Amerikan ordusu Türkiye'nin kısa sürede 90 kilometrelik alandan IŞİD’in temizlenmesini sağlayan Fırat Kalkanı Harekatı’na katılmak istiyor. Muhalif savaşçılar ise Türkiye’nin güneyindeki ‘PKK koridoru’ planını boşa çıkaracak el-Bab operasyonunun sabote edilmesinden korkuyor.

ABD'nin 25. gününde birden kabaran Fırat Kalkanı iştahının nedeni merak edilirken operasyonun geldiği nokta konuya ışık tutuyor.

Aylar önce PKK'nın Suriye yapılanması PYD'ye Bab ilçesi için söz veren ABD, TSK destekli ÖSO birliklerinin Bab'a yönelmesi üzerine harekete geçti. ABD Özel Kuvvetleri'nin harekata dahil olmak için yoğun çaba sarf etmesi ÖSO içindeki grupları tedirgin ediyor.

ABD muhalifi gruplardan Ahrar el-Şarkiyye, Fırat Kalkanı Harekatı'ndan çekildiğini açıkladı. Aralarında Feylak'uş Şam'ın da bulunduğu diğer gruplar çekinceli de olsa açıktan tepki göstermiyor. Bir dönem ABD'den yoğun destek alan Şam Cephesi dahi, ABD'nin PYD'yle ortak hareket etmesi nedeniyle harekatta ABD'yi istemiyor. ABD'nin bu pozisyonuna tepki vermeyen gruplar ise ABD tarafından kurulan operasyon çatısından yüklü miktarda silah yardımı alan Sultan Murat Tugayları, Hamza Tugayı, 51. Fırka ve Tahrir Suriye.

'EL BAB' KORİDOR İÇİN HAYATİ

Aylar önce PYD ile ABD arasında varılan bir mutabakatta, PKK kantonlarının sınır hattından doğu-batı şeklinde değil Güneydoğu-Kuzeybatı yönlerinden bir yay şeklinde birbirine bağlanacağı ve Türkiye sınırına doğru içine Azez'i alacak şekilde kalan bölgenin sıkışmış vaziyette muhaliflere bırakılacağı kararlaştırılmıştı. Ancak Bab'ın PYD açısından tehlikeye girmesi üzerine kantonların aşağıdan yukarıya bir yayla birleştirilmesi hayali de tehdit görmeye başladı. Yeni Şafak'a konuşan bir ÖSO mensubu, ABD'nin harekata dahil olmasının tek nedeninin el-Bab operasyonunu sabote etmek istemesi olduğunu belirtiyor. İsmini vermek istemeyen muhalif, "PYD Münbiç'ten çıkmadı. Kendisini 'SDG' olarak kamufle ediyor. Münbiç'ten Bab'a, oradan da kuzeydoğuya doğru Tel-Rıfat ve Afrin'e ulaşmaya çalışacaklardı. Bu planın başında Amerika vardı" dedi.

İSTENMEYİNCE GİTMİŞLERDİ AMA DÜN YİNE GELDİLER

Önceki gün Çobanbey'den kovulan ABD'li askerler dün öğle saatlerinde tekrar Çobanbey'e geldi. Tel Ahmar'dan 25 asker ve 6 arazi aracıyla Çobanbey'e giren ABD'li askerler ile ÖSO grupları arasında toplantı yapıldı. Bu süreçte ABD eksenli ÖSO gruplarının, ABD'nin dahil olması nedeniyle Fırat Kalkanı Harekatı'ndan çıktığını açıklayan Ahrar el-Şarkiyye grubu hakkında bazı iddialar ortaya atmaya başladığı bildirildi. O iddialardan bazıları, Ahrar el-Şarkiyye'nin Fırat Kalkanı'nı baltalamaya çalıştığı ve içinde el-Kaide yanlısı aşırıcıların bulunduğuydu. Suriye'de özellikle ABD, 'aşırıcı' olarak nitelendirdiği grupları IŞİD bahanesiyle hedef alıyor. Öte yandan Fırat Kalkanı Harekatı'na katılan gruplar, Suriye içinde faaliyet gösterdiği bölgelerde kullandığı silah ve mühimmatların önemli bir kısmını ABD öncülüğündeki operasyon çatısından yardım olarak ediniyor.

