TBMM'de 26'ncı dönem 3'üncü yasama yılı başladı

Şu anda bakıyoruz kıtanın her köşesinde terör örgütlerini yücelten afişler dağıtılıyor. Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde gösterdiği sabrı yanlış anladıklarını görüyoruz. Bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. Şayet bugün AB bir atılım yapacaksa bunun tek bir yolu vardır. O da Türkiye'yi üye yaparak gerçek anlamda bir ekonomik ve kültürel genişleme hamlesi yapmasıdır. Avrupa'nın geleceğine katkı vermekten mutluluk duyarız. Yapmazsa da kendi yolumuzda ilerlemeye devam ederiz.

TBMM'de 26’ncı dönem 3’üncü yasama yılı başladı Giriş Tarihi: 01.10.2017 14:26 Güncelleme Tarihi: 01.10.2017 16:11TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Kahraman'ın başkanlığında toplandı. Kahraman'ın, sunuş konuşmasını yapmasının ardından Genel Kurul'a davet edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yasama yılı açış konuşmasını yaptı. Erdoğan "Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, TBMM'nin 26. dönem 3. yasama yılı açılışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare eden 15 Temmuz'da da çifte gazilik unvanı kazanan yüce Meclisimize başarılar diliyorum. TBMM'nin ve hemen karşımızdaki Genelkurmay Başkanlığı çevresinde 34 vatandaşımız, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarında da 29 vatandaşımız şehit olmuştur.

Erdoğan AB üyeliğine ihtiyacımız kalmamıştır ama...Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mecliste yaptığı yasama yılı konuşmasında Avrupa Birliği'nin terör çelişkisi ve üyelik açmazıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın ilgili sözleri;

"AB BİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATANLARIN BAŞINDA GELİYOR"

Terör örgütleri ile mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında AB ülkeleri geliyor. Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır. Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir. Başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımız şehit olmuştur. Avrupa ülkeleri bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor.

"TERÖRİSTLERİN HER TÜRLÜ ORGANİZASYONUNUN MERKEZİ OLDULAR"

Bugün Avrupa, Türkiye'nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir. Şu anda bakıyoruz, kıtanın her köşesinde teröristleri yücelten broşürler dağıtılıyor, stantlar kuruluyor.

Erdoğan, "Onların yeri Kandil"
"AB ÜYELİĞİNE İHTİYACIMIZ KALMAMIŞTIR. ANCAK"

Türkiye'nin ilk başvuruyu yaptığı 1963 yılından beri göstermiş olduğu bu tavrı AB'nin yanlış anladığını görüyoruz. Aslına bakarsanız bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. Ancak yine debu konuda onlar kararını verene kadar bu mücadelede havlu atan, masadan kalkan taraf biz olmayacağız. TBMM'deki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı AB'den cevap alana kadar muhafaza edeceğiz. Adına türküler yaktığımız Yemen'deki hadiseleri nasıl yok sayabiliriz, Afganistan'ı, Pakistan'ı, Hindistan'ı nasıl öteki görebiliriz. Arakan'daki, Türkistan'taki, Kırım'daki masumları nasıl yüzüstü bırakırız. Türkiye elbette Avrupa Atlantik kurumları ile yakın işbirliği içindedir, bu medeniyetimizi yok saymamız anlamına gelmiyor.

Kılıçdaroğlu’nun davet edilip edilmediğine ilişkin soruya TBMM Başkanı Kahraman: Randevusu vardı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Meclis'teki sürpriz görüşmeye ilişkin soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM'de

Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Genel Kurul'a hitap ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclise geldi. Erdoğan, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı tarafından törenle karşılandı.

Cumhurbaşkanlığı Tören Birliği kıtasını selamlayan Erdoğan, daha sonra Genel Kurul Salonuna geçti.

Erdoğan, 26. Dönem 3. Yasama Yılı açılış konuşmasını yapıyor:

15 TEMMUZ

-15 Temmuz gibi felaketler ülkelern birliklerinin, dayanışmalarının test edildiği imtihanlardır. Biz bu imtihanı alnımızın akı ile verdik.

-15 Temmuz, artık bizim ortak bir değerimizdir. Bu değeri önemsizleştirmeye çalışanlar hak ettiği yanıtı alır.

CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ

-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri netleştirmiştir. Yeni sistem güçler arasındaki ayrımı netleştirirken, asıl kararı millete bırakıyor.

-Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler için derhal çalışmalar başlamalı.

-Bu karmaşık dönemde herkesin bir hesabı, yol haritası vardır. Bize düşen Türkiye'yi hedef alan saldırıların boşa çıkmasını sağlamak.
15 TEMMUZ HEPİMİZİN ORTAK DEĞERİDİR

15 Temmuz'da etten duvar ören vatandaşımız canını vermekten kaçınmamıştır. 15 Temmuz hepimizin ortak bir değeridir. Bu değere saygı duyan herkes milletimizin gönlünde yücelir, itibar sahibi olur. Bu değeri çarpıtmaya kalkan herkes de milletimizinden hakettiği muameleyi alır. Geçtiğimiz yasama döneminde Meclisimizin en önemli çalışmalarından biri de anayasa değişikliği sürecini yürütmüş olmasıdır.

Erdoğan TBMM Yasama Yılı açılışında önemli açıklamalarda bulundu

HDP'NİN MECLİS'E GELMEMESİ

Erdoğan, HDP'lilerin Meclis'e gelmemesi için "Onların yeri Kandil biliyorsunuz" dedi.

Erdoğan, "Onların yeri Kandil"

MHP'NİN GÖSTERDİĞİ İRADE 16 NİSAN'A GİDEN YOLU AÇMIŞTIR

Anayasa değişikliği süreci AK Parti ve MHP tarafından yürütülmüştür. Anayasa değişikliği gerektiren bu düzenlemenin gerçekleştirilebilmesi ancak diğer partilerden destek alınabilmesi ile mümkündü. MHP'nin gösterdiği irade 16 Nisan'a giden yolu açmıştır. Milletimiz de nihai kararını hür iradesi ile vermiştir.

BU ELEŞTİRİ ORTADAN KALKMAKTADIR

Türkiye, 2019'da yapılacak seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçecektir. Yasamanın, yürütme organının veya koalisyon partilerinin tahakkümü altında bulunduğu eleştirisi ortadan kalkmaktadır. Cumhurbaşkanı'nın bütçe kanunu dışında Meclis'e kanun teklifi sunma imkanı bulunmuyor. Anayasa yasaların üzerindeyse, yasalar da Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üzerindedir. Kararname ile düzenlenen herhangi bir konuda Meclis yasa çıkardığında, yasa esas alınacaktır.

Erdoğan hükümete mali temennilerini iletti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mali disiplinden taviz vermeden vatandaşın hayatını kolaylaştıracak tedbirler almasını istedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savunma harcamalarının artışı gerekçe gösterilerek son günlerde yaşanan vergi artışlarından sonra ilk kez Meclis'teki açılış konuşmasında bu konuya değindi.

"VATANDAŞIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRACAK..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında "hükümetten beklentim" diyerek şu ifadeleri kullandı:

"Hükümetten beklentim kamu mali disiplininden taviz vermeden, vatandaşın hayatını kolaylaştıracak tedbirler alması."

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'ten ayrıldı. 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, TBMM'nin 26. dönem 3. yasama yılı açılışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare eden 15 Temmuz'da da çifte gazilik unvanı kazanan yüce Meclisimize başarılar diliyorum. TBMM'nin ve hemen karşımızdaki Genelkurmay Başkanlığı çevresinde 34 vatandaşımız, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarında da 29 vatandaşımız şehit olmuştur. 

