Erdoğan, Başika kampındaki askerlerle telefonla görüştü

Erdoğan, Başika kampındaki askerlerle telefonla görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'taki Başika kampında görev yapan askerlerle telefon görüşmesinde, "Orada siz şu anda adeta zulmün karşısına dikilmiş yiğitler olarak varsınız." dedi..

09 Ocak 2017 - 08:55 - Güncelleme: 09 Ocak 2017 - 08:55

Giriş Tarihi: 09.01.2017 05:27 Son Güncelleme Tarihi: 09.01.2017 06:52

Erdoğan, Başika kampındaki askerlerle telefonla görüştü

Erdoğan, Başika kampındaki askerlerle telefonla görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'taki Başika kampında görev yapan askerlerle telefon görüşmesinde, "Orada siz şu anda adeta zulmün karşısına dikilmiş yiğitler olarak varsınız." dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Başika kampını ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamptaki askerlerle telefonla görüştü.

Erdoğan, görüşmede, Başika'daki tüm askerleri kutlayarak, "Başika kampındaki başarılarınızın artarak devamını diliyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun inşallah. Sizler orada gerçekten bir destan yazıyorsunuz." diye konuştu.

"DEAŞ'a sizler orada ciddi manada kan kusturdunuz, onlara ciddi manada hesap sordunuz." ifadesini kullanan Erdoğan, "Suriye'de verilen mücadelede de gerçekten bin 300 civarında DEAŞ'lının etkisiz hale getirilmiş olması, burada Türk askerinin kudretini göstermesi bakımından çok önemli olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamptaki askerlere hitaben şunları kaydetti:

"Öncelikle sizleri tebrik ediyorum. Emrinizdeki ast, üst kardeşlerimle beraber vermiş olduğunuz bu eğitimin, sürecin çok daha başarılı bir şekilde devamı temennimizdir. Şu anda tüm Başika kampındaki askerimize Türkiye'den şahsım ve milletim adına en kalbi duygularla şükranlarımı bildiriyorum. Sizlerin orada vermiş olduğu bu eğitim, gerek peşmerge gerekse diğer Musul'daki kardeşlerimiz olsun bölgenin barışı için, bölgedeki gelişmelere olumlu katkılar noktasında çok büyük faydası olacaktır.

Orada siz şu anda adeta zulmün karşısına dikilmiş yiğitler olarak varsınız. Orada eğitim veren güçlerimizi tebrik ediyorum, kutluyorum. Diliyorum ki sizler zaten bu göreve giderken adeta şehadete yürüyen kadrolar olarak gittiniz. Şu ana kadar da çok büyük başarıyla Başika kampındaki süreç devam ediyor. Sayın Başbakanımızın merkezi yönetimle yaptığı görüşmeler verimli geçti, haberlerini aldım. Döndükten sonra bunların değerlendirmesini de yapacağız ve yeni yeni çok daha hayırlı adımları inşallah bölgede atacağız. Ben sizleri tekrar kutluyorum. Bir olun, beraber olun, iri olun, kardeş olun, hep birlikte Türkiye olun."

Cumhurbaşkanından Fethi Sekin'in ailesine taziye

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir saldırısında şehit olan kahraman polis Fethi Sekin'in eşini telefonla arayarak taziye dileklerini iletti.

Cumhurbaşkanından Fethi Sekin'in ailesine taziye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir'deki terör saldırısında faciayı önleyen ve şehit olan polis memuru Fethi Sekin'in ailesi ile görüştü. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznür Çalık, İzmir’de kahramanca şehit düşen Fethi Sekin’in eşi Rabia Sekin ve ailesini Elazığ’daki baba evinde ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çalık’ın telefonundan şehit eşi ve kardeşine taziyelerini dileklerinde bulundu.

Cumhurbaşkanından Fethi Sekin'in ailesine taziye

"HİÇ ENDİŞEMİZ YOK"

Telefonda şehit eşi Rabia Sekin’e “Başınız sağ olsun. Allah sabırlar versin inşallah” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mekanı cennet olsun, hiç endişemiz yok zaten. Şehitlerimizin makamı biliyorsunuz sevgili peygamberimizin en yakınıdır. Dolayısı ile sende şehit eşi olarak anılacak dolayısı ile ebedi alemde eşinizin yanında alacaksınız inşallah. Temennimiz, duamız budur. Fethi kardeşimizi orada ciddi bir felaketi engellemiş oldu. Adeta oda ikinci Ömer olmuş. Her zaman söylüyorduk bizde Ömer Halisdemirler bir değil. İnşallah bu örneklerle beraber geleceğe çok daha farklı yürüyeceğiz” dedi.

Erdoğan'dan Fethi Sekin'in ailesine taziye

"ÇOCUKLARIMIN BİR BABASI DA SİZSİNİZ"

Şehit eşi Sekin ise, “Çocuklarım bir babasını kaybetti, bir babası da sizsiniz, çocuklarıma sahip çıkmanızı istiyorum” dedi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ondan hiç endişeniz olmasın. Her yerde söylüyoruz zaten bizler şehitlerimizin eşlerini ve çocuklarını emanet olarak kabul ettik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu emanetlere sahip çıkacak kadar güçlüdür. Bunu hiç endişe etmeyin. Eğitimlerine varıncaya kadar yanlarındayız. Zaten biliyorsunuz, beyiniz nasıl terfilerini alacaksa, o terfileri sizde almaya devam edeceksiniz” diye konuştu.

"DUALARIMIZ SİZİNLE"

Kendilerinin eşinin kahramanlığı ile gurur duyduklarını aktaran Rabia Sekin, dua isteyen Erdoğan’a, “Dualarımızı sizinle” diyerek aradığı için teşekkür etti. Şehit kardeşiyle de görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün aileye selam ileterek sabır diledi.

FETÖ, oğlumu bana düşman etti

FETÖ, oğlumu bana düşman etti

Emniyet’e başvuran bir baba, FETÖ üyesi olduğunu belirttiği biri avukat iki oğlunu ihbar etti. ‘İhbar ettiğim için tehlikedeyim’ deyip tanık korumaya alınmayı talep etti

Devlete sızan FETÖ'ye yönelik operasyonlar sürerken, adli makamlara yapılan başvurular, verilen ifadeler trajik aile hikâyelerini de gözler önüne serdi. Tıpkı, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bilgi veren İ.U. adlı babanın ifadesi gibi. 6 çocuğundan F.U. ile Y.U.'nun terör örgütüne nasıl katıldıklarını, bölge imamı olduğunu, inanılmaz servetlerini anlatırken, ifadeleri nedeniyle tanık koruma programı istedi.

'AVUKAT OĞLUM BÖLGE İMAMI'
6 çocuk babası emekli öğretmen ifadesinde, oğulları F.U. ile Y.U.'nun FETÖ'ye katılma sürecine ilişkin şu bilgileri verdi: "Çocuklarımdan F.U. Kayseri'de yaşıyor. Etkili bir avukat. Daha önce fabrikası vardı iflas etti, şu anda serbest çalışıyor. FETÖ'ye ilk öğrencilik (lise) yıllarında tanıştı. Ne kadar uzak tutmak istesem de Fetullahçı yapı oğlumu kandırarak bünyesine aldı. Benim oğlumu kazanma çabalarımı fark fark edince de onu bana düşman yetiştirdiler. Oğlum Konya'da hukuk okurken bu şehirde, daha sonra da Kayseri'de FETÖ bölge imamı olarak görev yaptı. Oğlumun villası ve banka hesaplarında yüklü miktarda parası olduğunu değerlendiriyorum." İki oğlunun da mal varlıklarının incelenmesini isteyen baba U., "FETÖ'nün paralarının aklandığını değerlendiriyorum. Oğlum F.U. çok ketumdur. Terör örgütünün sır küpüdür. Çevresinden araştırma yapılırsa FETÖ mensubu olduğu teyit edilecektir. Diğer oğlum Y.U.'nun da himmet topladığını ve örgüte eleman kazandırdığını biliyorum. Örgütün etkili elemanlarından biridir" diye devam etti. Baba İ.U., verdiği ifadelerden dolayı diğer çocuklarının ve şahsının tehlikeye maruz kalabileceğini ifade ederek tanık koruma programına alınmak istediğini de dile getirdi.

DİYANET'İ DOĞRULUYOR
İ.U. gibi FETÖ'ye çocuklarını kaptıran ailelerden gelen şikâyetler, Diyanet'in FETÖ'nün genç nesiller üzerindeki etkilerine yönelik araştırmasını da doğruluyor. Araştırmada, bu çocukların kişilik, aile-millet bağları, ümmet mensubiyetleri gibi özelliklerini kaybettiklerine dikkat çekilip, "Aklını, ruhunu ve kalbini başkasına kiralayacak kadar bir beyin yıkanmasına girdiler, içine girdikleri yapıyı aile bağlarına tercih ettiler" deniliyor.

Gençlere 4 ayaklı koruma
FETÖ ile mücadelede hükümet yeni döneme ilişkin 4 ayaklı bir yol haritası hazırladı. Buna göre, FETÖ ve benzeri yapıların ortaya çıkmaması, çocukların kandırılarak ailelerden koparılmaması için sosyolojik, eğitsel, dini ve idari tedbirler en üst seviyeye çıkarılacak. Vatandaşlar bu tip tehditlere karşı bilgilendirilecek. Halkı bilinçlendirme toplantıları yapılacak.Burs, yurt gibi desteklerin bu tür yapıların eline geçmesi önlenecek.

