Giriş Tarihi: 15.05.2017 03:49 Son Güncelleme Tarihi: 15.05.2017 09:11
Bu iş çok uzadı
ABD, Türkiye’ye rağmen PKK’nın Suriye kolu YPG’ye silah gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Çin’den rest çekti: Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. Trump ile nihai görüşmeyi yapıp karar vereceğiz. Bu işi daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kuşak ve Yol Forumu" için Çin'e gitti. 29 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı forumun açılış töreni dün Çin Ulusal Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta konuşma yapan 3 dünya liderinden biriydi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılışta katılımcılara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni İpek Yolu projesinin barışa ve istikrara hizmet edecek bir kazan-kazan projesi olduğunu belirtti. Erdoğan "Bu girişim, terörü adeta yer ile yeksan edecek bir girişim olacaktır" dedi. Erdoğan açılışın ardından Pekin'de gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin önemli bilgiler verdi:
Çin ile yeni bir sayfa açılıyor...
Yeni İpek Yolu olarak da adlandırılan bu "Kuşak ve Yol Girişimi", Asya'yı Anadolu üzerinden Avrupa'ya bağlıyor. Biz kara, deniz ve havayolu projeleriyle dünya ticaretinin orta koridoru diye adlandırılan bu yolda hızla ilerliyoruz. Türkiye ile Çin arasındaki özellikle ekonomik ilişkiler alanında yeni bir sayfa açıyoruz. 3 anlaşmayı imzaladık. Fakat asıl anlaşmamız şu anda projeyi kapsayan detay projeler kibunlar altyapıya yönelik projeler. Hedefimiz 13 detay projeyi birlikte yapabilmek. Şi ile bu süreçte bir yılda dördüncü kez bir araya geldik. Terörle mücadele konusunda müşterek işbirliği ortak kararımız.
Amerika ile ilişkilerde tarihi bir süreçten geçiyoruz. Sizden önce Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Sözcü İbrahim Kalın ön temaslar yaptı. Nasıl bir izlenim aldınız?
Ön heyet, Trump ile görüşmedi. Onlar Trump'ın altında diyebileceğimiz kişilerle temasa geçtiler. Bir ön bilgilendirme yaptılar. Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ'ın ABD Adalet Bakanı ile yaptığı görüşme, malum şahsa ait bir bilgilendirmedir. Diğerleriyle yapılanların hepsi Suriye ağırlıklı görüşmelerdir. Bunlar, PYD-YPG konusunda Amerika'nın duruşuyla bizim duruşumuzu netleştirerek yapılsın ki işimiz kolay olsun diye atılan adımlardır. Birçok belgeler sundular. Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye'nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım.
ABD, 'Türkiye DEAŞ'la mücadelede yavaş kaldı' algısı yaratmaya çalışıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu tepeden tırnağa yalandır. Bunu kim söylüyorsa tamamıyla zırvadır, yalandır, uydurmadır, iftiradır. DEAŞ tehlikesini ABD fark etmeden önce, Türkiye bunu fark etmiş ve ona karşı tavrını en sert şekilde ortaya koymuştur. Irak'ta biz mi varız, orada kim var? Koalisyon güçlerinin başında kim var? ABD var. Ne yaptılar? Hiç. Ama orada üssümüze saldırmaya yeltendiler, biz derslerini verdik. Bizim oradaki üssümüzü hazmedemeliler. DEAŞ'a karşı mücadele vermediğimizi söylemek Türkiye'ye ihanettir. Obama yönetiminin iftirasıdır. Bu dönemde Suriye ve Irak meselesini ne yazık ki burada Trump'ın kucağına bu şekilde bırakmıştır. Aşağıda Obama'nın ekipleri var. DEAŞ ile mücadele için YPG ile işbirliğini şart telakki etmek, aslında koalisyonun ve ABD'nin itibarını yok etmektir.
Trump ile görüşme nokta mesafesinde olacak dediniz. Bu belirleyici görüşme mi olacak?
İnşallah, ona dayanarak söyledim. Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok.