15 Temmuz'da etten duvar ören vatandaşımız canını vermekten kaçınmamıştır. 15 Temmuz hepimizin ortak bir değeridir. Bu değere saygı duyan herkes milletimizin gönlünde yücelir, itibar sahibi olur. Bu değeri çarpıtmaya kalkan herkes de milletimizden hakettiği muameleyi alır. Geçtiğimiz yasama döneminde Meclisimizin en önemli çalışmalarından biri de anayasa değişikliği sürecini yürütmüş olmasıdır.

 

"YASALAR, CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİNİN ÜZERİNDEDİR"

Anayasa değişikliği süreci AK Parti ve MHP tarafından yürütülmüştür. Anayasa değişikliği gerektiren bu düzenlemenin gerçekleştirilebilmesi ancak diğer partilerden destek alınabilmesi ile mümkündü. MHP'nin gösterdiği irade 16 Nisan'a giden yolu açmıştır. Milletimiz de nihai kararını hür iradesi ile vermiştir. Türkiye, 2019'da yapılacak seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçecektir. Yasamanın, yürütme organının veya koalisyon partilerinin tahakkümü altında bulunduğu eleştirisi ortadan kalkmaktadır.  Cumhurbaşkanı'nın bütçe kanunu dışında Meclis'e kanun teklifi sunma imkanı bulunmuyor. Anayasa yasaların üzerindeyse, yasalar da Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üzerindedir. Kararname ile düzenlenen herhangi bir konuda Meclis yasa çıkardığında, yasa esas alınacaktır. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kürsüye geldiğinde, CHP sıralarının protesto olarak ayağa kalkmadığı görüldü

Erdoğan, Kuzey Irak'taki gelişmeleri değerlendirdi

Cumhurbaşkanı, Meclis'teki konuşmasında Ortadoğu'yu etkileyecek önemli mesajlar verdi.

Kuzey Irak'taki illegal bağımsızlık referandumu için konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur." vurgusu yaptı.

Erdoğan bu teşebbüsün başlı başına önemli bir sorun olduğunu belirtirken, Barzani yönetiminin kukla olarak kullanılacağına dikkat çekti: "Bir kaotik dönemde bölgesel bir yapının bağımsızlık iddiası başka güçlerin oyuncağı olmaktan başka bir anlam taşımayacaktır. Bir fitne kuyusunun kazılmasına biz göz yumamayız."

"YANLIŞTAN DÖNERSENİZ TÜRKİYE YANINIZDA OLUR"

Erdoğan konuşmasında Barzani yönetimine tepki göstermedi, "IKBY Kuzey Irak'taki yanlıştan döndükten sonra Türkiye yanında olacaktır." dedi.

KERKÜK MESAJI

Cumhurbaşkanı ayrıca Kerkük'e dikkat çekerek "Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine tahammül edemeyiz. Bunu hesabını da mutlaka sorarız." diye konuştu.
HERKESE BİR KEZ DAHA TEŞEKKÜR EDİYORUM

Yasamanın yürütme üzerindeki denetleme yolları da açıktır. Yeni sistem güçler arasındaki ayrımı netleştirirken asıl kararları hep millete bırakıyor. Bu vesile ile ülkemizde ilk defa Meclisimizin eli ile, milletimizin özgür iradesi ile köklü bir reformu hayata geçirebilmemize katkı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

UYUM YASALARI

Önemli bir görev daha var. Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin en sağlıklı şekilde hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler üzerinde derhal çalışılmaya başlanması gerekiyor. Yeni yasama yılında çok daha önemli çalışmalara imza atacaktır. Her anlamda tarihi bir süreçten geçiyoruz. Ülkemizin son yıllarda yaşadığı sosyal, siyasi, ekonomik, diplomatik gelişmelerin hiçbiri genel fotoğraftan bağımsız değildir.

OHAL AÇIKLAMASI

OHAL'e yönelik bir takım nitelemeler var ki kabul edilebilir değil. Türkiye'nin olağanüstü tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu kim inkar edebilir. Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. OHAL'den zarar gören kimse olmamıştır. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir. Terörle mücadelede kararlılığımızı sonuna kadar devam ettireceğiz.

KUZEY IRAK REFERANDUMU

Irak ilk Körfez savaşından bu yana istikrara kavuşamamış bir ülkedir. DEAŞ tehdidinin ilk patlak verdiği yer olan Irak'taki mezhep gerilimi pek çok sorunun ana kaynağıdır. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Bu süreçten ne Kürtlere ne Araplar ne Türkmenlere ne de diğer gruplara bir sonuç çıkmayacağı açıktır.

BİZ BU FİTNE KUYUSUNUN KAZILMASINA GÖZ YUMAMAYIZ

Sınırlarımızın hemen başında hem Irak halkı hem de Türkiye başta olmak üzere tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına göz yumamayız. Kuzey Irak yönetimi eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu adımı cesaretlendirecek herhangi bir destek beyanının şu ana kadar gelmemiş olmasını önemli buluyorum.

Terör örgütleri ile mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında AB ülkeleri geliyor. Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır. Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir. Başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımız şehit olmuştur. Avrupa ülkeleri bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor. Bugün Avrupa, Türkiye'nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir. Şu anda bakıyoruz, kıtanın her köşesinde teröristleri yücelten broşürler dağıtılıyor, stantlar kuruluyor.
AB'NİN YANLIŞ ANLADIĞINI GÖRÜYORUZ
Türkiye'nin ilk başvuruyu yaptığı 1963 yılından beri göstermiş olduğu bu tavrı AB'nin yanlış anladığını görüyoruz. Aslına bakarsanız bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. TBMM'deki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı AB'den cevap alana kadar muhafaza edeceğiz. Adına türküler yaktığımız Yemen'deki hadiseleri nasıl yok sayabiliriz, Afganistan'ı, Pakistan'ı, Hindistan'ı nasıl öteki görebiliriz. Arakan'daki, Türkistan'taki, Kırım'daki masumları nasıl yüzüstü bırakırız. Türkiye elbette Avrupa Atlantik kurumları ile yakın işbirliği içindedir, bu medeniyetimizi yok saymamız anlamına gelmiyor.
Bu işler için kullandığımız kaynaklar bugün bizim hiçbir projemize mani olmaz. Türkiye'nin bu çalışmaları ile hem geçmişine sahip çıktığı hem de geleceğine yatırım yaptığı unutulmamalıdır. Bölgemizdeki tüm terör örgütlerinin saldırıları ile yıkamadıkları Türkiye, güçlü bir Türkiye'dir.
MECLİSİMİZİN YASAMA YILININ HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM
Gelin, Türkiye'nin geleceğini beraber inşa edelim. 2053 ve 2071 vizyonlarını birlikte somutlaştıralım. Gelin milletimizin karşısına müştereklerimizle çıkalım. İşte o zaman ülkemizin büyüme kalkınma performansının katlanarak arttığını göreceğiz. Bu vesile ile geçen hafta ebediyete uğurladığımız Abdülkadir kardeşime de huzurlarınızda Allah'tan rahmet diliyorum. Bu düşüncelerle bir kez daha Meclisimizin yasama yılının hayırlı olmasını diliyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan HDP sorusuna tokat gibi cevap Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP'nin Meclis boykotuna ilişkin tek cümlelik bir değerlendirmede bulundu.