Mersin'e dünyanın en büyük 5'inci güneş enerjisi santrali

Şişecam'ın düzcam fabrikasının çatısına kurulacak 6 megavat gücünde güneş enerjisi santrali, dünyadaki en büyük 5 projeden biri olacak.

Mersin'e dünyanın en büyük 5'inci güneş enerjisi santrali

Mersin'deki düzcam fabrikasının çatısına 6 megavat gücünde güneş enerjisi santrali kuracaklarını belirten Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, montaj çalışmalarının bu yılın ilk çeyreğinde başlayacağını söyledi.

Karbon ayak izlerini küçültmeyi hedeflediklerini ifade eden Ahmet Kırman, "Bu yılın ilk çeyreğinde montaj çalışmalarının başlaması planlanıyor. Montaj tamamlandığında çatı üzerine monte edilmiş santraller arasında dünyadaki en büyük 5 projeden biri olacak. Böylece fabrikamız yenilebilir enerjiden elektrik üretecek" dedi.

D%C3%BCnyan%C4%B1n+5.+b%C3%BCy%C3%BC%C4%9F%C3%BC+T%C3%BCrkiye%E2%80%99de+kurulacak

"CAM SONSUZ KERE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR"

Enerji verimliliği kapsamında sürdürdükleri diğer projelerden de bahseden Kırman, bu kapsamda 22 ilde 16 bin 700 cam kumbarasından toplanan 670 bin ton camın geri dönüştürüldüğünü belirtti. Camın yüzde 100 ve sonsuz kere hiçbir kalite kaybına uğramadan dönüştürülebildiğini, bunun enerji tasarrufu sağladığını söyleyen Kırman "Bir adet cam şişe üretmek için girdi olarak bir adet cam şişe atığı kullanmak yeterlidir. Bir adet cam şişeyi geri dönüştürerek bir bilgisayarı 25 dakika, bir televizyonu 20 dakika çalıştırmaya yetecek kadar da elektrik tasarrufu sağlamak mümkün" ifadelerini kullandı.

Çocukları böyle terörist yaptılar

Çocukları böyle terörist yaptılar

Teslim olan çocuklar, örgütün çok sayıda çocuğu kamplara zorla götürdüğünü anlattı. Oyun çağındaki çocuklar silah eğitimiyle canavara dönüştürülürken DBP binası sevk noktası olarak kullanıldı

SABAH, 'nın çeşitli yollar kullanarak kaçırdığı ya da kandırarak dağa götürdüğü 18 yaşından küçük çocukların güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra verdiği ifadelere ulaştı. İfadelerde yaşları 13 ila 16 arasında değişen birçok çocuğun dağa götürülerek silahaltına alındığı ortaya çıktı. PKK'nın terör yuvası olan kamplarda eğitime aldığı henüz ortaokul çağındaki çocuklara roket atar, el bombası, otomatik tüfek ve keskin nişancı tüfeği Kanas kullanmayı öğrettiği ifadelere yansıdı. İşte PKK'nın vahşi yüzünü gösteren o ifadelerden bazı detaylar:

BAĞLAYARAK KAÇIRDILAR
13 YAŞINDAKİ M.Y.: Markete içecek almaya giderken kod adı H.G. olduğunu öğrendiğim PKK'lı yolumu kesti. Elimi kolumu bağlayarak beni siyah bir arabaya bindirdi. Sonra beni bir vadiye götürdü. Gittiğimiz yer mağaraya benziyordu. Geceyi orada geçirdik. Ertesi sabah Hakurk kampına götürüldüm. Orada 10 gün kaldıktan sonra beni Kandil'e götürdüler. Beni eğitime alacakları sırada bir yolunu bularak örgütten kaçtım.

UYUŞTURUCU İLE KANDIRDILAR
16 YAŞINDAKİ S.T.: Ailevi sorunlar nedeniyle uyuşturucu kullanıyordum. Örgüte eleman temin eden bir kadının evine arkadaşım vasıtasıyla götürüldüm. Orada aldığım maddeler nedeniyle bilincimi kaybetmişim. Kendime geldiğimde Diyarbakır'daki örgüt mezarlığına getirilmiştim. Burada örgüt mensuplarıyla beş gün bekletildikten sonra zorla örgüte alındım. Bütün gün erzak taşıyor, yoruluyordum. Nöbette uykuya kalınca örgüt yönetimi beni tutukladı. Baskılar üzerine fırsatını bularak PKK'dan kaçtım.

AİLEMLE TEHDİT ETTİLER
15 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞU E.A.: Van'da meslek lisesine giderken bir PKK'lının örgüt propagandası yaptığını gördüm. Beni görünce örgüte katılmamı istedi, aksi takdirde aileme zarar vereceğini söyledi. Bunun üzerine dediklerin yaptım. Akşam saatlerinde aileme haber vermeden örgüt mezarlığının yanındaki buluşma noktasına giderek örgüte katıldım. Dağda yaşam şartları çok zordu. Ailemi de çok özlemiştim. Nöbet tutarken bir fırsatını bulup kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldum. Örgütte Kanas, RPG roket atar ve el bombası eğitimi aldım.

AĞIR SİLAH KULLANDIM
15 YAŞINDAKİ M.G.: Dağ kadrosundan bir PKK'lı ile Irak'a kaçtık. Kaçarken Hakkari, Dağlıca, Ünlüce mahallesini kullandık. PKK'ya dayımın oğlu ile görüşmek istediğim için katıldım. Ancak orada bulunduğum süre içinde kuzenimle görüştürülmedim. Orada bana AK-47 tüfek, otomatik makinalı tüfek, RPG roketatar ve el bombası kullanma eğitimleri verildi. Irak'tayken yurt içine pek çok kez giriş çıkış yaptım. Bu giriş çıkışlarda kaçakçılar bize yardımcı oluyordu. Kamplarda bize PKK tarihi konularında dersler veriliyordu. Örgütten kaçmak isteyenler ölümle tehdit ediliyordu. Bölge halkıyla konuşmamız, iletişim kurmamız kesinlikle yasaktı.

YPG ÜNİFORMALI ABD ASKERLERİ
16 YAŞINDAKİ M.B.: Dayımın oğlu ile bilgisayar oyunu oynuyorduk. Bana "Örgüte katılalım. Suriye'ye gidelim. DEAŞ ile savaşalım" dedi. Kabul ettim. Örgüte katılmamız için bize aracı olacak birini bulduk. Aracı bizi teslim etmeye götürürken telefonda konuştuğu şahsa şifreli olarak "yoldayım geliyorum. Çay içtiğimiz yere mi geleyim? İki tane siyah koyun kestim. Siyah torbalarda. Dolapta" diyordu. Sınırı geçtikten sonra YPG'liler bizi teslim aldı. YPG terör örgütü içinde Tıl Temir şehrinde Almanya, ABD, İspanya vatandaşı olan askerleri gördüm. Bunlar YPG kıyafetleri giyiyordu. Cephede YPG'ye destek olmak için savaşıyorlardı.

ZERDÜŞTLÜĞÜ ANLATTILAR
15 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞU S.A.: PKK sempatizanıyım. Bu yüzden YDG-H bürosuna giderek örgüte katıldım. Beni kadın bölüğünde görevlendirdiler. Orada yaşları küçük olan çok sayıda kız çocuğu vardı. El bombası ve Kanas kullanma dahil birçok silahın eğitimini aldım. Bize din olarak zerdüştlüğün benimsetilmeye çalışıldığını görünce örgütü sorgulamaya başladım. TSK'nın hava operasyonları başlayınca korktum, PKK'dan kaçtım.
DBP BİNASI ÖRGÜT NOKTASI
17 YAŞINDAKİ M.E.: Örgüte katılmaya karar verdiğimde bizi üzerinde DBP yazan bir binaya götürdüler. Orada sağlanan irtibatla örgüte katıldık. Örgütte telefon kullanmak kesinlikle yasaktı. Haberleşme telsiz ile yapılıyordu. Bölgede faaliyet gösteren gruplar kuryelerle haberleşirdi.

Özel sektör teröre karşı özel tim kuruyor

Emekli Özel Harekat polislerinden kurulacak özel timler, AVM'lerde görev yapacak.

Özel sektör teröre karşı özel tim kuruyor

Türkiye'de terör örgütü DEAŞ ve PKK'nın halkın yoğun olduğu yerlere yönelik saldırılarını artırması üzerine güvenlik güçleri önlemleri en üst seviyeye çıkardı. Alarmda olan güvenlik güçlerinin tedbirlerine ek olarak özel sektör de olası saldırılara karşı güvenlik sisteminde yeni düzenlemelere gidiyor. Bu kapsamda İstanbul'un ünlü büyük alışveriş merkezi (AVM) yönetimleri terör saldırılarını önlemek ve kaybı en aza indirmek için özel bir tim kuruyor.

ÖZEL TİM'E ÖZEL YETKİLER

AVM'ler yakın zamanda emekliye ayrılmış Doğu ve Güneydoğu'da sıcak çatışma deneyimi olan özel harekatçılardan timler kurma kararı aldı. Özel Harekatçılarla görüşen AVM'ler timleri 5-10 kişiden kuracak. Buna göre AVM'lerin içinde ve girişine yakın bölgede sivil ya da resmi olarak görev yapacak eski özel harekatçılar olası saldırılara anında müdahale edecek. Saldırı anında ise silahla müdahale edilecek.

