15 Temmuz'da Başkan Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerdendi! Berat Albayrak o gece yaşananları anlattı: Abdestini aldı, namazını kıldı...
Giriş Tarihi: 15.07.2023 13:09 Güncelleme Tarihi: 15.07.2023 13:16
Darbe gecesi Erdoğan'ın en yakınındaki isimdi: Berat Albayrak hiç yalnız bırakmadı! Abdestini aldı, namaz kılıp süreci başlattı
Berat Albayrak, Başkan Erdoğan'ın Marmaris'ten ayrılmadan önce namaz kılıp herkesten helallik aldığını söyledi. 15 Temmuz gecesi Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı bir an olsun yalnız bırakmayan Albayrak yaşadıklarını tek tek anlattı.
15 Temmuz 2016, Türkiye tarihinin yaşadığı en karanlık günlerden biriydi. O akşam sokağa çıkan darbecilerin hedefinde Başkan Erdoğan vardı. O dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yapan Berat Albayrak, darbe gecesi Erdoğan'ın en yakınında bulunan isimlerden biriydi. Albayrak'ın darbe gecesi yaşananları anlattığı video yeniden gündem oldu. Berat Albayrak, o gece Başkan Erdoğan'ın Marmaris'ten ayrılmadan önce namaz kılıp herkesten helallik aldığını söyledi.
BU ALBÜMÜ PAYLAŞ

Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 15 Temmuz'da terör örgütü FETÖ'nün askeri darbe girişiminde yaşananları anlattı.
Albayrak'ın 15 Temmuz gecesi ile ilgili anlattıkları yeniden gündem oldu. Başkan Erdoğan'ın Marmaris'ten ayrılmadan önce namaz kılıp herkesten helallik aldığını söyledi.

"BESMELE ÇEKTİ, NAMAZ KILDI"
O gece Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte olan Albayrak, "Cumhurbaşkanımız o gece besmele çekti, iki rekat sefer namazını kıldı ve sonra o geceyi yönetti." dedi.

İşte Albayrak'ın sözleriyle 15 Temmuz gecesinde yaşananlar
O gece ilk olarak Başbakan ile konuştuk. Bahsettiğimiz insan Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük siyasetçisi. 2006 Danıştay krizi ile başlayan bugün de başka yöntemlerle devam eden sürekli darbe girişimlerine maruz kalmış bir hükümetten bir liderden bahsediyoruz. Cumhurbaşkanımız bu süreci de çok kontrollü ve sakin bir şekilde yönetti.

Cumhurbaşkanımız o gece besmele çekti, iki rekat sefer namazını kıldı ve sonra o geceyi yönetti. Birçok şey yaşadık bu süreçte ama benim aklımda kalan o gece haydi besmele deyip helikoptere binmemizdi.

ERDOĞAN'DAN YUNANİSTAN TEKLİFİNE TEPKİ
Üç tane helikopter üzerimizde keşif uçuşu yapıyordu. Hasan Doğan Bey de büyük bir kahramanlık gösterdi. Biz alternatifleri değerlendirdik. Otelin sahibi Serkan Yazıcı'dan o arada gerekirse sizi Yunan adalarına götürebiliriz diye bir teklif geldi ve Cumhurbaşkanımız bu duruma tepki gösterdi. Biz Anadolu Ajansı ve TRT'ye görüntüleri ulaştırdığımızı düşünüyorduk ancak onlara ulaştıramadığımızı farkettik. Ardından Cumhurbaşkanımızın mesajı için ulusal kanallarla irtibata geçtik.
İstanbul Emniyet Müdürümüz kahramanca bir duruş gösterdi. Eş zamanlı birçok talimatlar verildi, verilen bütün talimatlar liderliği ve bu liderliğin ferasetle beslendiğini ortaya koydu.