ÇOK ÇİRKİN
Atatürk'ün annesi ve manevi kızı hakkında çirkin sözler söylendi. Skandalla ilgili yargı süreci başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olay çok çirkin. Şüphesiz ki annelerin eşlerin bu işe karıştırılması son derece çirkin. Olay yargı sürecine girdiği için olayı kendimi yargı yerine koymak suretiyle değerlendirmem doğru olmaz. Zaten önce gözaltı, sonra tutuklama işlemleri oldu. Nereye kadar uzar bunu yargıda göreceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, "Kuşak ve Yol Forumu" kapsamında 29 ülke liderinin katıldığı organizasyon için verilen yemeğe katıldı. Erdoğan çifti, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve eşi Peng Liyuan tarafından karşılandı.
DÜNYA LİDERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pekin'de yapılan "Kuşak ve Yol Forumu"nun açılışında konuştu. Rusya lideri Putin ve Çin lideri Cinping ile birlikte zirvede konuşan 3 dünya liderinden biri oldu. Törenin ardından liderlerin birlikte çekildiği aile fotoğrafı, "dünya liderlerini" ortaya koydu. Fotoğraf çekimi sırasında ev sahibi olan Çin Devlet Başkanı Şi'nin bir tarafında Cumhurbaşkanı Erdoğan yer alırken, diğer tarafında Rusya Devlet Başkanı Putin hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Çin'den ABD'ye geçiyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin'deki programını bugün tamamlayarak ABD'ye geçecek.

Geçtiğimiz Cuma günü Çin ve ABD programları için yurttan ayrılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ziyaretlerinin ilk ayağını bugün tamamlıyor.
SIRADA ABD VAR
Erdoğan, Çin'de katıldığı Kuşak ve Yol Zirvesi'nin ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın davetlisi olarak ABD'ye uçacak.
GÜNDEM YOĞUN
14 saatlik bir yolculuğun ardınan Pekin'den Washington'a ulaşacak Cumhurbaşkanı'nın Trump'la görüşme masasında ise; FETO'nun iadesi, PKK, Suriye, DEAŞ ve mülteci konuları yer alıyor.
DÖNÜŞ 17 MAYIS'TA
Buradaki programını 17 Mayıs'ta tamamlayacak Erdoğan, 10 saatlik bir yolculuğun ardından da yurda dönecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan PYD ve ABD açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan PYD/PKK ile ABD ilişkilerine dair Çin'de gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi ziyaret öncesi terör örgütü PYD-YPG-ABD ilişkisiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
"TRUMP'LA NİHAİ GÖRÜŞMEYİ YAPACAĞIZ"
''Amerika ile ilişkilerde tarihi bir süreçten geçiyoruz. Sizden önce Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ön temaslar yaptı, Trump’la da görüşüldü. Nasıl bir izlenim aldınız? Size nasıl bilgiler verdiler?'' sorusuna Erdoğan, ''Ön heyet Trump ile görüşmedi, belki bir fotoğraf karesidir. Onlar Trump’ın altında diyebileceğimiz kişilerle temas ettiler. Bir ön bilgilendirme yaptılar. Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın ABD Adalet Bakanı ile yaptığı görüşme. Malum şahsa ait bir bilgilendirmedir. Diğerleriyle yapılanların hepsi Suriye ağırlıklı olarak oraya yönelik görüşmelerdir. PYD/YPG bunlarla ilgili olarak Amerika’nın duruşuyla bizim duruşumuzu netleştirecek yapılsın ki işimiz kolay olsun diye yapılan adımlardır. Birçok belgeler sundular. Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz.
"İTTİFAKA GÖLGE DÜŞECEKSE BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKMAMIZ LAZIM..."
Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye’nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım.'' diye cevap verdi.
"BU İŞ ÇOK UZADI"
Erdoğan, ''Trump ile görüşme nokta mesafesinde olacak dediniz. Şimdiye kadarki görüşme turlarında belirleyici görüşme mi olacak dediniz?'' sorusu için ''İnşallah, ona dayanarak söyledim. Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına herşeyi A’den Z’ye bize ait. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Aynı şey bir zamanlar Ürdün’de Filistinliler için oldu. Ürdün belli desteği aldı. Lübnan aynı durumda. Bugün belki yarına kadar bunu kaldırıyoruz. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olcak. Bazı çareler bulmamız lazım.
