Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı..

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı..

Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı. Türkeş'in mezarına, ata memleketi Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpen, kırmızı-beyaz karanfiller bırakan Bahçeli, dua edip, mezara su döktü.Bahçeli'ye Türkeş'in "dava arkadaşları" Hacı Yusuf Işık ve Ali Reşat Yılmazbilen ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş de eşlik etti.

04 Nisan 2019 - 17:17

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı.

Giriş Tarihi: 4.4.2019  14:09 Güncelleme Tarihi: 4.4.2019  16:30
Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in vefatının 22. yılı nedeniyle Beştepe'deki mezarı başında tören düzenlendi.Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı.

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı ile ilgili görsel sonucu

Alparslan Türkeş'in mezarına, ata memleketi Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi  Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpen, kırmızı-beyaz karanfiller bırakan  Bahçeli, dua edip, mezara su döktü.Bahçeli'ye Türkeş'in "dava arkadaşları" Hacı Yusuf Işık ve Ali Reşat  Yılmazbilen ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş de eşlik etti.Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında kabri başında anıldı

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş, vefatının 22'nci yılında Beştepe’deki anıt mezarında düzenlenen törenle anıldı.

Alparslan Türkeş, vefatının 20. yılında anılıyor

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş, ölümünün 22. yıldönümünde tüm yurt genelinde anılıyor..

MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in vefatının 22. yılı nedeniyle Beştepe'deki mezarı başında tören düzenlendi.

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında kabri başında anıldıKur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı.

Türkeş'in mezarına, ata memleketi Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpen, kırmızı-beyaz karanfiller bırakan Bahçeli, dua edip, mezara su döktü.

Bahçeli'ye Türkeş'in "dava arkadaşları" Hacı Yusuf Işık ve Ali Reşat Yılmazbilen ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş de eşlik etti.

Devlet Bahçeli, törende yaptığı konuşmada, Türk milletinin gönlünde mümtaz ve müstesna bir yeri bulunan merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'i vefatının 22. yılında Fatihalarla andıklarını belirtti.

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in vefatının 22. yılı nedeniyle Beştepe'deki mezarı başında tören düzenlendi.

Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli'nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve  vatandaşlar katıldı.

erkan akçay türkeşin mezarında ile ilgili görsel sonucuTürkeş'in Türk siyaset ve devlet hayatında muhterem iz ve eserleri bulunan bir lider olduğunu anlatan Bahçeli, "Her şeyden önce inanmış bir vicdan, mücadeleci bir kişilik, ülkülerinden taviz vermeyen bir dava insanıydı. Zorluklar karşısında yılmayan bir mizacı vardı. Varlığını ve vaktini tamamıyla milletine adayan milli bir ahlakı bulunuyordu. Yüksek hedefler koyan, bu hedeflere ulaşmak için insanüstü gayret sarf eden görev ve sorumluluk şuuruna haizdi." dedi.

"Herkesin gönlünde taht kurdu"

"Dava adamı olmak her kişinin harcı değildir. Her şeyden önce dava adamı, inandığı değerleri hayatının mihveri yapan, bununla da kalmayıp ruhunun derinlerine işleyen, dahası bu değerleri hem yaşayan hem de yaşatan vakarlı ve vasıflı insandır." diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı ile ilgili görsel sonucu"Merhum Türkeş Bey, davasını bayraklaştıran, ülkesini ve milletini her şeyin üstünde tutan bir irade ve idrak gücüne sahipti. Onun nezdinde karamsarlık yoktu. Kötümserliğe müsaadesi hiç yoktu. Devamlı geleceği düşünen, hiç yüksünmeden, hiç yorgunluk emaresi göstermeden Türk-İslam ülküsünün parlak ufuklarını düşleyen, bununla ilgili muazzam çalışmalara imza atan muazzez bir vasfı vardı. Sabırlıydı, sağduyuluydu, meselelere stratejik bakıyordu. Akılla duygu arasında kurmuş olduğu manevi köprüyle nice belaları defetmiş, nice badireleri yenmiş, nice çilelere göğüs germişti. Seksen yıllık şerefli ömrü pek çok mücadeleyle geçmişti. Aciz değil atılgandı, edilgen değil aktif ve aksiyon insanıydı. Gençlik yıllarında tabutluklarda başlayan yürüyüşü hiç durmadı, kesintiye uğramadı. İnancıyla, istikrarlı hayatıyla, dik duruşuyla, cesur tutumuyla elbette taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurdu."

Bahçeli, Türkeş'in düşüncelerini özümsemenin en güvenli yolunun önce tanımak, sonra anlamak, ardında da yaşayıp yaşatılmasına hizmet etmek olduğunu kaydetti.

"Milliyetçi-ülkücü hareket dimdik ayakta"

Türkeş'in, milliyetçiliğin tehlikeli görüldüğü, ağır saldırılara uğradığı, sorgulanıp suçlandığı dönemlerde taviz vermeyen bir gönül insanı olduğunu belirten Bahçeli, yapılan karşı propaganda ve müdahalelere rağmen Türk milliyetçiliğinin, Anadolu'nun her köşesine onunla yayılmış ve asil Türk gençlerinin vicdanında yer bulmayı onunla başardığını ifade etti.

