ABD'nin Irak'ı işgalinin 15. yılı,Kadınların iffeti ve namusları ayaklar altında,
Komşumuz Irak'ın durumunu göz önüne getirin Halbuki bu dünyayı ve bizi yaratan Allah'ın kanununun ve en önemli özelliği. Allah bozgunculuğu ve yıkılıcılığı değil. Yapılıcılığı ve ıslah etmeyi sever. Dünya düzeninin anarşi başı bozukluk pislik, zulüm ve düşmanlıklarla bozulmasını hiçbir zaman istemez ve sevmez. Ülkesini yönetmek düzeni sağlamak için ortaya çıkan insanlardan (partilerden) herkese tam anlamıyla eşit davrananlar Allah tarafından da desteklenirler ve toplumu yönetmeye hak kazanırlar
ABD'nin Irak'ı işgalinin 15. yılı,Kadınların iffeti ve namusları ayaklar altında
Giriş Tarihi: 20.3.2018 05:53 Güncelleme Tarihi: 20.3.2018 09:31
Irak'ın, ABD ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon güçlerince işgalinin üzerinden 15 yıl geçti. Saddam Hüseyin'in biyolojik silahlar ürettiği iddiasıyla başlatılan ve 9 yıl süren kanlı işgal, ülkeye sözü verilen "demokrasi" yerine sivillere büyük bedeller ödetecek kaos getirdi. 1/34Ambargodan sonra ise yine ABD ve ona destek veren İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararını beklemeden Irak'ı işgal etmek için düğmeye bastı.
3/34Irak'a "istikrar ve demokrasi" getirileceği vadedilen operasyona da "Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu" adı verildi. Ancak bu askeri müdahale yüz binlerce sivilin hayatını kaybetmesi, milyarlarca doların harcanması ve son olarak terör örgütü DEAŞ'ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
4/34Irak'ta 13 yıl boyunca uygulanan ağır ambargo nedeniyle kötüleşen ekonomik durum, halkın hayat standartlarını dramatik bir şekilde aşağıya çekti, ülke altyapısı büyük zarar gördü, vatandaşlara yönelik hizmetlerde ciddi aksamalar meydana geldi.
6/34BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 1993 yılında yayımladığı raporda, ambargo sonucu ülkedeki açlık oranının çok yüksek bir seviyeye ulaştığı uyarısında bulundu. FAO, 1995'te yayımladığı raporda ise yarım milyon Iraklı çocuğun dayatılan ambargo nedeniyle açlık ve kötü yaşam koşullarından hayatını kaybettiğini duyurdu.
7/34Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, "Ambargo, 500 bin Iraklı çocuğun hayatını kaybetmesine değdi mi?" sorusuna, "Bu çok zor bir seçim ancak bu bedele değdiğini düşünüyoruz." yanıtını vermiş ve ambargoyu çocukların hayatından üstün gördüğünü açıkça ortaya koymuştu.
8/34Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, 2001-2003 yılları arasında bu iddialar üzerinde bir dosya hazırlatarak Irak işgalini yasal bir statüye kavuşturma mücadelesine girdi.
10/34ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003'te BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, "Saddam Hüseyin'in biyolojik silahlara sahip olduğundan hiç şüphe yok ve daha fazlasını üretebilecek kapasiteye sahip." iddiasında bulundu.
11/34İddiaların aksine, BM Silah Denetleme Komisyonu Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003'te hazırladığı raporda, Irak'ta incelemelerde bulunan ekibinin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. ABD ve İngiltere, Irak'ın işgali için BMGK'ye yeterli kanıtlar sunamadı. Bunun üzerine iki ülkenin öncülüğünde kurulan koalisyon gücü BMGK'den onay çıkmadan işgal kararı aldı.
12/34Bu kararla, Irak'ın işgaline uydurma bir bahaneyle girişilmesinin yanı sıra BMGK'nin devre dışı bırakılması nedeniyle uluslararası hukuk da çiğnendi.
13/34Irak'a giren güçler kısa süre içinde, 9 Nisan'da başkent Bağdat'ta kontrolü sağlayıp, Firdevs Meydanı'nda yer alan Saddam Hüseyin heykelini devirdi.
15/34Operasyonlar henüz yer yer devam ederken, BM Güvenlik Konseyi, 22 Mayıs'ta ABD ve İngiltere'nin Irak'ı işgal etme hakkını tanıyan bir karar çıkardı.
16/34Ülkenin tamamını ele geçiren koalisyon güçleri, 13 Aralık 2003'te Saddam'ı doğduğu Tikret'te yer altında gizlenirken yakaladı. Saddam'ın ailesiyle Baas rejiminden birçok üst düzey yetkili Ürdün'e kaçarak iltica etti. Hükümet ve ordunun tamamı lağvedildi.
17/34ABD'den yaklaşık iki yıl görev yapacak Paul Bremer, Geçici Koalisyon Yönetimi'nin başkanlığını yaptı. Saddam Hüseyin, çeşitli suçlardan yaklaşık 3 yıl boyunca yargılandıktan sonra 30 Aralık 2006'da idam edildi.