Önceki gün Çobanbey'e gelen ABD askerleri, ÖSO savaşçılarının tepkisiyle karşılaşmış ve bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

YARDIMLAR KESİNTİYE UĞRAMASIN DİYE...

Bir ÖSO mensubu, "Gruplar hem bu yardımı kaybetmemek hem de 'aşırı' ilan edilmemek için ABD'nin harekata katılmasına sessiz kalacaklar. Ancak bu durumdan hiç de memnun değiliz. Harekat ABD manüplasyonlarıyla istenilen sonuca ulaşmayabilir ve bu durum PYD'nin işine yarayabilir" yorumu yaptı. Bölge kaynakları, ABD'lilerin bölgeye 200 kadar daha asker göndereceği bilgisini verdi.

ABD ESED ORDUSUNU VURDU

Rusya, ABD'nin Suriye'nin doğusundaki Deyr ez-Zor ilinde Beşşar Esed rejimine ait bir askeri üssü vurduğunu açıkladı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), hedeflerin "DAEŞ sanılarak vurulduğu"nu iddia etti. CENTCOM olay üzerine bölgedeki hava operasyonlarını durdurduğunu açıkladı.

YeniŞafak

Kanlı darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi önce TRT'yi ardından da Digitürk binasını basıp yayını kesen askerlerin ifadeleri ortaya çıktı. Yeşilyurt'taki Hava Okulu'nda üstteğmen olarak görev yapan O.G., İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği'nde verdiği ifadede olay günü yaşananları anlattı.

DARBE İHBARINA FETÖ İNFAZI
'ÖĞRENCİLERİ SİLAHLANDIRIN'
Üsteğmen ifadesinde, darbe girişiminden bir ay sonra yakalanan Yüzbaşı Metin Mustafa Ateşeoğlu'ndan saat 18:30 sularında "Ciddi bir terör olayı var. Öğrenciler saat 22.00'de dönüş yapsın. Yoklama al. Gelip kontrol edeceğim" şeklinde talimat aldığını dile getirdi. Aldığı talimat üzerine evden birliğe gitmek üzere yola çıktığını söyleyen O.G., "Yoldayken Ankara'dan jet sesleri geldiğini öğrendim. Ankara'daki ailemi aradım, durumu sordum. Birliğe geldikten bir süre sonra Yüzbaşı Ateşoğlu geldi ve alarm seviyesinde olduğumuzu, öğrencilerin silahlandırılmasını söyledi. Alay Komutanı Albay Hüseyin Ergezen tarafından durumun izah edileceği belirtildi." Darbe girişimi gerçekleşseydi, TRT'nin başına geçeceği iddia edilen Albay Hüseyin Ergezen'in birliğe gelerek havalimanı destek birim komutanlığına geçtiğini belirten üsteğmen şöyle devam etti: "Bize herhangi bir açıklamada bulunmadı. 10 kişi helikoptere bindik. Giderken Köprü'nün durumunu gördük. Sorduğumuzda oraya varıldığında anlatılacağı söylendi."

"DARBEYİ GEÇ FARK ETTİK"
O.G. ifadesine şöyle devam etti: "Albay Hüseyin Ergezen,TRT binasına gidince bize yayını gösterdi, bildiri okunmaktaydı. Daha sonra bizi tekrar helikoptere bindirdi, kendisi geleceğini söyledi ancak gelmedi. Bizi İnönü Stadı'na götürdüler. Başımızda Hamdi Acar Albay ile otobüsle Digiturk binasına gittik. Yayın odasına indik. Güvenlik kameraları kapatıldı. Darbe girişiminin çok geç farkına vardığımız için vazgeçme şansımız olmadı. Yayını kestik ve darbe girişimine ortak olduk. Darbe başarılı olamadığı için bir süre sonra teslim olduk."

15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde darbe fetvasını veren Adil Öksüz'ün hocası, Fetullah Gülen'in yeğeni ile evli olan Mehmet Türk, Fransa'ya kaçmak isterken havaalanında İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince kıskıvrak yakalandı

FETÖ kapsamında tutuklanan Gülen'in yakın dostu olan Turgutlu Mustafa Said Türk'ün oğlu ve FETÖ'nün şifresini çözecek isimler arasında yer ala Cemal Türk'ün ağabeyi olan Mehmet Türk'ün aynı zamanda Gülen'in yeğeni ile evli olduğu öğrenildi.

