Giriş Tarihi: 30.12.2016 07:27 Son Güncelleme Tarihi: 30.12.2016 08:12
Anayasa değişikliği teklifi komisyonda kabul edildi

TBMM Anayasa Komisyonu, 9 gün süren görüşmelerin ardından Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'ni kabul etti.
TBMM Anayasa Komisyonunun anayasa mesaisi sona erdi.
Komisyon, görüşmelerine 20 Aralık'ta başlanan ve AK Parti'li 316 milletvekilinin imzası bulunan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'ni kabul etti.
TBMM Başkanlığına 10 Aralık'ta sunulan teklifin, bazen gece yarısını geçen, bazen sabahı bulan, zaman zaman sert tartışma ve kavgaların yaşandığı görüşmeleri, komisyonda 9 gün sürdü. Teklifin tümü üzerindeki değerlendirmeler, aralıksız 5 gün yapıldı.
Meclis Başkanlığına 21 madde olarak sunulan teklif, önergelerle 18 maddeye indi.
Görüşmelerin en uzun mesaisi, son gün oldu. Komisyon, teklifi kabul etmek için son gün yaklaşık 17 saat çalıştı.
Anayasa değişikliği teklifi komisyonda kabul edildi
TBMM Anayasa Komisyonunun anayasa mesaisi sona erdi.