AVM'lerde görev yapacak eski özel harekatçıların terörist ya da kötü niyetli kişilere karşı daha eylem gerçekleşmeden caydırıcı yanının da olacağını belirten güvenlik uzmanları "AVM'lerde işlenen suç oranı da düşecek" diyor.

4 AVM TEMASA GEÇTİ

Akşam gazetesinden Levent Albayrak'ın haberine göre, yeni uygulama için emekli özel harekatçılarla ilk etapta İstanbul'daki 4 büyük AVM temasa geçti. Sistemin yasal uygulaması ve silah kullanma yetkisiyle ilgili düzenlemeler de gözden geçirilecek. Sistem en kısa sürede devreye girecek.

Haini sesinden tanıdı

Haini sesinden tanıdı

gecesi ’da vurulan Ramazan Çakır, darbeci bir subayın küfredip kendilerine ateş açtığını belirterek, “O adamı sesinden tanırım” dedi. Çakır sesli kamera kayıtlarından o yüzbaşıyı teşhis etti

Darbe girişiminde 'un işgali sırasında küfredip halkın üzerine ateş eden Yüzbaşı Ramazan Derviş'in silahından çıkan kurşunla yaralanan Ramazan Çakır, haini sesli güvenlik kamera kaydından teşhis etti.

YARALIYA YARDIM EDERKEN...
'nün darbe girişimi sırasında AKOM'u işgal edenler hakkındaki iddianamede, yaralıların ifadeleri de yer aldı. Müştekilerden Ramazan Çakır, bir komutanın "Gelin buraya o... çocukları" diyerek 3-4 el ateş ettiğini söyledi. Yanında göğsünden vurulan birine yardım ederken kendisinin de yaralandığını anlatan Çakır, "Bu yüzbaşıyı görsem tanıyamam ancak sesini asla unutmam" dedi. Çakır, Terörle Mücadele Şubesi'nde 30 Kasım'daki teşhiste ise sesli ve görüntülü kamera kayıtlarından ateş açan rütbelinin Ramazan Derviş olduğunu teşhis etti.

10 BİN KİŞİLİK YEMEK İSTEMİŞ
Aynı rütbeliyi Emniyet'te teşhis eden bir diğer müşteki de Lojistik Destek Merkezi'nde görevli aşçı Bilal Uzcan... Uzcan, 10 bin kişilik yemek yapmaları için yarbay rütbesindeki darbecinin emir verdiğini, bu kadar malzeme olmadığını söyleyince de "Döner pilav yapın" dediğini anlattı. Uzcan, yarbayın başlarına bir üsteğmen ve er diktiğini ancak halk toplanmaya başlayınca bu askerlerin ayrıldığını aktardı. AKOM'da hain darbecilerin kurşunlarıyla yaralanan diğer müştekiler de şu şekilde ifade verdi:
Hacı Demirci: AKOM'a arka kısımdan içeri girdik. Rütbeli bir asker, "Yaklaşmayın, yoksa ateş ederim" dedi. Biz "Halka nasıl silah sıkarsınız, bu vatan bizimdir, kışlalarınıza gidin" diye telkinde bulunduk. Aynı asker üzerimize ateş etti.

DARBECİLER AKOM'U 'TERÖR İSTİHBARATI ALDIK' DİYEREK İŞGAL ETMİŞ

 

KALBİNDE G3 MERMİSİYLE YAŞIYOR
Musa İlhan: AKOM önünde ve çatıda silahlı askerler vardı. Şort, terlik ve tişörtlü halkın üzerine hedef gözetmeksizin ateş ettiler. Hâlâ kalbimin altında G3 mermi çekirdeği var. Doktorlar 'Alınması riskli olur' dedi.
Mustafa Ertaş: AKOM'a 10 metre kala bina önündeki iki asker ateş açtı. Yaram diğerlerine göre hafif olduğu için AKOM önünde beklemeye devam ettim. Beni vuran ve ülkemize bunu yaşatan askerlerden davacı ve şikâyetçiyim.

AKOM VE TÜRKSAT İŞGALCİLERİNE MÜEBBET

’nin oldu bittisine asla rıza göstermeyiz

PYD’nin oldu bittisine asla rıza göstermeyiz

Başbakan Yıldırım:’nin Suriye bölgesinde oldu bittiler yapmasına da asla rıza gösteremeyiz. Orada yaşayan Peşmergeleri, Arapları yerinden yurdundan ettiler, adeta işgal içine girdiler. Bunlar PKK’dan türemiş.

Başbakan nin ardından dün Erbil'de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud , baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Başbakanlık Ofisi'nde ortak basın açıklaması yaptı. Yıldırım şunları söyledi:

ANLAMLI DURUŞ: Barzani'nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'ye gelerek FETÖ'ye karşı çok net ve anlamlı bir duruş sergiledi. Erbil'deki FETÖ okullarının kapatılması konusunda verdiğiniz desteğe teşekkür ediyorum.

Başbakan: "Adını ne kadar değiştirirseniz değiştirin PKK, PYD, YPG!"

BÖLGENİN MESELESİ: Hem DEAŞ terör örgütü hem PKK terör örgütü hem de FETO terör örgütü, sadece Türkiye'nin meselesi değil aynı zamanda bu bölgenin de Irak'ın da Suriye'nin de meselesi. Bir yandan Musul'un DEAŞ'tan temizlenmesi için sizin de içinde aktif olarak yer aldığınız, Irak Merkezi Hükümeti, koalisyon güçleri bizim de verdiğimiz desteklerle bu operasyonlar yürüyor. Suriye'de büyük oranda DEAŞ'a karşı Fırat Kalkanı Harekâtı'nı sürdürüyor. Ortak hedefimiz bölgenin ve bütün insanlığın baş belası olan bu sapık örgütü ortadan kaldırmak. Bu konuda uluslararası camia daha çok destek vermelidir.

Başbakan'dan son uyarı: Olmazsa gereğini yapacağız

Başbakan'dan önemli açıklamalar

KABUL EDİLEMEZ: PKK'nın Irak topraklarından ülkemize gerçekleştirdiği faaliyetler, saldırılar asla kabul edilemez. Bu konuda gereken neyse hepsi sonuna kadar yapılacak. Bu terör örgütünün batıya doğru yayılması, Şengal bölgesinde yuvalanması da asla ve asla kabul edeceğimiz bir şey değil. Bu bir güvenlik meselesi. Sadece Türkiye'nin değil aynı zamanda sizin de Merkezi Hükümet'in de güvenlik meselesidir. Bunu Avrupalı ve ABD'li dostlarımıza da anlatıyoruz.

PKK EŞİTTİR PYD: Diğer yandan 'nin Suriye bölgesinde oldu bittiler yapmasına da asla rıza gösteremeyiz. Orada yaşayan Peşmergeleri, Arapları yerinden, yurdundan ettiler, adeta bir işgal içine girdiler. Tabii adını ne kadar değiştirirse değiştirsin bunların ne yaptıklarını biliyoruz, bunlar PKK'dan türemiş, isim değiştirerek işin esasını değiştiremezsiniz. PKK eşittir PYD eşittir . Artık o kadar çok örgüt adları çıkarıyorlar ki her olaydan sonra yeni bir kısaltılmış örgüt adı duyuyoruz ama bunları yediğimizi zannetmesinler.

'TERÖRE KARŞI DAYANIŞMA ŞART'
IKBY Başkanı Mesud Barzani ise konuşmasında şunları söyledi: "Desteklerinden ve sağlamış oldukları kolaylıklardan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye halkına teşekkürlerimizi yineliyoruz. Hepimiz, terör ve terörizm felaketiyle karşı karşıyayız. Terörle mücadele edebilmek için tüm tarafların dayanışmasına ihtiyaç var. Cephelerimizde teröristler büyük bir yenilgiye uğradı. Türkiye ve diğer ülkelerde de ortadan kaldırılmasını temenni ediyorum."

YENİ DÖNEM BAŞLADI
Irak dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yıldırım, "İlişkilerimizde yeni bir dönem başlamış oldu. Bu dönemde iyi komşuluk, siyasi, ekonomik, güvenlik alanlarında daha yakın işbirliği olacak" dedi. Terör örgütü PKK'nın Sincar'daki varlığının Türkiye için milli güvenlik sorunu olduğunu tekrarlayan Yıldırım, "Ya Peşmerge ve koalisyon güçleri buradan PKK'lıları çıkaracak ya da Türkiye gereğini yapacak" dedi.

'ZULMÜN KARŞISINA DİKİLEN YİĞİTLERSİNİZ'
Başbakan Yıldırım'ın Irak gezisine katılan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ dün Beşika kampındaki Türk askerlerini ziyaret etti. Bu sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kamptaki askerlerle telefonla görüştü. Erdoğan, "Orada siz şu anda adeta zulmün karşısına dikilmiş yiğitler olarak varsınız. DEAŞ'a sizler orada ciddi manada kan kusturdunuz, onlara ciddi manada hesap sordunuz" dedi.

'GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ'
Gedu Görev Kuvvet Komutanı Albay Nusret Övüzel'le telefon görüşmesi gerçekleştiren Başbakan Yıldırım da "Herhangi bir ihtiyacınız, bir sıkıntınız var mı?" diye sordu. Övüzel "Sağolun Sayın Başbakanım, hiçbir ihtiyacımız yok. Görevimizin başındayız" karşılığını verdi.