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı ile ilgili görsel sonucu

Devlet Bahçeli, şu görüşlerini paylaştı:

"Bizlere emanet ettiği, emin ve ehil ellerde olan iki eserinden MHP ile Ülkü Ocakları milletimizin takdir ve teveccühüyle çok daha güçlü, çok daha sağlam bir seviyeye hamdolsun ulaşmıştır. 'Doğru bir fikri yenecek hiçbir kuvvet yoktur' diyen Türkeş, iki asırdır fikir ve felsefe arayışının sürdüğü Türk düşünce tarihinde, sorunları çağına uygun teşhis ve analiz eden ve çözüm öneren bir düşünce sistemi oluşturmayı da başarmıştır.
Elbette merhum Türkeş Bey'e çok şey borçluyuz. Onun hatırasına her daim sahip çıkacağız, bizlere bıraktığı güzide eserlerini de engeller ne kadar fazla olursa olsun, tuzaklar ne denli vahşi kurulursa kurulsun yaşatacağız ve geleceğe taşıyacağız. Türkiye'ye, Türk milliyetçiliği ile hizmet vermenin yegane adresi MHP'dir. Dalından kopan kurumuş yaprakların akıbetini rüzgarın tayin etmesi de kaçınılmazdır."

"Unutulmasın ki MHP'nin engin hoşgörüsü, sağlam fikriyatı, siyasi ahlak ve ilkeleri, önce ülkem ve milletim diyen feraset ve fedakarlığı herkesi kucaklamak için yeterlidir." diyen Bahçeli, milliyetçi-ülkücü hareketin dimdik ve inançla ayakta olduğunu vurguladı.

"O gün yaklaşmaktadır"

Bahçeli, bugün Türkeş'in mezarı başına gelemeyen milyonlarca kişinin yüreklerinin burada çarptığını belirterek kalplerdeki yeri, gönüllerdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan Başbuğ Alparslan Türkeş'i vefatının 22. yılında saygıyla, rahmetle yad ederek, "Merhum liderimizin kabrinin nur, mekanının cennet olmasını Cenabı Allah'tan diliyorum. Onun Türk milleti için manevi vasiyeti, ülkücülerin milletle kucaklaştığı gün gerçekleşecektir. Ve o gün yaklaşmaktadır. Ruhu şad olsun. Allah ondan razı olsun." değerlendirmesinde bulundu.

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı ile ilgili görsel sonucu ?

Türk Dünyası’nın Bilge Lideri Alparslan TÜRKEŞ’i rahmetle anıyoruz. 

Gelin şimdi tam 22 yıl önce bugüne dönelim…

O acı günü bir kez daha hatırlayalım…

Türk siyasî hayatında “Başbuğ” olarak bilinen, Milliyetçi Hareket Partisi’nin efsanevî lideri Başbuğ Alparslan Türkeş,  1997 tarihinde geçirdiği bir kalp spazmı sonucu vefat etti. Başbuğ Türkeş’in ölüm haberi, Türkiye ve Türk dünyasında büyük tesirler meydana getirmiş ve özellikle ülkemizi yasa boğmuştur.

Alparslan Türkeş, 4 Nisan tarihinde Ankara Hilton Oteli’nde katıldığı bir nişan merasimi dönüşü özel aracında saat 22.30 sıralarında fenalaştı. Araba ile hastaneye götürülürken yanında bulunanlara “Arabanın camını açın, daraldım” diyen Türkeş’in bu sıralarda yüzü sarardı ve nefesi sıkıştı. Bunun üzerine evine en yakın yerde bulunan Fatih Üniversitesi Çankaya Tıp Merkezi’ne götürülen Türkeş’e burada kalbi güçlendirici iğneler yapıldı. Alparslan Türkeş’e burada ilk müdahaleyi yapan Dr. Hüseyin Aka olayı şöyle anlatmıştır:

“Sayın Türkeş’in rahatsızlanarak hastanemize getirildiği söylenince apar topar geldim. Saat 22.45 civarındaydı. Bize gelir gelmez baktım durumu iyi değil. Hemen müdahaleye aldık. Müdahale 10 dakika kadar sürdü. Bu arada Bayındır Tıp Merkezi’ni arayarak hazırlık yapmalarını haber verdik. Prof. Dr. Arif Özdemir’le birlikte 5 dakika içinde Bayındır Tıp Merkezi’ne götürdük. Bu arada ambulans içinde suni teneffüse devam ettik. Gayet güzel müdahaleler yapıldı. Ama bize geldiğinde de kalbi çalışmıyordu .

” Çankaya Tıp Merkezi’nde yapılan bu müdahaleler sonuç vermeyince, Alparslan Türkeş korumaları tarafından acil olarak Bayındır Tıp Merkezi’ne saat 23.15 sıralarında getirildi. Nöbetçi Doktor Sertaç Yıldırım’ın yaptığı açıklamaya göre Alparslan Türkeş’in hastaneye getirildiğinde kalbi tamamen durmuştu. Kendisine masaj ve şok tedavisi uygulandı. Yoğun bakımı sırasında bir ara kalbi yeniden çalışır gibi olduysa da alınan bütün tıbbî tedbirlere rağmen Başbuğ Türkeş’in vefatına engel olunamadı.

Başbuğ Türkeş’in vefat haberi uzun süre doğrulanamadı. Haberin çeşitli televizyon kanallarında duyurulmaya başlamasından itibaren ülkücüler hastane önünde toplanmaya başladı. “Türkeş öldü” haberini kabullenmek istemeyen ülkücüler, hastane önünde dua edip ağladı ve tekbir getirdi. Nihayet Bayındır Tıp Merkezi’nin yetkilileri Alparslan Türkeş ile ilgili acı haberi saat 03.15 civarında resmen açıkladı.