TBMM'deki konuşması sonrası kapıda gazetecilerin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP'nin boykotun değerlendirdi. Erdoğan, HDP'ye ilişkin soruya ''Onların yeri Kandil'dir'' dedi.

TBMM'de ceza dönemi başladı! Bundan sonra vekiller... TBMM Genel Kurulu, yeni yasama yılında, 3 Ekim Salı gününden itibaren yeni İçtüzük hükümlerine göre işleyecek.

TBMM Genel Kurulu, yeni yasama yılında, 3 Ekim Salı gününden itibaren yeni İçtüzük hükümlerine göre çalışacak.

Yeni içtüzüğe göre, Danışma Kurulu önerileri üzerinde konuşulmayacak. Milletvekilleri, sadece görüşmeye tabi tezkerelerin oylanması ile kanunların maddelerine geçilmesi ve tümünün oylanmasında yoklama isteyebilecek.

Milletvekilleri Genel Kurula pankart, döviz getiremeyecek. Kınama ve Meclisten geçici çıkarma cezasına çarptırılan milletvekillerine, ödenek ve yolluk kesintisi uygulanacak.

İLK DÜZENLEME, ARABULUCULUK

Yeni yasama döneminde Genel Kurulda ele alınacak ilk düzenleme, kamuoyunda "arabuluculuk yasası" olarak bilinen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı olacak.

İş mahkemelerinin kuruluş, görev, yetki ve yargılama usulünü yeniden düzenleyen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'na göre, işçinin tazminat ve ücret, işverenin de alacak ve tazminat davaları açmadan önce arabulucuya başvurması gerekecek.

İşçi veya işverenin iş ilişkisi kapsamında birbirlerine hakaret etmekten, işçinin iş yerindeki mal ve malzemelere zararından doğan tazminat talepleri de dava açılmadan önce arabulucuya götürülecek. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşılırsa dava reddedilecek.

İş mahkemeleri, HSK'nın olumlu görüşü alınarak, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca gerekli görülen yerlerde kurulacak.

İş sözleşmesi feshedilen işçi, sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiasıyla, bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvuracak. Başvurudan sonuç alınamaması halinde iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilecek. Taraflar anlaşırsa uyuşmazlık iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilecek.

TAZMİNAT İÇİN ZAMANAŞIMI SÜRESİ 5 YIL OLACAK

Yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat için zamanaşımı süresi 5 yıl olacak.

Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilecek, uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilecek.

Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde arabulucu bir çözüm önerisinde bulunabilecek.

Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil edecek.

3 Ekim Salı günü AK Parti, CHP ve MHP'nin Grup toplantıları yapılacak.

AK Parti Grubu'nda, milletvekillerine AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hitap edecek.

Karadeniz'de palamut bereketi Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde sandallarla Karadeniz'e  açılan balıkçıların, kasalarla palamutla dönmesinin ardından tezgahlarda palamut  5 liraya kadar düştü.

Karadeniz'e açılan balıkçıların oltalarına ve ağlarına takılan  palamut, tezgahlarda, 5 ile 10 lira arasında satışa sunuldu.

Balıkçı Aydın Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, denizlerin ve  havaların soğumasıyla birlikte denizde palamut bereketi yaşandığını söyledi.

Geçen hafta 15 liraya satılan palamutun, bugün 5 liraya kadar  düştüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yaklaşık 1 aydır denizden böyle palamut çıkmamıştı. Havaların ve  denizin soğumasının ardından onlarca balıkçı Karadeniz'e açıldı. Olta ve  ağlarıyla palamut yakalayan balıkçılar kasalarla kıyıya döndü. Geçen hafta 15  liraya satılan palamut bugün tezgahlarda 5 ile 10 lira arasında fiyatla  satılıyor. Şu anda Karadeniz'de bol miktarda palamut olduğu görülüyor. İnşallah  böyle devam eder. Vatandaşımız da ucuz balık yer."

Tunus açıklarında mülteci botu battı Tunus donanması, ülkenin Kerkenah adası açıklarında Avrupa’ya gitmek üzere yola çıkan ve botları batan 98 Tunusluyu kurtardı.

Tunus’un Kerkenah adası açıklarında Avrupa’ya gitmek üzere yolan çıkan Tunusluların bulunduğu bot dün akşam saatlerinde batmıştı. Tunus donanması, botta bulunan 98 vatandaşı kurtardı.

Öte yandan yetkililer, 43 yasadışı sığınmacıyı da gözaltına aldı. Eylül ayında yapılan operasyonlarda ise Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan 550 Tunuslu ve Afrikalı sığınmacılar yakalandı.

Yaşlılara akıllı telefon kullanma eğitimi Bağcılar Belediyesi, 65+ Yaşlı Hakları Derneği ve Google Türkiye işbirliğiyle düzenlenen ''Gelenekten Geleceğe Teknoloji'' programında, yaşlılara uygulamalı olarak akıllı telefon kullanma eğitimi verildi.

Engelliler Sarayı'nda düzenlenen programda yaşlılara akıllı telefon, kumanda gibi dijital teknik cihazların kullanımı hakkında uzmanlar tarafından bilgi verilerek, uygulamalı eğitim yapıldı.

65 YAŞ VE ÜZERİ OLANLARA EĞİTİM

65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Gülüstü Salur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşlıların gün boyu yaptıkları her şey için desteğe ihtiyaçları olduğunu, karşılaştıkları sorunları ve ihtiyaçları tespit etmek için çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Gençler sanal dünyada yer edinmeye çalışırken yaşlıların bunun dışında kaldığını belirten Salur, şunları kaydetti:''Hiç de zor değil sanal dünyanın parçası olmak. Bilgisayar kullanımı biraz daha zor olduğu için internetin artık mobil cihazlar dediğimiz akıllı telefon ve tabletlerle daha çok gündelik hayatımızın içinde olmasıyla kullanımları arttı. İleri yaş grubundakilerin de akıllı cihazlardan korkmadan hayatın içinde kalmaları, sosyalleşmeleri, çeşitli hizmetlere daha çabuk ulaşmaları, yollarını daha kolay bulmaları, sağlıkla ilgili hizmetleri daha kolay almaları, banka işlerini güvenli bir şekilde yapmaları için teknolojiden kopmayacakları şekilde rahat ve hakim bir şekilde akıllı telefon kullanabilmeleri bu eğitim projesini başlattık. Gençlerle yaşlıları bir araya getirip uygulamalı eğitim yapmayı planlıyoruz. Bugün biraz projeyi tanıtmak ve büyüklerimiz projeyi nasıl karşılayacaklar onu görmek için bu toplantıyı düzenledik.''

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da akıllı telefonların sadece sosyal medyayı kullanmak ve konuşma için kullanılmaması gerektiğini ifade ederek, sağlıkla ilgili takip edilebilecek teknolojilerin olduğunu belirtti.

"DÜNYA DEĞİŞİYOR"

Çağırıcı, ''Akıllı telefonlardan önce eskiden yaşlıların evlerine hat ve cihaz bağlanıyordu ya da bir butona basması isteniyordu. Şimdi onların hiçbirine gerek kalmadı. Dünya değişiyor, gelişiyor. Özellikle ülkemizin buna ayak uydurması noktasında da gerçekten gurur duyuyorum. Meraklı bir toplumun. Dünyada telefon modelleri değiştiğinde en hızlı değişimi sağlayan ülkelerin başında geliyoruz'' ifadelerini kullandı. 