‘Kılıçdaroğlu kontrolden çıktı’

‘Kılıçdaroğlu kontrolden çıktı’

lideri 15 Temmuz için "Kontrollü darbe" derken AK Parti Grup Başkanvekili , "Kılıçdaroğlu, kontrolden çıkmış" diyerek tepki gösterdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği teklifinin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri öncesinde Parti Meclisi'ni (PM) topladı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişimini ile ilgili olarak, "15 Temmuz kontrollü darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da gerçek darbe yapıldı. 20 Temmuz'u hiç kimsenin unutmaması lazım. Parlamentodan OHAL yetkisinin alındığı tarihtir. Şimdi 20 Temmuz darbecileri fiili durumu, anayasal zemine çekmek istiyorlar" dedi.

 

AK PARTİ'DEN SERT TEPKİ
Kılıçdaroğlu'nun sözlerine tepki gösteren AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "15 Temmuz gecesi darbeyi belediye başkanının evinde izleyen Kılıçadroğlu, Türk milletinin kararlı ve basiretli duruşuyla iktidarına ve ülkesine sahip çıkmasının ardından meydanlara çıkmaya başlamıştır. Kılıçdaroğlu kontrolsüz açıklamalarda bulunmaya başlamıştır. Ağzından çıkanın kulağını duymasını tavsiye ederiz. Kılıçdaroğlu heyezan içinde davranış sergiliyor" dedi. AK Parti Grup Başkanvekili ise "CHP 15 Temmuz'u kontrollü bir darbe olduğunu düşünüyorsa darbe gecesi Meclis'e neden geldi? Yenikapı'daki tarihi mitinge neden katıldı? CHP'de bu kontrollü darbenin bir parçası mı o halde? Bu nasıl bir siyasi parti, nasıl bir anlayış, nasıl bir muhalefet? Milletimizin işgal ve darbe girişimi karşısında gösterdiği destansı direnişi tarih gururla yazacakken CHP'nin bu söylemlerini de utançla yazacak" diye konuştu.

FETÖ firarisi Tekalan ABD'de rektör oldu

Fatih Üniversitesi Eski Rektörü Şerif Ali Tekalan'ın ABD'deki North American Üniversitesine rektör atandığı öğrenildi

FETÖ firarisi Tekalan ABD'de rektör oldu

Türkiye'de hakkında "FETÖ çatı davası", "KPSS sorularının sızdırılması" ve "Futbolda şikede kumpas" gibi davalarda sanık olan ve hakkında tutuklama kararları bulunan eski Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan'ın Texas'taki North American Üniversitesi'ne rektör atandığı belirtildi.

FETÖ ÜNİVERSİTESİNE 3. REKTÖR OLDU

Texas'ta FETÖ üyeleri tarafından kurulduğu belirtilen üniversitenin internet sayfasında yer alan 19 Aralık tarihli duyuruda, Tekalan'ın üniversitenin üçüncü rektörü olarak atandığı ifade edildi.

OKULUN ADINI DEĞİŞTİRDİLER

Texas'ta 2010 yılında Yüksek Öğretim Kurumu'nun (THECB) onayı ile North American College adıyla faaliyete başlayan okulun 2013 yılında ismini North American Üniversitesi olarak değiştirdiği görülüyor.

HAKKINDA BİRÇOK YAKALAMA KARARI VAR

Türkiye'deki bir çok FETÖ davası kapsamında hakkında yakalama kararları bulunan Tekalan'ın önce Avrupa'ya ardından da ABD'ye kaçtığı biliniyordu.

Tekalan 2010 yılındaki KPSS sorularının sızdırılması davası, futbolda şike kumpası davası ve FETÖ çatı davası gibi davalarda onlarca yıllık hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Tekalan, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından "aranan teröristler" listesinde 300 bin TL'ye kadar ödül belirlenen gri kategoride yer alıyor.

FETÖ, ABD kongre üyelerinin peşinde

FETÖ, ABD kongre üyelerinin peşinde

A Haber’de yayınlanan Diplomasi programının bu hafta konuğu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İlnur Çevik’ti. Chicago’da katıldığı toplantıda FETÖ’nün ABD’de yeni seçilen kongre üyelerine ulaşmak için lobi faaliyetlerinde bulunduğunu deklare eden Çevik, Türk dış politikasını yakından ilgilendiren açıklamalarda bulundu. İşte Çevik’in o açıklamaları

FETÖ CHİCAGO'DA NE PLANLIYOR?

Şunu görüyoruz maalesef FETÖ üyeleri Amerika'da boş durmuyor. Bizde şahit olduk geçen günlerde gittiğimiz Chicago toplantılarında vardılar her yerde varlar, Her yere sızmaya çalışıyorlar ama kongrenin yeni seçilen üyelerine ve Trump'a yanaşmaya çalıştıklarını biliyoruz. Oralarda kendilerine yeni dostlar edinmeye çalıştıklarını ve milletin aklını çelmeye çalıştıklarını biliyoruz. Trump Amerika'nın Kennedy'den sonra gelen ikna edilmesi zor olan ve serseri mayın gibi hareket edecek bir lideri. Ne yapacağı belli değil. Lehimize de çok şeyler olabilir aleyhimize de çok şeyler olabilir. Ama şuan en büyük güvencelerimizden biri Putin'in Trump'ı ikna edeceği. Yoksa bizim Trump'a seçimlerden önce FETÖ Clinton'a yardım etmişti destek vermişti gibi gerçekleri hatırlatmamız gerekiyor.

FETÖ, ABD kongre üyelerinin peşinde

ÜST AKIL FETÖ'YÜ KULLANIYOR

Bir üst akıl oluşumu FETÖ' yü kullandı, sadece Türkiye'ye karşı kullanmadı Dünyanın her yerinde kullandı. Örnek olarak Afrika imamını ne yapacak? Afrika'da kullandığı, Ortaasya'da kullandığı, Dünyanın her yerinde kullandığı FETÖ' cüler var. Belki de Trump'a şunu söyleyecekler: Bakın bunlar bize lazım sağda solda etkin olmamız için gerekli. İşte bizim burada Trump'ı ikna etmemiz lazım

SURİYE'NİN DURUMU…

Suriye'de ise Putin'in Trump'a gel Türkiye'nin başında Erdoğan var. Ben Putin sen Trump ve Türkiye'de Erdoğan Ortadoğu'da ki savaşa son verelim. Çünkü Suriye'de tehdit olarak PYD ve DEAŞ var. DEAŞ' ın yarına tebahhur edeceğine bende inanmıyorum çünkü DEAŞ'in ne olduğu bile belli değil. Eski CIA görevlisinin söylediğine göre DEAŞ bir Suudi Arabistan ve Amerika Projesiydi ve işlemini bitirdiği zaman yok olacak. Onlar yok olacak fakat PYD' ye belli bir destek sağlandı. Bu destek çekildiğinde PYD' nin elindeki silahlar ve aldığı eğitimler var. Bu imkanları kim kullanacak? Bunlar bize karşı bir tehdit oluşturacaklar.

Komando bıçağıyla ’ı basmışlar

Komando bıçağıyla TÜRKSAT’ı basmışlar

Sanık ifadesi: Bizi ‘Tatbikat var’ diye aldılar. Arazide giyindik. Komando bıçağı silah ve mühimmat verildi

Ankara Başsavcılığı'nın soruşturması kapsamında hazırladığı 7'nci iddianamede, baskını ele alındı. Darbe girişimi gecesi yayınların kontrol altına alınması amacıyla TÜRKSAT'ı ele geçirmeye çalışan 16 şüpheliden 11'inin asker, 5'inin ise sivil olduğu kaydedildi. Şüphelilerden İbrahim Altınok da o geceyi şöyle anlattı:

'ARAZİDE KAMUFLAJ GİYDİK'
"Akşam saatlerinde Kara Harp Okulu'ndan gelen 2 şahıs, tatbikat için okula gitmemiz gerektiğini söyledi. Fakat sivil araçla Kara Harp Okulu'na değil Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na götürdüler.
'Şamil Yarbayım' diye hitap edilen üzerinde askeri kıyafet olan şahıs, 10-15 kişi kadar bizi ayırıp askeri bir kamyonete bindirerek aynı yerde açık bir araziye götürdü. Orada saat 24.00'e kadar bekledik. Burada askeri kıyafetleri giydik. HK-416 marka tüfekler ile mühimmat dağıtıldı. Komando bıçaklarımızı da yanımıza aldık.

AKOM VE TÜRKSAT İŞGALCİLERİNE MÜEBBET

'2 HELİKOPTERE BİNDİK '
Oraya gelen iki helikopterden ilkine yaklaşık 10 kişi bindi. Şamil Yarbay ilk helikoptere binmişti. Helikoptere binenleri kendisi ayırdı. Sanırım çoğunu tanıyordu. Ben ve 4 kişi daha ikinci helikoptere bindik."

TÜRKSAT’A BOMBA İÇİN 5’ER KEZ MÜEBBET İSTEMİ

HELİKOPTERLE TARADILAR
İddianamede , şüphelilerin 2 Sikorsky helikopter ile saat 00.47'de TÜRKSAT A.Ş.'nin yerleşkesine geldikleri, helikopterlerin şüphelileri indirmeden önce, ana nizamiyeye ateş ettiği ifade edildi. Şüphelilerin 2 grup halinde tesisi kontrol altına almaya çalıştıkları, bu sırada açılan ateş sonucu İşletme Direktörü Ahmet Özsoy ve şirket görevlisi Ali Karslı'nın hayatını kaybettikleri belirtildi. Şüphelilerin, müşteki Asım Akkaya'dan silah zoruyla yayınların durdurulmasını istedikleri belirtilerek, "Akkaya'nın da bir kısım yerel yayınları süreç içinde kesiyormuş gibi davranıp ulusal yayınlara müdahale etmediği anlaşılmıştır" denildi.

