MEDYA DARBEYE KARŞI ÇIKTI
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminde darbeci askerlerin hedefindeki en önemli adreslerden birisi de basın yayın organları oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'e "FaceTime" üzerinden bağlanarak halkı sokağa davet etmesi üzerine darbeci askerler harekete geçti. Darbecilerin kurduğu "WhatsApp" grubunda, "Bu TV'lerin susturulması gerekiyor", "Çamlıca'daki antenlere müdahale edilmeli", "Çamlıca Tepesi'ni gören tanklar antenleri vursunlar", "NTV için ekip gitti, Selimiye'ye hava aracı olursa medyaya müdahale edecek ekip var" gibi paylaşımlarda bulunuldu.
CNN Türk, Kanal D ve Hürriyet binalarının işgal edilerek yayının kesilmesine karar verildi. Bu amaçla darbeci albay Ahmet Zeki Gerehan, CNN Türk binasının boşaltılması ve yayının kesilmesi emrini verdi. Erlere bir binaya gidileceği, 2-3 kişi alınarak çıkılacağı söylenerek, üstlerine gelen olursa ayağına, daha da yaklaşan olursa üstüne doğru ateş etmeleri emredildi. Helikoptere binen 14 darbeci asker, saat 03.10 sıralarında Doğan Medya Center'in açık otoparkına indi. Yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan, inişten sonra ellerindeki uzun namlulu silahlarla havaya ateş açarak, "Genelkurmay yönetime el koydu, asker yönetime el koydu." diye bağırdı.
Doğan Medya çalışanlarının kapıları kapatmaya çalışması üzerine darbeciler silah çekerek, "Kapıyı açın, yoksa vururum." tehdidinde bulundu. Görevlilerin kapıyı açmak zorunda kalması üzerine tüm askerler buradan giriş yaptı. Askerlerden bir grup Hürriyet, diğer grup da CNN Türk binası girişine yöneldi.
Hürriyet'te akıllı kapının kepenklerinin kapalı olması üzerine içeriye giremeyen darbeciler ile görevliler arasında tartışma yaşandı. Askerler, görevlilerden ikisini yere yatırarak, "Bu kapı açılmazsa sizi öldüreceğiz." şeklinde tehdit etti. Tehdit üzerine kapılar açılırken, yere yatırılan görevliler için erlere "Kıpırdarlarsa vurun." talimatı verildi.
Askerler, "Herkes insin, vururuz." diye bağırdı. Darbeciler en alt katta bulunduğu sırada Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, telefonla onları kaydetmeye başladı. Bu durumu gören darbeci askerler, silahlarını Yetkin'in bulunduğu yere doğru çevirerek çekim yapmamasını söyledi.
Askerler bina personelini lobide topladı ve silahlarını üzerlerine doğrulttu. Yetkin, darbeci askerlerden Süleyman Ahmet Kaya'nın yanına giderek, askerlerin silahlarını indirmelerini istedi. Gazeteci ve silahsız olduklarını, kimseye zarar veremeyeceklerini söyleyen Yetkin, darbecilere buraya neden ve ne hakla geldiklerini sordu. Süleyman Ahmet Kaya ise "Darbe var, yönetime el koyduk." yanıtını verdi. Yetkin'in, ne hakla el koyduklarını sorması üzerine de Kaya "Böyle emir aldım." karşılığını verdi. Kimden emir aldığı sorduğunda Kaya, "Kimden emir aldığımın bir önemi yok." karşılığını verdi.
Kaya, devamında erlere de "Haydi katları boşaltın, yayını kesin." şeklinde emir verdi. Yetkin, "Burası gazete, burada yayın yapılmıyor, siz darbe yapıyorsunuz. Bırakın biz de gazetemizi çıkaralım, haberimizi yapalım." deyince Kaya, "Hayır, binayı boşaltıyoruz." ifadesini kullandı. Yetkin, Kaya'ya, cumhurbaşkanı, başbakan ve komutanların hareketin emir komuta zinciri dışında olduğunu, kendisine ve mesleğine yazık ettiğini, ileride askerlerin kurtulabileceğini ancak kendisini burada yaktığını söyledi. Bu diyalog sırasında erler katlara çıkarak personeli lobiye indirmeye başladı.