Programda akıllı cihazların kullanımıyla ilgili sunum yapan Google Türkiye Teknoloji Uzmanı Özgür Mehmet Kütküt, yaşlılara akıllı telefon kullanımını uygulamalı olarak gösterdi.

Eğitime katılan ev hanımı 63 yaşındaki Nurgül Şengür, akıllı telefon kullanmayı kimseden destek almadan öğrendiğini belirterek, ''Torunuma baktığım işin evden dışarı çıkamıyorum ama her şeyden haberdar oluyorum. Facebook'ta akrabalarım neler yapmışlar, nerelere gitmişler takip ediyorum. Telefonumla doktor randevumu alıyorum. Kendi sağlığımla ilgili şeyleri izliyorum. Eğitimde 'e-posta' kullanımını öğrenmek istiyorum.'' dedi. 

Uygulamalı eğitimde telefonuyla sesli arama yapan 60 yaşındaki terzi Ekrem Soysal da yazmadan sıkıldığı zaman sesli aramayı kullandığını dile getirdi. Uygulamaları öğrenmekte zorluk çekmediğini belirten Sosyal, ''e-Devlet uygulamasını kullanarak, her işimi kolayca hallediyorum. Hastane randevumu alıyorum.'' diye konuştu. 

Kerbela şehitleri Azerbaycan ve Afganistan'da anıldı Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin  ve yarenlerinin Kerbela'da şehit edilişinin bin 378. yılı nedeniyle Azerbaycan ve  Afganistan'da anma programları düzenlendi.

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Sabah saatlerinden itibaren camilere  akın eden Azerbaycanlılar, Kur'an-ı Kerim okuyarak, dualar ederek Hz. Hüseyin ve  arkadaşlarını andı. Siyah bayrakların asıldığı camilerde bazıları mersiyeler  eşliğinde sine dövüp vücutlarına zincir vurdu.

Ülkede birkaç yıldır uygulanan muharrem ayında kan bağışı kampanyasına  bu yıl da devam edildi. Halk, camilerde düzenlenen kampanyaya yoğun ilgi  gösterdi. Kan vermek isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu.

Bakü'de Aşure günü dolayısıyla taziye sofraları açıldı.

Muharrem ayı, Azerbaycan'da yas ayı olarak kabul ediliyor, bu ayda  düğün ve eğlenceler düzenlenmiyor. Aşure gününde birçok iş yerinde öğlene kadar  kepenkler kapalı tutuluyor, ihtiyaç sahiplerine yardım ediliyor.

- Afganistan

Afganistan'da da yüz binlerce kişinin katıldığı törenler yapıldı.

Erken saatlerden itibaren camilere akın etmeye başlayan Hazara  Şiileri, Kerbela şehitleri için gözyaşı döküp, yaşananlar için ağıt yaktı,  elleriyle göğüslerine, zincirlerle sırtlarına vurarak yas tuttu.

Şiilere ait camiler siyah örtülerle kaplanırken verilen vaazlarda Hz.  Hüseyin'in başından geçenler mersiye şeklinde  anlatıldı.

Ülkenin kuzeyindeki Mezar-i Şerif kentinde Hz. Ali'nin türbesi  olduğuna inanılan Ravza-i Şerif önündeki yolları ve meydanları dolduran binlerce  kişi, ellerinde "Hz. Ali, Hz. Hüseyin" yazılı büyük pankartlar taşıdı.

Hz. Hüseyin'in Kerbela'da katledilen 6 aylık oğlu Ali Asgar'ın  sembolik tabutu meydanlarda gezdirildi.

Kerbela olaylarının matemini tutan Şiilere tören sonunda yemek, su ve  şerbet ikram edilirken, güvenlik nedeniyle şehir merkezine giden tüm caddeler  trafiğe kapatıldı.

Afganistan polisi, Aşure Günü dolayısıyla Şii camilerinin çevresini  barikatlarla kapattı, girenleri detektörlerle aradı.

Afganistan'da hükümet, muharrem ayı boyunca muhtemel şiddet  olaylarının önüne geçmek için güvenlik önlemlerini en üst düzeye  çıkarmıştı.

TMO 22 bin ton fındık aldı TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Soydan, "TMO şimdiye kadar 12 bin üreticiden 22 bin ton fındık alımı yaparak karşılığında 166 milyon lira ödemiştir" açıklamasında bulundu.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi  Arslan Soydan, alımlara yaklaşık bir ay önce başlayan TMO'nun şimdiye kadar 12  bin üreticiden 22 bin ton fındık alarak karşılığında 166 milyon lira ödediğini  bildirdi.

Soydan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, serbest piyasada işlem gören  fındık fiyatının 8,50 lira seviyelerinde olduğunu, bu şartlarda üreticilerin  Toprak Mahsulleri Ofisi'ni tercih ettiğini belirtti.

Özellikle TMO'nun alım şartlarını üretici lehine iyileştirmesi ve alım  noktalarını artırmasıyla buraya ilginin her geçen gün arttığını ifade eden  Soydan, TMO'nun şimdiye kadar 12 bin üreticiden 22 bin ton fındık alımı yaptığını  ve karşılığında 166 milyon lira ödediğini söyledi.

Soydan, üreticilerin TMO'ya fındıklarını verebilmek için ofisin resmi  internet sitesinden randevu aldığını kaydederek, önümüzdeki günler için 44 bin  üreticiye yaklaşık 102 bin ton fındık alımı için randevu verildiğini, bu sayının  gittikçe artacağını düşündüklerini dile getirdi.

TMO yetkililerinin, tüm üreticilerin elindeki fındığa talip  olduklarını ifade ettiğini anımsatan Soydan, şöyle devam etti: "Bilindiği üzere daha önce TMO'ya başvuran bazı üreticilerimiz çeşilti  nedenlerden dolayı geri çevriliyordu. Artık hiçbir üreticimiz geri çevrilmiyor.  Yapılan iyileştirmeler sonucu TMO'ya fındık satacak üreticilerin dekar başına  teslim edeceği ürün miktarı 130 kilograma kadar çıkarıldı. Ayrıca çürük oranı  3'ten 5'e, çatlak oranı ise 2'den 7'ye yükseltildi. Asgari randıman oranı da  40'dan 37'e düşürüldü. En önemlisi ise ödemeler 15 günden bir haftaya indirildi."

Soydan, TMO tarafında alım noktalarının 40'a kadar çıkarıldığına da  işaret ederek, "Ordu ve Giresun'da merkez ilçelerin yanı sıra pek çok ilçede TMO  fındık alımı gerçekleştirebiliyor. Bundan dolayı TMO'ya ilgi artmış durumda.  Bizim üreticilerden beklentimiz ürünlerini serbest piyasaya vermek yerine TMO'yu  tercih etmeleridir." diye konuştu.

Fındık üreticilerine Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) uyarısında da bulunan  Soydan, "Hiçbir üreticimiz ÇKS belgelerini üçüncü şahıslara vermesin. Bazı tüccar  ve manavların üreticilere ait ÇKS belgeleri ile TMO'ya fındık sattığı yönünde  şikayetler geliyor. Bu yönde ilgili Bakanlık da ÇKS belgelerini başka şahıslara  kullanandıranların tespiti durumunda yaptırım uygulamaya hazırlanıyor. Bu konuda  da duyarlı olunmasını, dikkat edilmesini önemle rica ediyoruz." dedi.

Türkiye, Avrupa'nın en genç ülkesi Türkiye, yüzde 8,3'lük yaşlı nüfus oranıyla "Avrupa'nın en genç nüfuslu ülkesi" konumunda bulunuyor.

