Giriş Tarihi: 17.02.2017 17:29 Son Güncelleme Tarihi: 17.02.2017 20:09
Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum startını Kahramanmaraş’ta verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 72 oy aldığı Kahramanmaraş’ta kendisini dinlemeye gelen binlerce vatandaşa seslendiği konuşmasında, "Ülkenin başına musallat olanlar bu sistemde kendilerine yer bulamayacaklar. Bunun için tek millet için, tek bayrak için, tek vatan için, tek devlet için EVET" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müftülük Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin, "Bunların itirazı sisteme değil, millete. Bunlar Tayyip Erdoğan'a karşı değil millete karşı. Ya ben kimim? Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan'a çıkacağıma elimde bir belge var mı? Yok. Biz faniyiz ama sistem bu noktada kalıcı. Dolayısıyla biz fani olanı değil baki olanı konuşuyoruz. Bu sistemi şahsım için isteyecek, bunca mücadeleyi nefsim için verecek kadar halim yok, karaktersiz değilim." dedi. Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı sistemi, şahsımın projesidir. Belediye başkanlığımdan bu yana savunduğum, ısrar ettiğim bir reformdur. Diğer hizmetler gibi ülkemize ve milletimize faydalı olacağına, yarar getireceğine inandığım için bu sistemin mücadelesini verdim, veriyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan binlerce Kahramanmaraşlı'ya seslendiği konuşmasında şunları kaydetti:
"İSTESELER DE İSTEMESELER DE KİM NE DERSE DESİN MUASSIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE ÇIKACAĞIZ"
Bu şehrin insanları kendi iradeleriyle organize olmuş ve kendi bileklerinin hakkıyla düşmanı bundan 97 yıl önce 12 Şubat 1920'de bağırlarından söküp atmıştır. Sütçü İmam'ın attığı o ilk kurşunla Rıdvan Hoca'nın nefes vererek o harladığı hürriyet ateşini bayrağına ezanına yönelik her saldırıda tekrar yükseltmiştir. bugünde milletimize bir musibet gelirse buna en büyük tepki inanıyorum ki Kahramanmaraş'tan gelir. 15 Temmuz'da ülkemizin her köşesinde Sütçü İmam'dan bayrağı devralan Ede'ler Seymen'ler Dadaş'lar Gaggoş'lar kol geziyordu. Dün ülkemizi işgale gelen İngiliz'in Fransız'ın onların maşaları olan işbirlikçilerinin karşısına sadece yüreğimizle karşı çıkmıştık. Onların maşası olarak halkma silah çekenlere karşı aynı mücadeleyi verdik. 248 şehidimiz şehadet diyerek yürüdü. O rüku olmazsa eğilmez başlar diyerek yürüdü. Ve eğilmedi başlar. Onlar F16'larla saldırdı. Ama benim milletim sevgili kardeşlerim onlara taa Marmaris'ten hep beraber meydanlara diye mesajı gönderdiğimizde Türkiye'nin dört bir yanından halkım meydanlara yürüdü. Benim kardeşlerim tankların karşısına çıktı F16'lar bomba yağdırdı, şehit oldular. Onlar cennete yürüdüler. 2193 gazimiz vardı onlarda şehadet için yoldaydılar. Böyle bir milletin reisi cumhuru olmaktan daha güzel ne olabilirdi ki? Rabbim inşallah bizlere de o makamı ilahiyi nasip eder. Hep beraber bu ülkeyi muassır medeniyetler seviyesine kim ne derse desin isteseler de istemeseler de çıkaracağız. O günler yakındır.
"İsteseler de istemeseler de kim ne derse desin muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş'ta Müftülük Meydanı'nda toplu açılış törenine katıldı.
NE YAPAMIYORSUNUZ DA SİSTEMİ DEĞİŞTİRİYORSUNUZ
Erdoğan burada yaptığı konuşmada, başkanlık sistemini "Neyi yapamadınız da bu sistemi istiyorsunuz" şeklinde eleştirenlere Ahmet Necdet Sezer döneminden örneklerle cevap verdi.