…Ve son Başbuğ artık yoktu. Seksen yıllık ömrü sona ermiş, ardında gözü yaşlı milyonlar bırakarak göçüp gitmişti.

O gece ülkücüler uyumadı. Başbuğlarının ölüm haberini duyan talebeleri ve dava arkadaşları sabaha kadar gözlerini kırpmadan beklediler.

Alparslan Türkeş’in Tıbbî Ölüm Raporu

Türkeş’in tıbbî ölüm raporu, Ankara Bayındır Tıp Merkezi’nde hazırlandı. Türkeş’in ölüm raporu şu şekildedir;

” Sayın Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 Cuma gecesi saat 23.15’te kalp ve solunum durmasıyla hastanemiz acil servisine getirilmiştir. Derhâl yoğun bakıma alınarak resusitasyona devam edilmiştir. 3.5 saat süreyle yapılan resusitasyona yanıt alınamamıştır. Yapılan nörolojik, kardiyolojik anestezi ve reanimasyon, göğüs hastalıkları muayeneleri, ERA ve EKG tetkikleri ile hastanın ex olduğuna karar verilmiştir.(Karar saati:02.30)

Doç. Dr. Yaman Zorlutuna (Bayındır Tıp Merkezi Başhekimi), Prof. Dr. Ferhan Özmen (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Öğretim Üyesi), Doç. Dr. Nuri Özgirgin (Bayındır Tıp Merkezi KBB Uzmanı), Prof. Dr. Arif Özdemir (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Öğretim Üyesi), Doç. Dr. Nadir Banudak (GATA Kornea Yoğun Bakım Şefi), Prof. Dr. İrfan Sabah(Acil Yardım Hastanesi Kardiyoloji Bölümü), Dr. Murat Sümer(Bayındır Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı), Dr. Serap Bilen Hızek (Bayındır Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı), Dr. Funda Yağcı (Bayındır Tıp Merkezi Anestezi Uzmanı), Dr. Hüseyin Aka (Fatih Üniversitesi Çankaya Tıp Merkezi).” Cenaze Merasimi MHP Genel Merkezi’nce yapılan açıklamada cenaze merasiminin 8 Nisan 1997 tarihinde yapılacağı duyurmuş ve törenle ilgili programı şu şekilde tespit edilmiştir;

“Alparslan Türkeş’in cenazesi (8.4.1997) saat 8.30 ‘da Bayındır Tıp Merkezi’nden alınarak Eskişehir Yolu üzerinden TBMM’ye getirilecek. TBMM’de düzenlenecek törenden sonra Türkeş’in cenazesi MHP Genel Merkezi’nin bulunduğu Karanfil Sokağına götürülecek. Kocatepe Camii’nde kılınacak cenaze namazından sonra Türkeş’in naaş’ı Meşrutiyet Caddesi, Kızılay, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Tandoğan ve Beşevler üzerinden toprağa verileceği yer olan Atatürk Orman Çiftliğindeki Anıt Mezar alanına götürülecek”

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı ile ilgili görsel sonucuSon Yolculuk

Alparslan Türkeş için 8 Nisan 1997 Salı günü düzenlenen cenaze törenine on binlerce kişi katıldı. Onu son yolculuğunda yalnız bırakmak istemeyen MHP’liler, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Ankara’ya akın ettiler. Ankara, Alparslan Türkeş’e son görevini yapmak ve ebedî yolculuğuna uğurlamak üzere, o tarihî gün için hazırlık yaptı.

Türkeş’in cenazesine katılmak için gelenlerin çokluğu ve nisan ayı olmasına rağmen, anî olarak bastıran kar yağışı nedeniyle 8 Nisan günü sabaha karşı Eskişehir, Samsun, Konya ve İstanbul yolları tıkandı. Tören için başkente yaklaşık 4 bin civarında araç geldi.

Türkeş için üç ayrı cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreni için ilk toplanma Türkeş’in naaş’ının bulunduğu Bayındır Tıp Merkezi önünde oldu. MHP yetkilileri, binlerce partili, Türkeş’in naaş’ını almak için bildirilen saatten çok önce Bayındır Tıp Merkezi’nde toplanmaya başladı.

Ankara dışından gelen araçlar, 8 Nisan sabahı saat 03.00’ten itibaren Bayındır Tıp Merkezi önünde ve çevresinde toplandılar. Bayındır Tıp Merkezi’nin Eskişehir yolu üzerinde bulunmasından dolayı, kente bu istikametten gelen yollar saat 05.15’te tamamen trafiğe kapandı.

Türkeş’in Türk bayrağına sarılı naaş’ı, saat 8.30’da Bayındır Tıp Merkezi morgundan alındı. Kırmızı-beyaz karanfillerle Türk bayrağı motifi şeklinde süslenmiş bir cenaze arabasına kondu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenecek törene götürülmek üzere yola çıkarıldı.

Saat 08.45’te yola çıkan Türkeş’in cenaze arabası, yoğun izdiham nedeniyle, 100 metre ilerideki Eskişehir yoluna ancak 25 dakika sonra saat 09.10’da çıkabildi. Cenaze kortejinin önünde bir partili tarafından taşınan “Türkeş”in posteri yer almaktaydı.

