BAE şimdi de tehdit edecek!

BAE şimdi de tehdit edecek!

İspatlayamadıkları ‘teröre destek’ iddiaları nedeniyle Katar’a diplomatik ambargo ve abluka uygulayan Körfez ülkeleri Doha yönetimine yönelik yaptırımlarını genişletmeye hazırlanıyor. Olası yeni adımlardan birinin ipucunu ablukacı ülkelerin başında gelen Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Rusya Büyükelçisi Omar Ghobash verdi. İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Ghobash, ticari ortaklarından Katar ile kendileri arasında bir seçim yapmalarını isteyebileceklerini vurguladı.

29 Haziran 2017 - 09:36 - Güncelleme: 29 Haziran 2017 - 09:52

Giriş Tarihi: 29.06.2017 05:06 Son Güncelleme Tarihi: 29.06.2017 08:59

BAE şimdi de tehdit edecek!

BAE şimdi de tehdit edecek!
Katar'ı abluka altına almak isteyen körfez ülkelerinin arasında yer alan BAE, umduğunu bulamayınca farklı yollarabaşvurmaya hazırlanıyor. BAE’nin Rusya büyükelçisi Omar Ghobash, ortaklarına ‘Ya Doha ya biz’ diyerek adeta edeceklerini açıkladı.

BAE şimdi de tehdit edecek!

BAE şimdi de tehdit edecek!

İspatlayamadıkları ‘teröre destek’ iddiaları nedeniyle Katar’a diplomatik ambargo ve abluka uygulayan Körfez ülkeleri Doha yönetimine yönelik yaptırımlarını genişletmeye hazırlanıyor. Olası yeni adımlardan birinin ipucunu ablukacı ülkelerin başında gelen Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Rusya Büyükelçisi Omar Ghobash verdi. İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Ghobash, ticari ortaklarından Katar ile kendileri arasında bir seçim yapmalarını isteyebileceklerini vurguladı.

İRAN ÇELİŞKİSİ

“Şu anda üzerinde durduğumuz ekonomik yaptırımların arasında, kendi ticari ortaklarımıza yönelik önlemler de var. Tek olasılık, Katar’ın Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nden atılması değil” ifadelerini kullanan BAE’li büyükelçi, adeta şantaj yolu izleyerek “bizimle çalışmaya devam etmek istiyorsanız bizi seçmek durumundasınız, Katar’ı değil” demeyi planladıklarını belirtti. İran ile ilişkileri oldukça güçlü olan BAE’nin elçisi Ghobash bir çelişkiyi de ortaya koyarak; Katar’ın yaptırımlar nedeniyle Tahran ile yakınlaşmaya zorlanıp zorlanmayacağı ile ilgili soruya “Riskin farkındayız, İran’ın rotasına girebilirler elbette ancak bunun sonuçlarına katlanacağız. Katar bir seçim yapmalı” şeklinde yanıt verdi.

İZOLE TEHDİDİ

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr de ABD’de yaptığı açıklamada Katar kriziyle ilgili olarak ortaya koydukları koşulların “müzakereye açık olmadığını” söyledi. Cubeyr, “Görüşümüzü ortaya koyduk, adımımızı attık; şimdi davranışını değiştirmek Katarlılara kalmış. Ancak eğer değiştirmezlerse izole edilmiş şekilde kalacaklar” açıklamasını yaptı.

Katar krizine bir de böyle bakın!

‘Talep değil mesnetsiz iddialar’

Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman El Sani, temaslarda bulunmak üzere gittiği Washington’da, ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson ile görüşmesinin ardından, ülkesi ile Körfez Arap ülkeleri arasında yaşanan krize ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Katar’a abluka uygulayan ülkeler tarafından çözüm için sunulan maddelerin talep değil mesnetsiz iddialar olduğunu belirten Sani, ‘talep süreci, ortaya atılan iddiaların belgelendirilmesi ve doğruluğunun ortaya çıkması sonrasında masaya yatırılabilir’ dedi. Ayrıca Katarlı Bakan, ABD’nin de vurguladığı gibi taleplerin makul ve uygulanabilir maddelerden oluşması gerektiğini, bunun aksi talepleri kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi.

Katar denklemine çok yönlü bakış

Katar denklemine çok yönlü bakış

Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, bugünkü yazısında, 'Katar denklemine çok yönlü bakış' adlı yazısını kaleme aldı.

Benzetmeyi ben yapayım ve sonrasında konuyu güncel bir örneğe bağlayarak devam edeyim.
Türkiye, Gazze'deki drama kayıtsız kalmayıp, uluslararası toplum ve İslam âlemi nezdinde sesini yükselttiğinde Filistin bölünmek üzereydi. Gazze ile Batı Şeria'daki yönetimler arasındaki ilişkinin düzeyi İsrail ile Filistin arasındaki sorunlu ilişkilerden bile kötüydü.

