Giriş Tarihi: 08.02.2017 02:29 Son Güncelleme Tarihi: 08.02.2017 07:09
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile telefonda görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD yeni Başkanı Donald Trump ile telefonda görüştü.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştiği belirtildi.
Buna göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD Başkanı Trump'a başkanlık görevinde başarılar dilediği görüşmede, Türkiye ve ABD'nin her zaman birbirlerine ittifak bağlarıyla bağlı, dost ve müttefik iki ülke olduklarını vurguladığı kaydedildi.
Açıklamada, iki liderin, Türkiye ve ABD olarak, terörizmin her türüne karşı birlikte mücadeleye devam etme konusundaki kararlılıklarını teyit ettiklerine dikkat çekildi.
ABD Başkanı Trump'ın, ülkesinin stratejik ortağı ve NATO müttefiki olan Türkiye'ye desteklerini ifade ederek, DEAŞ'a karşı sürdürülen mücadeleye Türkiye'nin yaptığı tüm katkıları memnuniyetle karşıladıklarını belirttiği kaydedildi.
BEYAZ SARAY: TRUMP, ABD'NİN, TÜRKİYE'YE DESTEĞİNİ VURGULADI
Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki telefon görüşmesinin detayları paylaşıldı.
ABD ile Türkiye arasındaki ilişkinin "yakın" ve "uzun soluklu" olarak nitelendiği açıklamada, "iki liderin, terörün her türlüsüne karşı mücadeleye bağlı olduklarına" vurgu yapıldı.
Açıklamada, "Başkan Trump, ABD'nin, stratejik bir ortak ve NATO müttefiki olarak Türkiye'ye desteğini bir kez daha vurguladı ve Türkiye'nin DEAŞ karşıtı kampanyaya katkılarını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti." ifadelerine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump'la görüştü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile bu gece telefonda görüştü.

Cumhurbaşkanlığı kaynakları iki lider arasındaki telefon görüşmesinin gerçekleştiğini kaydetti.
Beyaz Saray kaynakları, 45 dakikalık görüşmenin iyi bir izlenimle geçtiğini bildirdi.
TRUMP'A YENİ GÖREVİ İÇİN TEBRİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Trump'a yeni görevinde başarılar dilediği öğrenildi.
ABD'NİN TÜRKİYE'YE DESTEĞİNİ İLETTİ
İki lider, terörizmle mücadelede kararlılığı teyit etti. ABD Başkanı Donald Trump, telefon görüşmesinde "ABD'nin, stratejik bir ortak ve NATO müttefiki olarak Türkiye'ye desteğini" bir kez daha vurguladı.
DEAŞ'LA MÜCADELESİ İÇİN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR
Trump, "Türkiye'nin DEAŞ karşıtı kampanyaya katkılarını memnuniyete karşıladıklarını" belirtti.
CIA Başkanı yarın Türkiye'ye geliyor
CIA Başkanı Mike Pompeo, ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye yapacak. PYD ve FETÖ masaya yatırılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump ilk görüşmeyi telefonla gerçekleştirdi. İkilinin görüşmesi 55 dakika sürdü. Erdoğan ile Trump terörden arındırılmış güvenli bölge, mülteci krizi ve terörle mücadele başlıklarını ele aldı.
CIA BAŞKANI TÜRKİYE'YE GELİYOR
Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından yapılan açıklamaya göre, CIA Başkanı Pompeo yarın ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirecek.
PYD VE FETÖ KONULARI MASADA OLACAK
Ziyaret kapsamında PYD ve FETÖ başta olmak üzere gündem maddeleri istişare edilecek.
Anayasa değişikliği için karar bu hafta

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği onay sürecinin devam etmesiyle ilgili ortaya atılan spekülasyonların uydurma olduğunu belirterek, "Bu hafta içinde kararımızı veririz" dedi. Etiyopya Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı olmam hasebiyle arkadaşlarımla bunlar üzerinde değerlendirmeler, çalışmalar yapmam gerekiyor. Bir de tabii mevsim koşulları itibariyle de nasıl, ne zaman, bunun değerlendirmesini arkadaşlarla yapıyoruz. Gerek Mersin'de, gerek şu anda attığımız bazı adımlarda herhalde hangi istikamette yürüdüğümüz bellidir. Ve bu konuda da özellikle ülkemizi terörize etmek isteyen anlayışlar bellidir. Terörize etmek isteyen anlayışların milletim tarafından kabul edilmeyeceğine inanıyorum."