Komisyon, görüşmelerine 20 Aralık'ta başlanan ve AK Parti'li 316 milletvekilinin imzası bulunan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'ni kabul etti.
9 GÜN SÜRDÜ
TBMM Başkanlığına 10 Aralık'ta sunulan teklifin, bazen gece yarısını geçen, bazen sabahı bulan, zaman zaman sert tartışma ve kavgaların yaşandığı görüşmeleri, komisyonda 9 gün sürdü. Teklifin tümü üzerindeki değerlendirmeler, aralıksız 5 gün yapıldı.
18 MADDE DE KABUL EDİLDİ
Meclis Başkanlığına 21 madde olarak sunulan teklif, önergelerle 18 maddeye indi. Görüşmelerin en uzun mesaisi, son gün oldu. Komisyon, teklifi kabul etmek için son gün yaklaşık 17 saat çalıştı.
Anayasa değişikliği teklifi komisyonda kabul edildi
YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
Komisyonda kabul edilen birinci maddeye göre; yargının 'bağımsız' ilkesine 'tarafsız' ibaresi eklenerek madde 'Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.' şeklinde düzenlendi.
Teklifin kabul edilen diğer maddelerine göre:
-Meclis'teki milletvekili sayısı 550'den 600' e çıkarılacak.
-Milletvekili yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
-Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir aynı günde yapılacak.
-Komisyon'da devam eden toplantılarda önceki günlerde 'Yedek Milletvekilliği' teklifini içeren beşinci madde ise iptal edildi.
-Anayasa değişikliği teklifine göre, Meclis'in denetim yetkileri şu şekilde düzenleniyor: 'Türkiye Büyük Millet Meclisi belli bir konuda Meclis araştırması ve genel görüşme yapabilir; milletvekilleri yazılı soru sorabilir. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir. Genel görüşme, toplumu ilgilendiren belli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir. Genel görüşme ve Meclis araştırmasına yürütme adına herhangi bir temsilci katılama. Yazılı soru; yazılı olarak gen geç on beş gün içerisinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir. Meclis araştırması, genel görüşme ve yazılı soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile araştırma usulleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.'
-Anayasa değişikliğine göre, Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiği kesilmeyecek. Bu maddede yer alan 'Cumhurbaşkanı "doğuştan Türk vatandaşı" olanlar' ifadesi de “Türk vatandaşı" olanlar şeklinde değiştirildi.
-Değişikliğe göre, Cumhurbaşkanı ve TBMM'ye karşılıklı olarak fesih yetkisi veriliyor. Cumhurbaşkanı ve TBMM, yeni seçilen Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri göreve başlayana kadar görevine devam edecek.
-TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
-Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler birlikte yapılacak.
-Cumhurbaşkanı'na OHAL yetkisi veriliyor. Düzenlemeye göre, OHAL'de kararnamelerinde Meclis onayı süresi bir aydan üç aya çıkarıldı. OHAL gerekçelerine seferberlik hali de eklendi.
-Askeri yargıyı tamamen kaldırılacak.
-Askeri yargıdan gelen üyelerin çıkarılmasıyla Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) üye sayısı 15'e indirilecek.
-HSYK üye sayısının 13'e çıkarılmasını öngörülüyor.
-Cumhurbaşkanlığı ile TBMM milletvekilliği seçimleri 3/11/2019 tarihinde yapılacak.
Öte yandan, Teklifin 14 ve 15'inci maddelerin de iptal edilmesiyle teklifteki madde sayısı 21'den 18'e düşürüldü.
Buna göre, milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak.
Milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
"Askerlikle ilişiği olanların" milletvekili adaylığına başvuramaması öngörülüyor.
Anayasanın "TBMM'nin seçim dönemi" başlıklı maddesi, "TBMM ve cumhurbaşkanının seçim dönemi" olarak değiştiriliyor.
Seçimler 4 yılda değil, 5 yılda bir yapılacak. Cumhurbaşkanı seçimleri de 5 yılda bir olacak ve seçmenler, iki seçim için aynı gün sandığa gidecek. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilecek.
Cumhurbaşkanı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde, belirtilen usule göre ikinci oylama yapılacak.
Teklifte, TBMM'nin görevleri ve yetkileri; "kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek, milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, TBMM üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek, anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmek" olarak sıralanıyor.
- Meclisin denetim yetkisi
Düzenlemeyle kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olarak yasamanın yürütmeyi denetlemesi ile Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermesi, yasamanın görev ve yetkileri arasından çıkarılıyor.
Anayasanın TBMM'nin bilgi edinme ve denetim yollarına ilişkin maddesindeki değişiklik ile yasamanın belli bir konuda Meclis Araştırması yapması, Genel Görüşme açarak Genel Kurulda görüşmesi ve milletvekillerinin, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanların cevaplaması istemiyle yazılı soru sorması yeniden düzenleniyor.
Buna göre, TBMM, Meclis Araştırması, Genel Görüşme, Meclis Soruşturması ve Yazılı Soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanacak. Gensoru, denetleme yetkisinden çıkarılacak.
Meclis Araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibaret olacak.
Genel Görüşme, toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi şeklinde gerçekleştirilecek.
Meclis Soruşturması, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlar hakkında, anayasanın teklifle değiştirilen 106. maddesinin 5, 6 ve 7. fıkraları uyarınca yapılan soruşturmadan ibaret olacak.
Yazılı Soru, en geç 15 gün içinde cevaplanacak. Milletvekilleri, yazılı soruları bakanların yanı sıra cumhurbaşkanı yardımcılarına da yöneltebilecek.
Meclis Araştırması, Genel Görüşme ve Yazılı Soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile araştırma usulleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenecek.
- Cumhurbaşkanının adaylığı ve seçimi
Anayasanın cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığına ilişkin maddesi ile seçimine yönelik maddeleri, "adaylık ve seçim" başlığı altında birleştiriliyor.
Teklife göre, cumhurbaşkanı, 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilecek.
Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak. Bir kişi en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebilecek.
Teklifle mevcut anayasadaki cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesinde 20 milletvekilinin yazılı teklifini arayan hükmü kaldırılıyor.
Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10'u geçen siyasi partilerin ortak aday gösterebilmesi hükmü de değiştiriliyor. Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.
Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin TBMM üyeliği sona erecek.
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılacak. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy alan iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan biri herhangi bir nedenle seçime katılmazsa, ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılacak.
İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılacak. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde cumhurbaşkanı seçilecek. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde, TBMM seçimi yapılmayacak, sadece cumhurbaşkanı seçimi yenilenecek.
Seçimlerin tamamlanamaması halinde yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut cumhurbaşkanının görevi devam edecek.
Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenecek.
- Cumhurbaşkanının partisi ile ilişiği kesilmiyor
Düzenleme ile cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiğinin kesilmesine yönelik düzenleme kaldırılıyor.
Böylelikle doğrudan halk tarafından seçilen ve siyasal bir kişilik olan cumhurbaşkanının, partisiyle ilişkisinin kesilmesine dair hükmü yürürlükten kaldıran ilga normunun, halk oylamasında kabulü akabinde yürürlüğe girmesi anında bir siyasi partiyle ilişki kurması mümkün hale getiriliyor.
- "Devlet başkanı sıfatıyla..."
Teklifle anayasanın "cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine" ilişkin maddede de değişiklik yapılıyor ve cumhurbaşkanına, "devlet başkanı" sıfatı getiriliyor.
Devletin başı olan cumhurbaşkanına, yürütme yetkisi de veriliyor.
Cumhurbaşkanı, "devlet başkanı" sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil edecek, anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını sağlayacak. Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü TBMM'de açılış konuşmasını yapacak. Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verecek.
Teklife göre, cumhurbaşkanı, kanunları yayımlayacak ve kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderecek. Kanunların, TBMM İçtüzüğü'nün tümünün veya belirli hükümlerinin anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açacak.
- Kararname çıkarma yetkisi
Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atayacak ve görevlerine son verecek.
Cumhurbaşkanı üst düzey kamu yöneticilerini atayacak, görevlerine son verecek ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenleyecek.
Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcilerini gönderecek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul edecek. Milletlerarası andlaşmaları onaylayacak ve yayımlayacak.
Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak. Milli güvenlik politikalarını belirleyecek ve gerekli tedbirleri alacak.
TBMM adına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil edecek.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verecek.
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile kişilerin cezalarını hafifletecek veya kaldıracak.
Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek. Kararnamelerle, yürütmenin ihtiyacını karşılaması sağlanacak, temel hak ve hürriyetler ile siyasi hak ve hürriyetler düzenleme alanı dışında bırakılacak.
Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak.
Kanunlarda, kararname konusu ile aynı konuda farklı hüküm bulunması halinde kanun uygulanacak. TBMM'nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelecek.
Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecek. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmi Gazete'de yayımlandıkları gün yürürlüğe girecek.
Cumhurbaşkanı ayrıca anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirecek ve yetkileri kullanacak.
TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ne göre, cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek.
Meclis, önergeyi en geç 1 ay içinde görüşecek ve üye tam sayısının 5'te 3'ünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilecek. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının 3 katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılacak.
Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu 2 ay içinde Meclis Başkanlığına sunacak. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilecek.
Rapor, Başkanlığa verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde dağıtılacak, dağıtımından itibaren 10 gün içinde Genel Kurulda görüşülecek. TBMM, üye tam sayısının 3'te 2'sinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilecek.
- Yüce Divan yargılaması 3 ay içinde tamamlanacak
Yüce Divan yargılaması 3 ay içinde tamamlanacak. Bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere 3 aylık ek süre verilecek, yargılama bu sürede kesin olarak sonlandırılacak.
Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacak.
Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkum edilen cumhurbaşkanının görevi sona erecek. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanacak.
Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilecek.
Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde 45 gün içinde cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Yenisi seçilene kadar cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanlığına vekalet edecek ve cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanacak. Genel seçime bir yıl ve daha az kalmışsa TBMM seçimi de cumhurbaşkanı seçimiyle yenilenecek.
Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen cumhurbaşkanı, TBMM seçim tarihine kadar görevine devam edecek. Kalan süreyi tamamlayan cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmayacak.
- İki seçim bir arada olacak
Meclis, üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verilebilecek. TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte gerçekleştirilecek.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilecek.
Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam edecek.
Bu şekilde seçilen Meclis ve cumhurbaşkanının görev süreleri de 5 yıl olacak.
Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanına vekalet edecek ve cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanacak.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve görevden alınacak. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, TBMM'de and içecek.
Milletvekilleri, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erecek. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacak.
- Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların cezai sorumluluğu
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleri ile ilgili suç işledikleri iddiasıyla TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek. Meclis, önergeyi en geç 1 ay içinde görüşecek ve üye tam sayısının 5'te 3'ünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilecek.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının 3 katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılacak.
Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu 2 ay içinde Meclis Başkanlığına sunacak. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona 1 aylık yeni ve kesin bir süre verilecek. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde dağıtılacak, dağıtımından itibaren 10 gün içinde Genel Kurulda görüşülecek. TBMM, üye tam sayısının 3'te 2'sinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilecek.
Yüce Divan yargılaması 3 ay içinde tamamlanacak. Bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere 3 aylık ek süre verilecek, yargılama bu sürede kesin olarak sonlandırılacak. Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da Yüce Divanda yargılanacak.
Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkum edilen cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erecek. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, göreviyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanacak.
Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenecek.
- OHAL yetkisi
Cumhurbaşkanı; tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinin yanı sıra savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması; anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması; şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilecek.
OHAL süresi, 6 ayı geçmeyecek.
Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmi Gazete'de yayımlanacak ve aynı gün TBMM'nin onayına sunulacak.
TBMM tatildeyse derhal toplantıya çağrılacak; Meclis, gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilecek, uzatabilecek veya olağanüstü hali kaldırabilecek. Cumhurbaşkanının talebiyle TBMM her defasında 4 ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilecek. Savaş hallerinde bu 4 aylık süre aranmayacak.
- Sınırlamalara tabi olmayacak
Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile Anayasanın 15. maddesindeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenecek.
Olağanüstü hallerde çıkarılabilecek Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, olağan dönem kararnamelerinin tabi olduğu sınırlamalara bağlı olmayacak. Cumhurbaşkanı, olağanüstü hallerde, bu halin gerekli kıldığı konularda temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasi haklar ve ödevlere yönelik sınırlamalara da tabi olmaksızın, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.
Bu kararnameler Resmi Gazete'de yayımlanacak, aynı gün Meclis onayına sunulacak.
Savaş ve mücbir sebeplerle TBMM'nin toplanamaması hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri 3 ay içinde TBMM'de görüşülüp karara bağlanacak. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkacak.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak. Ancak savaş halinde asker kişilerin görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilecek.
TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edilen teklifle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısında değişikliğe gidiliyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.
Kurulun üye sayısı 13, daire sayısı 2 olacak.
Kurula Adalet Bakanı başkanlık edecek ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı da kurulun tabii üyesi olarak görev yapacak.
Kurulun 3 üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından, 1 üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından cumhurbaşkanınca; 3 üyesi Yargıtay üyeleri, 1 üyesi Danıştay üyeleri, 3 üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından TBMM tarafından seçilecek.
Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması gerekecek.
Kurulun TBMM tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılacak. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyona gönderecek.
Komisyon her bir üyelik için 3 adayı, üye tam sayısının 3'te 2 çoğunluğuyla belirleyecek. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması halinde ikinci oylamada üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu aranacak. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde her bir üyelik için en çok oyu alan 2 aday arasında ad çekme usulüyle aday belirleme işlemi tamamlanacak.
TBMM, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapacak. Birinci oylamada üye tam sayısının 3'te 2 çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu aranacak. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulüyle üye seçimi tamamlanacak.
Üyeler, 4 yıl için seçilecek. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilecek.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki 30 gün içinde yapılacak. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan kurul üyeliğinin boşalması durumunda, bunu takip eden 30 gün içinde yeni üyelerin seçimi yapılacak.
- Bütçe ve kesin hesap
Kamu idarelerinin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılacak.
Bütçe kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamayacak. Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, mali yılbaşından en az 75 gün önce TBMM'ye sunacak. Bütçe teklifi, Bütçe Komisyonunda görüşülecek. Komisyonun 55 gün içinde kabul edeceği metin, Genel Kurulda görüşülecek ve mali yılbaşına kadar karara bağlanacak.
Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamazsa, geçici bütçe kanunu çıkarılacak. Geçici bütçe kanunu da çıkarılamazsa, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanacak.
Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunacak ve oylanacak. Merkezi yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterecek. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamayacak. Cari yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifleri ile cari ve izleyen yılların bütçelerine mali yük getiren tekliflerde, öngörülen giderleri karşılayabilecek mali kaynak gösterilmesi zorunlu olacak.
Merkezi yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak en geç 6 ay sonra cumhurbaşkanı tarafından TBMM'ye sunulacak. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç 75 gün içinde Meclise sunacak. Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin TBMM'ye verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılmamış denetim ve hesap yargılamasını önlemeyecek ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmeyecek. Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görüşülecek ve karara bağlanacak.
- Bakanlar Kurulu olmayacak
Teklifle, önerilen hükümet sistemine uyum için anayasanın farklı maddelerinde bulunan bazı ibareler değiştiriliyor, kimi maddelere yeni ibareler ekleniyor, bazı ibareler ise metinden çıkarılıyor.
Önerilen sistemde, "Bakanlar Kurulu" olmayacak.
Yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılacak ve yerine getirilecek.
"Sıkıyönetim", "Askeri Yargıtay", "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi", "tasarı", "kanun hükmünde kararname" ibareleri çıkarılıyor.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının yargı denetimi dışında olacağı hüküm de yürürlükten kalkıyor.
Jandarma Genel Komutanının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanmasına dair düzenlemeden vazgeçiliyor.
Anayasanın, "TBMM seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimler" başlığı, "Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler" şeklinde değiştiriliyor.
Kamu tüzel kişiliğinin, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulacağına dair hüküm, kamu tüzel kişiliğinin ancak kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulması diye değiştirilecek.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, en az 12 yerine 10 üyeyle toplanabilecek.
Meclis, bir yasama yılında en çok 3 ay tatil yapabilecek, ara verme veya tatil sırasında cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılabilecek. Bu maddedeki "doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine" ibaresi metinden çıkarılıyor.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi, cumhurbaşkanına tanınıyor.
Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, TBMM'ye karşı cumhurbaşkanı sorumlu olacak.
- MGK'nın yapısı değiştiriliyor
Mili Güvenlik Kurulunun (MGK) yapısında da değişiklik yapılıyor. MGK'da Jandarma Genel Komutanı yer almayacak. MGK, cumhurbaşkanının başkanlığında, cumhurbaşkanı yardımcıları, Adalet, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri bakanları, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlarından kurulacak.
MGK Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenecek.
Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecek.
Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacıyla kendi aralarında cumhurbaşkanının izniyle birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezi idareyle karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenecek.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler tarafından seçilen ve sayıları, nitelikleri, seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulacak.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Başbakanlık yerine, cumhurbaşkanının görevlendireceği bakana bağlı olacak.
Kamu hizmetlerinde çalışan kişi, üstünden aldığı emri; yönetmelik, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun veya anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmeyecek ve bu aykırılığı o emri verene bildirecek.
- Anayasa Mahkemesinin yapısına ilişkin düzenleme
Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve TBMM İçtüzüğü'nün anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetleyecek, bireysel başvuruları karara bağlayacak.
Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanını, TBMM başkanını, cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan ve üyelerini, başsavcılarını, cumhuriyet başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılayabilecek.
Değişikle genelkurmay başkanının cumhurbaşkanınca atanacağı ibaresi ekleniyor.
Genelkurmay başkanının, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, cumhurbaşkanınca atanacağı, genelkurmay başkanının, bu görev ve yetkilerinden dolayı başbakana karşı sorumlu olacağı, Milli Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanının kanunla düzenleneceğine dair düzenlemeler uygulamadan kalkıyor.
Başbakan Yıldırım'dan gündeme ilişkin açıklamalar
Başbakan Yıldırım, Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu heyetini kabul programında konuştu.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satırbaşları;
"HERKES AKLINI BAŞINA ALSIN"
"Bugün Irak Türkiye'yi daha iyi anlıyor ve ortak hedefin PKK olduğu, DEAŞ olduğu, terör olduğu konusunda hiçbir görüş ayrılığımız yok. Diğer ülkelerle de düzelteceğiz. Bölgenin huzura ihtiyacı var. Kardeşliğe, kalkınmaya ihtiyacı var. Biz Kürtler, Türkler, Araplar, hangi mezhep olursa olsun insan bizim inancımız bir insanı yaşatmak, cihanı yaştmakla eş değerdir. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyor. Dolayısıyla bizim bundan başka amacımız yok. Kardeşim aklınızı başınıza alın, Kürt, Türk kardeş, bunları birbirine düşürmek isteyen de kalleştir. Bu kalleş de PKK'dır. Bunların Kürt-Türk diye bir derdi yok. Sorun Kürtlerin de Türklerin de geleceğine ipotek koyan bi alçak terör örgütüdür. Bu sorunu da memleketin gündeminden çıkartacağız. Kürtlerin de devletin arasına bu alçakların girmesine izin vermeyeceğiz."
"BU MİLLET DİZE GELMEZ"
"İnsanlar nereye giderseniz gidin ay yıldız bayrağını eline alıyor ve sokaklarda milletiyle gurur duyduğunu haykırıyor. Çok değil birkaç sene önce siyasi parti liderlerinin bazıları yanlışlıkla gittiler bölgeye, bayrağı cebine sokarak gezdiler sokaklarda. Nereden nereye. O bayrak inmez, bu ezanlar dinmez. Bu millet de dize gelmez. Herkes aklını başına alsın. Bizim durup dururken kimseyi kırıp dökmeye falan niyetimiz yok. Bizim niyetimiz belli. Bölgede barış, kardeşlik, huzur, birlik beraberlik, ülkemizde de gelecek hedeflere emin adımlarla gitmek. Bunun için gayret gösteriyoruz."
"AVRUPA ENİNDE SONUNDA BU GERÇEĞİ GÖRECEK"
"Silah alsınlar, mühimmat alsınlar, gençleri dağa çıkarsınlar. Öyle yağma yok. Bunlara dur dedik. Avrupalı dostlarımıza bir çift lafımız var. Siz bu örgütün yanında duranlarla iş tutarsanız, Türkiye'den şikayet etmeye hakkınız yok. Türkiye, muhattap istiyor. Avrupa'yı, terör gruplarını değil. Kendisinin muhattap almasını istiyor. Avrupa eninde sonunda bu gerçeği görecek. Koruyup kolladıkları terör örgütünün uzantıları bir gün onların da başını ağrıtacak. Canını acıtacak. Bunu istiyoruz ki bugün anlasınlar. Anlamazlarsa kendileri bilecek. Kendi düşen ağlamaz."
Başbakan Yıldırım: O bayrak inmez bu ezanlar dinmez VİDEO
EKONOMİYE DAİR AÇIKLAMALAR
"Dizlerinin üzerine çökmüş bir Türkiye'yi dünyanın 16., Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi haline dönüştürdük. Artık dünyada çapında ekonomik başarılar elde ederek şirketleriyle sektörleriyle gündem belirleyen bir Türkiye'den bahsediyoruz. İşte bugün yıllardır devame den Suriye'de akan kanı durduracak önemli bir ateşkese Rusya Federasyonu ile birlikte imza koyduk. Ümit ederiz ki bugüne kadar yaşanan acıların son bulması için önemli bir başlangıç olur" "Küresel daralma söz konusu. Küresel daralmada mevcut refahın korunmasını bile bazı ülkelerde tehlikeye atıyor. Yani zenginleşme yerine fakirleşme riskini de ortaya çıkartıyor. Bütün bu unsurlara rağmen Türkiye, bütün olumsuzluklara rağmen küresel olumsuzluklar, bölgede yaşanan istikrarsızlıklar, hepsini bir araya gelmiş olmasına rağmen sağlam duruşunu muhafaza ediyor. 2008 krizinde küresel ortamların üzerinde bir büyüme yakalayarak bugünlere geldi. Hatırlayın o günlerde dünya büyük bir kriz yaşadı. Biz de nasibimizi aldık ancak toparlanmamız 1 yıl bile sürmedi. 2009'un yarısında kötüleşme gördük ve süratla krizden çıkarak büyüme oranlarımızı yıllık ortalamanın üzerine çıkarmayı başardık"
"410 BİN VATANDAŞIMIZA İŞ SAĞLADIK"
"Dünya ekonomisinde daralma var. Amerikan seçimleriyle beraber özellikle gelişmekte olan ülkelerde başlayan oynaklık var kurlarda. Bütün bunlara rağmen Türkiye bu yıl sonunu istediği büyüme oranıyla kapatamayacak. İlk yarı iyi olmasına rağmen üçüncü çeyrekte geçirdiğimiz o darbe girişimi, o alçak girişim ve sonrasında küresel piyasalarda yaşanan sorunlar sebebiyle büyüme oranımız beklediğimizin altındadır. Ama bütün bu olumsuzluklara rağmen biz bu sene içerisinde şu tarihe kadar 410 bin vatandaşımıza iş sağladık. 14 yıllık hizmetlerimizin getirdiği altyapı kazanımları, reform uygulamalarımız sayesinde bugün siz değerli genç işadamlarımız küresel pazarın oyuncuları haline geldiniz."
"YAPTIKLARININ HESABINI VERECEKLER"
"Bazıları 2017'de Türkiye için kötümser bir senaryo piyasaya sürdüler. Ekonomi sorunları derinleşecek. kriz devam edecek gibi maksatlı, algı oluşturmaya yönelik ciddi bir faaliyet var. Bu faaliyetlerin tesadüfi olmadığın bilmenizi isterim. 15 Temmuz'daki alçaklar amaçlarına erişemeyince bu sefer garip gurabadan çalıp çırptıkları paraları lobi şirketlerine aktararak Türkiye'nin imajını nasıl bozarız, ekonomisine nasıl zarar veririz bunun gayreti içerisindeler. Bunun için muazzam bir çalışma yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. O paralar da bitecek. Haydan gelen huya gider. Bu paraların da suyu çekecek. Sonra yaptıklarının hesabını verecekler. Zannetmesinler ki yaptıkları yanlarına kar kalacak. Bu şehitlerin, gazilerin hesabını soracağız. Bu millet bizden bunu bekliyor"
"2017 İYİ GELECEK"
"2017'nin huzur ve kardeşlik getirmesini niyaz ediyorum. 2017'de Türkiye bir yatırım yılı olacak. Biz zaten 65. hükümet olarak bunun kararını verdik, o yüzden de bütçede yatırımları yüzde 30'a yakın oranda arttırdık. Kamu yatırımlarını. Kamu yatırımlarıyla yetinecek değiliz. Asıl Türkiye'yi bir adım öne geçirecek sizlerin yapacağı işler. Onun için sayın cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi planlarınızı, hedeflerinizi asla ertelemeyin. 2017 iyi gelecek. 2017 her bakımdan ülkemiz için daha güzel günleri birlikte yaşayacağımız yıl olacak
Suriye'de ateşkes yürürlüğe girdi
Suriye’de çatışan taraflar arasındaki ateşkes mutabakatı yürürlüğe girdi.