Türkiye, yüzde 8,3'lük yaşlı nüfus  oranıyla "Avrupa'nın en genç nüfuslu ülkesi" konumunda bulunuyor. Nüfusu 2016  itibarıyla 79,8 milyon kişi olan Türkiye'de 65 yaş ve üzerinde 6,6 milyon kişi  yaşıyor.

AA muhabirinin, Dünya Bankası, Avrupa İstatistik Ofisi ve Türkiye  İstatistik Kurumu 2016 yılı verilerinden yaptığı derlemeye göre, dünyanın en  kalabalık üç ülkesinden Çin'in 1 milyar 378 milyonluk nüfusunun yüzde 10'u,  Hindistan'ın 1 milyar 324 milyonluk nüfusunun yüzde 6'sı, ABD'nin 323 milyonluk  nüfusunun ise yüzde 15'i yaşlılardan oluşuyor.

Yaşlı nüfus oranı en düşük ülkeler ise yüzde 1 ile Birleşik Arap  Emirlikleri ve Katar. Bu ülkeleri yüzde 2 yaşlı nüfusla Uganda, Kuveyt, Umman,  Angola, Bahreyn, Burkina Faso ve Zambiya takip ediyor.

Geçen yıl itibarıyla 127 milyonluk Japonya nüfusunun yüzde 27'si, 82,6  milyonluk Almanya'nın yüzde 21'i ve 60,6 milyonluk İtalya'nın yüzde 22'si yaşlı  nüfustan oluşuyor. Dünyanın en yaşlı ülkelerinden 10,7 milyon nüfuslu  Yunanistan'da ise nüfusun yüzde 21'inin 65 yaş ve üzerinde olduğu kayıtlara  yansıdı.

DÜNYANIN YAŞLI KITASI AVRUPA

Avrupa ülkelerinden Finlandiya, Portekiz ve Bulgaristan'ın yüzde  20'si, Avusturya, İsveç, Estonya, İspanya, Hırvatistan, Fransa, Danimarka,  Litvanya, Letonya ve Malta'nın yüzde 19'u, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Belçika,  Macaristan, Hollanda, İsviçre ve İngiltere'nin ise yüzde 18'i 65 yaş ve üzerinde  bulunuyor. Öte yandan Romanya'da nüfusun yüzde 17'sinin, Polonya'da ise yüzde  16'sının yaşlılardan oluştuğu kayıtlarda yer alıyor.

Türkiye ise yüzde 8,3'lük yaşlı nüfusuyla Avrupa'nın en genç nüfuslu  ülkesi konumunda. Nüfusu 2016 itibarıyla 79,8 milyon kişi olan Türkiye'de 65 yaş  ve üzerinde 6,6 milyon kişi yaşıyor. Bunların yüzde 7,3'ü erkeklerden, yüzde  9,4'ü ise kadınlardan oluşuyor.

"HER YIL YAŞLI NÜFUS ARTIYOR"

Dünya Yaşlanma Konseyi Başkanı Kemal Aydın, AA muhabirine yaptığı  açıklamada, her yıl yaşlı nüfusun artma eğilimi gösterdiğini belirterek,  "Ülkemizdeki 65 yaş üzeri nüfus 2005 yılında yüzde 5,7 iken 2010'da yüzde 7,2 ve  2012'de ise yüzde 7,5 olmuştur. Türkiye'de yaşlı nüfusun 2050 yılında yüzde  20,8'e ulaşacağı tahmin ediliyor." dedi.

Türkiye'de yaşlı nüfusun önemli bölümünün yetersiz ve dengesiz  beslenmeden kaynaklanan hastalıkların etkisi altında yaşadığına işaret eden  Aydın, sağlıklı ve aktif yaşlanan bir toplum oluşturmak, yaşlılara yönelik sağlık  hizmetlerini geliştirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla Birleşmiş Milletlerin 1990  yılında 1 Ekim'i Dünya Yaşlılar Günü olarak belirlediğini anımsattı.

Nüfus projeksiyonlarına göre, yakın gelecekte dünya nüfus yapısında  hızlı değişimler olacağını ifade eden Aydın, nüfus ve yaş yapısındaki en önemli  değişimin çocuk-yaşlı dengesinde gerçekleşeceğini ve 2050 yılında tarihte ilk kez  yaşlı sayısının, çocuk sayısına ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.

Aydın, Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresinin ortalama 78 yıl  olduğuna dikkati çekerek, yaşlı nüfus ve yaşlılıkla ilgili yapılması gerekenlerin  giderek arttığını ifade etti.

2017 yılını "aktif ve sağlıklı yaşlanma ve nesiller arası dayanışma  yılı" ilan ettiklerini hatırlatan Aydın, yaşlılara yönelik sosyoekonomik  politikaların oluşturulmasında yasa yapıcı ve uygulayıcılarla ortak çalışmalar  gerçekleştirdiklerini anlattı.

Aydın, sosyal ve aktif yaşlı bireyler hedeflediklerini vurgulayarak,  bu kapsamda kültür, sanat ve spor etkinlikleri, yeni teknoloji kullanımı ve yaşam  boyu eğitim olanaklarından yaşlıların yararlanabilmesi için fırsat yaratılması  gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin 2050 yılında dünyada 2 milyarı aşacak yaşlı nüfus için  birçok potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Aydın, 3. Dünya Sağlıklı Yaşlanma  Kongresi'nin 1 Ekim 2018'de Türkiye'de gerçekleştirileceğini bildirdi.

Rusya'nın acı Suriye karnesi Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Rusya’nın Suriye'de 2.  yılını dolduran askeri müdahalesi sonucu en az 5 bin 233 sivilin öldüğünü bildirdi.

SNHR, Rusya'nın Suriye'de 30 Eylül 2015'te Beşşar Esed yönetimine  askeri destek ve terör ile mücadele bahanesiyle başlattığı askeri müdahalenin 2.  yılına ilişkin rapor yayımladı.

Raporda, "Rusya'nın Suriye'deki 2. yılını dolduran askeri  müdahalesinde bin 417'si çocuk, 886'sı kadın en az 5 bin 233 sivil yaşamını  yitirdi." ifadesine yer verildi.

Rus güçlerinin saldırılarında yaşamını yitiren sivillerin büyük oranda  muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde olduğuna işaret edilen raporda, şunlar  aktarıldı:

"Ruslara ait olduğunu tahmin ettiğimiz güçler, Halep'te 2 bin 762,  İdlib'te bin 343, Deyrizor'da 452, Humus'ta 243, Rakka'da 241, Hama'da 84,  Haseke'de 43, Dera'da 22, Lazkiye'de 1, Şam ve kırsalında ise 42 sivilin ölümüne  yol açtı."

Rapora göre, 2015'in son 3 ayında 901, 2016'da 3 bin 529, 2017'de de 803 sivil Rus güçlerinin hava saldırılarında öldü.

Suriye’de Rus hava saldırıları sonucu 109 mescit, 143 okul ve 119  sağlık merkezinin yer aldığı sivil yaşam merkezleri en az 707 defa hedef alındı.  Bu saldırılar sonucu en az 47 sağlık çalışanı hayatını kaybetti .

Rus saldırıları büyük göçlere yol açtı

Raporda, Rusların sivil yerleşim yerlerine düzenlediği yoğun hava  saldırlarının  büyük göç dalgalarına yol açtığı belirtilerek, "Rusların hava  saldırıları ve askeri operasyonları başta Halep, Humus, İdlib, Lazkıye, Rakka ve  Deyrizor'da yaklaşık 2,3 milyon sivili yerinden etti." ifadesi kullanıldı.

