Giriş Tarihi: 06.03.2017 05:49 Son Güncelleme Tarihi: 06.03.2017 06:09
Almanya’da Nazizm ölmemiş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, bakanların konuşmasının engellenmesine sert tepki: Nazizmin Almanya’da bittiğini zannediyordum, meğer devam ediyormuş. Zannediyorlar ki Erdoğan gelecekti. Ya ben istersem gelirim. Kapıdan sokmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen Kadın ve Demokrasi Buluşması ile Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Tokatlılar Gecesi'ne katıldı. Konuşmalarında gündeme ilişkin önemli mesajlar veren Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle: Dün kadını insan yerine koymayanlar, bugün yine kadınları farklı bir yere konumlandırmaya çalışıyor. Dün, kadını alınıp satılan bir eşya gibi görenler, bugün de kadın bedenini ve emeğini metalaştırarak bir anlamda modern kölecilik yapıyorlar. İşte bu konuda KADEM'in yaklaşımının, yani kadına hak ettiği değeri ve toplumsal rolü kazandırma mücadelesinin en sağlıklı yöntem olduğuna inanıyorum. Kadına şiddet insanlık suçudur.
"Kadını insan yerine koymayanlar..."
ÖNEMLİ OLAN ZİHNİYET

DİKİLİ BİR AĞAÇLARI YOK



NAZİZM DEVAM EDİYOR

''Nazizmin Almanya'da bittiğini sanıyordum.Ama hala devam ediyormuş''



Almanya'ya tepki: "Dünyaya rezil rüsva edeceğiz"

''Özgürlükler konusunda birçok AB ülkesinden ilerdeyiz''




Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Tokatlılar Gecesi'nde, Çanakkale Savaşı'na giden 15'lileri temsil eden gençler karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünyayı ayağa kaldırırım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokatlılar gecesinde yaptığı konuşmada Almanya'nın skandal kararıyla ilgili " Zannediyorlar ki Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ben istersem gelirim. Ve kapıdan da sokmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tokat, bir asır önce olduğu gibi bugün de Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesinde en ön safta yer alıyor. Tokat'ın kahraman evlatları sivil, asker, polis ayrımı olmadan, 'mesele vatansa gerisi teferruattır' diyerek canlarını ortaya koyuyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde Tokat Konfederasyonu tarafından düzenlenen "Tokatlılar Gecesi"nde yaptığı konuşmada, 2 yıl aradan sonra Tokatlılarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Tokat'ın 5 bin yıllık geçmişiyle bir tarih ve medeniyet beldesi, Sümbül Baba, Molla Lütfi, İbni Kemal, Molla Hüsrev gibi alimlerin şehri olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''DEAŞ'lı canileri sınır bölgelerimizden tamamen temizledik''
"Tokat, Onbeşliler Türküsü'nde olduğu gibi fedakarlıkların, kahramanlıkların şehridir. Hepsinden önemlisi Tokat, Milli Mücadele'nin, milli iradenin, milli şahlanışın şehridir. Bakınız burada çok ibretlik bir hadiseyi sizlerle paylaşmak istiyorum: 15 Mayıs 1919'da İzmir işgalinin haberi Tokat'a ulaşınca bu çok büyük tepkiyle karşılanır. Tokat ve kazalarında hemen redd-i ilhak cemiyetleri kurulur. İşgali protesto etmek amacıyla Niksar'da bir toplantı ve büyük bir gösteri yapılır. Burada alınan kararlar, İtilaf Devletleri ile Amerika'ya gönderilir.
''Özgürlükler konusunda birçok AB ülkesinden ilerdeyiz''
Onca yokluğa, yoksulluğa, imkansızlıklara rağmen yürütülen bu mücadele, bugün de bizlere çok şey anlatıyor. Bu toplantıda alınan kararlarda Tokatlı kardeşlerim, 'Bizim tamamiyeti mülkiyemize, mevcudiyeti milliyemize tecavüze devamı kast ediyorsanız, en kısa yol bizi öldürmektir' diyorlar. Evet, Tokatlılar için vatanın bir karış toprağının dahi işgal altında olması ölüme eşdeğer bir acıdır. Dün öyleydi, bugün de öyle olduğunu çok iyi biliyorum. Ben, Tokatlılara inanıyorum ve sizleri Allah için seviyorum. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Onun için seviyorum. Kardeşlerim Tokat, bir asır önce olduğu gibi bugün de Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesinde en ön safta yer alıyor. Tokat'ın kahraman evlatları sivil, asker, polis ayrımı olmadan, mesele vatansa gerisi teferruattır diyerek canlarını ortaya koyuyor."
''Gençler için hayır diyen zat onların parlementoya girmesini istemez''
15 Temmuz Darbe Teşebbüsü'nde verilen şehitler arasında 6 Tokatlının bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Allah rahmet etsin. Son 1,5 yıldır, yurt içinde ve dışında terör örgütlerine karşı sürdürdüğümüz mücadelede 20'nin üzerinde Tokatlı askerimiz, polisimiz şehadet mertebesine erişti. Rabbim rahmet etsin. Tüm Tokatlı şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, onların şahsında tüm şehitlerimize rahmet, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine başsağlığı diliyorum." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu topraklar, kendi sapkın inançları için bu derece gözü dönen, bu kadar çukurlaşan bir örgüte şahit olmadı. Burada, şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum; FETÖ ile mücadele, Türkiye Cumhuriyeti'nin son yıllarda verdiği en zor, en çetin ve en hayati mücadeledir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde Tokat Konfederasyonu tarafından düzenlenen "Tokatlılar Gecesi"nde yaptığı konuşmada, Hz. Peygamberin hadis-i şerifinde, şehitlerin vücutlarından dökülen ilk damla kanla bütün günahlarının af olunduğu müjdesini anımsattı.
ARTIK TEHDİDİN KAPIMIZA GELMESİNİ BEKLEMİYORUZ
Bakara Suresi'nin 154. ayetini okuyan Erdoğan, "En değerli varlıkları olan canlarından vazgeçebilen aziz şehitlerimize ve elbette geride bıraktıkları ailelerine minnet borcumuzu asla ödeyemeyiz. Bize düşen, onların emanetlerine sahip çıkmak, dökülen kanlarının hesabını sormaktır. Nitekim, devletimiz bunun için tüm imkanlarını seferber ediyor. Güvenlik güçlerimiz, hem yurt içinde hem de yurt dışında terör örgütlerine karşı son derece başarılı operasyonlar yürütüyor. Artık tehdidin kapımıza gelmesini beklemiyoruz. Teröristlerin saklandıkları mağaralarda, gizlendikleri inlerinde tepelerine iniyoruz, biniyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, teröristleri açtıkları çukurlara gömdüklerini vurgulayarak, Suriye'den Türkiye'ye saldıran, Gaziantep, Ankara ve İstanbul'da masum insanların kanına giren DEAŞ'lı canilerin de sınır bölgesinden tamamen temizlendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi 249 vatan evladını şehit eden 2 bin 193 vatandaşı da yaralayan FETÖ'cülere de döktükleri kanın hesabını hukuk içinde sorduklarını dile getirerek, "İşte şimdi davalar görülmeye başlandı. İfadeler, itiraflar, ortaya çıkan yeni görüntüler, ihanetin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösteriyor. Kendi silah arkadaşlarını nasıl katlettiklerini, ekmeğini yedikleri bu millete nasıl silah sıktıklarını sizler de görüyorsunuz." dedi.
''Nazizmin Almanya'da bittiğini sanıyordum.Ama hala devam ediyormuş''
- "ALLAH'IN HESABI, TÜM HESAPLARIN ÜSTÜNDEDİR"
Erdoğan, Türkiye tarihinde böyle bir alçaklığın yaşanmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu topraklar, kendi sapkın inançları için bu derece gözü dönen, bu kadar çukurlaşan bir örgüte şahit olmadı. Burada, şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum; FETÖ ile mücadele, Türkiye Cumhuriyeti'nin son yıllarda verdiği en zor, en çetin ve en hayati mücadeledir. 17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar aldığımız tedbirler hamdolsun milletimizi büyük bir felaketten korumuştur. Süreci çok büyük zorluklarla da yürütmüş olsak, şayet o tedbirleri almasaydık emin olun 15 Temmuz ihanetini göğüsleyebilmemiz çok daha zor olurdu. Herkesin bir hesabı varsa 'Ve mekeru ve mekarallah, vallahu hayrul makirin' Allah'ın da bir hesabı vardır. Hiç şüphesiz o hesap, tüm hesapların üstündedir. İnşallah, hukuk sınırlarından sapmadan, duygularımızı aklımızın önüne geçirmeden, soğukkanlılıkla, suhuletle ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu hain sürüsünü devletimizden ve toplumumuzdan söküp atmadan da asla durmayacağız."
Bazılarının FETÖ mensupları için "Bunların içerisinde masum ve mağdur olanlar var." dediğini anımsatan Erdoğan, "249 şehidin, 2 bin 193 gazimizin hesabını kim verecek?" diye sordu.
Erdoğan, bütün belgelerin ortaya çıkmaya başladığını belirterek, FETÖ'nün, F-16'larla milleti 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bombaladığını hatırlattı.
FETÖ mensuplarının Özel Harekatı bombaladığını ve Kahramankazan'da halka ateş açtığını belirten Erdoğan, bunların hesabını soracaklarını kaydetti.
- VATANDAŞLARDAN İDAM TALEBİ
Erdoğan, bu hesabı sormaları gerektiğini anlatarak, kendilerinin sorumluluk makamında olduğuna vurgu yaptı.
Konuşması sırasında idam konusunda taleplerini ileten vatandaşlara cevap veren Erdoğan, şöyle devam etti:
"16 Nisan, hemen ardından parlamentoda... Bu, biliyorsunuz anayasa değişikliği gerektiren bir konu... Bu Mecliste görüşülüp, Meclisten idam kararı çıktığı anda, bunu ben onaylarım. George ne der, Hans ne der, Catherina ne der? Beni o ilgilendirmez. Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma ne der, Rabbim ne der? Beni o ilgilendirir. Çünkü biz sorumluluk makamındayız. Eğer biz bu kardeşlerimizin hesabını aramaz, soruşturmazsak bu hesabı ind-i ilahide veremeyiz. Hep fatihaları okurken, 'maliki yevmiddin' diyoruz. Nedir o? Hesap gününün sahibi. Hesap gününün sahibinin karşısında biz bu hesabı veremeyiz. Onun için de biz üzerimize düşen görevi yapacağız. Gerisi Allah kerim."
ERDOĞAN: NAZİLER BİTTİ SANIYORDUK! BUNLARI DÜNYAYA REZİL EDECEĞİZErdoğan, bu mücadeleyi nefisleri için değil, Türkiye'nin refahı için yaptıklarını anlatarak, amaçlarının ülkenin barışı ve kardeşliği olduğunu söyledi.
Halkı makam mevki, para pul için değil, sadece Yaradandan ötürü sevdiklerini yineleyen Erdoğan, "Türkiye'nin bu günlere gelmesinde ekonomide, diplomaside, yatırımlarda, çağ atlamasında Tokat'ın, sizlerin çok büyük payı var. Tokat son 15 yıldır yapılan tüm seçimlerde tavrını milli iradeden ve demokrasiden yana koydu. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün.' diyerek bize destek verdi. Her zaman yanımızda oldu. Rabbim sizlerden razı olsun. Allah muhabbetimizi, kardeşliğimizi hem yol, hem de dava arkadaşlığımızı daim eylesin." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biliyorsunuz, yıllardır Avrupa ülkeleri demokrasi ve insan hakları karnesi düzenliyor. Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliğini, eften püften sebeplerle, olmadık bahanelerle, sürekli erteliyorlar. Yarım asırdır bizi oyalıyorlar. Halbuki Türkiye, G-20 üyesi olarak dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri. Demokraside, işte 15 Temmuz'da olduğu gibi, darbecileri hezimete uğratmış, destan yazmış bir ülke. Özgürlükler konusunda inanın birçok Avrupa ülkesinden fersah fersah ilerdeyiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde Tokat Konfederasyonu tarafından düzenlenen "Tokatlılar Gecesi"nde yaptığı konuşmada, milletten aldıkları güçle bu ülkeye ve bu aziz millete hizmet etmenin gayretinde olduklarını söyledi.
Kefeni giyerek çıktıkları bu yolda, Haktan ve halktan başka hiçbir güce boyun eğmediklerini belirten Erdoğan, "Türkistan'dan Balkanlara, Afrika'dan Asya'ya kadar nerede bir mazlum varsa göz yaşını silmek, yarasını sarmak için mücadele ettik. Bugün hangi dost ülkeyi ziyaret etsek, kardeşlerimiz, bizi bağrına basıyor. Ne zaman Türkiye'nin adı zikredilse kardeşlerimizin gözleri parlıyor. Ülkemizin ekonomide, demokraside, milli iradeye sahip çıkmaya gösterdiği başarılar, yıllardır başka güçler tarafından sömürülen ülkeler için umut oluyor. Özellikle savunma sanayi ve büyük yatırımlar konusundaki başarılarımızın çok yakından takip edildiğini görüyoruz." diye konuştu.
"Meyve veren ağaç taşlanır" diyen Erdoğan, "Ah kardeşlerim ah. Düşünün ya... Şu Boğazın altından Marmaray geçti. Marmaray'dan yılda geçen insan sayısı ne oldu, biliyor musunuz? 200 milyonu buldu. Bakın 4 dakikada, 5 dakikada, Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya. Ne çileler çekiyorduk, biz değil mi? O köprünün üzerinden aracımızla geçerken, otobüslerle vesaire. Her şeye başvurulduğu halde çile çile, çile... Bir Marmaray bütün olayı halletti. Şimdi arabanla mı geçeceksin? Onun için de ne yaptık? Avrasya Tüneli'ni yaptık. Avrasya Tüneli'yle niye, araçlı arabayla niye? Bizim derdimiz var. Biz bu millete aşığız. Hizmete evet diyenlerin bir şey yapması lazım. Öyle mi? Ha öyleyse bir şey yapalım dedik. Ne yapalım? Dedik ki mademki bizim ecdadımız Fatih, gemileri karadan yürüttü, biz de gemilere değil ama araçları denizin altından yürüteceğiz. Yürüttük mü? Marmaray'la da raylı sistemi yerleştirdik mi? İşte 16 Nisan, bu demektir. Yani lafla peynir gemisi yürümüyor. İcraat, icraat, icraat... Bunların dikili taşı var mı? Türkiye'nin bu başarı hikayesinin mazlumlara ilham kaynağı olması, hem içeride hem de dışarıda birilerini çok ciddi şekilde rahatsız ediyor. Ortadoğu'ya, Afrika'ya baktıklarında sadece altını, petrolü, elması görenler, kaynakları sömürmek için kardeşi kardeşe kırdıranlar, ülkemizin duruşunu kendileri için tehdit olarak görüyorlar." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, açık ve net konuşacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz yıllardır Avrupa ülkeleri demokrasi ve insan hakları karnesi düzenliyor. Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliğini, eften püften sebeplerle, olmadık bahanelerle, sürekli erteliyorlar. Yarım asırdır bizi oyalıyorlar. Halbuki Türkiye, G-20 üyesi olarak dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri. Demokraside, işte 15 Temmuz'da olduğu gibi, darbecileri hezimete uğratmış, destan yazmış bir ülke. Özgürlükler konusunda inanın birçok Avrupa ülkesinden fersah fersah ilerdeyiz. Yatırımlar noktasında şimdi soruyorum size, Osman Gazi Köprüsü. Ah gel İzmit'i dolan, çile mi çile. Ama şimdi hemen bakıyorsun Dilovası'nın oradan gir, taa karşı taraftan, 3- 4 dakika da Yalova'dan çık, İznik, Bursa. Ne günlere geldik değil mi? Bu yapılanlarda huzur var mı? Rahatlık var mı? Saadet var mı? Bunlar kim için? Benim milletim için. Biz ne dedik yola çıkarken. 'Biz bu millete hizmetkar olmaya geliyoruz, efendi olmaya değil.' dedik. Hizmetkar olmanın anlamı bu.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Ne yaptılar? Birileri aldılar gençleri, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün altına pankartlarla filan, oralarda, gösteriler yaptılar. Neymiş? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün inşaatını durduracağız. Siz ne yapıyorsunuz ya? Durun bakalım. Biz bu millete hizmet edeceğiz. Durmak yok, yola devam. Bunlar bu ülkede tüm bu hizmetlere 'hayır' diyenler. Ama bu köprüyü yapanlar bu ülkede, bu hizmetlerle 'evet' diyenler. Farkımız bu. İşte 'Evet ne demektir?' diyenlere böyle tanımlayın. Ne oldu? 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açtık mı? Açtık. Oradan da Asya'yı Avrupa'yı birbirine bağladık mı? İşte 'evet' bu demek . Engellere rağmen 'hayır'cılara rağmen, bunlar çok daha enteresan."