18/34Irak Sağlık Bakanlığı'nın verileri üzerinde çalışma yapan bağımsız "Iraqcountybody" organizasyonuna göre, Irak'ta 2003-2011 yılları arasında çatışmalardan kaynaklı yaklaşık 120 bin sivil hayatını kaybetti. Aynı organizasyonun verilerine göre, 2018'e kadar hayatını kaybeden sivillerin sayısı 200 bine ulaştı.
20/34Bunun yanında ABD, Kanada ve Irak'tan üç üniversitenin 2011 yılında yaptığı ortak bir saha araştırmasında, ülkede işgalin fiili olarak devam ettiği 8 yıl içinde doğrudan veya dolaylı olarak savaş ile çatışma kaynaklı yaklaşık 461 bin ölüm vakası meydana geldiği belirtildi.
21/34Nuri el-Maliki, 22 Nisan 2006'da Başbakan seçildi. Sünniler başta olmak üzere Kürtlerin eleştiri oklarının hedefi haline gelen Maliki, görev süresinin dolduğu 2014'e kadar mezhepçi yaklaşımıyla ağır tepkiler aldı.
24/34Bağdat'ta Saddam döneminde Sünniler hakimiyeti elinde tutarken, Maliki döneminde ise dengeler tam tersine döndü. Saddam'ın devrilmesiyle büyük bir yalnızlık ve sahipsizlik hisseden Sünniler belki de bu işgalin en büyük faturasını ödedi.
25/34Irak'ta üçüncü unsur olan Kürtler ise ABD öncülüğünde 2005'te hazırlanan anayasa sayesinde Erbil, Süleymaniye ve Duhok vilayetlerinden oluşan bölgede Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni (IKBY) ilan ettiler. IKBY'deki siyasi ve güvenlik istikrarından dolayı Kürtler, uzun yıllar boyunca Irak'ın en çok gelişen ve yıldızı parlayan tarafı olarak gösterildi.
26/34ABD'nin 3 yıl öncesinde terk ettiği Irak'ta büyük yıkımlara yol açan DEAŞ, ülkenin üçte birine tekabül eden Musul, Enbar ve Salahaddin vilayetleriyle Diyala ve Kerkük'ün bir kısmında hakimiyet sağladı.
28/34Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, 18 Aralık 2017'de bilançosu çok ağır olan askeri operasyonlar sonucu DEAŞ'ın ülkedeki varlığının ortadan kaldırıldığını duyurdu. Örgütün varlığından dolayı çoğunluğu Sünnilerden oluşan 5 milyonluk bir iç göçmen dalgası yaşandı.
29/34Musul, Enbar ve Salahaddin vilayetlerinde bedeli 80 milyar doları bulan büyük yıkımlar meydana geldi. Bunun yanında on binlerce sivil hayatını kaybetti.
30/34ABD Savunma Bakanlığı'ndan Aralık 2017'de yapılan açıklamaya göre, ülkenin çeşitli bölgelerinde askeri üsleri yer alan ABD'nin Irak'ta yaklaşık 5 bin 200 askeri bulunuyor. ABD askerleri doğrudan çatışmalara girmek yerine daha çok askeri danışman statüsünde görev yapıyor.
32/34Irak’ta düne kadar insanla dolu, bölgeler, çöl haline geldi. Köyleri şehirleri kül ve enkaz yığınları oldu. İnsanların sinek kadar bile değeri yok her gün yüzlerce insan öldürülüyor. Kadınların iffeti ve namusları ayaklar altında, küçük çocuklar, hastalar, yaşlılar ezilmekte katledilmekte ve sokaklar ölü insan cesetleriyle dolu. Mabetler harap oldu.
Halbuki bu dünyayı ve bizi yaratan Allah’ın kanununun ve en önemli özelliği. Allah bozgunculuğu ve yıkılıcılığı değil. Yapılıcılığı ve ıslah etmeyi sever. Dünya düzeninin anarşi başı bozukluk pislik, zulüm ve düşmanlıklarla bozulmasını hiçbir zaman istemez ve sevmez. Ülkesini yönetmek düzeni sağlamak için ortaya çıkan insanlardan (partilerden) herkese tam anlamıyla eşit davrananlar Allah tarafından da desteklenirler ve toplumu yönetmeye hak kazanırlar.
AFRİN’DE, 15 TEMMUZ İŞGAL PLAN'ININ AKTÖRLERİ ŞAŞKIN!