İşte Erdoğan'ın açıklamaları:
''Birileri çıkıp diyor ki, 'İstediğiniz ne yapamıyorsunuz da sistemi değiştiriyorsunuz' diyor. Mesele, insan meselesi ama bunun yanında sistem güçlü olursa, insanla sistemi birleştirdiğiniz zaman pik yaparsınız. Biz çok engellendik. Bir dönem aynı partiden başbakan ve cumhurbaşkanı olunca hızlandık, ama öncesinde engellendik. Bunlara rağmen buralara geldik. Bu işler şahıslara bağlı olmasın, ülkenin geleceği kişilerin gayretlerine endekslenmesin diye bu sistemi istiyoruz.''
TARİHİ BİR KARARIN ARİFESİNDEYİZ
Yeni ve tarihi bir kararın arifesindeyiz. Kökleri oldukça eskiye dayanan, ancak Cumhuriyet döneminde de hiç bitmeyen yönetim sistemi araşyışında yeni bir yola giriyoruz. Artık hükümeti seçtiği cumhurbaşkanı vasıtasıyla doğrudan millet kuracak. Milli iradenin tecellisinin üzerinde kara bir bulut gibi dolaşan vesayet güçlerinin devri, şahıslara bağlı olarak değil, sistem olarak tamamen kapanıyor.
''BİR İSMİ GÖREVE ATIYORDUK, KABUL EDİLMİYORDU''
Biz bir ismi bir göreve atıyorduk, kabul edilmiyordu. Neymiş, hanımının başı örtülüymüş. Gidip bir başkasını bulduk. Hanımının da başı açıktı, ayrıca ABD vatandaşıydı. O kişinin eğitimi de çok iyiydi. Yok, yine kabul edilmedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ MUCİZE DEĞİL
Cumhurbaşkanlığı sistemi elbette bir mucize değildir. Dokunduğu her şeyi değiştirecek sihirli değnek de değildir. En önemli özelliği güven ve istikrar ortamını yeniden getirecek olmasıdır. Yürütme ile yasama arasındaki sınırları iyice netleştirerek herkesin kendi işine odaklanmasına imkan sağlıyoruz.
İTİRAZLARI SİSTEME DEĞİL MİLLETE
Yeni Anayasa değişikliğiyle getirilen Cumhurbaşkanlığı sistemi tüm gücü milletimize teslim edince feverana başladılar. Biliyorlar ki bu millette karşılıkları yok. Bunların itirazı sisteme değil millete. Bunlar Tayyip Erdoğan'a değil millete karşı. Ben bir faniyim, 16 Nisan'a çıkacağıma garanti var mı, yok. Bizler faniyiz, millet kalıcı. Bunca mücadeleyi nefsim için isteyecek kadar karaktersiz değilim.
569 MİLYON LİRALIK DEV YATIRIM
Hiç merak etmeyin biz bugüne kadar hep dik durduk. Biz sadece Rabbimin huzurunda rükuda secdede eğiliriz. Kardeşlerim Kahramanmaraş'a eli boş gelmek olmaz dedik. Bugün burada 569 milyon lira bedeli olan eserlerin resmi açılışını yapıyoruz. Hayırlı olsun. 16 Nisan'da evet dedikten sonra bu konu parlamentoda (idam) gündeme gelecektir. Parlamentodan geçmesi halinde bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Çünkü bunu onaylamak boynumun borcudur. bir katili affetmek devletin yetkisinde değildir. Onu ancak onun varisleri affeder. Devlet kendisine karşı işlenen suçları affeder. AB, Hans, George ne diyor? bunlar beni ilgilendirmiyor. Ahmet, Ayşe, Mehmet, Fatma ne diyor? Allah ne diyor beni bu ilgilendirir.