- "16 NİSAN BİR REFORM"
Birilerinin 18 yaş ve gençler için 'hayır' dediklerini anımsatan Erdoğan, "O gençler için 'hayır' diyen zat var ya aslında doğru söylüyor. Çünkü onlar gençlerimizin parlamentoya girmesini istemez. Bunlar 13, 14, 15, 16, 17, 18 yaşında gençleri dağlara kaçırdılar mı? Dağlarda bunlara silah eğitimi yaptırdılar mı? El yapımı bombaların, bunlara nasıl yapılacağını öğrettiler mi? Bunlara uyuşturucu vermek suretiyle bunları canlı bomba haline getirdiler mi? Şimdi ne diyor Kandil'den? 'Hayır' deyin, diyor. Kim diyor? İşte bu, bizim gençlerimizi annelerinin kucağından alanlar. Diyarbakır Belediyesi önünde ağlayan anneleri unutmayın. Onların gözyaşı için 16 Nisan'da 'evet' diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, bütün meselenin, inceliği kavramak ve bu inceliği yakalamak olduğuna işaret ederek, "İşte bunun için 16 Nisan çok önemli. 16 Nisan bir reform. Yönetimde, sistemde reform. Yoksa rejim değişikliği diye bir şey söz konusu değil. Hızlı tren hatları, otoyollar, havalimanları. Geldiğimizde kaç havalimanı vardı? Kardeşlerim 25. Şimdi 55. Bak nereden nereye geldik? Dağları deldik dağları. Ferhat gibi dağları deldik ve Şirin'e kavuştuk. Biz Ferhat olduk, millet Şirin. Cumhuriyet tarihi de görülmedik kadar elhamdülillah tünel açtık. Açmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi zannediyorlar ki Tayyip Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ya ben istersem gelirim. Gelirim ve kapıdan da sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım. Ben buradan Alman yönetimine sesleniyorum; demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir." dedi.
Erdoğan, Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde Tokat Konfederasyonu tarafından düzenlenen "Tokatlılar Gecesi"nde yaptığı konuşmada, "Bizden her bakımdan çok daha gerilerde olan Avrupa ülkelerine, Avrupa kapıları sonuna kadar açılırken Türkiye'nin önüne yeni engeller, yeni bariyerler konuluyor. Biz bu sürecin kesinlikle iyi niyetli olmadığını gayet iyi biliyoruz. Sorunun kriterlerde değil, Türkiye'ye yönelik bakış açısında olduğunu gayet iyi biliyoruz." diye konuştu.
Son 2 gündür herkesin gözü önünde yaşanan hadiselerin bu tavrın en açık örneği olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Neymiş? Türk siyasilere kiralayacak kamusal alanları yokmuş. Neymiş? O kadar insan bir araya gelirse güvenlik tehlikesi oluştururmuş. Neymiş? Otopark imkanı yokmuş. Kardeşlerim, daha önce izin verdiler. Ben de Türkiye'den videokonferansla katılacaktım, telekonferansla katılacaktım. Anayasa Mahkemesi 2 saatte karar aldı ve benim telekonferansla katılmamı dahi engelledi. Bu Almanya, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanının telekonferansla böyle bir toplantıya katılmasını engellerken, o sürede Kandil'den Cemil Bayık'ın aynı şekilde telekonferansla katılmasına müsaade etti. Bunların demokrasi anlayışı bu. Aynı ülkelerde PKK'lı, DHKP-C'li teröristler şu anda zaten sokakta cirit atıyor. Kendisine 4 bin 500 dosya verdim. Bu dosyaların hiçbirinden netice yok. Şehirlerin en işlek caddelerinde, en önemli salonlarında ellerinde terörist başının posterleriyle, katillerin fotoğraflarıyla gösteriler düzenliyorlar. Lafa gelince, Türkiye'nin iç siyasetini topraklarına taşımak istemediklerini söylüyorlar.
Kardeşlerim, hani geçenlerde bir olay oldu. Şimdi ne diyorlar biliyor musun? Gizledikleri şey şu. Bana geldiğinde bunu söyledi Şansöyle. Dedi ki 'sizde şu anda gözaltında bir tane gazeteci var. Bunu bırakırsanız memnun oluruz.' Dedim ki 'o gazeteci değil, o terörist.' 'Bakın.' dedim, 'Eğer siz demokrasiye inanıyorsanız, yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına inanıyorsanız, ben sizden terörist istediğim zaman bana bizim yargımız bağımsızdır diyorsunuz, tarafsızdır diyorsunuz'. Belki de televizyonlarda izlediniz, onunla medyaya açık o görüşmemizi, 'Siz bana vermiyorsunuz. Şimdi benden bunu istiyorsunuz ve siz bir aydır Tarabya'da Alman Başkonsolosluğunun konutunda bu adamı, bu teröristi saklıyorsunuz' ve vermediler. Sonra ne oldu? Hamdolsun kendi elleriyle tuzağa düştüler ve sonunda yargıya geldi, yargı kararını verdi ve tutukladı. Şu anda içeride. Enteresan olan ne biliyor musunuz? Bütün bu olayların nedeni meğerse bu teröristmiş. Bu adam terörist, bu adam gazeteci değil ve Alman yönetimi ne yazık ki benim bakanlarımı böyle bir teröristle aynı teraziye oturtuyor, sıkıntı burada. Ondan sonra da benim başbakanıma diyor ki 'Bu kadar sert davranılmaması lazım'. Arkadaşların bazıları faşizmden bahsetmişler. Şimdi ben de bahsediyorum bak. Ben Nazizmin Almanya'da bittiğini zannediyordum. Meğerse hala devam ediyormuş. Açık ortada. Eğer demokrasiye inanıyorsan benim bakanım, hem bakanınla görüşecek, hem de o arada bir salon toplantısı yapacak. Niye rahatsız oluyorsun? Bir başka bakanım aynı şekilde.
Şimdi baktık ki Hollanda'da aynı şekilde bir açıklama yapmış, vah zavallı vah. Bunlar kendi iradeleriyle hareket etmiyorlar. Kardeşlerim, şimdi zannediyorlar ki Tayyip Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ya ben istersem gelirim. Gelirim ve kapıdan da sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım. Ben buradan Alman yönetimine sesleniyorum; demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir. Şu anda televizyon ekranlarında Almanya'daki, Hollanda'daki, Belçika'daki, İskandinav ülkelerindeki, Avrupa'nın her yerindeki benim Türk kardeşlerim şu anda bizi dinliyor ve Türk kardeşlerime sesleniyorum; 16 Nisan Avrupa'nın demokrasi noktasında ayağa kalkması olacaktır diyorum ve Avrupa'dan cevap bekliyorum, evet mi? Evet mi? Şu anda ekranları başında ben Avrupalı kardeşlerimin sesini duyuyorum onlar da 'evet' diyor ve inanıyorum ki daha fazla çalışacaklar, inanıyorum ki daha fazla koşacaklar."
- "BU VATANA BİR DEĞİL, BİN TAYYİP ERDOĞAN FEDA OLSUN"
Böyle adaletsiz bir yaklaşımı, böyle haksız bir yaklaşımı kabullenmenin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Terör örgütü mensupları hayır kampanyası için istedikleri her yeri serbestçe kullanabiliyor. Terör örgütü yöneticileri saraylarda, bir de Türkiye'den mahkum olmuş, 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birisini alıyorsun ona madalya takıyorsun. Nerede? Cumhurbaşkanı sarayında. Ya sizin demokrasi anlayışınız bu mu? Bu adam Türkiye'de mahkum olmuş, 5 yıl 10 aya mahkum olmuş. Sen kalkıp buna Cumhurbaşkanlığı sarayında madalya takıyorsun. İşte sizin demokrasi anlayışınız bu, özgürlük anlayışınız bu. Türkiye'de mahkum olmuş bir insanı eğer siz ülkenizde adeta beraat ettiriyorsanız sorumlusunuz ve suçlulara yardım, yataklık yapmadan dolayı sizin yargılanmanız gerekiyor, bunu da söylüyorum. Bütün bunlara rağmen benim bakanım kendi vatandaşlarıyla, kendi hemşehrileriyle bir araya gelmek isteyince hemen işler tersine dönüyor. Siz bu safsatalarınızı külahımıza anlatın." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa şehirlerinin yıllardır Türkiye'den kaçan eli kanlı teröristlere nasıl yataklık ettiğini çok iyi biliyoruz. Terör örgütünün bilgisi dahilinde o ülkelerin her yıl yüz milyonlarca avroyu hem de zorla, tehditle nasıl topladığını çok iyi biliyoruz. Son olarak FETÖ'cü hainlere nasıl kucak açtığınızı, nasıl bağrınıza bastığınızı hep birlikte takip ediyoruz. Ben bunları yüzlerine açık ve net söylediğim için de çok rahatım. Ben arkalarından konuşmuyorum, bunları yüzlerine konuştum. Çünkü bize arkadan konuşmak yakışmaz. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bize bu yakışmaz. Biz Müslümanız, bize bu yakışmaz. Varsın hakkı haykırdığımız için bizi sevmesinler. Varsın bu ülkeyi canımızdan çok sevdiğimiz için bize demediklerini bırakmasınlar. Bu vatana bir değil, bin Tayyip Erdoğan feda olsun." diye konuştu.
"Hiç endişeniz olmasın. Biz sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz. Hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlar rahatsız olsalar da verdikleri sözlerde durmasalar da biz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023'e çok daha müreffeh, çok daha huzurlu bir ülke olarak ulaşmak istiyoruz. Bunun için 16 Nisan'da gerçekleşecek olan halk oylaması büyük önem taşıyor. 16 Nisan'da kurulacak sandıkta hem bu büyük Türkiye karşıtları, hem de onların içerideki maşalarına inşallah tarihi bir ders vereceğiz. 28 Şubat'tan kalma alışkanlıkla, manşetler vasıtasıyla bizi hizaya sokmaya çalışanları, bunun için onları teşvik edenleri bir kez daha hüsrana uğratacağız. Ancak şunu bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız. Su uyur, düşman uyumaz."
- "DARBENİN BAŞARILI OLMASI İÇİN ADETA DUA EDENLERİ UNUTMADIK"
Erdoğan, eski Türkiye'nin vesayet odaklarının boş durmayacağını her vesileyle bir kez daha gördüklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Son 15 yıldır bu konuda başarılı olamamışlarsa sizden aldığımız güçle, bizim dik durmamız sayesindedir. Kardeşlerim, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında oynanan oyunları, 367 rezaletini hatırlıyorsunuz değil mi? Gezi olaylarını, hükümet devirme aracı haline dönüştürmeye çalışanların kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? 17-25 Aralık'ta hukuk operasyonu kisvesi altında darbe yapmaya çalışanları unutmadığınız değil mi? Çukur eylemleriyle ülkenin bir bölümünü ateşe ve kana boğup vatanımızın birliğine kastedenleri unutmadınız değil mi? Aynı şekilde 7 Haziran seçim sonuçlarının bu çevreleri nasıl hareketlendirdiğini, nasıl bir anda fabrika ayarlarına geri döndüklerini hep birlikte yaşadık değil mi? Türkiye'de haftalarca hükümet kurulamadı. Yüzde 41'le milletin yetki verdiği bir partiyi, devre dışı bırakmak için hangi tekliflerin yapıldığına siz de şahit oldunuz değil mi? Ana muhalefetin, terör örgütünün siyasi kolunu iktidara taşımak için nasıl çırpındığını gördünüz değil mi? 15 Temmuz darbe girişimi başladığında ellerini ovuşturanları, darbenin başarılı olması için adeta dua edenleri unutmadık kardeşlerim. Bütün bunlar ortadayken hiçbir şey olmamış gibi nasıl yolumuza devam edebiliriz."
Türkiye'deki son 15 yıllık istikrar ve güven ortamını, artık şahıslara, partilere bağlı olmaktan çıkarmaları ve bunu bir sisteme bağlamaları gerektiğini belirten Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı sisteminin de bunu temin edeceğini söyledi.
Çavuşoğlu Alman mevkidaşı ile telefonda görüştü
Toplantı krizi devam ederken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Alman mevkidaşı Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile telefonda görüştü.