KANDİL'E SİNYAL YOK
"Hatta ben bundan dolayı bugün (dün) Sayın Bahçeli'nin yapmış olduğu konuşmayı, efradını cami ağyarını mani bir konuşma olarak gördüm. Bundan dolayı da şahsım, milletim adına kendisine teşekkür ediyorum. Herhalde bu artık sadece zamanlamayı beklemekte olan bir süreçtir. İnanıyorum ki milletim hiçbir zaman Kandil'e, İmralı'ya, onlarla omuz omuza veren bu terör örgütlerine olumlu sinyal vermeyecektir. Öyle zannediyorum ki bu hafta içinde biz de kararımızı veririz ve bu kararla birlikte adım atılmış olur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Bahçeli'ye teşekkür
Erdoğan ve Etiyopya Cumhurbaşkanı Wirtu, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referandum tarihinin henüz belirlenmemesi nedeniyle oluşan spekülasyonlara yanıt verirken "Bu hafta içerisinde kararımızı veririz" dedi.
Etiyopyalı mevkidaşı ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan'ın referandum süreciyle ilgili sözleri;
"Çıkan spekülasyonlar birer uydurmadır. Anayasa Komisyonu'nda değerlendirmeler var. Benim de cumhurbaşkanı olmam nedeniyle bunlar üzerinde değerlendirmeler yapmam gerekiyor, çalışmalar yapmam gerekiyor. Bir de koşullar itibariyle de nasıl, ne zaman, bunun değerlendirmesini yapıyoruz. Sadece okuyup onay vermek veya reddetmek değil, bunun her yönünü değerlendirmek durumundayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan referandum açıklaması VİDEO
"BU HAFTA İÇERİSİNDE KARARIMIZI VERİRİZ"
"Bunun dışında inanıyorum ki milletim hiçbir zaman Kandil'e, İmralı'ya, onlarla omuz omuza veren terör örgütlerine olumlu bir sinyal vermeyecektir. Tamamiyle onlara inşallah bu işin karşısında duran tamamiyle milletimizin aydınlık geleceğine ter akıtmaya hazırlanan insanlarla burada yürüyecektir. Öyle zannediyorum ki bu hafta içerisinde kararımızı veririz. Ve bu kararla birlikte adım atılmış olur"
"BİRLİKTELİĞİMİZİN OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"
"Gerek Mersin'de, gerek şu an attığımız adımlarda herhalde hangi istikamette yürüdüğümüz bellidir. Bu çok açık net ortadadır. Bu süreç ülkemiz için önem arz ediyor. Bu konuda da özellikle ülkemizi terörize etmek isteyen anlayışlar bellidir. Terörize etmek isteyen anlayışların milletim tarafından kabul edilmeyeceğine inanıyorum.
DEVLET BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR
Şüphesiz ki cumhurbaşkanı olarak ülkemi terörize etmek isteyen anlayışlarla hiçbir zaman birlikteliğimizin olması mümkün değil. Bundan dolayı sayın Bahçeli'nin yaptığı konuşmayı efradını cami ağyarını mani bir konuşma olarak görüyorum. Kendisine teşekkür ediyorum."
EFRADINI CAMİ AĞYARINI MANİ NE DEMEK?
Cumhurbaşkan Erdoğan'ın kullandığı bu deyim şu anlama geliyor: Alınmaması gerekenleri dışarıda bırakan, alınması gerekli olanları ise içine alan, tam ve eksiksiz, (tarifin tarifi) bir anlatım.
"ZAMANLAMAYI BEKLEMEKTE OLAN BİR SÜREÇTİR"
"Bizim buradaki duruşumuz çok önemli. Milletimizin birliği için ve bütün bunlarla birlikte güven ve istikrarla birlikte Türkiye'nin aydınlık geleceğe yürümesi için bu işe zaten 'Evet' dediğimi Mersin'de açıkladım. Herhalde bu artık sadece zamanlamayı beklemekte olan bir süreçtir. Arkadaşlarımızla o çalışmaları yapıyoruz. Olay sadece zamanlamadır."
DEVLET BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Devlet Bahçeli: Perinçek'i değil Erdoğan'ı tercih ederiz haberi
Etiyopya Cumhurbaşkanı Teshome'dan FETÖ okulları açıklaması!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etiyopya Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome ile ortak basın toplantısı düzenledi. Teshome, ülkesindeki FETÖ okullarının Maarif Vakfına devredileceğini açıkladı
Etiyopya Cumhurbaşkanı Teshome'ın konuşmasından satırbaşları;
Bugün burada olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyorum. Ben daha önce 8 yıl boyunca buradaki bu tarihi ve bu güzel ülkede büyükelçi olarak görev yaptım ve benim için buranın ziyareti kendi evime dönmek gibi.
Etiyopya Türk halkına büyük saygı duymaktadır. Türk halkı demokrasilerini savunarak bu terörist grubu ortadan kaldırdılar. Bu bağlamda hükümetimin bir kararını da söylemek istiyorum. Fetullah Gülen ile ilgili olan tüm okullar Maarif Vakfına devredilecek.
Teshome: Fetullah Gülen ile ilgili olan tüm okullar Maarif Vakfına devredilecek
"TİCARET HACMİMİZ İKİ ÜLKEYE YAKIŞIR NOKTAYA GETİRİLMELİ"
Etiyopya Türkiye ilişkilerinin tarihi bir geçmişi vardır köklü bir geçmişi vardır. Biz bu ilişkiyi hem tarih içerisinde gerçekleştirildiğini görüyoruz hem de bu ilişkiyi karşılıklı olarak ticaretin arttırılmasıyla daha da ileriye götürme hedefindeyiz. Etiyopya 100 milyonluk nüfusu ile ve Türkiye hem 80 milyonluk nüfusu hem de çok yüksek satın alma gücüne sahip olan nüfusu ile biz iki taraflı ticaret ve yatırım ticaret hacmi potansiyelin çok gerisinde. Bizim bu potansiyeli yakalamamız gerekiyor ve iki ülkenin büyüklüğüne yakışır bir ticaret hacmini yakalamamız gerekiyor. 1 Milyar çok küçük bir rakam ve bunu arttırmamız gerekiyor.
Bundan sonra Türkiye'nin Etiyopya'daki yatırımlarının arttırılması konusunda neler yapılabileceğini görüştük. Türk şirketlerinin neler yapabileceklerini görüştük.
"ETİYOPYA 2025 İTİBARİ İLE ORTA GELİR DURUMA YÜKSELECEK"
Etiyopya'nın ve bütün Afrika'daki devletlerin aradaki bağlantıların kurulmasına katkı sağlayacaktır. Bu anlamda 7. karma ekonomik toplantısı tekrar 1 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşmayı teyit etmiştir. Bu anlamda ticaret hacminin arttırılması için ve ticaret dengesinin iyileştirilmesi için çeşitli adımlar atılması gerekecektir. Etiyopya 2025 itibari ile orta gelir duruma yükselecektir.
Ben Sayın Cumhurbaşkanı'ndan özel sektör yatırımcılarından ülkemize daha fazla yatırım yapmaları isteğinde bulunmasını rica ediyorum. Bu anlamda Etiyopya hükümetinin sanayileşmeyi sağlamak için benimsediği yeni bir yaklaşım var. Aslında ben burada Ankara'da görev yaparken başlatılmıştı. Maalesef gerçekleşemedi. Ama yeni bir konseptle şimdi artık bu proje ilgili olarak şunu gördük ki bir özel sektör şirketinin bir sanayi parkının inşasını üstlenmesi ki bu yaklaşık yarım milyar ABD doları gerektiren bir proje. Belki tek bir şirket için zorlanmaya neden olabilir. Dolayısıyla hükümetimiz bu inşaat çalışmasını şu anda üstleniyor ve farklı şirketleri bu yükü paylaşmaya davet ediyor. Bu kapsamda daha hızlandırılmış yatırımlara kolaylık sağlayacağız. Yabancı şirketlerin arazi araması gerekmeyecek veya fabrika inşası projesi araması gerekmeyecek elektrik için başvuru yapmaları gerekmeyecek. Bu tür bütün ekonomik altyapılar zaten bu projeye dahil edilmiş olacak ve hükümet tarafından bu yatırım yapılmış olacak.
"TİKA'NIN SAĞLAMIŞ OLDUĞU KATKILARDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ"
Türk yatırımcılar için yatırımları kolaylaştırıcı bir imkan olacaktır. Benim hükümetim belirli şirketlere çağrıda bulunmak istiyor. Türkiye için ülkemizde bir sanayi parkı yaptırmak istiyoruz. Pek çok projeyi başlattık ve Türkiye şirketleri de katılma konusunda Etiyopya hükümeti tarafından davet edilmektedir.
TİKA'nın sağlamış olduğu katkılardan memnuniyet duyuyoruz. Aynı zamanda finansal kapasitesinin arttırılması ve daha fazla projede yer almasını da ümit ediyoruz.
Geçen sene Türkiye hükümetinden kalkınma yardımını TİKA aracılığı ile aldık. Bu yardımı Etiyopya hükümetinin ihtiyaçlarına yönelik olarak kanalize edilirse o zaman etkisi çok daha fazla takdir edilecektir. O zaman hem mükellefler tarafından hem de alıcı tarafta olan ve Türk hükümeti tarafından çok daha iyi şekilde anlaşılacaktır.
"FARKLI BÖLGELERDE YER ALSA DA HEPİMİZ TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ"
Bundan sonra daha fazla öğrenciye burs sağlayabiliriz. Son olarak görüşmemiz sırasında mevcut bölgesel ve küresel işbirliğimiz konusunu ele aldık.
İşbirliğimizi iki ülkenin dışişleri bakanları arasında ve bütün seviyelerde daha fazla geliştirmeyi hedefledik ve bu kapsamda anlaşma imzaladık.
Biz de her türlü terör saldırılarını kınıyoruz ve taziyelerimizi iletiyoruz. Farklı bölgelerde yer alsa da hepimiz terörle mücadele ediyoruz. Türkiye bölgesinde terörle mücadele ediyor, biz de bölgemizde terörle mücadele ediyoruz. Ben Etiyopya'yı kendisi için uygun bir zamanda ziyaret etmesi yönünde bir davet ilettim. Umuyorum ilişkilerimiz daha da gelişecek daha ileriye daha yükseğe çıkacaktır. Teşekkür ediyorum.
Milletin bekası için ‘evet’ diyoruz

MHP Lideri Bahçeli: Çılgına dönüp kudursalar da millet için, devlet için, Cumhuriyet için, Türklüğün bekası için ‘evet’ diyeceğiz
MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili net mesajlar verdi: Bir grup ağız birliği etmişçesine MHP'ye saldırıyorlar. Kimsenin peşine takıldığımız yoktur, ancak Kandil ve Pensilvanya'daki yoklama kaçaklarının tepesine binip enselerinden tutacağımız günler yakındır.
ERDOĞAN'I TERCİH EDERİM Herkese açık açık duyuruyorum; eğer Doğu Perinçek ve hayırcı yoldaşlarıyla Recep Tayyip Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olursa, kesinlikle ve istinasız Sayın Erdoğan'ı tercih edeceğimizi herkes bilmeli ve kafasına sokmalıdır. Bunlar çılgına dönüp kudursalar da millet için 'evet', devlet için 'evet', Cumhuriyet için 'evet', Türklüğün bekası için 'evet' diyeceğiz.
Darbe teşebbüsü milattır. 15 Temmuz'da gördük ki ikinci Sevr yanı başımızdadır. İşgalin eşiğinden döndük. Parçalanmanın kıyısında durduk. Milli mukavemet olmasa felaket son yurdumuzu kasıp kavuracak, hepimizi yiyip bitirecekti.

