"Türkiye ABD-İsrail'i durdurmada kilit noktadadır" Doğu Perinçek'ten flaş açıklamalar
Giriş Tarihi: 16.05.2021 18:19 Güncelleme Tarihi: 17.05.2021 07:54
İşgalci İsrail güçlerinin Doğu Kudüs'te masum Filistinlilere yönelik insanlık dışı saldırılarında aralarında çocuk ve kadınlarında bulunduğu 200'den fazla kişi şehit düştü. Yaşanan bu katliamla ilgili Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Perinçek, "Türkiye Hükümeti, bugün ABD-İsrail saldırganlığını durdurmada kilit konumdadır" ifadelerini kullandı.
SON DAKİKA HABERİ | Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye'nin, ABD-İsrail saldırganlığını durdurmada kilit konumda olduğunu vurguladı.
Partiden yapılan açıklamaya göre, Perinçek, Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
İsrail saldırganlığının, kınamalarla, lanetlemelerle, dualarla, yakarışlarla ve uluslararası topluma çağrılarla durdurulamayacağını belirten Perinçek, Vatan Partisinin, hükümete ABD destekli İsrail saldırganlığını durdurmak için etkin bir plan önerdiğini ifade etti.
Filistin'in, yalnız Müslüman dünyasının ve Arap halklarının değil, insanlığın ön cephesi olduğunu kaydeden Perinçek, ABD destekli İsrail saldırısının hedeflerini saptamanın, doğru strateji kurmak ve doğru siyasetler üretmek için gerekli olduğuna dikkati çekti.
Batı Asya ülkelerinin ve müttefiklerinin, İsrail'in üç cephedeki saldırganlığını, "üç ayaklı plan"la bozabileceğini vurgulayan Perinçek, şöyle devam etti:
Birincisi, Doğu Kudüs merkezli, bağımsız Filistin Devletinin kurulması.
İkincisi, ABD ve İsrail'in 'Kürdistan' adı altında İkinci İsrail Devleti'ni kurma girişiminin bugün öncelikle Suriye ve Irak topraklarında bozguna uğratılması.
Üçüncüsü, ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ortaklığının, Doğu Akdeniz'deki saldırganlığının boşa çıkartılması.
Türkiye Hükümeti, bugün ABD-İsrail saldırganlığını durdurmada kilit konumdadır. Türkiye Hükümeti, Batı Asya'da ABD-İsrail saldırganlığını durduracak ve stratejik düzlemde barış ve güvenliği sağlayacak kuvveti yaratmada ve sonuca ulaşmada etkin rol oynayacak konumdadır."
Hükümetin, "üç ayaklı plan"ın uygulanması amacıyla Batı Asya devletlerini konferansa çağırabileceğini dile getiren Perinçek, hükümete, "ABD-İsrail merkezli tehdidi, her üç cephede etkisiz kılmak için Batı Asya ülkelerini bir konferansta toplamasını ve üç ayaklı planı, etkin bir tarzda uygulamak için harekete geçmesini" önerdiklerini belirtti.
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, "Konferans, ABD ve İsrail'e karşı kınamalarla yetinmemeli, saldırganlığı durduracak ve her üç cephede kesin sonuç sağlayacak, siyasal, ekonomik ve askeri iş birliğine ilişkin eylem planını karara bağlamalıdır.
Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, toplanacak konferansa somut bir eylem planı götürmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Hindistan felaketi yaşıyor! Ganj Nehri’nde yüzlerce ceset bulundu
Giriş Tarihi: 16.5.2021 15:30 Son Güncelleme: 17.5.2021 05:51
Koronavirüsün ikinci dalgasının vurduğu Hindistan'da yerel medya, ülkenin doğusunda Ganj Nehri kıyısına 100’den fazla ceset vurduğunu aktardı.
BU ALBÜMÜ PAYLAŞ
Koronavirüs (COVID-19) salgınından en çok etkilenen ülkelerin başında gelen Hindistan'da son 24 saate 311 bin 170 COVID-19 vakası ve virüse bağlı 4 bin 77 ölüm kaydedildi. Hindistan sağlık sistemi koronavirüsün ikinci dalgasıyla mücadele ederken toplu mezarlardan sonra, Ganj Nehri’nin kıyısına 100’den fazla ceset vurdu
Yeni tip koronavirüs salgınından en çok etkilenen ülkelerden Hindistan'da, son 24 saatte 4 bin 77 kişi yaşamını yitirdi.
Hindistan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 311 bin 170 yeni Kovid-19 vakası tespit edildi. Uzmanlar, gerçek vaka ve ölü sayısının belirtilenden çok daha yüksek olabileceği uyarısını yapıyor.