Görüşme talebi Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi.
Görüşmenin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya hakkında, “Nazizmin Almanya’da bittiğini zannediyordum, meğer hala devam ediyormuş. Ben istesem Almanya’ya gelirim ve kapıdan sokmadığınızda veya konuşturmadığınızda ben dünyayı ayağa kaldırırım” sözlerinin ardından yapılması dikkat çekti.
Hitler’e bak
Her türlü teröre kucak açan Almanya, ülkelerindeki Türkler’in demokratik haklarını Nazi kafasıyla engelledi. ‘Evet’ mitinglerine izin vermezken ‘Hayır’ için sokağa çıkan herkese destek verdi. Avusturya, Hollanda, Fransa ve İsviçre de Hitler zihniyetinin peşinde gitti..

Terör yuvası Almanya öncülük yaptı, tüm Avrupa 'Hayır' kampanyasına başladı. Nazi zihniyeti ile Türkiye'ye karşı kara propaganda yapan Almanya; demokratik dediği ülkesinde Hitler kafası ile kararlar aldı. Topraklarında 16 Nisan Referandumu için 'Evet' kampanyasına izin vermedi. Almanya önce Bekir Bozdağ, ardından ise Nihat Zeybekci ve Mevlüt Çavuşoğlu'nun mitinglerini iptal etti, ardından da ülkesinde başta PKK'lılar tarafından düzenlenen 'Hayır' toplantılarının hepsine destek verdi. Bunun üzerine Haçlı Birliği harekete geçti. Avusturya, İsviçre, Fransa, Hollanda gibi ülkeler de Nazi zihniyeti ile ülkelerindeki 'Evet'çileri yasakladı, 'Hayır'cılara ise kucak açtı. Avrupa'nın göbeğinde dün yaşanan skandallar şöyle gelişti:

AVUSTURYA LİNZ
Avusturya Hayır Platformu HDP ve PKK sempatizanları ilk eylemini Linz'de yaptı. 'Hayır' protestosu yapan kalabalık, Nusaybin'de PKK'lı teröristlerin öldürüldüğü operasyonlar için de pankartlar astı. Avusturya Başbakanı Christian Kern ise AB üyesi ülkelere Türkiye'ye karşı hareket etme çağrısı yaptı. Kern, Türkiye'nin seçim programlarının Avrupa'da engellenmesi gerektiğini savundu.

İSVİÇRE ZÜRİH
PKK yandaşları Sincar'da, Peşmerge ve YPG çatışmasını bahane ederek sokaklara indi. Terör örgütü bayraklarıyla yürüyen kalabalık aynı zamanda 'Hayır' sloganları attı.

FRANSA PARİS
Paris Villiere banliyösünde Fransa HAYIR Platformu tarafından düzenlenen halk toplantısına platform adına Yusuf Şahin, Nurten Çakıcı ve yazar İrfan Dayıoğlu katıldı. HDP önderliğinde düzenlenen ve PKK sempatizanlarının katıldığı toplantıda '16 Nisan'da Hayır' çağrısı yapıldı.
HOLLANDA ROTTERDAM
Hollanda'nın Rotterdam kentinde, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, tüm ülkeyi kapsayan, Hollanda Referanduma Hayır Platformu oluşturuldu. Rotterdam'da buluşan bir grup, sokak çalışmaları için toplantı yaptı. Amsterdam'da ise PKK bayrakları taşıyan bir başka grup 'Hayır' kampanyası için sokaklarda duyurularda bulundu.
Nuh Mete Yüksel’in kasedi de FETÖ’den

2002’de Gülen’e terör örgütü kurmaktan dava açan dönemin DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel’e kurulan kaset kumpasının arkasından FETÖ-Hürriyet işbirliği çıktı
Terör örgütü kurduğu iddiasıyla Fetullah Gülen hakkında 2000'de dava açan dönemin Ankara DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel'in, FETÖ'nün kurduğu kumpasla görevden alındığı FETÖ çatı iddianamesindeki tanık ifadeleriyle belgelendi. Yüksel'in gayri ahlaki anlarının olduğu kasedin FETÖ firarisi, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Eski Başkanı Harun Tokak tarafından gazete yöneticilerine getirildiği tanık ifadelerinde yer aldı. FETÖ çatı iddianamesinde yer alan tanık ifadeleri, Gülen'in davasına bakan Nuh Mete Yüksel'in FETÖ kumpasıyla görevden alındığını açıkça gösteriyor. FETÖ soruşturmasında hakkında yakalama kararı bulunan Tokak'ın, 22 Haziran 2002'de Akit gazetesine giderek Akit Medya Grubu İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu ile görüşme yaptığı, bu görüşmede Tokak'ın savcı Yüksel'in, Fetullah Gülen ile çok uğraştığını, Gülen hakkında yeni bir dava açmaya kalktığını, Yüksel'in kendilerinde olan seks kasetini yayınlayarak şantaj yapılmasını istediği iddianamede belirtildi. Ancak iddianamaye göre Akit kasetle ilgili haber yayımlamama kararı aldı. Bunun üzerine FETÖ Hürriyet'in kapısını çaldı.
HÜRRİYET MANŞETE TAŞIDI
Yüksel, 21 Ekim 2002'de Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görülen duruşmada Fetullah dosyanın tekemmül ettiğini belirterek, esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak üzere dava dosyasının kendisine tevdi edilmesini istedi. Bir gün sonra yani 22 Ekim 2002'de kaset habari Hürriyet gazetesinde sürmanşetten yayımlandı. HSYK, aynı gün Nuh Mete Yüksel'i görevden aldı. 4 yıl sonra da Gülen'a açılan dava FETÖ'cü hakimler tarafından düşürüldü.
HÜRRİYET'İN KASET HABERLERİYLE FETÖ DOSYASI ÖRTBAS EDİLDİ!
3 Ağustos 2000: Savcı Nuh Mete Yüksel, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne başvurarak Fetullah Gülen'in tutuklanmasını istedi. Mahkeme talebi kabul etti.
11 Ağustos 2000: Mahkeme Gülen için yakalama kararı verdi.
31 Ağustos 2000: Yüksel, Gülen hakkında terör davası açtı. Gülen'in 10 yıla kadar hapsini istendi.
3 Haziran 2002: Gülseven Yaşer'in başkanlığını yaptığı Çağdaş Eğitim Vakfı'nda (ÇEV) Nuh Mete Yüksel'in kasedi bulundu. Operasyon öncesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde komiser yardımcısı Bayram Özbek'in ÇEV'e sızdığı ve kendisini Hayri Canöz ismiyle tanıtarak vakıfta çalıştığı tespit edildi. FETÖ sanığıÖzbek, "Tahşiyeciler" grubuna kumpas soruşturmasında yargılanıyor.
22 Haziran 2002: Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak, Akit Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu'ndan kaset haberini gazetelerinde yayımlanmasını talep etti. Akit, haberi yayınlamama kararı aldı.
21 Ekim 2002: Savcı Yüksel, Ankara DGM'de görülen duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak üzere Gülen'in dava dosyasının kendisine tevdi edilmesini istedi. Mahkeme Başkanı dosyanın Yüksel'e tevdi etti.
22 Ekim 2002: Hürriyet, Yüksel'in kaset haberini "Bir gecelik zevk uğruna" başlığı ile kullanıldı.
22 Ekim 2002: HSYK, Nuh Mete Yüksel'i görevden aldı. Yüksel, "DGM Savcılığı" görevinden alındı.
5 Mayıs 2006: Fetullah Gülen beraat etti. Gülen'in beraati yönünde oy kullanan hakimler Mustafa Bilgili ve Kadir Kayan, 15 Temmuz darbe girişiminden tutuklu.
Karlov cinayetinde gizemli Rus kadın

