13 Ocak 2017 - 19:28 - Güncelleme: 13 Ocak 2017 - 20:08
Giriş Tarihi: 13.01.2017 16:47 Son Güncelleme Tarihi: 13.01.2017 18:02
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kıbrıs müzakereleri açıklaması
Cumhurbaşkanı, Cenevre'de devam eden Kıbrıs müzakereleri için; "Güney Kıbrıs ve Yunanistan farklı beklenti içindeler" dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı çıkışında gazetecilere Kıbrıs müzakereleri konusunda açıklamalarda bulundu.
"EŞİT ORANDA ASKER BULUNDURACAĞIZ"
Cenevre'de devam eden Kıbrıs görüşmeleri için Cumhurbaşkanı; "Garantör ülkeler istikrarlı bir yerde değil. Şimdi burada Kuzey Kıbrıs yoğun bir çalışma içerisinde. Samimiyet ortaya koyuyor. Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan hala farklı beklentiler içerisindeler. Garantiler, güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı garantörlüğü beklemeyin dedik. Güvenlikte de, biz daha önce belirlendiği gibi Güney Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni eşit oranda asker bulunduracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kıbrıs'tan Türk askerinin çekilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kıbrıs'tan Türk askerinin çekilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BİZ KAÇAN TARAF RUMLAR OLACAK DEMİŞTİK VE ÖYLE DE OLDU
Burada garantör ülkeler maalesef temsil noktasında istikrarlı bir yerde değil. Üç tane garantör ülke var: İngiltere, Türkiye, Yunanistan. Bu tür temsillerde malum İngiltere zaten sadece Başbakan'la katılıyor, Kraliçe müzakerelere katılmıyor. Fakat bizim bundan önceki İsviçre'deki müzakerelerde de o zaman Başbakanlığım dönemiydi, malum Yunanistan'ın Başbakanı müzakereye katılmış; fakat diplomatlar orada 4 gün 4 gece yoğun bir çalışma yapmışlardı. Bizler o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın nezaretinde biraraya gelmiş, benim Davos'ta verdiğimiz sözü orada Yunanistan tarafı kaçmasına rağmen, biz sayın Annan'a söz verdik, kaçan taraf yine Rumlar olacak demiştik. Sayın Annan o zaman çok dik durdu ve dedi ki, ben burada geri adım atamam, söz verdim. İmzalayacağız dedi. İmzalar atıldı da fakat burada farklı bir süreç daha başladı. Neydi? Referandum süreci. O süreçte KKTC yüzde 75 ile Annan Planı'na evet dedi ama Güney Kıbrıs Rum Kesimi yüzde 65'le hayır dedi. Güney Kıbrıs'ı aldılar, KKTC'yi AB'ye almadılar. Böyle bir samimiyet dışı uygulama var.
BÖYLE BİR DÜŞÜNÜLÜYORSA İKİ TARAF DA ASKERİNİ ÇEKMELİDİR
Şimdi KKTC yoğun bir çalışmanın içerisinde, samimiyet ortaya koyuyor. Ama Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan hala farklı beklentiler içerisindeler. Mesela garantiler, güvenlik. Biz bunları kendilerine açık söyledik, garanti ve güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı garantörlüğü asla beklemeyin dedik. Güvenlikte de daha önce belirlendiği gibi burada eşit oranda, eşit derken daha önce onlar 950 orada asker bulunduracak, biz 650 bulunduracaktık. Aynen bu devam edecek. Oradan Türk askerinin çekilmesi diye bir şey olamaz. Böyle bir şey düşünülüyorsa her iki tarafın askerlerini tamamıyla çekmesi lazımdır dedik. Hala açık Maraş, kapalı Maraş, öbür tarafta Erenköy-Güzelyurt. Bu konuda ben kendilerine çok açık net söyledim, sayın Akıncı da söylediler. Eğer Maraş'ı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız, bizim bir teklifimiz var. Erenköy ile Güzelyurt birleştirmek suretiyle burası KKTC yönetimine bırakılır aynı şekilde açık Maraş, kapalı Maraş Güney Kıbrıs Rum yönetimine bırakılır.