Kaya yaptığı telefon görüşmesi sonrasında erlere dönerek, "Yanlış bir hareket görürseniz acımayın vurun" şeklinde emir verdi. Bu emir üzerine erler silahlarını yeniden topladıkları personele doğrulttu. Şüpheliler, yemekhane bölümündeki bir odada yaklaşık 10 dakika tuttukları personeli, Kaya'nın emri üzerine bina dışına çıkarmaya çalıştı.
Darbeciler, Hürriyet giriş kapısı önünde bekledikleri sırada güvenlik müdürü olarak görev yapan ve bu aşamaya kadar CNN Türk ve Kanal D binasında diğer askerlerle muhatap olan Hüseyin Ulaş, Hürriyet'te bulunan personelden haber alamayınca bina önüne geldi. Ulaş'ı gören askerler, "Gel buraya, dur." şeklinde bağırdı. Hüseyin Ulaş'ın geri dönmesi üzerine arkasından iki el ateş açıldı. Ulaş, olay yerinden uzaklaşarak, Hürriyet binasında askerlerin olduğunu polis ekiplerine bildirdi.
Bağcılar Emniyet Müdürlüğünden polislerle darbe girişimini engellemek isteyen vatandaşlar da Doğan Medya Center'e gelmeye başladı.
Polis memurları ve vatandaşların geldiğini gören darbeci yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya, erlere bina personelini üst kata çıkararak serbest bırakmaları emrini vermek zorunda kaldı. Bina personeli serbest bırakıldıktan sonra Kaya, erleri Hürriyet binasının giriş kapısındaki çalılık alanda üçerli olarak mevzilendirdi. Kaya polis memurlarına, "Mühimmatımız var, çatışırız." şeklinde bağırdı. Polislerin megafonla yaptıkları "Teslim olun" çağrılarının ardından Kaya, polis memurlarına ve toplanarak tepki gösteren vatandaşlara ateş açtı. Burada Vedat Bağcerci isimli vatandaş şehit oldu.
Askerlerle polis memurları arasında çatışma yaşanırken, Binbaşı Mehmet Türk'ün komutasındaki 17 kişi, saat 04.00 sıralarında destek amacıyla helikopterle Doğan Medya Center'a intikal etti. Helikopter, Doğan Medya Center üzerinde iniş için alçalmaya başlarken darbeciler, polislere ve vatandaşlara ateş açtı. Paleti çatıya değen helikopter, polis memurlarının fedakarca mücadelesi sonucu Topkule Kışlası'na dönmek zorunda kaldı.
Polis memurlarının yoğun atışı ve gaz bombası kullanması nedeniyle darbeci askerler bina içine kaçtı. Polisler, askerleri bina içerisinde aramaya başladı. "Teslim olun" çağrısına uymayan Kaya, ayağından vuruldu. Diğer askerler de polis memurlarınca teslim alındı.
Darbeci askerlerden yüzbaşılar Erdal Şeker ve Mehmet Akif Aslan ile 5 er, CNN Türk ve Kanal D'nin bulunduğu binaya yöneldi. Darbeciler, stüdyo giriş kapısının önüne geldiklerinde burada çalışan Önal Yılmaz ile karşılaştı. Darbecilerden Erdal Şeker, Yılmaz'a sorumlunun kim olduğunu sordu. Yılmaz sorumlunun kendisi olduğunu söyleyince Şeker, "Sıkıyönetim ilan edildi, yayını kesmeye geldik." şeklinde beyanda bulundu.
Şeker giriş kapısına geldiğinde "Yayını kesin, bu darbedir, herkes dışarı çıksın." diye bağırdı. Darbeci askerler, giriş kapısı önünde CNN Türk yöneticilerinden Ali Güven, haber spikeri Ahu Özyurt, kameraman Ahmet Akpolat ve güvenlik müdürü Hüseyin Ulaş ile karşılaştı. Akpolat kamera ile yayına başladığında Ali Güven, Şeker'e ne amaçla geldiklerini sordu. Erdal Şeker, yayını kesmek için geldiklerini, bu amaçla emir aldıklarını, kimse ile konuşmayacaklarını söyleyerek, dışarı çıkmalarını istedi. Akabinde askerler CNN Türk binasına girdi. "Engel olmayın, ateş ederiz." şeklinde tehditte bulunan darbeciler, yayının kesilmesini ve herkesin binayı boşaltmasını istedi.