OHAL kapsamında kamu görevinden ihraç edilenler ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeni KHK ile MEB, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Yargıtay ve YSK'dan toplamda 4 bin 464 kişi ihraç edildi, 17 kişi göreve iade edildi
Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 2 Ocak'ta toplanan Bakanlar Kurulunca Anayasa'nın 121. maddesi ile 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4'üncü maddesine göre, alınan kararlar doğrultusunda hazırlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Resmi Gazete'nin bugünkü son mükerrer sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.

Buna göre, 686 Sayılı KHK ile terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca, devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kişiler, kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldı.
Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayacak. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilecek.
Bu KHK ile "Kamu görevinden çıkarılanlar", "Kamu görevine iade edilenler", "Öğrencilik statüsü geri verilenler" ile "Tedbir uygulanan emekli emniyet mensupları" başlıkları altında yeni düzenlemelere yer verildi.

4 BİN 464 KİŞİYE İHRAÇ, 17 KİŞİYE GÖREVE İADE
Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yayımlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 4 bin 464 kişi kamu görevinden çıkarıldı, 17 kişi ise göreve iade edildi.
Resmi Gazete'nin bugünkü mükerrer sayısında yayımlanan KHK'ya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünden, aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 417 personel kamu görevinden çıkarıldı.
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulundan 10, Yargıtaydan 10, Sermaye Piyasası Kurulundan 1, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığından (TOKİ) 2, Türkiye Radyo Televizyon Kurumundan (TRT) 80, Vakıflar Genel Müdürlüğünden 2, Avrupa Birliği Bakanlığından 3, Dışişleri Bakanlığından 48, Ekonomi Bakanlığından 15, İçişleri Bakanlığından 49, Jandarma Genel Komutanlığından 893 asker, Sahil Güvenlik Komutanlığından 3 asker, Kültür ve Turizm Bakanlığından 16, Milli Eğitim Bakanlığından 2 bin 585 kişi kamu görevinden çıkarıldı.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) bünyesindeki 330 akademik personel de kamu görevinden çıkarılanlar arasında yer aldı.
17 KİŞİ GÖREVE İADE EDİLDİ
Öte yandan, daha önce görevden uzaklaştırılan 2 Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler, 1 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 9 Milli Eğitim Bakanlığı, 4 Sağlık Bakanlığı personeli ise göreve iade edildi.
ABD'de öğrenim gören 2 kişinin de öğrencilik statüsü geri verildi.
242 EMEKLİ EMNİYET MENSUBUNUN RÜTBELERİ VE HAKLARI ALINDI
OHAL kapsamında yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan ya da meslekten çıkartılan emniyet mensuplarından Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı ya da irtibatı olan 242 kişinin rütbeleri alındı.

Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan 686 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesine göre, Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca resmen emekliye sevk edilenler, kendi isteğiyle emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan 242 kişinin rütbeleri alındı.
Kararnameye göre, bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmeyecek, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemeyecek. Ayrıca uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamayacak ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacak. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılacak
Söz konusu emniyet mensuplarının silah ruhsatları, emekli polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilecek ve özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacak.
FETÖ'cülere pembe oda yasağı geldi

FETÖ'nün darbe girişimi kapsamında tutuklanan binlerce kişinin eşleriyle görüşmek için gündeme getirdikleri “pembe oda” talebi güvenlik gerekçesiyle reddedildi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan binlerce kişinin, eşleriyle görüşmek amacıyla gündeme getirdikleri "pembe oda" talebi, "örgütsel görüşme" yapılabileceği ve örgüt faaliyetleri hakkında mesajlaşmaya konu olacağı kaygısıyla reddedildi.
Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, 15 Temmuz sonrasında Türkiye'de farklı suçlardan 205 bin kişi tutuklandı. 45 bin 500'ü FETÖ, 9 bin 283'ü PKK ve 750'si DEAŞ terör örgütü soruşturmaları kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldu. İnfaz Kanunu uyarınca hakkında terör suçlaması da bulunsa iyi hali olan tutuklulara çeşitli "ödüller" veriliyor. Bu ödüllerden biri de "pembe oda"yı kullanmak.
FETÖ'DEN TUTUKLU EVLİLERE YASAK
İnfaz Kanunu'nun "Ödüllendirme" başlıklı maddesinde 2013 yılında değişiklik yapıldı ve disiplin cezası bulunmayan hükümlülerin cezaevlerinde bulunan "pembe oda"da eş ve aileleriyle özel görüşmesi sağlandı.
Her gün binlerce tutuklu bu uygulamadan yararlanmak için başvuruda bulunuyor. İyi hali değerlendirilen kişiler, en geç 3 ayda bir, en erken ayda 1 kez olmak üzere gardiyan gözetimi ve teknik izleme olmaksızın 3 saatten 24 saate kadar eşleriyle görüşebiliyor.
Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Türkiye'de ilk kez "pembe oda" taleplerine kısıtlama getirdi ve FETÖ soruşturmaları kapsamında cezaevlerinde bulunan evli tutuklulara "pembe oda" yasağı koydu. Bu kapsamda gelen binlerce talep, "pembe oda"larda yapılması muhtemel "örgütsel" ve "kripto" görüşmeler nedeniyle reddedildi.
'PEMPE ODA' DİNLENMİYOR
Yasal olarak tutukluların cezaevlerinde eşleriyle yaptıkları görüşmeler dinleniyor. Ancak "pembe oda" içinde yapılan konuşmalar dinlenmiyor ve odada kamera bulunmuyor.
Bu çerçevede olası örgütsel haberleşmenin önüne geçilmesi için böyle bir tedbire başvurulduğu kaydedildi. Uygulamanın darbe kalkışmasının ardından alınan olağanüstü bir tedbir olduğu vurgulandı.
Gardiyan ve teknik takibin bulunmaması nedeniyle, tutukluların bu buluşmalarda örgüt talimatları doğrultusunda mesaj alışverişinde bulunma ihtimallerinin yüksek olduğuna dikkat çekilerek, bu taleplerin reddedildiği belirtildi.
3 İLA 24 SAAT KALINABİLİYOR
Adalet Bakanlığı'nın "pembe oda" uygulaması gereği evli olan hükümlü ve tutuklular, eşleriyle mahrem görüşme yapabiliyor. Görüşmeler, 3 saatten 24 saate kadar sürebiliyor.
"Pembe oda" buluşması sadece, dini ve milli bayramlar ile bakanlık tarafından açık görüşme izni verilen özel günlerde yapılamıyor. Buluşmanın güvenli şekilde yapılması için odanın giriş kapısının dış kısmını gösteren bir kamera bulunuyor.
Kaynak: Hale Şahin / Habertürk
FETÖ'cü 242 emekli emniyet mensubunun rütbe ve hakları alındı!

OHAL kapsamında yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan ya da meslekten çıkartılan emniyet mensuplarından Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı ya da irtibatı olan 242 kişinin rütbeleri alındı.
Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan 686 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesine göre, Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca resen emekliye sevk edilenler, kendi isteğiyle emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan 242 kişinin rütbeleri alındı.