Son dakika: Çavuşoğlu edilen ları açıkladı

Son dakika: Çavuşoğlu ihraç edilen diplomatları açıkladı

hasarı larında ortaya çıktı! Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: 350 diplomatın görevine son verildiğini açıkladı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu meclisteki larına ilişkin soru önergesine yanıt verdi. Bakan Çavuşoğlu bu açıklamasında ihraç edilen rakamlarını da verdi.

İşte açıklamada öne çıkanlar;

16 Temmuz-7 Kasım 2016 tarihlerinde görevden uzaklaştırılmakla hâlihazırda haklarındaki tedbir devam eden Bakanlığım personeli bulunmamaktadır. 16 Temmuz-7 Kasım 2016 tarihlerinde Bakanlığım mensubu 408 kişi kamu görevinden 667, 672 ve 675 sayılı KHK'lar uyarınca ihraç edilmiştir. Bu çerçevede 350 diplomatik kariyer memuru ile 58 diğer kategorideki memur kamu görevinden ihraç edilmiştir. 16 Temmuz-7 Kasım 2016 tarihlerinde görevden uzaklaştırılmakla görevine iade edilen Bakanlığım personeli bulunmamaktadır. 16 Temmuz-7 Kasım 2016 tarihlerinde Bakanlığıma açıktan atama usulüyle personel alımı olmamıştır. 16 Temmuz-7 Kasım 2016 tarihlerinde kamu görevinden ihraç edilmekle görevine mahkeme kararı ile iade edilen Bakanlığım personeli bulunmamaktadır."

"Ya Irak ve Peşmerge PKK'lıları çıkaracak ya da Türkiye gereğini yapacak"

Ya Irak ve Peşmerge PKK'lıları çıkaracak ya da Türkiye gereğini yapacak

Başbakan Binali Yıldırım, "Sincar bölgesinde PKK'nın konuşlanması Türkiye'nin milli güvenlik meselesidir. Bu meseleyi de enine-boyuna konuştuk ya Irak ve Peşmerge güçleri buradan PKK'lıları çıkaracak ya da Türkiye olmazsa gereğini yapacak. Bu konudaki düşüncemiz, duruşumuz nettir" dedi.

Başbakan'dan önemli açıklamalar

"SİNCAR BÖLGESİNDE PKK'NIN KONUŞLANMASI TÜRKİYE'NİN MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR"
Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlamış olduğunu ümit ettiğini kaydeden Başbakan Yıldırım, "Yeni inşa edeceğimiz bu dönemde ikili ticaretimizi artırmayı, Irak'ın devam eden terörle mücadelesinin sona erdirilmesi konusundaki kararlılığının Türkiye tarafından da aynı şekilde kabul edilip ve burada ortak mücadelenin yapılması. Bilhassa Sincar bölgesinde PKK'nın konuşlanması Türkiye'nin milli güvenlik meselesidir. Bu meseleyi de enine-boyuna konuştuk ya Irak ve Peşmerge güçleri buradan PKK'lıları çıkaracak ya da Türkiye olmazsa gereğini yapacak. Bu konudaki düşüncemiz, duruşumuz nettir" diye konuştu.
FETÖ'nün Bağdat'ta ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki faaliyetlerinin sona erdirilmesi için gerekli çalışmaların yapılmasını istediklerini belirten Yıldırım, bu konuda Irak ile tam bir görüş birliği içinde olduklarını söyledi.
"ORADA KOMUTANLARLA ASKERLERLE BİR ARAYA GELDİLER"
Beraberindeki heyetle birlikte Zertik Dağı'ndaki Peşmerge üssüne gittiklerini anımsatan Başbakan Yıldırım, "Aynı zamanda Bakanlarımızda Milli Savunma Bakanımız, Sağlık Bakanımız ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız da hemen yakınında bulunan Başika kampına askerlerimizin yanına gönderdik. Onlar da orada komutanlarla askerlerle bir araya geldiler, hasret giderdiler ve oradan telefonla biz de kendileriyle görüştük aynı zamanda Cumhurbaşkanımıza ve bir askerimizin de ailesiyle görüşme fırsatı bulduk. Arkadaşlarımızın ifadeleri, gayet moralleri yüksek. Her türlü altyapı ihtiyaçları karşılanmış, vatan ve millet aşkıyla görevlerini yaptıklarını görmekten, duymaktan büyük bir memnuniyet duyduk" şeklinde konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım, Başika kampına ilişkin, "Bir yanda Ninova sivil güçlerini eğitirken diğer yandan da Musul'un DEAŞ unsurlarından temizlenmesi için doğrudan DEAŞ'la mücadelesini sürdürüyor. Gayet tabii ki Irak kampıdır, Irak topraklarında kurulan bir kaptır, Irak hükümetinden bağımsız olması düşünülemez. Tabii ki bu görevini başarıyla yapmaya devam edecek ve şartlar ne zaman müsait olursa da oturup bunlar konuşulacak ve dostane bir şekilde sorun halledilmiş olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yıldırım, Irak ziyaretinin ardından Ankara Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, Başika'dan Türkiye askerinin çekilmesi sürecinin başlayıp başlamayacağı şeklindeki soruya şu cevabı verdi:

"Bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları dün hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde yaptım ama hala anlaşılmayan bir şey varsa şunu söyleyeyim, bizim oradaki varlığımız keyfiyetten kaynaklanmıyor, bir mecburiyetten kaynaklanıyor. Mecburiyet nedir? Musul'un terör örgütlerinden kurtarılmasıdır. Ve orada Başika'daki birliğimiz bunu da başarıyla ifa ediyor. Bir yanda Ninova sivil güçlerini eğitirken diğer yandan da Musul'un DEAŞ unsurlarından temizlenmesi için doğrudan DEAŞ'la mücadelesini sürdürüyor. Gayet tabii ki Irak kampıdır, Irak topraklarında kurulan bir kaptır, Irak hükümetinden bağımsız olması düşünülemez. Tabii ki bu görevini başarıyla yapmaya devam edecek ve şartlar ne zaman müsait olursa da oturup bunlar konuşulacak ve dostane bir şekilde sorun halledilmiş olacaktır."
-"CHP'NİN YENİ KEŞFETTİĞİ BİR YÖNTEM VARSA ONU DA YARIN GÖRECEĞİZ"-
Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek Başkanlık sistemini öngören Anayasa değişikliği teklifine CHP'nin sert muhalefet etmesi karşısında izlenecek strateji ve MHP'nin oylamada fire vereceği yönündeki söylentiler karşısındaki beklentisi sorulan Yıldırım şöyle konuştu:
"Meclis'e gelecekler ne söyleyecekse söyleyecekler. Başka bir bilgi mi var? Meclis'te bir konunun nasıl ele alınacağı bellidir. Meclis Genel Kurulu'nda milletvekilleri parti grubu adına veya şahıslar adına söz alırlar, fikirlerini beyan ederler vatandaş da hepsini dinler ondan sonra kararını verir, kanaatini de oluşturur. Bunun dışında bir yöntem Meclis'in adetine, usulüne, geleneklerine uygun değildir. CHP'nin yeni keşfettiği bir yöntem varsa onu da yarın göreceğiz.
-"BİRLİKTE YOLA ÇIKTIK"-
MHP'nin hangi oyu vereceğini, nasıl yapacağını bu konuda bir bilgi var mı? Biz bu konuyu birlikte çalıştık, birlikte yola çıktık, MHP-AK Parti, dolayısıyla bu teklifin Meclis Genel Kurulu'na getirilmesini birlikte sağladık. Meclis'te de teklifimizi en iyi şekilde savunacağız. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli zaten açıkça 'evet' oyu vereceğini ve verdiği oyun da referandum sürecinde arkasında olacağını söyleyerek bu konudaki bütün dedikoduları, spekülasyonları geride bırakmıştır. Bunun ötesinde konuşulanlar laf-ı güzaftır."

ASELSAN'dan büyük başarı

ASELSAN'dan büyük başarı

ASELSAN, geçen yıl aldığı yeni siparişler ve bunların ekonomik büyüklüğüyle rekora koştu.

lektronik teknolojileri ve sistem entegrasyonu alanında, Tu¨rk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bas¸ta olmak u¨zere yurt ic¸i ve dıs¸ındaki mu¨s¸terilerine katma degˆeri yu¨ksek, yenilikc¸i, gu¨venilir u¨ru¨n ve c¸o¨zu¨mler sunan ASELSAN açısından 2016 oldukça verimli geçti.

Savunma elektronigˆinin her alanında olan ASELSAN, geçen yıl da TSK'nın ihtiyac¸larını bu¨yu¨k oranda kars¸ıladı. Şirket, askeri projelerden elde edilen bilgi birikimi, yetenek ve nitelikli insan

gu¨cu¨nü, sivil alanda digˆer kamu kurum

ve kurulus¸larının elektronik sistem ihtiyac¸larının karşılanması için kullandı.

Bu gelişmeler doğrultusunda ASELSAN, geçen yıl yurt içinden ve dışından gelen talepleri karşılamak üzere 37 sözleşme yaptı.

Sözleşmelere konu siparişlerin teslimat süresi 2023 yılına kadar yayıldı. Teslimatların önemli bir kısmı ise 2018'e kadar tamamlanacak.