"569 milyon lira bedeli olan eserlerin resmi açılışını yapacağız"
"TARİHİ BİR KARARIN AREFESİNDEYİZ"
Tarihi bir kararın arefesindeyiz. Aslında kökleri oldukça eskiye dayanan ancak Cumhuriyet döneminde de hiç bitmeyen yönetim sistemi arayışımız sonucunda yeni bir döneme gidiyoruz. Millet onayına dayalı Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiyoruz. Artık hükümeti doğrudan millet kuracak. Milli iradenin tecellisi üzerinde kara bulut gibi dolaşan vesayet güçlerinin devri inşallah tamamen kapanıyor. Birilerinin 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına bambaşka anlamlar yüklemeye çalışması kafanızı karıştırmasın. Dünya değişti,Türkiye değişti, o zaman doğan çocuklar delikanlı oldu, şimdi oy kullanacaklar. Ama bunlar yerlerinden bir milim kımıldamadılar. Parlamento genç, dinamik, üreten bir parlamento olacak. Bunu biz getiriyoruz. Sağolsun MHP'li kardeşlerimizle elele vererek bu süreci başlatıyoruz.
"Tarihi bir kararın arefesindeyiz"
"ANAMIZI AĞLATTILAR!"
Son günlerde ne diyorlar; eski Türkiye daha iyiydi. Onların döneminde 25 günlük hükümetler kuruldu bu ülkede. Biz gelene kadar ki hükümetlerin ömrü ortalama 16 ay. Kardeşlerim işte o Türkiye bizi bitirmiştir. Siyasi çekişmelerin, ekonomik krizlerin anamızı ağlattığı o kabus günleri unutmadınız değil mi? Dedelerinin nüfus kağıtlarını alıp baksınlar! O Türkiye tek parti döneminin Türkiyesidir. CHP il başkanlarının valilik yaptığını bilir misiniz? Şimdi böyle bir şey olsa kıyamet kopar değil mi? Bu ülkeyi bunlar ileriye götüremediler, geri götürdüler. Bunlar o Türkiye'nin özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Biz Türkiye'yi bu alacakaranlık kuşağından uzak tutmak için mücadele ettik. İnşallah 16 Nisan onların son umut kapılarınıda kapatıyor.
"Bu ülkeyi ileri götüremediler, geriye götürdüler"
"BUNLARIN İTİRAZI SİSTEME DEĞİL, MİLLETE"
2011'den beri anlattık ama her seferinde topu taca atarak bizi ve milletimizi kandırdılar. Şimdi yeni anayasa değişikliği ile getirilen Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile tüm gücü millete teslim edince korktular. Bunların itirazı sisteme değil millete! Bunlar Tayyip Erdoğan'a değil millete karşı. Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan'a çıkacağıma dair elimde bir belge yok. Biz fani olanı değil baki olanı konuşuyoruz. Bu sistemi şahsım için bunca mücadeleyi verecek kadar halim yok, karaktersiz değilim. Türkiye'ye bunca hizmeti şahsımız için mi getirdik. Atalarımız Marmaray'ın eskizlerini yaptı biz bitirdik. Elhamdülillah çift kat, bir taraftan Asya'ya bir taraftan Avrupa'ya gidiyoruz. Buradan hangi partililer geçiyor diye bakmıyoruz. Buradan halkımız geçiyor. Delikli 2,5 kuruşlardan ona ihtiyacı olan Türkiye'den bugünlere geldik. Eski Türkiye oydu. Hamdolsun o günler gerirde kaldı. Üniversitemiz olmayan ilimiz kalmadı. Savunma Sanayi'ne kadar ülkemize yaptığımız hizmetleri cebimize koyup mezara gidecek halimiz yok. Kardeşlerim bu şekilde çalışarak bizim derdimiz baki diyor ya; Baki kalan bu kubbede hoş bir sedaymış eğer! Derdimiz bu.