Rus hava saldırılarının rejimin Halep ve Humus tahliyelerinde büyük rol oynadığını vurgulayan SNHR, şunları kaydetti:

"Rusya, Suriye rejimine ve destekçisi milislere verdiği hava desteği  sayesinde Aralık 2016'da 45 bin sivil Doğu Halep mahallerini terk etmek zorunda  kaldı. Vaer tahliyesini de Ruslar yürüttü."

Soruşturma açılsın

Raporun tavsiyeler bölümünde de Suriye'de işlenen suçlar ve yaşanan  olayların soruşturulmasına yönelik çağrı yapıldı.

Sivillerin güvenliğinin sağlanması gerektiği ifade edilen raporda,  sivillere yönelik saldırıların bir an önce durması talep edildi. Raporda, Suriye  meselesinin uluslararası mahkemeye taşınmasının önemine dikkat çekilerek, sivil ölümlerine yol açanların yargılanması gerektiğinin altı çizildi.

Adana'da firari hükümlü yakalandı Adana'da suç örgütü davası kapsamında hakkında 47 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan firari hükümlü yakalandı.

İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, firari hükümlü Uğur Arıkan'ın merkez Çukurova ilçesi Toros Mahallesi'nde olduğunu tespit etti.

İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Araştırma Bürosu ekipleri, belirlenen adrese düzenledikleri operasyonda firari hükümlüyü yakaladı.

Suç örgütü davası kapsamında hakkında 47 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan, yaklaşık bir yıldır aranan Arıkan, adliyedeki işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.

Ozan Tufan: Kilolu değilim tişört bol! Fenerbahçeli futbolcu Ozan Tufan, Benfica'dan kendisine gelen transfer teklifini doğruladı. Tufan, rakipleri hakkında da ilginç tespitlerde bulundu.

Fenerbahçe'nin milli futbolcusu Ozan Tufan; kilosundan Galatasaray maçına, kaçırdığı golden sonra televizyonu kıran taraftardan video hakem sistemine kadar birçok farklı konuda önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Ozan Tufan'ın sözlerinden öne çıkanlar:

"GALATASARAY'I YENMEK İÇİN GİDECEĞİZ"

Ligde neyin ne olacağı belli olmuyor. Hızlı ve iyi başlayan bir Galatasaray, iyi futbol oynayan bir Beşiktaş var. Herkes için güçlü gözüken Beşiktaş'ı yenebiliyoruz. Şimdi dışarıda Galatasaray maçımız var. Geçen sene de orada yenmiştik. Bu sene de yenmek için gideceğiz. Bizim için rakip ayrımı yok. Bakıldığı zaman en zor takımlardan biri Medipol Başakşehir'dir. Hem içeride hem dışarıda zor bir takım.

"HEP YENECEĞİZ DİYORLAR AMA..."

Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor Kadıköy'e geldiğinde hep, 'Bu sene sıkıntılılar, yeneceğiz' diye söylemlerde bulunuyorlar. Bu bizim öz güvenimizi daha da yükseltiyor. Biz Kadıköy'de rahat bir şekilde oynuyoruz. Yıllardır değişmeyen tek bir şey var, o da Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'u Kadıköy'de yenmemiz.

"EN KEYİF ALDIĞIM HOCA AYKUT KOCAMAN"

Yabancı hocayla Türk hoca arasında fark vardır. Aykut hocanın zaten nasıl bir karakter ve insan olduğunu biliyoruz. Aykut hoca Türk oyunculara kendilerini daha iyi hissettiriyor. Fenerbahçe'ye geldiğimden beri çalıştığım en iyi hoca Aykut Kocaman. Zaten hep çalışmak istediğim bir isimdi. Şenol Güneş, Fatih Terim, Ertuğrul Sağlam gibi hocalarla da çalıştım. Hepsi de iyi hocalar ama şu an Fenerbahçe'ye hizmet veren Aykut Kocaman'la çalıştığım için daha da bir keyifliyim. Bana çok şey katıyor; hem psikolojik hem de saha içi olarak. Saha dışında psikolojik olarak yönlendirmesi, beni daha da mutlu ediyor. Bazı şeyleri yanlış yapabilirken beni doğruya çeken bir insan. Teşekkür ediyorum kendisine.

"KİLO SIKINTIM OLSA ZATEN OYNATILMAM"

Fenerbahçe gibi Türkiye'nin en büyük kulübünde oynuyoruz. Burada diyetisyeni, doktorları, kilo ölçümcüleri vs herkes var. Tişörtün bana bol gelmesi, o an fotoğrafta formanın üzerime yapışmasıyla göbeğin çıkması, bütün herkesi yanlış yerlere yönlendirebiliyor. Bunu da zaten yanlış yere çekmek isteyenler var. Yağ oranlarım, kilom belli. Kilo sıkıntım olsa ilk başta hocam beni oynatmaz. Hem kulüp, hem milli takım hocamın bir bildiği var ki beni oynatıyorlar. Bu, (kilolu iddiaları) benim sorunum değil, böyle yönlendirmeye çalışanların sorunu. Şu an değişen bir şeyim yok hatta daha fazla sıkılaştım. Yağ oranımda düşme var, kilomda azalma da var. Geçen hafta 'kilosu vardı', bu hafta maç iyi gitti 'Ozan çok iyiydi' deniyor. Bu böyle olmaz. Spor yorumcuları da böyle. Bunları hiçbir şekilde tasvip etmiyorum. Bu durum çok yanlış. Benim ölçümlerim var. Bir sıkıntı olsa hoca beni tutmazdı zaten. Hoca oynatıyorsa, demek ki bir bildiği var.

"TELEVİZYONU KIRAN ÇOCUĞU İZLEDİM..."

Açıkçası bakmıyorum ama arkadaşlarım da söyleyince 'Ya Ozan ne yapmış da böyle olmuş' diye soruyorum kendime. Benim yaptığım pas hatasını başkası da yapıyor. Açıkçası geçen Beşiktaş maçında kaçırdığım golden sonra bir televizyon kırılmış galiba. O televizyon kırılma videosunu izledim. Çocuk kendine zarar veriyor. Ben bir orta saha oyuncusuyum. Bir orta saha oyuncusu bir derbide üç defa gol pozisyonuna girebilir mi, ben giriyorum. Çocuk televizyonu kırmış. Gol kaçabilir, burada kimler ne goller kaçırdı. Bunlar olacaktır. Bir şeylere zarar verme, bağırma çağırma, insanları küstürür ve bazı şeylerden nefret ettirir.

"BENFİCA İSTEDİ AMA BAZI PÜRÜZLER OLDU"

Fenerbahçe'ye transfer olmamdan itibaren hedeflerimden birisi burada iyi oynayıp yurt dışında kulübümü en iyi şekilde temsil etmekti. Sezon başı beni isteyen takımlar vardı. Bunlardan biri de Benfica'ydı zaten. Bazı pürüzler oldu. Bu anlaşmazlıklar biraz da benim dışımda gerçekleşti. Burada kalmamdan yana bir sıkıntı yok, zaten benim gönlüm Fenerbahçe'de. Gönül bağım burası. Fenerbahçe'nin yeri bende farklı. Elbet bir gün yurt dışında oynayıp Fenerbahçe'yi ve ailemi temsil etmek isterim. İspanya'da futbol oynamak isterim.

"YABANCI KURALI DAHA AZ YA DA EŞİT OLSAYDI..."