Türkiye ve Rusya Federasyonu'nun garantör sıfatıyla destek verdiği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından terör örgütü olarak kabul edilen grupların kapsam dışı bırakıldığı ateşkesin uygulama süreci yerel saatle 00.00'da (TSİ 01.00) başladı.
Ateşkes mutabakatı çerçevesinde taraflar, hava saldırıları dahil silahlı saldırıları durdurmayı, kontrolleri altındaki bölgeleri birbirleri aleyhine genişletmemeyi taahhüt etmişti.
TÜRKİYE VE RUSYA'NIN GARANTÖRLÜĞÜ İLE ATEŞKES SAĞLANDI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün öğle saatlerinde, Suriye'de Türkiye ile Rusya'nın garantörlüğünde ateşkes mutabakatına varıldığını açıklamıştı.
Ankara da konuya ilişkin yazılı açıklama yapmış; Dışişleri Bakanlığı, çatışan tarafların ateşkes için mutabakata vardığını kaydetmişti.
Ateşkese taraf olan silahlı gruplar adına Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyen Usame Ebu Zeyd, muhaliflerin mutabakata uyacaklarını, rejim güçlerinin de aynı hassasiyeti göstermesini beklediklerini dile getirmişti.
Suriye'de ateşkes yürürlüğe girdi
HALEP'TE TAHLİYELER 22 ARALIK'TA SONA ERMİŞTİ
Ankara ve Moskova, 13 Aralık'ta Halep kent merkezinin doğusunda ateşkes ve yerel nüfusun tahliye edilmesi için anlaşmıştı. 22 Aralık'ta sona eren tahliye sürecinin ardından, iki ülke ateşkesin ülke genelinde yaygınlaştırılması için taraflara önerecekleri plan üzerinde mutabakat sağlamıştı.
Ateşkesin uygulanmasının başarılı olması durumunda rejim ve muhalifler, Türkiye ile Rusya öncülüğünde, Astana'da siyasi müzakerelere başlayacak.
El Bab’da derin şüphe

El Bab'da 16 askerin şehit olmasına neden olan DEAŞ saldırısı ile ilgili yapılan değerlendirmeler, bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Ankara, askerlerin bulunduğu yerin koordinatlarının terör örgütüne verildiği şüphesini taşıyor.
GÖZ GÖZÜ GÖRMEZKEN
Saldırının olduğu gün hava karlıydı ve göz gözü görmüyordu. Güvenlik ve istihbarat birimlerinde, bu kadar kötü hava koşullarında birkaç metre ötesi bile zor görünürken DEAŞ'lı teröristlerin askerlerimizin yerini elleri ile koymuş gibi bulmasını şüphe verici buldu. Güvenlik toplantılarında, "Bizim askerimiz araçların geldiğini göremezken, DEAŞ'lılar nasıl bu kadar rahat hedefi bulup saldırı düzenleyebilir. Bunu yapabilmeleri teknik olarak imkânsız görünüyor" değerlendirmesi yapıldı. Ankara, tüm Türkiye'yi yasa boğan saldırıyı DEAŞ'ın tek başına gerçekleştirmediğini, askerlerin yer bilgisinin, hatta koordinatlarının teröristlere "birileri" tarafından iletildiği şüphesini taşıyor.
Bakanlar Kurulu'nun son yapılan toplantısında iki Türk askerine ait olduğu iddia edilen ve DEAŞ tarafından internette yayımlanan görüntüler de tartışıldı. Toplantıda, "Bu görüntüler ile ilgili tüm teknik inceleme yapıldı. Görüntüler gerçek değil. Montaj da dahil bir takım oynamalar ile üretilmiş" bilgisi paylaşıldı.
Fırat Kalkanı'nda 1 şehit, 8 yaralı
'Fırat Kalkanı Harekâtı'nda Suriye'nin El Bab ilçesi Ezrak bölgesinde dün akşam saatlerinde DEAŞ'lı teröristlerin bombalı araçla düzenlediği saldırıda 9 asker yaralandı. Kilis'e getirilen yaralı askerlerden Uzman Onbaşı Ayhan Güzel (26) sevk edildiği Gaziantepteki hastanede şehit oldu. Ayhan Güzel'in acı haberi, memleketi Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde yaşayan ailesini yasa boğdu. Öte yandan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, koalisyon güçlerince düzenlenen hava saldırısında DEAŞ'ın Rakka'daki liderlerinden Ebu Candal el-Kuveyti'nin öldürüldüğünü duyurdu.
NATO’daki cuntacılara ‘Sakın geri dönmeyin’ talimatı...“

