Binali Yıldırım: Gerekirse Irak’ta da aynı şeyi yaparız

Binali Yıldırım: Gerekirse Irak'ta da aynı şeyi yaparız

-Bomba yüklü araç o ilde helikopterle vuruldu! -Savunma bitti taarruz başladı -“Erdoğan’ı açıktaki bir gemiye götüreceklerdi” -Fırat Kalkanı'nda DEAŞ ve PKK'ya eş zamanlı darbe -Bingöl’de PKK'dan hain saldırı! -DEAŞ’a El Bab ile Tel Rıfat’da son darbeyi indirmek için TSK ile ÖSO harekete geçti -Darbeye direneni indirin’ -FETÖ’nün ‘il ablaları’ yakalandı -Suriyeli Abdullah, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görünce ağladı! -Antalya'da FETÖ'den bin 18 kişi tutuklandı -Gülen’in sağ kolunun konağına operasyo

23 Ekim 2016 - 11:26 - Güncelleme: 24 Ekim 2016 - 06:10

Giriş Tarihi: 23.10.2016 09:27 Güncelleme Tarihi: 24.10.2016 05:36

Binali : Gerekirse 'ta da aynı şeyi yaparız

Binali Yıldırım: Gerekirse Irak'ta da aynı şeyi yaparız

Başbakan Binali canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Yıldırım, "Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi 'ta da şartlar icap ederse yaparız" dedi.

Başbakan Binali canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Yıldırım, "Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi 'ta da şartlar icap ederse yaparız" dedi.

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından ilgili kısım;

Ülkemizin başını ağrıtan PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak bize laf edeceğine önce bize orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden yıllardır sivil insanların hayatına kasteden, güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu alçak hain bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar Türkiye'ye kafa tutuyorlar.

Başbakan Yıldırım'dan Musul harekatı açıklaması

BİNALİ YILDIRIM: TÜRKİYE HAVA UNSURLARINDA OLACAK

Irak'tan gelecek her türlü terör tehdidine karşı asla kayıtsız olamayız.

Irakta da aynı şeyi yaparız

GEREKİRSE IRAK'TA DA AYNI ŞEYİ YAPARIZ

Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap ederse yaparız. Tereddüt olmasın. Irak'taki sınır bölgemizde arazi şartları çok zor, tamamen derin vadiler, dağlar. Dolayısıyla oradan mülteci geçişi çok zor, buna da rıza gösteremeyiz çünkü onlar arasında terör unsurları karışıp geçme riski çok yüksek. O yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca. Ona yönelik tedbirlerimiz var.....

"Irak'ta da aynı şeyi yaparız"

ortak canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım, "Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap ederse yaparız" dedi.

Irakta da aynı şeyi yaparız

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları;

(Musul'daki operasyon) Koalisyon güçleri içerisinde hava ve kara unsurları var. Hava unsurları içerisinde Türkiye yer alacak. Bir hava harekatında ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak. Burada bir tereddüt yok, mutabakat sağlanmış durumda. Kara operasyonunda zaten şu anda Irak'ın resmi askerleri, polisi, güçleriyle Peşmergeler doğrudan yer alıyor. Ayrıca bizim Başika kampında eğittiğimiz Ninova Muhafızları var. Irak içerisinde diğer milis gruplar var.

Kara harekatında bizim aktif olarak yer almamızı gerektirecek bir durum şu anda yok.

Amaç DEAŞ'ı Irak'tan temizlemekse bizim Başika'daki üssümüz bunu yapıyor. Irak'ın bize teşekkür etmesi lazım.

IRAK ÖNCE KENDİ ÜLKESİNE SAHİP ÇIKSIN
Ülkemizin başını ağrıtan PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak bize laf edeceğine önce bize orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden yıllardır sivil insanların hayatına kasteden, güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu alçak hain bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar Türkiye'ye kafa tutuyorlar.

Yeni Kerbelalar oluşmasın. Böyle bir risk görüyoruz ve uyarıyoruz.

Irak'tan gelecek her türlü terör tehdidine karşı asla kayıtsız olamayız.

GEREKİRSE IRAK'TA DA AYNI ŞEYİ YAPARIZ
Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap ederse yaparız. Tereddüt olmasın. Irak'taki sınır bölgemizde arazi şartları çok zor, tamamen derin vadiler, dağlar. Dolayısıyla oradan mülteci geçişi çok zor, buna da rıza gösteremeyiz çünkü onlar arasında terör unsurları karışıp geçme riski çok yüksek. O yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca. Ona yönelik tedbirlerimiz var.

BU KADAR AÇIK VE NET SÖYLÜYORUM
Türkiye gerek sınırları içerisinde gerek sınırları dışarısında ulusal güvenliğini, toprak bütünlüğünü tehdit eden, vatandaşlarının can ve mal emniyetini tehlikeye sokan, her terör örgütüyle ismi ne olursa olsun ister PKK, PYD, YPG ister DEAŞ olsun isterse ne olursa olsun gereğini yaparız kimseden de izin, icazet almaya ihtiyacımız olmaz. Bu kadar açık ve net söylüyorum.

TÜRKİYE'NİN YER ALMADIĞI BİR GÖRÜŞME OLMASI MÜMKÜN DEĞİL
Cumhurbaşkanımız birinci önceliği her türlü terör örgütünün temizlenmesi, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin bertaraf edilmesi olduğunu söyledi.

Koalisyonda gerekli adımlar atılıyor. Daha sonra Suriye ve Irak'ta istikrarın sağlanması gerekiyor. Masa olma meselesi barış görüşmelerinde Türkiye'nin yer alacağı anlamına geliyor. Bu bölgede Türkiye'nin yer almadığı bir görüşme olması mümkün değil. Bu bölgeyle alakası olamayan masada yer alacak Türkiye yer almayacak böyle bir durum söz konusu olamaz.

Türkiye'nin geleceği ve güvenliği için Türkiye'nin ağırlığı burada olacak. Kendimiz kararımızı verdik ve yaptık benzer bir şekilde Irak'ta da bunu yapacağız. Derdimiz oraların toprak bütünlüğünün bozulmamasıdır.

İSLAM ALEMİNİ BİRBİRİNE KIRDIRAN ÇATIŞMALARI İSTEMİYORUZ
Bağdat ve İran mezhep çatışmalarına karşı dikkatli olmalı. Bizi birleştiren mezhep değil yüce İslam'dır. Türkiye'de mezhep çatışması yok. Yeni Kerbelaların yaşanmasını istemiyoruz. İslam alemini birbirine kırdıran çatışmaları istemiyoruz.

Bizim Anadolu kültüründe mezhep farklılığı yok. İslam'da 'Ne olursan ol' anlayışı vardır. Mevlana'nın çağrısı çok açık.

İran ile sürekli görüşüyoruz. Özellikle PKK ile mücadele konusunda iş birliğimiz var. İran-Trükiye görüşmeleri devam ediyor. İran'ın Irak ile sınırı var bölge ülkeleri olarak aktif olmamız gerek, uzaktan gelen ülkeleren bu işi bırakmamalıyız.

Saddam'dan doğan yönetim boşluğu DEAŞ'ın doğmasına neden oldu. Saddam'ın gitmesi daha fazla kargaşanın ortaya çıkmasına neden oldu.ABD, Irak'ı işgal etti gitti.

YPG-PYD, PKK AYNI KAYNAKTAN BESLENİYOR
YPG-PYD eşittir PKK. Bizim Suriye'de Irak'ta yaşanan Kürt ahalisi bizim kardeşimiz. Sanki biz PYD-YPG ile konuşunca Türkiye Kürtleri istemiyor diye bir algı oluşturuluyor.

Bizim Kürtlerle sorunumuz yok. ABD şöyle düşünüyor 'Ben DEAŞ'ı yok etmek için YPG ile işbirliği yapıp kendi askerlimi riske atmayacağım' Ben ABD'ye söyledim, bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile yok etmek mümkün mü? Bu bir devlet politikası olamaz bu bir yanıltmadır.

ABD şu tercihi yapmak zorunda. Ya beraber hareket ettiği Türkiye'yi ya da üç beş teröristin oluşturduğu bu grupları tercih edecek. YPG'ye verdikleri silahları PKK kullanıyor. ABD bizim dostumuz ise bize silah çeken terör gruplarına dolaylı yoldan destek olmuş oluyor.