"Bunların itirazı sisteme değil, millete"
"BU SİSTEM ŞAHSIMIN PROJESİDİR"
Cumhurbaşkanlığı sistemi şahsımın projesidir. Diğer hizmetler gibi ülkemize yarar getireceğine inandığım için bu sistemin mücadelesini veriyorum. Eğer milletim 16 Nisan'da evet derse, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçecek. Şimdi birileri diyor ki; istediğiniz neyi yapamıyorsunuzda sistemi değiştiriyorsunuz. Bizden önce gelenler neyi yapamadılar! Mesele insan meselesi, bunun yanında sistemde güçlü olursa o zaman pick yaparsınız. Ama biz engellendik. Hamdolsun bir dönem aynı partiden Cumhrubaşkanı ve Başbakan olunca hızlandık. Ama öncesinde tökezlediler. Atama yapacaksınız olmaz derler! Cumhurbaşkanım neden olmaz? Tutturdu olmaz. Bir tanesinin hanımının başı örtülüydü ondan. Anlamakta zorlanıyorsunuz. Sonra çok daha farklı şeyler geldi. Bunlara rağmen buralara geldik. Bu işler şahıslara bağlı olmasın. Ülkenin geleceği kişilerin gayretlerine endekslenmesin diye uğraşıyoruz. Bugün kapı kapı dolaşıp sistemi engellemeye çalışanlar ilk Cumhurbaşkanlığı seçimde karşılarından destek isteyeceklerdir. Benim sizlerden ricam o gün geldiklerinde meydanlarda söylediklerini, Meclis'te yaptıklarını hatırlatınız. Marmaray'a karşı çıkanlar şimdi o yolu kullanıyor. Evet'te bereket var. Milletimiz her şeye karşı olmayı hayırlı sananlara itibar etmiyor. Ömürlerinde bu millet için hiçbir şey yapmayanlar Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin ne olduğunu da bilmezler, kıymetini de bilmezler. Ülkenin başına musallat olan bu sistemde kendilerine yer bulamayacaklar. Bunun için tek millet için, tek bayrak için, tek vatan için, tek devlet için EVET.
"Bu sistem şahsımın projesidir"
"PARLAMENTO YETKİSİNİ KAYBETMİYOR"
Cumhurbaşkanlığı Sistemi bir mucize değildir. Bu sistemin en net özzelliği ekonomimiz ve demokrasi için lazım olan güven ve istikrar ortamını daha güçlü şekilde tesis edecek olmasıdır. Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetecek, meclis kanunları çıkaracak. Bu sistemde hiçbir güç diğerinin üstünde olamayacağı için yetki aşımlarını, karmaşaları artık yaşamayacağız. Ekonomide atılması gereken adımlar mı var? Milletimin yetkiyi verdiği Cumhurbaşkanı ne gerekiyorsa onu yapacak. Terörle mücadelede aynı şekilde Cumhurbaşkanı milletten aldığı güçle bu adımları atacak. Dış politikada süratli ve etkili bir yönetim mekanizması işleyecek. Bütçe dışındaki tüm kanunları teklif etme, görüşme ve kabul etme yetkisi ve meclise, milletvekillerine aittir. CHP ve hayırcılar diyor ki, parlamento artık yetkisini kaybediyor. Böyle bir şey yok!
"Parlamento yetkisini kaybetmiyor"
"İNANIYORUM Kİ MHP'Lİ, CHP'Lİ KARDEŞLERİM EVET DİYECEK"
Yargının son yıllarda epeyce yıpranan prestiji bu dönemde inşallah yeniden yükselişe geçecektir. Bu sebeple kardeşlerim güçlü Türkiye'ye, büyük Türkiye'ye, evet diyor muyuz? Türkiye'nin köşe taşı olan Kahramanmaraş kararını verdi mi? Ben inanıyorum ki, 16 Nisan'da gerek MHP'ye gönül veren kardeşlerim gerek AK Parti'ye gönül veren kardeşlerim, CHP'ye gönül veren kardeşlerim hepsi bir ve beraber olarak çok daha yüksek bir evet demeye hazır mı?
"İnanıyorum ki MHP'li, CHP'li kardeşlerim evet diyecek"
"KABİNEDE 18, 20, 25 YAŞINDA BAKANLAR GÖRECEĞİZ"
Şimdi 550 milletvekilinden 600'e çıkıyoruz. Seçme ve seçilme yaşını 18 yapıyoruz. İnşallah o günleri de görürüz. Parlamento değil kabinede bakarsınız, tabii dışarıdan atamayla gelecek böyle 18, 20, 25 yaşlarında bakanlar da atanabilir mi? Atanabilir. Bugün dünyada dev firmaların başında 25 yaşında CEO'lar var. Mesele yetişme meselesidir. Eğer iyi yetiştiriyorsanız teslim edersiniz. Ecdadımız Fatih 21 yaşında bir çağ kapayıp, bir çağ açmadı mı?
