Giriş Tarihi: 05.02.2017 20:29 Son Güncelleme Tarihi: 06.02.2017 11:09
Birçok kamu kuruluşu Varlık Fonu'na devredildi
Ziraat Bankası, BOTAŞ, TÜRKSAT, ETİ Maden, Çaykur'un da içinde bulunduğu şirketler Varlık Fonu'na geçti.

Bakanlar Kurulu'nuın akşam yayımladığı bir kararla kamuya ait bazı şirketler Varlık Fonu'na devredildi.
THY, Halkbank ve Türk Telekom'un hisseleri Varlık Fonu'na devredildi!

Türkiye Varlık Fonu'na devirler devam ediyor. Özelleştirme Yüksek Kurulu bugün, THY'nin yüzde 49,12, Halkbank'ın yüzde 51,11 ve Türk Telekom'un yüzde 6,68 hissesinin Varlık Fonu'na devrine karar verdi
Dün gün fona devrolan BİST, BOTAŞ, Ziraat Bankası'nın ardından bugün de Türk Hava Yolları ve Halkbank Türkiye Varlık Fonu'na devredildi.
THY VE HALKBANK DA DEVREDİLDİ
Özelleştirme Yüksek Kurulunca, özelleştirme kapsam ve programında bulunan Türk Hava Yolları A.O.nun % 49,12 ve Türkiye Halkbankası A.Ş.nin % 51,11 oranındaki hisselerinin özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak gerekli izinlerin alınmasına müteakip Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı
Kanun uyarınca Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar verildi.
TÜRK TELEKOM DA TÜRKİYE VARLIK FONU'NA DEVREDİLDİ
Bakanlar Kurulu'nca, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin Hazine Müsteşarlığına ait %6,68 (B Grubu %4,999660429, D Grubu %1,680339571) oranındaki hisselerinin Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı Kanun uyarınca Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar verildi.
KAP'A BİLDİRİLDİ
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının konu ile ilgili kararı KAP'a iletildi.
TÜRKİYE VARLIK FONU A.Ş.'NİN YÖNETİM KURULU
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre Türkiye Varlık Fonu A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliklerine Yiğit Bulut, Kerem Alkin, Himmet Karadağ ve Oral Erdoğan atandı.
Daha önce Başbakanlıktan alınan bilgiye göre Varlık Fonu Genel Müdürlüğü'ne ve Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Mehmet Bostan atanmıştı.
Söz konusu atamaların Başbakan Binali Yıldırım tarafından onaylandığı belirtildi.
Varlık Fonu'na dev kaynak aktarımı
Bakanlar Kurulunca, Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul, TÜRKSAT sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomun yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi ile Eti Maden ve Çaykur, Türkiye Varlık Fonuna aktarıldı