Giriş Tarihi: 04.02.2018 16:17
15 Temmuz işgal planı'nın Aktörleri ve Baş piyonları, en başta ABD, Almanya, Fransa, Belçika, İngiltere, Hollanda, NATO, Şaşkın, bu aktörler 20 Ocak'ta, TSK nin Afrinde başlattığı Zeytin Dalı Harekatını, başlangıçta karşı görünselerde, TSK’nin başarılı olamayacağını inanıyolardı, 2011 yılından beri, AFRİN de, Alman ve Fransız Mühendislerinin yaptıkları mevziler, 21 ci yüz yılın savaş teknolojisi, bundan daha iyi tuzak yapılamazdı, buna rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üstün başarısı karşısında, Türkiye aleyhine yalan haberlerle, tüm dünya kamuoyunu aldatmaktalar, bağımsız kaynaklardan edinilen bilgiye göre, 70’e yakın Ülkeden terörist bulunduğu, öldürülen teröristlerin bir çoğunun, PYD Kıyafet giymiş Alman, Fransız, İngiltere ve Amerikalı olduğu, çünkü 1989 yılında, soğuk savaşın sona ermesiyle, Sovyetlerde bulunan yaklaşık beş (5000) bin Amerikan ajanının, gezgin, misyoner ve diplomat rolünde görev yaptıklarını, bunları Türkiye’ye çektiklerini, bizzat o günkü CİA Başkanının kendi ifadesinden anlaşılmakta. Başarısız 15 temmuz işgal girişiminden sonra, aynı emperyalist güçlerin itleri, YPG / PKK KCK, DEAŞ da dâhil Amanos Dağları üzerinden, Türkiye’ye yaptıkları sızmalarla, Kilisde, Hatayda sivil halki hedef alarak, Türkiyeye test etmeye başladılar, 20 Ocak günü, Başkomutan Erdoğan Zeytin Dalı Harekatını başlatmamış olsaydı, bu gün 04 Şubat 2018 itbariyle, Amanos Dağları üzerinden Ak Denize Terör koridoru açılmış olacaktı, bu emperyalist güçlerin köpekleri, PYD/YPG’ PKK, KCK, DEAŞ ile savaşımız, Urfa, Gaziantep, Kilis, Hatay İllerimiz içersinde yapıyor olacaktık, ne yapıp edip Türkiye’yi Ortadoğu’da itibarsızlaştırp, diz çöktürmek istiyorlardı! Türkiye, İşgalci değil meşru müdafaa hakkını kullanarak kendi güvenliği için, sınır ötesinden gelen terörü kaynağında yok etme kararlılığında. Afrin ve Münbiç’i terörden temizleyerek asıl sahiplerine teslim etmek için harekete geçmiştir, aynı zamanda Türkiyenin Beka sorunudur. Unutmayalım ki karşımızdaki düşman ve savaşımız, Kurtuluş savaşımızdaki düşmanlarımızın yüz katı ve beş bin tır en son üretilmiş geliştirilmiş, stratejik silahları bize karşı kullanacaklardır, elbette kaybımız olacaktır,unutmayalım ki, 1970 li yıllarda, uluslar arası kriter 1,Terörist 25 baş, bu gün gelişen teknoloji 1,Terörist 7 baş kabul ediliyor. Afrin merkeze doğru kararlı ve temkinli şekilde planlandığı gibi ilerleyenen, 'Zeytin Dalı Harekâtı'nda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yürüyüşünü durdurmak, Başta ABD, Almanya, Fransa,İngiltere ve Türkiye karşıtı olan diğer ülkelerin ürettikleri stratejik silahları bize karşı kullanacaklardır, 15 Temmuz 2016 sonrası Haçlı ruhu ile Türkiye’ye zarar vermek, saldırmak asli görevleri olarak kabul etmekteler.Bütün bunlara rağmen kazanacak olan İslamın son kalesi türkiyedir. ,Maide Suresinin 54. ayetinin meali şöyledir:“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki, Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda mücadele eder ve bu hususta dil uzatan hiçbir kimsenin ayıplamasından korkmazlar...”Bu ayet geldiğinde Sahabe, Peygamberimize (S.A.V.) bu ayette bahsi geçen kimlerdir diye sorduğunda, Cevaben siz Türkçeyi öğrenin türkçede saltanat vardır.
Osmanlı Cihan İmparatorluğu, Yaklaşık 6 Asır nasıl ayakta kaldı, Din'i İslam’a hizmet etti Yüceltti. Dünyadaki her mücadele ve davanın kendine özgü bir düşünce ve eylem planı vardır. Osmanlı,İslamın fikir planı ve onun uygulama yolunu, Peygamberlerin hakkı yaymadaki yöntemlerini uygulamıştır.Toplumunun problemlerini ve hayati sıkıntılarını hangi bölgede olursa olsun, hangi zamanda bulunursa bulunsun, hangi türden olursa olsun, çözüm ararken haktan ve adaletten ayrılmamıştır. Başkomutan Erdoğan’da aynı yolda yürümekte, kendisi Kutbül Aktab'dır. Bu millet maslahatını Erdoğan'a emanet etmiştir..
Zülfikar Gençtürk
15-temmuz.net haberleri
E-Posta: 15temmuz2016.06@gmail.com.
.TSK ve ÖSO Afrin kent merkezine girdi ve kontrol sağlandı