Sözleşmeler 3 farklı para biriminde yapıldı. Buna göre, ASELSAN'ın aldığı siparişlerin ekonomik karşılığı 1 milyar 889 milyon 402 bin lira, 1 milyar 531 milyon 806 bin dolar ve 623 milyon 478 bin avro olarak dağılım gösterdi.

Dolar için 3,03, avro için 3,35 liralık ortalamalarla yapılan hesaplama ile şirketin geçen yıl aldığı işlerin ekonomik büyüklüğü yaklaşık 8 milyar 619 milyon 425 bin lirayı buldu.

Şirket, 2015 yılında 3 milyar 879 milyon lira tutarında yeni sözleşme imzalamıştı.

Sözleşmelerden 29'u yurt içine yönelik taleplerin karşılanması, 8'i ise yurt dışına ilişkin siparişler için yapıldı.

ASELSAN, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile yapılan sözleşmeler kapsamında Modüler Geçici Üs Bölgesi, Kent Güvenlik Yönetim Sistemi, Hava Savunma Erken İkaz ve Komuta Kontrol Sistemi - Hava Savunma Erken İkaz Radarı, Silah Tespit Radarı, Ateş Destek Otomasyon Sistemleri, ASELPOD Elektro Optik Hedefleme Sistemi, Elektronik Harp Sistemleri, Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Tedariki Lazer Hedef İşaretleme Sistemi gibi projeler ve ürünlerin temininde görev aldı.

Şirket, ayrıca savunma ve havacılık sanayisinin önde gelen firmalarından Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), Nurol Makina, OTOKAR, ROKETSAN, HAVELSAN, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ'nin (STM) çeşitli taleplerini karşıladı.

ASELSAN, askeri projelerin yanında İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Mekansal Adres Kayıt Sistemi Veri Üretimi ve Yaygınlaştırma Projesi, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğünün Yeni Nesil 112 Acil Çağrı Merkezi Projesi Altyapı Kurulumu İşi Projesi ile Petrol ve Doğalgaz Boru Hatlarının Güvenliği Projesi'nde görev aldı.

Şirket, yurt dışına haberleşme teçhizatı, elektro-optik sistemler, SARP Uzaktan Komutalı Silah Sistemi tedarik etti.

Kandil’de Nucan, YPG’de Roza, Sur’da Çenda

Kandil’de Nucan, YPG’de Roza, Sur’da Çenda

Sur’da öldürülen in YPG içinde Roza, Kandil’de Nucan, Sur’da ise Çenda kodlu terörist olduğu belirlendi

Diyarbakır Sur'daki hendek eylemlerinde 18 güvenlik görevlisini Kanas suikast silahıyla şehit eden kadın sniper in, YPG'nin Kobani'deki kampında Roza koduyla atış talim komutanı olarak görev yaparken, 2015'te Çenda kod adıyla Sur'daki çatışmaları organize etmek için gönderilen Malatyalı Sonay Engin (39) olduğu belirlendi. Kadın sniper, Sur'da öldürülen 340 terörist arasında yer alıyor. İstihbarat birimleri, Sonay Engin'in 2009 yılında PKK'ya katılıp Kandil'e gittiğini ve burada "Nucan Malatya" kod adını aldığını, Suriye'de YPG saflarında Roza kod adıyla yer aldığını belirledi.

Terör en çok dirençli toplumlardan korkar

Terör en çok dirençli toplumlardan korkar

“Darbe ve Terör Zamanında Ruhsal Direnç; Karanlıkta Görmek” kitabını okurlarıyla buluşturan Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar: Teröristler dirençli insanlardan korkar. Direnç, terörü mağlup eder

Türkiye toplumu, ile başlayan süreçte tüm dünyaya örnek olacak destansı bir mücadele veriyor. Fetullahçı darbeyi püskürten bu millet şimdi , ve terörünün yaralarını sarmaya çalışıyor.

Terörün tek bir hedefi var: İnsanları yılgınlığa ve ümitsizliğe sevkederek ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak yönetilemez hale getirmek. Türkiye bu oyunun farkında. Toplum, tam da bu nedenle terörün vermeye çalıştığı bu alçak mesajı kabul etmeyerek birlik ve beraberliğini korumaya devam ediyor.

Terörün doğrudan toplumun psikolojisini yönetmeye çalıştığına vurgu yapan Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar "Darbe ve terör zamanında ruhsal direnç; KARANLIKTA GÖRMEK" isimli bir kitap kaleme alarak bu toprağın insanları olarak bundan sonra ne yapmamız gerektiğini bize anlatıyor.

Kemal Sayar, toplum olarak bu süreçten güçlenerek nasıl çıkabileceğimizin yöntemlerini anlattı.

-Terörün toplumun zihinsel kodlarıyla oynayarak yılgınlığa düşmemizi istiyor. Buradan başlayalım isterseniz

Evet, terör korku salmak, güvenlik hissimizi ve birbirimize duyduğumuz güveni imha etmek istiyor. Terörizm, hep söylendiği gibi, psikolojik savaştır. Terör eylemini medyadan izleyenler için korkunun çapı, ölüm ve yaralanmaların hasarından çok daha büyüktür. Terör bizi korku içinde aşırı tepki vermeye zorlar. Korkuyu yaymak ve tepkisel politikaları tetiklemekle, teröristler bir ölçüde amaçlarına ulaşır. Bize fiziksel zarar vermenin ötesinde bütün toplumda psikolojik hasar bırakarak insanlarımızı yılgınlık ve teslimiyetçiliğe zorlamak istiyor.

TERÖR UMUTLARIMIZI GASPETMEK İSTİYOR

-Terör topluma hangi mesajı veriyor?

Söyletmek istediği şu : Terörle baş edemeyiz, ona direnemeyiz. İnsan olarak bizi bu dünyada ayakta tutan bazı temel inançlarımız var. Dünyanın özünde müşfik, tahmin edilebilir ve anlamlı bir yer olduğuna inanırız. Kendimizi sevilesi ve değerli varlıklar olarak görürüz. Bu inançlar bize bir güvenlik duygusu ve incinmezlik yanılsaması verir. Sabah işimize giderken akşam eve döneceğimizin bilgisiyle yaşarız. Oysa travmalar, büyük ruhsal örselenmeler bu inançları kökünden sarsar. Kötülüğe maruz kaldığımızda veya ona tanık olduğumuzda, dünyaya dair inançlarımız ve onun hakkında bugüne dek geliştirmiş olduğumuz izahlar yara alır. İşte terör bu ruh yarasından içeri sızarak bizi esir almak, geleceğe dair umut ve düşlerimizi gasp etmek istiyor.

-Toplum , terörün vermek istediği bu mesaja nasıl bir cevap vermeli?

Ruhsal travma bireysel düzlemde çaresizlik ve yalnızlık hissi üretiyor, iyileşebilmek için düştüğümüz yerden daha güçlü bir biçimde doğrulabilmemiz ve çevremizle yeniden bağ kurabilmemiz gerekiyor. İnsanlar ve toplumlar ruhsal örselenmelerden daha da güçlenerek çıkabilir. İyileşme üç safhada gerçekleşiyor: Evvel emirde emniyetin sağlanması gerek. Sonra kaybettiklerimizi hatırlayacak ve yas tutacağız. Ama kendimizi yaralarımıza hapsetmeyecek ve hayata devam edeceğiz. Gündelik hayatla bağımızı devam ettireceğiz. Umuda tutunmak ve geleceği, bu ülkenin birbirinden farklı düşünen insanları birlikte kurmak zorundayız. Bunun için milli bir dayanışma duygusunun harekete geçirilmesi, güven ve kardeşliğin onarılması gerek. Ruh yarasını iyileştirecek olan yürek hizasıdır. Yenilmemiz ancak umudu elden bırakmamız ve teslim olmamızla olur. Kötülüğü asla kabullenmeyelim ve öfkemizi birbirimize değil, hain terör odaklarına yöneltelim.

TERÖR KARŞI BİRLİK OLMAYI ÖĞRENDİK

-Toplumun 15 Temmuz'dan sonra terör olayları karşısında daha olgun bir tepki verdiğini düşünüyor musunuz?

İnsanımız son dönemde yaşanan terör saldırılarını, elindeki son vatanı kaybedebileceğinin bir işareti olarak okuyor ve sessiz kalabalığın bilgeliği, o vatanı korumak yönünde tezahür ediyor. Vatan önünde sonunda bir güvenlik duygusudur. Vatan orada olduğunuz için kimsenin sizi aşağılayamayacağı, aş ve işinizi gönül huzuru ile temin edeceğiniz, başınız dara düştüğünde istimdat edeceğiniz birilerinin muhakkak bulunabileceği o emin beldedir. Terör bizi bölmekten çok birbirimize sokulmamızı, birbirimizi daha iyi anlamamızı sağladı. Ona direnmek ve kötülüğü geriletmek için birbirimizi daha fazla sevmemiz gerektiğini fark ediyoruz.

-Birkaç maddede özetlemeniz gerekirse ne yapmalıyız?

