Osman Kavala'nın ipi Avrupa'nın elinde
Gezi kalkışmasının finansörlüğünü yürüttüğü iddia edilen Anadolu Kültür A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, savcılığa verdiği ifadede şirket gelirlerinin nereden geldiğine dair açıklamalar yaptı. Kavala'nın, gazeteci ve televizyoncuların, başkanı olduğu Açık Toplum Vakfı üzerinden fonladığı, vakfın da bu finansmanı "Avrupa Birliği" adı altında sağladığı ortaya çıktı.
Osman Kavala’nın ipi Avrupa’nın elinde
Giriş Tarihi: 21.11.2018 06:45 Güncelleme Tarihi: 21.11.2018 07:57
Gezi kalkışmasına sponsorluk yapan Osman Kavala’ya, mahkemede kritik sorular soruldu. Kavala’nın yanıtları ise kalkışma operasyonlarında kullanılan paranın nereden geldiğini ortaya koydu
Gezi kalkışmasının finansörlüğünü yürüttüğü iddia edilen Anadolu Kültür A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, savcılığa verdiği ifadede şirket gelirlerinin nereden geldiğine dair açıklamalar yaptı. Kavala'nın, gazeteci ve televizyoncuların, başkanı olduğu Açık Toplum Vakfı üzerinden fonladığı, vakfın da bu finansmanı "Avrupa Birliği" adı altında sağladığı ortaya çıktı.
'GÜDÜMLÜ TV' İTİRAFI
Soruşturma kapsamında; Osman Kavala'nın, FETÖ'nün medya yapılanmasında yer aldığı gerekçesiyle hakkında yakalama kararı bulunan Hasan Cemal ve PKK'nın yayın organı olmakla itham edilen İMC TV'de sunuculuk yapan Banu Güven'i kurulacak medya yapılanması için Açık Toplum Vakfı'na yönlendirdiği tespit edildi. Osman Kavala, savcıya verdiği ifadede, "Gezi olaylarının ardından gazeteciler, dijital ortamda çalışacak yeni bir haber kanalı kurmak istedi, Banu Güven'le parayı Açık Toplum Vakfı üzerinden almak gerektiği hususunda konuştum" ifadelerini kullandı.
PARA VAKIF ÜZERİNDEN...
Kavala'ya, PKK'nın yayın organı olmakla itham edilen İMC TV'de sunuculuk yapan Banu Güven'le 24 Temmuz 2013 tarihinde telefonda yaptığı görüşme de soruldu. Kavala'nın, söz konusu telefon görüşmesinde Güven'e Avrupa'dan para alabilmek için yeni bir şirket kurulması gerektiğini ancak yeni kurulan bir şirkete AB tarafından para verilemeyeceği, bu parayı Açık Toplum Vakfı üzerinden almak gerektiğini ifade ediyor. Kavala, "Banu Güven isimli şahısla olan irtibatınız nedir? Avrupa Birliği üzerinden talep edilen ve çeşitli vakıflar üzerinden aktarılması planlanan finansal destek ne amaçla talep edilmektedir?" sorusuna da "Bu görüşme bana aittir" yanıtını verdi.
PARA İÇİN ALMAN MAYER'E...
Kavala'ya haber kanalı için yabancı uyruklu bir şahıs ile kurulan iliteşim de soruldu. Bu görüşmeyi de kabul eden Kavala, bu kişinin "Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarını destekleyen Alman uyruklu ve Türkiye'de ofisi olan Frederick Ebert Vakfı'nın temsilcisi olduğunu söyledi. Bu arada soruşturma dosyasında yer alan şüphelilerin konuşmalarının, FETÖ'cü polisler tarafından silindiği ortaya çıktı. İddialara göre 17-25 Aralık kumpasının ardından görev yerleri değiştirilen FETÖ'cü polislerin ayrılırken sildikleri dosyalar incelemeye alınmış bazı belgeler kurtarılarak geri getirilmişti.
KALKIŞMA YABANCI BASINDA ÇIKSIN DİYE ÇALIŞTI
DIĞER taraftan soruşturma kapsamında tutuklanan Helsinki Yurttaşlar Derneği Üyesi Yiğit Aksakoğlu'nun, Gezi olaylarının uluslararası medyada yer alması için çalışmalar yürüttüğü tespit edildi. Aksakoğlu'nun, İtalyan gazetecilerin Gezi kalkışmasına katılan bazı doktorlarla görüştürülme talebinin kendisinden talep edilmesine "tamam ayarlarım" dediği telefon görüşmelerine yansıdı.