KARPAZ'IN BİR BÖLÜMÜ RUMLARA BIRAKILSIN DİYE BİR ŞEY OLAMAZ
Bunun dışında Karpaz'ın belli bir yeri bize bırakılsın diye bir şey söz konusu olamaz dedik. Sahil şeridinde şu kadar olsun, bu kadar olsun. Annan Planı'nın artık geçerliliği yok. Şimdi yeni bir müzakere sürecidir. Bir dönem Kuzey Kıbrıs başkanlık yapacak, dört dönem Güney Kıbrıs yapacak böyle şey olamaz. Yani biz orada adil, kapsayıcı bir barış istiyorsak ölçüsü budur, bunun dışında kimse bizden bir şey beklemesin diye yetkililerine söyledik. Sayın Ban ki Mon'a da söylemiştim. Şu anda Dışişleri Bakanımız ve KKTC Cumhurbaşkanımız hepsi bunları söylediler. Bu konuda temennim odur ki, anlaşma temin edilir, adımlar da atılır.
TOPRAK PAYLAŞIMI
Toprak paylaşımı konusunda, önce Rum kesiminin toprak vermesi gerektiğini belirten Recep Tayyip Erdoğan; "Daha önce konuşmuştuk. Hala açık Maraş-kapalı Maraş, Erenköy var. Eğer Maraş'ı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız bizim teklifimiz var, Erenköy ile Güzelyurt arası birleştirlerek Kuzey Kıbrıs'a bırakılır, diğer bölge de Güney Kıbrıs'a bırakılır. Yok Karpaz bize bırakılsın, yok orası bize bırakılsın, böyle bir şey olamaz dedik. Biz orada adil, kapsayıcı barış istiyorsak ölçüsü budur, başka bir şey beklenmesin dedik." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'erken seçim' açıklaması
Erken seçim konusunda açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Parlamento çalışamaz hale gelirse düşünülür' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
TEK ADAMCILIĞIN UYGULAMASINI ANA MUHALEFET PARTİSİ YAPMIŞTIR
Malum 8. madde bu gece itibarıyle parlamentoda müzakereleri demokratik olmayan yaklaşımlarla olsa da geçti. Gönlümüz dün Ankara'da yaptığım konuşmada söylediğim gibi kürsü adabına uygun bir şekilde herkesin demokratik hakkını en güzel şeklinde kürsüde kullanması. Orada düşüncelerini, partilerinin düşüncelerini, kendi ifadelerini orada ortaya koymalıydı. Ne yazık ki, başından itibaren böyle gelişmedi. Öyle veya böyle 8 madde geçmiş bulunuyor. Bundan sonra temenni ederiz ki, çok daha sakin bir havada ve demokrasinin adabına uygun bir şekilde devam etsin. Şu anda tabii bazı milletvekili arkadaşlarımızın orada gerçekten bir milletvekili arkadaşımızın burnunun kırılmış olması bir diğerinin afedersiniz ayağının dişlenmesi gibi çok çok çirkin durumların olması hiçbir milletvekiline yakışır işler değil. ENİNDE SONUNDA BURADAKİ ARKADAŞLAR VEKİLDİR ASIL OLAN MİLLETTİR
Bunları arzu etmezdik ama ne yazık ki oldu. Fakat ben öyle veya böyle bu işin biteceğine inanıyorum. Bu bittikten sonra işin zaten asıl sahibine gidilecek. Asıl sahip zaten. Millet bunun kararını verecek. Öyleyse bu telaş niye? Öyleyse burada kürsüyü kırmak, dökmek, oradaki katiplerin çevresindeki çiçekleri devirmek niye? Eninde sonunda buradaki arkadaşlar milletin vekilleridir, asıl değil. Asıl bekliyor? Neyi bekliyor? 330 aşılırsa bana gelsin, diyor, nihai kararı ben vereceğim, bu işin gerçek sahibi benim diyor. Meydanlarda ne sözü verilmişti? Yeni bir anayasa denmişti. Burada asıl telaşa kapılanlar zannediyorum farklı. İki de bir tek adamcılık diye laflar ediyorlar. Türkiye'de eğer tek adamcılık konuşulacaksa, tek adamcılığın bugüne kadar uygulamasını yapan siyasi parti ana muhalefet partisidir, CHP'dir. Başından beri tek adam üzerinden gelmiştir.