Nitekim şu anda vatandaşlığa alma konusunu gündeme getiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki ülkenin kendi vatandaşları aç diyor. Eğer işe gelme noktasında vasıflara haizse sen onu işe alırsın kaçak mı çalıştırırsın adam doktor adam mimar. Açalım önünü adam çalışsın. Kaçak olarak çalıştıramazsınız. Vatandaşlık verdikten sonra çalışma imkanı vrersiniz. Kendi vatandaşın olup da kaçak çalışan var. Biz kayıt altına alalım istiyoruz Bu şekilde kamplarda çok insan var.
Bir ara Kanada Başbakanı “Vasıflı insanlar varsa ben 25 bin kadar alırım” dedi. Bunun için biz de bu tür insanları Türkiye olarak alırız. Bunun için kalkıp icazet alacak değiliz. Bizim için insani, İslami ve vicdani görevimizdir.'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin'de gündemi değerlendirdi
Çin'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan'a, son günlerde tartışılan Atatürk'e hakaret meselesi soruldu.

İLK KEZ KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk tartışmalarıyla ilgili ilk kez konuştu.
"OLAY ÇOK ÇİRKİN"
Üzerinden birkaç gün geçti. Atatürk’le ilgili bir tartışma oldu. Afet İnan ile ilişkisi, yakışıksız, annesiyle ilgili sözler söylendi. Toplumda tepki oldu, yargı süreci başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Olay çok çirkin. Şüphesiz ki annelerin eşlerin bu işe karıştırılması son derece çirkin. Olay yargı sürecine girdiği için olayı kendimi yargı yerine koymak suretiyle değerlendirmem doğru olmaz. Zaten önce gözaltı, sonra tutuklama işlemleri oldu. Nereye kadar uzar bunu yargıda göreceğiz."
İşte Erdoğan'ın önemli açıklamaları;
İKİLİ GÖRÜŞMELER
Çevredeki bazı ülkelerle birlikte, Suudi Arabsitan, Katar gibi ülkeler de biz bu mücadeleyi veririz dediniz. Bu ziyarette bu ülkelere dair bir teklif sunacak mısınız?
"Bunları her zaman konuştuk yine konuşabiliriz. Katar, Suudi Arabistan bundan çekinen ülkeler değil. Her zaman bu tür dayanışmayı gösterecek ülkelerdir. Yaptığımız ikili görüşmelerde bu bilgileri kendilerinden aldığımız için söylüyoruz."
ÇİN İLE YAPILAN ANLAŞMA
Çin ile suçluların iadesi konusuna anlaşma imzalandı. Spesifiki bir iade söz konusu olacak mı? Özellikle aranan bazı FETÖ’cüler varmı? Onların istediği var mı?
"Spesifik demeyelim de içeriğinde ifade ettikleriniz de söz konusu. Gerek BM mülteciler yüksek komiserliği kapsamında olanlar var. AB kapsamında olanlar var. Bunun dışında kalanlar ilk etaptadır. Onun dışında olanlar bir iadeye müsaitse olur. Bunun dışında yasal olarak verilmesi olanlar varsa verilebilir."
ÇİPRAS'LA FETÖ GÖRÜŞMESİ
Yunan Başbakan Çipras’la görüştünüz. FETÖ’cüler konusunda net tavır var mı?
"Net tavır yargı, Yargı bağımsızdır. verilen cevap bu. Maalseef 15 – 20 gün içinde teslim ederiz dediler ama buna rağmen olmadı."
"TL BİZE GÜÇ KATACAKTIR"
Uluslararası ticarette özellikle bazı ülkelerle yerli paranın kullanılması konusunda çağrınız olmuştu. Çin ile Türkiye arasında para takası gerçekleşmişti. Bu yönde ilerleme var mı nasıl görüyorsunuz süreci?