"Kabinede 18, 20, 25 yaşında bakanlar göreceğiz"
"BU GENSORU BİZE NELER ÇEKTİRDİ"
5 yılda bir yapılması bize yeni bir avantaj getirecek. Sık sık seçimler değil, artık tarihinde. Bizde aman yarabbi! Ne zaman genel seçimler ne zaman yerel seçimler! Burada istikrar olmaz. Şimdi inşallah bunu Cumhurbaşkanlığı sistemiyle daha da ileri taşıyacağız. Parlamento içinden de atanabilir ama dışarıdan Bakanlar Kurulu'na üye alma yetkisini getiriyoruz. Bir diğer adım Meclis Bakanlar Kurulu'na kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi iptal ediliyor, güven oylaması kalkıyor, gensoru kalkıyor. Bu gensoru bize neler çektirdi. Gensoruyu millet verir. Beğeniyorsa devam der, beğenmiyorsa alaşağı eder.
"Bu gensoru bize neler çektirdi"
"16 NİSAN YENİ BİR REFORMUN GERÇEKLEŞECEĞİ AKŞAM OLACAK"
100 bin seçmen isterse Cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir. Şimdi Cumhurbaşkanı her suç sebebiyle, önerge ve ondan sonra Yüce Divan'a gönderilme gibi yetkiyi parlamento alıyor. Mesele özellikle buradaki birlikteliğimiz, dayanışmamız inşallah Türkiye'ye yeni bir sınıf atlatacaktır. 16 Nisan'a kadar sizler de inanıyorum ki kapı kapı dolaşacaksınız. MHP'li kardeşlerimiz de inanıyorum ki, dayanışma içerisinde parlamentoda güvenoyu almasını sağlayan tüm arkadaşlar olarak elele çalışacağınıza inanıyorum. 16 Nisan Türkiye'de bir reformun gerçekleşeceği bir akşam olacak.
"16 Nisan yeni bir reformun gerçekleşeceği akşam olacak"

Peygambere hakaret eden Sözcü'nün mizah eki Gırgır kapatıldı!

17/25 Aralık kumpasından bu yana Fetullahçı Terör Örgütü’nün sözcülüğünü yapan Sözcü Gazetesi’nin sözde mizah eki Gırgır, dün Hz. Musa’ya hakaret eden iğrenç bir karikatür yayınlamıştı. Sözcü’nün mukaddesata yönelik alçak saldırısı toplumun her kesiminden tepki toplamıştı. Kamuoyundan gelen tepkilere daha fazla dayanamayan Sözcü, mizah ekini kapatma kararı aldı.
Sözcü Gazetesi tarafından yayınlanan Gırgır Dergisi'nin Hazreti Musa'ya hakaret eden karikatürü sosyal medyada büyük tepkiye neden oldu. Gelen tepkiler üzerine Sözcü Gazetesi ve Gırgır Dergisi'nden bir açıklama yapıldı.
TEPKİLER NEDENİYLE DERGİ KAPATILDI ÇALIŞANLAR KOVULDU!
Derginin yayıncı şirket tarafından bugünden itibaren kapatıldığı belirtildi ve yapılan yazılı açıklamada "Gırgır dergisinin son sayısında yayınlanan hoş olmayan karikatür nedeniyle yayıncı şirket Gırgır dergisinin kapatılmasına ve dergide çalışanların tamamının işten çıkarılmasına karar vermiştir." İfadelerine yer verildi. Gırgır, Sözcü gazetesinin eki olarak dağıtılmayacak.