ÖLÜMLER ENGELLENEMİYOR
Hindistan'da toplam vaka sayısı 24 milyon 684 bin 77'ye, toplam can kaybı sayısı 270 bin 284'ye yükseldi. Ülkede 3 milyon 618 bin 458 hastanın tedavisi sürüyor.
Büyük şehirlerden kırsal kesimlere doğru kaydığı belirtilen salgında yeni çıkan görüntüler, ülkedeki felaketin boyutunu gözler önüne serdi.
GANJ NEHRİ'NDE KORKUNÇ MANZARA
Hindistan polisi, Ganj Nehri'nde sığ kum mezarlarına gömülü halde bulunan yüzlerce ceset buldu. Ganj Nehri'nin Bihar ve Uttar Pradeş eyaletlerinde üzerinde bulunan cesetlerin koronavirüs hastalarına ait olduğunun düşünülmesi üzerine harekete geçen polis, geniş çaplı bir soruşturma başlattı.
Ülke medyasında yer alan haberlere göre ölüm vakalarındaki önlenemez artış, fakir nüfusun ölülerine gereken cenaze ritüellerini yerine getirememesine neden oldu.
Cuma günü yağan yağmurların Uttar Pradesh eyaletine bağlı Prayagraj kentinde nehir kıyısındaki sığ kum mezarlarına gömülen cesetleri açığa çıkarması ise, ülkedeki felaketin boyutunu gözler önüne serdi.
FAKİR HALK RİTÜELLERİNİ YERİNE GETİREMİYOR
Ölü yakma maliyetinin son aylarda üç katına, yaklaşık 15 bin rupiye (yaklaşık 1730 lira) kadar çıkmasının ardından halk, ölüleri Ganj Nehri'ne atmaya başladı. Hindistan polisi, insanlardan cesetleri nehirlere atmamaları yönünde çağrıda bulunarak "Son ayinleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için buradayız" mesajını verdi.
Polis yetkilileri, yaptıkları anonsta, Prayagraj nehrinin kıyısında koronavirüsten ölenler için bir ölü yakma yeri ayırdıklarını ve polisin artık nehir kıyısında cenazelere izin vermediğini söyledi.
Ganj Nehri kıyısındaki sığ mezarların ortaya çıkmasının ardından bir basın açıklamasında bulunan eyalet hükümeti sözcüsü Navneet Sehgal, halkın bir kesiminin dini öneme sahip bazı dönemlerde Hindu geleneği nedeniyle, ölülerini yakmadıklarını ve onları nehirlere veya mezar kazarak nehir kenarlarında bıraktıklarını ifade etti. Sehgal devlet yetkililerin nehir kıyısında buldukları cesetlere ilişkin net bir rakam vermekten kaçındı.
Ganj Nehri'nde ortaya çıkan cesetler, akıllara geçen haftalarda gündeme gelen bir diğer olayı getirdi. Buna göre Ganj Nehri'nin Bihar eyaleti kıyısında tam 100'den fazla ceset kıyıya vurmuş, ancak yapılan otopside ölüm nedenleri belirlenememişti.
Hint medyasına açıklama yapan Buxar bölgesindeki Chausa kasabasının yerel yetkilisi Ashok Kumar bir çok cesedin nehir kıyısına vurduğunu ifade ederken, ölümlerin koronavirüsten kaynaklı olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti. Hintli yetkililer, üç veya dört gün suda kalmış cesetlere otopsi yapılacağını ve Chausa kasabasında soruşturma başlatılacağını belirtti.
Onlarca cesetlerin bulunduğu Buxar bölgesi, koronavirüsün en çok etkilediği ve en kalabalık eyaleti Uttar Pradesh ile komşu olduğu ifade edildi.
ÜLKEDE COVID-19 BİLANÇOSU
Öte yandan, Hindistan'da toplam vaka sayısı 22 milyon 992 bin 517’ye, toplam can kaybı sayısı 249 bin 992'e yükseldi. Ülkede 3 milyon 715 bin 221 hastanın tedavisi sürüyor.
Yağmurdan sonra ortaya çıktı! Polis anons yapıyor: Cesetleri nehirlere atmayın!
Koronavirüsün en çok etkilediği ülkelerin başında gelen Hindistan'da Ganj nehri kıyılarına gömülmüş yüzlerce ceset buldu.Ölülerin Koronavirüs kurbanı olabileceği ifade edilebilirken, yetkililer kırsal alanlarda ölüm sayısının çok yüksek olduğunu ve fakir insanların fahiş cenaze fiyatlari nedeniyle cesetleri nehre attığını söyledi. İşte dünyayı dehşeti düşüren o kareler...