Bu arada taşınan pankartlarda,

“Ruhun Şad Olsun Türkün Gerçek Başbuğu”
“Türkeş Gibi Lider Yüzyılda Zor Çıkar”
“Başbuğlar Ölmez Yüreklerde Yaşar”
“Mekânın Cennet Olsun Bilge Başbuğ”
“Yüce Başbuğ Ülkün İle Yaşayacaksın”
“Türk Eşsiz, Türk Emsalsiz,Türk Ne Yapar Türkeşsiz”
“Türk İslâm Âleminin Başı Sağ Olsun”
“Tanrı Dağı Kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslüman’ız”

Yoğun izdiham nedeniyle doğabilecek sağlık sorunlarının giderilebilmesi amacıyla cenaze kortejinin önünde Sağlık Bakanlığı ve Kızılay’a ait 3 ambülâns hazır bulundu. Ülkü Ocaklarına ait bir araç da kortejin en önünde polis araçlarıyla birlikte yürüyüş yolunun önünün açılmasına çalıştı. Cenaze korteji İnönü Bulvarı boyunca yolun her iki tarafındaki Ülkü Ocaklı gençlerin oluşturduğu güvenlik çemberi arasında ilerlerken, Bursa İl Başkanlığı’na ait bir araçtan da sürekli olarak, “Provokasyonlara karşı dikkatli olunması” yönünde uyarı anonsları yapıldı.

Tekbir sesleri ve gözyaşları arasında ilerleyen cenaze korteji, Bayındır Tıp Merkezi ile Meclis arasındaki yaklaşık 4 kilometre mesafeyi, 20 dakikalık gecikmeyle 2 saatte alabildi

Alparslan Türkeş için ilk tören Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlendi. Buradaki törene, Türkeş’in eşi Seval Türkeş, büyük oğlu Tuğrul Türkeş ile diğer çocukları katıldı.

Meclisteki törene dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP Lideri Bülent Ecevit ve diğer partilerin üst düzey yetkilileri de katıldı. Törende Türkeş’in öz geçmişi okunduktan sonra bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Türkeş’in cenazesini taşıyan araç, Meclisteki tören sonrasında saat 11.15’te Çankaya kapısından çıkış yaparak, kortejin önüne alındı ve MHP Genel Merkezi’ne yöneldi.

Meclisten parti merkezine doğru yürüyüş sırasında kortejdekiler tarafından tekbir getirildi, “Başbuğ ölmedi, kalbimizde yaşıyor” sloganları atıldı.

Cenazenin MHP Genel Merkezi’ne getirilmesinden önce görevliler tarafından vatandaşlara, Türkeş kokartları ve üzerinde “Başbuğ Ölmez” yazılı Türkeş posterleri dağıtıldı.

Kortej saat 11.45 sıralarında MHP Genel Merkezi’nin önüne ulaştı. Cenaze burada yolun her iki tarafında toplanan partililerce tekbir sesleriyle karşılandı.

Binanın pencerelerinden ve yolda bekleyenler tarafından cenazenin üzerine karanfiller atıldı. Cenazenin gelişi sırasında “Başbuğ ölmedi, kalbimizde yaşıyor” sloganları atılarak, tekbir ve salâvat getirildi. Parti genel merkezi pencerelerinden de cenazeyi taşıyan araç üzerine kırmızı karanfiller atıldı, spreylerle gül suları sıkıldı.

Devlet Bahçeli’nin de bulunduğu Genel Merkez önündeki törende bir konuşma yapan MHP Genel Sekreteri Koray Aydın, herkesin anasını, babasını, yakınını kaybetmenin acısını yaşadığını belirterek, bugün acıların en büyüğünü tattıklarını, “Başbuğlarını kaybettiklerini” söyledi.

Türkeş’in kendilerine verdiği ülkücü kimliğinin hakkını ödemeye çalışacaklarını bildiren Koray Aydın, “Başbuğum, bugün genel merkez önünde ebedî istirahatgâhınıza uğurlamak için toplandık. Seni başbakan olarak uğurlayamadık. Bizi affet. Sana söz veriyoruz. Hepimiz birlik ve dayanışma içinde olacağız. Türk milleti ve Türk dünyasının başı sağ olsun” şeklinde konuştu.

Cenaze töreni sırasında kalabalıkta ve parti genel merkezinde çok sayıda kişinin gözyaşlarını tutamayarak ağladıkları görüldü. Alparslan Türkeş’in ruhu için Kur’anı Kerim okunarak dua edildi. Türkeş’in cenazesi, saat 12.00’de Kocatepe Camii’ne götürülmek üzere Genel Merkez önünden hareket etti Cenaze namazının kılınacağı Kocatepe Camii, saat 11.00’den itibaren törene katılmak için gelenlerle dolmaya başladı.

Cami avlusunda bekleyenler, Türk ve MHP bayrağı taşıdılar. Camide sürekli olarak Kur’an okundu ve dışarıya da hoparlörle yayın yapıldı. Cenaze töreni dolayısıyla cami çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Tören için camiye gelenler, üstleri aranarak içeri alındı ve ambülânslar hazır bekletildi. Cami avlusunda birikenlerin musalla taşı çevresine yaklaşmasına izin verilmedi. Önlem alan polis, protokol için katafalk çevresinde boş bir alan kalmasını sağladı. Partili görevliler de polisin bu yöndeki çabalarına destek verdiler.