Evvela, dayanışma. Omuz omuza durmak, dostlarımızla bir ruh yakınlığında durmak bize güç ve yeniden başlama cesareti verir. Sonra özgüven, yapabileceğine inanıyorsan ve bunun için gerekli içsel kaynak ve kuvvetlere sahipsen yapabilme ihtimalin daha fazladır. Organize kötülük karşısında geri adım atmayacak ve ülkemiz için elimizden hangi iyilik geliyorsa yapmaya devam edeceğiz. Üç, olayları farklı bir biçimde okuyabilmek. Bütün bu yaşadıklarımızı bugün yaşıyor olmamızın anlamı nedir? Dört, iyimserlik. Geçmiş için pişmanlık duymak yerine gelecekte neyi yapabileceğine odaklanmak. Beş, özdenetim. İradeyi kuvvetlendirerek arzularını denetim altına alabilmek. Hepimiz irademizi biricik vatanımız için seferber etmeli ve düş kurmaya devam etmeliyiz.

SOSYAL MEDYA TÜRKİYE'Yİ YANSITMIYOR

-Bu tür terör olaylarında sosyal medyayı doğru kullanıyor muyuz? Sosyal medya bu konuda toplumu nasıl etkiliyor?

Sosyal medya ortamının Türkiye'yi yansıttığını düşünmüyorum. Bu ortamın ani tepkilere açık ve anonim yapısı, insanların tepkilerini bir süzgeçten geçirmeden daha fevri ve ilkel biçimlerde ortaya koymasına yol açıyor. İnsanlar sosyal medyayı adeta bir arınma, duygularını boşaltma mekanı olarak kullanıyorlar. Çok fevri, ilkel, agresif tepkiler gösteriyorlar. Adeta kendileri gibi düşünmeyenleri düşmanlaştırarak, şeytan ilan ederek, şeytan taşlayarak içlerindeki belirsizlik endişesini boşaltmak ve rahatlamak istiyorlar. Bazen kendisinden nefret eden kişilerin bu nefreti toplumsal gruplara yansıtarak rahatlamak istemesi de söz konusu olabilir. Nefret söylemleri ve linç kültürü terörizmin fideliğidir ve görüldüğü yerde kınanmaları gerekir. Diğer insanın insanlıktan çıkarılması ve ona her türlü aşağılamanın reva görülmesi şiddet ve terörün ilk basamağıdır.

Medya, terörün sosyal ve psikolojik etkisi noktasında toplumu doğru yönlendirdiğini düşünüyor musunuz?

Görebildiğim kadarıyla zaman içinde bu konuda bir bilinç oluştu. Terörün psikolojik ayağını tamamlayan görüntüler konusunda çok daha özenli davranılıyor. Medya, terörün yaratmak istediği panik duygusuna karşı umudu ve sükuneti öne çıkaran haber ve programlarıyla toplumsal rehabilitasyona hizmet edebilir. Kötümserlik ideolojisinin terörün psikolojik harekatının bir parçası olduğunu unutmayalım. Umuda, dirence, dayanışmaya dair haber ve hikayelere her zamankinden fazla ihtiyacımız var.

Toplumun moralinin yüksek tutulması ve terörün bu konuda amacına ulaşamaması noktasında siyasilere düşen görevler nedir?

Siyasi liderler birer terapist gibi ruhun yaralarını iyileştirmeye gayret etmeli. Siyasi liderleri sık sık bir arada görmeye, onların dilinden ortak birlik ve beraberlik cümlelerini işitmeye ihtiyacımız var. Toplum böylesi buhran zamanlarında liderlere daha çok yüzünü döner çünkü onlardan güven ve emniyet almak ister. Onlarda kararlılık, dirayet ve istikrar hissederse, gelecek hakkında daha fazla umutlanır.

YAŞAM TARZINA MÜDAHALE TERÖRÜN BİR OYUNU

-DEAŞ saldırıları ile yaşam tarzına müdahabe arasında bir ilişki kurulmaya çalışılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Reina saldırısını yaşam tarzına müdahale açısından okumak kanımca terörün oyununa gelmektir. Bu saldırıdan hemen önce yılbaşı kutlamaları etrafındaki tartışma köpürtüldü ve bu konuda bir toplumsal yarık oluşturulmak istendi. Terör de işte bu yarıktan içeri girerek insanlar arasında bir güvensizlik iklimi oluşturmaya yeltendi. Ne olur, hakikati sadece kendi malımız sayan tekçi düşünceden bir anlığına sıyrılmaya çalışalım. Belki o zaman terör mağduru insanlarımızın birer istatistik sayı olmadığını, her birinin anlam dünyaları olan, çocukları, anne ve babaları olan küçük bir evren olduğunu fark edeceğiz. Onlar için gerçekten üzülmeyi başarabileceğiz.

TERÖR DİRENÇLİ TOPLUMLARDAN KORKAR

- Türkiye toplumuna bundan sonraki süreçte ne tavsiye edersiniz?

Sükunet, itidal, umut, özgüven, irade. Etkin bir umuda ihtiyacımız var, cesaretle sarmalanmış bir umuda. Umut etmek cesaret etmektir, yanlış giden bir şeylerin değişebileceğine ve dünyayı ve ülkemizi bulduğumuzdan daha güzel bırakabileceğimize duyduğumuz inançtır. Etkin umut, bu başımıza gelen bir daha başımıza gelmesin için bize ne sorumluluk düşüyorsa onu yerine getirmektir. Kimse ruhumuzdaki direnci yenemez. Bu toprakları dün bir yurt bellemedik, bin yıldır buradayız. Teröristler dirençli insanlardan korkar. Direnç terörü mağlup eder. Aynı yürek hizasında duralım ve bu ülkenin geleceğine inanalım.

’den 5 aşamalı kirli

FETÖ’den 5 aşamalı kirli algı operasyonu

Jandarma'nın Meclis Komisyonu'na gönderdiği rapor, örgütün algı operasyonlarını nasıl yürüttüğünü gözler önüne serdi. FETÖ'nün 5 aşamadan oluşan nda hedefteki kişi veya kurum önce itibarsızlaştırılıyor ardından düzmece bilgi ve 'belge' yayımlanarak kafa karışıklığı yaratılıyor. Meclis 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimini Araştıran Komisyon'a Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gönderilen rapor, örgütün devlet kurumlarını ele geçirmek için yürüttüğü algı operasyonu ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Algı operasyonlarının atama, sicil ve terfi dönemlerinde arttığı belirtildi. Rapora göre, algı operasyonlarının birinci aşamasında hedef kişiler belirleniyor. İkinci aşamada itibarsızlaştırılması istenen kişi ve kurum hakkında bilgi toplanıyor, üçüncü aşamada ise kişi ve kurumlar, uygulanacak algı operasyonuna hazır hale getiriliyor.

OPERASYONUN MÜHİMMATI: YALAN
Dördüncü aşamada, iknaya hazır hale kişi ve kurumların sosyal medya aracılığıyla yalan bilgi bombardımanına tutulduğu kaydedilen raporda, "Örgütün algı operasyonunun temeli 'Bir şeyin gerçek olması değil gerçek gibi algılanması önemlidir' esasına dayanmaktadır. Yani algı operasyonlarını mühimmatı yalandır. Sosyal ortamda hazırlanan düzmece bilgi ve belgeler ile ikna faaliyetleri yürütülmektedir" ifadelerine yer verildi. Raporda, 5'inci ve son aşamada ise iç ve dış araçlarla gündeme hâkim olunduğu, kafa karışıklığı yaratıldığı, hedefteki kurumu sürekli bölen mesajlar paylaşıldığı, yöneticilerin ve kurumun iradesini sakatlayarak onu işlevsiz bırakan bir korku yaratıldığı ve kurumdakilerin korku mağduru yapıldığı belirtildi.

Şırnak'tan acı haber: 2 şehit

Şırnak'tan acı haber: 2 şehit

TÜRK Silahlı Kuvvetleri, Şırnak Küpeli Dağı (Gabar) böglesinde yürütülen Şehit P. Er bayram Kardaş Müşterek Operyonu'nunda 2 askerin şehit olduğunu açıkladı.

Yapılan açıklamada bölücü terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi için 04-07 Ocak tarihlerinde Küpeli Dağı (Gabar) bölgesinde yapılan operasyonda, güvenlik korucuları ile birlikte 6 komando taburu, 2 jandarma özel harekat tabru, 7 motorlu piyade kolu olarak toplan 1567 personelin görev aldığı belirtildi.

Ayrıca 5 Skorsky, 1 Cougar helikopteri ve 2 Atak taarruz helikopterinin de kullanıldığı belirtilen açıklamada "Önceden yerleştirilmiş basma düzenekli el yapımı patlayıcının patlatılması sonucu 2 personel şehit olmuş, 5 personel yaralanmıştır. Operasyonda yaklaşık 110 kilometrekarelik bir alan aranmış, bölgedeki terör örgütünce kullanılan mağara, sığınak ve meskun mahallerde çok sayıda çok sayıda malzeme ele geçirilmiştir" ifadeleri yer aldı.

Bakandan Sürmene'deki yangına ilişkin açıklama

Bakandan Sürmene'deki yangına ilişkin açıklama

CHP'li Barış Yarkadaş'ın başını çektiği ve sosyal medyada provokasyona dönüşen Sürmene'deki orman yangını tamamen kontrol altına alındı. Konuya ilişkin açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Yanan orman sahalarını 1 yıl içerisinde ağaçlandırıyoruz. Yanan alanlar kati surette başka maksatla tahsis edilemez." diyerek söz konusu iddiaları yalanladı.

