Türkiye - Rusya - İran Üçlü Zirvesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi" öncesinde, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde gazetecilere poz verdi.
Türkiye - Rusya - İran Üçlü Zirvesi
Giriş Tarihi: 4.4.2018 18:27 Güncelleme Tarihi: 4.4.2018 20:28
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani "Suriye" konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğindeki "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi" öncesinde, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde aile fotoğrafı çekildi.
3'LÜ ZİRVEDE HANGİ KAZANIMLAR ELDE EDİLDİ
Suriye'de 2011'den bu yana devam eden bir iç savaş süreci var. Türkiye bu sürece 2016'nın sonlarından itibaren farklı bir yaklaşım sergiledi. Rusya ve İran'la birlikte Suriye'de krizin çözümü adına ortak adımlar atıldı. Peki Türkiye, Rusya ve İran arasındaki üçlü Suriye görüşmeleri Türkiye için ne anlama geliyor? Taha Dağlı bu sorunun cevabını sabah.com.tr için yanıtladı.
TÜRKİYE SURİYE POLİTİKASINI MI DEĞİŞTİRDİ?
Türkiye 2011'den bu yana, Suriye'deki katliam süreci karşısında durduğu yerde durmaya devam ediyorr. Ama bakış açısını değiştirdi. 2016'ya kadar devam eden bir perspektif vardı, 2016 sonrası bunu değiştirdi. Durduğu yer hala aynı: Suriye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği, terör örgütleriyle mücadele ve sivillerin korunması. Türkiye en başından bu yana bu ilkelerden hiçbir şekilde ödün vermedi.
TÜRKİYE 2016'DAN İTİBAREN SURİYE'DE NELER YAPTI?
Türkiye 2016 yılının 24 Ağustos'unda Suriye'de terör örgütlerine yönelik Fırat Kalkanı harekatını başlattı. O süreçte uçak krizi sonrası ve 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında Türkiye-Rusya yakınlaşması henüz yeni başlamıştı. Ve o harekat başarıya ulaştı, Türkiye Azez-Cerablus hattını DEAŞ teröründen temizledi, PKK-PYD teröristlerinin o koridora girmesini de engelledi.
TÜRKİYE-RUSYA-İRAN GÖRÜŞMELERİ VE ASTANA SÜRECİ NASIL BAŞLADI?
2016'nın sonlarındaki Halep ateşkesi ile başlayan bir süreç vardı. Türkiye-Rusya ve İran Suriye konusunda çözüm odaklı ilk adımı o dönem attılar. Halep ateşkesi sonrası Ocak 2017'de Astana süreçleri başlatıldı.
Türkiye-Rusya ve İran'ın buradaki amacı Suriye krizine çözüm bulmaktı. Astana'nın ayrıca BM tarafından yıllardır yürütülen ve hiçbir sonuç alınamayan Cenevre süreçlerinin de tamamlayıcısı olması hedeflendi.
TÜRKİYE SURİYE POLİTİKASINDAN ABD'Yİ NEDEN ÇIKARDI?
Türkiye, Suriye'de Rusya ve İran'la ortak hareket ederken, ABD bu sürecin dışında tutuldu. İlk Astana görüşmeleri yapıldığında Obama'nın başkanlıktaki son günleriydi. ABD sürece dahil edilmedi.
Çünkü ABD'nin Suriye politikası PKK üzerine kurulu. Türkiye bu süreçte ABD'yi defalarca uyardı. Ama ABD PKK politikasından vaz geçmedi. Türkiye, Rusya ile Suriye konusunda daha fazla ortak paydada buluştu.
ABD'SİZ SURİYE POLİTİKASININ KAZANIMLARI
Türkiye Suriye politikasını bağımsız bir konuma oturttu. ABD'den tamamen bağımsız, Rusya ve İran'ın çıkarları kendilerine, Türkiye'nin menfaatleri ise kendisine oldu. Türkiye, kendi önceliklerini bu denklemde sahaya yansıttı. PKK terör örgütüyle de DAEŞ terör örgütüyle de mücadele etti.
TÜRKİYE, ÜÇLÜ GÖRÜŞMELERDEN BU YANA SURİYE'DE NELER YAPTI?
Türkiye ABD'yi işin içine karıştırmadan Suriye'de Fırat Kalkanı harekatını gerçekleştirdi. Ekim 2017'de İdlib operasyonunu başlattı ve 20 Ocak 2018'de de Zeytin Dalı harekatının startını verdi. Azez, Cerablus, El Bab gibi bölgelerle Afrin de terörden temizlendi.
TÜRKİYE HEM MASADA, HEM SAHADA GÜÇLÜ
Türkiye masada hangi kararları aldıysa sahaya da bunu yansıttı.
Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı oldu, terör örgütlerini sınırından temizledi, sivillerin korunması için de adımlar attı. Türkiye'nin terörden temizlediği bölgeler güvenli bölge haline geldi ve buralarda on binlerce Suriyeli mülteci kendi topraklarına mülteci sıfatlarını geride bırakarak, yıllar sonra güvenli şekilde yaşam fırsatı buldu.18:28
RUSYA VE İRAN'IN PKK-PYD POLİTİKASI
Bu son toplantıya kadar Rusya ve İran, PKK-PYD terör örgütü konusunda Türkiye'yi karşılarına almadılar ama, terör örgütüne daha ihtiyatlı dil kullanmayı tercih etmişlerdi. Bu son toplantıda ise PKK-PYD'den bahsetmediler. Hatta terör örgütlerinin Suriye toprağını işgal ettiğinden, Suriye petrolünü gasp ettiklerinden şikâyetçi olarak PKK'yı işaret ederek rahatsızlıklarını dile getirmiş oldular.