MHP Genel Merkezi’ndeki törenin ardından saat 12.00’de Kocatepe Camii’ne yönelen kortej, yaklaşık 10 dakikalık yürüyüşün ardından camiye ulaştı. Cenaze burada yaşanan izdiham nedeniyle bir süre protokol kapısı önünde bekletildi. Daha sonra cenaze arabasından alınan Türkeş’in naaş’ı, eller üzerinde Kocatepe Camii’ne taşındı ve musalla taşına konuldu. Caminin ana kapısı protokol girişleri için saat 11.30’dan itibaren kapatıldı. Dinî tören için çok sayıda bakan, milletvekili, bürokrat ve vatandaşın camiye geldiği görüldü. Cami avlusuna sığmayan vatandaşlar, çevre alan ve sokakları da doldurdular.

MHP Genel Başkanı Türkeş’in cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz kıldırdı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Necmettin Erbakan ve diğer devlet ricalinin camiye gelişleri sırasında çevredeki kalabalık nedeniyle sıkışıklıklar yaşandı. Cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer protokol mensupları ana kapıdan itibaren oluşturulan polis kordonu arasında tören alanına alındılar.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, saat 12.55’te Başbakan Necmettin Erbakan saat 12.50’de, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller saat 12.58 ‘de Kocatepe Camii’ne geldiler. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkeş’in eşi Seval Türkeş, oğlu Tuğrul Türkeş ve diğer çocuklarına baş sağlığı diledi. Başbakan Necmettin Erbakan da Tuğrul Türkeş’e taziyelerini ilettikten sonra camiye girerek, öğle namazını kıldı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ise, camiye geldikten sonra doğruca Türkeş ailesinin bulunduğu yere gitti. Çiller, Seval Türkeş’e taziyelerini bildirdi. Alparslan Türkeş’in naaş’ının öğle namazından sonra yoğun kar yağışı nedeniyle bir süre için konulduğu katafalktan alınarak, musalla taşına yerleştirilmesi sırasında çok büyük bir izdiham yaşandı.

Cenaze namazını kıldıracak olan Mehmet Nuri Yılmaz, beraberindeki Fethullah Gülen ile musalla taşının yer aldığı bölüme geçebilmek için büyük çaba sarf etti. Diyanet İşleri Başkanı’nın ardından Cumhurbaşkanı Demirel ile diğer protokol da büyük güçlükle musalla taşının bulunduğu bölgeye ulaşabildiler.

İzdiham nedeniyle cenaze namazı için güçlükle saf tutulabildi. Cenaze namazı, düzenin sağlanmasının ardından, musalla taşının önünde yüksekçe bir yere çıkan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz tarafından kıldırıldı. Tuğrul Türkeş, cenaze namazından sonra babasının naaş’ı önünde yaptığı konuşmada, Alparslan Türkeş’in Türk neslinin yetiştirdiği büyük devlet adamlarından, bilge liderlerden biri olduğunu ifade etti.

Türkeş’in cenazesi daha sonra polisler tarafından eller üzerinde taşınarak, tekbir sesleri arasında saat 14.00’te cenaze arabasına konuldu. Cenaze, karanfil yağmuru arasında toprağa verilmek üzere, Atatürk Orman Çiftliği- Emek kavşağına doğru yola çıkarıldı. Cenaze namazı sırasında avluya giremeyen kalabalık bir grubun anıt mezara doğru yürüyüşe geçtiği görüldü. Ebedî İstirahatgâha Doğru Türkeş’in naaş’ı polis kordonu eşliğinde Meşrutiyet Caddesi-Atatürk Bulvarı-Kızılay-Gazi Mustafa Kemal Bulvarı güzergâhını takip ederek, Atatürk Orman Çiftliği -Emek kavşağındaki mezar yerine getirildi.

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anıldı ile ilgili görsel sonucu

Yoğun kar yağışı altında yürüyen kortejdekiler, yaklaşık 7 kilometrelik mesafe boyunca tekbir getirerek,”Başbuğ Türkeş” şeklinde slogan attılar. Bu sırada bir araçtan sürekli olarak Kur’anı Kerim okundu.

Bulvar boyunca bazı binalara Türk bayrağının asıldığı görüldü. Bulvar üzerinde bulunan MHP Çankaya İlçe Başkanlığı binasından Türkeş’in cenazesini taşıyan aracın üzerine karanfiller atıldı. Kortejin yürüyüşü devam ederken, anıt mezar yerinde de son hazırlıklar yapılmaktaydı. Kortejin arkasından tören boyunca hiç ayrılmayan Devlet Bahçeli ve ülkücüler, kortej ile birlikte saat 15.45’te anıt mezar alanına geldi. Aynı zamanda Başbakan Yardımcısı Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, eski politikacılardan, Osman Bölükbaşı da Türkeş’in kabrine geldiler. Cenaze bulunduğu araçtan partililerce alınarak, mezar yerine taşındı. Cenazenin anıt mezar alanının girişinden kabre getirilmesi 20 dakika sürdü. Türkeş’in naaş’ını defin için tabuttan küçük oğlu ve damadı çıkardılar. Tuğrul Türkeş, naaş mezara indirilirken kabre girerek, babasının cenazesini kendisi yerleştirdi. Türkeş’in eşi ve diğer çocukları da defin sırasında mezarın başında bulundular.

Türkeş’in naaş’ı saat 16.03’te defnedildi. Granit mermerden hazırlanan mezar taşında Türkeş’in doğum tarihi 1917 olarak yazılırken, ölüm tarihi boş bırakıldı. Türkiye’nin tüm illerinden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden, Kırım’dan ve Türkistan’daki Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesinden getirilen topraklar Türkeş’in mezarına konuldu

Görülmemiş bir kalabalığın katıldığı Alparslan Türkeş’in cenaze töreninde güvenliğin sağlanması için 7 bir polis görevlendirildi. Bunun yanı sıra MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları Derneği, cenazede düzenin sağlanması için 10 bin ülkücü genci görevlendirdi. Kortejin geçeceği yerlerde 3 ayrı bomba ekibi seyyar olarak görev yaparken, 2 helikopter de havadan kontrolü sağladı.