Yabancı oyuncularla aram çok iyidir. Aslında yabancı sorunu bakıldığında yok gibi gözüküyor, Ozan oynuyor mu oynuyor. Yabancı kuralı daha az ya da eşit olsaydı, Türk futbolcusu için daha iyi olabilirdi. Beşiktaş derbisini hayat memat meselesi olarak gördüm ve kendimi konsantre ettim. Bütün yabancı oyuncularımızı da böyle motive ettik. Sonuçta bu konu beni aşan bir durum.

"VİDEO HAKEM BİZDE DE OLMALI"

İngiltere'de gol çizgisi kamerası var. Bizde de olmalı. Maçta bugün bize olan yarın başkasına olabiliyor. Bu durumun bir şekilde neticeye kavuşması için bu uygulamanın yürürlüğe girmesi lazım. Bu sistem hakemleri de rahatlatır.

Meral Akşener'in tweetine tepki yağdı Meral Akşener'in, Aşure günüyle ilgili attığı tweet sosyal medyada büyük tepki gösterilmesi üzerine Akşener, tweet'ini sildi.

Yeni parti kurma çalışmalarına devam eden FETÖ destekli Meral Akşener, Aşure Günü nedeniyle attığı tweet'le büyük tepki topladı.

SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI

Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edildiği gün olması nedeniyle, Aşure Günü İslam dünyasında yas ve matem günü olarak anılıyor. Genellikle siyasiler bugünde verdikleri demeçlerle acı olayı anıyor ve üzüntülerini dile getiriyor. Ancak Akşener, attığı tweet'le bu hassasiyeti görmezden geldi.

"AŞURE VARLIĞINDA BİR HAYAT NASİP EYLE"

Akşener tweetinde "Ey Rabbim... Bütün insanlara aşure varlığında bir hayat nasip eyle. Muharrem ayınızı tebrik ederim." dedi.

TWEET'İ SİLDİ

Akşener'e paylaşımı nedeniyle sosyal medyada tepki yağdı.

Hatta bazı kullanıcılar, Bahçeli'nin Kerbela faciasını andığı ve üzüntüsünü dile getirdiği paylaşımlarla, Akşener'in paylaşımını kıyasladı. Akşener gelen tepkiler üzerine tweet'ini sildi.

Kuzey Irak: Maaşların toplamı 915 milyar dinar Irak Başbakanı Haydar Abadi, Kuzey Irak Kürt Yönetimi petrol gelirinin kontrolü karşılığında memur maaşlarını ödeyeceğiz dedi.

Açıklamanın ardından hukuksuz referanduma imza atan, Barzani yönetimi Bağdat’ın sadece 460 milyar dinarlık memur maaşlarını ödeyeceğini açıkladığını  aylık bütçesinin 915 milyar dinar olduğunu kaydetti. 

Açıklamada Erbil’in, Bağdat’ın ödeyeceğini açıkladığı miktarın %40’ından fazlasını ödediği ifade edildi.

Herkesi kırıp geçirdi: Messi Fenerbahçe'de oynuyor! Kim Milyoner Olmak İster isimli yarışma programında sorulan soru herkesi ekranlara kilitledi.  

Kim Milyoner Olmak İster’ isimli yarışma programında geçtiğimiz akşam yayınlanan bir soru sosyal medyada oldukça konuşuldu.

“Kendisiyle yapılan bir röportajda düzenli olarak kan bağışı yaptığı için dövme yaptırmadığını açıklayan futbolcu kimdir?” sorusu yarışmacıyı bir hayli zorladı.

Cristiano Ronaldo seçeneğinin doğru cevap olduğu soruda yarışmacı sorunun cevabını joker kullanarak bulabildi.

Öte yandan yarışmacının doğru yanıtı bulmaya çalışırken Messi’nin Fenerbahçe’de oynadığını söylemesi de gülüşmelere yol açtı.

Suriye sınırına yapılan güvenlik duvarında sona gelindi TOKİ Başkanı Ergün Turan Suriye sınırına yapılan güvenlik duvarının bitmek üzere olduğunu söyledi. Güvenlik duvarının Çin Seddi ve ABD-Meksika sınırının ardından dünyada üçüncü olacağını belirten Turan, “Sınır hattı boyunca 2 metre genişliğinde ve 3 metre yüksekliğindeki 7 tonluk seyyar bloklarda duvarların üzerlerine jiletli tel de çekiliyor” ifadelerini kullandı.

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından, Suriye sınırında yapımı devam eden güvenlik duvarında sona gelindi.

Oldukça zor ve tehlikeli bir çalışma yaptıklarını kaydeden TOKİ Başkanı Ergün Turan, “Terör örgütlerinin artan faaliyetleri ve kontrolsüz geçişler nedeniyle ülkemizin 911 kilometrelik Suriye sınırında güvenlik çok önemli hale gelmiştir. İdare olarak güvenlik duvarının 711 kilometrelik bölümünü inşa ediyoruz. Gerek arazi koşulları, gerek mayınlı arazilere rağmen güvenlik duvarının tamamını bitirme aşamasına geldik. Güvenlik duvarının tamamlanması ile sınırımız daha güvenli hale gelecek" dedi.

Sınırda olağanüstü ve tehlikeli bir  çalışma yaptıklarını belirten Turan, "Mayınlı arazilerin olması ve diğer etkenler işimizi daha da zorlaştırıyor. Buna rağmen büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Sınır duvarımızı bitirme aşamasına geldik. Çok kısa bir süre sonra sinir duvarımızı bitirip sınırımızı daha güvenli hale getireceğiz" diye konuştu. Güvenlik duvarının Çin Seddi ve ABD-Meksika sınırının ardından dünyada üçüncü olacağını belirten Turan, “Sınır hattı boyunca 2 metre genişliğinde ve 3 metre yüksekliğindeki 7 tonluk seyyar bloklarda duvarların üzerlerine jiletli tel de çekiliyor” diye konuştu.

YOL İNŞAATI DA YAPILIYOR

Duvarın arkasına devriye atmak için güvenlik yolu ve gözetleme kulesi inşa ettiklerini de dile getiren Turan, “Güvenlik duvarı prefabrik olarak üretildi. Güvenlik sorunu ortadan kalktığında duvarları taşıyıp başka bölgelerde istediğimiz amaçla yeniden kullanabiliriz. Duvar ve yolun tamamı yerli, Türk firmaları tarafından inşa ediliyor. Neredeyse her gün 2,5-3 kilometre duvar ve yol yaparak ilerliyoruz" açıklamalarında bulundu.

Arabistan'da ilklere devam: Kadınlar için özel sürücü okulları Kadınların araba sürmesine ve fetva vermesine olanak sağlayan Suudi Arabistan'dan yeni bir adım geldi. Prenses Nura Bint Abdurrahman Üniversitesi kadınlar için bir sürücü okulu açılacağını duyurdu.

Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde yer alan Prenses Nura Bint Abdurrahman Üniversitesi, kadınlara yönelik otomobil kullanma yasağının kaldırılması sonrası üniversite bünyesinde kadınlar için bir sürücü okulu açılacağını açıkladı.

Ülke genelinde 60.000'den fazla kadın öğrencisi bulunan üniversiteden yapılan açıklamada bunun kararın ardından bir ilk olduğu vurgulandı.

Bu arada Suudi bir erkeğin, eşine Hummer marka aracını 'teslim ettiği' anlar da sosyal medya kullanıcılarının gündemine oturdu.