Gazeteci AP vekiline haddini bildirdi

Edirne'de yaptığı açıklama sırasında "Kürdistan" ifadesi kullanan AP milletvekiline, bir gazeteci, "Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge yok. Türkiye'nin Doğu bölgesi var. Bu ifadeyle tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz" diye tepki gösterdi. İngiliz vekilin, beklenmedik tepkiye kaçamak cevap vermesi dikkati çekti

Terör soruşturması kapsamında Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret için kente gelen politikacı, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan heyet adına Avrupa Parlamentosu Milletvekili Julie Ward gazetecilere açıklamada bulundu.
DEMOKRASİ SORUNUNDAN BAHSEDİYORSUNUZ..
İngiltere'deki seçmen kitlesi içinde Kürt kökenliler olduğunu belirterek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için "Kürdistan" ifadesini kullanan Ward'a, bir gazeteci, "Türkiye'de Kürdistan diye bir yer yok. Türkiye'nin Doğu bölgesi var. Sürekli demokrasi sorunundan bahsediyorsunuz bizim ülkemizde demokrasiden çok terör sorunu var.
İNSANLARIMIZ ÖLÜYOR, POLİSLERİMİZ ŞEHİT OLUYOR..
İnsanlarımız ölüyor, polislerimiz şehit oluyor. Bu ifadeyle tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz?" diye sordu.
TÜRKİYE'NİN GÜNEYİ DEDİ
Gazetecinin beklenmedik tepkisine kaçamak cevap veren Ward, söylemini değiştirerek "Kürdistan" yerine "Türkiye'nin güneyi" ifadesini kullandı.
DEMİRTAŞ'LA GÖRÜŞMEDEN GİTTİLER
Heyet, Adalet Bakanlığından izinleri olmadığı gerekçesiyle Demirtaş'la görüşemeden kentten ayrıldı.
Edirne'de yaptığı açıklama sırasında "Kürdistan" ifadesi kullanan Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Julie Ward'a, bir gazeteci, "Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge yok. Türkiye'nin Doğu bölgesi var. Bu ifadeyle tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz?" diye tepki gösterdi.
Terör soruşturması kapsamında Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret için kente gelen politikacı, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan heyet adına Avrupa Parlamentosu Milletvekili Julie Ward gazetecilere açıklamada bulundu.
İngiltere'deki seçmen kitlesi içinde Kürt kökenliler olduğunu belirterek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için "Kürdistan" ifadesini kullanan Ward'a, bir gazeteci, "Türkiye'de Kürdistan diye bir yer yok. Türkiye'nin Doğu bölgesi var. Sürekli demokrasi sorunundan bahsediyorsunuz bizim ülkemizde demokrasiden çok terör sorunu var. İnsanlarımız ölüyor, polislerimiz şehit oluyor. Bu ifadeyle tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz?" diye sordu.
Gazetecinin beklenmedik tepkisine kaçamak cevap veren Ward, söylemini değiştirerek "Kürdistan" yerine "Türkiye'nin güneyi" ifadesini kullandı.
Heyet, Adalet Bakanlığından izinleri olmadığı gerekçesiyle Demirtaş'la görüşemeden kentten ayrıldı.
Modern Piyade Tüfeği Projesi'nde imzalar atıldı!

Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nca yürütülen Modern Piyade Tüfeği Projesi kapsamında, Müsteşarlık ile Sarsılmaz Silah Sanayi AŞ firması arasında "MPT-76 İmalat Sözleşmesi" imzalandı.
Müsteşarlıktan yapılan yazılı açıklamada, imza törenine Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir'in de katıldığı belirtilerek, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı birliklerine teslim edilecek, MPT-76'nın tedarik edilmesi amacıyla yürütülen proje kapsamında 10 bin MPT-76 üretilecektir. Tüm tasarım, geliştirme ve kalifikasyon faaliyetleri tamamen milli imkanlarla gerçekleştirilmiş olan MPT-76'nın seri üretim döneminde, öncelikle silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere tüm dost ve müttefik ülkelerin hafif silah ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir." denildi.


Son dakika: HDP Şırnak Milletvekili tutuklandı

HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü çıkarıldığı Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklandı.