ADİL ÖKSÜZ GENELKURMAY İMAMI ÇIKTI!

Paris'e kaçarken yakalandı; "FETÖ'nün Allah belasını versin" dedi

Babası Mustafa Said Türk'ün cemaat televizyonunda Fetullah Gülen'in elinde büyüdü diye ifade ettiği Mehmet Türk, İstanbul polisinden teslim alındı ve hastanede sağlık kontrolünden geçirilerek Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Adil Öksüz'ün hocası olarak bilinen Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğünce aranan Mehmet Türk hastane çıkışı; "Fotoğrafımı iyi çekin, bütün FETÖ'cülerin Allah belasını versin" dedi.

Birleşmiş Milletler'in açıkladığı verilerine göre dünya üzerinde 3 milyar 900 milyon kişinin internete erişimi bulunmuyor.

UNESCO'nun Almanya Komisyonu ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği 2016 raporuna göre dünya çapında yaklaşık 3 milyar 900 milyon kişinin internet erişimi bulunmuyor.

İnternet kullanımında 721 milyon kullanıcıyla Çin başı çekiyor. Onu 333 milyon ile Hindistan izliyor. Ancak Çin ve Hindistan aynı zamanda dünya nüfusunun yüzde 55'ini oluşturan internete erişimi olmayan gruba en büyük katkıyı sağlayan altı ülke arasında bulunuyor. Diğer dört ülke ise Endonezya, Pakistan, Bangladeş ve Nijerya. İnternetin yaygınlığı konusunda başı çeken ülke ise İzlanda. İzlandalıların yüzde 98,2'si internet kullanıcısı. İzlanda'yı yüzde 97,3 ile Lüksemburg ve yüzde 97 ile Andorra takip ediyor.

KULLANICI SAYISINDA HEDEF BİLE "İNTERNETSİZLER"İN GERİSİNDE

Söz konusu raporu kaleme alan araştırmacılar 2016 yılının sonunda internet kullanıcılarının sayısının 3,5 milyara yani yüzde 47 oranına ulaşacağını tahmin ediyor. Bu oran 2015 yılında 2 milyar 300 milyondu. En düşük internet erişimi ise Afrika'nın Sahra Altı bölgesinde. Çad, Sierra Leone, Nijer, Somali ve Eritre'nin de aralarında bulunduğu bu ülkelerde nüfusun yüzde üçünden azının internete erişimi bulunuyor.

İNTERNET KALKINMANIN TEMELİNDE

Birleşmiş Milletler geniş bant internet teknolojilerine erişimi ekonomik ve sosyal gelişme ile çevre koruma için çok önemli bir temel olarak görüyor.
"Geniş bant internet teknolojileri kalkınmanın sürdürülebilirliği için etken bir faktör olabilir" şeklinde konuşan UNESCO'nun Almanya Komisyonu Başkanı Verena Metze-Mangold "Bunun için dünya üzerindeki herkese bu teknolojilere erişme imkanı sunmalı ve bunları akılcı bir şekilde kullanmak için gereken beceriyi aktarmalıyız" dedi.

BM'DEN ESAD REJİMİNE TEPKİ

Kayyum atanan 24 HDP-DBP'li belediyenin PKK'ya para, insan ve ekipman sağladığı delillerle kanıtlandı. Tanıklar, Nusaybin'de belediyenin hendek kazma için kepçe gönderip örgüte yiyecek-içeçek verdiğini anlattı. Bombalı saldırılarda belediyeye ait kamyonlar kullanıldı, belediyeye ait araçlardan polis ve askere ateş açıldı

Kayyum atanan 24 HDP-DBP'li belediye ile ilgili yapılan incelemeler, belediyelerin terör örgütü PKK'nın yan kuruluşu gibi çalıştığını ortaya çıkardı. Kimi belediyeler terör örgütüne finansman destek sağlarken, kimi de resmi plakalı araçlarını hendek, çukur kazma gibi faaliyetlerinde kullandırdı. Terör örgütü üyelerine iş verip istihdam alanı açan belediyeler kadar, PKK adına çalışanlardan ve vatandaştan haraç toplayan yerel yönetimler de dikkat çekti. İşte o belediyelerin terör faaliyetlerinden bazıları:

ÇUKURCA'DA PKK YIKILINCA HDP DEVREYE GİRDİ

DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR'DEN KOBANİ İÇİN KİŞİ BAŞI 1500 TL

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmasa da faaliyetleri yakından izleniyor. Belediye'nin Kobani eylemleri sırasında örgüte finansman sağlamak için çalıştığı tespit edildi. Çalışanlardan Kobani ve Şengal için para toplandı. Kobani'ye yardım için işçi ve memurlardan 1500'er lira, taşeron işçilerden ise 300'er lira istendi. Vermemeleri halinde işten çıkarma tehdidinde bulunuldu. Aynı belediye, ruhsat temininde de vatandaşlardan PKK için zorla para aldı.

KEPÇEYLE ZIRHLI ARAÇ DEVİRDİLER

ŞIRNAK: Silopi Belediyesi'ne ait kepçe, traktör ve çöp kamyonları, şehirleri savaş alanına çeviren hendek olaylarında teröristlere yardımcı olmak amacıyla kullanıldı. Bu araçlardan sadece zırhlı araçları engellemek ya da hendek kazmak için değil, emniyet güçlerine saldırılırken siper olarak da yararlanıldı. Silopi Belediyesi'nin bazı araçları güvenlik güçlerine yönelik saldırıda kullanıldı. 11 Ekim 2014'te İpekyolu Caddesi'nde belediyenin iş makinesi zırhlı araca saldırıp aracı devirdi. Devrilen emniyet aracına teröristler 15 molotof attı ve otomatik silahlarla taradı. 10 Kasım 2015'teki olaylarda da molotofla yakılan bir emniyet aracına belediye itfaiyelerinin kasten müdahale etmediği ve aracın yanmasını izlediği görüntülere takıldı.

HEM ARAÇ HEM DE ŞOFÖR TEMİN ETTİLER

MARDİN: Nusaybin Belediyesi'nin terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık yaptığına ilişkin tanık ifadeleri, savcılık dosyasına girdi. Nusaybin'de yakalanan bir terörist şunları anlattı: "Belediye Başkanı Sara Kaya'nın da katıldığı grup, özerklik açıklaması yaptı. Sokağa çıkma yasağından önce hendek yapımı için Nusaybin Belediyesi'nden kepçe geldi. Hatta operatör de gönderdiler. Bu şahıs ve örgüttekiler birlikte hendek kazdılar. Ayrıca bize Nusaybin Belediyesi'nden yiyecek ve giyecek de geliyordu." Bu arada Nusaybin Belediyesi'ne iş yapan bazı yüklenici firmaların PKK'ya yardım ve yataklık yaptığı da tespit edildi.

TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİN HARAÇ TOPLADILAR

VAN: Erciş Belediyesi, PKK için haraç toplama merkezi gibi kullanıldı. Yapılan bir incelemede, yeni kurulan bir otele ruhsat vermek için belediyenin otel sahibinden PKK adına 500 bin lira istediği anlaşıldı. Eski Belediye Başkanı Diba Keskin ile yardımcısı Nuri Çiçek'in adı şüpheli sıfatıyla dosyaya girdi.

DİYARBAKIR: Sur Belediyesi'nde kendisinden haraç istenen bir vatandaş emniyete başvurarak başından geçenleri şöyle anlattı: "Belediyeye ruhsat için müracaat ettim. Benden 70 bin lira istediler. Bir liste çıkarıp başkalarının 150 bin, 250 bin verdiğini söylediler. Benim o kadar param yoktu. Pazarlık yaptık. 35 bin lira verdim. Bana karşılığında 1110 liralık makbuz verdiler. Sonra öğrendim ki makbuz dışındaki meblağ örgüte gönderilmiş." Yine Sur Belediyesi, konut projesi yapan bir müteahhitten, projenin ikinci etabının ruhsatı için konutların yüzde 7 ila 10'una denk gelen bölümünü PKK'ya fon olarak istedi. Proje, baskı nedeniyle işleri bozulan müteahhidin elinden alınarak örgüte yakın olduğu ileri sürülen bir işadamına verildi.