BU ALBÜMÜ PAYLAŞ
Hindistan'da polis, sığ kum mezarlarına gömülü halde bulunan ve Ganj Nehri kıyılarına vuran cesetleri araştırıyor. Söz konusu ölü bedenlerin Covid-19 kurbanlarına ait olabileceğine inanılıyor.
GALERİ DEVAM EDİYOR
POLİS ANONS YAPARAK CESETLERİN NEHİRLERE ATILMAMASINI İSTİYOR
AP'nin haberine göre polis, ciplerde ve teknelerde mikrofonlu portatif hoparlörler kullanarak insanlardan cesetleri nehirlere atmamalarını isteyerek, "Son ayinleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için buradayız" dedi.
Cuma günü yağan yağmurlar, Uttar Pradesh eyaletine bağlı bir şehir olan Prayagraj'da nehir kıyısındaki sığ kum mezarlarına gömülen cesetleri açığa çıkardı.
Ancak, eyalet hükümeti sözcüsü Navneet Sehgal, pazar günü yerel basında geçtiğimiz iki hafta içinde binden fazla Covid-19 kurbanının cesedinin kurtarıldığı yönündeki haberleri yalanlayarak, "Bahse girerim bu bedenlerin Covid-19 ile ilgisi yoktur" dedi.
Sehgal, bazı köylülerin,dini öneme sahip bazı dönemlerde Hindu geleneği nedeniyle, ölülerini yakmadıklarını ve onları nehirlere veya mezar kazaraK nehir kenarlarında bıraktıklarını söyledi.
Kıdemli polis mermuru K.P. Singh, yetkililerin Prayagraj nehrinin kıyısında Covid-19'dan ölenler için bir ölü yakma yeri ayırdıklarını ve polisin artık nehir kıyısında cenazelere izin vermediğini söyledi. Sehgal ise devlet yetkililerin nehir kıyısında "az sayıda" ceset bulduklarını öne sürdü, ancak bir rakam vermedi.
"HALK PARASI YETMEDİĞİ İÇİN CESETLERİ NEHRE ATIYOR"
Öte yandan, cesetlerin yakılmasına yardımcı olan hayırsever bir organizasyon olan Bondhu Mahal Samiti'nin bir üyesi olan Ramesh Kumar Singh, kırsal alanlarda ölüm sayısının çok yüksek olduğunu ve fakir insanların fahiş maliyeti nedeniyle cesetleri nehre attığını söyledi. Kuruluş ölü yakma maliyetinin son dönemde üç katına yani 15 bin rupiye kadar çıktığını söyledi.
GEÇEN HAFTA 71 CESET BULUNDU
Diğer taraftan geçen hafta sağlık yetkilileri, komşu Bihar eyaletindeki Ganj Nehri kıyısına vuran 71 ceset bulduklarını açıklamıştı. Yetkililer otopsi gerçekleştirdi, ancak çürüme nedeniyle ölüm nedenini teyit edemeyeceklerini açıkladı.
Ayrıca geçen hafta Uttar Pradesh eyaletinin başkenti Lucknow'un 40 kilometre güneybatısındaki Unnao bölgesindeki nehir kıyısındaki iki yerde kuma gömülmüş bir düzine ceset bulundu. Bölge Yargıcı Ravindra Kumar, ölüm nedenini belirlemek için bir soruşturma başlatıldığını söyledi.
KÖYLÜLER YOLLARDA ÖLÜYOR
Bununla birlikte, Hindistan'ın iki büyük eyaleti olan Uttar Pradesh ve Bitar'da toplam 38 milyon kişi Covid-19 ile enfekte olarak ülke çapında yaşanan dalgalanmada en kötü etkilenenler arasında yer alıyor. Bahtsız köylüler, hastaları tedavi için yakındaki kasaba ve şehirlere götürüyor, çoğu yolda ölüyor.
Hindistan Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 311 bin 170 yeni Covid-19 vakası tespit edildi. Uzmanlar, gerçek vaka ve ölü sayısının belirtilenden çok daha yüksek olabileceği uyarısını yapıyor.
Hindistan'da toplam vaka sayısı 24 milyon 684 bin 77'ye, toplam can kaybı sayısı 270 bin 284'ye yükseldi. Ülkede 3 milyon 618 bin 458 hastanın tedavisi sürüyor.
ÜLKEDE COVID-19 BİLANÇOSU
Öte yandan, Hindistan'da toplam vaka sayısı 22 milyon 992 bin 517’ye, toplam can kaybı sayısı 249 bin 992'e yükseldi. Ülkede 3 milyon 715 bin 221 hastanın tedavisi sürüyor.