Rus Büyükelçi Karlov’u öldüren polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş’la, suikasttan kısa süre önce telefon trafiği saptanan Rus kadın tutuklandı
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürülmesiyle ilgili soruşturmada FETÖ'cü katil Mevlüt Mert Altıntaş'ın Ekaterina B. isimli Rus bir kadınla kasım ayı içinde telefon irtibatı tespit edildi. Rusya'dan getirilen bayanları Ankara'da işadamlarına pazarladığı iddia edilen kadın şüpheli cezaevine gönderildi.
FUHUŞA ARACILIK EDİYOR
19 Aralık 2016 günü Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde FETÖ mensubu Çevik Kuvvet Polisi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülen Andrey Karlov soruşturmasında, suikastçıya ilişkin ilginç bilgiler ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca katil ile irtibatı belirlenerek gözaltına alınan Ekaterina B.'nin Rusya'dan getirilen kadınları pazarladığı tespit edildi. İfadesinde, Mevlüt Mert Altıntaş ile görüşmediğini ileri süren ancak WhatsApp üzerinden mesajlaştığını kabul eden Rus şüpheli, 2 internet sitesi üzerinden fuhuş yaptırdığı iddialarını da doğruladı. Ekaterina B.'nin internet sitesi üzerinden anlaştığı erkekler ile Rus hayat kadınlarını Ankara'daki 5 yıldızlı otellerde buluşturduğu ve fuhuşa aracılık ettiği tespit edildi. Şüpheli bu işler için Ankara Çankaya'da bulunan bir kuaförün de kendisine yardım ettiğini kaydetti.
DİJİTAL İNCELEME SÜRÜYOR
Emniyetteki işlemlerin ardından savcılığa çıkarılan Ekaterina B., tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edildi. Sevk yazısında, şüpheliden elde edilen dijital materyaller üzerindeki incelemenin bitmediği, Mevlüt Mert Altıntaş ile arasındaki irtibatın tüm yönleriyle ortaya çıkarılamadığı belirtildi. Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği'nce sorgulanan şüpheli kadın tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suikastçı polis memuru Altıntaş'ın, Rusya Kültür Merkezi'yle irtibatlı olduğu belirtilen Ekaterina B. isimli 33 yaşındaki Rus bir kadınla irtibatı belirlendi. 21-23 Kasım 2016'da ikili arasında telefon görüşmesi yapıldı. Ayrıca WhatsApp üzerinden mesajlaşma gerçekleştirildiği saptandı.
Avrupa faşist yüzünü gösterdi

Avusturya Başbakanı Kern, Türk siyasetçilerin kampanyalarının AB genelinde yasaklanmasını istedi. Hamburg’da ise tüm salonların boş olmasına rağmen Bakan Çavuşoğlu’nun etkinliği ‘yer yokluğu’ gerekçesiyle iptal edildi
Türkiye'de yeni bir dönemi başlatacak olan referandum, Avrupa'nın demokrasi ve özgürlükler konusundaki ikiyüzlülüğünü de açığa çıkardı. Terör örgütlerinin "Hayır" kampanyasına her türlü desteği veren Avrupa ülkelerindeki 'evet' korkusu gün yüzüne çıkmaya başladı. Bakanların referandum kampanyası ile ilgili programlarına yasak getirerek Türkiye düşmanlığını gözler önüne seren Almanya ve Hollanda'dan sonra Avusturya'dan da çılgınca bir yasak önerisi geldi. Avusturya Başbakanı Christian Kern Türk siyasetçilerin kampanya etkinliklerinin AB çapında yasaklanmasını istedi. Kern, ancak bu şekilde Almanya gibi birlik üyelerinin tek başlarına Ankara'nın baskısından kurtulabileceğini savundu.

TAM BİR 'HAYIR'CI
Kern, Türk siyasetçilere yasak isterken kendisi Türkiye'deki referanduma müdahale etmekten kaçınmadı. 'Hayır' kampanyası yapan terör örgütleri gibi konuştu, "Yeni sistem Türkiye'de hukuk devletini zayıflatır" dedi. Faşist zihniyetini çekinmeden ortaya koyan Kern, ayrıca Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili olarak da AB müzakerelerinin geçici olarak askıya alınmasından ziyade sonlandırılması ve Türkiye ile ilişkilere "AB üyeliği illüzyonu" olmadan yeniden yön verilmesi gerektiğini söyledi.'

'SALON YOK' YALANI
Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 7 Mart'ta Hamburg'daki Hotel Elysee'de katılacağı konferans da güvenlik gerekçesiyle iptal edildi. AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi'nce (SKM) organize edilen etkinlik son anda Veddel'deki Saray Düğün Salonu'na alındı. SKM Başkanı Coşkun Akgül, "Salonu 2 bin 685 euroya kiraladık. 2 bin eurosunu peşin ödedik. Sözleşmeyi almaya gittiğimizde güvenliği bahane ederek kiralamaktan vazgeçtiklerini söylediler ve paramızı iade ettiler" dedi. Hamburg'da salonu olan tüm otellerin bir yerlerden talimat gitmiş gibi davrandığına dikkat çeken Akgül, "İşte burası da demokratik Almanya. Terör örgütleri belediye sarayının içinde cirit atarken, Türkiye'nin bakanlarına kapıları kapatıyorlar" diye konuştu. Hollanda'da da aşırı sağ ırkçı lider Geert Wilders, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Rotterdam'daki mitinge katılmasına karşı çıktı.

ÇAVUŞOĞLU: DEMOKRATİK HAKKIM GİDİP KONUŞACAĞIM
Hamburg'da 7 Mart'ta başka bir salonda konferans vereceğini belirten Mevlüt Çavuşoğlu: Gideceğiz Avrupa'daki vatandaşlarımızla da buluşacağız. Bunu ne PKK haini engelleyebilir ne de vatandaşlarımızla güçlü bağımızdan rahatsız olanlar durdurabilir. Demokratik hakkımızı gideriz her yerde kullanırız. Ne derlerse desinler, onlardan korkmayız, yılmayız. Niye 'hayır' diyenlere sahip çıkıyor Avrupalılar, 'evet' diyenleri engellemeye çalışıyorlar? Çok iyi düşünün" dedi.
''Nazizmin Almanya'da bittiğini sanıyordum.Ama hala devam ediyormuş''
ÇELİK: BU ZİHNİYETE ÖNLEM ALINMALI
Avusturya Başbakanı Kern'in açıklamalarını eleştiren AB Bakanı Ömer Çelik şu değerlendirmeleri yaptı: Vatandaşlarımızla buluşmamızı engellemek için AB'yi kullanmayı önermek, ifade ve toplanma özgürlüğü ihlalinde yeni bir aşama. Avusturya hükümetinin, Avrupa'daki ırkçı hareketlerle aynı dili kullanması son derece yanlıştır. Temel değerlere aykırıdır. AB, bu hükümetlere karşı tedbir almalıdır. AB, ırkçı, islamofobik ve anti-semitik siyasetler üreten bazı üye ülkelerin hükümetlerine karşı tedbir almalıdır.
BOZDAĞ: TERÖRİSTLERİN BASKISI VAR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya'daki programının iptaline ilişkin "Benim toplantımı iptal eden belediye, teröristlerin yoğun baskısı altındadır. PKK'lı teröristler, FETÖ, DHKP-C terör örgütü hep beraber oradalar ve faaliyetlerini düzgünce yapıyorlar. Biz teröre, teröristlere karşıyız. Bunları himaye eden biri varsa, kanatları altında saklayan biri varsa, o Almanya'dır" dedi. Bozdağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada da Alman siyasetçilerin zihinlerindeki Berlin duvarlarının yıkılmadığını kaydetti.
ZEYBEKCİ: İPTALLER KABUL EDİLEMEZ
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Almanya'nın Köln şehrinde daha önce katılacağı etkinliğin iki kez iptal edilmesinin ardından bu ülkede organize edilen bir başka etkinliğe katılmak üzere Denizli Çardak Havaalanı'ndan Almanya'ya gitti. Zeybekci, referandum etkinliklerinin iptal edilmesini kabul etmek mümkün değil. Yani böyle mazeret isterseniz, mazeret bulursunuz. Dilediğiniz yerde bir mazeret bulur, bir iptal gerçekleştirirsiniz" dedi.
Son dakika haberi: Kocaeli'de büyük fabrika yangını

