Dün hakkında tutuklama kararı çıkmıştı…

Dün hakkında tutuklama kararı çıkmıştı…

-Gülen’i ABD’ye kaçıran adam olarak tarihe geçen ajan Graham Fuller’in geçtiğimiz yıllarda yazdığı kitaplarda Türkiye-ABD geriliminin detaylarına yer verdiğini anlatan Mahmut Övür, “Gördüğünüz gibi "Sarraf veya ambargo" bahane, -Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) firari üyeleri Emre Uslu ile Adem Yavuz Arslan'ın New York'taki Hakan Atilla davasını mahkeme salonunda takip edip duruşmaları Türkiye aleyhinde propagandaya dönüştürmeleri, dava üzerindeki "FETÖ bağlantısı" iddialarını güçlendirdi.

02 Aralık 2017 - 12:53

Dün hakkında tutuklama kararı çıkmıştı…

Giriş Tarihi: 02.12.2017 11:37 Güncelleme Tarihi: 02.12.2017 12:01
CIA Ajanı Graham Fuller ile ilgili görsel sonucu

CIA ajanı Fuller’e yakalama kararı

15 Temmuz darbe girişiminde adı geçen eski CIA yetkilisi Graham Fuller hakkında İstanbul Başsavcılığı yakalama kararı çıkarttı. Fuller’in 15- 16 Temmuz’de Büyükada’daki darbe toplantısının ardından firar ettiği öğrenilmişti.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ABD İstanbul Konsolosluk görevlisi tutuklu Metin Topuz, Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala, eski CIA uzmanı Henri Barkey, eski CHP Milletvekili Aykan Erdemir”in de bulunduğu soruşturma dosyasında bir adım daha atıldı. 

    DARBECİLİK SUÇU

    Savcılık, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’in Milli Haberalma Konseyi  eski başkan yardımcısı Graham E.Fuller hakkında yakalama kararı çıkartılmasını talep etti. Talebi değerlendiren nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği Fuller hakkında  “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından yakalama kararı çıkarttı. Fuller”in 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’yi terk ettiği belirtildi. Graham E. Fuller’in 15-16 Temmuz 2016’da Büyükada Splendid Otel’de yapılan iddia edilen darbe toplantıısına katlıdığı iddia edilmişti. 

    CIA Ajanı Graham Fuller ile ilgili görsel sonucu

    ORGANİZATÖR MÜ?

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı geçtiğimiz günlerde de eski CIA uzmanı Henri Barkey’e yakalama kararı çıkartmıştı. ABD Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz ile Osman Kavala’nın da tutuklandığı soruşturma dosyasındaki bulgulara göre Henri Barkey’in şüphelilerle Türkiye ve yurt dışında bir araya geldiği ve toplantılar yaptığı iddia edilmişti. Barkey’in 15-16 Temmuz 2016’da Büyükada Splendid Otel’de yapılan toplantıda darbeyi organize edip koordine ettiği ileri sürülmüştü. 

    ‘RUSLAR DELİL VERDİ’

    Rus Strateji uzmanı Aleksandır Dugin geçen hafta çıktığı bir Tv programında darbe öncesi Büyükada’daki toplantıya Henry Barkey ve Graham E. Fuller’in katıldığını iddia ederek, “Rus istihbaratının bu konuda elinde kesin deliller bulunuyor ve bu deliller Türkiye’ye iletildi. Darbe girişimi hiç kuşkusuz CIA ajanları tarafından yönetiliyordu” ifadeleri kullanmıştı.

    Dün hakkında tutuklama kararı çıkmıştı…

    bugünkü yazısında hakkında tutuklama kararı çıkan CIA Ajanı hakkında ilginç bir yazı kaleme aldı. Gülen’i ’ye kaçıran adam olarak tarihe geçen ajan Graham Fuller’in geçtiğimiz yıllarda yazdığı kitaplarda -ABD geriliminin detaylarına yer verdiğini anlatan Mahmut Övür, “Gördüğünüz gibi "Sarraf veya ambargo" bahane, asıl dert Türkiye'nin bağımsız siyaset izlemesini içlerine sindirememeleri.” diyor.