Türkeş’in cenazesi Bayındır Tıp Merkezi’nden taşınırken, 4 kilometrelik bir kortej oluştu. Meclis önünde bekleyen büyük bir grup da buradaki törenden sonra korteje katıldı. MHP Genel Merkezi önünde bekleyen grupların da eklenmesiyle, cenazenin Kocatepe Camii’ne götürülüşü sırasında kortej birkaç kilometre daha uzadı. Kortejin geçişi sırasında Türkeş’in naaş’ı etrafında 5 ayrı polis kordonu oluşturuldu. Türkeş’in cenaze törenini 8 televizyon kanalı canlı yayın yaparak izleyicilerine yansıttı.

MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 10 Nisan Perşembe günü gıyabî cenaze namazı kılındı. Gıyabî cenaze namazı Türkeş’in doğduğu evin yakınında bulunan Selimiye Camii’ndeki öğle namazının ardından kılındı. Ayrıca Londra’da Türk-İslâm Ocağı tarafından da gıyabî cenaze namazı kılındığı öğrenildi.

Türkeş için Kosova’nın başkenti Priştine’de de bir tören düzenlendi. Kosova Türk Demokratik Birliği (KTDB) tarafından düzenlenen törene çok sayıda kişi katıldı. Törende bir konuşma yapan KTDB Genel Başkanı Erhan Köroğlu, Türkeş’in “Türk birliği” ülküsünün Kosova Türkleri tarafından ebediyete kadar sürdürüleceğini belirtti. Kosova Türk Demokratik Partisi Genel Başkanı Orhan Sait de, ” Türk dünyasının en büyük çınarını kaybettiğini” ifade etti. Törenin ardından Priştine Merkez Camii’nde Türkeş için mevlit okutuldu.

Azerbaycan basını MHP lideri Türkeş’in ölümüyle ilgili haberler, makale ve mesajlara birinci sayfalarda geniş yer ayırdı. Musavat Partisi’nin yayın organı Yeni Musavat gazetesi; “Türkçülüğün yücelen bayrağının inmesine izin vermeyin” başlığıyla bir yazı yayımladı. Yazıda, “Türkeş, dünyasını değiştirdi, ancak O’nun adı Türk milletinin tarihine yazıldı” denildi. Halk Cephesi Partisi’ne yakınlığı ile bilinen Azatlık gazetesi’nde de Azerbaycan’ın Millî Şairi Bahtiyar Vahabzade imzasıyla, “Büyük Türkçü” başlıklı bir yazı yer aldı. Bahtiyar Vahabzade yazısında; ” 6 Türk Cumhuriyetinin bağımsızlığını, Türkeş’in şaheseri ” olarak niteledi. İktidara yakınlığı ile bilinen Panorama gazetesi ise ” Türkeş Allah’ın huzuruna şerefli gitti” başlığı altında Türkeş’in hayatı ve siyasî çalışmalarına yer verdi.

İngiliz The Guardian gazetesinin Türkeş ile ilgili haberinde de, “Türkiye’nin dalgalı politik yaşamında kitlesini sakinleştirebilen bir sesti ” görüşüne yer verildi.

Başbuğ Alparslan Türkeş’in Son Beyanatı

Alparslan Türkeş son konuşmasını Almanya’dan döndükten sonra katıldığı partisinin Amasya İl Kongresinde 4 Nisan 1997 tarihinde yaptı. Türkeş konuşmasında; Hollânda ve Almanya’daki ırkçı saldırıları kınadı ve son günlerde yaşanan gerilimlere değindi. Çözüm olarak erken seçimin şart olduğunu ifade den Türkeş şu şekilde konuştu; ” Biz lâikliği savunduğumuz için erken seçim diyoruz. Demokratik, hür parlâmenter sistemi savunduğumuz için erken seçim diyoruz. Ayrıca bu ülkede millet, memleket, cumhuriyet, millî hâkimiyet, hukukun üstünlüğü ve seçim sözlerinin kimseyi rencide etmeyeceğini, aksine demokrasinin teminatı olacağına inanıyoruz. Eğer bu olmazsa devletin rejimi ayakta tutması fevkalâde güç olacaktır. Ben yüksek huzurlarınızda tarihten gelen sorumluluğum ile hükûmeti ve parlâmentoyu bir defa daha uyarıyorum. Erken seçim demokrasimizin teminatıdır”

Alparslan Türkeş Kimdir?

Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917 öğle vaktinde Koyunoğlu ailesinden Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey ile Fatma Zehra Hanım’ın çocuğu olarak, Lefkoşa’da Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade sokağı 13 numaralı evinde dünyaya geldi. 3 Haziran 1933’te ailesiyle birlikte Lefkoşa’dan ayrılarak Limasol’dan kalkan İtalya bandıralı “Viyana” gemisiyle İstanbul’a geldi.