Osman Kavala'yı tutuklatan nedenler açıklandı
Yasal hükümeti yıkmaya çalışan Mehmet Osman Kavala'nın tutuklanmasına neden olan tüm detaylar ortaya çıktı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün 17-25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz'da kalkıştığı darbegirişimiyle ilişkisi, Gezi Parkı olaylarının ise yöneticisi olduğu suçlarıyla tutuklanan Mehmet Osman Kavala hakkındaki suçlamaların detayları belli oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen tutuklama istemli sevk yazısında, Kavala'nın, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye" yönelik bir ayaklanma olan ve terör örgütleri FETÖ/PDY, PKK/KCK, DHKP/C ve MLKP'nin aktif olarak katıldığı ve destek verdiği, kamuoyunda "Gezi olayları"diye bilinen eylemlerin yöneticisi ve organizatörü olduğu iddia edildi.
Sevk yazısında, Kavala'nın, 15 Temmuz 2016'da Türkiye'de gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimiyle ilgili 15-16 Temmuz'da Büyükada Splendid Otel'de yapılan toplantıya katıldığı ve darbenin organizatörlerinden olduğu belirtilen Hanry Jak Barkey ile yabancı uyruklu kişi ve kişilerle olağanın ötesinde yoğun irtibat kurarak darbe teşebbüsüne katılmak suretiyle anayasal düzeni cebir, şiddet yöntemleri ile değiştirmek suçunu işlediğine dair bulgu ve delillere ulaşıldığı kaydedildi.
YASAL HÜKÜMETİ DÜŞÜRMEK VE DÜZENİ DEĞİŞTİRMEYE TEŞEBBÜS
Şüpheli Kavala'nın "cebir şiddet kullanarak yasal meşru hükümeti düşürmek yahut iş göremez hale getirmek" suçu ile "cebir şiddet kullanarak anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek" suçlarını işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğu aktarılan sevk yazısında, "Mevcuden gönderilen şüpheli Mehmet Osman Kavala'ya atılı suçların niteliği, mevcut delil durumu, delillerin toplanma aşamasında olması ve şüphelinin delillere etki etme ihtimali ve kaçma şüphesinin bulunması hususları dikkate alınarak Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100. maddesi uyarınca tutuklanmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur." denildi.
Osman Kavala, nöbetçi sulh ceza hakimliğince, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından tutuklanmıştı.
Osman Kavala’nın parmak izi nerede bulundu21 Mar 2017, Salı
Her taşın altından çıkan adam olarak Osman Kavala'nın parmak izini çok ilginç bir yerde buldum.
Biraz sabredin size o izi nerede bulduğumu söyleyeceğim ama önce hafıza tazeleme zamanı.
HAFIZAMIZI DİRİ TUTALIM
Daha önce bu köşede Osman Kavala ile ilgili 4 yazı yazdım. Kavala iddialarımın bir bölümüne cevap da verdi. Onlardan bir tanesi de Bir Gün gazetesi ile olan ilişkisine yönelikti. Her ne kadar Bir Gün gazetesinden gelen açıklamada iddiam yalanlansa da Osman Kavala “bir dönem" ticari borç alış verişinin olduğunu kabul etmişti… Neyse.
Bugün yeniden hafızamızı tazelemenin faydası var.
Zira, öyle bir yerde Osman Kavala'nın parmak izine rastladık ki hatırlatmada bulunmak elzem oldu.
Bir: 28 Şubat 2013 tarihli Milliyet gazetesinin İmralı Zabıtlarıbaşlıklı manşet haberinde şöyle bir ayrıntı vardı:
“Sırrı (HDP'li Sırrı Süreyya Önder): Başkanım (Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan) her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala'nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar."
Yani Osman Kavala ile Abdullah Öcalan arasında selam alıp verecek derecede bir ilişki var.
İki: 7 Haziran seçimlerinde 4 partili parçalı Meclis aritmetiği oluştu. Ak Parti'nin tek başına iktidar olamadığı belli oldu. Osman Kavala şu anda tutuklu olan HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ı sahibi olduğu Cezayir Restoranı'nda ağırladı.
Yani, Kavala “zaferini" ortaklarıyla birlikte kutladı.
Üç: Hem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en önem vurucu güçlerinden biri olan F-16 savaş uçaklarının modernizasyonunu yaptı… Hem HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın seçim öncesi kullandığı “Seni Başkan yaptırmayacağız" sloganının mucidi oldu.