"Doğrusu bunu gerçekleştirirsek bir defa kur baskısından paralarımızı kurtarmış oluruz. Onun için de bizzat ekonomi bakanlarımız başta olmak üzere bunun yanında 3. nükleer enerji olayı gerçekleşirse veyahut da kredi olayı gerçekleşirse bu konularda alışverişlerde yerli parayı kullanmak, bir tarafta Çin parası Yuan diğer tarafta TL bize güç ciddi katacaktır. Rakamlar ufak değil. Ciddi rakamlar var. Onun için de bu sürekli olarak gündemimzde. Merkez bankalarımızı görüştürüyoruz. Gerek Rusya gerek İran gerek Çin’le temas söz konusu. En ciddi süreçleri Rusya ve Çin ile yapyıoruz. Yerli paraya geçişin ilk adımlarını atarsak diğer ülkeler de bunu takip eder. Diğer ülkelede bunu takip edecektir. Bu da bize kur baskısından kurtarmak için büyük avantajlar sağlayacaktır."
Eski büyükelçi ABD'nin Suriye politikasını yorumladı
Eski ABD'nin Şam Büyükelçisi Robert Ford, Trump yönetiminin PYD/PKK ile işbirliği yapmasının hatalı olduğunu belirtti.

ABD'nin Şam Büyükelçisi Robert Ford, Atlantic dergisindeki makalesinde, “Trump’ın DEAŞ planındaki ölümcül hata” başlıklığı attı.
Ford, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan görüşmede gündemin ağırlıklı olarak PYD/PKK’nın askeri kolu YPG’ya yapılacak yardımlar olacağını ifade etti.
Ford, Türkiye’ye rağmen ABD’nin PKK/PYD’ye verdiği silah ve desteğin ileride bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getirebileceğini belirtti.
"ERDOĞAN PYD/PKK KONUSUNDA HAKLI"
PKK’nın bölgede kendini farklı kılıf ve adlarla ortaya koyduğunu ifade eden Ford, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm bu grupları aynı kefeye koymakta haklı olduğunu kaydetti.
PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın 2013’te verdiği bir röportajda, PYD’yi PKK’nın Kuzey Irak’taki karargahı olan Kandil’de 2003’te kurdukları yönündeki ifadelerini hatırlatan Ford, PYD’nin ABD tarafından 2004 yılında Yabancı Terör Örgütü listesine eklediği Kongra Gel tarafından 2005 yılında kurulan Kürt Toplulukları Birliği’ne (KCK) üye olduğunu belirtti.
KCK’nın yürütme konseyi eş başkanının ABD tarafından özel yabancı teröristler listesinde yer alan Cemil Bayık olduğu bilgisini paylaşan Ford, YPG saflarında savaşan militanların bir kısmının uzun yıllar PKK saflarında yer aldığını kaydetti.
"PYD/PKK'NIN FARKLI BİR YAPI OLDUĞUNU SÖYLEDİLER AMA TEMELİ YOK"
Ford şöyle devam etti: “Trump yönetimi (ondan önce de Obama yönetimi) 8 Mart gibi yakın bir zamana kadar bile PYD/YPG’nin PKK’dan faklı bir yapı olduğunu söylemeye devam etti. Fakat bunun görünür gerçek üzerine kurulu bir temeli yok. Erdoğan’ın da bildiği ve korktuğu bir nokta ise PYD/YPG’nin kuzeydoğu Suriye’deki özerk bölgesi ile PKK arasındaki organik bağlar PKK’nın Türkiye’ye karşı devam eden ve gelecekteki eylemlerinde stratejik bir derinlik sağlayacaktır. 2016 yılında İstanbul, Ankara ve Bursa’da gerçekleştirilen terör saldırılarının PKK ve PYD ile ilişkili ve YPG’nin kuzeydoğu Suriye kamplarında eğitilmiş Kürt militanlarca gerçekleştirildiğine dair Türkiye’de haberler çıktı.”