Kararnameye göre, bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmeyecek, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemeyecek. Ayrıca uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamayacak ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacak. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılacak
Söz konusu emniyet mensuplarının silah ruhsatları, emekli polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilecek ve özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacak.
Rıdvan Dilmen'den referandum cevabı

Ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen, referandum eleştirilerine cevap verdi.
Rıdvan Dilmen, TRTSPOR'da yayınlanan "Futbolun Zirvesi" programında çarpıcı açıklamalar yaptı. Dilmen, referandum kampanyasıyla ilgili kendisine yönelik eleştirilere de sert cevap verdi.
DİLMEN'İN AÇIKLAMALARI
Kampanya katılmaya kimseyi zorlamadığını belirten Dilmen şöyle konuştu: "Evet kampanyası için 5 arkadaşımı aradım. 4'ü kabul etti. 1 arkadaşım ben katılmayayım dedi. Saygı duydum. Ben kimseyi zorla evet kampanyasına sokmam. Önceden arayıp sordum. Bir arkadaşım katılmak istemedi diyorum.

'HEM ATATÜRK'Ü, HEM CUMHURBAŞKANIMIZI SEVEMEZ MİYİM'
Benim babam İşçi Partiliydi. Ben çocukken bildiri dağıtıyordum. Bir sosyal demokratın Cumhurbaşkanımızı sevme hakkı yok mu? Ben Atatürk'ü çok seviyorum. Hem Atatürk'ü, hem Cumhurbaşkanımızı sevemez miyim? Ben Nazım Hikmet'i çok seviyorum. Bütün şiirlerini seviyorum. Sevemez miyim?
'HADİ KANITLAYIN'
Cumhurbaşkanımız beni hangi dertten kurtarmış? Hangi işe sokmuş? Ben nasıl nemalanmışım. Hadi belgeleriyle kanıtlayın. Referandum konusundan sonra unutulan şeytan lakabı birden hortladı.
'ALLAH'TAN BAŞKA KİMSEYE HESAP VERMEM'
Ben kimsenin adamı olmadım. Allah'tan başka da kimseye hesap vermem."
'GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN EVET'
Bu sözlerimi kesmeyeceksiniz değil mi? 'Güçlü bir Türkiye için evet diyorum.
Kamuda 400 bin kişi FETÖ bağlantılı

Devletin FETÖ raporu: 2010-2016 arasında devlete yerleşenlerden 400 bini FETÖ ile bağlantılı... Örgüt, özel okul, dershane ve üniversitelerden de 11.1 milyar lira elde etti
Devletin önemli kurumları tarafından hazırlanan ve Ankara Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmalarda delil teşkil eden raporda, devlete yerleşen 400 bin kişinin terör örgütü FETÖ ile irtibatlı, bunlardan da 300 bininin örgüte sadık olduğu ifade edildi. Raporda FETÖ'nün TÜBİTAK, KOSGEB, Ulusal Ajans, KÖYDES, SODES gibi devletin finans mekanizmalarını ele geçirdiği belirtilirken, buralardan örgütün kasasına milyarlarca TL aktarıldığı vurgulandı.
Para kaynaklarını oluşturan kalemlerin tek tek paylaşıldığı raporda, terör örgütünün kapatılan 17 üniversiteden (65 bin öğrenci) yaklaşık 1 milyar, bin 60 (140 bin öğrenci) civarındaki özel okuldan ise 2.1 milyar kazandığı belirtildi. Toplam hacmi 16 milyar TL olan dershanecilik sektöründen örgütün elde ettiği gelir 8 milyar TL.
2000'de 2.1 milyon olan devletteki memur sayısının 2016'da 3.1 milyona ulaştığına dikkat çekildi. Bu artışın yaklaşık 800 binlik kısmı; eğitim, yüksek öğretim, TSK ve emniyet alanlarında. FETÖ'nün 2000-2013 arasında söz konusu 4 alan dahil ÖSYM'nin yaptığı tüm sınav sorularını ele geçirerek devlete eleman yerleştirdiği kaydedildi.
1.1 MİLYON TL HİMMET Raporda, 2010-2016 arası istihdam edilenlerin 400 binden fazlasının FETÖ irtibatlı olduğu ve en az 300 binin örgüte sadık olduğu değerlendirildi. Yaklaşık 3 milyon memurun 300 bininden alınan himmet geliri ise yıllık 1.1 milyar TL civarında.
Örgütün sadece belirtilen kalemlerden yılda 15 milyar TL gelir elde ettiği saptandı. Bu da 450 milyar TL olan 2015 devlet bütçesinin yaklaşık yüzde 3'ü.
2000-2013 arası FETÖ tarafından çalınan Askeri Lise Sınavı (ALS) taban puanları 2014'te aniden 6-8 puan düştü.
AKADEMİK SINAVLARDA ŞAİBE 1997-2016 arası ALES sonuçlarının incelendiği raporda, özellikle 2005-2013 arasındaki toplam 16 ALES sorularının çalındığına işaret edildi. 2016'da ALES'te tam veya 2 eksikle cevap verenlerin toplamı 140 kişiyken, 2008'de ise bu sayının 11 bin 935, 2009'da ise 20 bin 290 olduğu vurgulandı.
2005-2013 arasında 95 ve üzeri alarak üniversitelere yerleşen yaklaşık 9 bin 550 kişiden en az 8 bin 500'ünün sınavının şaibeli olduğu ifade edildi. Ayrıca bu 9 bin 550 kişi arasında örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullananların sayısının oldukça yüksek olduğu vurgulandı.
6 YILDA TSK'YA GİRENLERİN YÜZDE 97'Sİ FETÖ'CÜ
Raporda, FETÖ bağlantılı TSK personeline ilişkin de şu tespitler yer aldı: 2010-2016 arasında Askeri Lise Sınavı ile TSK'ya giren adayların yüzde 97'si FETÖ mensubu.
2000-2016 arasında yazılı sınavı kazanan 8100 adaydan yaklaşık 7 bin 700'ünün ilk-orta öğretim geçmişleri, ALS başarılarını desteklemiyor.
Pek çok aday organize bir biçimde belli özel okullardan toplu olarak ALS'ye sokulmuş ve başarılı olmuşlar.
Verileri incelenen bin 597 aday SBS'ye hiç girmemiş ve ilkokuldan sonra 6. sınıfı yurtdışında okumuştur.
'Kurtlar Vadisi Darbe' için karar verildi

15 Temmuz darbe girişiminden önce “Kurtlar Vadisi Darbe” ismi için başvuruda bulunan Pana Film ortakları Necati Şaşmaz ve Mehmet Canpolat haklarında başlatılan “FETÖ" soruşturmasında takipsizlik kararı verildi.
Takipsizlik kararında senaryoda kahramanların paralel devlet yapılanmasıyla mücadele ettikleri ve Şaşmaz ile Canbolat'ın terör örgütü ile bağlantılarının tespit edilemediğini belirtildi.
Pana Film 24 Mayıs 2016 tarihinde Türk Patent Enstitüsü'ne "Kurtlar Vadisi Darbe" ismiyle marka başvurusunda bulunmuştu. Başvurunun 15 Temmuz darbe girişimi öncesi yapıldığını belirten TPE, suç oluşturabileceği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunun ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından "terör örgütüne üye olmak" suçundan Pana Film ortakları Necati Şaşmaz ve Mehmet Canbolat hakkında soruşturma başlatıldı.