Ulaş, Şeker ve diğer şüphelilere, yaptıklarının anayasal bir suç olduğunu, yetkililerin bu konuyla ilgili açıklama yaptıklarını bildirdi. Şeker ise "Dinlemek yok." diyerek erlere emir verdi. Darbeci askerler, yayın odasının bu katta olmadığını anladıklarında ikinci kata çıktı. Darbeciler, merdivenlerde "Boşaltın, yayını durdurun." şeklinde bağırdıkları sırada Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar ile karşılaştı. Sarılar askerlere neden geldiklerini, ellerinde yazılı bir emir olup olmadığını sorduğunda Erdal Şeker, Ordu Komutanının emri olduğunu söyledi. Sarılar, Ordu Komutanının açıklamasını yayınladıklarını belirtince de "Karıştırma, çekil." diyerek karşılık verdi.
Kameraman Ahmet Akpolat'ın tekrar kamerayla çekim yaptığının görülmesi üzerine Erdal Şeker, "Ver o kamerayı." diye bağırıp üzerine yürüdü. Yaşanan arbedede Şeker, Akpolat'ın boğazına sarıldı, tüfeğin dipçiğini kaldırarak "Ver, yoksa vururum." şeklinde tehditte bulundu. Şeker elini tabancasına atarak Sarılar'a, "Vururum seni." dedi. Tehditler sonucunda Akpolat hafıza kartını Şeker'e vermek zorunda kaldı.
Akabinde darbeci askerler, Kanal D Haber Merkezi ve CNN Türk stüdyosunun bulunduğu üçüncü kata çıktı. Darbeciler burada da sürekli "Yayını kesin." şeklinde bağırdı. Şeker de Sarılar'a elektriği kesmesini söyledi.
Tartışma sırasında darbeci askerlerden Mehmet Akif Aslan, tabancasıyla bir el havaya ateş etti. Askerler, CNN Türk canlı yayınının yapıldığı üçüncü kata çıktıklarında çalışanlar haber merkezi girişine set çekerek, onlara engel olmaya çalıştı. Bu sırada spiker Başak Şengül'e, canlı yayına devam etmesi CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş tarafından bildirildi.
Nedim Şener de darbeci askerlerin çıkmasını istedi. Mehmet Akif Aslan, Şener'e silah doğrultarak "Çık buradan, vururuz seni." tehdidinde bulundu. Ayrıca er Ferdi Irmak da Şener'i, "Aşağı in, vururuz." diyerek tehdit etti.
Giriş katına inen Şener, kapıyı açarak darbe girişimini engellemeye gelen vatandaşların binaya girişini sağladı. Darbecilerin silah doğrulttuğu Erdoğan Aktaş, hiçbir şekilde yayını kesmeyeceklerini söyledi. Darbeci askerler ise aldıkları emri uygulamak zorunda olduklarını belirtti. Aktaş, savunmasız olmaları dolayısıyla mecburen binayı terk edeceklerini ifade etti. Erdoğan Aktaş, personelden de binayı boşaltmalarını istedi.
Rejiye gelen darbeci askerler, yönetmen Tunca Pak'a binayı terk etmelerini söyledi. Pak da rejiyi boşaltırken canlı yayında olan Başak Şengül'e, askerlerin rejide olduğunu ve rejiyi boşalttıklarını kulaklıkla bildirdi. Şengül, darbeci askerlerin geldiğini ileterek canlı yayına devam etti. Bu sırada erlerden Ferdi Irmak, stüdyoya girerek Şengül'den oradan ayrılmasını istedi. Şengül de canlı yayını terk etmek zorunda kaldı. Tunca Pak, ayrılmadan önce Erdoğan Aktaş'a telsiz mikrofonu verdi, yayının devam etmesi adına aktif olan tüm mikrofonların sesini açarak stüdyoyu gören genel kamerayı da çıkışa vererek canlı yayın görüntüsünü bu noktada sabitleyip rejiyi terk etti. Bunun üzerine askerler, canlı yayının kesildiği kanaatine vardı.
Vatandaşların ve polis ekiplerinin binaya girmesinin ardından "teslim olun" çağrıları karşısında Erdal Şeker, "Silahlarımızı vermeyeceğiz, bize takviye kuvvet gelecek, kalabalıkla birlikte burayı boşaltın." şeklinde karşılık verdi. Polis ekibinin ve vatandaşların gayretleri sonucunda darbeciler gözaltına alındı.