Gelen son dakika haberine göre; Kocaeli'nin Kartepe İlçesi'nde otomotiv yedek parçası üreten bir fabrika çıkan yangın rüzgarın etkisiyle büyüdü. Yangın çok sayıda itfaiye ekibinin müdahalesiyle kontrol altına alındı.
KOCAELİ'DE BÜYÜK FABRİKA YANGINI
KOCAELİ'nin Kartepe İlçesi'nde otomotiv yedek parçası üreten bir fabrika çıkan yangın rüzgarın etkisiyle büyüdü. Yangın çok sayıda itfaiye ekibinin müdahalesiyle kontrol altına alındı.
Akşam saatlerinde, Kartepe'de otomotiv yedek parça üretimi yapan bir fabrikanın sevkiyat ve satın alma bölümünde henüz nedeni bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın kısa sürede rüzgarın da etkisiyle yayıldı.

Alevlere başta Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'na bağlı Kartepe'de bulunan itfaiye ekipleri müdahale ederken, daha sonra diğer ilçelerden de takviye istenildi. Bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi ile ambulans sevk edildi. Yangında otomotiv yedek parçaları ile paletler yandı. Pazar günü olması nedeniyle fabrikada çalışmanın olmadığı yangın, itfaiye ekiplerinin çabasıyla kontrol altına alındı. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.
İşte FETÖ’nün Genelkurmay’daki 418 numaralı fişleme odası!

Ankara Başsavcılığı 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin hazırladığı iddianamede FETÖ'nün TSK içinde nasıl yuvalandığı, kendilerinden olmayan başarılı askerleri fişlemek için hangi yolları izlediğini belgeleriyle birlikte gözler önüne serdi. Darbe girişiminde aktif olarak görev aldığı belirlenen şüpheli Yarbay Hüseyin Yıldırım'la ilgili Genelkurmay'daki aramada ele geçirilen belgeler FETÖ'nün bu kirli tezgâhını da deşifre etti.
‘Bacağımdaki yara, benim için şereftir’

Meclis yarın, 15 Temmuz gazisi kadınları ağırlayacak. Bacağından 5’inci ameliyatı olan Derya Ovacıklı ise gazilik gururu ile etkinliğe katılamayacak olmanın burukluğunu bir arada yaşıyor
Darbe girişimi sırasında bombalanan Gazi Meclis, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 15 Temmuz'da yaralanan kadınları ağırlayacak. Ancak 15 Temmuz'da Kahramankazan'da bacağından vurularak yaralanan öğretmen Derya Ovacıklı, önceki gün ameliyat olduğu için programa katılamayacak. 15 Temmuz'da FETÖ'cü hainlerin kurşunlarına hedef olan 106 kadın gazi yarın (7 Mart Salı günü) TBMM'de ağırlanacak. Kadın gaziler, Meclis'in bombalanan yerlerini ziyaret edecek.
KARNINDAN DOKU NAKLİ...
Ancak 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nün önünde 2 kurşunla sağ bacağından yaralanan öğretmen Derya Ovacıklı, tedavisi halen devam ettiği için Meclis'e gelemeyecek. Önceki gün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde sağ bacağından beşinci kez ameliyat olan Ovacıklı, TBMM'deki programa katılamayacak olmanın burukluğunu yaşıyor. Çok zor bir ameliyat geçirdiğini belirten Ovacıklı, "Karın bölgesinden yağ alınarak sağ bacağa doku nakli yapıldı. Bu ameliyat nedeniyle programa katılabilmem mümkün gözükmüyor. Doktorumuz 2-3 gün hiç kıpırdamadan yatakta yatmam gerektiğini söyledi" dedi.
2 AMELİYAT DAHA OLACAK
Programa katılamadığı için bir burukluk yaşadığını belirten Ovacıklı şöyle devam etti: "8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen programda 15 Temmuz gazisi kadınlarımızla bir arada olmak bana gurur verir. Mümkünse telekonferans yönetimiyle katılabilirsem sevinirim. Bu yara benim için bir şeref. Bu şerefi de layıkıyla taşımaya çalışıyorum. 75 gün hiperbarik oksijen tedavisi gördüm. Fizik tedavimiz devam edecek. Ameliyatlardan sonra doktorlarımız ayağa kalkmamı bekliyor. Kurşun o bölgeyi öyle parçalamış ki 2 ameliyat daha olmam öngörülüyor. Eskisi gibi yürüyemeyeceğim. Ama bizim için bu iz bir şereftir. İzini taşıyayım ki unutturmayalım 15 Temmuz'u."
KÜLLİYE'YE GİTMELERİ DE PLANLANIYOR
Ankara ve İstanbul'dan çağrılan kadın gaziler, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile yemek yiyecek. 15 Temmuz'un kadın gazilerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da eşlik edecek. Yemeğe Başbakan Binali Yıldırım'ın da katılması planlanıyor. Programa TBMM'deki tüm partilerin kadın milletvekilleri de davet edildi. 15 Temmuz gazisi kadınların daha sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmesi de bekleniyor.
Sinan Oğan'a kapak gibi cevap

MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan konferans için gittiği Beşiktaş'taki üniversitede konuşurken sahneye çıkan bir kişi kürsüyü devirdi.Bu eylemi gerçekleştiren kişi ise savcılık tarafından serbest bırakıldı. Sinan Oğan savcılığın serbest bırakma kararına tepki göstererek Twitter hesabından "Bu işin peşini bırakmayacağım. Bu saldırı Bekir Bozdağ'a yapılsa bu savcı saldırganı serbest bırakabilir miydi? Bu sorunun cevabını arıyorum" dedi. Oğan'a cevabını Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri Bilal Çetin verdi
Sinan Oğan savcılığın serbest bırakma kararına tepki göstererek Twitter hesabından "Bu işin peşini bırakmayacağım. Bu saldırı Bekir Bozdağ'a yapılsa bu savcı saldırganı serbest bırakabilir miydi? Bu sorunun cevabını arıyorum" dedi.
Ogan'ın bu sözlerine cevabı ise Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri Bilal Çetin verdi .Çetin Twitter'dan Ogan'a kapak gibi cevap vererek "Hacıbektaş'ta Başbakan Yardımcısı iken Bekir Bozdağ'a saldırıp yumruk atanı bile serbest bıraktı savcılar. Unuttunuz galiba"mesajını yazdı.
2013 yılında Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde Bekir Bozdağ, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde "Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri"nin açılış törenindeki konuşmasının ardından protokoldeki yerine dönerken, Hüseyin Satı'nın fiili saldırısına maruz kalmıştı.Saldırıyı gerçekleştiren Hüseyin Satı savcılık tarafından serbest bırakılmıştı
Urfa’da örgüt provokasyonu

Şanlıurfa'da terör örgütü PKK yandaşı bir grup izinsiz gösteri yaptı. HDP ve KESK üyelerinin de aralarında bulunduğu grup, valiliğin yasağına rağmen "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" bahanesiyle 3 gün öncesinden yürüyüş yapmak istedi. Polisin yürüyüşe izin vermemesi sonrası gruptakiler arasında bulunan HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan polislere tepki gösterdi. Uyarıya rağmen yürüyüşe devam eden gruptaki 21 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların konulduğu minibüsün yanına giden Öcalan, polislerle tartıştı.
Diyarbakır'da PKK'ya büyük operasyon!