ŞİMDİYE KADAR PARLAMENTER SİSTEMDE ALINAN NETİCE ORTADA
Onlardan il başkanlarının bu ülkede valilik, aynı anda belediye başkanlığı yaptığını biliyoruz. Bütün bunları bizim siyasi tarihimizin kayıtlarında görmek mümkün. Şimdi kimi nereden dolanıp da aldatmaya kalkacaksınız? Dünyada uygulaması olan, bu uygulamanın da yöneticiler eliyle başarılı olursa hakikaten gelişmiş ülkelerde başkanlık veyahutta yarı başkanlık bu tür sistemlerin oturduğunu görüyoruz. Burada tabii eninde sonunda işin gelip dayanacağı yer başarılı yöneticilerdir, siyasilerdir. Yönetici, siyasetçi başarılıysa orada bundan netice almak mümkündür, ama değilse netice almak mümkün değildir. Biz zaten parlamenter demokrasiyi uyguluyoruz. Sağa sola çekmeye gerek yok. Burada da alınan neticeler ortada. İş gelip siyasetçilere dayanıyor.
HİÇBİR ZAMAN BİR ERKEN SEÇİMİN İSABETLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEDİK
Bu ülkede bu kadar koalisyon yaşadık, bir netice alabildik mi? Biz 15-16 ortalamayla bu ülkede hükümetler gördük. Böyle bir süreçte istikrar olabilir mi? İstikrarın olmadığı bir ülkede netice alınabilir mi? Şu son 14 senede partimizi kurduğumuz zaman benim bir sözüm vardı; "artık bundan sonra koalisyon dönemi inşallah olmayacak" dedim. İlk önce 5 yılla başladık, daha sonra parlamentodan 4 yıl talebi geldik, buna da uyduk. Hiçbir zaman erken seçimin isabetli olduğunu düşünmedik. Ama şu anda gündeme gelen konu farklı. Parlamentoyu çalışamaz hale getirilirse o zaman bunlar tabii düşünülmeyecek şeyler değil, o ayrı konu. Hedef burada samimi, dürüst bir şekilde, hiç çekinmeye gerek yok, kavga gürültüye gerek yok. Gelin düşünceleri gayet güzel bir şekilde parlamentoda belirtin. İlk turda görüldüğü kadarıyla 338-348 arasında gidiş gelişler oldu. Bu hafta içerisinde kalan maddeler müzakereler edildikten sonra işin ikinci turu var.

Döviz piyasasındaki hareketliliği değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yerli parayla ithalat ve ihracatın yapılması konusunda da anlaşmaya vardığımız ülkeler var. O başladığı zaman yerli para üzerinde döviz kurunun baskısı daha da azalacak diye bekliyorum" dedi
"KİMSE YASTIĞININ ALTINDA DÖVİZ BİRİKTİRMESİN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dolar ve eurodaki hareketlilik ile ilgili basın mensuplarının sorusu üzerine, "Bizimki medcezir hareketi gibi oldu. Bir konuşma yapıyorsunuz iniyor, sonra bir konuşma yapıyorsunuz çıkıveriyor. Bu hafta içinde tekrar bir değerlendirmeyi yapacağız. Burada ürkecek bir durum söz konusu değil. Ben yine milletime çağrı yapıyorum. Kimse yastığının altında şu dövizi biriktirmesin. Bunları TL ye dönüştürsün" diye konuştu.
"YERLİ PARAYLA İHRACAT KONUSUNDA ANLAŞTIĞIMIZ ÜLKELER VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maliye Bakanlığımızın başlattığı bir kampanya vardı. Bu kampanyada da maşallah iyi bir geri dönüşüm oldu. Daha ileri gidiyorum. Yerli parayla ithalat ve ihracatın yapılması konusunda da anlaşmaya vardığımız ülkeler var. O başladığı zaman yerli para üzerinde döviz kurunun baskısı daha da azalacak diye bekliyorum" dedi.
YORUMLAR