Terör gruplarının ABD'ye bazı vaatlerde bulunmuş olabileceğini düşünüyoruz. ABD 'Biz YPG'nin terör örgütü olduğunu düşünmüyoruz ama PKK terör örgütü onlara karşı sizleyiz' diyor. ABD ile bizim ilişkilerimiz 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi ile beraber bizim ilişkilerimiz değişti. ABD başka unsurlarla işbirliği yapmaya başladı. YPG-PYD, PKK aynı kaynaktan besleniyor.

CHP MIZIKÇILIK YAPMASAYDI KONUŞULMAYACAKTI
(Başkanlık tartışmaları) Devlet Bahçeli zaman zaman böyle sürpriz çıkışlar yapar ve ülkenin çözülemez hale gelmiş bir sorununa kapı aralar. Siyaset üstü bir tutup sergilediği bilinir. Nereden geliyor bu sorun 2007'den geliyor. Vesayet odaklarının sözcülüğünü yapan CHP cumhurbaşkanlığı seçiminde mızıkçılık çıkarmasaydı belki bunları hiç konuşmayacaktık.

BAŞKANLIĞIN KAPISI 15 TEMMUZ'DA AÇILDI
Kılıçdaroğlu oturduğu koltuğu görmezden geliyor. Parlamentoyu yok saymak kadar gaflet olmaz. Ne tek adamı kardeşim, parlamento yok mu, parlamentoda seçilerek gelinmiyor mu, Kılıçdaroğlu seçilerek gelmedi mi, onun anamuhalefet olarak topluma karşı sorumluluğu yok mu. Başkanlık sisteminde parlamento daha da güçleniyor. Şimdi başkanlığı getirip, cumhurbaşkanımız üzerinden tartışmaya başlarsanız doğru sonuca varamazsınız. Bu kişiler üzerinden düzenlenecek bir mesele değildir. Bu ülkenin birliği için, olmazsa olmaz bir şey. Aslında başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır. Önceden ihtimal olarak konuşuluyordu ancak önemi pek bilinmiyordu. Farklı farklı spekülasyonlar yapılıyor. Öyle olmadığını 15 Temmuz gecesi gördük. Dünyanın hangi ülkesinde cumhurbaşkanı, "inin meydana bunlara dersini verin" der ve o millet tanka karşı gözünü kırpmadan göğsünü siper eder. Millet geleceğine sahip çıktı. Bundan sonra ülkede bu ve buna benzer sorunlar yaşanmaması için mutlaka ve mutlaka sürekli tek başına iktidar çıkaran bir sisteme ihtiyaç var. Bunun adı da başkanlık bu kadar basit. Çünkü yüzde 50 oy almadan başkan seçilemiyor. Milletvekilliği seçimlerinin de 5 yılda bir seçilmesinin uyum için iyi olabileceğini düşünüyoruz. Burada böyle bir yola gidilebilir.

BAYKAL AÇILIM YAPMAYA ÇALIŞTI ÇULLANDILAR
(Bahçeli 330 garantisi verdi mi?) Böyle bir şey demedi, ama demesini de beklemiyorum. Açıkça bir şey söyledi, "burada bir sorun" var dedi. Sayın Kılıçdaroğlu millet iradesinden daha üstün bir irade yok. Kısa vadeli, siyasal hesaplar siyasi partiler için fayda sağlamaz, zarar getirir. Halkın kararından endişe etmek, buna karşı duruş sergilemek, bir şey ifade etmez. Sayın Baykal açılım yapmaya çalıştı ama hemen çullandılar düzeltme yapmak zorunda kaldı. Ben eminim ki bu değişiklik yüce Meclis'e getirdiğinde ülkesini milletini seven birçok milletvekili tarafından desteklenecek, 330'un üzerinde de bir oyla milletin önüne gidecek.

TEK BAŞINA İKTİDARIN SÜREKLİLİĞİ SAĞLANACAK
Yetmez ama evet deki gibi değişiklik yapmayalım. "Tamam yeter" denen bir değişiklik yapalım, yolumuza devam edelim. 60 madde içerisinden alınması gereken maddeler varsa o da alınacak. Başkanın yetikleri, başkanın seçilme şartları her şey. Her seçimden önce bütün partiler benim anayasam cebimde oy verin hemen değiştireceğim demedi mi? Herkes her şeyi biliyor ama AK Parti grubunun getireceği teklif ülkemizin milli menfaatlerini, geleceğini, bekasını öngören, milletin birliğini beraberliğini daha da güçlendirecek, erkler arasındaki çakışmaları, çatışmaları ortadan kaldıracak, güçlü siyasi iradeyi tek başına iktidarı sürekli sağlayacak, ekonomi yönündeki patinajları ortadan kaldıracak ve ekonomide büyük atılımı sağlayacak.

HİLMİ ÖZKÖK'ÜN İDDİALARI
Sayın eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök MGK'nın kararından bahsediyor. Kurulun bu toplantısında 2004 tarihli MGK'nın gündem maddesi Türkiye'de Nurculuk Faaliyetleri ile ilgili bir araştırma yapılması için bir talep verilmiş bu tarihte FETÖ yazıyor mu?

ÖZKÖK KONUYU KARIŞTIRIYOR
Biz terör örgütünden bahsediyoruz sen silahlı bir eylem yapmıyorsun ama yapabilirsin diye hareket edilemez. Bu konuda Özkök konuyu karıştırıyor. Özkök, darbe girişimlerine karşı hangi eylemleri yapmış? 1983'de sorunların çalınması üzerinde bazı askerler atıldı ve atılmaya devam edildi.

BİZİM İÇİN 17-25 ARALIK MİLATTI
Fethullah Gülen'e Nazlı Ilıcak soruyor, "Hocam askeriyenin baskıları ne zaman bitecek?" 'Özkök Genelkurmay Başkanı olunca bitecek' diye cevap veriyor Gülen,
17/25 Aralık'ta hükümet gerekli adımları attı. Bizim için 17/25 Aralık bir milattı ondan sonra hükümet örgütün faaliyetlerini yakından izlemeye aldı. 7 dava açıldı.

ABİLER ABLALAR CHP İÇİN OY İSTEDİ
Ben 2014 seçimlerinde İzmir'de Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldum. FETÖ'cüler yolsuzluk yapıldı algısı oluşturmak için bazı iddialar ortaya attı. O dönemde abiler ablalar CHP için oy istedi, sandıklarda sabaha kadar yattılar. CHP'nin kazanması için. Açıkça partinin işbirliği yaptığını söyledi Birgül Ayman Güler.

AK PARTİ HAYATINI ORTAYA KOYMUŞ BİR LİDERE SAHİP
AK Parti demokrasinin güçlenmesi için hayatını ortaya koymuş bir lidere sahip. Balyoz ve Ergenekon davalarına o darbelerin yapıldığını biliyoruz. FETÖ'cüler o dönemde bu iddiaları sulandırdı, gerçek olan yalan oldu.

FETÖ İLE MÜCADELEDE CHP'NİN AKLI SELİM DAVRANMASINI BEKLİYORUZ
MHP FETÖ'yü yanaştırmadı. Varsa yoksa CHP. CHP bunları hapishaneden ziyaret etti mağdurlar var diye edebiyat yaptı. Peki soruyorum; 15 Temmuz'daki mağduriyetler ne olacak? Şimdi FETÖ'cüleri mağdur ilan etti.

CHP'nin görüşünü gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. FETÖ ile mücadele konusunda CHP'nin aklı selim davranmasını bekliyoruz. Biz hata olmaması için gayret ediyoruz. Bu örgütün yapısı çok karışık, şeffaf değil. Eğer hata yapılmışşa itiraz edin düzeltelim dedik.

Arkadaşlar 12 Eylül darbesini hatırlayın. 12 Eylül darbesinde siyasi arka planda kimlerin olduğu biliniyor muydu? Darbeyi yapan şu hesabı yapıyor "Patron benim istediğimi yaparım" Bizim elimizdeki bilgiler Yurtta Sulh Konseyi diye 5 kişilik bir general grubu var.

Askeri rütbelerde kim komutan olacak diye bir liste var. Belediye başkanları bakanlıkların müsteşarları da belli ama siyaset ile ilgili bir liste yok. Mahkeme sürecinde ortaya çıkarsa çıkar. Darbeyi yapalım sonsrasını düşünürüz demiş de olabilirler.