TERÖRİSTE ISLAK İMZALI MEKTUP

IĞDIR: Hoşhaber Belediyesi, PKK'ya lojistik destek sağladı. Belediye tarafından alınan ihtiyaç ve gıda malzemeleri, teröristlerin kullandığı mağaralardan çıktı. Aramalarda, Belediye Başkan Vekili Kasım Akgün'ün, sözde Serhat Eyalet komutanına gönderdiği ıslak imzalı yazı ele geçirildi. Yazıda Akgün'ün "Diğerleri örgüte ne kadar para veriyorsa ben de her ay o kadar veriyorum. Saygılarımla" yazdığı ortaya çıktı.

PKK'NIN BEYAZ KEPÇESİ

MARDİN: Derik Belediyesi'nde iş makinelerinin terör örgütü yararına kullanıldığını gösteren en somut olaylardan biri yaşandı. Kale Mahallesi Atatürk Caddesi'nde kepçe ile silahlı şahısların kazı yaptığı bilgisi üzerine olay yerine giden zırhlı ekiplere teröristler roketatarla saldırdı. 5 polis yaralandı. Operasyon genişletildi. Beyaz renkli kepçenin barikat yapmak için malzeme taşıdığı görüldü. Dur ihtarına uymayınca silahla müdahale edildi. Derik Belediyesi'ne ait kepçe kullanılamaz hale getirildi.

CEPHANELİK GİBİ TRAKTÖR

MARDİN: Dargeçit Belediyesi'ne ait bir traktörde 4 Ocak'ta Safa Mahallesi Kilise Sokak'ta arama yapıldı. Traktörün içinden adeta bir cephanelik çıktı. Kasada ele geçirilen malzemeler arasında 7 roketatar, 2 bixi, 5 Kalaşnikof, 1 MP5, 24 antitank roket mermisi yer aldı. Traktörde yakalanan 3 kişi cezaevine gönderildi. Aynı belediyeye ait bir kepçe, 10-12 Ekim 2015 arasında meydana gelen barikat, hendek ve silahlı terör eylemleri sırasında hendek kazma ve barikat kazma amacıyla kullanıldı. Güvenlik güçleri müdahale ederek iş makinesine el koydu. Yine belediyeye ait bir kamyondan güvenlik güçlerine ateş açılınca, çatışma çıktı. Kamyon kullanılamaz hale geldi.

RESMİ PLAKALI BOMBA

MARDİN: Mazıdağı Belediyesi'ne ait bir kamyon bomba yüklü araç olarak kullanıldı. Teröristler, 9 Temmuz'da Artuklu'daki Cevizli Jandarma Karakolu'na bomba yüklü araçla terör saldırısı düzenlemiş, saldırıda 2'si asker 3 kişi şehit olmuş, 38 kişi yaralanmıştı. Saldırıda Mazıdağı Belediyesi'ne ait 47 AS 012 plakalı kamyon kullanıldı. Saldırıyla ilgili yapılan operasyonlarda 15 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Mardin Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı Hüseyin Palay ile İlaçlama birimi Amiri Cengiz Öztürk de yer aldı. Mazıdağı Belediyesi Zabıta Amiri İsmail Tatlı da gözaltına alınan diğer isim oldu.

PKK'LILARA KALKAN OLDULAR

BATMAN: Belediyeye farklı zamanlarda alınan 400 taşeron işçiden 328'inin kendisi ya da birinci dereceden akrabasının PKK ile ilişkisi tespit edildi. Aynı belediye yönetici ve çalışanları Yamaçlı'da teröristlere yönelik operasyonu engellemek için canlı kalkan oldu, Mehmetçiğe saldıran hainlerin kaçmasına yardım etti.

9 Temmuz'da Cevizlik Jandarma Karakolu'na yönelik bombalı saldırı Mazıdağı Belediyesi'ne ait bu kamyonla gerçekleştirildi.

Mardin Dargeçit Belediyesi'ne ait bu traktörde, 4 Ocak'ta yapılan aramada cephanelik ele geçirildi.

Polisler, 1 Eylül 2015'te Van'da bu aracı durdurdu. Araçtaki üç şahıstan biri kaçarken yapılan aramada silahlar bulundu.