1933’te Lefkoşa doğumlu İzmit milletvekili Hüseyin Sırrı Bellioğlu’nun tavsiyesiyle Kuleli Askeri Lisesine geçici olarak kaydoldu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçince asli kaydı gerçekleşti. 1936’da Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olup 1938’de Harp Okulu’nu bitirdi. 1939’da piyade asteğmeni olarak atış okuluna girerek buradan teğmen rütbesiyle mezun oldu (P.938-348). Refik Yurtsever’in ablasının kızı Muzaffer Hanım ile 5 Eylül 1939’da nişanlandı ve 14 Ocak 1940’ta evlendi. Bu sırada Gelibolu’daki 58. Piyade Alayı 5. Bölük Komutanlığı’na tayin edildi ve Balıkesir, Bandırma, Edincik, Erdek ve Marmara Adasında görev aldı.

1944’te üsteğmen rütbesindeyken Nihal Atsız ve Nejdet Sançar ‘la birlikte “Irkçılık-Turancılık” davasından yargılandı ve 9 ay 10 gün Tophane Askeri Hapishanesinde kaldı. 1945 yılında Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edildi ve 1947’de beraat etti

Alpaslan Türkeş konuyla ilgili olarak:”3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler. Kafaları yarıldı, gözleri patladı. Bazılarının kolları, kaburgaları kırıldı.” demiştir.

27 Mayıs 1960’dan kısa süre önce Elazığ’daki birliğinden Ankara’ya atandı ve Albay Talat Aydemir’in önerisiyle Milli Birlik Komitesi’ne (MBK) alındı. Darbeyi planlayıp yürütecek olan 37 kişilik MBK içinde yer aldı. darbe bildirisini 27 Mayıs 1960 günü radyodan okuduktan sonra adı sıkça duyulmaya başlandı. 27 Mayıs sonrası Başbakanlık müsteşarlığı yaptı. Bu dönemde sonradan AP Partisi Balıkesir Senatörü seçilecek Hikmet Aslanoğlu ve CKMP Genel Sekreteri olacak Fuat Uluç kendisinin yardımcılık görevini yerine getirdiler. Bu dönemde Milli Birlik Komitesi içindeki görüş ayrılığı sonucu 13 Kasım 1960’da MBK Başkanı Org. Cemal Gürsel bir bildiri yayımlayarak MBK’nin çalışmalarının ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye düşürecek bir duruma geldiğini, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ile MBK üyelerinin talepleri üzerine MBK’yi feshettiğini açıkladı.

Yeni oluşturulan MBK’de ise Alparslan Türkeş’in de içinde bulunduğu ve “14’ler” olarak adlandırılan ve ülkenin köklü yapısal sorunları çözülmeden kısa süre içinde yapılacak seçimlerle iktidarın sivillere bırakılmasını reddeden 14 subaya yer verilmiyordu. MBK üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla söz konusu kişiler Türk Silahlı Kuvvetleri’nden de emekli edilerek çeşitli görevlerle yurt dışına sürgüne gönderildiler. Alparslan Türkeş de bu operasyon sonucu Yeni Delhi büyükelçilik müşaviri olarak Hindistan’a gönderildi. Sürgünde iken, Milli Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel ‘e, Yüksek Adalet Divanı’nda yargılanan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmelerinin doğru olmayacağını vurgulayan ve Milli Yol dergisinde yayınlanan mektubu gönderdi.

25 ay kadar sonra, 23 Şubat 1963’te Gümülcine’den yurda döndüğünde burada kalabalık bir “milliyetçi topluluk” tarafından karşılandı.

Başbuğ Alparslan Türkeş'in az bilinen fotoğrafları

1 / 13

2 / 13

3 / 13

4 / 13

5 / 13

6 / 13

7 / 13

8 / 13

9 / 13

10 / 13

11 / 13

12 / 13

Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anılıyor Ülkücü Hareketin Lideri Alparslan Türkeş, vefatının 22. yılında anılıyor.

03 Nisan 2019 Çarşamba 13:33 9 Türkeş, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinin Yukarı Köşkerli köyünde yaşayan Koyunoğlu ailesinin bir toprak meselesi yüzünden giriştiği kavga sonucu Sultan Abdülaziz'in fermanıyla Kıbrıs'a sürgün edilmesi nedeniyle 25 Kasım 1917'de, Koyunoğlu soyuna mensup Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey ve eşi Fatma Zehra Hanımın oğulları "Ali Arslan" olarak Lefkoşa'da doğdu.

İlkokul ve rüştiye yıllarında Hüsnü Bey, Selahattin Bey, Mehmet Asim Bey, Ragıp Tüzün Bey, Turgut Bey, Osman Zeki Bey ve Faiz Kaymak gibi Türklük ve Türkçülük şuuruyla bilenmiş hocalardan feyz alan Türkeş'in adı Osman Zeki Bey tarafından "Sultan Alparslan'a denk bir yiğit Türk ol" diyerek, "Alparslan" olarak değiştirildi.

Ailesiyle 1933 yılında İstanbul'a yerleşen Türkeş, Kuleli Askeri Lisesi'ne kayıt oldu. 1936'da Kuleli Askeri Lisesi'ni pekiyi derece ile asteğmen olarak bitiren Türkeş'in, Ankara ve Harp Akademisi yılları başladı.

Türkeş, 1938'de genç bir teğmen olarak Harbiye'den mezun oldu. Türkeş, 1944 yılında "Muzaffer Şükriye" ile evlendi. Bu evlilikten  Ayzit, Umay, Selcen, Sevenbige (Çağrı) ve Yıldırım Tuğrul adlı çocukları olan Türkeş, 1974'te eşini kaybetti.