Ankara Başsavcılığı'nın 15 Temmuz soruşturmasının NATO ayağına yönelik dikkat çeken ayrıntılara ulaşıldı. FETÖ'nün, NATO görevi sona erdirilen ve haklarında "dön emri" çıkarılan FETÖ'cü askerlere "Türkiye'ye dönmeyin, bulunduğunuz ülkelerde 'iltica' talebinde bulunun. Bir gün tekrar üniformalarınızı giyeceksiniz" diye talimat verdiği belirlendi. Türkiye'nin görevine son verdiği FETÖ'cü askerlerin NATO lojmanlarında barındığı ve maddi destek aldıkları da ortaya çıktı.
200'Ü GERİ GELMEDİAnayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Mustafa Gökçe'nin yürüttüğü soruşturmada, NATO'da 462 subayın görev aldığı tespit edilmiş, darbe girişimi sonrasında bunların 237'si hakkında adli ve idari işlem yapılmıştı. NATO'da sürekli veya geçici olarak görev yapan 237 FETÖ şüphelisi subayın görevlerine de son verilmişti. Haklarında "dön emri" çıkarılan şüphelilerden 200'ünün gelmediği tespit edildi. Türkiye'ye dönen diğer 37 kişi hakkında ise "adli ve idari" işlem yapıldı.
ALMANYA'DAN 1200 EURO
Savcılığın ulaştığı yeni ayrıntılara göre FETÖ tepe yönetimi, "dön emrine" verilen mensuplarına, "Türkiye'ye dönmeyin, bulunduğunuz ülkelerde 'iltica' talebinde bulunun. Bir gün tekrar üniformalarınızı giyip vatana hizmet için döneceksiniz" mesajını iletti. Örgütün bu talimatını, "şüpheli" bir binbaşının ifadesi de doğruladı. Almanya NATO Müttefik Hava Komutanlığı'nda görev yapan binbaşı komutanlarının, "Ülkemiz işgal altında dönmemiz faydalı değil. Alman hükümeti bin 200 euro civarında para yardımında bulunuyor. Sağlık sigortası ve çocuklar için ücretsiz eğitim imkanı sağlıyor. Belediyeler de destek veriyor" dediğini aktardı.
23 FETÖ'CÜ İLTİCA İSTEDİ
Yine aynı yerde görev yapan bir diğer binbaşı da ifadesinde komutanlarının "Türkiye'ye dönmeyin. Gerekirse biz size destek oluruz. Bizi dinlemeyip dönen akılsızlar boş yere hapis yatıyor" dediğini anlattı. Örgütün verdiği talimat doğrultusunda Belçika'da görev yapan kurmay albay ve yarbay rütbesindeki 23 FETÖ'cü askerin de iltica talebinde bulunduğu tespit edildi. Belçika'da görev yapan 140 askerden 78'i hakkında adli işlem yapıldı.
Gülen'i aldılar Öcalan'ı verdiler

TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve eski Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'a soru sormak için çalışma yaptıklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a soru sormanın gündemde olmadığını açıkladı.
TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, komisyonda son yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 50 yıllık bir yapı olduğunu kaydeden Özdağ, yaptığı açıklamada Türk siyasetinin önemli isimlerinden başta eski Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç olmak üzere, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a soracakları sorular neticesinde raporu tamamlayacaklarını, 4 Ocak'ta ise Komisyonun tam anlamıyla çalışmalarını bitireceğini söyledi.
FETÖ'nün sömürgeci- emperyalist güçler tarafından desteklenen bir terör örgütü olduğunu ifade eden Özdağ, "Eğer bu yapı Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan istediklerini alsaydı yoluna devam edip belki de 2020'de rejimi değiştiren bir darbe yapacaktı. Bu hareket kadro harekatı, siyaseti ve kritik yerleri ele geçirerek, Gülen bir gün Türkiye'ye ABD'den Washington D.C.'den bir uçakla İstanbul'a inecekti. Ankara'ya değil Ankara Cumhuriyet'in başkenti, güya Osmanlı'nın başkenti payitahtına konmak istiyordu.
Zaten Yavuz Sultan Selim'in de kaftanını çalmak istediler biliyorsunuz. Buraya bir halife gelecekti güya, biz o kaftanı bulup tamir ettirdik. Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanı kabrinin üzerine koyuldu. O kaftan Yavuz Sultan Selim'in kaftanı başka biri giyemez onu" dedi.
FETÖ Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonunda çok değişik kesimlerden kişileri dinlediklerini kaydeden Özdağ, "Bir general ve bir Emniyet
Genel Müdürü Komisyona geldiklerinde 'Eğer Recep Tayyip Erdoğan'a toslamasaydılar, devleti çoktan ele geçirmişlerdi. Çünkü 2007 yılında Hrant Dink öldürüldükten sonra, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu'nu hayata geçirdi. Buradan biri bayan biri erkek iki müfettiş gönderiyor' diye konuştular.
O Müfettişler Ali Fuat Yılmazer'e gittikleri zaman 'Biz buraya bürokratları incelemeye geldik burada ihmal var mı yok mu?' diyorlar. O da 'Gidin Başbakan'a söyleyin, Hrant Dink'in cinayetiyle uğraşacağına gitsin Ergenekon ve Balyoz davalarıyla uğraşsın' diyor. 2007 yılında bu olayla birlikte Sayın Erdoğan bunların niyetini iyice anlıyor" dedi.
"CEMAATLER SİYASALLAŞMAYACAKLAR, TARİKATLAR DA CEMAATLEŞMEYECEKLER"
FETÖ'nün daha sonra MİT Müsteşarı Hakan Fidan yönelik kriz çıkarmak istediğini ve MİT TIR'ları ile iktidarın uluslararası mahkemelerde yargılanması çabası içine girdiğini daha sonra da bunu başaramayınca 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi kritik eylemler gerçekleştirdiğini sözlerine ekleyen Özdağ, "Cemaatlerin Türkiye'yi yönetme gibi bir meselelerinin olmaması gerektiğini hatırlatmamız icap ediyor.
Cemaatler siyasallaşmayacaklar, tarikatlar da cemaatleşmeyecekler. Bunun panzehri de Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığını da çok güçlü hale getirebilmektir, asıl mesele bunu yapabilmektir" diye konuştu.
ÖZDAĞ AÇIKLAMALARINA ŞÖYLE DEVAM ETTİ:
"1 Eylül 1997 yılında Fethullah Gülen Zaman Gazetesi'ne verdiği demeçte 'Amerika'da bana referans olan kişi Kasım Gülek' diyor. 'ABD'de görüştüğüm ilk insanlardan biri Morton Abramoviç' diyor. O bir zamanlar Türkiye'de elçi olarak kalmıştır. Gülek'in Abramoviç'i Gülen ile tanıştırdığı biliniyor. Kasım Gülek öldüğünde bir tek kanal canlı yayın yapmıştır o da STV'dir. Gülek'in cenaze namazını ise Fethullah Gülen kıldırmıştır. Kasım Gülek, 1950 ve 1960 yılları arasında CHP'nin Genel Sekreteri olarak görev yapıyor. Uzun yıllar bakanlık ve milletvekilliği yapmıştır. Moon tarikatının Türkiye temsilcisidir. 1999 yılında Fethullah Gülen ABD'ye gitti. Yerine de Abdullah Öcalan'ı verdiler, hatırlarsanız, ABD'ye giderken Graham Füller ve Norton Abramoviç Gülen'e referans oluyor.
Gülek'in baldızı ABD'de o sıralar Pentagon ile irtibatları var. Kendisine Beyaz Saray'dan soruyorlar, 'Bunlar nedir' diyerek referans oluyor. O da 'endişelenecek bir şey yoktur' diye cevap veriyor. Kasım Gülek'in kendisini tanıştırdığı 'Abramoviçi de hiç unutamam' diyor. Bunları Fethullah Gülen'in kendisi söylüyor. Bura da çok ciddi bir oyun var. Bunlar 15 Temmuz'a bir günde gelmediler, 50 yılda geldiler. 5 yeri ele geçirdiler, askeriye, emniyet, medya, yargı ve sermayeyi en aşağı 150 milyar dolar paraları vardı.
Siyasi partileri okul, yurt ve demokrasi maskesi takarak ele geçirmeye çalıştılar. Devleti ele geçirmek istiyorlardı. Bu nedenle AK Parti ile kavgaya tutuşmasının ardından yönünü CHP ve HDP'ye çevirdiler. Örgüt, 7 Haziran seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu'da HDP'yi, Batı'da ise CHP'yi destekledi. Bu yapı yürüyen arabaya biner. Durakta beklemez. Türlü kumpaslarla AK Parti'yi durdurup, başka araçlarla yola devam etmek istediler " dedi.
Komisyondaki çalışmalara tam olarak katılmayan CHP'li vekillerle ilgili görevlerini layıkıyla yapmadıklarını iddia eden Özdağ, "Eski cumhurbaşkanları ve başbakanlara sorularımızı yazılı olarak göndermek konusunda aldığımız bir prensip kararı vardı. Fakat CHP'li vekiller buna uymadı. Ahmet Necdet Sezer, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül gibi isimlere yazılı soru göndermeyi kararlaştırmıştık" dedi..
ByLock’u Hürriyet’in röportajıyla savundu

İstanbul’da 29 polisin yargılandığı 15 Temmuz davası sanıklarından polis memuru Mustafa Uygun, ByLock’un patentini elinde bulunduran David Keynes’in Hürriyet’te verdiği röportajla savunma yaptı
Darbe girişimine katılan 29 polisin yargılandığı Silivri Cezaevi'nde görülen davada dün, avukatı olmayan ve Kadıköy Ekipler Amirliği'nde görevliyken açığa alınan polis memuru Abdülkadir Üstünal dışındaki tüm sanıkların savunmaları tamamlandı. Savunmalarını yapan son 4 sanığın yalanlarını ise mahkeme başkanı yüzlerine vurdu. ByLock kullanan polis memuru ise, ABD'de ByLock'un patentini elinde bulunduran David Keynes'in Hürriyet'te yayımlanan röportajını savunmasında kullandı.
ANNESİNİ BAHANE ETTİ 15 Temmuz gecesi çağrılmasına rağmen göreve gitmemekle suçlanan tutuklu komiser yardımcısı Cem Günerhan da amirinin attığı mesajı fark etmediğini iddia etti. Annesinin televizyonda darbe görüntülerini görünce fenalaştığını öne süren Günerhan, "Tamamen insani nedenden dolayı evden çıkamadım" dedi. Günerhan, WhatsApp'ta üye olduğu "Daimi Vezir Aile Grubu"nun, Fatih Vezir Aile Çay Bahçesi'nde toplananların aralarındaki grup olduğunu; bu grupta değişik meslek gruplarından insanlar olduğunu söyledi. "Cuma Akşamı Yemeği" grubunun da benzer bir grup olduğunu dile getiren Günerhan, ayrıca sadece polislerden oluşan WhatsApp gruplarının bulunduğunu belirtti. Günerhan, gruplardaki ihanet yazışmalarını ise savunamadı.