Ayrıntılar geliyor...
Zaman'ın firari yöneticisinden şok sözler!

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'ye finans sağladıkları gerekçesiyle 4 iş adamı hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede ifadesine başvurulan bir tanık, kapatılan Zaman gazetesinin üst düzey yöneticilerinden firari Mehmet Kamış'ın örgütün gizli hedefiyle ilgili sözlerini aktardı. Tanık N.M: Bunlara aylık 50-60 bin lira maaşlar veriyoruz. Elbette bizim istediğimiz gibi yazı yazıp, programlar yapacaklar. Bunları bırak, 2025'te tüm dünya bize tabi olacak.
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgüte finans sağladıkları iddiasıyla 4 iş adamı hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede bir tanığın, örgütün gizli hedefine ilişkin ifadelerine yer verildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Zafer Dur'un, Küçükbay Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, gayrimenkul, otomotiv, akaryakıt sektöründeki yatırımlarıyla tanınan ve kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucu üyelerinden Abdullah Kavuk, oğlu Metehan Kavuk ile kuyumcu Şeref Sipahi hakkında hazırladığı iddianamede, "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanununa muhalefet, silahlı terör örgütüne üye olmak ve yönetme" suçlamaları yöneltilen iş adamları hakkında 10 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları talep edildi.
SIK SIK GİZLİ TOPLANTILARA KATILIYORLARDI
İddianamede, tanık olarak emniyetteki ifadesine yer verilen N.M, FETÖ mensubu firari gazeteciler, KHK ile kapatılan Zaman gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı Mehmet Kamış, kapatılan Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan ve Ali Akkuş'u üniversite yıllarında, iş adamları Ahmet Küçükbay, Mehmet Timuroğlu, Mustafa Özkara, Abdullah Kavuk ve firari Ramazan Davulcuoğlu'nu iş hayatında tanıdığını beyan ederek, yaklaşık 6 yıl Küçükbay'ın şirketinde üst düzey yönetici olarak çalıştığını, bu esnada örgütün "Ege Bölgesi imamı" olarak bilinen firari Bekir Baz'ın sık sık şirkete gelerek gizli sohbet ve toplantılara katıldığını ileri sürdü.
KÜÇÜKBAY'IN ŞİRKETİNDEKİ ÜST DÜZEY TOPLANTILAR
Baz'ın gerek sivil toplum kuruluşları gerek bürokrasi gerekse iş adamları üzerinde etkin rol oynadığını, hiçbir resmi görevi olmamasına rağmen birçok törende protokolün ön sıralarında gördüğünü, örgütteki görevi nedeniyle önemsendiğini sonradan anladığını ifade eden N.M, Baz'ın davetiyle haftada bir, Küçükbay'ın kontrolünde yapılan toplantılara Ege Bölgesi'ndeki bazı valiler ile üst düzey iş adamlarının iştirak ettiğini öne sürdü.
AMERİKALI GAZETECİLERİ DAVET EDİYORLARDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, Davos Zirvesi'nde eski İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres'e karşı "One minute" çıkışının yaşandığı 2009'da Küçükbay'ın şirketindeki yemekli toplantıya Amerikalı 10 gazetecinin davet edildiğini, toplantıda AK Parti ve hükümet aleyhine propaganda yapıldığını kaydeden tanık N.M, "Gördüğüm bu toplantıların amacı toplantıya davet edilen siyasiler, iş adamları ve kamu yöneticilerine yönelik bir güç gösterisiydi. Örgütün gücünü ve ağırlığını toplantıya davet edilen kişilere hissettirmekti. Bunda başarılı oldukları açıkça da görülüyordu. Toplantılara katılacakları Bekir Baz tespit ediyordu." dedi.