DÖRT ALTERNATİF
Biz dört tane alternatif oluşturduk. Uçak kalktıktan sonra Cumhurbaşkanımız nereye gideceğine karar verdi. Uçak havada belli bir süre gittikten sonra nereye gideceğini, son dakika İstanbul'a gideceğini söyledi. Liderlik riskli anlarda doğru karar verebilmek ve yönetebilmektir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu özelliğe sahip. Cumhurbaşkanımız darbe girişimini öğrendiğinde ilk tepkisi gayet güçlü ve sakindi. Beklenildiği gibi bir tepki vermedi, sadece dinledi. Dün ve evvelsi gün Cumhurbaşkanımız röportajlarında bahsetti. Darbe girişimi ile ilgili gerekli bilgilendirmenin yapılmadığını anlattı. Cumhurbaşkanımıza milyonlarca insanın muhabbeti var, onların duasıyla atlattık.
..15 Temmuz'un 3 kırılma noktası!
Kaynak: Akşam Gazetesi
15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminde yaşananları anlatan dönemin Ankara Başsavcısı Harun Kodalak, karanlık gecenin 3 kırılma noktası olduğu söyledi. Kodalak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı meydanlara çağırması, Ömer Halisdemir'in şehadeti ve Ankara Başsavcılığı'nın sıcağı sıcağına soruşturma açmasının halkın moralini yükselttiğini, darbecileri ise bozguna uğrattığını vurguladı.
Akşam Gazetesi dönemin Ankara Başsavcısı, Yargıtay 7.Ceza Dairesi üyesi Harun Kodalak'la 15 Temmuz'u konuştu. Karanlık gecenin 3 kırılma noktası olduğu tespitini yapan Kodalak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı meydanlara çağırması, Ömer Halisdemir'in şehadeti ve Ankara Başsavcılığı'nın sıcağı sıcağına soruşturma açmasının halkın moralini yükselttiğini, darbecileri ise bozguna uğrattığını söyledi.
Kodalak, şöyle konuştu:
"Darbe girişimi öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyordum. Ocak 2015'te Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandım. Göreve başlar başlamaz çok hızlı ve etkin bir şekilde FETÖ ile mücadeleye başladık. Yaptığımız ilk iş terör bürosundaki savcı sayısını ve savcı kalitesini artırmak oldu, sayıyı iki katına çıkardık. 3 ay sonra Terörden Sorumlu Başsavcıvekiliği için Necip Cem İşçimen arkadaşımızı görevlendirdik. Çok güçlü, çok dirayetli, çok vatanperver, çok yetenekli bir ekip kurduk. Açtığımız davaların tamamına yakını Yargıtay'da onandı. İpek Holding ve sahibi FETÖ'cü kaçak hakkında açtığımız dava bunlardan biridir. Akın İpek'in İngiltere mahkemeleri ve AİHM nezdinde açtığı davalar reddedildi. Biz gerçekten FETÖ ile yıllar içinde çok büyük mücadeleler yaptık ve bunu hukuk içinde yaptık."
ÇATI İDDİANAMESİNDEN 3 GÜN SONRA...
"Uzun yıllar çalışmalar yaptık. Aylar boyunca deliller topladık. Darbe öncesinde bizim açtığımız bir dava vardı. Ana Çatı Davası açtık biz darbeden önce. 72 veya 73 imamın olduğu FETÖ İddianamesi yazdık, darbeden 3 gün önce mahkeme tarafından kabul edildi. Biz bu soruşturma, bu iddianame için çok büyük emekler verdik. Başsavcıvekilimiz İşçimen, İddianamede imzası olan Serdar Coşkun başta olmak üzere çok zor şartlarda çalıştık. O tarihlerde delil toplamak da zordu. Bürokratlar sorulan sorulara cevap vermiyorlardı. FETÖ'den çok çekiniyorlardı."
ÖRGÜTÜ İDDİANAMEDE ANLATTIK
"O iddianamenin en büyük özelliği, 15 Temmuz'dan sonraki bütün FETÖ davalarının adeta anayasası olmuştur. Her iddianamenin girizgah bölümünde o 15 Temmuz öncesi açtığımız FETÖ çatı davasının iddianamesi kulanıldı. İddianamemizden FETÖ'nün ne olduğu, nasıl bir yapı, nasıl bir terör örgütü olduğuna dair direkt alıntılar yapılmıştır. 15 Temmuz öncesi hazırladığımız iddianamemiz İstanbul, İzmir, Malatya, Konya başta olmak üzere, açılan tüm davalarda kullanıldı. Bir örgüte 'terör örgütü' diyebilmek için mahkeme kararı gerekiyordu. Biz o yüzden bir an önce dava açmak için çalıştık. Tabi çok engellerle karşılaştık ama davamızı da açtık. FETÖ'nün silahlı örgüt olduğu 15 Temmuz ile birlikte zaten çok net bir biçimde açığa çıktı."
"İddianamenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Hava Kuvvetleri ilgili yazdığımız bölümünde demişiz ki, 'TSK içindeki pilotların yüzde 95'i FETÖ'cü.' Bu çok önemli bir tespit. 3 gün önceki iddianamemizde bunları demişiz, 3 gün sonra 15 Temmuz Cuma akşamı saat 21 gibi bu hainler, bu milletin malı olan, bu milletin parası ile düşmanlara karşı savaşmak için alınmış uçaklarla bu milletin başına bomba yağdırmış. Helikopterlerle, ağır silahlarla kendi milletine saldırmış."