"TEK AMACIMIZ MARKAMIZI KORUMAKTI"
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Necati Şaşmaz, Kurtlar Vadisi Darbe'yi dizi film olarak 100 bölüm halinde çekmeyi planladıklarını belirterek, "Senaryonun ön hikayesi incelendiğinde paralel ve antiparalel yapının tek anlaştığı konu Polat'ın ortadan kaldırılması ve yerine kontrol edebilecekleri birinin geçmesidir. Ana fikri 7 Şubat krizi ve 17-25 Aralık'ı da kapsayacak şekilde FETÖ terör örgütü tarafından yapılmaya çalışılan değişik darbe planlarını işlemekti. Böylelikle yüce Türk milletini aydınlatmak gerçekleri görmesini amaçlamıştık" dedi. Şaşmaz ayrıca, "Kurtlar Vadisi darbe alan adını almamızın tek sebebi markamızı korumaktır" dedi.
SENARYO 15 TEMMUZ İLE PARALEL DEĞİL
"Alınan ifadelerin ve yapılan incelemelerin sonunda savcılık, senaryoda anlatılan olayların 15 Temmuz darbe girişimiyle paralellik arz etmediği gibi senaryo kahramanlarının paralel devlet yapılanması ile mücadele edildiğini belirtti.
Hürriyet'in haberine göre Necati Şaşmaz ve Mehmet Canpolat'ın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY ile bağlantılarının tespit edilemediğini belirten savcılık şüphelilerin terör örgütü üyesi olmadıkları anlaşıldığından kovuşturmaya yer yok kararı verdi.
Hainler çark ediyor

Özel Hava Alay Komutanı’nı Akıncı’ya götüren helikopterlerin iki pilotu: Biz darbeye karşı hareket eden grupta olduğumuzu düşünüyorduk
Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin 27 sanıklı davanın ikinci duruşması Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Özel Hava Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'ı, Akıncı Üssü'ne götüren helikopterin pilotu İzzet Henek "Aslar amirlerinin niyetlerini sorgulamaz. Bu nedenle sicil amirimin verdiği emri sorgulamadım" diyerek kendisini savunmaya çalıştı. Darbeci General Semih Terzi'yi Özel Kuvvetler Komutanlığı'na götürdüğü belirlenen ve görevden alınan helikopterin ikinci pilotu Özalp Yeşil de ifadesinde "Azınlık bir grubun kalkışma içinde olduğu söyleniyordu. Bu azınlık içinde olduğumuzu anlamadık çünkü olağan dışı bir emir verilmemişti. Darbeye karşı durduğumu düşünerek görev icra ettim" diyerek kendini savundu.
74 asker için 3'er kez ağır müebbet
Davanın iddianamesinde, 15 Temmuz gecesi AK Parti'yi işgal eden 14'ü rütbeli 74 asker hakkında "Meclis'i, Hükümeti ve anayasal düzeni devirmeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "örgüt üyeliği" suçundan da 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hapis cezası isteniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Harp Akademileri'ne soktuğu subaylar eliyle ülkeyi işgal planları yaptığı belirtiliyor.
2017 Referandum ne zaman? - Referandum tarihi belli oldu mu? - İşte Anayasa değişikliği maddeleri

TBMM'ye sunulan ve yapılan oylamalar sonucunda kabul edilen Anayasa değişikliği maddelerinin ardından ''2017 referandum ne zaman?'' sorusunun yanıtı heyecanla beklenmeye başladı. Sandığa gidecek olan milyonlarca vatandaş referandum tarihi ile ilgili net bilgileri bekliyor. Şimdiye kadar yapılan açıklamalarda Referandum'un Nisan ayı içerisinde yapılacağı söylenmişti. Anayasa Değişikliği ve Başkanlık sistemi maddelerini bu bşalık altında bulabilirsiniz. İşte Anayasa değişikliği ile kabul edilen 18 madde ve referandum ne zaman? sorusunun yanıtı...
TBMM'de kabul medilen 18 maddelik Anayasa Değişikliği teklifi sonrası milyonlarca vatandaşın gözü kulağı net olarak açıklanacak referandum tarihine çevrildi. ''2017 Referandum ne zaman?'' sorusu sıkça aratılırken Anayasa Değişikliği ve Başkanlık sistemi maddeleri de merak konusu oldu. Referandum tarihi ile ilgili en net bilgiyi Başbakan Binali Yıldırım vermişti. Peki 2017 referandum ne zaman olacak? Anayasa değişkiliği maddeleri neler? İşte Anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemi maddeleri...
İŞTE 18 MADDELİK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ MADDELERİ!
2017 REFERANDUM NE ZAMAN YAPILACAK?
Milyonlarca vatandaş referandum tarihini heyecanla beklemeye devam ediyor. Nisan ayı içerisinde yapılacağı açıklanana referandum 2017 için net tarih henüz belli olmadı. Yüksek Seçim Kurulu yakın zamanda referandum ile ilgili net tarihi açıklayacak.NUMAN KURTULMUŞ NİSAN AYINI İŞARET ETTİ
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş referandum tarihi ile ilgili yaptığı açıklamada, "Eğer bu şekilde süreç devam ederse, anayasanın bütünüyle ilgili oylamayı da bitirdiğimiz takdirde Nisan ayının başında referanduma gidilir. 2 ya da 9 Nisan tarihleri gibi görünüyor şu anda ama Cumhurbaşkanımızın, Meclisin kararını ne zaman, ne şekilde onaylayacağı da bu süreci etkileyen bir husus" ifadelerine yer verdi.
BİNALİ YILDIRIM: "ARTIK KARAR MİLLETİNDİR"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği teklifinin referandum aralığında kabul edilerek yasalaşmasına ilişkin, "Artık karar milletimizindir. Milletin verdiği karar, başımız gözümüz üzerinedir. Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek olan aziz Türk milletidir. Vekiller olarak bize verilen görevi yaptık. İşi asıl sahibine, millete tevdi ediyoruz." dedi.
YENİ ANAYASA NE GETİRİYOR?
TBMM Genel Kurulunda kanunlaşan anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanlığı sistemi çatısı altında getirilmesi öngörülen yeni düzenlemeler şöyle:
- Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak
- Milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek
- TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 5 yılda bir aynı gün yapılacak
- Meclis, denetim ve bilgi edinme yetkisini, "Meclis araştırması", "Genel görüşme", "Meclis soruşturması" ve "Yazılı soru" yoluyla kullanacak
- Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilmeyecek
- Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak. Bir kişi en fazla 2 kez cumhurbaşkanı seçilebilecek.
- Cumhurbaşkanlığına, seçimlerde geçerli oyların en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.
- Seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek.
- Cumhurbaşkanı "Devlet başkanı" olacak, yürütme yetkisini üstlenecek, Başkomutanlığı temsil edecek
- Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atayacak ve görevlerine son verecek.
- Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak.
- Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.
- Kanunda açıkça düzenlenen konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak.
- TBMM'nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz olacak.
- TBMM cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılmasını isteyebilecek.
- Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacak.
- Cumhurbaşkanı, bir veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilecek.
- Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve görevden alınacak.
- Milletvekilleri, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erecek.
- TBMM, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
- Cumhurbaşkanı, kanunda düzenlenen ilgili şartların gerçekleşmesi halinde OHAL ilan edebilecek.
- Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak.
- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.
- Bütçeyi Cumhurbaşkanı Meclise sunacak.
- Bakanlar Kurulu olmayacak. Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılacak ve yerine getirilecek.
- TBMM'nin bir sonraki seçimi ve Cumhurbaşkanı seçimi, 3 Kasım 2019 tarihinde birlikte yapılacak.
- Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kalkacak.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ REFERANDUMDA NASIL OY KULLANACAK?Özellikle, oturduğu ilden başka bir ilde ikamet eden üniversite öğrencilerinin dikkat etmesi gereken bazı noktalar var. Öğrencilerin üniversite okuduğu ilde oy kullanması için yeni bir düzenleme hayata geçirildi. Uygulamayla öğrencilerin kütüklerinin olduğu ile gelmelerine gerek yok.
Örneğin İstanbul'da oturup, İzmir'de üniversite okuyan bir öğrenci, eğer yurtta kalıyorsa, yurtta kaldığına dair ıslak imzalı belge ve okuduğu üniversiteden öğrenci olduğuna dair ıslak imzalı öğrenci belgesi alması gerekiyor. Bu belgelerle, öğrencinin il nüfus müdürülüğüne başvurması şart.
Eğer öğrenci ev arkadaşlarıyla kiralık bir evde oturuyorsa, oturduğu eve ait kira sözleşmesi, muhtarlıktan alınacak ikametgah belgesi ya da kendi adına kayıtlı bir fatura ile il nüfus müdürlüğüne başvurması yeterli.
Üniversite öğrencisi bir akrabasının evinde kalıyorsa, evinde kaldığı yakınıyla birlikte il nüfus müdürülüğüne kayıt yaptırması gerekiyor. Öğrencilerin yanı sıra, nakil işlemi gerçekleştirmek isteyenlerin de ilçe nüfus müdürlüğünden alacakları belgelerle, ilçe seçim müdürlüğüne müracaatı gerekiyor.
Ve son bir hatırlatma, öğrencilerin veya oy kullanma yerinde değişiklik yapmak isteyenlerin, 2 Şubat 2017 tarihine kadar ilçe nüfus müdürlüklerine başvurmaları şart. 2 Şubat mesai saati bitimine kadar başvuruda bulunmayanlar ise, daha önce oy kullandıkları adreste oy kullanmak zorunda kalacak.
Binali Yıldırım'dan dolar yorumu
Başbakan, muhalefetin gündemi değiştirmek için hokkabazlık yaptığını ifade etti, dolar yaygarası koparanların düşünce sustuğunu söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Grup Toplantısı'nda muhalefet için "gündemi değiştirmek için yapmadıkları hokkabazlık yok" değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım devamında, "Attığı yer adımda yanına milletini almış bir siyasi partinin genel başkanı olarak söylüyorum; toplumu germeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Toplumun sinir uçlarına dokunmaya çalışanlara karşı vatandaşlarımızın uyanık olmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.
"DOLAR 4 LİRA YAYGARASI KOPARANLAR..."
Başbakan Yıldırım bir de örnek vererek "Dolar 4 lira yaygarası koparanlar, dolar 3.70'e düşünce sus pus oldu" diye konuştu.
Binali Yıldırım grup toplantısında konuştu
Binali Yıldırım, grup toplantısında; "Ülkücü kardeşlerim ülkenin bekası için duruş sergiledi. CHP ise FETÖ ve PKK'yla iş tuttu" dedi.