Çünkü, “Tavşana kaç, tazıya tut" diyerek düzenin devamını sağlıyordu… Türkiye'nin sistem değişikliği ile bağımsızlaşacağını gördüğü için baştan itibaren “Başkanlık sistemi"ne karşı çıktı.
Dört: Osman Kavala sistem değişikliğini önleyecek hamlelerden biri olarak MHP'de lider değişimi formülü üzerinden çalışan koalisyona da destek oldu. Zira Meral Akşener ile “ortak kuzenleri"nin nikah şahitliğini yapan da oydu.
Beş: Osman Kavala ile Meral Akşener “akraba değil" ve fakat “ortak kuzen" sahibidir… Ne demekse?
Altı: Ha bir de Meral Akşener'i MHP Genel Başkanı yapmak isteyen başta FETÖ ve bir takım çevreler vardı. Bunu şu günlerde FETÖ'den tutuklu Mümtaz'er Türköne “Erdoğan'ın yapmak istediklerine engel olacak formül olarak Akşener'in MHP'ye lider olması gerekir" diye yazmıştı.
Hatta Bahçeli'ye yakın bir gazete, “Ölüsü, dirisi, Paralel'i, HDP'lisi birleşip Akşener'i destekliyor" diye sürmanşet atmıştı.
Yedi: Bir şey daha oldu o dönemde. CNN Türk'te Taha Akyol Merak Akşener'i ağırladı. Akşener'e “Sizin ağızınızdan bunları duymak ne güzel" diye başlayan iltifatlarla devam etti sohbet. Akşener, aynı programda “Ayşe Buğra'nın kitaplarını gençlere öneriyorum" diye bir cümle kurdu!
Peki kim bu Ayşe Buğra? Tabii ki Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra Kavala!
BİR GÜN YERLİ İHA'LARI NEDEN VURMAK İSTEDİ?
Bütün bu bilgilerden sonra 15 Aralık 2016'da Bir Gün gazetesi, “Savaş yoksulları 'şehit', onları milyoner yapıyor" başlığı ile çıktı.
F-16 savaş uçaklarının modernizasyonunu gerçekleştiren Osman Kavala oradan aldığı paraların bir kısmını Bir Gün'e borç vermişti. O Bir Gün tutup, ajidatif başlıkla hem toplumsal katmanları provoke etti… Hem “Yerli İHA"ları vurmak istedi. Hem de İsrail ve Amerikan silah lobilerine hizmet etti.
Osman Kavala'nın parmak izi yerli oto projesinde çıkarsa…
''Seni başkan yaptırmayacağız'' sloganını mucidi, Bir Gün'ün “borç vereni”, Meral Akşener'in kuzeni, PKK terör örgütü elebaşı İmralı sakini Abdullah Öcalan'ın selamcısı, Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala'nın izini bu kez Bilim ve Sanayi Bakanlığı'nın çok ama çok gizli yürüttüğü yerli otomobil projesinde buldum.
Meğer bizim Kızıl Soros Osman Kavala, Türkiye'nin yerli ve milli projesi “yerli otomobil” işine de merak sarmış.
Bir Gün gazetesi, yerli otomobille ilgili 2015 yılında birkaç haber yapmış. Haberlerin tamamı aleyhte… Yani itibarsızlaştırmaya yönelik. Ama sonra birden haberler bıçak gibi kesilmiş.
Nedenini araştırdım. Meğer 65'inci Hükümet kurulduğunda Bilim ve Teknoloji Bakanlığı'ndan Milli Savunma Bakanlığı'na geçen Fikri Işık'tan sonra Osman Kavala “yerli otomobil projesi”ne el atmış. Bir önemli adamını projede önemli bir yere getirtmiş.
Sonrası malum… Yerli otomobil işi, yılan hikayesine dönmeye başlamış.
Allah'tan Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın çok önemsediği yerli otomobil projesinin akıbetini sorgulaması neticesi, Osman Kavala'nın önemli adamı o önemli pozisyondan alınmış.
Şimdi soru şu: Osman Kavala'nın “başkanlık sistemi”ne olan bariyeri ortadayken… Siyaseti dizayn etme merakı ortadayken… İmralı ve HDP ile ilişkileri ortadayken… Meral Akşener projesindeki aktivasyonu ortadayken… Nasıl olur da Türkiye'nin çok önemsediği “yerli otomobil” projesinde bir şekliyle yer almasına müsaade edilir?
Aklım almıyor..!
Haksız mıyım?