    MAHMUT ÖVÜR'ÜN YAZISINDAN BAŞLIKLAR

    , (15 Temmuz'da da adı çok geçen, 1999'da Gülen'in 'ye kaçırılmasında ve orada güçlenmesinde etkili olan bir isim) hem yıllar önce hem de son dönemde yazdığı kitaplarda ABD- ilişkilerindeki kopuşun nedenlerini anlatıyor.
    ile ilgili tezleri yerle bir olsa da Türkiye-ABD ilişkileri üzerine, ABD'li bir istihbaratçı olarak söyledikleri yaşanan hesaplaşmanın "yolsuzluk veya ambargo" ile alakalı olmadığını gösteriyor. Önce onun gözüyle eski Türkiye'nin üstlendiği rolünü dinleyelim:
    "Art arda gelen uzun bir ABD yönetimleri silsilesi 'eski' Türkiye'den memnundu; sadık, güvenilir, sıkı bir şekilde Batı yanlısı, çıkarları ABD'nin çıkarlarından pek farklı olmayan (...) bir Türkiye."
    Sonra da bu rolün, 90'larda Sovyetler'in çöküşünden sonra değiştiğini, Türkiye ve ABD'nin bölgesel çıkarlarının çatıştığını ve Türkiye'nin bir arayış ide olduğunu söylüyor:
    ", kendisine alternatif siyasi ve ekonomik opsiyonlar öneren Müslüman dünya, Avrasya, ve Çin ile giderek daha fazla yeni stratejik bağlantılar kurmuştur."
    Bunu ne zaman söylüyor? "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" kitabının basıldığı 2008'de.FETÖ ile ilgili tezleri yerle bir olsa da Türkiye-ABD ilişkileri üzerine, ABD'li bir istihbaratçı olarak söyledikleri yaşanan hesaplaşmanın "yolsuzluk veya ambargo" ile alakalı olmadığını gösteriyor. Önce onun gözüyle eski Türkiye'nin üstlendiği rolünü dinleyelim:
    "Art arda gelen uzun bir ABD yönetimleri silsilesi 'eski' Türkiye'den memnundu; sadık, güvenilir, sıkı bir şekilde Batı yanlısı, çıkarları ABD'nin çıkarlarından pek farklı olmayan (...) bir Türkiye."
    Sonra da bu rolün, 90'larda Sovyetler'in çöküşünden sonra değiştiğini, Türkiye ve ABD'nin bölgesel çıkarlarının çatıştığını ve Türkiye'nin bir arayış içinde olduğunu söylüyor:
    "Ankara, kendisine alternatif siyasi ve ekonomik opsiyonlar öneren Müslüman dünya, Avrasya, Rusya ve Çin ile giderek daha fazla yeni stratejik bağlantılar kurmuştur."
    Bunu ne zaman söylüyor? "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" kitabının basıldığı 2008'de.
    Tabii bu çatışmanın nasıl sonuçlanacağına ilişkin öngörüde de bulunuyor: "ABD'nin bölgesel meselelerde Türkiye ile yakın temas halinde olmayı ihmal etmesi daha pahalıya mal olacaktır."
    Ve kitap şu son sözle bitiyor: "Gelecek ne getirirse getirsin, bir şey kesindir:
    O eski öngörülebilir ve sadık ABD müttefiki Türkiye artık tarihe karışmıştır."
    Şimdi gelelim, FETÖ ile ilişkili Fuller'in, 8 yıl sonra 2016'da yazdığı "Türkiye ve Arap Baharı" kitabına... O kitapta Batı ve Washington'dakilerin şaşkınlığını anlatır:
    "Türkiye'nin nesi var ki böyle davranıyor?
    Ya da Türkiye İslamcı arka planı olan bir parti tarafından yönetildiğine göre, sorunun kaynağı İslam olmalı.
    Yahut Batı olarak Türk siyasetindeki hangi unsurları desteklemeliyiz ki, bu durum düzelsin."
    Gördüğünüz gibi "Sarraf veya ambargo" bahane, asıl dert Türkiye'nin bağımsız siyaset izlemesini içlerine sindirememeleri.
    Yukarıdaki sorularda Türkiye'deki muhalefetin tezgâhı neden görmek istemediğinin de cevabı var: "Batı olarak Türk siyasetindeki hangi unsurları desteklemeliyiz ki, bu durum düzelsin."
    Bazıları boşuna ABD ağzıyla konuşmuyor, işareti almışlar.