TBMM'nin bugün çalışmalara tekrar başlamasıyla birlikte grup toplantıları devam ediyor.
Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım'ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada öne çıkan kısımlar şunlar;
"FETÖ'YLE PKK'YLA İŞBİRLİĞİ YAPARAK MİLLETİN GÖNLÜNE GİREMEZSİNİZ"
"Bu anayasa değişikliğinin müsebbibi CHP. 2007'ye gidelim. Meclis'in en büyük partisine cumhurbaşkanı seçtirmeyen, hukuk ikdas eden ana muhalefet partisi bu işin başlangıcına sebep olmuştur. Cumhurbaşkanı seçtirmemek için vesayet odaklarının sözcülüğünü yapan ana muhalefet partisi bugün bütün marjinal odaklarla aynı fotoğrafı veriyor. PKK hayır, FETÖ hayır dediği için biz bu değişikliğe evet diyoruz dedik. Biz cevabı muhataplarından beklerken cevap CHP'den geldi. CHP zaten onların kayığına binmiş vaziyette, Allah ıslah etsin. Siz FETÖ ile PKK ile bölücü örgütlerle iş tutarak milletin gönlüne giremezsiniz.
"CHP'DE TIS YOK"
AK Parti kapalı kapılar ardında gizli gündem kurgulayan parti değil. Milletinin emrinde yol haritası çizen partinin adı. Meclis'te grubu bulunan bütün parti başkanlarına çağrı yaptık. Gelin bir araya gelelim dedik. Ana muhalefet partisi genel başkanı, siz cumhurbaşkanlığı sistemine karşısınız, o zaman ne yapmamız lazım, buyrun siz teklifinizi getirin, biz de teklifimizi getirelim, Meclis'ten ittifakla geçirelim. Milletin kararı başımız, gözümüz üstüne. Daha ne yapacaktık? Ama tıs yok. Millete gitmeye korkuyorlar. Milletin kararı en doğru karardır.
"MHP'Lİ VEKİLLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Aynı çağrıyı MHP'ye de yaptım. Sayın Bahçeli, ben parlamenter sistemin güçlenmesinden yanayım, ancak 2007'de ortaya çıkan durum ve referandum sonrası Cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesi ile mevcut durum sürdürlebilmesi mümkün değil, Anayasa'nın mevcut durumla düzenlenmesi şarttır. Mevcut durumu Anayasa ile uyumlu hale getirmek için Cumhurbaşkanlığı sistemine varız dedi. Bu uzlaşma metnidir. Sayın Bahçeli ve MHP'deki bütün vekillere teşekkür ediyorum, çünkü önce ülkem ve milletim anlayışı ile hareket ettiler. Her zaman milliyetçi hareket, ülkücü kardeşlerimiz parti hesaplarını bir kenara bırakmıştır. MHP'nin geçmişte yaşanan krizlerde ülkenin geleceği bekası için bir duruş gösterdiği hepimizin hafızalarındadır.
"TEDİRGİNLİK DUYDUĞUNUZ TEK ADAMLIK DEĞİL"
12 Eylül'de kapıyı çaldılar, bir oradan bir buradan diyerek gençleri astılar. Sonra 28 Şubat'ta yine rahat durmadılar, yaşam tarzı diye hak hukuk edebiyatı yapanlar ikna odalarında genç kızlarımızın yaşam haklarına tecavüz ettiler. 15 Temmuz biraz da bu vesayetçi odakların ürünüdür. 2007'de fiziki muhtıralar elektronik muhtıralara döndü. Seçilmiş hükümeti hedef aldılar. Diktatörlük masalı var. Bu anayasa değişikliği kabul edilirse, ülke tek adam sistemine geçecek. Açıkça ifade ediyorum, malum çevrelerin tedirginlik duyduğu şey, tek adamlık değil. Böyle bir rahatsızlıkları varsa işe tek parti döneminden başlamak gerek. Tek adam yalanını söylemekten zerre kadar haya etmeyenler iyi dinlesin. Milleti ile bağını alicengiz oyunlarıyla kesmeye çalıştığınız kim Recep Tayyip Erdoğan. Siz hala gizli gündeminizle millet aleyhinde ne üretiriz diye uğraşıp duruyorsunuz. Yarın bu ülkenin çocuklarının yüzüne bakarken başınız öne eğilmesin."
CHP, PKK ve FETÖ’nün kayığına binmiş halde