"2025'TE TÜM DÜNYA BİZE TABİ OLACAK"
N.M. şirkette çalıştığı dönemde Küçükbay'ın talimatıyla sık sık İstanbul'a giderek kapatılan Samanyolu Televizyonu ve Zaman gazetesinde çalışan yöneticilerden bilgi aldığını, yapılan görüşmelerde ilginç anekdotların ortaya çıktığını kaydederek ifadesini şöyle sürdürdü:
"Bunlar arasında en ilginci Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış ile yaptığım görüşmeydi. Kamış'a bir sohbette, Samanyolu Yayın Grubunun görsel ve yazılı kısmında program yapıp, yazı yazan bazı şahsiyetlerin geçmişi göz önüne alındığında bunların kendi gruplarında yazı yazıp program yapmasının ilginç olduğunu, bunların kendi gruplarında nasıl çalıştığını ve kontrol edildiğini sordum. Kamış da bana 'Bunlara aylık 50-60 bin lira maaşlar veriyoruz. Elbette bizim istediğimiz gibi yazı yazıp programlar yapacaklar. Bunları bırak, 2025'te tüm dünya bize tabi olacak.' demişti. Bu şahsın yapı içerisinde etkin bir kişi olduğunu biliyorum. Konuşmalarının boş olmadığını düşünüyorum."
Küçükbay'ın, soruşturma aşamasında emniyet ve cumhuriyet savcılığında verdiği ifadelerde, tanık N.M'nin iddiaların gerçeği yansıtmadığına ilişkin beyanları da iddianamede yer aldı.
OPERASYON
İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, 6 ve 8 Ağustos'ta örgüte finans sağladıkları iddia edilen iş adamlarına yönelik operasyonlarda aralarında TMSF'ye devredilen Küçükbay Şirketler Grubu sahibi Ahmet Küçükbay ile gayrimenkul, otomotiv, akaryakıt sektöründeki yatırımlarıyla tanınan, FETÖ soruşturması kapsamında kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucu üyelerinden Abdullah Kavuk ve oğlu Metehan Kavuk'un da aralarında bulunduğu 24 kişi gözaltına alınmıştı.
İzmir'de FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 30 Temmuz'da düzenlenen operasyonda da FETÖ/PDY'nin Ege Bölgesi'ndeki para trafiğini yürüttükleri, iş adamlarından topladıkları yüklü miktarda bağışı örgüte aktardıkları iddia edilen kuyumcu Şeref Sipahi yakalanmıştı.
Sipahi'nin de Küçükbay ve Kavuk gibi kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucularından olduğu iddia edilmişti.
Küstah Gırgır’a jet soruşturma!

Hz. Musa’ya hakaret niteliğindeki karikatürü ardından flaş bir kararla kapatılan Sözcü Grubu’nun mizah dergisi Gırgır’ın yöneticileri hakkında ‘Halkın bir kesimi benimsediği dini değerleri aşağılamak’ suçu kapsamında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Sözcü Grubu'na bağlı Gırgır Dergisi'nde yayınlanan Hz. Musa'ya hakaret içerikli karikatür ile ilgili harekete geçti.
YÖNETİCİLER HAKKINDA SORUŞTURMA
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Gırgır Mizah Dergisi yöneticileri hakkında Hz. Musa'ya hakaret niteliğindeki karikatür ile ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada "Hz. Musa'ya ve başta Musevilik ve İslam olmak üzere tüm semavi dinlerce kutsal olan değerlere hakaret içerdiğine ilişkin hususların soruşturulabilmesi amacıyla şüpheliler hakkında 'Halkın bir kesimi benimsediği dini değerleri aşağılamak' suçuna aykırılıktan dolayı soruşturma açılmıştır" denildi.
NE DEMİŞTİ?
Gırgır Dergisi'nin son sayısının 10. Sayfasında "Musa Kızıldenizi ayırır ve Yahudileri kurtarır" ifadelerinin yer aldığı çirkin bir karikatür yer almıştı. Sözcü Grubu ise bu sabah yaptığı açıklamada dergiyi kapattığını duyurdu. Yazılı açıklamada "Gırgır dergisinin son sayısında yayınlanan hoş olmayan karikatür nedeniyle yayıncı şirket Gırgır dergisinin kapatılmasına ve dergide çalışanların tamamının işten çıkarılmasına karar vermiştir" denildi.
YORUMLAR