 

Benzetmeyi ben yapayım ve sonrasında konuyu güncel bir örneğe bağlayarak devam edeyim.
Türkiye, Gazze'deki drama kayıtsız kalmayıp, uluslararası toplum ve İslam âlemi nezdinde sesini yükselttiğinde Filistin bölünmek üzereydi. Gazze ile Batı Şeria'daki yönetimler arasındaki ilişkinin düzeyi İsrail ile Filistin arasındaki sorunlu ilişkilerden bile kötüydü. Gazze abluka ve ambargo altında inliyor, bombalanıyor, Mısır'daki darbe rejimi ise Gazze'ye açılan yardım kapılarını bile kapatıyordu. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararlı tutumu olmasaydı, Filistinliler için bir devlet kurma umudu tarih olacaktı. Erdoğan'ın denkleme girişi ile Filistin parçalanmaktan kurtuldu. Unutturulmak istenen Filistin davası yeniden canlandı. Gazze hayata döndü. Hamas, doğru adımlar atarak siyasi kimliğini pekiştirirken, terör örgütü yaftası ile anılmaktan uzaklaştı.***

Dedim ya... Benzetmenin hatası, sevabı bana ait. Bugün de "Katar" için benzer tespitler yapılabilir. Katar, yüzölçümü itibariyle Körfez'in küçük bir ülkesi gibi görünse de zengin enerji kaynakları, sermaye birikimi ve etkili dış politikası ile ölçeğinden büyük işlere imza attı. Katar'ın yükselişi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin görkemini kaybettiği, büyük ağabey Suudi Arabistan'ın finansal ve diplomatik açıdan patinaj yaptığı bir döneme denk geldi. Bahreyn, iç sorunları ve güvenlik riskleri ile boğuşurken, Mısır'daki darbe rejimi de siyasi ve toplumsal problemlerinin önüne set çekmek adına Katar'a karşı oluşturulan bloğa katıldı.***

İşte bu noktada, Türkiye'nin üstlendiği rol, kardeş kavgasının önlenmesi, İslam dünyasında çatışma ihtimalinin azaltılması, Müslümanların sömürülmesinin durdurulması adına pek çok ezberi bozdu. Katar, bölgesinde izole edilmek istenirken ABD'nin de dahil olduğu bir grup ülke adeta küresel mafya yöntemleri ile sahnede yerini aldı. Katar'ı teröre destek vermekle itham eden ABD'nin, Katar'da askeri üssü bulunması, DEAŞ karşıtı koalisyonda Katar'la ortaklık yapması, birlikte askeri tatbikat gerçekleştirmesi, hatta yeni silah anlaşması yapması başka nasıl açıklanabilir ki? Tabii, dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı Katar'ın nefesi kesilmek istenirken, ABD'nin sürpriz şekilde bazı AB ülkelerine likit doğalgaz ihracatına başlamasını da not etmek gerek.***

An itibariyle Katar, bölgede kıskaca alınmakla birlikte global bağlamda bedelini pahalıya ödeyerek de olsa ayakta kalma uğraşısı vermekte. Türkiye'nin, Katar'la yakınlaşması, "askeri, ekonomik ve stratejik" yönleri ile ön plana çıkmakla birlikte gerek bölge barışı gerekse küresel sistemin yeni ağırlık merkezinde konuşlanmak bakımından önemli.
Mesele şu ki... Türkiye ile S. Arabistan arasındaki ilişkiler son yıllarda en olumlu seyrinde. Maalesef S. Arabistan Krallığı, Katar üzerinden kurguladığı politikanın, oldukça değerli ve uzun ömürlü ilişkilerini zayıflatması tehlikesi ile karşı karşıya. Suudiler, İran'a yönelik tedbirlerin akımına kapılıp, bölgesel liderlik gücünü pekiştirme telaşına düşerken, bugünü kurtarma adına geleceği riske atma aşamasına kadar işi vardırdı. Bu noktada, Ankara-Riyad ilişkilerinin zehirlenmemesi, Katar'daki Türk askeri üssünün Suudilere karşı bir hamle gibi algılanmaması, siyasi soğukluk doğmaması çok mühim. Aksi takdirde, Suudiler hangi gerekçeyi üretirlerse üretsinler, bu kavgada kaybeden kesinlikle Müslüman ülkeler, bu ülkelerin umut ve refah bekleyen halkları ve uzun vadeli dostlukları olacaktır.

Bu haber 15612 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Erdoğan'dan Terörsüz Türkiye açıklaması:
Başkan Erdoğan'dan Terörsüz Türkiye açıklaması:...
PKK'nın fesih kararı dünya basınında! Son dakika olarak servis edildi! Yunanistan'dan İsrail'e kim ne dedi? 
PKK'nın fesih kararı dünya basınında! Son dakika olarak servis...