Başbakan Yıldırım grup toplantısında CHP’ye yüklendi: PKK, FETÖ ‘hayır’ dediği için ‘evet’ diyoruz dedik, cevap CHP’den geldi. Zaten onların kayığına binmiş vaziyetteler. Allah CHP’yi ıslah etsin
AK Parti Grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, özetle şu mesajları verdi: Anayasa değişikliğinin müsebbibi CHP'dir. 2007'de cumhurbaşkanı seçtirmeyen CHP bu işin başlangıcına sebep olmuştur. CHP anayasa değişikliğini engellemek için bütün marjinal odaklarla aynı fotoğrafı verdi.
PKK 'hayır' dediği için, FETÖ 'hayır' dediği için biz bu anayasa değişikliğine 'evet' diyoruz" dedik. Biz, cevabı muhataplarından beklerken cevap CHP'den geldi. CHP, zaten onların kayığına binmiş vaziyette. Allah CHP'yi ıslah etsin. Siz FETÖ ile PKK ile bölücü örgütlerle iş tutarak milletin gönlüne giremezsiniz. Eğer 15 yıldır bunu anlamadıysanız bugün bir fırsat düştü önünüze, hiç değilse bu referandumda ıskalamayın, milletin gönlüne girmeyi başarın, sizin de bahtınız açılsın.
SİYASİ OKUS POKUSÇULAR Milletim siyasi okus pokusçulara itimat etmez. Bunlar olmayan şeyleri göstermeye bayılıyorlar. En sevdikleri iş korku senaryoları ile milletin aklını karıştırmak. Anayasa değişiklik teklifinin komisyonda görüşmelerinden bugüne kadar 'üniter yapı bozulacak' diyorlar. Dilimizde tüy bitti; rejim tartışması 1923'te bitti.
Başörtüsünde de böyle yaptılar, rejim meselesi dediler. Sorunu çözdük rejim dimdik hala ayakta. Asıl sorun rejim değil, zihniyet sorunudur. Zihniyeti eski Türkiye'nin anti demokratik labirentlerinde kaybolanlarla kaybedecek vaktimiz yok. Türkiye laik sosyal bir hukuk devletidir, nokta. Rejime en büyük zararı, rejimi ağzına sakız edenler veriyor.
Cumhurbaşkanı Meclis'i fesih edecekmiş. Etrafa yumruk sallamakta, kürsüye kendilerini bağlamaktan değişikliği okumamışlar. Kimsenin fesih yetkisi yok. Seçime götürme yetkisi var. Seçim kararı almak demek ikisi birden seçime gitmesi demek. Biliyorlar da işlerine öyle geliyor. Başbakan Yıldırım dün ayrıca BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide'yi kabul etti. Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen kabulde Yıldırım, şubat ayında müzakerelerde ilerleme sağlanmasını ümit ettiğini belirtti, Ada'da güvenliğin ve tesis edilmiş bulunan dengenin önemine vurgu yaptı. Eide de müzekerelerin sonuç vermesi için tüm gayreti sarfettiklerini dile getirdi.

MARJİNAL ÖRGÜTLERİN AĞINA DÜŞMÜŞLER
Başbakan Yıldırım, TOBB İkiz Kuleler'de gerçekleştirilen Türkiye Ekonomi Şûrası'nda yaptığı konuşmada da CHP'yi eleştirdi: Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri Türk siyasi hayatında var olan Atatürk'ün partisinin bugün bölücü, marjinal örgütlerin ağına düşmesi bu ülkeye yakışmıyor. Sırtını dağa yaslamış, ülkenin demokrasisini yok etmeye çalışan FETÖ ile aynı safta yer alanları milletin takdirine sunuyorum.
Polis müdürüne bonzai suçlaması

İstanbul Emniyet Müdür yardımcılarından Ömür C.’nin bonzai çetesiyle bağlantısı tespit edildi. Uyuşturucu ticaretiyle suçlanan ve açığa alınan müdür tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı
İstanbul Atatürk Havalimanı'nda geçtiğimiz günlerde bir uyuşturucu kuryesi yakalanmıştı. Kuryenin bağlantılı olduğu kişiler polis tarafından belirlenerek yakalandı. İddiaya göre; İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar ile Pasaport şube müdürlükleriyle, Hudut Kapıları, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, İş Sağlığı ve Güvenliği büro amirliklerinden sorumlu il emniyet müdür yardımcısı Ömür C. yakalanan kişilerin uyuşturucu ile bir bağlantısı olmadığını söyleyerek referans oldu. Ömür C. bu hareketiyle şüpheleri üzerine çekti. Yürütülen soruşturma kapsamında polis, kurye ile bağlantılı olan şüphelilerin evine baskın yaptı. Yapılan baskında uyuşturucu ele geçirildi. Uyuştucunun ele geçirildiği evi kimin kiraladığını araştıran polis, Ömür C.'nin ismine ulaştı. İddiaya göre; Ömür C. evi bu şüphelilere kiralamıştı. Yapılan operasyonda gözaltına alınan emniyet müdür yardımcısı şüpheli Ömür C. "Uyuşturucu ticareti" suçundan tutuklama talebiyle Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edildi. Ömür C. tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla ve yurtdışı yasağı konularak serbest bırakıldı. İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, Emniyet Müdür Yardımcısı Ömür C.'nin adli karar verilene kadar açığa alındığını belirterek "Suç işleyen kardeşim dahi olsa gereği yapılır" dedi.
O gece ölmek için çıkmıştık yine çıkarız

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tepki gösterdiği Bahçelievler kaymakamı, “Güvenlik görevilisi olarak havalimanında güvenliği sağlamak zaten görevin, gaziliğine inanmıyorum” deyip 15 Temmuz gazisi Kadir Bolattürk’ün evraklarını onaylamamış
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Sen kendini ne sanıyorsun, orada kalıcı mısın" sözleriyle eleştirdiği Bahçelievler kaymakamı ile 15 Temmuz gazisi arasında yaşanan olayın detaylarına SABAH ulaştı. Kaymakamın, havalimanında bacağı kırılan güvenlik görevlisinin evrakını, "Orada zaten güvenliği sağlamakla mükellefsin" diyerek onaylamadığı ortaya çıktı.
'O GAZİ SAYESİNDE VARSIN'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'de 19 Ocak'ta düzenlenen 35'inci Muhtarlar Toplantısı'nda, kendisine bir 15 Temmuz gazisinden 'evraklarının işleme konmadığı' yönünde bir şikâyet geldiğini aktarıp, ismini vermediği bir ilçe kaymakamını sert dille eleştirmişti. Durumu ilgili makamlara bildirdiğini belirten Erdoğan, "Ey kaymakam, sen kendini ne sanıyorsun, sen orada kalıcı mısın. O gazi kendini bu vatan için feda etti. Sen bu makamda varsan, gazi sayesinde varsın. Haddini bilmediğin zaman haddini bildirirler" demişti.
BACAĞINI KIRMIŞTI
Bahsi geçen İstanbul-Bahçelievler Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit ile gazi Kadir Bolattürk arasında yaşananların detaylarına SABAH ulaştı. Buna göre, Atatürk Havalimanı'nda TAV firmasında çalışan özel güvenlik görevlisi Kadir Bolattürk, darbe girişimi henüz başladığı saatlerde mesaisini bitirmiş evine dönüyordu. Darbe girişimini haber alır almaz yeniden havalimanına döndü. Darbecilere karşı direnirken yüksekten düşünce bacağı kırıldı. Tedavisinin ardından hastane evraklarını Bahçelievler Kaymakamlığı'na teslim etti. Fakat Kaymakam Mehmet Ali Özyiğit, Bolattürk'ün gazi olmasını 'inandırıcı' bulmayıp, "Güvenlik görevlisi olarak zaten orada güvenliği sağlamakla mükellef" dedi.
Olayın ardından İstanbul Vali Yardımcısı Vekili olarak görevlendirilen Mehmet Ali Özyiğit'le ilgili soruşturma sürüyor.
TEK İSTEĞİ GAZİLİK UNVANI ...
Bolattürk konuyu 15 Temmuz gazisi arkadaşı Yüksel Akın'la paylaştı. Akın, kaymakamın makamına bizzat gitti ve görüşmek istedi. Ancak "Sen onun avukatı mısın? Ona ret kararı verdim, gönderdim. Zaten sağı solu aramış. Gaziliğine inanmıyorum" yanıtı aldı. Yaşadıkları nedeniyle işinden istifa eden Bolattürk, eşi ve iki çocuğunu da yanına alarak memleketi Hatay'a gitti. Büyük üzüntü yaşayan Bolattürk'ün durumunu Yüksel Akın'dan duyan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletti. Soruşturmanın halen sürdüğünü ifade eden Kadir Bolattürk de, "Cumhurbaşkanımız'ın seslenmesiyle biz ölüme çıktık. Düşünmeden canımızı vermeye çıktık. Şu an yine dese, yine canımızı vermeye çıkarız" dedi. Gazi Kadir Bolattürk'ün sesinin duyulmasını sağlayan gazi Yüksel Akın ise, "Arkadaşımız bugüne kadar kendisine teklif edilen maddi yardımları bile kabul etmedi. Tek istediği gazi unvanı almak" diye konuştu.
Akademide planladılar