Van Belediyesi'ne ait bu araçtaki 4 kişi, dur ihtarında bulunan güvenlik güçlerine ateş açtı.

Ankara’da, 15 Temmuz’dan bu yana 4 bin 963 kişi FETÖ’den tutuklandı. 73 üst düzey sivil FETÖ imamı yakalandı. 704 itirafçı da doğru bilgilerle soruşturmanın derinleşmesini sağladı

Darbe girişiminin ardından FETÖ'ye yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltı ve tutuklamalar sürüyor. Başkent Ankara'da 15 Temmuz'dan bu yana 4 bin 963 darbeci tutuklanırken FETÖ'nün 73 üst düzey imamı da yakalandı. İtirafçılardan 704 kişi ise verdikleri bilgilerle, soruşturmada polisin elini kolaylaştırdı.

FETÖ'DEN ARANAN ALBAY TATİLDE YAKALANDI!

GÖZALTILARIN YARISI ASKER

"Anayasal Düzeni Yıkmaya Teşebbüs" ve "Askeri Darbe Girişimi" ile ilgili olarak FETÖ üyelerine yönelik Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan çalışmalar kapsamında, bugüne kadar 6 bin 479 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Bunların 3 bin 436'sı askeri personel, 301'i emniyet personeli, 636'sı hâkim ve savcı, 15'i merkez valisi, vali yardımcısı ve kaymakam, bin 82'si kamu görevlisi, 3'ü büyükelçi, bin 6'sı ise değişik meslek gruplarından. Emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edilen şüphelilerden 4 bin 963'ü tutuklandı. 420 kişi serbest kalırken 969 kişi hakkında adli kontrol kararı alındı. 127 kişinin ise hâlâ gözaltı işlemleri sürüyor.

POLİS İMAMLARI ÖĞRETMEN...
Soruşturma kapsamında, ordu, polis, hâkim ve savcı, mülki idari amir ve kamu kurumlarından sorumlu oldukları tespit edilen FETÖ'nün sivil imamları da tespit edildi. FETÖ'nün il imamlarının üstünde bir mertebede olan bu imamların kripto kişilerle özel ilgilendikleri belirlendi. Bu kapsamda 73 FETÖ imamı tutuklandı. Polis imamlarının çoğunun öğretmenlerden, ordu imamlarının ise akademisyenlerden oluştuğu belirlendi.

MAHKÛMLAR İTİRAFÇI OLDU
Emniyet sorgusunda FETÖ'nün faaliyetlerini anlatmayan mahkûmların cezaevine dilekçe vererek itirafçı olmak istedikleri öğrenildi. Ankara polisi cezaevinden emniyete getirilen 38 kişinin ifadesini tekrar aldı. Bu itiraflar emniyetin FETÖ soruşturmasını derinleştirdi. Ayrıca FETÖ soruşturması kapsamında emniyete ihbar ve bilgi yağdı. İtirafçı olan 704 kişinin FETÖ ile ilgili verdikleri bilgilerin doğru çıktığı tespit edildi.

İSTANBUL'DA 3 BİN 79 TUTUKLAMA...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında ise 5 bin 279 kişi gözaltına alınırken 3 bin 79 kişi tutuklandı. Gözaltına alınanların 3 bin 17'si askeri personel, 93'ü emniyet personeli, 432'si hâkim-savcı, 13'ü merkez valisi, vali yardımcısı ve kaymakam, 692'si kamu görevlisi, 147'si akademisyen, 80'i gazeteci, 86'sı iş adamı, 719'u ise değişik meslek gruplarından oluştu. 5 bin 279 kişiden 3 bin 79'u tutuklanırken, bin 74 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. 691 kişi serbest bırakıldı. 435 kişinin ise gözaltı işlemleri sürüyor.

TABİP ALBAYA TATİLDE GÖZALTI
Marmaris 'te 2 çocuğu ve eşiyle tatil yapan havacı tabip albay, jandarma tarafından FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. İzmir Askeri Hastanesi'nde tabip olarak görev yapan 44 yaşındaki Albay H.G. eşi ve 2 çocuğuyla birlikte Aksaz Deniz Üssü'ne tatile geldi. Buradan gezi amaçlı şahsi aracıyla Hisarönü istikametine giden albay, jandarma kontrol noktasında denetim yapan ekipler tarafından durduruldu. Burada GBT denilen genel bilgi tarama sisteminde hakkında FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla gözaltı kararı bulunduğu ortaya çıkan albay gözaltına alındı. Tabip albay, Ankara TEM büroya sevk edildi.

