisine başvurduk. Ardından Türksat Genel Merkezi'nin ziyaret ettik. Bu teröristler Türksat'ı etkisiz hale getirseydi darbecilere karşı halkımızın kenetlenmesini önleyeceklerdi. Türksat'ta o gece yapılan çalışma çok önemliydi. Oradaki çalışanların nasıl gayret gösterdiklerini dinledik.
Darbe komisyonunun görevi bitti
*İstanbul'da öncelikle Atatürk Havalimanını ziyaret ettik. Kulenin o gece teröristler tarafından nasıl işgal edildiğinin tanıklarını dinledik. Ve Kulenin tekrar kurtarılmasına şahit olan tanıkları dinledik. O işgalcileri orada öldürmek varken onları sağ olarak ele geçiren Özel Harekatçılarımızı dinledik. İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzü ziyaret ettik. Bu arada halkımızın darbe girişimine karşı direnişlerine örneklerden bir tanesi 14 yaşındaki gazimizdi, onu evinde ziyaret ettik.
*Ardından 17 kahraman kardeşimizi şehit verdiğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan 10 kişinin bilgisine başvurduk.
*15 Temmuz darbe girişiminde milletimizin birlik ve beraberliğine örnek bir çalışma da Yargı'dan geldi. Başta Ankara, İstanbul, Muğla, Bursa başta olmak üzere Başsavcılıklarımız güvenlik birimlerimize gözaltı ve yakalama kararlarını verdiler. Yargımız gerekli çalışmayı yaptı ve sembol bir yer olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızı ziyaret ettik.
*15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün görgü tanıklarını dinledik. Ayrıca Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminin olduğu Marmaris'teki otele çalışma ziyareti dinledi. Bu çalışmalarımızı 3 aya sığdırdık. Süreyi uzatmaya gerek bırakmadık ancak rapor yazım çalışmaları devam ediyor.


Reina'daki hain saldırıyı düzenleyen terörist o ismi kullanmış

İstanbul’daki ünlü gece kulübü Reina’ya saldıran teröristin 15 Aralık günü Konya’dan otobüsle İstanbul’a giderken, Konya Şehirlerarası Terminali’ndeki güvenlik kamera kayıtları ortaya çıktı.
Bir otobüs firmasından 'Ebu Muhammed' adına bilet alan teröristin görüntülere 1 kişi olarak yansıdığı belirlendi.
Öte yandan Reina'da katliam yapan teröristin gözaltına alınan eşi ve 2 çocuğuyla 20 Kasım'da uçakla İstanbul'a geldiği iddia edildi. İHA'nın haberine göre teröristin eşi ilk ifadesinde, saldırıyı televizyondan öğrendiğini, eşinin DEAŞ'la ilgisinin bulunduğunu bilmediğini savundu. İHA'nın geçtiği son dakika haberinde ismi açıklanmayan teröristin Kırgızistan'dan eşi ve 2 çocuğuyla 20 Kasım'da uçakla İstanbul'a geldiği iddia edildi.
'BİLMİYORDUM' DEDİ
İddiaya göre Buradan karayolu ile önce Ankara'ya giden terörist ve ailesi yine karayolunu kullanarak 22 Kasım'da Konya'ya geldi. Konya'da emlakçı aracılığıyla aylık 1.100 TL kira ödeyerek stüdyo daire kiralayan terörist, 3 aylık kira parasını peşin verdi. Teröristin iş bulmak amacıyla Konya'ya geldiğini söylediği öğrenildi. Teröristin gözaltına alınan eşinin saldırıyı televizyondan öğrendiğini, eşinin DEAŞ'a sempati duyduğunu bile bilmediğini öne sürdü.
Dün akşam televizyon kanallarında saldırganın görüntüsünün yayınlanmasının ardından kiraladığı evin bölgesinde oturanların 155 Polis İmdat Hattını arayarak teröristi gördüklerini ihbar ettiği belirtildi.
YORUMLAR