"ABD BİR TERÖR GRUBUNA KARŞI BAŞKA BİR TERÖR GRUBUNU DESTEKLİYOR"
Yabancı terör listesinde yar alan örgütlerle çalışmama politikasına rağmen ABD yönetiminin DEAŞ terörüne karşı PKK terör örgütünün Suriye kolunu kullanmakta ısrar ettiğini ifade eden Ford “Amerika’nın PYD/YPG’ye olan hayranlığı, DEAŞ Rakka’dan çıkarıldıktan uzun bir süre sonra onu dehşete düşürecek bazı rahatsız edici gerçekleri gözardı etmesine yol açıyor.” ifadelerini kullandı.
PYD/PKK’nın laik bir görüntü verdiğini ancak demokratik olmadığını kaydeden eski büyükelçi, PYD/PKK’nın politik ajandasını bölge halkına empoze ettiği ve örgütün ajandasına katılmayan pek çok Kürt aktivisti tutuklattığını yazdı.
PYD/PKK’nın ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) ABD’nin DEAŞ ile mücadelede PYD/PKK’ya verdiği desteğini örtmek için kullandığı bir incir yaprağına benzeten Ford, Rakka’nın Şam, Humus ve Halep gibi muhafazakar bir Arap şehri olmasına rağmen SDG tarafından, Tel Abyad’lı PYD mensubu Leyla Muhammed’i, Rakka idari konseyine eş başkan olarak atadığını kaydetti.
Ford, Muhammed’in kadın hakları aktivisti olduğunu ve atanmasına SDG içerisindeki birçok grubun itiraz ettiğini kaydetti.
"IRAK SAVAŞI'NDAN DERS ÇIKARILMALIYDI"
Robert Ford'un, “Karşı bir tepkiye yol açmadan muhafazakar Orta Doğu toplumlarına kendi sosyal ve siyasal normlarını empoze edemeyeceğini Irak Savaşı’nın Washington’a öğretmiş olması gerekirdi.” ifadeleri dikkat çekti.
DEAŞ’ın halen Rakka’yı kontrol ettiğini hatırlatan Ford, Rakka’nın alınmasından sonra DEAŞ’ın şehirde terör taktiklerine döndüğü zaman Washington’un şehrin kimin tarafından yönetileceği ve bedelinin kimin tarafından ödeneceğine karar vermesi gerekeceğini belirtti.
ABD’nin halihazırda düzenli hava saldırıları, bir topçu birliği, eğit-donat kuvvetleri ve Münbiç civarında devriye gezen askerleri olmak üzere Suriye’de belirli bir kuvvet bulundurduğunu ve yakın zaman içerisinde bin civarında daha asker yollayacağını belirten Ford, Trump’ın bu adımlarının bedelinin yüksek olma ihtimali olduğunu vurguladı.
"KÜRTLERİN UZUN DÖNEMDE ABD'DEN KORUMA BEKLEMESİ ÜZÜCÜ"
Makalesinin sonunda Ford, ABD’nin hatasının yanı sıra PYD/PKK’nın da yıllar önce Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin babası Mustafa Barzani’nin Amerika’ya güvenmek konusunda düştüğü hataya düştüğünü öne sürdü.
Ford şu ifadelere yer verdi: “En üzücü kısım ise Suriye Kürtleri de kendilerinden önceki pek çok Ortadoğulular gibi ABD’nin kendilerini düşmanlarına karşı koruyacağını düşünmesidir. ABD’nin 1970'lerde Irak Baas rejimine karşı desteklediği daha sonra ABD destekli İran Şahı 1975 yılında Bağdat’la bir anlaşmaya varmasından sonra sattığı Iraklı Kürt lider Mustafa Barzani’nin acı deneyimini unutmuşlar. Henry Kissinger ABD’nin Barzani’ye yaptığı silah desteğini durdurdu, Irak hükümeti Irak Kürdistanının üzerinden geçti. Mesud Barzani’nin babası Mustafa Barzani ülkeden kaçtı ve ABD’de sürgünde öldü. Özellikle de Trump ve Obama gibi başkanları ile Suriyeli Kürtler ABD’den daha iyisini beklememelidir.”
YORUMLAR