Türk hekimler araştırdı; Koronavirüs tedavisinde yeni umut! Zeytin yaprağı...
Giriş Tarihi: 25.04.2021 10:52 Güncelleme Tarihi: 25.04.2021 11:38
Zeytin yaprağının vücudu koronavirüse karşı korumada ve hastalığın tedavisinde etkinliği araştırıldı. Türkiye'de 3 üniversite ve 3 devlet hastanesinden 15 hekimin katılımıyla gerçekleşen çalışma, demleme zeytin yaprağı çayının vücudun savunma sisteminin bazı hücrelerini aktive ettiği ve gücünü artırdığını gösterdi. Araştırma ekibinde yer alan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Zeytin yaprağı çayının koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olacağı gördük. Sabah 1, akşam 1 fincan şeklinde günde 2 kez tüketilebilir" dedi.
Vücüdu koronavirüse karşı korumada doğal tedavilerin rolü araştırılıyor. Zeytin yaprağı çayı da bu doğal tedavilerden biri. Bu çayın bağışıklık sistemini desteklediği biliniyordu. Türkiye'den bir grup bilim insanı bu etkinliği laboratuvar ortamında araştırdı. Türkiye'de 3 üniversite ve 3 devlet hastanesinden 15 hekimin katılımıyla gerçekleşen çalışma, demleme zeytin yaprağı çayının laboratuvar ortamında vücudun savunma sisteminin bazı hücrelerini (lökositlerin bazılarını) aktive ettiği ve gücünü artırdığını gösterdi.
"SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYI İLE KLİNİK BOYUTU ARAŞTIRILIYOR"
Çalışma ekibinde yer alan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Bu bir laboratuvar çalışmasıydı ve bu çalışmalar her zaman birebir kliniğe yansımaz. O nedenle şu anda da araştırmanın 2'nci ayağı olarak zeytin yaprağı çayını hastalara veriyoruz. Hastalık öncesinde hastalığa yakalanmayı azaltıp azaltmadığı araştırılıyor. Sağlık Bakanlığı onayı ile birlikte şu anda araştırmanın klinik boyutu araştırılıyor" diye konuştu.
"İLK SONUÇLAR BİZİM İÇİN BİR UMUT IŞIĞI OLDU"
Laboratuvar sonuçlarına göre araştırmanın başarılı olduğunu aktaran Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Kısmi de olsa zeytin yaprağı çayının vücutta bir fark oluşturduğunu gördük. Ama çalışma sona ermeden sonuçlar hakkında kesin bir yorum yapmak mümkün değil. İlk sonuçlar bizim için bir umut ışığı oldu. Zeytin yaprağı çayının usulüyle yapıldığında kısmen de olsa koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olacağı gördük. Laboratuvar çalışmalarında bu çayın savunma sistemi hücrelerindeki etkisine bakıldı. Lökositlerin makrofaj aktivitesini (bağışıklık sistemi üzerinde etki) kısmen de olsa etkilediğini ve gücünü artırdığını gördük. İlk çalışma ayrı ikinci çalışma ise ayrı yayın şeklinde olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI NASIL TÜKETİLMELİ?
Çalışmada zeytin yaprağı çayının demleme şeklinde yapıldığını anlatan Prof. Dr. Akkoyunlu, "1 fincan kaynar suya 1 tatlı kaşığı kadar öğütülmüş zeytin yaprağını atıyorsunuz. 10 dakika demlendikten sonra tüketiyorsunuz. Sabah 1, akşam 1 fincan şeklinde günde 2 kez tüketilebilir. İnsanlar her gün sıcak içecek tüketiyor. Akşamları siyah çay tüketiliyor. Bunun yerine özellikle şu dönemde zeytin yaprağı çayını tüketebilirsiniz. Bunun yanında kekik çayı da aynı şekilde demlenerek tercih edilebilir" önerisinde bulundu.
İLAÇ ATIKLARI VE KATKI MADDELERİNE DİKKAT
Türk hekimler araştırdı: Zeytin yaprağı çayı koronavirüs tedavisinde umut oldu
Zeytin yaprağının vücudu koronavirüse karşı korumada ve hastalığın tedavisinde etkinliği araştırıldı. Türkiye'de 3 üniversite ve 3 devlet hastanesinden 15 hekimin katılımıyla gerçekleşen çalışma, demleme zeytin yaprağı çayının vücudun savunma sisteminin bazı hücrelerini aktive ettiği ve gücünü artırdığını gösterdi. Araştırma ekibinde yer alan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Zeytin yaprağı çayının koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olduğunu gördük. Sabah 1, akşam 1 fincan şeklinde günde 2 kez tüketilebilir" dedi.