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik büyük operasyon başlatıldı.
Lice'nin dağlık ve ormanlık alanda faaliyet yürüten, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu değerlendirilen teröristleri ve işbirlikçilerini etkisiz hale getirmek, sığınak, barınak, depo alanlarını ve uçaksavar mevzilerini tahrip etmek amacıyla "Bayrak-41 Şehit Jandarma Astsubay Tolga Topçuoğlu" operasyonu düzenlendi.
Valilikçe, Lice'ye bağlı Örtülü, Tuzla, Hedik, Kıralan,Yamaçlı, Dernek, Saydamlı, Bayırlı Yalımlı, Akçabudak, Kılıçlı, Ulucak, Yorulmaz, Baharlar, Yaprak, Yünlüce, Güldiken ve Üçdamlar mahallerinde vatandaşın zarar görmemesi amacıyla bugün saat 07.00'de ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından günlerdir hazırlıkları yapılan harekata katılan 4 tabur, birliklerinden 17 helikopterle söz konusu bölgedeki dağlık alana indirildi.
Bir metreyi aşkın karın bulunduğu dağlık alanda başarıyla yürütülen operasyonda, güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında yer yer sıcak temas sağlandı.
Operasyonda etkisiz hale getirilen teröristlerin bulunduğu öğrenildi.
Erdoğan: Naziler bitti sanıyorduk! Bunları dünyaya rezil edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya'daki siyasi engeller ve antidemokratik tutuma ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Erdoğan Almanya için 'Her yerde anlatacak dünyaya rezil edeceğiz' dedi.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan:" Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şuandaki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farkı değil. (Almanya ve Hollanda'nın yasak kararı) Bunları biz dünyaya rezil rüsva edeceğiz. Öyle sadece içine kapalı bir demokrasi değil, demokrasi içerden gücünü alıp dışa yansıyan bir sistemdir. Bunun gereğini de anlatacağız. Barışın simgesi nedir, söyleyin bakalım? Evettir, Evet. Barış, hayırdan geçmez. O F-16'larla benim vatandaşıma bomba yağdıranlar işte bugünün 'Hayır'cıları. Bunu belki eleştirenler olacak ama ben gerçekleri söylüyorum, söylemekle de mükellefim. Bu sistemin patronu millettir. Kimse kimseyi aldatmasın. Babadan oğula gibi böyle saçma sapan şeyler söylüyorlar. Ne babadan oğula, ne alakası var. Öyle bir şey söz konusu değil."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ÜÇ BEŞ PSİKOPAT DİNİMİZİ DE MİLLETİMİZİ DE TEMSİL EDEMEZ!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen 2. Kadın ve Demokrasi buluşmasında konuştu. Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'da konuşmacı olarak katılacakları toplantılara izin verilmemesine tepki göstererek, "Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şuandaki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farkı değil" dedi.
"NAZİ UYGULAMALARINDAN FARKI YOK"
Konuşmasının sonunda sözü Almanya ve Hollanda'nın Türk bakanlarla ilgili yasak kararına getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Almanya'da arkadaşlarımızı konuşturmuyorlar. Varsınlar konuşturmasınlar. Yani konuşturmamakla Almanya'daki oyların 'Evet' değil de, 'Hayır' çıkacağını mı zannediyorsunuz. Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu anki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil bunu böyle biliniz. Rahatsız oluyorlar bu ifadelerden. Niye rahatsız oluyorsunuz. Yaptığınız uygulama bu. Bize demokrasi dersi vereceksiniz, ama geleceksiniz orada bu ülkenin bakanını konuşturtmayacaksınız" diye konuştu.
"SİZİ DÜNYAYA REZİL RÜSVA EDECEĞİZ"
Almanya'ya yönelik eleştirilerini sürdüren ve benzer bir kararı Hollanda'yla birlikte başka ülkelerin de verebileceğini söyleyen Erdoğan, "Kampanya sadece Türkiye'de geçerli Almanya'da da, Hollanda onlar da aynı şeyi yaptılar. Diğerleri de belki arkasından gelecek. Nereden gelirseniz gelin. Eğer demokrasi diyorsanız önce bu işin hakkını vereceksiniz. Saygıyı bu noktada bileceksiniz. Fikre, düşünceye saygıyı bileceksiniz. Bilmiyorsanız bilesiniz ki netice sizin aleyhinizde olacak. uluslararası toplantılarda bunları hep dile getireceğim. Arkadaşlarımız da hep dile getireceğiz. Bunları biz dünyaya rezil rüsva edeceğiz. Öyle sadece içine kapalı bir demokrasi değil, demokrasi içerden gücünü alıp dışa yansıyan bir sistemdir. Bunun gereğini de anlatacağız" dedi.
Erdoğan ve Netanyahu aynı tarihte Moskova’da

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 9 Mart'ta Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile buluşacağını açıkladı. Netanyahu'nun 9-10 Mart'ta Rusya'yı ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aynı tarihte Moskova'da bulunacak olması dikkat çekti. Rus basınına konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin ve Netanyahu arasında üçlü bir zirve planlanmadığını kaydetti.
Birkaç kaz için iki cana kastetti

Samsun'un Kavak ilçesinde komşular arasında köpeklerin yediği kazlar nedeniyle çıkan silahlı kavgada baba ile oğlu öldürüldü. Çivril Mahallesi'nde Behçet Şahin'in (73) köpekleri, komşusu S.K.'nin (36) bahçesindeki 18 kazı farklı zamanlarda yedi. Bunun üzerine Şahin, kazlar için para vereceğini söyleyerek S.K. ile anlaştı. Paranın bir bölümünü ödeyen Behçet Şahin ile komşusu arasında "kalan kısım" için tartışma başladı. S.K. av tüfeği ile Behçet Şahin ile oğlu Zeki Şahin'e (46) ateş ederek öldürdü. Kardeş Tuncay Şahin ise yaralandı. Yakalanan zanlı adliyeye sevk edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Çamlıca Camii'ni inceledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çamlıca'da yapımına devam edilen Yeni Çamlıca Camii'ni ziyaret etti.
İstanbul'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sabah saatlerinde Kısıklı'daki konutundan çıkarak Çamlıca'da yapımına devam edilen Yeni Çamlıca Camii'ne geldi.
Burada bir süre inceleme yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, camideki son durumla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Erdoğan'ın ziyareti sırasında cami çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındığı görüldü. Erdoğan'ın incelemeleri sürüyor. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çamlıca Camii ziyaretine ilişkin görüntü ve fotoğraflar
AB'ye Türkiye için küstah çağrı: Referanduma blok yapalım!

Ankara ile Berlin arasında yaşanan krizin ardından Avusturya Başbakanı Christian Kern, Avrupa Birliği'ne Türkiye yasağı çağrısında bulundu. Kern, Türkiye'den referandum kampanyası için gelecek politikalara Avrupa Birliği ölçeğinde bir yasak getirilmesini istedi.
Avusturya Başbakanı Christian Kern Welt am Sonntag gazetesine verdiği röpartajda Türkiye ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ankara ile Berlin arasında yaşanan krize dahil olan Avusturya Başbakanı, Avrupa Birliği'ne çağrıda bulunarak, Türkiye'den referandum kampanyası için gelecek politikalara Avrupa Birliği ölçeğinde bir yasak getirilmesini istedi.
Kern bununla da kalmadı... AB'ye Türkiye ile üyelik görüşmelerini sonlandırma çağrısında da bulundu. Üstelik Ankara'ya AB ile varılan mülteci anlaşması kapsamında 2020 yılına kadar yapılacak 4,5 milyar dolar yardımın iptal edilmesini istedi.
TÜRKİYE'Yİ GÖÇ VS. KONULARDA KULLANALIM KÜSTAHLIĞI
Avusturya Başbakanı tüm bu açıklamaların üzerine Türkiye'nin aynı zamanda güvenlik, göç ve ekonomik işbirliği bağlamında önemli bir ortak olduğunu, Ankara'nın AB ile varılan göçmen anlaşmasının yükümlülüklerine uyduğunu söyledi.
Kandil’e bomba yağdı : 11 terörist etkisiz hale getirildi