Biz darbeyi bıraktık, mağdur olan milleti bıraktık CHP başta olmak üzere üzerimize geliyor. Herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bürokrasiden bakanlıklardan temizlemek partiler üstü bir görevdir. Bu harekete karşı çıkmak demektir. Bunu ağır sorumluluğu vardır. İki gözüm olsa affetmem.

Bunların en büyük zararını biz gördük. Biz erken tehlikeyi gördük 17/25 Aralıkta biz mücadeleye başladık. Seçimlerde gerekli ayıklamayı yaptık ama buna rağmen çıkmıyor mu çıkıyor. Onları da ayıklıyoruz biz şov yapmıyoruz. Gerekli kontrolleri yapıyoruz yollarımızı ayırıyoruz.

Biz diyoruz ki bizim yaptıklarımızı onlar da yapsınlar. Bir seferde geri dönemezler incelenenler, bir hata görenler geri dönecekler KHK ile çıkarıldılar KHK ile geri dönebilirler. Bu bir süreçtir. Burada FETÖ'nün başka bir taktiği var itiraz bombardımanına tutup bizim incelemeleri ayrıntılı yapmamıza engel olmak.

Çıkarılan memur sayısından fazla müracaat var düşünebiliyor musunuz? Bunlara rağmen ismi olmayan ihbarları hiç bir şekilde dikkate almıyoruz. Bir insanın hayatı söz konusu kılı kırk yarmak zorundayız. Türkiye'nin 81 ilinde her yerde bu incelemeler yapılıyor kararlar veriliyor hepsini incelememiz mümkün değil.

İstihbarat alt yapısının ciddi anlamda gözden geçirilmesi lazım. Bu çerçevede iç ve dış istihbaratı yeniden yapılandırmak gerekiyor. Çalışmalar henüz tamamlanmadı. MİT şuanda iç istihabrat ile de meşgul oluyor. Yerine bir şey koymadan kaldırmak mümkün değil. 2 yada 3 yıl gibi bir süreçte tamamlanacak.

MEHMET AĞAR'IN İFADESİ VE ADİL ÖKSÜZ
Mehmet Ağar'ı tanırız. 1993-1996 yıllarında emniyet genel müdürlüğü yaptı. FETÖ'den tutuklananlar onun döneminde kadrodaydı. O dönemde görevli amirlerdi. Nasıl oluyor bu? O zaman farkında değildi herhalde. Adil Öksüz'ün darbenin göbeğinde olduğu biliniyor. Salıverilmesinin masum olduğu kabul edilemez.

Bu konuda incelemeler devam ediyor. Burada büyük bir basiretsizlik var. Neticede buna kargalar güler. Salıverilme işi çok masum değildir. Adil Öksüz'ün bu işte ABD ile Türkiye arasında koordinasyonu sağladığı iddia ediliyor. FETÖ'cüler, Allah rızası için çalışıyoruz diyor ama öğretim görevlilerinin, avukatların, memurların bankalarda milyonları var Peki bu nasıl oluyor?

KILIÇDAROĞLU'NUN ADİL ÖKSÜZ'ÜN TELEFONLA SALIVERİLDİĞİ İDDİASI
Biz bu konuyu bilemeyiz. Eğer öyle bir şey varsa ortaya çıkar. Bu kararı veren hakimleri biz neden açığa alıyoruz? Buna itibar etmiyorum. FETÖ soruşturmaları yavaş igidiyor. Hakimlere çağrı yapıyorum işi hızlandırın. Darbeyi yapan, emirleri veren belli, o delil bu delil diye davaları uzatmayın.

Kardeşim darbeye bizzat katılanları emir verenleri toplayın ve sonucu ortaya koyun. Diyoruz ki 'Önce darbecilerin açık seçik belli olanlarını yargılayın.'. Ben anlamıyorum. Hukuçu değilim. Bu düşünce tarzını bir türlü kabul edemiyorum.

Buradan savcılara hakimlere bu çağrıyı yapıyorum. Zaman geçtikçe yargıya olan güven olumsuz yönde oluyor. İkinci planda örgüt ile ilgili olanları yargılamak için yeterince zamanınız olacak. Suçüstü olan insanlar için neyi bekliyorsunuz.

FETULLAH GÜLEN'İN İADESİ
İkili sözleşmeler çerçevesinde talebi yaptık. Şuan ABD şu lazım bu lazım diyemez. İddialarımıza itirazı yok. Dava devem edene kadar tutuklayın kaçmasına meydan vermeyin diyoruz. Amerika tv ve gazetelerine rahat bir şekilde beyanatlar veriyor. Adamlarını satıyor gün geliyor benim haberim yok diyor dalga geçiyor.

Biz hakkımız olanı istiyoruz onlardan lütuf beklemiyoruz. Milli iradeyi ortadan kaldırmaya çalışan bir ismi istiyoruz. Hukuki süreçleriniz bitince verirsiniz diyoruz. ABD stratejik bir dostsa bunu göz ardı edemez diye düşünüyorum. ABD Başkanlık Seçimleri onların önceliği olabilir. Biz bekleriz yeter ki doğru karar versinler.

Binali Yıldırım: FETÖ davalarını sulandırmayın

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın gerçekleştirildiği Afyonkarahisar'da, A Haber, CNN Türk, Habertürk, Kanal 24, NTV, TRT Haber ortak canlı yayın programına katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı

"SANAL DÜNYA, YALAN DÜNYA MECRASI OLMASIN"

FETÖ ile mücadelede titiz davranmalarına rağmen hatalar olabileceğine işaret eden Yıldırım, şunları konuştu:

"Onun da yolunu açtık şikayet etsin. Herkes durumunu gözden geçirsin hatalar varsa düzeltelim. Burası bir hukuk devleti mutlaka bir yanlış varsa düzelir ama ben vatandaşlarımdan iş adamlarından kamuda çalışan bütün bürokratlardan kendinize güveniyorsanız bu alçak örgütle hiçbir bağınız olmadığını düşünüyorsanız, hiç endişe etmeyin. Mutlaka yanlış varsa düzeltilecek."

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi konusunda İnterpol'un "hayır" dediği iddialarına ilişkin Başbakan Yıldırım, "Aksi yönde vermeyeceğiz şeklinde bir bilgi, bildirim söz konusu değildir. Bugün nereden çıktıysa, öyle bir haber de yayıldı. Sanal dünya, yalan dünya mecrası olmasın." dedi.

"O ZAMAN SAYIN AĞAR FARKINDA DEĞİLDİ"

Eski İçişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın, Darbe Komisyonu'nda söylediği, "benim dönemimde hiç Fetullahçı yoktur." ifadesine ilişkin Yıldırım, "Bugün, FETÖ'den tutuklanan önemli isimler onun kadrosundaydı. Bu ne anlama geliyor? O dönemde görevli polis şefleri, amirler. E nasıl oluyor? O zaman herhalde farkında değildi Sayın Ağar." dedi.

"YARGI MENSUPLARI DAVAYI SULANDIRMASIN"

Genel olarak FETÖ soruşturmalarının hızından memnun olup olmadığı sorusuna Yıldırım, yavaş gittiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yargı mensuplarına buradan da çağrı yapıyorum: Bakın işi biraz analitik düşünelim, tamamen hukuk normlarında düşünmeyelim. Şimdi darbeyi yapanlar belli. O gün uçağı kullanan, bombaları atan, emirleri veren... Her şey belli. O, ona söyledi ona gidiyorsun, o ona söyledi ona gidiyorsun...O delil, bu delil bilmem ne. Bu bir taktik, yıllar geçsin, dava sulansın aynen Ergenekon, Balyoz gibi. Böyle bir riskle karşı karşıyayız. Onun için biz diyoruz ki, 'darbeye bizzat katılan, emirleri veren, o emirleri yerine getirenleri toplayın, bunların hesabını görün. Milletin yüreği ferahlasın.

Onun için mahkemelerden beklentimiz şu, sadece beklenti, talimat veremiyoruz, malum hukuk devleti. Diyoruz ki, 'önce darbecileri açık, seçik belli olanları hemen yargılayın. Daha ne delili kardeşim?"

"BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BAŞINI İSTİYORUZ"

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iade konusunda ümitli olup olunmadığına yönelik bir soruya ise Yıldırım, "Ümitsiz niye olalım. Biz hakkımız olanı istiyoruz, onlardan lütuf beklemiyoruz ki. Bu ülkeyi yıkmaya çalışan, rejimini, milli iradeyi ortadan kaldırmaya çalışan bir terör örgütünün başını istiyoruz. Bu kadar meşru, haklı bir talebimiz var veya 'yargılayın, geçici olarak tutuklayın daha sonra incelemeniz, araştırmanız, hukuki süreçleriniz bitince verirsiniz' diyoruz." yanıtını verdi.Kerkük’te tehlikeli oyun...

Kerkük’te tehlikeli oyun

Kerkük’te tehlikeli oyun

23.10.2016, Pazar
Dünyanın gözü Musul'a çevriliyken ve bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi beklenirken, DAEŞ'ın Kerkük'e saldırması herkesi şaşırttı.
Acaba bu DAEŞ'in kendi örgütsel aklıyla 65 ülkeye bir cevabı mı yoksa işin içinde başka hesaplar mı var?
Kerkük de Musul gibi petrol zengini bir şehir. İki şehrin petrol gibi birçok ortak yanı var: En başta da sosyolojileri. Lozan görüşmeleri sırasında yapılan nüfus sayımlarında iki şehirde de ağırlık Kürtler ve Türkmenlerde.
İki şehrin, 100 yıl önceye dayanan küresel kirli oyunların hedefinden kaçamayan kaderleri de ortak.
O kaderleri de evrensel insani değerlerin yüceltildiği 21. yüzyıla girilmesine rağmen değişmedi. Bugün nüfusu 1 milyon 400 bin civarında olan Kerkük'ün statüsü ve nereye bağlı olduğu belirsiz. 2007'den beri referandum yapılacağı söyleniyor ama bir türlü yapılmadı. Musul'da ise durum çok daha karmaşık... Saddam döneminde Araplaştırılan Musul'un bugün yaklaşık yüzde 70'i Sünni Araplardan, geriye kalanı da Ezidiler dahil Kürtler ve Türkmenlerden oluşuyor. .
Musul son iki yıldır DAEŞ'in elinde, Kerkük ise Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin. Ancak Kürt Bölgesel Yönetimi tıpkı Türkiye gibi son iki yıldır sürekli kuşatma altında. İçeride PKK'yla ilişkili Goran Hareketi ve KYB tarafından, dışarıda ise İran ve Şii Bağdat yönetimi tarafından sıkıştırılıyor.
Bir de ABD faktörü var...
Türkiye'den bu tabloya bakan, özellikle CHP'liler farklı okuyor. Onların iddiasına göre, DAEŞ, Musul'u işgaliyle Bölgesel Kürt yönetiminin önünü açtı.
Peki, Kerkük saldırısı ne anlama geliyor?
Kerkük saldırısı da tıpkı Musul işgali gibi hem Türkiye'nin hem de Kürt yönetiminin önünü kesmek için atılmış adıma benziyor. Çünkü DAEŞ'in Kerkük'e saldırması açıkça Bağdat yönetiminin denetiminde olan Haşdi Şabi gibi Şii milislere yeni bir fırsat sunuyor. Şii Milisler'in, DAEŞ bahanesiyle Kerkük'e girip çıkmama ihtimalinden söz ediliyor. Aynı tehlike Musul için de geçerli.
Kısaca bu iki şehir üzerinde çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Öyle ki, bu saldırı, İran'a yakınlığıyla bilinen Talabani ve Goran çevresini bile korkutuyor.
İşin asıl tehlikeli yanı ise dünyanın 65 ülkesinin gözü önünde, bölgeyi kasıp kavuracak Şii-Sünni çatışmasının fitilinin bu adımla ateşlenecek olması.
Türkiye, bu tehlikenin farkında olduğu için sürekli uyarıyor ve bu uyarıyı da sürdürmeli.
Musul'da masa olma hakkı var mı yok mu? Türkiye'nin Musul meselesinde hem sahada hem de masada olacağını birkaç kez Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı. Bunun hem tarihsel hem de hukuksal dayanakları var. Önceki gün Hürriyet'ten Verda Özer birkaç maddede bu dayanakları özetledi. Bu dayanaklar da Lozan sonrası Milletler Cemiyeti Raporu'nda yer alıyor. Örneğin Irak'ın 1932'de bağımsızlık metninde güvenceye alınan Türkmenler ve Kürtlerin yönetim ve eğitim hakları... Bu hakların korunması Irak'ın sorumluluğunda ancak Türkiye eğer bu haklara riayet edilmediği hükmüne varırsa, bunu BM gündemine taşıyabilir.
Aynı şey mülkiyet hakları için de geçerli... Uluslararası hukukun Türkiye'ye tanıdığı bir de referandum isteme hakkı var. Yani Musullulara "Irak'a mı, Türkiye'ye mi bağlanmak istersiniz yoksa bağımsız olmak mı?" istersiniz sorusu sorulabilir.
Uzun zamandır Musul üzerine çalışan hukukçu Murat Sofuoğlu şöyle diyor:
"Musul'da istikrarsızlık artarsa ya da bölünme riski belirirse, Türkiye BM'den Musul'un statüsü için referandum talep edebilir." Sonuç ne çıkar ayrı sorun ama Türkiye'nin tarihten gelen böyle bir hakkı var. Boşuna sahada ve masada olacağız denmiyor.

“İdam Meclis’ten geçerse onaylarım”

“İdam Meclis’ten geçerse onaylarım”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Parlamentoda idam konusu gündeme gelip Genel Kurul’dan geçtiği anda ben onayımı veririm. Artık güvenliğimizi ilgilendiren konuları tribünden seyretmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa'nın İnegöl ilçesinde hayırsever iş adamı Mehmet Yıldız tarafından yaptırılan Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü'nün açılışı ve 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan'ın konuşmalarından önemli satırbaşları özetle şöyle:

RAKKA'DA GEREĞİ YAPILACAK: Artık bu ahlaksız, riyakar oyuna müsaade etmeyeceğiz. Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konuları tribünden seyretmeyeceğiz. Sahada ve masada olmak için uluslararası hukuk çerçevesinde ne gerekirse onu yapacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Cerablus ve Errai operasyonları bu konudaki kararlılığımızın ifadesidir. Dabık aynı şekilde. Dabık ile ilgili, Mercidabık'ı okuyun. Şimdi El-Bab, oraya inmeyin diyorlar. Çünkü burada terörden arındırılmış bölgeyi hazırlamamız lazım. Menbiç aynı şekilde. Koalisyon güçleri aynı hareket etmeye hazırsa, Rakka'da da gereğini yapacağız. PYD veya YPG ile beraber değil.

KARDEŞLERİMİZ İÇİN BARIŞ İSTİYORUZ: Irak'ın göz göre göre mezhep temelli iç savaşa gitmesine kayıtsız kalmayacağız. Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. Kendi toprağımızın güvenliğiyle alakalı olduğu için sahada etkin olmaya çalışıyoruz. Urfa, Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Antep, Hatay'a, bütün buralara bakıp da iştahı kabaranların heveslerini kursaklarında bırakacak irade ve güce hamdolsun fazlasıyla sahibiz. İdlib, Halep, Menbiç'i, Haseki'yi, Musul'u, Kerkük'ü de, oradaki kardeşlerimizin güvenliğini de kendimizden farklı görmüyoruz.

İNLERİNE KADAR KOVALIYORUZ: Güneydoğu'da ve Doğu'da halen çılgınlık içinde olan teröristler bulunuyor. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, bölücü terör örgütü mensuplarını inlerine kadar kovalamaya devam edeceğiz. Terör eylemi olduktan sonra değil olmadan o bataklığı kurutarak 'yi refaha ve huzura kavuşturacağız.

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE: Suriye'de altı yıldır yaşananları çok iyi biliyoruz. 600 bin insan terör örgütleri ve devlet terörünün kurbanı oldu. Buna ses çıkarmayanlar bakıyorsunuz, "Dabık'ta şu kadar PYD'li, PKK'lı ölmüş" 600 bin insanın ölümüne sesiniz çıkmıyor, teröristleri savunuyorsun. DEAŞ'lı teröristler de var bunların içinde, PYD'lisi de var, PKK'lısı da var, YPG'lisi de var. Hepsi birbirinin aynı, al birini vur öbürüne.