    ABD’deki kumpas davası siyasi tiyatroya dönüştü

    Firari 'cüler nda

    Firari 'cüler Uslu ile Arslan'ın Atilla davasını yerinde takip edip çıkışında sosyal medyadan "Türkiye aleyhinde karalama kampanyası" yürütmeleri tepki çekti.

    Firari FETÖcüler kumpas davasında

    Fetullahçı Terör Örgütü'nün () firari üyeleri ile 'ın New York'taki salonunda takip edip duruşmaları Türkiye aleyhinde propagandaya dönüştürmeleri, dava üzerindeki "FETÖ bağlantısı" iddialarını güçlendirdi.

    Firari FETÖ mensupları Uslu ile Arslan'ın, yanlarında başka FETÖ mensuplarıyla birlikte Atilla davasını yerinde izlemeleri AA objektiflerine takıldı.

    FETÖ üyelerinin sosyal medyada Türkiye aleyhinde karalama kampanyasına dönüştürdüğü duruşmaların cuma günkü bölümünün ardından salonun dışında Periscope'tan yayın da yapan Uslu ile Arslan, AA ekibi tarafından görüntülendi.

    İŞTE BÖYLE GÖRÜNTÜLENDİLER

    Duruşmaları birkaç gündür takip eden FETÖ firarilerinden Aslan görüntülendiğini fark edince olay yerinden uzaklaşırken Uslu, mahkeme binası önünden yayın yaptı.

    Ayrıca FETÖ'nün ABD'deki yayın organlarından Zaman Amerika'nın yazarlarından da Atilla davasını yerinden izleyen örgüt üyelerinden biri olarak dikkat çekti.

    FETÖ MENSUPLARININ DAVAYA İLGİSİ
    FETÖ'nün ABD'deki önemli isimlerinin yanında başka örgüt üyelerinin de duruşmaları yakından takip etmeleri ve sosyal medyada duruşmaları karalama kampanyasına dönüştürmeleri, davası olarak başlayıp sonradan Hakan Atilla davasına dönüşen hukuki süreçle FETÖ arasındaki bağlantıları bir kez daha gündeme getirdi.

    Özellikle dava sürecinde savcılık makamının kullandığı delillerin önemli bir bölümünün 17/25 Aralık sürecinde FETÖ mensubu polisler tarafından yasa dışı olarak elde edilen ve sonradan ABD'ye kaçırılan bilgi ve belgeler olduğu iddiası soru işaretlerini daha da artırdı.

    FİRARİ USLU VE ARSLAN HAKKINDA YAKALAMA KARARLARI VAR
    Uslu'nun adı, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan 10 bin 529 sayfalık "Selam Tevhid" soruşturması iddianamesinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile birlikte firari sanıklar arasında geçiyor. Hakkında başka davalardan da yakalama kararı bulunan Uslu, mayıs ayında AA tarafından Virginia'daki evinin bulunduğu sokakta görüntülenmiş ve AA muhabirini "polis çağırmakla" tehdit etmişti.

    FETÖ'nün medya imamlarından olan ve 2014'te ABD'ye kaçan FETÖ'nün eski basın organlarından Zaman ve Bugün gazetesi ile Aksiyon dergisinde çeşitli görevlerde bulunmuş olan Arslan hakkında da birçok davadan dolayı yakalama kararı bulunuyor. Arslan'ın adı son olarak Hrant Dink davasında geçmiş ve FETÖ elebaşı Gülen'le birlikte hakkında yakalama kararı verilmişti.

    FETÖ MENSUBU POLİS TANIKLIK YAPACAK
    4 gündür süren duruşmaların ilk gününde savcılığın mahkemeye delil olarak sunduğu ve kaynağını açıklamayı reddettiği ses kayıtlarını FETÖ söylemiyle savunması dikkati çekmişti.

