Türkiye için dönüm noktası! 27 Nisan e-Muhtırası: Ankara’daki güç mücadelesinin bir tezahürü oldu

Türk siyasi yaşamına 27 Nisan e-Muhtırası olarak geçen Genelkurmay Başkanlığı bildirisinin 14'ncü yıldönümü. Ertesi gün yaşananlar ise Türkiye için tam bir dönüş noktası oldu. Hükümet, e-Muhtıra’ya sert dille karşılık vererek askeri vesayet oyununu bozdu. 27 Nisan e-Muhtırası ile ilgili yaşananları Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu A Haber canlı yayınında değerlendirdi.


Türkiye için dönüm noktası! 27 Nisan e-Muhtırası: Ankara’daki güç mücadelesinin bir tezahürü oldu

Türkiye için dönüm noktası! 27 Nisan e-Muhtırası: Ankara’daki güç mücadelesinin bir tezahürü oldu

Giriş Tarihi: 27.04.2021 Güncelleme Tarihi: 27.04.2021 

Türk siyasi yaşamına  olarak geçen Genelkurmay Başkanlığı bildirisinin 14'ncü yıldönümü. Ertesi gün yaşananlar ise  için tam bir dönüş noktası oldu. Hükümet, e-Muhtıra’ya sert dille karşılık vererek askeri vesayet oyununu bozdu. 27 Nisan e-Muhtırası ile ilgili yaşananları   Temsilcisi   canlı yayınında değerlendirdi.

ÖZEL HABERahaber.com.tr

Türkiye için dönüm noktası! 27 Nisan e-Muhtırası: Ankara’daki güç mücadelesinin bir tezahürü oldu

Okan Müderrisoğlu'nun canlı yayında yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar:

"AK Parti'nin göreve geldiği ilk günden itibaren aslında birçok olay Türk siyasi tarihinde önemli kırılmaların yaşandığı ilklerin tarihi oldu.

Bunlardan en önemlilerinden biri de 27 Nisan e-Muhtıra oldu. İlk kez bir seçilmiş iktidar muhtıraya karşı net bir duruş sergileyerek hem anayasal çerçeveyi hem kurumların yerini hem de hiyerarşideki yetki ve sorumluluklarını somut bir şekilde hatırlattı.

O duruş olduğu için 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı ile milletin canı pahasına sokaklara çıkarak bir darbeyi önlediği ve gerçek anlamda demokrasiye sahip çıktığı dünya tarihindeki nadir örneklerden biridir.

2007'ye giden süreç AK Parti'nin iktidara geldiği andan itibaren devletin asli sahibi olarak kendisini gören kurumların direnci ile başladı. Biz buna vesayetçi zihniyet diyoruz.

Aslında bu odaklar siyasetçiyi hazmedemediği gibi kendine yakın siyasi görüşü taşımayanların milletin tercihi ile iktidara gelmesi durumunda ise bunu bir karşıtlığa dönüştürüyor.

Bu vesayetçi zihniyetin işbirlikçi sermaye odakları olur. Bu zihniyet mutlaka yurt dışından destek alır. Tüm bunlar bir dezenfermasyon ile olur. 2007 yılında da Cumhurbaşkanı'nın seçilmesine karşı konulan direnç esasen millet ile yapılan kavganın bu anlamda Ankara'daki güç mücadelesinin bir tezahürü oldu."