ÜZERİNE GİDECEĞİZ: Gaziantep'teki terör saldırısında 56 kişi şehit oldu. Bunlar halen utanmadan, sıkılmadan, "Niçin bunların üzerine gidiyorsunuz" diyorlar. Gideceğiz. Çünkü onların annelerinin gözyaşı bizi boğar. Onların kanı yerde kalmayacak, Yasin Börü'nün de kalmayacak.

İDAM İÇİN İZİN ALMAYIZ: (Alandaki vatandaşların "İdam isteriz" şeklinde bağırmaları üzerine) Parlamentoda idam konusu gündeme gelip Genel Kurul'dan geçtiği anda Cumhurbaşkanı olarak ben buna onayımı veririm. Bunu açıkladım. Kişilere karşı olan suçları devlet olarak affedemeyiz. Bazı Batılılar "Siz bunu niçin dillendiriyorsunuz?" diyor, ya ne olacaktı? Sizden mi izin alacağız? Bugüne kadar on binlerce şehidimin kanı yerde mi kalacak? Bugün dünyanın büyük bir kesiminde hala idam uygulaması var. Dolayısıyla biz, o şehidimizin kanını yerde bırakamayız.

SINIRLARI GÖNÜLLÜ KABUL ETMİŞ DEĞİLİZ: Cumhuriyet bizim ilk değil son devletimizdir. Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş de değiliz. Unutulmamalıdır ki cumhuriyeti kuran kadronun önemli bir bölümünün doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır. Dönemin tartışmalı şartları içinde yapılan fedakarlığa teslim olup devlet ve toplum hayatını buna göre inşa etmeye kalkışmak asıl yanlıştır. Bunu kabul etmiyoruz. Artık bu yanlış tarih ve medeniyet algısından vazgeçilmeli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, akşam saatlerinde ise Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin oğlunun nikah törenine katıldı. Erdoğan genç çiftin nikah şahitliğini yaptı.

"MİSAK-I MİLLİ" DEDİM DİYE RAHATSIZ OLDULAR"
Halep gibi geçmişte bize ait olan topraklar, İslam medeniyetinin kadim şehirleri yıkıldı. Kütüphaneler, medreseler, hastaneler, enkaza döndü. Acımasızca vuruyorlar. Aynı şekilde Irak'ın kadim şehirleri, geçmişte Kerkük, Musul bizimdi. "Misâk-ı Milli" dedim diye rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben tarih dersi veriyorum, anlayın. Gazi Mustafa Kemal'in de Misâk-ı Milli'yi istikamet olarak gösterişi yok mu, var. Niye rahatsız oluyorlar? Biz milliyiz, biz yerliyiz, biz vatanseveriz, biz milliyetperveriz, farkımız bu."

'VEREN EL ALAN ELDEN HAYIRLIDIR'
"'nin yaşadığı hadiselerin onda birini yaşamayan ülkelerin ne hale düştüklerini gördük. Avrupalı devletler birkaç bin, birkaç yüz mültecinin kapılarına dayanması nedeniyle öncülük ettikleri değerleri ayaklar altına aldı. 'de 3 milyon mülteci bulunuyor. Hiçbir zaman feryat etmedik. Üzerlerine varil, misket bombaları atılan insanlara kapılarımız açık. STK'larla beraber yaklaşık 25-26 milyar dolar harcadık, yılmadık, bereketli ya.

"GELECEĞİN TÜRKİYE'SİNİ BERABER KURACAĞIZ"
"İnşallah 80 milyon el ele vererek, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin ötekileştirmediği geleceğin Türkiye'sini beraber kuracağız. Bu millet, yokluklara ve imkansızlıklara rağmen 7 düvele meydan okumuş, ama hürriyetinden asla taviz vermemiştir. Buna en son 15 Temmuz gecesi yeniden şahit olduk. Demokrasiden, hukuktan ve adaletten taviz vermeden, kuyumcu hassasiyetiyle çalışıyoruz. Bu hain örgüt, bu hassasiyetimizi dahi istismar etmeye çalışıyor. 'Mağduriyetim giderilsin' diye yapılan başvurular var. Dilekçeler adeta hepsi tek kalemden çıkmış. Bunlar çok haysiyetsiz, namussuz. Katil oldukları kadar zalim ve acımasızlar. "

yüklü araç o ilde helikopterle vuruldu!

Bomba yüklü araç o ilde helikopterle vuruldu!

'nin Ovacık ilçe ve Aşağıtorunoba kırsalında düzenlenen operasyonlarda, 1 tona yakın yüklü araç helikopterlerce infilak ettirildi.

Bugün yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, kırsalında yürütülen operasyonlar sırasında bir pikaba yüklenen 1 tona yakın güvenlik güçlerince fark edildi. Gelişmeyi takiben hemen gerekli adımların atılmasıyla fark edilen araç kobra tipi helikopterlerle havadan kontrollü bir şekilde infilak ettirildi.

DEAŞ sanığı: 100 yıl hapis verin, ülkeme göndermeyin

DEAŞ sanığı: 100 yıl hapis verin, ülkeme göndermeyin

'da, DEAŞ terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklu yargılanan uyruklu 42 yaşındaki Mimoun Bateoui, "Bana 100 yıl hapis cezası verin ama ülkeme göndermeyin, idam ederler" dedi. Mahkeme Bateoui'yi, 'Terör örgütü üyesi olmak' ve 'Terör örgütünün propagandasını yapmak' suçlarından 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı.

Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri geçen Şubat ayında, 'da oturan Mimoun Bateoui'yi, DEAŞ adına eylem yapmak için geldiği öne sürülen Bursa'da gözaltına aldı. Cep telefonunda DEAŞ propagandasını içeren görüntüler bulunan, üzerinde ankesörlü telefon kartı çıkan Mimoun Bateoui tutuklandı.

FIRAT KALKANI'NDA DEAŞ VE PKK'YA EŞ ZAMANLI DARBE

"BUNLARI İZLEYİP HEMEN SİLDİM"

Bursa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Terör örgütü üyesi olmak' ve 'Terör örgütünün propagandasını yapmak' suçlarından hakkında dava açılan Mimoun Bateoui, ilk duruşmada, tercüman aracılığıyla savunma yaparken yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Bateoui, Bursa'ya, eşinin, internetten İslami içerikli bir siteden yazıştığı kadın arkadaşının eşi olan M.S. ile tanışmak için geldiğini, onunla konuştuktan sonra bu kentte boks salonu kurmaya karar verdiğini söyledi. Bateoui, cep telefonundaki bulunan DEAŞ ile ilgili görüntüler için, "Bunları izleyip hemen sildim. Çünkü Belçika'da bu örgüte ve Müslümanlara iyi gözle bakmıyorlar" dedi.


"BANA 100 YIL CEZA VERİN ÜLKEME GÖNDERMEYİN"

'a iade edilmemesi için mahkeme heyetine yalvaran Bateoui, "Fas'a göndereceğinize bana 100 yıl ceza verin razıyım. Aksi halde kendimi öldürürüm. Türkiye'ye sığınmayı talep ediyorum" dedi.

8 YIL 9 AY HAPİS CEZASI VERİLDİ

Mimoun Bateoui, karar duruşmasında tercüman aracılığı ile savunmasını yaparken, 'Son söz' olarak, "Beni Fas'a göndermeyin, vereceğiniz karara saygılıyım" dedi. Mahkeme heyeti, toplanan kanıtlara göre, Mimoun Bateoui'ye 'Terör örgüt üyesi olmak suçundan 6 yıl 3 ay, 'Terör örgütünün propagandasını yapmak' suçundan 2.5 yıl olmak üzere toplam 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi.