TELEFON IP'Sİ DEĞİŞTİRİLMİŞ


?SON ÇARE, SUÇU AKRABALARINA ATTI

‘Silah değil mühimmat’ yalanını yutmayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sizler terör örgütlerine silah yardımını yapar, sonra bunu bir kılıfa koyarak, “Hayır, silah göndermiyoruz, mühimmat gönderiyoruz” derseniz kusura bakmayın, bunu biz yutmayız
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), 2016 yılı "Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri", dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada yaptığı konuşmasında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan''Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz'' BAŞKA YERDE DE OLACAĞIZ: Terör örgütleriyle elbette mücadele edeceğiz ve ediyoruz. Aynı mücadelenin devamını Suriye'de, Irak'ta, gerekiyorsa başka yerlerde elbette vereceğiz. Mücadelemizin gelişme, kalkınma, büyüme yönünü de kesinlikle ihmal etmeyeceğiz. Asıl bunu yapmazsak şehitlerimizin ruhlarını muazzeb etmiş oluruz. Asıl kalkınma gündemimizden koparsak milletimize karşı mahcup oluruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş ateşkes açıklaması!
BEYEFENDİLER RAHATSIZ: Uzun süredir Batılı ülkelere, terör örgütleri arasında ayrım yapmamaları, bu konuda ilkeli, tutarlı davranmaları çağrısında bulunuyoruz. Buna karşılık ABD başta olmak üzere kimi ülkeler kendilerince çeşitli bahaneler ileri sürüp harp oyunlarıyla göz boyayarak masumları katleden örgütlere aleni destek verme yoluna gidiyor. Bunları dile getirdiğimiz zaman beyefendiler rahatsız oluyor.
KUSURA BAKMAYIN: Ama sizler terör örgütlerine kalkar bu bölgede her türlü silah yardımını yaparsanız, ondan sonra bunu bir kılıfa koyarak, "Hayır, biz silah göndermiyoruz, mühimmat gönderiyoruz" derseniz kusura bakmayın, bunu biz yutmayız. Bizim de Silahlı Kuvvetlerimiz var, bizim de güvenlik güçlerimiz var. Ne mühimmattır, ne silahtır bunu en az sizler kadar biliyoruz.
GÜZELLEME YAPMAYIZ: NATO'da beraber olduğumuz halde desteği bölücü terör örgütlerine veriyorsunuz. Nasıl oluyor da bölücü terör örgütü kabul ettiğiniz bu örgütlere destek veriyorsunuz. Bunu kabul etmemiz, yutmamız mümkün değil. Eğer NATO'da berabersek, stratejik, model ortaksak, o zaman yanımızda yer alacaksınız. Bunun için de bizden güzellemeler beklemeyeceksiniz.
GÜYA MÜTTEFİK: Türkiye, Suriye kaynaklı tehditleri sınırları boyunca yaşarken, hatta sınırlarımızın içine bombalar yağarken NATO olayın dışında tutuldu. Bugün de El Bab operasyonumuzda ne NATO'nun ne de güya müttefik ülkelerin desteğini görmüyoruz. Sözüm ona DEAŞ'le mücadele için kurulan koalisyon, bugün örgütün belini kıran El Bab harekâtına katkı sunmuyor.
YALAN ÜSTÜNE YALAN: Üstelik yalan üstüne yalan. Ne diyorlar, "Türkiye DEAŞ'a destek veriyor." El insaf. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi, zayiatı veren biziz. ÖSO'nun ciddi zayiatı var. ÖSO'yu bazı mahfiller terör örgütü ilan ediyor. ÖSO ABD'nin "Birlikte kuralım" dediği, ılımlı muhaliflerden oluşan bir direniş hareketidir. Kendi topraklarında onları yalnız bırakmamak için birlikte hareket ediyoruz.
ALİ CENGİZ OYUNLARI İFŞA OLDU
"Terör örgütünün kendi internet sitesinde çatışmada öldüklerini ilan ettiği 2 bin 96 teröristin bilgilerini analiz eden araştırma, aslında ölenlerin hepsinin de PKK militanı olduğunu belirtiyor. PKK 'nın aynı kadroyu kimi zaman Suriye'de, kimi zaman Irak'ta, kimi zaman İran'da kullandığını gösteren terör örgütünün Ali Cengiz oyununu ifşa eden belge, bizim ısrarla ifade ettiğimiz gerçeği tüm dünyanın, özellikle de NATO üyelerinin yüzüne haykırıyor."
NATO İÇİNDEN DE İTİRAZLAR YÜKSELİYOR
"Terör örgütleriyle ilgili bu ilkesiz tutuma, bu çifte standarda NATO içinden de itirazlar yükseldiğine şahit oluyoruz. NATO'ya akredite Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi'nin bir yayınında, bizim yıllardır dile getirdiğimiz PKK ile YPG, PJAK, KCK gibi yapıların aynı örgütler olduğunun kapsamlı bir araştırmayla ispatlandığını görüyoruz. 2014- 2015'İ kapsayan bu akademik çalışma, 'Ölüler yalan söylemez' başlığını taşıyor."
750 BİLİM İNSANI ÖDÜLLENDİRİLDİ
Bilim insanı ve araştırmacıların yetiştirilmesi ve geliştirilmeleri amacıyla, ilk kez 1966'da verilmeye başlanılan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), 2016 yılı "Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri" 2007'den bu yana Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen törenle sahiplerini buluyor.
Bu yıl bilim ödülüne Prof. Dr. Metin Heper, Prof. Dr. Oğuz Gülseren ve Doç. Dr. Erkan Yüce layık görülürken, Prof. Dr. Kemal Kazan, TÜBİTAK özel ödülünün sahibi oldu. Teşvik ödülünü ise Doç. Dr. Emre Onur Kahya, Doç. Dr. Adem Tekin, Doç. Dr. Serdar Durdağı ve Doç. Dr. İlke Öztekin almaya hak kazandı. Bugüne kadar 164 bilim, 87 hizmet, 483 teşvik ve 16 TÜBİTAK özel ödülü olmak üzere, toplam 750 bilim insanı ödüllendirildi.
İKAZ GÖREVİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
"Biz bir yandan mücadelemizi yürüteceğiz. Bir yandan ikaz görevimizi yapmayı da sürdüreceğiz. Bizim milletimizdeki dirayet, kararlılık, cesaret ve tevekkül, başka hiçbir toplumda yoktur. Ben milletime güveniyorum. Onun için dikkat ederseniz hepsi de en küçük bir tehdit karşısında adeta darmadağın oldu. Ama benim milletim 15 Temmuz'da nasıl bir kurutuluş, istiklal ve istikbal mücadelesi verdiğini, F-16'lar, silahlı helikopterler, tanklar, toplar silahlar karşısında açık ve net ortaya koymuştur. Bu millet, böyle bir millettir."
YILANLA YATAĞA GİREN ZEHİRLENMEYİ GÖZE ALIR
"Biz bir şeyi özellikle söylüyoruz. Sadece ve sadece Türkiye'ye zarar verdikleri, bölgesel politikalar gereği desteklenen terör örgütleri eninde sonunda, mutlaka kendilerini besleyen ülkelere de saldıracaktır. Nitekim bunun emareleri zaman zaman ortaya çıkıyor. Yılanla yatağa giren ısırılıp zehirlenmeyi göze almalıdır. Terör örgütleriyle iş tutanlar da kana ve gözyaşına boğulmaya hazır olmalıdır. Türkiye'de patlayan bombaları film sahnesi gibi seyredip, bunların müsebbibi olan örgütlere kol kanat germeyi sürdürenleri yarın aynı akıbetin beklediğini anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Sonunda onların da başına bunlar bela olacak, bunu da açık ve net söylüyorum. Felaket göz göre yaklaşıyor."
Fırat Kalkanı'ndan acı haber geldi!