    Savcı Yardımcısı David Denton, ses kayıtlarını alan FETÖ üyesi polislerin "görevlerini yaptığını" savunmuş ve o polislerden birinin de mahkemede tanık olarak ifade vereceğini söylemişti.

    FETÖ FİRARİSİ CANITEZ, TANIKLAR LİSTESİNDE
    Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsüne ilişkin yürüttüğü soruşturmada, "FETÖ üyesi olmak" suçundan firari olarak aranan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Bankalar Yeminli Murakıbı Osman Zeki Canıtez de Atilla davasındaki tanıklar arasında yer alıyor.

    Canıtez'in, ByLock kullanıcısı olduğu ve 25 Aralık soruşturmasında bilirkişi olarak görev yaptığı belirlenirken, Atilla davasına "Türkiye'den yasa dışı şekilde delil ve belge götürdüğü" tespit edilmişti.

    Duruşmaların ilerleyen safhasında mahkemeye çıkması beklenen FETÖ firarisi Canıtez'in, söz konusu belgeler üzerinden Türkiye aleyhinde tanıklık yapacağı kaydediliyor.

    ESKİ CHP MİLLETVEKİLİ DE DİNLENEBİLİR
    Diğer yandan aynı soruşturmada adı geçen ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Aykan Erdemir de Atilla davasının tanık listesinde yer alıyor.

    CHP heyetinin, 2013 yılında ABD'ye yaptığı ziyarette FETÖ'nün ABD'deki en önemli organizasyonlarından Rumi Forum ve Amerikan-Türki Topluluğu (TAA) yöneticileriyle bir araya gelmesinde önemli rol oynadığı iddia edilen Erdemir, Rumi Forum'un yuvarlak masa toplantısına konuşmacı olarak da katılmıştı.

    Ayrıca geçen yıl mart ayında Georgetown Üniversitesinde firari FETÖ'cü Uslu'nun da yer aldığı bir panele katılan Erdemir'in "Türk dış politikasına yönelik sert eleştirileri" de tepki çekmişti.

    FDD YÖNETİCİLERİ BİLİRKİŞİ
    Erdemir aynı zamanda ABD'de İsrail yanlısı ve Türkiye karşıtı çizgisiyle bilinen Demokrasileri Savunma Vakfının (FDD) Türkiye Programı uzmanı olarak da görev yapıyor.

    Erdemir'in görev yaptığı FDD'nin Başkanı Mark Dubowitz ile Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer'in duruşmalara bilirkişi olarak tayin edilmeleri de tartışmalara neden olmuş, Türkiye karşıtı çizgisiyle bilinen bir kurumun tepe yöneticilerinin Atilla davasındaki rolleri sorgulanmaya başlamıştı.

    SAVUNMA AVUKATLARINDAN DELİLLERE İTİRAZ
    Atilla'nın avukatlarından Cathy Fleming, ABD'nin New York Güney Bölge Mahkemesine ekim ayında sunduğu yeminli dilekçelerde ABD'li yetkililerin delil olarak sunduğu tartışma yaratan bilgi, belge ve kayıtların "çalıntı ve sahte olduğuna inandıklarını" belirtmişti.

    Fleming, "Ses kayıtları ABD'de delil kabul edilebilirlik standartlarını karşılamıyor eksiklik kuralı altındaki minimum standartlara uymuyor ve ayrıca ses kayıtlarının güvenilir olmadığını gösteren önemli kanıtlar var ve bu da ses kayıtlarının delil olarak kabulünü imkansız kılıyor." ifadelerini kullanmıştı.

     

    İlgili resim

     

    CIA Ajanı Graham Fuller ile ilgili görsel sonucu

    Bu haber 149033 defa okunmuştur.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum
    Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
    İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse bizi test etmeye sınamaya ve sabrımızı zorlamaya yeltenmesin
    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse bizi test etmeye sınamaya ve...
    İsrail'in nükleer silah yalanı deşifre oldu! ABD'den şoke eden rapor | 22 yıl sonra aynı senaryo
    İsrail'in nükleer silah yalanı deşifre oldu! ABD'den şoke eden...