Bakandan Sürmene'deki yangına ilişkin açıklama

CHP'li Barış Yarkadaş'ın başını çektiği ve sosyal medyada provokasyona dönüşen Sürmene'deki orman yangını tamamen kontrol altına alındı. Konuya ilişkin açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Yanan orman sahalarını 1 yıl içerisinde ağaçlandırıyoruz. Yanan alanlar kati surette başka maksatla tahsis edilemez." diyerek söz konusu iddiaları yalanladı.

Trabzon'un Sürmene ilçesinde çıkan orman yangını söndürüldü. Çamburnu mevkisinde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan ve sabaha karşı kontrol altına alınan orman yangını, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve çevre ilçe belediyeleri itfaiye ekipleri ile Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerince tamamen söndürüldü.

Yangının çıkış nedenine ilişkin adli ve idari işlemlerin başlatıldığı belirtildi.

"BAŞKA MAKSATLA TAHSİS EDİLEMEZ"
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yangının çıkış nedenine ilişkin olarak ortaya atılan provokatif iddialara Twitter'dan açıklık getirdi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Yanan orman sahalarını 1 yıl içerisinde ağaçlandırıyoruz. Yanan alanlar kati surette başka maksatla tahsis edilemez. Hükümetimiz döneminde yanan bir metrekare dahi orman alanı başka bir maksatla tahsis edilmemiştir ve aynı yıl ağaçlandırılmıştır" dedi.

CHP'LİLER PROVOKASYON MALZEMESİ YAPTI
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve parti üyeleri yangının ardından Twitter'dan mesnetsiz ifadeleri ortaya atmıştı. Yarkadaş, yangının nedeni için 'yatırım alanı açmak' yalanını paylaşmıştı.

’daki hainler için yolun sonu...

NATO’daki hainler için yolun sonu...

nden önce ve sonra yurtdışına kaçan, gittikleri ülkelerden sığınma talep eden aralarında ’daki Türk subayların da olduğu hainler Türk vatandaşlığından çıkarılacak

Yurtdışında firari durumda bulunan ve "yurda dön" çağrılarına cevap vermeyen 'cüler başta olmak üzere terör örgütleri mensupları Türk vatandaşlığından çıkarılacak. 'da görev yapan FETÖ'cü 200 subay ile firari durumdaki 87 askeri ataşenin de vatandaşlığı düşürülecek. Resmi Gazete'de yayımlanan 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile, yurt dışına kaçan FETÖ'cülere ilişkin önemli düzenlemeler yapıldı. Hem 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden önce hem de darbe girişiminden sonra birçok FETÖ'cü, yargılanmamak için başka ülkelere kaçmıştı. Darbe girişimi sırasında yurt dışında görevli olan FETÖ'cüler ise "yurda dön, ifadeni ver" çağrısına cevap vermeyerek, bulundukları ülkelerden sığınma talep etti.

TOP BAKANLAR KURULU'NDA
680 Sayılı KHK'la yapılan düzenleme devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı, yasama organına karşı suç, Hükümet karşı suç, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyan, Silahlı örgüt ve Silah sağlama suçları nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülenleri kapsıyor. Mahkemeler, yabancı ülkelerde bulunanlara ulaşamadığı taktirde 1 ay içinde İçişleri bakanlığına bildirecek. Resmi Gazete'de yapılacak "yurda dön" ilanına rağmen 3 ay içinde gelmezlerse bu kişilerin Türk vatandaşlığından atılması için Bakanlar Kurulu karar alınacak. Bu düzenleme aynı zamanda FETÖ'cü askerleri de kapsayacak. 15 Temmuz'dan önce NATO'da görevli olarak yurt dışında görev yapan ve dön çağrısına cevap vermeyen 200 subay bulunuyor. Farklı rütbelerdeki bu subaylar, uzun zamandır yapılan çağrılara rağmen Türkiye'ye gelmiyor. Yeni düzenlemenin ardından, bu subaylar da firari olarak yurt dışında kalmaya devam ederse Türk vatandaşlığından atılacak. Aynı şekilde 264 askeri ateşeden 165'i hakkında FETÖ şüphelisi olarak soruşturma başlatılmıştı. 165 ateşeden 87'si yurda dön çağrılarına cevap vermedi. Hakkında soruşturma bulunan 87 askeri ateşenin de Türk vatandaşlığından çıkarılması gündemde. Bunun için Milli Savunma Bakanlığı'nın teklifi ve Bakanlar Kurulu'nun kararıyla bu adımın atılması bekleniyor.

Firari Öz ve Kara ile Ekrem Dumanlı da vatansız kalacak
Hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunan birçok önemli ismin de vatandaşlıktan çıkarılması gündemde. FETÖ'nün yurt dışına kaçan birçok gazetecisi ve savcısı da bu düzenlemeden etkilenecek. Savcılar , Celal Kara, Gazeteciler , Abdullah Bozkurt önde gelen isimler arasında yer alıyor.

Belçika basını da terör sözcülüğü yaptı
NATO'daki FETÖ'cü askerlerle ilgili haberini bu fotoğrafla yayımlayan Belçika'nın Le Libre Belgique gazetesi görüş aldığı NATO'daki Türk subayların mağdur edebiyatına sözcülük yaparak Belçika'nın PKK 'lılara kucak açtığı terör yanlısı politik çizgiye ayak uydurdu.

Ahmet TOPAL-Buğra OLAÇ / ANKARA

inden "Türkiye'deki terörü" itirafı

Esed rejiminden Türkiye'deki DEAŞ terörü itirafı

Suriye'de Beşşar 'in partisi Baas'ın kontrolündeki meclisin genel sekreteri Halid Abbud, istihbaratının terör örgütü 'ın içine sızdığını ve saldırılarını yönlendirdiğini itiraf etti. Abbud "Türkiye'de saldırı olmasını istemiyorlarsa bizimle işbirliği yapsınlar" dedi

Suriye'de Beşşar 'in partisi Baas'ın kontrolündeki meclisin genel sekreteri Halid Abbud, istihbaratının terör örgütü 'ın içine sızdığını ve yönlendirdiğini itiraf etti. Abbud, Ankara'yı üstü kapalı şekilde tehdit ederek, örgütün Türkiye'deki eylemlerinin ancak rejimle işbirliği yaparak durdurulabileceğini öne sürdü.

Abbud, rejimin televizyon kanallarından "Suriye Televizyonu"'nda yayınlanan bir programda, rejimin terör örgütü DEAŞ'la olan ilişkilerini paylaştı.

"NEDEN ŞAMDA PATLAMA OLMUYOR? ÇÜNKÜ BİZ YÖNLENDİRİYORUZ!"

Esed'e yakınlığıyla bilinen isimlerden ve aynı zamanda milletvekili olan Abbud, şu ifadeleri kullandı:

"Sana bir soru sormak istiyorum, DEAŞ nerede, Nusra nerede? Ve diğer cihadi gruplar nerde? Tabii ki Şam etrafında yer alıyor. Peki neden Şam'da patlamalar olmuyor? Neden Türkiye'nin bazı illerinde patlamalar oluyor? Ben bu konuyu bundan önce de sizlerle paylaştım. Suriye'nin güvenlik kurumları, istihbaratı, bu tür şebekelerin içine sızabildi.

KÜSTAH TEKLİF:
"DURDURMAK İSTİYORLARSA BİZİMLE İŞBİRLİĞİ YAPSINLAR"

Türkiye'de yaşananları kimse durduramaz. Sadece bir yolu var. Suriye'nin güvenlik kurumlarıyla işbirliği yapılırsa önüne geçilebilir. Ürdün'de güvenlik güçlerine düzenlenen saldırılara bak. Suriye devleti Ürdün ve Türkiye coğrafyasında yaşanan olaylarla ilgili geniş bilgilere sahip."

Türkiye'de çok sayıda terör eylemi düzenleyen DEAŞ, Türkiye'nin Suriye sınırındaki terörist unsurlara karşı 24 Ağustos 2016'da Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlatmasının ardından saldırılarını artırmıştı.

O kolunu tekrar kullanabilecek

O kolunu tekrar kullanabilecek

Darbe girişimi sırasında hainler tarafından açılan ateş sonucu sol kolundan yaralanarak gazi olan Muhammet Emin Tekin, kolundan ameliyat oldu. Tekin, sol kolunu tedavinin ardından yine kullanabilecek. Yozgatlı Muhammet Emin Tekin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbe girişimine karşı tankların önünde sol kolunu havaya kaldırarak durduğu fotoğrafıyla, o karanlık gecenin simge isimlerinden biri oldu. Kolundan vuruluncaya kadar duruşunu bozmayan, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Tekin, geçtiğimiz günlerde Ankara Akay Hastanesi'nde kolundan ameliyat oldu.

YİNE AYNISINI YAPARIM
Kol kaslarında doku zedelenmesi olduğu için ameliyat olduğunu belirten Tekin, "Başarılı bir ameliyatın sonunda yeniden kolumu kullanabileceğim. Benim sağ kolumda da doğuştan rahatsızlığım olduğu için o gece sol kolumu kaldırdım, ama oradan da vurulup gazi olmak varmış kaderimizde. Allah o günü bir daha yaşatmasın. Aynı durum yeniden yaşanacak olsa, bedenimi siper etmekten asla çekinmem" dedi.


AK Parti AR-GE Başkan Yardımcısı Dr. Osman Coşkun, gaziyi hastanede ziyaret etti.

Bu haber 74289 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Teröre silaha veda haftası: Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM heyetini kabul edecek
Teröre silaha veda haftası: Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM heyetini...
Teröre silaha veda haftası: Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM heyetini kabul edecek
Teröre silaha veda haftası: Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM heyetini...