Suriye'de yürütülen 'Fırat Kalkanı Harekatı'nda, El Bab bölgesindeki çatışmalarda 1 uzman çavuş şehit oldu, 9 asker de yaralandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 128 gündür yürütülen 'Fırat Kalkanı Harekatı'nda Suriye'nin El Bab bölgesinde akşam saatlerinde şiddetlenen çatışmalarda 1 uzman çavuş şehit oldu, 9 asker de yaralandı.
Yaralı askerler sınır hattına ulaştırılarak burada hazır bekletilen ambulanslarla Kilis Devlet Hastanesi'ne getirildi. Yaralı askerlerin Kilis Devlet Hastanesi Acil Servisi'ndeki tedavileri devam ediyor.
Şehit olan uzman çavuşun cenazesinin ise Gaziantep'e getirileceği belirtildi.
15 Temmuz’dan 2023’e yeni Türkiye

Darbe girişimi, bir daha yola çıkamayacak hale gelmemiz için şah damarımıza dayanmış bir bıçaktı. Milletimiz ülkesine, istiklaline ve istikbaline olduğu gibi, ekonomisine de sahip çıkıyor. İş dünyamızdan, ekonomik kriz silahını, bize yöneltenlerin suratında patlatmasını bekliyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan SABAH gazetesi için yazdı
Türkiye Cumhuriyeti, sahip olduğu köklü devlet geleneği sebebiyle güçlü bir hafızaya sahiptir. Malazgirt'ten İstanbul'un fethine, Çaldıran'dan Mohaç'a kadar pek çok büyük zaferle dolu olan bu kadim tarih, aynı zamanda içeriden ve dışarıdan maruz kalınan nice ihanet teşebbüslerine de şahittir.
"Türkiye adım adım sınıf atlıyor"
EN BÜYÜK İHANET 15 TEMMUZ
Son dönemde, Gezi Olayları'yla başlayan, 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişimi ile devam eden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki çukur eylemleriyle tırmanan ihanetlerin, tarihte yaşadıklarımızdan farkı yoktur. 15 Temmuz darbe teşebbüsü ise yakın zamanda yüzleştiğimiz ihanetlerin en büyüğüdür. O gece üstat Necip Fazıl Kısakürek'in veciz ifadesiyle "vecdsiz, çilesiz, hikmetsiz, din suikastçısı, kaba softa-ham yobaz" bir güruh, milletimize ve devletimize pusu kurmuştur. 15 Temmuz'da silahlarının namlularını, düşman yerine, o silahların asıl sahibi olan millete doğrultanların ana gayesi, "Büyük ve Güçlü Türkiye" idealini sona erdirmekti. Türk Milleti, Allah'ın yardım ve inayetiyle, bu büyük musibetin üstesinden, birliğini, beraberliğini, kardeşliğini daha da güçlendirerek gelmeyi başarmıştır.
ŞAH DAMARIMIZA DAYANAN BIÇAK
Darbe girişimi, aslında bizi yolumuzdan alıkoymak için önümüze konan bir taş değil, bir daha yola çıkamayacak hale gelmemiz için şah damarımıza dayanmış bir bıçaktı. Bizim verdiğimiz mücadelenin amacı, hem bu bıçağı tutan elleri kırmak hem de bu katil sürüsünü üzerimize salanlarla hesaplaşmaktır. Mevlana Hazretleri, "Güneş herkesin üzerine eşit doğar, ama gül başka, leş başka kokar" diyor. 16 Temmuz sabahı güneş yeni ve aydınlık bir Türkiye'nin üzerinde doğarken, 40 yıldır en kutsal değerlerimizi istismar eden bir fitne hareketinin kirli ve karanlık yüzünü de ifşa etmiştir. Bu bakımdan 15 Temmuz, aziz milletimiz için yeni bir başlangıcın adıdır. Dikkat edilirse Türkiye, bir süredir, terör örgütlerinin bombalı saldırıları yanında, bir takım güçlerin döviz, turizm, ihracat gibi ekonomi silahlarının da yoğun baskısı altındadır. İçeriden ve dışarıdan ülkemize yönelik saldırıların en önemli amaçlarından biri de enerjimizi ve dikkatimizi 2023 hedeflerimizden uzaklaştırmaktır. Türkiye; teröre, silahlı darbe girişimlerine, ekonomik kriz tuzaklarına rağmen, 2023 hedefleri doğrultusunda adım adım ilerlemeye devam edecektir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline geldiğimizde, bölgemizde ve dünyada güç dengelerinin yeni baştan oluşacağı açıktır. Bunun için terör örgütleriyle mücadele ederken, kalkınma ve büyüme gündemimizden asla kopmuyoruz. Haziran ayında Osman Gazi Köprüsü'nün, ağustos ayında Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün, aralık ayında Avrasya Tüneli'nin açılışından duyduğumuz heyecanın sebebi, bu projelerle geleceğimizi inşa ediyor olmamızdır. Yeni enerji, eğitim, sağlık, spor, altyapı yatırımlarını aynı heyecanla hizmete açıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş ateşkes açıklaması!
GÜÇLÜ BİR ALTYAPI KURDUK
Ana hizmet alanlarına ilişkin yatırımlar, bir ülkenin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için gereken atılımların zeminidir. Biz, geçtiğimiz 14 yılda yaptığımız 270 bin derslikle, 3 binin üzerinde sağlık tesisiyle, 726 bin toplu konutla, 19 bin kilometreye yakın bölünmüş yolla, 379 tünelle, 411 barajla, açtığımız 105 üniversiteyle ve diğer yatırımlarımızla 2023 hedeflerimiz için güçlü bir altyapı kurduk. Ekonomide, Avrupa Birliği Hesaplama Sistemi'ne göre revize edilen yeni rakamlara göre, Gayrı Safi Yurtiçi Hasılamızı 2013 yılında 950 milyar dolara kadar yükselttik. Yaşadığımız tüm iç ve dış saldırılara rağmen, şu anda da 850 milyar dolar civarındayız. Aynı şekilde 12 bin 500 dolara kadar yükselen kişi başına düşen milli gelirimiz de halen 11 bin dolar düzeyindedir. Revize edilmiş rakamlara göre, 2015 yılı büyüme oranımız yüzde 4'ten yüzde 6.1'e çıktı. 2003-2015 yılları arasındaki ortalama büyümemiz de yüzde 4.7'den 5.9'a yükseldi.
KRİZ SİLAHI SURATLARINDA PATLAYACAK
Ekonomisi güçlü olmayan bir millet, gerçek anlamda bağımsız olamaz, bağımsız kalamaz. Milletimiz bu gerçeğin farkında olduğu için, ülkesine, istiklaline ve istikbaline olduğu gibi, ekonomisine de sahip çıkıyor. Devlet de bu doğrultuda, vergi ve sicil affından kredileri genişletmeye kadar gereken her türlü imkânı sağlıyor. İş dünyamızdan, yatırımlarını kesintisiz sürdürerek, ekonomik kriz silahını, bize yöneltenlerin suratında patlatmasını bekliyoruz. Ülkemizi, yüksek döviz ve faiz cenderesine sıkıştırmaya çalışanların oyunlarını bozmakta, üretim, yatırım, ihracat ve istihdam odaklı ekonomik büyüme modelini sürdürmekte, 2023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız.
O haine 12 yıl hapis

MP5 silahı ile üretimine henüz başlanan Milli Piyade Tüfeği MPT-76’nın çizim ve üretim planlarını satmak isterken yakalanan eski MKEK Müdürü Tanrıverdi, 12 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın karar duruşmasına, tutuklu sanık Mustafa Tanrıverdi, avukatları Ali Meriç Türkmenoğlu ve Ali Türker ile şikayetçiler MKEK avukatı Ayşe Karagöl, Savunma Sanayii Müsteşarlığı avukatı Salih Yerli ve Hazine Müsteşarlığı avukatı Alparslan Çevik katıldı. Duruşmada, sanık hakkındaki mütalaasını tekrarlayan Cumhuriyet Savcısı İsmail Şafak, sanığın, "rüşvet almaya teşebbüs" ve "görevi dolayısıyla öğrendiği ve devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanmak" suçlarından hapis cezasına çarptırılmasını istedi. MKEK, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Hazine Müsteşarlığı avukatları da sanığın suçunun sabit olduğunu, rüşvet suçunun da teşebbüs aşamasında kalmayıp sübut bulduğunu, bu nedenle Tanrıverdi'nin "devlet sırlarından yararlanma, devlet hizmetlerinde sadakatsizlik" suçlarını düzenleyen TCK'nın 333. maddesinin yanı sıra rüşvet suçundan da cezalandırılmasını talep ettiklerini söyledi. Daha sonra söz alan Tanrıverdi'nin avukatı Ali Meriç Türkmenoğlu ise tanık Kutlay Kaya'nın MKE yetkilileriyle anlaşarak müvekkiline tuzak kurduğunu öne sürdü. Türkmenoğlu, söz konusu silahlara ait bilgilerin gizli bilgi niteliğinde olmadığını ifade etti. Müvekkilinin eyleminin rüşvet değil, olsa olsa görevi kötüye kullanma olacağını öne süren Türkmenoğlu, 9 aya yakın süredir tutuklu olan Tanrıverdi'nin tahliyesini istedi. İhbarcı Kutlay Kaya'nın, 1 Nisan 2016'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, Tanrıverdi'nin, fabrikada üretilen MP5 ile MPT-76 model silahın çizimleri, üretim planları dahil tüm dokümanlarını satmak istediğini bildirmesi üzerine soruşturma başlamıştı. Tanrıverdi, bilgileri 200 bin lira ve 300 bin dolar karşılığında satmak isterken yakalanmıştı.
2023 hedeflerine ulaşmada enerji lokomotif olacak

Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracak lokomotifin enerji olacağına inanıyoruz. O dönemde ilk nükleer reaktörü devreye almış, yenilenebilir enerji teknolojilerinde yerlileşmeyi sağlamış, % 20 doğalgaz depolama kapasitesine ulaşmış, doğalgaz ticaretinde önemli merkezlerden biri haline gelmiş bir Türkiye olacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak Sabah için yazdı
Sayın Cumhurbaşkanımızın "Büyük Türkiye" idealiyle ortaya koyduğu 2023 hedefleri, Türkiye'nin gerçekten hak ettiği, ulaşması gereken, bir noktada da geç kaldığımız noktayı betimliyor. Türkiye'nin son 14 yılda yakaladığı ekonomik büyüme ve demokratik gelişim bu hedeflere ulaşabileceğimizi gösteriyor. Dünyanın içinden geçtiği çatışmalar, kutuplaşmalar, ekonomik krizler çok büyük kırılmaların göstergesi. Bu kırılmalar esnasında Türkiye'nin ortaya koyacağı performans çok önemli. Bir dakika bile boşa geçirecek zamanımız yok. Gece gündüz demeden çalışacağız. Biz, enerjinin bu hedeflere ulaşmada lokomotif olacağına inanıyoruz.

ENERJİ DİPLOMASİSİNDE "BARIŞ" KRİTERİ
2023 yolunda izlediğimiz stratejilerimizin ilk ayağını doğalgaz arz güvenliğini teminat altına almak oluşturuyor. Bu alanda çok boyutlu politikalar izliyoruz. Bir tarafta bölgemizde dost ve müttefiklerimizin arz güvenliğine katkı sağlamayı hedeflerken, diğer tarafta giriştiğimiz işbirliklerinin bulunduğumuz coğrafya ve dünyaya barış, huzur ve istikrar getirmesini önceliyoruz. Karşılıklı "kazan-kazan" ilkesine dayalı, bölgesel arz güvenliğini önceleyen, küresel huzur ve istikrara katkı yapacağına inandığımız tüm projelerin müttefiki oluyoruz. TANAP, Türk Akımı, Doğu Akdeniz gazının Türkiye'ye taşınmasına da aynı çerçeveden bakıyoruz.