Daha sonra, Seval Hanım ile ikinci evliliğini yapan Türkeş'in, Ayyüce ve Ahmet Kutalmış adlı iki çocuğu daha oldu. 1944'te üsteğmen rütbesindeyken Nihal Atsız ve Nejdet Sançar ile "Irkçılık-Turancılık" davasından yargılanan Türkeş, 9 ay 10 gün Tophane Askeri Hapishanesinde kaldı.

1945'te de Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edilen Türkeş, 1947'de beraat etti. Türkeş, 1947'de 15 Türk subayıyla birlikte ABD Kara Harp Akademisi ve Piyade Okulunda iki yıl eğitim gördü. 1951'de kurmaylık sınavını kazanan Türkeş, 1955'de Harp Akademisi'nden Kurmay Binbaşı olarak mezun oldu.

Daha sonra, dış görev için açılan sınavı kazanarak ABD Pentagon'da NATO Türk Temsil Heyeti üyeliğine atanan Türkeş, bu arada ekonomi eğitimi de gördü.  1957'de Türkiye'ye dönen Türkeş, 1959'da Almanya'ya Atom ve Nükleer Okulu'na gönderildi.

Alparslan Türkeş, bu okulu başarıyla bitirmesinin ardından Kurmay Albay oldu. - 27 Mayıs darbesi 27 Mayıs 1960'da Milli Birlik Komitesi'nin ülke yönetimine el koyduğunu açıklayan bildiriyi radyodan okuyan Türkeş, ihtilal hükümetinde Başbakanlık Müsteşarlığı görevini üstlendi. Türkeş, bu vazifesi sırasında Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet istatistik Enstitüsü ve Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü gibi kurum ve kuruluşları kurdu. Milli Birlik Komitesi arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle, 13 Kasım 1960'da Türkeş ve "ondörtler" olarak bilinen arkadaşları emekliye sevk edilerek tasfiye edildi ve zorla evlerinden alınıp yurtdışında görevlendirilmek suretiyle sürgün edildi.

Türkeş ise Türkiye'nin Hindistan Büyükelçiliği müşaviri sıfatıyla sürgüne gönderildi. 1963 yılında yurda dönen Türkeş, dava arkadaşlarıyla birlikte kadro oluşturup partileşmek amacıyla "Huzur ve Yükseliş Derneği"ni kurdu. 

Kısa bir süre sonra Talat Aydemir'in giriştiği darbe teşebbüsüne karıştığı iddiasıyla tutuklanan ve Mamak Askeri Cezaevinde 4 ay hücre hapsinde yatan Türkeş, ardından yargılandı ve beraat etti.

- CKMP Genel Başkanlığı'na seçildi Türkeş, 1965'de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisine (CKMP) katıldı ve partinin Büyük Kurultay'ında Genel Başkanlığa seçildi. Türkeş, aynı yıl yapılan genel seçimlerde de Ankara milletvekili oldu.

1969 CKMP'nin adı Milliyetçi Hareket Partisi, amblemi de üç hilal olarak değiştirilirken, Türkeş o yıl yapılan genel seçimlerde ise Adana milletvekili olarak seçildi. Türkeş, ilki 31 Mart 1975 -13 Haziran 1977 yılları, ikincisi de 1 Ağustos - 31 Aralık 1977 tarihleri arasında Süleyman Demirel başkanlığında kurulan koalisyon hükümetlerinde MHP Genel Başkanı olarak, Başbakan Yardımcılığı ve Devlet Bakanlığı yaptı.

Türkiye'de 1968 yılından itibaren Marksist ve komünist gençlik hareketlerinin üniversitelerde yer almaya başlaması ile Türkeş, toplanan çok az sayıdaki gence verdiği seminerlerle Türk toplumculuğu ve milliyetçiliğini anlattı. Kısa zamanda çoğalan ve örgütlenen gençler "Dokuz Işık" etrafında toplandı.

- 12 Eylül askeri darbesi 12 Eylül 1980'de gerçekleşen askeri darbeden 3 gün sonra teslim olan Türkeş, önce Uzunada'da daha sonrada Ankara Askeri Dil Okulu'nda ve hastalandığı dönemde de Mevki Hastanesinde 4,5 yıl hapis yattı. Bu süreçte Türkeş ve 218 ülkücünün idamı istendi.

Türkeş, 9 Nisan 1985'de tahliye oldu ve beraat etti. Türkeş, 1987'de siyaset yapma yasağının kalkmasının ardından Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olağanüstü kongresinde partinin Genel Başkanı oldu.

Türkeş, 1991 yılındaki genel seçimlerde MÇP'nin RP ve IDP ile yaptığı seçim ittifakı neticesinde Yozgat milletvekili seçildi. 1992'de 12 Eylül'ün kapattığı partilerin tekrar açılabilmesine ilişkin değişikliğin ardından MHP'nin son kurultay delegeleri, MHP'nin isim ve amblemini MÇP'nin kullanabilmesine karar verdi. Bu çerçevede 1992'de yapılan MÇP'nin 4. Olağanüstü kurultayında partinin adı MHP, amblemi üç hilal olarak değiştirildi. Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını yitirdi.

Bu haber 202951 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
'Birgün' değil her gün rezalet! PKK ile bir olup pozitif iklimi zehirlediler: Bu ülkenin yumuşamaya ihtiyacı yok
'Birgün' değil her gün rezalet! PKK ile bir olup pozitif iklimi...
Son dakika: Adım adım değişim! Başkan Erdoğan'dan partililere talimat: AK Parti'nin geleceğini kimsenin geleceğinden önde tutamayız
Son dakika: Adım adım değişim! Başkan Erdoğan'dan partililere...