KAFETARYADA ÖĞRENDİK
"15 Temmuz gecesi kaldığımız lojmanın yanındaki bir kafetaryada Başsavcıvekilimiz Necip Cem İşçimen ve iki istihbaratçı polis arkadışımızla bir araya geldik. Amacımız hem hafta sonu yorgunluğunu atmak, hem de çay içerek sohbet etmekti. Hatta bir operasyon planlıyorduk, onun detaylarını konuşmaktı. Saat 21.45 gibi darbe girişimi bilgisi geldi. Hepimiz şok olduk. O ana kadar böyle bir teşebbüsten haberimiz olmamıştı. Elbette teorik olarak bunların bir darbe girişiminde bulunabileceğini öngörüyorduk. Ben İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı'yı, Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'ı aradım. Karaaslan, bir hareketliliğin olduğunu kendisinin de Genelkurmay'ın önünde olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Polis arkadaşlar Emniyet'e gittiler. Necip bey ile eve geçip hazırlık yapalım diye konuştuk."
'KORSAN YAKALAMA' İÇİN UYAP'I KAPATTIK
"Daha sonra UYAP sistemini kapatmak istedik. Çünkü hakim ve savcıların kaldığı lojmanda şunu gördük. O hain FETÖ'cü hakim ve savcılar bahçeye inmişler, hazır bekliyorlardı. Birbirlerine yolda selam vermeyen, bu kadar tedbirli davranan FETÖ'cü hakim ve savcılar o akşam hepsi bir aradaydı."
"Bunu görünce, bunların ilerleyen saatlerde Adliyeye gidip korsan yakalama kararı çıkarabileceğini öngörerek UYAP sistemini kapattırdık. Bir savcı arkadaşı adliyeye gönderdik. O da Adliyenin girişinde bir askeri zırhlı araç olduğunu söyledi."
"Lojmandaki karşı komşumuz şu anda Yargıtay 11.Ceza Dairesi Başkanlığı yapan arkadaşımız Ali İhsan Öztekin, eş ve çocuklarıyla birlikte bize geldiler. Ben sürekli telefon trafiğiyle, ne olup bittiğini anında öğrenerek, tedbirler almaya çalışıyordum. Karaaslan ile birçok görüşmemiz oldu. Saat 22 sularında Cumhurbaşkanımızın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ı aradım. 'Beyefendi nasıl' diye sordum. Bana 'İyiyiz, Beyefendi'nin yanındayız, güvenli bir yerdeyiz. Beyefendi'nin sağlığı yerinde' diye cevap verdi. Beyefendi'nin sağlığına dair bilgi almak bizi hem mutlu etti, hem de cesaretlendirdi."
HSYK ÜYESİ 'DAVA AÇ' DEDİ
"Beni HSYK Üyesi, okul arkadaşım Muharrem Özkaya aradı. 'Harun sen soruşturma açsana' dedi. Benim de gerçekten aklımdan geçen buydu ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Kendisine 'Ben de aynısını yapacağım ama nasıl yapacağımı bilmiyorum, onu düşünüyorum. Ben Bekir Bey'i (Bekir Bozdağ) arayayım' dedim. Bekir Bey'i aradım. 'Sayın Bakanım şuan itibariyle soruşturma açmak istiyorum. Bu hain FETÖ darbe girişimi' dedim. O da 'aç iyi olur' dedi."
"YAKALAMA KARARI VERDİK"
"Hafta sonuydu, adliyede değildik. Mahmut Karaaslan'ı tekrar aradım. 'Sayın Müdürüm bunu iyice not edin ve polis arkadaşlara ilan edin' dedim. 'Ben Ankara Başsavcısı olarak soruşturma açıyorum. Bu bir hain darbe girişimidir. Ben Başsavcı olarak bu teşebbüse karşı soruşturma açtım, yakalama ve gözaltı talimatlarımı size iletiyorum. Lütfen bu talimatlarımı polis arkadaşlarımıza iletin' dedim. O da hiç sektirmeden talimatlarımı tüm Ankara polisine iletti. Ben de birkaç dakika sonra saat 23.00 gibi bu kararımı televizyonlar üzerinden kamuoyuna ilettim."
3 ÖNEMLİ KIRILMA ANINDAN BİRİYDİ
"Soruşturma talimatı bana göre o gecenin en önemli kırılma noktalarından birisiydi. Benim soruşturma açıp, ilan etme hadisesi gecenin en önemli 3 olayından bir tanesidir, dördüncü yok. Birinci kırılma noktası Sayın Cumhurbaşkanımızın televizyona çıkıp, kendisini halka gösterip, halkı meydana davet etmesidir. Bir lider olarak, canına kast edilmesine rağmen, memleketi terk etmemiş ve darbeye karşı bir lider olarak göstermesi gereken net tavrı göstermiştir. O çok önemli bir hadiseydi. İkinci kırılma noktası Ömer Halisdemir'in şehadetidir. Üçüncü kırılma noktası da benim soruşturma açmamdır. Çünkü böyle bir teşebbüse karşı yetkili ve sorumlu bir mericiden, ki orası Ankara Başsavcılığı'dır. Net bir şekilde yetkisini kullanarak soruşturma açmıştır. Bu da vatandaşa çok büyük bir moral olmuştur, karşı tarafa da aksine moral çöküntüsü meydana getirmiştir." Zülfikar Gençtürk
15-temmuz.net haberleri
YORUMLAR