YÜZDE 20'LİK DEPO KAPASİTESİ
Arz güvenliğimizi garanti altına almak için önem verdiğimiz ikinci alan doğalgaz depolama projeleri. Yıllık 1 milyar m3 gaz depolama kapasitesine sahip Tuz Gölü depolama projemizin ilk ilk bölümü bu yıl kullanıma girecek. 2023 yılında yıllık tüketimimizin yüzde 20'si kadar depolama kapasitesine ulaşmayı ve bu alanda güven veren bir kapasiteye sahip olmayı hedefliyoruz. Diğer tarafta, yüzer LNG terminalleri olan FSRU projelerinin ilkini ülkemize kazandırdık. İnşallah 2023'e kadar en az bir FSRU projesini daha hayata geçireceğiz. BOTAŞ'a ait Marmara Ereğlisi LNG Terminali'nin günlük gazlaştırma (send-out) kapasitesinin de %50 artırılması için çalışmalarımıza hız kazandırdık. 2016 yılında kapasitesi yüzde 50 artırılan Egegaz LNG Terminali'nin toplam 24.8 milyon Sm3 olan günlük gazlaştırma ve sevk kapasitesi de 2017'de kademeli olarak 39.8 milyon Sm3'e çıkacak.
BERAT ALBAYRAK "KUKLALARA DEĞİL, KUKLACILARA SESLENİYORUM"
DAHA ÇOK YERLİ DAHA ÇOK YENİLENEBİLİR
Arz güvenliği stratejimizin ikinci ayağını elektrik alanında arz güvenliği oluşturuyor. Önümüzdeki 10 yılda en az 50 bin mw'lık bir kurulu gücü kapasitemize eklemeyi hedefliyoruz. Mottomuzu "Daha çok yerli, daha çok yenilenebilir" olarak belirledik. Bir taraftan altyapıyı düşük maliyetlerle güçlendirirken, diğer taraftan cari açığımızın azalmasına katkı sağlamak için "Artık ithal yöntemleri bir kenara bırakalım" diyoruz. Enerji alanında artık teknoloji ithal eden bir ülke değil, teknoloji ihraç eden, bölgesinin Ar-Ge ve üretim merkezi bir Türkiye'yi hep birlikte sağlamamız gerekiyor.
5 BİN MW YERLİ KÖMÜR SANTRALİ
"Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı" (YEKA) projesi ile Türkiye'nin teknoloji alanında dünyadaki gelişmelere ayak uydurmasını ve bu alanda bir üretim üssü haline gelmesini amaçlıyoruz. 2023'e kadar kademeli olarak artırmak suretiyle yıllık 5 milyon metre sondaj rakamlarına ulaşarak ülkemizin yeraltı zenginliklerini tamamen ortaya çıkaracağız. "Daha çok yerli, daha çok yenilenebilir" mottomuzun ikinci yerli ayağını "kömür" oluşturuyor. Yerli kömürden elektrik üretimimiz yüzde 16 seviyesinde. Bu seviyeye son bir yıldaki teşvik ve destek politikaları ile yüzde 30'luk artış neticesinde geldik. 2023'te hedefimiz 5 bin MW yerli kömüre dayalı yeni santral.
BERAT ALBAYRAK: TÜRKİYE'Yİ YERLİ ÜRETİM ÜSSÜ YAPACAĞIZ
DOĞALGAZSIZ İL KALMAYACAK
2016 sonu itibarıyla toplamda 78 ilimiz, 333 ilçemize doğalgaz veriliyor. En geç 2018'de ise bütün şehirlerimiz doğalgaza kavuşmuş olacak. Lisans kapsamı dışında kalan merkez nüfusu 20 bin ve üzerindeki ilçelerimize de gaz götürülecek. Bu kapsamda 60 ilçemiz daha doğalgaza kavuşacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, Kahraman'a ziyaret!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti.
Eşi Emine Erdoğan ile Güven Hastanesi'ne gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahraman'ın sağlık durumu hakkında hastane yetkililerinden bilgi aldı.
Hastanede yaklaşık yarım saat kalan Erdoğan'a ziyaretinde, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Ankara Valisi Ercan Topaca ve Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de eşlik etti.
Okullar'a kar engeli. 29 Aralık'ta tatil olan iller!

Türkiye'nin, Sibirya üzerinden gelen yeni bir soğuk hava dalgasının etkisi altına gireceği belirtildi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü yoğun kar yağışının İstanbul'u da önemli ölçüde etkileyeceğini vurguladı. Gözler öğrenciler tarafından Valiliğe çevrilmiş durumda.
Afyonkarahisar'da yoğun kar yağışından dolayı Kütahya, Antalya, İzmir ve Uşak karayolları ulaşıma kapandı. Kentte öğleden son başlayan kar yağışı akşam saatlerinde şiddetini arttırdı. Olumsuz hava koşulları başta ulaşım olmak üzere hayatı olumsuz etkiledi. Yağıştan dolayı araç sürücüleri zor anlar yaşanırken, kara hazırlıksız yakalananlar ise yolda kaldı. Yağışı bağlı olarak görüş mesafesinin düştüğü karayollarında çok sayıda maddi hasarlı kazada meydana geldi. Kütahya, Antalya, İzmir ve Uşak karayollarının kardan dolayı trafiğe kapandığı Afyonkarahisar'da, özellikle TIR sürücüleri trafikte ilerlemekte zorluk çekti. Özdilek rampasında çok sayıda TIR makas atma diye tabir edilen şekilde kayarak yolun kapanmasına neden oldu. Saat 21.00 itibariyle Afyonkarahisar Valiliği Kriz Koordinasyon Merkezi kararı TIR ve kamyonlarla birlikte zincirsiz otomobiller Özdilek Kavşağında polis tarafından durdurularak geçişlerine izi verilmedi. Yolda kalan sürücüler ise kendi imkanları ile rampayı çıkmaya çalışsalar da bir çoğunun bunda başarılı olamayarak geri döndüğü gözlendi.
OKULLAR 1 GÜN TATİL
Öte yandan, Afyonkarahisar Valiliği tarafından yapılan açıklamada yarın ilk ve orta dereceli okulların kent genelinde 1 gün tatil edildiği duyuruldu.
Kar yağışının yoğun bir şekilde devam ettiği kentte polis, jandarma, 112 Acil Servis, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) Arama Kurtarma Derneği (AKUT) ekiplerinin alarma durumunda olduğu bildirildi.

KARAMAN'DA TATİL UZATILDI
Karaman Valiliği, yoğun kar yağışı nedeniyle geçen 21 Aralık günü başlayan ilk ve orta dereceli okullardaki tatilin Perşembe ve Cuma günü de devam edeceğini duyurdu. Son 65 yılın en yoğun kar yağışının gerçeklendiği belirtilen açıklamada, 'İlimizde son 65 yılın en yoğun kar yağışının gerçekleşmesi ve meteorolojiden alınan verilere göre; İl merkezinde kar kalınlığının 85 santimetreyi geçmesiyle birlikte, kar yağışının 29-30 Aralık 2016 tarihlerinde de devam edecek olması ve çatılarda biriken karın kayması sonucu tehlike oluşturacağı öngörüsüyle İl Hıfzıssıhha Kurul Kararıyla il merkezi ve merkeze bağlı köylerdeki tüm okullarımız 29.12.2016 Perşembe ve 30.12.2016 Cuma günü tatil edilmiştir. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında görevli hamile ve engelli personelin de aynı tarihlerde idari izinli sayılmaları Valiliğimizce uygun görülmüştür' denildi.
BOLVADİN'DE OKULLAR TATİL
Afyonkarahisar'ın Bolvadin İlçesi'nde kar yağışı nedeniyle eğitime bir gün ara verildi.
Bolvadin'de etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi. Yaşanabilecek olumsuzluklara karşın ilçe genelinde ilk ve orta dereceli okullarda yarın 1 gün süreyle eğitime ara verildi.
Afyonkarahisar- Antalya ve Afyonkarahisar- Ankara karayollarında kar ve tipi nedeniyle çok sayıda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldi, ulaşımda aksamalar yaşandı.
UŞAK'TA DA TATİL
Uşak Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, akşam saatlerinde başlayan ve etkili olan kar yağışı dolayısıyla il genelinde Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda eğitime 29 Aralık Perşembe günü ara verildiği bildirildi.
Açıklamada ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan hamile ve engelli personelin de idari izinli sayılacağı belirtildi.
Uşak Valisi Ahmet Okur da kar tatiline ilişkin kararı sosyal medya hesabından paylaştı.
ISPARTA'DA EĞİTİME ARA
Isparta Valiliğinden yapılan açıklamada, yoğun kar yağışı nedeniyle kent merkezi ve merkeze bağlı köyler ile Aksu, Yalvaç, Sütçüler, Eğirdir ilçelerindeki okullarda 29 Aralık Perşembe eğitime ara verildiğini belirtti.
Bu arada, Süleyman Demirel Üniversitesi de eğitime yarın ara verildiğini duyurdu.
TAVŞANLI'DA TATİL
Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde, yoğun kar yağışı nedeniyle eğitim ve öğretime 1 gün ara verildi.
Tavşanlı Kaymakamlığı'ndan yapılan açıklamada, "29 Aralık 2016 Perşembe günü Tavşanlı ilçemizde ilk ve orta öğretim okullarımız yoğun kar yağışı nedeniyle tatil edilmiştir" denildi.
MANİSA KULA'DA TATİL
Manisa'nın Kula ilçesinde, olumsuz hava şartları ve yoğun kar yağışı nedeniyle taşımalı sistemle eğitim gören öğrenciler için okullar bir gün tatil edildi.
Kula Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamada, kar yağışı nedeniyle resmi taşımalı eğitime tabi öğrencilere Birleştirilmiş sınıflı okullar (9 mahallede bulunan birleştirilmiş sınıflı okullar), Encekler mahallesi ve Çarıkballı mahallesinde bulunan okulların 1 gün tatil edildiği belirtildi. Ayrıca İlçe merkezinde ise okullar eğitimlere devam edileceği belirtildi.
ESKİŞEHİRDE'DE OKULLAR TATİL
Eskişehir Valiliği'nden yapılan açıklamada, olumsuz hava koşulları ve kar yağışı nedeniyle il genelinde önlem amaçlı olarak eğitime 29 Aralık Parşembe günü, 1 gün süreyle ara verildiği belirtildi. Açıklamada kamu görevlisi engelliler ile hamile kadınların da yarın için izinli sayılacağı bildirildi.