AK Parti’nin Sütlüce’deki il binasına giren darbeci hainlerin, emrindeki askerlere “Direnen olursa halkın üzerine ateş açın” emri verdiği ortaya çıktı
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece İstanbul Sütlüce'deki AK Parti İl Binası'nın işgaline ilişkin davanın görülmesine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nde devam edildi. Darbe girişimi sırasında Metris'teki 47. Alay'dan Sütlüce'deki AK Parti İl Binası'nı ele geçirmeye giden askerler, Harp Akademileri'nden alaya gelen binbaşı Faruk Şimşek'le yüzbaşılar Gökhan Güney ve Hasan Hüseyin Altunsoy'u suçladı. Bu subayların başlarına geçip kendilerini AK Parti'ye götürdüğünü anlatan askerler, "Halkın üzerine ateş etmemizi söylediler" dedi. Dava dosyasında ise bu subayların AK Parti il binasını ele geçirmek için akademide baş hoca olan Kurmay Albay Ahmet Zeki Gerehan tarafından görevlendirildiği kaydedildi. Tutuklu astsubay Ali Aydoğan, AK Parti il binasında dört kola ayrıldıklarını, başlarındaki binbaşı Faruk Şimşek'in, bina girişindeki güvenlik görevlileriyle tartıştığını, halk toplanınca da havaya ateş ettiğini anlattı. Aydoğan'ın daha önce savcılıkta verdiği ifadesinde bölük komutanı üsteğmen Muzaffer Dikencik'in "Alay Komutanı (Sadık Cebeci) şerefsizinin yanından geliyorum. Bana daha önce alayda AK Parti'dekilerin kafasına sık, diye talimat vermişti. Ben bunu size söylememiştim. Şimdi tekrar alaya gidip emin olmak için sordum. Emrini de gizlice kayda aldım" dediği ortaya çıktı. Aydoğan, mahkemede bu ifadesini önce yalanladı, sonra doğruladı. Yüzbaşı Hasan Hüseyin Altunsoy'un "Hiçbir dönem siyasetçilere bir şey olmuyor. Her dönem olan askere oluyor. Onca asker öldü. Orada halkın hakaretlerine tehditlerine rağmen hiçbir asker galeyana gelmedi" demesi üzerine mahkeme başkanı, "Oğlum siyasetçi mi tanka bindi de askeri yürüttü. Şovu bırak" dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli'den referandum açıklaması!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, “Referandumdan sonra PKK’yı zor günler bekliyor, çünkü CHP sırtından bu kamburu atacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, AK Parti Ankara İl Gençlik Teşkilatına Cumhurbaşkanlığı sistemini ve ekonomiye katkılarını anlattı.
15 Temmuz'dan sonraki süreçte Türkiye'de bir korku algısı oluşturulmaya çalışıldığını kaydeden Gedikli, "Türkiye'de 15 Temmuz sürecinden sonra TSK'daki FETÖ'cü askerler ihraç edilen askerler hakkında 'Türk ordusu güç kaybediyor' algısı yaratılmaya çalışılmıştı. Her yıl ülkelerin ordu gücünü hesaplayan ve buna göre en güçlü ordular sıralaması yapan Global Firepower 2016 yılı sıralamasını paylaştı. Geçtiğimiz yıl bu listede 10. sırada yer alan Türkiye 2 sıra yükselerek 8. sıraya yerleşti" şeklinde konuştu.
Gedikli, 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünden zaferle çıkan Türkiye'yi ekonomik olarak yenik düşürmeye çalıştıklarına vurgu yaparak, "Bakınız 15 Temmuz'dan bugüne kadar her bir hamlelerini önceden gördük bunların çoğunu kamuoyuyla paylaştık. Ancak 1 Ocak'tan itibaren 27 Ocak'a kadar çok başka bir safhaya geçtiler adeta kamikazelik yaptılar piyasalara dolar kurunda olanları gözlemlediniz. Fitch'e, S&P'ye yaptırılan açıklamaları da biliyorsunuz. 'Anayasa referandumu yapacaksınız bu bizim için risk, notu indiriyoruz' dendi. Ben bu açıklamalardan çok önce kendilerini uyardım 'Bunu sakın yapmayın, itibar kaybetmeye devam edersiniz. 2008 krizinde yapamadığınız analizler yüzünden hala kan kaybediyorsunuz saçmalamayın' dedim. Türkiye piyasaları yabancı yatırımcı bunların siyasi açıklamalarını umursamadı adeta bir kulağından girdi öbüründen çıktı. Bunları niye anlatıyorum genç arkadaşlarım, bakın ekonomi ve savunma sağlam olmazsa bu saldırılara karşılık veremeyiz. Piyasalar tokadı attı bunlara şimdi sıra HDPKK-FETÖ-DAEŞ'e hak ettiği cevabı vermeye geldi. Sahada teröristlerle güvenlik güçlerimizin verdiği mücadele başarıyla sürüyor kafalarını kaldırtmıyoruz. Bitene kadar devam edeceğiz. Bundan da rahatsız olanlar var. 'Terörle mücadele etmeyin yasaları değiştirin' diyen Almanya ve AB bürokratlarına gereken cevabı hükümetimiz her gün sözlü ve fiili olarak veriyor" dedi.
CHP tabanının referandumda "Evet" diyerek, Türkiye üzerine oynanan oyunu bozacağını ifade eden Gedikli, şöyle devam etti:
"HDP, başkanlık referandumu için sloganını açıkladı. HDP'nin sloganı 'Demokratik Cumhuriyet ortak vatan için hayır' oldu. Niye böyle uzun ve kurgulanmış bir cümle, söyleyeyim Kemalist 'Hayır' tabanını, CHP tabanını ürkütmemek ve 7 Haziran seçimlerindeki gibi kol kola yürüyebilmek için. Ben size bir şey söyleyeyim bu sefer CHP tabanı üst aklın kontrolünde hareket eden FETÖ sustalısı Kemal ve avanesinin sözüne inanmayacak onlar da 'Güçlü Türkiye' diyecek ve referandumdan sonra PKK'yı zor günler bekliyor, çünkü CHP sırtından bu kamburu atacak."
Bakan Akdağ 'dan hamile kadının hayatını kurtaran pilota tebrik
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Diyarbakır'da kış şartlarından dolayı hastaye gidemeyen hamile bir kadını kurtaran pilotu arayıp tebrik etti.

Sağlık Bakanı Akdağ, Diyarbakır'da çetin kış şartlarından dolayı hastaye gidemeyip evinde öylece mahsur kalan hamile bir kadının hayatını kurtaran kahraman pilotu bizzat arayarak tebrik ve teşekkürlerini iletti.
Bakan Akdağ'ın duygulandıran telefon görüşmesi ve hamile kadının hastane tarafından verilen kayıt bilgileri Bakanlığın sitesi yer aldı.
İşte o telefon görüşmesi;
.
YORUMLAR