HSYK müfettişleri, Çözüm sürecini sekteye uğratmak için FETÖ'nün sabotaj eylemlerinin 17 Aralık darbe girişimiyle eş zamanlı olarak planlandığını belirledi. HSYK müfettişleri FETÖ'nün 17 Aralık süreciyle aynı anda Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri, Batman, Siirt ve ilçelerinde operasyonlara başladığını belirledi. Aralık ayında yapılması planlanan operasyon öncesi 90 günlük telefon dinleme kararı alan örgüte bağlı hakim ve savcılar, bu yolla Güneydoğu'da "Hükümet çözümde samimi değil" algısı oluşturup sokak protestolarında da emniyetteki FETÖ'cü polislerin sert müdahalesiyle çözüm sürecini bitirmeye hazırlandığı anlaşıldı. 17 Aralık Darbe girişiminden önce Güneydoğu'da halkı sokağa dökmeyi planlayan FETÖ'cü hainler, o günlerde CHP'li Mustafa Balbay Anayasa Mahkemesince tahliye edilince, tutuklu HDP'li milletvekilleri İbrahim Ayhan, Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Kemal Aktaş ve Faysal Sarıyıldız'ın avukatlarının, bu kararı emsal gösterip 4 Aralık'ta yaptığı başvuruyu, 3 gün içinde olumlu ve olumsuz yanıt vermesi gerekirken, 16 Aralık 2013 günü, savcının da talebiyle oy birliğiyle reddetti.

FETÖ'nün usulsüz biçimde sağlık kontrolünden geçirerek Jandarma olarak istihdam ettiği Teğmen'den çarpıcı itiraflar geldi. İşte ayrıntılar

FETÖ'cü darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Sivas'ta etkin pişmanlıktan faydalanan ve ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılan itirafçı Jandarma Teğmen A.Ç, ifadesinde, örgüt üyelerinin kendisinden dinle alakası olmayan profil çizmesini istediğini belirterek, "İzinler, cuma, bayram dahil hiçbir namaza gitmeyeceğim söylendi" dedi.

Türk Ceza Kanunu'nun etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak ifade veren ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İlçe Jandarma Komutan Vekili A.Ç, ifadesinde, lise 3. sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanırken örgüte yakın dershanede FETÖ ile tanıştığını söyledi.

TELKİNLERLE ASKERİ OKULA...

A.Ç, üniversite sınav sonuçlarına göre hukuk fakültesini kazanabilecek puan almasına rağmen terör örgütü mensuplarının "Türk Silahlı Kuvvetlerinde namaz kılanlar eziliyor, inançlı kişilerin eşleri kışlalara ve orduevine alınmıyor, ülke adına güzel bir şey olduğunda darbe yaparak buna engel oluyorlar, orada hizmet ederek bunlar engellenebilir" şeklindeki telkinleriyle Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokuluna müracaat ettiğini ifade etti.

MUAYENEDEN USULSÜZ GEÇTİM

Daha sonra kendisine askeri okul sınavı mülakatında karşılaşacağı sorularla ilgili uygulamalı eğitim verildiğini aktaran A.Ç, şunları anlattı:
"Eğitimde, 'Alkol alıyor musunuz?' sorusuna zaman zaman, düğünlerde, namaz konusunda ise cumadan cumaya, bayramdan bayrama şeklinde cevap vermemi istediler ancak ailem benim üniversiteye girmemi istiyordu. Ailemin bu isteği dolayısıyla sınavları kazanıp sağlık raporuna gittiğimde göz muayenesinde Ankara Mevki Asker Hastanesinde sınavdan elenmek amacıyla harfleri yanlış okuduğum halde beni sağlık muayenesinden geçirdiler. Benim önümde göz muayenesinden dolayı birçok şahsı elediler ancak ben sağlık muayenesinden geçtim. GATA, cemaat açısından en değerli bölümdür çünkü sınavlara giren kişilerin elendiği en önemli bölüm sağlık bölümüdür. "

IŞIK EVLERİ GEÇMİŞİ

A.Ç, sınavı kazandıktan sonra Karabük, Tunceli, Gaziantep, Ankara ve son olarak da Sivas'ta görev yaptığını, örgütün "ışıkevi"nde 9 ay kaldığını belirtti.