Zeytin yaprağı çayının koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olduğu belirtildi.Vücudu koronavirüse karşı korumada doğal tedavilerin rolü araştırılıyor. Zeytin yaprağı çayı da bu doğal tedavilerden biri. Bu çayın bağışıklık sistemini desteklediği biliniyordu. Türkiye'den bir grup bilim insanı bu etkinliği laboratuvar ortamında araştırdı. Türkiye'de 3 üniversite ve 3 devlet hastanesinden 15 hekimin katılımıyla gerçekleşen çalışma, demleme zeytin yaprağı çayının laboratuvar ortamında vücudun savunma sisteminin bazı hücrelerini (lökositlerin bazılarını) aktive ettiği ve gücünü artırdığını gösterdi.
SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYI İLE KLİNİK BOYUTU ARAŞTIRILIYOR"
Çalışma ekibinde yer alan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Bu bir laboratuvar çalışmasıydı ve bu çalışmalar her zaman birebir kliniğe yansımaz. O nedenle şu anda da araştırmanın 2'nci ayağı olarak zeytin yaprağı çayını hastalara veriyoruz. Hastalık öncesinde hastalığa yakalanmayı azaltıp azaltmadığı araştırılıyor. Sağlık Bakanlığı onayı ile birlikte şu anda araştırmanın klinik boyutu araştırılıyor" diye konuştu.
DHA"İLK SONUÇLAR BİZİM İÇİN BİR UMUT IŞIĞI OLDU"
Laboratuvar sonuçlarına göre araştırmanın başarılı olduğunu aktaran Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Kısmi de olsa zeytin yaprağı çayının vücutta bir fark oluşturduğunu gördük. Ama çalışma sona ermeden sonuçlar hakkında kesin bir yorum yapmak mümkün değil. İlk sonuçlar bizim için bir umut ışığı oldu. Zeytin yaprağı çayının usulüyle yapıldığında kısmen de olsa koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olacağı gördük. Laboratuvar çalışmalarında bu çayın savunma sistemi hücrelerindeki etkisine bakıldı. Lökositlerin makrofaj aktivitesini (bağışıklık sistemi üzerinde etki) kısmen de olsa etkilediğini ve gücünü artırdığını gördük. İlk çalışma ayrı ikinci çalışma ise ayrı yayın şeklinde olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
DHAZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI NASIL TÜKETİLMELİ?
Çalışmada zeytin yaprağı çayının demleme şeklinde yapıldığını anlatan Prof. Dr. Akkoyunlu, "1 fincan kaynar suya 1 tatlı kaşığı kadar öğütülmüş zeytin yaprağını atıyorsunuz. 10 dakika demlendikten sonra tüketiyorsunuz. Sabah 1, akşam 1 fincan şeklinde günde 2 kez tüketilebilir. İnsanlar her gün sıcak içecek tüketiyor. Akşamları siyah çay tüketiliyor. Bunun yerine özellikle şu dönemde zeytin yaprağı çayını tüketebilirsiniz. Bunun yanında kekik çayı da aynı şekilde demlenerek tercih edilebilir" önerisinde bulundu.
Aşırı ve uygunsuz tüketim uyarısında bulunan Prof. Dr. Akkoyunlu şunları söyledi:
"Fazla tüketim vücutta toksik etkilere neden olabilir. O nedenle aşırıya kaçmadan, dozu ayarlanmış 1 tatlı kaşığı geçmeyecek ve sabah-akşam bir fincanı geçmeyecek şekilde tüketilebilir. Eğer uygun bir şekilde toplanmamış ve kurutulmamışsa bu ürünlerde küf oluşumu gerçekleşir. Bu da aflatoksin gibi karaciğerde kansere neden olabilecek düzeyde üremelere neden olabilir. Mantar üremeleri gelişebilir. O nedenle merdiven altı olmayan güvenilir işletmelerden bu ürünleri temin etmelisiniz. Burada marka ve sertifika çok önemli. CE ve TES sertifikalarına dikkat edilmesini öneririm.
Özellikle ilaç atıklarının ve katkı maddelerinin bu üründe olmaması gerekiyor. Özel olarak toplanması gerekiyor ve alerjik reaksiyonlar oldukça önemli. Alerjik reaksiyonu olan kişilerin bu ürünlere dikkat etmesi gerekir."
Akkoyunlu, son olarak zeytin yaprağı çayının laboratuvarda 1 haftalık etkisinin gözlendiğini ancak insanlar üzerindeki koruyuculuğu etkisinin ne kadar olacağının henüz araştırma konusu olduğunu belirtti.