  •  
  •  
  •  

Savunma bitti taarruz başladı

Savunma bitti taarruz başladı

Suriye’de terör örgütü PYD’ye ait 70 hedef vuruldu, örgüt manevra kabiliyetini kaybetti. PKK’nın kış üslenmesine yönelik operasyonda ise örgütün Hakkâri, ve ile Kandil arasındaki hattı kesildi

Türkiye teröre karşı tam saha mücadelesini sürdürüyor. Suriye'nin kuzeyinde El Bab'a doğru ilerleyen ÖSO güçlerinin cephe hattını kesmeye çalışan terör örgütü YPG'ye ait 70 hedef vuruldu. Genelkurmay, hedeflerin vurulmasıyla birlikte PYD'nin "manevra kabiliyetini kaybettiğini" duyurdu. Hendekler nedeniyle halk desteğini yitiren terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarda ise örgütün Kandil ile bağlantısı engellendi. Erzağını Irak'ın kuzeyinden getiren teröristlerin Kandil güzergâhı, Hakkâri, ve 'da güvenlik güçlerinin kırsal alanda PKK'nın geçiş yollarını kapatması nedeniyle engellendi. Yurt içindeki operasyonlarda da çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi.

DEAŞ VE YPG VURULDU
Harekât kapsamında 52 DEAŞ ve 70 PKK/PYD hedefi vurularak manevra kabiliyetinden yoksun bırakıldı. Koalisyon güçleri tarafından Hazvan'da tespit edilen hedeflere düzenlenen hava harekatında 2 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilirken 1 araç . Muhalif unsurlarca, harekâtın başlangıcından bu yana 156 meskun mahalde yaklaşık bin 265 kilometrekarede kontrol sağlandı.



KATO DAĞI'NDAKİ TUZAK İMHA EDİLDİ
Hakkari'deki Kato Dağı'nda düzenlenen operasyon sırasında askerlerin kullandığı güzergahtaki bir köprünün altına PKK'lılarca tuzaklanan patlayıcı imha edildi. 19 Ekim'de bordo berelilerin de aralarında bulunduğu askerlerin Kato Dağı çevresinde düzenledikleri operasyon, dün sabah saatlerinde sona erdi. Kaval ve Maronıs bölgesindeki yol ayrımında bulunan ve onlarca yerleşim yerinin ulaşımını sağlayan Bemo Köprüsünün altına PKK'lılarca tuzaklanan patlayıcılar, güvenlik güçleri tarafından imha edildi. Patlama anı ise yoldan geçen yolcular tarafından saniye saniye görüntülendi.

OVACIK'TA ÇARPILDILAR
Teröristler, 35-40 kişilik grupla Tunceli Ovacık'a sızmaya çalıştı. İlçe merkezine yaklaşık bir kilometre mesafede termal kameralarla tespit edilen hainlerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Helikopterlerin de destek verdiği operasyonda 7 terörist etkisiz hale getirildi. Çatışmaların sürdüğü alanlarda sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Öte yandan Bingöl'ün Genç ilçesinde PKK'lı teröristlerce zırhlı polis aracının geçişi sırasında bomba yüklü araç patlatıldı. Hain saldırıda 1 polis şehit oldu, 6'sı güvenlik görevlisi 10 kişi yaralandı.

KANDİL'LE LOJİSTİK KESİLDİ
Hakkari Şemdinli kırsalında ise örgütün kış üstlenmesine darbe vuruldu. Operasyonlarda 2 patlamamış top mühimmatı, el yapımı patlayıcı yapımında kullanılmak üzere hazırlanmış malzemeler ve çok miktarda yaşam malzemeleri ele geçirildi. Askeri kaynaklardan alınan bilgilere açılan hendekler nedeniyle örgütün halk desteği azaldı. Bu nedenle örgüt, lojistiği Irak'ın kuzeyinden karşılamaya başladı. PKK'nın bu girişiminin de Hakkâri, Van ve Ağrı'da güvenlik güçlerinin kırsal alanda PKK'nın geçiş yollarını kapatması nedeniyle engellendiği öğrenildi.

CEPHANELİK BULUNDU
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde arama tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçlerinin, Dilekli Hisar Dağı bölgesinde, terör örgütü PKK mensuplarına ait çok sayıda silah, mühimmat ve yaşamsal malzeme ele geçirdiği bildirildi. Silahlar arasında 7 Kalaşnikof, ikişer PKMS Rus yapımı Mtf, havan ve dragunov keskin nişancı tüfeği de yer alıyor. Aramalarda ayrıca ABD ve İngiltere ordusunca en çok kullanılan tüfeklerden biri olduğu belirtilen M4A1, 26 anti-tank, 60 milimetrelik 50 havan mühimmatı, 4 gaz maskesi, 8 filtre, 68 el bombası ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi.

“Erdoğan’ı açıktaki bir gemiye götüreceklerdi”

“Erdoğan’ı açıktaki bir gemiye götüreceklerdi”

’de hazırlanan 300 sayfalık 15 Temmuz iddianamesine giren gizli tanık ifadeleri: Cuntacı askerler ve imamlar, ’daki bir villada darbeyi planladı. Adil Öksüz de 12 Temmuz’da Pensilvanya’ya gidip planı Gülen’e onaylattı

Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık FETÖ iddianamesi mahkemeye sunuldu. 800 şüpheliye yönelik inceleme sonunda açılan ve Gülen'in "birinci sanık" olduğu iddianamede, 13'ü general 267 sanık yer aldı.

ABD'YE GİDİP GÜLEN'E ONAYLATTI
İddianamede yer alan ve Gülen'in iadesi için delil olarak da gösterilen, Kuzgun ve Şapka kod adlı gizli tanıkların ifadelerinde ise şu detaylar öne çıktı:
Aralarında Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Koramiral Ömer Faruk Harmancık ile diğer darbeci subayların da bulunduğu cuntacılar, firari Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz ve diğer örgüt imamlarıyla 'da lüks bir villada toplandı. Darbe planı burada yapılırken, Adil Öksüz de her detayı tek tek denetledi.
Plan tamamlandıktan sonra Öksüz, Fetullah Gülen'i kastederek, "Bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim" dedi. Ardından 'ye giden Öksüz, darbe planlarını Gülen'e onaylatıp, 12 Temmuz Salı günü döndü.
Öksüz ve diğer darbecilerde, Genelkurmay Başkanı'nın ikna edilebileceği, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin de FETÖ üyesi olmamasına rağmen darbeyi destekleyebileceği görüşü hâkimdi.

ÖZEL KUVVETLER ALACAKTI
Plana göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da olması halinde, Özel Kuvvetler tarafından bir helikopterle alınıp açık denizde bekleyecek bir gemiye götürülecekti. Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç de Akıncılar Üssü'ne götürülecekti.

İLK HEDEFLERİ HAPİSTEKİLERİ ÇIKARMAKTI
Firari Adil Öksüz darbe toplantısında, öncelikli görevlerinin, halen cezaevlerinde bulunan FETÖ üyelerini çıkartmak olacağını söyledi. Öksüz, darbenin halka rağmen başarılı olamayabileceği görüşü dile getirildiğinde ise "Bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize karıştırmayalım. Bu iş olumlu sonuçlanacaktır" diyerek müdahale etti.

Erdoğan: 'Sizi de cezaevine tıkarız'

Erdoğan: 'Sizi de cezaevine tıkarız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’a rağmen samimi pişmanlık ortaya koymayan ve bildiklerini anlatmayan ne kadar örgüt mensubu varsa asla masum olmadıklarını belirterek, ”Ey FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar, eğer sizler gelip bildiklerinizi anlatmayacak olursanız, kusura bakmayın, sizi nerede olursa olsun alır cezaevlerine tıkarız" dedi.

Bursa'da 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen törende, 1,1 milyar liraya mal olan 161 tesisin toplu açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka hitap etti.