Irak Kuzeyi Kandil bölgesine düzenlenen hava harekâtında 11 teröristin etkisiz hale getirildiği belirtildi. TSK'dan yapılan açıklamaya göre, Irak Kuzeyi Kandil bölgesine 28 Şubat 2017'de düzenlenen hava harekâtında, bölücü terör örgütü mensubu teröristlerce kullanıldığı tespit edilen silah mevzisi, sığınak, barınak ve mağaralar imha edildi, 11 terörist etkisiz hale getirildi. Hakkâri Şemdinli'de, güvenlik güçlerince icra edilen arazi aramasında 12 kilogramlık mutfak tüpü ve el bombası kullanılarak hazırlanmış el yapımı patlayıcı tespit edilerek imha edildiği belirtilirken, Elazığ Palu'da, bölücü terör örgütü mensubu bir teröristin güvenlik güçlerince yakalandığı ifade edildi.
ŞIRNAK'TA SEVKIYAT
Diger taraftan Şırnak bölgesinde PKK'lıların kış üstlenmesine girmesini önlemek ve bölgede bulunan terör örgütü mensuplarını ve kış üstlenme alanlarını etkisiz hale getirmek için başlatılan operasyonlar sürüyor. Şırnak bölgesine gelen askerler, helikopterler ile dağlık alanlarda bulunan üst bölgelerine taşındı. Sevkıyatlar sırasında taaruz tipi helikopterlerin de havadan güvenliği sağladığı gözlendi.
Alevi kimliğimizi gizlerdik Erdoğan ile haykırır olduk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Malatya programında, üzerinde 'evet' yazılı sazı hediye eden Alevi vatandaşlar, SABAH'a konuştu.
"ERDOĞAN'LA HİZMET GELDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 19 Şubat'ta Malatya'daki temasları sırasında, referandumda "evet" oyu vereceklerini söyleyen Akçadağ ilçesi Yaylımlı Mahallesi Muhtarı Şeyho Karabulut ile Haçova Mahallesi sakinlerinden Ali Duran, 'evet' tercihlerinin nedenlerini şöyleı anlattı: "Tayyip Erdoğan döneminin başlamasıyla hizmet gördük. Yolları yaylalarımıza kadar yaptılar. Hastanelerde kuyruklar bitti. Doğu ve Güneydoğu'da kışın yollar 6 ay kapandığı için hamile kadınlar hastaneye yetiştirilemiyordu. Şimdi paletli ambulanslar, helikopter ambulanslar var. Daha önce Alevi olduğumuzu söyleyemiyorduk. Annemiz 'Alevi olduğunu söylemeyin, sonra size iş vermezler' diye uyarırdı. Artık kimliğimizi haykırıyoruz. Şimdi daha özgürüz. Yapılan hizmetler için, daha fazla özgürlük ve demokrasi için 'evet' diyoruz."
Acımı ancak idam dindirir

Oğlunun, Genelkurmay’daki darbeciler tarafından hunharca katledildiği anın görüntülerini izleyen acılı anne böyle haykırdı: Cumhurbaşkanım şehidimin kanını çiğneyenler asılsın. Bu millet ve şehit anaları olarak yanınızdayız
15 Temmuz'un 'kınalı' şehidiydi Resul Kaptancı. Damat tıraşını olup, çiçeğini alıp kız istemeye gideceği gün darbe girişimini duymuş, "vatan yoksa biz de yokuz" deyip sokağa fırlamıştı. Türkiye onun sosyal medyadan yaptığı vatan savunması yayınlarıyla cesaret bulmuş, hainlerin ihanet üssüne çevirdiği Genelkurmay'daki katledilişine yanmış, damat olamadan şehit olmasıyla kavrulmuştu. A Haber, adını tarihe 'kahraman' diye yazdıran Ankara Haymanalı şehidin hainler tarafından katlediliş görüntülerini buldu, Türkiye'ye destanı ve ihaneti izletti. Ancak şehide yapılanlar bir kez daha kanattı yürekleri. SABAH'ın bulduğu şehidin annesi Nebahat Kaptancı evladının katledildiği anları televizyondan izleyince fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Tedavisinin ardından SABAH'a konuşan Anne Kaptancı "8 aydır dinmeyen bir yangın vardı yüreğimde. Yavrumun nasıl öldürüldüğünü, ona kimlerin kıydığını bilmek istiyordum ama 'belki canı çok yanmamıştır' diye teselli buluyordum. Ama o görüntü yangınımı körükledi. Saçını okşarken canı yanar mı dediğim kuzumu yerlerde sürüklemişler, başına toplanıp kurşun yağdırmışlar, merdivenden atmışlar yerde yaralı yavrumun fotoğrafını çekmişler. Yıkıldım Cumhurbaşkanım, yaktın beni evlat…" dedi.
Genelkurmay'da şehit olan Resul Kaptancı'nın kahramanlık görüntüleri
Şehit Resul Kaptancı'nın ailesi A Haber'e konuştu
'BELKİ YARALILARA FAYDAM OLUR'
Anne Kaptancı, "Kuzum Ankara'da yaşanan son üç bombalı saldırıda hep koştu gitti, "anne belki yaralılara vs. bir faydam olur, memleketi bu çakallara, maskeli teröristlere mi bırakalım" derdi. Cumhurbaşkanımızın mesajı gelince hemen abdest aldı, iki rekat namaz kıldı ve damaklıklarını çıkardı. Oğlum gitme diye yalvardım ama "Anam darbe oluyor, cumhurbaşkanımız göreve çağırıyor,, ben vatana can veremeye gidiyorum hakkınızı helal edin dedi. Şimdi o görüntülerle yüreği yangın yerine dönen bir ana olarak cumhurbaşkanıma sesleniyorum; evladıma bunu yapanları rahat bırakma, onu leş gibi sürükleyenlerden hesap sor. Resul'üm vatan için o cehenneme girdi, şehit oldu şimdi sıra sizde vatanı böldürmeyin. Şehidimin kanını çiğneyenler asılsın. Acımı ancak idam dindirir. Hainlere fırsat vermeyin, yanınızdayız, oğlum için vatana sahip çıkın, bu millet ve şehit anaları olarak yanınızdayız, bu son isteğimdir" diye konuştu. Şehidin kardeşi Mehmet Kaptancı (30) ise "Duyun kardeşlerim ağabeyimizi devletimizin mülkünde bu hainler hunharca katletmiş. Türkiye bu görüntüleri unutma tek vatan için hainlere dur de artık. Hepsinin Kızılay Meydanı'nda asılmasını istiyoruz. Ağabeyimizin kanına basa basa gidiyorlar. Ağabeyimin bir kolu kısmi felçli gibiydi, videoda gördüm o kolundan çekmiş sürüklüyorlar. O kolu hep acırdı, bu kol beni bitirdi, ekmeğimi elimden alıyor derdi. Yıkıldım görünce o kol ağabeyimin acısıydı hainler de oradan çekip sürüklüyorlar. Bu görüntüler, yeminimi tazeledi, vatanı size bırakmayacağız, ölmek var vermek yok" dedi.
'SANA NASIL EZİYET ETMİŞLER'
Şehidin en küçük kardeşi Yusuf Kaptancı (22) ise gözyaşları içerisinde ağabeyinin katledilmesiyle ilgili duygularını şöyle anlattı: Ağabeyim 14 yaşından bu yana bizi büyüttü, evlendirdi, yuva kurdu ancak kendisinin her hayali koynunda kaldı. Televizyonu açtık bir baktık ağabeyim arkadaşları ile askerlerin arasında. Vurdular yetmiyor, mermi sıkıyorlar, hırslarını alamamışlar ki yaralı haliyle yerlerde sürüklüyorlar. Bitmiyor, fotoğraflıyorlar vahşete kurban giden şehidimizi. Sonra bir leş gibi tutup merdivenlerden sürükleyip aşağı atıyorlar. Yıkıldık, bittik ağabey. Sana nasıl eziyet etmişler sen ne güzel insandın bu nasıl ölüm. Babamızı aldılar bizden, babamızı katledenlerden her türlü davacıyım.
Resul Kaptancı'nın katledildiği o anın görüntülerini 'aHaber' ve 'SABAH' yayımladı.
'VATAN ELDEN GİDİYOR TÜRKİYE UYUMA' DEMİŞTİ
Resul, Haymana'da yufkacılıkla geçimini sağlayan bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Babasının yanında yufka yaparak iki kardeşini büyüttü, ailesinin en büyük dayanağı oldu. Başta Haymana olmak üzere Ankara'nın her yerinde hemen her çocuğun kalbinde taht kuran, köy köy dolaşıp ilkokul çağındaki çocukları toplayıp, spor dersi veren genç, hayatının 32 yılını ailesine, şehit olduğu 33'üncü yılını ise vatana adadı. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı 'sokağa çıkın' çağrısını duyan Resul Kaptancı "Yatın yatın vatan elden gidiyor siz yatın. Vatan elden gidiyor Türkiye uyuma" diyerek sosyal medyadaki arkadaşlarını direniş için topladı. 400 arkadaşıyla Genelkurmay Başkanlığı'na giden Resul Kaptancı hainlere karşı canını siper etti. Darbecileri uzun süre oyalayan Resul asker kıyafetli teröristler tarafından kurşun yağmuruna tutuldu. Son kurşunla şehadete yürüyen Resul, Türkiye'nin hafızasına adını bir kahraman olarak yazdırdı.
ANLAMLI HEDİYE
Şehidin Haymana ve çevre köylerden çocukları toplayıp, onlara futbol antrenörlüğü yaptığı da öğrenildi. Minikler, dayanıklılığı nedeniyle "Demir dayı" dedikleri hocalarının resmini çizdi. Kara kalem bu çalışma şehit annesine hediye edildi. Acılı anne evladının anılarının olduğu Kale Mahallesi'ndeki evden taşın dı. Yeni evin baş köşesinde ise miniklerin anlamlı hediyesi var.
.
YORUMLAR