Kilosu 65 TL'den kapış kapış satılıyor Sivas'ta bir yaylada tamamen doğal olarak üretilen 3 ton saf çiçek balı satışa çıkarıldığı 1 ay içerisinde tükenme noktasına geldi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Arıcılık Birimi tarafından Sivas'ta bir yaylada tamamen doğal olarak üretilen 3 ton saf çiçek balı satışa çıkarıldığı 1 ay içerisinde tükenme noktasına geldi. Balın üretildiği yaylada iyi tarım uygulaması yapıldığı ve kesinlikle zirai ilaç kullanılmadığı, bu açıdan da balın çok kaliteli olduğu belirtildi.

Samsun'daki Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Arıcılık Birimi tarafından yapıldığı Sivas´ın Kangal İlçesi'nin 1900 rakımlı Mühür Kulak Köyü yaylasında 130 kovandan üretilen ballar yaklaşık 1 ay önce satışa çıkarıldı. Üretilen yaklaşık 3 ton saf çiçek balı kilosu 65 TL'den satışa sunuldu. Büyük bir ilgi gösterilen bal, 1 ay sonunda tükenme noktasına geldi. Sadece 300 kilogram bal kaldığı belirtildi.

OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Arıcılık Araştırma ve Uygulama Birimi'nde 10 yıllık süreçte hastalıklara dayanıklı Kafkas arısı ıslah edilmiş ve son iki yılda da Karadeniz arısı ile ilgili ıslah çalışmalarının sürdürüldüğünü belirterek, şöyle dedi:

"Öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz bu yaz döneminde 2,5 süresince bu yaylada çalışma yaptılar. İyi tarım uygulamaları yapılan bölge özellikle flora açısından çok zengin. Bölgede yoğunlukla kekik ve çörek otu gibi çiçekler mevcuttu. Kesinlikle takviye şeker kullanılmadan saf bal ürettik. Saf bal üretiminde Türkiye kovan rekoru da kırdık diyebilirim. Kovan başına yaklaşık 25 kilo bal üretimi yaptık. Tamamen doğal saf kaliteli bal ürettik. Balın en önemli özelliklerinden biri de bölgede hiçbir zirai tarım ilacının kullanılmıyor olması. Bu açıdan da üretilen bal çok yüksek kalitede ve kıymetli. Çok büyük bir ilgiliyle karşılaştık. Balımız 1 ayda tükenme noktasına geldi. Şu an yaklaşık 300 kilo bal elimizde var. Onunda çok kısa sürede tükeneceğini düşünüyoruz."

Prof.Dr. Yusuf Demir, fakülte olarak temel amaçlarının bölgeye hizmet eden, halkı ve çiftçi ile bütünleşebilen bir eğitim anlayışını benimsemek olduğunu dile getirerek, "Bu amaçla eğitim kalitemizi yükseltmenin yanında araştırma ve uygulama kalitemizi yükselterek, hem çiftçimizin yanında hem de tüketicimizin hizmetinde olmayı hedefledik. Arıcılıkta yaptığımız uygulama ile ürettiğimiz ballar birinci sınıf ve organik üretim kalitesinde. Bu balın içerisinde hiçbir katkı maddesi ve takviye gıda maddesi yoktur. Sınırlı miktarda balı üreterek halkımızın tüketimine sunmaktan son derece mutluyuz" diye konuştu.

Türk firmasına 1.9 milyar dolarlık dev ihale Dünyanın en büyük müteaahitleri listesinde 78'inci sırada yer alan Yapı Merkezi, Tanzanya'dan dev bir ihale aldı.

Şubat ayında Portekizli ortağı ile 1.2 milyar dolarlık yüksek hızlı tren projesi işini alan Yapı Merkezi, bu kez de aynı projenin 1.9 milyar dolarlık ikinci etabını tek başına kazandı.

Tanzanya Devlet Demiryolları şirketi Reli Assets Holding Company (RAHCO) tarafından yapılan açıklamada, "Tekliflerin değerlendirilmesinden sonra Yapı Merkezi'nin teknik ve finansal gereklilikleri karşıladığı görülmüştür" denildi.

İhaleye 15 firma teklif vermişti.

Yapı Merkezi'nin 1.9 milyar dolarla kazandığı ikinci faz yüksek hızlı tren projesi, Morogoro ile Makutupora arasında gerçekleşecek. Hattın toplam uzunluğu ise 422 km olacak. Söz konusu hatta yılda 17 milyon tonluk kargo taşımacılığı yapılabilecek.

Şirket, hattı 36 ay içerisinde tamamlayıp hizmete açacak.

Yapı Merkezi, Şubat ayında yapılan Dar es Salaam ile Morogoro arasındaki 300 km'lik ilk faz ihaleyi de Portekizli ortağı Mota-Engil Engenharia ile 1.2 milyar dolar karşılığında kazanmıştı.

Flaş Rusya iddiası! Nükleerden daha güçlü... İngiliz basını, Rusya'nın geliştirmekte olduğu yeni radyoelektronik silahın ‘nükleer bombadan daha güçlü' ve orduları etkisiz hale getirme yeteneğine sahip olacağını ileri yazdı.

İngiltere'de yayımlanan Daily Star gazetesi, 7 kilometrelik alandaki tüm füze başlıkları ve uçakların kontrol sistemlerini kapatma yeteneğine sahip Elabuga adlı güçlü elektromanyetik füzenin en çok dikkat çeken yeni silah olduğunu belirtti.

Rus Sputnik haber ajansının aktardığına göre, gazete bu füzenin en büyük özelliğinin tankların kontrol sistemlerini devre dışı bırakma ve tank kuleleri içindeki mermileri patlatma yeteneği olduğunu iddia etti. Ayrıca yer altında 100 metre derinliklerde saklanan askerlerin bile bu elektromanyetik silahtan kurtulamayacağı ileri sürüldü.

Haberde ayrıca Listva uzaktan mayın temizleme araçlarına dikkat çekiliyor. Bu araçlar, mayınlar ve diğer patlayıcıları yüksek frekanslı radyasyon sayesinde etkisiz hale getiriyor.

Fakıbaba: İsrail'den tohum alıyoruz ama... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, ''İsrail'e domates tohumu da ihraç ediyoruz'' dedi.

Bu konuda özellikle İsrail tohumlarıyla ilgili yanlış inanışlar bulunduğunu vurgulayan Fakıbaba, şöyle konuştu: “Ülkemizde üretilen tohumların yüzde 70’i bakanlığımızca geliştirilmektedir. Bazen arkadaşlar domatesin tohumunu bile dışarıdan ithal ettiğimizi söylüyorlar. Bırakın tarım bakanı olarak, bir Türk vatandaş olarak bu durum beni çok üzüyor. Oysa hem devletin, hem enstitülerimizin hem de özel sektörün yaptığı o kadar güzel Ar-Ge çalışamaları var ki diğer ülkeler arasında sıraya girebilecek yere sahibiz.”

İHRACATIMIZ DAHA FAZLA

Fakıbaba, şöyle devam etti: “Avrupa’da olmayan müthiş laboratuvar ve orada üretilen yerli tohumlar beni gururlandıran şeylerden birisi. Bizim bakanlığa bağlı çalışmalarını devam ettiren, Ar-Ge çalışmaları yapan 50’ye yakın enstitümüz bulunmakta. Yanlış anlaşılan ve vatandaşın kafasında yer eden bazı şeyler var, ‘biz tarımda domates tohumunu bile İsrail’den alıyoruz..’ Zaman zaman alabiliriz ama biz İsrail’e domates tohumu ihraç ediyoruz.”