"241 ŞEHİDE KARŞILIK O KATİLLERDEN 39'U ÖLDÜ"

jDarbecilerin şimdi de mağduriyet istismarına bel bağladığının altını çizen Erdoğan, "Bak o katillerin içerisinden 39 tane ölen var. Ama benim 241 şehidim var. 2 bin 194 gazim var. Birileri diyor ki; bunlara biraz zulmediliyor. Ne zulmü be? Her şey adaletle götürülüyor. Hatalar varsa, yanlışlar varsa, bunları da devletimiz her an düzeltmeye hazır. Ama adalete verdikleri hesap yetmeyecek. Bu çetesinin mensuplarının bütün ömürleri millete hesap vermekle geçecek. Bunu da biliniz. Açık konuşuyorum, ben şahsıma yönelik her türlü saldırı, ihaneti, her türlü hakareti affedebilirim. Milletime, ülkeme yönelik hiçbir ihaneti şahsen affetme, görmezden gelme, üstünü örtme hakkım yoktur. FETÖ millete ihanet etmiştir. Ülkeye, kutsallarımıza ihanet etmiştir. FETÖ'yü affedebilir miyiz? Bu örgütün mensuplarını affedebilir miyiz? Bunca hadiseye rağmen bu örgütün içinde kalanları affedebilir miyiz? Bunun için FETÖ ile kökünü kurutana kadar mücadele etmek boynumuzun borcudur. Eline almamış olabilir, eline silah alanların hepsi de gücünü onlardan alabilir. Kanser virüsü gibi bunlar. Bu vücudu temizlememiz lazım. Metastaz yapmış. 17-25 Aralık hadisesine kadar bu örgütün gerçek yüzünü görmeyenleri anlayışla karşılamak mümkündür. Ama 17-25 Aralık'tan sonra örgütün içinde kalmaya devam edenler, ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını bilerek, bedelini göze alarak bu tercihte bulunmuşlardır. 15 Temmuz'a rağmen samimi pişmanlık ortaya koymayan, bildiklerini anlatmayan ne kadar örgüt mensubu varsa asla masum değildir. 'de ey FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar! Eğer sizler gelip bildiklerinizi anlatmayacak olursanız, kusura bakmayın, sizi nerede olursa olsun alır cezaevlerine tıkarız" diye konuştu.

Fırat Kalkanı'nda DEAŞ ve PKK'ya eş zamanlı darbe

Fırat Kalkanı'nda DEAŞ ve PKK'ya eş zamanlı darbe

'nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik devam eden Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında dün terör örgütü DEAŞ'a ait 8 ve terör örgütü PKK/PYD'ye ait 51 hedef altına alındı.

'nin kuzeyinde sınırlarımızın güvenliği için tüm terör unsurlarına ait hedeflerine yönelik devam eden Fırat Kalkanı Harekatı çerçevesinde dün terör örgütü DEAŞ'a ait 8, PYD/YPG adı altında 'de faaliyet gösteren terör örgütü PKK'ya ait 51 hedef altına alındı. PKK'ya ait olduğu için vurulan noktalar içerisinde barınak ve karargahların da olduğu belirtiliyor.

11 DEAŞ'LI TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

TSK'dan yapılan açıklamaya göre oeprasyonlarda 11 DEAŞ'lı terörist öldürüldü. TSK, çatışmalarda 4 muhalifin şehit olduğunu 20 muhalifin de yaralandığını açıkladı. Öte yandan Özgür Suriye Ordusu mensupları 3 PYD/PKK üyesini etkisiz hale getiridi..

’de PKK'dan hain saldırı!

Bingöl’de PKK'dan hain saldırı!

’ün Genç ilçesinde teröristlerce düzenlenen saldırıya güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesinin ardından çatışma çıktı. Saldırıda 1 memuru şehit oldu; 5'i güvenlik gücü olmak üzere 17 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Genç ilçesinde bir grup terörist, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Kaymakam Konağı ve lojmanlarına saldırı düzenledi.

Kaymakamlık önündeki noktaya yapılan roketli saldırıda polis memuru şehit oldu; 5'i güvenlik gücü olmak üzere 17 kişi yaralandı.

Güvenlik güçlerinin saldırıya anında karşılık vermesinin ardından çatışma çıktı.

Yaralılar ve Genç Devlet Hastaneleri'ne kaldırılırken, bölgede çatışmaların devam ettiği bildirildi.

Çatışmanın şiddeti ile birlikte ilçede geniş çaplı hasar meydana gelirken, operasyonların devam etmesi nedeniyle emniyet güçleri tarafından vatandaşların sokağa çıkmaması yönünde anons yapıldığı öğrenildi.

DEAŞ’a El Bab ile Tel Rıfat’da son darbeyi indirmek için TSK ile ÖSO harekete geçti

DEAŞ’a El Bab ile Tel Rıfat’da son darbeyi indirmek için TSK ile ÖSO harekete geçti

Fırat Kalkanı Operasyonunun 61’ıncı gününde El Bab ile Tel Rıfat bölgesinde DEAŞ’a son darbeyi indirmek için Türk Silahlı Kuvvetleri ile Ordusu yığınak yaparken, Tanklar TIR’lar ile operasyon yapılan bölgelere taşındı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ateş desteği ile ilerleyen Ordusu, terör örgütü DEAŞ'ın kontrolündeki köyleri tek tek alıyor. Azez-RAİ arasındaki bölgede muhalif unsurlardan oluşan Özel Görev Kuvvet Grubu, karadan ve havadan sağlanan yoğun ateş desteği ile El Bab ile Tel Rıfat bölgesinde doğru ilerliyor.

TANKLAR TIR'LARLA TAŞINDI

Özgür Ordusu'na onlarca TIR ve kamyona yüklenen askeri malzemeler ve mühimmat takviyesi yapılması sürerken Türk Silahlı Kuvvetleri ise El Bab ile Tel Rıfat bölgesinde tank birlikleri sevk edildi. TIR'lara yüklenen Tanklar ve askeri araçlar, konvoy ile Suriye'deki operasyonların bulunduğu bölgeye sevk edildi.

TSK DEAŞ HEDEFLERİNE BİR YILDA TOPLAM 6 BİN 820 ATIŞ GERÇEKLEŞTİRDİ

‘Darbeye direneni indirin’

‘Darbeye direneni indirin’

İddianamede, 15 Temmuz şüphelisi 29 , cuntacılarla işbirliği yapıp diğer polislere ve halka “Askerlere direnmeyin” diye telkinde bulunmakla suçlanıyor

15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili 'daki ilk dava açıldı. 29 hakkında açılan davanın iddianamesinde, şüpheli polislerin darbeci askerlerle işbirliği yaptıkları, ayrıca halkın direncini kırmaya çalıştıkları belirtildi.

'ASKERLERE DİRENMEYİN'
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan tarafından hazırlanan iddianamede, çeşitli rütbelerde ve birimlerde görevli 29 şüpheli polis yer aldı. İddianamede şüpheli polislerin ya göreve gelmedikleri ya da darbeye direnen arkadaşlarını ve vatandaşları vazgeçirmeye çalıştıkları vurgulandı. İddianamede, şüpheli Eyüp Şahin'in telefonunda ele geçirilen ve FETÖ yöneticileri tarafından gönderildiği anlaşılan şu mesaja yer verildi: "Herkes arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olunmasını temin etsin. Direnmesinler, direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Özellikle Özel Harekât ve Çevik'tekiler askere teslimiyet gösterin. Emniyet'ten gelen emirleri de yerine getirmeyin. 'da kim varsa silahını alıp direnen herkesi indirsin."

'BECEREMEDİK kAMUFLE OLUN'
Darbe başarısız olunca darbeye destek veren polislere gönderilen mesaj ise bir başka şüpheli Ersan Gönül'ün telefonundan ele geçirildi. 16 Temmuz 2016 günü 05.20'de "bölge imamları" kaydıyla gönderilen mesajda şu ifadeler yer alıyor: "Çok acil duyuru… Durum kötü. Tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklama yapsın. Meydanlara inip kendisini kamufle etsin, resim çekilip sosyal medyada paylaşılsın, seçilmiş irade falan desinler, ama asla hoca efendinin adı geçmesin. Asla hükümete ve Tayyip'e karşı olumsuz bir paylaşım yapmayın." Büyük kısmı FETÖ'nün iletişim programı Bylock kullanıcısı olan şüpheliler, terör suçlarına bakan İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.

Kalın'dan 'a tezkere cevabı: Sen gerekeni yap...

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın sıcak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İşte Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Bugüne kadar tarafından 'a yönelik bir tehdit olmadı. Terör örgütleri Irak topraklarını kullanarak bize saldırıyor. PKK sadece bizle değil, Barzani ile de savaşıyor. Biz Irak'a diyoruz, bu örgüt yıllardır sizin komşunuza saldırıyor ve siz bir şey yapmıyorsunuz ve ya yapamıyorsunuz. Tezkere de bu yüzden çıktı. Sonra Irak'tan sanki bu ilkmiş gibi açıklamalar geldi. Siz orada gereğini yapın. PKK ve DAEŞ'i bertaraf edin Türkiye'nin tezkereye ihtiyacı kalmayacak.

OPERASYONDA TÜRKİYE'NİN ROLÜ NE?