DENİZLİ'DE 3 İLÇEDE EĞİTİME KAR ENGELİ
Denizli Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, il genelinde etkili olan ve akşam saatlerinde etkisin arttıran kar yağışı nedeniyle bazı ilçelerin taşımalı eğitimi ile bazı mahallerde okulların 29 Aralık .2016 Perşembe günü tatil edildiği belirtildi.
Açıklamada, Çameli ilçesinde taşımalı eğitim, Babadağ, Güney ilçeleri, Serinhisar Kocapınar Mahallesi, Buldan merkez ve Yenice dışındaki okullar ile taşımalı servisler, Pamukkale ilçesine bağlı Akcapinar, Uzunpinar, Gözler, Güzelpınar, Akdere, Belenardiç Mahallelerindeki okullar, Acıpayam'da taşımalı eğitim kapsamındaki öğrenciler ile Çardak Söğüt Mahallesi ve taşıma yoluyla eğitim gören öğrencilere bir gün tatil edildiği duyuruldu.
Portakal’ı yalanlayan rapor

FOX Ana Haber sunucusu Fatih Portakal, bir kaza haberini sunarken izleyicilere yanlış bilgi üzerinden yorumlar yapınca adliyelik oldu. İstanbul Beşiktaş'taki Büyükdere Caddesi üzerinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen kazada 19 yaşındaki Berkay Beyaz'ın kullandığı otomobil, kontrolden çıktı ve orta şeritte bulunan bariyerleri aşıp, karşı şeride geçti. Otomobil, başka bir otomobilin üzerine düştü ve kazada bir kişi vefat etti. Sürücü Berkay Beyaz ise yaralandı. Beyaz'ın önce alkollü olduğu ileri sürülüp ceza kesilse de hastanede yapılan kan testi sonucu alkolsüz olduğu tespit edildi. Hakkındaki ceza da iptal edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Berkay Beyaz hakkında "Bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçlamasıyla dava açıldı. Söz konusu dava, Fox TV'de yayınlanan akşam haberlerine konu oldu. İddiaya göre Fatih Portakal, haber sunumunu yaparken habere kendi fikir ve yorumlarını kattı. Çünkü, Portakal'ın hızlı ve alkollü olarak bahsettiği Berkay Beyaz'ın, alkollü olmadığı tespit edilmişti. Berkay Beyaz'ın avukatı Funda Sadıkahmet Alp, yorumlarıyla adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiğini ileri sürdüğü Fatih Portakal'ı savcılığa şikayet etti. Avukat Alp'in şikayeti sonrası Fatih Portakal hakkında soruşturma başlatıldı.
Anayasa değişikliği komisyonu 3 maddeyi daha kabul etti

18,19 ve 20'nci madde Anayasa değişikliği komisyonu tarafından kabul edildi.
Anayasa değişikliği komisyonu 18, 19 ve 20'nci maddeyi kabul etti. 18'nci madde Cumhurbaşkanı'na "Bütçe Kanunu" hazırlama yetkisi veriyor. 19 ve 20'nci maddeler Cumhurbaşkanlığı Sistemine uyumla ilgili konuları ele alıyor. Komisyon son maddeyi görüşüyor.
Doğan’ın Ankara temsilcisine yedi sayfalık ret

FETÖ’den hapse giren Doğan’ın Ankara Temsilcisi Muratoğlu’nun tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Hâkimlik 7 sayfalık gerekçede “kaçabilir” vurgusu yaptı
FETÖ üyeliğinden tutuklanan Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu'nun tutukluluğuna yapılan itirazın reddedilmesi ile ilgili 7 sayfalık gerekçeli karar ortaya çıktı. Kararda, Muratoğlu'nun FETÖ irtibatları tek tek sıralandı ve bu irtibatın iddia edildiği iş ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirildiğine ilişkin makul ve mantıklı bir izahat yapılamadığı kaydedildi. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen ret kararında, Barbaros Muratoğlu'nun ByLock kullanıcısı itirafçı bir avukat başta olmak üzere FETÖ'den tutuklu polis müdürleri ve gazetecilerle yoğun telefon trafiğine dikkat çekildi. Muratoğlu'nun eşinin ağabeyinin de FETÖ'den tutuklu olduğu kaydedildi. Muratoğlu'nun Akın İpek'in kardeşi Cafer Tekin İpek ile de 2013-2015 arasında çok sayıda telefon görüşmesi, yine kapatılan Yamanlar Koleji Genel Müdürü Sebahattin Kasap ile telefon trafiğine işaret edildi. Muratoğlu'nun yine FETÖ kuruluşu Kimse Yok mu Derneği'nin Konya İl Başkanı Hasan Kıratlı ile 2013-1026 yılları arasında 41 iletişim kaydının belirlendiği anlatıldı. Ret kararında, Muratoğlu'nun yine eski Zaman çalışanı Abdülhamit Yıldız ile kapanan Samanyolu Televizyonu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu ile de telefon irtibatı saptandığı kaydedildi. Her iki ismin de Bylock kullanıcısı olması dikkat çekti.
MAKUL VE MANTIKLI İZAHI YOK
Doğan Holding avukatları tarafından tutukluğa yapılan itirazda, telefon görüşmelerinin olağan görüşmeler olduğu ve FETÖ ile irtibatlı olduğu için tutuklanan Ramazan Aykış'a vekaletin de hukuki bazı konularda yardım alınmak üzere verildiği iddia edildiği kaydedilen gerekçede, itiraz dilekçesi ile sunulan bazı mahkeme kararları ve dilekçeler üzerinde yapılan incelemede Aykış'ın isminin hiç görülmediğine işaret edildi. Aykış'ın Barbaros Muratoğlu ile irtibat ve iletişiminin bulunmasını gerektirecek şekilde hangi konularda hukuki danışmanlık alındığı, makul ve mantıklı şekilde izah edilemediği kaydedildi.
FETÖ ŞÜPHELİLERİ KAÇIYOR
Muratoğlu'nun 17-25 Aralık sonrasında bile bazı FETÖ'cülerle irtibatını sürdürdüğüne yer verilen kararda, şüpheli üzerinde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu, delillerin tam olarak toplanmamış olduğu ve FETÖ mensuplarının yasal ya da gayri yasal yollarla kaçtıklarının daha önceki dosyalardan bilindiği gerekçesiyle itiraz reddedildi.
Sosyal medyada terör propagandasına tutuklama!

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, sosyal medya hesabından terör örgütü PKK propagandası yaptığı iddiasıyla adliyeye sevk edilen şüpheli tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, sosyal paylaşım sitelerinde terör örgütü propagandası yaptığı belirlenen A.B, Kızıltepe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan zanlı, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi.
Cumhuriyet savcılığındaki ifadesinin ardından mahkemeye çıkarılan zanlı tutuklandı.
İlnur Çevik: FETÖ tüm dünya için tehdit

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, FETÖ'nün sadece Türkiye değil tüm dünya için tehlike olduğunu belirterek, "DEAŞ'ın kanlı yüzünü herkes bilirken FETÖ sinsi yöntemler kullanarak kendini toplum içinde gizliyor ve gerçek bir tehlikeye dönüşüyor" dedi. Müslüman Amerikan Cemiyeti (MAS) ile Kuzey Amerika İslam Camiası'nın (ICNA), ABD'nin Şikago kentinde düzenlediği kongre kapsamındaki panelde konuşan İlnur Çevik, FETÖ'nün yardım ve eğitim faaliyetleri adı altında alan kazandığını hatırlattı. FETÖ'nün, Türkiye'de ve dışarıda girdiği her yeri ele geçirme amacı güttüğüne dikkati çeken Çevik, "FETÖ diğer ülkeler için de tehlike. DEAŞ'ın kanlı yüzünü herkes bilirken FETÖ sinsi yöntemler kullanarak kendini toplum içinde gizliyor ve gerçek bir tehlikeye dönüşüyor" diye konuştu. Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay da tüm Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde bu tehdidin üstesinden geldiğini, bu tutmayınca diğer terör örgütlerinin bombalı ve finansal saldırılarının geldiğini anlattı.
ByLock’çu 61 subay tutuklandı

Terör örgütü FETÖ'nün askeri yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları için gözaltına alınan 351 muvazzaf subaydan 65'i İstanbul'da adliyeye sevk edildi. Aralarında rütbeli askerlerin de bulunduğu 61 şüpheli tutuklandı. Diğer 4 şüpheli ise Etkin Pişmanlık Yasası'ndan faydalanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yurdun dört bir yanındaki FETÖ operasyonlarında da şu gelişmeler yaşandı: Ankara: Aralarında meslekten ihraç edilenlerin de yer aldığı ByLock'çu 70 polis hakkında gözaltı kararı alındı. Ankara merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonlarda 44'ü gözaltına alındı.
Kahramanmaraş: Büyükşehir Belediyesi'nde halen çalışan ve daha önce açığa alınan 27 şüpheli gözaltına alındı.
Mardin: Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nde çalışan 8 şüpheli gözaltına alındı.
Aydın: Söke Milli Eğitim Müdürü Ünat Aydın, Eğitim-Bir- Sen Söke Temsilcisi Ali Yüksek ve Ticaret Lisesi Müdür Vekili olan eşi Tümay Yüksek'in de bulunduğu 6 kişi gözaltına alındı.
Konya: ByLock kullandıkları belirlenen Selçuk Üniversitesi ve kapatılan Mevlana Üniversitesi çalışanlarından 4 kişi gözaltına alındı.
Niğde: Bor İlçe Emniyet Müdürü Naki Murat T. gözaltına alındı.
Van: 2 astsubay gözaltına alındı.
Afyonkarahisar: Çoğunluğu Afyon Kocatepe Üniversitesi personeli 10 kişi tutuklandı.
Sivas: 2'nci Asliye ceza Mahkemesi Hâkimi N. K. tutuklandı. Bir işadamı gözaltına alındı, bir işadamı aranıyor.
Çorum: 14 kişi tutuklandı.
Erzurum: Aralarında dershane imamları, memur imamlar, mühendis imamlar, doktor imamlar ve köylere yardım götüren imamlar olarak iş bölümü yaptıkları belirlenen 11 kişi tutuklandı.
YORUMLAR