"KOD ADIM ALİ"

Örgütte kendisine "Ali" kod isminin verildiğini dile getiren A.Ç, "Görevli gittiğim illerde bu kod isimler değişti. Bu yapılanmada herkese kod isim verilmez. Kod isim ancak bildiğim kadarıyla Silahlı Kuvvetler içerisinde görev alması düşünülen kişilere ve belirli sorumluluk sahibi olanlara verilir. Sorumlu kişiler, bir üst kademeye çıktığı zaman kod isimleri değişir" şeklinde konuştu.

A.Ç, örgütün stratejisinin her türlü gizli yöntemle Paralel Devlet Yapılanması oluşturmak olduğunu, finans kaynaklarının ise iş adamları, esnaf ve memur kesimden "himmet" adı altında toplanan paralardan oluştuğuna dikkati çekti.

MAAŞLARDAKİ HİMMET ORANI

Evli kişilerden maaşının yüzde 5'inin, bekarlardan ise yüzde 10'unun "himmet" adı altında talep edildiğini, kendisinden de bu paranın istendiğini anlatan A.Ç, şu bilgileri verdi:

"Ayrıca çeşitli kurumlarda çalışan banka promosyonlarının faiz ve haram olduğu gerekçesiyle promosyon bedellerini aldıklarını biliyorum. Himmet toplayan sorumlular kendi ast sorumlularına vererek teslim ederler, ayrıca Kurban Bayramı zamanında 'Fakir ülkelere kesip dağıtıyoruz' denilerek kurban parası talep edilirdi. Sorumlular, himmet bedeli olarak toplanan paralar karşılığında makbuz vermezler, ne kadar meblağın üst sorumlulara aktarıldığını kimsenin bilme ihtimali yoktur çünkü bu paralar elden toplanır."

O GAZETELERİ OKUMAK YASAK

A.Ç, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) "cemaat" üyelerinin örgütle iltisaklı gazete ve dergileri okuması ve örgüt tarafından finanse edilen "cemaat"e ait okul ve dershanelere aile fertlerinden birinin gitmesinin yasak olduğunu belirtti.

TALİMATLAR BİRE BİR

Örgüt yöneticileri veya sorumlu kişilerin ankesörlü telefon veya kontörlü telefonlar üzerinden buluşma yeri belirlediğine işaret eden A.Ç, talimatların yüz yüze verildiğini söyledi.

DİNSİZ PROFİLİ İLK GÖREV

TSK'ya girmeden önce İstanbul'a çağrıldığını aktaran A.Ç, "Beni sınavlara hazırlayan şahısla buluştuk. Şahıs, askeriyede kılacağım namazın korku namazı olduğunu, teyemmümle abdest alacağımı, gözümle ima yoluyla namaz kılacağımı bana tarif etti. Arada sırada içki içen, kadına zaafı olan, dinle alakası olmayan bir profil çizmem istendi. İzinler, cuma, bayram dahil hiçbir namaza gitmeyeceğim hususlarını söyledi." ifadelerini kullandı.

A.Ç, Jandarma Okullar Komutanlığında görevli üst rütbeli komutanların genel ahlaki durumlarıyla ilgili kendisine zaman zaman sorular sorulduğunu anlatarak, bu sorulara bildiği kadarıyla cevap verdiğini kaydetti.

EN DEĞERLİSİ GATA

TSK'nın örgütte ayrı bir yeri olduğuna da değinen A.Ç, "Jandarma sorumlusu ayrıyken diğer kuvvetlerin ayrı sorumluları vardır. Örgüt içerisinde Silahlı Kuvvetler açısından en değerli birim GATA ve jandarmadır. Astlık ve üstlük, örgüte bağlılıkla ilgilidir, örgütteki geçmiş yılları, ne kadar uzun zaman içerisinde örgütte bulunduğuna ve ketum olduğuna bağlıdır." diye konuştu.