ÖNCE İKİLİ GÖRÜŞMELER YAPILDI
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki zirve kapsamında liderler ikili görüşmeler gerçekleştirdi.
Basına kapalı yapılan ilk görüşme Erdoğan ve Ruhani arasında, ikincisi ise Putin ve Ruhani arasında oldu.
Daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğindeki "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi" öncesinde, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde aile fotoğrafı çekildi.
Üç lider el ele basına poz verdi.
2 SAAT SÜRDÜYaklaşık 2 saat süren üçlü zirve sona erdi.
Türkiye - Rusya - İran Üçlü Zirvesi VİDEO
Türkiye, Rusya ve İran liderleri, Ankara'daki Suriye konulu zirvenin ardından ortak açıklama yayımladı. Açıklamada, Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıldı.
Ankara'daki Suriye konulu liderler zirvesinde, Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için "terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair" her türlü girişimi reddettiği vurgulandı.
'Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi' yapıldıCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Ankara'da gerçekleştirdiği Suriye konulu zirvenin ardından ortak bir açıklama yayınlandı.
Açıklamada, üç liderin 22 Kasım 2017'de Rusya'nın Soçi kentinde düzenlenen ilk zirveden sonra Suriye'de meydana gelen gelişmeleri değerlendirdiği belirtildi.
Liderlerin ayrıca, üç ülkenin girişimiyle ocak 2017'de Kazakistan'ın başkenti Astana'da başlatılan sürecin Suriye'deki krizin çözümüne olumlu katkılarından memnuniyet duyduğu kaydedildi.
Ortak açıklamada, "Suriye genelinde şiddetin azaltılmasına yardımcı olmak ve Suriye ihtilafına kalıcı siyasi çözüm bulunması için Cenevre sürecine ivme kazandırmak suretiyle Suriye’de barış ve istikrara katkı sağlamak bakımından tek etkili uluslararası girişimin Astana formatı olduğunun altını çizdiği" ifade edildi.
Ankara zirvesinde liderlerin, çatışan taraflar arasında kalıcı ateşkes sağlanması ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla öngörülen siyasi süreçte ilerleme kaydedilmesi amacıyla yürüttükleri aktif işbirliğinin sürdürmekteki kararlılıklarını teyit ettikleri vurgulandı.
Üç liderin açıklamasında, Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve belli bir fraksiyon temelinde olmayan yapısına kuvvetle bağlı olunduğu da yinelendi.
Toprak bütünlüğü vurgusu
Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"(Liderler) Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, atılacak adımların hiçbirinin ilgili BM kararları ve Suriye toplumunun tüm kesimlerinin temsilcilerinin iradesi tarafından tasdik edilen bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğini vurgulamışlardır. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir."
Suriyelilere anayasa yazma sürecinde destek
Soçi’de 30 Ocak'ta yapılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin siyasi sürecin önünü açan önemli bir kilometre taşı olduğuna değinilen açıklamada, kongrede kararlaştırılan anayasa komitesi kurma sürecinin en kısa zamanda BM'nin yardımıyla başlamasına destek verileceğine yönelik taahhüt vurgulandı.
Açıklamada, Suriyelilere ülkelerinin birliğini yeniden tesis etmelerinde destek verileceğinin altı çizilerek, "(Liderler) Suriye halkının desteğini alacak bir anayasayla sonuçlanmak üzere, Suriye halkının özgür iradesi temelinde Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir süreç ve katılmaya ehil tüm Suriyelilerin BM'nin uygun şekilde gözetimi altında oy kullanacağı serbest ve adil seçimler vasıtasıyla ihtilafa siyasi çözüm bulmalarında yardımcı olma gerekliliğini yinelemişlerdir" denildi.
Terör örgütleriyle mücadele
Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin zirvede imza attığı ortak açıklamada, terör örgütleri DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların ortadan kaldırılması için birlikte çalışmaya devam edileceğine dikkat çekildi.
Açıklamada, "(Liderler) Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terör örgütlerinin ateşkes rejimine katılmış ve katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından büyük önem arzettiğinin altını çizmişlerdir" ifadelerine yer verildi.
Sivillerin korunması, insani erişim sağlanması için kararlılık
Suriye'de ablukadaki bölgelerin de ele alındığı zirvenin ortak açıklamasında, "(Liderler) Doğu Guta, Yermük, Fua ve Kefraya, İdlib ili, Hama ilinin kuzeyi, Rukban ve Rakka dahil olmak üzere tüm Suriye’deki vahim insani duruma tepki olarak alınan 2401 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararını memnuniyetle karşılamışlar, çatışan taraflara, ateşkes ihlallerinden kaçınma da dahil olmak üzere, söz konusu kararın hükümlerine uymaları konusunda güçlü çağrıda bulunmuşlardır" denildi.
Gerginliği azaltma bölgelerinde sivillerin korunması ve bu bölgelere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma çabalarına hız verme konusuna da değinildiği ifade edilen açıklamada, gerginliği azaltma bölgelerinin geçici nitelikte olduğu bir kez daha vurgulandı.
Açıklamada, "(Liderler) İlave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye’ye yapılan yardımı artırmaları için başta BM ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma güçlü çağrıda bulunmuşlardır" denildi.
Ortak açıklamada, Astana'daki son toplantıda ilk kez bir araya gelen alıkonulanların ya da kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti çalışma grubunun faaliyetlerinin memnuniyetle karşılandığı da belirtildi.
3 liderin ortak beyanında, Ruhani’nin daveti üzerine bir sonraki toplantıların İran'da yapılacağı da paylaşıldı.