Hava operasyonu ile ilgili hazırlıklar yapıldı. Bizim burada birinci önceliğimiz DAEŞ'in temizlenmesi. Bir diğer ise sonrası. 2003 'de yapılan hatalar ve Amerikan işgali DAEŞ'i Irak'ta icat etti ve tüm dünyanın başına bela etti. Bugün Musul Operasyonu'nda aynı hatalar yapılırsa başka canavarlar ortaya çıkar. Yapılan operasyonlar Irak'ın dinamiklerine uygun olmalıdır. Şimdi bize diyebilirler ki Musul'dan size ne. Bu bizi de etkiliyor. Biz Musul'da yaşananlara sessiz kalabilir miyiz? Suriye meselesini gördük.

MUSUL'DA GİRDİKÇE ÇATIŞMA ARTACAK

Suriye ve Irak'ta DAEŞ'le mücadele konusunda koalisyonla beraber hareket ediyor. Fırat Kalkanı bir ayrıcalıktır ama burada da koalisyon güçleri sürekli bilgilendirildi. Cerablus'ta hayat normale döndü ama Musul'la ilgili daha işin çok başındayız. Bu çok kolay olmayacak. Şu an Musul'un çevresi sarılmış durumda.İçeri doğru girildikçe çatışmaların şiddeti artacak. Kanal7

FETÖ’nün ‘il ablaları’ yakalandı

FETÖ’nün ‘il ablaları’ yakalandı

’de yapılan FETÖ operasyonunda, 12 ‘il ablası’ yakalandı. ’te ise 26 öğretmen tutuklandı

İzmir: Ödemiş ilçesi merkezli ve "Gölbaşı 6" adıyla 3 ilde düzenlenen operasyonlarda, aralarında Ödemiş eğitim imamı ile Ödemiş Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyelerinin de bulunduğu 23 şüpheli gözaltına alındı. 9 ilde düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 12 "abla" ile Narlıdere ilçesindeki operasyonda 2 şüpheli tutuklandı.

Kütahya: Gediz ilçesinde bir katip ve bir şoför gözaltına alındı.
Gaziantep: 22 ilde düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan ve ByLock kullandıkları belirlenen 26 öğretmen tutuklandı.
Adıyaman: 13 ilde düzenlenen operaslorda gözaltına alınan ve "Eagle" programı kullandıkları belirlenen 12 şüpheli tutuklandı.
Kırıkkale: ByLock kullanan 13 öğretmen tutuklandı.
Erzurum: 5 il ablası gözaltına alındı. 9 polis ve 1 hâkim tutuklandı.
Siirt: 2 doktor ve bir sağlık memuru ile daha önce serbest bırakılan 1 binbaşı ve 1 astsubay tutuklandı.
Düzce: Daha önce çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürü Cengiz Çakıltepe tutuklandı.
Iğdır: 4 akademisyen ve memur tutuklandı.
Manisa: Turgutlu'da kapatılan Akyazılı Orta ve Yüksek Eğitim Vakfı 9. dönem mütevelli heyeti başkanı Haydar Erarslan (60) ile bir muhasebeci ve bir öğretmen tutuklandı.
Rize: Aralarında icra müdür yardımcısının da bulunduğu 3 şüpheli tutuklandı.
Malatya: 3 adli personel ve 1 ceza infaz memuru tutuklandı.
Çanakkale: Biri işadamı 2 kişi tutuklandı.
Bartın: 2 kamu görevlisi tutuklandı.
Aydın: ByLock kullanan öğretmen ve 1 mühendis tutuklandı

 

li Abdullah, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görünce ağladı!

Suriyeli Abdullah, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görünce ağladı!

’deki savaşta anne babası ve 2 kardeşi öldürülen 12 yaşındaki Suriyeli Abdullah, Cumhurbaşkanı ’a sarılıp teşekkür etti.

'da 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen törende, 1,1 milyar liraya mal olan 161 tesisin toplu açılışını yapan CumhurbaşkanıErdoğan, halka hitap edeceği sırada protokole gelen li çocuk Erdoğan'a sarılıp sevgi gösterisinde bulundu.

Bir süre konuşan Suriyeli çocuk Cumhurbaşkanın karşısında Esat aleyhine slogan atmaya başlayınca protokoldekiler şaşırdı.

KAHROLSUN ESED, TAYYİP ERDOĞAN ALLAH SENDEN RAZI OLSUN

Korumalar tarafından sakinleştirilen Suriyeli çocuğa daha sonra Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından çeşitli hediyeler verildi. Savaşta anne babasını ve 2 kardeşini kaybettiğini anlatan Abdullah Cerruh ismindeki Suriyeli çocuk, "Kahrolsun Esed, Tayyip Erdoğan Allah senden razı olsun" şeklinde konuştu.

Öte yandan borçları yüzünden bir süredir evine gidemediğini iddia eden Sezai B. ismindeki vatandaş Cumhurbaşkanına yazdığı mektubu bir türlü kendisine veremeyince ağlamaya başladı. Karşısında gözyaşı döken Sezai B. ismindeki vatandaşı fark eden Cumhurbaşkanı korumalarına talimat verip Sezai B'nin mektubunu aldı.

'da FETÖ'den bin 18 kişi tutuklandı

Antalya'da FETÖ'den bin 18 kişi tutuklandı

’da 15 Temmuz darbe girişimin ardından yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında bin 18 kişi tutuklanırken, 2 bin 697 kişi hakkında adli işlem, 2 bin 20 kişi hakkında ise idari işlem yapıldı.

Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından "Anayasa'yı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'ni ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Cebir ve şiddet kullanarak Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "Halkı Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik" suçlarından başlatılan soruşturmalar sürüyor.

Antalya Valiliğinden yapılan açıklamada soruşturmalar kapsamında bin 18 kişinin tutuklandığı, 123 şahsın gözaltında olduğu, 406 şahsın firarda bulunduğu belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: "669'u adli kontrol şartıyla olmak üzere bin 56 kişi serbest bırakılmıştır. Ayrıca 790 kişi görevden uzaklaştırıldı, bin 159 kişinin ise ihraç/ iş akdi fesih edilmiş, 19 kişi emekliliğe sevk edilmiş, 54 kişi göreve iade edildi. Toplam adli işlem sayısı 2 bin 697, idari işlem sayısı ise 2 bin 20."

Diğer taraftan soruşturma kapsamında 63 hakim-savcı tutuklanırken, 6 hakim-savcı firar etti. 111 emniyet mensubu tutuklandı, 3 emniyet mensubu firar etti. Tutuklanan akademisyen sayısı ise 128 olarak açıklanırken, firar eden akademisyen sayısı 34 olarak kaydedildi. 64 akademisyen hakkında ise adli kontrol kararı verilirken 118 akademisyen görevden uzaklaştırıldı. İl Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışan 188 kişi ise meslekten ihraç edilirken 640 kişinin iş akdi feshedildi.,

Gülen’in sağ kolunun konağına operasyon

Gülen’in sağ kolunun konağına operasyon

'da, FETÖ/PDY'ye yönelik operasyon kapsamında, örgütün Pensilvanya'daki basın sorumlusu ve Gülen'in sağ kolu olduğu öne sürülen ve hakkında yakalama kararı bulunan Keleş'in babasına ait konakta, dün arama gerçekleştirildi. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Meydan Mahallesi 955. Sokak'ta, Ömer Keleş'e ait konakta arama yaptı. Aramada, çok sayıda doküman ve bilgisayar hard diskine el konulurken, konaktaki bir kişi gözaltına alındı. 3 katlı villanın duvarlarında ve zemininde gizli çelik kasaları bulundu. Çilingir marifeti ile açılan kasalar boş çıktı. Evin gelişmiş bir alarm sistemi ile korunduğu tespit edilirken operasyonda 3 kişi gözaltına alındı.

Bu haber 5332 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Abdullah Öcalan İmralı heyetini uyardı: Beni de sizi de öldürecekler! Netanyahu'nun hedefi bölgesel kaos: Terörsüz Türkiye'ye suikast
Abdullah Öcalan İmralı heyetini uyardı: Beni de sizi de...
Kahramanmaraş'ta konut teslim töreni! Başkan Erdoğan'dan Azerbaycan'a teşekkür: Kardeşlik mührü vurdular
Kahramanmaraş'ta konut teslim töreni! Başkan Erdoğan'dan...