Bakanlar Kurulunca, bazı şirket hisseleri Türkiye Varlık Fonuna aktarıldı.
Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri AO (TPAO), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (PTT), Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (Çaykur) Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu kararın uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde uygulama esaslarına belirlemeye Başbakan yetkili kılındı.
Ayrıca mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsislerinin kaldırılarak Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi kararlaştırıldı.
Söz konusu taşınmazlar devir ve tescil işlemleri tamamlanıncaya kadar Maliye Bakanlığı tarafından yönetilmeye devam edecek.
SAVUNMA SANAYİİ DESTEKLEME FONUNA AİT 3 MİLYAR LİRA DA AKTARILDI
Öte yandan Bakanlar Kurulunca Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ait veya bu fonun tasarrufunda bulunan 3 milyar lira tutarındaki kaynağın en geç aktarım tarihini izleyen 3 ay içinde geri ödenmek kaydıyla Varlık Fonuna aktarılması kararlaştırıldı.
Söz konusu karar da bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.
Bakanlar Kurulu kararıyla Hazinenin uhdesinde bulunan bir kısım kamu sermayeli şirketler ile Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisseler Türkiye Varlık Fonuna devredildi.
Bir kısım kamu sermayeli şirketler ile özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisselerin Türkiye Varlık Fonuna devredilmesine ilişkin Başbakanlık kaynakları tarafından yapılan açıklamaya göre, Bakanlar Kurulu kararıyla Hazinenin uhdesinde bulunan bir kısım kamu sermayeli şirketler ile Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisseler Türkiye Varlık Fonuna devredildi.
Söz konusu şirketlerin mevcut yönetimleri ve işletme politikaları, iş planları, yatırım ve büyüme stratejilerine uygun olarak devam edeceği ifade edilirken, uluslararası finans kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili paydaşlarla sağlanan işbirliğinin sürdürüleceği belirtildi. Türkiye Varlık Fonunun söz konusu şirketleri Bakanlar Kurulunca onaylanacak Stratejik Yatırım Planı çerçevesinde yönetecek.
DEVREDİLEN ŞİRKETLER
Yapılan açıklama göre devredilen şirketler; Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, BIST, TÜRKSAT, Türk Telekomun Hazineye ait yüzde 6,68'lik kısmı ve Eti Maden ile Çaykur'un Genel Müdürlükleri.
DEVREDİLEN ŞİRKETLER
Yapılan açıklama göre devredilen şirketler; Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, BIST, TÜRKSAT, Türk Telekom'un Hazine'ye ait yüzde 6,68'lik kısmı ve Eti Maden ile Çaykur'un Genel Müdürlükleri.
VARLIK FONU NEDİR
Ekonomist Mahfi Eğilmez ise Varlık Fonu'nu şu şekilde anlatıyor ve eksilerini sıralıyor;
Ulusal Varlık Fonları, çeşitli finansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Bu fonun geliri genellikle bütçe fazlalarından oluşur. Bir ülke eğer bütçe fazlası veriyorsa bu fazlayı 4 şekilde kullanabilir: (1) Harcamalarını artırır. (2) Mevcut vergi yükünü düşürür. (3) Borçlarını erken ödemeye tabi tutabilir. (4) Bir varlık fonu kurarak bütçe fazlalarını buraya aktarır ve bu fonla ulusal ya da yabancı bazı finansal varlıkları satın alıp gelirlerini artırmaya çalışarak gelecek kuşaklara refahı aktarma yoluna gidebilir.
Bu tür fon yönetimlerinde temel hareket noktası varlıkları risk ve getiri dengesini gözeterek kazanç amaçlı kullanmaktır. Bu işlemleri, bütçe kısıtlamaları ve parlamentonun sıkı denetimi altında yürütmek kolay değildir. Varlık fonu kuruluşunun bir nedeni de bu kısıtlamalardan kurtulmaktır.
VARLIK FONU İLE TÜRKİYE NELER YAPABİLİR
Türkiye Varlık Fonundan beklentiler yasanın genel gerekçesinde sıralanmış bulunuyor. Buna göre;
(a) Türkiye Varlık Fonunun kurulmasıyla büyüme oranında artış sağlanacak.
(b) Sermaye piyasalarında büyüme ve derinleşme hızlanacak.
(c) İslami finansman varlıklarının kullanılması yaygınlaşacak.
(d) Yapılacak yatırımlarla yüzbinlerce kişiye istihdam olanakları sağlanacak.
(e) Savunma, havacılık, yazılım gibi alanlardaki yerli şirketlerin sermaye ve proje bazında desteklenmesiyle küresel oyuncu konumuna geçmeleri sağlanacak.
(f) Otoyollar, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Havalimanı, Nükleer Santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman bulunacak. (g) Katılım finansmanı sektör payı artırılacak.
(h) Arz güvenliğini sağlamak üzere, Türkiye için önem taşıyan petrol, doğalgaz gibi yurtdışındaki stratejik sektörlere bürokratik kısıtlamalara bağlı olmadan doğrudan yatırım yapılabilmesi gerçekleştirilecek.
(i) Bu Fon, ekonominin yapısal sorunlarını aşmakta katkı sağlamanın yanı sıra dış politikanın önemli bir enstrümanı olarak Türkiye’nin uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.
(Grafiğin büyük halini görmek için üzerine tıklayınız)
SİSTEMİN EKSİLERİ NELERDİR
1996 – 97 yıllarında Erbakan’ın koalisyon hükümeti sırasında bir uygulama popülerlik kazanmıştı: Kamu kaynak havuzu. Bütçe dışındaki kamu kesimine ait kaynaklar bu havuzda toplanmaya ve buradan harcanmaya çalışılıyordu. Bu havuza her gün yeni bir kaynak aktarılıyor, bir süre sonra bu aktarımların başka bir alandaki dengeyi bozduğu görülünce yeni kaynak arayışları gündeme geliyordu. Türkiye Varlık Fonunun kaynaklarına bakınca aklıma Erbakan’ın Kamu Kaynak Havuzu uygulaması geldi.
III. Selim’in padişahlığı sırasında 1793 yılında İrad‑ı Cedid Hazinesi kurulmuş ve böylece Osmanlı İmparatorluğu'nda tek ve merkezi Hazine düşüncesinden ilk sapma ortaya çıkmıştır. Bunu Tersane Hazinesi ve Zahire Hazinesi izlemiştir. Sonraki dönemlerde Hazine sayısı artmaya devam etmiştir. Mukataat Hazinesi, Mansure Hazinesi, Redif Hazinesi, Darphane Hazinesi ve Maliye Hazinesi bunların en önemlileridir. Hazinelerin çoğalması Osmanlı mali sistemini rahatlatmamış, tam tersine mali disiplini alt üst etmiştir. Hazine sayısının artmasının Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde özel bir yeri vardır. 1839 yılında tek ve merkezi Hazine sistemine geri dönülmüştür.
YORUMLAR